Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

şu anda ne yapıyor sizce....


adrenalin

Önerilen İletiler

Açtığınız başlığa bakıldığında ne söylenmek ve iletilmek istendiği ortada..!!

Ve Honest arkadaşa verdiğiniz örnektede aynı.!

 

Bu ülkenin şehrinde mobilya satıcılığı yapan kişinin işine benzedi verdiğiniz örnek.?

 

Mal almaya gelen insanların hangi kesime ait olup olmamasına bakılmaksızın,

kalitesiz bir mobilyanın ketenden olan kumaşını kadife veya suntadan olan iskelesini mdf diye meht edip,

yani (kandırıp) parasını almak işi neye benzemiş oldu..Üstte kırmızıladığım örneğinize..!!

 

Ne yazıkki bende söylediğiniz aynı şeyi görüyorum.

 

Yani sonuçta haksız kazanılan parayı biriktirip,sağlanan kaynaktan,

bu ülkenin herbir vatan evladının üstüne roket attıran "öcal"mayan ve adamlarının işi...

 

Hayata hakkını vererek yaşayalım; çünkü hiçbirşey için ikinci bir şans verilmeyecek bize...! ! ! !

Hayatta beklenmeyeni beklemek gerek...! ! ! !

 

şurada ne demek istediğini bir anlasam...

 

Evet adrenalin size katılmıyorum..

 

o zaman neye katılmadığın konusuda netleşecek..

 

"Oyun birbiriyle yoğun bir diyalektik ilişki içinde olan üç söylem düzleminde gerçekleşir.!!"

 

sorun düzlemde olmasın sakın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 65
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Oyun birbiriyle yoğun bir diyalektik ilişki içinde olan üç söylem düzleminde gerçekleşir.!!

Birinci söylem düzleminde;topluma önerilen değişim modelleri ile yakından ilgili.?

İkinci söylem düzleminde;yaşam koşullarında insan gibi yaşamanın modeli.?

Üçüncü söylem düzleminde;kişisel dramını yaşamış olan kişiyle karşı karşıya getirilir.!

![/b]

 

yukarıdaki ileti ağa mahmutun..aşağıdaki yazı sie şu siteden:http://www.tiyatronline.com/yelestri139.htm

 

"oyun birbiriyle yoğun bir diyalektik ilişki içinde olan üç söylem düzleminde gerçekleşir. temel söylem düzleminde, gecekondu koşullarında yaşama savaşı veren asiye ve annesinin dramı dile getirilir. ikinci söylem düzleminde öyküyü seyirciyle birlikte izleyen küçük burjuva hanımefendi ile yorumcu yer alır. üçüncü söylem düzlemi ise oyunun sonunda oluşur ve izleyici konumundaki hanımefendi ile oyun boyunca kişisel dramını yaşamış olan asiye karşı karşıya getirilir.

 

 

Kafada ufak bir elektrik arkının bir lob dan diğer loba atlamasında hissettiğiniz şeydir..anlamak..

Yani bazen gerçekleri değiştiremeyecek bir idrak etme halidir.!!

 

yine yukarıdaki ağa mahmutun....fakat aşağıdakiler ise ekşi sözlükten:http://sozluk.sourtimes.org/Default.asp?

 

kafada ufak bir elektrik arkının bir lob dan diğer loba atlamsında hissettiğiniz şeydir anlamak.

(efendisiz, 11.04.2004 22:40)#4074949 !?

 

bazen gerçekleri değiştiremeyecek bir idrak etme halidir. *

(adore, 16.05.2004 23:49)

 

şimdi kırmızı harfle belirttiğin "HIRSIZ" kelimesi dahada anlammı kazandı ne????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ileti yonetim tarafindan silinmistir....

 

Bu satırlarınızı okuduktan sonra...

 

Göstermiş olduğunuz...İnsani, Ahlaki değerlerden yoksun davranışınızı tasvip etmediğimi...

 

Kendinizi olduğunuzdan farklı göstermek için içinde bulunduğunuz yaklaşımları hoş karşılamadığımı...

 

Bugüne kadar delikanılık edebiyatı yaparak yazdığınız yazılarınızın ne kadar havada kaldığını...

 

Her birinin sahte ve içi boş bir söylem olduğunun anlaşıldığını bilmenizi...

 

Ayaklar altına aldığınız "AGA" lakabını nickinizden kaldırmanız gerektiğini...

 

Sizi kınayarak dikkatinizi çekmek istiyorum...

