Φ çarew Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Yokluğumu hissedecek birileri varsa ve ben onlara birşeyler bırakabilmişsem nasıl öldüğümün bir önemi olmaz ! Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Sanece Dolu bir sevdayla ölmek istiyorum Alıntı
Φ çarew Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Sanece Dolu bir sevdayla ölmek istiyorum Duygu yüklü bir yaklaşım... Sevgi çok önemli şu küçücük hayatta ! Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Duygu yüklü bir yaklaşım... Sevgi çok önemli şu küçücük hayatta ! teşekkür ederim sevgi olmasa yaşam olmaski yürek olmaski Alıntı
Φ çarew Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 teşekkür ederim sevgi olmasa yaşam olmaski yürek olmaski Duygusuz bir insan asla insan değildir zaten ... Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Duygusuz bir insan asla insan değildir zaten ... bencede allah herkese sevme duygusunu aşılasın Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 dünya sevgi üzerine kurulu zaten sevgisiz yaşarkende ölüyüzdür Alıntı
Φ çarew Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 bencede allah herkese sevme duygusunu aşılasın dünya sevgi üzerine kurulu zaten sevgisiz yaşarkende ölüyüzdür Sevgi herşeydir yüreğinde sevgi taşımayan bir insan taşa dönmüştür zaten Alıntı
Φ fromuzb Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 NASIL ÖLMEK İSTERSİNİZ? Bu soruya "yatakta, acı çekerek ölmeyeyim de" diyenler çoğunluktadır, sayı olarak onları "uykuda öleyim" diyenler izliyordur bence. Peki başka şekillerde ölmek isteyenler yok mu? Örneğin bir arkadaşımın ölüm üzerine şöyle bir kurgusu var: "Kumsalda olmalıyım. Üzerimde de çok ince, hatta tülden bir elbise olmalı. Adım adım denize doğru yürümeliyim. Sular bileklerimden diz kapağıma yükselmeli, sonra baldırlarımda, kalçalarımda hissetmeliyim, böylece suyun seviyesi de yavaş yavaş yükselir. Derken sırtım, göğüslerim, omuzlarım... Ama durmamalıyım. Boynumdaki suyun soğukluğu beni etkilememeli. Hatta yavaş yavaş ağzıma dolarken denizin o tuzlu suyu, son bir kez burnumdan nefes almalıyım. Bu arada saçlarım denizle birlikte dalgalanmaya başlamalı. Artık burnum da sular altında kalmalı, derken gözlerim (ama kapanmadan) ve sonunda tamamen dalgaların altında yürümeliyim. Suyun kaldırma kuvveti, vücudumda pek oksijen kalmadığı için beni etkilemeyecektir ve ben ciğerlerimdeki son havayı harcayana kadar durmadan, aynı tempoyla yürümeliyim. Ağzım ve burnumdan çıkan son kabarcıkları ve kaldıysa deniz derinliklerinin güzelliklerini algılamalıyım. Bari gördüğüm son şeyler güzel olsun. Eh! bir yerde canım tükenecek elbette. O an sanki yolda tökezlemişim gibi düşmeliyim Belki mercanların belki de yosunların arasına yumuşak bir iniş yaparım. Son isteğim; bu düşüş sırt üstü olsun ve yine gözlerim açık kalsın ki böylece cenazeme gelenleri görebileyim. Pek cinslerini bilmesem de bu balıkları merhabalamalı ve öldüğümde de dalgaları hissetmeliyim. Hatta üzerimdeki o tülden elbise de beni yavaş yavaş terk etmeli. Bir ben kalmalıyım.. Belki yosunlar, mercanlar sarar bedenimi..." Ne kadar çılgın bir ölüm şekli, çılgın olduğu kadar