Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....


İNTERLOCK

Önerilen İletiler

İNFİZAC :

 

 

Attan düştü şeceri subbar!.

Nerde eşşek..nerde eşşek?.

Eşdeğerli frenkinciri hani?.

Sakladı suyumuzu beşeresinde..

 

 

TÜRKÜMÜZ :

 

Arizona'dan mı geldin

Sevgili yârim

Uyan..uyan

Opuntia duymadan

Yavaş yavaş bana gel

Bana gel..

 

 

 

DİPNOT HAMİŞİ :

 

Ben iyi adamım yahu!

Gene de uyandırayım bare ;

 

"Koruyunuz gece açan zarif çiçeklerinizi,

sabahın fecrinden çok reca ederim!."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

GÜNCEL'İN MÂNA VE EHEMMİYETİ..VE..FELÂN..FİLÂN..

İŞTE..TA O GÜNLERDEN..SÖYLEYİVERMİŞ ADAM!.

 

 

 

Diyarı küfrü gezdim, beldeler, kâşaneler gördüm

Dolaştım mülkü islâmı bütün viraneler gördüm

Bulundum ben dahi darüşşifayı Babıâlide

Flâtunu beğenmez anda çok divaneler gördüm

 

 

Cihan namındaki bir makteli âme yolum düştü

Hükûmet derler anda bir nice salhaneler gördüm

Ziya değmez humarı keyfine meyhanei dehrin

Bu işretgehte ben çok durmadım amma neler gördüm

 

 

ZİYA PAŞA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH'IN KIZLARI

 

 

 

Nedim Gürsel;

 

 

Teorisyendir.

Varsayıları; kendi kanalının özel vizyonlarıdır.

 

 

Kişisel kabulleri doğrultusunda seçtiği kanal,

görüntülü haber yayınları yapmakta ve..

Nedim Gürsel'de bu haber akışını izlemektedir.

 

 

Haberler, zaman ve mekân ve biçim özellikli

ifadeler olduğundan;

Yazar ise bu kodlanmış verileri yeterli oranda

tahlil edemediğinden, (HEPİMİZ GİBİ)

Ortaya çıkan ; zarifane ve edebi bir eser olmaktan

öteye gitmez.

Bu tür anlatımların mahzuru, fazla ve gereksiz

sözlerin kullanılması hususudur.

 

 

 

Ancak, şu anda elde ettiği bilgi ve buna bağlı

kabullerini temel alarak ortaya koyduğu anlatım

ve bu bilgiler doğrultusunda meydana çıkardığı,

tartışmaya açtığı konularda;

Sayın araştırmacının böyle devam ettiği takdirde,

kendisinin-kendisini aşacağı noktasından hareketle,

zaman içinde bu yazdıklarını aksik ve gereksiz

bulacağı da bir realitedir.

 

 

Sayın Nedim Gürselin eseri, Teori olduğu ve

gördüğünü aynen aktardığı olmakla, geçerli bir

yapıttır, ve zaten tartışmaya da açmıştır.

 

 

Okuyucu; kıraat ya da tilâvet, hangi yolu tercih

ederse öyle yorumlayacaktır ve bu da olması gerekendir.

 

 

Okunmasını tavsiye ederim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

uydular/

yıldızlar yansıttılar

bağımlıca yörüngelerine.

soyunaçekenlerin parazit ekosu,

bir tertip,

ışıldıyor dahlia-

çiftliğin mantosu-

alevin gömleği harmanî.

 

hesabını bilen

maskeli kızılkanat

dümenini çeviriverdi

karyolanın başucundaki tahtanın

tam aynasından yayılan

hem kendi üretimi

gerilim dalgalarına hem,

hem kapılıp gitti işte..

 

uydu yıldızlar/

yıldızlar uydu taze projecikte,

genel dolaşımın dizgesi üzerinde

boşbirim uysallığı ile

yansıttılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

BABYTUBE VAKIASI

YA DA

BEBERUHÎ ARCHAIC ARAZLARI..

