Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Sezer affetti, o yine bildiğini yaptı


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Cumhurbaşkanı Sezer tarafından affedilen ayaklarından özürlü terörist, serbest kaldıktan sonra yeniden yakalandı.

Diyarbakır'da “Terör örgütü PKK adına eylem ve faaliyetlerde bulunmak” suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılan ve daha sonra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedilen ayaklarından özürlü terörist, serbest kaldıktan sonra terör örgütü adına para toplarken yeniden yakalandı.

 

1991 yılında Mardin'in Derik ilçesinde Kaymakamlık lojmanı ve İlçe Emniyet Amirliğine yönelik gerçekleşen ve 1 güvenlik görevlisinin yaralandığı saldırının ardından kaçan terör örgütü üyesi Mürşit Aslan, ilçe çıkışındaki çalılık alanda üzerinde 1 adet mavzer marka tüfek ve 1 adet tabanca ile yaralı olarak güvenlik güçlerince yakalandı.

 

Hakkında Diyarbakır 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde dava açılan sanık, yapılan yargılamanın ardından “Terör örgütü PKK adına eylem ve faaliyetlerde bulunmak” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

 

Çatışmanın ardından yaralı ele geçirilen Aslan, cezaevinde kaldığı süre içerinde ayaklarını kullanamaz hale gelince tekerlekli sandalye kullanmaya başladı.

 

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e mektup göndererek “af” talebinde bulunan Aslan, özründen dolayı af edilince 13 Nisan 2001 tarihinde serbest bırakıldı.

 

Cezaevinden çıktıktan bir süre sonra Aslan, bu kez Mardin'de terör örgütü adına komite kurma suçuna karıştı.

Güvenlik güçlerince yakalanan bir örgüt üyesinin ifadeleri doğrultusunda yeniden gözaltına alınan Aslan, yargılandığı Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

 

YİNE USLANMADI

 

Yargılanması devam eden Aslan, Mardin'de beraberinde Abdulkadir Bahçeci, Doğan Bahçeci ve Serdar Gülçin ile terör örgütü PKK adına R.K'den 10 bin YTL talebinde bulundu.

 

R.K'nin şikayeti üzerine, para teslimatının yapıldığı sırada operasyon düzenleyen jandarma ekipleri, sanıkları suçüstü yakaladı.

 

Yakalanan şahıslar, R.K'den aldıkları parayı, terör örgütüne gönderilmek üzere Mürşit Aslan'a vereceklerini belirtmesi üzerine Aslan, üçüncü kez yakalanarak hakim karşısına çıkarıldı.

 

ASLAN'A 7,5 YIL HAPİS CEZASI

 

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde “Örgüte bilerek, isteyerek yardım toplamak” suçundan yargılanan sanıklarla ilgili karar duruşması yapıldı.

 

Mahkeme heyeti, yaptığı yargılamanın ardından sanık Mürşit Aslan 7.5 yıl, Abdulkadir Bahçeci ve Serdar Gülçin de 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

 

Diğer sanık Doğan Bahçeci hakkında da beraat kararı verildi.

 

rthaber

Gönderi tarihi:

rahşan hanımdan sonra sn. a.necdet sezer de bu konuda iyi.

 

Cumhurbaşkanları ilgili yasa gereği, cezaevlerinde tek başlarına hayatlarına devam edecemiyecek kadar, hasta ve sakat olan mahkumları affetmek zorunda.

 

o mektupya af talebi derken. beni noolur affedin mektubu değildir. İlgili mevzuattan yararlanmak istediğini belirten bir dilekçedir.

 

Burada Sezer'e kızmak ise, ancak Sezer'e duyulan düşmanlığa bu olayı mazeret yapmaktır. Çünkü Cumhurbaşkanları kanun yapmazlar, kanun yaratmazlar veya var olan kanunlara aykırı davranamazlar.

 

Böyle bir olay varsa bunu çözecek olanda çıkaracağı bir yasayla hükümettir.

Gönderi tarihi:

Cumhurbaşkanları ilgili yasa gereği, cezaevlerinde tek başlarına hayatlarına devam edecemiyecek kadar, hasta ve sakat olan mahkumları affetmek zorunda.

 

 

bakalım bu seferde aynı durumda affedecekmi c.başkanı!!!!!

o zaman her o durumda olan suç işlesin nasıl olsa C.başkanı affeder değilmi..

Gönderi tarihi:

arkadaşım özürlü ve yüksek derecede hasta olanlara uygulanan af, cezanın ortadan kalkması değildir. Hastalığının iyileşmesi, tedaviyle özrünün ortadan kaldırılması veyahut, tekrar suç işlenmesi halinde. Hükümlü tutuklanır ve affedilen cezasınıda çeker.

 

O şartlı salıverme türlerinden birisidir. Şöyleki ölüm orucuna katılan hükümlüler içeride tedavi edilmeleri mümkün olmayacak hale geldiklerinde cumhurbaşkanı affıyla salıverilirler. dışarıda tedavileri tamamlandıktan sonra tekrar tutuklanır ve cezalarını çekerler.

 

Bunların hepsi, Ceza İnfaz Kanunu'nda var olan prosedürlerdir.

 

Mahkum özrünü mazeret gösterim, af başvurusu yapınca. Cumhurbaşkanı heyete sevkeder. sağlık heyeti mahkumun, içeride tedavi edilemiyeceği, tutukluluk halinin mevcut hastalığı dahada ağırlaştıracağı ( ölümcül hastalıklarda geçerlidir) ve mahkumun hayatını tek başına idare edemiyeceğine kanaat getirirse. raporunu cumhurbaşkanına sunar. Cumhurbaşkanı heyetin raporu bu yöndeyse affetmek zorundadır. kanunda belirtilen şartlarla tabi.

 

bu teröris, cumhurbaşkanı affıyla salındıktan sonra tekrar suç işlediği için bir daha affedilmeyeceği yani bu haktan yararlanamıyacağı gibi. affedilen cezasınıda çekecektir yasaya göre.

