Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Allah cisim midir değil midir?


kursatotcu

Önerilen İletiler

d: Kader konusunun geçtiği ayetler müteşabih midir mesela?

 

c: hayır

 

d: Ya da nesh ayetleri?

 

c: hayır

 

d: allah cisimse eğer beyni var mıdır?

 

c: sanmam

 

d: İnsanda bilgi, irade, akıl vs. beynin ürünü olduğuna göre,

c: bunu kabul etmiyorum, bu düşüncelerin allahın bilmesiyle mevcut olduğuna inanıyorum

 

d:insan Allah'ın sureti midir?

 

c: sanmıyorum

 

d:Meleklerde, şeytanda cisim var mıdır?

c: vardır

 

d: Allah ve alem ezeli ise, Allah alemi nasıl etkilemiştir?

 

c: sudur nazariyesinde detaylı açıklandığı gibi (ama on akıl teorisini kabul etmiyorum: kürşat versiyonu var. basitçe inanıyorum. ezeli ilmiyle bilmesiyle alem oldu. ama ilk akıl, ikinci akıl gibi şeyleri kabul etmiyorum. onun yerine; "ilk maddeden bahsedilemez. ilksizlikten bahsetmek lazım gelir. zira ilk madde denirse, o maddenin başlangıcından da bahsetmek icap eder ki, aleme ezeli deme kapısı kapanır." diyorum.) Nasıl ki güneşin ışığının suduru, çıkışı güneşten zamansal olarak sonra değilse, allahtan da alemin suduru zamansal sonralıkta değildir. bilmesiyle olaylar varlığa gelir. bilmesi ezeli olduğundan madde de ezelidir

 

d: Sonlu bir zaman önce ise, bu Allah'ın ve alemin ezeli olduğunu değiştirir mi sana göre?

 

c: eğer allaha alemden zaman olarak öncedir denirse, allahın varlığının başlangıcı savunulmak durumunda kalınır ki ben de dört ay bunu savunmak durumunda kalmıştım hatırlarsanız. (bunu neden savunmuştum biliyor musunuz? aleme ezeli demediğim için. halbuki çoğunuz aleme ezeli demiyor, sonradan oldu diyor değil mi? ama siz düşüncenizin buraya vardığını göremiyorsunuz) çünkü alem (allahtan başka herşey)sonradan derseniz ve alemden sonlu süre önce allah varlıktaydı diye eklerseniz, "bu sonlu süreden daha önce allah varlıkta değildi" demiş olursunuz. ancak bu konu çok detay olduğundan, aleme "sonradan oldu, yoktan yaratıldı" diyenler dedikleri sözlerin bu manaya geldiğini göremiyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 91
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

dedi:

dedi: Bir "etki" den bahsetmişsin. "Alem" in bu etki sonucunda olduğunu söylüyorsun. Yani "Alem" etkiden sonra geliyor. Ezeli Alem "ne zaman" bir etkileyen tarafından etkilenmiş de "ezeli alem" olmuştur?

Ezeli varlığın varlık sahnesine çıkması ne demektir? Çıktıysa ne zaman çıkmış? Çıkmadan önce nasılmış?

 

cevap: bunları daha öncede söyledim bunlar mecazi ifadeler. varlık sahasına çıkma, sonradanlığı akla getiriyor. doğru. ama bunlar mecaz. şu örnekler veriliyor: güneşten ışığın çıkışı ya da parmaktaki yüzüğün elin hareketiyle hareket ermesi yada insan gölgesinin kendi hareketiyle birlikte hareketi gibi, zamansal sonralık olmaksızın bunlar varlıktadır deniyor. bunlar suduru açıklayan örnekler işte. bunun gibi allah zat olarak alemden önce ama zaman olarak değil deniyor. bilmesiyle olaylar oluyor. bilmesi ezeli olduğundan olaylarda ezelidir deniyor.

**** Ben, Allah’ın bilgisiyle bu olaylar oluyor demiştim ve Allah cisim dedim ya; bu iki söylemi birleştireceğim. Peki biri sorarsa: Öyle diyorsun ama, Allah’ın bilgisi cisim değil mi? Müthiş bir soru bu! Êvet, Allah’ın bilgisi cisimdir. Dolayısıyla Allah’a cisim demiştim ya, kastettiğim o cisimle, bu ilminin cisimliği aynı şeydir. Ayrı ayrı değil. Bu çok önemli bir ayrıntıdır. Yani Allah’ın zatı ayrı bir cisim, ilmi ayrı bir cisim değil; ikisi de bir tek cisimdir. Kısacası zatı, ilmidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah olacağını bildiği olayı, “bildiğinin dışında olmasını diledi” demek, Allah cahil olmayı istedi demek olur. Bildiği gibi olmasını diledi ifadesi de cebr olur.

