Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir." (Tevbe 23)

 

'Anne ve babaya saygı ve sevgi' güzel ahlaklı olmanın temel taşlarından biriyse eğer, İslam'ın ahlakı sakat bir ahlaktır. Sakat bir ahlakı dikte eden bir öğretiyi, kendine hayat felsefesi olarak kabul etmiş birinden de ahlak dersi vermesi beklenemez. İki reşit insanın aynı yatağa girmesini ahlaksızlığın en büyüğü addedip de, sırf Allah'a inanmadığı için ana/babaya düşman olmayı erdem sayan bir öğretinin, yüz milyonlarca insan tarafından kutsal kabul edilmesi insanlık için ne büyük bir talihsizlik...

 

Bana kutsal kitapları okumamı telkin etmeyin lütfen; Eski Ahit de dahil olmak üzere defalarca okudum, hala da okuyorum. Binlerce yıl önce yaşamış toplumların ilkel anlayışlarına kutsallık atfedilerek, insanlığın fikirsel gelişiminin önüne nasıl set çekildiğini üzülerek izliyorum. Günümüz toplumsal normlarının binlerce yıl önceki anlayışa göre şekillendirilmesi gerektiğini iddia edenleri üzülerek izliyorum. Bana "ukala" , "kendini beğenmiş" yakıştırması yapanların, kutsal kitapların muhteviyatından bihaber oldukları halde "tekrar okuyun" telkinlerini üzülerek izliyorum....

 

Konumuza dönersek;

 

Suçu önlemek adına suç işlemek, adalet anlayışı ile örtüşmez.

 

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi

Madde 5 : Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.

 

Bu maddenin umurunuzda olduğunu sanmıyorum; zira İslam'ın buna benzer 4-5 maddeyi daha ihlal ettiğini biliyoruz. Peki siz tüm bunları göz ardı ederken neye dayanarak ABD'nin Irak'ta yaptıklarını ya da İsrail'in Filistinlilere yaptıklarını "zulüm" olarak nitelendireceksiniz? İşkenceyi bir "suç önleme mekanizması" olarak kabul ediyorsanız, ABD'nin Irak'ta ve Guantanamo'da yaptıklarını da onaylıyorsunuz demektir.

 

Bakın sözlerinizin ucu nerelere varıyor... "Ama ben bunu kastetmemiştim" diyeceksiniz.. Bence bir daha düşünün...

 

ilk yazdığınız ayette ki dost edinmeyin kelimesinin, aslında veli edinme, yani davranışlarda onları referans alma olduğunu daha önce arkadaşlar aktardılar yeterince.. dönüp dolaşıp tekrar tekrar aynı konuları işlemek biraz sıkıntılı da olsa, İbrahim in babasını kırmadan ondan ayrılması ile ilgili ayetleri,anne babaya nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili ayetleri,hem Kurandan hem İncilden hem Tevrattan döktürmeyin bana,çünkü çok uzun bir liste.. Hatta ve hatta yaşamımızın uzunluğu için bile anne babamıza iyi davranmamız gerekiyor,siz hala nerden devam ediyorsunuz.

 

Bunun dışında,eğer İsrail ,Allahın hükümlerine göre davranıyorsa ya da davranmıyorsa noktasında,Tevrattaki kutsanma ve lanet metinlerini çok çok iyi okumak lazım.. Bu adamların her işi bereketliyse, borç almıyor borç veriyorlarsa,şu bu sebepten,onların Allahın hizmetinde olduğu düşünülebilir. Yağmur bile zamanında yağar onların topraklarına. Bana töre dışına çıkamayan insanların sözde adları İslam diye, ben onların İslam olduğunu düşünemem.. İslama aykırı ne kadar saçmalık varsa,nedense bunlarda görünüyor.. Ben Musa nın,karşı taraftan diye,anlamadan dinlemeden adam öldürüşünü unutmadım.. Bazen fesat çıkaran içimizden biridir belki de.. Kısacası belki de bir İsrail haklıdır.. belki de ordaki müslüman.. neyin ne olduğu,neyin ne aşamalarda yaşandığıyla ölçülür. Kim kime neden saldırıyor..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yaşanan olayı mı soruyon yoksa su meshur binbag mı ne onu mu :lol::D

 

Yok yav, hani şu yaşandığını iddia ettiğin olay var ya?

İşte onun olduğuna gerçekten inanıyor musun diye soruyorum...

Malum, sizin taraf biraz hikayecidir, buna benzer birde Berber kıssası vardı uydurma...

Nedense bu hikayedeki gibi Zeki! adamlar, hep bir bilim adamını o ulaşılmaz zekası! sayesinde mat eder...

Ve o Bilim Adamı ya da artık kimse, kaykılıp kalır, cevap veremez...

Ve nedense cevabını burada biz veririz ve bu hikayeye inanan kimse sonunda kaykılıp kalır...

Ne de olsa İlahi Adalet!...

Bunu "İlahi Adalet" şeklinde söylemiyorum...

"İlahi adalet!" manasında söylüyorum... :)

"İlahi bilmem ne!" derler ya hani... :lol::lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ilk yazdığınız ayette ki dost edinmeyin kelimesinin, aslında veli edinme, yani davranışlarda onları referans alma olduğunu daha önce arkadaşlar aktardılar yeterince..

 

Hala anlayamıyorsunuz değil mi?

 

"Ey müminler! Babalarınızı, kardeşlerinizi, imana karşı küfrü benimseyip sevdikleri takdirde kendinize dost edinmeyiniz. Yani başkaları ve yabancılar şöyle dursun, velileriniz olan öz babalarınızı, öz kardeşlerinizi bile kâfirliği müminliğe tercih edip de sevgi duydukları takdirde, hele hele küfürden vazgeçme ümidi kalmadığı takdirde onları kendinize dost edinmeyin, sırdaş tutmayın, onları veli tanımayın, sizin üzerinizdeki velayet haklarını kabul etmeyin, ve onu kullanmalarına izin vermeyin, onların emirlerine uyup da küfre hizmet etmeyin, küfre yardımcı olmayın. Hasılı yakınlık duygusunun etkisine kendinizi kaptırıp da onları kendinize dost ve yardımcı saymayın, yakın akrabalığı, ve yakınların gözetilmesi hakkındaki ilâhî emirleri, yukarıdan beri durumları gözler önüne serilen müşriklerden berâete engel zannetmeyin. ve sizden her kim onlara dost olur dostluğu kabul eyleyip onların velayeti altına girerse, onların isteklerine uyup onlara yardım ederse, onlara bel bağlar, onlardan uzak durmazsa, işte onlar da (yani onların dostluğuna bel bağlayan ve velayetlerine sığınanlar da) o zalimlerden başkası değillerdir. Zira velayet hakkını ehlinin ve mevkiinin gayrine koymak da haksızlığı irtikâp etmektir. Allah böyle yapanlara da hidayet nasib etmez."

 

Yukarıdaki alıntı Elmalı'nın ilgili ayet tefsiridir. Altını çizdiğim ifadeleri dikkatle okuyun, yeterince açıktır sanırım...

 

Ne acıdır ki, kendinden olmayanlara karşı dostça duygular beslenmesini men etmiş bir din için hala "barış ve kardeşlik dinidir" denebiliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn Yam Yam ,

 

Orada küçük bir nüans var.

