Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur" denildi. Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde bugün gece saat 23:10'da yayınladığı açıklamanın tam metni şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir. Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel değerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin bağımsızlığı ile ulusumuzun birlik ve beraberliğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar değişen geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne karşı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır. Bu bağlamda; Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir. 22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur. Ayrıca, Ankara’nın Altındağ ilçesinde “Kutlu Doğum Şöleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli’de İl Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk İlköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir. Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönergelerinde belirtilmiştir. Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dışı talimatlarla yerine getirildiği tespit edilmiş ve Genelkurmay Başkanlığınca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine rağmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı gözlenmiştir. Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmış olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir. Bölgemizdeki gelişmeler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabileceği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur. Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü, ülkemizde ve ülke dışında görülebilmektedir. Malatya’da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örneği olduğu ifade edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin Anayasamızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir. Bu tür davranış ve uygulamaların, Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında ifade ettiği “Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak” ilkesi ile tamamen çeliştiği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir. Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir. Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur." Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Bu bildiri cok yerinde vede gerekliydi.Cünkü bazi cevreler gercekten cobansiz köy bulmus degneksiz dolasiyorlar gibi bir davranis icindedirler.Artik sakli olarak degil acik acik Atatürk ve LAIKLIK karsiti söylem ve girisimler var.Birileri Türkiyeyi babalarinin ciftligi sanarak kendi keyiflerince yönetme sevdasina kapilmislar.halkin ücte birinin oylari ile adeta meclisi gaspetmis olan bir parti tek parti olmanin verdigi cesaretle Türkiyenin bütün milli degerlerine karsi tehlikeli davranislar icine girmektedir.TC devleti laik bir devlettir.Herkesin inanci kendini baglar devleti degil.Devleti dinci bir yapiya sokmaya calisanlar cok tehlikeli bir oyun oynamaktadirlar.O yapi birgün baslarina yikilabilir.Devletle oyun olmaz devlet deneme tahtasi degildir.Eger Türkiyedeki rejim hosunuza gitmiyorsa sizleri burada zorla tutanda yok,gidin begendiginiz rejimlerde yasayin. saygilarla Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Genelkurmay Başkanımızın "rejime sözde değil özde bağlılık" ile tanımladığı davranışları bazı AKP milletvekilleri "tam da Recep Bey'den bahsediyor" diyerek inanılmaz bir aymazlıkla yanıtlamışlardı. Bu pişkinliğin, bu yüzsüzlüğün, bu utanmazlığın hakkından ancak bu tür bir açıklama gelirdi. Net olmuştur, sert olmuştur, derdimize tercüman olmuştur, hedefi bu kez vurmuştur. Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Asker ve ulus bilincindeki halk ne kadar aynı şeylerden bahsediyor ve tehlikeyi görüyorlar bu yazıda açıkça ortaya konmuştur. TSK, taraftır, Türkiye Cumhuriyeti ve ilkelerinden yana taraftır, Ulusal bilinçte olanlarda aynı taraftadır. TSK'yı neden ve nasıl yıpratmaya çalıştıklarıda bellidir, darbecilikle itham ederek askeri zan altında bırakma gayretleri boşa çıkacaktır. Cumhuriyet Orduları Cumhuriyetin bekçisidir, ve muhaliflerinin düşmanıdır. Ne mutlu Türk'üm diyene. