Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ateizm (Tanrıtanımazlık) Psikolojisi ve Propagandası


b@diCAN

Önerilen İletiler

Düşünce maddenin sonucudur

 

 

 

Düşünmek aldılarga oluşuyor, algılamadan düşünce oluşmaz. Algılar ise duyu organlarından gelir.

 

 

 

Senin düşüncen duyu organlarınla algılanıyor, sen duyularınla dış ortamı algılıyorsun ve bunları değerlendirerek düşünmüş oluyorsun. Madde dışında düşündüğün herşey hayal kurmaktır.

 

 

 

Olmayan şeyin varlığı nasıl iddia ediliyorsa, olmayan şeyin tanımıda yapılabilir, bunlar hayaldir ve normaldir. Olan bir şeyin tanımı ise rahatlıkla yapılabilir, olan bir şey zaten duyularımızla algılanacağı için senin gerçeğini bizde algılayabiliriz.

 

 

 

Üzülme olayı doğrudur, soyuttur ama aynısını bizde yaşadığımız için, gerçekliğini anlayabiliyoruz,

 

 

 

Üzüntünün maddesi beyin

 

Mıknatısında çekme itme kuvvetini göremiyorsun ama deneyleyerek bunu algılayabiliyoruz.

 

Mıknatıs olmadan çekme itme kuvveti olur mu ? herşey maddeye bağlıdır, üzüntününde kaynağı maddedir.

 

madde sonuç ilişkileri bunlar

 

 

Tek tek cevap vereceğim ama alıntılama yapmayı bilmiyorum..

Olmayan şeyin tanımı yapılabılır hayaldir demişsiniz..Üzüntünün tanımı yapılıyorsa ve bu tarz kavramların o halde birçok duyguya hayaldır demiş oluyorsunuz..Aynısını bizde yaşadığımız için gerçekliğini algılayabiliyoruz demişsiniz,oysaki bu duygular her insan da farklıdır,aynı yaşadığınızı nerden bilebılıyorsunuz.Somut olmadığı halde duygular nasıl madde olabiliyor,sonuçta duyu organlarımla algılayamam.Ben üzgün olduğumu davranışa dökmediğim sürece bunu anlayamazsınız..

 

Düşünce maddenin sonucu mudur,değil midir bunu kesin ayıramazsınız..Şizofren bir hasta farklı boyutta yaşar,ve yaşadıklarına inanır.Oysaki bunu sağlayan madde yoktur bu tamamen hayaldir.Demek ki madde olmadan da düşünce oluşabiliyor.

Şöyle de düşünebiliriz;ahlak gibi metafızık kavramlar herhangibir maddeye bağlı düşünceler değildir,eğerki bilgiyi madde ile sınırlandıracak olursak ahlakı da yadsımamız gerekecektir.Çünkü bir elmayı alıp inceleriz maddesel özellıkleri vardır,fakat ahlak için aynı şeyi söyleyemeyiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 70
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Üzüntünün tanımı yapılıyorsa ve bu tarz kavramların o halde birçok duyguya hayaldır demiş oluyorsunuz

 

senin üzülmen benim için hayaldir, eğer kendim üzülseydim benim için gerçek olurdu. Ben ancak senin üzüntünü kendi gerçek tecrübemden hayal ederek anlayabilirim.

 

oysaki bu duygular her insan da farklıdır,aynı yaşadığınızı nerden bilebılıyorsunuz

 

Herkesin duyguları farklıdır, gerçek olan şey üzüntüdür, üzüntü herkes için gerçektir. Ama herkes aynı şeyden üzüntü duymayabilir. Örneğin sen bir insanın ölümüne çok üzülürsün kahrolursun, bende bir insanın ölümüne çok üzülürüm ve böylece ikimizde üzüntüyü yaşamış oluruz.

 

Şizofren bir hasta farklı boyutta yaşar,ve yaşadıklarına inanır.Oysaki bunu sağlayan madde yoktur bu tamamen hayaldir.Demek ki madde olmadan da düşünce oluşabiliyor.