 

 

* *** Allah’ın ilmi imkansıza taalluk eder mi?

*** Kitap: İrade ve Hürriyet Yazar: Hüseyin Atay

_Sh 105: Kelamcılar hele Eşari ve Maturidi, istedikleri gibi, düşünmeden, taşınmadan işin nereye varacağına bakmadan; bulutlar üstünde konuşup durdular ve duruyorlar. Yere inip de insanların ne yaptıklarına ve ne yapamadıklarına hiç baktıkları yok. Fikirleri hep metafiziki, zihinsel işlemlerle meşgul. Kainatla, insanla meşgul değil. İlerde Kuran ayetlerine dayanarak pratik ve işlemle, eylemle ilgili olanları göreceğiz. İnsanı, Allah’ın kurulu oyuncağı saymak, Allah’ın yüceliğine delil olmaz. Şimdi, makine oyuncaklarını çocuklar kuruyor, oyuncak kendi kendine oynuyor. Ama oyuncak kendi istediğine göre oynamıyor. İçinde olan, makineyi kurmuş olanın isteğine göre oynuyor ve sonra makine durunca kendi de duruyor. Ne oynamakta, ne de durmakta oyuncağın bir isteği, iradesi ve gücü de yoktur. İşte tam Cebriyye budur. Eşari ve Maturidi bu fikre karşı çıkan sınırlı, kendisine Allah’ın verdiği gücü ölçüsünde eylemde bulunmanın insana verildiğini kabul eden Mutezile’ye de karşı çıktılar. Cebriyye, anlatılan şekilde idiyse, etkisinden öyle olduğu anlaşılıyor. Onu cevaplamak çok kolaydır. Ama Mutezile’nin haklılığını inkar edeceklerine onlardaki bazı ifadeleri daha olumlu hale getirmeleri en doğru yol olurdu. Cebriyye’ye güya karşı çıkarak, aslında onu arkalarına alarak, Mutezile’yi yere sermeye çalıştılar ve serdiler de. Eşari ve Maturidi mezheplerinde büyük alimler geldi; ama öncekilere tanıdıkları yanılmazlık ve kutsallık zihniyeti, kendi kendilerine bir yol tutmalarına imkan vermedi. İlk imamların sözlerine bazı yorumlar ve açıklamalar getirmeye çalıştılarsa da tam başarı gösteremediler. Arkadan, Cebriyyecilik yaptılar ama bunu güya Cebriyye’ye karşı yaptılar. Ne oldu? İnsandan sorumluluğu aldılar, gerisin geriye Allah’a verdiler. İslam toplumlarında, sorumlu Allah’ı yaptılar. Oysa Allah’ın insana güç ve irade vererek, sorumluluğu insana verdiğini, peygamberler göndererek, kitap göndererek, açı açık bildirmiş olduğunu, imamlar düşünceden kaldırdılar. Kuran’a göre düşünmeyi, anlamayı yasaklayıp, milleti de uykuya yatırdılar.

_Sh 110: Eşari diyor ki; inkarı yapan, gerçekten inkarcının kendisinin olması mümkün değilse ve inancı yapan, oluşturan gerçekten inananın kendisi değilse, onu yapan elbette Allah’ın olması zorunlu olur. İşte Eşari böylece, inkarı da, inancı da Allah’ın yaptığını savunuyor. İnsana hiçbir yapım işi düşmüyor. O zaman bunun Cebriyye’den ne farkı kalıyor? Yalnız isimde değişiklik oluyor. Aynı manayı Cehm b. Safvan söylerse, Cebriye, Eşari söylerse Sünni oluyor.

_Sh 111: Bu ifadelerde Eşari’nin demek istediği şudur: Nasıl ki insanın soğuktan, hastalıktan sıtmadan dolayı titremesini Allah yaratıyorsa, bunda insanın iradesi de ,gücü de yoksa, bu zorunlu bir hareket olarak Allah tarafından yapılıyorsa; insanın edinme (iktisap) işi de Allah tarafından yaratılıyor ve yapılıyor. Diğer bir deyimle, Allah insanın hem işini yaratıyor hem de insanın kesbini (edinimini) yaratıyor. Böylece Eşariyye, insana yapılacak bir iş bırakmıyor. Edinimi (kesbi) insana isnad etmekten de vazgeçiyor, onu da Allah yapıyor. Bunu çok değişik ifadelerle anlatmayı sürdürdüğü için, müslümanların zihninde öyle yerleşiyor ki, müslümanların önce zihinlerini, sonra bedenlerini felç ediyor, uyuşturuyor. Bazı kimseler de Eşari ve Maturdi ortaya çıkınca, Cebriyye’nin tutunacak durumu ve gücü kalmadığından söndü gitti diyorlar. Oysa farkında olamadıkları şudur: Cebriyye’nin yerini Eşari aldı, onun yerine geçti ve Cebriyye’ye gerek kalmadı. Mutezile’den öğrendiği felsefi düşünceyi ve cedeli, Cebriyye’nin yayılmasına, İslam’ın temel inanç ilkesi olmasına harcadı.

