Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2006 dedi: Allahın olacağını bildiği bir olayın olmamasını istemesi mümkün değil.. cevap: junyor sana büyük bravo. söle bana madem bu mümkün değil, o halde iradesi ne işe yarıyo. zaten olacaklar ilminde belli Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 sen soruya yanıt ver:peki soruyorum hanif: allah olacağını bildiği bir olayın, isteseydi olmamasını irade edebilir miydi? Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 *** dedi: maddenin bir halden başka hale dönüşebilmesi için maddenin belirli bir oranı tayin edene ihtiyacı vardır ve dolayısıyla madde ezeli değildir cevap: allah ezeli ya, maddeyi yarattı ya, söyle bana: ezelililikten sonradan olmaya nasıl geçildi? bu ilk sonranın öncesi var mıydı, varsa, bu neydi? eğer öncesi yoksa öncesi olmayan şeye nasıl sonradan dersin? *** dedi:irade tercihdir allah ilmini irade edemezmi??? cevap: peki neyi irade edeceği de yine ezeli ilminde belli değil miydi Alıntı
Φ mavi_sardunya Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 dedi: cevap verdim: cinlerle falanmı konuşuyosun banane tabide nebiliim merak ettim neyse: Tanrı'nın iradesi olduğu gibi yarattığı insanında iradesi vardır. Tanrı insanların önüne seçenekler koyar, iyilikler kötülükler, yani tercihler koyar ve insan bunu kendi aklı doğrultusunda seçer, kendi doğrusunu kendi yanlışını ve buna bağlı olarakta ceza yada mükafatı seçer... Tanrı herşeyi önceden bilir, hangi tercihi yaptığında neler yaşayacağını bilir, ama tercihi yapmak dediğim gibi insana kalmıştır.... mesela: inançsız bir ailenin içinde beni yaratmıştır, ama arkadaşlarım müslümandır dinlemiş öğrenmiş araştırmışımdır...ve bana uygun olan seçimi yapmışımdır... Tanrının beni inaçsız bir ailede yaratmış olması bir iradedir, karşıma çıkardıklarıda iradesi doğrultusunda gerçekleştirdiği kader, kararlarımsa benim irademdir... Allah'ın cisim olup olmadığı konusuna gelince, bunları düşünmek insanı çok yoruyor, çıkmaza sürüklüyor, pek fazla irdeleme derim ben...nasıl olsa ölünce görcez ben rüyamda görmüştüm ama, din bilginleri böyle rüyaları boş rüya olarak nitelendiriyolarmış... Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 d:.......Ona mümkün olmayacak bir sey yoktur.... c:ilmini cehle çevirebilir mi? Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 allah cisimmi şekli varmı? yok dersen şekli olmayan şeye neden var diyorsun Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2006 *** Yorum yapmaya değecek birşey göremiyorum. Felsefi anlamda determinizm akıldışıdır. Ben ateist düşünceyi (daha doğrusu tanrının olmadığını - yoksa ateizm beni ilgilendirmiyor) aklıma dayanarak kabul ediyorum. Neden akla aykırı bulduğum bir akımı yani determinizmi kabul edeyim ki. Olaylar birbiri arkasına gelir. Bir olay olmadan önce mutlaka başka bir olay vardır elbette. İkinci olay birinci olay olduktan sonra olur ve birinci olay eğer ikinci olayı belirleyen bir durumda ise ikinci olayın seçenekleri birinci olay tarafından belirlenebilir. İkinci olay olduktan sonra da bir üçüncü olay ikinci olaya bağlı ise elbette ikinci olay ile üçüncü olay arasında bir ilişki vardır ve belki de üçüncü olayın seçenekleri belirlenmiştir. Ama bu felsefi anlamda determinizmin dediği gibi bir belirleme ancak mekanik veya kimyasal tepkime gibi konularda geçerlidir ve bunu tüm hayata yaymak saçmalıktır. Yani bilardo oynuyorsanız, toplar ve zemin mükemmel ise, birinci topa vurdugunuzda vuruş açınız ve şiddetiniz doğru hesaplanmış ise o top gider bir ikinci topa belki de bir üçüncü topa vurur. Ama bu her zaman geçerli değildir. Örneğin bir zarımız olsun. Bu zarı ilk attığımızda gelen sayı ile ikinci attığımızda gelen sayı arasında bir bağlantı yoktur. Bu iki örneği birleştirelim: Bir bilardo masasında 6 tane top olsun. Birinci topun üzerinde 1 rakamı, 2. topun üzerinde 2,... 6. topun üzerinde 6 rakamı olsun. Zarı attığımızda hangi rakam gelirse ıstaka ile o rakamı üzerinde bulunduran topa vuralım. Sonucta masa üzerinde bulunan topların durumu bir onceki durumuna bağlı olmakla birlikte, hangi topa vuracağımız zarı attığımız anda karar verileceği için bir sonraki durum belirsizdir. yani topların bulunduğu duruma A durumu diyelim. Zarı attık X geldi ve X nolu topa vurduk ve toplar B durumuna geldi. Burada B durumunu sebebi sadece A durumu değil aynı zamanda zrı attığımızdaki X sayısı da belirler. Seninde anladığın gibi burada attığımız zar bizim hür irademizi temsil ediyor. Aslında bunlar basit konular. Bilardo oynayan zar atmış olan herkes bilir bunu. Sen istersen çık biraz dolaş, bilardo tavla oyna. Samsun'da limana in, deniz kokusu genzini doldursun dalgaları seyret. Kafan karışmış gibi. _Cevap: cevap veriyorum: burada büyük bir yanılgı söz konusudur. mamulinin dediğine göre zarın hangi numara geleceği önceden belli değil. soruyorum: zarı attığında mesela zar nasıl altı gelecek? zarın 6 gelmesi için senin hızlı bir şekilde gördüğün o hareketlerin her birinin mutlak surette meydana gelmesi gerekiyor muydu gerekmiyormudu iyi düşün. her birinin meydana geldiği an da meydana gelmesi gerekiyordu. zira senin hızlı bir hareket olarak gördüğün o zarın yuvarlanmaları başlı başına bir harekettir ve o hareketinde ayrıca bir sebebi vardır. ateisme göre konuşuyorum. zira sebepsiz sonuç olmaz. dolayısıyla zarın hızlı hareket silsilesinin herbir parçası bir önceki tarafından belirlendi demektir. bu ateizmin bakış açısıdır. madem ki sebepsiz sonuç olmaz, o halde ateistler bunu demek zorundadırlar. aksi halde yani mamulinin dediği şudur: hür iradeyi savunmak için kendinden önceki olaylarla hiçbir şekilde bağlantısı olmayan yepyeni bir olayın olması gerekir. siz ateist olarak günlük hayatınızda böyle bir şey görüyor musunuz? yani mamuli burada çok basitçe düşünüyor. dediğimi pante anladıysan bir anlatırmısın sen. *** Allah kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi? Sorusunun cevabı: dicen ki: allahın zaten iradesi yok ki, O yaptıklarını yapmak zorundaydı. çünkü bunların gerçekleşeceği ezeli ilminde belliydi. eğer ilminde kaldıramayacağı bir taşın varlığı bahis konusu ise, bu böyle olur. yani kaldıramayacağı taşı yaratabilir diceksin Bu cevaba karşı dedi ki: öyle dersen eğer söyle demiş olursun haşa allah kendisine belirlemiş olduğu rolu cizdi sonra o rolün oyunculuğunu oynuyor ve bundan dışarı cıkmaya güc yetiremez demiş olursun ki böyle bir allah inacıda olmaz karşı cevap verdim:ya rolü çizmedi anlamıyon mu, başlangıçsız olarak bunlar belliydi ilminde. başlangıçsız ilmi yok mu? bunu göremiyon mu Alıntı
