Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KARTONDAN PROF. DARBECİ SÜHEYL BATUM


Ahmet AY

Önerilen İletiler

plan yapmak suç mu?

 

Faraza, yok ama farzımuhal bir darbe semineri yapılmış varsayalım. Suç olamaz. Kurmaylar astlarına "sen bir darbe planı hazırla bakalım, nasıl yapacaksın?" diye bir görev verebilir. Bu emri darbe hazırlığı için değil, bakalım bir darbe girişimi olsa nasıl yapabilirler diye önleyici bir girişim ve ona göre hazırlıklı olma amacıyla bile hazırlatabilir. Unutmayalım 27 Mayıs alt rütbeli subaylarca üst kurmay kademesine de karşı şekilde yapıldı.

 

ABD think-tank kuruluşları ne dünya savaşları, ne nükleeer saldırılar, ne işgal ve darbe planları hazırlıyorlar. Bunları wikileaks filan bir sızdırsa da gerçek plan olarak algılansa, dünya yerinden oynar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Efendi Türkler biz ABD'nin eyaleti falan olduk da haberimiz mi yok?Peki öyle bir görüntü varsa güzel ülkemizin güzide sahipleri bu arada ne yapıyorlardı yahu?Türkiye'nin bağımsızlığının teminatları,rejimin koruyucuları bütün bu oyunlar karşısında seyirci mi kaldılar yoksa onlar da kendi işlerine gelen bir oyunun parçası mı oldular?Tamam anladık ABD ülkemiz üzerinde oyunlar oynuyor kim, hangi güçle bozacak bu oyunu önemli olan soru bu?

 

Muhabbetle...

Bir kere önce sunu söyleyeyim, Askeri rejimlerin savunulabilir bir tarafı yoktur. Fakat ordunun önemi demokrasi ülkelerde onlarin caydirici ve yikici gücü onlarda bir hayli daha fazladir icerde hissetmeyenler disarda hissetmekte bir kere bunun altini cizelim. Ordu demokrasi kadar güctür evet kisaca bu iki gücün birlesimi bu bahsettiginiz oyunu bozar madem bu oyunu kabullendiniz bende kisaca belirtmis olayim. Ordu ve Demokrasi!

 

Ikisinin saglamligi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir kere önce sunu söyleyeyim, Askeri rejimlerin savunulabilir bir tarafı yoktur. Fakat ordunun önemi demokrasi ülkelerde onlarin caydirici ve yikici gücü onlarda bir hayli daha fazladir icerde hissetmeyenler disarda hissetmekte bir kere bunun altini cizelim. Ordu demokrasi kadar güctür evet kisaca bu iki gücün birlesimi bu bahsettiginiz oyunu bozar madem bu oyunu kabullendiniz bende kisaca belirtmis olayim. Ordu ve Demokrasi!

 

Ikisinin saglamligi.

 

Bu ikisinin güçlü olabilmesi için Türkiye'nin güçlü olması gerekir.Türkiye'nin güçlü olması demek ortak değerler etrafında, birlik ve beraberlik içinde ortak hedef için çalışması demek.Bu ne demek yıllardır tartıştığımız bir türlü çözüm bulamadığımız, ayrıştığımız meselelerin asıl sorun olmaktan çıkması demek, enerjimizi kalkınma, teknoloji,eğitim meselelerine harcamak demek.

 

Demek ki biz hala başladığımız yerdeyiz tartıştığımız sorunlar konusunda...

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Canraşit izniniz olursa muhabbete dahil olmak istiyorum.

 

Nezaketiniz için çok teşekkür ederim sayın FUZULİ öncelikle. Yazınızın çok konu içermesi dolayısıyla hem daha iyi anlaşılması hem de kolay takip edilebilirlik sağlaması için izninizle parçalara ayırıp cevap vermeye çalışacağım efendim.

 

''Darbe olacak' korkusunun suni bir korku olduğunu düşünüyor,siyaseten bunun kullanıldığını, bu konu kullanılarak iktidar iktidarda kalmanın sağlandığını ve iktidarın bu sayede yandaşlarının cebini doldurduğunu vurguluyorsunuz yanlış anlamadıysam.

 

''Darbe olacak...'' korkusunun halkın nazarında büyük oranda karşılığı var yanılıyor muyum?Peki bu korku suni korku mu, olmayan bir tehlike, hiç gerçekliği olmayan tez üzerinden mi siyaset üretiliyor darbe üstüne?Malumunuz ülkemiz dört fiili darbe yaşadı, en son emuhtıra(Olayın iç yüzü karışık olsa da)...Yani Sayın canraşit halk nazarında her zaman bu ülkede her an darbe olabilir korkusu, algısı vardır, bu kenddiliğinden suni oluşan, oluşturulan korku değildir...

 

'' askeri darbe olacak '' korkusunun halkın nazarında karşılığı elbette vardır efendim. Kurum olarak TSK'nın bu korkunun oluşumunda direk olarak payı, geçmişte kalan -izninizle düzelterek - 3 darbe 2 muhtıra göz önüne alındığında yadsınamaz. Bununla birlikte, bu korkunun niteliğinin demokrasi kaygısından çok, eskiden beri ekonomik kaynaklı olduğunu gözlemliyorum, buna inanıyorum. Bu olgu konumuzun başka bir boyutu olmasına rağmen, inanın, halk arasında, şurada yapılan tartışmalarda duyulan ideolojik kaygıların onda biri bulunmuyor ve bu çok mantıklı. Çünkü, hepimiz gördük ve biliyoruz ki, bir askeri darbenin öncesindeki oluşturulan siyasi kaos ortamı aynı zamanda ekonomik istikrarsızlık, yüksek enflasyon, durgun piyasa demektir.

