Φ GıLgaMeŞ Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2006 Ah be gılgameş bu yazıyı yazmakla düştüğünüz kaosun farkındamısın? 1-) Peygamber Kuran'ın yanlış okunamayacağını düşünmemiş. 2-) Dahada mühimi bu konu Allahın'da aklına gelmemiş 3-) Bir kelimesi bile değişmemiştir diye iddia ettiğiniz Kurana bir harfte olsaki bu çok daha fazladır sadece haccac bin tane elif koydurttuğundan bahseder. 4-) Hangi akla mantığa sığınıyorsunuz. Üç LLL li Allah yazısı Kuranda.Dileyen açıp kontrol etsin. 5-) Eğer tüm bunlara rağmen hala bahane üretiyorsanız benim sözüm yok.Dilediğinizi yapın ama iddia olarak ortaya çıkmaya gerek yok.Kendi şahsi fikrindir öyle kabul ediyorsunuz diye öyle olmak zorunda değil. sayın saklıgerçek siz inatla takılıp kaldınız değişti diye.ben sanada bu iddiayı senle paylaşan diğerlerinede söylüyorum.hareke koymak ayetleri değişmek değil maksat burda kuranın nazil olduğu ve essah kıraatla okunmasının devamını sağlamaktır.şimdi bir misal arz edeyim bir şehrin içine yerleştirilen ve o şehirde neyin nerede olduğunu belirten tabelalar vardır bu tabelalar o şehri değiştirmek için değil şehirde neyin nerede olduğunu göstermek maksadıyla konulmuştur.şimdi biri kalksa deseki bu tabelalar şehri değiştirdi ...bu adama gülünmezde ne yapılır.dediğin gibi olsaydı hareke konulmasıyla değil ayetin bizzat içeriğine yönelik yapılmış olması lazım gelirdi.oysa kuranın hiç bir ayeti mana olarak okunuş olarak değişmedi.sadece farklı okuyuşlarla bozulmaya mahal verilmesin,zira yeni kültürler ve ırklar islama giriyordu bunlar kendilerince bir okuyuşa girmesinler ortak bir okunuş olsun diye bu işaret ve harekeler konuldu.umarım anlamışsındır. saygılar-sevgiler Alıntı
Φ saklıgerçek Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2006 Sevgili gılgameş harekeler ayetlerin manalarını değiştirir tıpkı 3 L li allah yazısındaki gibi ben diyorumki allah sözünde duramamış kurana ilaveler yapılmış ama hereke ama eksiltme vs.vs allah kuranın bozulmayacağı onun koruyucusu olduğundaki ayete uyabilmişmi? sanamı kaldı allahı müdafa bir deve kavmi yokeden ganimetten pay isteyen muhammed ile zeynebin nikahını kıyan allah nerde şimdi aytlerini koruyamıyorda sizmi koruyacaksınız? Burda elim kolum bağlı yazdıklarım uçuyor siliniyor mod kontrolündeyim *********** **************** Alıntı
Φ GıLgaMeŞ Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 Sevgili gılgameş harekeler ayetlerin manalarını değiştirir tıpkı 3 L li allah yazısındaki gibi ben diyorumki allah sözünde duramamış kurana ilaveler yapılmış ama hereke ama eksiltme vs.vs allah kuranın bozulmayacağı onun koruyucusu olduğundaki ayete uyabilmişmi? sanamı kaldı allahı müdafa bir deve kavmi yokeden ganimetten pay isteyen muhammed ile zeynebin nikahını kıyan allah nerde şimdi aytlerini koruyamıyorda sizmi koruyacaksınız? Burda elim kolum bağlı yazdıklarım uçuyor siliniyor mod kontrolündeyim *********** **************** saklı gerçek arkadaşım; kurana konan harekelerin nasıl ve ne maksatla konduğu bellidir.maksat fetihlerle genişleyen sınırlarda farklı kültürlerle karşılaşıldığında bu farklı kültürlerin insanlarınca okuyuş farkını kaldırmak ortak ve tek bir okuyuş meydana getirmektirki buda kafadan atma tekniğiyle değil bilhassa aslına sadık kalınarak yapılmıştır.şu verdiğiiniz Allah isminin değiştirildiğiyle alakalı örnek için sadece şunu diyorum; onca alim bu şeddeyle gelen lamın okuyuşunu bilgisizliklerinden yanlış harekelendirdi ve bu zamana kadar kimse farkedemedide t. dursun ve halefleri tespit etti öylemi.hem Allah isminin değişmesinin kime ne karı olurki bahsini ettiğiniz kelimeyle uğraşılsın.yani değiştiripte emevilerin Allahımı yazdılar oraya hem bahsini ettiğiniz manada bir değişme söz konusuda olmamıştır bu konuda delil getiremezsin bana. ayrıca sizi mod kontrolüne ben almadım herhalde... Alıntı
