Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
dur bakalım daha ne benzerlikler cıkıcak :rolleyes: geçenlerde şehrimde o halka tatlılarını ünlü bir pastanede gördüm..eski bir dostu görmüş gibi sevindim... ama okulumun önündeki o amcanın sattığı halka tatlısı gibi iştahımı kabartmadığını da üzülerek farkettim .. sanırım,senin kelebek tokaların gibi Leylam,sanki o döneme ait bir hevesti sadece.. -_-

 

ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık

her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık..

ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik

güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik.. :wub:

 

:hug::wub: :wub:

nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım

bazen gözyaşı oldu bazen içli bir şarkı

her anını eksiksiz gün gibi hatırlarım

dudaklarımda tuzu içimde durur aşkın

 

ben hala o günleri anarsam yaşıyorum

sanki mutluluğumuz geri gelcek gibi

hala güzelliğini kalbimde taşıyorum

dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi

 

hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler

hani o güzel gözlü ceylanların pınarı

hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçekler

nasıl yakamıştık saçlarından baharı...

 

kır papatyalarından tac yapardık saçlarımıza, gelincik toplardık, annemize götürürdük... evcilik oynardık mahallemizde, şimdiki oyuncaklardan yoktu hiç birimizde, kavanoz kapaklarını tabak, beslenme kaplarımızı tencere yapardık... çimenlerdende yemek...

 

ve bu şarkı dolandı dilime...

ne güzel günlerdiii :wub:

  • Cevaplar 604
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

evet ablacigim ne guzel gunlerdi :(

 

papatya taclar,gelincikler.. :wub:

babaanneler,dedeler olmemisti ve sevdigimiz buyukler..

en sevdigimiz arkadaslarimiz,uzaklara gidip izlerini kaybettirmemisti henuz,biz de oyle..

bilgisayar degil,dokuztas,ebelemece oynardik..

elektronik oyuncaklar,ya da oynamayip seyrine bakilan kirilgan oyuncaklara sahip degildik..

hic bir sorumlulugumuz yoktu,tozpembe hayatimizda yalnizca derslerimizin iyi olmasindan sorumluyduk.

ve nazlanirdik,hep cekecek birileri bulunurdu..

Gönderi tarihi:
:hug::wub: :wub:

nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım

bazen gözyaşı oldu bazen içli bir şarkı

her anını eksiksiz gün gibi hatırlarım

dudaklarımda tuzu içimde durur aşkın

 

ben hala o günleri anarsam yaşıyorum

sanki mutluluğumuz geri gelcek gibi

hala güzelliğini kalbimde taşıyorum

dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi

 

hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler

hani o güzel gözlü ceylanların pınarı

hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçekler

nasıl yakamıştık saçlarından baharı...

 

kır papatyalarından tac yapardık saçlarımıza, gelincik toplardık, annemize götürürdük... evcilik oynardık mahallemizde, şimdiki oyuncaklardan yoktu hiç birimizde, kavanoz kapaklarını tabak, beslenme kaplarımızı tencere yapardık... çimenlerdende yemek...

 

ve bu şarkı dolandı dilime...

ne güzel günlerdiii :wub:

 

 

evet ablacigim ne guzel gunlerdi :(

 

papatya taclar,gelincikler.. :wub:

babaanneler,dedeler olmemisti ve sevdigimiz buyukler..

en sevdigimiz arkadaslarimiz,uzaklara gidip izlerini kaybettirmemisti henuz,biz de oyle..

bilgisayar degil,dokuztas,ebelemece oynardik..

elektronik oyuncaklar,ya da oynamayip seyrine bakilan kirilgan oyuncaklara sahip degildik..

hic bir sorumlulugumuz yoktu,tozpembe hayatimizda yalnizca derslerimizin iyi olmasindan sorumluyduk.

ve nazlanirdik,hep cekecek birileri bulunurdu..

