Φ diloş Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 canımcım yaz geldi ya, kışın rehavetinden kurtulup renkleneyim dedim renkli çiçeklerimde senin için canım..... iyi etmişsin tatlım..çok hoş gözüküyorlar.. çiçeklere söylenecek hiçbirşey yok..tek kelimeyle harikalar.. sağol canım benim.. O ayakkabıları İzmir'e gelirken getir kıss bende giyecem Eliboş gelmedim diloşcum senin 40 numara ayaklarına olucakmı ki onlar.. çok kibarsın canım..ne hoş bir çiçek.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 canım Diloşum,yaz yağmurum,buralarda mısın,nasılsın? Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 iyi tatıller diloşş güzel bir yaz dılıyorum,2 ay yoğum.öpüyorummm Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 canım Diloşum,yaz yağmurum,buralarda mısın,nasılsın? şimdi burdayım gökkuşağım..seni görsem daha iyi olurum.. sen nasılsın birtanem..? iyi tatıller diloşş güzel bir yaz dılıyorum,2 ay yoğum.öpüyorummm Sedelina..sende gittin demek.. neyse..iyi tatiller canım..dönüşün muhteşem olur umarım.. bende seni öpüyorumm Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 ahucum bende sana bi video armağan ediyim... bilmem izledin mi hiç GÜLBEYAZ diye bi dizi vardı işte o dizinin en çok sevdiğim bölümü kazım koyuncunun "denizde kararti var" şarkısını söylediği yer..izle bakalım...denizde kararti var Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 bugün öyle birşey buldum ki youtube 'da..üç kez üstüste gittiğim tek film.. ve bu müzik.. şimdi nerde çıktı karşıma.. The Mask Of Zorro Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 şimdi burdayım gökkuşağım..seni görsem daha iyi olurum.. sen nasılsın birtanem..? geldim ben de iyiyim Diloşum..nasıl geçti haftasonun? biliyor musun bilmiyorum ama ayrık otun Frozen de bu sabah itibariyle tatile gitti,seni çok sevdiğini ve çok özleyeceğini iletmemi istedi..tabi şimdi bir yerden gitmedim ! diye çıkabileceğini de düşünmüyor değilim.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 o da gitti ha.. iyice tanhalaştı buralar....bu C.tesi bende gidiyorum bi haftalığına birtanem..ama ayrık otumla vedalaşamadık bile.. bende onu çok özliycem.. ama sen gitmiyorsun bir yere değil mi canım Leylam.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Diloşum..zorro'nun dans sahnesini nasıl buldun,bayıldığım bir sahne ve müzikti,akşama kadar tekrar tekrar izleyebilirim o da ani ve bir haftalığına gitti Diloşum,ama cumartesi sen de gidiyorsun demek ben burdayım,bekliyorum,neyse ki birer hafta sizinki,idare edeceğim artık.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 tatlı çileğim bu you tube olayını yeni keşfettim ben..neler var neler bilemezsin..bende aynı sahneyi defalarca kez seyretsem bıkmam..birde ikisinin kılıç sahneleri var ama.. mahsurlu biraz.. ama bu sahnedeki müzik için filmin kasetini almıştım bir zamanlar..biliyormusun kasete atının nal seslerini bile almışlar ama sadece bu müzik yoktu.. hayalkırıklığımı tahmin edersin canım..yıllar sonra bu şekilde karşıma çıktı..demek sende seviyorsun ha..hiç şaşırmadım.. asıl sürpriz defterinde..Çalıkuşu'muzu buldum.. yaklaşık bir sattir onu izliyorum..seninde izlerken aynı şeyleri hissettiğini düşünürek gülümsüyorum.. