Evrim teorisindeki "türleşme" iddiası tekrar çürütüldü...

[Φ inci_nur]

evrimi desteklemeyen bir inançlı peki ilahlarının nasıl yaratıldığı nasıl açıklar acaba bize bu konuda !?

 

On-onbeş vagonlu bir tren düşününüz. Bu vagonlardan herbirisini bir önceki vagon çeker. Ve nihayet iş lokomotife dayandığında artık "lokomotifi kim çekiyor?" diye bir soru sorulamaz. Zira, çekip fakat çekilmeyen bir lokomotif olmazsa bu nizam bozulur ve hareket meydana gelmez.

 

Aynı şekilde, bir şekerin nasıl yapıldığını sorsak, bize cevaben, şeker fabrikasında yapıldığı söylenecektir. Şeker fabrikasındaki âletlerin nerede yapıldığını sorduğumuzda onların da tezgâhları gösterilecektir. Sonunda mes'ele bir zatın ilmine, iradesine ve kudretine dayanmazsa, tezgâhın da tezgâhı sorulacak ve teselsüle gidilecektir.

 

Diğer taraftan bir elma, tabiri caiz ise, elma fabrikası olan ağacında yapılmaktadır. Bu ağaç ise kâinat fabrikasında inşa edilmiştir. Eğer elma ağacının da, kâinatın da yapılması sonsuz bir ilim ve kudret sahibine verilmezse, kâinat fabrikasına da bir fabrika, o fabrikaya da bir fabrika gerekecek ve çıkmaza girilecektir.

 

Bir asker emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve başkumandan da padişahtan alır. "Ya padişah kimden emir alıyor?" şeklinde bir soru sorulamaz. Zira padişah da birinden emir alsa, o da asker derecesine iner ve emir aldığı zât padişah olur. Bu durumda birinci şahıs padişah değildir ki: "Padişah kimden emir alıyor?" diye bir soru sorulabilsin. Padişah denilince, emir veren, fakat emir almayan bir hükümdar akla gelir.

 

Bu misâllerden anlaşıldığı gibi, bu kâinatın yaratılışının; zâtı, esması ve sıfatlarıyla ezelî ve ebedî olan Allah’ın ilim, irade ve kudretine dayanması zaruridir.

"Cenâb-ı Hakk'ı -hâşâ- kim yarattı?" diye firavunâne soru soranlar “teselsülün muhal oduğunu” bilmediklerini ve nefisleriyle bir demogoji yaptıklarını açığa vurmuş olurlar.

[Φ inci_nur]

Maalesef boşa okumuşsunuz. Biyolog değilsiniz. 

 

 

anladığım kadarıyla siz de biyoloji profesörüsünüz, ve şüphem yok ki, protein sentezi hadisesini defalarca anlattınız...

ve türlerin kökeninin canlının yapı maddesi olan bir protein molekülüne bağlandığını çok iyi biliyorsunuz. 

 

şimdi size sormak istiyorum, mokelüler genetik dersi altnda 4 ay boyunca bir proteinin nasıl sentezlendiğini anlatan sizlere göre, gerçekten protein, tüm yaşamın kaynağı olacak kadar basit bir molekül müdür ? 4 ay boyunca anlatılan replikasyon, transkripsiyon, translasyon hadiseleri sizce  bir proteini oluşturmak için tesadüfen mi meydana gelmştir ?

[Φ binyamin]

@@inci_nur din'ler var inanlar çok milyarlar hatta ! madem inançlı olunsun isteniyor herkes madem inanılsın herkes neden o zaman dünyada ki kargaşalar 

 

savaşlar bitmek bilmeyen nefretler öfkeler ve ihanetler bildim bileli kötülükler hep üstün bana göre 

 

ama demek değildir ki kötüyü iyi gösteriyorum 

 

yoksa her din'de olduğu gibi eninde sonunda hak gelecek falan mı diyeceksiniz 

 

eğer eninde sonunda gelecekse bu hak olan şey neden şimdi bu kadar acıya izin veriyor bu mantık'lı mı hayır koskoca bir hayır !!!

 

her din öğretisinde ille de onlar kazanacakmış mı en son... yani aslında diyorlar ki allah'ımız şimdiki zulme bilerek rıza geliyor... 