 

Kısacası Cumhurbaşkanı affı cumhurbaşkanının insiyatifinde olan bir uygulama değildir. Mahkumlarından haklarından birisidir, sağlık heyeti raporundan sonra Cumhrubaşkanı affetmek zorundadır.

 

Eğer Ceza İnfaz Kanunun bu maddesi hatalıysa bununda çözüm yeri Cumhurbaşkanlığı değil meclistir.

Gönderi tarihi:

arkadaşım herhalde okumadan yorum yapıyorsun bak yazmışız orada.

 

"sağlık sebebiyle affedilen hükümlü, tekrar suç işlerse, bir daha af hakkından yararlanamaz ve affedilen cezasınıda çeker"

 

ve bir konuyuda anlamak işinize gelmiyor

 

"cumhurbaşkanı affı. cumhurbaşkanının insiyatifinde olan bir şey değildir. TCK ya göre mahkumun bir hakkıdır. talepte bulunan mahkum, sevkedildiği heyetten hapis yatamaz raporu alırsa. Cumhurbaşkanı affetmek zorundadur"

Gönderi tarihi:

arkadaşım herhalde okumadan yorum yapıyorsun bak yazmışız orada.

 

"sağlık sebebiyle affedilen hükümlü, tekrar suç işlerse, bir daha af hakkından yararlanamaz ve affedilen cezasınıda çeker"

 

ve bir konuyuda anlamak işinize gelmiyor

 

"cumhurbaşkanı affı. cumhurbaşkanının insiyatifinde olan bir şey değildir. TCK ya göre mahkumun bir hakkıdır. talepte bulunan mahkum, sevkedildiği heyetten hapis yatamaz raporu alırsa. Cumhurbaşkanı affetmek zorundadur"

 

Gerçekten böyle ise adı niye Cumhurbaşkanı affı oluyor?

Af ayrı birşey,hak ayrı birşey.

Tabii ki bir talebin olması şart ama Cumhurbaşkanı'nında da onaylaması şart.

Reddedilmesi imkansız bir hakkın adı af olmaz.

Zaten böyle bir talebin en yakışacağı yer meclistir.

Merak ettim acaba Eşber Yağmurdereli iki gözü birden görmeyen bir insan düşünce suçundan yıllarca hapislerde kaldı.Kendisi hukukçu olduğuna göre böyle bir hakkının olduğunu da biliyordu.Neden kullanmadı acaba? Gurur meselesi mi yaptı?

Gönderi tarihi:
Gerçekten böyle ise adı niye Cumhurbaşkanı affı oluyor?

Af ayrı birşey,hak ayrı birşey.

Tabii ki bir talebin olması şart ama Cumhurbaşkanı'nında da onaylaması şart.

Reddedilmesi imkansız bir hakkın adı af olmaz.

Zaten böyle bir talebin en yakışacağı yer meclistir.

Merak ettim acaba Eşber Yağmurdereli iki gözü birden görmeyen bir insan düşünce suçundan yıllarca hapislerde kaldı.Kendisi hukukçu olduğuna göre böyle bir hakkının olduğunu da biliyordu.Neden kullanmadı acaba? Gurur meselesi mi yaptı?

 

Arkadaşım sırf tartışmış olmak. yada karşı çıkmak için mantıksız şeyler yazmayın. elinizin altında internet var.

 

Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,

 

Kararnameleri imzalamak,

 

Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,

 

Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,

 

Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,

 

Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,

 

Üniversite rektörlerini seçmek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 104. madde b bendi "Cumhurbaşkanının görevleri"

 

tabi asıl amaç. Cumhurbaşkanını kötülemek olunca insanlar anlamazlıktan gelebiliyor.

 

Mahkum Anayasanın ilgili maddesinden, TCK nın ilgili düzenlemesinden yaralanmak için. Cumhurbaşkanlığına dilekçe ile başvurur. Cumhurbaşkanı mahkumu adli tabiplikten oluşturulan heyete sevkeder. Heyet anayasada sıralanan üç gerekçeden birine sahip olduğunu belirtirse mahkumun. Cumhurbaşkanı heyetin belirlediği üzerine. mahkumun cezasını indirir veya ortadan kaldırır.

 

Bu bir insiyatif değil. Anayasada cumhurbaşkanının görevlerinden birisidir.

 

bilmediğiniz konularda kesin yargılara varıp birilerini suçlamadan önce. en azından açıp bir okuyun. "Cumhurbaşkanı affı" ne demekmiş.

Gönderi tarihi:
Arkadaşım sırf tartışmış olmak. yada karşı çıkmak için mantıksız şeyler yazmayın. elinizin altında internet var.

 

 

Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,

 

Şimdi soruyorum.

Sürekli hastalık sakatlık ve kocama sebebi ile tutuklu bir kişinin cezasını hafifletmek veya kaldırmak yetkisi Cumhurbaşkanı tarafından ters olarak kullanılabilir mi?

Cumhurbaşkanı bu cezayı hafifletmemek veya kaldırmamak yetkisine sahip mi?

Sen önce ona cevap ver.

Birde uslubuna dikkat et !

Her kanun lafz-ı ruhu ile hüküm ifade eder.Bunu unutma.

hem böyle bir hak sahibi olacaksınız.Hemde ismine af diyeceksiniz.Bu bir hak ise TCK da Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanması gerekiyor ise onaylanmaması da olabilir demektir.

Hak af değildir.

Af,bir hak'tan vazgeçilmesi demektir.

Tutukluluğunun devamı hakkından devletin vazgeçmesidir.

Gönderi tarihi:

arkadaşım zaten defalarca cevap verdim. Ama sanırım yazdıklarımı anlamak için değil sadece cevap vermek için okuyorsun.

