Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

"ŞERİAT" KUR'AN DEĞİLDİR... (Din bireysel, şeriat toplumsaldır. Din bir vicdan meselesi iken, şeriat dini de içine alacak şekilde bir siyasal yapı ve)


DİPNOT

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 91
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Dipnot...

 

Tespit yapmışsın;iyi,güzel...

 

Ama bu başlığı bu isimle açtığına göre ben senden Kur'an sözü beklerim,ayet beklerim yani...

 

İşin o kısımları çok su götürür başka başlıklarda da konuşulur...

 

Sen madem böyle bir başlık açtın;beklemek de benim hakkım...

 

Buyur;ben hala bekliyorum...

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dipnot...

 

Tespit yapmışsın;iyi,güzel...

 

Ama bu başlığı bu isimle açtığına göre ben senden Kur'an sözü beklerim,ayet beklerim yani...

 

İşin o kısımları çok su götürür başka başlıklarda da konuşulur...

 

Sen madem böyle bir başlık açtın;beklemek de benim hakkım...

 

Buyur;ben hala bekliyorum...

 

:zorro:

Tamam o zaman başlayalım sevgil Ali...

 

Ahzâb(*) Sûresinin 52 . Ayetinde

Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile, başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helal değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah her şeyi gözetleyendir.

 

Kıcasa burada bir kısıtlama veya sınırlama söz konusu oysa o dönemlerin gerçekleri çok farklı mesela; Bağzı yorumcular sadece Muhammed'in alacağı kadınların sayısını sınırlandırdığını öne sürerler. Bazı yorumcular, söz konusu ayetin konmasının nedenini, Müslüman kişilere dörde kadar kadın alma hakkı tanınmışken, Muhammed'in o sıralarda 9 kadınla evli olduğunu, Tanrı'nın onu bu sayıyla sınırlandırmak istediğini söylerler. Bazı yorumcular Muhammed'in, o tarihten sonra yapacağı evliliklerini "cahiliye" geleneği gereğince yapabilmesi için, bu ayetin konduğunu bellirtirler. Cahiliye geleneğinde, iki erkeğin birbirleriyle karı değiştirmeleri usulü vardı ve bu usul, İslamın gelişinden sonra da sürdürülmüştür. Bazı yorumcular, ayetin inmesinin nedeni, bu usulün yasaklanması için olduğunu söylerler.

 

İLGİNÇ DEĞİLMİ SİZCE...

 

(Kehf Suresi, ayet 7276).

"Yine gittiler; sonunda bir erkek çocuğa rastladılar. (Hızır) hemen onu öldürdü..."

 

Bu ayet ile ilgili görüşlerini alabilirimiyim sevgi Ali...

Şimdilik bu kadara...

Devamı gelecek Dost sevgilerimle..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlk durumda bir ilginçlik göremedim...

 

Şimdi diğerine bakalım...

 

Kehf suresi 74.Ayet:

 

Türkçe Meal daha önce alıntı yaptığım yerden ve Bilmen

 

Buyrun:

 

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Ve hatta 75.Ayeti de okuyalım:

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Olay Hz Hızır'ın Hz. Musa ile yaptığı yolculuk gibi bir şey ve bakın açıklamalara:

 

80.Ayet:

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

81:Ayet:

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

 

 

Sureyi daha geniş çaplı takip ederseniz bana ihtiyacınız kalmaz sevgilş Dipnot...

 

Ben burada sabrı ve her şeyin en hayırlısının bizim her kabul ettiğimiz gibi olmadığını;özel zatlara verilenleri görüyorum...

 

Ama dediğim gibi sureyi tam olarak okursanız anlarsınız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Ali uğraşmaya bile değmez cımbızlama usulu ayet yorumlamaya çalışıyorlar aklılları sıra,hepsi başımıza tefsirci muhaddis çıkıverdi.Sanki devamını bulmak çok zormuş gibi almış ayetin ortasından iki kelime birde açıklama istiyor gerisini bilmiyormu kendisi biliyor tabiki aklı sıra karşısındakinin bilgisi ölçmek ve kendince eğlenmek ciddiye bile almaya değmez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlk durumda bir ilginçlik göremedim...

 

Şimdi diğerine bakalım...