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Ülkemizin Demokratik yapısı ve Cumhuriyetimizin temel değerlerin altını fütursuzca oyan siyasi kadrolara ve onların perde arkasındaki örgütlenmelerine... Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti halkın onlara verdiği şansı kulanamayarak... Hırs bürümüş gözlerine taktıkları çevrelerini yemyeşil gösteren gözlükleri çıkarıp... Bu ülkede Cumhuriyetin temel değerlerini koruyacak Vatandaşlarının ve bu Halkın temelleri sağlam olarak oluşturduğu kurumlarının var olduğunu görmeleri gerektiğini hatırlatan... İstedikleri Yerde inmek Üzere bindikleri Demokrasi Treninde, Tren gürültüsünden kulakları sağır oldukları için Halkının duyarlılık söylemlerini duyamayanların yolun sonuna geldiklerini anlamaları için kendilerini hapsettikleri kompartıman penceresini açmaları,söylenenleri duymaları..en önemlisi anlamalarını tavsiye eden... Ülkenin TBMM başkanlığına...Başbakanlığına seçilimiş zatı muhteremlerin "Bundan sonra çankayada dindar Cumhurbaşkanı oturacaktır" söylemlerinin ne anlama geldiğini... Bu güne kadar orada Bu ülkeye hizmet etmiş insanların dindar olmadığını ifade eden bu söylemlerini kulaklarınında duyması gerektiğini hatırlatan... Ülke tarihinin en büyük katılımıyla Ankarada gerçekleştirilmiş Cumhuriyet mitinginde ve Bu pazar günü İstanbulda yapılacak olan mitingte de haykırılacak olan duyarlılık ve uyarıların genel kurmayca da dile getirilmiş açıklamasında kendimce önemli gördüğüm maddelerini aşağıya çıkartmaya çalıştım... *** 1-Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir. 2-Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. 3-Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir. 4-Din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesi..! 5-Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü... 6-Türkiye Cumhuriyeti devletinin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin Anayasamızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir. 7-Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir. 8-Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. 9- Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. 10-Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. 11-Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, 12-gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir. 13-Ulu Önder Atatürkün, Ne mutlu Türküm diyene anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyetinin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. 14-Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir. *** Çarpık bir demokrasi anlayışına sahip inançları siyasal alanda istismar eden Bu siyasal görüşün lideri olan Recep Tayyip Erdoğan'ın veya işaret edeceği bir kişinin Çankaya'ya çıkması, Türkiye Cumhuriyeti'nin Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk devleti olma niteliğini zedeleyecektir. Umulur ki; Taraflar bunu anlar ve bir erken seçim sonrası, Yeni Cumhurbaşkanını Yeni meclis seçer... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. Tüm yazıyı özetleyen en güzel tümce budur... Tüm benliğimi bu tümcede geçen anlama armağan edebilirim. Türkiye Cumhuriyeti "Laik Cumhuriyet" olarak varlığını sürdürecektir. Hiç bir Dahili ve Harici "HAİN", bu milleti her hangi bir DİNİN "TAHAKKÜMÜ" altına değil sokmak, sokmayı aklından bile geçiremez. Bu devlet hangi temeller üzerinde kurulmuşsa, ilelebet payidar kalmasının tek şartı o temellere sıkı sıkıya bağlı kalınmasından başka bir şey değildir. Bunlar: başta Laiklik ve diğer 5 Ülkümüzdür. Gaflet, Dalalet ve hatta Hıyanet içersinde bulunan bir kimse, bu millete Cumhurbaşkanlığı yapamaz. Aslına bakarsanız "Aday" olarak bile olsa böyle bir günün yaşanması "Laik" bir benimseyiş için utanılacak bir durumdur. Zira bu zihniyeti 80 yıl öncesine çoktan gömmüş olmalıydık. Ancak ne utanç vericidir ki o zihniyet bugün bizi temsil etmeye aday olma cüretini gösterebilecek kadar tepemize çıkmıştır, yazık. Her okuduğumda, Atatürk'ün kararlılığına hayran kaldığım ve lakin bizim o cesaretten fersah fersah uzağında olduğumuz sözlerini tekrar tekrar alıntılamaktan asla vazgeçmeyeceğim: "Efendiler, egemenliği hiç kimse, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla veremez. Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk Ulusunun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Ulusu bu saldırganlara, artık yeter diyerek ve bunlara karşı ayaklanarak egemenliğini kendi eline almış bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan, ulusa saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız sorunu değildir. Sorun, zaten gerçekleşmiş bir olayı yasa ile saptamaktan başka bir şey değildir. Bu, kesinlikle yapılacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa, yine gerçek, yöntemine göre saptanacaktır; ama, belki birtakım kafalar ********!!!" Alıntı
Φ koyu_mavi Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerleri üzerinden siyaset yapmanın ne kadar yanlış olduğunu Genelkurmay'ın bu açıklaması açıkça göstermiştir. Demokrasiyi benimsemiş ülkelerde askerin bu denli sert çıkışlar yapması olası değildir. Bu gibi sert çıkışlara neden de yoktur. Fakat ülkemizde demokrasi kültürü halen tam olarak yerleşmediği ve milli değerlerin demokrasi adı altında tartışmaya açılmasının ne denli tehlikeli olduğu anlaşılamadığı için bu gibi açıklamalara gerek olmaktadır. Bu milli değerler nedir? Ve hangileri tartışmaya açılmıştır, sıralayayım... 1. Ulus Devlet Anlayışı; AB uyum süreci adı altında üst kimlik alt kimlik tartışmalatı açılmış anayasadaki "Türklük" tanımı, "Türkiyelilik" tanımıyla değiştirilmek istenmiştir. Bu o kadar basit birşey değildir. Türkiye'de yaşayan her vatandaş etnik kökeni ne olursa olsun Türk'tür. Türkiyelilik kavramı ise etnik ayrışma isteyen gurupların ekmeğine yağ süren bir ifadedir. Bu tanıma göre Türkiyelilik üst kimlik olacak, Türklük, Kürtlük, Süryanilik, Boşnaklık, Lazlık, Çerkezlik, Bedevilik hatta dinsel bir yorum olan Alevilik alt kimlik olacak bunlarda nufus oranlarına göre azınlık yada çoğunluk olarak ifade edilecekler. Bu ulus devleti yıkma girişiminden başka birşey değildir. Sonuç olarak PKK ve onun siyasi kanadı olan parti söylemlerini sertleştirmiş ve eylemlerini arttırmıştır. Neredeyse her hafta bir şehit cenazesi görür olduk. Bunun sorumlusu Ulus Devlet niteliğini aşındıranlar değil midir? 2. Laiklik Anlayışı; Bu anlayışın üzerine direkt bir saldırı yoktur. Çünkü laikliğe sahip çıkan çevrelerin bundan önceki direkt saldırılara tepkisi o kadar sert olmuştur ki böyle direkt saldırıyı yapmaya kimsenin gücü yetmemektedir. Bunun yerine içten içe, yavaş ve kalıcı etkilerle laiklik ve Türkiye Cumhuriyeti'ne kazandırdıkları halkın belleğinden silinmek istenmektedir. Buna karşı oluşan tepkiler de "aşırı" olarak nitelenerek yapılan faaliyetlere devam edilmektedir. Bu konuda Genelkurmay'ın tepkisi yerindedir. Tehlikenin boyutunu açıkça gözler önüne sermektedir. 3. Anayasal Kurumlarla Çatışmak; Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir siyasal görüş Anayasa Mahkemesini "Meclis karar alır gerekirse onuda kapatırız." diyerek itham edemez, yok sayamaz. Cumhurbaşkanı'nı hak ve yetkilerini kullandığı için eleştiremez, çeşitli şekillerde itham edemez. Bunlar yapılırsa hatta demokrasi adına yapılırsa ne olur işte o zaman demokrasi gerçekten yara alır, yara alacak konuma gelir. 