Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Eşeyli üreme yapan canlılarda cinsiyeti belirleyen X ve Y kromozomu vardır. XX=dişi, XY=erkek. Eğer insansan, Türkiye'nin doğusunda ya da güneydoğusunda doğmuşsan ve kromozomların XX ise yandın. Çünkü kadınsın. Dişisin. Eksik etek, kaşık düşmanısın. ******* bağımlısı toplumun uğursuzusun. Daha ana karnındayken, istemezler seni. ''Errkek adamın, Eerrkek oğlu olur!'' Eğer dişiysen babanın ayıbısın bir kere, adam olamamış, erkeği tutturamamıştır. Annen zaten bitmiştir. ''Bu da erkek olmazsa koyarım
Yüregim umulmayan yaralarla baş edemezken bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim hangi alemde hangi düşlerde isen gel çünkü seni ve gülüşünü 'ÇOK ÖZLEDİM'
Yıllar sonra öğrendim ki...
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
Öğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.
Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
KADIN DENİLEN KAYIP KITA
Kadın denilen kayıp kıtayı keşfe çıkan milyonlarca erkek, çoğu zaman eli boş döner açık denizlerdeki bu nafile seferlerinden ...
Keşfettiğini sananlarsa bir süre sonra (belki birkaç sene, belki birkaç saat) ayak bastıkları kıtayı bambaşka bir iklime bürünmüş bulunca, Kolomb sendromuyla "Acaba yanlış kıtada mıyım " telaşına kapılırlar.
Oysa genellikle kıta değildir yanlış olan; kaşifin kıtayı algılayış biçimidir ...
Asgari topografya bilgisinden yoksun oluşudur ...
K
BİR_KADINI_AĞLATMAK.....
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
Kadınlar her şeye ağlayabilir;bir filme,bir şarkıya,bir yazıya.
En az erkekler kadar yani!
Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
Eğer bir kadın yürekten ağlıyıyorsa,
ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir....
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacakki
ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker
batırır iğneleri yüreğine!
İşte o zaman koca bir yumruk gelir
oturur boğazına kadının yutkunamaz,
nefes
HERKES GİBİ
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin.
Nazim Hikmet RAN
Giderken...
Bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
Beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur
Sunay Akın
FENERBAHÇE=1
GALATASARAY=0
Sevgili cimbomlular üzülmeyin sizler süper kupa sahibi bir takımın taraftarlarısınız zaten bu yıl ikincide olsanız şampiyonlar ligine gidersiniz fenerin sizi yenmesi vakay-i adiye böylece sene sonuna kadar ızdırap çekmeyeceksiniz şampiyon belli oldu sizlerde hakemlerle uğraşıp çirkeflik yapmak zorunda değilsiniz
Sevgili fenerliler galatasaraylıları üzmeyelim onların duygularıyla oynamayalım onlara fener demeyelim yoksa bu zor anlarında sa
Yoktum uzun zamandır. Gerçekten, sanki yok olmuştum. Yer yarılmıştı da içine girmiştim. Dünyalar başıma yıkılmıştı. Yoktu aslında bir nedeni, sevdiklerime bişey olmadı Allahıma bin şükür. İşim de var. Sevgilim yok bir tek. Zaten uzun zamandır da yoktu. Olmasındı zaten, yani olsa iyi olurdu ama yoktu. Ben aşıktım sadece. Sonra birden bire bişey oldu. Biri ışıkları kapadı sanki, hani küçükken biraz daha biraz daha oturmak istersiniz de anne emir verir. Doğru yatağa! Gider yatarsınız, o da kolayca
Siyah öyle bir renk ki kimi zaman karamsar, kimi zaman hüzün, kimi zaman yalnızlık, kimi zaman yas....
İnsana öyle öyle bir duygu veriyor ki!
Ancak hep ilgimi çakmiştir, beni düşündürmüştür. 'Kara Murat, Kara Oğlan, Karacaoğlan, gözü kara, kara vicdanlı' Bu lakap yada deyimler topluma nasıl mesajlar vermeye çalışıyor.? Yoksa 'siyah' cesaret, yiğitlik gözü pek anlamınamı geliyor.?
Fakat ne olursa olsun ben yinede bu rengi seviyorum.
Her 10 Kasımda küçüklüğümü hatırlarım...
Okula gitmek için can atardım neden olduğunu bilmediğim ve anlayamadığım bir gündü... Daha sonraları okumaya başladım ve anlama yolunda yol almaya başladım. Okudukça aydınlandım, anladıkça daha da anlama isteği ile Mustama Kemal Atatürkü öğrenmeye başladım. Bu bana yeni kapılar açtı... Ben MKA kendinden öğrenmek istedim... Bana öğretilenlerle değil... Ona onun gözünden bakmak, ona onun sesinden seslenmek, ona onun ayakaları ile ulaşmak, ona onun aklı
Nedeni var
Sevdiğimi söyleyemem
Çünkü gün geldi söylemek isteyince
Susmak Gerekti.