 

 

bu iletiyi bütün arkadaşların okumasını isterim..

" insan olmanın inanmakla doğru orantılı olmadığını bir kere daha şahit oldum.."

 

sizde şahit olunuz...

 

Ne kadarda haklısın Sevgili 'adrenalin'...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"insan olmanın inanmakla doğru orantılı olmadığını bir kere daha şahit oldum..

sizde şahit olunuz..."

 

Ne kadarda haklısın Sevgili 'adrenalin'...

 

 

Lakin "Ters Orantılı"da değildir...

 

Konunun hakaret derecesinde kişiselleştirilmesi çok olumsuz ve kötü olmuş... Tabi bu nitelemem o "Hakaret"i edene olan ithamımdır...

 

bu iletiyi başlığa mal etmek istemem ama insan olmanın inanmakla doğru orantılı olmadığını bir kere daha şahit oldum..

sizde şahit olunuz...

 

Bence de bu ileti tüm inananlara mal edilmemeli... Zira size saygı duyan inançlı insanların da saygısını kaybedebilirsiniz... Hakaret edenin hatasına dolaylı da olsa düşerek, kendisi ile aynı kefeye koymamalısınız kendinizi... Bir insanın hatayı "İnanç"a ve "İnançlı"lara mal etmemelisiniz.

 

Hatanızın "Sinirlenmenizden" kaynaklandığını düşünüyorum/düşünmek istiyorum...

 

Aga Mahmut Arkadaşında kötü ithamını üzüntü ile karşılıyorum...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Ne kadarda haklısın Sevgili 'adrenalin'...

Lakin "Ters Orantılı"da değildir...

 

Konunun hakaret derecesinde kişiselleştirilmesi çok olumsuz ve kötü olmuş... Tabi bu nitelemem o "Hakaret"i edene olan ithamımdır...

Bence de bu ileti tüm inananlara mal edilmemeli... Zira size saygı duyan inançlı insanların da saygısını kaybedebilirsiniz... Hakaret edenin hatasına dolaylı da olsa düşerek, kendisi ile aynı kefeye koymamalısınız kendinizi... Bir insanın hatayı "İnanç"a ve "İnançlı"lara mal etmemelisiniz.

 

Hatanızın "Sinirlenmenizden" kaynaklandığını düşünüyorum/düşünmek istiyorum...

 

Aga Mahmut Arkadaşında kötü ithamını üzüntü ile karşılıyorum...

 

Saygılarımla...

 

 

Çok uzun zaman oldu foruma yazmayalı...

 

Takip ediyordum,lakin niyetli değildim hiç,birşeyler yazmaya...

 

 

 

Tengeriin Boşig...

 

Evet,nasıl bir laf kalabalığı ve tartışmanın yoğunluklu olduğu temasının dışında bir bakış açısı dile getirmişsiniz ki yazınızda,inanın ki dayanamadım...

 

Dayanamadım...

 

İki çift lafım vardır size...

 

 

İnanç ile ters orantılı olmadığı konusunda fikrinize hak vermekteyim...

 

Çevremde fazlaca örnek var bunu kanıtlayacak...

 

Lakin diyeceğim şudur...

 

Bazen öyle doğru sözler söylenir ki,ne kadar çok şey anlatsa da size bize,durduğu yerde sırıtıyorsa;doğruluğunu da,gerçekliğini de kirletir...yitirir...

 

Tıpkı söze başladığınız gibi...

 

Doğru birşeyler söylüyorum edasını iletinize tema edinirken,yazınızdaki bu karakteri bozmamak içinde,söylenmemiş bir şeyi,söylenmişçesine algılama üslubundan lafınızı sona erdirmişsiniz...

 

Lakin "Ters Orantılı"da değildir...

 

Bu cümle size ait...

 

Soralım öyleyse..

 

Doğru orantılı olmadığını ifade etmek,ters orantılı olduğunu söylemiş olmak mıdır...

 

Hayır,değildir elbet de mi diyeceksiniz...

 

Lakin "Ters Orantılı"da değildir... şu cümlenle ve aynı iletinde taşıdığın suçlamayla çelişeceksin öyleyse...

 

Söylenen tüm inananlara mal edilmemeli...

 

Ben mi körüm,bilemiyorum...

 

Söylenenler,fikirler gene doğru...

 

Lakin,yapılmamış hangi hatanın üzerine söylenmekte...

 

Amaç nedir...

 

Bir cümleden ima çıkarıp,söyleyene ders vermek mi..