4. Dış Politika; Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikada "Devlet Politikası" olarak benimsediği konuların değiştrilmesi ülkenin tutarlılığı ve milli ve menfaatlerinin yara almasına neden olur. 5. Din Konusu; Anayasal olarak ifade edilmesede (ki doğrusu da budur) "islam dini" Türk Milleti'nin ortak değeridir. Din üzerinden siyaset yapıp vatandaşların dinine bağlılıkları konusunda sınıflandırmaya gitmek, bu sınıflandırmayı yapanları desteklemek ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Hatta bunu daha ileri götürerek laikliği din düşmanlığı olarak göstermeye çalışmak Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılabilecek en büyük saldırıdır. 6. Atatürkçülük; Atatürkçülük, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temelidir. Atatürk'e gizli ya da doğrudan çeşitli şekillerde saldırmak ya da saldıranları kınamayarak bir anlamda desteklemek yine üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. İşte son dönemde milli değerlerimiz tartışmaya açık hale gelmiş ve ülkemiz ne yazık ki tartışmalarla zaman kaybetmeye mahkum olmuştur. Bunun sorumlusuda ne anayasal görevini yapan asker, ne anayasa mahkemesi, ne de 10. Cumhurbaşkanımız Sayın A. Necdet Sezer'dir. Bunun sorumlusu milli değerlerimizi tartışmaya açık hale getirenlerin ta kendisidir. İktidar sahipleri bu tartışmaları yaratmak yerine ülkeyi gerilim ortamından uzaklaştıracak tedbirleri alsalardı, sorun başlamadan bitmiş olmaz mıydı? Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Biz bu Ülkeyi Dingonun Ahirindan bulmadik ,,,Tabikii birileri cikacak,.,vede cikacak ,,, vede görecegiz,.,.Seriatmi ,.,.daha keskin,.,yoksa ,.Vatanini ,,Anasini,, bacisini kardesini savunmakmi daha keskin,.,.,, Canakkale ,,Az geldiyse,.,.O dönemde olmayan Avrupali Türkler var,.,., HODRI MEYDAN.,.,.,Ozaman anlarsiniz Avrupali Türklerin dilini,., yamyam frankfurt Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Demokrasiye korkunç bir şekilde vurulan darbedir bu açıklamalar ve darbeci zihniyetler tarafından ne yazıkki alkış almaktadır. Ortamı germeye çalışmaktan başka birşey değil,hiç bir şekilde ciddiye alınmamalı diye düşünüyorum en çok rahmetli Özal döneminde konuşulmuştu bu mevzular tarikat şeyhlerine Çankaya köşkünde iftar yemeği veriyordu Özal ortalık ayağa kalkıyordu tıpkı bugün olduğu gibi ne oldu rejimmi değişti,daha doğrusu ne değişti?? Üstadın dediği gibi:güneşe göç varda kalan bizmiyiz.......... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Genelkurbay Başkanlığı meseleyi tamda onikiden vurmuş. Askerin elindeki şuan açıklanmayan belgelerle TSK şimdilik bu açıklamayı yaptı, ondan önceki açıklamasını kendilerine yontanlar bunuda darbe yapacaklar, bunlar demokrasi düşmanı diye halka yutturmaya çalışacaklar. Başlamışlar bile. Ne olacak, darbe falan olmayacak eğer asker darbe yapmaya çok hevesli olsaydı çoktan yapardı merak etmeyin. Bu adamların bütün yaptıklarına bugüne kadar tahammül göstermeleri askerin demokrasiye zarar vermek istememesindendi. Ama bu arsız adamlar, "darbe" gelicek biz dindarız diye bizi istemiyorlar, demokrasi istiyoruz diye çığlıklar atarlarken bile Türkiye'nin altını oymaya devam ediyorlar, her icraatları üçkağıtçılık üzerine kurulu Akp'nin "demokrasi elden gidiyor" asker müdahale edecek diyerek bu ülkeyi talan etmesinde asker taraftır. Akp bugün var yarın olmayacak ama TSK, Türkiye Cumhuriyeti var oldukça var kalacak. Demokrasiyi araç olarak kullananlara istedikleri noktaya gitmeleri için o imkan verilmeyecek, halk ordusunun yanındadır. Ama bu devrimi bu kez halk yapacak, korkmayın darbe gelmiyor. Ama askesinde susup oturmasını beklemeyin. Asker tehlike arzeden bir durum gördüğünde bunu dile getirecek elbette,olan bitene seyirci kalacak değil. Genelkurmay konuşuyor bir kısım antilaik kesim ayaklanıyor DARBE yapacaklar, Alıntı
