Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kim, kimden kopya çekmiş ?


katakuta

Önerilen İletiler

Şuara 49 Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

 

 

Taha 71 (Firavun) Şöyle dedi : Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.

 

Bu ayetlerde görüldüğü gibi firavun, iktidarını tanımayanlara insanlık dışı bir idam cezası ile tehdit ediyor.

 

Maide 33 Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

 

Sürgün,ü hariç bırakırsak bu ayetteki ceza aynı.Şimdi soru şu.Eğer bu ayet Allahın sözü ise,Allah bu idam cezasını firavundan kopya çekmiş olabilir mi ?

 

Yoksa, firavun bu cezayı herhangi bir kutsal kitaptanmı öğrendi ?

 

Yada Muhammed bu bilgiyi nerden aldığı malum değil,Allahın sözü diye kurana mı soktu ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şuara 49 Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

Taha 71 (Firavun) Şöyle dedi : Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.

 

Bu ayetlerde görüldüğü gibi firavun, iktidarını tanımayanlara insanlık dışı bir idam cezası ile tehdit ediyor.

 

Maide 33 Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

 

Sürgün,ü hariç bırakırsak bu ayetteki ceza aynı.Şimdi soru şu.Eğer bu ayet Allahın sözü ise,Allah bu idam cezasını firavundan kopya çekmiş olabilir mi ?

 

Yoksa, firavun bu cezayı herhangi bir kutsal kitaptanmı öğrendi ?

 

Yada Muhammed bu bilgiyi nerden aldığı malum değil,Allahın sözü diye kurana mı soktu ?

Yada Muhammed bu bilgiyi nerden aldığı malum değil,Allahın sözü diye kurana mı soktu ?

Bu soruyu bende sormak zorundayım...

Çünkü sevgili katakuta tarafından birşey öğrendim ve bunun cevabını gerçekten merak ediyorum...

Teşekküler sevgili katakuta...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Maide 33 ü bazı tatlısu müslümanara gösterdiğimde,efendim , Allah ve resulüne karşı gelenlerin başına böyle bir olay gelebilir,yoksa burda idam cezaından basetmiyor diye tevil edildi ve ırakın işgalini örnek gösterdiler.

 

Ancak bir sonraki ayet hiçte öyle olmadığı, bunun bal gibi bir idam yöntemi olduğunu gösteriyor.

 

34- Ancak kendilerini yakalamanızdan önce tevbe edenler başka. Bilin ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir

 

 

33- Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.

 

Müslüman bir idareci, müslüman olmayanların islamı eleştirmelerini bal gibi fesat çıkarmak olarak değerlendirebilir ve bu idam cezasını uygulayabilir.Nitekim zaman zaman bu tür olaylara şahit olduk.Şeytan ayetleri adlı eserin sahibi salman rüştü hakkında ''katli vaciptir'' şeklinde bazı islam ülkelerinde idam fermanları çıktı.

 

Hotelde diri diri yakılanlar ve turan dursun gibi katledilenler ve daha niceleri., herhalde bu ayete dayanmışlardır.

 

Özellikle inanmayanlara tokat bile atamazsın diyen Emre1974 e soruyorum.Bu ayetler hakkında ne düşünüyor.Acaba nasıl bir tevil kullanacak çok merak ediyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

firavun toplumunda da eski şeriatin izlerinin olması ve kuranda da bu uygulamanın devam ettirilmesi

mantıksız gelmemeli

 

maide 33 e gelince öncelikle yeryüzünde bozgunculuk şuçuna karşı öldürülme, el kesme ve sürgün olarak üç ayrı cezanın olduğuna dikkat çekmek istiyorum. çünkü yeryüzünde bozgunculuk genel bir tanım olması yanında çeşitleri vardır. bu çeşitli bozgunculuk suçlarına göre bir ceza sekli seçilmesi gerekir. burada ölçü ise diğer kuran ayetleri mesela kısas hükmü ışında alınır. yani öldürme seklinde uygulanan bozgunculuk şuçuna öldürme cezası , müslümanlarla savaşmayıp savaşa tarafa logistic destek olana sürgün cezası gibi.

hukuk sisteminiz eğer provaganda yı suç olarak tanımlıyorsa fikir bazında gerçekleşen bu şuça ölüm cezası veremezsiniz.

 

syg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

firavun toplumunda da eski şeriatin izlerinin olması ve kuranda da bu uygulamanın devam ettirilmesi

mantıksız gelmemeli

 

maide 33 e gelince öncelikle yeryüzünde bozgunculuk şuçuna karşı öldürülme, el kesme ve sürgün olarak üç ayrı cezanın olduğuna dikkat çekmek istiyorum. çünkü yeryüzünde bozgunculuk genel bir tanım olması yanında çeşitleri vardır. bu çeşitli bozgunculuk suçlarına göre bir ceza sekli seçilmesi gerekir. burada ölçü ise diğer kuran ayetleri mesela kısas hükmü ışında alınır. yani öldürme seklinde uygulanan bozgunculuk şuçuna öldürme cezası , müslümanlarla savaşmayıp savaşa tarafa logistic destek olana sürgün cezası gibi.

hukuk sisteminiz eğer provaganda yı suç olarak tanımlıyorsa fikir bazında gerçekleşen bu şuça ölüm cezası veremezsiniz.

 

syg

 

Firavunmu eski şeriata uymuş ?

 

Naziat

21- Fakat Firavun yalanladı, karşı geldi.

 

22- Sonra koşarak dönüp gitti.

 

23- Derken adamlarını topladı da bağırdı:

 

24- "Ben sizin en yüce Rabbinizim" dedi.

