Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2014 11 yıl " dur " değil, zaten öyle ve zaten sözde Protestan tutum içerisinde olan bir akım çoktan zaten yobaz olan Türkiye'yi daha da yobaz yaptı da, işte onun Protestanlığının sözdeliği de bundan geliyor zaten. Yoksa, akla dayanan, hurafelerden arındırılmış bir din istemiyle asıl dinde reformu, Atatürk, Diyaneti kurarak yapmaya çalışmıştır zaten.
Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2014 11 yıl Akla dayanan din diye bir şey olmadığı gibi dinin zaten kendisi hurafe olduğu için bir şey kendisinden arındırılamaz. Atatürk olsa olsa dini zararsız hale getirmek için ehlileştirmeye çalışmıştır.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Katoliklik ile Protestanlık arasındaki fark dindarlık düzeyi farkı mı ? Yoksa, kilisenin kurumsal olarak sistemde, yönetimde söz sahibi olması ile olmaması farkı mı ? Ayrıca, İspanya, İtalya, Fransa hangi mezhep ağırlıklı ? Fark laiklik farkıdır. Laiklik de Burjuva devrimi ile yapılır. Ama emperyalist ülkelerin hiç bir zaman işine gelmez. Venezuella'nın petrollerini sömürmek için yıllarca Bolivarcı devrimin geriye götürülmesi için çalıştılar. Ama Chavez buna engel olarak devrimi devam ettirdi ve ileriye taşıdı. Şili'de Allande'ye neden ABD destekli darbe yapıldı ? Aslında Protestanlık, Hristiyanlık bile değil, bireysel yaşam felsefesi gibi birşey. Katoliklik gibi, Ortadoksluk gibi toplumsal bir yönü yok. İspanya-İtalya Katolik ağırlıklıdır ama aynı zamanda laiktir de. Hristiyanlığın İslam veya Yahudilik gibi toplumu düzenleyici kuralları olmadığında laikliğe elverişli bir dindir ama aynısını Yahudilik ve İslam içİn söyleyemeyeceğim.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Saplantısız dindar laik olabilir. Akla dayanan din diye bir şey olmadığı gibi dinin zaten kendisi hurafe olduğu için bir şey kendisinden arındırılamaz. Akla dayanmayan din olamayacağı için, saplantısız dindar da olamaz. Hurafelere inananlar zaten saplantıdadır. Dindar laik olamaz. Eğer öyle ise dini bilmiyordur. Çünkü din laik olanı da cezalandırır.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Akla dayanmayan din olamayacağı için, saplantısız dindar da olamaz. Hurafelere inananlar zaten saplantıdadır. Dindar laik olamaz. Eğer öyle ise dini bilmiyordur. Çünkü din laik olanı da cezalandırır. "Dindar Laik olamaz" soylemi diktatorun soylemidir. T.C. toplumunun buyuk bir cogunlugu dindar? 1923'ten beri de tam laik olmasa da dini bir devlette yasamiyorlar. Peki ne yapacagiz? Dindarlari dusunup onlar ulkede yasayabilsin diye laiklikten mi vazgececegiz, ki diktatorun zaten istedigi bu. Ya da milli devlet temelinde dindarlari yasamaya ikna mi edecegiz? Ikincisi "laik olunmaz" laiklik bir duzen sistemdir devlet sistemidir. Ya laik duzende yasanir ya da yasanmaz. "dindar sekuler olamaz" dersen haklisin. Cunku sekuler olmak dunyevi olmak demektir. Dindar ise dunya otesine inanir. Zaten T.C. devleti ve hukumeti hic bir zaman sekuler zihniyete ve