 

"Bu haktan yararlanmak isteyen mahkum. Özrünüde bildirerek cumhurbaşkanlığına dilekçeyle başvurur. Cumhurbaşkanı, mahkumu adli tıp uzmanlarından oluşan heyete sevkeder. Heyet Mahkumun durumunun anayasa da belirtilen ve TCK da düzenlenen hallerden birine sahip olduğunu belirten bir rapor verirse. Cumhurbaşkanı, Anayasada belirtilen görevi gereği mahkumun cezasını Hafifletmek veya kaldırmak zorundadır mahkumun sağlık durumunun heyetçe tespit edilen sonucuna göre. mahkumun cezası ya hafifletilir yada ortadan kaldırılır "

 

arkadaşım kaç yıl hukuk okudun sorabilirmiyim. Önce bildiğimiz konularda kesin fikirler beyan edelim.

 

Cumhurbaşkanının yetkisi İdari Vesayet yetkisidir. Cumhurbaşkanının yapılan işlem yasa vsleri usul ve esas yönünden yasalara aykırılık arzetmiyorsa onaylamamak gibi bir yetkisi yoktur.

 

 

"Af,bir hak'tan vazgeçilmesi demektir.

Tutukluluğunun devamı hakkından devletin vazgeçmesidir." alıntı

 

tekrar söylüyorum bilmediğimiz konularda kesin fikirler beyan etmeyelim. Kelimeleri sadece kendi günlük konuşma dilinde kullandığın biçimiyle yorumlayıp böyle abes varsayımlar yapma.

 

af kelimesi aynı zamanda "mazur görülme" anlamına da gelir. eğer TDK sözlüğüne bakarsan. bu işlemde mahkum tam olarak özrü dolasıyla "mazur görülmesini" istemektedir cumhurbaşkanlığı makamından. "mazur görülmek" ise bu durumda mahkumun Anayasada verilen bir hakkıdır.

 

 

Af kelimesi Hukuk dilinde bir çok şekilde kullanılır. Mesela x adlı memur yeni bir ile atanır. X adlı memur eşinin başka bir ilde görevli devlet memuru olduğu gerekçesiyle görevden affını ister. idare mahkemesine dava açarak. dava lehine sonuçlanırsa gerekçeli kararda "x kişisinin şu şu gerekçelerle görevden affına karar verilmiştir" diye yazar. burada memurum hakkı vardır. ve memur bu hakkını kullanmıştır. ve gördüğün gibi ortada affeden yoktur. Ancak memur yeterli görülen gerekçelerle yeni görevinden "mazur görülmüştür"

 

anlıyacağın şekliyle "Cumhurbaşkanı affı" ndaki durum. Mahkumun özrü ( sakatlık, yaşlılık , hastalık) sebebiyle Hükümlü olduğu cezadan mazur görülmesi demektir.

  • 3 ay sonra...
Gönderi tarihi:

RADİKAL/

 

260 mahkûmu affeden Sezer rekor kırdı

Cumhurbaşkanı Sezer'e af için 269 dosya gitti.

 

01/01/2007 (345 kişi okudu)

 

 

BEHZAT MİSER (Arşivi)

 

ANKARA - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bugüne değin 260 kişiyi 'sürekli hastalık' ve 'yaşlılık' gerekçesiyle affetti. Anayasa'nın 104. maddesine göre mahkûmları affeden Sezer'in, özgürlüğüne kavuşturduğu mahkûmların çoğunluğunu, cezaevlerindeki açlık grevleri sonrasında 'Wernicke Korsakoff' hastalığına yakalananlar oluşturuyor.

Anayasa'nın kendisine tanıdığı hakkı kullanarak, Adalet Bakanlığı tarafından kendisine gönderilen 269 af dosyasısından 260 kişiyi özgürlüğüne kavuşturan Sezer'in yanı sıra eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren 27 ve Süleyman Demirel 100 mahkûmun cezaevinden çıkmasını sağlamıştı. Turgut Özal da görevde kaldığı dört yıllık süre içinde 21 mahkûmu affetmişti. Sezer, af yetkisini, Anayasa'nın 104. maddesine göre, "Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak..." hükmü uyarınca kullandı.

 

Adalet Bakanlığı istiyor

Mahkûmların affedilmelerine ilişkin prosedür avukatların Adli Tıp Kurumu'ndan aldıkları raporla başlıyor. Adli Tıp Kurumu bünyesinde görev yapan bilirkişi heyeti, hasta mahkûmları kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçiriyor. Bunun ardından hazırlanan rapor Çankaya Köşkü'ne gönderiliyor. Cumhurbaşkanı önüne gelen dosyayı Adalet Bakanlığı'nın incelemesine sunuyor ve inceleme sonucunda, Anayasa'nın 104. maddesinin verdiği yetkiyle mahkûmun cezasını kaldırabiliyor. Karar Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe giriyor.

 

 

İbrahim Şahin de listede

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, aralarında uyuşturucu satıcısı, katil, Orman Yasası'na Muhalefet, ırza geçme ve terör suçlarından birçok mahkumu affettiği gibi, Özel Harekâtçı ve Susurluk sanığı İbrahim Şahin'i de affetmişti. Sezer, bu yetkisini çete hükümlüsü Şahin için de kullanmış ve 15 Temmuz 2003 tarihinde af yürürlüğe girmişti.

 

 

RADİKAL/1 OCAK 2007

 

 

****************

 

Vakit, Sezer'in af listesini yayınladı

 

Vakit gazetesi, Cumhurbaşkanı Sezer'in göreve geldiği 2000 yılından bu yana affettiği 190 mahkumu araştırarak affedilenleri bağlı oldukları fraksiyonlara göre sıraladı.

26 Mart 2006 00:45

Yazı boyutunu büyütmek için

 

İşte Vakit gazetesinin Cumhurbaşkanı Sezer'in affettiği mahkumlarla ilgili haberi:

 

Göreve geldiği 2000 yılından bu yana toplam 190 teröristi affeden Cumhurbaşkanı Sezer’in, toplumun içine salıverdiği bu mahkûmların hangi terör örgütlerine mensup olduklarını belirledik.

