Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kuran Evrenselmi Yoksa Kavimselmi


manve

Önerilen İletiler

Kuran hiç bir yerde ben bütün kavimlere geldim demiyor.

Kuran kendisini sadece Arap kavmine gelmiş,sadece Arap kavmi için düzenlenmiş
sayar.Bu konuda çok nettir.Ama Emeviler döneminden beri İslamın Mollaları bunu
görmezden gelmekte hatta üstünü örtmeye çalışmaktadırlar.Kuranı kavimsel
değilde evrensel göstermek için çeşitli hilelere baş vurmaktadırlar.Bu
durum onların Kuranın evrensel olmadığını iyi anladıklarını göstermektedir.Çünkü
el birliği yaparak ve büyük bir çabayla hepsi aynı şeye yönelmişlerdir.Hepsinin
aynı hilede ısrar etmesi ve aynı şeyi örtbas etmeye çalışması konuyu gayet iyi
anladıklarını gösteriyor.Zaten Kuran DİL-KAVİM İLİŞKİSİ konusunda çok
nettir.Onun için Kuran’ın tek kavim için düzenlendiğini anlamamaları zaten
imkansızdır.Çünkü bu konudaki ayetler çok net:Bu
Kuran ı bir kavim için Arapça indirdik,bilsinler(fussilet:3-Kuran)

