Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

 

 

Yılmaz abi.. :)

 

Gördüğün Tanrını hemde her yerde gördüğünü söylediğin Tanrını tarif etmek mümkünse tarif ediverde bizde aramaktan kurtulalım.. :)

 

 

 

Dayıcığım, göremeyene tarif etsen ne yazar, gören için ise kılavuz gerekmez; sen aramaya devam et umarım bir gün bulursun.

Gönderi tarihi:

Dayıcığım, göremeyene tarif etsen ne yazar, gören için ise kılavuz gerekmez; sen aramaya devam et umarım bir gün bulursun.

Bu cevap Nasreddin Hocanin "bilenleriniz bilmeyenlerinize öğretsin" fikrasini hatirlatti.

Gönderi tarihi:

Herkese merhaba,

Esasında dini konuları tartışmak çok saçma, insanlar kendi inaçları ile başbaşa kalmalı... Ama maalesef, inananlar inaçları gereği iananmayanları ikna etmek zorunda, ikna edemezlerse de yok etmek ile yükümlü, bütün problem buradan çıkıyor.Kimse taliban'a, hizbullah'a, kızmasın onlar çok dürüstler inançlarının tam arkasında duruyorlar.ama bizim ülkemizde bazıları kendilerini ılımlı islamcı gösterenler çok sinsiler, sanki gerçek iman daha başkaymış gibi davranıyorlar. Tartışmamız gereken bu: ey inanalar artık yalanların arkasına sığınmayın, gerçek iancınızı saklamayın. gerçek duruşunuzu gösterin. herkes ona göre saflarını alsın, yeter bu oyun...

 

Efendim, 11 Eylül öncesi ve sonrası süreçte ABD'deki aşırı dinci Neocon ve Evangelistler tarafından üretilen, Irak ve Afganistan işgalllerini meşrulaştırmaya yönelik bu bayatlamış argümanların kaynağı, CIA'nın, Afganistan'da Sovyet İşgaline karşı silah ve eğitim desteği ile palazlandırdığı, ABD yandaşı Suudi Arabistanın desteklediği El-Kaide ve Taliban'ın mezhebi, kendilerini ılımlı islamcı gösterenler dahil diğer tüm müslümanların ''sapık mezhep '' diye niteledikleri mezhep olan Selefiliktir.

 

Eğer, Selefiler dışında kalan tüm müslümanlar Kuran'ı sizin anladığınız gibi yorumlamış olsalardı, tarih boyunca İslam coğrafyasında Yezidiler, Şamanistler, Bahailer, Sâbiîler, Hindular, Yahudiler, Hristiyanlar yaşamamış ve halen de yaşamıyor olurlardı. Değil mi, efendim ?

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

 

Sn.Canraşit..önce safa geldiniz foruma.. :)

 

İnsan hem RAHMAN,dır(Baba..) hemde RAHİM,dir(Anne..) :)

 

İnsan biraz cindir biraz şeytan birazda melek..birisi eksik olsa mümkün olmaz İnsanı görmek.. :)

 

Tartıştıkça sonuca varmak uzarda uzar..paylaştıkça bilgi coşarda coşar..kesin,doğru ve güzel sonuca koşar.. :)

 

Melek cin şeytan..bu terimler insanın davranış biçimini ifade etmek için kullanılır..aslı İnsandır yani.. :D

 

Hoş buldum efendim, teşekkür ederim. Bu forumun '' dayısı '' sizsiniz galiba ?

Size itiraz etmek ne mümkün ? '' kedidir kedi '' olacak hali yok tabi. elbette '' İnsandır insan ''dır o :flowers:

 

lakin şu da var ki;

 