 

Bunlar sadece kendileri gibi inananlara kardeş der.

 

Bir ara islamiforumda yazdım...17 günde , hayatımda yemediğim kadar küfürün bin mislini yedim.

 

Kendileri arasında kedi köpek gibi olsalar bile , dinlerden özgür birini gördüler mi , bunlar eski düşmanlıklarını unutur.

 

Ne zaman ki , başbaşa kaldılar , gene hurafe tartışmaları başlar. Zemzemi hangi elle içelim , meleklerin hoşlandığı dua , meleklerin izlediği namaz...!!

 

Bunlar ne kerdeşlik bilir dinden başka , nede insanlık.

 

Bunların insanlık tan anladığı , Muhammedin anladığı şeydir, öteye geçemezler.

 

Kıldan tahrik olurlar. O yüzden de kapanma yarışına girerler.

 

Bunun mantıkla , akıl la açıklanacak yeri yönü de yoktur.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hala anlayamıyorsunuz değil mi?

 

"Ey müminler! Babalarınızı, kardeşlerinizi, imana karşı küfrü benimseyip sevdikleri takdirde kendinize dost edinmeyiniz. Yani başkaları ve yabancılar şöyle dursun, velileriniz olan öz babalarınızı, öz kardeşlerinizi bile kâfirliği müminliğe tercih edip de sevgi duydukları takdirde, hele hele küfürden vazgeçme ümidi kalmadığı takdirde onları kendinize dost edinmeyin, sırdaş tutmayın, onları veli tanımayın, sizin üzerinizdeki velayet haklarını kabul etmeyin, ve onu kullanmalarına izin vermeyin, onların emirlerine uyup da küfre hizmet etmeyin, küfre yardımcı olmayın. [u

şimdi burda küfre girmiş olarak müslümanlık dışındaki dinleri seçmiş musevi ve hristiyanlardan mı bahsedilmiş,

yoksa onlara herhangi bir şey söylenmiyor ve gayrimüslim olduğu kabul edilip islamiyeti, öyle bir din ve öyle bir peygamber olmadığını iddia edenlerden mi ??

biraz karışık oldu ama umarım anlaşılmıştır....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne acıdır ki, kendinden olmayanlara karşı dostça duygular beslenmesini men etmiş bir din için hala "barış ve kardeşlik dinidir" denebiliyor.

 

Evet Islam kardeslik dini , ama bundan kast elbtte iman edenler kardesdir ...

Yoksa iman etmeyenler kardesimiz degil elbette ... Bu dini yönü ...

 

Biolojik olarak elbette tüm insanlar kardesdir ,

ama bu kardeslerin icinde Hitlerler,Stalinler,Taklamakanlar,hakanaytaclarda var ...

Bunlar beni ya da bizi ne kadar kardes görüyor ki?

Sifir! Ellerinden gelse bir kasik suda bogarlar ...

Zaten tüm haklari gasp etmek onlar icin ahlaklarin geregi ,

**********

 

Ama konusurlar iste ...

 

 

daha önce arkadaşlar aktardılar yeterince.. dönüp dolaşıp tekrar tekrar aynı konuları işlemek biraz sıkıntılı da olsa

 

Sistem bu ... Bir elestiri olur , cevap verirsin , baska bir elestiri gelir, yine cevap , yine baska bir elestiri , yine cevaplarsin , bu sefer bastan bir daha ayni elestiriyi hatta ayni kisi getirir ...

Imansizlar böyle ... Iclerinde bir sey kaldi ki , iman edenlerle ugrasiyorlar ... Imandan cikartip kendilerini hakli ve kararlarin dogru oldugu hususunu teyid ettirmek istiyorlar ...

 

Allahin yokluguna inanmak , iman etmek , insani önce hür oldugu zan ettirir ...

Her sey mübah , kontrol yok ... Istedigini yap ve vicdanla ugrasma ...

Cal ,carp,yalan dolan , cinayet isle vicadani olarak hic bir problemen yok ...

Üstünde bir ahlak vaaz eden de yok , ahlak ancak diger insanlara karsi maskeden ibaret ...

 

Tabi tüm "Allahin yokluguna iman etmis olanlar" hirsiz,ahlaksiz" degil , hatta tam tersi "ateist abideler var" (gerci Türkiyede yok ayri) ...

Günümüzün ateistleri dini degerlerle gelistiler ... Onlardan sonraki nesiller dini degerlerle hic tanismiyacak belki ...

Iste öyle bir nesil nasil canavarlasabildigini , Ateistligin zirvesi olan toplu katliamlar , dünyanin cesitli yerlerinde gözler önüne serildi ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahin yokluguna inanmak , iman etmek , insani önce hür oldugu zan ettirir ...

Her sey mübah , kontrol yok ... Istedigini yap ve vicdanla ugrasma ...

Cal ,carp,yalan dolan , cinayet isle vicadani olarak hic bir problemen yok ...

Üstünde bir ahlak vaaz eden de yok , ahlak ancak diger insanlara karsi maskeden ibaret ...

 

Demek ki bir dine inanmaz ise insan bunları yapar size göre öyle mi.

 

Siz inanmaz iseniz yapacak mıydınız.

 

Biz inanmadığımız halde yukarıda yazdıklarınızı yapmıyoruz.

 

Peki nasıl erdemli insan olabiliyoruz.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İstanbullu, senin söylediğine göre Konfüçyus kadar ahlakı olmayan başka bir insanın daha olmaması lazım!

Ya şu Ahlakı ve Vicdanı artık kendinize mal edip durmayın, daha da gülünç hale geliyorsunuz...

Daha bugün inanmadığı halde bir inançlıdan daha merhametli bir arkadaşımla karşılaştım... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İstanbullu, senin söylediğine göre Konfüçyus kadar ahlakı olmayan başka bir insanın daha olmaması lazım!

Ya şu Ahlakı ve Vicdanı artık kendinize mal edip durmayın, daha da gülünç hale geliyorsunuz...

Daha bugün inanmadığı halde bir inançlıdan daha merhametli bir arkadaşımla karşılaştım... :)

 

Kedidir o kediiiii :D:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hala anlayamıyorsunuz değil mi?

 

"Ey müminler! Babalarınızı, kardeşlerinizi, imana karşı küfrü benimseyip sevdikleri takdirde kendinize dost edinmeyiniz. Yani başkaları ve yabancılar şöyle dursun, velileriniz olan öz babalarınızı, öz kardeşlerinizi bile kâfirliği müminliğe tercih edip de sevgi duydukları takdirde, hele hele küfürden vazgeçme ümidi kalmadığı takdirde onları kendinize dost edinmeyin, sırdaş tutmayın, onları veli tanımayın, sizin üzerinizdeki velayet haklarını kabul etmeyin, ve onu kullanmalarına izin vermeyin, onların emirlerine uyup da küfre hizmet etmeyin, küfre yardımcı olmayın. Hasılı yakınlık duygusunun etkisine kendinizi kaptırıp da onları kendinize dost ve yardımcı saymayın, yakın akrabalığı, ve yakınların gözetilmesi hakkındaki ilâhî emirleri, yukarıdan beri durumları gözler önüne serilen müşriklerden berâete engel zannetmeyin. ve sizden her kim onlara dost olur dostluğu kabul eyleyip onların velayeti altına girerse, onların isteklerine uyup onlara yardım ederse, onlara bel bağlar, onlardan uzak durmazsa, işte onlar da (yani onların dostluğuna bel bağlayan ve velayetlerine sığınanlar da) o zalimlerden başkası değillerdir. Zira velayet hakkını ehlinin ve mevkiinin gayrine koymak da haksızlığı irtikâp etmektir. Allah böyle yapanlara da hidayet nasib etmez."