Bütün kavimler için düzenlendim demiyor.Arapça deüzenlenişinin nedenini tek kavim için
düzenlenmiş olmasına bağlıyor.Bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) sözü genelde
tercümelerde görmezden gelinir.Üstü örtülmeye çalışılır.”Allah
her kavme sadece o kavmin kendi diliyle seslenir.O kavimden
olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN)
halde Türk Kavminede Türkçe inmeyen bir kitapla seslenmek istemez.Ve Türk
olmayan bir peygamberle seslenmek istemez böyle bir Tanrı.
Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden ve
yabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değilde
Araplara indiği çok açıktır;Biz onu
Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN)
Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN)
Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o
kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı.Kitabı
sana kendi içinde ihtilaf yaşayan tek kavmi aydınlatmanın dışında
hiç bir sebeple indirmedik(Nahl:64-Kuran) bütün
kavimlerin bütün sorunları için geldim demeyi unutmuş galiba.Kendi düzenleniş
amacını bir kavmin sorunlarını çözmekten ibaret saymış kazaraEğer Kuran ı yabancı dilde
indirseydik,neden Arapça değil diye itiraz ederlerdi.Arap
olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç
derlerdi(fussilet:44-Kuran)
zaman Türklerinde neden dilimizde inmedi,Türke Türkçe inmeyen kitap olurmu deme
hakları vardır.Bütün bunları gören Molla takımı bunları örtbas etmek için
çeşitli hilelere baş vurdular:Bilerek anlamından saptırılan bazı ayetlerle
konuyu hasır altı etmeye çalıştılar.Şimdi onların hilelerine değinelim
birazcık:1-MEKKENİN ÇEVRESİ DEYİMİNİ BÜTÜN DÜNYAYI KAPSAYAN BİR HALE SOKMAK
İSTEDİLER2-KURANDAKİ İNSANLAR KELİMESİNİ YERYÜZÜNDEKİ BÜTÜN İNSANLAR OLARAK
SUNMAYA ÇALIŞTILAR3-KURANDAKİ ALEM KELİMESİNİ BÜTÜN YARATIKLAR ANLAMINDA
KULLANMAYA ÇALIŞTILAR.Şimdi bu hilelerin ayrıntılarına
bakalım:MEKKENİN ÇEVRESİ BÜTÜN DÜNYA ANLAMINA GELİR Mİ?Bu kutsal mubarek kitaptır.Onların ellerindekini
doğrulayandır.Ana şehri(Mekke) ve çevresindekileri uyarman için
indirdik(ENAM 92 KURAN) Kuranı sana Arapça indirdikki ana
kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN) Şimdi
bu ayetlere bakıp mekkenin çevresi bütün dünya ve bütün insanlıktır diyorlar.Bu
elbetteki açık bir saptırmadır.Kuran çevre derken civarı kasteder.Yakın
civarı.Bütün dünyayı kastetmez.Pauçlarını çıkar Musa.Çünkü Kutsal
yerdesin,tuvadasın(TAHA 12 KURAN) Ey musa bu ateş ve çevresindekiler
mubarek kılındı(NEML 8 KURAN)
Eğer çevre demek bütün dünya demekse o zaman ateşin çevresindekiler kutsal
kılındığına göre,bütün dünyadakiler kutsal kılındı mı diyecekler?Ateş ve
çevresi kutsal olduğu için Musa papuçlarını çıkarmak zorundadır.Eğer ateşin
çevresi bütün dünyaysa o zaman bütün dünya kutsal kılınmıştır ve musa dünyanın
her yerinde çıplak ayakla gezmek zorunda kalacaktır.Mescidi
aksa ve çevresi mubarek kılınmıştır(İSRA 1 KURAN)
Çevre demek bütün dünya demekse o zaman;mescidin çevresi kutsal kılındı
derken dünyanın her yeri kıtsal kılındı mı demiş oluyor?Görünen o ki
çevreden kasıt sadece civarıdır.Yani kabenin çevresinde 7 defa
dolaşmak(tavaf) bütün dünyanın etrafını 7 defa dolaşmak olmadığı gibi,mekkenin
çevresi de,kudüsün çevreside,ateşin çevreside yakın çevre anlamına gelir.Civar
anlamında.Bütün dünya anlamında değil.Zaten Kuran Mekkenin Çevresini
ARAPÇA KONUŞANLARLA SINIRLANDIRMIŞTIR:Mollalar,mekke civarı diyen
ayetlerin bütün insanlıgı kastettiğini iddia etsede,durum hiç öyle
değildir.Çünkü ayetler Mekke Civarı kelimesine Arapça konuşulan civar olması
gibi bir ön koşulda ekliyorlar.Eğer ARAPÇA kelimesi konulmamış olsa mollalar
paçayı kurtarabilirdi.Ama ayetler açıkça Arapça bilenlerden ve Arapça
konuşanlardan ibaret bir çevreden bahsediyor.Hatta Kuran ın Arapça inmesinin
sebebini de MEKKE VE ÇEVRESİNDEKİLERİN ARAPÇA KONUŞANLARDAN İBARET OLMASINA
BAGLIYORKuranı sana Arapça
indirdik ki,ana kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN)
Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın
kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen
bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN) Aslında
TEK ANA KENT YOK PEK ÇOK ANA KENT VAR.Yani her kavmin bir ana kenti ve çevre
kentleri var.Yahudilerin Kudüs,Arapların Mekke v.b.Bir ana kentin çevresi
diğer ana kentin çevresi başlayınca sona eriyor.Ve her kavmin ana kentine ve
çevresine ayrı bir peygamber gerekiyor:Rabbin memleketlerin ana
kentlerine peygamberler yollamadıkça o memleketleri helak etmez(KASAS
59 KURAN) Sen peygamberlerden birisin.Bütün kavimlerin her
biri için ayrı bir peygamber vardır(RAD 7 KURAN) Aslında
anlatılmak istenen bir kavmin her şehrine değil sadece ana kentine peygamber
yollanacağıdır.Ana kente yollanan peygamberin o kavmin çevre kentlerinede
yollanmış olacağıdır.Dileseydik
elbetteki her beldeye ayrı bir peygamber yollardık(FURKAN 51 KURAN)
Ama hayır bunu yapmıyoruz diyor.Bir kavmin sadece ana kentine peygamber yolluyoruz
diyor.####################KURANDA İNSANLAR KELİMESİ BÜTÜN İNSANLIK
ANLAMINA GELİYOR MU?Deki ey
insanlar topluluğu ben sizleri uyarmak için geldim(ARAF 158 KURAN)
Seni bütün gönderişimiz insanlara
uyarıcı olmandır,başkası şey değil(SEBE 28 KURAN)
Bu ayetleri göstererek bakın insanlara gönderildin diyor,o zaman bütün insanlara
gönderildi anlamı çıkar diyorlar.(Ayrıca bu ayetteki İLLA KAFFATEN kelimesi
bütünü bundan ibaret anlamına gelir.Ama tercüme hileleri yaparak buradaki
kaffeten/bütünü kelimesini insanlar kelimesine ekliyorlar.Böylece bütün insanlar
anlamını suni olarak var göstermeye çalışıyorlar.Oysa kaffaten kelimesinin
başında illa olumsuzluk eki vardır ve bu kelimeyi insanlar kelimesine değil
uyarıcılık kelimesine bağlamayı gerektirir.Yani seni yollayışımızın bütün
hepsi uyarıcı olman içindir/başka şey için değildir anlamını verir bu
kelime.Bütün insanlar anlamını vermez)Buda bilinçli yapılan bir aldatmaca ve
yanıltmadır.Çünkü Kuran insanlar yada insanlar topluluğu(Lİ EN NASİ) derken
PEYGAMBERİN KAVMİNDEN OLAN İNSANLARI kastetediyor.Yani İNSANLAR derken BİR
KAVMİN İNSANLARI kastediliyor.Musa
asayla taşa vurunca sular fışkırdı ve bütün insanlar(kulli en nasi) o
sudan içtiler(BAKARA 60 KURAN)
Şimdi bütün insanların o suyu içmesi ne anlama geliyor?Çinden Brezilyaya kadar
bütün insanlar mı?Yoksa sadece Musa nın kavminden olan bütün insanlar
mı?Açıkça bütün insanlar diyerek tek kavmin bütün insanları
kastediliyor.Musa kavminden olan bütün insanlar.Aynı şey muhammed içinde
geçerlidir.Kuran insanlara gönderdik derken Muhammedin kavminden olan
insanları kastediyor.Allah dedi
ey Musa;seni bütün insanların başı olarak
seçtim.Gönderdiklerimle ve sözlerimle(ARAF 144 KURAN)
Şimdi ne diyelim?Musa bütün yeryüzü insanlarının başınamı getirildi?Elbetteki
hayır.Yine bütün insanlardan kasıt Musa kavminden olan insanların
tamamıdır.Aynı şekilde Muhammedi insanlara yolladık derkende;kendi kavminden
olan bütün insanlara gönderdik demiş oluyor.Bütün kavimlerin bütün
insanlarına değil.Nasılki Musa sadece kendi kavmi olan insanlara
gelmişse,Muhammed de sadece lisanı Arapça olan insanlara gelmiştir:Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın
kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen
bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN)
Musa nın kitabı Arapça olmadığı için,Araplar ondan sorumlu değiller.Zaten
Kuran anlayışında bir peygamber milyonlarca kişiye gönderilmez.Onu(Yunus’u),
yüz bin yahut daha fazla kişiye peygamber olarak gönderdik.(SAFFAT
147 KURAN) ALEM(BİLEN)
KELİMESİNİN SAPTIRILMASI VE İSTİSMARI:Ve
mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne)Merhametimizle
seni alemlerden başkasına göndermedik(ENBİYA 107 KURAN)Tefsirin
babası denilen en eski ve en büyük tefsirci sayılan İBN-İ ABBAS,alem kelimesinin
sadece şuurlanmış olanları kapsadığını söylemiştir.Bir kavim yada bir zümre
içindeki şuurlanmışları.Yani günümüz tabiri ile aydınları,cahil
olmayanları.İbni Abbas Ankebut Suresi 15 nolu ayetini ve Kamer Suresi 15 nolu ayetini referans
göstermiştir buna.O ayetlerde;geminin alemlerin düşünmesi ve ibret alması
için geriye bırakıldığı söyleniyor.Gerekli ibreti almak sadece aklını iyi
kullananlara özel olduğu için,alemler ibret alır demek aklını iyi kullananlar
ibret alır demektir.Yani alem ile aklını iyi kullanan aynı anlamdadır.Zira
akılsızlar ve cahiller ibret alamayacağı için cahiller alem(ibret alan
akıllılar) sayılamazlar.Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyeten
lil âlemîn(âlemîne)Gemiyi
bilenlerin(alemine) ibret alması için geriye bıraktık(ANKEBUT 15
KURAN)Onu bir işaret olarak geride
bıraktık.Düşünüp ibret alınsın diye(KAMER 15 KURAN)İlk
ayet alemler ibret alsın diyor.İkinci ayet düşünüp ibret alınsın diyor.Yani alem
demek düşünüp ibret alan demektir.Bu çok yerinde bir çıkarımdır.Alemler
ibret almalıdır(KAMER 15) denildiğine göre,şuursuzlar ibret alamayacağına
göre:demek ki alem demek şuurlu olan demektir.Zaten ilginç
olan,tercümanların diğer ayetlerde ALEM kelimesini Türkçeye çevirmeleri ve BİLEN
anlamında çeviriye almalarıdır.Ama enbiya suresinde nedense ALEM kelimesini
BİLEN olarak çevirmemişler ve olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Neden?Bu size hiç
ilginç gelmiyormu?Örneğin Yusuf suresi 77 nolu ayette ALEM kelimesini
BİLEN(ALEMU) olarak çevirmişler.Ama enbiya suresinde olduğu gibi Arapça
bırakmışlar.vallâhu (ve allâhu) : ve
Allaha’lemu : iyice bilir/bilmektedir(YUSUF 77 KURAN) Ve Allah iyice bilmektedir(YUSUF 77 KURAN)
Mollaların yaklaşım bütünlüğü yoktur.Yani bir yerde ALEM kelimesini BİLEN olarak
çevirmişler ama başka yerde ALEM kelimesini olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Bu
bir çelişkidir ve her çelişki bir operasyondur.Örtbas etme operasyonu.O
halde ayeti yeniden yazalım:Seni
merhametimizle BİLENLERDEN(ALEMU) başkasına yollamadık(ENBİYA 107
KURAN)
Yani BİR KAVMİN BİLENLERİNE YOLLADIK anlamındadır bu ayet.Kuran da ALEMU(BİLMEK)
fiilide tek kavimle ilişkilendirilmiştir zaten:Bunda
bir kavmin bilmesi(YA-ALEMUNE) için ayetler vardır(NEML 52 KURAN)
Sıkıysa bu ayetteki alem kelimesinide olduğu gibi Arapça bıraksınlarda görelim
boylarını.O zaman şu anlama gelir ayet:SİZ ÇOK ALEM BİR
KAVİMSİNİZKuran bir
kavim için Arapçadır,bilsinler(YA ALEMUNE)-FUSSİLET 3 KURAN Bir
kavmin bilmesi için yada bir kavmin bilenlerine(ya alemune) diyor
açıkça.Alem kelimesindede kavmi aşan bir şey yok yani.Bir kavmin alem/bilen
olması için Arapçadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir.