'' Freud kendi araştırmalarının sonucunda görmüştür ki, bir fikrin bir arzuya karşılık olması ve onu tatmine yaraması, bu fikrin yanlış olduğunu kanıtlamaz. Psikiyatristlerin günümüzde hep aynı hataya düşmeleri, Freud’un bu düşüncesini özellikle belirtmeme yol açtı. Birçok gerçek ve bir o kadar da yanlış fikrin varolması doğaldır. Bu fikirlere insanlar, onların doğru olmasını arzuladıkları için sarılmışlardır. Ama unutmamak gerekir ki, birçok büyük buluşa yol açan da, yine bir takım fikirlerdir. Kimi insanlar tüm güçleriyle bunların doğruluğuna inanıp, bunu ortaya çıkartmaya çalışırken, bir sürü yeni gerçeğe ulaşmışlardır. Böyle büyük bir ilginin varlığı olayı, dıştan izleyene garip ve hastalıklı bile gelse, bu hiç bir zaman herhangi bir yargının ve de yorumun yanlışlığının kanıtı olamaz. '' ( Erich Fromm )

 

en iyisi Hayyamdan gelsin efendim :

 

bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!

bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.

hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:

bir şey daha var bütün yaptıklarından başka

 

varlık yokluk derdini aklından sil;

bırak öteleri de kendini bil.

doldur şarabı geniş bir nefes al:

kaç nefes alacağın belli değil

 

kim demiş haram nedir bilmez hayyam?

ben haramı helali karıştırmam.

seninle içilen şarap helaldir,

sensiz içilen su bile haram.

 

Saygılar sunarım. :)

Gönderi tarihi:

Bu cevap Nasreddin Hocanin "bilenleriniz bilmeyenlerinize öğretsin" fikrasini hatirlatti.

 

Ama orada bilmeyenler öğrenmek için gelmiş, burada ise amaç, bilmeyenlerin bilenleri bildiklerinden vazgeçirmek.

Gönderi tarihi:
burada ise amaç, bilmeyenlerin bilenleri bildiklerinden vazgeçirmek.

Böyle bir amaç olamaz, çok insafsız bir değerlendirme olmuş. Çünkü böyle bir amaç sağduyuya, mantığa, hatta insanlığa bile aykırı olurdu. Çünkü insan bilmek isteyen bir varlıktır. Zayıf insanlar çıkar için bilmek ister, erdemliler ise sadece bilmek için bilmek ister. İnsanlığın önderleri de sadece bilmek için bilmek isteyenlerdir.

Gönderi tarihi:

Kuran'ı sizin anladığınız gibi yorumlamış olsalardı

"Apaçık bir bildiri" olduğu Kuranın kendinde yazan bir iddiadır. Kimse karmaşık, anlaşılmaz olan emirleri kafasına göre yorumlamıyor. Apaçık bildirilmiş ve ayan beyan anlaşılan emirler niye uygulanamamış konusuna gelirsek, gücü yeten yetene. Tarihte en barbar çağlarda bile kimse kimseyi pek kılıçtan geçirerek yok edememiştir. Kültürler daha çok kendi iç dejenerasyonları nedeniyle rekabet edemeyerek silinmişlerdir. Yok yani, öyle her emir de harfiyen yerine getirilmiyor, sulandırılıyor, esnetiliyor, gözardı ediliyor filan...

Gönderi tarihi:

[]Böyle bir amaç olamaz, çok insafsız bir değerlendirme olmuş.

 

Yok, insafsız değil, bence tam da böyle. Biz kimseye niye inanmıyorsunuz diye sorgulama filan yapmıyoruz ama inandıklarımızın mantık dışı olarak kabul ettirilmeye çalışıldığı aşikar.

Gönderi tarihi:

mantık dışı olarak kabul ettirilmeye çalışıldığı aşikar.

Bu nasıl yapılıyor, bir kişiye kırk kere deli dersen nasılsa deli olur diye düşünülüp kırk kere "mantık dışı, mantık dışı, mantık dışı..." mı deniliyor? Hayır. Neden mantık dışı olduğu kanıtlarıyla ortaya konuyor. İtiraz ediyorsanız siz de mantık içi olduğunun kanıtlarını koyacaksınız. Bu işler böyle yürür...

Gönderi tarihi:

Bu nasıl yapılıyor, bir kişiye kırk kere deli dersen nasılsa deli olur diye düşünülüp kırk kere "mantık dışı, mantık dışı, mantık dışı..." mı deniliyor? Hayır. Neden mantık dışı olduğu kanıtlarıyla ortaya konuyor. İtiraz ediyorsanız siz de mantık içi olduğunun kanıtlarını koyacaksınız. Bu işler böyle yürür...

