Φ israil Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2010 dincilerin hepsi bol bol ibadet ediyorlar. yapılan bu eylemler, yapanı kurtarır mı, yoksa daha kötüye mi götürür? örnek: hacca gidip geliyorum.... havam değişiyor; hacı oldum ya! namaz kılıyorum, oruç tutuyorum.... bişi değişmiyor, neden değişmiyor? Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2010 Bana göre ibadet kendi kendinle yüzleştiğin, konuştuğun andır...Bu vakti iyi değerlendiren kendini kurtarır herhalde...Ama namazdan kalkıp çalıp çırpmaya devam edeni kim nasıl kurtarsın.. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2010 Namaz kurtaramadıysa kimse kurtaramaz.. Namaz ile hac ile oruç ile vs..vs..kimse kurtulamamıştır..KURTULMAK,KURTULUŞ nedir.. Namaz oruç hac gibi ritüeller kişiye kendini BİLdirmek içindir..KENDİNİ BİLmeden ne yaparsan yap.. Emir diye yapılanların nasıl değilde,NEDEN yapıldığını BİLMEK gerekir.. Bütün Dinlerdeki ritüeller sadece birer araçtır.. Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2010 din saçmalıktan başka bişiy değildir dinin neden saçma olduğunu yazılarımda görebilirsiniz. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2010 İFADE edebilmek içindir DİN..yaşam biçimini..kabullerini..bu gezegendeki davranışların toplamını Din,i inanışlarına göre tanzim etmektir.. DİN ihtiyaçtan doğmuştur..İnsan bu gezegendeki ihtiyaçlarını karşılamayı bilmiştir..ve Dini inançları yönündeki ihtiyaçlarını karşılayabilmiştir..(aferim bu insana.. ) Bir insanın bir ihtiyacını başka bir insan karşılıyorsa karşılığında mutlaka bir menfaat bekliyordur.. Din ihtiyacımızı karşılayanlarda ücretlerini alıyorlar..din TÜCCARLARI..inanç tacirleri..olmalılar.olmazssa olmazlar..tekamülün gelişmenin dinamiğidirler..AKLINI KULLANABİLENLER için elbette..aklını dergahın kapısında bırakanlara SÖZÜMÜZ olmaz.. Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2010 İFADE edebilmek içindir DİN..yaşam biçimini..kabullerini..bu gezegendeki davranışların toplamını Din,i inanışlarına göre tanzim etmektir.. DİN ihtiyaçtan doğmuştur..İnsan bu gezegendeki ihtiyaçlarını karşılamayı bilmiştir..ve Dini inançları yönündeki ihtiyaçlarını karşılayabilmiştir..(aferim bu insana.. ) Bir insanın bir ihtiyacını başka bir insan karşılıyorsa karşılığında mutlaka bir menfaat bekliyordur.. Din ihtiyacımızı karşılayanlarda ücretlerini alıyorlar..din TÜCCARLARI..inanç tacirleri..olmalılar.olmazssa olmazlar..tekamülün gelişmenin dinamiğidirler..AKLINI KULLANABİLENLER için elbette..aklını dergahın kapısında bırakanlara SÖZÜMÜZ olmaz.. dinin iki türlü görevi vardır birincisi insanlığın kişiliğini geliştirmek ve insanları haklara saygılı,sevgi dolu,şefkat dolu bir canlı haline getirmek ikincisi insanlığı tanrı gibi maddenin temel yapı taşı olan enerjiye hakim kılmak yani enerjiyi istediği gibi şekillendiren varlık haline getirmek,bu sayede insan allah gibi istedğini yapabilecek konuma gelecek ve tanrı gibi düşündüğü herşeyi gerçekleştirebilecek hale gelecektir mesela bir kayayı sadece düşüncesiyle kaldırabilecek yada musanın yaptığı gibi koskaca bir denizi sadece düşüncesiyle ikiye ayırabilec ek yada evrenin bir yerinden başka bir yerine uzaylıların gemileriyle yaptığı gibi kendini ışınlayabilecekler yani düşünceleriyle istedikleri tıplı allah gibi yapabileceklerdir.tabi bu kişiliğin geliştirilmesiyle beraber yapılmaktadır çünkü haklara saygı duymadan insanın maddeye hükemedecek güce sahip olması insanlara haksızlık yapmasına hatta tüm evrende yaşayanları tehlikeye atacaktır. aslında dinin inançları