Φ mavi_sardunya Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2006 allah cisimmi şekli varmı? yok dersen şekli olmayan şeye neden var diyorsun rüzgarında şekli yok, karanlık gibi, yada rüyanında şekli yok, zaman gibi.... bunlar sadece insanların verdiği isimlerdir, Tanrı yada Allah gibi.... Nazım nedemiş bana mutluluğun resmini çizebilirmisin Abidin? Abidin çizmiş inandığı şeyi kendi düşündüğü gibi, bizde inandığımız bir varlığa (yada "şey" demek daha doğrudur belki bilmiyorum) isim veriyoruz, O'nun tarifi yok, bu ruhunun O na nekadar yakın olduğuna bağlı... mesela benim bir Tanrı profilim var: çizgilerden ibaret sadece beyaz, şeklini cismini belirleyen keskin siyah çizgileri var.... Tanrı yı nerde düşünüyorsan ordadır gibi Tanrıyı nasıl düşünüyorsan öyledir çünkü onu hiç görmedik, belki görmeyizde bilmiyoruz... sadece seçim yapıp uyguluyoruz......... Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2006 *** Allah hırsızlara, yemelerini yasakladığı çalıntı malları rızık yapıp, bu adamların kendilerine rızık olarak verdiği şeylerden yemelerini yasaklamış mıydı? Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2006 kursat: mikrofon ya haydan gelen huuu ya gıder: yok haydan gelen huuu ya gıder: sorlan haydan gelen huuu ya gıder: sapık haydan gelen huuu ya gıder: yok kulaklık kursat: ya kursat: mikrofonyokmu haydan gelen huuu ya gıder: yok kursat: evmiora haydan gelen huuu ya gıder: he kursat: benkonuşuyum siz yazın kursat: olurmu haydan gelen huuu ya gıder: senı nerden duyacam haydan gelen huuu ya gıder: ben de kulaklık haydan gelen huuu ya gıder: yok kursat: hoparlör yokmu ya haydan gelen huuu ya gıder: yok haydan gelen huuu ya gıder: amma uzattın kursat: ya haydan gelen huuu ya gıder: soracakssan sor kursat: müzik dinlenmiyomu o bilgisayarsan haydan gelen huuu ya gıder: yok kursat: bilgisayardan haydan gelen huuu ya gıder: dınlemıyor kursat: sese bas sen kursat: yukarda var haydan gelen huuu ya gıder: olmuyor haydan gelen huuu ya gıder: ne yapcan bu sesı haydan gelen huuu ya gıder: yazsana elın yok mu senın kursat: ok kursat: bitekbumuvaryanınıda haydan gelen huuu ya gıder: bu arkadas lar naskıdır haydan gelen huuu ya gıder: senı anlattım haydan gelen huuu ya gıder: bıraz konusalım dedıler kursat: ok haydan gelen huuu ya gıder: bak adamların canını sıktın kursat: kaçkişivarordaya haydan gelen huuu ya gıder: gıde bılırız haydan gelen huuu ya gıder: 3 haydan gelen huuu ya gıder: benle beraber kursat: Allah hırsızlara, yemelerini yasakladığı çalıntı malları rızık yapıp, bu adamların kendilerine rızık olarak verdiği şeylerden yemelerini yasaklamış mıydı Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! kursat: söle haydan gelen huuu ya gıder: bu hırsızlara allahmı dıyor hırsızlık yapın dıye bunu konusalım kursat: ya kursat: haramrızıkmıonusöle bi haydan gelen huuu ya gıder: evet kursat: o halde buçaldıkları yiyeceklerionlara veren allah olmuyomu kursat: öbürünüde görim kursat: senini gibi yakışıklımı haydan gelen huuu ya gıder: allahın yarattıgı herkez guzeldır kursat: yanındaki değil kursat: sanki haydan gelen huuu ya gıder: bunu onlara allah sınav olark verıyor haydan gelen huuu ya gıder: onlarda sınavı kaybedıyor haydan gelen huuu ya gıder: calmaya bılır kursat: budüşnya sınavmıyani haydan gelen huuu ya gıder: yemeye bılırde haydan gelen huuu ya gıder: evet haydan gelen huuu ya gıder: sınav yerı kursat: y aneyapcanı öncedenbilmiyomuallah kursat: bölesınavolurmu kursat: öbürünüde görim haydan gelen huuu ya gıder: ne guluyorsun kursat: alilşanabenizyonda kursat: onagülüyom haydan gelen huuu ya gıder: saol kursat: öbürünüde görim Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! kursat: hani kursat: Siz bu yazıları okumadan önce Allah bu yazıyı okuyacağınızı biliyor muydu, bilmiyor muydu? “Biliyordu” derseniz, soruyorum: Bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin aksine olmasını mı diledi? "Bildiği gibi olmasını diledi" derseniz, sizin bu yazıyı okumanızı Allah’ın irade etmiş olduğunu kabul ettiniz demektir ve siz Allah’ın irade ettiği bir fiili, hareketi engelleyebilir misiniz? "Hayır engelleyemem" derseniz, demek ki siz bu yazıları Allah’ın zorlamasıyla, mecburen, tıpış tıpış okudunuz. Ne dersiniz bu işe? haydan gelen huuu ya gıder: kursat senı davan ne dıye soruyorlar kursat: Her şey kaderle midir kursat: anlarlar kursat: biraz sorimde kursat: ceavp versinler sen onların dedini oraya yaz kursat: Her şey kaderle midir haydan gelen huuu ya gıder: benım dedıgımı dıyorlar haydan gelen huuu ya gıder: sana kursat: ne kursat: kamerayıdöndürsene kursat: şer (kötülük) allahtansa zinadamı Allahtan haydan gelen huuu ya gıder: o kendınden kursat: “Allahım beni saptırma” diye dua ediyon mu, demek ki kim saptırıyo seni? “şeytan” dersen, neden öyle dua ettin? “Allah şeytandan korusun” diye dersen, allahın şeytandan korumadıkları da mı var o halde? Bu da ayrımcılık olmuyo mu acaba haydan gelen huuu ya gıder: ne alakasın haydan gelen huuu ya gıder: alakası var onla kursat: İnsan kadere mi bağlıdır, yoksa hür müdür haydan gelen huuu ya gıder: onu dua olarak dusunn kursat: Şimdi, senin bu yazıları okuman kader mi haydan gelen huuu ya gıder: ben ıstedeım haydan gelen huuu ya gıder: o nun ıcın kursat: yani kursat: kader değilmi haydan gelen huuu ya gıder: degıl kursat: onlar nediyo haydan gelen huuu ya gıder: oyle dıyor kursat: kader ne peki haydan gelen huuu ya gıder: sen bılımıyormusun kursat: biliyomda sana soruyom haydan gelen huuu ya gıder: nıye kursat: acaba inandını sölediğin şeyi biliyonmu diye haydan gelen huuu ya gıder: bılıyorum kursat: neymiş peki haydan gelen huuu ya gıder: ne soyleyeyım haydan gelen huuu ya gıder: sen bılıyorsun haydan gelen huuu ya gıder: tarıkat toplandı kursat: oooo adam larmıgeledi haydan gelen huuu ya gıder: evet kursat: sorımmı onlara kursat: ok haydan gelen huuu ya gıder: ama gıttıler kursat: Allah dilemeseydi sen bu yazıları okuyabilecek miydin? kursat: onlarındediniyaz kursat: Allaha sövenlerin bu yaptıkları kader mi, değimli? Kaderse mecbur sövdüler ya, kader değilse bak inanmıyon kadere sen haydan gelen huuu ya gıder: ya dılemeseydı haydan gelen huuu ya gıder: dunyada olmazdık haydan gelen huuu ya gıder: ama bana ozgur ırade vermıs kursat: Çocukları depremde öldüren kim? Demek ki kötülükte ondan geliyo öyle mi? ? Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! haydan gelen huuu ya gıder: senınde canını alcaka haydan gelen huuu ya gıder: merak etme kursat: "Allaha sövme" düşüncesini Allah bende yarattığı için mi ben bunu düşündüm? ya da bu düşünceyi ben mi yoksa şeytan mı yarattı? yoksa kendi kendine mi meydana geldi bu düşünce haydan gelen huuu ya gıder: zamanı gelen gıdecek haydan gelen huuu ya gıder: sadece onların degıl Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! haydan gelen huuu ya gıder: sen yarattın kursat: onlar nediyo kursat: allahtan başka yaratıcı olurmu Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! kursat: cevap ver haydan gelen huuu ya gıder: olmaz kursat: eeeeee kursat: hanisenyaratıyodun noldu haydan gelen huuu ya gıder: kursat konusamıyorum haydan gelen huuu ya gıder: abılere bır seyler ogretıyorumda kursat: sıkıştın dimi kursat: itiraf et haydan gelen huuu ya gıder: senı gonderdıklerını okuyamıyorum bıle kursat: işine gelmiyo dimi haydan gelen huuu ya gıder: senı ben ogrencıle beraber yendım haydan gelen huuu ya gıder: o ne olcak kursat: no kursat: sen diyormusun: “insanların yaptığı kötülüklerde Allahın dilemesiyle olur Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! Bu kadar sık Titreşim gönderemezsiniz. kursat: yoksa alalhın dilemesinin dışındaa bişe olurmu kursat: bitirdimseni Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! haydan gelen huuu ya gıder: yok bıtmedım haydan gelen huuu ya gıder: gormuyormusun haydan gelen huuu ya gıder: bır oraya bır buraya donuyorum kursat: alahtan başka yaratıcı kabulediyosun haydan gelen huuu ya gıder: yok kursat: müşrüksin haydan gelen huuu ya gıder: ben onu demıyorum kursat: ya haydan gelen huuu ya gıder: allah bır dır haydan gelen huuu ya gıder: yaratıcı da odur kursat: varmıondanbaşkayaratıcı haydan gelen huuu ya gıder: yok kursat: peki kursat: düşüncelerimizi kim yaratıyo kursat: söle haydan gelen huuu ya gıder: kendın kursat: hanitekyaratıcı allahdı kursat: ordakiherkes seningibimidiyo kursat: insanda yaratabilirdiyomu haydan gelen huuu ya gıder: oyle dusunme haydan gelen huuu ya gıder: onu benım kendı ıradem var kursat: irdeni sormuyom kursat: düşüncelerini kim yaratıyodiyosoruyom kursat: ordakiler içinde düşünceni allah yaratıyo diyen yokmu haydan gelen huuu ya gıder: sımdı ben sapık bır dusunceye gırınce onu allah mı yaratıyor kursat: bir tek bile kursat: yaaaaaa haydan gelen huuu ya gıder: ben kendım yapıyorum kursat: nezannettin haydan gelen huuu ya gıder: senyanlıs bılıyorsun kursat: allahtan başka yaratan yoktur kursat: orda diyenyokmu düşüncelerimizi allahyaratırdiyen kursat: söle kursat: cam döndür kursat: allaha yaratmada ortak koştunu anladınmı şimdi kursat: söle kursat: herşeyi allah yaratır dediğim çin bana sapıkdiyorsun kursat: anladınmışimdi haydan gelen huuu ya gıder: anlamadım kursat: anladın anladın kursat: bal gibi hemde kursat: yukarda bunudedin kursat: haydan gelen huuu ya gıder: sımdı ben sapık bır dusunceye gırınce onu allah mı yaratıyor kursat: buda anladınıgösteriyor haydan gelen huuu ya gıder: ben bır sey demıyecem haydan gelen huuu ya gıder: sırke sokuyorsun haydan gelen huuu ya gıder: bızı haydan gelen huuu ya gıder: kursat kursat: dedin bile kursat: allah yaratmaz dedin Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! kursat: gerçek yüzün bu kursat: gerçekle yüzleş haydan gelen huuu ya gıder: sen oylesan kursat: müşriksin kursat: allahın yaratmadığı düşüncene var diyon haydan gelen huuu ya gıder: yok olm oyle bır sey haydan gelen huuu ya gıder: allah yaratır kursat: nası yok kursat: ben yaratıyom dedinya haydan gelen huuu ya gıder: dedım ama kendımı sana anlatamıyorum haydan gelen huuu ya gıder: bu yetenegım yok Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 d:ben sana sorayım hz. muhammet iyi insan olduğu için mi peygamber yoksa peygamber olduğu için mi iyi insan c: ben iyi insan demiyom. kaderi inkar edici sözleri var. mesela "sadaka belayı defeder" ve "akrabayı ziyaret ömrü uzatır" halbuki ömür uzamaz ve bela engellenemez bunlar zaten allahın ilminde belli Alıntı
Φ yoda Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Arkadaşlar, allah cisim değildir. Hayaller maddesel değildirler. Allah ölüm korkusu olan arapların tanrılarıdır. Bu korkudan dolayı her toplum bir tanrı yaratmıştır. Biz türkler kök-tengri yi yaratmıştık. Ama arabın Allahı ile olan savaşta kaybetti. Tavsiyem cesur olun ve insanlık tarihinin en güzel cümlesini söyleyin. Allah-Tanrı Yoktur. Ölüm korkunuza yenik düşmeyiniz sevgili kardeşlerim, Akıl sizinle olsun. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Arkadaşlar, allah cisim değildir. Hayaller maddesel değildirler. Allah ölüm korkusu olan arapların tanrılarıdır. Bu korkudan dolayı her toplum bir tanrı yaratmıştır. Biz türkler kök-tengri yi yaratmıştık. Ama arabın Allahı ile olan savaşta kaybetti. Tavsiyem cesur olun ve insanlık tarihinin en güzel cümlesini söyleyin. Allah-Tanrı Yoktur. Ölüm korkunuza yenik düşmeyiniz sevgili kardeşlerim, Akıl sizinle olsun. yoda bana kendini tanıt desem bana kendini nasıl tanıtırsın bir kaç cümle söyleyebilirmisin Alıntı