 

Yukarıdaki alıntı Elmalı'nın ilgili ayet tefsiridir. Altını çizdiğim ifadeleri dikkatle okuyun, yeterince açıktır sanırım...

 

Ne acıdır ki, kendinden olmayanlara karşı dostça duygular beslenmesini men etmiş bir din için hala "barış ve kardeşlik dinidir" denebiliyor.

Evet,hala anlamıyorsunuz değil mi? Ben de Kuran imanlısıyım, ben de Kuran okumadan yapamayan insanlardanım, neden ben ateist olan bir insana düşman olmuyorum bu kadar okuyorum da , neden ben size karşı nefret duymuyor,küfretmiyorum sizce.. Evet anlamıyorsunuz değil mi? Çünkü ben tefsirci değilim, çünkü ben Kitabı kendim anlarım,başkasının anlamını bilmem. Dinsiz olan babamla da kopmam,tartışmam,nefret etmem,uzaklaşmam.. Ama bana saygısı olmazsa,benim ibadetimi engelleyecek birşey yaparsa,beni alıkoymaya değiştirmeye çalışırsa, ben babamın öldüreceğini bilsem dönmem,ona uymam.. Farkı anlamıyorsunuz değil mi? İnsanlardan korkmak ile Allahtan sakınmak arasında ki ince çizgide dengeleri sağlamada ki zorlukları algılayamıyorsunuz değil mi?

 

""Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!” dedi.

 

47. İbrahim şöyle dedi: “Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır.”

 

48. “Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum.” ""

 

 

Elmalılı,daha önce bu kişiyi okuyamadığımı söylemiştim bu arada, Hoppa da saymıştı biraz bana.. Üstüne bir de tefsir hiç okuyamam..Ne için okuyum,dinsiz olmak için mi? Bana bir sıfatı meme yapsınlar diye mi? geceyi örtü olarak kullandıkları kelimeyi,kadını dövün diye çevirdikleri için mi? Huri gibi ne olduğu meçhul yaratığı dişi yapıp fantazi oluşturdukları için mi? Parantezler açıp açıp yahudi düşmanlığı, hristiyan düşmanlığı aşıladıkları için mi? olmayan yerde olmayan isimleri kullandıkları ve olmayan bilgiyi de hafızalara soktukları için mi? daha yakın zamana kadar,okuduğum meallerden hangisinde denk geldiysem ya Süleymanın namaz vaktini kaçırdığı için atlarını çaprazlama kesişini(ki Kuran da olmadığını sonradan öğrendim) ya Belkıs ismini( ki Meryem dışında Bayan ismi yok) hafızama kazıdıklarını ve şimdi olmayan bu olguları geri çıkarma yolunda öğrenme hırsı içinde olduğumu mu? mealler tefsirler yüzünden Arapça öğreniyorum dil olarak,bunu mu dedirteceksiniz illa bana. İyi ki Rabbim uyarıyor yine

"Yûsuf Sûresinin 2 . Ayetinde

Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik. "

 

Ve bu arada, hep derim,Ruh kutsala hizmet eder, Ruh her zaman doğru olana hizmet eder, her insan bilir az biraz ne kötüdür ne iyidir.. Hani Tevrattaydı İyilikle kötülüğü bilme ağacı,işte bunun gibi,insan ne yapsa yüreği iyi olanla kötü olanı bilir her zaman.. Bu yüzden bir ateist iyi de olabilir en az bir dindar kadar, bir ateist kötü de olabilir en az bir dindar kadar. Kötü olan her kesim,kendine zulmeder,yani nefsine zulmeder,çünkü insanlar ne yapsa kötülük kuşatmasından sıyrılamaz kalben. Kendi kendilerini zor durumlara sürüklerler.. Ama iyilik kavramı huzur getirir her daim. Yardım eden,veren huzurlu uyur her daim, hile ile kötülük saçan,her zaman alan kendinden yitirir farkına varmaksızın. Bir insan bir yere oturup ya eline geçen çöpü yere atar,bir sonra ki aynı yere oturmaya kalkışında attığı çöp onu rahatsız eder oturamaz aynı yere,, ya da bir insan oturduğu yeri temiz bırakır en azından, ki bir sonrakine yine aynı halle oturabilsin aynı yere,aynı keyifle. Eden kendine eder,başkasını da kendine benzetmeye çalışaraktan eder, ne mutlu o yolları benimsemeyenlere.

Kısacası,ateist ama özü iyi,kendi iyi ama en az dindar kadar büyük günahı olan (her kul günahlıdır) insanlar elbet vardır. Bu noktada da,onlar iyi olmaya çabaladıkları sürece,Rabbim mutlaka hayatlarına gereken yerde gereken müdahaleyi yapacaktır. Yeter ki,insan olarak etraflarına iyilikte kararlı olsunlar.. Çünkü Allah çok merhametlidir. Biz dindarlara da,onlar bizim ibadetimize müdahale etmedikleri sürece,bize zulmetmedikleri sürece, kısas hükmünce bir durum oluşturmadıkları sürece, istedikleri kadar dalga geçsinler,o ortamdan,o tartışmalardan uzaklaşmak ve onlara öyleler diye sataşmamak düşer,yani bi arkadaşımızın değindiği gibi,tutar kendi gibi olmayan ateiste ya da farklı mezhep insanına küfrederseniz(inanılmaz yaygın din kanallarında),kendi ilahınıza da sövdürürsünüz ve bu da

"" En’âm Sûresinin 108 . Ayetinde

Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir. ""

ayetten payınızı almanıza yeter de artar. Siz bunu yaptırırsanız,siz suçlu duruma düşersiniz,ayet açık ve nettir yaptırmamanız konusunda.

 

1 "Beni sormayanlara göründüm, Aramayanlar beni buldu. Adımla anılmayan bir ulusa, 'Buradayım, buradayım dedim.

 

2 Kötü yolda yürüyen, Kendi tasarılarının ardınca giden Asi bir halka Bütün gün ellerimi uzatıp durdum.

 

Allah her zaman bizimle ve O, mutlaka kullarına bir şekilde kendini gösterir,hissettirir,ama inatla görmek istemeyene,inatla anlamak istemeyene,en son noktadır artık görmesin ,artık anlamasın hükmü.Öyle ki, her zaman adil olsun her işinde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet soruna cevap veriyorum

olay gerçektir hikaye değildir istersen sana şahısların telefonlarını verebilirim.

arada güzel bir soru sormussun

Nedense bu hikayedeki gibi Zeki! adamlar, hep bir bilim adamını o ulaşılmaz zekası! sayesinde mat eder...

Ve o Bilim Adamı ya da artık kimse, kaykılıp kalır, cevap veremez...