 

Kehf suresi 74.Ayet:

 

Türkçe Meal daha önce alıntı yaptığım yerden ve Bilmen

 

 

İlk durumda ilginç birşeylerin olmaması gerçekten çok ilginç...

Peki diğerini bilmiyorsun o zaman şuraya bak... Kehf Suresi, ayet 80.

Sevgiyle kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Ali uğraşmaya bile değmez cımbızlama usulu ayet yorumlamaya çalışıyorlar aklılları sıra,hepsi başımıza tefsirci muhaddis çıkıverdi.Sanki devamını bulmak çok zormuş gibi almış ayetin ortasından iki kelime birde açıklama istiyor gerisini bilmiyormu kendisi biliyor tabiki aklı sıra karşısındakinin bilgisi ölçmek ve kendince eğlenmek ciddiye bile almaya değmez...

İlk durumda ilginç birşeylerin olmaması gerçekten çok ilginç...

Peki diğerini bilmiyorsun o zaman şuraya bak... Kehf Suresi, ayet 80.

Sevgiyle kalın...

 

Suheda sanıyorum bizlerin birşey bilmediğini falan mı sanıyorsunuz...

Ama ne yazıkki biz en azında yanlışları da görebilecek ve değerlindirebilecek kadar akıl sahibiyiz...

Bu soru aynı zamanda sanada...

Sevgiyle kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kehf Suresinden bir bölüm...

 

Ayetler:65-82

 

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona kendi katımızdan bir rahmet vermiştik.Ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.

 

Ona Musa dedi ki: Öğretilmiş olduğundan bana bir irşat vesilesi öğreti vermekliğin üzere sana tabi olabilir miyim?

 

Dedi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra kadir olamazsın.

 

Ve hakikatından tamamen haberdar olmadığın bir şeye karşı nasıl sabredebilirsin?

 

Dedi ki: inşaallah beni elbette sabreder bulacaksın ve sana hiçbir emirde asi olmam.

 

Dedi ki: Eğer bana tabi olacak isen artık bana hiçbir şeyden sula etme, ondan sana haber verinceye değin.

 

Bunun üzerine gidiverdiler.Ne zaman ki bir gemiye bindiler, o gemiyi yaraladı. Dedi ki: Onu yaraladın mı ki, ahalisini boğuversin? Doğrusu pek kötü bir şey yaptın.

 

Dedi ki: Ben demedim mi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Unuttuğum şey ile beni muaheze etme, bana bu isimden dolayı bir güçlük teklif eyleme.

 

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Bundan sonra sana bir şeyden sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Muhakkak ki benim tarafımdan özre erişmiş oldun.

 

Sonra yine gittiler, bir belde ahalisine varınca onun ahalisinden yiyecek istediler. Onlar ise bunları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada bir duvar buldular ki,yıkılmak istemekte idi.Onu hemen doğrultuverdi.Dedi ki: Eğer dileseydin bunun üzerine elbette bir ücret alıverirdin.

 

Dedi ki:İşte bu,benimle senin aramızın ayrılışıdır.Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana heber vereceğim.

 

Şöyle ki: Gemi, denizde çalışan bir takım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her -sağlam- gemiyi zulmederek alıvermektedir.

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

Duvara gelince şehirde iki yetim oğlanındı.Altında ise onlara ait bir hazine var idi.Babaları da iyi bir kimse idi.Artık Rabbi diledi ki:Onlar erginlik çağına ersinler de hazinelerin çıkarıversinler -bu- Rabbinden bir rahmet olarak -böyle yapılmıştır- Ve onu kendi reyimle yapmış olmadım.İşte bu, üzerine sabra takat getiremediğin şeyin izahıdır.

 

 

Yazım yanlışım varsa özür dilerim...

 

Mürşit cdsini hazırlayanlara da tekrar teşekkür ederim...

 

Bakın ne kadar da kolay artık teknoloji sayesinde...

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Suheda sanıyorum bizlerin birşey bilmediğini falan mı sanıyorsunuz...

Ama ne yazıkki biz en azında yanlışları da görebilecek ve değerlindirebilecek kadar akıl sahibiyiz...

Bu soru aynı zamanda sanada...

Sevgiyle kalın...

