Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Atatürk'ün Selanik'teki evinde Tayyip Erdoğan'ın yırttığı sayfa:


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

TAM METİN SELANİK HATIRASI: SEVGİLİ okuyucularım, DHA Edirne muhabiri Lütfü Karakaş tarafından çekilen ilginç fotoğrafları gördünüz. Recep Tayyip Erdoğan Selanik’te, Atatürk’ün doğduğu evi ziyaret ediyor.

(6 Mayıs 2006 Cumartesi)

 

EMİN ÇÖLAŞAN'IN YAZISI

 

Ziyaret defterindeki bir sayfayı gördüğünde çok sinirleniyor, tepesi atıyor.

 

Lütfü’nün fotoğrafları işte o anı yansıtıyor. Bu fotoğraf çekildiği anda gazeteciler derhal dışarıya çıkarılıyor. Başka bir deyişle, kovalanıyor!

 

Sonrası bilinmiyor. Bazılarına göre Recep Tayyip Erdoğan, deftere yapışık olan o káğıdı koparıyor. Bazılarına göre sayfayı tümüyle yırtıyor. Ne olduğunu hiç kimse bilmiyor.

 

Ziyaret defterine "Atam" başlıklı bildiriyi bırakan ve önceki gün Recep Tayyip Erdoğan’ın tepesinin bir kez daha atmasına neden olan kişi M. Fethi Dördüncü.

 

Geçtiğimiz ekim ayında Selanik’te Atatürk’ün evini ziyarete gittiğinde yanında o yazılı metni getirmiş ve ziyaret defterine yapıştırmış.

 

Kendisi 1924 doğumlu. Şimdi 82 yaşında. Orman Fakültesi mezunu, yüksek orman mühendisi.

 

Yazılı metinde yer alan bazı sözcük ve cümleleri sansür ettim ve bunları aşağıda belirttim. Ayrıca birkaç yerindeki küçük yazım hatalarını düzelttim.

 

Şimdi olay yaratan metni okuyalım:

 

* * *

 

"17 Ekim 2005-Selanik.

 

19 Mayıs 1881 Pazar günü Selanik’te o zamanki ismiyle Koca Kasımpaşa Islahhane Caddesi üzerinde evde Tanrı’nın bir hediyesi olarak mübarek vücudun dünyaya bir güneş gibi arz-ı endam ettiğinde, yeryüzü nurlara gark oldu (boğuldu), yeniden hayat buldu, insanlar ısınıp kendilerine geldiler. Ben de bugün 5. defa buraya huzurunuza gelme mutluluğunu tattım.

 

Aynı güneş 38 yıl sonra yine bir 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun’da doğup ışınlarını bütün Türkiye’ye yaydı. Atam, o mübarek varlık, Tanrı tarafından gönderilmiş olan sendin.

 

Dört yıl gibi kısa bir zamanda yedi düvel düşmanları mağlup ederek muasır (çağdaş) medeniyetler seviyesine çıkardığın Türkiye’nin ve Türk milletinin üzerine, (Tanrı’nın zat-ı alinizi (yüce kişiliğinizi) yanına aldıktan 64 yıl sonra), milletin dini duygularını yıllarca sömüre sömüre bir AKP çöreklendi.

 

İslamiyet’i bir kalkan gibi kullanan bu insanlar hakikatte (sansürlü iki sözcük)... Hazreti Muhammed sakalı şerifini yerinden kaldırdılar, Atatürk Havalimanı’na getirip Dubaili Arap’ın gözüne girmek için sattıkları İstanbul’un en güzel yerlerinden vazgeçmesin diye Muhammed’i bile oyuncak yaptılar. Bunların din anlayışı bu. Hepsi (bir sözcük sansür.)

 

Zamanınızda Osmanlı’ya ait dış borçları ödediniz. R. Tayyip hükümeti nesiller boyunca altından kalkamayacak şekilde borç altına girmekle kalmadı. Mağlup ettiğiniz devlet ve hükümet başkanları (sizin) ayağınıza gelip saygılarını bildirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ve Amerika’nın (emrinde çalışıyor anlamına bir sözcük sansür) ...’lığını yapıyor.

 

Türkiye’nin maliyesi IMF ve Dünya Bankası’nın elinde. Dış siyaseti Amerika, iç siyaseti de Brüksel’den (AB’den) idare edilmeye kadar düştü.

 

Tayyip kendisi (bir sözcük sansür) olduğundan, Türk milletini de (aynı sözcük bir kez daha sansür) yapmak istiyor ama muvaffak olamayacak.

 

(İki cümle sansür.)

 

R. Tayyip Erdoğan hükümeti, başta kendisi olmak üzere bakanları, AKP milletvekilleri, hayatları boyunca Atatürk ilke ve devrimlerini ve Cumhuriyet idaresini ortadan kaldırıp Hilafet devleti kurma çabasındalar.

 

Ayrıca amaçları, en çok korktukları Türk ordusunu zayıflatıp iş göremez hale getirmektir.

 

Ruhlarında (iki sözcük sansür) taşıyan bu güruh (topluluk) emellerinde muvaffak olamayacakları gibi, aslında hükümet üyeleri (bu bölüm tümüyle sansür) olduğundan, (yine sansür) gidecekleri yakındır.

 

Şahadetini (tanıklığını) her zaman olduğu gibi Türk milletinin ’zekidir, çalışkandır’ buyurduğunuz insanlarından esirgeme Atam.

 

M. Fethi Dördüncü."

 

Bazılarına göre Başbakan’a Atatürk’ün doğduğu evde sayfa yırttıran, ancak sinir sistemini altüst ettiği kesin olan (bir bölümünü bizim açımızdan yasal nedenlerle sansür ettiğimiz) yazılı metin işte bu!

 

Bugün olanları içine sindiremeyen bir Türk insanının, bir Atatürk çocuğunun tepkisini açığa vuran satırları. Keşke mümkün olsa da, tam metin verilebilse!

  • Cevaplar 65
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

***

 

Malesef...Demokrasiyi Anlayamamış, içine sindirememiş,

 

Demokratik kurallar içinde herkesin düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu kabullenemeyen,

 

Demokratik kurumların en tepesinde bulunan ve bunu kavrayamıyan bir kişinin,

 

varmış olduğu nokta ve son uygulamalarından biri karşımızdaki...

 

 

Demokrasinin bütün kazanımlarını, nimetlerini kullanarak iktidara gelipte,

 

Gücü elinde tuttuğunda, başkalarının Demokrasi içinde var olan haklarını hiçe saymalarına,

 

örnek olacak davranış şekillerinden biri.