bilince sahip olamadi. Sadece devlete bagimli bir diyanet ile "carpik" bir laik duzen kurmaya calisti. Buradaki laiklik te dini olmayanlarin ya da baska din ve mezhepten olanlarin vicdan ozgurlugu adinaydi. Anayasaya bu madde kondu. Yoksa carpik laiklik zaten sunni dindarlar icin degil. O zaman ne yapacagiz? Dinciler gibi "siz dini bilmiyorsunuz" deyip onlari dincilerin kucagina mi itecegiz. Yoksa T.C. Devletinde kabul edilmis yasamlarini koruma ve saglama adina onlari "rahat mi" ettirecegiz. Yani 60 oncesi "laik/deist/devrimci/anti kapitalist muslumanlik" Kisaca distalayacak otekilestirecek miyiz, catisacak miyiz; yoksa onlar ile birlikte ayni cografya da ortak uzlasmali iki tarafi da memnun eden bir duzeni mi onerecegiz. Ki bu duzen zaten dinin uygulamali bir inanc oldugu ve siyasete tasinamayacagi, politikanin cikar araci olarak kullanilamayacagi ve devlet sistemi olamayacagi bir duzendir. Cunku sonucta onlarin istedigi ve diktatorun de getirmek istedigi teokratik otokratik bir devlet duzeninde bizler sunni olmayanlar baska dine/mezhepe mensuplar ve dinsizler nasil yasayacagiz? Yoksa SSCB'nin yaptigi hatayi mi tekrarlayacagiz? yani dini zorla yasaklayacagiz? Nedir onerin.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Saplantısız dindar elbette olur. Laik dindar da olur. Din konusunda hiç bir ön şart, standart, kayıt kuyut koyamazsınız. Herkes istediği her şeye inanabilir. İster kertenkeleye tapar, ister böceğe, ota... Kimse inanç özgürlüğüne engel olma hakkına ve şuna şöyle inanabilirsin diye bir standart koyma hakkına sahip değildir. İsterse tanrısız dine inanır. Böyle din mi olur diyemezsin. İsterse allah yok ama ben müslümanım diyebilir. Böyle islam mı olur diyemezsin. İsterse Muhammed kendi kafasından yazmış ama kafası kıyakmış, iyi yazmış, hoşuma gitti, o yüzden müslümanım diyebilir. Yine hiç kimse bir şey diyemez. İsterse Kuranın yarısını kabul etmiyorum ama müslümanım der. Dine standart getirilemez.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Saplantısız dindar elbette olur. Laik dindar da olur. Din konusunda hiç bir ön şart, standart, kayıt kuyut koyamazsınız. Herkes istediği her şeye inanabilir. İster kertenkeleye tapar, ister böceğe, ota... Kimse inanç özgürlüğüne engel olma hakkına ve şuna şöyle inanabilirsin diye bir standart koyma hakkına sahip değildir. İsterse tanrısız dine inanır. Böyle din mi olur diyemezsin. İsterse allah yok ama ben müslümanım diyebilir. Böyle islam mı olur diyemezsin. İsterse Muhammed kendi kafasından yazmış ama kafası kıyakmış, iyi yazmış, hoşuma gitti, o yüzden müslümanım diyebilir. Yine hiç kimse bir şey diyemez. İsterse Kuranın yarısını kabul etmiyorum ama müslümanım der. Dine standart getirilemez. Iste burada sorun dinin BIR INANC OLARAK KISIYE OZGU KALMASIMI, YOKSA DININ DEVLETIN REJIMI OLMASI VE DININ POLITIK BIR KULLANIMI OLMASIMI SORUSUDUR. Cunku dini devletler dini sadece inanc olarak almazlar, ayni zamanda bir hukuk ve bir etik temelli (sosyal siyasal, ahlaki v.s.) yonlendirim olarak alirlar. O yuzden de adi teokrasidir. Yaani O.Dogu devletleri Dinin inanc olarak kaalmasi T.C.'nin getirdigi ve istedigidir, diktator ise dini toplumu yonlendiren bir devlet rejimi yapmak istemektedir. 