 

Kaynağı madde olmayan düşünce olamaz, imkansız !

 

Yaşamak zaten maddeseldir, hem organizma olarak hemde dış dünyanın algılanıp değerlendirilmesi bakımından herşey maddeden oluşur. Şizofiren bir hastada dış dünyadan aldıklarıyla kendi iç dünyasındaki değerlendirmelerini karıştırır.

 

ahlak gibi metafızık kavramlar herhangibir maddeye bağlı düşünceler değildir,eğerki bilgiyi madde ile sınırlandıracak olursak ahlakı da yadsımamız gerekecektir.Çünkü bir elmayı alıp inceleriz maddesel özellıkleri vardır,fakat ahlak için aynı şeyi söyleyemeyiz. Çünkü bir elmayı alıp inceleriz maddesel özellıkleri vardır,fakat ahlak için aynı şeyi söyleyemeyiz.

 

Yolda çıplak dolaşan bir insan (madde) görürseniz (duyularınızla) bunun ahlaki boyutunu değerlendirirsiniz (algıladığınız maddesel ortamda, aykırı ve tuhaf olduğunu düşünme olayı)

 

 

Gördüğünüz gibi herşey madde ve sonucudur. Madde ötesi hiçbir örneğiniz yok !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yolda çıplak dolaşan bir insan (madde) görürseniz (duyularınızla) bunun ahlaki boyutunu değerlendirirsiniz (algıladığınız maddesel ortamda, aykırı ve tuhaf olduğunu düşünme olayı)

 

 

Gördüğünüz gibi herşey madde ve sonucudur. Madde ötesi hiçbir örneğiniz yok !

 

 

Bakın sayın tarafsız; epistemolojide bilginin imkanı ve sınırı konusunda Kant bile ahlağa gelince durur.Ahlaki bilgi soyut olacağı için bilgi sayılmalı mı,çünkü ahlaki bir kavramın deneyi yoktur.İyi dediğiniz bir varlık yoktur ki alıp inceleyesiniz.İyinin bir maddesel varlığı yoktur.

Ortak noktadan hareket edersek çok güzel boyutlara ulaşabiliriz sanırım. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahlaki bilgi soyut olacağı için bilgi sayılmalı mı,çünkü ahlaki bir kavramın deneyi yoktur.

 

Ahlaki kavramlar insanların birbiriyle olan ilişkilerinden yola çıkar, yani kesinlikle deneylenerek tecrübe edinilmiştir.

 

Bir çocuk yolda çırılçıplak dolaşabilir utanmadan sıkılmadan, neden ? duyu organlarıyla dış ortamdan aldığı maddesel verilere dayanan muhakeme yeteneği henüz gelişmemiştir, dış ortamı yaşadıkça çıplak dolaşmasının ahlaka aykırılığını görecektir, çünkü dış ortamdan baskı görecektir ve yaptığının yaşadığı topluma göre yanlış olduğu güdüsünü kazanacaktır.

 

İyi dediğiniz bir varlık yoktur ki alıp inceleyesiniz.İyinin bir maddesel varlığı yoktur.

 

İyilik madde değildir, maddenin sonucudur, duyu organlarımızla aldığınız veriyi ve yaşamı muhakeme ederek, eylemlerin, bize ve yaşadığımız ortama uygun (iyi) yada uygun değil (kötü) kavramını tecrübe etmiş olacağız.

 

Madde ötesi hiçbir varlık belirtisi yoktur.

 

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyilik madde değildir, maddenin sonucudur, duyu organlarımızla aldığınız veriyi ve yaşamı muhakeme ederek, eylemlerin, bize ve yaşadığımız ortama uygun (iyi) yada uygun değil (kötü) kavramını tecrübe etmiş olacağız.

 

Madde ötesi hiçbir varlık belirtisi yoktur.

saygılar.