Kollarımda Sana sarılacak güç yoktu şimdi
Nedeni var...
Gün geldi,
Sarılmak isteyince kaybolup gittin
Sonrada kırıldılar zaten
* * * * * *
Sen benim ilk sevgilimsin, mahremim, ilk sırdaşım,
Sen benim ilk hasretimsin, ilk acım, ilk gözyaşım.
Neylesem aklımdasın, gönlümdesin can yoldaşım,
Sen benim ilk gurbetimsin, ilk acım, ilk gözyaşım....
*
Unutmayın bu sistem daha suçsuz la suçluyu ayıracak düzeyde değil... IP üzerinden banlama dinamik ip leri için çok zor olan bir sistem.
İnsanlar bazan yapılan haksızlıklarda hemen bunu niye yapmadınız veya şunu niye yapmadınız diye çıkışlarda bulunuyor. Fark etmedikleri İnternet teknolojisinin daha emekleme devrinde olduğudur. Gizlilik özelliğine dokunmadan çok etkili bir belirleme yapamazlar onada dokundularmı İnternet olayının geri gideceğini düşündükleri için...
Böyle gelmiş böyle gi
- Aç
- Aç gözlerini, aç.
- Sana doğru yaklaşan veri hengamesine kayıtsız kalırsın
- Tekil olmamak için karmaşaya dalarsın
- Karmaşa sana kim olduğunu unutturur.
- Sonra pişman olursun.
- Geri dönersin. Gözlerini açarsın.
Kirliliğin içinde daralıyor ve kirliliğin içinde genişliyoruz:
* Yönlendiren, boşalan, ikileştiren (hatta çoklaştıran), geren ve kopartan sözün kirliliği
* Kırıcı aletlerini duvardan sakınan düşüncenin kirliliği
* Kendini tüketen ya da zorunluluklar peşinde koşan ümidin kirliliği
* Kılıfa işleyip insana işleyemeyen duygunun kirliliği
* Aldatan, kör eden ve yalnızlaştıran görüntünün kirliliği
* Saklanan, esnemeyen ve sürükleyen anlamın kirliliği
* Kavranamayacaklarda ispatını arayan kav
Kulak ver:
Adrenalin senden taştığı anda onu parçalara ayır. Deney tüplerine koy. Bunu başarmada en büyük silahın basitlik olsun. Öylece basitleş ki adrenalin sende barınıyor olmaktan tiksinsin. Artık o senin elindedir. Sen onun değil.
"Ben geçmişin cesetleri üzerine kuruluyum. Sizler, o cesetleri gömmeyin. Gömmeyin ki onların yüzleri tanımazlaşana; kemiklerinden etler sıyrılana kadar onlara bakayım da sizlere neyin üzerinde durduğunuzu hatırlatayım. Onlara izin verin, içlerindeki kokuyu üzerinize salsınlar. Ve siz de o çürüme kokusundan şikayet etmeyin. Bu ödediğiniz bedeldir; üzerinde durduklarınızdan kayıp düşmeyesiniz diye. Sabredin, çünkü koku direnemez zamana.
Zaman bana parçalar ekler ve benden parçalar çıkarır. He
Baharı hissedemediğim
Kaygımı salamadığım dünyam
Yorgun sözleri süzüp elime
Taş atıp vurduğum sokaklar elveda
Yamaçlarında yuzuduğum seyhanım
Kavgasında büyüdüğüm mahallem elveda
Okey taşlarının tavla zarlarının
Müzik fonu oluşturduğu her insan
Gözlerimi yaşartan ******
Ve dudaklarımda dans ettiğim sevgilim elveda
Büstünü parçalayıp insanlığın
Samimi gülüşleri savurdan dudak
Ve yol geçen hanına dönüşen
Bu sanat bu edebiyat elveda
Güneş yakalanacaksa eğer
Sana söz veriyorum
Kopar
O, ceninlerin üstüne basa basa yürürken, yeni tohumlar ekiyor sanmak.
O, şırıngayla verilene her saniye daha fazla sarıldıkça, sis arasında sağa sola yalpalayarak, bazen en değerlileri kırarak, bir vakit kuyuya, bir vakitse cılız bir ışığa yönelmek.
O, esiri kapatıldığında çıkartıp, besleyip sonrada örtülerini sıkılaştırarak tekrar kapatmak.
O, geçmiş olanı unutmak ve geleni umursamamak.
O, verilenle yetinmeyi fakirlik saymak.
O: Mutluluk.
Sana sunulduğunda değil zaten hep senin olduğun