 

Bu noktada, darbe öncesi bu kaos ortamlarının kimler veya hangi odaklar tarafından oluşturulduğuna bakmak gerekir. Yani; suni olan kaos ortamıdır efendim, korkular gerçektir ama sunilikle bağlantısı buradadır.

 

Peki son on yılda bu algıda değişme oldu mu?Evet oldu Ergenekon davasıyla.Ergenekon davasında görülen hukuk dışı durumlara rağmen halkın yine büyük bir kısmı bu davanın gerçekliğine inanıyor.İnanmasının sebebi bu zamana kadar gördüğü darbeler ve siyasetin siyaset dışı sürekli yönlendirilmesi.Bu noktada sapla saman birbirine karışıyor işte.Halk darbelere, darbe girişimine karşı büyük oranda ve bakışı bu yönde, eğer bu dava tamamıyla suni değilse bu işi yapanların yargılanmasından yana düşüncesi gördüğüm kadarıyla.Hükümet de bu bağlamda halkın büyük çoğunluğu gibi düşünüyor.Fakat halkın darbe tehlikesine karşı darbeye karşı oluşan düşüncesini AKP gerçekliği olmayan, senaryo bir Ergenekon davasıyla mı halkın kendisine olan desteğini canlı tutmaya çalışıyor burası muamma...

 

Efendim, kaos ortamlarının kimler veya hangi odaklar tarafından oluşturulduğu konusu, bizi ister istemez konuyu mikro ele almaktan çıkartıp makro düşünmeye zorlar. Şöyle ki; 80 askeri darbesi sonrasi çok net biçimde anlaşılmıştır ki, darbe öncesi bu kaos ortamlarının hazırlayıcısı, bunu ilk defa 80 öncesi kamuoyunda dillendiren rahmetli Ecevit'in ifadesiyle '' kontrgerilla '' dır. Belgelerle kanıtlandığı gibi ülkemizdeki '' kontrgerilla '', nüvesini TSK içinde oluşturan ve sonraları adına '' derin devlet '' denilen oluşumdur. Ve bu oluşumun icraatları, yöntemleri, elemanları, yakın darbeler tarihimiz ele alındığında, bizim de üyesi bulunduğumuz, NATO'ya üye olan diğer ülkelerdeki benzerlerinden bir farkı olmadığı görülmüştür.

 

Ergenekon davası, soğuk savaş sonrası diğer NATO ülkelerinde, bu oluşumların bir kısım elemanlarının deşifre edilmesi, tasfiye edilmiş gösterilmesi fakat aslında dönüştürülmesi ile sonuçlanan süreçlerin ülkemizde özel siyasal konjonktür nedeniyle geç yaşanan bir versiyonudur. İlaveten belirtmek gerekir ki; bu versiyonun diğerlerinden farkı, yalnızca geç yaşanması değil, dönüşüm için gerekli yeni formatlamanın '' niteliği ''dir.

 

Ergenekon davasında yer alan iddialar, eski derin devletteki dönüşüm işlemi için gerekli olan, gerçekte halk tarafından pek fazla bilinmeyen '' darbelerin bilinen gerçek tarihi ''ni, mikro ölçekte, iç dinamiklerle izah ederek dolaylı olarak ilişkilendirilen bu devletin kuruluş felsefesini sorgulatan, işin içine NATO'yu karıştırmadan yeniden yazmaktır. O davadaki bazı sanıkların gerçekten geçmiş darbelere zemin hazırlanmasında katkıları olmuş olsa da, aynı çalışmaları bu sanıklar ile omuz omuza yapmış diğerlerine dokunulmaması, eski derin devlet içinde yapılmak istenen zihniyet dönüşümünün karşısında yer alanların bu dava ile deşifre ve tasfiye edilmeleri çıkarımını doğrular.

 

Bu arada, gerçekten bu işlere bulaşmış ama şimdi tasfiye edilmek istenenler yanında bu davanın sanıkları arasına hükümete karşı etkili muhalefet yapan sivil şahısların da eklemlenmiş olmasıdır şahsi fikrim. Yine kanaatimce, aslında, önemsiz gibi görünen hukuk dışı delil elde etme, hukuk dışı tutuklama, gizli tanıklık gibi yanlışlıklar bu davanın flulaşmasına engel olacak, sapla samanı ayırd etmede çok önemi hususlardır ve usül yanlışlıkları hükümetin görevlendirildiği özel yetkili savcılar aracılığıyla kasti yapılmaktadır. Elbette, basın özgürlüğünde dünya ölçeğinde gerilere düşmemiz de bu oyunun bir parçası. Halkın büyük çoğunluğu, tüm dünyada olduğu gibi, kendisine verilen en basit açıklamaya inanmaya meyilli olduğu için ve darbeler hep istikrarsızlık, kaos ve en nihayetinde ekonomik bunalım getirdiğinden, bu davaya destek verecektir. Fakat, bu davaların ( Ergenekon ve Balyoz ) nihai amacı daha öncede vurguladığım gibi, derin devletin yeniden biçimlenmesinin akabinde, devletin felsefesinde, Ortadoğu'da biçilen rol çerçevesinde yeniden bir zihniyet dönüşümünü sağlamaktır.