_Sh 132: İlimde üç konu vardır. Bilen, bilme, bilinen (alim, ilim, malum). “İlim maluma tabidir” demek, malum, ilimden yani bilinen bilmekten önce gelmiş oluyor ki ontolojik olarak yanlıştır. Yani bilinen nesne önce var olacak, sonra o bilinecek. İnsan bilgisine göre bu doğrudur. Çünkü insan var olmayan nesneyi, yok’u bilemez. Bunu Allah’a uyguladığımız zaman, Allah bir şeyi, o şey var olduktan sonra bilir demek, o şeyi başka biri var etti, sonra Allah onu bildi olur ki bu Allah’ın mutlak ilmine de aykırı olur. Ama bunu tarihte Mabed Cuheni, “işler olduktan sonra bilinir” demiş ve kabul görmemiştir. “Güneşin yarın ne zaman doğacağını insanın bilmesi, güneşin doğmasına etki etmez” sözü ne kadar saçmadır. Önce, güneşin doğuşu kanuna bağlıdır. Ona göre doğması zorunludur. Biz zorunlu olarak doğacağını biliriz. Eğer bizim bilgimiz doğmasına etki etmiyorsa, şöyle demeleri daha mantıklı olurdu: Biz güneşin doğmasını biliyoruz, ama bizim bilgimiz ona etki etmeyeceği için doğmayabilir. O zaman bizim bilgimizin etki etmediği anlaşılır. Bizim bildiğimiz gibi doğuyorsa, bilgimiz ona etki ediyor demektir. Çünkü onun sebebini biliyoruz. Sebep meydana gelince, sonuç da meydana gelir. Şimdiye kadar bu saçma delile cevap verene rastlamadım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürşat Allah'ın ilmini çok büyütüyorsun gibime geliyor. Bu da insanı çıkmaza sürüklüyor.

Sonsuz ilim, sonsuz kudret...

Ama bakıyorsun Kur'an'da Miras oranlarında matematik hatası var..

İlmi konusunda aşağıdaki ayetleri açıklarmısın:

 

Enfal/65. Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkar edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir.

 

 

Enfal/66. Şimdi ise Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, Allah'ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

*** Kader hakkında uydurma bir hadis: Aişe’den: Resulullah’ın eline su döküyordum. Su kabı elimden düşüp kırıldı. Bunun üzerine ben: “kırılması mukaddermiş!” deyince, Resulullah: “:Öyle ise ben niye gönderildim, peygamberler niye gönderildi?” diyerek (bu işi kadere bağlamama) kızdı.”

*** Teselsülü kabul edebilmek için bir görüş:

_Kitap: Felsefeye Giriş Yazar: John Herman Randall, Justus Buchler

_Sh. 118: Genellikle ortaya konduğu biçimde bu kanıt, ayrıca her olayın bir nedeni olduğunu kabul etmesiyle, nedenler dizisinin bir başlangıcı olmasının zorunlu olduğunu varsaymaktadır. Eğer bu, böyle bir sava karşı çıkmanın çelişkiye düşmek olacağı anlamına geliyorsa, burada da temelsiz bir iddia karşısında bulunuyoruz demektir. Bir nedenler dizisinin başlangıcının olup olmadığı bir sorundur. Ancak onun bir başlangıcı olması gerektiği, hiç de zorunlu bir şey değildir. Matematik, bir ilk terimi olmayan bir dizi kavramının, hiç olmazsa tutarlı bir şey olduğunu göstermektedir. Örneğin, …-5, -4,- 3,- 2,-1, 0, 1,2, 3,4, 5… gibi bir dizide her terimden önce, bir terim vardır ve arkadan da başka bir terim gelmektedir. Ama bu dizinin ne bir ilk, ne de son terimi vardır.

Yorum: Bu aslında zayıf bir savunmadır. Zira denebilir ki: Bu bahsedilen sayı zincirinin sonsuzluğu, varsayılan bir şeydir. Gerçekliği yoktur. Oysa alemin ezeliliğini savunanlar, gerçek maddeden bahsediyorlar.

_Sh. 130: Tanrı mutlak kudretli olduğuna göre, iyinin niteliği niçin kötü tarafından tamamlanmaya ve arttırılmaya ihtiyaç göstermeyecek bir biçimde değildir?

