Φ mizyal Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Yine sana, sensizliği anlatıyorum*** İçimi içime sığdıramıyorum, Yine geceleri uyuyamıyorum sen gideli. Unuturum diyordum, Ama onu da yapamıyorum, Yine sensizliği anlatmaya çalışıyorum sana... Geceleri yalnız yatağımda yatarken, Düşlerime dalıp dalıp seni hatırlıyorum, Beraber yıldızları saydığımızı, Günesin batisini izlediğimizi. Çok özlüyorum o günleri, Gözümün içine bakıp da, Seni seviyorum demeni. Şimdi ise, yalnızlığın acısı yüreğimde, Sensizliği anlatıyorum sana yine... Şarkimizi dinliyorum her gece, ve gözlerim doluyor seni düşündükçe, Ağlamaya çalışıyorum, Ama göz yaslarım bir türlü akmıyor, İçten, kalpten ağlıyorum ya, O bana yetiyor... Hayatim karardı birden, sen gideli, Gözüm görmüyor artık dünyadaki tüm güzellikleri, Zaten görmek istemiyorum da, Sen olmayınca hayatımda... Gözlerim dalıyor, dalıyorum taaa uzaklara Yine sensizliği anlatmaya çalışıyorum sana... İçim daralıyor sen gideli, Gör, ne hallere düşürdün beni. Bana değil, kendine cevap ver lütfen, Bütün bunlar değirmiydi...? Yalnızlık çöktü üstüme, Yoruldum, soluğum kesildi, Karanlıklar içinde bıraktın gittin beni, Yine günesin dogmasını bekliyorum, Doğmayacak biliyorum, Yine sana, sensizliği anlatıyorum... Yıldız Güngör Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Bu gun bir sey gelmiyor aklima Bu gun bir sey gelmiyor aklima Yanlizca derenin kenarindaki nergizleri koklamak istiyorum Herkes bana ben kendime asik Narcisusun pesinden.... Bu gun bir sey gelmiyor aklima Yanlizca miskin olmak istiyorum Sarap bana ben saraba karisik Hayyamin pesinden.... Bugun bir sey gelmiyor aklima Yanliz asik olmak istiyorum Sevda yurege yurek siire dolasik Ferhatin pesinden.... Bugun bir sey gelmiyor aklima Oturup yedi kat goklerden Guzel gormek istiyorum her seyi Tanrinin pesinden.... Bugun bir sey gelmiyor aklima Bosum hosum sarhosum Yine maglup mahsun mahkumum nefes almaya Kendi pesimden... Kolay Gelsin Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2005 yine masum hırslarını sevdanın atesinde yaktın sehirden bir çocuk sevdin yine ah!seni ona tasiyan çocuk ayakların iste geliyorsun haylaz,vefalı ellerin sehrin dalgalarını oksuyor ah!seni ona tasiyan gözlerindeki susuzluk sehirden bir çocuk sevdin yine... yaktın masum hırslarını geliyorsun oysa bir bilsen,seni ona tasıyan sehir saçini bağladığın iple bile alay ediyor ah!bir bilsen herkes tetikte sense böyle hesapsız,böyle sevinçle... ah bir bilsen sadece güzelligin tutuyor acımasızlığın kapılarını yaktın masum hırslarını geliyorsun sehirden bir çocuk sevdin yine Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2005 Yakışmıyor durulsa da zaman kör de olsa sağır da bir yeminin heyelanıyla savrulsa da gülüyor hala güneş, denizden ve kadıköy’den yana.. yürüyor yalnızlık, öksürüyor istanbul.. ne sen istanbul’a yakışıyorsun artık ne istanbul bu şehre.. Kolay Gelsin Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2005 YIKILMA SAKIN Kötü şey uzakta olmak Dostlarından, sevdiğin kadından Yasaklanmak bütün yaşantılara Seni tamamlayan, arındıran Kapatıldığın dört duvar arasında Sağlıklı, genç bir adam olarak Neler gelmez ki insanın aklına Sevinçli, özgür günlere dair Kalmıştır yüzlerce yıl uzakta Onunla ilk kez öpüştüğün şehir Acı, zehir zemberek bir hüzün Kalbinden