 

 

Oysa Demokrasiler bir tarafta iktidar erkini hepimiz adına ellerinde bulunduranlar,

 

Diğer tarafta,Yasama, Yargı, muhalefet gibi Demokratik Kurumlardan oluşur...

 

Ve bütün bu kurumların var olma nedeni biz vatandaşlar içindir...

 

 

Kim olursa olsun, size karşı olsun olmasın karşınızdakinin sesini keserseniz bunun adı demokrasi olmaz...

 

Eğer muhalefet etmeyi bilemeyen, demokrasiyi içine sindiremeyen muhalifler varsa onlara da,

 

Yine demokrasinin kuralları içinde, Demokrasinin kurumları zaten gerekeni yapacaklardır...

 

 

Siz, bu kurumların yerine kendinizi koyduğunuzda,

 

Bizim istediğimiz başbakanımız olmaktan çıkıp,

 

Bize her yaptığını onaylatmaya çalışan,

 

Baskıcı, ben düşündüm doğrudur diyen,

 

Oldubittilerle bizi susturmaya çalışan bir kişi durumuna dönüşürsünüz,

 

son günlerde sık sık karşımıza çıkan,

 

Bütün bu kötü örnekleri görmekten, yaşamaktan çok sıkıldık artık çok...

 

*tna

***

Gönderi tarihi:

demokrasi içine sindirememiş değil, demokrat değil... demokrasiden anlamaz... kabadayı... kendisini padişah sanan... eleştiriye tahammülü olmayan... kendi doğrularını (yanlışlarını) savunan... bunlara rağmen bu ülkede başbakan olan bir insanın başkaca yapabileceği birşey yoktur... sayfayı yırttırıp, defteri kaldırmaktan başka...

 

söylenecek çok şey var ancak insanın sınırlarını zorlayan bir olay o bakımdan bu kadar yazabiliyorum...

 

tüm dürüst, vatansever, ahlaklı, kalbi sevgi dolu insanlara sevgi ve selamlarımla...

Gönderi tarihi:

***

 

Bu başlık Demirel, Erdoğan sayfası olup gidecek galiba...

 

Neden mi diyorsunuz, şundan... Gün geçmiyor ki bir skandal çıkmasın...

 

Bununla ilgili Yılmaz Özdil esprili üslubuyla yine çok ilginç bir yazı yazmış,

 

Okuyanlarınız da vardır ama ben yinede bu sayfalarda paylaşmak istedim...

 

Gülmek isteyeni güldüren, Anlamak isteyene anlatan, ağlamak isteyeni diyecektim ama yok o kadarda değil...

 

Neyse okuyalım bakalım, ben bazı satırlarında oldukca yüksek sesle güldüm doğrusu,

 

Böyle kalemi espri dolu Hasan Pulur'dan sonra ikinci favorim Yılmaz Özdil olacak gibi görünüyor...

 

Herkese iyi Okumalar... Yazının başlığıda çok ilginç " Ver Lefter'e yazsın deftere "

 

***

"AKP kongresinde kadınlar ayrı, erkekler ayrı, harem-selamlık oturdu."

 

Tam bunu yazacaktım...

 

"AKP'li belediye, 9 yaşında kızlarla evlenebilirsiniz, diyen kitap dağıttı."

 

Tam bunu yazacaktım...

 

"AKP kongresine ilkokul çocuklarını getirdiler, ellerine ampul bayrakları verip, türban sloganları attırdılar."

 

Tam bunu yazacaktım...

 

"AKP'li belediye, başı açık dolaşmak günahtır, diyen broşür dağıttı."

 

Tam bunu yazacaktım...

 

"Başbakan, Atatürk'ün evinde hadise çıkardı."

 

***

AKP'den rica ediyorum... Lütfen skandallarınızı ikişer gün arayla patlatın, yazmaya yetişemiyorum.

 

 

Neyse, bari sonuncuyu atlamayayım...

 

Başbakan, Selanik'te Atatürk'ün evindeki deftere bakarken,

 

AKP'yi Atatürk'e şikayet eden bir vatandaşın yazdıklarını görmüş.

 

Sinirlenmiş minirlenmiş... Kimine göre sayfayı yırtmış. Kimine göre defteri kaldırtmış.

 

***

 

Zannedersin, Atatürk geceleri kalkıp, o defteri okuyor...

 

***

 

Yürek Selanik yani.

Bakın Selanik dedim, aklıma geldi. Bugün Selanik için önemli bir gün...

 

Atatürk'ün evine, yürüyerek üç dakika mesafede bir anıt açılıyor.

 

Pontus Soykırım Anıtı...

 

Bizler, yani Türkler, bütün Rumları kesmişiz, soylarını kurutmuşuz...

 

Onun anıtı...

 

Bugün açılıyor.

 

Selanik defterindeki laik satırlara sinirlenen Başbakan,

 

hazır Selanik'teyken bu anıt için de sinirlenip, bir kelime yazmış mı?

 

Ben duymadım.

 

***

 

Defter hikâyesini birinci sayfalarına koyarak,

 

Laik kesime şirin görünmeye çalışan "büyük" gazetelerimiz,

 

bir satır bahsetmiş mi bu rezalet anıtından peki?

 

Ben görmedim.

 

***

 

Başlığı onun için böyle yazdım.

 

Madem Rumların soyunu kurutmuşuz...

 

Başbakan yazmıyor. Gazeteler yazmıyor.

 

"Ver Lefter'e, yazsın deftere..."

 

 

Kaynak:1365.jpg * Yılmaz Özdil * @sabah.com.tr *

 

*tna

***

Gönderi tarihi:

demokrasi içine sindirememiş değil, demokrat değil... demokrasiden anlamaz... kabadayı... kendisini padişah sanan... eleştiriye tahammülü olmayan... kendi doğrularını (yanlışlarını) savunan... bunlara rağmen bu ülkede başbakan olan bir insanın başkaca yapabileceği birşey yoktur... sayfayı yırttırıp, defteri kaldırmaktan başka...

 

söylenecek çok şey var ancak insanın sınırlarını zorlayan bir olay o bakımdan bu kadar yazabiliyorum...

