Φ katakuta Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Tıbbi cihazların olmadığı bir devirde ana rahmindeki üç karanlık evreden bahsedilmesi basit bir olay değil..Saygılar.. Tıbbı cihazların olmadığı bir devirde bu üç evreyi bilen allah, asırlar sonra kısa bir sürede gebelik testi yapılacağını bilememiş mi ? İşinize geldiği o zaman olmadık mucizeler uydurursunuz,işinize gelmediği zaman o devirde tıbbı cihazlarmı var dersiniz.Yani bizlerden çok müslümanlar kuranın insan ürünü olduğun ortaya koyuyor. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Ana rahminde 3 karanlık evre yok, 3 ten fazla evre var ama siz sadece üçünü değerlendirdiğiniz için 3 evre vardır diyorsunuz. Ana rahmindeki bütün evreler gelişim herşey karanlıktır ve 3 evre olayı sadece seçmedir. Siz diyelimki onlarca evreden sadece 3 tanesini seçerseniz doğru ama eksik söylemiş olursunuz. AYrıca ayetlerde açıklayıcı bir bilgi yok ! sadece benzetme var Ayet gayet açık yorumada gerek yok.. "... Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?"(Zümer Suresi, 6) Tıptaki üç karanlık evre meseleside açıktır.. Saygılar.. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Sayın bayan kavramların derinliğini anlatmaya çalışarak bu kadar zorlamayın kendinizi... Kısa ve öz olarak bakalım verilen haklara... Bir bayan olarak bırakın üçüncü bir kez...Eşinizi boşamak gibi bir hakka rastladınız mı inancınızda... Bir bayanın boşanarak, terkedilerek, tekrar gel seni alıyorum denerek itilip kakılması ve kadınsal onurun aşağılanması karşısında...Siz kalkmış kadını bir başka erkekle cinsel ilişkiye girmiş olması mundarlıktır mantığıyla ele alıp hiç bir erkek bunu kabul eder mi gibi soru yöneltebiliyor, müslüman erkeklerin kendi inançlarındaki kadınların karşısında hakim ve haklı konumda olmalarının alt yapısını oluşturan inanç ve arap kültürünün haklılığını savunacağım diye kendinizi paralayıp duruyorsunuz... Bir kadın,aynı inancı taşıdığı erkek tarafından horlanmasına sessiz kalıp, inançları bunu dayatıyor diye onuru ve iffetini bir kenara bırakıp inancı yoluyla sömürülmesine göz mü yummalı?... Yalnız dikkatinizi çekerim kafanızın bir kenarına yerleşmiş medeni hukukun kadına verdiği hakları bir kenara bırakıp...İslam huku ve inancının kadına verdiği gerçek değeri göz önüne alıp bana/bize değil kendinize yanıt verin... Sonuç olarak aynı tavır ve düşüncede olmayı tercih ediyor, bu yaklaşım ve arap kültürünün dayatmalarını inancımın bir parcasıdır diye değerlendirip ben buna inanıyorum diyorsanız yaşam sizin...Bunu kendiniz için yaşanabilir, katlanılabilir bir kavram olarak kabul edebilirsiniz... Ama bunu benim, kız kardeşlerim, kızlarım ve yaşamında yer alan benim gibi yaşamı değerlendirenlere kalkıpta "basite indirgiyorsunuz "diyerek onların onuru ve iffetine dayatmalarda bulunmaya kalktığınız zaman problem ve çatışma başlıyor demektir... Ben sizin, nedeni ne olursa olsun boş ol denerek, onurunuzun ayaklar altına alınmasını hazmedemezken...Bu yaklaşım ve inançların bir parçası olarak önerilen arap kültürünü, bizim yaşamımıza ne kadar inançsal ve ulvi bir yaklaşımmış gibi öneremez, dayatamazsınız... Böylesine bir tavrı ve yaklaşımı kendine hak ve reva görenlerin...Diğerlerinin bu onursuz ve aşağılayıcı haksızlıkları reddetmelerini "kavramları basite indirgeyenler" olarak dillendirme hakkı olduğunu düşünmüyorum... siz aradaki * ları neden hiç hesaba katmıyorsunuz... kadın isterse diye yazıyorum es geçiyorsunuz.. kadın ,kendini boşayan erkeği bıraksın başkasıyla evlensin diyorum siz iffetten,kızkardeşinizden bahsediyorsunuz... kadına ikinci kez eski eşine dön diye evlen diye silah dayayan mı var varsa bunun islamla alakası ne??? kim kime bu kadar kolay boş ol diyebilir bunu Kurandan ayetle ispatla bana hadis sakın ha sakın göstermeyin... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Niye olaya hep sürekli erkek tarafından bakıyorsunuz? Erkek için kötü olan kadın için güzelmi oluyor? Siz neden sürekli benim soruma cevap vermekten kaçıyorsunuz.Boşayan erkek,suçlu erkek,kadın niye başka erkekle yatarak kocasının işlediği suçunun cezasını çekmek zorunda ?Bir şey anlattığınız yokki anlayayım her müslümanın yaptığı gibi ayete kılıf bulmuşsunuz. Hayır evlenmek değil başka bir erkekle yatmaktan bahsediyor ayet.Zira ayette geçen ''nilkah'' kavramı bildiğimiz anlamda evlenmek değil,ilişki anlamında kullanılan argo bir kelime arapçada.Evlenmek ile birlikte olmanın arasında ciddi bir fark olduğunu,günümüzdeki uygulamayı (dini nikah) bir tarafa bırakırsak kurandan kanıtlayabilirimisiniz? Gelelim islam adı altında insanlık dışı uygulamalar derken eğer muta nihakını kast ediyorsanız,muta nikahı ehli sünnet kabul etmesede islam dışı değildir. Bu uygulamayayı yapanlar tamamen islami kaynaklara göre bunu yapmaktadırlar.Gerekirse hem ayetle hemde hadislerle bunu isbat edebilirim. 