gırtlağına doğru yükselir Görüyorsun işte küçük adamları Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına Kimisi düpedüz halk düşmanı Diren öyleyse, diren, yılma Yürüt daha bir inatla kavganı Babeuf'u hatırla, Nazım Hikmet'i Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda Hatırla Danko'nun tutuşan kalbini Karanlıkları yırtmak arzusuyla Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri Kötü şey uzakta olmak Dostlarından, sevdiğin kadından Yasaklanmak bütün yaşantılara Seni tamamlayan, arındıran Ama bir devrimciyi haklı kılan Biraz da acılardır unutma Yıkılma sakın geçerken günler Yaralayarak gençliğini Onurlu, güzel geleceklerin Biziz habercileri düşün ki Ve halkın bağrında bir inci gibi Büyüyüp gelişmektedir zafer. ATAOL BEHRAMOĞLU Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Gitmek lazım Kader denilen nesnenin itelediği yere... Gidilmeli Kaçmalı herşeyden öte Seni bırakmalı geride Yürek olmalı elimde Ağlamak yasak diye bu şehirde Gitmek lazım Bilinmeyen yerlere Bir bavul elimde Ümitlerim cebimde Başım otobüs camında Gözlerim kararmış havada Gitmek lazım Senin ve kimsenin bilmediği yerlere Gitmek lazim demis sair, Kalan kalmicaksa aklinda. Gitmek lazim.... Kafandan bir iz yoksa yüreginde.... Gitmeli elbet buralardan. Gitmeli. Kalan sadece bir fotografsa elinde, Kalan kalsin saglicakla. Kolay Gelsin Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Ben toprağım beklerim yağmur bulutlarını Güneş kurutur... Çiçeklerim solar.. Çatlaklarımdan sızar acılarım Bulutlar kaysın isterim üzerimden Yağmur bulutlarım Gökkuşağı takılsın ardına Grileşen sabahlar renklensin Uyansın çiçeklerim Gelincik tarlasına düşsün damlaları Düşsün gelinciklerim dudağına... Ben toprağım beklerim yağmur bulutlarını Gün gelirde bir çiçek açarsa üzerimde Damlası düşsün bereketin Kokusunu sersin çatlaklarıma Serinlesin tabiat ana Uyansın... Sarsın insanoğlunun açtığı yaralarımı Dur desin bu katliama Ben toğrağım beklerim yağmur bulutlarını Uzanmış hayale dalmış genç kız düşlerinde Savrulurken saçlarıyla duağı Fal tuttuğu papatyanın son yaprağıyla Göz yaşı düşmekte göğsüme Beklediğim yağmurlar yerine Küçük bir saksıda umut ekersin içime Nice can biriktiririm koynumda Sonsuzluktan gelen canlar Bana bırakır bedenini son yolculuğunda Ben isyandayken hasretlere Baranların susuzluğunda Unuturum bana açları Külleri uçuşan sevdamla Kuruyan bir avuç toprağım bahçende Kolay Gelsin Alıntı
Misafir hakanbaranyildirim Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2005 "Yeni aşk kelimeleri, yeni öğrenilen incelikler öbür sevgiliye saklanıyor." F.Scott Fitzgerald HER SEVDA Her sevda başlangıçtır bir yenisine Öteki başkaldırır daha bitmeden biri Biz isteyelim istemeyelim sürüp gider böylece. Baksak ki unutmuşuz günün birinde her şeyi Ne o sevdalar, ne ölümsüz sözler kalmış Toplasak toplasak hepsini işte Onca sevda bir sevdayı yaratmış Döner durur başımızın üstünde Gözlerden ağızlardan saçlardan Ellerden omuzlardan yapılmış bir hâle. Ve çınlar herbiri bir silahın yankısı gibi Bir yaşam boyu biz tetiği çektikçe. Edip Cansever Alıntı