 

Kasas 38 Firavun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum. Ey Haman! Haydi benim için çamur üzerine ateş yak (ve tuğla imal et), bana bir kule yap ki Musa'nın tanrısına çıkayım; ama sanıyorum, o mutlaka yalan söyleyenlerdendir, dedi.

 

Kendinden başka ilah tanımayan firavun bile şeriata uyan biri oldu yaa helal olsun.

 

Hangi hukuk sisteminden bahsediyorsun kardeşim. İslam hukuk sistemi fikir suçlarınada ölüm cezası öngörüyor

 

Tevbe 11. Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

 

Tevbe 12. Eğer verdikleri sözden sonra yeminlerini bozar ve dininize dil uzatırlarsa, o küfür öncülerini hemen öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Ola ki, vazgeçerler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Firavunmu eski şeriata uymuş ?

 

anlatamadım. tam öyle değil.

diyelimki firavundan öncede böyle bir uygulama tevrat ile Allah tarafından söylenmiş

zamanla toplumlar birbirlerinden etkileştiği için bu uygulamada Allah sözü olarak değilde bir kültür etkisi olarak mısır medeniyeti tarafından benimsenmiş.

 

veya kuranda da belirtildiği gibi, bir medeniyette içinde yer alan halkların federatif olarak kendi hukukları işletilebilir. yani firavun bu cezayı israiloğulları şeriatine göre uygulamış olabilir daha şiddetli bir ceza olduğu için

 

diğer olasılık içise dinin gelişimine değinmek gerekir ki bu biraz ayrıntılı konu.

 

 

Hangi hukuk sisteminden bahsediyorsun kardeşim. İslam hukuk sistemi fikir suçlarınada ölüm cezası öngörüyor

 

Tevbe 11. Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

 

Tevbe 12. Eğer verdikleri sözden sonra yeminlerini bozar ve dininize dil uzatırlarsa, o küfür öncülerini hemen öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Ola ki, vazgeçerler.

 

sinirlendin gibi geliyor. tevbe 12 de "dininize dil uzatırlarsa" cümlesi yanlış bir meal herhalde. nerden okuyorsun bilmiyorum ama " dininize saldırırlarsa " diyor. önceki ve sonraki ayetleride bağlamında okursan dine saldırmak ateşkesi bozmak / anlaşmalara sadık kalmamak ile ilğili bir konudur. kuranda savunma amaçlı savaş ve öldürme vardır. bu konuyu sanırım bu forumda emre1974 güzelce işlemişti.

tevbe 13 ü de okumanı rica ederim.

 

syg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

(Hoara) anlatamadım. tam öyle değil.

diyelimki firavundan öncede böyle bir uygulama tevrat ile Allah tarafından söylenmiş

zamanla toplumlar birbirlerinden etkileştiği için bu uygulamada Allah sözü olarak değilde bir kültür etkisi olarak mısır medeniyeti tarafından benimsenmiş.

 

veya kuranda da belirtildiği gibi, bir medeniyette içinde yer alan halkların federatif olarak kendi hukukları işletilebilir. yani firavun bu cezayı israiloğulları şeriatine göre uygulamış olabilir daha şiddetli bir ceza olduğu için

 

diğer olasılık içise dinin gelişimine değinmek gerekir ki bu biraz ayrıntılı konu.

 

Arkadaş, bu işler, diyelimki, düşünelimki, varsayalımki,lerle olmaz.Böyle hiç bir yere varamayız.Varsa tevratta böyle bir bilgi kanıtınızı getirin lütfen.

 

(hoara) sinirlendin gibi geliyor. tevbe 12 de "dininize dil uzatırlarsa" cümlesi yanlış bir meal herhalde. nerden okuyorsun bilmiyorum ama " dininize saldırırlarsa " diyor. önceki ve sonraki ayetleride bağlamında okursan dine saldırmak ateşkesi bozmak / anlaşmalara sadık kalmamak ile ilğili bir konudur. kuranda savunma amaçlı savaş ve öldürme vardır.

 

Hayır kardeşim niye sinirleneyim ki. "dininize dil uzatırlarsa" cümlesi yanlış filan değil.

 

Ve taanu dinekum; taan dil uzatmadır, saldırı fian değil. Hadi sizin dediğiniz manada alalım,din somut bir şeymi dine saldırılsın.Bizim burda yaptığımız eleştirilere müslüman arkadaşlar da saldırı diyor zaten. Eeee ne değişti? hiç bir şey.

 

(hoara )önceki ve sonraki ayetleride bağlamında okursan dine saldırmak ateşkesi bozmak / anlaşmalara sadık kalmamak ile ilğili bir konudur. kuranda savunma amaçlı savaş ve öldürme vardır.

 

Hayır efendim. Temcid plavı gibi ısıtıp ısıtıp her ayeti savunma diye yutturamazsınız. Emrenin ne dediği de beni ilgilendirmiyor.O kendi vicdanından uydurduğu bir dini kurana yamammaya çalışıyor.

 

Konuyu dallandırıp budaklandırıp başka taraflara çekmeye gerek yok.

 

 

Şuara 49 Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

 

Taha 71 (Firavun) Şöyle dedi : Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.

 

Bu ayetlerde görüldüğü gibi firavun, iktidarını tanımayanlara insanlık dışı bir idam cezası ile tehdit ediyor.

 

Maide 33 Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

 

Sürgün,ü hariç bırakırsak bu ayetteki ceza aynı.Şimdi soru şu.Eğer bu ayet Allahın sözü ise,Allah bu idam cezasını firavundan kopya çekmiş olabilir mi ?

 

Yoksa, firavun bu cezayı herhangi bir kutsal kitaptanmı öğrendi ?