 

siz ikiniz :wub: ...güzel..duygulu çiçeklerim benim :hug: ..tıpkı çocukluğumun çiçekleri gibi öylesine büyülü..ve temiz..

aşağıdaki şiiri ikinize armağan ediyorum..Orhan Veli'den...ne zaman mutsuz hissetsem kendimi bu şiir geçer içimden..bugün geçtiği gibi.. -_-

 

her zaman..

ama bilhassa,

beni sevmediğini anladığım zamanlarda,

görmek isterim senide

annemin kucağından seyrettiğim

insanlar gibi

küçüklüğümde... -_-

Gönderi tarihi:
siz ikiniz :wub: ...güzel..duygulu çiçeklerim benim :hug: ..tıpkı çocukluğumun çiçekleri gibi öylesine büyülü..ve temiz..

aşağıdaki şiiri ikinize armağan ediyorum..Orhan Veli'den...ne zaman mutsuz hissetsem kendimi bu şiir geçer içimden..bugün geçtiği gibi.. -_-

 

her zaman..

ama bilhassa,

beni sevmediğini anladığım zamanlarda,

görmek isterim senide

annemin kucağından seyrettiğim

insanlar gibi

küçüklüğümde... -_-

-_-:wub:

Gönderi tarihi:
siz ikiniz :wub: ...güzel..duygulu çiçeklerim benim :hug: ..tıpkı çocukluğumun çiçekleri gibi öylesine büyülü..ve temiz..

aşağıdaki şiiri ikinize armağan ediyorum..Orhan Veli'den...ne zaman mutsuz hissetsem kendimi bu şiir geçer içimden..bugün geçtiği gibi.. -_-

 

her zaman..

ama bilhassa,

beni sevmediğini anladığım zamanlarda,

görmek isterim senide

annemin kucağından seyrettiğim

insanlar gibi

küçüklüğümde... -_-

 

canim :wub::clover:

Gönderi tarihi:
evet ablacigim ne guzel gunlerdi :(

 

papatya taclar,gelincikler.. :wub:

babaanneler,dedeler olmemisti ve sevdigimiz buyukler..

en sevdigimiz arkadaslarimiz,uzaklara gidip izlerini kaybettirmemisti henuz,biz de oyle..

bilgisayar degil,dokuztas,ebelemece oynardik..

elektronik oyuncaklar,ya da oynamayip seyrine bakilan kirilgan oyuncaklara sahip degildik..

hic bir sorumlulugumuz yoktu,tozpembe hayatimizda yalnizca derslerimizin iyi olmasindan sorumluyduk.

ve nazlanirdik,hep cekecek birileri bulunurdu..

Hani herkes arkadaş

Hani oyunlar sürerken

Kimse bize ihanet etmemiş

Biz kimseyi aldatmamışken

Hani biz kimseye küsmemiş

Hani hiç kimse ölmemişken

Eskidendi,çok eskidendi -_-:wub:

Gönderi tarihi:

ISTANBUL

 

Gel gelen gördü istanbulun çilesini

Çek çek istanbullu olasın

Dolan taşan sokaklarda binalar

Hani nerede o altın olan topraklar

Yalan yalan olan tek şey rüya

Rüyalarda gelen tek şey ise para

Şu istanbulun eşsiz boğazında

Ne kadar gizemli esrarengiz bir hava

Güneşin batışından taa ki doğuşuna

İster asya ister avrupa'da dolaş

Burası bizim işte türk toprakları

Bakta gör atalarının miraslarını

Ne kadar acımasız olsada bu şehir

Senelerdir burda katlandık bu olanlara

İstanbul bizimdir bizim kalacak

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı

Majesteleri ve ekselansları

Nefret istanbul'un şu an türkçe repin kralı

İstanbul bizimdir bizim kalacak

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı

İstanbulda yaşamak zor evet çok zor

Saf olan adama kor evet hemde çok kor

Başka şehir görmeden istanbul'u tanıyorum

Rahatı ve çilesi istanbul'u dinliyorum

Gözlerim kapalı bazen görmek istemiyor

Gözlerimden süzülen iki damla yaş

Aynada bana ağlayan istanbul'u hatırlatıyor ve istanbul

Ağlıyor

Mavi marmaramdan öyle ........... silah sesi duymak istemem

Magandanın elinde istanbul'un çığlığı arabanın kornası

Artık bıktım bunları duymaktan görmekten

Mavi denize akan o simsiyah pislikten

Yeter artık yeter!

Yeter artık yeter!