 

nede olsa sonunda o kazanacak e tamamda kardeşşş bu oyun mu 

[Φ democrossian]

4 ay boyunca anlatılan replikasyon, transkripsiyon, translasyon hadiseleri sizce  bir proteini oluşturmak için tesadüfen mi meydana gelmştir ?

 

Tesadüf diye bir şeyin olmadığını anlattım. Her olgunun nedenleri vardır. Tesadüf olarak görsek de nedenleri vardır. 

 

Protein de elbette tesadüfen oluşamaz. Protein ancak kendisi de proteinden yapılı olan ribozom tarafından sentezlenir. Bu da bir tavuk-yumurta sorunu ortaya çıkarıyor. Proteini yapan makine de proteinden. Başka bir protein yapabilen makine de yok. 

 

Açıklamamız gereken sorunların çok basit olduğunu kimse söylemedi. Nedenselliği bir çırpıda açıklamak hiç de kolay değildir. Nano teknoloji bu konuda bize yardımcı olacak diye umuyoruz. 

 

Fakat biz açıklayamadığımız bir olguyla karşılaşınca tanrıya sığınmıyoruz. Tanrı diye bir şeyin olmadığını, evreni nedenselliğin yönettiğini biliyoruz. Her olgunun mutlaka maddi nedenleri var. Nedensellik ise elbette zeki ve amaç güden bir şey değil. İşler olabileceği şekilde oluyor. Olan her şey, nedensellk içinde ancak öyle olabileceği, başka türlü olamayacağı için öyle olmuştur.

 

Nedenselliği ise adım adım çözümlüyoruz. Protein konusunda ancak bazı tahminlerimiz var. Protein öncülü bazı silikat kristallerin kendilerini kopyalama özelliği kazandığı ve bu kristallerin protein iskeleleri ya da kalıpları olarak çalıştığı gibi. Nano teknoloji yeterince gelişmeden bu teorileri kanıtlamak zor.

 

Daha zamanımız çok. Güneş en az bir milyar yıl daha dünyaya dostça ışıyacak. Bu çok uzun bir süre. İnsanlık bir çok devrimden geçerek bir çok bilinmeyeni aydınlatacaktır. Daha teknolojik devrimin başında, emekleme bile değil, doğum aşamasındayız. Bu devrim daha bir çok atılım ve yeni devrimler yaratacaktır.

 

Diyeceksiniz ki biz öldükten sonra teknolojiden bize ne? Öyle düşünmeyin. İnkaların fırtına yaratmasınlar diye tanrılara sunduğu bir genç olsanız ne olacaktı? Neden haberiniz olup da ölecektiniz? Hiç bir şeyden. Bireylerin önemi yok, insanlığın önemi var. Belki varlık bilgimizi karadeliklere yüklemeyi başaracağız ve başka bir evrende tekrar var olacağız. Belki de bizler de böyle var olduk.

 

Hepsi olabilir. Evrenler de evrimleşiyor olabilir. Ama tanrı tarafından yaratılmış olamayız. Çünkü evrenin gelişkin ve karmaşık bir yapı olması yüzünden onu bir şeyin yarattığını düşüneceksek, bu şey evrenden daha gelişkin ve karmaşık yapıda olacağı için o evrenden daha fazla bir yaratıcıya muhtaç olur. Bu böyle daha gelişkine doğru geçmişe gidemez. Basit karmaşıktan gelmez. Karmaşık basitten gelir. Bu yüzden tanrı olamayacağı için yoktur. Gerçek, evrimdir. Şu an en gelişkin ve karmaşık bizleriz, yani bilinç. Bizden daha gelişkin bir varlık yok. Biz en son ve gelişkin evrim ürünüyüz.  

[Φ inci_nur]

açıklamadız gayet tatminkar , yalnız katılmadığım bir nokta var.

.

 

 

Fakat biz açıklayamadığımız bir olguyla karşılaşınca tanrıya sığınmıyoruz. Tanrı diye bir şeyin olmadığını, evreni nedenselliğin yönettiğini biliyoruz. Her olgunun mutlaka maddi nedenleri var. Nedensellik ise elbette zeki ve amaç güden bir şey değil. İşler olabileceği şekilde oluyor. Olan her şey, nedensellk içinde ancak öyle olabileceği, başka türlü olamayacağı için öyle olmuştur.

