Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

YETMEZ AMA EVET...DİYORUZ!


mavi olmayan gökyüzü

Önerilen İletiler

Simdi bu asker karsitligi kendilerinde croniklesmis olanlar var ya;son sekiz yilda Türkiye'de yasanan baskici,dikta,sansürcü,antidemokratik,anti Atatürk,Anti laik,Anti Türk,Anti Türkiye calismalarina adlar takmislar:"Degisim,daha iyi demokrasi,Sivil yönetim,orduya haddini bildirme,generalleri hizaya getirme,millet egemenligi vs vs"gibi daha bir cok bunlara benzer adlar takarak olanlari olmasi gereken olarak gösterme cabasindalar.Bunlar gecmiste ordunun vesayetindeydik simdi demokratiklesiyoruz iddiasindada bulunuyorlar.Yozgat otobüs terminalinde oruc tutmuyor sigara iciyor diye dögülen savcida zaten demokratiklesmemizin bir göstergesiydi.

 

Milletin parasini,EVET oyu alabilmek icin iftar sofralari kurarak carcur etmek,halka rüsvet verip sonra da biz yolsuzluklarla encok mücadele eden iktidariz diyenler,acilis yapacagiz bahanesi ile devletin ucagini,helikopterini,arabasini kullanip cebinden bir kurus ödemeden referandum mitingi yapmaya gidenlerde zaten demokratiklesmemizin ve yolsuzlukla mücadelenin bir geregini yerine getiriyorlar.

 

Isgal edilmis veya yabanci bir ülkenin topraklarina gider gibi Diyarbakira mitinge git,dagi tasi polis ve güvenlik görevlisi ile doldur,komsu illerden 2000'in üzerinde polis takviyesi yap,icisleri bakani bizzat basbakanin referandum mitingini organize etsin ve sonrada basbakan muhalefete seslensin;"GELSENE DIYARBAKIR'a" da demokratiklesdigimizin bir göstergesidir.

 

Iftar icin verdigin yemek kutularinin üzerine,masa örtülerine bastir EVET'i sonrada vatandastan ücret ister gibi"BIZ YEMEK VERDIK SIZ DE EVET VERECEKSINIZ"diye tehdit et.

 

Daha ne yazalim ki;Hayir/Evet tartismasindan rahatsiz olanlara duyurulur.

 

saygilarla

 

Doğru evetçiler şunlara evet diyecek, pakette şunlar var yani:Daha fazla yolsuzluk yapılacak, ekonomi daha da kötüye götürülecek Atatürkçülükle mücadele edilecek, Türklükle mücedele edilecek, vatan bölünecek, Kürtlere bir kısmı tahsis edilecek,iktidar padişahlığını ilan edecek,kimse artık hiçbir fikrini söyleyemeyecek,demokrasiden uzaklaşılacak, hukuksuzluk hüküm sürecek, dini değerler kullanılacak v.s vs... Evet diyecekler paketteteki bu maddelerin çok faydalı olduğunu düşünüyorlar, bir bildikleri var galiba?

 

Hayırcıların hayır dedikleri paket bu olsa gerek, evetçilerin evet dedikleri paket bu mu?

 

Sanki insanlar demokrasiden uzaklaşmaya, birinin oruç tutmuyor diye dövülmesinin hükümet potikası haline gelmesi için, yargının bağımlı hale getirilip milletimize kan ağlatması için, yolsuzlukların devamı için evet diyecekler?

 

Evetçilerin en çok ümit besledikleri nokta, bu paketle olanlar devrim niteliğinde asla değil, darbe Anayasasıyla hesaplaşama falan da değil ama bir kapı açılacak, bir hava oluşacak bu paketin geçmesiyle, niçin daha fazla değişim için, daha fazla demokratikleşme için, oluşacak bu hava AKP'ye sorumluluk yükleyecek, ülkeyi geriye götürmek için değil, demokratikleşme yolunda daha fazla adım atması için.

 

Ergenekon davasındaki hukuksuzlukları, insan hakları ihlallerini hukuk adına, insanlık adına kimse tasvip edemez.Hukuk hepimize lazım; gelin görün ki bir dilim baklava hırsızlığı davasının yıllarca sürdüğü yargı sistemimizde Ergenekon gibi bir davada sistemimİzin hukuk dağıtmadaki yetersizliği yüzünden sayısız hukuk ihlalleri oluyor.

 

Gerçekten hukuksuzluktan, hukuk ihlallerinden dem vuranlar bu davaya bakış açısı geliştirirken samimi iseler, hukuk taraftarı, ideolojik tavır üstü insan hakkı savunucusu iseler en başta hukuğa sahip çıkarlar, orda yargılanan insanların kimliğine değil.Daha düne kadar hiçbir hukusuzluktan dem vurmayanlar silahlaştırılmış hukukğun namlusu kendilerine dönünce hukuksuzluktan şikayet etmeye başladılar.Evet şikayet edilmeli hukuksuzluktan ama herkes için hukuktan.

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yargida bekleyen dosyalarin nedeni yarginin islevini yerine getirmemesinden degil,yillardir atama bekleyen il ve ilcelere bu atamalarin yapilmamasidir.Bakin hala Adalet Bakani -ki bunlar hep gelismis demokrasiden dem vuranlardir-HSYK'da baskalik koltuguna oturmus kurumu calisamaz bir konuma getiriyor cünkü istedigi kadrolara gecit verilmiyor.E siz gecit vermezseniz bizde atamalari engeller vatandasi yargidan biktiririz,zihniyeti ile calisiyor adalet bakani ve onun noteri.

 

26 madde;ve hicbirisi darbe ile hesaplasmayi icermeyen maddelerin yanina kamuoyunu aldatmaya yönelik göstermelik diger maddelerin ilavesiyle,EVET oyunu kaparak ülkede zaten mevcut olan diktaci yönetimi yasal statüye kavusturup yargiyida kucaga alma hamaratligi.

 

Demokrasi hikayeleri ile vatandasin akli karistirilirkenGüneydogu'dan yükselen özerklik,Kürdistan,Kürt bayragi söylemlerine ise kulaklar tikanmis.Demokrasi var ya;herkes istegigini söyleyecektir.Yarin bu istenen özerkligi verecek ve demokrasi geregi diyeceklerdir.Bu nedenle EVET oyu icin mücadele veriliyor,bu nedenle asker susturuldu,bu nedenle Türk'üm demek suc kapsamina alindi,bu nedenle ulusalci ve cemaatci olmayan gazeteciler bilim adamlari icerdedir.Yargisiz infazla icerde tutulmaktadirlar.Yüksek yargi disinda kalan yarginin büyük bir kesimi zaten iktidarin elindedir.Cemaatcidir.Fetulahcidir.Iktidar onlara istedigi kisiyi tutuklatiyor istedigi kisiyide örnegin Deniz Feneri yolsuzluguna ADI KARISANLAR gibi serbestce dolastiriyor.