Bu pisliği yapan artık sen artık sen geber

Majesteleri ve ekselansları

Nefret istanbul'un şu an türkçe repin kralı

İstanbul bizimdir bizim kalacak

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı

İskeleden uzaklaşan bir gemi

Hatırlatır bana mazide kalan günlerimi

Gördüğüm cuma mi deniz ufkumu aydınlatır

Uçup giden bir martı yitirdiklerimi

Boş sokaklar kimisinin dostu oldu kimisi de buldu aynı

Sokaklarda sonunu

Sokak çocukları kapanmaz yara

Her yer beton oldu her yer kara

Nerede sultanahmet ortaköy beykoz

Üsküdar emirgan çamlıca haliç

Anlatmış zamanında neyi istediğimi

Kapadı gözlerini orhan veli

Uğruna gemiler yürütüldü karada

Boşuna mı yatıyor altında şu heda

Hazırlamışsındır benim kara toprağımı

İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı

Majesteleri ve ekselansları

Nefret istanbul'un şu an türkçe repin kralı

İstanbul bizimdir bizim kalacak

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı

 

NEFRET

ISTANBUL

Gönderi tarihi:
yalnız bir çocuktum ben… -_- annem babam çalışıyordu…bir kardeşim yoktu-sekiz yaşıma kadar-…ve küçük bir çocuğun yalnızlığı tanımasına yetecek kadar bi süre tek başıma kaldım…annemle babam işe gideceği zaman o çocuk kalbime bir ağrı çöreklenirdi…o duyguyla yapışırdım dizlerine ...öperlerdi uzun uzun…ayrılmak istemezdim o kokudan…onlarınsa gözlerinden kopkoyu bir çaresizlik dökülürdü…zorla sürüklerlerdi bedenlerini gitmek için…döner döner sarılırlardı… ama her seferinde kapı üstüme kapanırdı…anahtardan çıkan o zalim ses… üstüme kilitlenme sesi hala kulaklarımdadır…ve sonrasında yaşadığım tarifsiz duygu…bizi birbirimizden ayıran o melun kapıdan gözlerimi alamazdım bir zaman….bunun bir şaka olduğunu ve kapının bir anda açılıp annemle babamın bana sarılıcağını hayal ederdim…evet…hergün tekrarlanan kötü bir şakaydı bu..ve ben hergün yaşıyordum aynı ıstırabı…kapanan kapı…o anahtarın sesi… sessizliğin ortasında bütün odaları tek tek dolaşmam…korkumu bastırmak için yüksek sesle söylediğim şarkılar…başımı..o küçücük başımı pencerenin camına dayayıp dışarıda keyifle oynayan çocukları içim titreyerek seyredişim…ve camda oluşan buhara annemi babamı ve kendimi çizişim…

 

üstünden bilmem kaç sene geçmesine karşın bu anıların böylesine canlı kalabilmesi ne tuhaf!

bazen yaşadığım çoğu duyguda o kilitli çocuğu buluyorum…her ayrılışta kalbim o zamanki gibi sıkışıyor…sevdiklerimi kaybetmekten duyduğum endişe o minikle aynı…ve sessizlikten o küçük çocuk gibi korkuyorum…karanlık bir yolda yalnız yürürken şarkı söyleyişim bundan… -_-

ağladım bu yazın için diloş...ruhuma bir çizik de sen attın.keşke yanında olup başını göğsüme dayayabilseydim.sana yer açtım kalbimde kocaman...ne zaman istersen gel, senin orası...

Gönderi tarihi:
ağladım bu yazın için diloş...ruhuma bir çizik de sen attın.keşke yanında olup başını göğsüme dayayabilseydim.sana yer açtım kalbimde kocaman...ne zaman istersen gel, senin orası...

ayşegül... :wub::clover: seni burada görmek beni o kadar sevindirdi ki... :rolleyes: hani hep beklenen biri vardır...sanki sen o'sun bu köşe için...bende seni kalbime yazdım...içime işledin...öyle ki,sen yokken sık sık baktım yerine...belki gelmiştir diye...şimdi ilk işim uçarcasına bloguna bakmak olacak...o güzelim kalbinde benim için ayırdığın yere iyice yerleşmeye kararlıyım, haberin olsun... :clover:

Gönderi tarihi:
ayşegül... :wub::clover: seni burada görmek beni o kadar sevindirdi ki... :rolleyes: hani hep beklenen biri vardır...sanki sen o'sun bu köşe için...bende seni kalbime yazdım...içime işledin...öyle ki,sen yokken sık sık baktım yerine...belki gelmiştir diye...şimdi ilk işim uçarcasına bloguna bakmak olacak...o güzelim kalbinde benim için ayırdığın yere iyice yerleşmeye kararlıyım, haberin olsun... :clover:

canım benim...kardeşim...