 

Dikkatli oku yazdığımı dipnot kendileri bilmiyormu tabiki biliyorlar dedim bir daha oku bir zahmet ne demek istediğimi belki anlarsın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dikkatli oku yazdığımı dipnot kendileri bilmiyormu tabiki biliyorlar dedim bir daha oku bir zahmet ne demek istediğimi belki anlarsın

 

 

Boş ver güzel insan...

 

Ben sureden bir bölümü verdim;gayet açıkca anlatılmış her şey...

 

Okurlar değerlendirsin kimin anlayışı ne kadar... :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Ali uğraşmaya bile değmez cımbızlama usulu ayet yorumlamaya çalışıyorlar aklılları sıra,hepsi başımıza tefsirci muhaddis çıkıverdi.Sanki devamını bulmak çok zormuş gibi almış ayetin ortasından iki kelime birde açıklama istiyor gerisini bilmiyormu kendisi biliyor tabiki aklı sıra karşısındakinin bilgisi ölçmek ve kendince eğlenmek ciddiye bile almaya değmez...

 

Kehf Suresinden bir bölüm...

 

Ayetler:65-82

 

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona kendi katımızdan bir rahmet vermiştik.Ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.

 

Ona Musa dedi ki: Öğretilmiş olduğundan bana bir irşat vesilesi öğreti vermekliğin üzere sana tabi olabilir miyim?

 

Dedi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra kadir olamazsın.

 

Ve hakikatından tamamen haberdar olmadığın bir şeye karşı nasıl sabredebilirsin?

 

Dedi ki: inşaallah beni elbette sabreder bulacaksın ve sana hiçbir emirde asi olmam.

 

Dedi ki: Eğer bana tabi olacak isen artık bana hiçbir şeyden sula etme, ondan sana haber verinceye değin.

 

Bunun üzerine gidiverdiler.Ne zaman ki bir gemiye bindiler, o gemiyi yaraladı. Dedi ki: Onu yaraladın mı ki, ahalisini boğuversin? Doğrusu pek kötü bir şey yaptın.

 

Dedi ki: Ben demedim mi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Unuttuğum şey ile beni muaheze etme, bana bu isimden dolayı bir güçlük teklif eyleme.

 

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Bundan sonra sana bir şeyden sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Muhakkak ki benim tarafımdan özre erişmiş oldun.

 

Sonra yine gittiler, bir belde ahalisine varınca onun ahalisinden yiyecek istediler. Onlar ise bunları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada bir duvar buldular ki,yıkılmak istemekte idi.Onu hemen doğrultuverdi.Dedi ki: Eğer dileseydin bunun üzerine elbette bir ücret alıverirdin.

 

Dedi ki:İşte bu,benimle senin aramızın ayrılışıdır.Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana heber vereceğim.

 

Şöyle ki: Gemi, denizde çalışan bir takım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her -sağlam- gemiyi zulmederek alıvermektedir.

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

Duvara gelince şehirde iki yetim oğlanındı.Altında ise onlara ait bir hazine var idi.Babaları da iyi bir kimse idi.Artık Rabbi diledi ki:Onlar erginlik çağına ersinler de hazinelerin çıkarıversinler -bu- Rabbinden bir rahmet olarak -böyle yapılmıştır- Ve onu kendi reyimle yapmış olmadım.İşte bu, üzerine sabra takat getiremediğin şeyin izahıdır.

Yazım yanlışım varsa özür dilerim...

 

Mürşit cdsini hazırlayanlara da tekrar teşekkür ederim...

 

Bakın ne kadar da kolay artık teknoloji sayesinde...

 

:clover:

 

Bakın hiç uzatmaya gerek yok çünkü sorumun cevabı yazdıklarınızın hiçbiri değil. Cevap kısaca şu,

Kehf Sûresinin 80 . Ayetinde

“Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

YANİ ÇOCUĞU ÖLDÜRMÜŞLER...

Doğrumu?, değilmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakın hiç uzatmaya gerek yok çünkü sorumun cevabı yazdıklarınızın hiçbiri değil. Cevap kısaca şu,

Kehf Sûresinin 80 . Ayetinde

“Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

YANİ ÇOCUĞU ÖLDÜRMÜŞLER...

Doğrumu?, değilmi?

Uzatmak!!!

 

Pardon???