 

40 MILYON TÜRK LIRASI AKP'nin bugüne kadar ki referandum gideridir.Bu havuzun suyu nereden geliyor,kim karsiliyor bu paralari sorabilen bir merci kaldimi ülkemizde?5 Milyar kira HAVUZLU VILLA icin ödeyen basbakana sorabilen varmi kim veriyor bu parayi diye.

 

Hadi canim sende diyecekler belki birileri,referandumla basbakanin villasinin alakasi neymis diyenler olacaktir belki ama;Evet oyu demek ülkede yolsuzlugu mesrulastirmak demektir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yargida bekleyen dosyalarin nedeni yarginin islevini yerine getirmemesinden degil,yillardir atama bekleyen il ve ilcelere bu atamalarin yapilmamasidir.Bakin hala Adalet Bakani -ki bunlar hep gelismis demokrasiden dem vuranlardir-HSYK'da baskalik koltuguna oturmus kurumu calisamaz bir konuma getiriyor cünkü istedigi kadrolara gecit verilmiyor.E siz gecit vermezseniz bizde atamalari engeller vatandasi yargidan biktiririz,zihniyeti ile calisiyor adalet bakani ve onun noteri.

 

26 madde;ve hicbirisi darbe ile hesaplasmayi icermeyen maddelerin yanina kamuoyunu aldatmaya yönelik göstermelik diger maddelerin ilavesiyle,EVET oyunu kaparak ülkede zaten mevcut olan diktaci yönetimi yasal statüye kavusturup yargiyida kucaga alma hamaratligi.

 

Demokrasi hikayeleri ile vatandasin akli karistirilirkenGüneydogu'dan yükselen özerklik,Kürdistan,Kürt bayragi söylemlerine ise kulaklar tikanmis.Demokrasi var ya;herkes istegigini söyleyecektir.Yarin bu istenen özerkligi verecek ve demokrasi geregi diyeceklerdir.Bu nedenle EVET oyu icin mücadele veriliyor,bu nedenle asker susturuldu,bu nedenle Türk'üm demek suc kapsamina alindi,bu nedenle ulusalci ve cemaatci olmayan gazeteciler bilim adamlari icerdedir.Yargisiz infazla icerde tutulmaktadirlar.Yüksek yargi disinda kalan yarginin büyük bir kesimi zaten iktidarin elindedir.Cemaatcidir.Fetulahcidir.Iktidar onlara istedigi kisiyi tutuklatiyor istedigi kisiyide örnegin Deniz Feneri yolsuzluguna ADI KARISANLAR gibi serbestce dolastiriyor.

 

40 MILYON TÜRK LIRASI AKP'nin bugüne kadar ki referandum gideridir.Bu havuzun suyu nereden geliyor,kim karsiliyor bu paralari sorabilen bir merci kaldimi ülkemizde?5 Milyar kira HAVUZLU VILLA icin ödeyen basbakana sorabilen varmi kim veriyor bu parayi diye.

 

Hadi canim sende diyecekler belki birileri,referandumla basbakanin villasinin alakasi neymis diyenler olacaktir belki ama;Evet oyu demek ülkede yolsuzlugu mesrulastirmak demektir.

 

 

saygilarla

 

Evet demek yukarda yazdıklarınıza evet demek değildir.Hayır demek de demokrasiye, bağımsız hukuğa, ekonomik kalkınmaya, milli birliğe, vatanın bütünlüğüne evet demek değildir.

 

Doğrudur paket, pakette olan maddelerin ötesinde bir anlam içeriyor.Siz bu anlamı, yolsuzlukların devamı, yargının bağımsızlığının(!) yok edilmesi, vatanın bölünmesi şeklinde algılayabilirsiniz.Büyük bir kitle de mevcut jakoben sistemin değişim adımı olarak görüyor...

 

 

Muhabbetle...

 

 

 

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğru evetçiler şunlara evet diyecek, pakette şunlar var yani:Daha fazla yolsuzluk yapılacak, ekonomi daha da kötüye götürülecek Atatürkçülükle mücadele edilecek, Türklükle mücedele edilecek, vatan bölünecek, Kürtlere bir kısmı tahsis edilecek,iktidar padişahlığını ilan edecek,kimse artık hiçbir fikrini söyleyemeyecek,demokrasiden uzaklaşılacak, hukuksuzluk hüküm sürecek, dini değerler kullanılacak v.s vs... Evet diyecekler paketteteki bu maddelerin çok faydalı olduğunu düşünüyorlar, bir bildikleri var galiba?

 

Hayırcıların hayır dedikleri paket bu olsa gerek, evetçilerin evet dedikleri paket bu mu?

 

Sanki insanlar demokrasiden uzaklaşmaya, birinin oruç tutmuyor diye dövülmesinin hükümet potikası haline gelmesi için, yargının bağımlı hale getirilip milletimize kan ağlatması için, yolsuzlukların devamı için evet diyecekler?

 

Evetçilerin en çok ümit besledikleri nokta, bu paketle olanlar devrim niteliğinde asla değil, darbe Anayasasıyla hesaplaşama falan da değil ama bir kapı açılacak, bir hava oluşacak bu paketin geçmesiyle, niçin daha fazla değişim için, daha fazla demokratikleşme için, oluşacak bu hava AKP'ye sorumluluk yükleyecek, ülkeyi geriye götürmek için değil, demokratikleşme yolunda daha fazla adım atması için.

 

Ergenekon davasındaki hukuksuzlukları, insan hakları ihlallerini hukuk adına, insanlık adına kimse tasvip edemez.Hukuk hepimize lazım; gelin görün ki bir dilim baklava hırsızlığı davasının yıllarca sürdüğü yargı sistemimizde Ergenekon gibi bir davada sistemimİzin hukuk dağıtmadaki yetersizliği yüzünden sayısız hukuk ihlalleri oluyor.

 

Gerçekten hukuksuzluktan, hukuk ihlallerinden dem vuranlar bu davaya bakış açısı geliştirirken samimi iseler, hukuk taraftarı, ideolojik tavır üstü insan hakkı savunucusu iseler en başta hukuğa sahip çıkarlar, orda yargılanan insanların kimliğine değil.Daha düne kadar hiçbir hukusuzluktan dem vurmayanlar silahlaştırılmış hukukğun namlusu kendilerine dönünce hukuksuzluktan şikayet etmeye başladılar.Evet şikayet edilmeli hukuksuzluktan ama herkes için hukuktan.

 

Muhabbetle...

 

Silivri de hukuksuzluk yapıldığına gerçekten inanıyor musunuz, inanıyorsanız bunun sorumlusu kimlerdir?