 

He alem nedir bu alemden kasıt ne diyecek olursanız da.

 

Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. 

Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten 

inanırsanız bu böyledir.” thumbsup.gif

 

O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi = Alemlerin Rabbi
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir.
 
He alem nedir bu alemden kasıt ne diyecek olursanız da.
 
Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. 
Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten 
inanırsanız bu böyledir.” thumbsup.gif
 
O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi = Alemlerin Rabbi

 

 Bu ayette,alem demek göklerin ve yerin arasında olan her şey demektir demiyorki.Alemlerin rabbi göklerin ve yerin arasında olan her şeye hükmedebilir diyor.Yani alemin ne olduğu değil rabbin egemenlik alanının kapsamı anlatılıyor burada.Zaten ayetteki alemler kelimesini alimler kelimesiyle yer değiştirirsen daha kolay anlaşılır durum;''Firavun dediki,Alimlerin rabbi de nedir?Musa dediki alimlerin rabbi göklerin ve yerin ve ikisi arasındaki her şeyin efendisidir''Dikkat edilirse ayet burada alim/alem kelimesinin ne anlama geldiğini değil,rablik(efendilik) alanının kapsamını dile getiriyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alem sadece bilmek demektir.

 Burada açık bir meydan okuyuş vardır,alem demek bilen demek değilse o zaman ayetlerde geçen alem kelimesine bilen anlamı vermemeliler.Neden ayetlerdeki alem kelimesini bilen olarak çeviriyorlar?
Her şey çok açık bir şekilde ortada;
Herkesin görebileceği gibi,alem kelimesinin bilen olduğunu tercümanlar ve alimcikler çok iyi biliyorlar.Çünkü aşağıdaki ayetleri çevirirken ALEM kelimesini BİLEN olarak çevirmişler.Alem kelimesi bilen anlamına gelmiyorsa;neden aşağıdaki ayetlerde geçen ALEM kelimesine BİLEN anlamı veriyorlar?Neden başka bir anlam vermiyorlar?
وَاللّهُ أَعْلَمُ(ve allahu alemu)-allah iyi bilir(NİSA 45 KURAN)

وَاللّهُ أَعْلَمُ(ve allahu alemu)-allah iyi bilir-(NİSA 25 KURAN)

فَاعْلَمُو(FE ALEMU)-biliriz(MAİDE 34 KURAN)

فَاعْلَمْ(FE ALEM)-bilki(MAİDE 49 KURAN)

وَاللّهُ أَعْلَمُ(VE ALLAHU ALEMU)-allah iyi bilir-(MAİDE 61 KURAN)

وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ben bilmem-(MAİDE 116 KURAN)

وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ben bilmemekteyim-ENAM 50 KURAN

Bütün bu ayetlerdeki alem kelimesini bilmek ve bilen olarak çevirmiş tercümanlar.Demekki alem kelimesinin Kuranda alim ile aynı anlamda kullanıldığını,bilen anlamında kullanıldığını gayet iyi çözmüşler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarihte ismi geçen yüzlerce alemlerin rabbi var. Sence gerçek rab hangisi? Neden?