 

 

Her şey sizin mantığınıza uymak zorunda değil, biz söyledik siz kabul etmediniz, siz söylediniz biz kabul etmedik; daha ötesi var mı, yok.

İnsanoğlu insan sağlığı için trilyonlar harcıyor, yeri geliyor bir insanın hayatını kurtarmak için özel uçaklar kaldırılıyor ama gelin görün ki öte yanda toplu katliamlar için de silahlar üretiliyor, kat ve kat daha fazla harcama yapılıyor, bunda bir mantık var mı? Hele şu örnek daha çarpıcı, bir ülkede aldığı borcu iki katına çıkarmış, işsizlik tarihinde görülmemiş düzeye getirmiş bir hükümet yine seçiliyor. Peki mantık bunun neresinde? İlla her şey mantıkla açıklanacak diye bir kural yoktur sanırım.

Gönderi tarihi:

"Apaçık bir bildiri" olduğu Kuranın kendinde yazan bir iddiadır. Kimse karmaşık, anlaşılmaz olan emirleri kafasına göre yorumlamıyor. Apaçık bildirilmiş ve ayan beyan anlaşılan emirler niye uygulanamamış konusuna gelirsek, gücü yeten yetene. Tarihte en barbar çağlarda bile kimse kimseyi pek kılıçtan geçirerek yok edememiştir. Kültürler daha çok kendi iç dejenerasyonları nedeniyle rekabet edemeyerek silinmişlerdir. Yok yani, öyle her emir de harfiyen yerine getirilmiyor, sulandırılıyor, esnetiliyor, gözardı ediliyor filan...

 

Evet efendim, emir apaçık, lakin yorum emirle değil emir bağlamla yani o dönemle ilgili. İçinde ''Kabe''nin, yapılan bir anlaşmanın geçtiği emir nasıl tüm zamanlarda geçerli diye algılanabilsin ki. Nitekim algılanmamış da, Selefilik hariç.

 

Tarihte en barbar çağlarda bile kimse kimseyi pek kılıçtan geçirerek yok edememiştir iddiası da tarihi bilgilere uymamaktadır.

 

Cengiz'in ordusu, Roma ordusu, Vikingler bir şehri savaşıp ele geçirdiklerinde silahsız sivil halka katliam uygulayan ordulardır. O şehirde canlı bir sinek bile bırakmayan ordulardır. Ayrıca, Mayaları, Aztekleri, İnkaları, çoğu K.Amerika yerli kabilesini kimler yok etmiştir ( Bir topluluğun dili ve kültürü yok olursa o toplumun genleri devam etse bile yok olmuşlar demektir ). Neden köle olarak kullanılmalarına karar verilip kılıç artığı kalanların hepsi bugün Hristiyandır. Avrupa Endülüs'te Müslüman bırakmış mıdır ? Yahudi bırakmış mıdır ? Neden Osmanlı'ya sığındılar Yahudiler ?

 

Buna karşlık, Osmanlı çekildiğinde Balkanlarda yalnızca Müslümanlar mı kalmıştı ? İslam coğrafyası dışında her dinden insanın yaşayabilmiş olduğu bir coğrafya var mıdır yeryüzünde ?

 

Konu güç yetirememe, esnetilme, gözardı edilme konusu değildir efendim. Tarihte tüm müslümanlar o ayeti Selefiler gibi anlasalardı, bugün İslam coğrafyasında hiç Yezidiler, Şamanistler, Bahailer, Sâbiîler, Hindular gibi müşrik sayılan dinlere mensup insanlar kalmamış olurdu. Bu kadar açık ve nettir.

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Ey zaten ben de "pek" dedim, "hiç" demedim. Örneğin Azteklerin çökmesine de iç dejenerasyonlar neden olmuştur. Korkunç bir insan kurban etme ve aşağı tabakaları kanına kadar sömürme dini geliştirmişlerdi. Bu din tek kelimeyle korkunç ve hafakan gibi, kabus gibi bir dindi.