 

Ergenekon davasıyla şunun değiştiği görüldü Sayın canraşit.İktidar resmen askere dokundu,demek ki ordumuz eskisi kadar siyasete yön verecek, darbe yapacak kadar güçlü değil.

 

Sayın Süheyl Batum tam da bu noktada ne demişti:'Kağıttan kaplanlarmış...''Şimdi Sayın Siheyl Batum bunu demek istemedi diyebilirsiniz, bir televizyon kanalında tam da anladığımı ifade eden cümleler kurdu,ordunun ergenekon davasına niçin müdahale etmediğinden dem vurarak...Son on yılda görüldü ki ordumuzun siyasete müdahale edemeyecek kadar güçsüz görüntü vermesinden yakınanlar da, beklentisi olanlar da hiçbir şekilde siyasete müdahale olmasın diyenler de darbe tehditinin artık eskisi kadar güçlü bir tehdit olmadığı, hatta bundan sonra bu şartlarda hiç yapılamayacağı fikrini savunanlarla beraber ortak fikir oluştu.Bu fikir de kendiliğinden oluşmadı.Ergenekon davası bir şekilde bu algıyı oluşturdu.

 

Evet efendim, askeri darbelerin NATO'nun operasyonu olduğunu bilenler için de bilmeyenler için de artık ordunun siyasete karışmayacağı anlaşıldı. Bilenler için bunda en büyük etken olan Ergenekon ve Balyoz davası ile görülmüştür ki, ABD artık darbe istemiyor, yeni biçimlendirdiği derin devlet sayesinde belki de ordunun içinde buna heves edebilecek olanları sahte planlarla, belki de gerçekten plan yapanları açığa vurarak etkisiz hale getiriyor. Ve daha önemlisi, bu davalar siyaseten bir baskı, sindirme aracı olarak kullanılıyor. Şimdiye kadar bütün darbeler için meşruiyet ortamı yaratan derin devlet, bu kez orduya darbe için siyasi meşruiyet kazandırmaktadır bunun Türkçesi.

 

Sayın Süheyl Batum'a gelirsek, benim anladığım kadarıyla, kendisinin bir hukukçu olması hasebiyle, ordunun bu davalardaki kendi mensupları ile ilgili hukuksuzluklar konusunda sessiz kalmasını eleştirmiştir. Bu siyasete veya hukuka müdahale istemi değildir. Esas yönünden değil usül yönünden her vatandaşın, kurumun eleştiri hakkı vardır demokrasilerde. Yoksa, neden o sözlerin akabinde '' CHP hala dimdik ayakta '' desin, CHP'nin darbe yapma ihtimali mi var ? Üstelik, Sayın Süheyl Batum'un sözlerini '' ordu neden siyasete karışmıyor '' şeklinde anlıyorsanız, siz de bu davaların siyasi dava olduğunu kabul etmiş durumunda oluyorsunuz demek değil midir efendim ?

 

Sayın Süheyl Batum, ordunun bu davalardaki kendi mensupları ile ilgili hukuksuzluklar konusunda sessiz kalmasını ABD'nin, bu davalar yolu ile artık ordu içinde de bir sindirme, yıldırma sağlamış olduğunu anlatmıştır.

 

AKP iktidarına olan destek konusunda ''darbe'' ergümanını kullanıyor mu, evet kullanıyor.CHP buna mukabil ''Laik düzen tehlikede, şeriat geliyor.'' düşüncesini kullanıyor mu evet bunlar da bunu kullanıyor,bu algı da, bu tehlike de halk nazarında büyük oranda karşılık buluyor, temelsiz değil yani.

 

Evren Paşa'ya bir zamanlar alkış tutup şimdi darbe karşıtı olmak üzerinden yapılan eleştiride tutarsız davranma,güven vermeme konularında haklılık payı elbette var;lakin kimse şunu savunamaz.AKP özünde yaşadığımız darbelere sıcak bakan,darbe taraftarı bir anlayış taşıyan bir partidir.Yani kimse AKP'ye karşı darbeci parti düşüncesi üzerinden muhalefet edemez.Bu şuna benzer:CHP için de ''CHP laik düzene karşıdır, şeriat düzeni istemektedir.'' gibi bir düşünceyle CHP'ye muhalefet etmeye benzer.

 

''Darbe tehditi,şeriat tehditi'' farklı iki tehdit olsa da farklı partilerce seçmenlerde karşılığı olan ve siyaseten kullanılan ergümanlar.

 

Evet efendim, kullanıyorlar ve temelsiz de değil dediğiniz gibi. Bu da gösteriyor ki, AKP '' darbe canavarı''nı göstererek devletin felsefesini ''Ilımlı İslam''a götüren sivil darbesini meşrulaştırmaya çalışıyor ve aldığı oylarla bunda başarılı oluyor, CHP ise, artık modası geçmiş '' şeriat canavarı ''nı göstererek bu sivil darbeye karşı gelmeye çalışıyor ve aldığı oylarla bunda başarılı olamıyor-du. Derin devletin bugün kime çalıştığını ikisi de bildikleri için.