Φ mizyal Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2005 ÇAY SİMİT VE PEYNİR Basit yaşayacaksın BASİT mesela susayınca su içecek kadar Basit Dört çıkacak,ikiyle ikiyi çarptığında. Tek düğmesi olacak elindeki cihazın Tek bir düğme,tek bir cümle gibi. Sevince lafı dolandırmadan söylediğin "SENİ SEVİYORUM" gibi Basit bir öpücük yetecek sana. Basit,sıcak bir öpücük ; ve o öpücükle dolacak tüm günlerin tüm düşlerin. O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,Öpücük için yiyeceksin Hayatının dayağını. Kabak çekirdeği verecek sana rakamların veremediği mutluluğu. El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak en değerli kağıdın-hep yanında taşıdığın,atmaya kıyamadığın. İki harekette giyiniverecek,iki harekette soyunuvereceksin. Kısacık olacak uyanman,ve yola çıkman arasında geçen süre; Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve Kendin bile anlatabilecek kendini. Beklentilerin de basit olacak. Kaf Dağının önünde bekleyecek mutluluklar Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını; Ya da bir damla göz yaşı yaşatacak sana en ucuz romanını. Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini. Bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını bilemediğin safrada, Parmakların en kıymetli çatalın,yine aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri. Temizlik kokacak en pahalı parfümün Saatin,sadece saati gösterecek,telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın. Küçük bir not defteri olacak "bilgini" en hızlı "sayan". basit yaşayacaksın basit. Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit... ÇAY SİMİT VE PEYNİRLE Doğukan YELKENCİ Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2005 Bahara yakışır yeşil vadi Yeşile papatyalar damlar Nisan’dan Başak tarlalarında saçlarım Güneşe sunmuş kendini Güneş ellerin. Pembe bir bulut içinde düşlerim Ellerimde sımsıkı tuttuğum Yanağından çaldığım pembe güller. Bana yakışır sevdan Baharın sana yakıştığı kadar Denize yakışır yakamozlar Dalgalar sahillere Yıldızlar gece gözlerine. Tenine değer uykusuzluğum Loş ışıklarda ter içinde beden Sayıklar adını dudaklarım Adın yakışır hasrete Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 Birisi Bir şey var aramızda Senin bakışından belli Benim yanan yüzümden Dalıveriyoruz arada bir İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki Gülüşerek başlıyoruz söze Bir şey var aramızda Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek Fakat ne kadar saklasak nafile Bir şey var aramızda Senin gözlerinde ışıldıyor Benim dilimin ucunda Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 Sade Dostlara Sadece , sadelik dedik... Beyaz papatya tarlalarında Uçurtması kavuşurken bulutlara Koşturan çocuk coşkusundaydı duygularımız. Sokaklarda izi kalmamış Saklambaç,yakartop koşturmalarının Yuvarlanan misket sesi yok artık Mendil kapmaca oynayan... Burnu akan çocuklar Düşünce dizlerde kanayan yaralar yok. Topaç dönmüyor..dünya dönüyor başımızda Ellerimizle kirlettiğimiz,karaladığımız bir dünya. Sadece, sadelik dedik.. Ninelerimiz,dedelerimiz kadar yavan yaşayalım diye dünyayı Zaman ayıralım sevdiklerimize Bırakıp eşikte dünya malını Kucaklayalım çocuklarımızı... En son hangi akşam konuştunuz onlarla ? Yada yüzünde çıkan sivilceyi ne zaman gördünüz ? Sadece, sadelik dedik Yüksek binaların arasında Çimenlere örtü serip oturmayı özledik Zeytin peynir gibi katık ettik sevdaları Unuttuk dalından kopardığımız meyve tadını Kümese girip folluktan aldığımı yumurtayı İlk sevdanızın yanağı renginde elma şekerini EN