 

Sezer’in affettiği mahkûmların sayısı ve bağlı bulundukları örgütler şöyle: 39 DHKP-C, 5 PKK, 28 TKP-ML TİKKO, 28 TİKB, 19 Dev-Sol, 17 MLKP, 15 THKP-C, 3 TDP, 2 TKİP, 2 TEKP Leninist Gerillaları, 1 DHP ve 1 Dev-Yol.

 

7 KATİL, 3 TECAVÜZCÜ

Sezer’in affettiği adi suçlular arasında ise; 7 katil, 3 tecavüzcü, 1 gaspçı, 5 çete mensubu, 4 de uyuşturucu kaçakçısı bulunuyor. Sezer’in, aralarında polis katili Bekir Sıtkı Keçeci’nin de bulunduğu teröristleri af gerekçesi ise, açlık grevine bağlı olarak oluşan Wernicke-korsakof adlı bir tür hafıza kaybı hastalığı.

 

KUTLU VE DEMİR’İN GÖRÜŞLERİ

 

Cumhurbaşkanı Sezer’in, af yetkisini oldukça geniş şekilde kullandığını belirten AK Parti Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini kullanarak, cezasını kaldırdığı mahkûmların çoğunluğu, daha sonra çatışmalarda ölü ya da yaralı olarak tekrar yakalanıyor. Bunların çoğu da DHKP-C’li olunca insan düşünmeden edemiyor” dedi.

 

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Kutlu, Cumhurbaşkanı Sezer’in bu kadar olaydan sonra bu mahkûmlara rapor veren görevliler hakkında işlem yapması gerektiğini kaydetti.

 

AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir de,“Cumhurbaşkanı Sezer, devleti yıkmaya yönelik faaliyetlerde bulunan başta PKK olmak üzere eli kanlı terör örgütlerine karşı af yetkisini rahatlıkla kullanıp, bu teröristlerin cezasını ömür boyu kaldırıyor; ama eski Başbakan Erbakan yararlanacak diye evde ceza çekmeyi düzenleyen kanunu veto ediyordedi.

 

VAKİT/ 26 MART 2006

 

Görünen Çankaya....

Gönderi tarihi:

Doğuda devam eden operasyonlarda PKK'nın sözde silahlı kanat sorumlusu Cengizhan Pilav sağ yakalandı. Pilav'ın 2002'de Cumhurbaşkanı tarafından affedildiği ortaya çıktı.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri, son iki gün içinde 7 güvenlik görevlisini şehit olduğu, Bingöl, Tunceli ve Şırnak'ta büyük çaplı bir operasyon başlattı. Hava destekli sürdürülen operasyonlarda PKK'lı teröristlerle sıcak temasın sağlandığı Pülümür'de 3 terörist öldürüldü.

 

Tunceli'nin Hozat İlçesi kırsal kesiminde de dün güvenlik güçleriyle çatışmaya giren 2'si kadın DHKP-C'li 4 terörist ölü ele geçirildi. Güvenlik güçleri sürdürdükleri operasyonda örgütün sözde silahlı kanat sorumlusu olan Cengizhan Pilav’ı sağ olarak ele geçirildi. Pilav'ın 2002 yılında cezaevinde ölüm orucu eylemi sırasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedildiği öğrenildi. Pilav'ın aftan sonra Yunanistan'a kaçtığı ve burada eğitim aldıktan sonra geçen yıl 6 teröristle birlikte Tunceli kırsal kesimine geldiği belirtildi. Gözaltına alınan Pilav’ın sorgusunun sürdürülüyor.

 

CUDİ VE GABAR’DA OPERASYON

 

Şırnak'ta 3 güvenlik görevlisini şehit olduğu Cudi, Gabar, Besta dağları ve Bestler- Dereler Bölgesi'nde hava destekli ve köy korucularının da katıldığı operasyon sürdürülüyor. Şırnak Tümen Komutanlığı'na bağlı 2 tugay ile komandoların katıldığı operasyonlarda Besta Dağı'nın Yeditepe mevkiinde teröristlerle ‘sıcak temas' sağlandığı ve çatışmaları sürdüğü belirtildi. Bu sabah saatlerinde bölgeye 10 helikopterle komandoların indirilirken operasyona binlerce askerin katıldığı belirtildi.

Gönderi tarihi:

ne kadar ilginç Cumhurbaşkanı tek başına mı affetmiş yoksa meclisin önergelerine imzamı atmış? Adalet bakanlığı istemiş Ahmet Necdet Sezer imzalamış, ama af Sezer'e mal ediliyor... Çok ilginç... Gerçekten...

Gönderi tarihi:

Ahmet Necdet Sezer demek bunları yapmış ha..vah vah..nasıl hesap vericek değilmi...

 

siz önce savunduğunuz partinin yolsuzluklarına bir cevap arayın...yaptıklarına ülkeyi sürükledikleri kaosa bir açıklama getirin..sadece dini kullanarak siyaset yapıyor diye her yaptıklarının arkasında durabiliyormusunuz..onu bir söyleyin açık açık..

 

müslümanlık bumu arkadaşlar sizce..

ben bir müslüman olarak bu partiden ve bu zihniyetin savunucularından *******...

 

bunca zamandır üzerinde yaşadığınız bu topraklara vatanımıza yapılan

bunca ******...

bunca *******..

bunca gözgöre göre yapılan yolsuzluk ve ***** rağmen..

 

sadece dini kullanarak siyaset yapıyor diye savunuyorsanız..

ben bir T.C vatandaşı olarak bu partiden ve bu zihniyetin savunucularından ********...

 

çok yazıldı çizildi tekrar etmiyeceğim....******* çok uzaksınız görüyorum..

 

ve tekrar tekrar söylüyorum...

 

BEN BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLARAK ATATÜRK'ÜN YOKTAN VAR ETTİĞİ ÜLKEMİ TEKRAR KARANLIKLARA GÖMMEK İÇİN ÇABALAYAN BU ZİHNİYET VE SAVUNUCULARINDAN **********...