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Amanınnnn Diloşum sende mi bu hafta sonu gidiyosun tatileeee..... ohh be aklım forumda kalmayacak Bende bu cuma gidiyorum. Radyam beni bekliyo..... (mecbur bekliyo,beklemesede ben gidiyom valla ) Sen nereye gidiyorsun canımcım ????? bakalımda biraz moda girelim değil mi Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 tatlı çileğim bu you tube olayını yeni keşfettim ben..neler var neler bilemezsin..bende aynı sahneyi defalarca kez seyretsem bıkmam..birde ikisinin kılıç sahneleri var ama.. mahsurlu biraz.. ama bu sahnedeki müzik için filmin kasetini almıştım bir zamanlar..biliyormusun kasete atının nal seslerini bile almışlar ama sadece bu müzik yoktu.. hayalkırıklığımı tahmin edersin canım..yıllar sonra bu şekilde karşıma çıktı..demek sende seviyorsun ha..hiç şaşırmadım.. asıl sürpriz defterinde..Çalıkuşu'muzu buldum.. yaklaşık bir sattir onu izliyorum..seninde izlerken aynı şeyleri hissettiğini düşünürek gülümsüyorum.. yaz yağmurum birtanesin harikasın biliyor musun bazen tv de çıkardı,ama ben burda onu da izleyemiyorum,rastlamam çok zor.eminim aynı hislerle izliyoruz Diloşum,bu gerçekten çok hoş güzel bir duygu,Çalıkuşu'nu bile daha anlamlı kılıyor benim için.. kılı. sahnesini hatırlıyorum,evet biraz mahzurlu,ama güzel demek bu müzik yoktu o kasette,ne kadar ilginç,olacak şey mi? benim tekrar tekrar izlemek istediğim bir film,verdiğin linkte diğer sahneler de var,kurtulamaz artık benden,bir çalıkuşu bir o.. çok teşekkür ederim Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Amanınnnn Diloşum sende mi bu hafta sonu gidiyosun tatileeee..... ohh be aklım forumda kalmayacak Bende bu cuma gidiyorum. Radyam beni bekliyo..... (mecbur bekliyo,beklemesede ben gidiyom valla ) Sen nereye gidiyorsun canımcım ????? bakalımda biraz moda girelim değil mi evet canım bende gidiyorum..aklın kalmasın.. ama şu var ki benim aklım bu durumda sizde kalıcak..kimbilir nasılda kaynatacaksınız..iyi eğlenin..özellikle Radya..sanırım ona çok iyi geliceksin.. benden selam söyle olur mu şekerim.. ben bizim yazlığa gidiyorum..yabancı diil yani.. sen Antalya'ya ha..aman ne sıcaktır oralar şimdi.. denize akşam girersiniz artık.. yaz yağmurum birtanesin harikasın biliyor musun bazen tv de çıkardı,ama ben burda onu da izleyemiyorum,rastlamam çok zor.eminim aynı hislerle izliyoruz Diloşum,bu gerçekten çok hoş güzel bir duygu,Çalıkuşu'nu bile daha anlamlı kılıyor benim için.. kılı. sahnesini hatırlıyorum,evet biraz mahzurlu,ama güzel demek bu müzik yoktu o kasette,ne kadar ilginç,olacak şey mi? benim tekrar tekrar izlemek istediğim bir film,verdiğin linkte diğer sahneler de var,kurtulamaz artık benden,bir çalıkuşu bir o.. çok teşekkür ederim harika olan sensin.. zaten seninde izleyecek olman ayrıca heyecanlandırıp sevindirdi beni..dediğin gibi bu dizinin anlamı da değişti bende senden ötürü.. kılıç sahnesine gelince... ne denilebilir ki..muhteşem..evet haklısın o sayfada onlarda var doğru ya..tıklar tıklar izlersin gökkuşağım.. bende öyle yapıcam.. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Sevgili Diloş, Sana çok ayıp ettim, bir türlü fırsat bulamadım, defalarca sayfama geldin, güzel şiirlerinle, dileklerinle hoş sürprizler yaptın benim için ama ben sana bir türlü iade-i ziyaret yapamamıştım. Bu umarım hepsinin yerine birden geçen bir ziyartet olur Oncelikle yolladığın "öpüldünüz efendim" şiirini çok begendiğimi kendi anı defterimden yazmıştım ama buradan da yazmak istiyorum. Hatta Diloşcuğum o kadar begendim ki o şiiri oradan alıp işyerimdeki panoma bile astım. Gözümün takıldığı her an şiiri okuyabiliyorum böylece, sanırım yakında ezberleyeceğim Ben de sana şiirler hediye etmek, en sevdiğim şairlerin şiirlerini göndermek istedim bugün Diloşcuğum, Bir arkadaşım var, Vivian, Şilili kendisi, sadece msnden tanırız birbirimizi ama oyle seviyorum ki onu kimi zaman ablam, kimi zaman