 

Bir çocuğu ormana bırakıp hayatta kalmasını bekleyen biri merhametli olamaz. Aynı şekilde dünyaya insanı bırakıp doğruya er diyen bir tanrı da merhametli olamaz. Merhametsiz bir tanrı figürü düşünülemeyeceğine göre tanrının insana dünya hayatında yol göstermesi gerekir.

Yani gerçek tanrı insanoğlunu hidayete erdirmek için bir din göndermiş olmalı. Bu durumda 3 büyük dindeki tanrıdan biri gerçek

Hristiyanlıktaki 3ün içinde 1 anlayışı zaten pek akla yatkın gelmediğinden üstünde durmaya gerek görmüyorum.

İsrailoğulları'na ayrıcalık sunan bir tanrı fikri de pek mantıklı değil. 

Bu durumda geriye sadece İslam kalıyor. İslam dinindeki tanrı tanımının orjinal kaldığı o kadar açıkki ne eş, çocuk eklenmiş ne de bir ırka özel muamele yapacak adaletsizlik.

İslam'daki hangi tanrı anlayışı diyecek olursanız de İhlas suresinde tanımı yapılan tanrı benim için gerçek rabdir. Zira bazı mezheplerin ilginç fikirleri var.

 

Umarım açıklayabilmişimdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alem sadece bilmek demektir.

.

.

.

Bütün bu ayetlerdeki alem kelimesini bilmek ve bilen olarak çevirmiş tercümanlar.Demekki alem kelimesinin Kuranda alim ile aynı anlamda kullanıldığını,bilen anlamında kullanıldığını gayet iyi çözmüşler.

rolleyes.gif Bir kelimenin birden fazla karşılığı olup kullanıldığı yere göre anlam kazanabilir. Alemlerin rabbi ne demek Kur'an'da açıklanmış orada bilenlerin rabbi yazmıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu durumda geriye sadece İslam kalıyor. İslam dinindeki tanrı tanımının orjinal kaldığı o kadar açıkki ne eş, çocuk eklenmiş ne de bir ırka özel muamele yapacak adaletsizlik.

  İslamın daha doğrusu Kuranın Tanrısı Arap Kavmiyle sınırlı tutuyor kitabın kapsam alanını.Kuran Araplara ve Arapçaya özeldir.Hiç bir yerde ben bütün kavimlere ve bütün dillere geldim demiyor Kuran.

 

Kuran hiç bir zaman ben bütün kavimlere geldim demez.Tek kavim için düzenlendim der.Ve bu durum Türkçe tercümelerde özenle saklanmaya çalışılır.

Kuran,bir kavim için arapça düzenlendik ki,bilsinler(FUSSİLET 3 KURAN)

Bütün kavimler içindir demiyor ayet.Ve Türkçe tercümelerde bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) ifadesi görmezden gelinir.Tercümanların bu kelimeyi özenle atlamaları,Kuranın tek kavme özel oluşunu anladıklarını ve örtbas etmeye çalıştıklarını gösteriyor.

O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN)

Yine bütün kavimler ondan sorumludur dememiş.

Tercüme hileleri yapıyorlar ama bu onları kurtarmaz.Çünkü Kuran tek kavim demekle yetinmez.O tek kavmin özelliklerinide sayar.

1-MUHAMMED’DEN ÖNCE ATALARI HİÇ UYARILMAMIŞ OLAN BİR KAVİMDİR:

 Seni ataları uyarılmamış olan o bir kavmi uyarman için gönderdik(YASİN 6 KURAN)

Yoksa onu kendisi uydurdumu diyorlar?Hayır o haktır.Senden önce hiç bir uyarıcı/peygamber gelmemiş olan o tek kavmi uyarman için sana indirildi(SECDE 3 KURAN)

Ve biz onlara senden önce bir uyarıcı/peygamber yollamadık,kitaplarda vermedik(SEBE 44 KURAN)

2-ARAPÇA OLANI ANLAYABİLEN,ARAPÇA OLMAYANA İTİRAZ EDEN BİR KAVİM:

Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik(YUSUF 2 KURAN)

Şimdi bu ayeti Japonlara uygulayın;ey japonlar,Kuranı anlayabilesiniz diye Arapça indirdik.

Eğer onu Arapça kılmasaydık,neden dilimizde inmedi derlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç derlerdi(FUSSİLET 44 KURAN)

Peki ya Türkler deseki neden dilimizde inmedi?Türk olana Türkçe inmeyen kitap olumu hiç deseler?Ayet Türklere bu itiraz hakkını tanıyor.

3-MUHAMMED SADECE KENDİ KAVMİNDEN SORUMLUDUR VE SADECE KENDİ KAVMİ İÇİN KONUŞUR:

Ve peygamber şöyle diyecek;ey rabbim kavmim bu Kuranı terk etti(FURKAN 30 KURAN)

Diğer kavimlere hiç değinmiyor,görüldüğü gibi.

