Φ manve Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Kuran hiç bir yerde ben bütün kavimlere geldim demiyor. Kuran kendisini sadece Arap kavmine gelmiş,sadece Arap kavmi için düzenlenmişsayar.Bu konuda çok nettir.Ama Emeviler döneminden beri İslamın Mollaları bunugörmezden gelmekte hatta üstünü örtmeye çalışmaktadırlar.Kuranı kavimseldeğilde evrensel göstermek için çeşitli hilelere baş vurmaktadırlar.Budurum onların Kuranın evrensel olmadığını iyi anladıklarını göstermektedir.Çünküel birliği yaparak ve büyük bir çabayla hepsi aynı şeye yönelmişlerdir.Hepsininaynı hilede ısrar etmesi ve aynı şeyi örtbas etmeye çalışması konuyu gayet iyianladıklarını gösteriyor.Zaten Kuran DİL-KAVİM İLİŞKİSİ konusunda çoknettir.Onun için Kuran’ın tek kavim için düzenlendiğini anlamamaları zatenimkansızdır.Çünkü bu konudaki ayetler çok net:BuKuran ı bir kavim için Arapça indirdik,bilsinler(fussilet:3-Kuran) Bütün kavimler için düzenlendim demiyor.Arapça deüzenlenişinin nedenini tek kavim içindüzenlenmiş olmasına bağlıyor.Bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) sözü geneldetercümelerde görmezden gelinir.Üstü örtülmeye çalışılır.”Allahher kavme sadece o kavmin kendi diliyle seslenir.O kavimdenolan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN)halde Türk Kavminede Türkçe inmeyen bir kitapla seslenmek istemez.Ve Türkolmayan bir peygamberle seslenmek istemez böyle bir Tanrı.Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden veyabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değildeAraplara indiği çok açıktır;Biz onuArap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN)Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN)Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,okavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı.Kitabısana kendi içinde ihtilaf yaşayan tek kavmi aydınlatmanın dışındahiç bir sebeple indirmedik(Nahl:64-Kuran) bütünkavimlerin bütün sorunları için geldim demeyi unutmuş galiba.Kendi düzenlenişamacını bir kavmin sorunlarını çözmekten ibaret saymış kazaraEğer Kuran ı yabancı dildeindirseydik,neden Arapça değil diye itiraz ederlerdi.Arapolana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiçderlerdi(fussilet:44-Kuran)zaman Türklerinde neden dilimizde inmedi,Türke Türkçe inmeyen kitap olurmu demehakları vardır.Bütün bunları gören Molla takımı bunları örtbas etmek içinçeşitli hilelere baş vurdular:Bilerek anlamından saptırılan bazı ayetlerlekonuyu hasır altı etmeye çalıştılar.Şimdi onların hilelerine değinelimbirazcık:1-MEKKENİN ÇEVRESİ DEYİMİNİ BÜTÜN DÜNYAYI KAPSAYAN BİR HALE SOKMAKİSTEDİLER2-KURANDAKİ İNSANLAR KELİMESİNİ YERYÜZÜNDEKİ BÜTÜN İNSANLAR OLARAKSUNMAYA ÇALIŞTILAR3-KURANDAKİ ALEM KELİMESİNİ BÜTÜN YARATIKLAR ANLAMINDAKULLANMAYA ÇALIŞTILAR.Şimdi bu hilelerin ayrıntılarınabakalım:MEKKENİN ÇEVRESİ BÜTÜN DÜNYA ANLAMINA GELİR Mİ?Bu kutsal mubarek kitaptır.Onların ellerindekinidoğrulayandır.Ana şehri(Mekke) ve çevresindekileri uyarman içinindirdik(ENAM 92 KURAN) Kuranı sana Arapça indirdikki anakent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN) Şimdibu ayetlere bakıp mekkenin çevresi bütün dünya ve bütün insanlıktır diyorlar.Buelbetteki açık bir saptırmadır.Kuran çevre derken civarı kasteder.Yakıncivarı.Bütün dünyayı kastetmez.Pauçlarını çıkar Musa.Çünkü Kutsalyerdesin,tuvadasın(TAHA 12 KURAN) Ey musa bu ateş ve çevresindekilermubarek kılındı(NEML 8 KURAN)Eğer çevre demek bütün dünya demekse o zaman ateşin çevresindekiler kutsalkılındığına göre,bütün dünyadakiler kutsal kılındı mı diyecekler?Ateş veçevresi kutsal olduğu için Musa papuçlarını çıkarmak zorundadır.Eğer ateşinçevresi bütün dünyaysa o zaman bütün dünya kutsal kılınmıştır ve musa dünyanınher yerinde çıplak ayakla gezmek zorunda kalacaktır.Mescidiaksa ve çevresi mubarek kılınmıştır(İSRA 1 KURAN)Çevre demek bütün dünya demekse o zaman;mescidin çevresi kutsal kılındıderken dünyanın her yeri kıtsal kılındı mı demiş oluyor?Görünen o kiçevreden kasıt sadece civarıdır.Yani kabenin çevresinde 7 defadolaşmak(tavaf) bütün dünyanın etrafını 7 defa dolaşmak olmadığı gibi,mekkeninçevresi de,kudüsün çevreside,ateşin çevreside yakın çevre anlamına gelir.Civaranlamında.Bütün dünya anlamında değil.Zaten Kuran Mekkenin ÇevresiniARAPÇA KONUŞANLARLA SINIRLANDIRMIŞTIR:Mollalar,mekke civarı diyenayetlerin bütün insanlıgı kastettiğini iddia etsede,durum hiç öyledeğildir.