Φ swim Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Demokrasiye korkunç bir şekilde vurulan darbedir bu açıklamalar ve darbeci zihniyetler tarafından ne yazıkki alkış almaktadır.20 yıl önce darbeye kızanlar şimdi darbe çığırtkanlığına alkış tutmaktalar...Ülkeyi asker yönetsin mutlu olun... darbeler bizi ilerletti en müreffeh ülke olduk... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Genelkurbay Başkanlığı meseleyi tamda onikiden vurmuş. Askerin elindeki şuan açıklanmayan belgelerle TSK şimdilik bu açıklamayı yaptı, ondan önceki açıklamasını kendilerine yontanlar bunuda darbe yapacaklar, bunlar demokrasi düşmanı diye halka yutturmaya çalışacaklar. Başlamışlar bile. Ne olacak, darbe falan olmayacak eğer asker darbe yapmaya çok hevesli olsaydı çoktan yapardı merak etmeyin. Bu adamların bütün yaptıklarına bugüne kadar tahammül göstermeleri askerin demokrasiye zarar vermek istememesindendi. Ama bu arsız adamlar, "darbe" gelicek biz dindarız diye bizi istemiyorlar, demokrasi istiyoruz diye çığlıklar atarlarken bile Türkiye'nin altını oymaya devam ediyorlar, her icraatları üçkağıtçılık üzerine kurulu Akp'nin "demokrasi elden gidiyor" asker müdahale edecek diyerek bu ülkeyi talan etmesinde asker taraftır. Akp bugün var yarın olmayacak ama TSK, Türkiye Cumhuriyeti var oldukça var kalacak. Demokrasiyi araç olarak kullananlara istedikleri noktaya gitmeleri için o imkan verilmeyecek, halk ordusunun yanındadır. Ama bu devrimi bu kez halk yapacak, korkmayın darbe gelmiyor. Ama askesinde susup oturmasını beklemeyin. Asker tehlike arzeden bir durum gördüğünde bunu dile getirecek elbette,olan bitene seyirci kalacak değil. Genelkurmay konuşuyor bir kısım antilaik kesim ayaklanıyor DARBE yapacaklar, . Sevgili Sardunyam, Demokrasiyi, menzile varmak için "araç" olarak kullananlar Atatürkçülerden daha demokrat olacak. Ümmet-tarikat şakşakçıları Atatürkçülerden daha laik olacak. Tüm kadrolar imamlarla kayınçolarla dolacak. Oğlumuz mısır işine girecek, diğer oğlan gemilerle gezecek, koyun gibi izleyeceğiz. Arap sermayesine peşkeş çekilen devlet malları, hasbelkader basın aracılığıyla yakalanabilirse ellerinden kurtulacak. Ve herkes bunları izleyip el pençe divan duracak. Yooook, bu kadar ucuz değil. Bu kantarın topuzu hep sizin kefeye dönük olmasın bir zahmet. Namlunun ucunu gördüğünüzde mi demokratlığınız, demokrasi aşkınız kabarıyor? Şimdi mi laiksiniz? O bakımdan darbe lafını etmeye kimsenin hakkı yok. Zaten darbelik bir durum da yok. Çarpıtmaya, saptırmaya, kaptırmaya hevesli insanlar görüyorum. Acıyorum. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Sevgili Sardunyam, Demokrasiyi, menzile varmak için "araç" olarak kullananlar Atatürkçülerden daha demokrat olacak. Ümmet-tarikat şakşakçıları Atatürkçülerden daha laik olacak. Tüm kadrolar imamlarla kayınçolarla dolacak. Oğlumuz mısır işine girecek, diğer oğlan gemilerle gezecek, koyun gibi izleyeceğiz. Arap sermayesine peşkeş çekilen devlet malları, hasbelkader basın aracılığıyla yakalanabilirse ellerinden kurtulacak. Ve herkes bunları izleyip el pençe divan duracak. Yooook, bu kadar ucuz değil. Bu kantarın topuzu hep sizin kefeye dönük olmasın bir zahmet. Namlunun ucunu gördüğünüzde mi demokratlığınız, demokrasi aşkınız kabarıyor? Şimdi mi laiksiniz? O bakımdan darbe lafını etmeye kimsenin hakkı yok. Zaten darbelik bir durum da yok. Çarpıtmaya, saptırmaya, kaptırmaya hevesli insanlar görüyorum. Acıyorum. Sevgili Taylan, Biz yanlış yapıyoruz, askerde yanlış yapıyor, neden seyirci olarak kalmıyoruz ki, Atatürk ilkelerini gözümüzün içine baka baka yok ediyorlarmış etsinler, Fethullah hoca efendi sınırsız imkanla en kritik makamlara askerlerini yerleştirmiş, yapsın. TSK'nın varlık sebebi belli, o sebeplerden herhangi birine gizli ya da açık müdahale söz konusu olursa asker görmedim, duymadım, söylemedim demez. Askerin konuşmasından korkmak neden? Askerin susmasından korkmak lazım, bir önceki Genelkurmay Hilmi Özkük gibi. Askerinin başına çuval geçirecekler ve sen sükunet göstereceksin, neden çünkü demokrasi bunu gerektiriyor. Ama nede olsa Hilmi Özkök "abi, hocam" diye hitap ettikleri gibiydi, Org. Büyükanıt konuşuyor olay oluyor, konuşandan değil susandan korkun, topluca başımıza çuval geçirselerde susmak lazım. Demokrasi gereği. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Meyve bahçesi bizde olacak ama meyveyi başkaları yiyecek yani. Cumhuriyeti kuranların çocukları olarak demokrasi hep başkalarına hizmet edecek, biz sessiz sinema oynayacağız? Biz konuşunca bölücüyüz, yıkıcıyız, yağmacıyız, ihtilalciyiz, onlar konuşunca hak hukuk din iman demokrasi... Yok arkadaş, kanıma dokunur benim. Susamam. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 ASKERI ISINE GELDIGI YERDE DÜNYANIN BIR UCUNDA KULLANANLAR BENIM ASKERIMI HIC DIL UZATAMAZ Sen niye karisiyorsun ,,TSK Benim icislerim.,.,.,Ya sen benim disisleri bakanimisin AB kardes herseyi burnuna sokuyorsun Sen benim icislerimi niye karisiyorsun,. ,,Dikkatini cekerim sen degilmisin Hümeyniyi yaratip bu cografyanin basina cuval geciren,., BU COGRAFYADA DEMOKRASI ARAYANLAR TÜRK HALKININ DEMOKRASI ANLAYISINA TERS DÜSEN Rüsveti bizim siyasilere sunmasinlar,,...kendi iclerinde bir sent,in hesabini soranlar,, kalkip bizim siyasilerin yakinlarina,,,cocuklarina,.,Milyader yapmasin,., Ümmet askina,., ARTIK GÜNES BALCIKLA SIVANMAZ BUNLAR BU COGRAFYADA DEMOKRASI ARAMIYORLAR Ne ariyorsunuz diye Artik bu cografyada hesap soracak ,,,!!! bu cografyanin cocuklari büyüdü,.,Artik gün gelecek Bu cografya sizden hesap soracak korkunuzda bumu sayin AB ,, vede bundan sonra TSK yi AB,,ABD ,,,adina hic biryere göreve davet etmeyin,, Dünyada ezilen Halklari birazdaha fazla ezmek icin,. Yeter Türkiye ,,vede TSK sizin silahiniz degil ,,O SILAH BIZIM ,,,BIZIM BAGIMSIZLIGIMIZ ICIN Saygilar yamyam frankfurt Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Ab başka ne desin? Onca emekleri boşa çıkıyor. Arkadaşın biride ne demiş, demokrasiye vurulan açık bir darbedir, Allah aşkına nedir bu? TSK'yı darbecilikle itham edenler, ne bu vatan toprağına, ne gerçek anlamda demokrasiye, ne laikliğe tahammülü olmayanlar. TSK ultimatom vermiştir, bundan sonraki süreç derhal erken seçime gidilmesidir, darbe marbe yok korkmayın sadece bunca çabaları boşa gitmiştir, rejim düşmanları yenik düşmüştür, bir daha ki zamana kadar inlerine geri dönecekler. İşlerine gelince demokrat olup, gelmeyince araç olarak gördükleri demokrasi onları sırtından atmıştır. Amerika ve Avrupa Birliği'nde de panik havası var, tıpkı buradaki rejim muhaliflerinde, medyasında, uşaklarında olduğu gibi. . Alıntı
Φ dinazor Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Adalet yerini bulmalı suçlular cezalandırılmalıdır. Ben sabıkasız, 38 yıllık bir vatandaş olarak bunu istiyorum. Bu ben ve benim gibi insanların adalete olan saygılarının devamlılığının teminatı olacaktır. Ufkumuzu aydınlatmanın yolu adalet duygumuzun onarılmasıyla mümkün görünüyor. Adalet hepimiz için vazgeçilmez bir olgudur. Dokunulmazlık tezgahını yıkmalıyız... Alıntı
Φ biko Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 asker darbe yapmıştır.. demokrat faşistlerde alkışlamaktadır.. bendenizde ikisinide yuhalamaktayım.. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Bu bildiriyi dabe ve demokrasiyi sabote etme olarak adlandıran arkadasların su basit sorulara cevap vermesini isterdim: Bildiride bahsedilen 23 Nisan törenlerine alternatif olarak yapılan bu tuhaf kutlamaların anlamı nedir? Ve neden bizzat idareciler tarafından, valilikler ve milli eğitim bakanlıgı tarafından desteklenmiştir.? Son bes yıldır bu tipteki irticai faaliyetlerde özellikle kadınlar ve cocukların kullanıldıgı yalanmıdır? Aynı pkk terör örgutunun ve yanlılarının da bu sekilde gösteriler yaptıgı yalanmıdır? Son bir kac aydır butun demokratik tepkilerle adeta dalga gecip, Ankarada toplanan bir milyon insana hakaret edip kulaklarını tıkayan, ben ne dersem o olur kardesim tarzında hareket edip, milletvekilerrinden boş kagıtlara imza alıp, onun istedigni yapmıyor diye muhalefet partisi vekillerini suclayan bu zihniyete