 

Bakın şimdiye kadar sabrettim ama bu kadarı da fazla...

 

Sana bahsettiğin ayetin hangi olay anlatılırken geçtiğini verdim;daha doğrusu sana verememişiz de okuyanlar anlar...

 

Senin derdin;tek bir ayeti alıp çıkardığın sonuçlar ne beni ne de diğer insanları ilgilendirmez...

 

Anlaşıldı mı???

 

Olay açık ve net biçimde ortada...

 

Sadece çocuk öldürülmüyor aynı zamanda gemiye hasar da veriliyor duvar da düzeltiliyor ve bunlar karşısında sabredemeyen Hz.Musa ya açıklama da geliyor zaten...

 

Gerisi sadece senin kör arayışın olur;vereceğim cevap da aktardığım mealleri tekrar tekrar alıntılamak olur...

 

Hayır benim esas yandığım bir kere de çıkıp tamam demiyorsunuz ve kendinizi savunma adı altında nasıl da kıvırıyorsunuz!!!

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kehf Suresinden bir bölüm...

 

Ayetler:65-82

 

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona kendi katımızdan bir rahmet vermiştik.Ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.

 

Ona Musa dedi ki: Öğretilmiş olduğundan bana bir irşat vesilesi öğreti vermekliğin üzere sana tabi olabilir miyim?

 

Dedi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra kadir olamazsın.

 

Ve hakikatından tamamen haberdar olmadığın bir şeye karşı nasıl sabredebilirsin?

 

Dedi ki: inşaallah beni elbette sabreder bulacaksın ve sana hiçbir emirde asi olmam.

 

Dedi ki: Eğer bana tabi olacak isen artık bana hiçbir şeyden sula etme, ondan sana haber verinceye değin.

 

Bunun üzerine gidiverdiler.Ne zaman ki bir gemiye bindiler, o gemiyi yaraladı. Dedi ki: Onu yaraladın mı ki, ahalisini boğuversin? Doğrusu pek kötü bir şey yaptın.

 

Dedi ki: Ben demedim mi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Unuttuğum şey ile beni muaheze etme, bana bu isimden dolayı bir güçlük teklif eyleme.

 

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Bundan sonra sana bir şeyden sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Muhakkak ki benim tarafımdan özre erişmiş oldun.

 

Sonra yine gittiler, bir belde ahalisine varınca onun ahalisinden yiyecek istediler. Onlar ise bunları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada bir duvar buldular ki,yıkılmak istemekte idi.Onu hemen doğrultuverdi.Dedi ki: Eğer dileseydin bunun üzerine elbette bir ücret alıverirdin.

 

Dedi ki:İşte bu,benimle senin aramızın ayrılışıdır.Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana heber vereceğim.

 

Şöyle ki: Gemi, denizde çalışan bir takım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her -sağlam- gemiyi zulmederek alıvermektedir.

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

Duvara gelince şehirde iki yetim oğlanındı.Altında ise onlara ait bir hazine var idi.Babaları da iyi bir kimse idi.Artık Rabbi diledi ki:Onlar erginlik çağına ersinler de hazinelerin çıkarıversinler -bu- Rabbinden bir rahmet olarak -böyle yapılmıştır- Ve onu kendi reyimle yapmış olmadım.İşte bu, üzerine sabra takat getiremediğin şeyin izahıdır.

 

 

Yazım yanlışım varsa özür dilerim...

 

Mürşit cdsini hazırlayanlara da tekrar teşekkür ederim...

 

Bakın ne kadar da kolay artık teknoloji sayesinde...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kehf Suresinden bir bölüm...

 

Ayetler:65-82

 

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona kendi katımızdan bir rahmet vermiştik.Ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.

 

Ona Musa dedi ki: Öğretilmiş olduğundan bana bir irşat vesilesi öğreti vermekliğin üzere sana tabi olabilir miyim?

 

Dedi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra kadir olamazsın.

 

Ve hakikatından tamamen haberdar olmadığın bir şeye karşı nasıl sabredebilirsin?

 

Dedi ki: inşaallah beni elbette sabreder bulacaksın ve sana hiçbir emirde asi olmam.

 

Dedi ki: Eğer bana tabi olacak isen artık bana hiçbir şeyden sula etme, ondan sana haber verinceye değin.