saçmadır ama tasavvufi inanca sahip bir kişi yani ibadetlerle maddeye hükmedecek konuma yani allah gibi olacağı inancına sahip olan bir kişi ibadetleri tam anlamıyla yerine getirerek inancını güçlen dirir ve bu inanç çok güçlü olduğunda ise maddeye gerçekten hükmedebilmektredir yani insan gerçekte maddeye gerçekten hükmedebileceğine inandığı zaman maddaye insanoğlu hükmedebilmektedir işt5e bu yüzden evliye denen tasavvuf erbebı insanlar olağanüstü olaylar yapabilmektedirler yani kerametler ortaya çıkarmaktadırlar. işte dinin bu iki misyonu yüzünden hala insanoğlunun ihtiyaç duyduğu bir kavramdır çünkü hala insan merhametten yoksun sadece kendini düşünen bir varlıktır ve din insanlığın kişisel gelişimini sağlamaya çalışmaktadır ve hala insan maddenin kölsesidir yani evrensel yasalara bağımlıdır tanrı gibi değildir ama insanlar haklara saygılı oldukları zaman ve maddenin yasalarına bağımlı olmaktan kurtuldukları zaman dine artık insanoğlu gerek duymayacaktır nitekim evren bizden milyarlarca yıl önce yaratılmış ve evrimini tamamlamı uzaylı yaratıklar bu seviyey ulaşmışlardır yani kişiliklerini geliştirmiş ve maddenin yasaları onları artık bağlamaz hale gelmiş ve tanrı gibi istediklerini yapabilecek konuma gelmişlerdir. Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2010 İdeal olanı hem iç hem de dış merkeze yönelmiş olanıdır. Çünkü dışa yönelme içe yönelme aşamsına el verişli olduğu ölçüde geçerlidir. Şeyh el Alavi, 'ibadetlerimiz onları yerine getirirken Allah'ı hatırlamamzı derecesinde güçlü veya zayıf olarak düşünülebilir' demiştir. Bu zahiri ibdetlerin batıni başarısını içerir. İsra gecesi peygamber efendimizin 'dikey' yükselişten önce, Mekke'den Kudüs'e 'yatay' yükselişi Müslümanlara örnek oluşturur. saygılar Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2010 İdeal olanı hem iç hem de dış merkeze yönelmiş olanıdır. Çünkü dışa yönelme içe yönelme aşamsına el verişli olduğu ölçüde geçerlidir. Şeyh el Alavi, 'ibadetlerimiz onları yerine getirirken Allah'ı hatırlamamzı derecesinde güçlü veya zayıf olarak düşünülebilir' demiştir. Bu zahiri ibdetlerin batıni başarısını içerir. İsra gecesi peygamber efendimizin 'dikey' yükselişten önce, Mekke'den Kudüs'e 'yatay' yükselişi Müslümanlara örnek oluşturur. saygılar işte bu tasavvuf denen kavramda varolan unsurdur yani hem insanın kişiliğini geliştirir yani şefkat merhamet,haklara saygı gibi unsurlarla kişiliği hemde ibadetle allahlaşabileceği inbancıylada ruh gücünü artırarak insanı tıpkı allah gibi istediğini yapabilen konuma getirmektedir yani maddeyi beyin gücüyle etkileyebiliyor yani kişi beyin gücüyle bir tonluk kayayı kaldırabiliyor yada kendisini uçuruyor yada biryerden başka bir yerekendini ışınlıyor nitekim evliyaların kerametleri bu şekilde cereyan ediyor ve uzayda bizden önce evrimini tamamlamış uzaylılar maddeye hükmedebilmekteler yani böylesi olağanüstü olaylar yapabilmektedirler. Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2010 işte bu tasavvuf denen kavramda varolan unsurdur yani hem insanın kişiliğini geliştirir yani şefkat merhamet,haklara saygı gibi unsurlarla kişiliği hemde ibadetle allahlaşabileceği inbancıylada ruh gücünü artırarak insanı tıpkı allah gibi istediğini yapabilen konuma getirmektedir yani maddeyi beyin gücüyle etkileyebiliyor yani kişi beyin gücüyle bir tonluk kayayı kaldırabiliyor yada kendisini uçuruyor yada biryerden başka bir yerekendini ışınlıyor nitekim evliyaların kerametleri bu şekilde cereyan ediyor ve uzayda bizden önce evrimini tamamlamış uzaylılar