 

Bakınız..Bakınız değil...

 

Amaç farklıdır...

 

Konuşma adabını ve üslubunu yerle bir etmiş olmasını bırakıyorum,çöküntüye uğramış bir karaktere sadece "üzgün" olduğunu dillendirip,üstü kapalı bir saptırmayla destek yazısı göndermektir...

 

 

 

Konunun hakaret derecesinde kişiselleştirilmesi de ne demek...

 

Hakaretin bilimsel yönlerini mi tartışacağız burada...

 

Lafa şuradan başlamalı sanki...

 

Konuyu hakaret boyutuna taşıyan süreç nedir...

 

Buyrunuz....

Objektif olduğunuzu her daim savunacağınız "tanıdığım" dilinizle,geçen konuşmaları bir daha okuyunuz...

 

Hatalarını bir tekrarlamayla daha reklam etme gereksinimi duymamıştım..

 

Öylesine ulu orta duruyorlardı ki..

 

Ama sen elleştin "öbürkülere"..

 

 

Sen elleştin..ben sadece kulak vereceğim..

 

 

Öncelikle şunu karıştırmayalım..

 

Bu başlık destek atma gereksinimi duyulacak bir başlık değildir..

 

Hele ki gelinen nokta kimseyi sahiplenmeyi,arkasında durmayı gerektirmiyor..

 

Gerektirmiyor çünkü;herşey ulu orta..

 

Herşey ağzından dökülüyor..

 

birer birer..

 

O yüzdendir ki gelinen nokta;birilerinin önünde durmayı gerektiriyor,arkasında durmayı değil..

 

Muhalefet dediğin ben,sana mı muhaliftir...

 

Muhalefet midir..

 

Alıntıları sevmiyorsun madem,hatırlayalım sadece..

 

 

Havadan sudan konulu başlıklarda karşılaştığımı hatırlıyorum the boss kimliğinle..

 

Sen de hatırla tamam..

 

Şuanda içinde bulunduğun durum gereği korku duyulası baktığın muhalif yanımız tütüyormuydu oralarda bana da hatırlatıver bir...

 

Hem haksızlık etme kendine,senin doğruların vardır elbet..

Senin doğruların mevcuttur iletilerinde..

Ben sadece ne kadar doğru,dürüst olduklarıyla ilgileniyorum...

"Doğrularının"...

 

Şöylesi bir çirkinliğe kattın beni..

Üstelik hatalarını bir bir yüzüne vurma gereksinimi duydurarak ben de..Ki bu da,çirkinleştiriyor vaziyeti daha da..

 

Çekilipte köşeye,yoklaman gerekirken kendini...

 

Yazıktır..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"TANRI"DAN, "ALLAH"A...

 

İnsanoğlu, asırlar ve asırlar boyunca, karşılaştığı pek çok olayın üstesinden gelememenin aczi ile; bir yerlere, bir şeylere sığınma, bir şeylerden medet umma duygusu içinde, aklı erebildiğince çeşitli nesnelere tapınma hissi duymuştur.

 

Bu tapınma, medet isteme, başarı isteme gibi duygular da doğal olarak insanı çeşitli tanrı kavramlarına yönelmeye ve onlardan arzuları doğrultusunda birşeyler umut etmeğe itmiştir.

 

İşte bu yöneliş içindeki insan, kendisinde güç vehmettiği, arzuladıklarını verebileceğini sandığı çeşitli nesneleri artık bir tanrı olarak görmeğe başlamış; ve böylece de tanrılara tapılma dönemine girilmiştir.

 

Tapılacak tanrıları önce yeryüzünden seçen insanoğlu, bu anlayış içinde, kâh madenlere, kâh nebatlara, kâh da hayvanlara tapınma yoluna gitmiştir...

 

Daha sonraki aşamada, yeryüzündekilerin de bir tanrı değil, kendisi gibi bir ölümlü olduğunu fark edince; Nebi ve Rasûller tarafından yeryüzünde yaşayan bu varlıkların tanrı olamayacağı kendilerine idrak ettirilince, artık bu tanrılarına tapmaktan vazgeçmişlerdir... Ancak ne var ki, bu defa da semada bulunan, tanrı kabul ettikleri varlıklara yönelmişler ve çeşitli yıldızlara tapınmaya koyulmuşlardır...

 

İnsanoğlu neyin üstesinden gelememiş, neyin sırrını çözememiş ise, o, insan için bir bilinmez güç olarak kalmış ve onda bir "tanrılık" kavramı kabul edilmiştir...