 

 

O NUR'cuk geldi gaza

çekememiş garibim

of..of

hemide kendi-cini naza

 

Embryo garip cücük

zevallı ilkel bebe

Ah! Too-be Vah! Too-be

O NUR'dan girdi tube

 

Sen gecikmedin çucuum

O zaten bi geçicik

aha! aşikâr kanıt

pek de düştü çenecik

 

Son söz işte bu kadde

Sen Baba-sın

Nuri'ş emme

O garip bir nenecik

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

SAHTE EMRAH'TAN SENTİMENTAL VE DE

AAH..AH! TARZI BİR ADA ŞİİRİ :

 

 

fanlarım, gurbete çıktım

döndüm ki Nâzân'ım gitmiş!

forum bana loş göründü

salınıp gezenim gitmiş!

 

içtim ben keder şarabı

yine kavuştur Yâ Rabbî!

elinde mîzah kitabı

okuyup yazanım gitmiş!

 

özlem içtim bâde diye

arttı figânım ziyade

ördek uçmuş! kaldı ada

lâtife duygulum gitmiş!

 

tek kelâm etmem ele

düşmüş anım tatlı dile

sırma zülfün ince bele

tarayıp salanım gitmiş!

 

istemem nükte bağı

içirdi bana ağı

ak gerdana pembe şalı

bağlayıp gezenim gitmiş!

 

tavrıma küsenim gitmiş!

bir söze gücenip gitmiş!

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

DIALECTICAL IMPOST' üzerine

DRAWBACK :

 

 

Companions;

 

illâkî cedel huş'tur..

emmâ;

tecellüd gelmese idi ardından?.

 

eyvâh kî!

decl'e kaptırır da,

ma'sum'a;

cellad olursun bilmeden!

deccal olursun Maazallah!

 

...

 

 

(YUKARIDAKİ SÖZÜMÜZÜN

OLDUKÇA-ÖZTÜRKÇE DEĞİŞİK BİÇİM DEYİŞ'İ

AŞAĞIDADIR..)

 

...

 

 

EYTİŞİMDE ALDATI'NIN DOKUNCALLIĞI

ÜZERİNE SAPTAMA :

 

 

Eytişim, özellikle akıl ve zekâ yolu ile

yapılan bir tartışma olmakla birlikte

çelişkilidir-aynı anda düelloya dönüşebilir.

 

Nedeni;

Yan'lardan birinin, DiğerYan gördüğüne göre

ayrımlık savında olmaklığıdır.

Ve ardından eşzamanlı ve koşut etkin durumlar

ortaya çıkacak ve uyum bozulacaktır.

 

İster-istemez çevre ögeler de olumsuz

etkileneceğinden, sakıncalı görülmektedir..

 

Danke :clover:

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

ELF LEYLE VE LEYLE

 

Agnes, Dağların Perisi ve

gökkuşağının renkleri,

vardiyamda ve yanımdasın

hüzün zamanlarımda.

 

Agnes, Sürekli dalgalanansın

ve dalgalarda akıp-giden

ve Çoban Yıldızı;

hangisi?

hepsi mi?

 

Belki bir çıkarım yapmalıyım,

şöyle bir daha incelemeliyim

gereklidir belki.

 

Şehrazad, büyücüsün sen!

Işıkların ile parlatıyorsun yıldızları,

yıldız oluyorsun parıldayan bazen,

öyle bir bayram ki bu

çıldırıyorum heyecandan.

 

Her bir postun altında olabilirsin

veya bir halıya binmiş uçuyorsundur,

aynanın arkasına da geçmişsindir kimbilir?

 

Sonuçta ikilemler öyle anlamsızlaşıyor

sen varken!

 

Haydi anlat masallarını..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

BİR EXISTANSİYEL ARAŞTIRMAMIN SONUCU

OLARAK ORTAYA ÇIKAN "NİNNİ" VAKIA'SI

YORUMUDUR :

 

 

"NİNNİ" kelimesi kısır anlamına gelir.

Yani kıyasî bişeydir. İki ayrı hüküm

mevzuatından bir üçüncü hükümü çıkarmak

gibidir.

İşte konumuza bu ışığın altında durup

baktığımızda;

 

 

 

BÖLÜM : 1

 

"DANDİNİ DANDİNİ DASTANA"

 

Bu cümlesi bize ne anlatmaktadır?

Ve "DANDİNİ" niçün iki kez ve ard arda

kullanılmıştır?

 

DASTANA; Bu mevzuattan bişey annamayan

sayın hanımlarınızın "DESTAN" kelimesini

bozması ile ortaya çıkan abuk bir ifadedir.

Aslı şöyledir ;

 

"DANDİNİ DANDİNİ DESTANI"

 

 

1. DANDİNİ AÇIKLAMASI:

 

Bay Dandini, 7.yy. da Hindistam'da yaşamış

bir yasarımız olup, meşhur destanları vardır.