1980'ler ile bunun temeli atilmistir hatta Menderes'in bunu deneyip denemedigi de bilinmemektedir. Yalniz Erbakan dahil o paraleldeki hic bir parti dini bir politika araci ve devlet sistemi yapmak istememistir. Diktatore kadar. Bildigin gibi o tarihte Menderesi ve ozali ornek verir, Erbakan'i vermez. Cunku dini deneyen menderes milli butunlugu bozan da ozaldir. Zaten 1980'ler ile temel ozal, ocalan ve gulen olarak atilmistir. Oyuzden ulkenin ve toplumun bir arada beraber bolunmeden tum dini ve milli farklari ile birarada yasayabilmesi adina catisma otekilestirme distalama birinin digerlerinew ustunluk hakimiyet kurmasi degil; uzlasma, andlasma ve hak ve ozgurlukler temelinde herkesin sosyo-etiginin yasam ve iliskisini iceren ve Anadolu'yas yakisan cok sesli ve sosyo-etikli bir sistem/trejik kutma ve devlet yapilandirmasina gidilme. Iste yapilmasi gereken, ayni topraklarin korunarak uzklasmali bir sekilde her bir farkin birinin digerine hakim ve ustun gelmeden (dini/mezhepsel ve milli/etnik) birlikte yasamasi ve iliski kurmasidir. Aksi husrandir parcalanmadir catismadir savastir ve her savasan taraf kendi hakim ve ustunlugunu digeri ustunde kurmak isteyecektir. Bu da uklkenin, o.dogu batakligidir ve zaten su an gidisat ta odur. Otokratik bir turkiye dini mi milli mi temelli yani demokrasisiz ve sadece hakim ve ustunluk temelinde topluma dayatilan sosyo-etik vesayetli (sivil, askeri, dini/mezhepsel ya da milli/etnik) Ben tum bunlari farkli basliklar olarak detayli acikladim.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Zaten dine standart getirilemeyişi ile dinin kamuya baz yapılamayışı paralel, aynı durumun sonuçları. Bir standardı olamayan bir şey kamuya hiç temel olabilir mi? Olamaz. Kendisi bir temelden yoksun. Bu devlet iki kez dinamitlendi. Biri özünü aldı, ardından gelen de her şeyini...
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Zaten dine standart getirilemeyişi ile dinin kamuya baz yapılamayışı paralel, aynı durumun sonuçları. Bir standardı olamayan bir şey kamuya hiç temel olabilir mi? Olamaz. Kendisi bir temelden yoksun. Bu devlet iki kez dinamitlendi. Biri özünü aldı, ardından gelen de her şeyini... Soru basit simdiye kadar yaptigimiz gibi kendi tarafimizin hakim ve ustunlugu icin catisacak otekilestirecek distalayacak miyiz, yoksa herkes herkesi kabullenicek esit sartlarda hak ve ozgurluklerin kullanimi konusunda uzlasacak anlasacak ve bu ulkke butunlugunu koruyacak miyiz? Hangisi ve neden o?
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Cevap sorunun içinde olunca yanıt tekrar olur... Cumleni aciklar misin?
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Soru sorulurken yanıt da verilmişse, bir daha yanıt vermekle tekrara düşülmüş olunur. Kolay bence anlamak...