Çünkü ayetler Mekke Civarı kelimesine Arapça konuşulan civar olmasıgibi bir ön koşulda ekliyorlar.Eğer ARAPÇA kelimesi konulmamış olsa mollalarpaçayı kurtarabilirdi.Ama ayetler açıkça Arapça bilenlerden ve Arapçakonuşanlardan ibaret bir çevreden bahsediyor.Hatta Kuran ın Arapça inmesininsebebini de MEKKE VE ÇEVRESİNDEKİLERİN ARAPÇA KONUŞANLARDAN İBARET OLMASINABAGLIYORKuranı sana Arapçaindirdik ki,ana kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN)Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanınkitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilenbir kitaptır(AHKAF 12 KURAN) AslındaTEK ANA KENT YOK PEK ÇOK ANA KENT VAR.Yani her kavmin bir ana kenti ve çevrekentleri var.Yahudilerin Kudüs,Arapların Mekke v.b.Bir ana kentin çevresidiğer ana kentin çevresi başlayınca sona eriyor.Ve her kavmin ana kentine veçevresine ayrı bir peygamber gerekiyor:Rabbin memleketlerin anakentlerine peygamberler yollamadıkça o memleketleri helak etmez(KASAS59 KURAN) Sen peygamberlerden birisin.Bütün kavimlerin herbiri için ayrı bir peygamber vardır(RAD 7 KURAN) Aslındaanlatılmak istenen bir kavmin her şehrine değil sadece ana kentine peygamberyollanacağıdır.Ana kente yollanan peygamberin o kavmin çevre kentlerinedeyollanmış olacağıdır.Dileseydikelbetteki her beldeye ayrı bir peygamber yollardık(FURKAN 51 KURAN)Ama hayır bunu yapmıyoruz diyor.Bir kavmin sadece ana kentine peygamber yolluyoruzdiyor.####################KURANDA İNSANLAR KELİMESİ BÜTÜN İNSANLIKANLAMINA GELİYOR MU?Deki eyinsanlar topluluğu ben sizleri uyarmak için geldim(ARAF 158 KURAN)Seni bütün gönderişimiz insanlarauyarıcı olmandır,başkası şey değil(SEBE 28 KURAN)Bu ayetleri göstererek bakın insanlara gönderildin diyor,o zaman bütün insanlaragönderildi anlamı çıkar diyorlar.(Ayrıca bu ayetteki İLLA KAFFATEN kelimesibütünü bundan ibaret anlamına gelir.Ama tercüme hileleri yaparak buradakikaffeten/bütünü kelimesini insanlar kelimesine ekliyorlar.Böylece bütün insanlaranlamını suni olarak var göstermeye çalışıyorlar.Oysa kaffaten kelimesininbaşında illa olumsuzluk eki vardır ve bu kelimeyi insanlar kelimesine değiluyarıcılık kelimesine bağlamayı gerektirir.Yani seni yollayışımızın bütünhepsi uyarıcı olman içindir/başka şey için değildir anlamını verir bukelime.Bütün insanlar anlamını vermez)Buda bilinçli yapılan bir aldatmaca veyanıltmadır.Çünkü Kuran insanlar yada insanlar topluluğu(Lİ EN NASİ) derkenPEYGAMBERİN KAVMİNDEN OLAN İNSANLARI kastetediyor.Yani İNSANLAR derken BİRKAVMİN İNSANLARI kastediliyor.Musaasayla taşa vurunca sular fışkırdı ve bütün insanlar(kulli en nasi) osudan içtiler(BAKARA 60 KURAN)Şimdi bütün insanların o suyu içmesi ne anlama geliyor?Çinden Brezilyaya kadarbütün insanlar mı?Yoksa sadece Musa nın kavminden olan bütün insanlarmı?Açıkça bütün insanlar diyerek tek kavmin bütün insanlarıkastediliyor.Musa kavminden olan bütün insanlar.Aynı şey muhammed içindegeçerlidir.Kuran insanlara gönderdik derken Muhammedin kavminden olaninsanları kastediyor.Allah dediey Musa;seni bütün insanların başı olarakseçtim.Gönderdiklerimle ve sözlerimle(ARAF 144 KURAN)Şimdi ne diyelim?Musa bütün yeryüzü insanlarının başınamı getirildi?Elbettekihayır.Yine bütün insanlardan kasıt Musa kavminden olan insanlarıntamamıdır.Aynı şekilde Muhammedi insanlara yolladık derkende;kendi kavmindenolan bütün insanlara gönderdik demiş oluyor.Bütün kavimlerin bütüninsanlarına değil.Nasılki Musa sadece kendi kavmi olan insanlaragelmişse,Muhammed de sadece lisanı Arapça olan insanlara gelmiştir:Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanınkitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilenbir kitaptır(AHKAF 12 KURAN)Musa nın kitabı Arapça olmadığı için,Araplar ondan sorumlu değiller.ZatenKuran anlayışında bir peygamber milyonlarca kişiye gönderilmez.Onu(Yunus’u),yüz bin yahut daha fazla kişiye peygamber olarak gönderdik.(SAFFAT147 KURAN) ALEM(BİLEN)KELİMESİNİN SAPTIRILMASI VE İSTİSMARI:Vemâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne)Merhametimizleseni alemlerden başkasına göndermedik(ENBİYA 107 KURAN)Tefsirinbabası denilen en eski ve en büyük tefsirci sayılan İBN-İ ABBAS,alem kelimesininsadece şuurlanmış olanları kapsadığını söylemiştir.Bir kavim yada bir zümreiçindeki şuurlanmışları.Yani günümüz tabiri ile aydınları,cahilolmayanları.İbni Abbas Ankebut Suresi 15 nolu ayetini ve Kamer Suresi 15 nolu ayetini referansgöstermiştir buna.O ayetlerde;geminin alemlerin düşünmesi ve ibret almasıiçin geriye bırakıldığı söyleniyor.Gerekli ibreti almak sadece aklını iyikullananlara özel olduğu için,alemler ibret alır demek aklını iyi kullananlaribret alır demektir.Yani alem ile aklını iyi kullanan aynı anlamdadır.Ziraakılsızlar ve cahiller ibret alamayacağı için cahiller alem(ibret alanakıllılar) sayılamazlar.Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyetenlil âlemîn(âlemîne)Gemiyibilenlerin(alemine) ibret alması için geriye bıraktık(ANKEBUT 15KURAN)Onu bir işaret olarak geridebıraktık.Düşünüp ibret alınsın diye(KAMER 15 KURAN)İlkayet alemler ibret alsın diyor.İkinci ayet düşünüp ibret alınsın diyor.Yani alemdemek düşünüp ibret alan demektir.Bu çok yerinde bir çıkarımdır.Alemleribret almalıdır(KAMER 15) denildiğine göre,şuursuzlar ibret alamayacağınagöre:demek ki alem demek şuurlu olan demektir.Zaten ilginçolan,tercümanların diğer ayetlerde ALEM kelimesini Türkçeye çevirmeleri ve BİLENanlamında çeviriye almalarıdır.Ama enbiya suresinde nedense ALEM kelimesiniBİLEN olarak çevirmemişler ve olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Neden?Bu size hiçilginç gelmiyormu?Örneğin Yusuf suresi 77 nolu ayette ALEM kelimesiniBİLEN(ALEMU) olarak çevirmişler.Ama enbiya suresinde olduğu gibi Arapçabırakmışlar.vallâhu (ve allâhu) : veAllaha’lemu : iyice bilir/bilmektedir(YUSUF 77 KURAN) Ve Allah iyice bilmektedir(YUSUF 77 KURAN)Mollaların yaklaşım bütünlüğü yoktur.Yani bir yerde ALEM kelimesini BİLEN olarakçevirmişler ama başka yerde ALEM kelimesini olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Bubir çelişkidir ve her çelişki bir operasyondur.Örtbas etme operasyonu.Ohalde ayeti yeniden yazalım:Senimerhametimizle BİLENLERDEN(ALEMU) başkasına yollamadık(ENBİYA 107KURAN)Yani BİR KAVMİN BİLENLERİNE YOLLADIK anlamındadır bu ayet.Kuran da ALEMU(BİLMEK)fiilide tek kavimle ilişkilendirilmiştir zaten:Bundabir kavmin bilmesi(YA-ALEMUNE) için ayetler vardır(NEML 52 KURAN)Sıkıysa bu ayetteki alem kelimesinide olduğu gibi Arapça bıraksınlarda görelimboylarını.O zaman şu anlama gelir ayet:SİZ ÇOK ALEM BİRKAVİMSİNİZKuran birkavim için Arapçadır,bilsinler(YA ALEMUNE)-FUSSİLET 3 KURAN Birkavmin bilmesi için yada bir kavmin bilenlerine(ya alemune) diyoraçıkça.Alem kelimesindede kavmi aşan bir şey yok yani.Bir kavmin alem/bilenolması için Arapçadır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Pasifik Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir. He alem nedir bu alemden kasıt ne diyecek olursanız da. Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.” O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi = Alemlerin Rabbi Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir meraba Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi = Alemlerin Rabbi Tarihte ismi geçen yüzlerce alemlerin rabbi var. Sence gerçek rab hangisi? Neden? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir. He alem nedir bu alemden kasıt ne diyecek olursanız da. Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.” O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi = Alemlerin Rabbi Bu ayette,alem demek göklerin ve yerin arasında olan her şey demektir demiyorki.Alemlerin rabbi göklerin ve yerin arasında olan her şeye hükmedebilir diyor.Yani alemin ne olduğu değil rabbin egemenlik alanının kapsamı anlatılıyor burada.Zaten ayetteki alemler kelimesini alimler kelimesiyle yer değiştirirsen daha kolay anlaşılır durum;''Firavun dediki,Alimlerin rabbi de nedir?Musa dediki alimlerin rabbi göklerin ve yerin ve ikisi arasındaki her şeyin efendisidir''Dikkat edilirse ayet burada alim/alem kelimesinin ne anlama geldiğini değil,rablik(efendilik) alanının kapsamını dile getiriyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Alem sadece bilmek demektir. Burada açık bir meydan okuyuş vardır,alem demek bilen demek değilse o zaman ayetlerde geçen alem kelimesine bilen anlamı vermemeliler.Neden ayetlerdeki alem kelimesini bilen olarak çeviriyorlar?Her şey çok açık bir şekilde ortada;Herkesin görebileceği gibi,alem kelimesinin bilen olduğunu tercümanlar ve alimcikler çok iyi biliyorlar.Çünkü aşağıdaki ayetleri çevirirken ALEM kelimesini BİLEN olarak çevirmişler.Alem kelimesi bilen anlamına gelmiyorsa;neden aşağıdaki ayetlerde geçen ALEM kelimesine BİLEN anlamı veriyorlar?Neden başka bir anlam vermiyorlar?