Örneğin meselâ: On Prensin Serüvenleri'dir.

 

2. DANDİNİ AÇIKLAMASI:

 

DAN'ların DİN'i gibi olmuş olabilicek bir

VİKİNG DESTANLARIDIR.

Uzun araştırmalarımla bulmuşumdur.

 

Böylece Dandini niçin iki kere ve ardarda

kullanılmıştır, çözülmüş olmaktadır.

 

Yani; "DANDİNİ ve DAN DİNİ DESTANLARI" dır.

 

 

BÖLÜM : 2

 

"DANALAR GİRMİŞ BOSTANA"

 

a) Danalar niçün bostana girmiştir?

B) Niçün tek bir dana değil de, sürü olarak

girmişlerdir?

c) Öküzler ve inekler neden evlâtçıklarını

başıboş bırakmış ta, göz kulak olmadılar?

 

İşte bu ve gibi sorular kafamı çok kurcalayınca

araştırdım ve sonuçta şu sonuca vardım:

 

Buradaki "DANA" büyükbaş heyvanlarımızın çocuku

olan "DANA" değil ve fekat belki "DANABURNU"

böcüğü olabilicektir.

Yazarımız kısaca bunu böyle söylemiş gibidir.

İroni yapmıştır.

 

Ve dahi Danaburnu bostana girer ve lâhana ve

daha başka sepselerimizin sapını, kökünü keser-

koparır. Ama yemez!.

Çünkü bu haşeremiz solucam yer diğer böcüksü yer.

Asla nebatlarımızı yemes!.

 

Demek oluyor ki, "NİNNİ" yazarımıs bizi kek

görmüş böyle aldatmış olubilecektir.

Ya da iyimserim, mantık hatası olubilicektir..

 

 

3. Sonuç; Burada geçen "DANA" heyvanı olabilmeyip

DAN'lar olabilicek ise de, aylarca araştırdım ve

çok irdeledim ama, DAN VİKİNG'lerinin BOStON'a

gidip şehre girdiği kaydını bulamadım..

Ama yazarımıız bunu bilmekteydi..

Herhalde idi..Öyledir..İnanırız..

 

Böylece son verirken, ileride ninni'mizin diğer

dizelerini de çözümleteceğim müjdesini verir,

sevgilerimi sunarım..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

 

EN GÜNCEL KONUMUZ OLAN OLİMPİYAT NEDİR?

NE DEĞİLDİR? TARİHSEL ANILAR VE MEÇHUL

UMUMİ ESASLARI İLE GÜNÜMÜZ KIR PİKNİKLERİ

OLİMPİK EQUIPMENT İLİŞKİLERİ :

 

 

Olimpiade kelimesi neyi anlatır bizlere?

Şunu anlatır;

Bilindiği üzere Babil Devri'ne gelinciye kadar herbi

kimsemiz aynı lisanı kullanır idi. Ve bu kelimemiz de

Babil öncesine dayanır.

 

O vakıtlar askeriyye'ye verilen önem daha çok piyade

sınıfına aitti. Ve bu nedenle sık sık talim-terbiye

eğitimleri yapılır idi. Bu suretle daha alim, bilgili

ve agâh yayalar yetişmesi sağlanırdı. Bahsini ettiğim

talimler, geniş kırlık sahalarda tatbik edilir ve bu

sırada sahanın etrafı yüzlerce meraklı seyirci tarafından

doldurulur ve bu kişilerimiz piyade adamlarının en güzel

işler yapanını dakikalarca algışlar idiydiler.

Anlaşıldığı üzere kelimemiz anlaşılmıştır.

Olimpiade; "Talim Piyade ya da Alim Piyade"

fenomenal işlevinin kod adı olmaktadır.

Açıkça ortaya çıkmıştır.

 

 

Bakınız, Odisse'nin bir kahramanı şöyle demiştir;

"Bir adam için en büyük şeref ellerini ve ayaklarını

talim etmektir."

 

İlyada'da tasvir olunan cemiyyet; güleş, ayak koşusu,

cirit v.s. oynuyordu ve bu maksatla beden talimleri

yapılırdı ve buna dini bir mahiyet dahi verilmiş idi.

Sonunda Atlet-izm oldu!