 

Bunun üzerine gidiverdiler.Ne zaman ki bir gemiye bindiler, o gemiyi yaraladı. Dedi ki: Onu yaraladın mı ki, ahalisini boğuversin? Doğrusu pek kötü bir şey yaptın.

 

Dedi ki: Ben demedim mi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Unuttuğum şey ile beni muaheze etme, bana bu isimden dolayı bir güçlük teklif eyleme.

 

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Bundan sonra sana bir şeyden sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Muhakkak ki benim tarafımdan özre erişmiş oldun.

 

Sonra yine gittiler, bir belde ahalisine varınca onun ahalisinden yiyecek istediler. Onlar ise bunları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada bir duvar buldular ki,yıkılmak istemekte idi.Onu hemen doğrultuverdi.Dedi ki: Eğer dileseydin bunun üzerine elbette bir ücret alıverirdin.

 

Dedi ki:İşte bu,benimle senin aramızın ayrılışıdır.Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana heber vereceğim.

 

Şöyle ki: Gemi, denizde çalışan bir takım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her -sağlam- gemiyi zulmederek alıvermektedir.

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

Duvara gelince şehirde iki yetim oğlanındı.Altında ise onlara ait bir hazine var idi.Babaları da iyi bir kimse idi.Artık Rabbi diledi ki:Onlar erginlik çağına ersinler de hazinelerin çıkarıversinler -bu- Rabbinden bir rahmet olarak -böyle yapılmıştır- Ve onu kendi reyimle yapmış olmadım.İşte bu, üzerine sabra takat getiremediğin şeyin izahıdır.

Yazım yanlışım varsa özür dilerim...

 

Mürşit cdsini hazırlayanlara da tekrar teşekkür ederim...

 

Bakın ne kadar da kolay artık teknoloji sayesinde...

Evet evet sevgili Ali sizi anlıyorum ve saygı duyuyorum...

Tabiki yazar bunu bu şekilde yorumlaması doğru ve sizinde bu yönde onu onaylamanızıda ço iyi anlayabiliyorum...

Fakat lütfen birde şimde benim yorumumla bakalım ne dersin..

 

Değerli arkadaşım Ali Kur'an'ın yorumlarken bu satırları anlamak görüldüğü gibi biraz daha güçleşi­yor. Çünkü burada anlatılana göre Hızır denen adam erkek çocuğun kötü bir iş yap­masından, yani Müslüman olan ana ve babasını birşekli ile "azgınlığa" ve "nankör­lüğe" sürüklemesinden korktuğu için onu boğazlamıştır... Daha açık bir ifade ile Tanrı kendisine, çocuğun yapacağı şeyi söylemiştir. O da yine muh­temelen Tanrı'nın emri gereğince, çocuğu öldürmüştür. Şimdi burda bir duralım Ali arkadaşım, Evet ama bir insan, bir başka insanı farklı bir inanca sürükleyecektir diye öldürür mü? Üstelik de Tanrı, dilediği kimseyi "Müslüman" ve dilediğini "kafir" ya­pabileceğini bildirmemiş midir? (bkz. En'am Suresi, ayet 125). Şu halde çocuğu öldürmek niye? Ana ve babasını "azgınlığa", "nankörlüğe" sü­rükleyen çocuk mu suçludur, yoksa çocuğunun söylediklerine kanarak "azgınlığa" ve "nankörlüğe"kapılan mı? ne dersiniz...

 

En'am suresi, ayet 125; En’âm Sûresinin 125 . Ayetinde Allah her kimi doğruya erdirmek isterse onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir...

 

Sevgiyle kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah her şeyin en iyisini bilendir Dipnot...

 

Ortada yorum yok;sadece sureyi yazdım;anlayan da anladı...

 

Ölüm dediğin bir materyalist gibi yokoluş ya da ne bileyim her türlü dert bir karanlık olarak algılanmıyor...

 

Daha hayırlısı için yol açılmış tüm olaylarda;bunu anlamak için yorum yapmaya üzerinden duygu sömürüsü yürütmeye gerek yok...

 

Bizi yaradan da Allah;onun böyle bir işi uygun görmesine ona inanan niye karşı çıksın???

