Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ŞİRİNCİK

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    31
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ŞİRİNCİK tarafından postalanan herşey

  1. ŞİRİNCİK

    DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?

    Bilimselci arkadaşımızın duygusal tepkilerine hak verdim.Tepkileri bilimsellikten ziyade duygusal. Belki birçok kişi anlayamayacaktır derken maksadım forum okuyucularını incitmek değil,kelimeleri sadece görenler içindi. Bilimselci ne yapıyor derken bu tip akademik tartışmaların ortaklarının belirli bir seviyeleri vardır.Forumlar özellikle net kullanan kişilerin rahatlıkla girebildikleri platformlar olduğundan konu içeriğinden hemen uzaklaşıp,duygusal bir fırtınaya dönüşecektir.Özellikle bu tip konular birden alevlenebiliyor.Yazanların kimliklerini yazılarından çok rahat kavrayabiliyorsunuz. Konunun içeriği saldırılarında temelini oluşturuyor zamanımızda ne yazık ki. Materyalist bir kişinin dua etmesi diye birşey olamaz. Materyalist bir kişi aklının gücünü bilimden alır. Köpeğini öldürür derken,kasdım bir köpek beslemenin mantığı nedir konusunu irdelemesidir.Köpek beslemenin mantıklı bir nedeninin olması şarttır. Materyalist felsefeye şöyle bir örnek getirirsek; Bir anne ,bebeğine tam anlamda bakamadığından dolayı onu, isteyen zengin bir kadına vermeli mi? Materyalist bir düşünce içinde iseniz bu tip bir kararı vereceksiniz. Saddam hüseyin'in idam edilmesi ile ilgili görüntüleri seyrederken içinizde garip bir burukluk yaşamadınız mı? Yıllarca baktığınız çoçuğunuz bir katil olursa ve aranıyor ise size geldiğinde onu hemen kolluk kuvvetlerine teslim edermisiniz? İnsan'ın çözümlenemediğinın altını çizerken bunları kasdetmiştim üstü örtülü bir şekilde. Ben insanın digitalize edilebileceği yada programlanabileceği kanısında değilim. Ben materyalistim demekle materyalist olunmaz.Yada elhamdurullah materyalist'im de olmaz. Materyalist felsefe duygulardan arındırılmış felsefedir. İnançları taşımaz.Duyguları taşımaz. Kafa ile kolu birleştiren felsefedir. Mekaniktir. Geri dönüşümün tek nedeni de budur. Daha bilimsel yazardım ama bu yazıları birçok insan okuyor. Geçmişten bugüne gelen birçok materyalist kişiler kurban bayramında kurban kesiyorlar.Daha komiği ise her perşembe ne manası var ise alkol de almıyorlar. Bilim,yaşamı kolaylaştıran bir teknik olmalıdır kanaatindeyim.
  2. Bu yazıda Amerikan şakşakçılığı yada tayip borazancılığını yakalayabilen CYRNO yu alkışlayalım. Ve Soralım. BU YAZI SİZİ NEDEN BU KADAR KIZDIRDI????
  3. O canı bağışladım.Günahı senin. Soranlara da affetmek hidayettir dedim. Bunun da günahı senin. Eger sevap çok ise Onlarda hepinizin.
  4. ŞİRİNCİK

    DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?