 

Atlet-izm Ayinlerinin en mühimmi Olimpiade Oyunları'dır

ve mabetlerine de "GYMNASE" denir.(h.a. s:517 tarihi

ve gizli arşiv belgelerimiz.)

 

Gymnase kelimesi "ÇIPLAK" anlamına gelen Gumnas'tan

türemiştir; bununla beraber atletlerimiz "DON" giyerler.

Hatta yanlarına yedekte alır, sırt çantalarına koyarlar.

Ne olmaz ne olmaz kabilinden. Emniyyettir, eyidir..

 

Mazide, o vaktın meşhur atleti Pausanias koşarken lâstiği

kopan donu düşmüş, hem mahcub olmuş hem yarışı kaybetmiş,

karizmayı da çızıktırmış idi. Yüzümüz kızarmıştır.

Çaktırmadan mütebessimiz..

 

Bu arada, "ATLET" kelimesi de Yunanca ATHLOS kelimesinden

gelir ki, "HASLET" demektir. Bu kavramın ifade ettiği

anlam, mezkûr genç yavrumuzun yaradılıştan yetenekli, yani

Hormonsuz olaraktan yetiştirilmiş olduğu, meçhûl kimyevi

maddeler ilen dopinglenmemiş, Gymnase'ye çıktığı vakıtlarda

eliyle-gözüyle acüp-macüp garip işveler yapmadığı,

cıvık-mıvık megalo moronluklara tevessül etmediği ile

kimsecikleri aşağılamayan demek oluptur..

Yorumumdur. Tartışılır..

 

Atina Jimnozları, Aristo düşünürümüzün Lykeon'u, Eflâtun'un

Akademia'sı kadar şöhretli okullar idiydiler. Meşhurlardı.

 

Jimnoz Okullarında türlü işler dönerdi. Koşu, sıçrama,

çelik-çomak, güleşme, aşık atma, çember çevirme, hokkabazlık,

cambazlık, raks ve çalgı yarışmaları, kadınlar arası çuval

yarışı, yoğurt yeme yarışı yapılırdı.

Yumruk güleşi Pugilat ve bilek güleşi de tedris olunmakta

idi. Çok tetkik ettim. Doğrudur. İnanırım.

 

Teşkilatlı ilk olimpik işler Jesus'un doğumundan 776 yıl

evvel statiko oluşturmuş olup, İÖ.776 olarak ifade bulur.

İhtimalî olaraktan 12 Asır ve en möhim-vahim vakıalar ile bile

kesilmeden devam etmiştir.

 

Mesela misâl, Termopil muharebesi ile bir çok yaya zevat

iştigâl buyururkene, olimpik işler fiiliyata devam etmiş,

tribunler hep dolmuştur.

 

O zamanlardan antik bir olimpik program elimde mavcuttur:

 

1-Evvelâ stad boyunca (180 metro) ayakla koşulacak.

2-Gidip-gelme koşusu. (muallâk mesafe)

3-Esas koşu. (4600 metro)

 

Kablelmilât 708'de ilâve olunan bir kaç yarışma daha

vardır:

 

4-Pentathlon

5-Yumruk güleşi

6-Dört atlı araba yarışı

7-Gladyo ve Aslanlar ile olay inzimam etmiş, neşv-ü nemâ

bulmuştur.

 

 

Bütün bunlardan bizde geri kalmadık fanlarım.

İstanbul, SultanAhmet Okmeydanı'nda nice yarışmalar

yapmıştık. Amma o zamanlar buralara Bizans deniyordu.

 

 

Bu günlere gelindiğinde bizler halâ olimpik erkinliklerimize

ısrarla devam etmekteyiz. Serbest oyunlarımız el an mevcuddur.

Yapılmaktadır. Şöyle ki;

 

-Top, ip, file, sepet vesaitli oyunlar.

-Musıkî ilen yapılan Rond.

-Çocuk rakısları.

-Adalara tenezzühler,

-Yıl sonu fabrika gezilerimiz.

-Kır yemeklerimiz,

-kebab-zeytinyağlı dolma,

-salımcak, ip atlamak, yakar top,

-Körebe, dokuztaş, istop,

-Evcilik ve bağlı olarak doktorculuk.

-Bu arada fikir terbiyesi muhabbetleri,

-Akıl oyunları, beyin fırtınaları,

-Aynanın önü-arkası.