da imkansız. Kişi intihara ne kadar kararlı olursa olsun, bu şekildekini beceremez. Ama kurgunun güzelliği de su götürmez... Pekala giyotinde ölmek isteyen var mıdır acaba? Hani XVI. yüzyılda Güney Fransa ve İtalya'da işkence aracı olarak kullanılan giyotinle ölmek! Bırrr... Ne kadar soğuk bir ölüm. Ya çarmıha gerilmek? Sanırım çarmıh da giyotinden geri kalmıyor *********likte. Çarmıhın aslı özellikle kiliselerde görüldüğü gibi (yani alt çubuğu uzun bir artı şeklinde) değil, 'T' şeklindedir. Gerçek çarmıhlar oldukça küçük, hatta hemen hemen bir insan boyundadır. Çarmıh yerdeyken, kurban bunun üzerine yatırılarak eller bileklerden çivilenir. Çünkü bileklerdeki kemikler; kurbanın, kolunu çivilerden kurtarmasını imkansızlaştırır. Daha sonra bacaklar hafifçe bükülerek ayaklar bir tarafa bakacak duruma getirilir ve kurban bileklerden asılı şekilde bırakılır. Bu durumda ölüm nedeninin ne olabileceğini hiç düşündünüz mü? Genelde on dakika içerisinde gerçekleşen ölümler ender olarak kan kaybı, kalp krizi, şok veya su kaybı yüzünden gerçekleşir. Bu tip ölümlerin gerçekleşmesi için kurbanın kendini ayakları ile yukarı itmesi ya da elleri ile çekmesi gerekir. Ama bu da ona müthiş bir acı verir. Öyleyse ölümün asıl nedeni nedir? İnanması zor ama, bunun için çok araştırma yapılmış. Çarmıha gerilmeye tanık olanların izlenimleri bile dinlenmiş. Sonunda ölüm nedeninin ciğerlerin aşırı genişlemesi ile nefes almanın zorlaşması olduğu anlaşılmış. Yani solunumun durması ile ölüm gerçekleşiyor. Antik çağlarda bu işin uzmanları (!) kurbanların feci şekillerde ölmelerine neden olacak düzenlemeler de yaparlarmış... Bunca detaylı anlatımdan sonra tekrar soruyorum: "Çarmıha gerilerek ölmeyi ister misiniz?" "Kim ister ki?" derseniz çok yanılmış olursunuz. Çünkü gerçek üstücülüğün öncülerinden, Fransız şair - yazar Max Jacob bu şekilde ölmek istiyor. 1876'da doğan Max Jacob 1944'te Almanlar tarafından tutuklandı ve götürüldüğü Drancy Kampı'nda öldü. Her ne kadar çarmıhta ölmek istediyse bile, biraz yakın bir şekilde olur ölümü. Çarmıhtaki ölüm nedeninin ciğerlerin aşırı genişlemesi olduğunu söylemiştik. Max Jacob ise akciğer kanamasından ölmüştür. Max Jacob'un çarmıhta ölmek istediğini N. İlhan Berk'in çevirdiği Camichi şiirinden öğreniyoruz. Giyotinle ölüm cezası bugün Krallar hariç istenmiyor. Bu satırları yazan sana Ölümüm çarmıhta olsun diyor. Max Jacob'tan sonra biraz düşünmek gerekiyor: "Şairler nasıl ölmek isterler?" diye... Sabahattin Ali geliyor ilk olarak aklımıza. İstek şiirinde; Görünmez kollar boynumda, Yarin hayali koynumda, Sıcak bir kurşun beynimde, Bir ağaç dibinde yatsam... Sabahattin Ali; 2 Nisan 1948'de Üsküp merası mevkiinde bir ağaç dibinde oturmuş, kitap okuyarak dinlenirken, Ali Ertekin tarafından öldürülmüştür. Daha doğrusu Ali Ertekin suçu üstlenmiştir ama, bu konuda şüpheler vardır. Nasıl olursa olsun, Sabahattin Ali ölmüş ve "benim meskenim dağlardır" dizesiyle İstek şiirindeki 'kehanetleri' gerçekleşmiştir. Mehmet Ali Sel imzalı İntihar şiirinde de Orhan Veli, ölüm şekli üzerine şunları söylüyor; Kimse duymadan ölmeliyim ağzımın kenarında bir parça kan bulunmalı. Beni