Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DİN, DOGMALAR VE BİLİM


Misafir demirefe

Önerilen İletiler

Güzel kardeşim inatla uzatıyorsun. Anlamamak diyorsun ama, gündelik bilginin orada evrensel olmadığı, genel geçer bilgi olmadığı ifade ediliyor. Yani kişilere ait olduğu söyleniyor. Obje sana göre güzel bana göre kötü olabilir. Van gölü canavarı da kişiye, kişilere özel bir bilgi.

 

Yani pozitif, bilimsel bilgi olmadığı kesinleşmiş. İnsanlığa evrensel, bilimsel olan bilgiler gerek.

Efendim, uzatmak için burada değil miyiz, yani doğruyu bulmak için tartışmak. İşine gelmeyen yazmaz, bu kadar basit.

 

Şimdi, biz bir şeyi güzel ya da çirkin bulmak için, bilimin kanıtlamasını mı bekliyeceğiz ?

 

O zamana kadar bu bir bilgi sayılmayacak mı ? :D

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ha şöyle işte, dogma örneğimizi sonunda alabildik.

 

Şimdi, dost edinmesinler, düşman edinsinler, öldürsünler diyor değil mi, dogma ? Arada bir derece yok yani, öyle mi ? :stuart:

 

Ne demişti, sayın demirefe :

 

 

 

Ve ayrıca, bunun '' inandığı yaratıcının şerefine canlı bomba olup, günde 50-60 kişi kişiyi öldürenleri dost edinin '' konseptiyle ne ilgisi var ?

 

:)

 

Saygılar sunarım.

 

Önemli olan kılıf dedin ya.. Ekonomi gibi dogmaları da kılıf edinerek hem de sloganlaştırarak katliamlar, idamlar, infazlar. Ekonomi, din, ideoloji, töreler bunların hepsi sınıfsal egemenlik için üretilmiş kılıflar. Elbette emperyalizmin de maşaları olmalı.

 

Online vaktim bitti yine. :)

 

İyi tartışmalar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önemli olan kılıf dedin ya.. Ekonomi gibi dogmaları da kılıf edinerek hem de sloganlaştırarak katliamlar, idamlar, infazlar. Ekonomi, din, ideoloji, töreler bunların hepsi sınıfsal egemenlik için üretilmiş kılıflar. Elbette emperyalizmin de maşaları olmalı.

Efendim, dinler sınıfsal egemenlik için üretilmemiştir. Bu görüş tarihsel gerçeklerle örtüşmez. Tam tersine, dinlerin çıkış noktasındaki işlevi, egemen sınıflar tarafından ezilen sınıfların sığınma limanı olmasıdır.

 

Karl Marks'ın bu konuda ne demiş olduğunu da bilmeniz gerekir :

 

"Dini ıstırap, bir ve aynı zamanda, hem gerçek ıstırabın ifadesi hem de gerçek ıstıraba karşı bir protestodur. Din, ezilen yaratığın iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur. Kitlelerin afyonudur."

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Değişip duran şu sıfatlar aleminde dinlerde değişir..inançlarda değişir,ceza ve mükafatlarda değişir..değişir oğlu değişir..sizde değişirsiniz.. :D

 

Biz değiştikçe, inandığımız Tanrı El-İlah RA vs..vs diye isimlendirdiğimizde bizimle birlikte değişir.. :D

 

Can raşit canım raşit..: ezilen bir çok mahluk var..onlarda Karl Marx abinin dediği gibi din denilen afyonamı sarılıyorlar acaba.. :D günde BEŞ doz..ohhhhhh.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Görüldüğü kadar herkes anlaşılmamaktan şikayetçi. Ben de konu etrafında bu kadar dönülmesini anlayamıyorum. Yeryüzünde istismarı olası olmayan tek bir şey gösterilemez ki bilimin istismarı olamaz diye bir iddia olabilsin. Konu kesinlikle bu değil, böyle bir şey tartışılamaz zaten. Örnekler de verdim. Salt iyi, salt kötü zaten yok. En vazgeçilmez, yaşam kaynağı su bile ölüm saçabiliyor. Hayır, ölüm de zaten kötü bir şey mi, o da tartışılır!