 

Yada Muhammed bu bilgiyi nerden aldığı malum değil,Allahın sözü diye kurana mı soktu ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaş, bu işler, diyelimki, düşünelimki, varsayalımki,lerle olmaz.Böyle hiç bir yere varamayız.Varsa tevratta böyle bir bilgi kanıtınızı getirin lütfen.

 

bakınız sayın arkadaşım. baştan zaten spekülatif bir konu açıyorsun. bu sorunun kesin cevabı( bak dikkat et kesin cevabı ) bilinemez. o hüküm o zamanki mısır kültürüne nerden geçmiş ne bileyim ben.

ancak olasılıklardan bahsedilebilir.

bende bazı olasılıkları dile getirdim.

ki sende kuran kopya mı çekmiştir derken bir başka olasılıktan bahsediyorsun. evet kopya çekmiştir desem ne olacak. bunu Allah'a zafiyet olarak mı kullanacaksın. hayır yine Allah karşı kullanamazsın. çünkü Allah hüküm koyarken bazen yerleşik kuralı devam ettirir, bazen değiştirir.

mesela tevratta Allah böyle bir hüküm koymamışken yakup minnettarlığını göstermek için " kazancımın 1/10 nu Allah'a vereceğim " diyerek kendini bir sözle bağlıyor. ve Allah ta bundan razı oluyor ve kabul ediyor. sonra bu ondalık musa şeriatinde ve incilde de devam ettirilmesi isteniyor.

 

 

Hayır kardeşim niye sinirleneyim ki. "dininize dil uzatırlarsa" cümlesi yanlış filan değil.

 

Ve taanu dinekum; taan dil uzatmadır, saldırı fian değil. Hadi sizin dediğiniz manada alalım,din somut bir şeymi dine saldırılsın.Bizim burda yaptığımız eleştirilere müslüman arkadaşlar da saldırı diyor zaten.

 

tekrar bakınız sayın arkadaşım

dininize dil uzatmak kelimesini sizin anladığınız anlamda ele alsak bile , konuyu bağlamından koparmadan tevbe suresindeki önce ve sonraki ayetlerle birlikte okursan zaten bir savaş durumundan, anlaşma yapılan bir ateşkesten, bu anlaşmanın bozulmasından ve bu anlaşmayı bozan ve dininize saldıranlarla mücadeleden bahsettiği görülebilir. ama siz o kadar şartlanmışsınız ki islama düşmanlığa çok açık olan bir konuyu bile ezberinziden tekrar ediyor, inkar için inat ediyorsunuz. tevbe suresinde 13.ayette " önce sizinle savaşan bir topluluğa " der. bakın kalın yazayım belki görürsünüz. " önce sizinle savaşan bir toluluğa.."

r

 

Eeee ne değişti? hiç bir şey.

Hayır efendim. Temcid plavı gibi ısıtıp ısıtıp her ayeti savunma diye yutturamazsınız. Emrenin ne dediği de beni ilgilendirmiyor.O kendi vicdanından uydurduğu bir dini kurana yamammaya çalışıyor.

 

inkara şartlanmışlığını kendin belirtiyorsun

 

Sürgün,ü hariç bırakırsak bu ayetteki ceza aynı.Şimdi soru şu.Eğer bu ayet Allahın sözü ise,Allah bu idam cezasını firavundan kopya çekmiş olabilir mi ?

 

peki seni mi kıracağım. o zaman kopya demiyelim de , mısır kültüründen , arap kültürüne geçen yerleşik bir kuralı devam ettirmiş diyelim ( hoş hangi kültür hangi kültür den etkilenmiş spekilasyondur ama sen diretirsin şimdi )

 

Yoksa, firavun bu cezayı herhangi bir kutsal kitaptanmı öğrendi ?

 

yukarıda açıklamaya çalıştım

 

syg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tekrar bakınız sayın arkadaşım

dininize dil uzatmak kelimesini sizin anladığınız anlamda ele alsak bile , konuyu bağlamından koparmadan tevbe suresindeki önce ve sonraki ayetlerle birlikte okursan zaten bir savaş durumundan, anlaşma yapılan bir ateşkesten, bu anlaşmanın bozulmasından ve bu anlaşmayı bozan ve dininize saldıranlarla mücadeleden bahsettiği görülebilir. ama siz o kadar şartlanmışsınız ki islama düşmanlığa çok açık olan bir konuyu bile ezberinziden tekrar ediyor, inkar için inat ediyorsunuz. tevbe suresinde 13.ayette " önce sizinle savaşan bir topluluğa " der. bakın kalın yazayım belki görürsünüz. " önce sizinle savaşan bir topluluğa.."

r

 

Takıldınız kaldınız 13 üncü ayete. 11 inci üncü ayete de bakalım o zaman bağlam kopmasın.

 

11. Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

 

Evet ne muhteşem anlaşma değilmi ? Demek ki kafirler,namaz kılacaklarına zekat vereceklerine ve dinde kardeş olacaklarına dair muhammed ile anlaşma yapmışlar ama ne hikmettir bilinmez keratalar bu anlaşmalarını bozmuş.Birde üstelik muhammede saldırmışlar vicdansızlar.

 

Şimdie 14 e bakalım bağlam kopmasın

 

14- Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve ...onları rezil ve rüsvay etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın. Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın.

 

Herşeye gücü yeten ,önceki kavimleri, nuh tufanı ile ,kasırgalar ile helak eden allah, acaba muhammede niye bu kıyağını esirgemiş.Neden insanların ellerine ihtiyaç duyarki?

 

- Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yaptı?

 

2- Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?

 

3- Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.

 

4- Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı.

 

5-Ve onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı

 

Taş yığını kabeyi korumak için ebebil kuşları gönderip saldıranları imha eden allah, acaba neden inananları korumamış. Taş kadar değeri yokmu insanların?

 

Durun, 26 ıncı ayete de bakalım ki bağlam kopmasın.