 

Oysa yerde veya semâda bir tanrı fikri günümüz bilimsel verilerine tamamiyle ters düşen varsayımdan başka bir şey değildir... Ve nitekim bu bilimsel gerçekliğe ters düşen varsayım Kur'ân-ı Kerim tarafından da kelime-i tevhidle "tanrı yoktur" ifadesiyle reddedilmektedir..

 

Asırlar ve asırlar öncesinde ateşe ve yıldızlara tapınarak, "tanrı" mevhumu ile kendini kozaya hapseden insanoğlu; daha sonraki devirlerde de yetiştikleri çevrelerin şartlandırmaları ile, tefekkürden uzak bir biçimde yaşam sürmelerinin pahasını "tanrılarına" köle olmak ve bununla kendilerini tatmin etmek suretiyle ödemişlerdir... Elbette ki kozalarını günden güne daha kalınlaştırmak ve daha içinden çıkılmaz hale getirmek suretiyle!...

 

Hazreti Muhammed Aleyhisselâm , Mekke' de kendisinin "ALLAH RASÛLÜ" olduğunu açıkladığı zaman, sadece KÂBE'de 360 tane tanrıyı sembolize eden, 360 tane PUT bulunmaktaydı!.. İnsanlar, her biri bir ayrı görev yapan 360 tanrıyı simgeleyen bu 360 puta tapınarak tatmin yolu içindeydiler...

 

Düşünemiyorlardı yerde ya da semâda bir tanrı olamayacağını... Çünkü henüz evrenin gerçek boyutları hakkında bir fikirleri yoktu!...

 

Yeryüzünde, ya da semada bir yıldızda oturup, dünyayı ve dünya üzerindeki insanları yöneten; onların işlerine kâh karışıp, kâh da onları kendi hallerine bırakıp imtihan eden; yukarıdan insanların davranışlarına bakıp, onları tanımaya çalışan; ve nihayet hoşuna giden işler yapanları cennetine, emirlerine uymayanları da cehennemine yollayacak olan bir tanrı!..

 

İşte bu vehim içindeki insanoğlunun. o yeryüzündeki ya da semâdaki tanrısına yaranmak, onun gözüne girmek için, yapmadığı saçmalıklar kalmıyordu...

 

Hatta, Hazreti Ömer'in ifadesiyle, kurabiyeden, tanrılarını sembolize eden putu yapıyor; önce onun karşısına geçip tapınıyor; sonra da oturup afiyetle o tanrıyı temsil eden putu yiyorlardı.... Ve hatta, vehmettiği, var sandığı tanrıya yaranmak için sekiz yaşındaki kızını diri diri mezara koyup üzerine toprak atarak, onu ölüme mahkum ediyorlardı !..

 

TANRI - İLÂH, tapınılan varlık anlamına gelir.. Öğülen, yüceltilen, büyütülen ve bütün bunların karşılığında da kişiye istek ve arzuları istikametinde bağışlarda bulunacağı umulan varlıktır TANRI!..

 

O tanrı, sana bir takım emirler verecek; ve sen, onun emirlerine uyarak onun gönlünü edeceksin, ki seni cennetine soksun; sana sayısız dünya güzellikleri bağışlasın; ya da kendi hür aklın, hür iraden ile ona karşı gelmek suretiyle onun düşmanlığını kazanacaksın ve o da bu yüzden senden intikam alıp, seni türlü türlü azaplara dûçar edecek!..

 

İşte insanlar bu yanlış, batıl ve ilkel düşünce ve inanç içinde tanrılara taparlarken; Hazreti Muhammed Aleyhisselâm, "ALLAH RASÛLÜ" olduğunu, almış olduğu vahiy sonucu olarak açıklayıp; artık insanların tanrıya tapmaması için elinden gelen gayreti göstermeye başladı..

 

"TANRI YOKTUR SADECE ALLAH VARDIR" mesajıyla insanlara gerçeği anlatmaya başlayan Hazreti Muhammed'in vurguladığı bu gerçek, KELİME-İ TEVHİD şeklinde formüle edilmişti...

 

Neydi, KELİME-İ TEVHİD'in mânâsı....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bugüne kadar delikanılık edebiyatı yaparak yazdığınız yazılarınızın ne kadar havada kaldığını...

 

Her birinin sahte ve içi boş bir söylem olduğunun anlaşıldığını bilmenizi...

 

Ayaklar altına aldığınız "AGA" lakabını nickinizden kaldırmanız gerektiğini...