1991 de sekiz arkadaş beraber kara yolu ile hacca gitmiştik.Irakta kerbelada peygamber torunu hüseyinin türbesinin yanında mola vermiştik.Gelmişken ziyaret edelim dedik ve içeri girdik.Türbenin avulusunda bir sürü kadınların oturup beklemesi dikkatimizi çekmişti.Sonra tekrar mola yerine geldiğimizde bunu aramızda konuşurken,bizi dinleyen bir tır şöförü konuşmaya dahil oldu. Orda gördüğünüz kadınlar müşteri bekleyen fahişeler dedi. Sonra bize bir hoteli işaret ederek gösterdi. Kadınlardan birini seçen müşteri o hotele gider ordada bir imam bunların nikahını kıyar sonrada erkeğin işi bittimi onları boşar dedi. Bu kadar detaylı anlattığına göre herhelde kendiside o hotele müşteri olarak gitmiş olması gerekir diye düşündük, ama rencide etmemek için sende gittinmi diye sormadık. ***** ****** bana sakın hadis yazmayın ilgilenmiyorum ama ayetleri bekliyorum saygılar... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Herşeyi bildiği iddia edilen allah en fazla üç hafta sonra gebelik testi ile kadının hamile olduğunun anlaşılacağını bilmiyor anlaşılan.Eğer aksi olsaydı 3 adet dönemi bekleyin diye bir şey önermezdi. senin imzanda olduğu gibi hemen kılıfımı giydireyim... Allah şüphesiz bunların hepsini bilir... ancak o bekleme döneminin hamilelik dışında şüphesiz başka faydaları da vardır... düşün belki bulursun bi tane bende çok onuda sana nasip etmem... ayrıca o devir ve o dönem gibi bazı yazılar geçmiş... hayır kuran bugüne uyarlanabilişiyle mucize özelliği taşır... onun her bir ayeti her bir zamana uyarlanabilirdir ve evet kesinlikle bizler için güzel kılıflar sağlayan bir kitaptır... sen yırtınsan kendini paralasan dünya üzerindeki bütün bilim adamlarını bütün edebiyatçıları bütün sanatçıları bütün hukuk adamlarını bütün psikoloji felsefe uzmanlarını biraraya toplasan onun kadar ince ve mükemmel bir kitabı yazdıramazsın... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Şimdi sen erkek ve kadını yer değiştirirsen erkeğe birde rahim, yumurtlama organı ve birde çocuk doğurma işlevi yüklemelisin.. 228) Boşanmış (ERKEKLER), evlenmeksizin üç ay hali boyunca bekleyeceklerdir: Çünkü eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorlarsa, Allah'ın (Kendilerini boşayan KARILARININ) rahimlerinde yarattıklarını gizlemeleri meşru değildir. Şimdi sen yukarıdaki satırları okuyunca "(Kendilerini boşayan KARILARININ) rahimlerinde yarattıklarını" ifadesinden ne anlam çıkarabiliyorsun... "erkeğe birde rahim, yumurtlama organı ve birde çocuk doğurma işlevi" yanıtını mı?... Şimdi sen Yazılanları anlamlandırabilmek, bütünün parçaları yerine tümünü değerlendirip ne anlatılmak istediğini kavramak için okumalısın... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Ayet gayet açık yorumada gerek yok.."... Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?"(Zümer Suresi, 6) Ayette belirtilen 3 karanlık evren derken, hangi konudan bahsettiği konusunda doğru bir fikir edinemiyoruz, çünkü tıpta sadece 3 karanlık evre yok, karanlık evreler var ama daha fazla, spermin yumurtaya tutunması bile bir karanlık evredir, kromozomların faaliyetde ayrı bir evredir, iki kelimeden, bilimsel makale çıkarıyorsunuz !!! buna herzaman rastlıyoruz Benzeştirmeler yaparak her anlamı çıkartabiliriz ama ayette teknik bir veri olmadığı için ne anlatmak istediğini tam olarak bilemeyiz. Ben o atetten şunu anlıyorum mesela Karnlık evre 1 : Kadın hamile kalır (bilinebilir, midesi bulanan yada karnı şişen yada ilkel tıbbi çalışmalar vs. ) Karanlık evre 2 : Cenin gelişmeye başlar, kemik oluştuğu ilk başlarda farkedilmez (bilinebilir, düşük yapan yada vahşetin ve parçalanan insanların çok olduğu bir devirde hamile bir kadının incelenmesi, bir ölüm idam cezasıda almış olabilir yada ilkel tıbbi çalışma ve araştırmalar) Karanlık evre 3: Cenin iyice gelişmiştir, ceninin bütün uzuvları belli olmaktadır ve kemik sertliği iyice ortaya çıkmıştır. (bilinebilir, düşük yapan kadınlar, katliamlarda yada herhangi bir nedenle kılıçtan geçirilen kadınlar yada ilkel tıbbi çalışma ve aratırmalar) Kısacası, benzetmek istedikten sonra ayetten bir çok farklı anlam çıkartabiliriz. Nedenide, ayetin hiçbir şeyi doğru düzgün anlatamaması, ayrıca verilerin olağanüstü bir özelliğinin olmaması yani zeki bilgili bir insandan çıkabilecek gözlemlerdir. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Yazılanları anlamlandırabilmek, bütünün parçaları yerine tümünü değerlendirip ne anlatılmak istediğini kavramak için okumalısın... Bu işin tekniği zaten o dur.. Ortada anlaşılmaz bir yazı yok.. Boşanmış erkek için bir süre şart değildir.. Kadınlardaki süre ise anotomik nedenlidir.. Olay bundan ibaret.. Ayette belirtilen 3 karanlık evren derken, hangi konudan bahsettiği konusunda doğru bir fikir edinemiyoruz, çünkü tıpta sadece 3 karanlık evre yok, karanlık evreler var ama daha fazla, spermin yumurtaya tutunması bile bir karanlık evredir, kromozomların faaliyetde ayrı bir evredir, "... Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?"(Zümer Suresi, 6) Modern biyoloji a-Batın karanlığı b- Rahim karanlığı c- Döl yatağı karanlığıdır İnceleyin lütfen.. Saygılar.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Modern biyoloji a-Batın karanlığı b- Rahim karanlığı c- Döl yatağı karanlığıdır İnceleyin lütfen.. Modern biyolojide 3 karanlık evre bir takvimdir, yani tamamen bir gelişimi düzene alma metodudur. 9 aylık hamilelik zaman olarak 3 bölüme ayrılmıştır, yani yaratılışla ilgisi yoktur, isteselerdi birer aylık olarak bölüp 9 evrede yapabilirlerdi, nitekim bu şekilde inceleme daha detaylı olur ama belirgin bir şekilde gözlemlemek için 3 er aylık dönemlere bölünmüştür. Ayette ise 3 karanlık evre derken, yaratılıştan bahsediyor büyük bir ihtimalle, oysaki tıptaki 3 karanlık evre sadece bir gelişimi izleme metodu olarak uygulanmakta. Kısacası tıpta bebeğin 3 karanlık evreden oluştuğu bilgisi yoktur. Tıpta bebeğin 3 karanlık evrede incelendiği bilgisi vardır. Yani 3 karanlık evreyi yaratan insandır. Ayrıca ayette karanlık evrelerin ne olduğunu belirtse birşeyler söyleyebilirdik. Kur'anda mucizevi hiçbir bilgi yoktur ! Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 Boşanmış erkek için bir süre şart değildir.. İşte, tersine çevirip süreyi erkeğe şart koştuğumuzda ne değişimler olacak görelim istenmişti... "Bu işin tekniği zaten o dur.." deyip... Hala;"Yazılanları anlamlandırabilmek, bütünün parçaları yerine tümünü değerlendirip ne anlatılmak istediğini kavramak için" okumuyor olmak..? Neyse; Alt yazıda şunlar yazılıyordu... Bütün ve parçalarını bir arada değerlendirmek isterseniz tekrar okumak yararlı olacaktır diye düşünüyorum... Arkadaşın buraya alıntıladıklarında Kadınla Erkeği yer değiştirdim... Düşündüm ki; Allah Muhammed'e bu şekilde bildirmiş... Ya da Muhammed Kuranı oluştururken bu şekilde vaaz etmiş olabilirdi... Bir de Erkek hakim bir mantık yerine kadın öncelikli bir yaklaşımla ele alınırsa ne değişimler olacak görelim istedim... Bu yaklaşımı mı mantıksız bulanlar çıkabilir elbette... Sen Allahtan daha iyi mi bileceksin, Peygamberlerden daha mı iyi düşüneceksin diyenlerde... Ancak kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün... Gerçekte alıntının aslı ne kadar mantıklıysa, ortaya çıkan bu sonuçta o kadar mantıklı... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Arkadaşın buraya alıntıladıklarında Kadınla Erkeği yer değiştirdim... Düşündüm ki; Allah Muhammed'e bu şekilde bildirmiş... Ya da Muhammed Kuranı oluştururken bu şekilde vaaz etmiş olabilirdi... Bir de Erkek hakim bir mantık yerine kadın öncelikli bir yaklaşımla ele alınırsa ne değişimler olacak görelim istedim... Bu yaklaşımı mı mantıksız bulanlar çıkabilir elbette... Sen Allahtan daha iyi mi bileceksin, Peygamberlerden daha mı iyi düşüneceksin diyenlerde... Ancak kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün... Gerçekte alıntının aslı ne kadar mantıklıysa, ortaya çıkan bu sonuçta o kadar mantıklı... Arkadaş benim "KUR'AN" dan alıntı yaptığım "Ayet meali'ne (bakara suresi)" düşünerek:? bir mantıksal yaklaşım sergilemiş. Ne imiş: kadını,erkeğin yerine koymuş ve üzerinede güya "MANTIK" yürütmüş aslında burada sergilenen veya sergilenmek istenen tam bir "İLİZYON" sebebide çok basit " KADIN ERKEK OLMAZ" dolayısı ile yazılan,çizilen tam bir safsata yumağı yani cevap yazmaya gerek yok. Saygılar. Alıntı
