Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

tülvent' in Dağarcığı


tülvent

Önerilen İletiler

bf4eaeb2b3hz9dt8sl5.jpg

 

 

 

Kapalı kapılar var hayatımızda...

 

Nicedir açmadığımız, bilerek kapattığımız, üstüne kör bir kilit vurduğumuz kapılar..

Bazen açmaya korktuğumuz, bazen ardındakilerle yüzleşmekten çekindiğimiz kapılar..

Eski bir dostluk bazen, eskiden yapıp ettiklerimiz bazen..

Eski “biz”, eskimeyen izlerimiz..

Kapıların ardında kalan.. Hayatımızdan uzak durmasını istediklerimiz.

Cesaretimizdir bu bazen, bazen yenilgimiz..Bazen hayretimiz, bazen isteklerimiz.

 

Ne çok kapıyı kapattık dostlar, ne çok kapı kapandı yüzümüze.

Nasıl kapılar açıldı, kapattıklarımızın yerine?...

Masumiyeti, insafı kapatan insanlar gördüm, üzerlerine kör bir kilit taktıklarını..Anahtarlarını da dipsiz kuyuya attıklarını..

Nice erdemin üzerine kapatılan kapıların yerine, ardına kadar zevk-ü sefanın ışıltılı kapılarının açıldığına şahit oldu bu yeryüzü..

Kendisini sevenlerin üzerine kapılar çarptı yeryüzünde kimileri..

Kimileri kendini gelip geçici “dünya”ya kapattı..

Dünya, sadece kendisi için yaşayanlara en büyük kapalı kapı oldu.

 

...

 

Kapattık bazı kapıları dostlar… Kör bir kilit vurduk üzerlerine..

Şimdi açılırlar mı yeniden, en tılsımlı sözleri söylesek?..

Yahut yeni kapılar açsak, kaybettiklerimizin peşine düşsek..

Kör kilitli kapıları açmak gerek dostlar... Biraz cesaret gerek belki..

Gerçeklerle yüzleşmeye cesaret, gerçekleri kabullenmeye cesaret..

Ve gayret, ve gayret…

 

Sevgiyle çaldığınız tüm kapıların ardına dek açılması dileğiyle…

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 hafta sonra...

Onların Gözyaşları ve Mendilleri Var…

 

 

Onlar; bir kedi yavrusu ağlasa…

 

Dayanamazlar…

 

Siz; silah veriyorsunuz çocuklarımızın eline, birbirlerini öldürsünler diye…

 

*

 

Onlar; meydanlarla ağlaşıyor ne zamandır…

 

Sokağımızdaki canlılar öldürülmesin diye…

 

Siz; mahalleyi ateşe verdiniz…

 

Çocuklar yandı…

 

*

 

Onlar; kafese karşıdır…

 

Barınaklarda, demir kafeslerin içinde bir kedi annenin ya da bir kuğunun yaşamasına gönülleri asla razı değildir…

 

Siz…

 

Genç, yaşlı, hasta ve suçu kesinleşmemiş kendi insanlarınızı kafeslerinize kapattınız…

 

*

 

Onlar; bir tek canlı açsa…

 

Uyuyamazlar…

 

Köşebaşındaki çöpler arasından yemek arayan bir anne köpek gördüklerinde, içlerinde kıyametler kopar…

 

Ceplerinde, arabalarının bagajlarında, hatta makyaj çantalarında onlar için mama taşırlar…

 

Siz yoksul insanların, açların, muhtaçların, hastaların, fakir çocukların rızkını çala çala doymadınız…

 

*

 

Onlar kuşun uçuşunu sevdiler…

 

Gölün ördeğini…

 

Dağın geyiğini…

 

Ormanın sincabını…

 

Siz ormanı açıp, dağı delip, dereyi sattınız…

 

*

 

Siz “yaratılanı, yaratandan dolayı” sevdiniz…

 

Onların sevgisi dolaysız…

 

*

 

Siz ağaca kereste olarak baktınız…

 

Onlar için kuşun yuvasıdır dallar…

 

*

 

İtiraf edin…

 

Kuzuyu görünce aklınıza ilk gelen şey; mangal…

 

Onlar telaşlanırlar:

 

Kuzu uzağına düşmesin annesinin…

 

*

 

Siz dünyanın insan için yaratıldığını söyleyip durursunuz…

 

Onlar buna inanmazlar…

 

İnsanın canı ne kadar kutsalsa, o kadar kutsaldır canı kurbağanın…

 