 

ve tekrar tekrar soruyorum SİZ NE BİÇİM TÜRKSÜNÜZ... :excl:

Gönderi tarihi:

Necdet Sezer: Af-sever bir cumhur- başkanı

22.06.2005

Sezarâın hakkının Sezarâa Sezerâin hakkını Sezerâe vermek lazım. O çok af-sever bir Cumhurbaşkanı. Hem o sürekli olarak bunu ispat ediyor. Şu ana kadar hapisteki birçok teröristi affetti?

En son Tunceliâde yapılan bir operasyonda, Sezerâin affıyla cezaevinden çıktığı belirlenen, Maoist Komünist Parti-Halk Kurtuluş Örgütü (MKP/HKO) üyesi Ökkeş Karaoğlu öldürüldü. Bundan önce de yine Sezerâin affettiği başka teröristler aftan yaralandıktan sonra güvenlik güçleriyle çatışmaya girmiş, öldürmüş ve ölmüşlerdi.

Kısacası Sezer affı çok seviyor ve sürekli affediyor. Ama, her nedense genelde solcu teröristleri affediyor.

Oysa, adı üstünde o bir Cumhurbaşkanı. Cumhurun başkanı. Yani herkesin başkanı. O halde onun affı da herkesi kuşatmalı değil mi? O her nedense hemen hemen sadece sol görüşlü teröristleri affediyor.

Hem de affettiği teröristlerin bir çoğu kısa sürede tekrar teröre dönmesine rağmen. Dağa çıkarak, tekrar terör eylemelerine devam ederek affa layık olmadıkların ispatlarcasına göstermelerine rağmen. Sezer affa doymuyor ve sürekli affetmeye devam ediyor...

Bir hukukçu olan Cumhurbaşkanı Sezer affı da cezayı da elbetteki bizlerden daha iyi bilir. Ama biz yine de kendisine bir soralım.

Evladını bu ülkenin bütünlüğü için şehit veren Sabire anneler bu ülkeyi bölmek için çarpışan teröristler kadar affa layık değil miydi? Onların suçu nedir ki bir türlü sizin af kapsamınıza girmiyorlar?

Hem o analar ki bir ananın yapabileceği en büyük fedakarlığı yapmış, tadabileceği en büyük acıyı tatmış ve ciğerparesini toprağa koymuşlardır.

Ama ne devletine ne de milletine isyan etmemişti âsabırlıâ Sabire ana-lar. Eldeki diğer evladını da iyi yetiştirmiş ve okul birincisi yapmıştı. Bu da bu ülke için bir hizmetti. Buna rağmen affedilmemişti Sabire ana-lar?

Ne yaptıysalar bir türlü devletine yaranamamıştı-lar. Suçları neydi ki devleti onu bir türlü affetmiyordu. Evladının törenine alınmamıştı onlar. Cezalandırılmıştı-lar.

Şimdi Sezerâe soruyoruz. Bu anaları kendi evlatların mutluluğunu paylaşmalarını engelleyen yasağın/cezanın gerekçesi neydi? Eğer bir suçları varsa bile vefalı, cefalı ve sabırlı Sabire analar sizce artık affedilmeyi hak etmiyorlar mı?

Kendi inançlarına göre başlarına aldıkları bir bez parçası hangi kanuna göre af kapsamı dışında tutulacak kadar ağır bir suç? Bu anaların daha ne yapmaları gerekir affedilmek için?

Oysa, cumhurbaşkanlığı huzur, güven ve istikrar kaynağın olmalıdır. Gerilim ve kriz değil, uzlaşma ve çözüm odağı olmalıdır o makam. Sezerâin fırlattığı Anayasanın 80 milyonluk ülke ekonomisine verdiği tahribat gösteriyor ki o makamdaki bir kriz ve gerilim bu ülkeye çok pahalıya mal oluyor.

Sözde ilkelilik ve dik durma adına sergilenen bazı tutumların bu ülkeye sosyal ve ekonomik maliyeti de Anayasa fırlatma olayından daha az değildir.

Bu gün Türkiyeâde dayatılan ve dünyada bir benzeri olamayan âkamusal alanâ yasaklamalarına Sezerâin katkısı ve desteği göz ardı edilemez.

Oysa, Sezerâin başlattığı türden bir âkamusal alanâ yaklaşımı dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemekteydi. O hep örnek laik ülke olarak gösterilen Fransa da bile böyle bir yasak yoktu.

Siz hiç bir Fransız üniversitesinde türban tartışması duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü yoktur. Çünkü tüm çağdaş dünyada olduğu gibi Fransaâda bile üniversitelerde türban serbesttir.

Cumhurbaşkanı ülkedeki herkesin cumhurbaşkanıdır. O sadece laik Türklerin değil bu ülkede yaşayan Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, Türk, Arap, Alevi, Sünni herkesin cumhurbaşkanıdır.

O, ne çoğunluk adına azınlıkların haklarının mağdur edilmesine izin vermeli, ne de ne kadar güçlü olursa olsun, küçük bir azınlığın hatırı için ülkenin çoğunluğunu mağdur etmelidir.

Bu gün yaşanan türban krizleri bu ülkedeki çok küçük bir azınlığın kendi göz zevklerini başkalarına dayatmalarından başka bir şey değildir.

Bu küçük azınlığın kendi kıyafet tercihlerini ülkenin tamamına dayatması olayı bir cumhurbaşkanının göz yumabileceği kadar küçük bir mağduriyet değildir.

Cumhurbaşkanı. Adı üstünde cumhurun başkanı. O sadece teröristleri mi affeder? Başı örtülü şehit anaları veya şehit anası olmayan analarını da affetmez mi?

Küçük bir azınlığın dayatması olan ve giderek kanayan bir yaraya dönüşen kamusal alan yasağını ortadan kaldırmaz mı? Anadoluânun analarını sevindirmez mi?