 

 

 

evreni nedenselliğin yönettiğini kabul ediyorsunuz, 

aynı görüşteyiz aslında..

sizin nedensellik dediğiniz şeye biz Allah diyoruz.. 

bir yaratıcının varlığını kabul etmek kişiyi cahil yapmaz , aksine kişiye kendini tanıma ve amacını sorgulama fırsatı verir..

[Φ Archi]

Evrim teorisinin önemli bir safsatası olan "türleşme" nin tekrar sorgulanarak,

Darwin in sırların sırrı, bilinmeyenin bilinmeyeni diye tasfir bile edemediği konuda 150 yıl geriye gidip matemetiksel modelleme yapan ve böyle birşey olamazmış diyen bilim adamlarının itiraflarını takdir ediyorum.

[Φ inci_nur]

@@inci_nur din'ler var inanlar çok milyarlar hatta ! madem inançlı olunsun isteniyor herkes madem inanılsın herkes neden o zaman dünyada ki kargaşalar 

 

savaşlar bitmek bilmeyen nefretler öfkeler ve ihanetler bildim bileli kötülükler hep üstün bana göre 

 

ama demek değildir ki kötüyü iyi gösteriyorum 

 

yoksa her din'de olduğu gibi eninde sonunda hak gelecek falan mı diyeceksiniz 

 

eğer eninde sonunda gelecekse bu hak olan şey neden şimdi bu kadar acıya izin veriyor bu mantık'lı mı hayır koskoca bir hayır !!!

 

her din öğretisinde ille de onlar kazanacakmış mı en son... yani aslında diyorlar ki allah'ımız şimdiki zulme bilerek rıza geliyor... 

 

nede olsa sonunda o kazanacak e tamamda kardeşşş bu oyun mu 

 

ölümden sonrası senin için birşey ifade etmiyorsa sorduğun sorulara ne kadar cevap versem nafile,

 

yalnız şunu söylemekte fayda var;

 

dünyada doğrular da var, yanlışlar da Yanlış olanın önünde seçenek olarak durması yanlış değil. Senin onu seçenek olarak seçmen yanlış! Bu kuralı büyüklerimiz, halk-ı şer, şer değil, kesb-i şer şerdir! diye yazmışlar. Anlayacağın: Allahın kötülüğü var etmiş olması kötülük değil, senin kötülüğü seçmen kötülüktür. dolayısıyla adına oyun dediğin şey aslında imtihandır, yoksa hayatın bir anlamı var mıdır ? neden varsın? niye yaşıyosun? niye nefes alıp veriyosun? 

evet, var olmak başlı başına bir lutuf, hiç olmayadabilirdin, kale alınmış ve vücuda girmişsin, düşünebiliyorsun, akıl edebiliyorsun, 

sorgulayabiliyorsun, anladığım kadarıyla zekisin de... sence tüm bunlar sebepsiz midir? amaçsız mıdır ?

 

 

haddimi aştıysam af buyur, yaşını bilmiyorum, hayat tercüben  benden fazla olabilir, yanlış anlaşılmak da istemem, inancına saygı duyarım, sadece fikrimi söyledim, selamlar ....

[Φ binyamin]

 Allahın kötülüğü var etmiş olması kötülük değil, senin kötülüğü seçmen kötülüktür.

 

 

 

işte bu alıntı yaptığım senin sözün şuna benzer 

 

belediyeleri bir düşün yola görünmeyen çukurlar kazmışlar ve biri o çukura düşmüş ve belediye savunması şöyle olmuş

 

bizim suçumuz değil bu ...bizim çukuru var etmiş olmamız kötülük değil düşenin kötülüğü seçmesidir ...