Ve nedense cevabını burada biz veririz ve bu hikayeye inanan kimse sonunda kaykılıp kalır..

unutma bir insan ne kadar zeki olursa olsun takıldığı bir yer olabilir.

burda sunuda ifade edeyim senin kafana dank edecek noktaya gelmediyse inananların sucu ne (lütfen aşağılama ve hakaret olarak kabul etme)

suda bir gercek inananlar içinde o kadar saf insanlar varki sende bunları biliyorsun doğruyu yanlış yanlışı doğru bilebiliyorlar.bunu hataya düşenler olarak ta ifade edebiliriz.

berber olayını hatırlayamadım ama olabilir.

birde tabi sitede bütün yazılarını okumadım yanlış birşeyler ifade edebilirim asıl merakım şu

herşey allahın varlığını ispat ederken sende dahil ama sen olmadığını nasıl iddia ediyorsun merak ediyorum.

birşeyin ispatı için tek bir delil örnek yeter ama inkarı için bütün kainatı dolaşıp olmadığını göstermen gerekir diye düşünüyorum ya sen.

şahsen ben olayların hem nalına hem mıhana vurmasını severim.

muhalefetin olmadığı yerde ne doğru bulunur nede doğrunun neden doğru olduğu

 

:) :) :):excl: :excl: :excl::D :D :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah her zaman bizimle ve O, mutlaka kullarına bir şekilde kendini gösterir,hissettirir,ama inatla görmek istemeyene,inatla anlamak istemeyene,en son noktadır artık görmesin ,artık anlamasın hükmü.

 

Eğer Allah olsa idi , ve kendisinin bilinmesini istese idi , kendisine tapılmasını istese idi ,

 

BUNU GAYET GÜRÜLTÜLÜ BİR ŞEKİLDE YAPARDI.

 

İnandırtırdı.

 

Bildirtirdi.

 

Taptırırdı.

 

Ama yok.

 

Böyle oluncada sizler , Onun adına bize zaman veriyorsunuz. Dua ediyorsunuz.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi.

 

Sayın ftoyd;

 

Anlaşıldı ki siz de "işine gelen"cilerdensiniz... Bir önceki mesajınızda;

 

"ilk yazdığınız ayette ki dost edinmeyin kelimesinin, aslında veli edinme, yani davranışlarda onları referans alma olduğunu daha önce arkadaşlar aktardılar yeterince.."

 

diyerek tefsir örnekleri veriyordunuz, yalnızca bir mesaj sonra bakıyoruz ki tefsir düşmanı kesilmişsiniz... Ancak farkında olmanız gereken şey, İslam'a getirilen eleştirilere tefsirler olmadan cevap getiremeyeceğinizdir. Tefsirlerin taraflı yorumlarla yapıldığı bir gerçek. Ancak burada taraf olunan İslamdır. Unutmamalısınız ki, İslam'a toz kondurmama adına pek çok ayetin gerçek anlamı tefsircilerce örtülmektedir. Anlayacağınız tefsirler İslam'dan soğutmak için değil, İslam'a tutundurmak için taraflı yapılıyor.

 

Bize küfür etmediğinizi mi sanıyorsunuz? Tanrı sözde "küfür etmeyin" diyor ama, Muhammed satır aralarında bize demediğini bırakmamıştır. Siz bu ayetleri her okuduğunuzda bize hakaretleri sıralıyorsunuz zaten. Ondan sonra da "küfretmiyorum" diyorsunuz... Bu ayetlere kalpten inandığınızı söylüyorsunuz ama, kalbiniz başka diliniz başka konuşuyor...

 

"Kötü sıfatlar ahirete inanmayanlara aittir. En yüce sıfatlar ise Allah'ındır. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."

 

Bazen göstermiş olduğunuz iyimserlik tebessüm etmeme neden oluyor. Kafir de olsalar iyilik yapanların Allah katında kabul göreceğini sanıyorsunuz. Ne de olsa "iyilik" ilahi bir kavramdır. Ancak tanrınız sizinle aynı fikirde değil ne yazık ki.. O çok egoist bir tanrı. Ne yaparsan yap, ağzınla kuş tutsan, kendisine inanmadıktan sonra bir değeri, bir hükmü yok.

 

De ki: Amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi?

Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı.

İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. Artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız. (Kehf 103-104-105)

 

İşte görüyorsunuz ya, İslam sandığınız gibi bir din değil... Sizin iyimser yaklaşımlarınız İslam için bir değer ifade etmiyor. İslam için "iyilik" kavramının bir önemi yok; İslam yalnızca taraftar toplama peşinde...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn Yam Yam ,

 

Ben bişeyi bu forumdan sonra net görmeye başladım ,

 

eğer müslüman arkadaşlara Kuranı Allah göndermiş gibi cümle kurarsanız , Allah adına savunmaya geçiyorlar.

 

Muhammed uydurmuş derseniz de , Muhammed ve ekibi adına savunmaya geçiyorlar.

 

Muhammed in uydurduğuna dair en basit işaret şudur.

 

Başı daraldığında , Mekkelilerle başa çıkamadığında , LAT a , MENAT a , UZZA ya methiyeler düzüp , secde ediyor.

 

Ne zamanki Medineye kaçıp bu baskılardan kurtulunca , başlıyor hakaret etmeye , ve adam kesmeye.

 

Şu çok iyi bilinmelidir ve analiz edilmelidir ki.

 

Muhammed ve ekibinin uydurduğu Kuran da iki değişik hitabet vardır.

 

1- Mekke de inen ayetler.

 

2- Medinede inen ayetler.

 

 

İkisi arasında inanılmaz fark vardır.

 

Mekkede inenlerde genele şumul ayetler , hırıstıyanlığa methiyeler , sabi lere methiyeler , yahudilere methiyeler dostça mesajlar vardır.

 

Ama medine FARKLI.

 

Orada , adam da keser , vergi de ister , kendine hanım da ayarlar , helallikleri listesini veriri , münafıkları sayar , Ayşenin zina olayına ayet uydurur ,Zeynep i koynuna almak için ayet de indirir... Yapar da yapar.

 

Kraldır artık..

 

Kuranı iki şekilde okuyan akıllı bir kişi ,

 

Kuranın Muhammed ve ekibinin uydurması olduğunurahatça anlar.

 

 

 

2 Kuran vardır.

 

Mekkeli Kuran

 

Medineli Kuran.

 

Bide bu bakış açısı ile bakın bakalım.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi.

 

Sayın ftoyd;

 

Anlaşıldı ki siz de "işine gelen"cilerdensiniz... Bir önceki mesajınızda;

 

"ilk yazdığınız ayette ki dost edinmeyin kelimesinin, aslında veli edinme, yani davranışlarda onları referans alma olduğunu daha önce arkadaşlar aktardılar yeterince.."

 

diyerek tefsir örnekleri veriyordunuz, yalnızca bir mesaj sonra bakıyoruz ki tefsir düşmanı kesilmişsiniz... Ancak farkında olmanız gereken şey, İslam'a getirilen eleştirilere tefsirler olmadan cevap getiremeyeceğinizdir. Tefsirlerin taraflı yorumlarla yapıldığı bir gerçek. Ancak burada taraf olunan İslamdır. Unutmamalısınız ki, İslam'a toz kondurmama adına pek çok ayetin gerçek anlamı tefsircilerce örtülmektedir. Anlayacağınız tefsirler İslam'dan soğutmak için değil, İslam'a tutundurmak için taraflı yapılıyor.