Gönderi tarihi:

Annem ben doğduğumda rahatsızlanıp yatağa düştüğünden,beni küçük ablam büyütmüş.Büyütmüş diyorum ama bakarsanız kendisi daha çocuk.Henüz 12 yaşında.Yani anlayacağınız oyun çağında benim sorumluluğumu,annemin bakımını,ev işlerini üstlenmiş.Neyse,bu yazım pek duygusal olsun istemiyorum.Oyun çağındaki çocuk beni de arada sırada oyuncağı yerine koymuş olacak ki saçlarım küçükken omuzlarıma kadar uzundu.Bakarsınız o resimlerimden birini taratıp buraya koyarım..;)

 

Tabi ben o zamanlar farkında değilim.Benimle;'' Sen kız mısın,erkek mi ''diye dalga geçen abilere,ablalara cevap vermek yerine,indirdiğim pantolonumla cevap verirdim..:blushing::w00t::D

 

O zamanlar saman sarısı ve dalgalı olan saçlarım,büyüdükçe koyulaştı ve en sonunda kumral oldum.Şimdilerde ise Mr.No misali şakaklarım beyaz doldu..:(

 

Sevgiler..:clover:

Gönderi tarihi:

Her yaşın bir güzelliği var taurus, ;) biz bayanlar daha mı şanslıyız ne, hemen boyalar imdadımıza yetişiyor..erkekler azıcık şanssız bu konuda, gerçi şimdi erkekler de boyatıyor ama herkes değil tabi ki..

Kendini ispatlama yöntemin gayet muzırmış bu arada:D :P ama akıllıca , kesin sonuç..

En çok hatırımda kalan şeylerden birisi, o zaman el arabalarında oyuncak falan satılırdı mahalle aralarında..Bir zaman böyle küçük tahta bir kafeste oyuncak bir kuş bayağı revaçta...Ama çekiliş yapılıyor kazanırsan senin.. Ben bu uğurda elimde ki tüm parayı bitirmiş yinede o kuşu kazanamamıştım, o kadar üzüldüm ki adamcağızda dayanamadı bana tamam seni kazandı sayıyorum diye verdi bir tane kafes.. Eve geldim hoplaya zıplaya annemden bir azar,bu kuş uğruna mı tükettin tüm harçlığını diye.. Ama azar falan boşa idi, gözüm hep kafeste içimde bir mutluluk, o artık benimdi.... :stuart:

Sonra macun şeker faslı, sokağımızda oturan bir komşu yapıp satıyordı şekeri, ama daha satışa çıkmadan biz yolunu kesip tüm renklerden çubuğa sardırıp afiyetle yiyorduk.. Az para çok şeker, ama olsun o kadar komşu hakkı denen bişey vardı eskiden... :blushing::)

Daha sonra aklıma çocukken izlediğim bahçe sinemaları geldi...Sinemada çalıştığı için çevre tarafından Sinemacı Mehmet ismiyle hitap edilen, aynı sokakta oturduğumuz bir komşumuz daha vardı. Arada çalıştığı sinemadan bir film makinası getirirdi.Sonra bahçesi en geniş olan komşuya bu makina kurulur,duvara da iki kocaman beyaz çarşaf asılırdı..Sinemacı Mehmet Amca bu hazırlıkları yaparken biz de bulabildiğimiz sandalyeleri bahçeye dizer,sonra da en önden yer kapmaya çalışırdık Film başlar,herkes büyük bir heyecanla izlemeye başlardı.Arada film kopar;bizim aaaa noldu ki . olur mu ya serzenişleri arasında Mehmet Amca tamirata uğraşırdı..Ve mutlu son..Film bıraktığımız yerin az öncesinden tekrar başlar,biz de aynı heyecanla izlemeye devam ederdik.Aslında evde televizyon da vardı ,yakında sinemada...Ama Sinemacı Mehmet Amca'nın filmleri bir başka güzeldi... :stuart::P

Gönderi tarihi:
Annem ben doğduğumda rahatsızlanıp yatağa düştüğünden,beni küçük ablam büyütmüş.Büyütmüş diyorum ama bakarsanız kendisi daha çocuk.Henüz 12 yaşında.Yani anlayacağınız oyun çağında benim sorumluluğumu,annemin bakımını,ev işlerini üstlenmiş.Neyse,bu yazım pek duygusal olsun istemiyorum.Oyun çağındaki çocuk beni de arada sırada oyuncağı yerine koymuş olacak ki saçlarım küçükken omuzlarıma kadar uzundu.Bakarsınız o resimlerimden birini taratıp buraya koyarım..;)

 

Tabi ben o zamanlar farkında değilim.Benimle;'' Sen kız mısın,erkek mi ''diye dalga geçen abilere,ablalara cevap vermek yerine,indirdiğim pantolonumla cevap verirdim..:blushing::w00t::D