 

tüm dürüst, vatansever, ahlaklı, kalbi sevgi dolu insanlara sevgi ve selamlarımla...

sevgili sardunyam hepimiz yanlışta olsa (başkalarına göre ) doğrularımızı savunmuyor muyuz?Geçek demokrasi bu değil midir? Mesela sen kensine kabadayı deme cüreti gösterilen bir padişah gördün mü? Başbakanın içine sindiremediği demokrasi değil aslında içine sindiremediği benim de içime sindiremediğim başka bir şey. İnsanların demokrasiyi kullanarak karşısındaki insanı aşağılama hakaret etme, rezil etme,

eleştiri sınırlarını aşarak düşmanlık etme hakkını kendinde görmesi. Demokrasi bu değil eleştiri de bu Değil

Eleştiri üç olumsuz cümle yanında bir olumlu cümle kurma çabasıdır Şimdi diyeceksin ki olumluluk yoksa ne yapacağız. Ararsan görmek istersen mutlaka vardır. ŞİMDİ bu yaşlı amca Atatürke olan sevgisini mi anlatmaya çalışmış, birilerine olan düşmanlığını mı? Senin alkış tuttuğun şey Atatürke olan sevgi midir Başbakana olan düşmanlık mı? Yazarında dediği gibi sanırsın ki Atatürk her gece kalkıp defteri okuyacak! Yazıyı okurken şöyle düşündüm be amca az daha sabretsen Atatürke derdini anlatacaksın şurda ahrete gitmek için na kadar zamanın kaldı ki Defteri elbetteki Atatürk okumayacak konu Atatürk değil tıpkı bir çok Atatürkü dilinden düşürmeyen insanların konusunun Atatürk olmadığı gibi İçinde hakaret ve küfür sözcükleri olan bu yazıyı okuyacak birileri mutlaka olacak gerek dost gerek düşman ve bu yazıdan mutlu olacak olanlarda kesinlikle dostlar kısmı olmayacak. Bu arada Gece kuşuna da birkaç sözüm var. Hebe hübe lim lüm başlığı altında bana yazmış olduğunuz cümleleri bir de kendiniz için okuyun. Demek ki espiri anlayışımız farklı çünkü ben sizin güldüklerinizi hiç komik bulmuyorum ama bundan dolayı da sizi kınamıyorum. Bütün insanlardan aynı şeye gülmeleri ve aynı şeye ağlamaları beklenemez çünkü. Yukarıda yazdıklarımla bağlantılı olarak size söylemek istediğim şu :Bu ülkede tek siyasi görüş tek siyasi parti AKP değildir eleştirilmesi gereken gündeme getirilmesi gereken tek konu da AKP değildir AKP den önce ve sonra nasıl yöneltildiğimiz ve nasıl yönetileceğimiz az çok bellidir. Yani yanlışlar AKP den başlayıp AKP de bitmiyor. Size siyaset yapıyoruz yapmamız gerekirden kastım bu. Bir siyasetçi edaysıyla rakibinizi alt etme düşüncesiyle davranıyorsunuz Bu siyasetçilerin işi.Biz siyasetle ilgili fikirlerimizi orataya koyabiliriz tartışırız ama gayemiz yanlışları düzeltmek olmalı . yanlışları da YANLIŞI silip yerine doğrusunu yazarak düzeltebiliriz yanlışın üstünü karalayarak değil. Doğru olmanız yetmez dosdoğru olun Usluba önem veren biri olarak ! amcanın uslubunda hatalı olduğunu yazabilirdiniz mesela . Ballandıra ballandıra anlattığınız şey içinde mide bulandıran şeyleride bal kadar açık seçik yazmanız gerekir. Meil adresinize yazmıştım ama size ulaşmamış olabilir İnsana hissetmediği şeyleri söyletmek zorunda kalan nezaket kurallarını sevmiyorum onun için bu isteğinizi şimdilik es geçiyorum

Gönderi tarihi:

Geçenlerde bir köşe yazarı şöyle diyordu:Birinci sınıf çözümler birinci sınıf adamlarla üretilir. .

Yani birinci sınıf çözümler ATATÜRK GİBİ birinci sınıf devlet adamları tarafından üretilir.Halkın %24 nün oyları ile iktidara gelip çoğunluğa kendi fikirlerini empoze etmeye uğraşan,kendi egemenliklerinin devamı için hiç bir fırsatı kaçırmayıp içte ve dışardaki mihraklarla işbirliği yapmaktan utanmayan,kendilerini eleştirenlerle devlet uslubuna ve vakarına yakışmayan tarz da cevaplar veren -ki aynı uslubu yabancı devletlerle yaptığı görüşmelerde de kullanan ve fransa devlet başkanı tarafından uyarılan-yabancı devletlerden verilen hediyelere el koyan,ATATÜRK KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR DERKEN

 

KÖYLÜSÜNE "AL ULAN ANANIDA AL GİT" Diyen üçüncü sınıf adamlarla ancak bu kadar oluyor.Tuttukları takım yenildiğinde ortalığı savaş alanına çeviren ama bütün bunlar karşısında ve daha burada sayamadığım bir çok konuda sesini çıkarmayan bir halka az bile böyle adamlar.Ne diyelim allah sonumuzu hayır etsin

Gönderi tarihi:

O yazinin sansürsüz metni... buyurun, demokrasi demek kisisel hakaret etme serbestligi mi demek?

 

"ATAM

17 EKİM 2005-Selanik

19 Mayıs 1881 Pazar günü Selanik’de o zaman ki ismi ile Koca Kasım Paşa İslahane Caddesi üzerindeki (EVE) Tanrının bir hediyesi olan mübarek vücudun dünya ya bir Güneş gibi arzı endam ettiğinde yer yüzü Nurlara gark oldu, yeniden hayat buldu, insanlar ısınıp kendilerine geldiler. Bende bugün 5. defa buraya huzurunuza gelme mutluluğunu tattım.

 

Aynı Güneş 38 yıl sonra yine bir 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun’da doğup ışıklarını bütün Türkiye’ye yaydı... Atam o mübarek varlık Tanrı tarafından gönderilmiş olan sendin. 4 yıl gibi kısa bir zaman da 7 düvel düşmanları mağlup ederek muasır medeniyetler seviyesine çıkardığın Türkiye’yi ve Türk Milletinin dini duygularını yıllarca sömüre sömüre bir A-K-P si çöreklendi. İslamiyet’i bir kalkan gibi kullanan bu insanlar hakikatte kafir olduklarını Hz.Muhammed (S.A.) sakalı şerifini yerinden kaldırıp Atatürk Hava limanına getirip Dubaili Arap’ın gözüne girmek için sattıkları İstanbul’un en güzel yerlerinden vazgeçmesin diye Muhammed’i bile oyuncak yaptılar. Bunların din anlayışı bu hepsi kafir. Zamanınızda Osmanlıya ait olan dış borçları ödediniz, R.Tayyip hükümeti nesiller boyunca altından kalkamayacak şekilde borç altına girmekle kalmadı, birde mağlup ettiğiniz devlet ve hükümet başkanları ayağınıza gelip saygılarını bildirirken Başbakan R.Tayyip Erdoğan Avrupa ve Amerika’nın Uşaklığını yapıyor.