Muhalif medya gruplarına baskı yapan bir iktidarın demokrasi için nasıl bir kapı açabileceğini biz anlayamıyoruz.

Silivrideki insanlar herkesin tanıdığı kişiler olduğu için yapılan hukuksuzluklar ortaya çıkmıştır, kime yapılırsa yapılsın tasvip edilemez.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Silivri de hukuksuzluk yapıldığına gerçekten inanıyor musunuz, inanıyorsanız bunun sorumlusu kimlerdir?

Muhalif medya gruplarına baskı yapan bir iktidarın demokrasi için nasıl bir kapı açabileceğini biz anlayamıyoruz.

Silivrideki insanlar herkesin tanıdığı kişiler olduğu için yapılan hukuksuzluklar ortaya çıkmıştır, kime yapılırsa yapılsın tasvip edilemez.

 

saygılar...

 

Silivri'de yapılan hukuksuzluk, suçlarının uzun süre ne olduklarını bilmeden yatan insanların olması, tutukluk sürelerinin hukuk dışı uzamış olması türünden hukuksuzluklar.Evet bunlara hukuksuzluk diyeceğiz, bu durumun yandaşı olmayacağız, hukuk dağıtmayan bir sistemden bize de hukuk düşmez bunu bileceğiz, ama bu hukuksuzluklar var diye de Ergenekon davası baştan hukuk dışı bir davadır, toplanan delilleri görmezlikten gelip hukuki süreci işleyen bir davaya en başından bunlar suçsuzdur tavrını takınmak,sonra birilerinin kalkıp avukatlığını üstlenmesi ne kadar yanlışsa, birilerinin de kalkıp savcılığını üstlenmesi aynı derece yanlıştır.Ay ışığı, Sarıkız,İnternet Andıcı, AKP'yi bitirme planlarını, Danıştay saldırısını, Balyoz planlarını delil olarak algılamasın mahkeme, hepten çöpe atalım, baştan yalan diyelim o zaman baştan bunlar suçludur diyenler gibi.Bu mudur hukuki duruş, hukuktan yana olma.Kalksınlar ''Bunlar iyi çocuklardır, kağıt parçası...'' türünden açıklamalar yapılsın davaya en üst mevkiden yönlendirici bir üslupla sahip çıkılsın, Ferhat Sarıkaya bir iddianame hazırladı diye sorgusuz, sualsiz işinden atılsın bunlara hukuki diyelim bize dokununca ucu hukuksuzluk yapılıyor diye feryat edelim, sonra da sadece hukuğun yanında yer aldığımızı, kişilerin yanında olmadığımızı birbirimize inandırmaya çalışalım.Hukuksuzluk dün vardı bugün de var, devam ediyor. Birgün hepimiz sadece kendi düşüncemiz için değil herkes için hukuğu, hukuksuzluğu savunmaya başlarsak o zaman düzelir bu sistem.Anayasa Mahkemesi her aldığı kararda ortalığı biribirine katsın, içeri girdik, bundan sonra da ne olur bilmem desin, bir mahkemenin tutukladığı adamı nöbetçi savcı gelsin hemen bıraksın biz de hukuksuzluk var ama sadece bizim adamlara hukuksuzluk yapılıyor diyelim.

 

Kimse yargımızın dün bağımsız olduğuna inanmıyordu bugün de inanmıyor.Ne olacak peki, dediğim gibi biz toplum olarak yukardakiler de bu ülkeyi yönetenler olarak hep birlikte kendi hukuğu değil de bütün insanlar için siyasi ideoloji üstü hukuğu savunma konusunda birleşirse biz de o zaman onun savcısını, bunun savcısını tartışmayız, Anayasa mahkemesini kalemiz gibi görmez, birileri kalemizi fethetmeye çalışıyor mantığıyla bu işi tartışmayız.Sadece ve sadece hukuğu tartışırız o zaman gelirse.

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Silivri'de yapılan hukuksuzluk, suçlarının uzun süre ne olduklarını bilmeden yatan insanların olması, tutukluk sürelerinin hukuk dışı uzamış olması türünden hukuksuzluklar.Evet bunlara hukuksuzluk diyeceğiz, bu durumun yandaşı olmayacağız, hukuk dağıtmayan bir sistemden bize de hukuk düşmez bunu bileceğiz, ama bu hukuksuzluklar var diye de Ergenekon davası baştan hukuk dışı bir davadır, toplanan delilleri görmezlikten gelip hukuki süreci işleyen bir davaya en başından bunlar suçsuzdur tavrını takınmak,sonra birilerinin kalkıp avukatlığını üstlenmesi ne kadar yanlışsa, birilerinin de kalkıp savcılığını üstlenmesi aynı derece yanlıştır.Ay ışığı, Sarıkız,İnternet Andıcı, AKP'yi bitirme planlarını, Danıştay saldırısını, Balyoz planlarını delil olarak algılamasın mahkeme, hepten çöpe atalım, baştan yalan diyelim o zaman baştan bunlar suçludur diyenler gibi.Bu mudur hukuki duruş, hukuktan yana olma.Kalksınlar ''Bunlar iyi çocuklardır, kağıt parçası...'' türünden açıklamalar yapılsın davaya en üst mevkiden yönlendirici bir üslupla sahip çıkılsın, Ferhat Sarıkaya bir iddianame hazırladı diye sorgusuz, sualsiz işinden atılsın bunlara hukuki diyelim bize dokununca ucu hukuksuzluk yapılıyor diye feryat edelim, sonra da sadece hukuğun yanında yer aldığımızı, kişilerin yanında olmadığımızı birbirimize inandırmaya çalışalım.Hukuksuzluk dün vardı bugün de var, devam ediyor. Birgün hepimiz sadece kendi düşüncemiz için değil herkes için hukuğu, hukuksuzluğu savunmaya başlarsak o zaman düzelir bu sistem.Anayasa Mahkemesi her aldığı kararda ortalığı biribirine katsın, içeri girdik, bundan sonra da ne olur bilmem desin, bir mahkemenin tutukladığı adamı nöbetçi savcı gelsin hemen bıraksın biz de hukuksuzluk var ama sadece bizim adamlara hukuksuzluk yapılıyor diyelim.

 

Kimse yargımızın dün bağımsız olduğuna inanmıyordu bugün de inanmıyor.Ne olacak peki, dediğim gibi biz toplum olarak yukardakiler de bu ülkeyi yönetenler olarak hep birlikte kendi hukuğu değil de bütün insanlar için siyasi ideoloji üstü hukuğu savunma konusunda birleşirse biz de o zaman onun savcısını, bunun savcısını tartışmayız, Anayasa mahkemesini kalemiz gibi görmez, birileri kalemizi fethetmeye çalışıyor mantığıyla bu işi tartışmayız.Sadece ve sadece hukuğu tartışırız o zaman gelirse.