Φ yoda Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 yoda bana kendini tanıt desem bana kendini nasıl tanıtırsın bir kaç cümle söyleyebilirmisin TABİKİ YAĞMUR HANIM, Ben hümanist, Laik ve Atatürkçü bir Türk'üm. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 TABİKİ YAĞMUR HANIM, Ben hümanist, Laik ve Atatürkçü bir Türk'üm. o anlamda demedim onlar senin görüşündür saygı duyarım benim kasdettiğim huylarını meziyetlerini becerilerin falan filan işde Alıntı
Φ yoda Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 o anlamda demedim onlar senin görüşündür saygı duyarım benim kasdettiğim huylarını meziyetlerini becerilerin falan filan işde pardon yaw, yanlışlıkla arkadaş bulma forumuna mı geldim ne . ne yapacan benim kim ve ne olduğumu. önce sen anlat bakalım. ilgileniyorsam cevap veririm. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 pardon yaw, yanlışlıkla arkadaş bulma forumuna mı geldim ne . ne yapacan benim kim ve ne olduğumu. önce sen anlat bakalım. ilgileniyorsam cevap veririm. diyorum ki iddian bir yaratıcının olmaması üzerine bende diyorum ki sen varlığını başkasına nasıl gösterirdin öyle bir şey yapki ben seni görmeden senin var olduğunu bileyim ne yapardın kendini göstermek için neler seni gösterirdi mesala şu yazdığın yazı gibi ekranda yazıyı görüyorum senin var olduğunu biliyorum bunun gibi yani Alıntı
Φ yoda Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 diyorum ki iddian bir yaratıcının olmaması üzerine bende diyorum ki sen varlığını başkasına nasıl gösterirdin öyle bir şey yapki ben seni görmeden senin var olduğunu bileyim ne yapardın kendini göstermek için neler seni gösterirdi Baldırımı gösterirdim. bakalım islam bilgin nasıl. espiriyi anlayabilecekmisin.Yoksa tipik dinini bile bilmeyen saf müslümanlardanmısın. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 Baldırımı gösterirdim. bakalım islam bilgin nasıl. espiriyi anlayabilecekmisin.Yoksa tipik dinini bile bilmeyen saf müslümanlardanmısın. birincisi ben evli ve dört çocuk babasıyım ikincisi .................gösterecek kadar edebi mi yitirmiş değilim üçüncüsü senide diğerlerine benzetip (tarlabaşı,yam yam,gece kuşu) cevab verdiğim için forumu okuyan tüm arkadaşlardan özür diliyorum Alıntı
Φ yoda Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 birincisi ben evli ve dört çocuk babasıyım ikincisi .................gösterecek kadar edebi mi yitirmiş değilim üçüncüsü senide diğerlerine benzetip (tarlabaşı,yam yam,gece kuşu) cevab verdiğim için forumu okuyan tüm arkadaşlardan özür diliyorum "Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.” Müslim İman 302, Buhari 97/24,10/29, Hanbel 3/1 kalem suresi 42. nin elmalılı açıklamasında ne yazıyor bakalım. bu ayette baldırın açılacağı günden bahsediliyorda.ayette baldır olarak Sak kelimesi geçer. Buhârî, Müslim, Nesaî, İbnü Münzir ve İbnü Merduye, Ebu Saîd (r.a)'den şöyle bir hadis rivayet etmişlerdir: Peygamber (s.a.v) Hazretleri'ni dinledim, şöyle diyordu: "Rabbimiz baldırını açar, derhal ona her mümin erkek ve kadın secde eder. Dünyada görsünler ve duysunlar diye secde eden kalır. O da secde etmeye gider, fakat beli tutulur kalır". Bu hadiste ise Sâk kelimesi, "onun sâkı" şeklinde zamirle bir tamamlama halinde zikredilmiştir. Bundan başka İshak b. Raheveyh Sened'inde, Taberâni, Darkutni Kitabu'r-rü'yet'inde ve Hakim sahih diye ve İbnü Merduye ve diğerleri de İbnü Mes'ud'dan Hz. Peygamber (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir: "Allah kıyamet günü insanları toplar ve buluttan gölgeler içerisinde iner de bir seslenici şöyle seslenir: "Ey insanlar! Sizi yaratan, size şekil veren, sizi rızıklandıran Rabbiniz, sizlerden herbir insana dünyada taptığı, kendine veli tanıdığına gitsin." der. Ve dünyada ilâh tanıdıkları şeyler onlara görünür, şekilleriyle karşılarına dikilirler. Hz. İsa'ya tapanlara İsa (a.s.)'ın Şeytanı görünür. Uzeyr'e tapanlara da keza, hatta ağaç, odun ve taşa varıncaya kadar herbirinin taptığı kendilerine gösterilir. Müslümanlar da diz çökmüş, göğsüne doğru yaslanmış bir durumda kalır. Onlara da yüce Allah görünür ve kendilerine: "Siz niye herkesin gittiği gibi gitmiyorsunuz? denilir. Onlar, "Bizim, derler, bir Rabbimiz vardır ki henüz görmedik". O vakit buyurur ki: "Siz Rabbinizi görseniz ne ile tanırsınız?" "Onunla bizim aramızda bir alâmet vardır, görsek onu tanırız." derler. "O nedir?" buyurur. Derler ki: "baldırdan açar". O vakit Rahman, Baldırını açar, müminler hemen secdeye kapanırlar. Bu alıntı elmalılının tefsirindendir. Yani allahı tanımak için allahın baldırını görmemiz gerekiyor. Kalem suresi 42 ve ilgili hadisler öyle diyor. Yağmur bey, sizin için dinini bile bilmeyen bir kişi demiştim. Sözümün arkasındayım. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2006 *** “Cesur kuramlar ortaya at, acımasızca sına.” (Bir yerden aldım ama nerden) *** Ne zaman evlenmeli? sorusuna şu cevabı veren bilgelerden sayılır: “Genç bir adam, henüz değil; yaşlı bir adam, artık değil.” (Bir yerden aldım ama nerden) *** Kitap: Makasıdu’l Felasife Yazar: Gazali _Sh. 182: “Fakat biz kendi özünde mümkün olan her şeyin, sebebiyle zorunlu olduğunu yukarıda açıkladık. Nesnenin var olmasının sebebi bilinirse, varlığı mümkün değil, zorunlu olmuş olur.” _Yorum: Alemin varlığı mümkün değilse, varlığı zorunlu demektir. O halde varlığı zorunlu olanın kadim olması gerekmez mi? *** “Eğer öğrenmek istiyorsan, kendini önemsemekten vazgeçmelisin.” (Don Juan) *** Elhamdülillah ifadesiyle ne kasdediyorum? Mesela “elhamdülillahi rabbil alemin.” “Alemlerin rabbine hamdolsun” diye tercüme ediliyor. Ben şu manayı anlıyorum: Alemin nedeninin Allah olduğunu ikrar etmek. *** Dedi: Aslında, kürşatın geldiği düşünsel düzeyi oldukça başarılı bir şekilde yansıtıyor bu soru. Kürşat yanılmıyorsam "sünni" bir anlayış ile büyümüş. Onun allah anlayışı "herşeye muktedir, ezelden beri var olmuş ebediyen var olacak, ve herşeye hakim" bir allah anlayışı. En azından yola bu anlayışla çıktı. "Zaman" kavramı ile ilgili düşünce egzersizleri ve "kainatın ne zaman yaratıldığı" sorusuna