 

Sizi kınayarak dikkatinizi çekmek istiyorum...

Ne kadarda haklısın Sevgili 'adrenalin'...

 

 

Herkesin fikirleri tartıştığı bu forumda sn.gecekuşu sadece kişileri ve kişilikleri tartışmakta ısrarlı daha öncede söylediğim gibi kendisine biçtiği hakem rolu ile yine döktürmüş,forumda üst düzey bir yönetici edası ile sürekli kişilere nasıl davranmaları konusunda fikirler vermekte ve eleştiriler yağdırmaktadır,oysaki ben konular hakkında ki görüşlerinizi daha çok merak ediyorum zahmet buyurup birde konular hakkında yorum yapsanız diyorum.Çünkü bu rol sizin üzerinize hiç durmamış hatta yakışmamış tartışan kişiler sorunlarını kendi aralarında çözüp neticeye verdirebilecek kapasitedir eminim,araya girip birini tutup diğerine akıl verip ve akıl verirken kınayıp işi nick değiştirme tavsiyesine kadar getirmenin bir anlamı olmadığı gibi son derece yanlıştırda.

İnsanların kutsal saydığı değerlerle alay ederseniz oluşacak tepkilerede hazırlıklı olmanız lazım kişileri tahrik edip kışkırtıp sonrasındada neden böyle diyorsunuz neden böyle yapıyorsunuz diye sitem edip ahlak dersi vermeye kalkacaksınız yok böyle birşey karşınızda ki insanları nasıl gördüğünüzdür önemli olan çünkü herkes karşısında ki insanda kendini görür.

 

Konuşma adabını ve üslubunu yerle bir etmiş olmasını bırakıyorum,çöküntüye uğramış bir karaktere sadece "üzgün" olduğunu dillendirip,üstü kapalı bir saptırmayla destek yazısı göndermektir...

Konunun hakaret derecesinde kişiselleştirilmesi de ne demek...

 

Hakaretin bilimsel yönlerini mi tartışacağız burada...

 

Lafa şuradan başlamalı sanki...

 

Konuyu hakaret boyutuna taşıyan süreç nedir...

 

Buyrunuz....

Konuyu hakaret boyutuna taşıyan süreç yazılan ilk iletidir arkadaşım.

Ben Allah'a inanıyorum tüm kalbimle ve Allah inanan her müslüman gibi tüm değerlerin üzerinde bir değerdir Allah bana göre,siz inanırsınız inanmazsınız bu beni ilgilendirmez beni ilgilendiren kısım sizin benim inancıma karşı göstermiş olduğunuz tavırdır.

 

Yanılmıyorsam bir başlıkta oldukça ciddi bir tarışma anında bir ileti gönderip hepimizi incitip ardındanda espiri yapmıştım diye savunma yapan sizdiniz değilmi?cerenimoo..Gördüğüm kadarı ile geçen zaman içerisinde oldukça yol kat edip insanların incitildikleri zaman neler hissedebileceğini anlayabilmişsiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gördüğüm kadarı ile geçen zaman içerisinde oldukça yol kat edip insanların incitildikleri zaman neler hissedebileceğini anlayabilmişsiniz.

 

evet suheda..

 

incitildikleri zaman başkalarının eşlerini yataklarından çalmayı düşünecek kadar his sahibi olunabiliniyormuş..

 

öğrendik sağolun..öğrettiniz.

 

çok mukaddes bir hismiş...

 

horoz döğüşüne döndü burasıki hiç sevmem...

 

son iletileri silmiş admin ama ben son sözümü söyledim bu konuda..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet suheda..

 

incitildikleri zaman başkalarının eşlerini yataklarından çalmayı düşünecek kadar his sahibi olunabiliniyormuş..

 

öğrendik sağolun..öğrettiniz.

 

çok mukaddes bir hismiş...

 

horoz döğüşüne döndü burasıki hiç sevmem...

 

son iletileri silmiş admin ama ben son sözümü söyledim bu konuda..

 

Neyi kast ettiğini bilmiyorum adrenalin,ben görüp okuduğum yazılar üzerine yorum yaptım,öğrendik öğrettiniz demişsin iki kişi arasında geçen bir tartışma sanıyorum ve yine genelleme yapılıyor,bu forumda gördüğüm kadarı ile çoğunluk aklı selim kişiler ama nedense iletiler herzaman bu yönde olmuyor.