O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN)

Kuran kendisinin bütün amacının tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğunu söylüyor zaten:

Kitabı sana yollayışımızın bütünü,kendi içinde bölünmüş olan bir kavmin sorunlarını çözmenden ibarettir(NAHL 64 KURAN)

Ayrıca İbrahim  suresi 4 nolu ayete bakılırsa,bir peygamber sadece kendi dilini konuşan kendi kavminin peygamberi olabiliyor.Bütün dillere yada bütün kavimlere peygamber olamıyor:

Allah her bir kavme sadece o kavmin kendi dilinde seslenir.O kavimden olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN)

Böyle bir Tanrı Türk kavminede Türkçe inen bir kitapla ve Türk bir peygamberle seslenmek isteyecektir.Türk olmayan bir peygamberle yada Türkçe inmeyen bir kitapla değil.Kuran’ın anlattığı Tanrı böyle bir Tanrıdır.

Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden ve yabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değilde Araplara indiği çok açıktır;

Biz onu Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN)

Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN)

Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı.

Ben tek kavim için ve tek dil için düzenlendim diyen ayetlerin Kuranda olması çok iyi bir şanstır.Bunun yerine ben bütün kavimler için ve bütün diller için geldim şeklinde olsaydı bu ayetler; işimiz çok daha zor olacaktı.Tek kavim için düzenlendim diyen ayetler,bütün kavimler için düzenlendim şeklinde olsaydı o zaman Kuranın tek kavme özel oluşunu göstermek çok daha zor olacaktı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuran hiç bir yerde ben bütün kavimlere geldim demiyor.

Bence, bu manasiz bir noktadir. Desede demese de.  Yani, ne fark eder ki.  Yalniz araplar icin gelmis olsa, o kitabin yaraticidan geldigini mi ifade eder? Tabii ki etmez. Eger celiski gostermek istiyorsaniz. Bu celiskiler Kuranin her sayfasindadir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İsrailoğulları'na ayrıcalık sunan bir tanrı fikri de pek mantıklı değil. 

 

Evet bence de değil.

 

 Bakara  47  

 (Medenî 87) Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle aleme üstün kıldığımı hatırlayın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

rolleyes.gif Bir kelimenin birden fazla karşılığı olup kullanıldığı yere göre anlam kazanabilir. Alemlerin rabbi ne demek Kur'an'da açıklanmış orada bilenlerin rabbi yazmıyor.

   Alemler demek bilenler demek olduğuna göre alemlerin rabbi demek bilenlerin rabbi demektir.Firavun alemler/bilenler ne demektir demiyor,rabbin ne olduğunu soruyor.Bilenlerin rabbi dediğiniz nedir diye soruyor.

  Aleme her şey dersek ayet saçma olur zaten:Firavun dedi her şeyin(alemlerin) rabbi nedir,Musada dediki her şeyin rabbi her şeyin rabbi demektir.Yani 23.ayetteki alem kelimesini her şey olarak çevirerek yazınca ayete,saçmalık o zaman ortaya çıkıyor zaten.

   Firavun  rab nedir dedi alemlere/bilenlere(ŞUARA 23-KURAN)

 

Musa dediki,gökler yer ve ikisi ikisi arasında olan şeylerin efendisidir(ŞUARA 24 KURAN)

 

Burada şuara 23.ayetteki alem kelimesine bakarak,şuara 24.ayetteki gökler ve yer arasındaki her şey ifadesini alem kelimesinin tarifi ve açılımı olarak görüyorlar.

Oysa bu bir aldanıştır.Çünkü Musa alem kelimesinin değil rab kelimesinin açılımını ve açıklamasını yapıyor şuara 24.ayette...24.ayette rabbin her şeye egemen olan anlamına geldiği söyleniyor.Alemin değil rabbin tanımı ve nufus alanı veriliyor 24.ayette.Rab vemaya(her şeye) egemen olandır diyen ayetten,vema(herşey) alemdir sonucu çıkmaz.          (her şey anlamına gelen kelime alem değil vema kelimesidir.Yada kulli şeyin kelimesidir)

         Eğer alem kelimesine bu anlayışla gökler yer ve ikisi arasında olan her şey anlamını verirsek;o zaman çok saçma bir durum ortaya çıkar.Çünkü o zaman Muhammedi alemlere gönderdik diyen ayet(ENBİYA 107) çok tuhaf bir anlama gelecektir.Muhammedi alemlere yolladık dediğinde,Muhammedi,ağaçlara,taşlara,fosillere,meteorlara ve yıldızlara yolladık gibi saçma bir anlam çıkar ortaya.Oysa İbni Abbbas’ın dediği gibi peygamberler uyarı amacıyla gönderildiği için,sadece kendisini anlayan şuurlu varlıklara gönderilirler.Şuursuzlara değil.Yani aleme şuurlu ve bilinçli olan anlamını vermek kaçınılmaz olacaktır.Şuursuzlar anlamı verilemez.

Zaten 24.ayette alem kelimesinin olmayışı ama dediki RAB(قَالَ رَبُّ) kelimesiyle ayetin başlaması bunu açıkça ortaya koyuyor.

 Oysa şuara 23.ayette kastedilen alemler yani bilenler Musa ve Harundur.İlerki ayetlerde bunun açıklaması vardır zaten;

Dediler iman ettik,alemlerin/bilenlerin rabbine(ŞUARA 47-KURAN)

 

Musa ve harunun rabbidir(ŞUARA 48-KURAN)

 

Yani bilenlerin(alemlerin) rabbi derken,Musa’nın ve Harun’un rabbini kast ediyorlar.Alemler/bilenler derkende Musa ve Harun’u kastetmiş oluyorlar böylece.

Alem kelimesine var olan her şey dersek o zaman Kuranda geçen LA ALEMU(لَا أَعْلَمُ) yani ALEM OLMAYAN kelimesine ne anlam vereceğiz ki?