tanımayanlar "Mutlak birini seviyordu" demeliler. Tanıyanlarsa, "Zavallı, demeli, Çok sefalet çekti..." Fakat hakiki sebep Bunlardan hiçbiri olmamalı. Orhan Veli bu şiirinde neden intihar etmek istediğini açıklamasa da 14 sene sonra, Nisan 1951'de yayımlanan Yaşamak-II şiirinde Kolay değil bu dünyadan ayrılmak diyerek yaşama bağlılığını dile getirmiştir. Montaigne "ölümden niye korkayım ki, ben varken o yok, o olduğunda da ben olmayacağım" diyor. Nazım Hikmet de 15 Ağustos 1959 tarihli isimsiz bir şiirinde bunu onaylarcasına ölümden korkmadığını söyleyerek ekliyor: Ölmek arıma gidiyor onuruma yediremiyorum ölmeği Yine de Lidi Vana şiirinde neler yüzünden ölebileceğini de yazıyor: Bırakın doktor, Yürek bu bakın nasıl çarpıyor Çatlıyacaksa öfkeden kederden sevinçten Varsın çatlasın. Jacques Prevert de Çeşitli şiirinde ölüm nedeni ile zamanını tahmin ediyor: Eşek, kral ve ben Sabaha sağ çıkmayacağız. Eşek açlıktan Kral iç sıkıntısından Bense aşk ateşinden Aylardan Mayıs. Mayıs ayında doğan, ismi lazım değil genç şairlerimizden biri de (ki şansa bakın bu yazıyı hazırlayan da o) mayıs ayında ölmeyi istiyor: Çılgınlıksa eğer ölmeyi istemek, doğum günlerimde çılgınım işte... Herkes ölümden bahseder ama, sadece şair inceliğindeki insanlar ölümü için böyle fikirler üretebilirler. İşte birkaç şair ve dizeleri daha... Necati Cumalı, Güzel Ölüm şiirinde; Ne güzel ölüyor çiçek öyle isterdim ölmek. Rüştü Onur Denize Serenad şiirinde; Sende yaşamalıyım deniz, Asi ve hür Sende ölmeliyim Bulutlara bakarak. Macar şair Sandor Petofi ise Bir Düşünce Bana Acı Veriyor adlı şiirinde, yastıkta, yastıkların arasında ya da boş bir odadaki bir mum gibi sessiz sedasız ölmeyi istemediğini söyleyerek ekliyor: Yıldırımın vurup geçtiği, Yahut, fırtınanın kökünden söktüğü Bir ağaç olayım. Yeri göğü sarsan gök gürültüsünün Tepeden vadiye yuvarladığı Bir kaya olayım... Öyle ya da böyle herkes gibi şairler de ölümü düşünüyor ve yazıyor. Bir de ölümü yasaklayanlar var. Cemal Süreya Tek Yasak şiirinde Özgürlüğün geldiği gün o gün ölmek yasak! derken Can Yücel, ölümün çok olduğunu, ortalığı kırıp geçtiğini, dostlara, gençlere kafayı taktığını söylediği Bir Formül şiirini ölüme yaptığı bir teklifle bitiriyor: Ne dersin tam maaşla emekliliğe? İşsizlik sigortası da veririm istersen... Tüm bunlara rağmen, Orhon Murat Arıburnu 'önce şairler ölsün' diyor Yetmez mi? şiirinde ama, iyi bir de nedeni var; Önce ozanlar ölsün Sonra hiç kimse Varsın ozansız kalsın dünya. Barışı İnsanlığı Sevgiyi Yarattılar ya! İşte böyle... Her şeye rağmen sizler bir de Özdemir Asaf'a kulak verin. Bakın Kızdım da Yazdım'da neler yazmış: Unutmayın ki yaşam öldüresiye güzel değildir... ŞİMDİ CEVAPLAYALIM... Doğduğumda herkes bana gülümseyerek 'Hoş geldin' diyordu, ben ise ağlıyordum.Ben ölürken herkes ağlasın ben ise gülümseyerek 'Hoşça kalın' demek istiyorum... Alıntı
Φ önce@vatan Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Boşu boşuna ölmeyi istemezdim ben giderken yanımda birde vatan haini götürmeyi isterdim Alıntı