 

Muhabbetle...

 

Delil dediğiniz gazetecilerin, akademisyenlerin bilgisayarlarından, bazı günlük yazılardan yapılan alıntılar; kişisel telefon konuşmalarının hukuk dışı dinlenmesiyle elde edilen veriler. Sanırım Süheyl Batum du, bir kişi suçsuz yere içeride olacağına bin suçlu dışarıda olsun gibi bir söz söylemişti.

Bizde bir türlü olmuyor, TBMM de gerçekten halkı temsil edenler olmadıkça da olmayacak. Bu seçim sistemiyle oluşan parlamentoya kişiler ve kurumlar güven duymuyorlar, böyle olunca da çıkan yasaların toplum yararına olduğuna da kimse inanmıyor. Sağ olsunlar çıkardıkları yasalarla bizleri de yanıltmıyorlar.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konu referandumdan Ergenekon ve Balyoz'a getirilmis,oh oh ne iyi.Cemaatci medyanin yine cemaatci senaristlere hazirlatip cemaatci AKP savcilarini yönlendirmesiyle tutuklanan insanlar.Hala AKP'yi bitierme planindan dem vuruluyor.Bülent Arinc'a suikast tesebbüsü gibi ipe sapa gelmez tamami askeri sindirmeye karalamaya yönelik operasyonlara "yani yapilmasin mi"denirken hukuksuzluk dolayli olarak savunuluyor.Hem hukuktan bahsedeceksiniz ama hemde hicbir ciddi delile dayanmayan,dün askere tuzak kurup bugün yalanci itirafciliga soyunanlarin ifadeleriyle serefli insanlarin tutuklanmalarina "yani olmasin mi"anlamini iceren yaklasimlar sergileniyor ve bu yaklasimlar referandumda EVET denmesi icin gerekce gösteriliyor.Büyük cogunluk jakoben sisteme karsiymis.Jakoben derken aslinda dilin altinda kalan kavram Atatürk kavramidir.Tüm mücadele onunladir,onun devrimleri iledir.

 

Kuranda olmayan bir türbani al ülkede huzursuzluk yarat sonra da Laikler müslümanlara karsi diye ince sazdan fasil heyetine basla.

Devletin rejimini,yapisini degistirmek icin kollari siva karsi cikan olunca AKP'yi bitirme plani yarat.

 

Bu referandum eger iktidarin istedigi yönde kabul görürse Türkiye'nin gelecegini ben parlak göremiyorum.Türkiye bu rererandum sonucuna göre ya bütünlesecek ya da bir Yugoslayva modeli ile Sevr yadedilecektir.

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dün Izmir'de bir platform olayi yasandi.

Kürsüye asilan sloganli pankartta "YETMEZ AMA EVET DIYORUZ"yaziliydi,yani bu basliktaki slogan.Sloganlastirilan referandum süreci.

 

Konusmacilara baktim;Hepside ya seriatci takimiydi ya da devrimci ayaklarinda gezinen AB sözcüleri.Yani AB ve birtakim odaklarin taseronlari yani PKK ve Türban savunuculari yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugünkü rejimine karsi olan IKINCI CUMHURIYETCI TAKIMI.Iste referandumda iktidarin kuyrugunda bunlar gezinmektedir.Cünkü bu iktidarla siyasi ve ideolojik isbirligi yapmislardir.

Bunlar 1919'larda da ayni kesimlerdi,simdi yine sahnedeler.Bunlar Türkiye'nin taksim edilmesini alkislamis olanlarin torunlariydi.

Bunlar "YUNAN ASKERINE KARSI CIKAN KUVAYCILAR ******"diye fetva verenlerin kökenlerinden türemis olanlardir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konu referandumdan Ergenekon ve Balyoz'a getirilmis,oh oh ne iyi.Cemaatci medyanin yine cemaatci senaristlere hazirlatip cemaatci AKP savcilarini yönlendirmesiyle tutuklanan insanlar.Hala AKP'yi bitierme planindan dem vuruluyor.Bülent Arinc'a suikast tesebbüsü gibi ipe sapa gelmez tamami askeri sindirmeye karalamaya yönelik operasyonlara "yani yapilmasin mi"denirken hukuksuzluk dolayli olarak savunuluyor.Hem hukuktan bahsedeceksiniz ama hemde hicbir ciddi delile dayanmayan,dün askere tuzak kurup bugün yalanci itirafciliga soyunanlarin ifadeleriyle serefli insanlarin tutuklanmalarina "yani olmasin mi"anlamini iceren yaklasimlar sergileniyor ve bu yaklasimlar referandumda EVET denmesi icin gerekce gösteriliyor.Büyük cogunluk jakoben sisteme karsiymis.Jakoben derken aslinda dilin altinda kalan kavram Atatürk kavramidir.Tüm mücadele onunladir,onun devrimleri iledir.

 

Kuranda olmayan bir türbani al ülkede huzursuzluk yarat sonra da Laikler müslümanlara karsi diye ince sazdan fasil heyetine basla.

Devletin rejimini,yapisini degistirmek icin kollari siva karsi cikan olunca AKP'yi bitirme plani yarat.

 

Bu referandum eger iktidarin istedigi yönde kabul görürse Türkiye'nin gelecegini ben parlak göremiyorum.Türkiye bu rererandum sonucuna göre ya bütünlesecek ya da bir Yugoslayva modeli ile Sevr yadedilecektir.

 

 

 

saygilarla

 

 

Günümüzün gerçekleri bundan daha güzel tasvir edilemezdi, elinize sağlık.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten evet propagandistlerinin bu paketi savunmakta düştükleri acizliği görmek için CNN de Burhan Kuzu'nun Süheyl Batum karşısında düştüğü acizliğe bakmak yeter. Koskoca profesör olmuş, ortaya koyabildiği argümanlar: "E anayasa yapıyoruz diye davul zurna mı çalacaktık" ile savunmaya başladı, en son "e ne yapalım Türkiye'de zaten işler böyle yürüyor"a kadar geldi!

 

Fecaat yani, resmen fecaat! İktidarın muhalefet ağzıyla konuştuğu da ilk Türkiye'de görülüyor olmalı. Yani hırsız mahkemede hakime dese: "Ne yapayım hakim bey, benim dedem de çalardı, babam da çalardı, ben de o yüzden çaldım. Hakim onu salıverir mi? Böyle saçmalık nerde var? Varsayalım işler önceden iyi gitmediyse, düzgün götürmek için getirildin zaten sen oraya. Düzgün yapması gereken sensin!