Bilen anlamı verdiğimizde la alemu yani alem olmayan kelimesi o zaman bilmiyorum anlamına gelecektir.Ama var olan her şey alemdir dersek o zaman BEN ALEM DEĞİLİM diyen ayetleri nasıl anlamlandırabilirizki?

وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ve ben alem değilim-ve ben bilmem-(MAİDE 116 KURAN)

 

وَلَا أَعْلَمُ(VE LA ALEMU)-ve ben alem değilim-ve ben bilmemekteyim-(ENAM 50 KURAN)

 

(تَعْلَمُونَ)=la ta alemun-alem değilseniz-bilmemekteyseniz(ENBİYA 7-KURAN)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alim kelimesi var olan her şey anlamına gelemeyeceği gibi aynı kökten gelen alem kelimeside var olan her şey anlamına gelemeyecektir;

 Konuya yakından bakarsak alem/alim kelimesinin bilen anlamının dışında kullanılmasının çok arızalı ve yersiz olacağını görmek zor olmayacaktır:
Her şeyden önce tefsirin babası denilen İbni Abbas,alem kelimesinin Kuranda; şuurlu,bilen,anlayan gibi anlamların dışında kullanılmadığını söyler.Bunun dışında bir anlam vermenin arıza yaratacağını söyler.Bu söz doğrudur ve Kuranla sağlaması yapılabiliyor.(her kim söylemişse doğru söylemiş)

vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
a’lemu : daha iyi bilir(Yusuf 77 KuraN)

ALLAH ALEMDİR/ALLAH BİLENDİR(YUSUF 77 KURAN)

Artı bir yerde bilen anlamına gelen bir kelime başka yerde çok alakasız bir şekilde bütün mahluklar anlamına gelemez.Yani alim kelimesi aniden bütün mahluklar anlamına dönüşemediği gibi alem(bilen) kelimeside aniden bütün mahluklar anlamına dönüşemez.Bunu bir kitap içinde yapmak çok tuhaf ve abes olurdu zaten.
Yusuf 77 de ve pek çok yerde bilmek,bilen,öğrenen anlamına gelen bir kelime aniden şuursuz varlıklarıda içine alan zıt anlamlı bir kelimeye dönüşemez.Bir kitap içinde bunu yapmak,o kadar kısa sürede bu ani dönüşümü yapmak imkansızdır.
Zaten Kuranda böyle bir ani dönüşüme uğratmıyor alem(bilen) kelimesini.
Alem demek bütün mahluklar demekse o zaman pek çok arıza çıkar ortaya
1-Seni alemlere rahmet olarak gönderdik(ENBİYA 107 KURAN)

Alem bütün mahluksa Kuran bütün mahluklara nasıl rahmet oluyorki?Örneğin Ebu Leheb için,Ebu Cehil için,inanmayanlar için rahmet olmadığı kesindir.
2-Kuran alemler ibret alsın diyor.Eğer alem kelimesi bütün mahluklar demekse,şuursuz mahluklar nasıl ibret alabileceklerki?
Onu ve gemidekileri kurtardık ve gemiyi, âlemlere ibret yaptık.(ANKEBUT 15 KURAN)

Şimdi şuursuz varlıklar nasıl ibret alabileceklerki gemiden?Oysa alem kelimesine bilen anlamı verirseniz ayet ancak o zaman anlamlı olur.
Gemi bilenlere/alemlere ibrettir.(ANKEBUT 15 KURAN)

Şuursuz mahluklar ibret alamayacağına göre alem kelimesini bütün mahluklar anlamında kullanamazsınız.
Bu kelime Kuranda 3 versiyonla kullanılır sadece;ALLAHIN BİLMESİ(ALLAHU ALEMU),MELEKLERİN BİLMESİ ve İNSANIN BİLMESİ.
Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir(ya alemu), siz bilmezsiniz(la ta alemu)(BAKARA 216 KURAN)

vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
a’lemu : daha iyi bilir(Yusuf 77 KuraN)

ALLAH ALEMDİR/ALLAH BİLENDİR(YUSUF 77 KURAN)


…Allah da meleklere, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim(innî a’lemu)” demişti(BAKARA 30 KURAN)

Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti(ALLEME)…(BAKARA 31 KURAN)

Şuursuz varlıklar alleme(öğrenen) olamaz değilmi?Şuursuz varlıklar alem(bilen) olamaz değilmi?Görüldüğü gibi Kuran bu kelimeyi şuursuzlarda olmayan bir özellik şeklinde kullanıyor.Şuurlulara özel bir eylem olarak bu kelimeyi kullanıyor.
Alem kelimesinin Kurandaki anlamından kayıp folklorik alanda çok farklı anlam sapmalarına uğrayarak kullanılması,Kurandaki anlamını değiştirmiyor.Bu çok açık.Ama bazı mollaların dediği gibi avam(halk yığını) bunları bilmez.Derinlemesine araştırmaz ve sorgulamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuran sadece kavimsel degil; ayni zamanda cografidir.

 

Mesela eger Kuran Sibirya'dakiler icin yazilmis olsa idi. O zaman cehennem cok soguk dondurucu soguk bir mekan olarak lanse edilecekti. Cunku sibiryalilarin istemedigi soguk, ayni kendilerine cehennem tasrifi olarak sicagin Araplarca istenmedigi gibi.

 

Kisaca cennet bolgesel olarak araplar neye ozlem duyuyorsa onu, cehennemde neyi istemiyorlarsa onu ihtiva eder.

 

Yalniz ayni ozlem ve istememe baska bir cografya icin gecerli degildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence, bu manasiz bir noktadir. Desede demese de.  Yani, ne fark eder ki.  Yalniz araplar icin gelmis olsa, o kitabin yaraticidan geldigini mi ifade eder? Tabii ki etmez. Eger celiski gostermek istiyorsaniz. Bu celiskiler Kuranin her sayfasindadir.