 

O halde konu ne? Konu, bilimin yapısının ayrı, dinin yapısının ayrı olduğu. Bunlar ayrı alanlardır, karıştırılırsa iş karışır. Bilim ilkelerine göre yapılırsa dogmatik olmaz, ama dogma haline getirilmek istenirse buna engel olabilecek bir doğa yasası yok! Din ise özünde dogmatiktir, dogma olmaktan çıkarma diye bir durum söz konusu değil.

 

Din bireyseldir, bireylerin inancı kendinedir, kendini ilgilendirir. Bilim ise toplumsaldır, tüm toplumu ilgilendirir. Dine aykırılık durumları kişilerin kendilerini bağlar. Bilime aykırılık toplumu bağlar. Bilimsel kanıtlarla kanıtlanan bir olguyu yok sayamazsınız. Aksi halde adli tıp diye bir şey olmazdı. Dogmanın ise kanıtlanma gibi bir şansı yok zaten.

 

Din sırf kötülüktür diye bir iddia da olamaz ki "niye on emir iyi şeyler emrediyor" şeklinde bir argüman olabilsin? Din adına konuşmak üzere olan biri ağzını açtığı anda doğa yasaları onu kötü şeyler söylemeye mi zorlayacak? Yok yani, bilimci ağzını açmak üzere olduğunda hemen çalışan bir doğa yasası onu da iyi şeyler söylemeye zorlayamaz!

 

Bu kadar net konular üzerinde tartışma yürümesi bizim topluma özgü bir haslet olmalı! Yani dini din gibi, bilimi bilim gibi ele alacaksın, budur! Yanlış ele alırsan, birbirine karıştırırsan yanlış olur!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinler tam olarak ve net şekilde sınıfsal egemenlik için üretilmiştir. Ama tersine tepmeyen hiç bir silah yoktur. Yeri gelmiş başkaldırının motoru olarak da kullanılıvermiştir. Hiç bir silahın tersine tepmeyeceğinden, en geri tepmesiz silahı da yapsanız namlunun karşısında kendinizi buluvermeyeceğinizden emin olamazsınız.

 

G3 bir NATO silahıdır. AK47 ise genelde terörist silahı olarak bilinir. Ama Askerin eline geçince tutukluk yapıvermez. G3de teröristin eline geçince öyle yapmaz! Her ikisi de silah olduklarını bilir, silah gibi davranırlar. Kurşun adres sormaz!

 

NATO şimdilerde kimlik soran silah üzerine çalışıyor. Sahibini tanıyan otomobil, cep telefonu oluyor da silah niye olmasın? Olmayışının tek nedeni, en acil anda olacak ya, makine değil mi bu, :lol: tanımayacağının tutuvermesi!

 

Kaldı ki din, yine dine karşı başkaldırmıştır. Yani statükoyu, sömürüyü koruyan da din. Başkaldıran da... Bu vehimler, "hak din" dogmasından kaynaklanıyor. Hak din diye bir şey yoktur. Tabii batıl din diye de. Din, dindir. Dayı forumdaşımız bu gerçeği ifade etmiş.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinden ÇIKMADAN din anlaşılmaz

Hele bir de din baronlarının entarisinin eteğinin altına saklanılırsa "aman dinden çıkmayayım, sıkı yapışayım, şeytan kapıp götürmesin" diye... İşte asıl o zaman yandı gülüm keten helva...

 

Ben yine baronlara bağımlı olmayan, kişisel, özgür din anlayışına karşı değilim. O biçimi, baron kullarının, baron eteği öpenlerin yanında çok yüce ve saygındır.

 

Fakat CHP üstelik parti meclisinde baronlara saygılar yollayan, "ülkede irtica yoktur" diyen adamlar olmasını hiç hazmedemiyorum, ne kadar hazımlı olmaya karar verip yutmaya kalkışsam öğürtü çöküyor, yok diyorum. Olmaz!

 

Ne kadar kendimi zorladıysam yok, olmuyor. İnsana ayı böbreği, karaciğeri takmaya çalışmak gibi... Ben bunu kabul edemeyeceğim. Zorlamanın anlamı yok. Çok düşündüm, çok zorladım ama olmayacak, mazur görün.