 

Ya biz neyi konuşuyoruz ya! Hayırcı bile değil, görüşünü açıklamak istemeyenlere "konsomatris" denmesine ses yok, evetçilere rahibe benzetmesine bir linç edip asmadıkları kaldı! Bu evetçi zihniyetin tipik göstergesi! Ülkeyi bölelim demek fikir özgürlüğü, kapalıları rahibeye benzetmek değil!

 

Katıl katılma, adam benzetiyor, fikri öyle, rahibe demek hakaret midir? Bence de rahibeye benziyorlar, ne var bunda? Benzemiyorlar mı yani? Bunda sorun olan ne, ben hiç anlamıyorum. Ben bir kimseye hakaret kastıyla "seni rahibe seni" dendiğini hiç duymadım. Çünkü bu bir hakaret değil. "Seni mühendis seni! Seni doktor seni!" diye hakaret olursa, rahibe de hakaret olur!

 

Konsomatris hakaret midir, tartışılabilir bulan çıkabilir. Ben onu tartışmam. Ama rahibe demekten herhalde daha tartışılır olduğu kesindir. Gel gör rahibe diyene içişleri bakanlığı peşine düştü, polis araştırdı, sanki suç! Bir yargısız infaz yapılmadığı kaldı. Konsomatris diyene tısss...

 

Bunlar bu ülkenin nereye götürüyoruz diye aldatılıp nereye götürüldüğünün en geçerli kanıtları...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu akşam da Habertürk te kapıştı B.Kuzu ile S.Batum. Başbakan ın ' önceden dedeler karar veriyordu, şimdi biz karar vereceğiz' vecizesine hak veren bir Anayasa Prf u. Anayasa mahkemesi ve HSYK da yapılan değişiklikleri bütün Avrupa böyle yapıyor, parlamento seçiyor diyerek onlardaki parlamentonun nasıl oluştuğundan hiç söz etmeyen bir Anayasa Prf u. HSYK nın yönetici ve temsilcisi bakan olduğu halde, soruşturma izni vermeden hiçbir hakim ve savcı hakkında dava açılamayacağı aleni iken tersini savunan bir Anayasa Prf u.

Askerleri askeri olmayan suçlarda sivil mahkemeler yargılayacak diyerek şu an yapılanları hiç göremeyen bir Anayasa Prf u.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu akşam da Habertürk te kapıştı B.Kuzu ile S.Batum. Başbakan ın ' önceden dedeler karar veriyordu, şimdi biz karar vereceğiz' vecizesine hak veren bir Anayasa Prf u. Anayasa mahkemesi ve HSYK da yapılan değişiklikleri bütün Avrupa böyle yapıyor, parlamento seçiyor diyerek onlardaki parlamentonun nasıl oluştuğundan hiç söz etmeyen bir Anayasa Prf u. HSYK nın yönetici ve temsilcisi bakan olduğu halde, soruşturma izni vermeden hiçbir hakim ve savcı hakkında dava açılamayacağı aleni iken tersini savunan bir Anayasa Prf u.

Askerleri askeri olmayan suçlarda sivil mahkemeler yargılayacak diyerek şu an yapılanları hiç göremeyen bir Anayasa Prf u.

 

saygılar...

 

Bir prof.önce prof.luguna saygi duymali sonra siyaset yapmalidir.Eger Burhan Kuzu prof.luguna saygili olsaydi zaten AKP'li olamazdi.Bu tanimlama tüm prof.lar icin gecerlidir AKP siralarinda veya yandas olarak hukuksuzluga alkis tutan.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir prof.önce prof.luguna saygi duymali sonra siyaset yapmalidir.Eger Burhan Kuzu prof.luguna saygili olsaydi zaten AKP'li olamazdi.Bu tanimlama tüm prof.lar icin gecerlidir AKP siralarinda veya yandas olarak hukuksuzluga alkis tutan.

 

 

saygilarla

 

 

CHP'li olsaydı sorun olur muydu acaba?

 

Muhabbetle...

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir prof.önce prof.luguna saygi duymali sonra siyaset yapmalidir.Eger Burhan Kuzu prof.luguna saygili olsaydi zaten AKP'li olamazdi.Bu tanimlama tüm prof.lar icin gecerlidir AKP siralarinda veya yandas olarak hukuksuzluga alkis tutan.

 

 

saygilarla

 

Mantığınız gerçekten çok komik Sayın politika.Profosörler AKP'li olamaz neden, neden başka bir partili olunca sorun olmuyor da AKP'li olunca sorun oluyor?Nasıl bir anlayışınız var anlamakta güçlük çekiyorum kusura bakmayın?

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mantığınız gerçekten çok komik Sayın politika.Profosörler AKP'li olamaz neden, neden başka bir partili olunca sorun olmuyor da AKP'li olunca sorun oluyor?Nasıl bir anlayışınız var anlamakta güçlük çekiyorum kusura bakmayın?

 

Muhabbetle...

Komik olan benim mantigim degil sizin yorumunuz.Ne yani prof.neden olur insanlar?yandaslik yapmak icin mi yoksa bilim yapmak icin mi?Tabii ki bir prof.partili olabilir buna kimsenin birsey dedigi yok ama bir prof.yanlisa dogru diyorsa onun bence ne prof.lugu ne de insanligi kalir.

 

Bu arada,ben Burhan Kuzu'dan bahsedip AKP icinde veya AKP yandasi olan prof.lardan bahsettim.Bunun anlami CHP olursa aksi olacak degildir ki bunu siz böyle önyargili olarak yorumladiniz.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir prof.önce prof.luguna saygi duymali sonra siyaset yapmalidir.Eger Burhan Kuzu prof.luguna saygili olsaydi zaten AKP'li olamazdi.Bu tanimlama tüm prof.lar icin gecerlidir AKP siralarinda veya yandas olarak hukuksuzluga alkis tutan.

 

 

saygilarla

Pardon anlayamadim. Bir profesörün kendisine ve meslegine saygi duymasi icin AKP'li olmamasimi gerekir? Bu nasil bir anlayis sayin politika? Gercekten söylenecek bir söz bulamiyorum. Sizin demokrasi anlayisinizda malesef buna benziyor. Bazen irkci söylemleri dahi demokrasi olarak buradan lanse ediyorsunuz.

 

Profesörlük asla siyasi düsüncesiyle ölcülmez. Siz önce bir dönemler Türkiye'de Kürt yoktur onlar dag Türk'leridir diye "bilimsel arastirma" yapan sözde profesörlere derslerini verin derim. O profesörler üniversitelerde cayir cayir Kürt yok diye yalan dolan söyzde bilimsel arastirma yaparlarken simdilerde Kürt var diyorlar. Onlar size göre gercek profesör galiba.