وَاللّهُ أَعْلَمُ(ve allahu alemu)-allah iyi bilir(NİSA 45 KURAN)وَاللّهُ أَعْلَمُ(ve allahu alemu)-allah iyi bilir-(NİSA 25 KURAN) فَاعْلَمُو(FE ALEMU)-biliriz(MAİDE 34 KURAN) فَاعْلَمْ(FE ALEM)-bilki(MAİDE 49 KURAN)وَاللّهُ أَعْلَمُ(VE ALLAHU ALEMU)-allah iyi bilir-(MAİDE 61 KURAN) وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ben bilmem-(MAİDE 116 KURAN)وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ben bilmemekteyim-ENAM 50 KURANBütün bu ayetlerdeki alem kelimesini bilmek ve bilen olarak çevirmiş tercümanlar.Demekki alem kelimesinin Kuranda alim ile aynı anlamda kullanıldığını,bilen anlamında kullanıldığını gayet iyi çözmüşler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Pasifik Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Tarihte ismi geçen yüzlerce alemlerin rabbi var. Sence gerçek rab hangisi? Neden? Bir çocuğu ormana bırakıp hayatta kalmasını bekleyen biri merhametli olamaz. Aynı şekilde dünyaya insanı bırakıp doğruya er diyen bir tanrı da merhametli olamaz. Merhametsiz bir tanrı figürü düşünülemeyeceğine göre tanrının insana dünya hayatında yol göstermesi gerekir. Yani gerçek tanrı insanoğlunu hidayete erdirmek için bir din göndermiş olmalı. Bu durumda 3 büyük dindeki tanrıdan biri gerçek Hristiyanlıktaki 3ün içinde 1 anlayışı zaten pek akla yatkın gelmediğinden üstünde durmaya gerek görmüyorum. İsrailoğulları'na ayrıcalık sunan bir tanrı fikri de pek mantıklı değil. Bu durumda geriye sadece İslam kalıyor. İslam dinindeki tanrı tanımının orjinal kaldığı o kadar açıkki ne eş, çocuk eklenmiş ne de bir ırka özel muamele yapacak adaletsizlik. İslam'daki hangi tanrı anlayışı diyecek olursanız de İhlas suresinde tanımı yapılan tanrı benim için gerçek rabdir. Zira bazı mezheplerin ilginç fikirleri var. Umarım açıklayabilmişimdir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Pasifik Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Alem sadece bilmek demektir. . . . Bütün bu ayetlerdeki alem kelimesini bilmek ve bilen olarak çevirmiş tercümanlar.Demekki alem kelimesinin Kuranda alim ile aynı anlamda kullanıldığını,bilen anlamında kullanıldığını gayet iyi çözmüşler. Bir kelimenin birden fazla karşılığı olup kullanıldığı yere göre anlam kazanabilir. Alemlerin rabbi ne demek Kur'an'da açıklanmış orada bilenlerin rabbi yazmıyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Bu durumda geriye sadece İslam kalıyor. İslam dinindeki tanrı tanımının orjinal kaldığı o kadar açıkki ne eş, çocuk eklenmiş ne de bir ırka özel muamele yapacak adaletsizlik. İslamın daha doğrusu Kuranın Tanrısı Arap Kavmiyle sınırlı tutuyor kitabın kapsam alanını.Kuran Araplara ve Arapçaya özeldir.Hiç bir yerde ben bütün kavimlere ve bütün dillere geldim demiyor Kuran. Kuran hiç bir zaman ben bütün kavimlere geldim demez.Tek kavim için düzenlendim der.Ve bu durum Türkçe tercümelerde özenle saklanmaya çalışılır. Kuran,bir kavim için arapça düzenlendik ki,bilsinler(FUSSİLET 3 KURAN) Bütün kavimler içindir demiyor ayet.Ve Türkçe tercümelerde bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) ifadesi görmezden gelinir.Tercümanların bu kelimeyi özenle atlamaları,Kuranın tek kavme özel oluşunu anladıklarını ve örtbas etmeye çalıştıklarını gösteriyor. O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN) Yine bütün kavimler ondan sorumludur dememiş. Tercüme hileleri yapıyorlar ama bu onları kurtarmaz.Çünkü Kuran tek kavim demekle yetinmez.O tek kavmin özelliklerinide sayar. 1-MUHAMMED’DEN ÖNCE ATALARI HİÇ UYARILMAMIŞ OLAN BİR KAVİMDİR: Seni ataları uyarılmamış olan o bir kavmi uyarman için gönderdik(YASİN 6 KURAN) Yoksa onu kendisi uydurdumu diyorlar?Hayır o haktır.Senden önce hiç bir uyarıcı/peygamber gelmemiş olan o tek kavmi uyarman için sana indirildi(SECDE 3 KURAN) Ve biz onlara senden önce bir uyarıcı/peygamber yollamadık,kitaplarda vermedik(SEBE 44 KURAN) 2-ARAPÇA OLANI ANLAYABİLEN,ARAPÇA OLMAYANA İTİRAZ EDEN BİR KAVİM: Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik(YUSUF 2 KURAN) Şimdi bu ayeti Japonlara uygulayın;ey japonlar,Kuranı anlayabilesiniz diye Arapça indirdik. Eğer onu Arapça kılmasaydık,neden dilimizde inmedi derlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç derlerdi(FUSSİLET 44 KURAN) Peki ya Türkler deseki neden dilimizde inmedi?Türk olana Türkçe inmeyen kitap olumu hiç deseler?Ayet Türklere bu itiraz hakkını tanıyor. 3-MUHAMMED SADECE KENDİ KAVMİNDEN SORUMLUDUR VE SADECE KENDİ KAVMİ İÇİN KONUŞUR: Ve peygamber şöyle diyecek;ey rabbim kavmim bu Kuranı terk etti(FURKAN 30 KURAN) Diğer kavimlere hiç değinmiyor,görüldüğü gibi. O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN) Kuran kendisinin bütün amacının tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğunu söylüyor zaten: Kitabı sana yollayışımızın bütünü,kendi içinde bölünmüş olan bir kavmin sorunlarını çözmenden ibarettir(NAHL 64 KURAN) Ayrıca İbrahim suresi 4 nolu ayete bakılırsa,bir peygamber sadece kendi dilini konuşan kendi kavminin peygamberi olabiliyor.Bütün dillere yada bütün kavimlere peygamber olamıyor: Allah her bir kavme sadece o kavmin kendi dilinde seslenir.O kavimden olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN) Böyle bir Tanrı Türk kavminede Türkçe inen bir kitapla ve Türk bir peygamberle seslenmek isteyecektir.Türk olmayan bir peygamberle yada Türkçe inmeyen bir kitapla değil.Kuran’ın anlattığı Tanrı böyle bir Tanrıdır. Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden ve yabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değilde Araplara indiği çok açıktır; Biz onu Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN) Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN) Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı. Ben tek kavim için ve tek dil için düzenlendim diyen ayetlerin Kuranda olması çok iyi bir şanstır.Bunun yerine ben bütün kavimler için ve bütün diller için geldim şeklinde olsaydı bu ayetler; işimiz çok daha zor olacaktı.Tek kavim için düzenlendim diyen ayetler,bütün kavimler için düzenlendim şeklinde olsaydı o zaman Kuranın tek kavme özel oluşunu göstermek çok daha zor olacaktı. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2013 Kuran hiç bir yerde ben bütün kavimlere geldim demiyor. Bence, bu manasiz bir noktadir. Desede demese de. Yani, ne fark eder ki. Yalniz araplar icin gelmis olsa, o kitabin yaraticidan geldigini mi ifade eder? Tabii ki etmez. Eger celiski gostermek istiyorsaniz. Bu celiskiler Kuranin her sayfasindadir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir meraba Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 İsrailoğulları'na ayrıcalık sunan bir tanrı fikri de pek mantıklı değil. Evet bence de değil. Bakara 47 (Medenî 87) Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle aleme üstün kıldığımı hatırlayın. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir meraba Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 tanrının insana dünya hayatında yol göstermesi gerekir. Gösterdiği "yol"ların tümü, istisnasız daha önceki insanların edindikleri sosyal bilgilerden kopyadır. Misal ver istersen. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Bir kelimenin birden fazla karşılığı olup kullanıldığı yere göre anlam kazanabilir. Alemlerin rabbi ne demek Kur'an'da açıklanmış orada bilenlerin rabbi yazmıyor. Alemler demek bilenler demek olduğuna göre alemlerin rabbi demek bilenlerin rabbi demektir.Firavun alemler/bilenler ne demektir demiyor,rabbin ne olduğunu soruyor.Bilenlerin rabbi dediğiniz nedir diye soruyor. Aleme her şey dersek ayet saçma olur zaten:Firavun dedi her şeyin(alemlerin) rabbi nedir,Musada dediki her şeyin rabbi her şeyin rabbi demektir.Yani 23.ayetteki alem kelimesini her şey olarak çevirerek yazınca ayete,saçmalık o zaman ortaya çıkıyor zaten. Firavun rab nedir dedi alemlere/bilenlere(ŞUARA 23-KURAN) Musa dediki,gökler yer ve ikisi ikisi arasında olan şeylerin efendisidir(ŞUARA 24 KURAN) Burada şuara 23.ayetteki alem kelimesine bakarak,şuara 24.ayetteki gökler ve yer arasındaki her şey ifadesini alem kelimesinin tarifi ve açılımı olarak görüyorlar. Oysa bu bir aldanıştır.Çünkü Musa alem kelimesinin değil rab kelimesinin açılımını ve açıklamasını yapıyor şuara 24.ayette...24.ayette rabbin her şeye egemen olan anlamına geldiği söyleniyor.Alemin değil rabbin tanımı ve nufus alanı veriliyor 24.ayette.Rab vemaya(her şeye) egemen olandır diyen ayetten,vema(herşey) alemdir sonucu çıkmaz. (her şey anlamına gelen kelime alem değil vema kelimesidir.Yada kulli şeyin kelimesidir) Eğer alem kelimesine bu anlayışla gökler yer ve ikisi arasında olan her şey anlamını verirsek;o zaman çok saçma bir durum ortaya çıkar.Çünkü o zaman Muhammedi alemlere gönderdik diyen ayet(ENBİYA 107) çok tuhaf bir anlama gelecektir.Muhammedi alemlere yolladık dediğinde,Muhammedi,ağaçlara,taşlara,fosillere,meteorlara ve yıldızlara yolladık gibi saçma bir anlam çıkar ortaya.Oysa İbni Abbbas’ın dediği gibi peygamberler uyarı amacıyla gönderildiği için,sadece kendisini anlayan şuurlu varlıklara gönderilirler.Şuursuzlara değil.Yani aleme şuurlu ve bilinçli olan anlamını vermek kaçınılmaz olacaktır.Şuursuzlar anlamı verilemez. Zaten 24.ayette alem kelimesinin olmayışı ama dediki RAB(قَالَ رَبُّ) kelimesiyle ayetin başlaması bunu açıkça ortaya koyuyor. Oysa şuara 23.ayette kastedilen alemler yani bilenler Musa ve Harundur.