 

Elbette, '' AKP özünde yaşadığımız darbelere sıcak bakan,darbe taraftarı bir anlayış taşıyan bir partidir '' ve '' CHP laik düzene karşıdır, şeriat düzeni istemektedir.'' denilemez.'' Evren Paşa'ya bir zamanlar alkış tutup şimdi darbe karşıtı olmak '' üzerinden yaptığım eleştiri ile, AKP'nin '' kendine demokrat '' olduğunu kastetmiştim. Bu argümanımı dengelemek, CHP'nin de '' kendine demokrat '' olduğu gösterilerek, örneğin; '' CHP 28 Şubat'ı alkışlamıştır '' şeklinde olabilir ancak. Doğrusu var mı böyle bir şey, ben bilmiyorum ?

 

Fakat, özünde iki siyasi eğilim de tutarlıdır. Birisi hep ABD karşısında olmuştur diğeri hep yanında.

 

Yolsuzluğa gelince keşke herkes eşini, dostunu sevdiği kadar hak yememeyi,adaleti,hukuğu da sevseydi, herkeste herkesi düşüncek bir vicdan olabilseydi.Bu ülke çok ama çok yolsuzluk gördü, görmeye de devam ediyor,halktan yukarıya, yukarıdan aşağıya doğru birbirini besliyor bu konu.

 

Bu hep tartışılagelmiş bir sorudur. Acaba, sorun sistemde midir yoksa bireylerde midir ? Batı'da kapitalizm Protestan ahlakı ile birlikte varolmuştur. Biz de ise, özellikle 80 sonrası kapitalizme sert geçiş, sürekli bir yarın korkusu, ekonomik istikrarsızlık, sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmemesi ve asıl önemlisi '' kendine demokrat '' olanların derin siyasi kavgaları, siyasi gücü ele geçirenlerin ve yandaşlarının yolsuzlukları bir nevi mübah görmesine neden olmuştur.

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Basin özgürlügünün,yandas olmayan medyaya verilmemesinin nedeni yukaridaki aciklamalarin icersinde mevcut."KASTI"yapilan uygulamalar,belki bir amaca hizmet icin gecerli olabilir ama bu yanlis veya kasti uygulama ile antidemokratik bir havanin olusmasi gerceklestirilmistir.Bana kimse diyemez ki "ülkemizin cikarlari icin AKP'ye karsi olan basin susturuluyor"hayir böyle birsey kabul edilemez ama maalesef bunlar yasaniyor.

 

Simdi bir gazeteci tutuklaniyor.Bu gazetecinin sucu mesleginin geregini yerine getirmektir.Gizli belgeler bulacak,arastiracak,bulduklarina ait kanaatler olusturacak,bilgisayarinda cekmecesinde notlar olacak.Polis bunlari buluyor,birde belliki onu tutuklatanlarin bir oyunu olarak bilgisayarina bir virus yoluyla suc teskil eden birtakim belgeler gönderilerek tutuklanma nedeni yaratilirken hangi insani degerlere önem verilerek bunlar yapiliyor.Kasten yapilan seyler suc teskil ettigine göre,magdurlarin haklari nasil ödenecektir.

 

Bütün bunlar olurken,iktidarin yandasligini yapan medyanin her türlü özgürlüge sahip oldugunu görüyoruz.Yarginin elinde olan belgelerin yandas medyaya sizdirilarak,bu sahte belgelere halkin inandirilmasi saglaniyor ve özgürlükleri ellerinden alinmis olanlara karsi acimasiz bir linc kampanyasi yapilarak onlar sucsuzda olsalar halkin gözünde suclu duruma getiriliyor.Bunlar ister ABD'nin planlari ister AKP'nin planlari veya kimin planlari olursa olsun insan haklarina bir saldiridir.Sakaciktan iceri aldikki asil suclulari bulalim.Nerede yasiyoruz ya.Hangi ülkede haklar cignenerek adalet dagitildigi görülmüstür.

 

Ergenekon bir senaryodur,ABD-AKP senaryosudur.Bu senaryonun icersinde Atatürkcülerin safdisi edilmeleri planlari vardir.Seriat canavari modasi gecmis bir olay degildir.Irticanin tehlike olmaktan cikarilmis olmasi irticanin olmamasi degildir,irticanin tehlike olmaktan cikarilmasi Atatürkcülüge karsi bir darbedir TSK bu darbenin icinde yer almistir.

 

Dogrulari söylemekten kacinmayalim.Süheyl Batum hocanin sözleri yerindedir,TSK ici oyulmus kagittan bir kaplandir.Onun icini oyanlarsa ABD-AKP ikilisidir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Basin özgürlügünün,yandas olmayan medyaya verilmemesinin nedeni yukaridaki aciklamalarin icersinde mevcut."KASTI"yapilan uygulamalar,belki bir amaca hizmet icin gecerli olabilir ama bu yanlis veya kasti uygulama ile

.

.

.

saygilarla

Bugün basın özgürlüğü yeterli olmamakla beraber tarihte hiç olmadığı kadar vardır.