 

Önce iyiliğin madde olmadığını sonucu olduğunu söylüyorsunuz. Sonra madde ötesi hiçbir varlık belirtisi yoktur diyorsunuz. Madde dışında birşey yok ise iyilik yok mu? Düşünce yok mu? Ya bunların madde olduğunu kabul edeceksiniz ya da madde dışında başka şeyler de var diyeceksiniz. Soruyorum düşünce madde midir? Yoksa madde dışında birşeyler var mıdır?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Soruyorum düşünce madde midir?

 

düşünce ve iyilik maddenin sonucudur

 

madde boşlukta yer kaplayan belli bir ağırlığı veya kütlesi olan şeylere denir, duyu organlarıyla algılanır

 

dolayısıyla düşünce madde değil maddenin sonucudur, madde olmadığında düşüncede yoktur, madde zarara uğradığında düşüncede zarara uğrar,

 

kainattaki herşeyin kaynağı maddedir, bunun akisni gösteren hiçbir belirti yoktur.

 

Önce iyiliğin madde olmadığını sonucu olduğunu söylüyorsunuz. Sonra madde ötesi hiçbir varlık belirtisi yoktur diyorsunuz.

 

İyilik madde ötesi bir varlık değildir, duyu organlarımızla algılanıyor ve maddeden kaynaklanıyor. Mınatısın görünmeyen ama deneylenerek tespit edilen itme çekme kuvveti gibi !

 

 

madde ötesi bir varlık belirtisi, şu ana kadar tespit edilemedi

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahlaki kavramlar insanların birbiriyle olan ilişkilerinden yola çıkar, yani kesinlikle deneylenerek tecrübe edinilmiştir.

 

Bir çocuk yolda çırılçıplak dolaşabilir utanmadan sıkılmadan, neden ? duyu organlarıyla dış ortamdan aldığı maddesel verilere dayanan muhakeme yeteneği henüz gelişmemiştir, dış ortamı yaşadıkça çıplak dolaşmasının ahlaka aykırılığını görecektir, çünkü dış ortamdan baskı görecektir ve yaptığının yaşadığı topluma göre yanlış olduğu güdüsünü kazanacaktır.

 

 

 

İyilik madde değildir, maddenin sonucudur, duyu organlarımızla aldığınız veriyi ve yaşamı muhakeme ederek, eylemlerin, bize ve yaşadığımız ortama uygun (iyi) yada uygun değil (kötü) kavramını tecrübe etmiş olacağız.

 

Madde ötesi hiçbir varlık belirtisi yoktur.

 

 

saygılar.

 

Sayın tarafsız öncelikle şunu dıyeyım,ünlü bilgi fılozofu Kant bile ahlaki bilgi konsusuna gelınce durur,çünkü ahlaki bilginin deneyi olmaz maddesı olmaz olamaz..Çünkü iyi dediğimiz ''şey''(felsefede şey tabırı kullanılır) madde değildir,maddenın ürünüdür dıyorsunuz.Bir elma için dünyanın heryerınde aynı bilgiyi verebılıyorsunuz tatlı,sylu yeşil vs.Ama iyi kavramı için heryerde aynı genellemeyı yapamıyorsunuz.Çünkü genel geçer bir iyi kavramı yoktur.Çünkü iyi denilen ''şey''madde değildir,deneyi yapılmaz duyu organları ile algılanmaz.

Dış ortamda çıplak gezen afrıkalı kadınalr için ne dıyeceksınız peki,onların muhakeme yeteneği gelişmişdir.Nasıl maddenın sonucu olabilir iyilik dediğiniz şey.İyilik hisle alakalıdır çünkü,size yapılan iyi bir davranış sonucunda bir hoş duygu hıssedersınız,eğer madde ise bu hisde herkesde aynı his olması gerekmez mıydı?

Sizinle yazışmak zevklı oluyor,ama bıraz daha aynı noktaya varalım ve bilginin kaynağına inerken fılıozf görüşlerınden de hareket edelım işimiz kolaylaşır

saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çünkü iyi denilen ''şey''madde değildir,deneyi yapılmaz duyu organları ile algılanmaz.

 

faust

 

la boheme, beni iyi anlamış ve üzerine iyi bir örnekte vermiş

 

peki sende" iyi" denilen şeye, duyu organlarımızla algılanmadan gelişen bir örnek verebelir misin ?