 

İslam toprağında müşrik bırakmama emri belli bir süre için nasıl olur ki? Bırakmayacaksın, ya öldürecek, ya sürgün edeceksin, ya müslüman olacaklar. Ehli kitap da elleri ile küçülerek cizye ödeyecek, tamam işte, İslam devleti bu! Bunun dışında bir sınırlama ve şu zamandan sonra bu geçerli değil demek için ne gibi bir sebep ve kanıt var? Kanıt hayali olmaz, "ahana bak sure bilmem ne, ayet bilmem kaç. Bu işi yüz yıldan sonra bırakın artık müşrikler istediğine tapsın, ehli kitap da artık o tarihten sonra cizye verirlerse gönüllerinden versinler, küçülerek vermesinler diye yazıyor" dersiniz, biz de "haaa, tamam o zaman, özür dileriz" deriz.

 

Ama olmayınca yoktur yani, yok, varsa gösterin.

 

Yok niye cizyeyi küçülerek verdiriyor, insan gibi verseler olmuyor muymuş, ben onu da anlamıyorum! Herhalde aşağılık duygusu tatmini olsa gerek!

Gönderi tarihi:

 

Hiç bir fikir düşünmeden oluşmaz..tatminsiz beyinler sürekli düşünürler..hep yeni ve daha güzelini isterler..tatminsiz beyinler işte ne diyelim.. :D :D :D

 

İnsansız Allah olmaz..Allahın insanı vardır, birde İnsanın Allahı vardır.. :D hadi gelde çık işin içinden..Taptuk Emrem Yunusuma ne demiş bilirsiniz..gözlerimizi sana verdik evlat,bizim gözlerimizle bu alemi seyret.. :)

 

Sade ''dayı'' kabadayı falan değil.. :D

Gönderi tarihi:

Ey zaten ben de "pek" dedim, "hiç" demedim. Örneğin Azteklerin çökmesine de iç dejenerasyonlar neden olmuştur. Korkunç bir insan kurban etme ve aşağı tabakaları kanına kadar sömürme dini geliştirmişlerdi. Bu din tek kelimeyle korkunç ve hafakan gibi, kabus gibi bir dindi.

 

Efendim, Kızılderililer, Mayalar , İnkalar da mı böyle idi ? Öyle ise,'' Oh olmuş haketmişler '' diyelim öyle mi ?

 

Bugünün değerlerine göre düşünürsek, vahşilik, korkunçluk, ateşli silahları ile onları yok etmeye, zenginliklerine el koymaya gelen Avrupalı Hristiyan sömürgecilerde midir yoksa yalnızca hasat dönemlerinde esirlerini kurban eden Azteklerde midir ?

 

Aynı mantıkla Irak işgalinde 1 milyon insan öldürülmesini de meşru mu görmeliyiz ?

 

Ki Aztek kültürü abarttığınız kadar vahşi bir kültür değildi. Azteklerde insan kurban etmenin, Antik çağda Ortadoğuda rastlanan örneklerinden farklı bir yanı yoktur ve bu tören Aztek dininde bir iç dejenerasyondan, sonradan yozlaşmadan kaynaklı bir durum değildir söylediğiniz gibi.

 

Ve hepsini boşverin diyelim ki bu konuda haklısınız,

 

O zaman neden Kabe çevresindeki müşriklerin öldürülmesini haksız buluyorsunuz ? Onlar da kız çocuklarını korkunç bir şekilde diri diri toprağa gömen, ilk müslümanlara vahşi işkenceler yapan insanlar değil miydi ?

 

Şimdi şöyle bir düşünelim.

 

Avrupalı Hristiyan Sömürgecilerin Latin Amerikada uyguladıkları katliam, bugünün değerlerine göre olduğu gibi, kendi yaşadıkları zaman göre de korkunçtur, geridir.

 

Ama Kabe çevresindeki Müşriklerin Müslümanlar tarafından öldürülmesi,bugünün değerlerine göre korkunç olmasına rağmen, kendi yaşadıkları zaman göre normaldir. İleriye doğru bir devrim olduğu için de normaldir.