*

 

Siz…

 

Hiçbir getirisi olmayan canlı dostları için çırpınan o insanların yüreklerindeki duygunun yüceliğini anlayamazsınız…

 

Zerresi olsaydı sizde; onları dostları yüzünden otellere almayıp, kedileri için otobüslerden indirip, köpekleri için lojmanlarından atmazdınız…

 

Gücünüz var…

 

Olmadı; cop, dipçik, biber gazı…

 

*

 

Onlar…

 

Bugün de yarın da yine sokaklarda olacaklar…

 

Bu kez öbür canlılara getirdiğiniz “ölüm fermanı” bir yasaya karşı…

 

Yanlarında dostları…

 

Silahları; sevgi…

 

Birer mendil…

 

Ve gözyaşı…

 

 

B. COŞKUN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

30660651201779214292871.png

 

Bu manzarayı seveceğini biliyorum :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 1 ay sonra...

ÜZGÜN KEDİLER GAZELİ

 

 

Hüznün tüyleri dökülür, lirik bakar kedilerin camdan gözleri
 

Çocukluğumun kelimeleriyle şımartsam da gurbet gibi bakarlar

 

Kedilerde gördüğüm keder üşümüş sokaklar ve akşam kokuyor
 

Peşime takılır tenha bir şiirden atılmış masum yazlar ikindisi

 

Güz yüzlü bir kediniz olsun boşluğunuza tutunan, kalbinize taşınan
 

Odalar birbirinin rüyasına karışsın, gülümsesin saflığın elleri

 

Kediler kasabasında çözülür yalnızlığın masaldan ipleri
 

Kardeşliğin cömert bahçesinden pınar olur dostun gönlüne akarız

 

Bir zarf gibi yırtılmasın kalbimiz, çıkarın beni mektubun içinden
 

Kedilerin düşleriyle yıkansın şu yaralı ruhumdaki sessiz mavi

 

Kayıp hatıralar gölgesinden dile sığmayan bir hakikat geçiyor
 

Başkalarının kedileri de komşum olur, gözlerimizle mırıldanırız

 

Kedim kendisini evin uysal şiiri sanıyor, şiirin aklı kısa tırnakları uzun
 

Kedim kendisini bilge sanıyor sokakların ve aşkın ısrarla özlediği

 

Mevsimlerin kumunu karıştırma, içinden sabah sesli bir kedi çıkar
 

Kediler kadar yalnızım mor düşlerimden kuşlu parklar havalanır

 

Hayallerimin toprağını eşele, ahşap kalbimi tırmala, kımıldasın her şey
 

Çünkü bir kedi kadar gövdesi var kırılmış ve yorgun heveslerin

 

Kedi mağrur, şehir zalim, nar küskün, kâğıt paslı, hayat maskara olmuş
 

Bu yüzden mi şiirin üzerine kül yağdırıyorlar, hızla eskiyor kelimeler

 

Evler kedisiz yetim, sokaklar kedisiz üvey sayılır, ben budalasıyım aşkın
 

Beni de boynu ıssız kedilerden sayın, nasılsa ağzım var dilim yok

 

Kedilerimin kardeşiyim, inceliği ve mahcubiyeti onlardan öğrendim
 

Beni turnasız türkülerin beni solgun bir kedinin kalbinde unuttular

 

Engin TURGUT

 

 

tumblr_me5c7hgBub1qc91sao1_500.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 3 hafta sonra...

96f_yagmur.jpg

 

 

Şimdi çocukluğun çatısı kalktı ya üstümüzden

yağmurun da eski tadı yok bu yüzden

yağmur yağmıyor ki artık sudur yağan

kırmızı kiremitlerin serinlemeyişi bundan

artık çorbası hazır çocuklar hastalansa n’olur

... okula gitmemek için eskisi gibi yalancıktan

yağmur kiremitlere düşer, camlara vurur

sesi içimize yağar, kalbimize düşer

belki de suyun gezgin halidir yağmur

dünyagörmüş, deryageçmiş, denizgezmiştir

yağmur biraz da eski arkadaşların yağmasıdır

eski şehirler, eski anılar, eski sevgililer yağar

her zaman altında durana ya da ondan kaçana değil

onu dinleyene, duyana da yağar, ona bakakalana da.