 

ben sana madde ve sonucu olarak sürekli örnek verdim !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bilimsel bir çalışma olan istatistiğe göre her hangi bir kullanım aracının (mesela balta) tek başına oluşma olasılığının, basit bir tek hücreli organizmanın oluşması olasılığından daha yüksek olduğunu göstermektedir.

 

Ancak balta kendi kendine oluşamamış, oluşabilmek için düşüncenin bir sonucu olmayı beklemiştir.

İnsanın çok üzülmesi sonucu gözleri dolar ve gözyaşı faaliyete geçer.

Kızınca ya da utanınca yüzümüz kızarır.

Sinirlenince el ayak titrer.

Görme engelli bir insan, görmeden, duymadan ve hatta dokunmadan; karşısındaki insanın fikirlerinden/düşüncesinden dolayı heyecanlanabilir, aşık olabilir, sinirlenebilir... duygusal nedenlerle bedeninde fiziksel faaliyetler gerçekleşebilir.

 

(Başlama anından sonra) Madde tek başına işleyen bir mekanizmaya dönüşememektedir. Gezegenler oluşmakta karmaşık bir sürü sistemler oluşmakta ama balta bir türlü kendiliğinden oluşamamaktadır. Dönüşüm için düşünceye ve fiziksel bir harekete ihtiyacı vardır.

 

Biz baltayı yaptıktan sonra baltanın, bize minnetle bakmamasına da hayret etmemek lazımdır. Çünkü, balta sadece bir maddeden ibarettir. Kendisini işleyip bu noktaya getirenin canlı ve özellikle düşünen bir varlık olduğunu bilemez. Baltanın sopa ve işlenmiş demirin bir arasa getirilmesi düşüncenin sonucudur.

 

Balta, düşünen bir varlık karşısında acizdir. Çünkü kendisi düşünemediği için insan karşısında eksiktir.

 

Balta bir düşünce sonucu düşünen bir varlık tarafından oluşturuldu ise, düşünen varlıklar (ya da basit bir madde gibi davranış göstermeyip düşünen, tepki veren, duyguları ve içgüdüleri olan varlıklar) nasıl bir varlık tarafından oluşturulmuştur?

 

Unutmayalım bizler ancak kavrayabildiğimiz şeyler ölçüsünde yorum yapabiliyoruz. Yoksa bizden daha üstün bir varlığın olması zorumuza mı gidiyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Balta bir düşünce sonucu düşünen bir varlık tarafından oluşturuldu ise, düşünen varlıklar (ya da basit bir madde gibi davranış göstermeyip düşünen, tepki veren, duyguları ve içgüdüleri olan varlıklar) nasıl bir varlık tarafından oluşturulmuştur?

 

Balta bir madde tarafından oluşturulmuştur, nasıl ki balta kendini oluşturan bilinçli bir madde tarafından oluşturuluyorsa, o bilinçli maddede kendini oluşturan bir madde tarafından oluşturulacaktır. Çünkü her bilinçsiz maddenin oluşumunda bilinçli bir madde vardır !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sonuçta "bilinç" mutlaka olmak zorunda,

 

bilinç içermeyen bir maddenin; bırakın bilinçli bir maddeyi, ne bilinçli ne de bilinçsiz sistemli çalışan salt başka bir maddeyi yaptığı gözlenmemiştir. bilimsel bir çalışma olan tarihe bakılırsa böyle bir kayıt bile yoktur. madde sadece bilincin bir aracı olmuştur.

 

düşünceyi, aklı; beynin faaliyetinin bir sonucu olduğu gibi bir yaklaşımla basitçe geçiştirmek doğru değildir, big-bang'le başlayan ve ilk beynin oluşumundan önceki dönem arasındaki sürede gerkçekleşen sistematik hangi bilinçli varlığın işidir? Başlangıçtan bugüne bu oluşumu belirleyen bilinç kimdedir?