Türk halkı sesini baska nasıl duyurabilir? Dunya uzerinde örneklerini gorduk. Tek basına dikata rejimlerinden ne farkımız var? İllaki halkın sokaklara dökülüp ayaklanmasımı gerekir bu mudur demokratiklikten anladıgnız? En düzgün şekilde Ankara tandoğanda toplanan yüzbinlerce vatandası küçük gördünüz, butun basını medyası gormezden geldi. Dunya basını mansetten verirken bu ulkenin devlet televizyonu bile bir dakikalık haberle gecistirdi. Bu halk bu hukumete sesini baska nasıl duyurucak? Bu hukumet kendini oraya getiren halkı ne cabuk unuttu? Dun gece saat 11 de bu bildiri yayınlandıktan sonra ilk tepki ABD'den geldi..!!!! Ordunun bu cıkısı sanırım en cok onların işine gelmedi... Bununda mı bir önemi yok sayın demokrasiye bir tehdittir diyen arkadaslar? Dunya uzerindeki 3. dunya ulkelerinde istedkleri gibi at kosturanların ulkemiz uzerindeki oyunlarınnı bozulması tehklikesini gorunce tutuşmalarının hic önemi yokmu? Demokratiklik halkın temsil edilmesiyse, neden bunca zamandır tek basına yasama gucunu elinde tutan bu parti bu gucu halka verip buyrun halk secsin demez? Bu inat neden? Amaclarına bu kadr yaklasmısken bir an once fırsatı degerlendirelim, birisi ses cıkartırsa Ab yi Abd yi öne cıkartırıs dusuncesimidir? Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 asker darbe yapmıştır.. demokrat faşistlerde alkışlamaktadır.. bendenizde ikisinide yuhalamaktayım.. bizde yuhalamaktayız, kimlerimi? yarın Çağlayan'da duyarsın kimleri yuhaladığımızı. sömürgeciliğe, emperyalizme ve onların yandaşlarına "demokrasi" adına alkış tutanları YUHALAMAKTAYIM. Alıntı
Φ biko Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 komik olun... ama gülünç olmayın.. karşı olduğunuzu zannettiğiniz sömürgecilik vede emperyalizmin en büyük sacayağı olan militarizmi alkışlıyorsanız gülünçsünüzdür.. Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 espiri yeteneğinize hayran kalmamak mümkün değil. Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 komik olun... ama gülünç olmayın.. karşı olduğunuzu zannettiğiniz sömürgecilik vede emperyalizmin en büyük sacayağı olan militarizmi alkışlıyorsanız gülünçsünüzdür.. ancak bu kadar guzel söylenebilirdi... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Arkadaşlar, Unuttuğunuz çok çok önemli küçük bir ayrıntı var. "Militarizm/Askeriye"nin "Söz Sahibi" olarak ortaya çıkıp bir şeyler söylemesini "Demokrasi"ye "Karşıt" bir olay olarak görüyorsunuz... Doğrudur... "Demokrasi"nin olduğu hiç bir yerde, "Güç"e dayanan "Hiyerarşik" hiç bir yapı "Özgürlük" karşısında Söz Sahibi OLAMAZ... Lakin şunu irdelemek lazım: Türkiye Demokratik bir ülke midir ki zaten? Demokratik olmayan lakin demokrasinin yerleştirilmeye çalışıldığı bir ülkede, Demokrasiyi ve o ülkenin temel değerlerini, bir güç unsurunun koruması gayet doğaldır. Şu an Türkiye'nin çok çokt net iki ercihi/alternatifi vardır: Ya demokrasi korunacak ve Çağdaş Medeniyet Seviyesine ulaşılacaktır, Ya da Ilımlı İslam Siyaseti Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda da iyice yerleştirilip Çağın gerisine düşülecektir. Ülkemizde Demokrasi anlayışı yerleşmemiş olsa bile en azından o yapıya öykünen tek yapı olarak Askeri sistem kalmıştır. Bunu kendisini "Demokratikleştirmesi" açısından söylemiyorum, hiyerarşik bir yapı ancak sınırlı bir yapıda demokratikleşebilir. Ancak "Belli ki bir takım kafalar kesilecektir!" noktasından hareketle, Demokrasinin bu tür bir yapıca savunulması kaçınılmazdır. En azından artık Türkiye'de demokrasiyi savunacak başka hiç bir yapı kalmamıştır. Ne sivil toplum örgütleri, ne polis teşkilatı, ne sendikalar, ne siyasi örgütler ve partiler ve ne de evrensel eğitim odakları yani üniversiteler... Demokratik bir ülkede Askeriyenin böyle çıkışlar yapması elbette mazur görülemez ve demokrasiye aykırıdır. Ancak Türkiye "Demokratik" ve "Sosyal Hukuk Devleti" değildir hala... Şu an evrilebildiğimiz yapı gereğince