 

Bize küfür etmediğinizi mi sanıyorsunuz? Tanrı sözde "küfür etmeyin" diyor ama, Muhammed satır aralarında bize demediğini bırakmamıştır. Siz bu ayetleri her okuduğunuzda bize hakaretleri sıralıyorsunuz zaten. Ondan sonra da "küfretmiyorum" diyorsunuz... Bu ayetlere kalpten inandığınızı söylüyorsunuz ama, kalbiniz başka diliniz başka konuşuyor...

 

"Kötü sıfatlar ahirete inanmayanlara aittir. En yüce sıfatlar ise Allah'ındır. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."

 

Bazen göstermiş olduğunuz iyimserlik tebessüm etmeme neden oluyor. Kafir de olsalar iyilik yapanların Allah katında kabul göreceğini sanıyorsunuz. Ne de olsa "iyilik" ilahi bir kavramdır. Ancak tanrınız sizinle aynı fikirde değil ne yazık ki.. O çok egoist bir tanrı. Ne yaparsan yap, ağzınla kuş tutsan, kendisine inanmadıktan sonra bir değeri, bir hükmü yok.

 

De ki: Amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi?

Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı.

İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. Artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız. (Kehf 103-104-105)

 

İşte görüyorsunuz ya, İslam sandığınız gibi bir din değil... Sizin iyimser yaklaşımlarınız İslam için bir değer ifade etmiyor. İslam için "iyilik" kavramının bir önemi yok; İslam yalnızca taraftar toplama peşinde...

Veli ve dost kelimelerine dair söylemlerde,kelimelerin birebir çevirileri söz konusu. Ben cilt cilt tefsirlere ve hatta parantez içi her açıklamaya,her olmayana tepkiliyim.. Ve esas çeviride , dil bilimi olarak kelimenin anlamı yerine halk dili kullanılarak çeviri yapılmasına karşıyım. Dost ile veli kelimesi arasında çok fazla fark algılıyorum.. Tutup çeviri yapılan esas kelimenin dost değil de veli anlamına geldiğini öğrenmek ,bende neden çelişki yaratıyor onu anlamadım.. Yani daha önce de, göz alıcı manasına gelen bir sıfatın, dil bilgisinde bir de tepe manasına gelen bir sıfatın,halk dilindeki karşılığı olarak göğüsleri tomurcuk kızlar diye çevrilmesine,yani dilbilimindeki ana anlamının değil,halk dili kullanılmasına karşıyım.

 

Yine de belirteyim,insan olarak biraz "işime gelen" noktalara göre yazıştığım da bir gerçek,siz de başkası da aslında. Biz işimize gelen algılarımıza göre,işimize gelen konularda,işimize gelen kişilere işimize gelen cevapları yazıyoruz. Yazınıza cevap verme isteği biraz işime gelmiş olmasa cevap yazmam zaten.. Ucundan işimize gelen bişeyler yakalayıp,işimize gelen herşeyi yazıyoruz.. Sizce fena mı yapıyoruz? :)

 

Gelgelelim size edilen hakaret algılamanıza.. Bir zamanlar o hakaretler benim içinde geçerliydi sanırım.. Ama işe bakın ki bugün din için bişeyler yapmaya çalışıyorum. Hatta bırakmak istesem,zamanında yaptıklarımdan yani Kuran hakkındaki düşüncelerimden,vijdanım el vermiyor,devam ediyorum .. Ben size yakındım aslında ama O beni bırakmadı. Çünkü merhametli.. ne yapsak ne etsek merhametinin korkunç büyüklüğüne akıl zor erer,hele hele sabrına,sabrının büyüklüğüne inanılmaz şaşıyorum..

"Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı."

Güzel işler yapıyorlardı değil, güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı..Siz gerçekten iyi olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Etrafınıza karşı yardımseverlik şu bu sizi yeterince iyi mi yapıyor sizce? Ben iyi olmadığımı ve çok çok kötü bir insan olduğumu öğrendim aslında Kutsal Kitabımız sayesinde. Başkalarına dair aklınızda dolanan en ufak düşüncenizden bile sorumlu tutulacağınız çok hassas bir terazi aslında din.. Din zor bir olgu.. Zanda olmak ile gerçek arasında çok çok büyük bir fark var ve gerçekten zanda olup olmadığımıza dair bir anlaşma ya da güvencemiz de yok.. Kısacası,bazen iyimser olduğu kadar kendine dair kötümser olanım.. Ama İbrahim in tek sözü hafızamdan çıkmasın diye her gün yineliyorum,

"Hicr Sûresinin 56 . Ayetinde

Dedi ki: “Rabbinin rahmetinden, ........ başka kim ümit keser?” "" İşte hep bunu yineleyip ümit kesmemek adına direniyorum. Yoksa Kuran hükmünün ağırlığına can dayanmaz..

 

İşte bu anlamlarda, Kitabım iyimser ben değil.. Kitabım iyimserlik aşılıyor ,benim yapım değil. Kendine inanmadıktan sonra demişsin,bence inanıp birde inandığınıza kafa tutuyorsunuz aslında ama farkında değilsiniz hatta. O derece var gibi algıladığınızdan kızgın tepkiler oluşuyor sizde.. Neyle mücadele ediyor ne ile upraşıyorsunuz,olmayanlı mı?yoklukla mı? Hayır ,varlıkla sıkıntıdasınız,sadece varlıkla.. Varsa ve bu şekildeyse adeta düşmansınız aslında O na,bence kin dolusunuz sanki.. Sıkıntılar bu anlamlarda başlıyor aslında,düşünmeye bile çekiniyorsunuz bunu ama yinede nefret ettiğiniz bu olguyu soralım , bu Kitaplar gerçekten Tanrıdansa ve içinde ki her söz O nun sözüyse, ve siz bundan nefret etmişseniz ve siz buna düşman olmuş yüz çevirmişseniz,soruyorum size, sizce cidden çok mu basit bişey yapmış oluyorsunuz sevgili iyi kardeşlerim. Yaptığınızda gerçekten siz kadar iyi bir kavram mı oluyor yoksa siz gibi iyiden çok kötü bişeylerde mi çıkıyor,çıkabiliyor.. Biz insanız,iyilikte barındırırız kötülükte,ama gerçekten iyi mi yoksa gerçekten kötü mü olduğumuzun terazisinden neden bu kadar eminiz ki?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...
hollandada bir rasathanade haftanın bir günü kapılar tüm halka ücretsiz olarak açılır gelen ziyaretçilere gökyüzüne bakmaları için teleskoplar serbest bırakılır ve gelen ziyaretçilerin merak ettikleri konular üzerine ilim adamları cevap vererek yardımcı olurlar.

yaşanan bir olayı aynen aktarıyorum.

aydından bir arkadaş hocaya seslenir hocam biz gelirken yanımıza börek çörek getirdik sizede ikram edelim derler hoca (anlamayanlar için ilim adamı olduğunu ifade etmeme gerek yoktur herhalde) olmaz, teşekkür ederim falan desede ikram edilir yedirilir. beğenip beğenmediği sorulur çok güzel der.

arkadaş durun size bunun nasıl yapıldığını anlatayım der.başlar anlatmaya

annem unu siniye (tepsi) koymuş markete gitmiş gelince birde ne görsün

cesmedeki su unla karışmış bekleyip kabarmış kabarınca patlayıp etrafa börek kek poğaca olarak dağılmış bu hale gelmişler bizde aldık geldik sizi ziyarete hem biz hem siz yediniz dedi.