 

Böyle bir sistemin kurulumu için bir bilince ihtiyaç yok ise o zaman (bilimsel bir çalışma olan) istatistiksel olarak böyle bir oluşumun kendi kendine (tesadüfen) oluşma olasılığı limit 0'a giden %lik değerdir.

 

dediğim gibi bizler ancak kavrayabildiğimiz şeyler ölçüsünde yorum yapabiliyoruz.

 

bilgisayara 2+2 nin 5 olduğunu hesaplatan bir programlama yaparsam, kendisine verilen bu yetenek kadar hesaplama yapacaktır. yani ben ne kadar yetenek vermişsem o da o kadar düşünecektir.

 

şu an bizimde durumumuz budur. ne bahşedildi ise o kadar yorum yapılabilir.

 

Ne kadar bilinç o kadar sistemli çalışan madde.

 

Ne kadar düşünce o kadar farklı oluşum, yeni icatlar, yeni tesadüfen olmayan oluşumlar.

 

Ne kadar ekmek o kadar köfte...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

big-bang'le başlayan ve ilk beynin oluşumundan önceki dönem arasındaki sürede gerkçekleşen sistematik hangi bilinçli varlığın işidir? Başlangıçtan bugüne bu oluşumu belirleyen bilinç kimdedir?

 

Bak ne güzel bilimsel konuşuyorsun, peki aynı bilimsellikte bir cevabın varmı sorduğun sorulara ?

 

Böyle bir sistemin kurulumu için bir bilince ihtiyaç yok ise o zaman (bilimsel bir çalışma olan) istatistiksel olarak böyle bir oluşumun kendi kendine (tesadüfen) oluşma olasılığı limit 0'a giden %lik değerdir.

 

Kimse tesadüfen oluştuğunu iddia etmiyor, ama tesadüfen oluşmadığına dairde bir kanıt yok. Kendinizce tesadüf matematiği yapamazsınız, çünkü gözlemlediğiniz bir şey yok, bilinmeyen bir şeyin tesadüf hesaplaması yapılır ama bu gerçeği göstermez.

 

dediğim gibi bizler ancak kavrayabildiğimiz şeyler ölçüsünde yorum yapabiliyoruz.

 

bizde

 

Ne kadar ekmek o kadar köfte...

 

katılıyorum, bunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak ne güzel bilimsel konuşuyorsun, peki aynı bilimsellikte bir cevabın varmı sorduğun sorulara ?

Peki bilmin var mı bu sorulara bir cevabı, varsa yazar mısın..?

 

Kimse tesadüfen oluştuğunu iddia etmiyor, ama tesadüfen oluşmadığına dairde bir kanıt yok. Kendinizce tesadüf matematiği yapamazsınız, çünkü gözlemlediğiniz bir şey yok, bilinmeyen bir şeyin tesadüf hesaplaması yapılır ama bu gerçeği göstermez

 

Tesadüf vardır'ın aksi olmaz çünkü tesadüf yoktur, olmayan şeyin aksi olur mu..?

Matematiksel olarakta bu ıspatlanmılştır daha önce yazmıştım..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

* İlgili sorular bahsini ettiğim tarihi bilimsel kayıtların olmamasından ve istatistiksel hesaplamaların netliğinden tek bir cevap elde edilmesini sağlıyor zaten.

 

* İlgili veriler, oluşumun tesadüfen olmadığını, limitin 0'a gitmesi özelliklede olamayacağı sonucunu da net olarak ortaya koyuyor.

 

* "bizde" derken salt maddeyimi kastediyorsunuz?

 

* katılmakla düşüncenin maddeleri kullandığı anlamıda mı katılmış oluyorsunuz?

 

* birde bu alıntılar yaparak bireysel saldırıları anlamadım. bilimsel olarak daha net sonuçlar elde etmeme rağmen, karşı tez sadece küçük seçmece alıntılarla saldırı yollu olması da anlamsız.

 

bütün varlıklar (sizin deyiminizle; sizler ve bizler) hepimizden daha üst bir varlık tarafından yaratılmıştır. tekrar ediyorum; O, Yaratan olduğu için bizi sınırladığı kapasite kadar algılayabiliriz. 2+2=5 hesaplamasını istediğimiz yazılım gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki bilmin var mı bu sorulara bir cevabı, varsa yazar mısın..?