 

O zamanlar saman sarısı ve dalgalı olan saçlarım,büyüdükçe koyulaştı ve en sonunda kumral oldum.Şimdilerde ise Mr.No misali şakaklarım beyaz doldu..:(

 

Sevgiler..:clover:

Taurusmutis..şükür kavuşturana.. :rolleyes:

bu köşe sensiz eksik kalıyor sanki :( ...daha sık uğra lütfen.. anıların boynu bükük kalmasın... :)

abla ve abilerine verdiğin cevap biçimine diyecek bişey bulamıyorum :w00t: şu uzun saçlı halini de pek merak ettim doğrusu..eminim çok şekerdir..belki taratıp eklersin buraya...

 

sana teselli olsun diyedemiyorum inan..ama şakaklarına kır düşmüş erkeklerin bayanların daha çok dikkatini çektiğine ilişkin bir yazı okumuştum.. :P hani olgunluk ifade ediyor ya sanırım o bakımdan...bakınız Richard Gere..yani anlıyacağın üzülmen diil, bilakis sevinmen gerekiyor.. :lol:

 

hoşçakal arkadaşım.. :clover:

 

Her yaşın bir güzelliği var taurus, ;) biz bayanlar daha mı şanslıyız ne, hemen boyalar imdadımıza yetişiyor..erkekler azıcık şanssız bu konuda, gerçi şimdi erkekler de boyatıyor ama herkes değil tabi ki..

Kendini ispatlama yöntemin gayet muzırmış bu arada:D :P ama akıllıca , kesin sonuç..

En çok hatırımda kalan şeylerden birisi, o zaman el arabalarında oyuncak falan satılırdı mahalle aralarında..Bir zaman böyle küçük tahta bir kafeste oyuncak bir kuş bayağı revaçta...Ama çekiliş yapılıyor kazanırsan senin.. Ben bu uğurda elimde ki tüm parayı bitirmiş yinede o kuşu kazanamamıştım, o kadar üzüldüm ki adamcağızda dayanamadı bana tamam seni kazandı sayıyorum diye verdi bir tane kafes.. Eve geldim hoplaya zıplaya annemden bir azar,bu kuş uğruna mı tükettin tüm harçlığını diye.. Ama azar falan boşa idi, gözüm hep kafeste içimde bir mutluluk, o artık benimdi.... :stuart:

Sonra macun şeker faslı, sokağımızda oturan bir komşu yapıp satıyordı şekeri, ama daha satışa çıkmadan biz yolunu kesip tüm renklerden çubuğa sardırıp afiyetle yiyorduk.. Az para çok şeker, ama olsun o kadar komşu hakkı denen bişey vardı eskiden... :blushing::)

Daha sonra aklıma çocukken izlediğim bahçe sinemaları geldi...Sinemada çalıştığı için çevre tarafından Sinemacı Mehmet ismiyle hitap edilen, aynı sokakta oturduğumuz bir komşumuz daha vardı. Arada çalıştığı sinemadan bir film makinası getirirdi.Sonra bahçesi en geniş olan komşuya bu makina kurulur,duvara da iki kocaman beyaz çarşaf asılırdı..Sinemacı Mehmet Amca bu hazırlıkları yaparken biz de bulabildiğimiz sandalyeleri bahçeye dizer,sonra da en önden yer kapmaya çalışırdık Film başlar,herkes büyük bir heyecanla izlemeye başlardı.Arada film kopar;bizim aaaa noldu ki . olur mu ya serzenişleri arasında Mehmet Amca tamirata uğraşırdı..Ve mutlu son..Film bıraktığımız yerin az öncesinden tekrar başlar,biz de aynı heyecanla izlemeye devam ederdik.Aslında evde televizyon da vardı ,yakında sinemada...Ama Sinemacı Mehmet Amca'nın filmleri bir başka güzeldi... :stuart::P

Sevgili İlyada.. :)

tahta kafesteki kuş hikayesi bana da uğruna dizlerimi parçaladığım bir anımı hatırlattı... :( sanırım, çok büyük hayallerle ve zorla elde edilen şeylerin kıymeti bir başka oluyor...o nesnenin çok değerli olması değil..senin ona biçtiğin değer önem kazanıyor..bu küçükkende böyleydi..büyüdük..şimdi de böyle..ya da en azından bende böyle -_-

 

elbetteki evdeki televizyon o sinemacı Mehmet amcanın sinemalarının verdiği hazzı veremez..yazlık sinema dönemini yakalayamadım..ama çok isterdim...bence o dönemi yaşadığın için çok şanslısın İlyada...