bence Askeriye üzerine düşen duyarlılığı göstermiştir. Belki bu denize düşen yılana sarılır mantığı olurdu Demokratik devletlerde ancak bizde kaçınılmaz olan gerçektir Askeriyenin Demokrasiyi savunur olarak kalan tek mercii olduğu. Ayrıca şu sorunda vardır ki, üzerinde onlarca oyun oynanan ve Şeriatçı bir güruhun Cumhurbaşkanı olarak bile aday olduğu, laikliğin ve demokrasinin son derece tehlikeye girdiği bir ülke de "Demokrasi"yi koruyabilecek kimse kalmamışken, gidişat yüz yıl öncesi demokratik yapıya irtica ederken, demokrasinin kendisini hangi yapı koruyacaktır? En demokratik ülkelerde bile demokrasinin korunması için teşkilatlar oluşturulmaz zorundadır. Türkiye'de bu görevi askeriye üstlendiği halde Şeriatçılık Milletin tepesine oturabilecek düzeye gelmiştir ne yazık ki. Demek istediğim, "Kavramlar" üzerinden hareket edebiliriz lakin pratikte/yaşantıda tam olarak kavramlar üzerinden hareket ettiğimizde ulaştığımız sonuçlara ulaşamayız, ulaşamıyoruz. Demokrasi; Sivil Halkın Söz Sahibi Olması ve Hiyerarşik kurumları bir baskı aracı olmaktan tamamen çıkmış olması ise eğer kavram üzerinden hareket ettiğimizde, Türkiye için bu geçerli değildir. Şeriatçılık milletin tepesine üşüşmüştür. Demokrasiyi davunabilecek hiç bir kurum kalmamıştır ki çağdışı kafalar tüm diğer kurumlarda kümelenmiştir. Ayrıca dış odaklarca da Demokrasinin yerleşmemesi için türlü türlü oyunlar yapılmaktadır. Demokratik sistem hala zaten yerleşmediği gibi Demokrasiyi aşılaması gereken eğitim kurumlarının ve Evrenkent/Üniversitelerin "Bilimsel Yapıları" keşmekeştir ve demokrasiyi BenimsetMEMEktedirler. Kısaca Türkiye zaten Demokratik bir ülke değil, demokrat olmaya öykünen bir ülkedir. Yani her ne kadar Demokratik olmasa da Askeriye'nin hareketi Türkiye'nin mizacına tümüyle uymaktadır. Sagopa Kajmer'in çok güzel bir lafı vardır: "Kuvvete dayanamayan adalet aciz Adalete dayanamayan kuvvet zalimdir!" Askeriyenin tavrının Demokrasiye uygun olmadığı konusunda haklılık vardır lakin "Gereksiz" olduğu düşüncesini tasvip edemem. "Gereksiz" olduğunu düşünen arkadaşlar bu fikirlerini "Türkiye Tam Demokratik Bir Yapıya" ulaştığı gün askeriye böyle bir adım atarsa ortaya koyarlarda, onlar için daha tutarlı ve gerçekçi bir yapı sergilemek demek olacaktır. ***Yanlış bir düşüncem veya eksikliğim var ise düzeltilmesini ayrıca rica ediyorum. Hatalı savunularımda olabilir tabii ki... (bu açıklamayı herhangi bir saldırıya maruz kalmamak için yaptım ) Saygılarımla... Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Dünyanın hangi ülkesinde rejim tehditi gibi bir durum vardır?bizim ülkemizden başka!!sorarım sizlere,bunlar saçma sapan ipe sapa gelmeyen söylemler ciddiye bile almaya değmeyecek şeyler.... Cumhuriyet bu ülkede bu kadar çürük ve bu kadar iğrelti temeller üzerinemi inşaa edildiki öyle kolay yıkılıversin,yapmayın Allah aşkına yahu hepimiz bu söylemlerin uydurma hurafeler olduğunu biliyoruz pekiii biliyoruzda neden bunları kaşımak işimize geliyor? Herkesin sahteciliğinden yoruldum artık,bu tip açıklamalar müslüman olan bu ülkenin kurucusu Atatürk'ü din düşmanı gibi göstermekten başka ne işe yarar,bu tip açıklamalar bölücülüktür,terördür.... Daha dün ülkemizde sağ-sol ayrımı yapıp kardeşi kardeşe vurduran zihniyetler sonrasından kürt-Türk ayrımına girişmiş ülke halkını kırdırmıştır,şimdide yeni oyun laik-antilaik olayına dönmüş. Herkes birşey söylüyor ağzı olan konuşuyor yani bilen bilmeyen kendince yorumlar yapıp duruyor,bizim en büyük sorunumuz bu zaten bilmeden tartışmak... 1950 den beri bu insanlar bunları tartışıp duruyor ne değişti?hiçbirşey,belki bir 50 yıl belkide yüzyıl hala bunları tartışıyor olacağız millet aya tatile giderken biz hala ülkemizde ki rejimi ve irticayı konuşuyor olacağız ve böyle devam ettiği sürece ülke olarak güçlü ülkelerin oyuncağı olmaya devam edeceğiz ne acı..... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.