 

xlark tades

 

Cevap yok, teori ve tez olarak milyonlarca cevap verilebilir ama bunlar gerçeği göstermediği için, tezlerimizi gerçekmiş gibi insanlara anlatamayız. Orada sorulan soruların bilimsel olarak cevapları verilmiş ve gerçektende biliniyormuş gibi sunuluyor bize, buna karşıyım.

 

 

Tesadüf vardır'ın aksi olmaz çünkü tesadüf yoktur, olmayan şeyin aksi olur mu..?

Matematiksel olarakta bu ıspatlanmılştır daha önce yazmıştım..

 

"Tesadüfün aksi olmaz" ya da "tesadüf vardır,yoktur" demedim

 

Matematik sanal bir kavramdır, gerçeği göstermez, sadece gerçeği hesaplar. Ortada gerçek yoksa, hesabıda gerçek olmaz. 2 x 2 = 4 tür ama bunun için elimizde (örneğin) 4 adet taş bulunması gerekiyor.

 

 

 

 

İlgili veriler, oluşumun tesadüfen olmadığını, limitin 0'a gitmesi özelliklede olamayacağı sonucunu da net olarak ortaya koyuyor.

 

bahar35040

 

İlgili veriler dediğin şey, ilgili veriler değil elimizdeki veriler, elimizdeki verileri ilgili veriler olarak değerlendiremeyiz. Ne kadar ekmek o kadar köfte olayı

 

 

İlgili sorular bahsini ettiğim tarihi bilimsel kayıtların olmamasından ve istatistiksel hesaplamaların netliğinden tek bir cevap elde edilmesini sağlıyor zaten.

 

Gerçeğin (bilimsel kanıtın) cevabı tektir, eğer tek bir cevap yoksa doğru değildir.

 

bizde" derken salt maddeyimi kastediyorsunuz?

 

duyularımızla algıladığımız varlığı kastediyorum

 

katılmakla düşüncenin maddeleri kullandığı anlamıda mı katılmış oluyorsunuz?

 

Evet

 

birde bu alıntılar yaparak bireysel saldırıları anlamadım. bilimsel olarak daha net sonuçlar elde etmeme rağmen, karşı tez sadece küçük seçmece alıntılarla saldırı yollu olması da anlamsız.

 

Bilimsel olarak net sonuç elde etmediniz, inançlarlan net sonuç çıkmaz, bir çok inanç varken çıkan sonuç net olamaz.

 

 

bütün varlıklar (sizin deyiminizle; sizler ve bizler) hepimizden daha üst bir varlık tarafından yaratılmıştır. tekrar ediyorum; O, Yaratan olduğu için bizi sınırladığı kapasite kadar algılayabiliriz. 2+2=5 hesaplamasını istediğimiz yazılım gibi.

 

Hepimizin daha üst bir varlık tarafından yaratıldığı sonucu bir inançtır. Hangi yaratıcı tarafından yaratıldığıda daha farklı bir inançtır. İnancın kendisi bile bölümlere ayrılmışken, bilimsel net bulgular dediğiniz şey ortadan kalkar.

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

elimizdeki verilerin, ilgili veri olarak değerlendirilememesi, kişisel görüşünüz olmuş. eldeki verileri bu konuda kullanıp değerlendiremeyeceğimiz, ilgi ve alaka kuramayacağımız gibi desteksiz net bir cümle kurgusunu da burda görüyorum.

 

anlaşılan felsefe yoluyla oluşturulmuş cümleler dışında karşı bir sunum yok.

 

karşı görüş; materyalist olmaktan çok, daha bir metafizik kalıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

elimizdeki verilerin, ilgili veri olarak değerlendirilememesi, kişisel görüşünüz olmuş. eldeki verileri bu konuda kullanıp değerlendiremeyeceğimiz, ilgi ve alaka kuramayacağımız gibi desteksiz net bir cümle kurgusunu da burda görüyorum.