 

İnceldiği yerden kopsun!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Maçı dışarıdan seyredenler değerlendirmeyi daha isabetli yapar..:)

 

Bu gün dininizi tamam ettim..bunu ancak, Dinden dışarıya çıkıp,dinin içinde olanlara söyleyebilirler..:)

 

Bunu söyleyenler dinsizmidirler..değildirler..bütün dinlerin ne demek istediğine UYANIP ben babam ABRAHAMIN dinindenim diyebilenlerdirler..:)(Abraham..ile..İbrahim..aynı kişiler..değilmidirler:) )

 

Din baronları bu gerçeklerin üstünü her dönemde örtmeye çalışmışlar fakat işe UYANANLARI bir türlü yok edememişler..:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Değişip duran şu sıfatlar aleminde dinlerde değişir..inançlarda değişir,ceza ve mükafatlarda değişir..değişir oğlu değişir..sizde değişirsiniz.. :D

 

Biz değiştikçe, inandığımız Tanrı El-İlah RA vs..vs diye isimlendirdiğimizde bizimle birlikte değişir.. :D

 

Can raşit canım raşit..: ezilen bir çok mahluk var..onlarda Karl Marx abinin dediği gibi din denilen afyonamı sarılıyorlar acaba.. :D günde BEŞ doz..ohhhhhh.. :D

:)

 

Dayıcıım seni şöyle kenara aliim, meze diye habeci kaşarı ile bi ufak açiim, :D

 

54329310.jpg

 

aman sana bir şey olmasın dalgana bak, ben birazdan gelicem, bana da biraz bırak :D

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Din ise özünde dogmatiktir, dogma olmaktan çıkarma diye bir durum söz konusu değil.

Daha önce de başka başlıklarda yazdığım gibi dinin de dogma olarak algılanmamasının yolu vardır.

 

''Efendim, öncelikle şunu belirteyim; dogma( nas ) ile iman farklı kavramlardır. Peygamberi referans göstererek dine inanma( dogma ) farklıdır, asla kanıtlanamayacak bir şeye iman edip dini akla uygun hale getirerek Peygamberi tasdik etmek farklıdır.

 

Yani, bilimden örnek verirsek, Aristo dedi diye bilimin konusu olan bir olgu hakkındaki bir açıklamayı doğru kabul etmek ile, bu açıklamayı irdeleyip, akılla test edip doğruluğunu kabul ederek, akla dayandırarak Aristoyu tasdik etmek farklıdır.''

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnceldiği yerden kopsun!

Kopsun efendim farketmez, siz,

 

''Halkımız geleneksel olarak muhafazakar bir düşünceye sahiptir. Dinin devamlı olarak bir korku, titreme, şikayet ve dilenme olarak algılanmasının panzehiri doğru bir din kültürü dür. Doğru bir din ve ahlak kültürünün öğretilmesi için tüm önlemler alınacaktır. ''

 

diyen Osman Pamukoğlu'ya verin. :lol:

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Osman Pamukoğlu'ya sonuna kadar katılıyorum. Son derece doğru ve yerinde bir söz söylemiş.

 

Ben de zaten camileri kapatıp, bütün dini kitapları imha edip, dindarları toplama kamplarına dolduran ve Pol Pot Kızıl Kmerleri gibi dua edeni infaz eden bir lider arayışında değildim! :D

 

İnsanların ne sandığını anlayamıyorum. Herkesi ak - kara kesinliğine mahkum sanmaları dehşet verici bir şey. Hangi düşünceden olursa olsun, böyle bir kesinlik vehmedilmesi insanlık adına endişe verici.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinler tam olarak ve net şekilde sınıfsal egemenlik için üretilmiştir.

 

Herhangi bir dayanak var mı ? Tarihten bir örnek ?

 

Bu örnek Yahudiliğin ortaya çıkışı olur, Hristiyanlığın olur ha keza İslamın da olur yani.

 

Tevbe 29: Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.

 

Bakara 155: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. Sabredenlere müjdele !

 

Nahl 75: Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan hür bir kimse. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

 

İsrâ 21: Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür.

 

Dinden ÇIKMADAN din anlaşılmaz..:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tevbe 29: Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.

 

Bakara 155: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. Sabredenlere müjdele !

 

Nahl 75: Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan hür bir kimse. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

 

İsrâ 21: Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür.

 

Efendim, sanırım siz de ayet tartışmaya alışmış ülkemize özgü naif ateistlerdensiniz. Yahudilik veya Hristiyanlık uzmanlık alanınızın dışında kalıyor herhalde.

 

Fakat, hem sömürü olgusundan bahsedip, hem de dialektik materyalizmi bilmemek olabilir mi?