 

Peygamberden sonra, Müslümanlar tarafından yapılan savaşlarda bu ayetin dikkate alınmaması ise bu devrimin görünen yüzüdür.

 

İslam toprağında müşrik bırakmama emri belli bir süre için nasıl olur ki? Bırakmayacaksın, ya öldürecek, ya sürgün edeceksin, ya müslüman olacaklar. Ehli kitap da elleri ile küçülerek cizye ödeyecek, tamam işte, İslam devleti bu! Bunun dışında bir sınırlama ve şu zamandan sonra bu geçerli değil demek için ne gibi bir sebep ve kanıt var? Kanıt hayali olmaz, "ahana bak sure bilmem ne, ayet bilmem kaç. Bu işi yüz yıldan sonra bırakın artık müşrikler istediğine tapsın, ehli kitap da artık o tarihten sonra cizye verirlerse gönüllerinden versinler, küçülerek vermesinler diye yazıyor" dersiniz, biz de "haaa, tamam o zaman, özür dileriz" deriz.

 

Ama olmayınca yoktur yani, yok, varsa gösterin.

 

Müslümanlar asırlar boyu bu ayetin tefsirini sizin anladığınız gibi yapmadılarsa, örneğin Taberinin tefsirinde böyle bir anlama yoksa, yok illaki ''demirefenin tefsiri '' ile anlayacaksınız diye ısrar etmenin bir manası var mı, emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmekten başka ?

 

Hayır akıl var, mantık var. O ayetlerde '' Resul '' ile yapılan bir antlaşmaya konu olan müşriklerden bahsediyor, kim olsa böyle anlar.

 

Ayrıca, buyrun Taberi tefsirine atıf yapılan tefsir :

 

Tevbe Suresi

 

1- Bu, Allah ve Resulünden, kendileriyle antlaşma yaptığınız müş­riklere bir ihtardır.

 

Bazı Müşrik kabileler, Resulullah ile yapmış oldukları antlaşmalarını bozmaya başlamışlardı.Bunun üzerine Allah teala, Resulullahın da, Müşriklerle olan antlaşmalarını bozmasını ve kendilerine dört aylık bir süre tanıdıktan sonra savaş açacağını ihtar etmesini emretmiştir.

 

Taberiye göre, burada ahidleri bozularak kendilerine savaş açılacağı ihtar edilenler, Resulullahın aleyhine başka kâfirlere yardım edenler ve tek taraflı olarak Resulullah ile olan andl aşmalarını bozanlardır.[1]

 

[1] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 4/251

-http://www.haznevi.net/icerikoku.aspx?KID=5338&BID=62-

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Tarih meleklerle şeytanların savaşı değildir ki illa kim tamamen masum, kim tamamen zalim karar vermek zorunda olalım... :)

 

Taberinin şunun bunun çarpıtmasından bana ne? Kime ne? Tevbe suresinde ne yazdığı son derece açık. Yoruma gerek yok, Arapça derin uzay sırrı, kimseciklerin anlamadığı bir dil değil. Kolaylıkla tercüme edilir ve ne dediği rahatlıkla anlaşılır.

Gönderi tarihi:

Tarih meleklerle şeytanların savaşı değildir ki illa kim tamamen masum, kim tamamen zalim karar vermek zorunda olalım... :)

 

Taberinin şunun bunun çarpıtmasından bana ne? Kime ne? Tevbe suresinde ne yazdığı son derece açık. Yoruma gerek yok, Arapça derin uzay sırrı, kimseciklerin anlamadığı bir dil değil. Kolaylıkla tercüme edilir ve ne dediği rahatlıkla anlaşılır.

 

Efendim, insanlık değerlerinin gelişiminin yönü bilinmeyen bir şey değildir. Tarihi bilimsel olarak değerlendirme hakkımız elbette vardır.

 

Ayrıca, Taberi'nin tefsirinin muteber tefsirler arasında olduğu biliniyor. Onun yaptığı, kelimeler üzerinden yapılan bir çarpıtma değil, apaçık olduğunu kendinizin de ifade ettiği sözlerden, ifadelerden, cümlelerden her mantıklı insanın kolayca çıkarabileceği sonuçları yazmaktır.