 

26- Sonra Allah, Resulünün üzerine ve müminlerin üzerine sekinetini (kalplere huzur veren rahmetini) indirdi ve gözle görmediğiniz ordular indirdi de kendisini tanımayan kâfirleri azaba uğrattı. Ve o kâfirlerin cezası işte budur.

 

Görünmeyen ordular vay canına beee. Gaz vermesi kolay.Mademki allah görünmeyen ordularla kafirleri helak edecektide, savaş olmadan önce niye akıl edememiş acaba? Mutlaka savaş olmasını gerekiyor ?

 

Türk filimlerinde ki her şey olup bittikten sonra gelen polisler gibi, insanlar birbirlerini kırdıktan, kan aktıktan sonramı gelir bu görünmeyen ordular ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şuara 49 Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

Taha 71 (Firavun) Şöyle dedi : Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.

 

Bu ayetlerde görüldüğü gibi firavun, iktidarını tanımayanlara insanlık dışı bir idam cezası ile tehdit ediyor.

 

Maide 33 Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

 

Sürgün,ü hariç bırakırsak bu ayetteki ceza aynı.Şimdi soru şu.Eğer bu ayet Allahın sözü ise,Allah bu idam cezasını firavundan kopya çekmiş olabilir mi ?

 

Yoksa, firavun bu cezayı herhangi bir kutsal kitaptanmı öğrendi ?

 

Yada Muhammed bu bilgiyi nerden aldığı malum değil,Allahın sözü diye kurana mı soktu ?

 

Gene yanıldın bakın daha önceki bir iletimde ne demiştim anlamak için okumak yetmez okuduğunu algılayıp mantık çerçevesinde yorumlayabilmeli insan aksi takdirde yukarda ki gibi boşluğa düşüverirsiniz.

Zamanın en ağır ölüm cezasıydı yukardaki söylenenler bir topluluğa mesaj veriyorsanız onların anlayacağı dilden olucak mesajınız yoksa söylediğinizin bir anlamı olmaz şimdi ayette Allah'insanlara"sizi elektirkli sandalyeye bağlıycağımmı"demeliydi.

İstersen birde ayetin iniş nedenine bakalım.

 

Maide 33 iniş sebebi

1- Kitap ehlinden bir kavim hakkında inmiştir ki, Hz. Peygamber ile aralarında sözleşme yapmışlardı, sözleşmelerini bozdular ve yol kesip yeryüzünde bozgunculuk yapmaya kalkıştılar. (İbnü Abbas'dan bir rivayet).

 

2- Müşrikler hakkında inmiştir. (İkrime'den, Hasenü'l-Basri'den ve Alâ'dan rivayet)

 

3- Olayları meşhur olan Ureyneliler hakkında inmiştir ki, Ukûl, Ureyne ve Beciyle'den bir kısım halk yoksulluk ve hastalık içinde oldukları halde Medine'ye gelmişler, müslüman olduklarını açıklamışlar, Resulullah kendilerini zekattan toplanan beytü'l-mâl develerinin otladıkları yere göndererek bunların sütlerinden içip geçinmelerini ve hastalıklarını da bu develerin sidikleriyle tedavi etmelerini emretmiş, varmışlar. Bir müddet sonra tamamen sıhhatlerini kazanıp iyileştikten sonra dinden dönmüşler, çobanları öldürüp develeri sürmüşler ve yolları kesip ırza da tecavüz ederek kaçmışlar, fakat takip edilerek yakalanmışlardı. (Enes b. Mâlik, Urve b. Zübeyr ve daha bazı zevattan rivayet)

4- Ebu Bürde de denilen Hilâl b. Uveymirî Eslemî'nin kavmi hakkında inmiştir ki, Peygamberimiz bu Hilâl ile "ne iyiliğine, ne kötülüğüne yardım etmemek; ona gelen müslümanlar emanlı olup heyecana düşürülmemek ve aynı şekilde her kim Resûlullah'a gitmek üzere Hilâl'e uğrarsa emanlı olup heyecana düşürülmemek" üzere "barış anlaşması" (akd-i muvâdea) yapmıştı. Bir gün Kinâne oğullarından bir kısım halk müslüman olmak maksadıyla gelirken Hilâl'in kavmine uğramış, o gün de Hilâl orada yokmuş, kavmi tutmuşlar bunların yollarını kesmişler ve kendilerini öldürüp mallarını almışlardı.

 

Bu rivayetlerin toplamından anlaşıldığı üzere âyetin inişi, her halde yol kesme haydutluğu ile ilgilidir. Fakat bazıları bu hükmün kâfirlere mahsus olduğuna, bazıları da fâsık müslümanları da içine aldığına kâni olmuşlardır ki, fakihlerin çoğunun görüşü budur.

Allah ve Resulüne savaş açan, yani Allah'ın ve Resulünün emirlerine ve hükümlerine fiilen karşı çıkmakla Allah'a ve Resulullah'a harp vaziyeti alan ve yeryüzünde bozgunculuk için koşan, cana veya mala veya ırza saldırmaya veya tarla ve nesli yok etmeye girişmek ve ihmalcilik ile hak (doğru) nizamı ve halkın asayişini bozmak ve ifsat etmek için çalışan kimselerin suçlarının derecelerine göre cezaları şundan ibarettir:

 

Öldürülmeleri, yani adam öldürmüşler ise kısas yoluyla değil, affı caiz olmamak üzere cezayı tatbik ederek öldürülmeleri veya asılmaları, yani hem adam öldürmüşler, hem de mal almış veya ırza tecavüz etmişlerse diri olarak asılıp, süngü ile öldürülecek, yahut öldürüldükten sonra ölü olarak asılarak halka gösterilmeleri, veya ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi, yani adam öldürmemişler de yalnız mal almışlar ise, biri sağdan, biri soldan olmak üzere birer elleriyle birer ayaklarının kesilmesi, veya bulundukları yerden sürülmeleri, (yani bunların hiçbirisini yapmış olmayıp yalnız yolda tehdit etmişler ise bulundukları yerden sürülmeleri, hapsedilmeleri veya bulundukları yerden diğer bir yere sürülmeleri.