 

burada tartışıyoruz fikir alış verişi yapıyoruz yaşımızın önemi yok önemli olan saygı çerçevesin de yapmaktır 

[Φ binyamin]

@@Archi sırf bu işi darwine yükleyerek bu iş olmaz

 

darwin ateistlerin tanrısı değildir kaç kere söyledik burada tesadüf diye bir şey yoktur ama buna tesadüf deniyor 

 

ama bu demek değildir ki tanrı vardır 

 

evrim vardır bazı dinciler de bunu kabul eder ama sadece tanrının aynı zaman da var olduğunu söylerler 

[Φ inci_nur]

işte bu alıntı yaptığım senin sözün şuna benzer 

 

belediyeleri bir düşün yola görünmeyen çukurlar kazmışlar ve biri o çukura düşmüş ve belediye savunması şöyle olmuş

 

bizim suçumuz değil bu ...bizim çukuru var etmiş olmamız kötülük değil düşenin kötülüğü seçmesidir ...

 

burada tartışıyoruz fikir alış verişi yapıyoruz yaşımızın önemi yok önemli olan saygı çerçevesin de yapmaktır 

 

belediye yolda görünmeyen çukur kazar, insan o çukura düşer evet, ama daha sonra o insan tekrar düşmemek için adımlarını daha dikkatli atar ki bir daha aynı çukura düşmesin... bu açıdan bakınca belediyeye teşekkür bile etmek lazım , neden çünkü doğru adım atabilmeyi öğrettiği için.. 

 

çukura yanlışlıkla düşmek bir musibettir, evet allahın dilemesiyle olmuştur ancak kesinlikle sebepsiz değildir,

 

Sanıyorum, en son girdiğin test sınavını unuttun. Sınav kâğıdında, her sorunun altında bir doğru cevap, dört yanlış cevap yazılıydı. Yani, elinde tuttuğun kitapçıkta yanlışlar doğruların dört katı fazlaydı. Hiç sınav kitapçığını/kâğıdını hazırlayanlara, Niye bu kadar yanlış yazdınız?diye itiraz etmek aklına geldi mi? Onların yanlışları yazmaları sence yanlış mıydı? Elbette ki hayır! Onların yanlışları yazmaları senin doğruyu seçme yeteneğini görmeleri içindi. Onların yanlış yazmaları yanlış değil, senin yanlışı seçmen yanlıştır.

[Φ binyamin]

@@inci_nur işte sorunlarınız baş gösterdi 

 

birisi dünyevi sınav birisi ahiret sınavı ...tabi bu dediklerim sizler için yani inançlılar için 

 

nasıl oluyor da anlamadığım bir şekil de kağıt parçası ile sonsuz ahiret sınavını bir tutuyorsunuz 

 

diyelim ki o belediyenin açtığı çukurda ölenler oldu ne olacak bu durumda sakat kalanlar bir de belediyeye teşekkür etmekmiş 

 

herkes başına gelen bir olayı tanrıya yormak ve ona bağlamak zorunda mı 

 

eğer böyleyse her şey her olay 

 

o zaman neden şimdiki sizlere göre zalim olan israile ve abd'ye kızıyorsunuz demek ki tanrı onlara bu yetkiyi verdi öylemi çünkü onlar bunu hak etti 

ve tanrı onlara bunları başlarına musalla etti ...bak bunları ben sizin söylediklerinize göre söylüyorum 

 

o zaman sende şimdi aynen şunu söylemen lazım ...belediyeye  teşekkür etmen gibi

 

allahım sana şükürler olsun israil ve abd'yi bir uyarıcı olarak gönderdiğin için ...bak bunlar senin söylediklerinin tam olarak karşılığı sevgili @@inci_nur

[Φ democrossian]

sizin nedensellik dediğiniz şeye biz Allah diyoruz.. 

Nedenselliğe allah adı takmanın bir yolu yok. Su sıvı olduğu için akar, akıcılığı doğası nedeniyledir. Bir bilinç su aksın dediği için akmaz. Nedensellik maddenin doğasından kaynaklanır. Bir tasarımcı yoktur. Doğa tasarlanmamıştır. Olabileceği, doğasının gerektirdiği biçimde var olmuştur. Kimse su sıvı olsun, taş katı olsun, hava sıkışabilir olsun istememiştir. Maddeler zaten ancak böyle olabilirlerdi. Olabilecekleri biçimde var olmuşlardır. Var eden de yoktur, tasarlayan da yoktur. 