İlerki ayetlerde bunun açıklaması vardır zaten; Dediler iman ettik,alemlerin/bilenlerin rabbine(ŞUARA 47-KURAN) Musa ve harunun rabbidir(ŞUARA 48-KURAN) Yani bilenlerin(alemlerin) rabbi derken,Musa’nın ve Harun’un rabbini kast ediyorlar.Alemler/bilenler derkende Musa ve Harun’u kastetmiş oluyorlar böylece. Alem kelimesine var olan her şey dersek o zaman Kuranda geçen LA ALEMU(لَا أَعْلَمُ) yani ALEM OLMAYAN kelimesine ne anlam vereceğiz ki? Bilen anlamı verdiğimizde la alemu yani alem olmayan kelimesi o zaman bilmiyorum anlamına gelecektir.Ama var olan her şey alemdir dersek o zaman BEN ALEM DEĞİLİM diyen ayetleri nasıl anlamlandırabilirizki? وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ve ben alem değilim-ve ben bilmem-(MAİDE 116 KURAN) وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ve ben alem değilim-ve ben bilmemekteyim-(ENAM 50 KURAN) (تَعْلَمُونَ)=la ta alemun-alem değilseniz-bilmemekteyseniz(ENBİYA 7-KURAN) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Alim kelimesi var olan her şey anlamına gelemeyeceği gibi aynı kökten gelen alem kelimeside var olan her şey anlamına gelemeyecektir; Konuya yakından bakarsak alem/alim kelimesinin bilen anlamının dışında kullanılmasının çok arızalı ve yersiz olacağını görmek zor olmayacaktır:Her şeyden önce tefsirin babası denilen İbni Abbas,alem kelimesinin Kuranda; şuurlu,bilen,anlayan gibi anlamların dışında kullanılmadığını söyler.Bunun dışında bir anlam vermenin arıza yaratacağını söyler.Bu söz doğrudur ve Kuranla sağlaması yapılabiliyor.(her kim söylemişse doğru söylemiş)vallâhu (ve allâhu) : ve Allaha’lemu : daha iyi bilir(Yusuf 77 KuraN)ALLAH ALEMDİR/ALLAH BİLENDİR(YUSUF 77 KURAN)Artı bir yerde bilen anlamına gelen bir kelime başka yerde çok alakasız bir şekilde bütün mahluklar anlamına gelemez.Yani alim kelimesi aniden bütün mahluklar anlamına dönüşemediği gibi alem(bilen) kelimeside aniden bütün mahluklar anlamına dönüşemez.Bunu bir kitap içinde yapmak çok tuhaf ve abes olurdu zaten.Yusuf 77 de ve pek çok yerde bilmek,bilen,öğrenen anlamına gelen bir kelime aniden şuursuz varlıklarıda içine alan zıt anlamlı bir kelimeye dönüşemez.Bir kitap içinde bunu yapmak,o kadar kısa sürede bu ani dönüşümü yapmak imkansızdır.Zaten Kuranda böyle bir ani dönüşüme uğratmıyor alem(bilen) kelimesini.Alem demek bütün mahluklar demekse o zaman pek çok arıza çıkar ortaya1-Seni alemlere rahmet olarak gönderdik(ENBİYA 107 KURAN)Alem bütün mahluksa Kuran bütün mahluklara nasıl rahmet oluyorki?Örneğin Ebu Leheb için,Ebu Cehil için,inanmayanlar için rahmet olmadığı kesindir.2-Kuran alemler ibret alsın diyor.Eğer alem kelimesi bütün mahluklar demekse,şuursuz mahluklar nasıl ibret alabileceklerki?Onu ve gemidekileri kurtardık ve gemiyi, âlemlere ibret yaptık.(ANKEBUT 15 KURAN)Şimdi şuursuz varlıklar nasıl ibret alabileceklerki gemiden?Oysa alem kelimesine bilen anlamı verirseniz ayet ancak o zaman anlamlı olur.Gemi bilenlere/alemlere ibrettir.(ANKEBUT 15 KURAN)Şuursuz mahluklar ibret alamayacağına göre alem kelimesini bütün mahluklar anlamında kullanamazsınız.Bu kelime Kuranda 3 versiyonla kullanılır sadece;ALLAHIN BİLMESİ(ALLAHU ALEMU),MELEKLERİN BİLMESİ ve İNSANIN BİLMESİ.Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir(ya alemu), siz bilmezsiniz(la ta alemu)(BAKARA 216 KURAN)vallâhu (ve allâhu) : ve Allaha’lemu : daha iyi bilir(Yusuf 77 KuraN) ALLAH ALEMDİR/ALLAH BİLENDİR(YUSUF 77 KURAN)…Allah da meleklere, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim(innî a’lemu)” demişti(BAKARA 30 KURAN)Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti(ALLEME)…(BAKARA 31 KURAN)Şuursuz varlıklar alleme(öğrenen) olamaz değilmi?Şuursuz varlıklar alem(bilen) olamaz değilmi?Görüldüğü gibi Kuran bu kelimeyi şuursuzlarda olmayan bir özellik şeklinde kullanıyor.Şuurlulara özel bir eylem olarak bu kelimeyi kullanıyor.Alem kelimesinin Kurandaki anlamından kayıp folklorik alanda çok farklı anlam sapmalarına uğrayarak kullanılması,Kurandaki anlamını değiştirmiyor.Bu çok açık.Ama bazı mollaların dediği gibi avam(halk yığını) bunları bilmez.Derinlemesine araştırmaz ve sorgulamaz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Kuran sadece kavimsel degil; ayni zamanda cografidir. Mesela eger Kuran Sibirya'dakiler icin yazilmis olsa idi. O zaman cehennem cok soguk dondurucu soguk bir mekan olarak lanse edilecekti. Cunku sibiryalilarin istemedigi soguk, ayni kendilerine cehennem tasrifi olarak sicagin Araplarca istenmedigi gibi. Kisaca cennet bolgesel olarak araplar neye ozlem duyuyorsa onu, cehennemde neyi istemiyorlarsa onu ihtiva eder. Yalniz ayni ozlem ve istememe baska bir cografya icin gecerli degildir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Bence, bu manasiz bir noktadir. Desede demese de. Yani, ne fark eder ki. Yalniz araplar icin gelmis olsa, o kitabin yaraticidan geldigini mi ifade eder? Tabii ki etmez. Eger celiski gostermek istiyorsaniz. Bu celiskiler Kuranin her sayfasindadir. Kuranı kimin gönderdiği değil Kuranın kimler için düzenlendiği vurgulandı orada.Yani insanda düzenlese,Tanrıda düzenlese sadece tek kavme özel olarak düzenlemiştir.Bu Kuranın düzenleyicisinin kendi iddiasıdır. Yani bütün kavimler için düzenlemedim,bütün diller için düzenlemedim diyor editörü(her kimse artık) Bunun anlamı büyüktür.