son ne zaman yediniz ? Köşe başında pamuk helva satan amcayı En son ne zaman gördünüz ? Sadece, sadelik dedik Evden çıkarken geride bıraktığımız sorumlulukları Hep göz önünde olsada yüreğimizin ardında kalan canları Anıları boğduk hırslarımızda Saksıda bile açmıyor çiçekler Hangimizin camında yuva yapıyor artık güvercinler Doğum dedik... Acıları doğurduk silahlarla Sevgi dedik Beklentiler ilkesi oldu Ölüm dedik.. Yaşarken bedenler ruhları kaybettik Özlemleri, arzuları , aşkları tükettik. Sadece sadelik derken Ortalığı kirlettik. Kolay Gelsin Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 Aşkta baharı yakalamalıyım Mevsimsiz şarkılarda yaz'ı Umut hep olmalı sevdada Hayaller gerçeğe taşınmalı. Küçük yürekte destanlar yaşatmalı duygular Avucumda sakladığım yıldızları savurduğumda Samanyolu çizmeli lacivert gökyüzü Denize yoldaş olmalı. Aşkta coşkuyu yakalamalıyım Hani göğsümde çit çektiğim deli taylar var ya Yalamalı dağı taşı dörtnala Ben eteğime toplamalıyım baharı. Kelebekler konmalı ormanın saçlarına Meltemi okşamalı en bakir dallarını Yedi kat altına kadar gökyüzü kurşunlamalı toprağı Aşk erişilmeyen olmalı. Kolay Gelsin Alıntı
Φ ilbey__26 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2005 O dalgaları, fırtınaları yaşamasaydım Yakamozlarındaki güzelliği anlayamazdım denizin Batışındaki kızıllığı, acıyı görmeseydim Doğuşundaki isteği bilemezdim güneşin İçindeki hüznü, gözlerindeki üzüntüyü hissetmeseydim En ağırını ben yaşıyorum sanırdım aşkın Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2005 BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin Fedakarlığımı anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da Bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? İçimden bir şey : belki diyor. NAZIM HİKMET Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2005 ZİGON SEHPA Bugün ordaydım, Aynı yerde aynı evde. Aynı kapıdan girdim içeri, Tesadüf bu ya, Aynı anahtar kalmış bende. Sandalyede yeleğini unutmuşsun, Masada kahkahanı,mutfakta bardağını, Salon da duruşunu unutmuşsun. Sonra yan odada hıçkırığını, Koridorda göz yaşlarını Kapı da çarpıp çıkışını unutmuşsun. Bir çiçeğin zehri düşmüş Zigon sehpaya, Bir rujunun rengi düşmüş oval aynaya, O kavgadan arta kalan kırık vazoyla, İkimizin kalbi düşmüş tozlu balkona. Duvarda ki resmin de gülüşün kalmış Son içtiğin fincan da dudak izlerin Portmantonun yanın da gidişin Kapı da bıraktığın ayak izlerin kalmış. Yastığının üstün de saçını buldum Posta kutusun da mektuplarını, Teypte dinlediğin şarkını buldum O hicaz da kalmış göz yaşlarını. Yazan böyle yazmış demek ki Nasıl da anlam buldu Sen olmayınca. Ne eyleyim köşkü ne eyleyim sarayı için de salınan YAR olmayınca Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2005 BüYüMeYi ÖĞReT BaNa Sesimi duyuyorsan tut elimden Götür beni bilmediğim diyarlara Tanımadığım sokakları anlat Görmediğim yüzlere karşı Savunmayı öğret bana Sesimi duyuyorsan tut elimden Bilmediğim bir pınar başında Büyük bir adamı ve Küçük bir kız çocuğunun pembe düşlerini anlat Akan suyun nağmelerinde Yakamozlarla parlat ufkumu Büyük denizlerde yüzmeyi öğret bana. Sesimi duyuyorsan tut elimden Küçük yüreğimde büyük fırtınalar koparan Zıpladığımda dokunacakmışım gibi olduğum güneşin Canımı acıtacağını anlat Ya da karanlığımı boğması için Dolunayı