-Kolaydan, güç olana;

-Malûmdan, mechûle,

-Basitten, mürekkebe gitmek suretiyle bizler her daim

tenevvü hasıl eder, dikkat etmişizdir.

 

*Son olarak:

-Mimik ve ritm eğitiminizi ihmâl etmeyiniz.

-Selülite faideli olduğunu unutmayınız.

-Gül yaprağını hasseten teneffüs ediniz.

-Tohumlu hüceyreler istimâl ediniz.

-Çayır Otu örneğimizdir.

-Neciliye fasilesinden olup, semirtir.

 

*Mühim ve en son not:

-Kırsal Stadyomlarda piknik faaliyetlerinizde, mazlum

ve mahcub Kene haşeremizin cabbar zalımlarca çaktırmadan

tenine sürülüvermiş olan, göze görünmez biyolojik

viruslu tehlikeleri ve eşzamanlı olaraktan Kırımı-kongoyu

unutmayınız.

 

Eyi günler dilerim..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnterlock nedir?

**Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş şartlarda çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı.

 

böyle düşününce nasıl da güzel görünüyorsun gözüme çekirge...

 

ya da böyle :

**f. birbirine bağlamak, birbirine kenetlemek; birbirine bağlanmak, birbirine kenetlenmek.

 

ama en çok:

 

tokattan mı geliyon da kız sen namuslu musun? derken geliyosun aklıma..

 

ben değilim galba...

 

hastayım ama azıcık merak etme...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ey Seyirci!

Benim nazlı güzelim geldi.

İnzivan'dan geldi.

O Ay-Sima'nın bakışı

Zühre'dendir ki,

Aman!

Gözlerini kapa..

 

Kumru!

Eğer başım gözüm üzerine

oturursan nazını çekerim.

Çünkü nazlısın..

 

Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini

Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...

 

Bir katre olma, kendini deniz haline getir

Madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin

 

Beri gel, beri !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

SAXO'NUN; "DAN" OLAYSALLIĞI ÜZERİNE KURGU

ANLATTIKLARINDAN AMELETH MASALI'NIN "HAMLET"

DENİŞİK BİÇİMİ VE "ŞEHNAME" TIRTIKLAMASI;

 

 

Hamlet, babası mefat edince derin bir teessür

içindeydi, üzülmüştü ve kulaana bazı sözler

gelmişti çünkü..

 

Havva Anamızı kandıran muhteris Snake, Babiş'ini

şalgam sanmış ve ısırıvermiştir!

Yoksa bu Snake, kuzu postu altında vaşşi bir

kurtmu idiydi? Meçhuldür..

 

(Ara Notumuz: Ahh..Cleo aklıma düşüverdi..

Hoş bir tazemizdir..Esmer ve kara-kuru bişeydi..

Seksi idi..Snake sanake zalım snake..)

 

Neyse ve çünkü anası, babasının kardeşi ilen

izdivaç yapmıştır ki sorunsal burada başlar.

 

 

Mugannes bir gece idi..

Muhteris bulutlar kameri buğuluyordu..

Hamlet'imiz ani bir hamle ile birden kendisini

Babacının; A! Mezarı başındadır ve 2 nci A!

Babası demiştir ki; "Çocum, ürkmeyesin..

Ben ruh'um, bi poha yaramam. Bedencimin canına

kast eden, şimdi senin baban olan kardeşimiz senin

amucandır..Tiz intikamım alasız..Aferin..Hadi bakem.."

demiştir..

 

Cürmü tevsik zordu..Takip şarttı..Usta bir aktör

olunucaktır..Yaptı!.

Nüktedan idi, çenekârdı..sebebi vardı..

Amuca-babası, Anne-yengesi istibdad ile Hamlet'i

maruz bırakıyor idiydiler..

 

Ancak hummalı idi ama isteksizdir ve bu paradoks

halâ çözülmemiş olup, hep meçhul kalıcaktır..

Niçün kararsızdır?

Aceba oidipus karmaşası içinde çırpınmaktamıydı?

Çelişkideyim..

 

Nihayet bir senario'yu sahneye koymuştur ve imâlı

taşlamalar ile dolaylı dokundurmalar yapmıştır..

Oyunu oynarken göz ucu ile sanıkları gözlerdi ve

şu önemli vurgusal Telmih'i yaptı Hamlet;

 

"TO BE OR NOT TO BE!."

 

işte sorun buradaydı..Etkilenmiştik..