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Tarihi bilimsel olarak değerlendirme hakkımız elbette vardır.

Ona şüphe yok. Bu hakkınızı iyi kullanmanızı diliyorum. Tarihin her yönünü, tefsirleri de unutmayın...

Gönderi tarihi:

arkadaşım dayı sen ufoloji denen bilimden haberin varmı ve bu bilimin ortaya çıkardığı delillerden ve binlerce görgü tanığı resim ve videolardan haberin varmı.belkide uzayda bir yerlerde bizim hayat başlangıcımız gibi bir hayat başlangıcı oluyor yada uzayda bizden binlerce yıl ilerde olan uzaylı ırklar günümüzde görülen uzay gemileri yani ufolarla bizi ve başka gezegenleri geziyor bunlar bir gerçek.sana

Gönderi tarihi:

arkadaşım din bir saçmalıkır ve günümüzde derin dünya devleti türkiyede şeriatı getirmeye çelışmaktadır,akpyi iktidara taşımak için ve müslümanlar madur oluyor dedirtmek için başörtüsü maduriyeti çıkardılar ve halkı bu şekilde kendi taraflarına çektiler daha sonra iktidarlarını meşrulaştırmak için ergenekon saçmalıklarını ortaya çıkardılar güya akpyi haksızca düşürmeye çalışıyorlar halbuki maksat akpyi haklı çıkarmak,bu sayede dine taraf topladılar ve kendi iktidarlarını meşrulaştırdılar şimdi tek yapılması gereken düğmeye basılıp şeriat devletini kurmak ama bunu ne zaman yapacaklar işte bu bir soru.

Gönderi tarihi:

Ona şüphe yok. Bu hakkınızı iyi kullanmanızı diliyorum. Tarihin her yönünü, tefsirleri de unutmayın...

 

Demek ki neymiş efendim ? '' İslam Şiddet dinidir '' argümanı en azından dilinize pelesenk ettiğiniz bu ayet değerlendirildiğinde temelsizmiş değil mi ?

 

Yüzyıldır emperyalist ülkeler tarafından rahat bırakılmamış, işgallere, ambargolara uğramış, onların çıkardıkları iç savaşlarla uğraşmış, askeri darbelere maruz kalmış ülkelerde insanların her ne dini ve ideolojiyi savunuyor olurlara olursa olsun, radikal tutum sergilememeleri, fanatizme sürüklenmemeleri olanaksızdır.

 

'' Kediyi bile sıkıştırırsanız kaplan kesilir '' lafı boşuna söylenmemiştir. Dinler, ideolojiler, felsefeler psikanalitik açıdan normal görülen, her insanın ruhsal ihtiyaçlarını karşılayan olgulardır. Baskı ve şiddet ortamlarında da herkes sahip olduğu düşünceye, ideolojiye, dine, felsefeye daha sıkı sarılır.

 

İşte, tarihin her yönüne, tefsirlere de gelirsek, Selefi mezhebine mensup Taliban'ın, El Kaide'nin, Hamas'ın Afganistan gibi, Filistin gibi ülkelerde halk tarafından destek görmesinin sebebi budur.

 

Osmanlı zamanında unutulmuş bir mezhep olan Selefilik, 1.Dünya savaşı sırasında Ortadoğu'da cirit atan Lawrence gibi çok iyi Arapça bilen İngiliz ajanları tarafından yeniden hortlatılmıştır Osmanlıya karşı kullanılmak üzere. '' İslam Şiddet dinidir '' martavalının pazarlanabilir hale gelmesinin kaynağı da budur.

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

temelsizmiş değil mi ?

Değil! :D Hani bilimsel yöntem kullanacaktınız? Olmadı! :)

 

apaçık olduğunu kendinizin de ifade ettiği sözlerden, ifadelerden, cümlelerden her mantıklı insanın kolayca çıkarabileceği sonuçları yazmaktır

Tam tersine, apaçık olduğu için herkesin kolayca anlayacağı sözler okunmasın, tefsirleri okunarak insanlar kandırılsın diye çarpıtılmış sonuçlar çıkarmaktadır. Hayır deniyor kişilere bakarak yargılama, ey işte ben de kişilere, Taberiye filan bakmıyorum, iyi ya?