Siz inançlı insanların değer yargıları ile eğlenirken neticesinde gelecek sözlerede hazırlıklı olmanız gerekir herkes biraz empati yaparak yazsa yazacağı şeyleri herşey daha kolay olacak.

Ben kimseyi savunmuyorum söz konusu kişi Ağa-Mahmut'sa özellikle buna gerek bile duymam çünkü kendisini çok iyi tanıdığım için kolay,kolay sinirlenmeyen biri olduğunu biliyorum ve iyi niyetinden asla şüphe etmem.Şayet sinirlenip yanlış bir laf etmişse onunda haklı nedenleri vardır mutlaka,neticede ne söylemişse,ona o sözü söyleten sebepte önemlidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok uzun zaman oldu foruma yazmayalı...

 

Takip ediyordum,lakin niyetli değildim hiç,birşeyler yazmaya...

Tengeriin Boşig...

 

Yazıktır..

 

Gerçekten yazıktır Arkadaşım... Şiiriniz için teşekkür ederim lutfetmişsiniz, ağır ve etik dışı bir hiciv olmuş ancak son derece mesnedsiz ve yersizde aynı zamanda... Çünkü sanıyorum ki "Hakaret" içeren ve yönetimce "Silinmiş" olan iletiyi okumadan bana böyle uzun ve gereksiz bir ileti yazmışsınız... Oysa ki iletim son derece kısa idi...

 

1- "Ne Kadarda Haklısın Sevgili Adrenalin" iletisi bana ait değildir... Niçin bana ait olarak aldınız bilmiyorum ancak benim iletim şöyle başlıyor: "Lakin Ters Orantılı da Değildir"...

 

Sizin bana itham ettiğiniz yargı Sayın GeceKeşu'nun yargısıdır:

 

Ne kadarda haklısın Sevgili 'adrenalin'...

 

Bu yüzden uzun yazınızda bana itham ettiğiniz şu cümlenin hedef aldığı tümce bana ait değildir:

 

Lakin diyeceğim şudur...

 

Bazen öyle doğru sözler söylenir ki,ne kadar çok şey anlatsa da size bize,durduğu yerde sırıtıyorsa;doğruluğunu da,gerçekliğini de kirletir...yitirir...

 

Tıpkı söze başladığınız gibi...

 

Bence bana önerdiğiniz; "tüm iletileri tekrar okuma" öğüdünü kendiniz öncelikle hakkıyla yerine getirmelisiniz...

 

2- "Lakin Ters Orantılı'da Değildir": iletimi cevaplama çabanızda/çırpınışınızda bu cümleme takılmışsınız. Bilmiyorum hiç "Mantık" derslerine katıldınız mı lisede... Yada hayatınızda "Mantık" diye bir terim duydunuz mu emin değilim. Zira lise de veriyoruz bu eğitimi biz... Bu tümceyi bir Mantık önermesine çevirerek şöyle aktarayım:

 

"İnsan olmak ile İnanmak doğru orantılı değildir. Öyleyse İnananlar İnsan olamaz..."

 

gibi bir yanlış anlama olmaması için o şekilde belirtmiştim...

 

Konuşma adabını ve üslubunu yerle bir etmiş olmasını bırakıyorum,çöküntüye uğramış bir karaktere sadece "üzgün" olduğunu dillendirip,üstü kapalı bir saptırmayla destek yazısı göndermektir...

 

Kimseye destek yazısı göndermek gibi bir kaygım yok, zira arkadaşın silinmiş olan o iletisini görse idiniz aklı yerinde olan hiç bir insanın buna destek veremeyeceğini kavrayabilirdiniz... Peki ne yapmamı beklerdiniz? Bende küfür mü etseydim? Hakaretler mi yağdırsaydım? Zaten yapılan hakaretin yakışıksızlığı yeterince ortada idi (eğer okusaydınız/anlayabilseydiniz) daha hangi yargım yeterli olabilirdi ki açıklamaya... Kaldı ki hiç bir şekilde kendisini desteklemiş te değildim. Görmek istediğiniz gibi görmüşsünüz... Ki hakikaten yazık...