yapıştır geceye Hani gülünce gözlerinde kamaşan yıldızlar var ya Onları da as üstüne Akşamlardan korkmamayı öğret bana. Sesimi duyuyorsan tut elimden Büyüdüğünü unut İçindeki çocukla gel dünyama Sen diye sarıldığım yastığımda Uykusuzluğu ve yalnızlığı paylaştığım zaman Küçük bedenimde ki, büyük sevdamı anlatayım Sen, bana tecrübelerinle temkinli adımlar atarken Ben kollarımı açıp atlayayım boynuna Çocuk gözlerle sevdayı hatırlatayım .. Sen büyümeyi öğret bana. Kolay Gelsin Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2005 Buralardan Gitme Çok su verince ölür ya çiçekler. Çok ağlarım, çürür gözlerim gidersen eğer. Ben senin gül bahçende oyunlarıyla mutlu Ve affedilmeyi çok seven yaramaz bir çocuğum. Sen ne güzel güldün, solmuyordun. Sem çok seviyordun hem beni yormuyordun. Çiçekler.... Çiçekler sevildikçe büyür. Gitme diyorum sana gitme! ....Çiçeklerim benimle ölür. Buralardan gitme. Buralar gitsin, sen gitme. Gitmek çözecekse... Ve biri gidecekse... Buralar gitsin, sen gitme... Sen gitme. Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 o kadar...var ki...! Damarlarımı izliyorum; mabedine çıkıyor yolları.. ellerimdeki çizgileri izliyorum; sana yürüdüğüm yollara çıkıyor... bulutları seyrediyorum... pamuk tenine gidiyor... kar tanelerine bakıyorum; hepsi birbirinden farklı... tıpkı aramızdaki aşkın diğerlerinden olduğu gibi... artık herşeyde seni buluyorum... herşeyi sana çekiyorum... en ufak bir hareketini bile... benzetecek, özletecek, hüzünlendirecek... herşeyde biraz sen varsın sanki... Daha sırada bekleyen o kadar dize var ki...! Aşka çarpıtılacak...Saçmalanacak...! Daha sırada bekleyen o kadar çok gözyaşı var ki...! Sana dökülecek... Aşka ağlanacak...! Daha o kadar zaman var ki...! Seni hatırlatacak... sonsuza kadar...! ve daha o kadar acı var ki...! ölümle bitirilecek.. kurtulacak...! ama oysa ki ben...!!! bağcığı çözülmüş bir çocuk gibi öksüz...* ...ve sevmeye yeteneksizdim...! pencerenin kenarında ki kedi kadar meraklı...* ...ve tüfeklerin yansıması kadar acılıydım...! artık mavi gözlü bir bakış gibiyim... herşeye yabancı ve herşeyden uzak... daha bir yakın tutuyorum kaşlarımı gözlerime... sinirden belli olmasın diye hüznüm... iç fırtına soğuklardan da beter... bedenim üşümüyor...ruhum titriyor... bana bunları yazdıran sen değilsin...! ...kendimi, içimi tanımlama aşkım... ve daha o kadar çok söyleyecek sözüm kaldı ki...! bunların hepsini yuttum... ve sana verecek o kadar çok sevgim var ki...! ...o çok sevdiğin yüreğimde ısıttığım...! Kolay Gelsin Alıntı
Φ asterix Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 Bir denemede benden olsun bakalım, Sonbaharda, Kimsecikler yokken sokaklarda ve yağmur şehrin caddelerini yıkarken Amansız, iflah olmaz bir hastalık gibi içimden söküp atamadığım yokluğunla Seni bekliyor olacağım Sen pencerendeki buharı sileceksin Umarsız tasasız kaygısız Ben ıslanan toprağın kokusunu çekeceğim içime Bir martının tiz çığlığı duyulacak Gök gürleyecek aniden ve ben Seni bekliyor olacağım Biliyorum Bekleyişim umutsuzdur Amansızdır kavgam ve çaresizdir hastalığım Ve senin benden hiç haberin olmamıştır Haberin olmamıştır uykusuz gecelerde kimbilir kaç kez Seni düşünmüşlüğümden İçimdeki sancıdan Karalanıp bir kenara atılmış yapraklardan Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2005 AMA BUNU