Φ derviş06 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 sizlere sadece sunu yazmak istiyorum yukarıda bu yazıyı yazan arkadasların islamiyetin ve kuranın okuyup iyi anlaşılamdığı kanaatine vardım. Kadının ve erkegin 3 boşanmasından sonra sadece başkası ile dini nikah yaptırması gerekiyor nereden uyduruyorsunuz ilişkiyi arapçayı türkçeye çevirirken çok dikkatli olunmalıdır 1 kaç tane anlamdan 1 tanesini alıp koyarsanız işte yukarıda yazan arkadaş gibi 1 anlamda yorum yaparsınız.asıl size ayetin demek istediği farklıdır. bakara suresi bir bütündür 2 adet ayeti alıp yorumlamak yanlıştır. Ayrıca peygamber efendimiz kuran ALLAH aracılığı ile Cebrailin söylemesi anlatmasına göre yazılmıştır. ayet ile hadis karıştıran arkadaşlara Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 sizlere sadece sunu yazmak istiyorum yukarıda bu yazıyı yazan arkadasların islamiyetin ve kuranın okuyup iyi anlaşılamdığı kanaatine vardım. Kadının ve erkegin 3 boşanmasından sonra sadece başkası ile dini nikah yaptırması gerekiyor nereden uyduruyorsunuz ilişkiyi arapçayı türkçeye çevirirken çok dikkatli olunmalıdır 1 kaç tane anlamdan 1 tanesini alıp koyarsanız işte yukarıda yazan arkadaş gibi 1 anlamda yorum yaparsınız.asıl size ayetin demek istediği farklıdır. bakara suresi bir bütündür 2 adet ayeti alıp yorumlamak yanlıştır. Ayrıca peygamber efendimiz kuran ALLAH aracılığı ile Cebrailin söylemesi anlatmasına göre yazılmıştır. ayet ile hadis karıştıran arkadaşlara Benim bir şey uydurduğum yok.Nikah; ilişki demek sizin zannettiğiniz gibi dini tören değil. 5652 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını ilişkiden önce boşadı. (Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti.) Resûlullah aleyhisalâtu vesselâm'a bu hususta soruldu: "Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular." Buhari, Libas 6, Şehâdât 3, Talâk 4, 7, 37, Edeb 68; Müslim, Nikâh 115, (1433); Muvatta. Nikâh 18, (2, 531); Ebu Dâvud, Talâk 49, (2309);Tirmizi, Nikâh 26, (1118); Nesai, Talâk 9, 10, (6, 146, 147). Siz peygamberden daha iyi biliyor olamazsınız herhalde.Ama önemli değil siz ilk değilsiniz kardeşim dinini bizlerden öğrenen,sizede öğretiriz merak etmeyin. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular." " Balcığından? tadmadan..." Hadis ilmi ne zamandan beri "ARGO" oldu (haşa) ve dini bilgileri yetersiz kişilerce istismar konusu yapılmaya başlandı? dolayısı ile itibar etmemek lazım. Hadîs Âlimi (Muhaddis): Hadîs-i şerîf sahasında mütehassıs kimse. Çok sayıda hadîs toplayıp, senet ve metinleriyle ezberleyen, râvilerin cerh ve ta'dîl (güvenilir olup olmadıkları) noktasından durumlarını bilen, bu ilimde ihtisas kazanıp kitaplar yazmış olan âlim. Muhaddisin çoğulu muhaddisîn'dir. Hadîs İmâmı: Üç yüz binden çok hadîs-i şerîfi, râvîleri (rivâyet edenleri, nakledenleri) ile birlikte bilen büyük hadis âlimi. Buna, hadîs müctehidi de denir. Hadîs-i Âhâd: Hep bir kimse tarafından rivâyet edilen, bildirilen, müsned-i muttasıl (Resûlullah efendimize varıncaya kadar, rivâyet edenlerden yâni nakledenlerden hiçbiri noksan olmayan) hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Âmm: Herkes için söylenmiş hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Cibrîl: Peygamber efendimiz Eshâbı (arkadaşları) ile otururlarken, Cebrâil aleyhisselâmın insan sûretinde gelip; İslâm'ı, îmânı ve ihsânı sorduğunda Resûlullah efendimizin verdiği cevabları bildiren hadîs-i şerîf. Hadîs-i Garîb: Yalnız bir kişinin bildirdiği sahîh hadîs. Yahut, aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birine, bir hadîs âliminin muhâlefet ettiği hadîs. Hadîs-i Hâs: Bir kimse için söylenmiş hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Hasen: Bildirenler (râvîler) sâdık (doğru) ve emîn (güvenilir) olmakla beraber hâfızası, anlayışı sahîh hadîsleri bildirenler kadar kuvvetli olmayan kimselerin bildirdiği hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Kavî: Resûlullah efendimizin, söyledikten sonra, peşinden bir âyet-i kerîme okuduğu hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Kudsî: Mânâsı, Allahü teâlâ tarafından, kelimeleri ise, Resûl-i ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem tarafından olan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i kudsîleri söylerken, Peygamber efendimizi bir nûr kaplardı ve bu, hâlinden belli olurdu. (Abdülhak Dehlevî) Hadîs-i Maktû': Söyleyenleri (râvîleri), Tâbiîn-i kirâmakadar bilinip, Tâbiîn'den rivâyet olunan hadîs-i şerîfler. Tâbiîn'den rivâyet edilen, bildirilen maktû' hadîslerin sonraki râvîleri (nakledenleri) Ehl-i sünnet âlimlerinden iseler, bunlar hakîkaten hadîs-i maktû'dur. Mevdû sanmamalıdır. (İbn-i Kudâme-Buhârî) Hadîs-i Mensûh: Peygamber efendimiz tarafından ilk zamanda söylenip, sonra değiştirilen hadîsler. Hadîs-i Merdûd: Mânâsı olmayan ve rivâyet şartlarını taşımayan söz. Hadîs-i Meşhûr: İlk zamanda bir kişi bildirmişken, ikinci asırda şöhret bulan, yâni bir kimsenin Resûl-i ekremden, o kimseden de, çok kimselerin ve bunlardan dahî, başka