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Saplantısız dindar elbette olur. Laik dindar da olur. Din zaten saplantıdır. Saplantısız dindar da olamaz. Dine saplantılı olan ne laiktir ne de demokratik. Zira din ne laiktir ne de demokratik. Din, diğer dinlere karşı cihat önerir.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Ama şimdi aynı iddiayı tekrarlamak yanıt olmuyor, CD okuyucunun takılması oluyor. Ben neden saplantısız ve laik dindar olabileceğini gerekçeleriyle apaçık anlattım. Aynı derecede açık ve gerekçeli anlatım beklerim. Yoksa yanıt durumu oluşmamış oluyor.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Ama şimdi aynı iddiayı tekrarlamak yanıt olmuyor, CD okuyucunun takılması oluyor. Ben neden saplantısız ve laik dindar olabileceğini gerekçeleriyle apaçık anlattım. Aynı derecede açık ve gerekçeli anlatım beklerim. Yoksa yanıt durumu oluşmamış oluyor. Senin yanıtın bana bir cevap içermiyor ki. CD konusunu tüm yazıların için kendine değerlendirebilirsin. Bir kez senin misalin dindarlık değil ki. Dindarlık diyince dinin bilişselliğinin farkında olan kişi akla gelir. Dinin bilişselliğinin farkında olmayan zaten dindar değil, dini bilmiyordur. Halbuki bunları yazımda kısaca ve özlü olarak belirttim.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Dine olduğu gibi dindarlığa da format biçemezsin. Sana göre dindar beş vakit namaz kılandır, başkasına göre içmek için akşamı bekleyendir. Bu işin bir standardı yok. Çünkü bir din standartları enstitüsü yok. Çünkü din, ilkel, bilgisiz birtakım adamlar tarafından uydurulmuş bir şey... Ne bir sistematiği var, ne bir dayanağı, ne bir temeli. Hiç bir şeye sahip değil ki standarda sahip olsun... Hakkında her ne varsa hepsi uydurma... Sen de ben de istediğimiz bir dini hemen şu an bir kaç dakika içinde uydurabiliriz. Hiç birinin aslı astarı yok.
Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2014 11 yıl Söylemiştim.. Neyse ikimize de artık daral gelmesin diye CD den bahsetmeyeceğim. Kavramları her isteyen istediği gibi eğip bükemez. Kavramlar evrenseldir. Dindar= din kurallarına bağlı olan -Wiki- Her dinin kendine has kuralları vardır. Bunlar da evrenseldir. Dinin kurallarının bilincinde olan dindar, bilmeyen, bilincinde olmayan ise bilmiyordur, sadece sempatizandır. Dinin kuralları laiklik içermez. Kurallara uyan da laik değildir.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Soru sorulurken yanıt da verilmişse, bir daha yanıt vermekle tekrara düşülmüş olunur. Kolay bence anlamak... Algilasam sormazdim, tahmin yurutup yanlisalgilamak ta istemiyorum. O yuzden ne dedigini aciklar misin? Bende senin verdigin gibi algilayayim, tahmin yurutmeden.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Senin yanıtın bana bir cevap içermiyor ki. CD konusunu tüm yazıların için kendine değerlendirebilirsin. Bir kez senin misalin dindarlık değil ki. Dindarlık diyince dinin bilişselliğinin farkında olan kişi akla gelir. Dinin bilişselliğinin farkında olmayan zaten dindar değil, dini bilmiyordur. Halbuki bunları yazımda kısaca ve özlü olarak belirttim. Aslinda dinin bilisselligine eren kisi artik dindar kalamaz. Cunku dinin ne oldugunun bilincini kavramisve zararini gormustur. Buradaki bilissellik belki cikar temelinde bu isten cikar saglayan dinciler icin gecerli olabilir. Yani dini cikarina alet etmek. Diktatorun yaptigi gibi de, ben diktatorun bunu bilincli yaptigini sanmiyorum, sadece akil hocalari ne diyorsa onu yapiyor. Ama ayristirmayi politik cikar gordugu icin yapiyor.