Φ KaTiLBeNiM Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2006 Şehit olmak isterdim. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2006 temiz bir ölüm isterdim, parçalanmadan, yanmadan, boğulmadan, düşmeden.. oturduğum yerde imanla isterdim.. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2006 benim ölümüm aklım başımdayken olmalı... 4, 5 dakikaya öleceğimi bilmeliyim... Bilmeliyim ki hayatımı son bir kez düşüneyim... Sevdiklerime vedamı edeyim... Son sözlerimi söyleyebileyim... Onlara sarılıp, öpebileyim, özürümü dileyim ve öyle gideyim... Kimseyi üzmeden, yüzümdeki gülümsememle, huzurumla gidebileyim... Geride kalanlar bilmeli ki arkamdan asla ağlamamalılar, onlar ağlarsa ben de ağlarım çünkü... Tek istediğim ben içlerinde kalayım, saygımla, sevgimle... İnsanlara saygım büyüktür, sevdiklerime de sevgim... Belki boğarım sevgimden, sıkıştırırım, belki de sıkarım onları bu kadar sevmekten.... Napim işte ben böyle seviyorum, hakkını vere vere, anlamını hissede hissede... Biliyorum ki insanlar kötülükleriyle değil iyilikleriyle anılır o yüzden ben gittiğimde işte bu içimden taşan sevgimi bırakıp gideceğim sevdiklerime ve onunla anılacağım inşallah... Alıntı
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2006 çanakkalede 6 dedem ilen şehit olmayı isterdim.... 6 dedem yani şöyle oluyor .....dedemin babası 7 kardeşmişler 6 çanakkalede şehit düşmüş... Alıntı
Misafir E-Manyetik Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2006 nasıl mı olmek isterdim.............. hemen şu anda olmek isterdim..... bi mezarımın bile olmamasını.... doğayla iç içe... ve bi gün gelip toprağın altındaki bedenimin üstüne basıp geçmelerini..... arkamda bir tek beni seven insan kalmamasını.... yalnız yaşadığım gibi yalnız olmeyi.... sadece bu kadar... Alıntı
Φ pandomim Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2006 Öbür dünyada ölmek isterdim.belki geri gelme şansım olurdu Alıntı
Φ güzelyaz Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2006 ben sevdiklerimin öldüğünü görmeden,sevdiklerimi üzmeden,arkamda pişmanlıklar bırakmadan sevdiğimin kollarında veda edipte ölebilmeyi isterdim Alıntı
Φ trevize Gönderi tarihi: 12 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 12 Aralık , 2006 Bir çok arkadaş şehit olmak isteğini dile getirmiş. Saygı duyuyorum. Madem ki ölüm belki de doğumumuzdan beri yaşadığımız en önemli an, bir şekilde özel olmalı . Yani insan yaşamıyla olduğu kadar, ölümüyle de örnek olabilmeli. Yani nasılsa mutlaka öleceğiz, bu Hz. Hüseyinin ki gibi olmalı. Sizin ölümünüz başkalarına yüzyıllar sonra bile can verebilmeli, ilham olmalı. Tabi ki bunlar sadece temenni, kimin nerede nasıl öleceğini bilmemiz imkansız. Ama madem ki kaçınılmaz, bu Allah için olmalı. Onlar kadar cesur olamayan benim için ise bir başka yaşanmış olay, ölüm anı için temennidir: Bilirsinizki, ölüm anı insanın en zayıf olduğu andır. Tam o aşamada şeytanın, sizi bu durumdan kurtarmak için bir çok teklifleri olduğu söylenir. Hani ''ruhunu şeytana satmak'' derler ya, işte tam bu anda gerçekleşir. İmanın sağlam değilse, anında kayma ihtimalin vardır. Bu yüzden ''insan nasıl yaşarsa, öyle ölür'' derler. Benim duyduğum örnekte, yaşlı bir amcanın, çevresinde akrabalarıyla, ölüm anı anlatılır. Gözleri bir yere sabitlenip bir süre hiç sesini çıkarmadan ve hareket etmeden durur. Sonra ''Yok! Yok! Allah bir Muhammed resul'' der ve son nefesini verir. İşte benim kendim için umduğum ve dua ettiğim ölüm şekli budur. Allah hayırlısını nasip etsin.