yanıt araması sonucunda şu çelişkiyi farketti : Sonsuz ezeli allah, belli bir anda kainatı yaratıyor. Ama sonsuz onceden kainatın yaratılmasına kadar geçen süre de sonsuz olmalı. Bir de madem allah kainatı yarattı neden ve neyi sonsuz bir süre bekledi. Çünkü eğer allah mükemmel bir varlıksa herşeyi en baştan biliyorsa beklemesine ne gerek var. Bu sorulara ilk önce "allahın başlangıcı vardır" şeklinde yanıt verdi. Eğer allahın başlangıcı varsa yukarıdaki sorunlar gerçekten çözülüyor ama başka bir sorun geliyor. Allahın başlangıcı varsa, bu nasıl başladı, k,m başlattı. Bu önceki durumdan daha karmaşık bir durum. O zaman yanıtını değiştirdi: Maddenin ezeli olduğuna karar verdi. Bu düşüncesiyle elbette islamın "allah kainatı yarattı ve sonra yok edecek. İnanmayanları cezalandıracak, inananları mükafatlandıracak" savından ayrılmış oldu. Neyse, devam edelim. Düşünsel alanda bir adım daha atınca, yani ezeli maddenin ebediyen var olacağını kavradığında (bir şok geçirmiş olmalı) karşısında "ezeli olan ve ebediyen var olacak" bir şey yani madde kendi deyimiyle "cisim" gördü Onun için "allah cisim midir değil midir" diye soruyor. Şimdiki yanıtı "allah cisimdir". Sonraki sorusunun yanıtını ben de merak ediyorum? *** d:ben sana sorayım hz. muhammet iyi insan olduğu için mi peygamber yoksa peygamber olduğu için mi iyi insan c: ben iyi insan demiyom. kaderi inkar edici sözleri var. mesela "sadaka belayı defeder" ve "akrabayı ziyaret ömrü uzatır" halbuki ömür uzamaz ve bela engellenemez bunlar zaten allahın ilminde belli *** Dedi: Allah yaratmadıklarını da biliyor mu? Cevap: şöyle açıklayım: eğer allah gerçekleşmeyecek şeyleri bilir denirse bu bence çok saçma birşey. allah bunu gerçekleşecek olarak mı yoksa gerçekleşmeyecek olarak mı biliyordu diye sorarım. adam "gerçekleşecek olarak biliyordu" derse bu olmaz. çünkü o olay gerçeleşmeyeceğinden dolayı bu denirse allaha cahil denmiş olur. eğer "gerçekleşmeyecek olarak biliyor" denirse, bende derim ki: o zaten gerçekleşmeyecek. onu bilmek ne demektir? biraz daha açayım: mesela ben sandalyede oturuyom. ayağa kalktım, sağa doğru baktım. bu örnek olsun. eğer allah gerçekleşmeyecek olanları da bilir denirse, bakın şimdi olaya: o halde allah benim kalktığım anda, kalkmayacak olma durumumun meydana gelmeyeceğini de biliyor. ve kalktıktan sonra da, sağa baktığım anda, sola bakmayacağımı, havaya zıplamayacağımı, konuşmayacağımı ve eğilmeyeceğimi vesaire.. milyarlarca alternatif söylenebilir, bunların meydana gelmeyeceğini de biliyordu demek gerekir. bu bence çocukluktur. çünkü bir şey meydana geliyorsa, o anda onunla beraber gerçekleşemeyecek olan şeyler zaten meydana gelemez. bu açık bir mantık kuralıdır. onları da ayrıca "meydana gelmeyecekler" diye bilmesinin bir manası yoktur. *** İradesi olmayan beklemeyi irade edemez, isteyemez. Beklemeyi irade edemeyen, isteyemeyen ise beklememiştir. *** “Allah zamandan münezzehtir” ifadesi ne demektir? *** Zamansız bir değişimden bahsedilebilir mi? *** “Zaman sonradan yaratıldı” diyenlere, soru: Zamanın yaratılması zaman alır mı? Zamanın yaratılması zaman içinde mi oldu? Zamandan önce zamansızlık mı vardı? “Evet” dersen, “önce” kavramı da zaman kavramı değil mi? *** “Allah affetsin, bağışlasın” ifadesine şu manayı veriyorum: “Şu masiyetin, isyanın cezalandırılmaması Allah’ın ilminde olabilir. Ben bilemem” manasını veriyorum. ***Allah ilminden başka bir şey değildir. Ama ilmi de cisimdir. *** “Beynimle ya da ruhumla düşünüyorum” diyenlere cevap: Nasıl düşündüğünü biliyor musun? Genelde “bilmiyorum” der. Derim ki: Bir fiili bilinçli bir şekjlde yapmak için (bilgisayarı kullanmak gibi) onun nasıl yapıldığını bilmek gerekmez mi? “gerekir” der. Derim ki: Nasıl düşündüğünü bilmiyorsun da, nasıl hür bir iradeyle düşündüğünü iddia ediyorsun. *** Dostoyevski “Ecinniler” adlı romanında, Stavrogin için şöyle demiş: “Eğer inanırsa, inandığına inanmaz. Eğer inanmazsa, inanmadığına inanmaz.” *** *** Aleme “hadis” diyenlere soru: Alemin yaratılmasıyle (onlara göre zaman da alemle beraber sonradan yaratılmıştır) Allah’ın zatı arasında zaman geçti mi? Bizim ölçülerimize göre bir saniye bile olsa. Bir kısmı diyor ki: “Hayır, arada zaman geçmedi. Çünkü zaman alemle birlikte başladı; ondan önce zaman yoktu.” Cevap: O halde alem kadim olmaz mı? Çünkü demenize göre, Allah’ın zatı ile alemin varlığa gelmesi arasında zaman geçmedi. O halde siz neden aleme hadis diyorsunuz? Bununla ne kasdediyorsunuz? diye sorunca, bir kısmı der ki: “Allah, alemden zaman olarak değil, zat olarak öncedir.” Derim ki: Ezeliliğin manası, öncesinde zamanın olmadığı şey” demek değil mi? İşte, siz de diyorsunuz ki: “Alemin öncesin de zaman geçmedi.” Bu laf ise, “alem hep vardı” manasına gelir. Zira “Allah, alemden zaman olarak değil, zat olarak öncedir” demek şu demektir: “Allah alemden zaman olarak önce değil” manasına gelir. Bu da şu sonucu çıkarır: O halde Allah, ya alemle beraber varlıktaydı ya da alemden sonra varlıktaydı. “Alemden sonra varlıktaydı” denemeyeceği için, tek seçenek olarak “Allah alemle beraber varlıktaydı” demek kalır. Yani “alem ezelidir” demek gerekir. *** Allah’ın ilmi mi iradesini belirliyor, iradesi mi ilmini belirliyor? Bildiği için mi irade etti yoksa irade ettiği için mi bildi? İlmi mi iradesini gerektiriyor yoksa iradesi mi ilmini gerektiriyor? *** Allah’ın iradesi kesin ve değişemez bir irade midir? “evet” der. Peki, Allah isteseydi, yaptıklarından başkasını yapabilir miydi? “evet” der. Hani Allah’ın iradesi değişemez bir iradeydi? *** “Bir fenomende (görüngü) kararsızlığın var olduğunu ileri sürmek, bu fenomenin, kendisini belirleyecek bütün öteki fenomenlerden bağımsız olduğunu kabul etmek demektir.” (Bachelard) *** Allah bildiği için mi diledi yoksa dilediği için mi bildi? Allah, dileyeceğinden dolayı mı bildi yoksa bileceğinden dolayı mı bildi? *** Allah neyi bileceğini mi dilemişti yoksa neyi dileyeceğini mi bilmişti? Olacağını bildiği şeyleri dilemek zorunda mıydı veya dilediği şeyleri bilmek zorunda