kimselerin işittiği hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Mevdû: Bir hadîs imâmının şartlarına uymayan hadîs-i şerîfler. Bir müctehid (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden hüküm çıkaran âlim), bir hadîsin sahîh (doğru) olması için, lüzûm gördüğü şartları taşımıyan bir hadîs için; "Benim mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdûdur" der. Yoksa; "Resûlullah'ın sallallah ü aleyhi ve sellem sözü değildir" demez. (Dâvûd-ül-Karsî) Hadîs-i Mevkûf: Eshâb-ı kirâma kadar râvîleri (nakledenleri) hep bildirilip, sahâbî olan râvînin, Resûl-i ekremden işittim demeyip, böyle buyurmuş dediği hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Mevsûl: Sahâbînin (Resûlullah efendimizin arkadaşları); "Resûlullah'tan işittim, böyle buyurdu" diyerek haber verdiği hadîs-i şerîfler. Bunda, Resûl-i ekreme kadar rivâyet edenlerin hiç birinde kesinti olmaz. Hadîs-i Muddarib: Kitab yazanlara, çeşitli yollardan, birbirine uymayan şekilde bildirilen hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Muhkem: Te'vîle (yoruma, açıklamağa) muhtaç olmayan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Mu'allak: Baştan bir veya birkaç râvîsi(rivâyet edeni, nakledeni) veya hiçbir râvîsi belli olmayan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Munfasıl: Aradaki râvîlerden (nakledenlerden), birden ziyâdesi (fazlası) unutulmuş olan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Müfterâ: Müseylemet-ül-Kezzâb'ın ve ondan sonra gelen münâfıkların (kalbiyle inanmayıp, sözleriyle inandık diyenlerin), zındıkların (kâfirlerin), müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleri. Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah efendimiz, dört halîfesinin ve ashâbının arkadaşlarının yolunda olan âlimler), müfterâ hadîsleri aramış, bulmuş ve ayırmışlardır. Din büyüklerinin kitablarında böyle sözlerden hiçbiri yoktur. Hadîs-i Mürsel: Sahâbe-i kirâmın ismi söylenmeyip, Tâbiîn'den (Sahâbeyi görenlerden) birinin, doğruca Resûl-i ekrem buyurdu ki dediği hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Müsned-i Münkatı': Sahâbîden başka bir veya birkaç râvîsi (nakledeni) bildirilmeyen hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Müsned-i Muttasıl: Peygamber efendimize kadar râvîlerden (nakledenlerden) hiçbiri noksan olmayan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Müstefîz (Müstefîd): Söyleyenleri üçten çok olan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Müteşâbîh: Te'vîle (açıklamaya, yorumlamaya) muhtâç olan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i Mütevâtir: Bir çok Sahâbînin Peygamber efendimizden ve başka bir çok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitâba yazılıncaya kadar, böyle pek çok kimsenin haber verdiği hadîs-i şerîfler. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üzerinde sözbirliği yapmaları müm kün değildir. Hadîs-i mütevâtire muhakkak inanmak ve bildirilenleri yapmak lâzımdır. İnanmayan kâfir olur, îmânı gider. (İbn-i Âbidîn) Hadîs-i Nâsih: Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin, son zamanlarında söyleyip, önceki hükümleri değiştiren hadîs-i şerîfleri. Hadîs-i Sahîh: Âdil ve hadîs ilmini bilen kimselerden işitilen, müsned-i muttasıl (Resûl-i ekreme kadar, rivâyet edenlerin hepsi tam olup noksan bulunmayan), mütevâtir (bir çok sahâbînin rivâyet ettiği) ve meşhûr (önceleri bir kişi bildirmişken, sonraları şöhret bulan) hadîsler. Hadîs-i Şâz: Bir kimsenin, bir hadîs âliminden işittim dediği hadîs-i şerîfler. Hadîs-i şâzlar kabûl edilir, fakat sened (vesîka) olamazlar. Âlim denilen kimse meşhûr bir zât değilse, kabûl olunmazlar. Hadîs-i Zaîf: Sahîh ve hasen olmayan hadîs-i şerîfler. Zaîf hadîsi bildirenlerden birinin hâfızası, adâleti gevşek olur veya îtikâdında (inancında) şübhe bulunur. Zaîf hadîslere göre fazla ibâdet yapılır; fakat ictihâdda bunlara dayanılmaz. YUKARIDA "HADİS" HAKKINDA KISA BİR AÇIKLAMA. Teşekkür ederim. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 " Balcığından? tadmadan..." Hadis ilmi ne zamandan beri "ARGO" oldu (haşa) ve dini bilgileri yetersiz kişilerce istismar konusu yapılmaya başlandı? dolayısı ile itibar etmemek lazım. Teşekkür ederim. Ne argosu,sen ne dediğinin farkıdamısın ? lafını bilde konuş . Ben hadisi olduğu gibi buraya naklettim,argo ise o şekilde tercüme edenleri fırçala beni değil..Herşeyinde bir sınırı var değilmi.Beni böyle karalamadan önce hadisin arapçasını yazarsın,sonra argo dediğin kelimenin türkçe en anlama geldiğini ortaya koyarsın işte doğrusu budur dersin. Peki sen bunu yaptınmı,yoook. İşin gücün çamur atmak. YUKARIDA "HADİS" HAKKINDA KISA BİR AÇIKLAMA. Yukardaki hadis hakkında hiç bir açıklama yapmamışsın sade hadis türlerini yazmışsın.Laf olsun torba dolsun.Hani size göre alakası olmayan yazılarla konuyu sabote etmek en iyi yöntem yaaa, işte o cinsten alakasız yazılar. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Benim bir şey uydurduğum yok.Nikah; ilişki demek sizin zannettiğiniz gibi dini tören değil. 5652 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını ilişkiden önce boşadı. (Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti.) Resûlullah aleyhisalâtu vesselâm'a bu hususta soruldu: "Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular." Buhari, Libas 6, Şehâdât 3, Talâk 4, 7, 37, Edeb 68; Müslim, Nikâh 115, (1433); Muvatta. Nikâh 18, (2, 531); Ebu Dâvud, Talâk 49, (2309);Tirmizi, Nikâh 26, (1118); Nesai, Talâk 9, 10, (6, 146, 147). Siz peygamberden daha iyi biliyor olamazsınız herhalde.Ama önemli değil siz ilk değilsiniz kardeşim dinini bizlerden öğrenen,sizede öğretiriz merak etmeyin. Bakara(*) Sûresinin 232 . Ayetinde Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman kendi aralarında aklın ve dinin gereklerine uygun olarak güzellikle anlaştıkları takdirde, eşleriyle (yeniden) evlenmelerine engel olmayın. Bununla içinizden Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilmektedir. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Bakara(*) Sûresinin 236 . Ayetinde Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. (Bu durumda) -eli geniş olan gücüne göre, eli dar olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, aklın ve dinin gereklerine uygun olarak müt’a59 verin. Bu iyilik yapanlar üzerinde bir borçtur. Bakara(*) Sûresinin 237 . Ayetinde Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikah bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz takvaya (Allah’a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Bakara(*) Sûresinin 241 . Ayetinde Boşanmış kadınların örfe göre geçimlerinin sağlanması onların hakkıdır. Bu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir borçtur. ya bakıyorum bakıyorum bulamıyorum, bana bu hadisi onaylayabilecek , bu hadise yakın anlam ifade edecek tek bir ayet getirin.. Herşeyi yaratan Allah dır.. Kuran Allah ın sözüdür..bizler ancak ona tabiyiz... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Ne argosu,sen ne dediğinin farkıdamısın ? lafını bilde konuş . Ben hadisi olduğu gibi buraya naklettim,argo ise o şekilde tercüme edenleri fırçala beni değil..Herşeyinde bir sınırı var değilmi.Beni böyle karalamadan önce hadisin arapçasını yazarsın,sonra argo dediğin kelimenin türkçe en anlama geldiğini ortaya koyarsın işte doğrusu budur dersin. Peki sen bunu yaptınmı,yoook. İşin gücün çamur atmak. Yukardaki hadis hakkında hiç bir açıklama yapmamışsın sade hadis türlerini yazmışsın.Laf olsun torba dolsun.Hani size göre alakası olmayan yazılarla konuyu sabote etmek en iyi yöntem yaaa, işte o cinsten alakasız yazılar. Saygı değer katakuta. "Lafımı bilip konuşma tarzım" eğer sizi incitti ise zatalinizden özür dilerim "HADİS"i olduğu gibi naklettiğinizi yazıyorsunuz doğrudur'ki her zamanki yaptığınız iş (kopya) bu itibarla doğrudur yanlız şu farkla yaptığınız alıntıların "doğrumu.yanlışmı" olduğuna bakmıyorsunuz kimseyede "ÇAMUR" atmak gibi bir niyetim olmadı ve olmaz yanlız yazılan yazıların eleştirisini yapıyorum "HASBELKADER" birde benden "ARAPÇA" kaynak istiyorsun (Hadis) iddiayı ben yapmadımki madem o kadar biliyorsun ve size "çamur" attığımı düşünüyorsun neden "Arapça" asıl kaynağını siz yazıpta benim yazdıklarımı çürütmüyorsun neyse sizinle konuları kişiselleştirip " POLEMİK" yapmayacağım nede olsa "POLEMİK'TE" bir sanattır yapabilene. Sabote kelimesini pek sık kullanır oldunuz sebebi nedir acaba buda bir merak konusu oldu. "HADİS" ilmi pek bir geniş alandır alakası olan bilir bu itibarla "TÜRLERİ VE TÜREVLERİ" vardır anlayanlar bilir. en derin muhabbetlerimle saygılar sunarım sayın katakuta. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Saygı değer katakuta. "Lafımı bilip konuşma tarzım" eğer sizi incitti ise zatalinizden özür dilerim "HADİS"i olduğu gibi naklettiğinizi yazıyorsunuz doğrudur'ki her zamanki yaptığınız iş (kopya) bu itibarla doğrudur yanlız şu farkla yaptığınız alıntıların "doğrumu.yanlışmı" olduğuna bakmıyorsunuz kimseyede "ÇAMUR" atmak gibi bir niyetim olmadı ve olmaz yanlız yazılan yazıların eleştirisini yapıyorum "HASBELKADER" birde benden "ARAPÇA" kaynak istiyorsun (Hadis) iddiayı ben yapmadımki madem o kadar biliyorsun ve size "çamur" attığımı düşünüyorsun neden "Arapça" asıl kaynağını siz yazıpta benim yazdıklarımı çürütmüyorsun neyse sizinle konuları kişiselleştirip " POLEMİK" yapmayacağım nede olsa "POLEMİK'TE" bir sanattır yapabilene. Sabote kelimesini pek sık kullanır oldunuz sebebi nedir acaba buda bir merak konusu oldu. "HADİS" ilmi pek bir geniş alandır alakası olan bilir bu itibarla "TÜRLERİ VE TÜREVLERİ" vardır anlayanlar bilir. en derin muhabbetlerimle saygılar sunarım sayın katakuta. Argo diyen sen değilmisin? Bunu kanıtlamak sana düşer bana değil. Alıntı