Türkiye’nin maliyesi İMF ve Dünya Bankası’nın elinde. Dış siyaseti Amerika’nın ve İç siyaset de Belçika’dan idare edilmeye kadar düştü. Tayip kendisi uşak olduğundan Türk Milletini de uşak yapmak istiyor, ama muvaffak olamayacak. Uşaklığını yaptığı Amerika’da ev de satın aldı. Her yaptığı gayri meşru iş gibi güya oğlu almış.

22 dönem 59. R. Tayyip Erdoğan hükümeti başta kendisi olmak üzere bakanlar A-K-P milletvekilleri hayatları boyunca Atatürk ilke ve devrimlerini ve Cumhuriyet idaresini ortadan kaldırıp Hilafet devleti kurma çabalarındalar ayrıca en çok korktukları Türk Ordusunu zayıflatıp iş göremez hale getirmek maksatları ile emellerine ulaşmaktır. Ruhlarında Uşaklık ve Kölelik taşıyan bu gürüh emellerine muvaffak olamayacakları gibi aslında hükümet üyeleri hırsız, sahtekar, kafir, görevi kötüye kullanan, uzak doğuda otel köşelerinde Avrupa’da kimsenin haberi olmadan memleketi satıp doymayan aç gözleri hırsla yalnızca küplerini doldurup memleketi satan Vatan Hainleri olduğundan maksatları kursaklarında kalıp tüyü bitmedik yetimlerin haklarını yiye yiye sürünüp bir gün def olup gidecekleri yakındır.

 

Şehadetine her zaman olduğu gibi Türk Milletinin zekidir, çalışkandır, buyurduğunuz insanlarından esirgeme Atam. M. Fethi Dördüncü"

 

 

 

Hürriyet'ten alintidir. 8.5.06

 

Muhalefet olurken yada elestirirken, saygi kavramini unutmamak gerekir. Herkes düsüncelerinde ve ifadelerinde özgür olmali, hakaret, asagilama olmamasi sartiyla..

 

saygilarimi sunarim... Bu arada yeniyim bu forumda, hepinize merhaba.

Gönderi tarihi:

valla o yaşlı amcamın ellerinden hürmetle öpüyorum... hakaret mi ben rastlamadım. rastlayan varmı? ayrıca benim duygularımında tercumanı olmuş, bende ondan farklı düşünmüyorum.

hakaretin alasını akp hükümeti bu milletin bizzat kendine yapıyor, ancak anlayan anlıyor anlayamayan da seçim zamanının gelmesini ve kapılarına kadar erzak dağıtılmasını bekliyor, bu erzakların karşılığında satılık oyları var...

 

ya o kadar sinirleniyorum ki kelimeler kifayetsiz kalıyor... ben bu akp yi, geçmiş diğer hükümetleri, bugün kü partilerin hiç birini, sevmiyorum ben bu ülkeye gerçek anlamda hizmet etmiş bir tek lider tanıyorum MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ruhun şad olsun Atam... :clover::clover::clover: bu çiçekler sana...

Gönderi tarihi:

valla o yaşlı amcamın ellerinden hürmetle öpüyorum... hakaret mi ben rastlamadım. rastlayan varmı? ayrıca benim duygularımında tercumanı olmuş, bende ondan farklı düşünmüyorum.

hakaretin alasını akp hükümeti bu milletin bizzat kendine yapıyor, ancak anlayan anlıyor anlayamayan da seçim zamanının gelmesini ve kapılarına kadar erzak dağıtılmasını bekliyor, bu erzakların karşılığında satılık oyları var...

 

ya o kadar sinirleniyorum ki kelimeler kifayetsiz kalıyor... ben bu akp yi, geçmiş diğer hükümetleri, bugün kü partilerin hiç birini, sevmiyorum ben bu ülkeye gerçek anlamda hizmet etmiş bir tek lider tanıyorum MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ruhun şad olsun Atam... :clover::clover::clover: bu çiçekler sana...

 

 

Kafir

vatan Haini

 

Sizin icin hakaret olmayabilir. Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarin da hakaret ve de suctur. Sizin düsüncelerinizi ifade etmis, saygiyla karsilarim. Anlayan anliyor , anlamayan anlamiyor sözlerinizi ise ben de kullanabilirim.

Allah'in emri basörtüsüne ölümüne 'muhalefet' edenlere, laikligi din düsmanligi sananlara özellikle..

 

Anlamayan anlamiyor..

Gönderi tarihi:

Belki birbirimize saygımızdan,belki de savunmuş olduğumuz değerlerin hayata geçirilmesindeki zorluklardan olsa gerek,yazmış olduğum konular sizlere fantastik gelmiş olabilir.Bunun esas sebebi,Türkiye'de yaşayan bireyler değil,küreselleşme adı altında ithalat yapmak zorunda kalanlardır.Hizmet sektöründe de yabancılara bağımlıyız.

Özetle,birçok alanda dışa bağımlı olmaktan öte,mal ve hizmet sektörlerinde de dışa bağımlıyız.

Sonuç olarak şunu söylemek isterim.Cumhuriyet tarihimiz boyunca Atatürk İlke ve İnkilaplarını kendine değişik oranlarda felsefe edinmiş yöneticilerimiz,1950 yılından başlayarak IMF ve Dünya Bankasından borç alarak yeniden yabancıların boyunduruğuna girmeye başlamışlardır.Borçla elde edilmeye çalışılan demokrasi,insan hakları ve özgürlük de bu kadar olur.

Ne derecede doğru bilemem ama,14 milyar dolar dış borcumuz kalmıştır.O halde 2005 sonu itibarıyla 85 milyar dolar olan borsada mevcut yatırıma dönüşmemiş sıcak para ne alemde?Bu sıcak parayla ekonominin ve enflasyonun dizginlendiği yazılıyor.Sıcak para bir miktar çekildiği için son üç ayda enflasyonun geçen seneye nazaran %3 artması,yıllık bazda düşünülürse enflasyonun yeniden artacağının bir göstergesi değil mi?

İşte bu sıcak parayı Türkiyede bireysel veya ortaklık kurarak yatırım haline dönüştürmeyen kişilere ben vatan haini demiyorum.Neden?Çünkü bu kişiler Türkiye'de yatırımın çok katı kısıtlamalarla karşı karşıya olduklarını biliyorlar ve bu nedenle yurtdışında yatırım olanaklarını kullanıyorlar.

Türkiyede yatırımı teşvik edebilecek çeşitli yasal düzenlemeler ve krediler de dış güçlerin tesiriyle engellenmiştir.