 

'' Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir. '' Karl Marks

 

 

Dialektik Materyalist tarih anlayışı, tarihi dönemlere ayırır :

 

''İlkel komünizm: Avcı ve toplayıcı dönemde, paylaşılan mülkiyete ve ilkel demokrasiye dayanan kooperatif aşiretler, kabileler.

 

Kölelik: Toplumun kabileden şehir devlete geçtiği, köleliğin, özel mülkiyetin ve aristokrasinin doğduğu, tarımın yaygın olduğu dönem.

 

Feodalizm: Kralın da dahil olduğu aristokrasinin yönetici sınıf haline geldiği, dinin önemli bir yer tuttuğu üçüncü dönem.

 

Kapitalizm: Burjuva sınıfının yönetici, proletaryanın da ezilen sınıf olduğu, parlamenter demokrasinin yaygın politik sistem, piyasa ekonomisinin işlediği ve üretim araçlarına ağırlıkla özel mülkiyetin sahip olduğu dönem.

 

Komünizm: İşçilerin devrim yaparak kapitalistleri kovduğu ve devletsiz, sınıfsız, mülkiyetsiz bir toplumun yarattıkları beşinci dönem.''

 

 

Görüldüğü gibi İslamiyetin başlangıcında, Mekke gibi şehir devletlerinde varolan sınıflar kabilelerin önde gelenleri, yani; yeni aristokrasi sınıfı ve köle sınıfı idi.

 

Şimdi, alıntıladığınız ilk ayettte adı geçen Yahudi ve Hristiyanlar ezilen bir sınıf mıydı ki, İslam egemen sınıfların sömürü aracı olsun ?

 

Mekke'nin ele geçirilmesi sırasında bir savaşta yapılması gerekenlerin anlatıldığı bu ayetin, Arabistan'da köleci toplumdan feodalizme geçiş devrimi sürecinin bir parçası olduğunu göremiyor musunuz gerçekten ?

 

Artık ırk ve kan bağlılığının değil din bağlılığı anlayışının geçerli olacağı bir sosyal yapıya geçişte egemen sınıf elbette yeni dine mensup olanlar olacaktır. Aristokrasinin nitelik değişimi sürecini siz nasıl kölelerin ezildiği bir süreç olarak tanımlarsınız ?

 

İslam'ın ilk olarak köleler üzerinde etkin olduğunu, onlar için bir kültürel sığınma işlevi olduğu bilinmeyen bir olgu mu ?

 

Üstelik, verdiğiniz diğer örnekler, sınıf savaşının anlatıldığı değil, dönemin köleci toplum anlayışı üzerinden örnekler verilerek yeni din anlayışının anlatıldığı ayetler.

 

Bu bağlamda, Marks'ın dine bakışını, daha Türkçeleştirilmiş olarak tekrar vermekte fayda görüyorum :

 

'' Dinsel üzüntü, bir ölçüde gerçek üzüntünün dışavurumu ve bir başka ölçüde de gerçek üzüntüye karşı protesto oluyor. Din ezilen insanın içli ezgisini, kalpsiz bir dünyanın sıcaklığını, manevi olanın dışlandığı toplumsal koşulların maneviyatını oluşturuyor. Din, halkın afyonunu oluşturuyor. ''

 

 

 

Bunu söyleyenler dinsizmidirler..değildirler..bütün dinlerin ne demek istediğine UYANIP ben babam ABRAHAMIN dinindenim diyebilenlerdirler..:)

 

'' Freud, insancıl evrimin hedefinin şu amaçlara ulaşmak olduğuna inanır : Bilgi, ( akıl, gerçeklik, mantık ) insan sevgisi, acıların azaltılması, özgürlük ve sorumluluk taşıyacak güce erişmek.''

 

Bu idealler ise tüm büyük dinlerin aklaki temelini oluşturur. Batı ve Doğu kültürleri, bu temeller üzerine kurulmuştur.

 

Konfüçyus’ün, Lao-Tse’nin Budha’nın, diğer peygamberlerin ve İsa’nınnöğretileri hep bu idealleri savunur. Bu dinler ve öğretiler arasında ( yer ve zamana, hitap edilen topluluğa göre değişen ) deyiş farklılıkarının olması doğaldır. Örneğin, Buddha ağırlığı acıların azaltılıp yok edilmesine verirken, peygamberler adalet ve anlayışlı olmaya önem vermişler, İsa ise insan sevgisini öne almıştır.