 

Kral dedi ki; "Ölsün Hamlet-Yapmasın Telmih!."

demiştir..

 

 

Şu anda Hamlet, nedenini pek muğlak bulduğum için

orada bıraktığım bir davranış sergileyerek, Lord

Polonios'u katledince, kızı Ophelia kafayı sıyırdı

ve kendi kendini intiar etti..

Lord'un mahdumu Leartes, Hamletle düello yapınca

kılıçlaydı ve fakat zehir işe karıştı, düello

fecaatı işlendi..

 

Hamlet'imiz mefat etti..

Lecartes'de zeyirlendi, hade bakem oldu çünkü

bilememişti..

Anası yılanımız da zeyirli şarap içip motive oldu..

İşte Hamlet'te öbürsü yana geçerkene son anda kralı

kandırmış ve yanına almıştır..

 

 

Şimdi, bu faciya bize ne annatmıştır?

 

Engiliş Faciyanüvis şahsiyeti allâme Şekispir'in

en böyük eseridir..

 

Bize ööle dediler..

Koca koca amucalar, teyzeler, örtmenlerimis hiç

yalan mı sölemişlerdir?

İmkânsızdır!

Eser annamasak da böyyük bir eser olup, huşû

duymamak imkânsızdır..

 

Bye..

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

DOKUNCALI KALITIMSAL VARİS'LER VE..

DOKUNAKLI PLASMATİK VARİS'LER ÜZERİNE

"SCOPHTALMUS MAXIMUS" SİFTLENMESİ;

 

 

Servet-i Fünun-u Kevniye pasajında gezerken,

durumu gerçekçi biçimde ancak Edeb-i Cedid

patikasından temaşa edebiliriz..

 

Bu konuda en açıklayıcı-edebî bilgiyi yüksek

şahsiyet ve âli bilgine feylesofiye'miz

sayın Mikro Gazale'nin şu ahenkdar melodik

dizelerinde algılayabiliyoruz;

 

"Elinde maşa gider ataşa

Kızlara paşa le Menşure hanım."

 

Bile; oğlak burcunun VERİD üzerindeki yüksek

baskısı plasmatik ekranımızda derûnî parazitler

oluşturacaktır.

Ahlâk dahi Mahlak (Kıl-tüy vs.), halak olacak

ya da berbere gitmek lüzumlu bulunacaktır.

 

Müstesna olarak Ebdan'ın servomekaniği DUMUR'a

ve eyle DAMAR'a, ŞİRYAN'A, IRK'A, FITR'A,

MATBAA'YA, EDİTÖR'E uğradıkta..

 

Periyodik Tablo'nun IIIb kimyası Dıqu'nun

yönetimi eline geçer..cektir..öyledir..

 

Perdüvites olunmuştur!

 

Artıkın Stallone bile giden serveti geri

getiremezdir!

 

Durum "KAPUT" tur!

 

Biyerler "ŞİŞ" tir!

 

Tombul oluşluk nedeni, silis ve alümin tortul

birikiminden kaynaklandığı halde bilinmeyecek,

"Çok yedim, kak yedim, karımşık yedim.."

felân bahaneleri ile;..

"Bu öyleysem GAZ dır!"

ihtimallerine baş vurulabilinecektir..

 

Asma asma bahçeler vardır..

Serindir..

Suları durmaz akardır..Ve..

Bakara'lar, Bakardır..

 

Artık "SUR" üfürülmüş olup bazı yerlerde

"BASUR" olaraktan belirebilecektir..

 

Suriye'nin bu bahs ilen bi elakası yoktur..

 

 

SONUÇ NETİCESİ OLARAK:

 

Hiç bir zaman ve yerde ve koşul şartlarında

denetimi SERVET'e ya da RICHES'e bırakmayalım..

Yedekte bir müdafi' bulunduralım..

Lig ve sezon uzundur..Uyumayalım..

 

"MAZİNDE BİR TARİH YATAR,

YAŞA FENERBAHÇE!."

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

VUDU-LOA'cılar gecenin bi nısfında;

 

"GÜM-BE-DE GÜM-GÜM" ritmi ile kös Davullarının

zarlarını bir estetik tokmaklama ile tedirgin

ederler.

 

Niçün böylesi bir ritüele gereksinim vardır?