Bu Cumhurbaşkanını ilgilendiren bir konu değil demeyin sakın. Bir üniversitenin kapısından giren bir şehit anasının baş örtüsü bir Rektörü ilgilendirir, bir Kara Kuvvetleri Komutanını ilgilendirir de Anadoluânun analarını mağdur eden bir yasağı ortadan kaldırmak herkesin Cumhurbaşkanını ilgilendirmez mi hiç?.

Adı üstünde Cumhurbaşkanı. Yani cumhurun başkanı. Herkesin başkanı. Başı örtülülerin bile...

kemal ulusoy/aktifhaber

saygılar

Gönderi tarihi:
Cumhurbaşkanları ilgili yasa gereği, cezaevlerinde tek başlarına hayatlarına devam edecemiyecek kadar, hasta ve sakat olan mahkumları affetmek zorunda.

 

o mektupya af talebi derken. beni noolur affedin mektubu değildir. İlgili mevzuattan yararlanmak istediğini belirten bir dilekçedir.

 

Burada Sezer'e kızmak ise, ancak Sezer'e duyulan düşmanlığa bu olayı mazeret yapmaktır. Çünkü Cumhurbaşkanları kanun yapmazlar, kanun yaratmazlar veya var olan kanunlara aykırı davranamazlar.

 

Böyle bir olay varsa bunu çözecek olanda çıkaracağı bir yasayla hükümettir.

:clover:

 

Bu olayi ,,vede ülkemizde,.,yasalarin nasil isledigini farkina varamayanlar ne yazikki

Sayin Cumhur baskanimizi,.elestirecek kadar,.,Bu vatanimizdan uzak yasiyorlar

Maksat dostlar alis veriste görsün,,

 

Yasadigigimiz ÜLKE TÜRKIYE CUMHURIYETI ,.,Acaba bunun

Anlami Nedir.,.,

 

Saygilar

 

:shuriken: yamyam frankfurt

Gönderi tarihi:
Gene bilerek aynı hataları yapıyorsunuz arkadaşlar CYRANO bunlara yanıt vermişti ama siz gene aynı şeyleri sanki CUMHURBAŞKANI yetkisini kullanıyormuş gibi gösteriyorsunuz... Cumhurbaşkanına gönderilen bütün mahkumlar affedilir bunun yolu nedir... Adalet bakanlığı araştırmayı yapar ve Cumhurbaşkanına gönderir ve oda onaylar geri göndermez...

Uzmanlar bırakın demiş....

 

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=431767

 

güldürdünüz beni veto rekortmeni cumhurbaşkanı neden veto hakkını bunlarda kullanmıyor acaba :stuart :

Gönderi tarihi:

Anayasa`nın 104. Maddesi :

D. Görev ve Yetkileri

Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Bu amaçlarla Anayasanın ilgili Maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır:

A) Yasama İle İlgili Olanlar :

    ------------------

B) Yürütme Alanına İlişkin Olanlar :

    ------------------

-Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,..................

 

--Madde başlığında görüleceği üzere görev ve yetkiden bahsedilmektedir.Hukukta “görev” kavramı “yetki” yi de beraberinde getirir.Görevliyseniz aynı zamanda “görevlendiren tarafından” da yetkiyle donatılmanız gerekir.Söz konusu maddede de Cumhurbaşkanı belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmakla görevlendirilmiştir.Ve elbette ki bu göreviyle ilgili Anayasa tarafından yetkilendirilmiştir.

 

--Ancak bu yetkinin sınırları da yine aynı maddede sayılmıştır; 1-Sürekli hastalık 2-Sakatlık 3-Kocama. Bunların dışında herhangi bir sebeple Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanamaz.Cezasının bitimine bir-bir buçuk yıl kalmış bir bayan mahkumun “üniversiteden burslu okuma kazandığı ve bu nedenle affını talep ettiği” örneğinde olduğu gibi… Toplumsal vicdanda belki de yerini bulmuş bu insani talep maalesef Cumhurbaşkanı tarafından reddedilmek zorunda kalmıştır. Çünkü görev ve yetkisi Anayasa tarafından kesinkes belirlenmiş ve genişletici bir yoruma imkan vermemiştir.

 

-- Aynı zamanda; Cumhurbaşkanı’nın bir hükümlünün ceza yargılaması sonundaki kesinleşmiş özgürlüğü bağlayıcı cezasını hafifletmesi ya da kaldırması, cezayı gerektiren suçun niteliğine ya da hükümlünün politik görüşüne değil, hükümlünün sağlık durumuna bağlı tutulmuştur.

 

--Ama siz derseniz “Cumhurbaşkanı hep belirli görüşteki insanları affediyor, affettikleri yarın öbür gün tekrar karşımıza terörist olarak çıkıyor” diye, ben de size derim ki;

 

--Cumhurbaşkanı göreve geldiği Mayıs 2000 tarihinden hemen öncesinde yaşanılan ölüm oruçları ve beraberinde düzenlenen “hayata dönüş operasyonu” sürecine tekrar bakmak lazım. O süreçte yaşanılan açlık grevlerinden,ölüm oruçlarından kaç kişi sakat kalmış kaç kişi “wernicke korsakoff “ olarak adlandırılan “sürekli hastalık” a yakalanmış. Bakın burada hükümlünün hüküm giydiği suçtan ya da hükümlünün kimliğinden bahsetmiyoruz. Hükümlünün yakalandığı hastalıktan bahsediyoruz.Cumhurbaşkanı’nı da ilgilendirmesi gereken nokta budur. Diğer Cumhurbaşkanları da aynı süreci yaşamış olsalardı onlar da aynı şeyi yapmak zorunda kalacaklardı. Sizlere birkaç rakam vermek belki tabloyu daha bir netleştirecektir;(Kaynak vikipedi, sadece bu yazı için gerekli olanlar alıntılanmıştır.)