hoca

olurmu öyle şey kendi kendine onu yapan bir usta vardır sonunda annen yapmıştır size şaka yapmış öyle anlatarak dedi.

arkasından arkadaş

hocam ya bizim gitme saatimiz geldi sen bize şu gezegenlerin yıldızların oluşunu bir anlatta dinleyelim dedi.

hoca anlatmaya başladı

arkadaşlar galaksimizde (ellerini havada hareket etirerek anlatıyor) yıllarca kaynayan güneş te (bin-bag dediğimiz) patlamalar meydana gelmiş ve ateş kütleleri böyle kainata dağılmış soğumuş '!!!!!!........ çocuklar siz bu sorunun cevabını benden iyi biliyorsunuz

arkadaşlar kusura bakmayın ama konu üç yıl önce acılmış baştan bir iki sayfasına ve son iki sayfasına baktım başlatanın sonlarda ismi geçmiyor normaldir iş güç falan merak ediyorum allahın olmamasını nasıl düşünebilirsiniz olmaması için hiç birşeyin olmaması gerekir hani şarkıda ne diyor herşey seni hatırlatıyor bana aynen onun gibi bu kainatta iyi kötü herşey onu gösteriyor. sizleri sevdim ben daha ilk bakışta güzel macera yaşayacağız gibi geliyor bana önceki 74 sayfayı okuyacağım.

 

 

 

ışım ıcınden cıkılmaz hale sokmuşsunuz tesadufen gıtdım bugun sıteye giriş o giriş burdan ALLAHIN CC OLDUĞUNU VEYA GÖNDERDİĞİ KİTABI YALANLAMAK VEYA SAVUNMAK OLMAZ DIYE DÜŞÜNUYORUM INSAN YAPTIKLARIYLA DÜŞÜNDUKLERIYLE HESABA CEKILECEK NASILOLSA KIYAMET GÜNÜNDE GÖRECEKLER YANLIŞLARINI ONUN ICIN BURDA YAZMAYA ACIKCASI GEREK DUYMUYORUM

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Urban ve Walter adlı dinbilimciler şöyle bir teori geliştirmişler...

 

1)Tanrı her şeyi bilen herşeye gücü yetendir.İçinde kötülüğün olmadığı bir dünya yaratma yeterliliğine sahiptir.

 

2)Tanrı iyidir,içinde kötülüğün varolmadığı dünya yaratmak ister.

 

3)Bu sebeple kötülük varolamaz.

 

4)Fakat kötülüğün varlığını görüyoruz.

 

5)O halde tanrı yoktur.

 

6)Tanrı varsa kötüdür,iyi olsaydı kötülük varolmazdı.

 

7)Kötülüğe tapmak saçmalıktır.

 

 

 

İŞTE HAYAT BUNLARIN ARASINDA GEÇER GİDER NE O BÜYÜK HOCALAR DİN BİLİMCİLERİ NE ZENGİNLER NE FAKİRLER ANLAMAMIŞTIR BUNU.

 

 

 

SENİN BU DÜNYADA TOZ KADAR DEĞERİN YOK.MİLYARLARCA İNSAN GELİP GEÇTİ VE DAHADA GEÇECEK.O YÜZDEN ŞİMDİ SUS VE DUR.ALLAH VAR VEYA YOK.ONA İNAN VEYA İNANMA.ŞU BİR GERÇEKTİR Kİ O KİMSEYE YARDIM ETMEZ...

BÜYÜK BİR DENGE SÖZ KONUSUDUR.KİMSEYE VEYA HİÇBİRŞEYE YARDIM ETMEZ.

 

 

SAKIN UNUTMAYIN !!! PUTPERESTLER,HRİSTİYANLAR,YAHUDİLER,MÜSLÜMANLAR,ATEİSTLER HEPSİ KENDİ DİNLERİNİN VAROLDUĞUNA İNANIR.

 

İNSAN İNANDIĞI ŞEYİ GERÇEK KILAR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

acaba biz mi evin içindeyiz? yoksa ev, bizim beynimizin içinde algıdan ibaret mi? gördüklerimiz acaba gercek mi? yoksa beynimiz öyle algıladığı için mi biz gerçek diyoruz? gözler görmez, eller dokunmaz, sadece elektrik akımlarını (atomların sıkışması sonucu meydana gelen maddeleri) beyine iletir , elektrik akımları beynin içindeki labaratuvar ortamında algılamamız gerektiği şekilde algılanıyor ve bizler bunları gercek sanıyoruz. parçaladığımız yada şekil verdiğimiz maddeler aslında atomların ta kendisidir.

 

binlerce DNA ların bir araya gelerek canlılık için gerekli dizilimlerin oluşması matematiksel olarak hesaplanamamaktadır ve imakansızdır. DNA bir yandan ait olduğu canlıya dair tüm bilgileri içerirken diğer yandan da kendi kendisini aynen kopyalayarak çoğalabilmektedir. Sadece atomların bir araya gelmeleri yani molekülleri oluşturmaları ile oluşan bir molekül acaba nasıl bilgi taşyor, nasıl kendi kendisini kopyalayarak çoğalıyor?

 

cansız bir madde olan atom sayesinde insan vücudu oluşuyorsa, beynin içindeki labaratuvar ortamında yanlızca elekrtik akımları ile birşeyler algılayabiliyorsa, bu algılayan ruh değil de nedir? nasıl atomun kendisini göremiyorsak ve varlığına inanıyorsak, ruhun kendisini de göremeyiz ve varlığına inanırız. böylece ruh var ise bu ruhu yaratan Allah vardır.

 

ayrıca kaderde yazılıysa o zaman hiç birşey yapmayalım diyen arkadaşlarıma cevaben;

Allah katında zaman kavramı yoktur, Allah katında herşey yaşanmış ve bitmiştir. aslında bizlerin cennete yada cehenneme gideceğimiz bile Allah katında bellidir ve Allah'tan başka hiç kimse bunu bilemez. şuan sizin bu satırları okumanız yada benim yazmam aslında kademizde yazılıdır. insanlar kaderinde olanları yaşar.

 

bizlerin var olmadan önce ruhlarımızın olduğunu çoğumuz kabulleniyoruz, bu ruhlara sahip insanların Allah'ın emirleri doğrultusunda hareket edip etmeyeceğini Allah biliyordu. şimdi bir soru sorayım. bu ruhlara sahip insanlar kendi yaptıklarını kendileri görmeden bir cezaya razı olurmuydu? bence hiç bir insan görmediği bir suçun cezasını çekmek istemez ve ''ben eğer dünyada olsaydım senin yolunda yüyürdüm'' derdi, ki kitabımız Kuranı Kerim de bile ölen insanlardan cehenneme gidecek olanların ahirette 2. bi şans isteyeceği yazılıdır. dünyaya geldiysek yaptıklarımızı / yapacaklarımı göreceğiz ve ahirette ''ben bu suçu işlememiştim' diyemeyeceğiz. böylece işlemediğimizi düşüneceğimiz suçun değil bizzat işlediğimiz suçların cezasını çekeceğiz.