mıydı? Olacağını bildiği şeyleri dilemeyebilir ya da dilediği şeyleri bilmeyebilir miydi? *** Ben, Allah’ın bilgisiyle bu olaylar oluyor demiştim ve Allah cisim dedim ya; bu iki söylemi birleştireceğim. Peki biri sorarsa: Öyle diyorsun ama, Allah’ın bilgisi cisim değil mi? Müthiş bir soru bu! Êvet, Allah’ın bilgisi cisimdir. Dolayısıyla Allah’a cisim demiştim ya, kastettiğim o cisimle, bu ilminin cisimliği aynı şeydir. Ayrı ayrı değil. Bu çok önemli bir ayrıntıdır. Yani Allah’ın zatı ayrı bir cisim, ilmi ayrı bir cisim değil; ikisi de bir tek cisimdir. Kısacası zatı, ilmidir. *** dedi: Soruyorum: "Ezeli ve ebedi alem yaratılmış mıdır"? Bence ezeli ve ebedi alem yaratılmamıştır diyeceksin. Çünkü ezeli ve ebedi olan yaratılmış olamaz diyeceksin. Cevap: bak ben yaratmayı şu manada alıyorum: olayların allahın ezeli bilgisine uygun olarak varlık sahasına çıkması. alem allahın fiilidir bu yönüyle. bu sadece benim değil meşşailerin de görüşüdür. dedi: Ben de soracağım: Bu alemin kendisi ezeli ve ebedi. Neden bir allah a gerek olsun? Sen de diyeceksin ki, allah zaten alemin kendisi. cevep: öyle demiyorum ben panteist değilim. alemin sebebi allahın ilmi diyorum. dedi: Ben de diyeceğim ki: Alem zaten ezeli ve ebedi. "Yaratıcı" ya gerek yok. cevap: bir etkileyen olmadan alemin varlığnı açıklayamayacağını hala öğrenemedin mi mamuli Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 *** Allah’ın ilmi mi iradesini belirliyor, iradesi mi ilmini belirliyor? Bildiği için mi irade etti yoksa irade ettiği için mi bildi? İlmi mi iradesini gerektiriyor yoksa iradesi mi ilmini gerektiriyor? *** Allah’ın iradesi kesin ve değişemez bir irade midir? “evet” der. Peki, Allah isteseydi, yaptıklarından başkasını yapabilir miydi? “evet” der. Hani Allah’ın iradesi değişemez bir iradeydi? *** “Bir fenomende (görüngü) kararsızlığın var olduğunu ileri sürmek, bu fenomenin, kendisini belirleyecek bütün öteki fenomenlerden bağımsız olduğunu kabul etmek demektir.” (Bachelard) *** Allah bildiği için mi diledi yoksa dilediği için mi bildi? Allah, dileyeceğinden dolayı mı bildi yoksa bileceğinden dolayı mı bildi? *** Allah neyi bileceğini mi dilemişti yoksa neyi dileyeceğini mi bilmişti? Olacağını bildiği şeyleri dilemek zorunda mıydı veya dilediği şeyleri bilmek zorunda mıydı? Olacağını bildiği şeyleri dilemeyebilir ya da dilediği şeyleri bilmeyebilir miydi? *** Ben, Allah’ın bilgisiyle bu olaylar oluyor demiştim ve Allah cisim dedim ya; bu iki söylemi birleştireceğim. Peki biri sorarsa: Öyle diyorsun ama, Allah’ın bilgisi cisim değil mi? Müthiş bir soru bu! Êvet, Allah’ın bilgisi cisimdir. Dolayısıyla Allah’a cisim demiştim ya, kastettiğim o cisimle, bu ilminin cisimliği aynı şeydir. Ayrı ayrı değil. Bu çok önemli bir ayrıntıdır. Yani Allah’ın zatı ayrı bir cisim, ilmi ayrı bir cisim değil; ikisi de bir tek cisimdir. Kısacası zatı, ilmidir. *** dedi: Soruyorum: "Ezeli ve ebedi alem yaratılmış mıdır"? Bence ezeli ve ebedi alem yaratılmamıştır diyeceksin. Çünkü ezeli ve ebedi olan yaratılmış olamaz diyeceksin. Cevap: bak ben yaratmayı şu manada alıyorum: olayların allahın ezeli bilgisine uygun olarak varlık sahasına çıkması. alem allahın fiilidir bu yönüyle. bu sadece benim değil meşşailerin de görüşüdür. dedi: Ben de soracağım: Bu alemin kendisi ezeli ve ebedi. Neden bir allah a gerek olsun? Sen de diyeceksin ki, allah zaten alemin kendisi. cevep: öyle demiyorum ben panteist değilim. alemin sebebi allahın ilmi diyorum. dedi: Ben de diyeceğim ki: Alem zaten ezeli ve ebedi. "Yaratıcı" ya gerek yok. cevap: bir etkileyen olmadan alemin varlığnı açıklayamayacağını hala öğrenemedin mi mamuli *** Elektrik teline dokunuyorsun ve seni çarpıyor ya, peki sen baktığında o telde elektrik görüyor musun? Görmüyorsun. Peki seni çarpan elektrik, bir yönde mi? “evet” der. Peki elektrik cisim mi? Yönde olduğunu kabul ettiğine göre, mekanı olduğunu da kabul etmen gerekir. O halde cisim yani yer kaplayan demelisin. İşte Allah da böylece yer kaplar. *** ne mutlu merhametli olanlara!: şimidi gieldim kursat: hey kursat: anlat cisimliküzerine fikrini ne mutlu merhametli olanlara!: tam bişey söyliyecem giidyosun kursat: burdayım ne mutlu merhametli olanlara!: tanımadıgım adamala ne konusacam sız konuşun ben gelıyom ne mutlu merhametli olanlara!: dıyosun kursat: söle ne mutlu merhametli olanlara!: nasılki bizim birucudumuz ar içinde hücrelerırmız ar ya ne mutlu merhametli olanlara!: kısa e öz soylıyeyım kursat: e kursat: ok ne mutlu merhametli olanlara!: ben bu kaıtatıta bır ara ın bır ucudu olarak tasaffur etmıştım ne mutlu merhametli olanlara!: hersey a ait bir parca cisim olarak kursat: kainatımı vücudu düşündün ne mutlu merhametli olanlara!: eet kursat: panteizm yani ne mutlu merhametli olanlara!: bilmiyom artık ne mutlu merhametli olanlara!: benimki bana ait kursat: başk anediyosun ne mutlu merhametli olanlara!: ucuduna baksana işleyişine biilim adamları dıyoki her organ hücre bir mekanizma ne mutlu merhametli olanlara!: bizde oyle olmıyalımmı dıye duşunmuştum ne mutlu merhametli olanlara!: ta öyle ol-masın ne mutlu merhametli olanlara!: ın bir hücresi olamazmıyızz.......... kursat: anladım ne mutlu merhametli olanlara!: alemi bir ucud olarak ele alsan her tara fı ucudun bır parcası gibi kursat: anladım kursat: ama ne mutlu merhametli olanlara!: sacmami sence kursat: ben onu demiyom kursat: ayrı bir vücud onu diyom ne mutlu merhametli olanlara!: benımkı bır duşunce, kursat: onu diyenler var ne mutlu merhametli olanlara!: kafama yatmıyo degıl yatıyor kursat: ama şu soru sorulur kursat: cehennemde azap göreceklerde allah demek bu değilmi [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı) konuşmaya katıldı. kursat: gel kursat: söle Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): neden konuşmıyorsun [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı) size bir Titreşim gönderdi! kursat: burdayız ne mutlu merhametli olanlara!: benmi kursat: he [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): cam acın ne mutlu