 

Neyse, yazınızı uzun uzadıya tahlil edilecek kadar değerli/kıymetli bulmuyorum aslında. Niçin böyle bir savaş başlattınız bilmiyorum, niye gerek duydunuz bunu da bilmiyorum... Oysa ki iletim o hakareti edene yönelikti; konuyu kişiselleştirmesinin "kötü" ve "olumsuz" olduğunu söylemiştim... Özel olarak belirttiğim ise şuydu ki; Sayın Adrenalin Arkadaşımın adı geçen tümcesinin "Tüm İnançlıları" kapsadığı gibi bir yargı doğduğu hissine kapıldım ve tüm inançlıların aynı kefeye konulmamasını istedim. Yani kendisinin aleyhine yada kötülüğü için bir şey söylemedim... Bunu bir tavsiye olarak ta algılayabilirdiniz. Yazımın olumsuz yada kötü veya art niyetli olduğunu düşünmüyorum... Yazınızda bana ima ettiğiniz ithamı/hakareti da aynılığıyla size iade ediyorum...

 

Bu başlık destek atma gereksinimi duyulacak bir başlık değildir..

Hele ki gelinen nokta kimseyi sahiplenmeyi,arkasında durmayı gerektirmiyor..

Gerektirmiyor çünkü;herşey ulu orta..

Herşey ağzından dökülüyor..

 

Gerçekten Yazık... Ben bu forumun hiç bir konusunda hiç bir kimseye "sahiplenme" "arkasında durma" kaygısı ile yaklaşmadım... Bana olan kininizin nedenini anlayamadım lakin bu kininizin sizi artık görmez ettiği ortada... Tüm iletilerimi okursanız öyle bir kaygıda olmadığımı görürsünüz... Büyük haksızlık yapmışsınız... Ayıptır...

 

Tüm iletiniz, sizin hatalarınız ve ön yargılarınız göz önünde bulundurularak okunursa daha sağlam bir yargıda bulunulur kanısındayım... Ve bu haksız iletinizde sahip olduğunuz, hakkımdaki yargılarınızı "Özel"den belirtmek yerine burada kininizi kusarcasına belirtmenizi de etik bulamıyorum... Forumda çoğu kimselerce ve belkide herkesçe sevilmediğimi anlayabiliyorum ancak bu, kininizi kusmanızı gerektirmiyordu. Sevmemekte yerden göğe kadar da haklı olabilirdiniz ancak gerektirmiyordu yine de... Burada kişilik tahlilimi ve kişilik tahlilinizi yapacak değilim lakin yazınızda ortaya çıkan; "beni, nasıl olursa olsun bir şekilde yargılama zorunluluğunuza" bir anlam veremedim.

 

İlk defa bir iletimin sonunda muhatabıma "Saygı" duyamıyorum ne yazık ki...

 

Yazık ve İnsaf cerenimoo...

--------------------------------------------

Sevgili Adrenalin'e

evet suheda..

incitildikleri zaman başkalarının eşlerini yataklarından çalmayı düşünecek kadar his sahibi olunabiliniyormuş..

öğrendik sağolun..öğrettiniz.

çok mukaddes bir hismiş...

horoz döğüşüne döndü burasıki hiç sevmem...

son iletileri silmiş admin ama ben son sözümü söyledim bu konuda..

 

Sevgili Adrenalin; cerenimoo'nun, size olan iletim hakkındaki "Haksız" olduğunu düşündüğüm cevabını okumuşsunuzdur. Sadece sormak istediğim şey şu:

 

İletim sizde de aynı düşünceleri mi uyandırdı?

 

Yalnızca bunu öğrenmek istiyorum... Özel'den yada buradan cevaplayabilirsiniz...

 

Saygılarımla Sayın Adrenalin...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazınızı tekrar tekrar okumuştum..

 

İletimi gönderdikten sonra da..

 

Şimdi tekrar okuyorum,bende uyandırdığınız amaç son iletinizden bağımsız bir değerlendirmeyle hala öyle duruyor...

 

Lakin son iletinizi okumanın ertesinde,yan yana ele aldığımda iki iletiyi;"yanlış bir bakış açısı olabilirmiydi"yi sorgulatıyor bana..

 

Tepkinin çerçevesinin,yanlış yönde ve yetersiz olduğuna dair fikrim hala yerindedir..

 

Ancak;"yazıktır Cerenimo"...

 

İnan bu sorgulatıyor bana bir bir cümlelerini...

 

Tekrar tekrar okuyorum...

 

Üzgünüm diyecek oluyorum..Ki öyleyim..

 

Son iletindeki isyan eden tavır,fazlaca büzdü beni...

 

Kin veyaut başka birşey..Buna dair asla bir önyargı taşımıyorum size içimde..Bunu bilin..

 

Ancak...

 

Geri adımımı vicdanımı rahatlatmak amaçlı algılamayın..