Çünkü bu durumda Türkler isteselerde müslüman olamazlar sonucu çıkıyor.Kavimsel bir kitabın kavimsel olmadığı yalanı deşifre edilmelidir.Bu önemli bir noktadır.Çünkü yıllarca Kuran tek kavim için değildir,bütün kavimler içindir yalanı pohpohlandı insanlara. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Kuran sadece kavimsel degil; ayni zamanda cografidir. Mesela eger Kuran Sibirya'dakiler icin yazilmis olsa idi. O zaman cehennem cok soguk dondurucu soguk bir mekan olarak lanse edilecekti. Cunku sibiryalilarin istemedigi soguk, ayni kendilerine cehennem tasrifi olarak sicagin Araplarca istenmedigi gibi. Cok dogru! Ayni zamanda, eger cenneti sutlu ve balli nehirlerle tarif eden 7inci asirda ki peygamber, bugun gelmis olsaydi, herkesin lexus veya mercedes surdugunude diyebilirdi. Bu cesit mukafaatlar, diger dunya hakkinda hic bir sey degilde, yalniz bunlari soyleyenlerin hayal gücü kapasitelerinin sınırlarını ifade eder. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Cok dogru! Ayni zamanda, eger cenneti sutlu ve balli nehirlerle tarif eden 7inci asirda ki peygamber, bugun gelmis olsaydi, herkesin lexus veya mercedes surdugunude diyebilirdi. Bu cesit mukafaatlar, diger dunya hakkinda hic bir sey degilde, yalniz bunlari soyleyenlerin hayal gücü kapasitelerinin sınırlarını ifade eder. Iste o yuzden kuran da her bir kitap gibi bir cesit "nasil yasamali ve iliski kurmali?" temelli sorulara yazanca yanit veren; tarihi, bolgesel, kavimsel ve cografi bir kitaptir. Ayni diger rehber kitaplar gibi. Ne evrenseldir, ne insansaldir, ne bilimseldir, ne cagdastir. Oyuzden bugun bu 1400 yil onceki rehbere hala umut baglayanlarda, sadece biat edenlerdir. Ne bilimsel ne cagdas, ne evrensel ne de insansal bir zihniyete sahip degildirler ve olamazlar. Cunku biat ettikleri kuran, onlara bu ufuklari tanimaz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Bir kelimenin birden fazla karşılığı olup kullanıldığı yere göre anlam kazanabilir. Alemlerin rabbi ne demek Kur'an'da açıklanmış orada bilenlerin rabbi yazmıyor. Alem kelimesi ayni osmanli'da kullanilan millet gibi iki anlam tasir ve her iki anlami da coguldur. Mesela sofor milleti ya da arap alemi. Iste bu ozel cogaltmanin yaninda genel cogaltma da ozellerin cogaltimidir. Yani arap ve yahudi alemleri ya da sofor ve kadin milletleri gibi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Alem kelimesinin asıl anlamından nasıl saptığı biliniyor aslında. ALEM KELİMESİNİN BÜTÜN MAHLUKLAR ANLAMINDA KULLANILMASI ARAP OLMAYAN BİLGİNLERİN BİR YORUMUNDAN SONRA ORTAYA ÇIKAN BİR DURUMDUR.Arapçadan kaynaklanan bir durum değildir;”ŞERH-İ AKAİD adlı kitabın başında şöyle deniliyor;Bütün varlıklar(mahluklar)Allahın varlığına ALAMET olduğu için,onun varlığını gösterdiği için malukatların hepsine ALEM denilmeye başlanmıştır(muhammed den çok sonra,kuran dan çok sonra böyle denilmeye başlanmıştır).Daha sonra da varlıkların ayrı ayrı olan cinslerinin her birine ALEM denilmeye başlanmıştır.Örneğin İnsanlar Alemi,Melekler Alemi,hayvanlar Alemi,Cansızlar Alemi.v.b.Hatta bazı düşünürler her varlık ve her cisim ayrı bir alemdir demeye bile başlamışlardır.=Yani ALAMETLER anlamına gelen ALEM KELİMESİ Kuran da bilen kimseler anlamına gelen ALEMU kelimesiyle birbirine karıştırılmıştır.Bu gün Kuran çevirilerindeki ALEM kelimesinin Türkçe çevirisiyle verildiği,bilen olarak çevrildiği,ama ENBİYA 107 deki ALEM kelimesinin neden Türkçeye çevrilmeden olduğu gibi bırakıldığı anlaşılmıştır heralde.Karışıklığın devam etmesini ve alem kelimesinden bilen yerine mahluklar(alametler) anlamı çıkarılmasının devam etmesini istiyorlar.Başka ayetlerde Türkçeye çevirdikleri ALEM kelimesini ENBİYA 107 DE neden Türkçeye çevirmeden veriyorlar?Beni ilk şüphelendiren bu garip durum olmuştu.Yani ALEM kelimesinin MAHLUKLAR anlamında kullanılması kelamcıların ve bazı tefsircilerin yorumlarıyla ortaya çıkmış bir durumdur.Ne Arapça da böyle bir durum var ne de Kuran