    Degerli bilimselci'nin ne yapmaya çalıştığını algılayamadım. Materyalist felsefe ile idealizm arasındaki sert çizgiyi birçok kişi reddedecektir. Maddeci bir bakış açısı duyguları reddeder. Maddeci bir bakış açısını cidden benimsemiş iseniz köpeğinizi rahatlıkla vurabilirsiniz. Tinsel(ruhsal ) bir bakış açısına sahip iseniz akrepleri bile besleyebilirsiniz. Hangisi dogru? İkiside yanlıştır. İnsan korkularını maddecilikle bastırır. Sevdasını da duygusallık ile açıklar Yıllarca bu konu birçok izm'in babası olmuştur. Okadar çok girinti ve çıkıntıları vardır ki hiçkimse net bir çizgi çizememiştir. Her maddenin bir ruhu vardır diyologları permanides tartışmasına kadar geri gitse bile konu ile ilgili çözümsüzlük hala aşılamamıştır. Bir insan yaşamında 2 ayrı tahlil kabı vardır. 1-Akıl 2-duygular Problem ayrı ayrı bu iki kabda tartılır. Sonrası kişiye kalmıştır. Belki birçok kişi yazdıklarımı anlayamayacaktır.Ama Bilimselci arkadaşımız çok iyi anlayacaktır. İnsanı hiç çözemediler sevgili dostum.
  5. Meseleye böyle bakılırsa elbetteki sıkıntılar oluşacaktır. İslami bir tavır sergileyen köylülerin yoğun oldukları bir bölgede İsmini şarap fabrikası diye koymak bile yanlıştır. Üzüm işleme tesisi neden denmez? Şırası var Pekmez'i var Sirkesi var Şarabı var. Bana göre bu işin içinde başka bir iş var. Bu arada D.bakır'da bu köyden başka köy mü yok? Bu ülkede medyatik olmak ne kadar kolay olmaya başladı? Bende yakında bir haham ve papaz ile Camii yapmaya kalksam medyatik olabilrmiyim acaba?(bu kısım bir beklenti değil aman ha sadece muziplikti)
  6. Bu Şirketler topluluğu tipik bir aile topluluğudur. Bu tip aile şirketleri gücünü sermayesinden değil ilişkilerinden almaktadır. Bu moda AKP ile hiç alakalı değildir. Bu moda hiç değildir. Son 30 yılın devlet ihalelerinin teknik analizini yaparsanız Acarların bile ne kadar küçük kaldığını göreceksiniz. Ohooo o kadar çok ki? Devlet en büyük pastadır. Bitmeyen pasta. O pastaya herkes kaşık falan sallayamaz. Kuralları var
  7. Bu sürekli arıza yapan uçakların alımları esnasındaki DEVE(lop)yi kimse irdelemiyor. Gidişindeki DEVE ile uğraşılıyor. Hiç mi araştırılmadı bu uçaklar alınırken? Onay veren kişiler kimlerdi? Bu arada deve vakasına rastlandı mı? Vardı da bu görünmez bir deve miydi? Deve ile gelen deve ile gider türünden bir atasözü mü üretilecekti? Uçak mühendisi müdürümüz topluma acaba ince bir balans ayarı mı yaptı? Acaba sazlı sözlü alkollü bir kutlama olsa idi DEVE sevenler cemiyeti tarafından şilt mi verilirdi? Bence bu deve öyle bildiğiniz develere pek benzemiyor. Orhan Veli'ye sorabilseydik "bu işte bir iş var"diyecektir.
  8. İnsan haklarına saygıyı şiar edinmiş bir toplumu nasıl çökertebilirsiniz? Kesinlikle çökertemezsiniz. Sadece ezersiniz. Yok edersiniz. Haklara saygılı olan bir ülkede insanların gruplaşmalarına hiç gerek yoktur. İnsani duygular en üst seviyededir. Garip garip mahallelerde kurulmaz. İnsanlar iç içe yaşar. Bahçe duvarlarına bile gerek yoktur. Kapılar celik kapı değildir.
  9. Şimdi soruyorum. Sürekli hastalık sakatlık ve kocama sebebi ile tutuklu bir kişinin cezasını hafifletmek veya kaldırmak yetkisi Cumhurbaşkanı tarafından ters olarak kullanılabilir mi? Cumhurbaşkanı bu cezayı hafifletmemek veya kaldırmamak yetkisine sahip mi? Sen önce ona cevap ver. Birde uslubuna dikkat et ! Her kanun lafz-ı ruhu ile hüküm ifade eder.Bunu unutma. hem böyle bir hak sahibi olacaksınız.Hemde ismine af diyeceksiniz.Bu bir hak ise TCK da Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanması gerekiyor ise onaylanmaması da olabilir demektir. Hak af değildir. Af,bir hak'tan vazgeçilmesi demektir. Tutukluluğunun devamı hakkından devletin vazgeçmesidir.