Ancak,

"28 Şubat 1000 yıl sürecek" anlayışıyla hareket edip terör örgütleriyle işbirliği yapan gazetecilere özgürlük diye bir şey söz konusu olamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugün basın özgürlüğü yeterli olmamakla beraber tarihte hiç olmadığı kadar vardır.

Ancak,

"28 Şubat 1000 yıl sürecek" anlayışıyla hareket edip terör örgütleriyle işbirliği yapan gazetecilere özgürlük diye bir şey söz konusu olamaz.

Bu cevaba yanit vermek istemedim ama hadi verelim dedim.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde DP-AKP iktidarlari dönemindeki kadar basinin yani yandas olmayan basinin bu kadar baski altinda oldugu baska bir tarih yoktur.Evet tarihte hic olmadigi kadar vardir o da yargi-yandas isbirligi icinde olan basin icin vardir özgürlük.Bu gercekleri görmeyip hala dünyada basin özgürlügü alaninda 148.sirada yer alan Türkiye'de basina karsi yapilan bu antidemokratik durumu tarihte hic olmadigi kadar özgür diye tanimlamak zaten hicbir yorumu gerektirmiyor.Gercekler ancak bu kadar inkar edilebilir.Bu tanimlama ile kimlerin basin özgürlügünden ne anladiginida anlamis oluyoruz.Basinin özgür olmasi icin iktidar yanlisi olmasi sart degildir. Bu kriterin arandigi ülkelerde demokrasi degil despotluk vardir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugün basın özgürlüğü yeterli olmamakla beraber tarihte hiç olmadığı kadar vardır.

Ancak,

"28 Şubat 1000 yıl sürecek" anlayışıyla hareket edip terör örgütleriyle işbirliği yapan gazetecilere özgürlük diye bir şey söz konusu olamaz.

 

Gerçekten bu söylediğinize siz inanıyor musunuz, yoksa başka bir ülkede mi yaşıyorsunuz? Sabahın beşinde eski bir yandaş gazetecinin kapısı sonuçlanmış bir davaya rağmen niye çalınıp yaka paça götürülür, böyle bir şey tarihimizde ne zaman olmuş? Bizi aydınlatırsanız seviniriz.

Kastettiğiniz terör örgütü hangisi bir de onu lütfetseniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten bu söylediğinize siz inanıyor musunuz, yoksa başka bir ülkede mi yaşıyorsunuz? Sabahın beşinde eski bir yandaş gazetecinin kapısı sonuçlanmış bir davaya rağmen niye çalınıp yaka paça götürülür, böyle bir şey tarihimizde ne zaman olmuş? Bizi aydınlatırsanız seviniriz.

 

Sabahin körü herzaman icin pusludur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet tarihte hic olmadigi kadar vardir o da yargi-yandas isbirligi icinde olan basin icin vardir özgürlük.

 

Bak bu hiç aklıma gelmemişti, ben olması gerekene göre yorum yaptım, gerçekten de arkadaş haklı; bir kısım her şeyi yazabiliyor, iftira atıyor, süreci devam eden davalar hakkında her şey yazabiliyor. Ben bunu atlamışım, adamlar hiç olmadığı kadar özgürler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten bu söylediğinize siz inanıyor musunuz, yoksa başka bir ülkede mi yaşıyorsunuz? Sabahın beşinde eski bir yandaş gazetecinin kapısı sonuçlanmış bir davaya rağmen niye çalınıp yaka paça götürülür, böyle bir şey tarihimizde ne zaman olmuş? Bizi aydınlatırsanız seviniriz.

Kastettiğiniz terör örgütü hangisi bir de onu lütfetseniz.

Hafiza-i beşerin nisyan ile malüllüğünü yaşıyorsunuz.

Bu ülkede yaşama özgürlüğü ellerinden alınan gazetecileri unutttunuz mu?

Yurt dışına gitmek zorunda kalanları yok mu sayıyorsunuz?

28 Şubat ve sonrasında yaka paöa alınan ve 12 yılı aşkın hapis yatan gazetecileri nasıl hatırlamazsınız?

Uğur MUMCU, Muammer AKSOY, andıçlanan, C. ÇANDAR, M. Ali BİRAND, İsmet İMSET, H. Hüseyin CEYLAN,

Nurettin ŞİRİN, Yaşar KAYA, Metin GÖKTEPE.

Yeni Şafak Gazetesi.

Yoksa bunlar sizin için bir anlam ifade etmiyor muydu?

Kastettiğim terör örgütleri;

ETÖ,

Devrimci Karagah adlı fason üretim vs.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

28 Şubat ve sonrasında yaka paöa alınan ve 12 yılı aşkın hapis yatan gazetecileri nasıl hatırlamazsınız?

 

 

28 Şubat ne zaman yaşandı, 1997 mi, 1997+12= 2009 demek bu zamana kadar yatan gazeteci varmış; doğru benim böyle bir olaydan haberim yok.

Uğur MUMCU, Muammer AKSOY,

Yapmayın Allah aşkına, faili meçhullerin araştırılması için komisyon kurulması teklifi kimlerin oyuyla reddedildi? Biraz samimiyet!