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 benim ölümüm aklım başımdayken olmalı... 4, 5 dakikaya öleceğimi bilmeliyim... Bilmeliyim ki hayatımı son bir kez düşüneyim... Sevdiklerime vedamı edeyim... Son sözlerimi söyleyebileyim... Onlara sarılıp, öpebileyim, özürümü dileyim ve öyle gideyim... Kimseyi üzmeden, yüzümdeki gülümsememle, huzurumla gidebileyim... Geride kalanlar bilmeli ki arkamdan asla ağlamamalılar, onlar ağlarsa ben de ağlarım çünkü... Tek istediğim ben içlerinde kalayım, saygımla, sevgimle... İnsanlara saygım büyüktür, sevdiklerime de sevgim... Belki boğarım sevgimden, sıkıştırırım, belki de sıkarım onları bu kadar sevmekten.... Napim işte ben böyle seviyorum, hakkını vere vere, anlamını hissede hissede... Biliyorum ki insanlar kötülükleriyle değil iyilikleriyle anılır o yüzden ben gittiğimde işte bu içimden taşan sevgimi bırakıp gideceğim sevdiklerime ve onunla anılacağım inşallah... kıyamam sana Allah uzun ömürler versin canım ya... ben uzun yaşamak istemem, sadece evlatlarımı büyüteyim onların hayırlı iyi birer insan olduğunu göreyim, gurur duyayım onlarla... sonra usuldan ve yataklara düşmeden bir kalp krizi ile gideyim. Kelimei şehadet getirmeyi Allah nasip etsin, giderken götürebileceğim tek şey yaşamışlığımdan kazandıklarım olacak ve anılarım. sevdiklerim ve beni sevenler diyebilsinler ki, bir kötülüğünü görmedik... keşke hiç kimseyi kırmamış olabilseydim, olamadım. ölmekten hiç korkmadım, dünya bana çok yapay geliyor. insanların pek azı hariç çoğundan korkuyorum. fiziksel zararlardan değil, gönül yaralarından... ölüm huzur verici geliyor bana o en sevdiğime kavuşacağımı biliyorum inşallah huzuruna çıktığımda beni affeder. en fazla 63 yaşıma kadar yaşamak isterim. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) yaşadığı kadar. ne kimsenin eline düşeyim, ne de kimsenin bakımına muhtac olayım. bir ağaç gibi ayakta ölmek istiyorum... Alıntı
Φ sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 hayata 1-0 yenik değil de....bir golü attıktan sonra ölmek isterdim... birşeyleri yaşayabilmiş...evlatlarımı ve onların hayırlı olduğunu görmüş....hedefi,ideali neyse sahip olmuş ve en iyi şekilde sonlandırmış...en güçsüz halinde bi el koparmadan hayata bağını kendisi kopsun isterdim... yorgunluğumun en hat safasında acı çekmeden hayat koparsın isterdim bağlarımı... kimseyi kırmadan,hak yememiş olarak,seveerek,ardımda bırakacağım kalabalığın kötü sözler söylemeden beni uğurlayabileceği bir haldeyken....temiz bir şekilde hissederek ölümümü....ve en önemlisi imanlı ölmek.... ölmek...o kadar soğuk ki...ama dibimde...ayak parmaklarımda belki yavaş yavaş sarmalıyo beni... belki de gözlerimde ölüme bakıyorum....belki de beynimde saatler var...belki de artık vücudumu sarmalamış bekliyor beni...! ölüm böyle iişte nerde ve nasıl olduğunu kestiremezsin...sadece avucunu açıp yine Yaradana dua edersin...ve benim duam şu... ---Allah'ım hayırlı ölümler nasip etsin,imanımdan ayırmadan beni...