  10. Gerçekten böyle ise adı niye Cumhurbaşkanı affı oluyor? Af ayrı birşey,hak ayrı birşey. Tabii ki bir talebin olması şart ama Cumhurbaşkanı'nında da onaylaması şart. Reddedilmesi imkansız bir hakkın adı af olmaz. Zaten böyle bir talebin en yakışacağı yer meclistir. Merak ettim acaba Eşber Yağmurdereli iki gözü birden görmeyen bir insan düşünce suçundan yıllarca hapislerde kaldı.Kendisi hukukçu olduğuna göre böyle bir hakkının olduğunu da biliyordu.Neden kullanmadı acaba? Gurur meselesi mi yaptı?
  11. Bence bu tip yazıları buraya taşımak,sürekli gündemde kalarak o kagıtlardan çok daha fazlasını başarıyor kanaatindeyim.Hani kaş yapalım derken göz çıkarmak gibi birşey. Ciddiye alınamaz şeylerin gündemleştirilmesinin etkilerini de düşünmekte fayda var. O kagıtlardan haberim yoktu ama şimdi var. O eylemden haberi olmayan taraftarlarında haberi oldu. Alın size reklamın en dikalası Şimdi nasılda böbürleniyorlardır. Hatta aynı şeyleri kullanarak aynı eylem biçimini hayata geçirmeyeceklerine emin olabilirmisiniz? Belki de yarından itibaren böyle kağıtlar dağıtılacak. Bunun sorumluluğunu kim üstlenecek? Bazı şeylerin üzerine giderken özelliği olan konularda genel kabule dayanmayan münferit eylemleri siyasallaştırdığınız takdirde cevapları bekledikleriniz olmayabilir.
  12. Papa ülkemize gelmiş kopan kıyamete bakın. Katolik dünyanın ruhani lideri belki de ilk defa bu kadar büyük gördü kendisini. Gösterdiği tevaazu ise tipik bir insan psikolojisinin yansıması Nedir bizim gözümüzde bu kadar onu büyüten şey? Ayasofya da dua edemezmiş? Neden?? Kabe'nin hristiyan bir ülkede olduğunu düşünelim. Oradaki iktidar kabe'yi müze haline getirdiğini düşünelim. En büyük islam alimi orayı ziyaret etse idi. Ve kabeyi tavaf etmek istese idi Nasıl bir tepki verilirdi? İslam adına bir gösteri mi olurdu? Asıl düşündüren sorun İslam mı hristiyanlardan korkuyor Hristiyanlar mı islamdan?
  13. Elbette herkes kendinden sorumludur.Hiç itirazım olabilir mi siyahX? Dini inançlar içkiyi yasak etmiş ise o inananların sorunudur.Benim değil Kaldı ki Ömer HAYYAM'ın islam alemindeki yeri tartışılmazdır.Sizi üzen kelimeler benim yazdıklarım mı yoksa rubaiiler mi onu anlayamadım.Mazur görün lütfen.
  14. Ne kadar anti dipnotçu varsa bu yazıya karşı çıkacaklar. Tekniğin gerçekten harika dipnot. Sen gerçekten üreticisin.
  15. Başlık ürkütücü geldi bana. yakında komunist dinciler gibi başlıklara da rastlayacağız galiba Ayyaş olmak. bence şu zamanda yapılacak en dogru hareket Ayık olmak çıldırmak demektir. Yuksek tansiyon, agresif tavır ve şiddet demektir. İnadına içeceğim şimdi Açacağım hayyamın rubaiilerini "Bir elimde kur'an Bir elimde şarab Yarab hangisi hakikat" Yada camiden seccade çalıp saraba yatırdıktan sonraki o meşhur final. "Allah kabul etsin" www.tekturk.org davetlimsin. Seni Ahmet Haşim'in yanında ağırlayacağım. Bu muhterem yandaşınız kızları hiç sevmiyormuş "Şaraba üzüm kızı dediler onu bile içmedim"demiş Size alkolsüz kımız ikrm etmeliyim Sonrada orta asyada at koştururuz.
  16. Çok enteresan bir bakış açısı. Demokrasi mi savunulmalı? Atatürk çizgisinden ödün vermeyen Ordu mu? Nerede durmamız gerekir? Garip bir durum sözkonusu Ben demokrasiyi seçerim.
  17. ŞİRİNCİK