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Din zaten saplantıdır. Saplantısız dindar da olamaz. Dine saplantılı olan ne laiktir ne de demokratik. Zira din ne laiktir ne de demokratik. Din, diğer dinlere karşı cihat önerir. Iste bu dine bir sistem olarak bakmaktir, bir inanc olarak degil; yani kisisel ve kisinin inanci olarak degil. Halbuki ulkemizde din T.C. eliyle sadece kisi temelinde o da her kisinin kendi algisinca din bir uygulama Allah'in varligi da bir inasnctir. Kisaca islamin ve imanin sartlari hem toplumsalligi hem de duzeni din yapmayi icermez. Bunu ben "dine inanilmaz din uygulanir" basliginda acikladim. Cunku eger biz sorunu inanc olarask degil de bir toplumsal duzen olarak gorursek zaten arap temelli bu muslumanlik anlayisinda onlardan olmayanlar olarak beraber yasayamayiz. Cunku onlar dini devlet ve otokratik bir duzen isterler. Zaten diktatoru de geldigi Erb akan'dan ayiran ve kankasi Gul'den ayiran kismi da bu. Dini politik bir toplumu tonlendirir sisteme donusturmek. 1980'e kadar toplum boyle degildi. Bu istem ve yetistirim 80 ile basladi ve de Erbakan temelli partilerde yetisen gencler ordan ayrildi. Iste AKP'de boyle kuruldu.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Söylemiştim.. Neyse ikimize de artık daral gelmesin diye CD den bahsetmeyeceğim. Kavramları her isteyen istediği gibi eğip bükemez. Kavramlar evrenseldir. Dindar= din kurallarına bağlı olan -Wiki- Her dinin kendine has kuralları vardır. Bunlar da evrenseldir. Dinin kurallarının bilincinde olan dindar, bilmeyen, bilincinde olmayan ise bilmiyordur, sadece sempatizandır. Dinin kuralları laiklik içermez. Kurallara uyan da laik değildir. Islam ve imanin sartlarina inanan ve uygulayan kisi din kuralina bagli degil midir, T.C. kuruldugundan beri de turkiye'de yasamiyor mu? Ayrica laik olunmaz, laiklik bir duzen seklidir. Laik duzen savunulur ya da karsi cikilir. Sekuler olunur ve zaten musluman sekuler olamaz islamin sartlari buna izin vermez. Cunku dunya otesidir. Sekuler ise dunyevidir. Zaten layikiyle laiklik te ancak sekuler zihniyette bir devlet eliyle olur. Turkiye'de sekuler olan bile azdir. Cunku islama ve muslumanliga terstir. Ama laiklikte ustelik carpiginda diyanet bile vardir ustelik devletin milli/etnik temeli gibi o da dini/sunni temele sahiptir.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Dine olduğu gibi dindarlığa da format biçemezsin. Sana göre dindar beş vakit namaz kılandır, başkasına göre içmek için akşamı bekleyendir. Bu işin bir standardı yok. Çünkü bir din standartları enstitüsü yok. Çünkü din, ilkel, bilgisiz birtakım adamlar tarafından uydurulmuş bir şey... Ne bir sistematiği var, ne bir dayanağı, ne bir temeli. Hiç bir şeye sahip değil ki standarda sahip olsun... Hakkında her ne varsa hepsi uydurma... Sen de ben de istediğimiz bir dini hemen şu an bir kaç dakika içinde uydurabiliriz. Hiç birinin aslı astarı yok. Iste o yuzden kisiseldir ve uygulamave inanctir. Yani tum toplumu kapsamaz, tabi politik iktidar icerigi yoksa.