 

Çocuklar büyüdü, yağmurlar değişti, eski

geveze yağmurların yerine ki onlar yağmaz da

mırıldanırdı sanki, ince geveze derlerdi sanırım,

ikindinin gevezeliği gibi sessiz, kekeme ve

bir buluşma olarak kendisini bekleyenlerle

mırıl mırıl hişt hişt usul usul içli içli

yine yağsa yağmur konuşur gibi bizimle

derdalır gibi bizden, yaraörter gibi içimizden

söziyileştirir gibi, hatta sessizliği de onarır gibi

gibi olsa yağmur her şey yağmur gibi yağsa

çocukluk yağsa, mavilik yağsa, kardeşlik yağsa

kimin yağdığı belli olmasa karışsak birbirimize

sırılsıklam olsak birbirimizden hangimiz yağmur

hangimiz çocuk, hangimiz mavi, hangimiz şair

belli olmasa da bir şiir çıksa hepimizden

şimdi ne iyi gelir ne iyi gelir ne iyi gelir!

 

-- Haydar Ergülen

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 2 ay sonra...
" Ben sana hep üşüyordum, 

Çünkü kıştım.

Nakıştım, bakıştım.

İnkar etmiyorum da bunu,

Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.

Ve lütfen inkar etme;

Sana en çok ben yakıştım."

 

Özdemir Asaf

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Bir bakmışsın elde var sıfır, sıfır noktasındasın. 
Hayallerin, saçını süpürge edişlerin, 
başkaları için kendinden vazgeçişin... 
Akıp giden yıllar, 
anılar, sevinçler, harala gürele günler...
Çocukluğun, gençliğin, 
ilk aşkın, kayıplar, yitip gidenler...
Oyuncakların, 
masumiyetin, kendine verdiğin sözler, 
anne,baba, çocuklar, sevgili, eş... 
Sonra aniden çöken sessizlik... 
Elde var sıfır... 
Kendine sarılıp, nerede yanlış yaptım sorusu... 
Ne zaman kaybettiğimi bile anlamadan, 
kazanırken kaybedilmiş yaşamlar....
Sen, ben, biz...

A.Vartanyan

 

 

http://youtu.be/hyCbPgrV-Fs

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

GİTMEK, HER ZAMAN GİTMEK MİDİR?

 
 
Bazen, durduğu yerden bir milim kımıldamadığını anlatmak için gider insan...
 
Orada duruşunun, neyle karşılaşırsa karşılaşsın dayanarak-direnerek duruşunun nasıl bir “sahici”lik içerdiğini anlatmak için, gider…
Zorunlu olarak değil, istediği için orada kaldığını, ve eğer gitmek istese gidebileceğini göstermek için gidilir bazen. Kendine de, karşısındakine de…
Anlaşılamadığını, bu yüzden de hak ettiğine inandığı saygıyı, değeri, sevgiyi göremediği için gider. Ve anlayamadıklarını anlayabilmek için...
 
Tam da Oruç ORUOBA’nın tanımladığı gibi:
 
“Kendi olarak, sana gelen-
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- -
O, işte...”
 
İşte bu yüzden gider bazen de “giden”… sensiz de olabilecekken seninle olmayı seçtiğini anlatabilmek için.
 
Böylesi gidişlerin iki çeşit sonucu olabilir:
Biri, ayrı kalınma sürecinde her iki taraf da düşünür, birlikte olmanın daha iyi, daha güzel, daha zengin olacağına karar verirler ve yeniden buluşurlar… bu kez ne yaşadıklarının eskiye göre çok daha fazla farkında olarak ve değer vererek…
 
İkinci seçenek ise, gidenin bu yolla bile hiçbir şey anlatamamış olmasıdır.
 
Çünkü belki de örneğin şöyle biridir, geride bırakılan, örneğin Jan Ender CAN’ın tanımladığı gibidir:
 
“dokunmaya kıyamadığın her şeyi ona verdiğinde
sevdiğin şarkıları, etini,
daha kurulmamış kahvaltı masalarını
ve hatta 
onun bile bilmediği bir onu, ona verdiğinde
bir ülkeyi baştan aşağı kolaylıkla ele geçirmiş
barbarların yaptıklarını yapar sana
kırar seni,
kılıçtan ve cehennemden geçirir
ve öyle acır ki için
artık gözyaşların bile doğduğu gözleri hatırlamaz.”


 
Eğer böyle biri ise O sahiden, o zaman giden, iyi ki gitmiş olur.

Ve bu seçeneklerden hangisinin geçerli olduğunu anlamak, zamana bağlıdır. Her ikisi için de…

 

 

Lale Dilligil

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.