da.Kuran ın yazılışından çok sonra ortaya çıkmış olan bir yorumlama tarzıdır hepsi bu.BKNZ:ŞERH-İ MEVAKIF-ŞERİF ALİ CÜRCANİ(ŞİRAZLI İSLAM BİLGİNİ) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Pasifik Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2013 Alem kelimesi ayni osmanli'da kullanilan millet gibi iki anlam tasir ve her iki anlami da coguldur. Mesela sofor milleti ya da arap alemi. Iste bu ozel cogaltmanin yaninda genel cogaltma da ozellerin cogaltimidir. Yani arap ve yahudi alemleri ya da sofor ve kadin milletleri gibi Arapça bilen birisi değilim bu konu içinde kelimeleri, tefsirleri incelemeye gerek görmüyorum fazla. Diyelim ki alem=millet, alemlerin rabbinden kastın bütün milletlerin rabbi olduğu aşikar tutup ta hangi milletlerin diye ama diye sormak çok gereksiz bir yerden konuya dalmak olur Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2013 Arapça bilen birisi değilim bu konu içinde kelimeleri, tefsirleri incelemeye gerek görmüyorum fazla. Diyelim ki alem=millet, alemlerin rabbinden kastın bütün milletlerin rabbi olduğu aşikar tutup ta hangi milletlerin diye ama diye sormak çok gereksiz bir yerden konuya dalmak olur Hangi alemlermis bunlar, Mekke/medine'den baska? Ayrica "elalem" kim? Cumlealem, elalemi iceriyor mu? Bir alemsin, vallahi! "Vuslatin baska alem, sen bir omre bedelsin" http://www.youtube.com/watch?v=2dBF3Xhrz8o Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ manve Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2013 Arapça bilen birisi değilim bu konu içinde kelimeleri, tefsirleri incelemeye gerek görmüyorum fazla. Diyelim ki alem=millet, alemlerin rabbinden kastın bütün milletlerin rabbi olduğu aşikar tutup ta hangi milletlerin diye ama diye sormak çok gereksiz bir yerden konuya dalmak olur Bir kavmin alemleriyle(bilenleriyle) olayı sınırlandıran ayetler vardır Kuranda.Yada bir kavmin bilmesi için( li kavmin ya alemune-لِّقَوْمٍ يَعْلَمُونَ) Bu Kuranı bir kavim için Arapça indirdik ki,bilsinler(يَعْلَمُونَ-ya alemune)-FUSSİLET 3 KURAN Ayetin son kelimesi ya alemun(bilsinler,bilenler) kelimesidir ve öncesindeki kelime li kavmin(لِّقَوْمٍ) kelimesidir.Li kavmin tek kavim için,tek kavme özel anlamına gelir ve bu sebeple Türkçe tercümelerde özenle görmezden gelinir.Tercümanlar ayetteki başka bir kelimeyi değilde,li kavmen(tek kavim için) kelimesini atladıklarına göre,demekk ki Kuranın tek kavme özel oluşunu onlarda kavramışlar. Yani ayet bir kavmin bilmesi(alemun) için Arapça düzenledik yada bir kavmin bilenleri(alemleri) için Arapça düzenledik gibi anlamlara geliyor. Diğer türlüsü zaten çok çelişkili olurdu.Önceki örnekte olduğu gibi. Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir. He alem nedir bu alemden kasıt ne diyecek olursanız da. Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.” O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi = Alemlerin Rabbi Şimdi burada önce Furkanla alemleri uyarsın deniyor sonrada alemler gök ve yer arasındaki her şeydir deniyor.Bu yorum çok anlamsız bir çelişki durumu yaratır. Çünkü alem demek gök ve yer arasındaki her şey demekse,o zaman alemi uyarması demek gök ve yer arasındaki her şeyi uyarması anlamına gelecektir.Peki ama şuursuzları nasıl uyaracak?Taşları,böcekleri,meteorları ve yıldızları nasıl uyaracak? Onun için İbn-i Abbas'ın dediği gibi;alemler kelimesine sadece peygamberi anlayabilen,peygamberin kendi dilinden ve kavminden olan şuurlu kimseleri dahil edebiliriz.Şuursuzları değil.Çünkü şuursuzları uyaramaz.O halde alemi uyarması demek kendi kavminden olan şuurluları uyarması demektir.Tıpkı fussilet suresi 3.ayette anlatıldığı gibi. Kuranı alemlere yolladık derken,alemlerden kastın bilenler olduğunuda söylüyor Kuran.Hem alimler kelimesi hemde aynı kökten gelen alemler kelimesi kullanılarak iki versiyonla bunu ifade ediyor Kuran.Şuursuzlara değil şuurlulara geldiğini anlatır bu iki kelime;alim ve alem. Anlattığımız misalleri insanlar içinde sadece bilenler anlar(el alimune-الْعَالِمُونَ)-ANKEBUT 43 KURAN ”O BİLEN KİMSELER(li EL-ALEMİN-E-لِّلْعَالَمِينَ)İÇİN bir öğüttür..Başkası için değil=KALEM SURESİ:52.AYET-KURAN” Bu ayette ALEMLER İÇİN(Lİ EL ALEMİN) ÖĞÜTTÜR deniyor.Şuur sahibi olmayan öğüt alamayacağına göre,alem demek öğüt alabilen şuurlu varlık demektir. Geleneksel ön yargıdan sıyrılırsak kelimenin ne anlama geldiğ gayet açıktır; …Allah da meleklere, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim(innî a’lemu-إِنِّي أَعْلَمُ)” demişti(BAKARA 30 KURAN) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.