 

-- ‘Hayata Dönüş’ Operasyonu'nun 2000-2001 Bilançosu:

Operasyon Düzenlenen Cezaevi Sayısı: 20

Hastaneye kaldırılan yaralı Tutuklu-Hükümlü: 237

Bakırköy Kadın Ve Çocuk Tutukevine Sevkler: 45

Açlık grevi süren cezaevi: 41

Operasyon öncesi ölüm orucunda olanlar: 259

Operasyondan sonra ölüm orucunu sürdürenler: 357

Açlık Grevini Sürdürenler: 1656

 

--Kanun gereği (2659 sayılı Adli Tıp Yasası'nın 16. maddesi) sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedenleriyle belirli kişilerin cezalarının hafifletilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin işlemlerin yapılması, Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır.

 

--Hükümlülerin hastalık, sakatlık ve kocama durumu önce bir yetkili sağlık kuruluşu raporuyla saptanmakta; sonra Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu, sağlık kuruluşunun, hükümlünün sağlık durumuyla ilgili bilimsel ve teknik görüşünü içeren raporuna dayanarak, raporda belirtilen hastalık, sakatlık ve kocama durumunun Anayasanın 104. maddesinde sözü edilen sürekli hastalık, sakatlık ve kocama durumuna girip girmediğine karar vermektedir.

 

--Cumhurbaşkanı da bu aşamaların bitirildiğinin, Adalet Bakanlığı'nca belirlenip, konunun bir yazıyla Cumhurbaşkanlığı'na iletilmesinden sonra;

- Suçun niteliğinde bir ayrım yapmadan,

- Adli Tıp Kurumu kararına dayanarak,

- Hükümlünün sağlık durumunu ve Anayasa koyucunun amacını gözeterek,

cezanın hafifletilmesi ya da kaldırılması yetkisini kullanmaktadır.

 

--Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini kullandığı hükümlülerin yarın öbür gün tekrar terör ya da başkaca bir yasadışı faaliyete girişmiş olmasına gelince ; Kimse kimsenin geleceğine ambargo koyamaz, bu Cumhurbaşkanı’nın dahi görev ve yetkileri arasında değildir,hükümlü af ilanından sonra kendi inisiyatifini kullanır.Cezaevi sonrası şahsın faaliyetlerini takip etmek, onu kollamak,gözetmek kolluk kuvvetlerinin ve istihbarat birimlerinin görevidir.

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:
Gene bilerek aynı hataları yapıyorsunuz arkadaşlar CYRANO bunlara yanıt vermişti ama siz gene aynı şeyleri sanki CUMHURBAŞKANI yetkisini kullanıyormuş gibi gösteriyorsunuz... Cumhurbaşkanına gönderilen bütün mahkumlar affedilir bunun yolu nedir... Adalet bakanlığı araştırmayı yapar ve Cumhurbaşkanına gönderir ve oda onaylar geri göndermez...

Uzmanlar bırakın demiş....

 

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=431767

Arkadaşım, eğer öyleyse neden 269 dosyadan 260'ını kabul etmişte 9 tanesine onay vermemiş.

Bu 9 adam tecavüzden, terörden, çeteden, gasptan daha kötü şeyler mi yapmış?

Demek ki yetkisi var, kullanıyor.

Kimse kalkıpta bu geri kalanları niye affetmedin diye hesap mı sormuş?

Teröristi affetmeyeceksin arkadaşım, sonra böyle olur işte..

Gönderi tarihi:

Sayın Trevize,

aşağıya aktardığım yazı sn.Ufuk Karabulut isimli şahsın konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı makamından aldığı cevaptır;

________________________________________________________

Sayın Ufuk KARABULUT

 

Elektronik posta yoluyla ilettiğiniz,. teröristlerin affedildiği iddiasının doğru olup olmadığının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası uyarınca bildirilmesi istemini içeren başvurunuz alınmıştır.

 

Anayasa'nın 104. maddesinde "Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak", Cumhurbaşkanı'nın yürütme alanına ilişkin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

 

Anayasal kuraldan da anlaşılacağı gibi, Cumhurbaşkanı'na özel af yetkisi, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedeniyle sınırlı olarak tanınmıştır.

Bir başka deyişle, hükümlünün ceza yargılaması sonunda kesinleşmiş özgürlüğü bağlayıcı cezasının Cumhurbaşkanı'nca hafifletilmesi ya da kaldırılması, cezayı gerektiren suçun niteliğine değil, hükümlünün sağlık durumuna bağlanmıştır.

 

2659 sayılı Adli Tıp Yasası'nın 16. maddesinde, sürekli hastalık, salatlık ve kocama nedenleriyle belirli kişilerin cezalarının hafifletilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin işlemlerin yapılması, Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır.

 

Af konusunda prosedür şöyle işlemektedir:

 

- Hükümlü durumunu ilgili olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı'nı bildirmektedir.

Cumhuriyet Başsavcılığı hükümlüyü bir sağlık kuruluşuna sevketmektedir.

 

-Hükümlünün hastalık, sakatlık ve kocama durumu, gerektiğinde uzun süreli gözleme ve inceleme evresinin ardından, yetkili sağlık kuruluşu raporuyla saptanmaktadır.

 

Sağlık kurulu raporu, Adli Tıp kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'na gönderilmektedir. Adli Tıp Kurulu, sağlık kurulunun, hükümlünün sağlık durumuyla ilgili bilimsel ve teknik görüşünü içeren raporuna dayanarak ve uzun incelemeden sonra, raporda belirtilen hastalık, sakatlık ve kocama durumunun Anayasa'nın 104. maddesinde sözü edilen "sürekli" hastalık, sakatlık ve kocama durumuna girip girmediğine karar vermektedir.

 

-Adli Tıp Kurulu'nun raporu Adalet Bakanlığı'na gönderilmektedir. Dosya, Bakanlıkça incelenip tekemmül ettiği anlaşıldıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza sunulmak üzere Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne iletilmektedir.