 

kader Allah tarafından yazıldığına göre bizler kendi irademizle yaşamıyoruz o zaman? şeklinde bir soru takılabilir kafamıza. bir bilimadamı ../../.... tarihinde güneş tutulacak yada ay tutulacak diyor. bu tutulmalar bilimadamı söylediği yada yazdığı için mi oluyor? elbette hayır, olacak bir şeyi görüyor ve söylüyor. Allah da bizim ne yapacağımızı bildiği için kaderimizi yazmıştır, Allah'ın yazdığı için değil kendi hür irademizle zaman kavramı omayan Allah katında herşeyi yaşamışızdır ve şuan içinde bulunduğumuz zaman kavramında ise yaşadıklarımızı görüyoruz. elbette insanların dünyada bazı seçenekleri seçmesi imakansızdır (doğacağımız mileti, anneyi / babayı, ölümün şeklini seçmek gibi), bununda hayırlısını Allah bildiği için böyle olur. bunlar kendi düşüncelerimdir. değişik düşüncelere sahip olan arkadaşlarımıza saygı duyarım. HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

acaba biz mi evin içindeyiz? yoksa ev, bizim beynimizin içinde algıdan ibaret mi? gördüklerimiz acaba gercek mi? yoksa beynimiz öyle algıladığı için mi biz gerçek diyoruz? gözler görmez, eller dokunmaz, sadece elektrik .

.

.

.

Saygılar.

Bana konuyu iyi bilen biri galu belayı anlatsın.Orada bir akit imzaladığı söyleniyor bütün ruhların.Ve biz neden o günü hatırlamıyoruz.Bakın para psişikte olsa geçmişte var olduğu idda edilen bir olgu bu ancak hatırlamıyoruz.Ve hatırlamadan o güne iman ettiğimizi ikrar mecburiyetimiz var.

Değerli din tüccarlarının dikkatine sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet Islam kardeslik dini , ama bundan kast elbtte iman edenler kardesdir ...

Yoksa iman etmeyenler kardesimiz degil elbette ... Bu dini yönü ...

.

.

.

Günümüzün ateistleri dini degerlerle gelistiler ... Onlardan sonraki nesiller dini degerlerle hic tanismiyacak belki ...

Iste öyle bir nesil nasil canavarlasabildigini , Ateistligin zirvesi olan toplu katliamlar , dünyanin cesitli yerlerinde gözler önüne serildi ...

Elbette bildiklerimizi dış dünyada test ettiğimiz için bizlere akıllı hayvan yani insan adı verilmiştir. Bilginin test edilmesi sizleri neden ürkütüyor peki.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana konuyu iyi bilen biri galu belayı anlatsın.Orada bir akit imzaladığı söyleniyor bütün ruhların.Ve biz neden o günü hatırlamıyoruz.Bakın para psişikte olsa geçmişte var olduğu idda edilen bir olgu bu ancak hatırlamıyoruz.Ve hatırlamadan o güne iman ettiğimizi ikrar mecburiyetimiz var.

Değerli din tüccarlarının dikkatine sunarım.

 

dünya alemi ve içindeki herşey yaratılmadan önce ruh alemi yaratılmıştır. Allah bu ruhlara hitaben ''ben sizin Rabbiniz değil miyim?'' diye sormuş ruhlar ise ''Evet sen bizim Rabbimizsin'' diyerek ona ibadet edeceklerini söylemişlerdir. buna kalu bela denir. Allah insanlara ait bu ruhların sözlerinde ne kadar samimi olduklarını görmeleri için şuan içinde bulunduğumuz zaman içinde belli aralıklarla imtihana göndermiştir. böylece insanlar yaptıkları doğru ya da yanlış olaylara bizzat kendileri de şahitlik edeceklerdir. Allah insanlara ait bu ruhların bir kısmının sözlerinde samimi olduklarını ve bir kısmının ise sözlerinde samimi olmadıklarını biliyordu ancak yukarıda yazdığım gibi insanlar dünyada yaşamadan cehenneme gönderilecek olsaydı ''Eğer ben dünyada yaşasaydım senin yolunda yürürdüm / yürüyecektim'' diyebilirdi. şimdi herşeye şahit olduğumuza göre başka bir şans daha olmayacak ve mazeret üretemeyeceğiz. Allah'ın adaleti de burada görülüyor.

 

kalu belayı insanlar hatırlasaydı zaten herkes iman eder, Allah yolundan asla ayrılmazdı, önemli olan kalu belayı hatırlayarak değil, dünyada gördüğümüz mucizelerle onun varlığına iman etmek ve ona bağlı kalmak. hiç bir insan bebekliğini, ilk bir kaç yıllık çocuklunu ve hatta yaşadığı bazı dönemlerde neler yaptığını asla hatırlamaz. bunlarda geçmişte yaşanan olaylardır. demekki Allah katında yaşadığımız bu olayı hatırlamamamız çok normal.

 

bu arada cevap verdiğim için kendimi tüccar olarak görmüyorum. bunu da ayrıca belirteyim.

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dünya alemi ve içindeki herşey yaratılmadan önce ruh alemi yaratılmıştır. Allah bu ruhlara hitaben ''ben sizin Rabbiniz değil miyim?'' diye sormuş ruhlar ise ''Evet sen bizim Rabbimizsin'' diyerek ona ibadet edeceklerini söylemişlerdir. buna kalu bela denir. Allah insanlara ait bu ruhların sözlerinde ne kadar samimi olduklarını görmeleri için şuan içinde bulunduğumuz zaman içinde belli aralıklarla imtihana göndermiştir. böylece insanlar yaptıkları doğru ya da yanlış olaylara bizzat kendileri de şahitlik edeceklerdir. Allah insanlara ait bu ruhların bir kısmının sözlerinde samimi olduklarını ve bir kısmının ise sözlerinde samimi olmadıklarını biliyordu ancak yukarıda yazdığım gibi insanlar dünyada yaşamadan cehenneme gönderilecek olsaydı ''Eğer ben dünyada yaşasaydım senin yolunda yürürdüm / yürüyecektim'' diyebilirdi. şimdi herşeye şahit olduğumuza göre başka bir şans daha olmayacak ve mazeret üretemeyeceğiz. Allah'ın adaleti de burada görülüyor.

 

kalu belayı insanlar hatırlasaydı zaten herkes iman eder, Allah yolundan asla ayrılmazdı, önemli olan kalu belayı hatırlayarak değil, dünyada gördüğümüz mucizelerle onun varlığına iman etmek ve ona bağlı kalmak. hiç bir insan bebekliğini, ilk bir kaç yıllık çocuklunu ve hatta yaşadığı bazı dönemlerde neler yaptığını asla hatırlamaz. bunlarda geçmişte yaşanan olaylardır. demekki Allah katında yaşadığımız bu olayı hatırlamamamız çok normal.

 

bu arada cevap verdiğim için kendimi tüccar olarak görmüyorum. bunu da ayrıca belirteyim.

 

Saygılar

Demek bizim ahkamımız taa en başından kesilmiş.Yani hakkımızdaki hüküm daha biz dünyaya gönderilmeden verilmiş.Demekki burada suç imalatçı firmada.Biz daha özerk karar alamadığımız bir zaman diliminde öyle bir ruh olarak yaratılmışız ki cehennemlik olduğumuz kesinleşmiş velakin bunu kendimize ispatlasınlar diye kurgulanmış bir hareket tarzını sergilemek üzere dünyaya gönderilmişiz.Peki bu iradenin yokluğuna delil değilmidir.Demekki bizler hiç bir gayretle sonumuzu değiştiremeyiz.O halde bu olacağa delil toplamak üzere sahne alıp yeryüzünü bi dolu pislikle şereflendirmeye ne diyeceğiz tanrıların fantezisimi?