Φ saklıgerçek Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 Gılgameş ***** ***** yaptığının farkındamısın Allah yoktur kendi kitabını koruyamadığı için kimseyi koruyamaz örneklerini savaş yaşayan müslümanlarda görmekteyiz.Adam (haccac) Kurana 1000 tane elif eklettim diye öğünmüş öğünmesinin nedeni ne biliyormusun Allahın dokunulmaz dediğine dokunmuş ve bişey olmadığını ispat etmiş delil getiremezsin demişsin tekrar yazıyorum. dört harfle yazılan (elif lam lamelif he) ALLAH اللاه lafzı yazılırken tuhaf bir biçimde üzerine ünsüzü ardarda iki kez okutan "şedde" adlı işaret kondu, böylece yazımda sözcük ALLLAH الله oldu. Konu hakkında Prof. Muhammed Hamidullah'ın eserlerine bakılabilir. Allah ismi arapça Elif, Lam, Lam ve He harfleriyle yazılır. Ebced teki sayı değeri 66 dır. ((Elif=1)+(Lam=30)+(Lam=30)+(He=5)=66). Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 Sevgili Sakligercek,Kuranda bir degisiklik oldugu fikrinize katilmamakla beraber sunu yazmayi gerekli görüyorum;Peygamberimizin vefatindan sonra Islamda baslayan hiziplesmelerle kan dökülmeye baslanmistir.Allahin gösterdigi yol onun indirdigi kitapta apacik yazili olmasina ragmen birtakim adamlar cikmis kendilerine seyh,hazret,seyyit ermis evliya gibi lakaplarla bir makam vererek dinlerini kendilerine göre yasayan saf insanlarin beyinlerini Kuran disi hurafelerle doldurarak hem o insanlari zarara ugratmis hemde dinimizi bir saldiri dini olarak dünyaya tanitmislardir.Peygamberin hadisleri diye binlerce onbinlerce uydurma sözler o mübarek insana yakistirilmistir. -Allah yanlis yapmaz,peygamber Allahin dedikleri disinda kendiliginden bir irade yürütmee yetkili kilinmamistir.Ama insanlar Peygambere saygi ve sevgi adi altinda neredeyse Allaha sirk kosma durumuna getirilmislerdir. -Dinimiz insan aklina insan mantigina uymayan hicbir seyi emretmiyor.Insanlarin iyiligi disinda bir beklentisi yok,her isteyen istedigi gibi Allaha ibadet etmekte özgür olmasina ragmen birileri insanlari bazi cercevelerin icine sikistirarak dini yozlastirmis ve insanlara dini öcü olarak göstermislerdir.Aslinda dinimiz bir kurtulustur ve asla öcü degildir,gercek olarak ögrenildiginde dinimiz insanlara herseyi vermektedir. saygilarla Alıntı
Φ GıLgaMeŞ Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gılgameş ***** ***** yaptığının farkındamısın Allah yoktur kendi kitabını koruyamadığı için kimseyi koruyamaz örneklerini savaş yaşayan müslümanlarda görmekteyiz.Adam (haccac) Kurana 1000 tane elif eklettim diye öğünmüş öğünmesinin nedeni ne biliyormusun Allahın dokunulmaz dediğine dokunmuş ve bişey olmadığını ispat etmiş delil getiremezsin demişsin tekrar yazıyorum. dört harfle yazılan (elif lam lamelif he) ALLAH اللاه lafzı yazılırken tuhaf bir biçimde üzerine ünsüzü ardarda iki kez okutan "şedde" adlı işaret kondu, böylece yazımda sözcük ALLLAH الله oldu. Konu hakkında Prof. Muhammed Hamidullah'ın eserlerine bakılabilir. Allah ismi arapça Elif, Lam, Lam ve He harfleriyle yazılır. Ebced teki sayı değeri 66 dır. ((Elif=1)+(Lam=30)+(Lam=30)+(He=5)=66). sevgili haksöz senin anlayacağın yok...o zaman sana şöyle ifade edeyim belki anlarsın(sanmıyorumya neyse) 1-Allah 2-ALLLAH Buda senin iddia ettiğin yazı... buraya kadar tamam.