 

Aslında çok uzunda sıkmak istemem sizi gördüğünüz gibi herşeyin bir yanıtı mutlaka var sadece biraz zahmet buyurup araştırın kulaktan dolma yarımyamalak bilgilerle birşeyler iddaa etmeyin.

 

 

Hemen arkasında ki ayette şu şekildedir.

Maide 34 Ancak, sizin onlara güç yetirmenizden önce tevbe edenler başka. Bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaş, ben ayetlerin iniş sebebini sormadım ki.Ne alaksı var benim sorularımla. Ayrıca bir takım riveyetler vermişsiniz ama kaynağı yok.Diğer bir husus ise rivayetlere ekleme yapmışsınız.

 

Olayları meşhur olan Ureyneliler hakkında inmiştir ki, Ukûl, Ureyne ve Beciyle'den bir kısım halk yoksulluk ve hastalık içinde oldukları halde Medine'ye gelmişler, müslüman olduklarını açıklamışlar, Resulullah kendilerini zekattan toplanan beytü'l-mâl develerinin otladıkları yere göndererek bunların sütlerinden içip geçinmelerini ve hastalıklarını da bu develerin sidikleriyle tedavi etmelerini emretmiş, varmışlar. Bir müddet sonra tamamen sıhhatlerini kazanıp iyileştikten sonra dinden dönmüşler, çobanları öldürüp develeri sürmüşler ve yolları kesip ırza da tecavüz ederek kaçmışlar, fakat takip edilerek yakalanmışlardı. (Enes b. Mâlik, Urve b. Zübeyr ve daha bazı zevattan rivayet)

 

Kendi yorumunuzu rivayet formatında vermek yeni mi moda oldu? Üstelik birde metinde olmayan ilaveler koyarak,yapmadıdkları şeylerle itham etmek suretiyle,insanlık dışı işkenceleri haklı göstermeye çalışıyorsunuz.

 

 

... Enes b. Malik (r.a) den rivayet edildi ki; Ukl veya Urayne'den bir grup Rasûlullah (s.a)'a geldi. Ama Medine'nin havasına uyum sağla­yamadılar. Rasûlullah (s.a) onlara sağmal develeri tavsiye edip idrarların­dan ve sütlerinden içmelerini emretti. Onlar da gittiler ve iyileşince Rasûlullah'ın çobanını öldürdüler, develeri de sürüp götürdüler. Onların bu yaptıklarının haberi daha günün başında Rasûlullah'a ulaştı. Efendimiz de peşlerinden (adam) gönderdi. Günün ilerlemiş bir vaktinde (yakalanarak) Rasûlullah'a getirildiler. Rasûlullah emretti ve adamların elleri ayaklan kesildi, gözlerine mil çekildi ve Harra'ya atıldılar. Su istiyorlar fakat ken­dilerine su verilmiyordu.

 

Ebu Kılâbe der ki:

 

"Bunlar, çalan, öldüren, imandan sonra kafir olan, Allah ve Rasûlüne karşı muharebe eden bir kavimdir

 

Buharı, zekat 68; cihad 152; tıp 6; hudud 17; Müslim, kasâme, 9,10,11; İman 184; Tirmizi vudû' 55; et'ime 38; tıb 6; İbn Mace, hudûd 20.

 

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/32-33.

 

========================================================

 

 

Vüheyb, Eyyûb'dan bu (önceki) hadisi, aynı isnadla rivayet edip şöyle dedi:

 

Rasûlullah (s.a) çiviler istedi, onlar kızartıldı ve gözlerine çekti, elleri­ni ve ayaklarını kestirdi ve onları (kanlarının kesilmesi için damarlarını ateşle) dağlamadı."

 

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/33.

 

 

==========================================================

 

Velid bize Evzai'den, Evzai Yahya-yani İbn Ebi Kesir-den o da Ebu Kılabe vasıtasıyla Enes b. Malik'den bu (önceki) hadisi rivayet etti; ravi (bu rivayette şöyle) dedi:

 

"Rasûlullah (s.a) onları bulmak için iz sürücüler (arayıcılar) gönderdi. Onlar yakalanıp getirildiler. Bunun üzerine Allah tebareke ve tealâ: "Şüphesiz Allah ve Rasûlü ile savaşanların ve yeryüzünde fesad çıka­ranların cezası... (Öldürülmeleri veya asılmaları ya da ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya yerlerinden sürülmeleridir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara âhirette de büyük azap var­dır.)[36] âyetini indirdi.[37]

 

 

[37] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/33.

 

=================================================================

 

 

... Sabit, Katade ve Humeyd, Enes b. Malik'den bu hadisi rivayet ettiler. Bu rivayette Enes (r.a) şöyle dedi:

 

"Onlardan birisini, susuzluktan, ağzıyla toprağı ısırırken gördüm. İşte böylece Ölüp gittiler."

Buhari, tıp 5; Tirmizi, taharet 55; Nesâî, tahrim 8.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/34.

 

 

Evet arkadaş.Ordan burdan derlediğiniz, kaynaksız, birde kendi ilavelerinizle neyi kurtarmaya çalıştınız ?Sizlerden başka kimsede islami kaynakların olmadığınımı sanıyorsnuz ?