 

Allah denilen şeyin nasıl bir şey olduğunun iddia edildiği bellidir. Bu tanıma uyan bir varlık olamayacağı için yoktur. Özelleştirilmiş allah, zeus, yehova, god gibi tanrıların olmadığı, onlara atanan özelliklerden açıkça belli olur. Tanrı diye bir kavram ise daha belirsiz ve hakkında somut veri olmadığı için felsefe konusudur. Allah veya zeus hakkında veri mi var denebilir. Tabii ki var. Allahın bir kitap gönderdiği iddia ediliyor. Bu kitabı inceleyerek bunu gönderenin allah olmadığı açıkça anlaşılabilir. Zeus hakkında da mitolojik bilgi var. Bu bilgilere bakılarak da zeus diye bir şeyin olmadığı anlaşılır.

 

Tüm dinlerin tanımlamalarından soyut bir tanrı kavramı, akıllı tasarım gibi iddialar ise felsefe konusudur. Bunların olmadığını felsefe yoluyla kanıtlayabiliriz. Çünkü elimizde hiç bir somut done yok.

 

Bu ayrım önemli. Önümüze bir dinin iddiası bir tanrı mı koyuyorsunuz, yoksa hiç br dinde tanımlanmamış soyut bir tanrı kavramı mı koyuyorsunuz, buna bakmak şarttır. Ona göre iddiaya cevap verilir.

 

Ateizm bir tanrıyı kabul etmeyip başka tanrıyı kabul etmek, tanrıları reddedip şeytanı, cinleri, melekleri kabul etmek filan elbette olamaz. Tüm dinlerin tüm iddialarını reddetmek olduğu gibi, soyut, tanımlanmamış tanrı kavramını da reddetmekle agnostisizm ve deizmden ayrılır. 

 

Tanrı iddiaları türlü çeşitli kılıklara girip sunulabilir. Akıllı tasarım, ilk cevher, aklı evvel, ilk başlatıcı, enerji, sonsuzluk... vs. Tanrı derken ne kastedildiğine göre verilecek yanıt değişmektedir. Ama allah derseniz, gönderdiği iddia edilen din ve kitaba bakarak öyle bir şey olamaz demek çok kolaydır. Soyut tanrı iddiası ise bundan çok farklıdır. İddianın tanımlanması gerekir.

 

Özetle, allah dediğiniz zaman, Kuran'ın insan yazması olduğunun apaçık görülmesi nedeniyle bu iddianızı reddetmek durumundayım. Nedenselliğe tanrı denir demek istediyseniz, bu da mümkün değil, başta açıkladım. Yani kısaca ne iddia ettiğinizin açık olması gerekir. Allah iddiasının olduğu metin olan Kuran'da allah nedenselliktir diye bir ibare olmak bir yana dursun, nedensellik reddedilir. Nedenlerin sadece perde olduğu ve allahı gizlediği iddia edilir. Sözlerine önem verdiğiniz ve islam büyüğü olduğunu sandığınız Said Nursi de böyle der. Herhalde biliyorsunuzdur. 

 

Yani iddianızı kabul edemeyeceğim. 

[Φ binyamin]

Nedenselliğe allah adı takmanın bir yolu yok. Su sıvı olduğu için akar, akıcılığı doğası nedeniyledir. Bir bilinç su aksın dediği için akmaz. Nedensellik maddenin doğasından kaynaklanır. Bir tasarımcı yoktur. Doğa tasarlanmamıştır. Olabileceği, doğasının gerektirdiği biçimde var olmuştur. 

 

 

 nedenselliğe allah demelerinin bir sebebi şu eğer kabul etmezsek cehennem de yanarız başka bir iddia olamaz dostum !?

[Φ democrossian]

bir yaratıcının varlığını kabul etmek kişiyi cahil yapmaz , aksine kişiye kendini tanıma ve amacını sorgulama fırsatı verir..

 

Öyle düşünmüyorum. Ateist ahlakını hiç bir din sağlayamaz. Tersine dinlerdeki "benim gibi inanmayan sonsuza kadar yanacak, ben sonsuz zevke dalacağım" iddiası ahlaksızlığın, bencilliğin, ötekileştirmenin, düşmanlaştırmanın ve savaşların, katliamların kaynağıdır. 