YAPAN TEK BEN DEGILIM Herkes yapiyor.. Biz ne icin yasiyoruz Hayatin anlami ne? Her insan bir insani kurtarsa Dunya kurtulurdu Sadece dunya degil... Insanlik... Kolay Gelsin Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2005 gece yarısı bir el dokunuyor soluğuma bir aşkın kan damlası karışıyor yağmura kitaplardan yüreğime dolan gelincikler güneşli papatyaları seyreyleyen turnalar bir yelkenli açılıyor alnımın çatısına. sizlerin gençliğini taşıdım kanımda ey güzel çocuklar sesime renk katanlar şimdi renklerle savruluyorum ardınızdan adlarınızı unutmadım/yüzünüz silinmiyor aklımdan. sevincim bir çığlık gibi savruluyor dünyaya kelebek kanatları/kuş sesleri dökülüyor gömleğime bir nehir akıyordu gecenin sessizliğine bütün güneşler kayıp gitmişti ellerimden her ölüm bir şiiri büyütüyordu dilimde. çok şey anlatıyordu gecenin yüzü yağmurlu bir kasım karanlığını geçerek korkuyu yenen bir aşkın seveniydim bir gül yaprağıydım rüzgârda. güzelliğiniz kazılıyor gençliğin mavi ufkuna yarama tuz basarak geçiyorum günleri bir ses yankılansa yüreğimi örseleyen bir fotoğraf dökülse yüzünde solgun çiçekler göğsümden havalanır martı sürüleri. şimdi karlar yağar yüzüne dünyanın isyasyonların uykusunu yitirmiş derinliğine şafakla yırtılan gecenin kanayan bir yerine Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2005 Kal Demedin, Oysa! "Kal" deseydin, kalırdım. Demedin oysa... Kuru bir "Bitmesin" den başka hiçbir şey demedin. Öyle kuru, öyle soğuk, öyle uzaktı ki ondaki anlam! Bu kadar kolay mıydı her şey, bu kadar yakın mıydık uçuruma? Savunmayacak mıydın sevgimizi? "Kal" diye haykırmayacak mıydın ardımdan? Düşündüğüm bu değildi... Hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı senden. Mücadele beklemiştim oysa, yelkensiz olan gemimizi kıyıya ulaştırırız sanmıştım, kıyıya ulaştırırsın sanmıştım... Oysa O'nu denizin ortasında savunmasız bırakmama göz yumdun... Bu kadar yıpratıcı olamazsın... Oysa bir anlam olmalıydı yaşadıklarımızda! Paylaşılan duyguların bir anlamı olmalıydı. Yüreğimdeki martıların bir anlamı olmalıydı. Beynimizdeki melodilerin, aramızdaki çekimin, geçen akşamki sohbetin bir anlamı olmalıydı. Duygularımızın bir anlamı olmalıydı. Yüreğimdeki tüm MARTILAR'ı uçurdun şimdi... hangi yöne gittiler bilmiyorum, geri dönerler mi bilmiyorum. Dünya boşaldı mı ne! Neden bu kadar sessizleşti birden yaşam, neden artık parlamıyor yakamozlar gözlerimde, neden artık rüzgar esmiyor... her şey seninle mi kaldı yoksa... Mantığım, mantığımı bana bırak lütfen, ona ihtiyacım var. Bazı şeyleri anlamak için ona ihtiyacım var! Evet! Ben istedim ayrılığı, Çıkmaz yollara yönelen bendim, Kucağında bir yığın noktayla karşına çıkan bendim... Kahretsin! Bunu neden yaptığımı bilmiyorum Ve Senin buna nasıl göz yumduğunu... Tıpkı Balkondaki akasyaları sularken, fazla sudan dolayı sararacaklarını bilmediğim gibi... su onun için hayat olmalıydı oysa ve sen de benim tutunacak dalım! Bazı şeyler vardı aramızda biliyorsun, olmaması gereken ama daima varolan. Farklı uçlardaydık seninle, farklı mevsimleri seviyorduk farklı zamanlarda... sen büyük fırtınalara vardın, bense lodostan bile ürküyordum. Oysa başardığımız şeyler vardı her şeye rağmen, daha doğrusu öyle sanıyordum... Binlerce yıldız arasında, ayın güzelliğini gösterebilmekti tek amacım... yıldızları