ABD,AB ve siyonist güçler,hangi siyasi rejim aracılığıyla olursa olsun,gelişmiş bir Türkiye istemiyor arkadaşlar.Şeriat yönetimini tek çıkar yol olarak gören arkadaşlarım da eninde sonunda hüsrana uğrayacaktır.

İslami köktendinciliğin Türkiyede yayıldığını ve benimsenmeye başladığını ABD biliyor.Bizim İranla entegrasyonumuzu önlemek için öncelikle İranı sonra Türkiyeyi ağırlıklı olarak hava harbiyle yıpratmaya çalışacaktır.Zira,ABD'ye göre ilerde İslam ülkeleri gelişecek olursa iki kutuplu dünya oluşur,bunu da ABD istemez.Eğri oturup doğru konuşmak lazımdır.

Hava harbi olmasa bile bizi "oltanın ucunda bir balık" gibi küçük kredilerle desteklemeye devam edecektir.

Şu anda batı dünyasına yapılacak bir saldırı onların ekmeğine yağ sürecektir.Onların daha fazla tepkisini çekmememiz ve sinmemiz gerekir.Canımızı düşünelim.Ellerindeki silahlar tahmin edemeyeceğiniz kadar teferruatlı(ayrıntılı)dır.

 

Allah,Türk ve İslam alemine sabırlar versin.

 

Saygılarımla,

Gönderi tarihi:

Arkadaşım ne kadar güzel söylüyorsun TC kanunlarına göre suçtur diye.

Bende Sardunyama katılıyor ve bu amcamın ellerinden öpüyorum.Ancak burada önemli olan Koskoca Türkiye Cumhuriyeti başbakanın kullandığı uslub ve hareket tarzı dır.TC KANUNULARINA GÖRE SUÇ İSE GEREKENİ YASAL ÇERÇEVE İÇİNDE YAPARSIN.Bu tarz mahalle kabadayısı tarzıyla verilen cevaplar ve hareket tarzı hangi ülkenin olursa olsun başbakanına yakışmaz.Üstelik halkın çoğunluğunun istemediği % 24 ile tepede otururken.

Bu tavır ve davranışların örnekleri çok fazla ."AL ULAN ANANI GİT" dediği köylünün sabaha kadar dövüldükten sonra ağız değiştirdiğini bileniniz var mı acaba .BU ELİNDEKİ İKTİDARI KÖTÜYE KULLANMAK DEĞİL DE NEDİR sorarım itiraz edenlere .Tabiki halk içinde iktidardakilerin yaptıklarını beğenmeyenler,eleştirenler çıkacaktır.Bunlara hoşgörü ile bakmasını veya yapılanlar karşısında yasal prosedürü kullanmasını bilmeyen adamların demokrasiden bahsetmeye hakları yoktur. yukarıda ki cevabımda da yazdım.Aynı uslub devletler arası ilişkilerde de kullanılıyor ve ne yazık ki koskoca devletin başbakanı uyarılıyor bu ne onur kırıcı bir durumdur.Bu onun anladığı dille "ağzını topla ulan "anlamına gelir.

Yazımı son zamanlarda moda olan bir cümle ile bitirmek istiyorum.Gerçi çoğu zaman yerli yersiz kullanılıyor ama ben genede yazayım."Susma sustukça sıra sana gelecek"

Gönderi tarihi:

Arkadaşım ne kadar güzel söylüyorsun TC kanunlarına göre suçtur diye.

Bende Sardunyama katılıyor ve bu amcamın ellerinden öpüyorum.Ancak burada önemli olan Koskoca Türkiye Cumhuriyeti başbakanın kullandığı uslub ve hareket tarzı dır.TC KANUNULARINA GÖRE SUÇ İSE GEREKENİ YASAL ÇERÇEVE İÇİNDE YAPARSIN.Bu tarz mahalle kabadayısı tarzıyla verilen cevaplar ve hareket tarzı hangi ülkenin olursa olsun başbakanına yakışmaz.Üstelik halkın çoğunluğunun istemediği % 24 ile tepede otururken.

Bu tavır ve davranışların örnekleri çok fazla ."AL ULAN ANANI GİT" dediği köylünün sabaha kadar dövüldükten sonra ağız değiştirdiğini bileniniz var mı acaba .BU ELİNDEKİ İKTİDARI KÖTÜYE KULLANMAK DEĞİL DE NEDİR sorarım itiraz edenlere .Tabiki halk içinde iktidardakilerin yaptıklarını beğenmeyenler,eleştirenler çıkacaktır.Bunlara hoşgörü ile bakmasını veya yapılanlar karşısında yasal prosedürü kullanmasını bilmeyen adamların demokrasiden bahsetmeye hakları yoktur. yukarıda ki cevabımda da yazdım.Aynı uslub devletler arası ilişkilerde de kullanılıyor ve ne yazık ki koskoca devletin başbakanı uyarılıyor bu ne onur kırıcı bir durumdur.Bu onun anladığı dille "ağzını topla ulan "anlamına gelir.

Yazımı son zamanlarda moda olan bir cümle ile bitirmek istiyorum.Gerçi çoğu zaman yerli yersiz kullanılıyor ama ben genede yazayım."Susma sustukça sıra sana gelecek"

 

 

Kismen katiliyorum yazdiklarina sayin gelincik. TC degil, Türkiye Cumhuriyeti. TC kisaltmalari, yasadisi örgütlerin ve de irtica atesiyle yanan insanlarin kullandigi bir tabirdir, kücümseme maksatli oldugundan(siz o anlamda yazdiniz demek istemedim, yanlis anlamayin) ben bu TC kelimesini sevmiyorum ve kullanmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti, tamamini yazmak zor degil.

 

O yasli adami asla Erdogan'a karsi bir yazi yazdi diye savunamam, cünkü igrenc bir yazi(AntiErdogancilar savunur ekmeklerine yag sürülmüstür). Atatürk'ü ilahlastirmis, neredeyse önünde secde edecek. Unutulan, Atatürk'ün Allah'in bir kulu olmasidir. Atatürk bir önderdir, saygiyla andigimiz, milletimiz icin yaptiklarina minnettar oldugumuz, Allah'in rahmetine kavusmus(mekani cennet olsun), Türk'lerin atasidir. Peygamber degildir. Selanikteki evi de 'kabe' degildir. Atatürk'ü neredeyse Allah olarak görenler var, ben buna siddetle karsiyim. Yakinda 'kemalizm' adinda yeni bir din cikarsa sasmam.

 

Iktidarin dindar olmasi Atatürkcüleri(Kemalistlari) ayaklandiran. AKP ne yaparsa yapsin, yine muhalif olacaklardir. Türkiye'yi kalkindirsa da, dis borctan kurtarsa da, bizim kemalistler yine ölümüne muhaliftirler. Buradaki sorun Erdogan, AKP degil, dindir! Bunu kabul edin kemalist arkadaslar, karsi oldugunuz dindir!