Gönderi tarihi:

Ben konuya biraz açıklık getireyim, İslam elbette şiddet dinidir. Buna hiç şüphe yoktur. Fakat bizim yargıladığımız bu değil. O devir için şiddet dini olmayan, şiddet devleti olmayan, şiddet temelinde olmayan pek bir şey de yoktu. İşte Tibet'te filan bulabilirdiniz ancak şiddete dayalı olmayan bir din filan.

 

O çağda o coğrafyada ortaya çıkan bir din elbette şiddet dini olacak. Başka türlü olması düşünülemez. Daha bu tarafa gelelim, Osmanlılar da Akdeniz'de korsanlık yapıyordu, Avrupalılar da. Avrupalılar korsanlığı hatta okyanus ötelerine de taşıdılar. Küreselleştirdiler.

 

Biz buna karşı çıkmıyoruz. Zamanında demokrasi yoktu, insanlık kültürü o düzeydeydi. Bizim itirazımız, İslam şöyle cici, böyle güzel, böyle barış dinidir, kıyamete kadar da geçerlidir, buna inanmayan şöyle böyle olur denmesine. Yani yemeyelim kimseyi, yok böyle bir martaval. Bunu külahım bile dinlemez.

 

Hayır şimdi, tehditle, korkutmayla inandırılır mı yahu? Zorla değil ya kardeşim, bana inandırıcı gelmiyor? Bu nasıl demokrasi, bu nasıl insan hakları? "Dinledik, inandık" deynce hoş, güzel de "dinledik, inanmadık!" deyince niye kıyamet kopuyor?

 

Kimse kimseyi kandırmasın. Barış sonsuz bir rüyadır. Barış diye bir şey yoktur. Birtakım adı insan konmuş müsvetteler sahaya düşen bir zavallı kuşu tekmeliyor, bir diğeri başka zavallı hayvanlara işkence ediyor. İnsan türünün yapısı bu. Ne barışı? hangi barış? Kimse enayi değil, hiç kimseler kusura bakmasın. Tekrarlayayım: Barış sonsuz bir rüyadır.

 

Dinciler dün de emperyalistlerin hizmetindeydiler, bugün değişen hiç bir şey olmadı. Dogmadan hiç bir hayır çıkması eşyanın tabiatına aykırıdır...

Gönderi tarihi:

Daha açıklayıcı olmak üzere şunları da ayrıntılandırayım. Bunları dinlerin kökenine bakarak söylüyorum:

 

Asıl şiddet dini olan Yahudi dinidir. Baştan aşağı şiddettir. Sürekli kurban kesme, kurbanın kanının hiç eksik olmaması, sürekliliği geleneği; taşlayarak öldürme; başka kavimlere sürekli savaş açma vardır.

 

Hristiyanlık buna bir tepki olarak çıkmıştır. Taşlamaya izin vermeme, tokat atana öbür yanağını çevirme gibi anlayışlar geliştirmiştir. Tevrat şiddetini yok etmeyi hedefleyen bir din olmuştur. Kökeninde şiddet olmadığını söyleyebiliriz, ama uygulamada bilinen en kapsamlı şiddet uygulamaları Hristiyanlıktan çıkmıştır, büyük bir tezat olarak. Bundan Roma geleneği ve onun sürdürülmesi sorumludur.

 

İslam dini bu iki önceki din arasında bir denge kurma görüntüsü çizmiştir. Taşlama uygulanmış, ama açıkça kural olarak yazıya geçmemiştir. Kuran elbette İncil'den çok Tevrat'a yakındır ama bu görüntü net olarak verilmekten kaçınılmıştır. İsa'nın yumuşatıcı etkisi en azından görünürde kendisini hissettirmiştir. Bu iki etki arasında İslam dini takiyyeci bir görünüm çizmiştir.

 

Konunun kökenleri böyledir...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.