söndürmekti. . . sorunları yok etmekti. . . "Bitti" deyişim "Hayır" demeliydin! Hatta kıyametler koparmalıydın yüreğimde, Hendekler açmalıydın yoluma gidemeyeyim diye. Sahip çıkmalıydın gözlerimdeki ay'a sevgimiz diye... Beni yolumdan alıkoymalıydın... "Kal" demeliydin... defalarca "Kal" demeliydin... oysa demedin... Belki de senin çiçeklerin çoktan solmuştu ve ben akasyaları kışın yaşatmaya çalışmakla hata etmiştim... belki böylesi daha iyi oldu. . . "Kal" deseydin kalırdım... hem de seve seve kalırdım. Martılarla kalırdım Yakamozlarla kalırdım Demedin Bilir misin Kaç çığlık olup yıkıldı yüreğim giderken... Bilir misin Nasıl bir cana hasretti yüreğim, yolumdan döndürecek... Bilir misin Nasıl zor oldu ardıma bakmadan çekip gitmek... "KAL" desen kalacaktım... DEMEDİN OYSA! Kolay Gelsin Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Benim, Sana yandığım vakitlerde çık karşıma Yaktır bana tüm şiirleri... Ellerimi tut,.. Gözlerimin ta içine bak ölüme direnircesine Ve aydınlat karanlıklarımı... Tut ki sana aşık değilim... Tut ki sen kimliği tanımlanamayan bir yıldızsın benim için.. O zaman sen ay ol Karanlıkta aydınlat beni Güneş ol yak gündüzlerimi Yak gecelerimi Bir anda kaybol Beni aşık et kendine.. Sen aşk denilen yasadışı bir gerilla ol bende Senin dağlarında ve senin uğrunda Mert bir militan olayım Ve yalnızca senin için savaşayım Yağdır mitralyöz misali kurşunları üzerime Ben güllerle yıkanayım... Yağmur ol boşal üzerime bardaktan boşalırcasına Kar ol yağ yollarıma diz boyu sana batayım Fırtına ol Yetme... Sel ol Ben inadına sana sarılayım Sana yandığım vakitlerde çık karşıma Yaktır bana bu şehri Bu şehri yaktır, geceleri, gündüzleri Ve sensizlik denilen yalnızlığı yaktır bana... Senin uğruna kurşuna dizeyim türküleri Ve bitsin bu işkence... Sonuna kadar buz kessin yüzüme bakan feryatlar Ve bir anda siyaha dönüşsün lekesiz bembeyaz martılar Kanatları kırılsın sensizliğimde Sessiz kaldığım her an biraz daha vurulsun yürekler Bir yangının orta yerinde kaldığım anda çık karşıma Aşkımı paramparça gözlerimle anlatayım sana Ve sen Çık KARŞIMA Seni seviyorum diye haykır BANA... Kolay Gelsin Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Anlayamadın Nasıl da vermiştim sevgimi sana Sınırsızca, alabildiğince Oysa sen hiç çözemedin İnce duygularımı, sana hasretimi Anlamadın, anlayamadın Nasıl da sarılmıştım sıkı sıkıya sana Sımsıcacık, sevecen, yumuşacık Oysa sen hep 'ben' dedin Alamadın sözlerimdeki mesajı Anlamadın, anlayamadın Nasıl da yüceltmiştim aşkımla seni Narin, zarif, ışıl ışıl, pırlanta misali Oysa sen dahası yok mu dedin Yetinmedin, düşünmedin sadece sevmenin yeteceğini Anlamadın, anlayamadın Almasını Bilene Benim sevgim... Bir bardak su gibidir İçini serinletir Hoş kokulu bir çiçektir Ruhunu ferahlatır Şarkı söyleyen kanaryadır İçten, nazenindir Paha biçilmez pırlantadır Değerlidir Bir acı kahvedir Hatırlıdır Uçsuz bucaksız okyanustur Engin, ulaşılmazdır Yıllanmış şaraptır Doyumsuzdur Saftır, temizdir, şeffaftır Beyaz, ak paktır Sıcacıktır, sevecendir Sarılgandır Bir avuç gözyaşıdır Hüzünlüdür Anlatılması güç bir heyecandir Delidoludur Gözlerinde saklı kalır Sadıktır Hergün yeniden doğar kalbe Heyecan doludur Bir ömre bedeldir, sonsuzdur Hergün yeniden başlar Almasını bilene Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.