Daha neler duyacagiz yaa. Kardesim siyasi görüsüne katilmiyorsunuz diye herkesi fisleyecekmisiniz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yandas bir prof.Irak'taki kan gölünü Amerikanci gözüyle degerlendirip Türkiye'nin bu kan gölünde ABD'li dostlarin yaninda olmasini öneriyordu.Bir baska ama partili Prof.dikta rejiminde olmadigimiz halde,cikaracaklari AKP anayasasi icin Bir bask amutada kalksalar cikacak diyebiliyordu.Bir baska yandas prof.Türkiye'nin Kürtlere özerklik vermesi gerektiginden bahsediyor,yine bir baska yandas ama sözümona devrimci ayaklarinda bir prof.Türkiye'nin Ermenilerden özür dilemesi icin kampanya düzenliyor AKP'nin girismlerini destekliyordu.

 

Kürtlerin daglarda yasayanlar olduklarini iddia edenler Avrupali arastirmacilardir.Bunu Türklere yüklemek ise etigin ne kadar düstügünü gösterir.

 

Bir prof.un siyaset yapmasinin önünde muhakkak ki engel olamaz olmamalidirda.Ama bir prof herseyden önce bilim adamidir ve onun siyaset sahnesinde bilimsellik rol oynamalidir,partizanlik degil.

 

Ben bu tartismalarda hic kimseyi kisisel olarak kendime hedef secmedigim ve kisisel olarak muahatap almadigim halde ayni hassasiyetide onlardan bekleme hakkim vardir.

 

Ülkemi savunuyor ve ülkem icin zararli olduklarina inandiklarimki elestiriyorsam bu nedenle beni irkci söylemlerin sahibi olarak kimsenin lanse etmeye hakki olamaz.Demokrasi bölücülükten yana olmak degildir.Bölücülük ASLA DEMOKRASI OLAMAZ.Kürtcülük yapanlarin ben demokrat olabileceklerine inanmiyorum inanmak icinde hicbir gerekce göremiyorum.

 

Ben her yazimda Kürtlük Türklük ayirimi yapmadan yazmis ve ülkenin birlik ve bütünlügünü savunmusumdur.Bölücülere karsi yazmis olduklarimi irkci söylem olarak algılanmamalıdır.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın politika, galiba demek istediğiniz bilim adamı somut verilere dayanır, varılmak istenen yeri ön kestirme ile tesbit edebilir. AHP nin varmak istediği yer de pek parlak olmadığı için B.Kuzu niye AKP de? Bilim adamı bilimin gereklerini yaparsa dediğiniz doğru ama beklentiler başka ise (böyle prf. çok Altanlar dan tutun da Ergil lere kadar) bilim göz ardı edilebilir.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Komik olan benim mantigim degil sizin yorumunuz.Ne yani prof.neden olur insanlar?yandaslik yapmak icin mi yoksa bilim yapmak icin mi?Tabii ki bir prof.partili olabilir buna kimsenin birsey dedigi yok ama bir prof.yanlisa dogru diyorsa onun bence ne prof.lugu ne de insanligi kalir.

 

Bu arada,ben Burhan Kuzu'dan bahsedip AKP icinde veya AKP yandasi olan prof.lardan bahsettim.Bunun anlami CHP olursa aksi olacak degildir ki bunu siz böyle önyargili olarak yorumladiniz.

 

saygilarla

 

Şimdi CHP'li Prof.Dr. Süheyl Batum Anayasa paketine hayır derken gerekçelerini hiçbir bilim adamının inkar edemeyeceği, nesnel, ideoloji üstü gerekçelere mi dayandırıyor, yani Sayın profösör konuşurken ben bilim adına mı konuşuyorum diyor, CHP'li bir bilim adamı olarak mı konuşuyor?Sayın profosör kimin yandaşlığını yapmış oluyor bilimin mi, CHP'nin parti görüşünün mü?

 

Sayın profosörün siyaset üstü konuştuğunu mu düşünüyorsunuz?Burhan Kuzu ne kadar partizan ise Süheyl Batum da o derece partizandır, Burhan Kuzu ne kadar yandaş ise Süheyl Batum da o derece yandaştır, burda bir tarafın profösörünü yandaş, partizan göstermeye çalışmak, diğer tarafın profösörünü bilimsel, nesnel davranıyormuş gibi ifade etmek ancak partizanlıkla, yandaşlıkla açıklanır.Bilimadamı bir ideoiojinin savunucusu olmuşsa, bir siyasi parti kimliği taşımaya başlamışsa, bilimin siyaset felsefesini yapmaya başlamış demektir, yapablir en doğal hakkıdır ama o profosör artık bir ideolojinin(bilimin değil) savunucusudur ve bilimini siyasi ideolojisinin hizmetine verir.

 

Anayasa mahkemesinin üye sayısı 11 mi olsun, 17 mi olsunun birbirine bilimsel kesinlik, doğruluk bağlamında üstünlüğü, yanlışlığı ispatlanamaz.17 üyenin üçünü meclis seçsin mi seçmesin minin bilimsel doğruluk bağlamında bilimsel değişmez bir ilkesini bulamazsınız.Bulursanız bunun siyaseti yapılmaz zaten.

 

Batı ülkelerinin hepsinde bilimsel tek tip Anayasa mahkemesi yapılanması mı var?Orda da bilimadamları var bu işi bizden daha iyi biliyorlar, tecrübeli oldukları için.Tek tip sistem mi geliştirmişler bu mesele de?Anayasa paketinde getirilecek değişikliğin bilimsel yanlışlığını ispatlayacak biri varsa buyursun ispatlasın...

 

Muhabbetle...

 

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi CHP'li Prof.Dr. Süheyl Batum Anayasa paketine hayır derken gerekçelerini hiçbir bilim adamının inkar edemeyeceği, nesnel, ideoloji üstü gerekçelere mi dayandırıyor, yani Sayın profösör konuşurken ben bilim adına mı konuşuyorum diyor, CHP'li bir bilim adamı olarak mı konuşuyor?Sayın profosör kimin yandaşlığını yapmış oluyor bilimin mi, CHP'nin parti görüşünün mü?

 

Sayın profosörün siyaset üstü konuştuğunu mu düşünüyorsunuz?Burhan Kuzu ne kadar partizan ise Süheyl Batum da o derece partizandır, Burhan Kuzu ne kadar yandaş ise Süheyl Batum da o derece yandaştır, burda bir tarafın profösörünü yandaş, partizan göstermeye çalışmak, diğer tarafın profösörünü bilimsel, nesnel davranıyormuş gibi ifade etmek ancak partizanlıkla, yandaşlıkla açıklanır.Bilimadamı bir ideoiojinin savunucusu olmuşsa, bir siyasi parti kimliği taşımaya başlamışsa, bilimin siyaset felsefesini yapmaya başlamış demektir, yapablir en doğal hakkıdır ama o profosör artık bir ideolojinin(bilimin değil) savunucusudur ve bilimini siyasi ideolojisinin hizmetine verir.