C. ÇANDAR, M. Ali BİRAND, İsmet İMSET, H. Hüseyin CEYLAN,

Nurettin ŞİRİN, Yaşar KAYA, Metin GÖKTEPE.

 

Ben hiç hukuksuzluk yaşanmadı demedim, bu kadar fazla hukuksuzluk yaşanmadı dedim. Ha şunu da belirteyim, Çandar ve Birand benim için hiç bir şey ifade etmiyor, onlar da A.Hakan gibi olduklarında gerçeklerin farkına varacaklar ama iş işten geçmiş olacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

28 Şubat ne zaman yaşandı, 1997 mi, 1997+12= 2009 demek bu zamana kadar yatan gazeteci varmış; doğru benim böyle bir olaydan haberim yok.

Yapmayın Allah aşkına, faili meçhullerin araştırılması için komisyon kurulması teklifi kimlerin oyuyla reddedildi? Biraz samimiyet!

 

 

Ben hiç hukuksuzluk yaşanmadı demedim, bu kadar fazla hukuksuzluk yaşanmadı dedim. Ha şunu da belirteyim, Çandar ve Birand benim için hiç bir şey ifade etmiyor, onlar da A.Hakan gibi olduklarında gerçeklerin farkına varacaklar ama iş işten geçmiş olacak.

Evet yatan gazeteci vardı ve haberiniz yoktu. Çünkü sizi ilgilendirmiyordu,

aftan yararlanıp çıktı; Nurettin ŞİRİN. Bakın bakalım suçu neymiş?

Komisyonun kurulmasını en çok isteyenlerdenim ama Ak Parti döneminde hükümeti zorda bırakacak bir durum olmamakla beraber

Derin devletin yaptiklari, cinayetleri çıksın isterim.

Ama bu hakikat komisyonu için koşturanlar ECEVİT, DEMİREL, ÇİLLER, YILMAZ döneminde neden istemiyorlardı? Bunu hiç düşündünüz mü?

Çandar, Birand A. Hakan gibi olunca mı sizi ilgilendirir? İşte bunu söylüyorum;

Sizin gibi olmayınca sizi ilgilendirmiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hafiza-i beşerin nisyan ile malüllüğünü yaşıyorsunuz.

Bu ülkede yaşama özgürlüğü ellerinden alınan gazetecileri unutttunuz mu?

Yurt dışına gitmek zorunda kalanları yok mu sayıyorsunuz?

28 Şubat ve sonrasında yaka paöa alınan ve 12 yılı aşkın hapis yatan gazetecileri nasıl hatırlamazsınız?

Uğur MUMCU, Muammer AKSOY, andıçlanan, C. ÇANDAR, M. Ali BİRAND, İsmet İMSET, H. Hüseyin CEYLAN,

Nurettin ŞİRİN, Yaşar KAYA, Metin GÖKTEPE.

Yeni Şafak Gazetesi.

Yoksa bunlar sizin için bir anlam ifade etmiyor muydu?

Kastettiğim terör örgütleri;

ETÖ,

Devrimci Karagah adlı fason üretim vs.

 

ETÖ diye bir örgüt yoktur bu yasal olarakta yasaktir söylenmesi.

Yukarida adi gecen gazetecilerin birisi sabikali bir gazetecidir. Diger bir gazeteci ise kimlerle isbirligi icinde oldugu belgelenmis yani sucu sabit bir gazetecidir.Bölücüleri burada bizlere gazeteci diye ileri sürerek savunurken sizin tutuklanan gazeteciler icin sevindiginizi görür gibiyim. Eger sizin demokrasi anlayisiniz bu ise neden Güler ZERE'yi savundugunuzuda anlamak kolaylasiyor.

Siyonizmin oyunlari ile Cumhuriyetci basina karsi girisilen bu melun saldirilari böyle ucuz edebiyatla hakli gösteremezsiniz.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Çandar, Birand A. Hakan gibi olunca mı sizi ilgilendirir? İşte bunu söylüyorum;

Sizin gibi olmayınca sizi ilgilendirmiyor.

 

Beni A.Hakan da ilgilendirmiyor, biz zamanında dedik; hukuk bir gün size de lazım olur diye ama onlar bekleyelim görelim dedi. Gördünüz mü.....? Almanya nın sonuçlandırdığı dava CHP yi mi zora sokuyor? Aynen sizin gibi sizden olmayınca sizi ilgilendirmediği gibi.

 

Ama bu hakikat komisyonu için koşturanlar ECEVİT, DEMİREL, ÇİLLER, YILMAZ döneminde neden istemiyorlardı?

 

12 Eylülü yapanlarla beraber olanlar, desteklediklerini söyleyenler neden yaptıysa onlar da ondan öyle yapmışlardır. O zaman istemedi diye şimdi istemeleri de sizin için bir şey ifade etmiyor demek ki? Derenin altından çok sular aktı, belki de akılları başlarına gelmiştir belki de atın süvarisi değişmiştir. Gömlek çıkartanlara inanılıyor da onların değişeceğine niye inanılmıyor?

Bir de gulu gulu dansı vardı, o hükümette bu AKP den kaç kişi vardı? Demek ki birbirimizden bir farkımız yok hep keser kullanıyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

terör örgütleriyle işbirliği yapan gazetecilere özgürlük diye bir şey söz konusu olamaz.