merhametli olanlara!: yaw senin dedigini anlamadım ne mutlu merhametli olanlara!: cehennem dekiler dedigim [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): ya bir dakika cam ac konuşcahız kursat: açmadım kursat: açamadım [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): davet yolla kursat: kasım kursat: nediyosun ne mutlu merhametli olanlara!: eet ne mutlu merhametli olanlara!: ne diyeiyim kursat: y a dediğin gibi olsa allah kendini cehennenmde azap edecek manası çıkmıyomu fatih konuşmaya katıldı. [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): kürşat sen cam acsana ne mutlu merhametli olanlara!: bunların hepsının yorumu yapılır kursat: nedicen ne mutlu merhametli olanlara!: bizim çikarsımamız olmasın ne mutlu merhametli olanlara!: fatıh hoş geldın fatih: kasım merhaba canım [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): tamam oldu fatih: hoşbulduk ne mutlu merhametli olanlara!: nasılsın çıgerım fatih: iyiyimde fatih: hayırdır bu ne damdan düşer gibi kendimi burda buldum ne mutlu merhametli olanlara!: konuşuyoz muhabbet fıkır alış eriş bı bak dedm [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): ya sende cam acsana kursat: ona soralım bunu ne mutlu merhametli olanlara!: fatıh konuş kursat: allah cisimmi [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): ya cam acmassan kapıcam ne mutlu merhametli olanlara!: fatıh ordamısınnnnnnn [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): ben burdayım [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı): merhametli cam acmıyorü [email protected] (E-posta Adresi Doğrulanmadı) konuşmadan ayrıldı. ne mutlu merhametli olanlara!: bana soruyosun fatih: evet fatih: ne oldu abi fatih: konu ne ne mutlu merhametli olanlara!: arkadaslan konuşuyoz sende fıkrını soyle kursat: Allah cisim mi yani şekli var mı? yok derseniz deliliniz nedir fatih: konuyu anlasam söyleyecem de fatih: hımm ne mutlu merhametli olanlara!: yok degılse niçin????????? fatih: yoktur fatih: allah cisim değildir fatih: allah soyut bişeydir fatih: somut bişeylerin cismi olur kursat: düşüncede soyut ama cisim fatih: düşünce cisim mi fatih: ? kursat: evet ne mutlu merhametli olanlara!: ))))))))))))))9 kursat: bak ne mutlu merhametli olanlara!: cısım uzayda yer kaplaması lazım dehgılmı fatih: nerde senin düşüncen fatih: evet kursat: sen bişe düşün fatih: düşünce yer mi kaplıyo ne mutlu merhametli olanlara!: kafanda bır yer mı tututyor dıyecen kursat: bi cevap ver fatih: evet fatih: düşündüm kursat: nerede bu düşünce semndemi fatih: nasıl bende mi kursat: soru b yu kadar ne mutlu merhametli olanlara!: bu düşünce nerde ???????? fatih: düşünce düşünce kursat: sendemi fatih: soyut kursat: yacevaepver fatih: abicim aklında kursat: sende yani kursat: ölemi fatih: evet kursat: sen nerdesin kursat: hangi il fatih: ya bu çok saçma ama ne mutlu merhametli olanlara!: ist. kursat: ölemi fatih: evet fatih: cisim elle tutulabilen gözle görülebilen şeylerdir maddelerdir arkadasım fatih: düşünceye cisim diyemezsin, kursat: peki başka şehirlere göre ist bir yönde mi fatih: sen kafanı çok kıarıştırmışsın fatih: düşüncenin cisim olmadıgını 3 yaşında ki çocuk bile bilir kursat: sen yanıt ver kasım kursat: soruya fatih: niye sen bana cvp ver kursat: sen anlamıyon Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! kursat: nerdesin fatih: kasım çok anlıyor dimi fatih: arkadas sen ne mezunusun fatih: tahsilin ne? kursat: spor aakdemisi fatih: nerelisin kursat: samsun fatih: şimdi nerdesin kursat: saamsun ne mutlu merhametli olanlara!: aynı yerde kursat: ya kursat: niye cevap vermiyon kursat: peki başka şehirlere göre ist bir yönde mi ne mutlu merhametli olanlara!: şimdi geldi fatih: bu konuyla ilgili kaç kitap okudun hangi kitapları okudun kursat: hepsini okudum fatih: abicim sen daha cismin ne oldugunu bilmiyorsun ne mutlu merhametli olanlara!: ist. baska yondemı dıger yerler e gore fatih: ilk önce fiziği ögren ondan sonra bu işleri çöz ne mutlu merhametli olanlara!: fatıh on yargıyla yaklasma ne mutlu merhametli olanlara!: admı anlamaya calıs fatih: ya bana biri cisimin tanımını yapsın o zaman fatih: adams yanlış ama ne mutlu merhametli olanlara!: burda fıkır alış erişi yapıyoz.......... fatih: bilmiyor kursat: peki başka şehirlere göre ist bir yönde mi ne mutlu merhametli olanlara!: bu soruya ne dersinnnnn fatih: ha söle bakıyım bunuda çürütüyümde fatih: rahatlayın fatih: nasıl yani fatih: soruyu açık sor kursat: devam edin fatih: ankaraya göre batıda tekirdaga göre doguda ne mutlu merhametli olanlara!: sakaryaya göre istanbul bır yöndemi diyorrrrrrr ne mutlu merhametli olanlara!: kursat ne dıyecen fatih: evet ne mutlu merhametli olanlara!: adam ceapladı* fatih: dünjya yuvarlak oldugu için dünyayı dolaşıp tekrar aynı yere gelebilirsin fatih: yani tekirdagdasın doguya gidersen istanbul fatih: ama batıdanda dolaşıp gelebilirsin fatih: istanbula fatih: anlaşıldı mı kursat: bidakak devam etcem fatih: yanlış olan bişey varmı fatih: kasım Çok yoruldum artık.... konuşmaya katıldı. kursat: gel Çok yoruldum artık.... konuşmadan ayrıldı. kursat: devam etcem fatih: evet fatih: devam et fatih: bu yön olayı noldu kursat: sölicen kursat: m ne mutlu merhametli olanlara!: yukarda ceapladı kursat: bidakka okuyum kursat: ok kursat: peki yönd e olan şey mekandamıdır Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! SENİ SEVDİMDE ÖLDÜM konuşmaya katıldı. ne mutlu merhametli olanlara!: fatıh aga ne mutlu merhametli olanlara!: el cevap fatih: nedemek bu SENİ SEVDİMDE ÖLDÜM: nelerelerdesin abi yav kursat: mekan yer demektir fatih: evet SENİ SEVDİMDE ÖLDÜM: sen kimsin abi fatih: istanbul mekan SENİ SEVDİMDE ÖLDÜM: yav kursat: yani düşüncen mekanda ölemi SENİ SEVDİMDE ÖLDÜM: sikiyim sizi kimsiniz SENİ SEVDİMDE ÖLDÜM konuşmadan ayrıldı. ne mutlu merhametli olanlara!: kursat nerden buluyon bunları ya fatih: he mekanda ne mutlu merhametli olanlara!: adam getır tuttugunu getırme kardesım kursat: peki mekanda olan şeyin mekanı işgal etmesi gerekmeezmi kursat: söle Şu anda bir Titreşim gönderdiniz! fatih: evet ne mutlu merhametli olanlara!: eeeee ozaman kursat: peki yer işgal eden şeye sen cisim demedinmi fatih: evet kursat: eeeeeeeeeeeee fatih: bu kadar mı kursat: düşüncende cisim olmuyom u o halde ne mutlu merhametli olanlara!: yani ta varsa mekanda yer kaplaması gerekmezmı dıyosun. kursat: sen anladınmı kasım kursat: bravo kursat: sana fatih: olmaz abicim olmaz ne mutlu merhametli olanlara!: nıye olmaz fatıcım kursat: bravo be kursat: nası delilama kasım söle kursat: hadi fatih: sen düşünceyi cisim olarak kabul edersen dogru ama düşünce somut değil cisim değil yer kaplamaz kursat: iki türlü cisim vardır ne mutlu merhametli olanlara!: yaw oyle bır dusuncem olacak ama mekan da olmayacak böyle birşey olmazmı dıyosun.... fatih: yön olayı noldu buarada bebn onu anlamadım fatih: evet kursat: latif cisim ve kesif cisim kursat: kesif cisim fatih: sen görebiliyomusun benim düşüncemi kursat: gözle görebildiğimiz fatih: alıyım düşüncemi masanın üstüne koyuyum o zaman kursat: latif cisim ne mutlu merhametli olanlara!: yani KEŞF ettigimiz demek fatih: yok oarayıda begenmedim yataga koyuyum kursat: gözle göremediğimiz kursat: melek gibi cin gibi fatih: olmaz olmaz en iyi yer düşünce için yüksek biyer olması lazım vitrinin üstünde dursun ne mutlu merhametli olanlara!: saka ya biz latife deriz kursat: bi örnek veriyim ne mutlu merhametli olanlara!: yani GÖRÜNDÜĞÜ gibi olmayannnnnnnnnn kursat: mesela x ışınını görüyonmu kursat: hani kursat: vücudun içini gösteriyo ya kursat: tıpta kursat: ne o ya ne mutlu merhametli olanlara!: mr kursat: çekiyolar ya kursat: yok ya ne mutlu merhametli olanlara!: em ar kursat: yok ya ne mutlu merhametli olanlara!: rotgen kursat: evet kursat: o fatih: eee kursat: x ışını varya kursat: onu gözünle görüyonmu fatih: hayır kursat: am a var demi fatih: evet kursat: aletle fgörülüyo fatih: ama yer kaplamıyo kursat: yani kaplamaz olurmu fatih: ışının oldugu yere başka bişey koyamıyormusun ne mutlu merhametli olanlara!: kaplıyo ama hizliligindan bellı olmuyo ne mutlu merhametli olanlara!: maddeye etkısı yok kursat: latif cismi anladınmı kasım sen kursat: söle ne mutlu merhametli olanlara!: sen konuş fatih: ya sen kasıma niye dönüp duruyorsun fatih: kasım anlar fatih: bana anlat kursat: sen anlayışsızsın ne mutlu merhametli olanlara!: latiftır dıyosunnnnnnnnn fatih: beni inandır kursat: kasım kursat: emin değilim kesifte o labilir fatih: kabul etmeyince anlayışsız mı oluyorum kursat: eve ne mutlu merhametli olanlara!: fatıhıde baz alllllllll kursat: t kursat: bunlar bilinen şeyler fatih: cisim dediğin yer kaplar demi kursat: he fatih: eger masanın üstünde bilgisayar varsa sen o bilgisayar kıapladıgı yere başka bişey koyabilirmisin kursat: ya melek cisim değilmi fatih: değil fatih: melek soyut fatih: yer kaplamıyor kursat: peki melekler hareket etmiyomu kursat: söle fatih: hareket etsin kursat: savaşa katıkdı ya fatih: hareket eden cisim mi oluyo kursat: katıldı kursat: tabiki fatih: gördünmü kursat: ya fatih: tuttun mu fatih: elledin mi kursat: hareket demek bir yerden başka yere girmektir demi kasım kursat: söle ne mutlu merhametli olanlara!: evet kursat: bu ise mekand a olmayı gerektirir demi kasım kursat: söle fatih: rüzgar cisimmi fatih: rüzgarda hareket ediyor kursat: ya bunlar hep bilinen şeyler kursat: tabi cisim kursat: ben deyince tuhafınıza gidiyo siz i bilmiyonuz diy e bv benmi kabahatli oldum yani fatih: fatih: biz bilmiyoz fatih: biz bu zaman kadar boşa okuduk kursat: bak fatih: neyse babacan ben fazla kalamıyacam kursat: siz bu konuda bi tartışın ben burdayımda 5 dakka yemekyicemsize katılcam *** Neden Allah’ın adil olması gerekmektedir? *** Allah’ın melekleri saprıp, yani yanlış inancı onlarda yaratıp, bununla beraber onları cehennem azabına sokmaması neden olmasın? *** Kitap: İslam Düşüncesi Hakkında Araştırmalar Yazar: İbrahim Agah Çubukçu _Sh 135: Suhreverdi zaman hakkında da fikir yürütmüştür: Zaman hareketin miktarıdır. Zamanın başlangıcı ve sonu yoktur. Çünkü zaman için başlangıç düşündüğümüz takdirde, bu başlangıçtan önce, içinde zaman olmayan bir zamanın varlığını kabul etmek gerekir. Bu düşünce ise çelişiktir. O halde zaman hem ezelidir, hem de ebedidir. *** Allah hiçbir şeyi bir şey için yapmaz *** “İnsanlar nankör, yalancı, iki yüzlü; tehlike karşısında korkak, kazanç karşısında çıkarcıdırlar.” (Macchiavelli) *** ss Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 arkadaşlar mühim bir soru sormak istiyorum: ben cebiriciyim ya, sizce ben kadere inanmıyor muyum? cevabınızı bekliyorum Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 peygamberimiz dedi ki: "kuranın müteşabihlerinin ardına düşenleri görürseniz biliniz ki allahın kitabında kasdettiği (karışıklık çıkarmak isteyen) kimseler onlardır. (bu yüzden) onlardan sakının." ( buhari "et tefsir", müslim "el- ilim", tirmizi, ebu davut) not: bahsedilen ayet (ali imran 7. ayettir) benden mi bahsediliyor? bu hadisi sanki daha önce görmemiştim! Alıntı
Φ Panteidar Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Kürşat kardeşim: Sen Cebirci değilsin. Olsan sıkı bir kaderci olurdun. Kader konusunu kafaya takmış biri olarak sana kaderci denilebilirse de sen kaderci anlayışı çürütüyorsun açıklamalarınla. Hadis tam senlik-benlik. Ama şimdi hangi ayet müteşabih belirtilmedikten sonra, kimin bu hadise uygun davrandığını söylemek mümkün mü? Kader konusunun geçtiği ayetler müteşabih midir mesela? Ya da nesh ayetleri? Ya da Hud/1-2 ? Allah cisimse eğer beyni var mıdır? İnsanda bilgi, irade, akıl vs. beynin ürünü olduğuna göre, Allah'ın ilmi, iradesi için bir beyne ihtiyacı var mıdır? insan Allah'ın sureti midir? Meleklerde, şeytanda cisim var mıdır? Yoksa cismi araç olarak mı kullanırlar? Allah ve alem ezeli ise, Allah alemi nasıl etkilemiştir? Devindirici etkisini kullandıysa o zaman alemden öncedir. Sonlu bir zaman önce ise, bu Allah'ın ve alemin ezeli olduğunu değiştirir mi sana göre? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.