Yaptığım büyükçe bir haksızlık gibi geliyor şimdi size...

Ve ne kendime yakıştırırım bunu,ne de sizi bu yükün altında bırakmak isterim..

 

Üzgünüm...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Geri adımımı vicdanımı rahatlatmak amaçlı algılamayın..

Yaptığım büyükçe bir haksızlık gibi geliyor şimdi size...

Ve ne kendime yakıştırırım bunu,ne de sizi bu yükün altında bırakmak isterim..

 

Üzgünüm...

Sayın Cerenimoo; o iletimi, kötü bir niyetle ve o hakareti eden kimseyi tasvip etme amaçlı "Yazmadığımı" bilmeniz benim için yeterlidir. Zira yapılan o hakareti aklı başında olan hiç kimse tasvip edemez, destekleyemez ve hakaretin arkasında duramaz... Yönetim duyarlı davranıp o iletiyi silmiştir. Ben bir çatışma yaşanmamasını istemiştim. Zira o tabiri yanlış anlayanlar olacaktı... Ve Sayın Adrenalin'in o tümceyi, o silinen iletisinin başında söylediği "Sinirlenmesinden" dolayı söylediğine inandığımı söylemiştim.

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bu ileti yonetim tarafindan silinmistir....

Bu satırlarınızı okuduktan sonra...

 

evet suheda..

 

incitildikleri zaman başkalarının eşlerini yataklarından çalmayı düşünecek kadar his sahibi olunabiliniyormuş..

 

öğrendik sağolun..öğrettiniz.

Zira yapılan o hakareti aklı başında olan hiç kimse tasvip edemez, destekleyemez ve hakaretin arkasında duramaz... Yönetim duyarlı davranıp o iletiyi silmiştir.

Neyi kast ettiğini bilmiyorum adrenalin,ben görüp okuduğum yazılar üzerine yorum yaptım

Süheda...

 

Kimin neyi kastediğini bilmeden yazılar yazabiliyorsun demek ki...

 

***********************************************

 

Hangi düşünce yapısının kişiselleşerek tavır ürettiği bu son örneğinle ortaya çıktı öyle değil mi..?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

TANRI - İLÂH, tapınılan varlık anlamına gelir.. Öğülen, yüceltilen, büyütülen ve bütün bunların karşılığında da kişiye istek ve arzuları istikametinde bağışlarda bulunacağı umulan varlıktır TANRI!..

 

O tanrı, sana bir takım emirler verecek; ve sen, onun emirlerine uyarak onun gönlünü edeceksin, ki seni cennetine soksun; sana sayısız dünya güzellikleri bağışlasın; ya da kendi hür aklın, hür iraden ile ona karşı gelmek suretiyle onun düşmanlığını kazanacaksın ve o da bu yüzden senden intikam alıp, seni türlü türlü azaplara dûçar edecek!..

 

İşte insanlar bu yanlış, batıl ve ilkel düşünce ve inanç içinde tanrılara taparlarken; Hazreti Muhammed Aleyhisselâm, "ALLAH RASÛLÜ" olduğunu, almış olduğu vahiy sonucu olarak açıklayıp; artık insanların tanrıya tapmaması için elinden gelen gayreti göstermeye başladı..

 

"TANRI YOKTUR SADECE ALLAH VARDIR" mesajıyla insanlara gerçeği anlatmaya başlayan Hazreti Muhammed'in vurguladığı bu gerçek, KELİME-İ TEVHİD şeklinde formüle edilmişti...

 

Neydi, KELİME-İ TEVHİD'in mânâsı....

 

Ahmet bey muhammedin,allahı ile olumsuzladığınız tanrıların farkı ne ?

 

diyorsunuz ki

 

O tanrı, sana bir takım emirler verecek; ve sen, onun emirlerine uyarak onun gönlünü edeceksin, ki seni cennetine soksun; sana sayısız dünya güzellikleri bağışlasın; ya da kendi hür aklın, hür iraden ile ona karşı gelmek suretiyle onun düşmanlığını kazanacaksın ve o da bu yüzden senden intikam alıp, seni türlü türlü azaplara dûçar edecek!..İşte insanlar bu yanlış, batıl ve ilkel düşünce ve inanç içinde tanrılara taparlarken;

 

Gerçekten samimi olark merak ediyorum,muhammedin açıkladığı allahın yukarıda olumsuzladığınız ceza ve ödül sistemi aynen kuranda mevcut değilmi, yoksa sizde başka bir kuran mı var?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.