 

-Dosyanın hazırlanması sürecinde, kurallar uyarınca Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir etkisi, karışması ve yönlendirmesi olmamaktadır.

 

Sayın Cumhurbaşkanımız, bu aşamaların bitirildiğinin Adalet Bakanlığı'nca belirlenip,dosyanın bir yazıyla Cumhurbaşkanlığı'na iletilmesinden sonra; -Suçun niteliğinde bir ayrım yapmadan, -Adli Tıp Kurulu kararına dayanarak, -Hükümlünün sağlık durumunu ve Anayasa koyucunun amacını gözeterek, tümüyle nesnel bir yaklaşımla, cezanın hafifletilmesi ya da kaldırılması yetkisini kullanmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın af yetkisini kullanırken amacı, insancıl bir yaklaşımla, yaşamını hapishane koşullarında tek başına, yardım olmaksızın sürdüremeyecek kadar hasta, sakat ya da kocamış olanların yaşamlarını sürdürebilecekleri ortama kavuşturulmasıdır.

 

Adli Tıp Kurumu 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası uyarınca Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kurumdur. Bu Kurum'un işleyişi ile ilgili konular Adalet Bakanlığı'nın yetkisindedir.

 

4982 sayılı Yasa uyarınca bilginizi rica ederim.

 

Genel Sekreter Adına

H.Bülent SERİM

Genel Sekreter Yardımcısı

__________________________________________________________

Sayın Trevize,

sanıyorum bu cevap da sizin için yeterli değil...

Siz demek istiyorsunuz ki(rakamlar bence farklı olabilir);

"269 kişiden 260'ına onay verilmiş de kalan 9 kişiye neden onay verilmemiş, demek ki takdir hakkı var,terör suçundan gelen hükümlüleri de pekala affetmeyebilir."

Cumhurbaşkanı'nın kimleri affettiğine ilişkin bilgi ve istatiksel veriler belirli basın organlarında mevcut gibi görünüyor,ama kimleri neden affetmediğini de yazarlarsa biz de seviniriz.Ya da sizin bu tür basın organlarına bunu sormanızın şansı varsa sorabilirsiniz.Ayrıca bu sorunuzu 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkında Kanun gereği Cumhurbaşkanlığı makamına elektronik posta ya da bir dilekçe ile de sorabilirsiniz.Cevaptan bizi de haberdar ederseniz sevinirim...

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

madem bu affedilenler hastaydı da nasıl tekrar suç işleyebildi?ülkemin doktorları yokmu bu adamların hasta olup olmadıklarını teşhis edecek?ama yok sezer ne yaparsa yapsın o atatürkçü ya yapabilir.derneklere milletin parasını peşkeş çeker, teröristleri affeder, halktan kopuk yaşar, kimse onu eleit,remez.çünkü o atatürkçüdür bu zırhla kendini korur.

saygılar

Gönderi tarihi:
madem bu affedilenler hastaydı da nasıl tekrar suç işleyebildi?ülkemin doktorları yokmu bu adamların hasta olup olmadıklarını teşhis edecek?ama yok sezer ne yaparsa yapsın o atatürkçü ya yapabilir.derneklere milletin parasını peşkeş çeker, teröristleri affeder, halktan kopuk yaşar, kimse onu eleit,remez.çünkü o atatürkçüdür bu zırhla kendini korur.

saygılar

Türkiyeyi peskes cekenler de var dimi.bence para pek o kadar önemli degil ama Türkiye cok önemli,Sezer hasta bir mahkumu affetti.Ama AKP nin basbakani PKK nin lider kadrosunu affetti,sonrada sevgili dostu Barzani ile kucaklasti.Bunlari yazsana neden yazamiyorsun ellerinmi titriyor yoksa terör liderlerini affetmek pek suc sayilmiyormu sizler icin.Atatürkcülere saldirabilmek icin hic firsat kacirmiyorsunuz.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Türkiyeyi peskes cekenler de var dimi.bence para pek o kadar önemli degil ama Türkiye cok önemli,Sezer hasta bir mahkumu affetti.Ama AKP nin basbakani PKK nin lider kadrosunu affetti,sonrada sevgili dostu Barzani ile kucaklasti.Bunlari yazsana neden yazamiyorsun ellerinmi titriyor yoksa terör liderlerini affetmek pek suc sayilmiyormu sizler icin.Atatürkcülere saldirabilmek icin hic firsat kacirmiyorsunuz.

 

saygilarla

bu kadar üzüleceğini bilsem inan yazmazdım.ak partiyi hiç sevmem ama sizler eleştirince içimden ak partili olmak bile geçiyo.ak partinin yada başbakanın tüm bunları yapması sezerin milletin parasını ******* derneğine peşkeş çekmesini mi gerektiriyo yada sezeri haklı mı kılıyo.o zman herkes ülkeyi soysun.yanlış düşünüyosunuz

saygılar

Gönderi tarihi:
bu kadar üzüleceğini bilsem inan yazmazdım.ak partiyi hiç sevmem ama sizler eleştirince içimden ak partili olmak bile geçiyo.ak partinin yada başbakanın tüm bunları yapması sezerin milletin parasını ******* derneğine peşkeş çekmesini mi gerektiriyo yada sezeri haklı mı kılıyo.o zman herkes ülkeyi soysun.yanlış düşünüyosunuz

saygılar

Sen hangi partili olursan ol beni gocundurmuyor,gercekleri yazmayi ögrenin.Benim yazdiklarima bakipta AKP li olmak istiyormus,yani bende dert ettim kendime bunu.Senin ERdoganin Türkiyeyi satisa cikarmis Sezerin mahkum affetmesi ve Türkiye icin Türkiyeyi savunanlara kendi bütcesinden yardim etmesimi suc oldu.Türkiyenin düsmanlarini affedenleri bagriniza basiyorsunuz,sonrada camur atmak icin insan ariyorsunuz.Atatürke düsmanlikla elinize hicbir sey gecmez,sadece ne oldugunuzu ispat etmis olursunuz.

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.