 

Ben doğayı allah ben tüketeyim diye yaratmış deyip hayali allaha kurban kesmiyorum. Et üretmeyi ibadet gibi sunmak bana son derece itici geliyor. Adıyla hayvan boğazlamamı isteyen bir tanrı benim için en itici şey. Ben tüm canlıların evrimsel kardeşlerim olduğunun bilincindeyim. Doğaya herhangi bir dindardan çok daha duyarlı olmamı sağlıyor bu bilinç. Doğa tüketilecek bir nimet değil, içinde yoğrulduğumuz, evrim serüvenini tüm canlılarla birlikte yaşadığımız beşiğimiz, özümüz, her şeyimiz. Tüm canlılarla akrabayız, öz be öz soyumuz bir bütün. Evrim bizi etobur olarak oluşturduğu için istemeden, zorunluluk kadarı et üretmeye istemeden mecburuz. Bu bir ibadet asla olamaz. Bunu törenselleştirip matah bir iş yapıyorum zannetmem asla mümkün değil. Zavallı hayvan kardeşimi en az acı ile, o farkına bile varmadan ete dönüştürebilirim ancak. O da zorunlu olduğum, et sentezleyecek şekilde maalesef evrimleşmemiş olduğum için. Dilerim teknoloji buna bir çare de bulur, hayvanları et kaynağı olarak kullanmaktan kurtuluruz.

[Φ democrossian]

Sınav

 

Çukura düşünce belediyeye teşekkür etmek ha... Ya kemiğiniz parçalı kırıldı ve üç ay yatıp işten güçten olduysanız? Ya kafanızı vurup öldüyseniz? Dinin insanı getireceği nokta işte budur. Ülkemizi savaşa sokup bölse parçalasalar, mezhep savaşına boğazımıza kadar batırsalar demek teşekkür edeceğiz. Çok vahim... 

 

Sınav iddiası ise son derece yersiz. Kimse sokaktan geçen herkesi yakalayıp zorla sınava sokmaz. Kazanamayanları kebaphaneye göndereceğim de demez. Hele hele bir kısmınız muhakkak kebaphaneye gidecek diye tehdit hiç etmez. (Andolsun cehennemi cinler ve insanlarla dolduracağım. Kuran.) 

 

Böyle bir sınav yapana en hafifinden diktatör denir. Ya da işkenceci sadist denir. Bu sınav benzetmesi, sizi çok zor durumda bıraktığı halde bunu bile din gözlüğü görmeyi engelliyor, bu iddiayı sürekli dindarlardan duymaya devam ediyoruz.

[Φ democrossian]

 nedenselliğe allah demelerinin bir sebebi şu eğer kabul etmezsek cehennem de yanarız başka bir iddia olamaz dostum !?

 

Aslında nedensellik derken ne kastettiğimizi çok iyi biliyorlar. Örneğin mycobacterium bakterisi tüberküloza ve ölüme neden olur. Dindarlara göre  mycobacterium bakterisi allahın görevlisidir, o insanı öldürmek için allah tarafından görevlendirilmiştir. Asıl öldüren allahtır. Bize göre ise mycobacterium bakterisi evrimle tıpkı bizim gibi oluşmuş bir canlıdır ve ölümün bizzat nedeni odur. Onu görevlendiren filan yoktur. Bu temel bir ayrımdır, bizler nedenselliğin bizzat olguların kaynağı olduğunu bilirken, dindarlar bunu kabul etmeyip nedenselliğin tanrının ardına gizlendiği perde olduğunu iddia ediyorlar. Onlara göre nedenler hiç bir fonksiyonu olmayan bir perdedir, arkasında tanrı gizlenir. Böyle bir şey ise yok. Nedensellik var, tanrı yoktur.

[Φ binyamin]

sadece şunu söylesinler başka değil 

 

tanrının insanlığa sınavı yaptırabilmesi için sözde şeytana ihtiyaç duydu mu ??

 

yok eğer duymadıysa neden var etti onu en başında yok edebilirdi neden sonsuz bir hayat verdi kıyamat'e kadar ??

 

daha şeytan olmamışken onu kim kandırdı ?? burada işte( kibri) deniyor benim de gülesim geliyor ...tabi doğal olarak !

 

sevgili dostlar dinler insanları bir yere kadar düşünmemeye sevk eder ondan sonra insanlar sorgulama başlayacağı için bütün dinler sorgulamayı kesin yasaklar neden cevap yok mu !?