şimdi soruma geçiyorum; soru1- birinci Allah lafzıyla alemlerin rabbini .......ikinci maddede geçen ALLLAH lafzıyla emevilerin rabbinimi anlıyorsun haksöz ? emi soru2-senin başka işin yokmu kardeşim...kendine bir iş bul gez toz?iyi gelir bak haksöz sana bir ayetle iddianı patlatacam ; De ki: "Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur." isra/110 sadet olarak sen kurana ilave yapıldı diye sadece bunu sunuyorsun bende sadece bu örneğin şahsında bütün getireceğin uydurmaları patlatıyorum.Allah bile bana Allah desen Rahman desen fark etmez yani önemli olan senin kastettiğin bir olan eşi ortağı olmayan Allah olsun yeter diyor ,sen yok ben kabul etmiyorum diye diretiyorsun... saygılar-sevgiler Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2006 Merhaba sevgili Kralx, Uzun zamandır seyahatteydim, yeni döndüm. Bu yüzden iletilerinizi geç cevapladığım için, özür dilerim. İlk Kur'an-ı Kerim derken şu anlaşılmasın.. Topkapıdaki aslımı, kopyasımı.. Sonuç itibariyle aynısıdır.. Yani aslıdır diyemiyorsunuz. Aynısı olması birşeyi değiştirmez. Hz. Osman zamnında derlenen Kuran'ı Kerim çoğaltılarak bazı bölgeler gönderilmiştir.. Evet, yine mecburen soru soruyorum; Tarihte yazılmış ilk Kuran'ın Hz. Osman zamanında derlenen Kuran olduğunu söylüyorsunuz. Peki öyleyse o bahsettiğiniz Kuran şu anda nerede? Yani çoğaltılıp bazı bölgelere gönderilmeden önceki Kuran nerede? Artık bu Kur'an-ı Kerim o derlenen kitaplardan birimidir oyksa onların kopyasımıdır bilmiyorum, fakat harfiyyen aynısıdır.. Orijinali ile karşılaştırmadan, aslı ile harfiyyen aynı olup olmadığını söyleyemeyiz. Önce orijinalinin nerede olduğunu söylemeniz gerekir. Bana kalırsa, orijinalide gerçektende, söylendiği gibi yakıldı galiba. Zira yakılmasaydı, şu anda ispat olarak bir yerlerde sergilenmesi gerekirdi. Ayrıcada sadece ilk Kuran değil, ayetlerin ilk yazıldığı parçalar da ( Deri, taş levhalar, tahtalar vs. ) delil olarak saklanması gerekirdi. Zira, o ilk parçalar delil olarak sunulmadıkça, Kuranın orijinali de zaten olamaz. Tıpkı şu anda olmadığı gibi. Saygılarımla. Sorularınıza uzun cevaplar verdiğimizi söylüyorsunuz ama lütfen dikkat edin bu forumda siz ve haksözden daha uzun ileti gönderen yok. Sayın Sardunyam, Beni yanlış anlamışsınız, ben uzun iletilerden şikayetçi filan değilim. Benim uzun ileti diye bahsettiğim konu şudur: Uzun iletilerinizin arasında sorduğumuz sorularada cevaplar veremiyorsunuz. Yani bir sürü yazı yazdığınız halde, sorduğumuz sorulara cevap vermiyorsunuz. Benim sizden rica ettiğim, basit sorularıma, basit cevaplar vermenizdir. Sorularıma basit cevaplar verdikten sonra, devam eden satırlarda dilediğiniz kadar detay yazın, hiç sıkılmadan okurum. Ancak bu yöntemi siz bilerek uygulamıyorsunuz. Zira islam hakkında bazı sorulara net ve kesin cevaplar verilemediği için; islamı savunmak zorunda olanlar daima basit soruları detaylandırarak cevaplamak zorundadırlar. Sizde istemeden de olsa bunu yapmak zorunda kalıyorsunuz. Örnek: Ali dün okula gittimi ? (Bu sorunun cevabı ya evet veya hayırdır) Sizlerin verdiği cevap şekli: Ali sorumluluklarını bilen bir çocuktur. Okula ne zaman gidilip gidilmeyeceğini bilir. Örneğin, geçen hafta grip olmuştu ve 40 derece ateşi vardı, buna rağmen okulunu ihmal etmedi. Ali bu güzel alışkanlığını ablası betülden öğrenmiştir. İşte tüm islamcı arkadaşların bazı önemli sorulara verdiği cevaplar bu şekilde. Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi, bir sürü kelime sarfedildiği halde Ali'nin dün okula gidip gitmediğinin cevabı verilmiyor. Ondan sonrada defalarca yazıldığından, çizildiğinden ve bir türlü anlatılamadığından bahsediliyor. Yukarıdaki örnek cevapta Alinin dün okula gidip gitmediğinin cevabı verilmişmidir? Hayır. Öyleyse o cevap verilene kadar verilen tüm cevaplar geçersizdir. Dolayısıylada, defalarca aynı soruların sorulmasıda gayet normaldir. Size daha basit bir örnek vereyim. İslamcı bir arkadaşa, "Rumeli hisarı nerede?" diye sorsanız; tek (bir) kelime ile "İstanbulda" diye cevap verir. Ama Kuran'ın orijinali nerede diye sorarsanız, size "Şurada" demek yerine bir kamyon cevap yazmak zorunda kalır. Neden? çünkü rumeli hisarı halihazırda mevcuttur ama Kuran'ın orijinali hiçbiryerde mevcut değildir. Rumeli hisarının bulunduğu yeri anlatırken hiçbir detaya mecburiyet yoktur. Ancak, "Kuranın