Ha yani Kılıçdaroğlu terör örgütü yönetiyordu, o yüzden onu programına çıkaran Ahmet Hakan ertesi sabah altıda soluğu emniyette aldı öyle mi? Soner Yalçın zaten aslında televizyon değil, terör örgütü kurmaya çalışıyordu!!! Savcı da "ne bu tv işi?" derken aslında "ne bu kamera görünümlü silahlarla tiviii tiviii diye sıkma, suikast işi?" demek istemişti değil mi? :lol:

 

Doğru, yandaş basına yandaşlıkta sınır tanımama, lider uçuruma sürse, (ben demedim bakan kendi ağzıyla dedi) emperyalizmin boyunduruğuna itse bile, halkı o yana gütme özgürlüğü hiç bu kadar tanınmamıştı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nurettin ŞİRİN.

Şirin Rusya konsolosluğu önünde düzenlenen bir gösteride konsolosluğun camlarını kırmaktan yargılanmış ve mahkum olmuştur. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu bir suçtur. Yargılanması uzatılıp tutukluluğu uzatılmak suretiyle hukuksuz da yargılanmamıştır. Suçuna uyan ceza neyse verilmiştir. Hayır şimdi dünyanın her yerinde suç olan eylem görmezden mi gelinecekti neydi, ben anlamadım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ECEVİT, DEMİREL, ÇİLLER, YILMAZ döneminde neden istemiyorlardı?

Erbakan "daha yeni rahmetli oldu, hele bir rahat bırakalım da sorgu melaikelerine rahatça bir cevap versin" diye mi acıyıp onun adını anmadınız? Halbuki "bu işler fasa fiso, Çiller bacım sütten çıkmış ak kaşıktır, bunlar gulu gulu dansı yapıyorlar, bunlar patates dinindendir, esas konu kanlı mı olacak kansız mı" diyen kimdi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Erbakan "daha yeni rahmetli oldu, hele bir rahat bırakalım da sorgu melaikelerine rahatça bir cevap versin" diye mi acıyıp onun adını anmadınız? Halbuki "bu işler fasa fiso, Çiller bacım sütten çıkmış ak kaşıktır, bunlar gulu gulu dansı yapıyorlar, bunlar patates dinindendir, esas konu kanlı mı olacak kansız mı" diyen kimdi?

Evet, ERBAKAN'ı da ekleyin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şirin Rusya konsolosluğu önünde düzenlenen bir gösteride konsolosluğun camlarını kırmaktan yargılanmış ve mahkum olmuştur. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu bir suçtur. Yargılanması uzatılıp tutukluluğu uzatılmak suretiyle hukuksuz da yargılanmamıştır. Suçuna uyan ceza neyse verilmiştir. Hayır şimdi dünyanın her yerinde suç olan eylem görmezden mi gelinecekti neydi, ben anlamadım.

insaf! ŞİRİN Kudus gecesi düzenledi diye 12,5 yıla çarptırıldı. Cammış...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ha yani Kılıçdaroğlu terör örgütü yönetiyordu, o yüzden onu programına çıkaran Ahmet Hakan ertesi sabah altıda soluğu emniyette aldı öyle mi? Soner Yalçın zaten aslında televizyon değil, terör örgütü kurmaya çalışıyordu!!! Savcı da "ne bu tv işi?" derken aslında "ne bu kamera görünümlü silahlarla tiviii tiviii diye sıkma, suikast işi?" demek istemişti değil mi? :lol:

 

Doğru, yandaş basına yandaşlıkta sınır tanımama, lider uçuruma sürse, (ben demedim bakan kendi ağzıyla dedi) emperyalizmin boyunduruğuna itse bile, halkı o yana gütme özgürlüğü hiç bu kadar tanınmamıştı...

Soner YALÇIN'ın ettiklerni yargı gösterecek. O gazeteciliğin utanc yanıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O halde Şirin'in suçu bir değil, çokmuş. Ben üstelik İslami bir siteden aldım bilgiyi. Yani ben onların yalancısıyım. Kendi yandaşları hakkında yalan söylemişlerse ben sorumlu değilim. Google'a yazdım adını, neden mahkum olmuş diye, bu çıktı. Kudüs gecesinde yapılan konuşmalar belli, anayasal düzeni cihad ilan edip silahlı ayaklanma yoluyla değiştirmek. Ama mahkumiyet konsolosluğa yapılan saldırı nedeniyle verilmiş, google'daki bilgi bu şekilde.

 

Hayır yani, 28 Şubat halk tarafından da onaylanmış, Erbakan sandığa gömülmüştür. Erdoğan "ben o işleri bıraktım, milli görüş gömleğini çıkardım" diye iktidar olmuştur. "Kanlı mı olacak, kansız mı, artık Erbakan değil, ben karar vereceğim" dememiştir ki?