 

Tam anlamak maksadıyla, sizden benim yanlış düşündüğüme dair bir örnek rica edebilir miyim, istediğinz herşeyden örnek verebilirsiniz

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki, bunca delil olduğuna inanmamıza rağmen tüm bu delilleri inkâr eden insanlar nasıl bir psikoloji içindeler. Tabi bu neredeyse inançsız kişi sayısınca farklı sebeplere dayanabilecek bir durumdur. Ancak genel itibariyle bakıldığında bu insanların gerçeği aramaktan ziyade gerçekten kaçmak ve beklide bir manada gerçeğe kulak tıkamak gibi bir halleri bulunmaktadır. Şayet bir yaratıcıya inanırsa o yaratıcının emrettiği şekilde yaşaması gerektiği gerçeğinin farkına varan ve kendi özgürlüğü üzerinde kimseyi otorite kabul etmeme cüretini gösteren pek çok inançsız insan vardır. Yani yokken var olan ve ölüp toprak olacak olan, üstelik kendi kendisini var ettiğini iddia dahi edemeyen insanların takınmış oldukları tavır ve göstermiş oldukları cesaret olsa olsa bilgisizlik cesaretinden ibarettir. Ateist kişilerin ateistlikleri zannedildiği gibi derin araştırmalar sonucunda varılmış bir kabul değildir. Çoğu ateistin aileden ya da çevresinden kaynaklanan bir hikâyesi vardır. Sevgilisinden ayrıldığı, bir yakınını kaybettiği ya da geçmişte bir din adamından kötü muamele gördüğü için bile insanların ateist oldukları göz önünde bulundurulduğunda sebeplerin çok da kayda değer olmadığı anlaşılacaktır. Allah’ın vermiş olduğu sayısız imkânın şükrünü yerine getirmeyen insan sahip olduğu bir şeyi kaybettiğinde ya da istediği bir şey gerçekleşmediğinde hemen nankörlük yaparak inançsız olabilmektedir. Allah’ın verdiği kalp ve beyin ile Allah’ı inkâr dil ile de bu inkârını tasdik etmektedir. Bir sperm damlasıyken kendini insan kılan ve çok çeşitli nimetlerle donatan Allah’a karşı bu kinin ve inkârın sebebi tamamen psikolojiktir.

 

Tam aksine hersey oturup din,tanrı ve tarih üzerine düşünmeye başladıkça ortaya çıkıyor. Eğer sabah akşam itaatkar bir şekilde ibadet etseydim -tam "din" 'de istendiği gibi- ateizme adım atamazdım.

 

not: din sözcüğünü her çeşit ilahi ve veya pagan inanış için kullandım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Genellikle ateistler kendi inançsızlıklarına dayanak olarak modern bilimi gösterir ve modern bilimi propaganda aracı yaparlar. Esasen işin aslı zannedildiğinden farklıdır. Yani hiçbir bilim adamı ya da bilimsel veri bu güne kadar bir yaratıcının olmadığını ya da olamayacağını ispatlayabilecek deliller sunamamıştır. Bu gerçeği kabul etmek istemeyen kişi ve çevreler felsefi tutum ve kabullerinden dolayı bu gerçeği saptırmakta ve kendi inançlarına dayanak olarak gördükleri bilimin Allah’ı yok saydığını savunmaktadırlar. Bilimsel veriler ne Allah vardır ne de yoktur der. Esasen bu, mevcut verilerden hareketle aklı başında bir kişinin varabileceği bir sonuçtur. Yani inanan kişiler -ateistlerin kendi inanç ve kabullerinden hareketle Allah yoktur sonucuna ulaşmalarının bir benzeri olarak- Allah vardır inancından hareketle bilimsel verileri yorumlayıp işte Allah vardır demez. Bizzat bilimsel veriler bizi bu sonuca yani tüm varlığın bir yaratıcısının olması gerektiği sonucuna götürür. Bu sonuçtan hareketle de günümüzde daha az ateistin olduğuna değil ateist olmak için çok daha az sebebin olduğuna tanıklık ederiz.