kardeşim, kimi zaman annem, kimi zaman arkadaşım oluyor yüreğimde, Pablo Neruda'yı cok sevdiğimi bilir, hatta bir gece rüyasında beni Pablo Neruda'nın evine götürdüğünü ama yolda kaybettiğini anlatmıştı... Çok endişelendiğini, heryerde beni aradığını en sonunda beni Neruda'nın evinde bulduğunu söylemişti... Güzel olan ne biliyor musun? Vivi beni bulduğunda, P. Neruda bana, en sevdiğim şiiri okuyormuş... O şiir öyle güzeldir ki Diloşcuğum, ne zaman okusam beni yaşadığım o andan alır ve başka anlara götürür... Çevirisi her yerde ayrı ayrı, herkes kendisine göre birşeyler yapmış işte ama elimden geldiğince senin için en iyi çeviriyi bulmaya çalıştım... Bakalım beğenecek misin? Bunca gün, ah, bunca gün görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın, nasıl öderim, neyle öderim? Uyandı kana susamış ilkbaharı koruların, çıkıyor tilkiler inlerinden çiylerini içiyor yılanlar, ve ben gidiyorum seninle yapraklarda çamlar ve sessizlik arasında, sorarak kendime nasıl, ne zaman ödeyeceğim diye şu bahtımı Bütün gördüklerim içinde yalnız sensin hep görmek istediğim dokunduğum her şey içinde senin tenindir hep dokunmak istediğim: seviyorum senin portakal kahkahanı hoşlanıyorum uykudaki görüntünden Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim bilmiyorum nasıl sever başkaları eskiden nasıl severlerdi, yaşıyorum, bakarak, severek seni, aşk tabiatımdır benim Her ikindi daha da hoşuma gidiyorsun. Nerde o? Hep bunu soruyorum kaybolduğunda gözlerin Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum, yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi geliyorsun sen, bir esintisin şeftali ağaçlarından uçan. Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil o kadar neden var ki, o kadar az, böyle olmalı aşk kuşatan, genel üzgün, müthiş, bayraklarda donanmış, yaslı, yıldızlar gibi çiçek açan, bir öpüş kadar ölçüsüz. Pablo Neruda Ya nasıl bir güzelliktir bu hiçbir zaman anlamadım, nereden bulunur bu sözler, nasıl bir duygu yoğunluğudur bu, nasıl yaşıyor bu adam, ne yaşamışta yazmış bunları ne aklım alıyor ne mantığım... Üstün yetenek benim gözümde saygı duyuyorum bu adama... gerçi tek ona degil var boyle daha cok saygı duydugum şair ama bu şiir ayrı benim yüreğimde... sözlerine bi bak, "senin portakal kahkahanı seviyorum" diyor nasıldır portakal kahkaha denen şey bilmiyorum ama bu şiiri okurken anlıyorum nasıl bişey olduğunu... Bir de sana göndermek istediğim şu şiiri var Diloşcuğum, ayrılık denen duyguyu bunun kadar güzel anlatan başkaca şiir bilmem ben... Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim. Şöyle yazabilirim: "Yıldızla yüklü gece, Mavmavi yıldızlar titreşir uzaklarda." Döner gökte, şarkı söyler gece rüzgarı. Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim. Sevdim onu, o da sevdi beni bazen. Böyle gecelerde duyumsadım onu kollarımda. Öptüm, öptüm uçsuz bucaksız göğün altında. Sevdi beni, ben de sevdim onu bazen. Nasıl sevilmez o kocaman duru gözler. Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim. Benim olmadığını düşündükçe, duyumsadıkça onu yitirdiğimi Duymak uçsuz bucaksız, onsuz daha da sınırsız geceyi. Gönüle düşer dizeler, çiy çimene düşercesine. Ne çıkar sevgim onu tutamadıysa Gece yıldızla yüklü ve yanımda değil o Hepsi bu. Uzakta şarkı söylüyor biri. Uzakta. Gönlüm razı değil onu yitirmeye. Gözlerim bulmak istiyor onu, alıp getirmek için Yüreğim ağrıyor ama o yanımda değil. Aynı gece beyazlatıyor aynı ağaçları Ama biz aynı biz değiliz artık. Sevmiyorum onu artık, bu kesin ama nasıl sevmiştim eskiden Sesim rüzgarı aradı sesine dokunmak