 

Bunun cevabini secimlerde alacaktir AKP. Peki sürekli degindiginiz %24 ten daha cok, daha yüksek oy alirsa (bundan eminim ben sahsen) napacak kemalist arkadaslar? Darbe mi getirecekler?

 

Bir Basbakan halkini temsil eder, görgü ve edep konusunda basarisizdir kendisi diye düsünebilirisniz. Ertugrul Özkök bu konuda sizden farkli düsünüyor, baskanin sözlerini halk dili, bizden biri diye samimi buluyor kendisi. Katiliyorum.

 

Cesaret ister, kalkip medya önünde tartismaya. Cesur bir baskanimiz var. Kullandigi kelimeleri de samimi buluyorum, yapmacik degil, oldugu gibi..

 

 

Saygilar

Gönderi tarihi:

Arkadaşım zaten belirtmişsin" siz bu anlamda yazdınız demiyorum" diye ama ben yine de yazayım TC Türk Tarih Dil Kurumunun çıkarttığı sözlüklerde de Türkiye Cumhuriyetinin kısaltması olarak gösterilir.Eğer küçümseme gibi bir tavrım olsaydı ülkeyi bırakın yaptıklarını konuşma tarzı ile bile küçük düşüren ve bu yüzden beş para etmeyen emperyalistlerden fırça yiyen bir adamı eleştiriyor olmazdım.Bu konuda bu kadar hassas davranan birinin bu ülkenin başbakanının uslubu konusunda gösterdiği tepki oldukça şaşırtıcı doğrusu.Üstelik Ertuğrul Özkök denilen adamın ne olduğunu bilenler bilir.Onun için o adamın ne dediğinin çok bir önemi yok ve MOLİER'in dediği gibi "her aptal kendini övecek başka bir aptal bulabilir"

Gönderi tarihi:

Arkadaşım zaten belirtmişsin" siz bu anlamda yazdınız demiyorum" diye ama ben yine de yazayım TC Türk Tarih Dil Kurumunun çıkarttığı sözlüklerde de Türkiye Cumhuriyetinin kısaltması olarak gösterilir.Eğer küçümseme gibi bir tavrım olsaydı ülkeyi bırakın yaptıklarını konuşma tarzı ile bile küçük düşüren ve bu yüzden beş para etmeyen emperyalistlerden fırça yiyen bir adamı eleştiriyor olmazdım.Bu konuda bu kadar hassas davranan birinin bu ülkenin başbakanının uslubu konusunda gösterdiği tepki oldukça şaşırtıcı doğrusu.Üstelik Ertuğrul Özkök denilen adamın ne olduğunu bilenler bilir.Onun için o adamın ne dediğinin çok bir önemi yok ve MOLİER'in dediği gibi "her aptal kendini övecek başka bir aptal bulabilir"

 

 

Sevgili gelincik

 

Ertugrul Özkök saygin bir gazetecidir. Olumluluklariyla, olumsuzluklariyla gercek anlamda muhalefet yapar. AKP iktidarini cogu seferde yerden yere vurmustur. Ama olumlu AKP girisimlerini de övmüstür. Muhalefet budur. Sadece olumsuzluklari görmek ise baska bir ideoloji altinda, körü körüne baglanilmis politika güdmektir.

 

Moliere 'in sözü pek alaka degil burada. Sizin 'aptal' diye tabir ettiginiz kisi siz öyle düsünüyorsunuz diye aptal degildir.

 

 

Mevlana'dan bir güzel söz

 

Hergün bir yerden göcmek ne iyi

Hergün bir yere konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan akmak ne hos

Ne kadar söz varsa düne ait

Simdi yeni sözler söylemek lazim...

Gönderi tarihi:

işte mesele de bu sevgili arkadaşım bu tarz konuşmalar halka yakışır ama Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yakışmaz.O zaman neden doğru değildir demiyorsunuz.

Molier in sözü bence uydu.Ama şöyle bir cevap geldi "siz aptal diyorsunuz diye aptal değildir ".O zaman siz saygıdeğer diyorsunuz diye de saygı değer değildir.

Molierin sözü -herkes kendi gibi olanı beğenir ve över -anlamında alınmalıdır.Sadece kelime anlamıyla bir atasözünün veya deyimin ne demek istediği anlatılamaz.

Üstelik belli bir ideolojiye bağlı değilim ,eğitimli bir insanım,çok okurum haksızlıklara hangi taraf olursa olsun karşı çıkarım.Şu anda bir olumsuzluk tartışılıyorsa bunun hakkındaki görüşlerimi de objektif olarak belirtirim.Bunun için de diğer konularda yazdığım yazıları okuyup değerlendirebilirsin.Eğer- bir ideolojiye bağlı olduğumuzu söylüyorsunuz ya- idda ettiğiniz ideoloji ile ilgili yanlış uygulamalar var ise ve bu konuda bir başlık açarsanız bu konuda da objektif olarak değerlendirme yapacağımı görürsünüz.

Gönderi tarihi:

valla o yaşlı amcamın ellerinden hürmetle öpüyorum... hakaret mi ben rastlamadım. rastlayan varmı? ayrıca benim duygularımında tercumanı olmuş, bende ondan farklı düşünmüyorum.

hakaretin alasını akp hükümeti bu milletin bizzat kendine yapıyor, ancak anlayan anlıyor anlayamayan da seçim zamanının gelmesini ve kapılarına kadar erzak dağıtılmasını bekliyor, bu erzakların karşılığında satılık oyları var...

 

ya o kadar sinirleniyorum ki kelimeler kifayetsiz kalıyor... ben bu akp yi, geçmiş diğer hükümetleri, bugün kü partilerin hiç birini, sevmiyorum ben bu ülkeye gerçek anlamda hizmet etmiş bir tek lider tanıyorum MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ruhun şad olsun Atam... :clover::clover::clover: bu çiçekler sana...

SARDUNYAM Senin başbakan olduğunu düşünüyorumda bence eleştirdiğin insandan farklı davranmazdın demek ki insan damarına basıldığında sinirlendirildiğinde her şeyi söyleyebiliyor hakaret edebiliyor kendi sevdiklerini yüceltirken başkalarının sevdiklerini aşağılayabiliyor ve ne olursa olsun yanlışta olsa kendi doğrularını savunabiliyor. Çünkü Allah insanı böyle yarattı. O da bir insan ve sırtında 60 milyon insan gibi bir yük var. Bu durumda sana söyleyebileceğim tek şey var Tencere dibin kara

Gönderi tarihi:

Arkadaşım ne kadar güzel söylüyorsun TC kanunlarına göre suçtur diye.