 

Anayasa mahkemesinin üye sayısı 11 mi olsun, 17 mi olsunun birbirine bilimsel kesinlik, doğruluk bağlamında üstünlüğü, yanlışlığı ispatlanamaz.17 üyenin üçünü meclis seçsin mi seçmesin minin bilimsel doğruluk bağlamında bilimsel değişmez bir ilkesini bulamazsınız.Bulursanız bunun siyaseti yapılmaz zaten.

 

Batı ülkelerinin hepsinde bilimsel tek tip Anayasa mahkemesi yapılanması mı var?Orda da bilimadamları var bu işi bizden daha iyi biliyorlar, tecrübeli oldukları için.Tek tip sistem mi geliştirmişler bu mesele de?Anayasa paketinde getirilecek değişikliğin bilimsel yanlışlığını ispatlayacak biri varsa buyursun ispatlasın...

 

Muhabbetle...

 

Süheyl Batum u dinlemiyorsunuz anlaşılan, şu an CHP li olabilir ama siyasete gireli kaç ay oldu, yıllardır söylemlerinde hiçbir değişiklik yok; bu da insanların güvenini kazanmak için önemli bir haslettir. Eğer bu değişiklikler olurda 2011 de bir iktidar değişikliği olursa ( bu yazılanlar burada olacağından ) bu değişikliği yapanların feryadını dinlediğimizde bilimsel mi, partizanlık mı kısmetse o zaman anlarız. Burhan Kuzu, seçim sisteminden hiç söz etmeden, milletvekillerinin parti liderleri tarafından atamayla geldiğini göz önüne almadan Avrupa dan örnekler vererek üyelerin parlamento tarafından seçildiğini sıkılmadan, renk de vermeden ( hadi bizi geçtim) karşısındaki Anayasa Profesörüne ders vermeye kalkıyor.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Süheyl Batum u dinlemiyorsunuz anlaşılan, şu an CHP li olabilir ama siyasete gireli kaç ay oldu, yıllardır söylemlerinde hiçbir değişiklik yok; bu da insanların güvenini kazanmak için önemli bir haslettir. Eğer bu değişiklikler olurda 2011 de bir iktidar değişikliği olursa ( bu yazılanlar burada olacağından ) bu değişikliği yapanların feryadını dinlediğimizde bilimsel mi, partizanlık mı kısmetse o zaman anlarız. Burhan Kuzu, seçim sisteminden hiç söz etmeden, milletvekillerinin parti liderleri tarafından atamayla geldiğini göz önüne almadan Avrupa dan örnekler vererek üyelerin parlamento tarafından seçildiğini sıkılmadan, renk de vermeden ( hadi bizi geçtim) karşısındaki Anayasa Profesörüne ders vermeye kalkıyor.

 

saygılar...

 

Kafamızı taşlara vura vura ilerliyoruz Sayın yılmaz.Bütün insanları mutlu edebilmek tabiki mümkün değil.İnsanız kusurluyuz, hatalarımız çok yaşadıkça, tecrübe ettikçe anlıyoruz.Türkiye de demokratikleşme sürecinde çok sıkıntı çekti,çok badireler atlattı.Demokrasi bir değer, kültürel bir değer, zaman bu değerin en önemli harcı.Demokrasi sancılı bir gebelik, zor bir doğum.Bugün geldiğimiz 2010 yılında azımsanmayacak bir demokrasi tecrübemiz var.Bu zaman zarfında kırık dökük de olsa bu değer insanımız tarafından içselleştirilmeye başladı, demokrasiyi anlamaya, algılamaya başladı.Bu algılamada, demokrasiyi anlamada yanlışlarımız, demokrasiye uymayan değer yargılarımız yok mu var.Ama şurası bir gerçekki demokrasi tecrübemizi geldiği şu noktadan kimki demokrasiye ters bir yönde götürmeye çalışırsa bunu yapabilmek için arkasında büyük bir güç olarak halkı bulamayacak.Yani hiçbir iktidar halka rağmen, halkı saf dışı bırakarak bu noktadan sonra demokrasiyi bugünkü çıtasından geriye götürecek gücü elde edemez, desteği bulamaz.Halkımız geriye gidelim demiyor, daha demokratik, kendini daha değerli hissettiği, daha özgür bir sistemde yer almak, bunun çatısı altında birlikte yaşamak istiyor, istemeyen bir gürüh da var tabi.

 

Toplumun genelinin bu isteğine partiler cevapsız kalamaz.AKP buna cevap veremezse, halkın sahip çıktığı mevcut sistemdeki kendine fayda getiren değerlerini mevcuttan daha geriye götürmeye kalkarsa AKP'ye verilen kredi de o noktada geri alınmaya başlar ve alınır.AKP'nin Anayasa değişikliği paketi şu an halka ne fayda sağlayacak tam manasıyla bilmiyoruz.Dediğiniz gibi bu paket mevcut yapıdan daha da geriye götürürse, halka fayda sağlamaz, milleti huzursuz edecek bir yapı ortaya çıkarsa yine cevabı halk verecek.Bir partinin kurduğu sistem halk tarafından desteklenmiyorsa o yapı ayakta kalamaz zaten.Yargı bu paket eğer geçerse daha kötü sonuçlar veren bir yapıya bürünürse herhalde halk, oh ne güzel yargısürekli sorun üretiyor,hukuk kalmadı, demokrasi törpülendi demeyecek .

 

Bir yere kadar kandırabilirsin o da sonsuza dek değildir, kandırıyorsan eğer.

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Süheyl Batum u dinlemiyorsunuz anlaşılan, şu an CHP li olabilir ama siyasete gireli kaç ay oldu, yıllardır söylemlerinde hiçbir değişiklik yok; bu da insanların güvenini kazanmak için önemli bir haslettir. Eğer bu değişiklikler olurda 2011 de bir iktidar değişikliği olursa ( bu yazılanlar burada olacağından ) bu değişikliği yapanların feryadını dinlediğimizde bilimsel mi, partizanlık mı kısmetse o zaman anlarız. Burhan Kuzu, seçim sisteminden hiç söz etmeden, milletvekillerinin parti liderleri tarafından atamayla geldiğini göz önüne almadan Avrupa dan örnekler vererek üyelerin parlamento tarafından seçildiğini sıkılmadan, renk de vermeden ( hadi bizi geçtim) karşısındaki Anayasa Profesörüne ders vermeye kalkıyor.

 

saygılar...