orijinali ortada yoktur" diyemedikleri için, onun yerine bir kamyon, durumu geçiştirici cevap yazmak zorunda kalırlar. Şurada diyemezler. Demek istediğimi umarım anlamışsınızdır. Cevaplarımızı ne şekilde olursa olsun beğenmeyeceksiniz çünkü sizin düşündüğünüz şeyleri söylemiyoruz. Unutmayınızki bir zamanlar bizde sizin gibi düşünüyorduk. Şu andaki fikirlerimiz ise bambaşka. Buda biz dinsizlerin veya ateistlerin kendi fikirleri konusunda takıntıları olmadığının ispatıdır. Aksine teist arkadaşların fikir veya inanış takıntıları olmadığı ispatsızdır. İnançların bebeklikte, ebeveynler tarafından geldiğini de hesaba katarsak, durum daha da vahimdir. Kabahati bize yüklemeyiniz lütfen. Sorun, vermeye çalıştığınız ama cevap olmayan yanıtlarınızdadır. Bunların dışında bir insanın başka bir insana asla soramayacağı kişisel soruları bana sormuşsunuz Önce bir bakalım size neler sormuşum: 1- Türban veya başörtü takıyormusunuz? 2- 5 vakit namaz kılıyormusunuz? Sizde biliyorsunuzki, bu sorular asla bir insanın başka bir insana soramayacağı türden, kişisel sorular değildir. Görende zannedecekki, cinsel tercihler gibisinden erotik veya mahrem sorular sormuşum. Kaldiki, bu size sorduğum soruların cevabını; sizi görenler, tanıyanlar, çevrenizdekiler zaten biliyor ve görüyor. Daha bunun neresi gizli saklı soru? Bence sizin cevap vermek istemeyişinizin nedeni başınızın açık olması ve 5 vakit namaz kılmamanızdır. Biz burada dinsiz olduğumuzu ve hatta bazı arkadaşlar tanrısız olduğunu bile itiraf ederken, siz sadece başınızı kapatmadığınızı ve namaz kılmadığınızı neden itiraf edemiyorsunuz? Ben sizin endişelerinizi ve kaygılarınızı anlıyorum. Ama unutmayınki, istemediğiniz soruları karşınıza çıkmasına sebep olanlar benim gibi dinsiz insanlar değil, daha başka olaylar ve etkenlerdir. Siz toplumda kaos yaratmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. Siz inanmıyorsanız Kuran'dan uzak durursunuz ve geri kalana saygı duyarsınız yok böyle yapmamakta özel bir amacınız varsa oda sizi bağlıyor. Amacımı defalarca yazdım, tekrar yazayım. Benim amacım toplumundaki dinden (Tanrı inancından değil) kurtulmasına imkan olan kişilerin, dinden sıyrılmalarına yardımcı olarak, daha medeni, daha özgür, daha insancıl, daha barışcı ve daha bilimsel bir toplum oluşturulmasına katkıda bulunmaktır. Saygı duyma meselesine gelince. Dinlere "hak ettiğinden yüzlerce kat" daha fazla saygı iletiyoruz. Sanırım bu kadar saygı da yeterli olur. Çok teşekkür ederim, değerli Sardunyam. Alıntı
Φ saklıgerçek Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2006 Sevgili Sakligercek,Kuranda bir degisiklik oldugu fikrinize katilmamakla beraber Sn Politika benimki iddia değil gerçek kuran ortada bulun bir arapça kuran açın bakın bu kadar zormu. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2006 Sayın evrensel şimdi 1 başınızı örtüyormusunuz... (bu sorunun faydası ne) 2 beş vakit namaz kılıyormusunuz " " " evet başım açık ve bunu Allah biliyorken kimden neden saklama gereği duyayım... çok anlamsız cevap vermememin sebebi çok başkaydı siz bunu anladınız... namaz kılma meselesine gelince evet namaz kılıyorum. (inşallah)bundan ne gibi bir fayda çıkaracaksınız onuda anlamadım. aynı zamanda 9 yaşımdan beri bütün ramazan orucumu tutarım (inşallah) Kuranı bir kaç kez hatmettim ve halen yatmadan önce mutlaka bir kaç sayfa okurum. henüz hacca gitmedim, zekat verecek kadar da zengin değilim. inşallah bir gün onları da yaparım. bunların yanında ALLAH'a, meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına, kaza ve kadere, ahiret gününe iman ederim. yani eksik ve ya fazla bir müslümanın yapması gerekenleri bende yapmaya çalışıyorum. şimdi bundan ne sonuç çıkaracaksınız merak ediyorum. sorularınıza cevap veremediğimizi iddia ediyorsunuz. çok