Yorum: “Kötülük vardır. Çünkü böyle olunca iyilik daha iyi anlaşılır, değeri bilinir ve daha güzel bir iyilik olur.” Tarzında ifade edilen görüşe karşı bir cevap.

*** Körler rüya görür mü?

*** Kötülük Allah’ın kaza ve kaderiyle midir?

*** Korku karşısında sağdan sola

Yalpaladığında, dedim ki ruhuma:

Hooop korkma korktuğundan!

Yeterince konakladın bence zira!

(İbn Bacce)

*** Shakespeare, “Atinalı Timon” adlı oyununda Timon şöyle diyor: “Ey insanlara iyilik gönderen ulu Tanrılar... İçimize şükran duygusu serpin; kendi armağanlarınız kendi adlarınızı yükseltsin. Ama verdikleriniz büsbütün tükenmesin. Yoksa Tanrılığınız hor görülür. Her insana yetecek kadar verin ki, birinin ötekine vermesine meydan kalmasın. Çünkü siz ey Tanrılar, insanlardan ödünç almaya kalksaydınız, insanlar sizlere de sırt çevirirlerdi.”

*** “Bizi ne kadar överlerse övsünler, bize yeni bir şey öğretmiş olmazlar.”

“Bencillik kolundan tutmasa, erdem pek uzaklara gidemezdi.”

(La Rochefoucauld)

*** “Köpek köpeğe, at ata ne borçludur? Hiç bir şey. Hiç bir hayvan ötekinin buyruğu altında değildir. Ama insanoğlu akıl denen Tanrı ışığına kavuşmuş. Ne kazanmış biliyor musunuz? Dünyanın her yerinde köle olmayı.”

(Voltaire)

*** “İnsanlar durmadan bize işkence yapmayı isteyecek kadar bizi düşünemezler.”

(Orhan Hançerlioğlu)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

soruna söyle bir karsilik vereyim.... Ilah dedigimiz varligin Düsmani Olmamali Evet simdi buradan yola cikarak eger Ilah Madde ise onun iki ezeli düsmani vardir.. birincisi zaman ikincisi mekan zaman onu çürütür mekan onu hapseder demekki ilah madde degil dersen ki seytan seytan Allah in degil insanin düsmanidir :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dusunceyi yaratan Allah tir ama Dusunce denen olguyu ne dusunecegini degil... sonra insana seytan ilk olarak vesvese verir meleklerde onu bu yoldan caydirmaya kalkar... burada gunah olarak islenmez.... neden diye soracak olursan cünkü vesvese ilk olarak insan istemesede kalbine seytan tarafindan yerlestirilir oda melekleri dinleyip KENDI IRADESI ILE DOGRUYU BULUR VE TEVBE EDIP ALLAH 'A SIGINIRSA DEFTERE GUNAH OLARAK GECMEZ HATTA GUNAHTAN SAKINDIGI ICIN SEVAP DIYE BILE GECEBILIR... ondan sonra o gunaha HEVES SEVHET KARISIR VE YAPMAK ISTERSE GUNAH OLARAK ALINIR VE ZATEN O ISTEKTEN SONRADA O GUNAHI ISLER.... ama dikkatini çekerim seytan vesveseyi verdikten sonra kisi kendi iradesiyle dogruyu veya yanlisi alir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HAHA senin söyelemek istedinle seni sikistirayimda aklin basina gelsin tabii anlarsan :D:P

 

evet iki yol var karsinda Allah diyor ki Benim yolum tek olan ve dogru olandir Bid'at ve Küfür ehlinin ise coktur ve hepsi egir bügrüdür istedigini sec ve bende sana secme sansini sagalayack olan DUSUNCE FIKIR IRADE yi veriyorum onunla benim zorlamam olmadan istedigini sec ama unutma sonunda cezasini sen cekeceksin bana kalirsa dogru olani sec ama genede sen bilirsin... ben sen ne istersen izin vermeye hazirim bu istedigin bana küfürde olsa sen istiyorsun diye ben kabul edecegim.... iste kader mevsuzu kisaca bu ister anla ister anlamamaya devam et :D unutmadan dunyaya esek gözlügüyle bakan sadece ufacik bir yer görür ata sözlerimizide cok seviyorum be kursat

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kusat yazdigimi oku sonra gel bana lafa cakmaya calis :D karsindaki elinde biberonla oturan bir cocuk degil senin gibi 3-5 kitap okuyup Pc basinda kendine Mehdi süsü verip sözde dogrulari anlatan Deccal kilikli kiside degilim sen sana yazilanlari okumaktan aciz ve o kadar sartlanmis birisn ki dunya gelse sana yalan oldugunu söylese sen gene cebri savunacaksın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.