için Başkasının, kimbilir kimin olacak, öpüşlerimden önceki gibi. Sesi, pırıltılı bedeni, sonsuz gözleriyle. Sevmiyorum bu kesin, ama belki de seviyorum Unutmak uzun sürer çabucak geçse de sevgi. Böyle gecelerde aldım onu kollarıma Ama gönlüm yitirmeye razı değil. En son acı bana çektirdiği Ve bunlar son dizeler onun için yazdığım. Pablo Neruda, bence bu şiirde, duygularını ifade etmeye çalışırken resmen mantığıyla çarpışmış, tartışmış, kavga etmiş gibi... Sen de hissedebiliyor musun Diloşcuğum, gurur ve aşkın çatışmasını... Bu adam aşık olunamayacak gibi değil... Bilir misin en sevdiği şairlerden birisi de Nazım Hikmet'tir... ÇOk severlermiş birbirlerini hatta Nazım öldükten sonra "Nazım'a Bir Göz Çelengi" isimli bir şiir bile yazmış... Doldurmayayım senin sayfanı şiirlerle diyeceğim ama dayanamıyorum işte bunu da eklesem yeter artık demezsin umarım... Nazım'a Bir Göz Çelengi Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız şimdi? Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek miyiz bir daha? Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun ne yapacağız? Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı, ateşle suyun birleştiği Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu? Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler kazandırdın bana Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları Bulutlar gibi, yaprak gibi uçarlar Düşerlerdi orada, uzakta. Yaşarken kendine seçtiğin Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa. Sana Şili'nin kış krizantemlerinden bir demet sunuyorum Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan Halkların kavgasını ve kavgamı benim Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan... Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım sensiz. Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen yüzünden yoksun dostluğumuzdan, bana ekmek olan, rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle Kuyu gibi kapkara zindanlardan Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları Ellerinde izi vardı eziyetlerin Hınç oklarını aradım gözlerinde Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin Yaralar ve ışıklar içinde. Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlanır Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın, Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun? Teşekkürler, böyle olduğun için! Teşekkürler o ateş için Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca. (Türkçesi: Ataol Behramoğlu) Pablo Neruda ve tabii bir de Nazım var ki, mavi gözlü dev...Biliyorsundur onun Mavi Gözlü Dev isimli şiirini, o nedenle onu göndermeyeceğim ama onun yerine gonderdiğim bu şiiri de beğeneceğini umuyorum... Seni düşünmek güzel şey Ümitli şey Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey. Fakat artık ümit yetmiyor bana, Ben artık şarkı dinlemek değil Şarkı söylemek istiyorum... Sevgili Diloşcuğum, şiirlerimle sıkmamışımdır seni umarım, biraz şiirlere boğmuş gibi oldum seni ama paylaşmak isteğiydi içimdeki sadece... başta da sevdiğim şairlerden dedim sonra Pablo Neruda'ya daldııııııııım gittim işte... Bu adam böyle yapıyor işte beni... Aşığım ben ona ya... Yaşasaydı tanışmak isteyeceğim nadir ünlülerden birisi de kesin O idi... Birgün Şili'ye gidebilir ve evini ziyaret edebilirsem ruhundan bir parçasını yakalarım gibime geliyor sanki bana... Eğer yakalayabilirsem bir parçasını da seninle paylaşmamı ister misin Canım Diloşcum? Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Diloşum..bugün tekrar okudum da seninle paylaşmak istedim O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer. Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer. O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer. Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer. Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer. Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer. Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer. Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse... Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!! Can Yücel yalnız kalmaktan korkmuyorum da ya canım ellerini tutmak isterse..? Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gloriacım.. Yok canım ne mahcubiyeti..hem,bende seni ziyaret konusunda biraz geç kalmıştım ..ne demişler; geç olsun..güç olmasın.. umarım yazarken sana güç gelmemiştir..ben okurken büyük zevk aldım..şiire bayılıyorum..ayrıca Poblo Neruda'yı bende çok severim.. "bir şarabım kimsenin içmediği.. bir süngerim kimsenin sıkmadığı.." böyle demiş bir şiirinde..ama ben onun asıl sevdiğim şiirini sona sakılıyorum.. "öpüldünüz efendim" şiirini bende çok sevmiştim..zaten arkadaşlarımın defterlerine kendimce çok sevdiğim şiirleri seçerek yazıyorum..yani bir elekten geçiyorlar..nerdeyse ezberledin demek.. bende daha sana çok şiirler yazarım canım merak etme..burda oldukça inşallah.. ziyaretin beni çok mutlu etti..şiirlerinde öyle.. ve bende sana o çok sevdiğin şairin Pablo Neruda'nın en sevdiğim şiirlerinden biriyle veda etmek istiyorum..yine gel oldu mu şekerimm.. Umutsuz Bir Şarkı / Pablo Neruda Çıkıp geliyor hayalin beni saran geceden. Denize karıştırıyor inatçı yakınışını ırmak. Terk edilmiş, gün batımındaki rıhtımlar gibi. Ayrılık saati bu, ey terk edilmiş! Yağıyor yüreğime soğuk taç yaprakları. Ey yıkıntı uçurumu, vahşi mağarası kaza geçirenlerin. Sende toplanır savaşlar ve uçuşlar. Yükselir senden şarkı kuşlarının kanatları. Bir uzaklık gibi yuttun her şeyi. Deniz gibi, zaman gibi sende battı her şey! Saldırı ve öpüşün mutlu saatiydi o. Deniz feneri gibi parıldayan o esrime saati. Uçuş korkusu, kör dalgıç öfkesi, çalkantılı esrikliği aşkın, sende battı her şey! Kanatlandı, yaralandı ruhum pusun çocukluğunda. Kayıp keşif, sende battı her şey! Sarıp sarmaladın acıyı, tutunuyorsun arzuya, kendinden geçmişsin üzüntüyle, sende battı her şey! İttim gölge duvarını geriye, arzu ve eylemin ötesine, yürüdüm gittim. Ah, ten, benim tenim, sevip yitirdiğim kadın, seni çağırıyorum yaslı saatte, sana adıyorum şarkımı. İçine aldın sonsuz sevecenliği bir fanus gibi ve tuz buz etti seni sonsuz unutuluş. Oradaydı adaların kara yalnızlığı, orada sevda kadını, sardı kolların beni. Susuzluk ve açlık vardı, meyveydin sen. Acı ve yıkıntı vardı, mucizeydin sen. Ah kadın, bilmem nasıl erittin beni ruhumun toprağında, kollarının arasında! Ne korkunç ve ne kısa oldu sana olan tutkum! Ne zorlu ve ne esrik, ne gergin ve ne aç. Öpücükler mezarlığı, sönmedi hâlâ yangını mezarlarının yanar hâlâ kuşların gagaladığı verimli dalların. Ey ısırılmış ağız, ey öpülmüş organlar, ey aç dişler, ey sarmalanan bedenler. Ey umut ve çabanın çılgın bağlanışı, içinde kaynaşıp umutsuzlandığımız. Ve sevecenlik, su ve toz kadar hafif, başlar sözcük belli belirsiz dudaklar arasında. Yazgımdı bu içinde geçti özlem yolculuğum ve orada yıkıldı özlemim, sende battı her şey! Ey yıkıntı uçurumu, içine düştü her şey, çekmediğin hangi üzüntü kaldı, hangi dalgalar kaldı seni yutmayan. Yine de seslendin, şarkı söyledin dalgalardan dalgalara. Dikilip bir gemici gibi pruvasında geminin. Çiçek açarsın şarkılarla hâlâ, hâlâ kırılırsın akıntılarda. Ey yıkıntı uçurumu, açık ve acı kuyu. Solgun kör dalgıç, derinliklerin bahtsızı, kayıp kaşif, sende battı her şey! Ayrılık saati bu, hoyrat, bu gibi saat. Gecenin tüm zaman çizelgelerine işaretlendiği an. Sarar kıyıyı hışırdayan kuşağı denizin. Yükselir soğuk yıldızlar, göç eder kara kuşlar. Terk edilmiş, günbatımındaki rıhtımlar gibi. Titrek bir gölge kaldı ellerimde oynaşan. Ah, her şeyden uzak. Her şeyden uzak. Ayrılık saati bu. Ey terk edilmiş! Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 "yalnız kalmaktan korkmuyorum da ya canım ellerini tutmak isterse..? gökkuşağım.. nasıl güzel bir şiir anlatamam..neresini seçiceğimi bilemedim..her mısrası muhteşem..tekrar tekrar okudum..teşekkür ederim tatlı çileğim.. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 yalnız kalmaktan korkmuyorum da ya canım ellerini tutmak isterse..? nasıl severim bu şiiri var yaaa... Gloriacım.. ..yine gel oldu mu şekerimm.. geldimm bileee... BU İKİNİZ İÇİN... SİZİ SEVİYORUM Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Gloria..canım yaa..çok teşekkür ederim..bende seni seviyorum.. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 ahucum benimde en çok sevdiğim imzama koydugum şarkıyı sana armağan ediyim...bunada hırsız-polis dizisinin görüntülerini koymuşlar şarkının klibi olmadıgı için... dinle bakalım... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 "benim en büyük kudretim,senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek.." özellikle o çok sevdiğim Hırsız-Polis dizisinin görüntüleriyle bu şarkıyı dinlemek süperdi..bende ilk defa dinledim..çok güzelmiş gerçekten..önceden imzanı görünce hep erik konulu esprilerimiz gelirdi aklıma.. artık bu ezgide eklendi..teşekkür ederim uşağum.. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 ahucum bu video modası girdi şiir hediye etmeyi unuttuk bugün sana bi şiir armağan ediyorum... Anlatıyorum Bahçeme girdin İzinsizdin diyemem ama çok sessizdin Gece saat birdi benimle düşüncedeydin Kim bilir ben neredeydim Olsun diyemezdim, aldırmazlık edercesine Bilseydim beni düşündüğünü Aslında üzüldüğünü Elim kanlarda olsa uçardım hayallerin üzerinden Yeşil tarlaları aşıp kapına konardım Yeni başlıyor başlamasını ummadığın bir yolculuk Öncesi bir tanışmaydı, yol uzundu Karar vermek kolay değildi yürümek için Bazen susuzluk Bazen uykusuzluk girer hanenden içeri, olan gözlerine olur Basit hayatların aşkı daha coşkuludur bilmez misin Eldeki en kıymetli olandır aşk Gerisi boşluktur Tarifi ölümdür aşk üstüne aşkın Sen bitmemiş gibi yaşa Herkes sen yoksun sansın Aşkı kaç kelimeyle anlatırsın Ben aşığım demek yetmez mi Daha fazla neleri doldurmalıyım kağıtlara, kulaklara Bir satır mektup vereyim ulaklara, Yetmez mi Resmini gördüm, güneş çıkmış gibi ufuktan Saçların rüzgarı sürüklüyordu, gülüşün denizde fener gibi Örtme üzerini sana verilen güzelliklerin Yokluktan başka nedir ki varlığını kapılar ardına koymak Kadın olmak insan olmaya aykırı mı İkinci ruhunun eşkalini koy önüme Henüz yaraları kapanmamış aşkların üzerine tuz ekmenin zamanı Bırak onu bana Ruhunun öteki yanını İçmek ister gibi kanını boynuna yapıştırdığım dudaklarımı Kıpkırmızı tanyerlerinden çekmedi güneş Ufuk ağlamak üzere Batsın kaçıncı güneş batacaksa arkasından koşmayacağım Gecenin serinliğine bıraktım ateşimi Yüreğim kopsun ki yerinden Bir daha yakmayacağım, Çünkü ateşe koşuşan pervaneler ölüyorlar Erken açan çiçekler donuyorlar Ve sormuyorlar Hiç kimsenin öyküsünü yolcu ederken Yaşanmamış hayatların Alelacele toprağını örtüyorlar üzerine Ne gelen var, ne bir yaren zaman geçince Unutulmaya mahkum ne varsa ben anlatacağım Sevgi bile soluyor söylemesi gecikince… Oğuzkan Bölükbaşı Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 çekirdek babacım..yine döktürmüşsün incileri..ne güzel.. babaların en aristokratı sensin..biliyorsun di mi..? Ve sevgili arkadaşlarım..gidiyorum bir süreliğine..