 

Rivayetlerde görüldüğü gibi,deve çobanını öldürüp kaçan insanları, islam peygamberi insanlık dışı işkencelerle öldürüyor.Dolayısıyla yaptıklarına kılıf bulabilmek için de Maide 33 kurgulayıp allahın emri diye kurana sokuyor

 

İşte ahlak timsali peygamber

 

Aslında çok uzunda sıkmak istemem sizi gördüğünüz gibi herşeyin bir yanıtı mutlaka var sadece biraz zahmet buyurup araştırın kulaktan dolma yarımyamalak bilgilerle birşeyler iddaa etmeyin
.

 

Asıl sizin bunu yaptığnızı kanıtladım.kendi yaptığınızı bana mı mal ediyorsnuz ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaş, ben ayetlerin iniş sebebini sormadım ki.Ne alaksı var benim sorularımla. Ayrıca bir takım riveyetler vermişsiniz ama kaynağı yok.Diğer bir husus ise rivayetlere ekleme yapmışsınız.

 

 

 

Kendi yorumunuzu rivayet formatında vermek yeni mi moda oldu? Üstelik birde metinde olmayan ilaveler koyarak,yapmadıdkları şeylerle itham etmek suretiyle,insanlık dışı işkenceleri haklı göstermeye çalışıyorsunuz.

 

Gene yanıldın :D Bir kere şunu sakın unutma ayet ve hadisler üzerinde oymak bizim haddimize değildir bundan kesinlikle sakınırız o sizin özelliğiniz kaynakmı istiyorsun Elmalılı Hamdi Yazır kuranı kerim meali ve tefsiri benim sana verdiğim ayetin tefsiri anlayasın diye ama siz tefsirin ne olduğunu bile bilmediğiniz için böyle yanılgılara düşüp durursunuz sen gitte önce kırk fırın bir ekmek ye öyle gel bende birşey biliyorsun sanıp sana cevap yazıyorum boşa vakit.

Ha bu arada o insanların yapmadıkları şeylerle insanlık dışı işkenceler mağdur kaldığını söylemişsin ölücem gülmekten yahu sende ordamıydın :D

Öğrenmen için yazıyorum az öncede bir arkadaşa yazdım Kuranı kerimi sadece mealden okuyup yorumlamaya kalkarsan hep böyle boşluğa yuvarlanıp durursun çünkü ayet yorumlamak uzman işidir bilmiyorsan hatırlatayım bunun üniversitelerde fakülteleri bile var hatta kendi içerisinde sayısız bölümleri bile var tefsirden yararlanmazsan neyin ne olduğunu anlamazsın anlamayıncada idrak etmen zorlaşır idrak edemeyincede bu yukardaki durum oluşurrrrr...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bu din denen olgu mu desem dayatma mı desem gün geçtikçe çatırtılar çıkarmaya başladı hadi bakalım hayırlısı..

 

Sevgili LUCAS, haklısın.

 

Bilgi birilerinin tekelinde iken, bilgi ulaşılmaz iken, yalanları, hurafeleri sorgulamak mümkün değildir.

Ama şu iletişim ve ulaşım teknolojisi insanlığa bugüne kadar yapılmış en büyük hizmettir.

 

Şu internet, insanoğlunun bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük mucizedir. Bilimle daha nice mucizelere...

 

5 yıl gibi kısa bir zaman önce, örneğin ben, tek bir Kuran Meali alabilirken, bugün internete giriyorum, istediğim meale ulaşıyorum.

 

5 yıl önce, birkaç meali karşılaştımak için tek tek zaman harcayarak bakabilme imkanım olsa da, bugün tek bir tuşla, içinde şu kelimeler geçen ayetleri getir diyorum, ayetleri karşılaştırıp, çelişkileri görebiliyorum.

 

Çocukluğumda, kafirlerin sırf kafirlik olsun diye İslamı reddettiğini düşünürken, bugün neden reddettiklerini okuyabiliyorum ve adamların ne kadar haklı olduklarını anlıyorum.

 

Bugün bizler, online dinsizler ve online müslümanlar çok azız. Bugün dinsiz olan bizler de ilk kez internette İslam aleyhine yazılar okuduğumuzda dellenmiş, hemen savunmaya geçmiş, bize yutturulan hikayeleri bütün inancımızla sıralamış, kafirlere karşı dini savunduğumuza inanarak huşu içinde uykumuza dalmıştık. Ama dinde o kadar savunma ve RASYONELLEŞTİRME gerektiren nokta vardı ki, savunduğumuz şeye kendimiz de inanmamaya başladık. Başka bir insanın "bundan başka gerçek yok" diye bize yıllarca yutturulan yalanlarını savunmak için taklalar atmamızın anlamsızlığı gördük.

 

Birgün gelecek herkes kolayca bu bilgilere ulaşacak. Bilgiye herkes ulaşmaya başladıktan sonra, hurafeler daha çabuk çatırdayacak.

 

Biraz daha direnecek hurafeler, yobazlar internete filtre koymaya kalkacaklar, Taliban gibi daha ileri gidenler bilginin yayılmaması için, televizyonu bile yasaklayacaklar. Ama, insanın bilgiye açlığı karşısında hiçbirşey duramayacak.

 

İllüzyon bitecek, MATRIX çözülecek.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

o zamanın şartlarıyla bu zamanın şartları aynı değil...

ayrıca hurafelelerle kuranı karıştırmak doğru değil..

ikisi çok farklı şeyler...

Bu din denen olgu mu desem dayatma mı desem gün geçtikçe çatırtılar çıkarmaya başladı hadi bakalım hayırlısı..