 

Kafamızı taşlara vura vura ilerliyoruz Sayın yılmaz.Bütün insanları mutlu edebilmek tabiki mümkün değil.İnsanız kusurluyuz, hatalarımız çok yaşadıkça, tecrübe ettikçe anlıyoruz.Türkiye de demokratikleşme sürecinde çok sıkıntı çekti,çok badireler atlattı.Demokrasi bir değer, kültürel bir değer, zaman bu değerin en önemli harcı.Demokrasi sancılı bir gebelik, zor bir doğum.Bugün geldiğimiz 2010 yılında azımsanmayacak bir demokrasi tecrübemiz var.Bu zaman zarfında kırık dökük de olsa bu değer insanımız tarafından içselleştirilmeye başladı, demokrasiyi anlamaya, algılamaya başladık bu süreçte.Bu algılamada, demokrasiyi anlamada yanlışlarımız, demokrasiye uymayan değer yargılarımız yok mu var.Ama şurası bir gerçekki demokrasi tecrübemizi geldiği şu noktadan kimki demokrasiye ters bir yönde götürmeye çalışırsa bunu yapabilmek için arkasında büyük bir güç olarak halkı bulamayacak.Yani hiçbir iktidar halka rağmen, halkı saf dışı bırakarak bu noktadan sonra demokrasiyi bugünkü çıtasından geriye götürecek gücü elde edemez, desteği bulamaz.Halkımız geriye gidelim demiyor, daha demokratik, kendini daha değerli hissettiği, daha özgür bir sistemde yer almak, bunun çatısı altında birlikte yaşamak istiyor, istemeyen bir gürüh da var tabi.

 

Toplumun genelinin bu isteğine partiler cevapsız kalamaz.AKP buna cevap veremezse, halkın sahip çıktığı mevcut sistemdeki kendine fayda getiren değerlerini mevcuttan daha geriye götürmeye kalkarsa AKP'ye verilen kredi de o noktada geri alınmaya başlar ve alınır.AKP'nin Anayasa değişikliği paketi şu an halka ne fayda sağlayacak tam manasıyla bilmiyoruz.Dediğiniz gibi bu paket mevcut yapıdan daha da geriye götürürse, halka fayda sağlamaz, milleti huzursuz edecek bir yapı ortaya çıkarsa yine cevabı halk verecek.Bir partinin kurduğu sistem halk tarafından desteklenmiyorsa o yapı ayakta kalamaz zaten.Yargı bu paket eğer geçerse daha kötü sonuçlar veren bir yapıya bürünürse herhalde halk, oh ne güzel yargısürekli sorun üretiyor,hukuk kalmadı, demokrasi törpülendi demeyecek .

 

Bir yere kadar kandırabilirsin o da sonsuza dek değildir, kandırıyorsan eğer.

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir başka sözümona prof da: (böyle profluk olmaz komaz olsun desek haksız mıyız?)

 

"Türkiye ne pahasına olursa olsun AB ye girmelidir" dedi. Ekleyecek bir şey bulamıyorum. Böyle adamlar prof değil feriştahı olsa ne yazar? Bunu ulusuna hiç bir sorumluluk duymayan sıradan bir adama biraz para verseniz de söyletirsiniz.

 

Süheyl Batum mükemmel bir hukukçudur ve çok net bir bilim adamıdır. Söylediği hiç bir şey siyasetin gölgesinde kalmayacak kadar net bir bilim adamıdır. Ülkemizde böyle değerli bilimcilere son derece ihtiyaç var. Bütün söyledikleri tamamen uluslararası hukuk çerçevesindedir.

 

İnsanlar susturulabilir, korkutulabilir, sindirilebilir, bu tüm dünyada her zaman yaşanan bir durumdur. Demokrasi tam rayına oturmadı diye kendi ağzınızla söylüyorsunuz. Rayında olmayan bir şeyi iyice raydan çıkardıklarında, zaten olmayan demokrasi içinde nasıl sesinizi çıkarabileceksiniz? İran'da insanların üzerine nasıl ateş açıldığını da mı görmediniz? Tutuklanan göstericilere ise ne yapıldığını hiç kimse bilmiyor. İnsanların vinçlerle sallandırıldığını, toprağa gömülüp taşlandığını bilmiyor musunuz? Neye güvenerek, hangi olmadığını kendiniz söylediğiniz demokrasiye güvenerek bunlar bizde olmaz diyebilirsiniz?

 

Daha şimdiden insanlar tutuklu yargılanma süreleri inanılmaz, kabul edilemez şekilde uzatılarak, keyfi şekilde gözaltına alınarak, hukuksuz dinlemelerle linç edilerek sindirilmiyor, işkence edilmiyor mu?

 

Demokrasi tüm dünyada üçlü sacayak; yasama, yürütme ve yargının birbirinden tam bağımsızlığı ilkesi üzerinde yükselir. Sözümona profların bunu görmezlikten gelip irade tek elde toplanmalıdır demeleri de mi ayıktırmıyor? Bu ancak faşizm ve komünizmde görülmüş uygulamayı demokrasi diye yutturmalarından da mı uyanmıyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Süheyl Batum bilgisine,birikimine saygı duyduğum bir bilimadamı.Gelin görünki siyaset pozitif bilimin ortaya koyduğu kanunlar kadar nesnel,genel geçer, tartışmasız doğrular alanı değil.Siyasetin de bilimi var tabiatıyla; ama hiçbir bilim şunu söylemiyor:''Şu siyasi ideoloji su götürmez bir gerçekliğe sahip ideolojidir.''

 

Sayın Süheyl Batum'un ''Hayır''ının evrensel hukukta tartışılmaz gerekçeleri var mıdır?Paket evrensel hukuğa aykırıysa Anayasa mahkemesindeki profösörler bunu nasıl görmemiştir, bu derece hukuğa aykırı olan bir paketi?Bugünkü Anayasa mahkememiz hala AKP'nin güdümüne girmemiş yapıdadır, diye biliyoruz, ki bundan sonrası için kuşkularımız var.Burdan Anyasamahkememizin verdiği her karar evrensel hukuğa uygundur kararı çıkmasın.Ama bugün bu yapısının bozulmaması için hayır denmesi gerekiyor deniyor.Bugünkü bozulmamış yapısının ortaya koyduğu karara değer vereceksek, Anayasa mahkemesi bugünkü haliyle bu pakete hayır dememiştir, refaranduma gidebilir demiştir, hukuğa uygundur demiştir.

 

Şimdi bu noktada bir çelişki yok mu?Sayın Süheyl Batum bu paketi hukuki bulmuyor, gerekçelerini evrensel hukuk temelinde gerekçelendiriyor.Anayasa Mahkemesi bu durumda evrensel hukuğa aykırı bir karar ortaya koymuştur.Peki kime güveneceğiz şimdi?Mahkeme verdiği kararla bu paketi desteklemiş, hukuki bulmuş olmuyor mu?

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.