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Aslında Protestanlık, Hristiyanlık bile değil, bireysel yaşam felsefesi gibi birşey. Katoliklik gibi, Ortadoksluk gibi toplumsal bir yönü yok. İspanya-İtalya Katolik ağırlıklıdır ama aynı zamanda laiktir de. Hristiyanlığın İslam veya Yahudilik gibi toplumu düzenleyici kuralları olmadığında laikliğe elverişli bir dindir ama aynısını Yahudilik ve İslam içİn söyleyemeyeceğim. Bakın size türkiye'deki bir Protestan Klisesinin web sitesinde İncildeki Hukuk başlığı altındaki yazının yer aldığı linkini vereyim : http://www.bodrumlutufkilisesi.org/it/blog/incil-hukuk.html Biraz alıntılayayım, gerisini orradan okursunuz : Hayvan hakları: Mısırdan Çıkış 22:19 "Hayvanlarla cinsel ilişki kuran herkes öldürülecektir." Yasa’nın Tekrarı 27:21"“ ‘Herhangi bir hayvanla cinsel ilişki kurana lanet olsun!’ “Bütün halk, ‘Amin!’ diyecek." Levililer 20:15 "Bir hayvanla cinsel ilişki kuran adam kesinlikle öldürülecek, hayvansa kesilecektir." Levililer 20:16 "Bir kadın cinsel ilişki kurmak amacıyla bir hayvana yaklaşırsa, kadını da hayvanı da kesinlikle öldüreceksiniz. Ölümü hak etmişlerdir." Bunlara rağmen ne yapmışlar, Protestanlar ? " Sezarın hakkı sezara, İsanın ( Tanrının ) hakkı İsaya ( Tanrının ) verin " ayetini ( Luka 22. Bab ) esas alıp Seküler Devletin yolunu açmışlar. Demek ki çalışınca oluyormuş.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Sezarın hakkının sezara, tanrının hakkının tanrıya verilmesi laikliğin yolunu açmaz. Tanrının hakkı diye bir şey yoktur. Olursa laiklik olmaz. Her din ve inanç sahibi, istediği her başka şeye de inanabilir. Din standartlarını belirleyen bir kurum yoktur. Ben belirlerim iddiasında olan kurum varsa, reddedilir, geçersizdir. Yetkisi olan yoktur. Bağlayıcılık asla olamaz. Varsa, laiklik yoktur. Din, tamamen temelsiz ve uydurma olduğu için hiç bir kuralı yoktur. İstersen hamamböceğine tanrı diye taparsın. Kimse de buna da tapılır mı diyemez.
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2014 11 yıl Sezarın hakkının sezara, tanrının hakkının tanrıya verilmesi laikliğin yolunu açmaz. Tanrının hakkı diye bir şey yoktur. Olursa laiklik olmaz. Her din ve inanç sahibi, istediği her başka şeye de inanabilir. Din standartlarını belirleyen bir kurum yoktur. Ben belirlerim iddiasında olan kurum varsa, reddedilir, geçersizdir. Yetkisi olan yoktur. Bağlayıcılık asla olamaz. Varsa, laiklik yoktur. Din, tamamen temelsiz ve uydurma olduğu için hiç bir kuralı yoktur. İstersen hamamböceğine tanrı diye taparsın. Kimse de buna da tapılır mı diyemez. Konu laiklik temelinde bakmak degildi, bu tarafli bakistir. Karsi tarafta teokratik bakar ve z\aten birlik butunluk birliktelik olmnaz uzlasama andlasma olmaz, ustunluk hakimiyet mucadelesi distalama otekilestirme olur. Burada onemli olan farkli sosyo-etik degere sahip sosyal grupolasrin ve hatta kisilerin ayni toplumda birlikte yasayabilmeleri eger hedef ise; evrensel hukuk insan haklari temelinde herkes herkesin sosyo-etik farkinin farkina varacak kendininkini hak ve ozgurluk olarak talep edecek, baskasininkini destekleyecek ve hem kendi hem de baskasininkini savunacak. Yani hic bir sosyo-etik degerin etik icerigi ne olursa olsun digerleri ustunde hakimiyet ve ustunluk kurmasina da izin vermeyecek. Yani farklar esitligi ve antiayrimcilik. Bu ancak her bir beynin sosyo-etik farklari KENDI FARKININ DIGERLERINE HAKIM VE USTUNLUGU temelinde degerlendirmezse mumkundur. Yoksa zaten ortada olan catismadir ve guc ve otorite temelli iktidar savasidir. Cunku iktidara gelen her turlu devleti hukumeti ele gecirecek ve sadece kendi politik degeri cikarina tum toplumu yonlendirmeye