 

sevgiler.. :clover:

Gönderi tarihi:

benim şakaklarım beyazlasa gene iyi be diloşum karbeyaz oldu bütün saçlarım... bu durumda benimde sevinmem mi gerekiyor? :grin::blink::unsure: artık 20 günde bir boyamak zorunda kalıyorum bir kızıl, bir esmer, bir sarışın, bir kumral oluyorum, :stuart: şuanki renk durumum kahve/sarı tonları... :turned: bir zamanlar kestane rengiydi saçlarım mubalağa yapmıyorum saçlarım % 80 beyazladı... :(

 

yaşlanıyor muyum ne? :wassat: size masalda anlatırım ben yakında ne dersiniz? :whistling:

Gönderi tarihi:
benim şakaklarım beyazlasa gene iyi be diloşum karbeyaz oldu bütün saçlarım... bu durumda benimde sevinmem mi gerekiyor? :grin::blink::unsure: artık 20 günde bir boyamak zorunda kalıyorum bir kızıl, bir esmer, bir sarışın, bir kumral oluyorum, :stuart: şuanki renk durumum kahve/sarı tonları... :turned: bir zamanlar kestane rengiydi saçlarım mubalağa yapmıyorum saçlarım % 80 beyazladı... :(

 

yaşlanıyor muyum ne? :wassat: size masalda anlatırım ben yakında ne dersiniz? :whistling:

sen daha dünkü çocuk..ne yaşlanmasından bahsediyorsun akide şekerim :wub: ..onlar çok sık orial'e maruz kalmaktan öyle olmuşlardır -_-:wassat::lol: ...bi kızıl..bi esmer..bi sarışın olursan olacağı o zati :w00t:

 

beki inanıcak..belki inanmıycaksın..ama hayır..hayır artık inanırsın..şu an saçlarımız da aynı renk :w00t::blink::grin: -yav ben bu cümleyi bi yerden hatırlıyorum ya..hadi hayırlısı... :lol: -

 

masal mı dedin :wassat::rolleyes: bayılırım masallara..ama lütfen sonu mutlu bitsin -_-

Gönderi tarihi:
sen daha dünkü çocuk..ne yaşlanmasından bahsediyorsun akide şekerim :wub: ..onlar çok sık orial'e maruz kalmaktan öyle olmuşlardır -_-:wassat::lol: ...bi kızıl..bi esmer..bi sarışın olursan olacağı o zati :w00t:

 

beki inanıcak..belki inanmıycaksın..ama hayır..hayır artık inanırsın..şu an saçlarımız da aynı renk :w00t::blink::grin: -yav ben bu cümleyi bi yerden hatırlıyorum ya..hadi hayırlısı... :lol: -

 

masal mı dedin :wassat::rolleyes: bayılırım masallara..ama lütfen sonu mutlu bitsin -_-

 

orial den mi diyorsun diloşum? yok canım değil... emin ol değil... benim ki kendinden beyaz... :lol:

erken olgunlaşmak mı dersin, yoksa yaş kemale erdi mi dersin, artık ne dersin...? :)

 

dünkü çocuk ben mi oluyorum, yok yaww, allaalla :unsure: dün değilsede evvelsi gün çocuktum doğru dersin...

 

gerçekten mi saçların kahve/sarı şuan... ne zamandır böyle? benim son 3 aydır böyle... ondan önceki 3 yıl kızıldı.... ama ne kızıl, şarap kızılıydı... :lol:

 

masal anlatırım canım, benim masallarım hiç kötü bitmez, sonu kötü biten filmleri de sevmem ben, mutlu sonla biten Türk filmlerinin hastasıyım... :P:wub:

Gönderi tarihi:
orial den mi diyorsun diloşum? yok canım değil... emin ol değil... benim ki kendinden beyaz... :lol:

erken olgunlaşmak mı dersin, yoksa yaş kemale erdi mi dersin, artık ne dersin...? :)

 

dünkü çocuk ben mi oluyorum, yok yaww, allaalla :unsure: dün değilsede evvelsi gün çocuktum doğru dersin...