Ve şunu es geçmektesin ben şu an olmadığını düşünüyorsam onu beynimde yokemiş olmuyormuyum.Hani o her yerdedir diyordunuz.Bu durum dahi onun varlık diyalektiğine aykırı değilmidir.Sonuçta galu belada inkar edenler dünyadada inkar ediyorlar. :devil:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demek bizim ahkamımız taa en başından kesilmiş.Yani hakkımızdaki hüküm daha biz dünyaya gönderilmeden verilmiş.Demekki burada suç imalatçı firmada.Biz daha özerk karar alamadığımız bir zaman diliminde öyle bir ruh olarak yaratılmışız ki cehennemlik olduğumuz kesinleşmiş velakin bunu kendimize ispatlasınlar diye kurgulanmış bir hareket tarzını sergilemek üzere dünyaya gönderilmişiz.Peki bu iradenin yokluğuna delil değilmidir.Demekki bizler hiç bir gayretle sonumuzu değiştiremeyiz.O halde bu olacağa delil toplamak üzere sahne alıp yeryüzünü bi dolu pislikle şereflendirmeye ne diyeceğiz tanrıların fantezisimi?

Ve şunu es geçmektesin ben şu an olmadığını düşünüyorsam onu beynimde yokemiş olmuyormuyum.Hani o her yerdedir diyordunuz.Bu durum dahi onun varlık diyalektiğine aykırı değilmidir.Sonuçta galu belada inkar edenler dünyadada inkar ediyorlar. :devil:

 

 

daha önceden yazdığım yazıdan alıntı yaparak cevap veriyorum.

 

 

kader Allah tarafından yazıldığına göre bizler kendi irademizle yaşamıyoruz o zaman? şeklinde bir soru takılabilir kafamıza. bir bilimadamı ../../.... tarihinde güneş tutulacak yada ay tutulacak diyor. bu tutulmalar bilimadamı söylediği yada yazdığı için mi oluyor? elbette hayır, olacak bir şeyi görüyor ve söylüyor. Allah da bizim ne yapacağımızı bildiği için kaderimizi yazmıştır, Allah'ın yazdığı için değil kendi hür irademizle zaman kavramı omayan Allah katında herşeyi yaşamışızdır ve şuan içinde bulunduğumuz zaman kavramında ise yaşadıklarımızı görüyoruz.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

acaba biz mi evin içindeyiz? yoksa ev, bizim beynimizin içinde algıdan ibaret mi? gördüklerimiz acaba gercek mi? yoksa beynimiz öyle algıladığı için mi biz gerçek diyoruz? gözler görmez, eller dokunmaz, sadece elektrik akımlarını (atomların sıkışması sonucu meydana gelen maddeleri) beyine iletir , elektrik akımları beynin içindeki labaratuvar ortamında algılamamız gerektiği şekilde algılanıyor ve bizler bunları gercek sanıyoruz. parçaladığımız yada şekil verdiğimiz maddeler aslında atomların ta kendisidir.

.

.

 

 

.

 

 

tşk.kardeş güzel açıklamışsınız anlayana ne mutlu,

 

bir ilave;

bir şuçu işleyene yaptığı şuç ispat edildiğinde kabul etmek zorunda kalıyor,birde gizli kamera ile çekildiyse tamamen suçunu kabul ediyor,işte insanın hayatta iken yaptıklarını beyan eden ayetler;

 

yasin suresi:64 - Bugün yaslanın ona bakalım inkâr ettiğiniz için.

65- Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.

 

nebe suresi:38 - O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.

39 - İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.

40 - Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: ""Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım.

 

nur suresi : 24 - O gün dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir.

işte insanların DÜNYA'da iken yaptıkları kıyamet gününde ayan beyan gösterilecek,elleri ve ayakları şahitlik edecek,yazıcı melekler şahitlik edecek,toprak şahitlik edecek yapılanları.

 

 

neml suresi:89 - Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan da emin kalırlar.

90 - Her kim de kötülükle gelirse artık yüzleri ateşte sürtülür. "Başka değil ancak yaptığınız amellerin cezasını çekeceksiniz."

 

kasas suresi:84 - Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha üstün karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.

 

zümer suresi:34 - Onlara, Rablerinin yanında ne dilerlerse vardır. İşte bu, iyilik yapanların mükafatıdır.

35 - Çünkü Allah, onların önceden yaptıkları amelin en kötüsünü bile keffaretle örtüp, işlemekte bulundukları güzel amellerin en güzeline göre mükafatlarını kendilerine verecektir.

 

ayetlerdede belirtildiği gibi hayat bir imtihandan ibaret;sbs,öss,askerlik,iş,evlilik,çocuk,hastalık,kariyer,insan ilişkileri,yaşlılık...........vs.gibi hallerde türlü zorluklara katlanıyoruz ve mücadele ediyoruz.

 

Yani insanın yaptıklarını ve yapacaklarını ALLAH biliyor ancak bir imtihana çekmiş bizi iyiyi ve kötüyü ayırt etmemiz için bizi serbest bırakmış,gerisi bize kalımış ******

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kabul etmek zorundayız. yoksa sahip olduğumuz türden bir inançla hiç bir yere varamayız!

 

Bilgiden başlayalım.

 

burada bizler onun ontik anlamda var olup olmadığını tartışmayacağız. Tartışılan sadece zihnimizdeki Allahın kendisidir.

 

Mesela, eğer bilgiden başlayacak olursak, her şeyi sınırsız olarak bilen bir Allah yoktur.

 

Böyle bir kabul bizim özgürlüğümüzü bir kenara atar. dolayısıyla günah işlediğimizde bütün suç Allaha ait hale gelir ki bu doğr udeğildir. yani her şeyi bilen bir tanrı yoktur.

 

buradan başlamak istiyorum. Kabul ediyorsanız susmanızyeterlidir.

 

Saygılarımla...

 

NOT; Tartışmada cevaplar 15 Ağustos 2005 te tüm hızıyla başlaycaktır. Konunun bir hafta beklemesi gerekmektedir.

 

görüşmek üzere.

 

Esselamün Aleyküm ve Rahmetullah

 

Mistik kardeşim henüz her şey çok geç değil gel tevbe et inançsız imansız gitme bu sınav dünyasından. Gel tevbe et Şüphesiz ALLAH(CC)'u teala tevbeleri çok kabul edendir şüphesiz ALLAH(CC) çok merhametlidir kullarını çok sever ne olur gel tevbe et. Senin bu durumuna gercekten üzülüyorum. Çok tehlikeli bir yoldasın. Kurtul şeytanın vesvesesinden bak nasıl için huzur dolacak ve rahatlayacaksın sonra ALLAH(CC)'ın rahmeti üzerinde olanlardan olacaksın GEL ŞU AŞAĞIDA YAZDIĞIM KELİME ŞAHADET İLE BAŞLA İNANMAYA.

Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden âbduhu ve Resuluh

 

Allah'(CC) ın rahmeti üzerinde olsun selametle kal.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.