zorlaamaya girisecektir. Turkiyenin bu temelde iki zayif karni vardir ve catisma temelinden dolayi cozume ulasmaz. Biri milli/etnik digeri dini/mezhepsel iste her iktidara gelen bu konudaki kendi DEGERINI DIGERLERINE HAKIM VE USTUN KILMAK ICIN TOPLUMU TEKLESMEYE ZORLAR VE BASKA ETIK FARKLARI YA AYIRIR YA DA KENDI FARKI BUNYESINDE YOK SAYAR. Ikisi de ayni ayrimci kapiya cikar. Ben bu TOPLUMU IKTIDAR ELIYLE TEK BIR NITELIGE YONLENDIRME VE ZORLAMA BASKI KURMA v.s. ile ilgili bir kac baslik actim. Isteyen olursa link verebilirim. Bakin ornek sudur. Ornegi zayif karnimiz milli ve dini temelden verecegim. "Herkes turktur/sen turk degilsin" ile "herkes sunnidir/sen sunni degilsin" ayni ayrimciliktir sadece etik dallari farjklidir. Fakat her ikiside sunu denmektedir. YA TURK SUNNI OLACAKSIN YA DA DEGILSEN AYRILIP GIDECEKSIN" Iste zaten emperyalizmin yaptigi daaslinda polituika ile ilgisi olmayan bu etik hak ve ozgurlugu politik cikara ve duygu somurusune tasiyip; yerine gore birini yeriner gore digerini one surmus ve toplumu hep catisma temelinde tutmayi basarmis ve de burdan her iki tarafi da birbiri (mesela turku once ermeni sonra kurd ile, sunni yi alevi ile, dinliyi dinsiz ile bir dini diger din ile v.s.) ile catistirarak "kaybet kaybet politikasi" ile iki tarafi da gucsuz birakip, kendi her iki tarafa da istedigini kendi cikari dogrultusunda yaptirmistir. Iste bizim biribirimizi farkimiz ile kabullememiz ve icsellestirmemiz bir daha emperyalizmin eline boyle koz vermez ve bolunme tehlikesi de ortadan kalkar. Cunku etik olarak her bir sosyal grup ve farkli inanis hak ve ozgurluk olarak kendini yasar tanitir ve temsil eder ve hic biri digerine kendi farkinin hakimiyet ve ustunlugunu dayatmaz. Devlet te bir baba gibi farkli olan her bir evladini farkli etik degerlerin farkli sosyallesmesi temnelinde HIC BIRINDEN YANA/TARAF OLMAYARAK HEPSINE ESIT MESAFEDE HEPSINI KORUR KOLLAR VE YASAM VE ILISKISINE IZIN VERIR. Bizlerin bu duruma gelmesi bilinc farkindalik birey olma v.s. temelli gerekenleri saglayamadigimizdan, simdilik uzak gozukuyor. Ama unutulmamasi gereken de eger gercek demokrasi yani cok seslilik ve her sesin sesini cikarmasi ve diger sese baski zorlama yapmamasi yasak koymamasi temelli bir OZGUR BIREY DEVLETI KURULMADIKCA ve devlet dusunebilen bireyler olarak egitim ogretim ve yetistirim vermedikce; bu olanagin olusmasi mumkun degil. Haani iki inatci koprude karsi karsiya gelir ve sadece bir kisinin gecme olanagi vardir ve ikisi de inat edip digerine yol vermez ve kendine yol verilmesini ister. Iste bizim durumumuz da budur. Halbuki o kopru kimsenin mali degildir, kimse kimseye yasak koyamnaz. Kimse kimsenin kopruden gecmesine karisamaz ve her bir gecen digerine saygi gostermek zorundadir. Kisaca uzlasma andlasma ve BU HER NE OLACAK ISE AZAMI MUSTEREK TE BIRLESME. Yoksa bugune kadar yasadigimiz tarihi hic yasamamis gibi bir dahabir daha yasariz. ya yok olana kadar ya da herkesin akli basina gelene kadar. Hangisi olur ya da kim bunun olmasini ister v.s. tum bunlar ilerdebelli olacaktir. SSCB ve Yugoslavya ornegi ve O.Dogu'da guya ayni dinden olanlarin birbirini katletmesi onumuzde ornektir. Tabi bizde bu durumlarta dusmek istemiyorsak. Yalniz ben kendi adima bu iktidar temelinde kotumser, gezi bilinci temelinde iyimserim. Tarihin de ne getirecegini hep beraber gorecegiz.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.