  Kuranı kimin gönderdiği değil Kuranın kimler için düzenlendiği vurgulandı orada.Yani insanda düzenlese,Tanrıda düzenlese sadece tek kavme özel olarak düzenlemiştir.Bu Kuranın düzenleyicisinin kendi iddiasıdır.

  Yani bütün kavimler için düzenlemedim,bütün diller için düzenlemedim diyor editörü(her kimse artık)

   Bunun anlamı büyüktür.Çünkü bu durumda Türkler isteselerde müslüman olamazlar sonucu çıkıyor.Kavimsel bir kitabın kavimsel olmadığı yalanı deşifre edilmelidir.Bu önemli bir noktadır.Çünkü yıllarca Kuran tek kavim için değildir,bütün kavimler içindir yalanı pohpohlandı insanlara.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuran sadece kavimsel degil; ayni zamanda cografidir.

 

Mesela eger Kuran Sibirya'dakiler icin yazilmis olsa idi. O zaman cehennem cok soguk dondurucu soguk bir mekan olarak lanse edilecekti. Cunku sibiryalilarin istemedigi soguk, ayni kendilerine cehennem tasrifi olarak sicagin Araplarca istenmedigi gibi.

Cok dogru!

 

Ayni zamanda, eger cenneti sutlu ve balli nehirlerle tarif eden 7inci asirda ki peygamber, bugun gelmis olsaydi, herkesin lexus veya mercedes surdugunude diyebilirdi. Bu cesit mukafaatlar, diger dunya hakkinda hic bir sey degilde, yalniz bunlari soyleyenlerin hayal gücü kapasitelerinin sınırlarını ifade eder.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cok dogru!

 

Ayni zamanda, eger cenneti sutlu ve balli nehirlerle tarif eden 7inci asirda ki peygamber, bugun gelmis olsaydi, herkesin lexus veya mercedes surdugunude diyebilirdi. Bu cesit mukafaatlar, diger dunya hakkinda hic bir sey degilde, yalniz bunlari soyleyenlerin hayal gücü kapasitelerinin sınırlarını ifade eder.

Iste o yuzden kuran da her bir kitap gibi bir cesit "nasil yasamali ve iliski kurmali?" temelli sorulara yazanca yanit veren; tarihi, bolgesel, kavimsel ve cografi bir kitaptir.

 

Ayni diger rehber kitaplar gibi.

 

Ne evrenseldir, ne insansaldir, ne bilimseldir, ne cagdastir. Oyuzden bugun bu 1400 yil onceki rehbere hala umut baglayanlarda, sadece biat edenlerdir. Ne bilimsel ne cagdas, ne evrensel ne de insansal bir zihniyete sahip degildirler ve olamazlar. Cunku biat ettikleri kuran, onlara bu ufuklari tanimaz. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

rolleyes.gif Bir kelimenin birden fazla karşılığı olup kullanıldığı yere göre anlam kazanabilir. Alemlerin rabbi ne demek Kur'an'da açıklanmış orada bilenlerin rabbi yazmıyor.

Alem kelimesi ayni osmanli'da kullanilan millet gibi iki anlam tasir ve her iki anlami da coguldur. Mesela sofor milleti ya da arap alemi.

 

Iste bu ozel cogaltmanin yaninda genel cogaltma da ozellerin cogaltimidir. Yani arap ve yahudi alemleri ya da sofor ve kadin milletleri gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alem kelimesinin asıl anlamından nasıl saptığı biliniyor aslında.

 ALEM KELİMESİNİN BÜTÜN MAHLUKLAR ANLAMINDA KULLANILMASI ARAP OLMAYAN BİLGİNLERİN BİR YORUMUNDAN SONRA ORTAYA ÇIKAN BİR DURUMDUR.Arapçadan kaynaklanan bir durum değildir;
”ŞERH-İ AKAİD adlı kitabın başında şöyle deniliyor;Bütün varlıklar(mahluklar)Allahın varlığına ALAMET olduğu için,onun varlığını gösterdiği için malukatların hepsine ALEM denilmeye başlanmıştır(muhammed den çok sonra,kuran dan çok sonra böyle denilmeye başlanmıştır).Daha sonra da varlıkların ayrı ayrı olan cinslerinin her birine ALEM denilmeye başlanmıştır.Örneğin İnsanlar Alemi,Melekler Alemi,hayvanlar Alemi,Cansızlar Alemi.v.b.Hatta bazı düşünürler her varlık ve her cisim ayrı bir alemdir demeye bile başlamışlardır.=Yani ALAMETLER anlamına gelen ALEM KELİMESİ Kuran da bilen kimseler anlamına gelen ALEMU kelimesiyle birbirine karıştırılmıştır.Bu gün Kuran çevirilerindeki ALEM kelimesinin Türkçe çevirisiyle verildiği,bilen olarak çevrildiği,ama ENBİYA 107 deki ALEM kelimesinin neden Türkçeye çevrilmeden olduğu gibi bırakıldığı anlaşılmıştır heralde.Karışıklığın devam etmesini ve alem kelimesinden bilen yerine mahluklar(alametler) anlamı çıkarılmasının devam etmesini istiyorlar.Başka ayetlerde Türkçeye çevirdikleri ALEM kelimesini ENBİYA 107 DE neden Türkçeye çevirmeden veriyorlar?Beni ilk şüphelendiren bu garip durum olmuştu.
Yani ALEM kelimesinin MAHLUKLAR anlamında kullanılması kelamcıların ve bazı tefsircilerin yorumlarıyla ortaya çıkmış bir durumdur.Ne Arapça da böyle bir durum var ne de Kuran da.Kuran ın yazılışından çok sonra ortaya çıkmış olan bir yorumlama tarzıdır hepsi bu.
BKNZ:ŞERH-İ MEVAKIF-ŞERİF ALİ CÜRCANİ(ŞİRAZLI İSLAM BİLGİNİ)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alem kelimesi ayni osmanli'da kullanilan millet gibi iki anlam tasir ve her iki anlami da coguldur. Mesela sofor milleti ya da arap alemi.