 

Loa'mız, gecelerimizin bazı bölümleri olan uyku

vaziyetlerinde düşümüze giren ve ma'sum zihnimizi

stilize raks hareketleriylen Temazüc oluşturup

teşevvüşler ile dağıtan bir güzel ve güzel olduğu

kadar vamp bir hatunumuzdur.

 

Loa'mız, "Hemen ve hep bana tapınınız!." der..

ve..Bazenleri tapmışızdır.. da..bilmemişizdir..

uyutmuştur..acınıyoruz..bize yazıktır..

 

Netice olarak; onbir ay üzerinde meş'um bir

sulta kuran Rama-dan kuşağında, MARA ve

zalım kızları (Genel Kültür olarak; Furia'lar)

umulmadık gece seanslarında/Suarede ve LOA

kisvesinde düşlerimize girecek ve bizleri

aldatmak içün herbişileri kucurlıyacaktır..

Maazallah..Neuzü-billâh..

 

İşte LOA'yı kovucu olan canımız herbişimiz

VODO'cularımızı sevelim..koruyalım..onlara

yenikuruş'larımızdan verebilelim..

 

Her ne kadar sülâle boyu ve sıra ile ve

yüzlerinde id-i-otic bir ifade ile;

"Valla O, ben değilim..Bak benim vesikam var..

ha, belki sıfatlarımız benziyo.." felan kelâmları

ile bezdirip, tırtıklıyor idiyseler de..

 

Sonuç olarak: "VODOLOA" sözcüğünden türemiş

"DAVUL" sözcüğünü literatürümüze katarak bizi

uyaran müstesna kişilikler, kadîm dostlarımız,

"Houngan ve Mambo" larımızı şükran ve ürpererek

anıyor, hepimizin Mübarek Ramadan'ının LOA'sız

geçmesini diliyorum..

 

HATIRLATMA DİPNOTU :

 

LOA ve VODO fenomeni ile ritüeline bir bir mutena

örnek, sinemamızın asil tarihinde mevcuttur.

 

Konunun olumsuz olabilicek hassasiyeti dolayısı

ile ve sadece bir kaç mısra aktaracak, sonrasında

ortaya çıkabilicek sahne, mizansen, oyuncular,

davulcu ve ritmik dans hareketleri kreasyonunu

sizlerin tahayyül ve tasavvurlarına bırakacağım..

 

İşte karşınızdaa LOA ve VODO DAVULCUMUZLAR!..

 

 

tamba tumba esmer bomba

tamba tumba tamba tumba..

 

başımda bir tatlı belâ

tamba tumba esmer bomba..

 

yine mi geldin?

fikrimi çeldin..

 

gel yanıma yaplu MARA!

kollarını sar boynuma

alkopela belkopela

başımda bir tatlı belâ..

 

tamba tumba tamba tumba

tamba tumba esmer bomba..

 

yine mi geldin?

fikrimi çeldin..

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taylan Abem..

 

Flavius'um..

Roma'nın Facto İmparatoru..

Vaşşi erkek..

Mor renkli pigmentler sana ne yazar?

 

Abe be!

O dediğin senin

Talamus olabiler mi abe?

 

kestane kebab

acilen cevap..

 

 

 

TALAMUS. Orta beyindeki büyük bir nukleus (çekirdek) grubudur. Omurilik ve beyin sapından gelen, çıkıcı duygusal lifler, burada kesintiye uğradıktan sonra, beyin korteksine gider. Talamus’un fonksiyonu tam anlaşılmamış olmakla beraber, stereoktaksik cerrahî yöntemler bu bölgeye uygulanarak çeşitli hastalıkları etkilemeye gayret edilmektedir.

Ben ancak bunu buldum abem. Bu canına yandımın Talamus'u yenir mi içilir mi, gezilir görülür mü bilemedim. Madem cevap istedin; He deyip yazıyorum vesselam.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

taylan bey,

1.evet hiç hoşuma gitmedi.

2.bendeki repertuarın bir de TRT arşivinde olduğunu adınız gibi bidiğiniz kanaatindeyim...

3.meendis olmanız hasebiyle lise yıllarınızı edebiyattan ve dolayısiyle, kinaye,teşbih-i beliğ,hüsn-ü talil gibi söz sanatlarımızdan bihaber geçirdiğiniz göz önünde bulundurulunca kabul edilebilir bi çıkış olmuş bu...

 

interlock,(bak herhangibir sevda sıfatı yok farkettiysen...)

1.ayıp ama

2.ayıp yani...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.