çok özliycem sizleri.. bu arada gitmek demişken dostlarım bir şiir buldum ki enfessss!!! paylaşmasam olur mu..olmazzz... ve burada bütün yaşanmışlıkların adına hepinize tek tek teşekkür ediyorum.. Allaha emanet olun..sizi çok seviyorum.. Gidiyorum... puslu bir sabah ayazını peşimden sürükleyerek gidiyorum. yalnızlığımı köhne bir sandalın sahipsiz sürüklenişine bırakırken, hüznüm ardından ağlıyordu alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı, arkama dönüp bakmadan gidiyorum.. sahibi olmadığım ama üzerime zorla giydirilen, bir beden büyük bütün kaçışları ihtiyacı olanlara bırakacaktım, vicdanım el vermedi usulca soyundum ve sahiplerine geri verilmek üzere bir kenara bıraktım hepsini, gidiyorum.. umudum küçük bir kız çocuğu, el sallayarak çağırıyor beni uzaklardan ısrar etmeyeceksin kalmam için ama hani olur ya, yine de etme yapamadığım tek şeydi baharda kardelen yetiştirmek sen onu istedin, mahcup oldu yüreğim, gidiyorum.. oysa benim de hayallerim vardı; dans edecektim yağmurda, sonbahar’a vedaları değil gülüşleri yapıştıracaktım, çiçekler alacaktım olur olmadık zamanlarda fazla geldi çıplak elle çizdiğim resim tuvaline konuşturma beni giderayak çünkü ödünç aldım suskunluk adını verdiğin silahını, gidiyorum.. eskiden olsa eteğimi çekiştirip beni kandırırdı içimdeki çocuk, üzüleceğimi bile bile gözlerine buzdan sarkıtları sen mi yerleştirdin..? ki artık ağlayamıyor bile onu bu kurak, duygusuz ve yeşili az topraklarda, her şey iyi olacak gibi asılsız vaatlerle büyütüp, hayata kazandırmam olanaksız o çok sevdiğin korkularını, her mevsime açık pencerenden içeriye bırakarak, içimdeki her şeyden habersiz çocukluğumu yanıma alarak gidiyorum.. sen bir bedenle sevişmek istedin, bense yüreğinle ve beyninle ve gözlerinle adımlarımızın uyumsuz olduğunu neden hemen kabullenemedim diye kırılarak kendime, gidiyorum.. şimdi notaları sahipsiz ve öksüz kalmış yarım bir şarkıdır sevmek canımı daha fazla acıtamayacağını bilmek, biraz olsun mutlu ediyor beni sürüklenmiyorum dikkat et, gidiyorum.. sessizce ve hiçbir şey yaşamamış gibi bir süre sonra denize ulaşıp, korunaklı seyir defterimin ilk sayfasına taze ve diri umutlar işleyeceğim yüreğimi çıkartıp her şeyiyle masaya dökerken, senden daha cesur olduğum için utanma sakın bu cesaret, çocukların masum dualarından çaldığım inatçı bir bekleyişti sadece bana balonlar alabilecek kadar yürekli bir sevgiyi, korkularıma rağmen başım dik karşılayacağıma dair söz vererek gidiyorum.. bir bedeni değil, bir yüreği özlediğin vakit, umarım zamanın olur güneşin doğuşunu huzurla izlemek için bana ait olan ve olmayan, bütün soruları ve cevapları ardımda bırakarak gidiyorum.. az kullanılmış ve bayandan bir sevda bırakıyorum sana yolun açık olsun.. Pelin Onay Alıntı
Φ ayşegül Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 İyi tatiller canım arkadaşım...İyice dinlen,dalgaların sesini dinle,gözlerini kapat kumsalda,zamandan,mekandan uzaklaş,akşam üstü denizden esen rüzgar yıkasın ruhunu getirdiği deniz kokan ferahlıkla...Bizleri bile unut...Gelince hatırla,''Aaaaa,sahi,forumdaki arkadaşlarım vardı benim!!!''...İşte,böyle de...Seni seviyorum...Çok..... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.