yanılıyorsunuz kendiniz bir örnekle açıklamaya çalışmışsınız ama kusura bakmayın o örneği o kadar uzatmanıza gerek yoktu çünkü hepimiz anlayacak zeka seviyesine sahibiz. biz sorularınıza cevap veriyoruz ama siz "evet ve hayır" bekliyorsunuz. sizde bilirsiniz ki "evet ve hayır" her zaman yeterli birer cevap değildir. sizin amaç edindiğinizin benzerini bizde amaç edindik. ben kısaca kendi amaçlarımdan söz edeyim... "vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak ve savunmak, millet olma bilincini ayakta tutmak, inandığım bütün değerleri elimden, beynimden, dilimden geldiğince savunmak ve paylaşmak, dünyaya ve insanlığa faydalı olmak, çocuklarıma faydalı olmak, insanlar arasında ırk, din, mezhep, cinsiyet ayrımı yapmamak.......v.s.... sanırım bunlar sizin amaçlarınızdan biraz farklı ama olması gerektiği gibi hatta eksik olabilir. bendeki eksikliği tamamlayacak benden daha zeki ve bilgili arkadaşlarımda kendi amaçları doğrultusunda kendi doğrularını savunurlar... ben sizde şu hatayı görüyorum (affınıza sığınarak) siz sanırım kendi aklınızı ve edindiğiniz bilgiyi tek akıl ve tek bilgi gibi algılıyorsunuz. çünkü siz anlayamadınız başkaları nasıl anlar diye düşünüyorsunuz. selamlar Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2006 Değerli Sardunyam, 5 vakit namaz kılıyormuşsunuz, Allah kabul etsin. Dürüst bir insan olduğunuz belli, bu açıdan namaz kılmanızıda takdirle karşılıyorum. Zira islamda 5 vakit namaz şarttır ve bunu ergenlik döneminden itibaren uygulamakda şarttır. Eğer bende islama inanabilseydim, dürüst bir insan olarak (kendine karşı dürüst) bende 5 vakit namaz kılacaktım. Gerçi kendimi islama inanıyor zannettiğim dönemlerimde, pek fazla dürüst değildim ve "henüz müsait değilim" diyerek kendimi kandırarak, 5 vakit namaz kılmıyordum ama kendimi daha fazla kandıramadığım zamanlarımda kesinlikle 5 vakit namaza hazırlık yapmak üzereydim. Türban veya başörtüsü meselesine gelince; Bana göre buda islamda farz olan birşey. sizin başınızı kapamamanızı saygıyla karşılamaktan öte, ayrıca seviniyorum da. Zira sizin gibi, Atatürkün değerli kızına Türban veya başörtüsü yakıştıramam. Siz belkide islamda baş örtme gibi bir emir olmadığına inanıyorsunuz. Belkide olduğuna ama, şu an için takmaya hazır olmadığınızı düşünüyorsunuz. Fakat lütfen beni mazur görünüzki, islama dışardan bakan bir kişi olarak; bu topicin konusu olduğu gibi, bende bunu "Kuran supermarket gibi içinde ne ararsan var" olarak değerlendirmek durumundayım. Yani 3 bayan Kuran okuyor. Bir tanesi içinde Baş örtmeyi kesin olarak görüyor ve direk olarak takıyor. ikincisi ise, başörtüsü olduğuna emin oluyor ama ertelenebilecek birşey olduğuna kanaat getiriyor. Üçüncüsü ise, Kuranda başörtüsü takma mecburiyeti olmadığını alıyor. Hatta islam kadınlarının tamamına bakacak olursanız, kimileri bırakın başörtüsünü, kuranda kara çarşaf, peçe, burka gibi ürünler bile bulabiliyor. Siz eminimki "Onlar yanlış biliyor" diyeceksiniz ama, onlarda sizin için aynı şeyi söylüyorlar. Size bu soruları neden sorduğuma gelince; Yukardakileri yazabilmek için. sizde bilirsiniz ki "evet ve hayır" her zaman yeterli birer cevap değildir. Bu çok doğru. bazı sorular Evet veya hayır şeklinde cevaplanmaya müsait değildir. Örneğin, "Osmanlı döneminde padişahlık yapmış kişiler kimlerdir?" sorusuna "Evet" şeklinde bir cevap verilemez. Bu söylediklerinizin bende farkındayım. Ancak benim bahsettiğim şey o değildir. Forumdaki islamcı arkadaşlara, "Evet veya Hayır" şeklinde cevap verilecek sorular sorduğumda da durum değişmiyor. Yani o zamanda ne Evet ve nede hayır diyebiliyorlar. Ayrıca bazı sorular vardırki, onlarada tek kelime ile cevap verilebilir. Mesela, "nerede" sorusuna "şurada" denebilir. İslamcı arkadaşlar bunuda yapamıyorlar. Bazı sorular vardırki, tek bir kelimeyle olmasa bile, tek bir cümle ile cevap yazılabilir. Ama islamcı arkadaşlar bunuda yapamıyorlar. Siz bunu göremezsiniz, çünkü sizde islamcı olarak nitelendirilmeseniz bile, islamı desteklemekle mükellef bir insansınız. insanlar arasında ırk, din, mezhep, cinsiyet ayrımı yapmamak. Amacınız çok harika, Ancak dininize malesef uygun değil. Çünkü islam ırk, din, mezhep, cinsiyet ayrımı yapıyor. Eğer dininize inanıyorsanız, sizinde en azından ırk, din ve cinsiyet ayrımı yapmanız gerekir. İşte Kurandaki ayetleriniz: Nisâ(*) Sûresi 34.