 

gerçekten mi saçların kahve/sarı şuan... ne zamandır böyle? benim son 3 aydır böyle... ondan önceki 3 yıl kızıldı.... ama ne kızıl, şarap kızılıydı... :lol:

 

masal anlatırım canım, benim masallarım hiç kötü bitmez, sonu kötü biten filmleri de sevmem ben, mutlu sonla biten Türk filmlerinin hastasıyım... :P:wub:

o halde genetik olabilir..zira bu yaşta böyle olabilemez... -_- nayır..nolamaz.. :P

 

saçlarım ben beni bildim bileli böyleler diyebilirim..bu renkle bütünleştim adeta.. :)

 

bende aynı şeye hastayım şikerim :wub:

Gönderi tarihi:

ama biz bugün çokça görüşemedik bidenem, şimdi bende gidicem, artık yarın kısmetse görüşürüz diloşum :wub: bende şiirlere vurdum kendimi, :P sen yoksun, leylam yok, frozenim yok, siyahxim yok, egzorsistim yok, yumotem yok... -_-:(

 

Ne olur…! malîhulyâm…

uçuk düşlerime hapsedip

geceden kaçan güneş misali

o mah yüzünü dönme bana

gel otur yine

gönül sarayımın tahtına

biliyorum seni sevmek boynumun borcu ama;

boş hayaller kura kura

tutunarak yaşamak çok zor

sadece serçe parmaktan yakalanmış bir umuda

hiç olmazsa rüyama gir bir gece

sızıver kapı aralığından

usulca el ayak çekilince

taş duvarlara baka baka

tepeden tırnağa kederler içinde

kundaklanmış bir yürekle

her akşam ağlamaklı bekletme

başım ellerimin arasında iç çeke çeke

hiç olmazsa çıkagel bir gece

giriver kapı aralığından

usulca el ayak çekilince

Gönderi tarihi:

Benim balonlarım vardı

Onları kimler aldı

Mutlu bayramlar vardı

Kimbilir nerde kaldı

 

Dostumdu benim balonlar

Çocuklar beni anlar

O çocuklar ve o balonlar

 

O çocuk yüzlü bayramlar şimdi nerdeler

Hani nerde o ışıklar çocuksu sevgiler

Gitti mi yoksa yine gelir mi o günler

Nerde kaldı masallar sevgiler günler

 

Söylenen bütün masallara inanırdık

Onlar mı bizi kandırdı biz mi aldandık

Bayramları bekler bayramları yaşardık

Bayramlar mı eskidi bizler mi yaşlandık

 

Benim balonlarım vardı

Onları kimler aldı

Mutlu bayramlar vardı

Kimbilir nerde kaldı

Gönderi tarihi:

ben de turk filmlerine hastayim :wub:

 

cok zor ve sinir bozucu cocuklukta birseyler ispatlamak zorunda kalmak..Taurusmutis abicigim gibi.. -_- benim benden iki yas kucuk kiz kardesim,sanirim benden hizli uzuyordu ki,6-7 yaslarima geldigimde farki kapatmisti ve uzunca bir sure ayni boyda kaldik..disarida oynarken istisnasiz her gun,ekseri teyzeler oyunumuzu bolup,"siz ikiz misiniz"diye sorarlardi,yanimiza biri yaklasiyorsa kesin bunu soracagini bilirdik..bikip usanmistim..kiyafetlerimiz de hep ayni olurdu,renkleri modelleri bile,bayramlarda filan cift cift olurduk,heves ediyordu herhalde annem ama bundan nefret ederdim..cok benzemiyor olsak da insanlar hakliydi sanilarinda yani.. -_-:P

sonra genc kiz oldugumda onunla yeniden ayni giyinmek hosuma gitmeye basladi,ama kardesim istemiyordu bu sefer :P

Gönderi tarihi:

hep bir büyümek telaşımız vardı..mesela bir yedi yaş hayali, artık büyüyüp okula gidebilmek demekti..benim için anlamı büyüktü..artık evde ve yalnız kalmak zorunda kalmayacaktım...benimde o camdan bakıp seyrettiğim çocuklar gibi bir okul çantam..suluğum ve çığlık çığlığa koştuğum bir okul yolum olacaktı..

 

ortaokuldayken..lise öğrencilerine heveslenirdim hep..zira artık onlar gençkızdı..ortaokul dönemi sanki bir ara dönemdi..ne çocuk sayılıyordun..ne gençkız..ve 20'li yaşlar ne kadar kocaman gelirdi..ve ne kadar ulaşılmaz..

 

bu hevesime ailem anlayışlı bir tebessümle itiraz ederlerdi.."büyüme yavrum..hep böyle kal.."anlamaz..itiraz ederdim..sanki böylesi bir süreci engelleyebileceklermiş gibi...keşke hep çocuk kalmanın bir yolu olsaymış..aşağıdaki şiir bir zamanlar büyümeye heves etmiş şimdiki erişkinlere...