 

yapmayın etmeyin artık düşünün biraz, sizden ateist olmanızı isteyemem ama en azından biraz düşünün ...allahı kabul edin tamam (çünkü ne desek boş biliyorum) ama en azından var olan dinleri 

sorgulayın araştırın ama en alasından din adamlarından değil ...insanların yaptığı en büyük hata burada işte araştırırken araştırdığı din adamına gidiyor ne 

saçma değil mi o tabi ki sana yol değil inanç gösterecek

 

ateist olabilmek en baba yiğit'inden bir iştir ...sizden belki bunu istemek olmaz ...ama sizin inandığınız allah için bari biraz araştırın 

[Φ democrossian]

en büyük hata burada işte araştırırken araştırdığı din adamına gidiyor 

 

Yani... Hiç yoğurtçu yoğurdum ekşi der mi? Baldan tatlı diyecek tabii. Yani geçim kaynakları bu, tüm dünyalığı din satmaya bağlamışlar. Ne teknoloji, ne bir hüner, ne marifet. Bol çene var. Ağdalı arapça tamlamalarla konuşunca bir şey söylüyor zannedilecek. Tüm tezgah bu...

[Φ binyamin]

önemli değil dostum biz bunun için varız, mücadelemizi fikir ile veririz olsun varsın bize olan olsun bize kötü kafir desinler 

 

biz kötü çocuk olmayı şeref biliriz ! nede olsa biz sonsuz yanacağız cehennem de 

[Φ Archi]

@inci-nur, gerçekten çok sabırla ve saygılı bir üslupla detaylı açıklamalar yapmış, çok güzel örnekler vermiş, Allah razı olsun,

değerli vaktini sizin sorularınıza cevap vermekle harcamış, hala bir menfaati var demişsiniz sizi tanımadan üzerinizden ne menfaat sağlayacak? cevap üslubunuza bakarak söylüyorum ,bence devam etmesine gerek yok çünkü zaten siz samimi olarak Allah'tan istemezseniz allame-i cihan üzerinize gelse, size buradan kim ne yazarsa yazsın birşey olmaz, Allah dilerse olur. Allah ahirette size bir uyarıcı gelmedi mi diye sorduğunda ne yapacaksınız? Yazdıklarınızla ilgili tüm soruların cevabı aşağıdaki ayetlerde çok açık, biraz düşünürseniz bulursunuz, biraz düşünün bu size gelen son uyarı olabilir.

 

Yoksa siz Allah içinizden cehd edenleri (çaba harcayanları) belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (3/142)
 

Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Gerçekten Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (İnsan Suresi, 30)

Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. (Tekvir Suresi, 29)

"... Sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır" (Saffat Suresi, 96)

Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri Kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir. (Enfal Suresi, 17)

"...Biz sizi şerle de hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz. " (Enbiya Suresi, 35)
 

[Φ binyamin]

@@Archi allah neden dilemiyor peki neden kendi insiyatifindeyiz o zaman dilesin ! dilenmeyen neden cehennemi boyluyor o zaman açık ve net bir soru ?

[Φ Archi]

sen şimdi bu yazdıklarını kendi özgür iradenle yazmadın mı bunu söyle? şu anda seni zorlayan bir güç var mı? bak sürekli olumsuz yönde sorguluyorsun, o kadar ayet yazdım samimi olarak etrafındaki tek bir mucize üzerinde düşünmeyi denedin mi? hiçbir şey sandığın kadar kolay değil, armut piş ağzıma düş bir dünya yok, herkes imtihan olacak ahirette karşılığını bulacak.

Allah için bir an bizim için bir dünya hayatı görüntüsü ne kadar çok yazdık bu konularda samimi olarak istemek lazım.

Matrix filmini seyret tavsiye ederim.

[Φ binyamin]

 herkes imtihan olacak ahirette karşılığını bulacak.

 

 

e hani allah dilediğini yoldan saptırır dileğini yola getirirdi ne oldu şimdi çeliştin !?

[Φ Archi]

hiçbir şeyle çeliştiğim yok, yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyorsun bak dikkat et yukarıda yazdıklarıma.

sen istiyor musun binyamin kardeş cevabını bana verme, eğer sen istiyorsan bu sorularının hepsinin cevabını bulacaksın bugüne kadar hepsinin cevabı verildi ama görmek için bakmazsan sadece bakarsın.