 

Sen diyorsun ki temel başlıkta Kur'an' tabi olmak lazım;ama geliyorsun burada kendince Kur'an'dan alıntılarla bir şeyler kanıtlamaya çalışıyorsun...

 

Çok ilginçsin... :D

 

Olayı değerlendirirken karar vermek lazım;yine temel felsefede yatıyor cevapların...

 

Allah'a ve Kur'an'ına inanan birisi olarak şu verdiklerini yadırgamıyorum;sen yadırgıyorsan önce kendi inancını sorgula o zaman birilerini cahil,yobaz yapmadan önce...

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet evet sevgili Ali sizi anlıyorum ve saygı duyuyorum...

Tabiki yazar bunu bu şekilde yorumlaması doğru ve sizinde bu yönde onu onaylamanızıda ço iyi anlayabiliyorum...

 

 

Aynı hızla devam et sen...

 

 

Alıntı Kur'an'dan ve olay net...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kehf Suresinden bir bölüm...

 

Ayetler:65-82

 

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona kendi katımızdan bir rahmet vermiştik.Ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.

 

Ona Musa dedi ki: Öğretilmiş olduğundan bana bir irşat vesilesi öğreti vermekliğin üzere sana tabi olabilir miyim?

 

Dedi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra kadir olamazsın.

 

Ve hakikatından tamamen haberdar olmadığın bir şeye karşı nasıl sabredebilirsin?

 

Dedi ki: inşaallah beni elbette sabreder bulacaksın ve sana hiçbir emirde asi olmam.

 

Dedi ki: Eğer bana tabi olacak isen artık bana hiçbir şeyden sula etme, ondan sana haber verinceye değin.

 

Bunun üzerine gidiverdiler.Ne zaman ki bir gemiye bindiler, o gemiyi yaraladı. Dedi ki: Onu yaraladın mı ki, ahalisini boğuversin? Doğrusu pek kötü bir şey yaptın.

 

Dedi ki: Ben demedim mi ki: Şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Unuttuğum şey ile beni muaheze etme, bana bu isimden dolayı bir güçlük teklif eyleme.

 

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Bundan sonra sana bir şeyden sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Muhakkak ki benim tarafımdan özre erişmiş oldun.

 

Sonra yine gittiler, bir belde ahalisine varınca onun ahalisinden yiyecek istediler. Onlar ise bunları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada bir duvar buldular ki,yıkılmak istemekte idi.Onu hemen doğrultuverdi.Dedi ki: Eğer dileseydin bunun üzerine elbette bir ücret alıverirdin.

 

Dedi ki:İşte bu,benimle senin aramızın ayrılışıdır.Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana heber vereceğim.

 

Şöyle ki: Gemi, denizde çalışan bir takım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her -sağlam- gemiyi zulmederek alıvermektedir.

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

Duvara gelince şehirde iki yetim oğlanındı.Altında ise onlara ait bir hazine var idi.Babaları da iyi bir kimse idi.Artık Rabbi diledi ki:Onlar erginlik çağına ersinler de hazinelerin çıkarıversinler -bu- Rabbinden bir rahmet olarak -böyle yapılmıştır- Ve onu kendi reyimle yapmış olmadım.İşte bu, üzerine sabra takat getiremediğin şeyin izahıdır.

 

 

Yazım yanlışım varsa özür dilerim...

 

Mürşit cdsini hazırlayanlara da tekrar teşekkür ederim...

 

Bakın ne kadar da kolay artık teknoloji sayesinde...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

En'am Suresi

 

Ayetler 126,127:

 

Ve bu Rab'binin dosdoğru olan yoludur. Mukakkak ki, biz ayetleri düşünen bir kavim için ayrıntılı olarak beyan etmişizdir.

 

Onlar için Rablerinin katında selamet yurdu vardır.Ve Allah, onların yaptıkları amelleri sebebiyle dostudur.

 

Furkan Suresi

 

Ayet 63:

 

Ve Rahmanın -halis- kulları, onlardır ki, yer yüzünde mütevazi bir halde yürürler ve ....... onlara hitabettikleri vakit "selametle" derler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kehf Suresinden bir bölüm...

 

Ayetler:65-82

 

......................

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

..................................

 

...?...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kehf Suresinden bir bölüm...