 

Iste bu ozel cogaltmanin yaninda genel cogaltma da ozellerin cogaltimidir. Yani arap ve yahudi alemleri ya da sofor ve kadin milletleri gibi

 

Arapça bilen birisi değilim bu konu içinde kelimeleri, tefsirleri incelemeye gerek görmüyorum fazla. Diyelim ki alem=millet, alemlerin rabbinden kastın bütün milletlerin rabbi olduğu aşikar tutup ta hangi milletlerin diye ama diye sormak çok gereksiz bir yerden konuya dalmak olur rolleyes.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arapça bilen birisi değilim bu konu içinde kelimeleri, tefsirleri incelemeye gerek görmüyorum fazla. Diyelim ki alem=millet, alemlerin rabbinden kastın bütün milletlerin rabbi olduğu aşikar tutup ta hangi milletlerin diye ama diye sormak çok gereksiz bir yerden konuya dalmak olur rolleyes.gif

Hangi alemlermis bunlar, Mekke/medine'den baska?

 

Ayrica "elalem" kim?

 

Cumlealem, elalemi iceriyor mu?

 

Bir alemsin, vallahi!

 

"Vuslatin baska alem, sen bir omre bedelsin"

 

http://www.youtube.com/watch?v=2dBF3Xhrz8o

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arapça bilen birisi değilim bu konu içinde kelimeleri, tefsirleri incelemeye gerek görmüyorum fazla. Diyelim ki alem=millet, alemlerin rabbinden kastın bütün milletlerin rabbi olduğu aşikar tutup ta hangi milletlerin diye ama diye sormak çok gereksiz bir yerden konuya dalmak olur rolleyes.gif

  Bir kavmin alemleriyle(bilenleriyle) olayı sınırlandıran ayetler vardır Kuranda.Yada bir kavmin bilmesi için( li kavmin ya alemune-لِّقَوْمٍ يَعْلَمُونَ)

  Bu Kuranı bir kavim için Arapça indirdik ki,bilsinler(يَعْلَمُونَ-ya alemune)-FUSSİLET 3 KURAN

 

    Ayetin son kelimesi ya alemun(bilsinler,bilenler) kelimesidir ve öncesindeki kelime li kavmin(لِّقَوْمٍ) kelimesidir.Li kavmin tek kavim için,tek kavme özel anlamına gelir ve bu sebeple Türkçe tercümelerde özenle görmezden gelinir.Tercümanlar ayetteki başka bir kelimeyi değilde,li kavmen(tek kavim için) kelimesini atladıklarına göre,demekk ki Kuranın tek kavme özel oluşunu onlarda kavramışlar.

   Yani ayet bir kavmin bilmesi(alemun) için Arapça düzenledik yada bir kavmin bilenleri(alemleri) için Arapça düzenledik gibi anlamlara geliyor.

   Diğer türlüsü zaten çok çelişkili olurdu.Önceki örnekte olduğu gibi.

 

 

Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir.
 
He alem nedir bu alemden kasıt ne diyecek olursanız da.
 
Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. 
Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten 
inanırsanız bu böyledir.” thumbsup.gif
 
O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi = Alemlerin Rabbi

 

  Şimdi burada önce Furkanla alemleri uyarsın deniyor sonrada alemler gök ve yer arasındaki her şeydir deniyor.Bu yorum çok anlamsız bir çelişki durumu yaratır.

   Çünkü alem demek gök ve yer arasındaki her şey demekse,o zaman alemi uyarması demek gök ve yer arasındaki her şeyi uyarması anlamına gelecektir.Peki ama şuursuzları nasıl uyaracak?Taşları,böcekleri,meteorları ve yıldızları nasıl uyaracak?

   Onun için İbn-i Abbas'ın dediği gibi;alemler kelimesine sadece peygamberi anlayabilen,peygamberin kendi dilinden ve kavminden olan şuurlu kimseleri dahil edebiliriz.Şuursuzları değil.Çünkü şuursuzları uyaramaz.O halde alemi uyarması demek kendi kavminden olan şuurluları uyarması demektir.Tıpkı fussilet suresi 3.ayette anlatıldığı gibi.

  Kuranı alemlere yolladık derken,alemlerden kastın bilenler olduğunuda söylüyor Kuran.Hem alimler kelimesi hemde aynı kökten gelen alemler kelimesi kullanılarak iki versiyonla bunu ifade ediyor Kuran.Şuursuzlara değil şuurlulara geldiğini anlatır bu iki kelime;alim ve alem.

  Anlattığımız misalleri insanlar içinde sadece bilenler anlar(el alimune-الْعَالِمُونَ)-ANKEBUT 43 KURAN

 

  ”O BİLEN KİMSELER(li EL-ALEMİN-E-لِّلْعَالَمِينَ)İÇİN bir öğüttür..Başkası için değil=KALEM SURESİ:52.AYET-KURAN”

 

Bu ayette ALEMLER İÇİN(Lİ EL ALEMİN) ÖĞÜTTÜR deniyor.Şuur sahibi olmayan öğüt alamayacağına göre,alem demek öğüt alabilen şuurlu varlık demektir.

   Geleneksel ön yargıdan sıyrılırsak kelimenin ne anlama geldiğ gayet açıktır;

  …Allah da meleklere, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim(innî a’lemu-إِنِّي أَعْلَمُ)” demişti(BAKARA 30 KURAN)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.