 

Görünürdeki farklılıklara rağmen tüm bu dinsel önderlerin, insanlığın gelişmesindeki amaçlar ve biçimler konusunda tam bir uyuşum içinde olmaları ilginçtir. ''

 

ERİCH FROMM

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir arkadaşımız dinlerin üretilme amacından bahsediyor, "dinler tam da sınıfsal egemenlik için üretilmiştir" diyor. "Peki dayanağınız ne" diye soruluyor.

 

Tam da kaynağından, dayanağından örnekler veriyoruz..

 

Haraç verinceye kadar zorlayın deniliyor, fakirliğinize sabredin size cennet vadediyoruz deniliyor, hürle köleyi aynı kefeye koyamayız deniliyor, biz kimilerini üstün yaratırız deniliyor, hele de cinsiyet sömürüsünden hiç bahsetmiyoruz..

 

Bu sömürü "dayanakları" görmezden gelinip Marx'tan, Erich Fromm'dan bahsediliyor. İşte tartışmalar böyle bilinçli olarak özünden saptırılıyor. Dinleri yeren yüzlerce bilim adamı ve filozof var. Konu dinin özü, amacı, niyeti, emirleri..

 

Bir de kişisel vurgular çok yapılıyor. Naiflikten, uzmanlıktan, ateistlikten vs.

 

Doğru olan sadece konuya ait fikir belirtmek. Gerisi lafazanlık.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir arkadaşımız dinlerin üretilme amacından bahsediyor, "dinler tam da sınıfsal egemenlik için üretilmiştir" diyor. "Peki dayanağınız ne" diye soruluyor.

Kimmiş ki o '' bir arkadaşımız '' acaba ? :lol:

 

 

 

Tam da kaynağından, dayanağından örnekler veriyoruz..

 

Haraç verinceye kadar zorlayın deniliyor, fakirliğinize sabredin size cennet vadediyoruz deniliyor, hürle köleyi aynı kefeye koyamayız deniliyor, biz kimilerini üstün yaratırız deniliyor, hele de cinsiyet sömürüsünden hiç bahsetmiyoruz..

Bu sömürü "dayanakları" görmezden gelinip Marx'tan, Erich Fromm'dan bahsediliyor. İşte tartışmalar böyle bilinçli olarak özünden saptırılıyor. Dinleri yeren yüzlerce bilim adamı ve filozof var. Konu dinin özü, amacı, niyeti, emirleri..

Efendim, illa ki ayet mi tartışacağız şimdi ? Çok isterseniz tartışırız da, yine de o seviyenin çoktan geçilmiş olduğunu varsaymıştım.

 

Benim tarafından saptırılan bir şey yok, tam da konunun özünden bahsediyorum.

 

Çünkü, konu dinlerin yerilmesi veya yerilmemesi değil, dinin doğru olup olmaması, inanılıp inanılmaması gerektiği de değil ! :D

 

Tartıştığımız konu : Dinlerin egemen sınıfların sömürü aracı olarak ortaya çıkıp çıkmadığı.

 

Şimdi, önce şunlara bir cevap verin :

 

Aristokrasinin el değiştirdiğini, bunun da köleci toplumdan, feodal topluma geçişte bir devrim süreci olduğunu söylüyorum.

 

Yani, mesela Fransız devriminde, burjuvaların, soyluların mülklerine el koymasını, giyotine göndermesini, soyluların sömürülmesi diye mi düşünmeliyiz ?

 

Ve ayette yalnızca kölelere mi '' fakirliğinize sabredin size cennet vadediyoruz '' diyor, yoksa o dönemde fakir kalan tüm müslümanlara mı ?

 

 

Nahl 75'de dönemin hürle köleyi aynı kefeye koyamayız anlayışı örnek gösterilerek, İsra 21'de şirk eleştiriliyor, sınıf farkları gösterilerek öte dünyadaki mevkiler anlatılıyor.

 

Nahl 75'den evvelki ayet de beraber okunursa :

 

'' Allah'a birtakım benzerler icat etmeyin. Çünkü Allah (her şeyi) bilir, siz ise bilemezsiniz. '' Nahl 74

 

'' Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler. '' Nahl 75

 

 

Bir de '' bir arkadaşımız '' verdiği ayetin, '' nedense '' ucundan azıcık bir kesinti yapmış :

 

Nahl 75: Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan hür bir kimse..................... Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

 

:D

 

 

Bir de kişisel vurgular çok yapılıyor. Naiflikten, uzmanlıktan, ateistlikten vs.