Bende Sardunyama katılıyor ve bu amcamın ellerinden öpüyorum.Ancak burada önemli olan Koskoca Türkiye Cumhuriyeti başbakanın kullandığı uslub ve hareket tarzı dır.TC KANUNULARINA GÖRE SUÇ İSE GEREKENİ YASAL ÇERÇEVE İÇİNDE YAPARSIN.Bu tarz mahalle kabadayısı tarzıyla verilen cevaplar ve hareket tarzı hangi ülkenin olursa olsun başbakanına yakışmaz.Üstelik halkın çoğunluğunun istemediği % 24 ile tepede otururken.

Bu tavır ve davranışların örnekleri çok fazla ."AL ULAN ANANI GİT" dediği köylünün sabaha kadar dövüldükten sonra ağız değiştirdiğini bileniniz var mı acaba .BU ELİNDEKİ İKTİDARI KÖTÜYE KULLANMAK DEĞİL DE NEDİR sorarım itiraz edenlere .Tabiki halk içinde iktidardakilerin yaptıklarını beğenmeyenler,eleştirenler çıkacaktır.Bunlara hoşgörü ile bakmasını veya yapılanlar karşısında yasal prosedürü kullanmasını bilmeyen adamların demokrasiden bahsetmeye hakları yoktur. yukarıda ki cevabımda da yazdım.Aynı uslub devletler arası ilişkilerde de kullanılıyor ve ne yazık ki koskoca devletin başbakanı uyarılıyor bu ne onur kırıcı bir durumdur.Bu onun anladığı dille "ağzını topla ulan "anlamına gelir.

Yazımı son zamanlarda moda olan bir cümle ile bitirmek istiyorum.Gerçi çoğu zaman yerli yersiz kullanılıyor ama ben genede yazayım."Susma sustukça sıra sana gelecek"

%24 istediği kişiyi başa getirirken %76 nın aklı nerdeydi konuşma hakkını kendi kendine elinden alanlar şimdi hiç susmuyorlar. Sizde istediğiniz kişiyi başa getirin sizi tutan mı var. Halkın çoğunluğu ne isteğini bilmiyor ki. Her kafadan bir ses çıkıyor. Efendim yasal prosedürü de kullandılar. Yine ayağa kalktınız herkesi mahkemeye veriyor diye. Sanırım %76 nın istediği yüzüne tükürüldüğünde eyvallah diyecek bir Başbakan O da bizde yok . %76 nın istediği o muhterem kişiyi! merakla bekliyoruz

Gönderi tarihi:

%24 istediği kişiyi başa getirirken %76 nın aklı nerdeydi konuşma hakkını kendi kendine elinden alanlar şimdi hiç susmuyorlar. Sizde istediğiniz kişiyi başa getirin sizi tutan mı var. Halkın çoğunluğu ne isteğini bilmiyor ki. Her kafadan bir ses çıkıyor. Efendim yasal prosedürü de kullandılar. Yine ayağa kalktınız herkesi mahkemeye veriyor diye. Sanırım %76 nın istediği yüzüne tükürüldüğünde eyvallah diyecek bir Başbakan O da bizde yok . %76 nın istediği o muhterem kişiyi! merakla bekliyoruz

 

Rüyamda ATATÜRK’ü gördüm

 

Dün gece eve geldiğimde çok yorgundum. Karpaz’ı gezmiş, Kaleburnu’nda mangal keyfi yapmış, dostum Ferit Öztürk’ün kızı Öykü ile dalından yeni dünya meyvesi tatma keyfi yaşamıştım.

Öylesine yorgundum ki, arabanın gazına basmaya takadim kalmadığından eve dönerken Oya hanıma bile geçilmiştim ilk kez. Eve gelince yorgunluktan kanapede uyuyakalmışım. Uykuya daldığımdan kısa süre sonra kendimi bir ağacın altında uzanmış buldum. Yeşil yaprakların arasından güneşi seyrediyorum. Havada çiçek kokusu, çevrede böcekler uçuşuyor. Birden yanıma doğru yaklaşan bir gölge ile irkildim.

 

Bir de ne göreyim : ATATÜRK

Atatürk’ü görür görmez, birden ayağa fırladım. “Hoşgeldiniz Ata’m. Buyrun, ne emredersiniz” dedim. “Otur bakalım şuraya” diyerek yanıma oturdu. Ben ayaktayım. “Otur genç, otur” diyerek çekerek yanına oturttu beni . Saygısızlık olmasın diye yavaşça yanına çöktüm. Gözlerinin çakmak çakmak olduğunu ilk kez fark ediyorum. Saçları düzgün biçimde taranmış. Temiz ve şık bir gömleği var. Sevecen ve inandırıcı bakıyor.

 

“__Biliyor musun” dedi, “Selanik’ten geliyorum”. “Orada beni vatandaşlarım hiç yalnız bırakmadı.”

“__Nasıl Ata’m ?” dedim. Atatürk devam etti :

“__Benim sık sık ziyaretime geliyorlar. Orada bir defterim var. Bu deftere duygularını yazarak benimle dertleşiyor Sevgili vatandaşlarım. Bu defter, benim defterim. O defter, yalnızca bana ait. Orada yazılanları yalnızca ben biliyorum. Bu defter, benim için büyük bir moral kaynağıdır” dedi.

.....Bir süre sesizce bekledi. “Geçenlerde çok canımı sıkan bir olay oldu” dedi ve yüzü asıldı. “Ne oldu Ata,’m?” diye atıldım.

“___Defterimin sayfalarını yırttılar. Defterime yazı yazarak bana duygularını aktaran çok vefakar ve sevdiğim bir vatandaşımın dilek ve şikayetlerinin olduğu sayfayı koparıp attılar.”

“___Nasıl olu Ata’m. Sizin defterinizi kim yırtabilir ? Kim buna cesaret edebilir?” diye sormaya kalmadan.

“___Benim vatandaşım ile aramdaki bağımdır defterlerim. Oralara her şeyi yazıp bana şikayetlerini iletebilirler. Benim vatandaşımın yazdıklarını yırtmaya kimsenin haddi olamaz. Bunu halkım affetmez. Kimse, benim kurduğum Cumhuriyetin başına gelip benim defterime el uzatamaz. Bunu affetmem” diyerek başını bulutlara kaldırdı Atatürk. Ayrılmadan önce yanaklarıma dokundu ve “beni unutmayın, beni yalnız bırakmayın” dedi.