 

 

büyümeye bu özlem,bu özenti ne diye çocuk..?

sen küçüksün dünyan büyük

dünyan temiz,pak

bütün çiçeklerin pembe,temiz,ak.

acı yeşilleri tanımazsın

siyahlar senden uzak

düştüğün için ağlama

bu düşüş..düşüş değil

ellerin kirlendiyse üzülme

yüzün ak ya.

elbiselerin kirlendiyse ne çıkar?

yüzün pak ya.

oyuncağın kırıldıysa ne olur?

büyüde gör kalbini nasıl kırar eller

bir anlık zevkleri için

bir ömrü nasıl zindan ederler

büyümeye özenme çocuk...

insanlar büyüdükçe küçülürler

üstleri temizlendikçe içleri kirlenir

para denir..şöhret denir..aşk denir..

cümle iyilikler menfaatlerde erir

büyümeye özenme çocuk

bir büyürsen bir daha küçülemezsin

büyüme çocuk... -_-:crying::clover:

Gönderi tarihi:

Hayat ne garip bir temaşa sunuyor önümüze..Dün evlat rolünde,hasta yatağımda babamın hazırladığı çorbayı içerken,bugün gecenin 4'ünde ben Ege'min başında bekliyorum..Yok!! Öyle önemli bişi değil Allah'a şükür.Muhtemelen okulda montunu giymeden bahçeye çıkmış bide üstüne zaten grip,ateşi çıktı işte..:( Anca uyuyabildi garibim ama benim uykum kaçtı..Anılar birbir girdi odaya,yanıma uzanmış ''Pırlantam benim'' diyen babam,şimdi şimdi anlayabildiğim gergin yüzüyle gözlerime bakıp,''Geçecek oğlum,birazdan geçecek'' derdi.Öyle güvenirdim ki ona,ne ağrım kalırdı,ne sıkıntım.Üstüne sinmiş tütün kokusunu içime çeke çeke uyuyakalırdım.Sabah uyandığımda ise ilk gördüğüm yine o olurdu.Hayatın yüzüne derin izler açtığı biricik babam..:clover: Dedim ya anlayamazdım ama artık anlıyorum:Evlat sevgisi..:clover:

 

Ege'm yarın okula gitmeyecek,ama kalktığında ben çoktan işe gitmiş olacağım.Malum yarın (Yarın deyip duruyorum,artık bugün oldu) Tıp bayramı ve biz görevliyiz.Muhtemelen uyumadan gideceğim işe ve yine muhtemelen paşam 2-3 kez daha kalkacak.Her kalktığında beni görecek,''Ateşini ölçelim'' oğlum diyeceğim,paşa paşa kolunu kaldıracak.Beklerken bir iki mıkırdanıcak,sonra derece sinyal verince bakıp,duruma göre ilacını verecek,veya sadece suyunu içirip yatıracağım.Sonra ben yanına uzanacağım.O;minik ellerinden birini boynuma atacak,diğerini yüzüme koyacak.Kısa birsüre sonra uyuyup uyumadığımı kontrol için gözlerime bakacak ve ben ona ''Geçecek pırlantam,birazdan geçecek'' diyeceğim..

 

Şimdilerde,bırakın gribi hafif rahatsızlanmayı,börek taşı düşürüyorum kimsenin ruhu duymuyor.İlgilenmediklerine değil,söylemek bana garip geldiği için.Dedim ya artık roller değişti,artık dik durması gereken benim ve ömrüm varsa yüzüne derin çizgiler açılma sırası bende.Hele ile çıktığm bir yolda hele ile bitecek bir hayatı yaşıyorum..Hele oğlum okulunu bitirsin,hele mesleğini eline alsın,hele evlensin,hele torunum olsun,hele...!!! Yokuz işte..

 

Bende ki budurumda enteresan hani,sabahın alacakaranlığında oturmuş bunları yazıyorum..:blushing:

 

Sevgili Diloş;Eğer topicin ismini değiştirmen gerekseydi ''Terapi Topici'' çok uyardı emin ol.Hani bir hastalar halka oluşturup,sırasıyla kendilerini anlatır ya.Bazen ona benzetiyorum burayı.Bu gece mi sabah mı karar veremediğim şuanda da aynen böyle hissettim..İyiki açmışsın bu topici..:)

 

Neyse,fazla uzattım.Hepinizi seviyorum..:clover:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.