 

NOT: Şirin'in kendi çalıştığı İsra haber'in haberi:

"İsra Haber Genel Yayın Koordinatörü Gazeteci Yazar Nurettin Şirin, göz altına alındı

Şirin`in göz altına alınmasına gerekçe olarak, Beyoğlu Rusya Konsolosluğu önünde 18 Temmuz 2006 tarihinde gerçekleştirilen eylemden sonra konsolosluğa ait camları kırmasına ilişkin devam eden mahkeme gösterildi

Söz konusu eylem, İnguşetya`da şehid olan Şamil Basayev`i anmak ve Rusya`yı kınamak için düzenlenmişti

Dün akşam 22:00 sularında çalışma ofisinden çıkmasından hemen sonra göz altına alınan Şirin`in geceyi Şehremini Polis merkezinde tutuklu olarak geçireceği öğrenildi

Şirin`in bugün sabah (09062009) Beyoğlu Mahkemesi`nde ifade vermesi bekleniyor

Şirin: Basayev`in Şehadeti Çeçenistan`ın Özgürlük Müjdesidir

Şirin, eylemden hemen sonra da göz altına alınmış ve kısa bir süre sonra serbest bırakılmıştı Şirin, serbest bırakılmasından sonra şu açıklamayı yapmıştı: `Şamil Basayev`in pak kanlarının hesabını bu ümmet soracatır; ister Kafkasya`da ister Kafkasya`nın dışında Şamil Basayev`in şehadeti Çeçenistan`ın özgürlük müjdesidir

Şamil Basayev`in şehadeti üzerine dağlanan yüreklerimiz, Hizbullah`ın İsrail`i sarsan operasyonlarıyla ferahlıkla doldu; Kafkas`yadan Irak`a, Keşmir`den Afganistan`a, Filistin`den Lübnan`a kadar, islami direniş cebhelerimiz Ümmetimizin yüzünü ağartacaktır biznillah

Bize düşen görev de her yol ve imkanla bu cebhelerimizle omuz omuza olmaktır Emperyalist canavarlar, işgalci haçlılar, siyonist vampirler var oldukça biz de var olacağız; canımızla kanımızla"

İsra Haber

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Soner YALÇIN'ın ettiklerni yargı gösterecek. O gazeteciliğin utanc yanıdır.

Tabii tabii, yandaş değil, yalaka değilse zaten cehennemlik, ona bu dünya mahkemesi ne gelir, asıl mahkemei kübrada cehennemi boylayacak, tabi tabi... Öte dünyada lav içirip demirle dağlamak lazım böyle biat etmeyenleri değil mi, tabi tabi, anladık...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seriat canavari modasi gecmis bir olay degildir.Irticanin tehlike olmaktan cikarilmis olmasi irticanin olmamasi degildir,irticanin tehlike olmaktan cikarilmasi Atatürkcülüge karsi bir darbedir TSK bu darbenin icinde yer almistir.

 

Dogrulari söylemekten kacinmayalim.Süheyl Batum hocanin sözleri yerindedir,TSK ici oyulmus kagittan bir kaplandir.Onun icini oyanlarsa ABD-AKP ikilisidir.

 

Sayın Politika, benim yazımda sizin cevap verdiğiniz bir iddia yoktur. Dikkatli okursanız, Şeriat canavarının, irticanın modası geçmiştir gibi bir şey yazmadım. Yazımdan anlaşılması gereken; artık modası geçmiş olanın '' şeriat canavarını göstermek '' yoluyla prim yapmak olduğudur. Şimdi moda olanın ise '' darbe canavarı''nı göstermek yoluyla prim yapmak olduğudur.

 

AKP '' darbe canavarı''nı göstererek devletin felsefesini ''Ilımlı İslam''a götüren sivil darbesini meşrulaştırmaya çalışıyor ve aldığı oylarla bunda başarılı oluyor, CHP ise, artık modası geçmiş '' şeriat canavarı ''nı göstererek bu sivil darbeye karşı gelmeye çalışıyor ve aldığı oylarla bunda başarılı olamıyor-du. Derin devletin bugün kime çalıştığını ikisi de bildikleri için.

 

ve ayrıca,

 

Sayın Süheyl Batum'a gelirsek, benim anladığım kadarıyla, kendisinin bir hukukçu olması hasebiyle, ordunun bu davalardaki kendi mensupları ile ilgili hukuksuzluklar konusunda sessiz kalmasını eleştirmiştir. Bu siyasete veya hukuka müdahale istemi değildir. Esas yönünden değil usül yönünden her vatandaşın, kurumun eleştiri hakkı vardır demokrasilerde. Yoksa, neden o sözlerin akabinde '' CHP hala dimdik ayakta '' desin, CHP'nin darbe yapma ihtimali mi var ? Üstelik, Sayın Süheyl Batum'un sözlerini '' ordu neden siyasete karışmıyor '' şeklinde anlıyorsanız, siz de bu davaların siyasi dava olduğunu kabul etmiş durumunda oluyorsunuz demek değil midir efendim ?

 

Sayın Süheyl Batum, ordunun bu davalardaki kendi mensupları ile ilgili hukuksuzluklar konusunda sessiz kalmasını ABD'nin, bu davalar yolu ile artık ordu içinde de bir sindirme, yıldırma sağlamış olduğunu anlatmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

terör örgütleriyle işbirliği yapan gazetecilere özgürlük diye bir şey söz konusu olamaz.

 

Sayın Ahmet Ay bey, derin devletin şimdiki uzantısı ile işbirliği yapan yandaş medyadaki gazeteciler için de aynı şeyi düşünüyor musunuz acaba ? Şimdiki derin devlet sudan çıkmış ak kaşık mıdır sizce ?

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.