üncü ayet: Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.12 Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı13 korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.14 Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. Yukarıdaki ayet cins ayrımına ait ayettir. Bu ayete göre Erkekler kadınlardan üstündür ve kadını dövebilecek kadar özel haklara sahiptir. Nisâ(*) Sûresinin 144 . Ayetinde: Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Mâide(*) Sûresinin 51 . Ayetinde: Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.16 Bu iki ayete göre de ırk ve din ayrımı yapmanız gerekir. Örneğin, Japon ve çin ırkları sizin için müsait değildir. Hristiyanlık ve yahudilik dinlerine mensup olanları müslümanlarla bir tutmak ise hiç müsait değildir. Şu anda yeryüzünde köle yok ama, dininize göre insanları hür ve köle olarakda ikiye ayırmak zorunda kalacaktınız. Yani dininiz başka, siz başka. Ama iyikide öylesiniz. ben sizde şu hatayı görüyorum (affınıza sığınarak) siz sanırım kendi aklınızı ve edindiğiniz bilgiyi tek akıl ve tek bilgi gibi algılıyorsunuz. çünkü siz anlayamadınız başkaları nasıl anlar diye düşünüyorsunuz. Umarım öyle değilimdir, değerli Sardunyam. Aklım, kimseninkinden üstün değildir. Hatta benim aklım birçok insana nazaran düşüktür ve basittir, bunu samimiyetimle söylüyorum. Benim normalden daha akıllı olduğumu iddia eden varsa, onlarada öyle olmadığımı ispatlamaya hazırım. Dost sevgilerimle. Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2006 Merhaba ey değerli Evrensel kardeşim. Sadece size en güzel dileklerimi iletebilmek ve sizi tebrik etmek için bu kısa mesajı ******* yazma gereği hissettim. Müthiş bir anlatım kabiliyetin var kardeşim.Bende maalesef o yok ve çabuk sinirlenen bir karaktere sahibim. Benim boşluğumu yüz kat fazlasıyla dolduracağını bildiğim için burayı daha fazla meşgul etmeyi gerek görmüyorum. saygılar. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Merhaba ey değerli Evrensel kardeşim. Sadece size en güzel dileklerimi iletebilmek ve sizi tebrik etmek için bu kısa mesajı ******* yazma gereği hissettim. Müthiş bir anlatım kabiliyetin var kardeşim.Bende maalesef o yok ve çabuk sinirlenen bir karaktere sahibim. Benim boşluğumu yüz kat fazlasıyla dolduracağını bildiğim için burayı daha fazla meşgul etmeyi gerek görmüyorum. saygılar. Kendinize haksızlık ediyorsunuz sayın Haksöz. Evrensel arkadaşımız için söylediğiniz övgülere katılıyorum. Yazılarıda kendiside tek kelimeyle bir harika. Ancak senin yazıların da onunkinden aşağı kalır tarafı yok. Yazdığın zamanlar çok rağbet görüyor. Okunma sayacına bak istersen. Yazılarını eskisi gibi yazmanı istiyoruz. Senin yazılarının da tiryakisiyiz. Evrensel arkadaşımıza hem tamamlayıcı, hem de onun vakitsizliğini destekleyici olursun. Dost sevgiler.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Sayın Evrensel öncelikle bana karşı takındığınız iyiniyet ve samimiyete teşekkür ederim. bana ayetlerle gösterdiğiniz örnekleri açıklamaya çalışayım. (eksik ve hatalarım için Allah'tan af dileyerek başlıyorum) Türban (başörtüsü/örtünme) Nur suresi 31. ayet... Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz! Ayet gayet açık ve net anlatıyor süsten kasıt nedir? Ayaklarını yere vurunca ses getiren şey nedir? ve mahrem nedir? ayrıca başörtülerinizi omuzlarınızdan aşağı sallayın diyor. yani evet Kuran örtünmeyi emrediyor. Bunu inkar etmediğim gibi kabul ediyorum ama uygulamıyorum. Ancak günahı benim Rabbimle kendi aramda inkar etmek başka günaha girmek başkadır. Kuran bundan bahsettiği gibi pek çok meseleden bahseder mesela bir kişi birinden borç aldığında iki şahitin buna şahitlik etmesini de ister ancak bu uygulama günümüzde yapılmamakta. Bakara/282 ayet...Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da, şahide de bir zarar verilmesin.72 Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir... Kuran bizlerin zor durumlarda kalmaması için bize kolaylık sağlayıcı ve yol göstericidir. Bunu iyi ve doğru anlamak gerekir. Nisâ(*) Sûresinin 34 . Ayetinde Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. Buradanda anlaşılan insanların bazı özelliklerinin birbirlerine üstün gelebildiğidir. Herkesin üstün ya da eksik tarafları vardır. Nisâ(*) Sûresinin 95,96 . Ayetinde Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın (cihattan geri kalıp) oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, cihattan geri kalanlardan üstün kılmıştır.Gerçi Allah (mü’minlerin) hepsine de en güzel olanı (cenneti) vadetmiştir. Ama mücahitleri büyük bir mükafat ile, kendi katından dereceler, bağışlanma ve rahmet ile cihattan geri kalanlara üstün kılmıştır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. hangi bakımlardan birbirlerine üstün geldikleri gayet açık yazıyor. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Nisâ(*) Sûresinin 144 . Ayetinde Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? müminleri bırakıpta kafirleri dost edinmeyin diyor, ben müminleri kafirlere değişmedim ki... ama dinlere göre ayrım yapın demiyor ya da inancına göre... dost edinmekten benim anladığım müminlere karşı kafirlerle işbirliği yapmayındır. Mâide(*) Sûresinin 51 . Ayetinde Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. Bugün dünyaya baktığımızda bu ayetin ne kadar da doğru söylediği görülmüyor mu? hristiyanlar ya da yahudiler müslümanları dost edinmedikleri gibi onları kabullenemiyorlar bile ve büsbütün kötülükte hep onlardan gelmekte. Şimdi bunu bilerek onlarla nasıl dostluk kurabiliriz. Buda uyarıdır. Bakara(*) Sûresinin 62 . Ayetinde Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden13 (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir). Ancak burada da söylendiği gibi içlerinden iyi işler yapanlar arasında ayrım yapılmamaktadir. Bakara(*) Sûresinin 91 . Ayetinde Onlara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) iman edin” denilince, “Biz sadece bize indirilene (Tevrat’a) inanırız” deyip, ondan sonra geleni (Kur’an’ı) inkâr ederler. Halbuki o ellerinde bulunanı (Tevrat’ı) tasdik eden hak bir kitaptır. De ki, “Eğer inanan kimseler idiyseniz daha önce niçin Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?” burada da yahudilerin neden tehlikeli bir millet olduklarını anlıyoruz... Bakara(*) Sûresinin 120 . Ayetinde Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır. Yahudiler ve hristiyanlar kendilerinden olmadıkça hoşnut olmuyorlar ve güvenmiyorlar. Bugün bunlara açıkça şahit olmaktayız. Ab ye neden alınmayacağımızın ispatıdır. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 Nisâ(*) Sûresinin 144 . Ayetinde Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? müminleri bırakıpta kafirleri dost edinmeyin diyor, ben müminleri kafirlere değişmedim ki... ama dinlere göre ayrım yapın demiyor ya da inancına göre... dost edinmekten benim anladığım müminlere karşı kafirlerle işbirliği yapmayındır. Mâide(*) Sûresinin 51 . Ayetinde Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. Bugün dünyaya baktığımızda bu ayetin ne kadar da doğru söylediği görülmüyor mu? hristiyanlar ya da yahudiler müslümanları dost edinmedikleri gibi onları kabullenemiyorlar bile ve büsbütün kötülükte hep onlardan gelmekte. Şimdi bunu bilerek onlarla nasıl dostluk kurabiliriz. Buda uyarıdır. .............. ................. sizin amaç edindiğinizin benzerini bizde amaç edindik. ben kısaca kendi amaçlarımdan söz edeyim... "vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak ve savunmak, millet olma bilincini ayakta tutmak, inandığım bütün değerleri elimden, beynimden, dilimden geldiğince savunmak ve paylaşmak, dünyaya ve insanlığa faydalı olmak, çocuklarıma faydalı olmak, insanlar arasında ırk, din, mezhep, cinsiyet ayrımı yapmamak.......v.s.... sanırım bunlar sizin amaçlarınızdan biraz farklı ama olması gerektiği gibi hatta eksik olabilir. bendeki eksikliği tamamlayacak benden daha zeki ve bilgili arkadaşlarımda kendi amaçları doğrultusunda kendi doğrularını savunurlar... .............. ................ o zaman sormak gerekmezmi, Arablarla aynı dindeniz ama arablar ve iranlılar bizi kendilerinden görüyorlarmı? hayır... hatta bize kafir diyenleri de var. din bağlamıyor işte, millet olmak bilinci bağlıyor. Dindaşlar kardeştir o ayrı ama realitede iş öyle olmuyor malesef herkes kendi milletinden olana bakıyor. Öyle ben müslümandan yanayım demekle de iş bitmiyor madem öyle neden Müslüman dünyası seyirci kalıyor bütün zulümlere. hani birlik nerede? Ya bırakın din birliğini daha mezhep birliği kurulamıyor. laf kalabalığı ile de anlatılmıyor bunlar. meselenin aslı budur. önce vatan ve millet olacaksın. mazlumlar arasında da din ayrımı yapmak insana yakışmaz... ................ Güzel dost, Gerçekler için ayet te yeterli olmuyor demekki. Senin tahlillerinden de bu çıkıyor. O halde, dost olma konusundaki çelişkilerimizi yine bilim halledecek. Tek formül bilimsel tahlil. Bunu daha öncede sloganlaştırmıştık seninle. "İnsanlar/toplumlar dostluklarını evrensel (bilimsel) ahlakla örtüşen milli değerlerle dostluklar kurabilirler ancak." Dinler, meshepler, ırkçı kökenli milliyetçi anlayışlar, aksine ayrılıkçı oluyorlar. Tüm insanlar/toplumlar, dostça ve kardeşçe yaşamalılar. Bunlara en güzel örnek seninle olan dostluğumuz değilmi ? Sevgilerimle.. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 Bunlara en güzel örnek seninle olan dostluğumuz değilmi ? Bilimselci sizi çok seviyorum. Meselenin özüne, yani gerçek gibi olan gerçeğine ne güzel açıklama getirmişsiniz. Tüm insanlarla, hele hele sevgili Sardunyam gibi değerli doğa komşumuzla dost olabilmenin harikalığını ne kadar güzel dile getirmişsiniz. Ben bazen değerli Sardunyamı içim yanarak kırıyorum. Ama bunuda insanlığa ve doğaya fayda getireceğimi sanarak mecburen yapıyorum, onun o güzel affını ve hoşgörüsünü dilerim. İyiki varsın bilimselci, iyiki varsın Sardunyam Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 bakara suresi 263 Güzel bir söz (söylemek) ve affetmek, peşinden eziyet gelen sadakadan iyidir. Allah zengindir, halimdir. Al-i imran suresi 21 O, Allah'ın ayetlerini inkar edenler, haksız yere peygamberleri öldürenler, insanlar arasında adaleti emredenleri öldürenler (yok mu) onları acı bir azap ile müjdele. bakara suresi 224 İnsanların arasını düzeltmeniz, günahtan sakınmanız ve iyi olmanız için, Allah'a yaptığınız yeminleri engel kılmayın, Allah işitir ve bilir. nisa suresi 114 Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi gözeten kimseler müstesna, onların gizli toplantılarının çoğunda hayır yoktur. Bunları, Allah'ın rızasını kazanmak için yapana büyük ecir vereceğiz. ayetler barışı ve insanlar arasında ayrım yapmaksızın birleştiriciliğe gayret edenlere açık bir şekilde müjde veriyor. Şüphesiz ki Kuran insanlar arasında barışı ve birliği emredir. (iyilikte birlik) selametle Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.