Φ derviş06 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Benim bir şey uydurduğum yok.Nikah; ilişki demek sizin zannettiğiniz gibi dini tören değil. 5652 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını ilişkiden önce boşadı. (Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti.) Resûlullah aleyhisalâtu vesselâm'a bu hususta soruldu: "Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular." Buhari, Libas 6, Şehâdât 3, Talâk 4, 7, 37, Edeb 68; Müslim, Nikâh 115, (1433); Muvatta. Nikâh 18, (2, 531); Ebu Dâvud, Talâk 49, (2309);Tirmizi, Nikâh 26, (1118); Nesai, Talâk 9, 10, (6, 146, 147). Siz peygamberden daha iyi biliyor olamazsınız herhalde.Ama önemli değil siz ilk değilsiniz kardeşim dinini bizlerden öğrenen,sizede öğretiriz merak etmeyin. BANA DİNİ NASIL ÖĞRETECEĞİNİ MERAK EDİYORUM. AYRICA DİNDE SENİN GİBİ NİCELERİ VARDIKİ PEYGAMBER EFENDİMİZDEN TAKİ BUGÜNLERE KADAR AYET VE HADİSLERİ KENDİ DÜŞÜNMEK İSTEDİĞİ GİBİ DÜŞÜNENLER KENDİ ÇIKARLARINI GÖRE YORUMLAYANLAR OLDU ENİNDE SONUNDA SANADA BANADA ALLAH ANLAMA ŞEKLİMİZE GÖRE HESAP SORACAK. O ZAMAN HEPİMİZİN NE CEVAP VERECEĞİNİ HERKES DÜŞÜNSÜN? BİR AYTE ALSAN KAMU OYU YOKLAMASI YAPSAN 100 KİŞİDEN 50 FARKLI CEVAP ÇIKAR BU YÜZDEN SEN BUNU KENDİNE GÖRE YORUMLA BEN KENDİME GÖRE SAYGILARIMLA Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 BANA DİNİ NASIL ÖĞRETECEĞİNİ MERAK EDİYORUM. AYRICA DİNDE SENİN GİBİ NİCELERİ VARDIKİ PEYGAMBER EFENDİMİZDEN TAKİ BUGÜNLERE KADAR AYET VE HADİSLERİ KENDİ DÜŞÜNMEK İSTEDİĞİ GİBİ DÜŞÜNENLER KENDİ ÇIKARLARINI GÖRE YORUMLAYANLAR OLDU ENİNDE SONUNDA SANADA BANADA ALLAH ANLAMA ŞEKLİMİZE GÖRE HESAP SORACAK. O ZAMAN HEPİMİZİN NE CEVAP VERECEĞİNİ HERKES DÜŞÜNSÜN? BİR AYTE ALSAN KAMU OYU YOKLAMASI YAPSAN 100 KİŞİDEN 50 FARKLI CEVAP ÇIKAR BU YÜZDEN SEN BUNU KENDİNE GÖRE YORUMLA BEN KENDİME GÖRESAYGILARIMLA Ardaşım ayette kast edilen dini nikahtır, ilişkiyi nerden çıkardınız diye itiraz etmedinizmi? Benim kendi kafamdan uydurduğum bir şey yok,söylediklerim tamamen islami kaynaklara dayanan şeyler. Yukarıda verdiğim hadislerde görüldüğü gibi açıkça ilşkiden bahsediyor.Hatta bunun devamıda var.Sizin gibi işi sadece formalite olarak anlayanları peygamber nasıl azarlıyor bakınız 5656 - Hz. Ali, Hz. Câbir ve Hz. İbnu Mes'ud radıyallahu anhüm, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın "hulle yapana da hulle yaptırana da lanet ettiğini" anlattılar." Tirmizi, Nikâh 27, (1119,1120); Ebu Dâvud, Nikâh 16, (2076, 2077); Nesâî, Talâk 13, (6,149). Hulle ne demektir? Kocasından üç kere boşanmış kadınların formalite gereği başka bir erkekle nikahlanıp,ilişki olmadan boşanarak tekrar eski kocasına geri dönebilmesi için yapılan işlem.Yani kandırmaca. Alıntı
Φ swim Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 İslam boşanmayı sevmez ve caydırıcı tedbirler alınmıştır. Dinim boşanmanın son çare olması, boşanmanın önlenmesi için elden gelen her türlü yolu gösteriyor ve tedbirini alıyor. İslam erkeğin kadına iyi davranmasını ister.. ha eğer kötü davranırsan ve bunun sonucunda onu boşarsan avucunu yala o kadın başka erkekle evlenmedikçe senle tekrar evlenemez der ve bunu düşünen Müslüman erkek hanımına iyi davranır ve bu caydırıcılık güzeldir.İslam toplumlarına baktığımızda islamı yaşayan ailelerde boşanma olayı çok azdır…Ama islamı yaşamayan ailelerde boşanma oranı çok yüksektir. Kocasından üç kere boşanmış kadınların formalite gereği başka bir erkekle nikahlanıp,ilişki olmadan boşanarak tekrar eski kocasına geri dönebilmesi için yapılan işlem. dinim böyle bir uygulamaya yani hülle denilen uygulamaya kesinlikle karşıdır. Dinimiz bize demektedir ki; bak karını boşarken dikkat et, birgün olur pişman olursun, geri dönmek istersin o zaman da bu şartı (başka erkekle evlenmeyi) yerine getirmen gerekir ki bu da zordur ona göre! Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 İslam boşanmayı sevmez ve caydırıcı tedbirler alınmıştır.Dinim boşanmanın son çare olması, boşanmanın önlenmesi için elden gelen her türlü yolu gösteriyor ve tedbirini alıyor. İslam erkeğin kadına iyi davranmasını ister.. ha eğer kötü davranırsan ve bunun sonucunda onu boşarsan avucunu yala o kadın başka erkekle evlenmedikçe senle tekrar evlenemez der ve bunu düşünen Müslüman erkek hanımına iyi davranır ve bu caydırıcılık güzeldir.İslam toplumlarına baktığımızda islamı yaşayan ailelerde boşanma olayı çok azdır…Ama islamı yaşamayan ailelerde boşanma oranı çok yüksektir. dinim böyle bir uygulamaya yani hülle denilen uygulamaya kesinlikle karşıdır. Dinimiz bize demektedir ki; bak karını boşarken dikkat et, birgün olur pişman olursun, geri dönmek istersin o zaman da bu şartı (başka erkekle evlenmeyi) yerine getirmen gerekir ki bu da zordur ona göre! Erkeğe zor gelirmiş.Hiç kimse yaw kadın peki bu işe razımı diye aklına gelipte sormuyor.Kadının fikri önemlimi,kadının söz söyleme hakkı varmı ki razı olup olmadığı sorulsun.Suçu şleyen erkek cezasını çeken kadın. Mademki bu caydırıcılık illaki başkasıya ilişki ile oluyorsa,bence erkekler için bunda daha zor olan ilişkilerde var.Malum kuranda eşcinsel olduğu için bir kavim helak edilmiş.Karısını 3 kere boşayan erkekler gitsinler başka bir erkekle evlenip ondan sonra geri eski eşlerine dönsünler.Bu bence çok daha caydırıcı olur. Alıntı
Φ swim Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Erkeğe zor gelirmiş…. Suçu şleyen erkek cezasını çeken kadın. Burda kadın ister ikinci evliği yapar isterse yapmaz bekar yaşar..Boşanma noktasına gelen evlilik zaten sorunlu bir evliliktir. Burda kadının yapacağı yeni evliliğin ömürboyu olması esastır burayı anlamadığınız için kadının yapacağı yeni evliliği geçici zannettiğinizden dolayı karıştırmaktasınız. bir erkeğin hanımı ömür boyu kaybetmesi erkeğe ödül mü? kadın yaptığı yeni evliliğinde mutluysa eski kocasına niçin daha dönsün? Veya başka bir erkekle evlenmesini düşünmesi (yeni evlilikte kadın mutluysa zaten eski kocasına dönmez. ) bu erkeğe cezadır.İyi geçinsin hanımıyla..İslam iyi geçinmesini istiyor.Kadın zaten o kocayla geçinemiyorsa boşanmış ve ayrılmış rahata kavuşmuştur.Öyle eziyet eden adamdan ayrılması kadına ödüldür.İsterse yeni başka evlilik yapar mutlu bir yuva kurmaya çalışır.Yeni evliliğini eski kocasına dönmek niyetiyle yapmaz böylesi nikah geçersizdir.Nikahta bir ömürboyu sürmesi amaçtır.Süresi belirtilen nikah caiz değildir batıldır zaten. eşcinsel ...... haram olan bir fiili çözüm diye sunmanız abestir. Alıntı
Φ abraham Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 tabiki müslümanıda yahudiside ateistide herkes evliliklerin mutlu ve huzurlu birşekilde sürüp gitmesinden yana fakat olmayacak gibi evliliklerde din ve insanların baskısıyla evliliğini sürdürmeye çalışmak o insana yapılacak en büyük kötülüktür çünkü hayatının sonuna kadar mutluluğu tadamayacak herşey pembe rüyalardaki gibi olsa keşke ama bu konularda adaleti ancak mahkemeler sağlayabiliyor allah şiddetli geçimsizliklerde pek etkili olamıyor inananlar ise öbür dünyada adaletin sağlanacağı günü bekliyor bence zararın neresinden dönersen kardır en kısa sürede adaleti sağlamak ve gerekiyorsa boşanıp haksızlık eden tarafı cezalandırmak en doğrusu Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Burda kadın ister ikinci evliği yapar isterse yapmaz bekar yaşar..Boşanma noktasına gelen evlilik zaten sorunlu bir evliliktir. Burda kadının yapacağı yeni evliliğin ömürboyu olması esastır burayı anlamadığınız için kadının yapacağı yeni evliliği geçici zannettiğinizden dolayı karıştırmaktasınız. bir erkeğin hanımı ömür boyu kaybetmesi erkeğe ödül mü? kadın yaptığı yeni evliliğinde mutluysa eski kocasına niçin daha dönsün? Veya başka bir erkekle evlenmesini düşünmesi (yeni evlilikte kadın mutluysa zaten eski kocasına dönmez. ) bu erkeğe cezadır.İyi geçinsin hanımıyla..İslam iyi geçinmesini istiyor.Kadın zaten o kocayla geçinemiyorsa boşanmış ve ayrılmış rahata kavuşmuştur.Öyle eziyet eden adamdan ayrılması kadına ödüldür.İsterse yeni başka evlilik yapar mutlu bir yuva kurmaya çalışır.Yeni evliliğini eski kocasına dönmek niyetiyle yapmaz böylesi nikah geçersizdir.Nikahta bir ömürboyu sürmesi amaçtır.Süresi belirtilen nikah caiz değildir batıldır zaten. haram olan bir fiili çözüm diye sunmanız abestir. ömür boyu sürmesi esasmış. Hani delili. Hayır kadının tercih hakkı filan yok. Kadın bekar kalmak istemiyor,başka bir erkeğide istemiyor,kocasını seviyor, kocası boşboğaz 3 kere boşamış. Çözüm ne ? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.