 

daha önce katakuta rumuz'lu arkadaş güzel bir örnek vermiş burada izafiyet teorisi ile... ama önemi yok sizin için bilimsel kural olarak ispatlansada inanacaksınız, inanmak zorundasınız çünkü zihninizi dogmatik öğelerle doldurmuşsunuz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hepimizin daha üst bir varlık tarafından yaratıldığı sonucu bir inançtır. Hangi yaratıcı tarafından yaratıldığıda daha farklı bir inançtır. İnancın kendisi bile bölümlere ayrılmışken, bilimsel net bulgular dediğiniz şey ortadan kalkar.

 

Tartışmanın ilk şartı savunduğunuz bir fikrinizin olması lazım değil mi..?

O inanç bu inanç, o imkansız bu imkansız bu olası, bu değil, olabilirde olmayabilirde gibi ifadelerle tartışma olmaz...

Her yazılana olabilir yada olmayabilir yazmak kolay..

Bakın bu iş aşam aşama çözülür, gerçekten çözüm istiyorsanız konuları dallandırmadan tek tek işlememiz gerekiyor.

Örneğin şimdi kainatı kimin yarattığını değilde Kainat'ın yaratılmış mı yaratılşmamışmı olduğunu tartışalım bunu çözebilirsek kimin yarattığına geçeriz..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tartışmanın ilk şartı savunduğunuz bir fikrinizin olması lazım değil mi..? O inanç bu inanç, o imkansız bu imkansız bu olası, bu değil, olabilirde olmayabilirde gibi ifadelerle tartışma olmaz...

Her yazılana olabilir yada olmayabilir yazmak kolay..

 

evet fikrim var, fikrim sizin sürekli masallarla uğraştığınız için gerçeklerin bir türlü bilinenemesidir, ben gerçekleri bilmek ve o yolda yürümek için çabalıyorum. Bilinmieyen bir şey hakkında sürekli fikir yürütmek kadar kolay bir şey yok, gördüğüm kadarıyla yapılan hep budur.

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet fikrim var, fikrim sizin sürekli masallarla uğraştığınız için gerçeklerin bir türlü bilinenemesidir, ben gerçekleri bilmek ve o yolda yürümek için çabalıyorum. Bilinmieyen bir şey hakkında sürekli fikir yürütmek kadar kolay bir şey yok, gördüğüm kadarıyla yapılan hep budur.

 

Madem gerçekleri görmek istiyorsan herkesin yazısına olabilir olmayabilir mümkündür değildir gibi yazılarla geçiştirmez,

Eğer olabilir olmaya bilir yazacaksak birer adam tutalım klavyelerimizin başına kim ne yazarsa yazsın sen olabilir yada olmayabilir yaz diyelim alalım ceketimizi gidelim..

O masal bu masal nedir bu..?

Tartışmaya katıkıs nedir bunun..

İşimiz yafta takmak mı..?

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O masal bu masal nedir bu..?

Tartışmaya katıkıs nedir bunun..

İşimiz yafta takmak mı..?

 

Açıklama ve detayları herzaman yazıyorum gerektiği kadar

 

Otomatik bir durum yok !

 

Bir şeye olabilir yada olmayabilir diyorsam bunun sebebinide yazıyorum

 

Bir şeye masal diyorsam bunun sebebinide yazıyorum

 

Bir şeye gerçektir doğrudur diyorsam bunun sebebinide yazıyorum

 

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak şu iletinde bir iddada bulunuyorsun

evet fikrim var, fikrim sizin sürekli masallarla uğraştığınız için gerçeklerin bir türlü bilinenemesidir, ben gerçekleri bilmek ve o yolda yürümek için çabalıyorum. Bilinmieyen bir şey hakkında sürekli fikir yürütmek kadar kolay bir şey yok, gördüğüm kadarıyla yapılan hep budur

 

Benim masallarla uğraştığımı söylüyorsun bu bir yaftadır, neden masaldır açıklamıyorsun..

Bilimnmeyen her şey masal mı ..?

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.