[Φ inci_nur]

ne derseniz deyin, ister kabul edin ister etmeyin, kendiniz nasıl var iseniz, sizi de var eden bir zat var.. onu görmek için delil mi istiyorsunuz? 4 yıllık biyoloji eğitimi bana açık ve net bir şekilde O nu gösterdi... hayret ediyorum, ilgi alanı biyoloji olup da hala allah ı idrak edemeyenleri.. hayret ediyorum, kendisini diğer hayvanlarla akraba görenleri...

 

sormak istiyorum size ;

 

bir arı,binlerce çiçek özünden istifade ederek meydana getirdiği balı yapar.güneşe göre yönünü tayin eder. sonra mükemmel bir mühendis gibi geometrik şekillerle o balı sanatlı olarak kovana dizer. arıya hangi çiöekte bal olduğunu,  güneşe göre yön tayininin nasıl yapıldığını, o sanatlı bal inşasını nasıl meydana getireceğini kim öğretti?

 

sivrisinek uçmaya başlar başlamaz gelip insanın kanını emmeye kalkar. insanın kanının lezzetini ve faydasını ona kim öğretti? kendisini tehlikede hissettiğinde hemen kanatlanır ve el darbelerinden ustaca kendini korur. sivrisiek havada bu kadar profesyönelce hareket etmeyi hangi pilottan öğrendi ?

 

dünyadaki bütün yılan balıkları bermuda adasının güneyinde yumurtlar ve tekrar geldikleri yere geri dönüp hayatlarını geçirirler. yumurtadan çıkan yılan balıklarına babalarının memleketlerine gitmelerini kim fısıldıyor? pusulasız, ilimsiz olan bu hayvanlar tekrar babalarının memleketine (hindistan, malezya , akdeniz vs.) nasıl gidiyorlar ?

 

tavuk kuluçkaya yatıyor , ilk gün ve yirminci gün hariç yumurtaları çeviriyor, böylece civciv çıkıyor. bilim adamları bu çevirme olayının sıcaklıktan olduğunu zannediyorlardı. keza kuluçka makinelerinde de yumurtalarn her tarafına ısı vererek civciv çıkarmaya çalıştılar. fakat çıkaramadılar. sonradan yapılan araştırmlarda yumurtanın altına protein biriktiğini ve bu proteinin civcive eşit olarak verilebilmesi için yumurtanın çevrilmesi gerektiğini keşfettiler.tavuk bütün bunları hangi kimya labaratuvarında öğrendi? daha sonraki tüm nesillere(tavuklara) bunu kim öğretti ?

 

yabani arılar önce yuva yapıp yumurtalarını bu yuvaya bırakırlar. sonra da çekirgeleri sarhoş edecek kadar zehirleyip o yuvanın önüne koyarak yirmi gün sonra doğacak yavrunun gıda ihtiyacını böylece karşılarlar.arıya çekirgeyi öldürmeyecek kadar zehir vermesini, doğan yavruya anne babasını hiç görmediği halde yumurtlama zamanı geldiğinde aynı işlemi yapmayı kim öğretti ?

 

kartal, atmaca , şahin gibi kuşlar öldürüldüğünde yılanlar, yılanlar öldürüldüğünde kurbağalar, kurbağalar öldürüldüğünde ise sinekler fazlalaşıyor. bütün bunların yaşayışını birbirine bağlayıp hayret verici düzeni kuran kim ?

 

bilindiği gibi yarasalar kördür.onlar ses dalgaları göndererek cisimlere çarpmazlar. insanlar radarı yarasaya bakarak icat etti. radarın mükemmeliyeti karşısında hayrete düşen insan, yarasanın bunu kimden öğendiğini görmesi gerekmez mi?

 

işte kainattaki bu muhteşem düzen, bu düzeni idare eden bir düzenleyicinin varlığını , birliğini, sınırsız bir kudret , ilim ve iradeye sahip olduğunu göstermektedir ki bu varlık Allahtır.

 

 

başka sözüm yok, eğer inkar etmeye kendinizi şartladıysanız da yapacak birşey yok, selamlar...