çıkarsa bile kimse kuranı değiştirip yayamadı neden....

ayetlerle örnek veriyosunuz,,,sonra çatırtı deniyo... alakasız bence..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

katakuta madem bunu merak ettin şunu da merak et

 

SÂFFÂT 97

(İbrahim için) Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehiym

Dediler ki, "Onun için bir yapı kurun ve onu ateşe(cehenneme) atın."

Fe eradü bihi keyden fe cealnahümül esfelin

Ona bir tuzak kurmak istediler, biz de, onları alçak düşürdük.

Ve kale inni zahibün ila rabbi seyehdin

Dedi ki: "Ben Rabbime gideceğim, O, beni doğru yola iletecek.

 

şimdi kafirlere cehennem vadedilmesiyle bunun ilgisi var aynı şekilde Firavunun iman eden sihirbazlara ve Musa ehline yaptığının Kuranda vadedilmesi gibi.demek ki bunun böyle olması gerekiyor.neden böyle olması gerektiğini artık sen düşün.ancak bunu anlayabilmek için gayba inanmak gerekiyor sanırım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

katakuta madem bunu merak ettin şunu da merak et

 

SÂFFÂT 97

(İbrahim için) Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehiym

Dediler ki, "Onun için bir yapı kurun ve onu ateşe(cehenneme) atın."

Fe eradü bihi keyden fe cealnahümül esfelin

Ona bir tuzak kurmak istediler, biz de, onları alçak düşürdük.

Ve kale inni zahibün ila rabbi seyehdin

Dedi ki: "Ben Rabbime gideceğim, O, beni doğru yola iletecek.

 

şimdi kafirlere cehennem vadedilmesiyle bunun ilgisi var aynı şekilde Firavunun iman eden sihirbazlara ve Musa ehline yaptığının Kuranda vadedilmesi gibi.demek ki bunun böyle olması gerekiyor.neden böyle olması gerektiğini artık sen düşün.ancak bunu anlayabilmek için gayba inanmak gerekiyor sanırım.

 

Bravo azure kardeş tebrik ederim tam can alıcı yerinden yakalamışsın.Niye şimdiye kadar aklıma gelmedi bu gayb meselesi hayret etmemek elde değil.İşte kuran hurafesi burda çözülüyor. Gayba inanmak.

 

Türkçede kullandığımız, ''kayıp'' kelimesi, arapçadaki ''gayb'' kelimesinden gelir.

 

Kayıp kelimesinden ne anlarız ? Bir şeyin yok olduğu değilmi.Çantamı kaybettim, yani çantam yok oldu.

 

 

2/1- Elif, Lam, Mim,

 

2/2- Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir Kitap'tır.

 

2/3- Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

 

 

Şimdi kırmızı renkli yeri türkçe anlamıyla verelim

 

Onlar yokluğa/olmayana inanırlar. Kuran kendini apaçık ele veriyor işte.Kuranda vaad edilen cennet ve cehennem aslı olmayan şeyler yani bunlar yok ama insanlardan bu olmayan şeylere inanması isteniyor.

 

Böyle bir şey olabilrimi? İnsanlar bu kadar ***** yerine konulabilirmi ? Hem insanlara bazı şeyleri yok diye tarif edeceksin, hemde inanmalarını isteyeceksin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bravo yani bu kadar düz mantık olur mu.Türkçeye başka bişekilde geçmiş bir kelimeyle kuranı eleştiriyorsun güya.gayb yok ve olmayan demek değil görünmez veya gizli demektir.

 

Er ricalü kavvamune alen nisai bi ma faddalellahü ba'dahüm ala ba'div ve bi ma enfeku min emvalihim fes salihatü kanitatün hafizatül lil ĞAYBİ bi ma hafizallah vellati tehafune nüşüzehünne fe izuhünne vehcüruhünne fil medacii vadribuhünn fe in eta'neküm fe la tebğu aleyhinne sebila innellahe kane aliyyen kebira

 

Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harcadıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ'atkâr olup, Allâh'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi korurlar . Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.

 

Yukarda ayette yok olan veya olmayan şe anlamında değil gizli kalması gereken şey veya kocası onu göremeyeceği için gizli olarak yapacağı ihaneti yapmaz gibi bir anlamdadır.

zaten Allah açıkca görünür veya cennet açıkca görülür diyen var mı.müminler bunları görmeden inanıyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın katakuta....diger başlıkta tartışmayı yarım bıraktınız ve sordugum soruya cevap yazmadınız '' osmanlının laik olup olmadıgı '' başlıgı kast ediyorum , başlatıp yarım bırakmak ,söyliyecegini söyleyip gitmek..söylenenleri dinlememek gibi ..şimdi buraya sizi ciddiye alıp nasıl cevap yazalım???.......diger başlıga bekliyorum.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bravo yani bu kadar düz mantık olur mu.Türkçeye başka bişekilde geçmiş bir kelimeyle kuranı eleştiriyorsun güya.gayb yok ve olmayan demek değil görünmez veya gizli demektir.

 

Er ricalü kavvamune alen nisai bi ma faddalellahü ba'dahüm ala ba'div ve bi ma enfeku min emvalihim fes salihatü kanitatün hafizatül lil ĞAYBİ bi ma hafizallah vellati tehafune nüşüzehünne fe izuhünne vehcüruhünne fil medacii vadribuhünn fe in eta'neküm fe la tebğu aleyhinne sebila innellahe kane aliyyen kebira

 

Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harcadıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ'atkâr olup, Allâh'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi korurlar . Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.

 

Yukarda ayette yok olan veya olmayan şe anlamında değil gizli kalması gereken şey veya kocası onu göremeyeceği için gizli olarak yapacağı ihaneti yapmaz gibi bir anlamdadır.

zaten Allah açıkca görünür veya cennet açıkca görülür diyen var mı.müminler bunları görmeden inanıyorlar.