    Bülent Ecevit vefat etmiş

    Onu politikaya hiç yakıştıramamıştım. PÜLÜMÜRÜN YAŞSIZ KADINI Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu yaşını sordum bir giz gibi güldü kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz yüzüne baktım bir giz gibi güldü bir asa vardı elinde bir solmuş kırallığın kadifeden harmanisi üzerinde bir hititliydi o bir selçukluydu bir ermeniydi bir kürttü bir türk yaşını sordum bir giz gibi güldü koluma girdi bir soylu kadınca tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini beni tek gözlü sarayına götürdü köy yapısı kulübesinin zamanı onda yitirdim ben yitik zamanlara onda eriştim en soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim Bu şiiri yazan bir kişiyi hiçbir zaman kurtlar sofrasında bir oyuncu olarak göremem. Son yolculuğunda ona rahmet diliyorum.
  18. ŞİRİNCİK

    özeleştiri

    Bir başından bir sonundan alıntı yaparak içindekileri hiç sayamazsınız.Kim Atatürk'ü red ediyor ki?Olağanüstü zekanın taşınmasıdır.Eylem pratiğindeki zarif kıvrımlara sahip olduğunun belirtisidir. Sanırım detaylara bakmıyorsunuz. Belkide içinden çıkılamayan kısım da buradadır. Saltanatın kaldırılması tarihi olan 1922 den itibaren arkasındaki çoşkulu halk desteğini görünce büyük bir ihtimal ile Cumhuriyet'in kurulma fikrini düşünmeye başlamıştır.Onun kişiliğindeki devrimci ruhun bir ürünüdür.Hiçbir şekilde inkar etmiyorum.Din konusundaki cesur araştırıları ve mükemmel hareketleri Buyrun kronolojiye devam edelim. 8 nisan 1924 şeriye mahkemelerinin kaldırılması 20 nisan 1924 laiklik konusunu içeren hükümlerle 1924 anayasası 17 şubat 1925 Aşar'ın kaldırılması 25 kasım 1925 Şapka kanunu 30 kasım 1925 Tekke ve Zaviyelerin kapatılması 26 aralık 1925 milletlerarası takvim ve saatin kabulu 4 ekim 1926 Medeni kanunun kabulu Takdir edersiniz ki 1925 yılı tam bir devrim yılı niteliğindedir. Bu değişimin tek adresi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'tür. Bu kanunların tek başına mimarıdır. Ulus fikrini ön plana taşımıştır. Motor gücünü Türk ulusuna yüklemiştir. Benim alıntılar yaparak anlatmaya çalıştığım tek şey,bu kadar uzak görüşlü bir liderin,tek başına bunları başarabilmesi imkansızdır.Ama o başarmıştır. Türk halkı Alfabeye onunla başlamış,şapkayı onunla giymiştir.Yıllarca biriktirdikleri alışkanlıklarını ona olan sevgi ve güvenlerinden dolayı terketmiştir. Fikirlerindeki o ince zekayı anlatmaya çalışmıştım. Beş vakit namaz kılıp hacca gidip,sakal bırakıp,dini lider resimlerini imzalara koyup ATATÜRK'çü olunmuyor . O bunların hepsine karşıydı. Onun için Türk milleti vardı.Gözlerine ışığı veren ulusuna olan güveniydi. Strateji ve taktik dehalığının nasıl olduğunu zaten alıntılar açıklıyor.
  19. ŞİRİNCİK

    özeleştiri

    Tarihleri içiçe geçirip birşeyler yazıyorsunuz. Size hiç inanmıyorum.Herşey yalan bir siz mi doğrusunuz? 1922 de hilafet kaldırıldı. Yazdıklarımı yeniden gözden geçirince tarihle asıl siz oynuyorsunuz syn Cayrano 15 mayıs 1919 Atatürk Vahdettin ile sarayda buluşuyor(hediye bir saat) 19 mayıs 1919 Samsun'a çıkılıyor 23 nisan 1920 İlk Ankara meclisi 1 kasım 1922 saltanatın kaldırılması 17 kasım 1922 Vahdettin malaya gemisi ile malta'ya gidiyor 29 ekim 1923 CUMHURİYETİN İLANI 3-mart 1924 halifeliğin kaldırılması Aradan geçen 5 yıl Bu tarihleri de inkar edemezsiniz herhalde 23-nisan-1920 tarihinde meclisin ilk toplantısında saltanat ve hilafetin kaldırılması neden yoktur? Saltanatın kaldırılması için neden 3 yıl beklenmiştir? Atatürk harika bir mantığa sahiptir.Tedrici bir geçiş yaratmıştır.Düşüncelerini uygulayabilmek için uygun zamanı beklemiştir. Hilafeti ve saltanatı kaldıracağız cumhuriyeti kuracağız fikirleri ile devrim yapılmış ise bu fikirlerin 19 mayıs 1919 dan önce beyan edildiğine ilişkin belge sunmalısınız. Eger sunabilirseniz size kesinlikle inananacağım.
  20. ŞİRİNCİK