 

Doğru olan sadece konuya ait fikir belirtmek. Gerisi lafazanlık.

Bunu diyen, sayın demirefe ile fikirleri ters düştüğünde bunu da demişti :

 

Ben burada "Ütopistan Federe Cumhuriyetler Birliği"ni!!! tartıştığımızı bilmiyordum! :lol:

 

Bunu bilseydim, üüü, ne ütopyalarım var neler... İdamın filan adı bile geçmezdi bu ütopyalarda... :D

 

Tabii sloganlarla, etiketlemeler, yaftalamalarla ve kategorizelerle tartışılamayacağı için bu tür tutumlara değinmiyorum bile...

Eee, tabi gelenekçiliğin, dogmacılığın ve tabuların izin vermediği beyinler, bu tip her tutuculuğu yıkacak insani önermeler geldiğinde buna ütopya demişlerdir. Bunun en belirgin örneği orta çağda kölecilikti. Köleciliğin kalkması o kadar ütopyaydı ki, dinlerde "hiç köle ile hür bir olurmu olarak tanımlanıyor", sosyal yaşamda ise değişik kıtalarda yüzlerce süren savaşlar yapılıyordu.

 

Dogmaları, tabuları yıkmak dağları yıkmaktan daha zordur. "Ben bilmez ulema bilir, otorite bilir" zihniyetleri için idamda olacak, kan davası da.. Askerlerde olacak, savaşlar hiç durmayacak ki, emperyalizim bir kaç yüz yıl daha devam etsin. Sömürücüler palazlansın liboşlarda onlara çanak tutsun. :)

 

:D

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kimmiş ki o '' bir arkadaşımız '' acaba ? :lol:

 

O arkadaşımızın alıntısını sen yapmışsın. Laubali tartışmalardan hoşlanmıyorum. Ciddi olalım.

 

Arkadaşımızın da söylediği gibi dinler sömürü için üretilmiştir. Ben Marx şabloncusu değilim. Sosyalist ideoloji de Marx'ın tekelinde değildir. Bilimsel sosyalizm dogma değildirki kişiye yada kişilere mal edilsin. Marx'tan önce de sonra da bilimsel sosyalizme katkısı olan yüzlerce insan olmuştur. Dogmalar konusunda da yüzlercesinin görüşleri vardır.

 

Çünkü, konu dinlerin yerilmesi veya yerilmemesi değil, dinin doğru olup olmaması, inanılıp inanılmaması gerektiği de değil ! :D

 

Sömürü amaçlı üretilip üretilmediği..

 

Bilimsel sosyalizm haricinde, ideolojilerin tümünün sömürü içerdiğini iddia ediyorum. Bu sömürüye dini ideolojilerin tümü de dahil diyorum. Sömürü olgusunu belirlemek için ideolojilerin özüne bakmak gerekiyor. Biz de bunları tartışıyoruz. Söylediğin gibi ideolojilerin sömürüye ait ögelerini tartışmak seviye düşürüyorsa, tartışmazsın olur biter.

 

Sömürü kavramını netleştiremedikse eğer onu tartışalım. Konular hep birbiyle ilgili. İdam konusu açıldı buraya geleceği kaçınılmazdı. Çünkü idamlık failin fiili gerçekleştirmesinin tek sorumlusu, tartışılması gereken, içerisinde benci, emperyalist amaçlar taşıyan yoz ideolojilerdir, düzenlerdir. Kalıtım konusu da açılabilir.

 

Nahl 75 Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler.

 

Amacım alıntıyı kırpmak değil sadeleştirmekti. Ama amaç doğruyu bulmak değil açık aramak olunca böye oluyor işte. Alıntıya bütün olarak baksak ta, sadeleştirsek te, başkasına MAL olan bir köle ile efendisinin bir olmayacağından bahsediyor. Ama senin gündelik doğruna göre böyle anlaşılmıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nahl 75 Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler.

 

Sizce buradaki eşitlik nasıl bir eşitlik, maddi anlamda olamaz mı? Kölelik ailelerle devam ettiği için köle olmayanların kendisine şükretmesini istiyor olamaz mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.