 

Yavaşça ayağa kalkıp uçarak uzaklaştı yanımdan ve bulutlar arasında kayboldu. Arkasından dakikalarca baktım. Silueti gözümden kaybolmadı. Yaşadıklarıma inanamadım. Atatürk’ü, Atamızı görmüş ve onunla konuşmuştum. Atamızın defterine el uzatanlara karşı nefret doluydum.

 

Dün gece bir rüya gördüm. Bu rüyayı sizlerle paylaşmak istedim. Atamızın üzülmesini görmek, beni son derece rahatsız etmişti. Lütfen, Atamızın defterine el uzatmayalım. Onun anısına saygılı olalım. Atamız ile vatandaşın arasına girmeyelim.

____________________________

Yazar: BİROL ERTAN - 09 05 2006

Gönderi tarihi:

Rüyamda ATATÜRK’ü gördüm

 

Dün gece eve geldiğimde çok yorgundum. Karpaz’ı gezmiş, Kaleburnu’nda mangal keyfi yapmış, dostum Ferit Öztürk’ün kızı Öykü ile dalından yeni dünya meyvesi tatma keyfi yaşamıştım.

Öylesine yorgundum ki, arabanın gazına basmaya takadim kalmadığından eve dönerken Oya hanıma bile geçilmiştim ilk kez. Eve gelince yorgunluktan kanapede uyuyakalmışım. Uykuya daldığımdan kısa süre sonra kendimi bir ağacın altında uzanmış buldum. Yeşil yaprakların arasından güneşi seyrediyorum. Havada çiçek kokusu, çevrede böcekler uçuşuyor. Birden yanıma doğru yaklaşan bir gölge ile irkildim.

.

.

.

Dün gece bir rüya gördüm. Bu rüyayı sizlerle paylaşmak istedim. Atamızın üzülmesini görmek, beni son derece rahatsız etmişti. Lütfen, Atamızın defterine el uzatmayalım. Onun anısına saygılı olalım. Atamız ile vatandaşın arasına girmeyelim.

____________________________

Yazar: BİROL ERTAN - 09 05 2006

 

 

Deminde belirttigim gibi, pastellenmis bir kemalizm propagandasi daha :)

Tipik provakatörlük davranislari, hep ayni, hem ayni, hep ayni...............

Gönderi tarihi:

işte mesele de bu sevgili arkadaşım bu tarz konuşmalar halka yakışır ama Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yakışmaz.O zaman neden doğru değildir demiyorsunuz.

Molier in sözü bence uydu.Ama şöyle bir cevap geldi "siz aptal diyorsunuz diye aptal değildir ".O zaman siz saygıdeğer diyorsunuz diye de saygı değer değildir.

Molierin sözü -herkes kendi gibi olanı beğenir ve över -anlamında alınmalıdır.Sadece kelime anlamıyla bir atasözünün veya deyimin ne demek istediği anlatılamaz.

Üstelik belli bir ideolojiye bağlı değilim ,eğitimli bir insanım,çok okurum haksızlıklara hangi taraf olursa olsun karşı çıkarım.Şu anda bir olumsuzluk tartışılıyorsa bunun hakkındaki görüşlerimi de objektif olarak belirtirim.Bunun için de diğer konularda yazdığım yazıları okuyup değerlendirebilirsin.Eğer- bir ideolojiye bağlı olduğumuzu söylüyorsunuz ya- idda ettiğiniz ideoloji ile ilgili yanlış uygulamalar var ise ve bu konuda bir başlık açarsanız bu konuda da objektif olarak değerlendirme yapacağımı görürsünüz.

 

Türkiye Cumhuriyeti basbakani insan degil mi? O da sizin gibi, benim gibi bir insan. Sinirlenir de, kizar da, cok ama cok dogaldir bu. Sayin Gelincik, avrupa ülkelerinden basbakanlarin gaflarini, kullandiklari argo kelimeleri bir duysaniz. Eski Almanya basbakani Helmut Kohl bir basin aciklamasi yapiyordu. Protesto eden kücük bir gruba Kohl dönerek, alin su ahmaklari (Idioten) mikrofonu kafalarinda kirarim simdi' demisti. Mitterand'in da cok bu tür vakalari olmustur. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Basbakani deyip o kadar büyütmeyin, o da bir insan :)

 

Bir baslik acarsaniz demissiniz evet ben dün bir baslik actim. Cünkü hep türbani tartismaktan bikkinlik geldi. Fransanin sözde ermeni soykirimini tanimasi konusunda bir öneri getirmistim. Biz de Ceyayir soykirimini taniyalim ve bir anma heykeli dikelim demistim, fikirlerinizi beklemistim de malesef actigim baslik silinmis, bulamadim :)

 

Haksizliklara karsi oldugunuzu belirtmissiniz. Peki insanlarin inanclari geregi baslarini örtmelerine ragmen, bir ideolojiymis gibi, din düsmanligi yapanlarin kullandigi yaklasimlara da karsi geliyor musunuz? Bir genc kizin, sadece inancindan ötürü basini kapattigi icin egitimini engellemelrine ne diyorsunuz? Onlara domuz benzetmesi yapanlara ne diyorsunuz? Hatta dipnot buna igrenc bir deyim kullandi bu konu hakkinda mücadele veriyor musunuz? Yoksa sizde o yasakci zihniyetten misiniz?

 

Haksizliktan bahsettiniz de.. Merak ettim.

 

Saygilarimla..

 

Ben kapali degilim ama kapali insanlarimizin yanindayim, cünkü onlar haklilar. :)

Gönderi tarihi:

Ben senin yazdıklarında provakasyon görüyorum arkadaşım...

 

Kendi yaptığını çok iyi tanımlamışsın aslında....

 

Nedenmi?

 

Çünkü fikirleri ile baş edemediğini yazı yazan insanları etiketlemek için birden provakatör kimliğine büründün ....

 

Bence provakatörlük yapmasan iyi olur...

 

İnsan gibi tartış eğer yanlış görüyorsun yanlışları söyle...

 

Ama buraya gelipde provakatörlük yapma....

 

Böyle şeylere alıştık artık... Birileri doğruları söylediğinde senin gibiler hemen provakatörlük gözlüğü takıyorlar....

 

Sevgiler...

 

Insan gibi tartis demissin, hayvan gibi mi tartistim ?

 

Hangi fikire bas edemedim? Ben burada bir fikirle bas etme kaygisinda degilim ki?

 

Kendi fikirlerimi söylüyorum, ben kemalizme karsiyim!

 

Gördügüm yanlislari söylüyorum, burada hakaret eden kisileri görmemezlikten gelipte benim provakatör sözümde takilip kalmissiniz. Basörtülü insanlara yapilan yakistirmalar cok insanca degil mi sayin 'insanca' tartisan arkadasim?

 

Saygilar

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.