    özeleştiri

    Hiç öyle düşünmemiştim.Uyarılarınız için teşekkür ederim.M.K.ATATÜRK kendi içinde bir devrimci.Hiç şüphem yok. Fakat o dönemin koşullarında bu eylem, Saray'ı,hilafeti hedeflemiş olsaydı,Anadolu insanı bu devrim'i desteklermiydi? Hiç sanmıyorum.Osmanlı tebaası yüzlerce yıl Saray'ın aldığı tüm kararlara uymuş ve bir imparatorluk böyle kurulmuştu.Entrikalar saray içinde dönmüş ve bunun halka akisleri çok yavaş olmuştur.Münferit hadiseler elbette olacaktır.Ama geneli değiştirmede kifayetsizdir. Mondros mütearekesi ile Osmanlı ablukaya alınmış,Paylaşım fiilen başlamıştır.Bu durumda bir padişahın (Osmanlı imparatorluğunun bir varisi)konuya gayri ciddi baktığına hiç inanmıyorum. M.K.ATATÜRK'e karşı olanların yazdığına ise hiç inanmıyorum. Hiç kimse sizi suçlamıyor.Böyle bir kanıya nasıl vardınız hayret ettim. Gerçek bir belge sunabilirseniz Vahdettin hakkında size gerçekten teşekkür edeceğim. Yazılmış tarihi lütfen açıklayınız ki bizlerde yanlış öğrendiklerimizi çöpe atalım. Buyrun bir tane daha iliştireyim.Araştırırken buldum.Bilemiyorum ne ölçüde doğrudur.O dönemde yaşamadım. Bu yazının Mareşal Fevzi ÇAKMAK kaynaklı olduğunu belirtmeliyim.Zira öyle yazıyordu
  21. ŞİRİNCİK

    özeleştiri

    Siz kendi düşüncelerinize bir tarih üretiyorsunuz. Tarih'te bunlar yazıyor. Belki yalandır kimbilir? Siz dogrusunu getirin.
  22. ŞİRİNCİK

    özeleştiri

    Şöyle diyebilir miyiz? Mustafa Kemal ATATÜRK bir devrimcidi. lakin Yapılan bir devrim değildi.Bir kurtuluş savaşıydı.Ülkeyi Yabancı işgalinden kurtarma hareketiydi.Bunun için osmanlı halkı bu mücadeleyi sarayın yaptığını zannederek destek çıktı.Hareketin halk tarafından benimsenmesi ve desteklenmesi ile Bagımsız Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.Saray dışlandı.Kişisel yorumumdur.yanlış anlaşılmasın lütfen
  23. ŞİRİNCİK

    özeleştiri

    Nazanozkan'ın halk'a ragmen kelimesi çok dikkate deger görünüyor.31 ekim1918 tarihindeki mondros mütearekesi ile paylaşım başladı.Cemal paşa,talat ve Enver paşa ülkeyi terk ettiler.Birçok cephede savaşan osmanlı kaybetmişti. 19 mayıs 1919 Samsun'dan başlayan bir kurtuluş mücadelesi Bu kadar kısa bir zamanda Osmanlıya kulluk eden milyonları böyle bir ulusal kurtuluş savaşı üzerine yogunlaştırırken Osmanlı'nın bunu bir ihanet addedip addetmeyeceğine nasıl bir teminat verilmişti? Sanırım burada insanların üzerinde kesin etkileri olan şahıslara büyük iş düşüyordu. Onun için mi acaba halk'tan kopuk gibi görülüyor? Olabilir mi?
  24. ORMAN KEBABI'nı hiç sevmem.Ormanın kebabı mı olurmuş derdim.Büyüyünce orman kebabını televizyonlardan seyrettim. Bu kebaba başka bir isim bulun canımmm
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.