 

 

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Bundan sonra sana bir şeyden sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Muhakkak ki benim tarafımdan özre erişmiş oldun.

 

Sonra yine gittiler, bir belde ahalisine varınca onun ahalisinden yiyecek istediler. Onlar ise bunları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada bir duvar buldular ki,yıkılmak istemekte idi.Onu hemen doğrultuverdi.Dedi ki: Eğer dileseydin bunun üzerine elbette bir ücret alıverirdin.

 

Dedi ki:İşte bu,benimle senin aramızın ayrılışıdır.Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana heber vereceğim.

 

Şöyle ki: Gemi, denizde çalışan bir takım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her -sağlam- gemiyi zulmederek alıvermektedir.

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

Duvara gelince şehirde iki yetim oğlanındı.Altında ise onlara ait bir hazine var idi.Babaları da iyi bir kimse idi.Artık Rabbi diledi ki:Onlar erginlik çağına ersinler de hazinelerin çıkarıversinler -bu- Rabbinden bir rahmet olarak -böyle yapılmıştır- Ve onu kendi reyimle yapmış olmadım.İşte bu, üzerine sabra takat getiremediğin şeyin izahıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

En'am Suresi

 

Ayetler 126,127:

 

Ve bu Rab'binin dosdoğru olan yoludur. Mukakkak ki, biz ayetleri düşünen bir kavim için ayrıntılı olarak beyan etmişizdir.

 

Onlar için Rablerinin katında selamet yurdu vardır.Ve Allah, onların yaptıkları amelleri sebebiyle dostudur.

 

Furkan Suresi

 

Ayet 63:

 

Ve Rahmanın -halis- kulları, onlardır ki, yer yüzünde mütevazi bir halde yürürler ve cahiller onlara hitabettikleri vakit "selametle" derler.

 

 

 

Not:Kur'an'da geçen bir ifadeyi de engellemek ne kadar etiktir artık...

 

Yine engellenirse belirtmiş olayım noktalı yer eğitimsiz,bilgisiz insan anlamında kullandığımız kelimeyi karşılıyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kehf Suresinden bir bölüm...

Yine gittiler,nihayet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi.Dedi ki: Bir tertemiz nefsi, bir nefs karşılığında olmaksızın öldürdün mü?Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.

 

Dedi ki: Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.

 

Dedi ki: Bundan sonra sana bir şeyden sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Muhakkak ki benim tarafımdan özre erişmiş oldun.

 

Sonra yine gittiler, bir belde ahalisine varınca onun ahalisinden yiyecek istediler. Onlar ise bunları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada bir duvar buldular ki,yıkılmak istemekte idi.Onu hemen doğrultuverdi.Dedi ki: Eğer dileseydin bunun üzerine elbette bir ücret alıverirdin.

 

Dedi ki:İşte bu,benimle senin aramızın ayrılışıdır.Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana heber vereceğim.

 

Şöyle ki: Gemi, denizde çalışan bir takım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her -sağlam- gemiyi zulmederek alıvermektedir.

 

Oğlana gelince onun anası ve babası iki mümin kimselerdi. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.

 

Artık biz istedik ki, Rableri onlara ondan temizlikçe daha hayırlısını ve merhametçe daha yakınını bedel olarak versin.

 

Duvara gelince şehirde iki yetim oğlanındı.Altında ise onlara ait bir hazine var idi.Babaları da iyi bir kimse idi.Artık Rabbi diledi ki:Onlar erginlik çağına ersinler de hazinelerin çıkarıversinler -bu- Rabbinden bir rahmet olarak -böyle yapılmıştır- Ve onu kendi reyimle yapmış olmadım.İşte bu, üzerine sabra takat getiremediğin şeyin izahıdır.

En'am Suresi

 

Ayetler 126,127:

 

Ve bu Rab'binin dosdoğru olan yoludur. Mukakkak ki, biz ayetleri düşünen bir kavim için ayrıntılı olarak beyan etmişizdir.

 

Onlar için Rablerinin katında selamet yurdu vardır.Ve Allah, onların yaptıkları amelleri sebebiyle dostudur.

 

Furkan Suresi

 

Ayet 63:

 

Ve Rahmanın -halis- kulları, onlardır ki, yer yüzünde mütevazi bir halde yürürler ve cahiller onlara hitabettikleri vakit "selametle" derler.