 

Sayın azure, verdiğiniz ayetin ne sure adı nede no,su var. Böyle olmaz.

 

Gizlemek, arapçada '' keteme''dir.Gizli olana da ''mektum denir, gayb değil.

 

Verdiğiniz meal ise aslına uygun değil. Kendi arzunuza göre ayete anlam yükleyip ayeti çarpıtmışsınız.

 

Nisa 34

 

DİYANET İŞLERİ

Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının olmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.

 

SUAT YILDIRIM

34 – Kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar.Bunun sebebi, Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir.O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: Onlara evvela öğüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün.Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın.Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır.

 

 

ELMALILI

Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

 

GÖLPINARLI

Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdirde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür.

 

 

Kuranda gayb, geçmiş ve gelecek te bilinmeyenler içinde kullanılır ama bu ayetteki gayb kocaların yokluğudur.Yani Allah; salih kadınlar kocaları yokken der iffetterini korurlar diyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kusura bakma ayet nosu falan vermemişim ama o meal benim değil S ateşin meali ben sadece parantezlerini kaldırdım.istersen kontrol et.bu ayeti sadece gayb kelimesinin anlamının yokluk veya olmayan şey olmadığını anlatmak için vermiştim.diğer mealciler gayb kelimesini orda kendileri kocalarının yokluğu diye çevirmişler.aynı şekilde y nuri meali de benzerdir.

 

Y.N. Öztürk Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz sonuç takva sahiplerinindir. (Hud Suresi, 49)

 

Bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin. (Yusuf Suresi, 102)

 

Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin. (Al-i İmran Suresi, 44)

 

demek ki gayb bir insanın bişeyden haber alamayacağı, ne olduğunu bilemeyeceği yer gibi bir anlama geliyor.

yani kocası karısının yanında değilken o onun için gayb olmuş oluyor.aynı zamanda meleklerin ve ruhun bulunduğu alem de bizim için gayb oluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz sonuç takva sahiplerinindir. (Hud Suresi, 49)

 

Bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin. (Yusuf Suresi, 102)

 

Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin. (Al-i İmran Suresi, 44)

 

demek ki gayb bir insanın bişeyden haber alamayacağı, ne olduğunu bilemeyeceği yer gibi bir anlama geliyor.

yani kocası karısının yanında değilken o onun için gayb olmuş oluyor.aynı zamanda meleklerin ve ruhun bulunduğu alem de bizim için gayb oluyor.

 

Sevgili azure

 

Bazı insanlar, gaipten/yoktan sesler işittiklerini iddia ederler. Evet ama aslı olmayan iddia.Bu insanlara tıpta şizofren denir.

 

Milyonlarca insan,trans haline geçerek gaipten vahiy alıyorum diyen bir tek kişinin iddiasına inanıyor. Ve bu bir tek kişinin söylediklerinden koskoca bir din ortaya çıkmış. Kurana göre,zina gibi basit bir olay için dört şahit gerekli olduğınu düşündüğümüzde,Muhammedin Allahtan vahiy aldığına dair neden kendisinden başka hiç bir şahidi yoktur?

 

 

Lütfen biraz düşünün,insanların ebedi hayatı, (ya cennet yada cehennem) söz konusu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

iyi ya işte ebedi hayat ve cennet cehennem sözkonusu ise hakkında hiçbir bilgin olmadığı şeylere Onu uydurdu demek ne kadar doğru?ya bunlar gerçekse ve siz insanları saptırısanız artık aynı şeytan gibi önce inkar et deyip sonra ben senden uzağım,Allahtan korkarım deyip gene aynı şekilde kıyamet günü benim sizin üzerinizde sultan(zorlayıcı) gücüm yoktu ben davet ettim siz de bana uydunuz beni suçlamayın demekten başka bişeyiniz olmaz.

 

 

gayb konusunu gene saptırdın.bir insanın normal şartlarda haber alamayacağı herşey gayb olur.karısı kocasının yanında değilse o onun için gaybdır.

bir insan vahiy alırken başkası nasıl buna şahit olabilir ki.bu görünen bişey değil.olabilir ki elçi insanların yanındayken de vahiy almıştır.

 

ben sizin gözünüzü açmaya çalışıyorum.mesela cehiym denilen yer nasıl ortaya çıkmış?insanlar bir yapı yapıp İbrahimi oraya atmışlar öyle ortaya çıkmış.yani burdaki olayların o alemde bir anlamı veya karşılığı vardır.aynı şekilde kuranda anlatılan azap ve işkenceler burda veya orda birilerine yapılmıştır ondan Kuran bunları vaadeder.ben sonuçta bu dünyadaki bazı kafirlerin bile azaptan kurtulup orada normal bir yaşam

sürebileceklerini düşünüyorum.aşağıdaki sahne bana affetme sahnesi gibi geliyor.

 

Rabbimiz," diyecekler, "Bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk."

23:107 "Rabbimiz, bizi buradan çıkar. Eğer dönersek artık biz gerçekten zalimleriz."

23:108 Diyecek ki, "Sinin orada, benimle konuşmayın."

23:109 "Kullarımdan bir grup, 'Rabbimiz, inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.' derdi."

23:110 "Sizse onları alaya aldınız ve onlar yüzünden beni anmayı unuttunuz. Onlara gülüp duruyordunuz."

23:111 "Bugün ben, onlara sabretmelerinin karşılığını verdim. Kazananlar işte bunlardır."

23:112 Dedi ki, "Yeryüzünde kaç sene kaldınız?"

23:113 "Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık. Sayanlara sor," dediler.

23:114 Dedi ki, "Siz gerçekten çok kısa bir süre kaldınız, keşke bilseydiniz."

23:115 "Sizi boş yere yarattığımızı ve bize dönmeyeceğinizi mi sandınız?"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.