--- AMİN... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 Güzel gönüllü meleğim sen ölümü düşünecek yaşta değilsin. o akıllı sözleri söyleyen güzel kızım gurur duydum seninle... maşallah... ama doğrusun her an, her dakika yanıbaşımızda duruyor ölüm... nasıl dilersek öyle olsun inşallah. Güzel duana bende amin diyorum. bebeğim çok tatlısın sen, durusun, su gibisin, yolun, bahtın açık olsun, kazandıkların kaybettiklerinden çok olsun. geri dönüp baktığında yüzünde kocaman bir tebessüm oluşsun... pişman olmayacağımız şeyi yapmak her zaman mümkün değil, yapıyoruz, bunlar çokta gerekli bazen. ama en azından kimsenin hakkını gasp etmeden, kendi zararım kendime diyerek gidelim... Ancak Allah bilir her kulun kalbini. her ne günah işlesekte affı mümkün kılan, dilersek affeder bizi... Alıntı
Φ sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 Güzel gönüllü meleğim sen ölümü düşünecek yaşta değilsin. o akıllı sözleri söyleyen güzel kızım gurur duydum seninle... maşallah... ama doğrusun her an, her dakika yanıbaşımızda duruyor ölüm... nasıl dilersek öyle olsun inşallah. Güzel duana bende amin diyorum. bebeğim çok tatlısın sen, durusun, su gibisin, yolun, bahtın açık olsun, kazandıkların kaybettiklerinden çok olsun. geri dönüp baktığında yüzünde kocaman bir tebessüm oluşsun... pişman olmayacağımız şeyi yapmak her zaman mümkün değil, yapıyoruz, bunlar çokta gerekli bazen. ama en azından kimsenin hakkını gasp etmeden, kendi zararım kendime diyerek gidelim... Ancak Allah bilir her kulun kalbini. her ne günah işlesekte affı mümkün kılan, dilersek affeder bizi... sağol ablam..(canım annem) benim...o güzel sözlerin için ve duama amin dediğin için teşekkür ederim....seni çokk seviyorum...insan söylemeli ablam demi....haykırmalı sevgisini herkese...erkenden ayrılcakmış gibi yaşamalı..bugünü yaşa yarının olmıcakmış gibi derler ya..doğru ablam..(canım annem)ama yarına çıkçak da umudun olsun ayrıca...=) öpüyorum ablam o güzel kalbinden seni.... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2006 sağol ablam..(canım annem) benim...o güzel sözlerin için ve duama amin dediğin için teşekkür ederim....seni çokk seviyorum...insan söylemeli ablam demi....haykırmalı sevgisini herkese...erkenden ayrılcakmış gibi yaşamalı..bugünü yaşa yarının olmıcakmış gibi derler ya..doğru ablam..(canım annem)ama yarına çıkçak da umudun olsun ayrıca...=)öpüyorum ablam o güzel kalbinden seni.... evet meleğim söylemeli sevdiğini, sarılmalı, sokulmalı, öpmeli, hissettirmeli insan bütün sevdiklerine sevgisini. yarın çok geç olabilir, öldükten sonra ardından ahhh çekmektense, yaşarken söylemeli... bende seni çok seviyorum. işte bu kadar kolay değil mi? size ihtiyacı varsa sizi seven birinin, sırtınızı dönüp gitmeyin. geri geldiğinizde artık orada olmayabilir... evet meleğim umut hep kalbimizde. bende o güzel yanaklarından öpüyorum seni. Alıntı
Φ assolist Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2006 kenan doğulu nun kollarında onu çok seviyorum çünkü Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.