Not:Kur'an'da geçen bir ifadeyi de engellemek ne kadar etiktir artık...

 

Yine engellenirse belirtmiş olayım noktalı yer eğitimsiz,bilgisiz insan anlamında kullandığımız kelimeyi karşılıyor...

 

Sevgili Ali kusura bakmayın ama artık bu konularla ilgili olarak sizinle polimiğe girmek istemiyorum...

Birinde bile anlaşamamışken bahsedeceğim örnek gibi daha 100'lercesini tartışmak isterdim oysa burada...

Fakat ne yazıkki anlamak, analiz edebilmek ve de gerçeği görme gib bir çabaya hizmet etmiyen, sadece olduğu gibi kabul edilen, sorgulanmayan ve kuşku ve tereddüt dahi edilemeyenler ancak beni uyutur...

Diiğer taraftan bu işlerin ezbere olmayacağın bilen yüzlerce bilim adamı herşeyin farkında...

Birazda onları araştırıp incelesiniz hiç fena olmaz demekten başka çarem yok...

Yorum bile yapmaktan çok uzak kalındığı yerde, gelişme, ilerleme ve konuya hizmet mümkün değildir...

Dost sevgilerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Ali kusura bakmayın ama artık bu konularla ilgili olarak sizinle polimiğe girmek istemiyorum...

Birinde bile anlaşamamışken bahsedeceğim örnek gibi daha 100'lercesini tartışmak isterdim oysa burada...

Fakat ne yazıkki anlamak, analiz edebilmek ve de gerçeği görme gib bir çabaya hizmet etmiyen, sadece olduğu gibi kabul edilen, sorgulanmayan ve kuşku ve tereddüt dahi edilemeyenler ancak beni uyutur...

Diiğer taraftan bu işlerin ezbere olmayacağın bilen yüzlerce bilim adamı herşeyin farkında...

Birazda onları araştırıp incelesiniz hiç fena olmaz demekten başka çarem yok...

Yorum bile yapmaktan çok uzak kalındığı yerde, gelişme, ilerleme ve konuya hizmet mümkün değildir...

Dost sevgilerimle...

 

Yorum???

 

Pardon ama siz ne yorumu yaptınız...

 

Önüme bir ayet sürdünüz aa bak çocuğu öldürmüş dediniz ben de olayın aslı o kadar değil deyip tamamını sundum...

 

Geriye de sadece göstermelik attığınız soru işaretleri kaldı...

 

Kardeşim ilerlemeden kasıtın ne???

 

Ne diyelim yani biz buna;derdin ne???

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biz defalarca kez söyledik ya Ali din düşmanlığı......

 

Arkadaşım hala şunu anlamış değilsiniz...

Siz herkesi din duşmanı yapıyorsunuz...

Sizi kınıyorum...

Arkadaş Ali ile ilgili bür konuyu tartışıyoruz...

Ve bahsettiğim surede bir coçuk oldürüldüğünü göstermeye çalışıyor ve tepkisin yokluyorum..

Ama tık yok...

Kusura bakmayın ama size şunu söylebilirim sevgili suheda; Biliyorum ki; Tarih boyunca insanların / ülkelerin parçalanmasında en etkili yollardan birisini (bilmiyorum bilinçi ve bilinçsiz) yapıyorsunuz ve bu ve bir inancı temel alarak öteki inancın sahiplerini ya da inanmayanları önce dışlamak gibi.

Bu inanç din olabilir, mezhep olabilir, tarikat olabilir fakat temel çıkış noktanız aslında bu ve bundan da gayrısı olan geri kalanı önce dışlamak gerekir, sonra da sırasıyla inançsızlar, şeytanlar, düşmanlar ilan etmek gerekiyor.

Böylece de önce dışlanırlar, sonra da etkisiz duruma getirilirler, sonra da topluca bir yere kapatılmaları, ortadan kaldırılmalarına sıra gelir.

Ülkeler böyle parçalanmış, en şiddetli savaşlar böyle çıkmıştır.

Bir ülkeyi parçalamanın en etkili yollarından birisidir.

Eğer din bu ise kusura bakmayın ama buna karşı durmak bir insanlık borcumuzdur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.