maddeye hükmedebilmekteler yani böylesi olağanüstü olaylar yapabilmektedirler. Tasavvuf, ibni Haldun'un belirttiği gibi ilk üç nesilde özel bir isme sahip olmayacak kadar yaygın ve gelişkindir. Bugün ise adı var kendisi yok. Ayrıca kerametler ikiye ayrılır; sizin sözünü ettiğiniz uçmaları zıplamaları sufiler hiç de önemsemez, gösteriş olarak görürler. Bu ayrı bir konu. Ayrıca çok rica ediyorum yanıtınızı foruma kaydetmeden önce cümlelerinizi tekrar gözden geçirin; zira okmak biraz güç oluyor. Saygılar Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 şimdi maneviyatını güçlendirmiş bir sufi maddeyede hakim olabilir.bir sufinin maneviyatının güçlülüğü kerametiyle olur yani maddeye hakim olmakla çünkü maddeye hakim olabilmek menaviyatın gelişmesinin son noktasıdır çünkü tasavvufta kişisel gelişim aynı zamanda ahlaki gelişimle mümkündür yani şefkat ve merhamet duygusuna tamamen hakim olmayan kişi asla maddeye hükmedemez yani ne kadar şefkatli olursa okadar güçlü maneviyata ve ruha sahip olur ve bu sayede maddeye okadar etkili ve hakim olur. bu maddeye hakim olmak ancak tasavvuf inancıyla mümkündür tasavvuf inancıysa merhamet şefkatat gibi olumlu duyguları tamamen yaşarak ve zikir ve namaz gibi ibadetlerlede maddeye hakim olacak güce kendini getirebileciği inancıyla bu inanca göre yaşayıp maneviyetını güçlendirmede gizlidir. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 MANEVİYAT maddeye hükmetmek için değildir..İNSAN olabilmek içindir..İnsan NEDİR diye bir araştır istersen.. Maddeye hükmedeceksinde ne olacak..ömrün en fazla 70 80 yıldır ne yaparsan yap asla fazlalık olmayacak.. (hadi yüz yıl yaşa..elin ayağın tutmadan..) Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 maneviyat insan olmak içindir ama tasavvuftaki inanca göre insan maneviyatını güçlendirerek maddeye hakim olabilir yani kişi şefkat merhameti yaşam biçimi olarak yaşarsa aynı zamanda bu şefkat merhametin ve zikir ve ibadetlerin gücüyle maddeye hakim olacak konuma gelir işte mutasavvıflar bu şekilde kendilerini geliştirirler ve maddeye hükmeden bir kişi her istediğini yapabildiği için ölümsüzleşir isterse ruh olur isterse beden yani istediğini yapabilir. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Ne Yunus ne Mevlana nede Hacı Bayram Veli nede Muhyiddin arabi..ve diğerleri.. maddeye hükmetmediler.. hükmetmemiz içinde bir işaret vermediler.. Yani maddeye hükmetsen ne olacak..öldün gittin hükmünmü kalacak.. :D Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 maddeye hükmetmeden tanrılaşmak olmaz tanrı gibi olacaksak maddeye hükmedebilmeliyiz tasavvufun temel amacıda budur insanı tanrı gibi yapmak hem zaten gerçek budur yani evrendeki madde aslında bizim hizmetimizdedir yani biz istersek onun istediğimiz gibi şekillendirebiliriz bu bir gerçektir kaçınılmaz gerçek ama bizler bu bilince sahip olmadığımız ve cahil olduğumuz için maddeye hükmedemiyoruz işte tasavvuf insanı bu gerçeğe ulaştırıyor maddenin kölesi olmaktan kurtarak özgürleştiriyor tıpkı matrixteki neo gibi. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 İşimizin görülmesi için yardımcı olan makam sahibi kişilere kul, köle oluruz; yaşayabilmemiz için gerekli hava, su, yiyecek başta olmak üzere her türlü nimeti veren Cenab-ı Allah ın Kitabı nda emrettiklerini yapmamız çok fazla birşey olmasa gerek. Cennet, Cehennem olduğuna göre nasıl ki burada bir okula veya bir işe girmek için sınav yapılarak seçim yapılıyorsa buraları doldurmak için de belirleyici birşeyler olması gerekir diye düşünüyorum. Cenab-ı Hakk ın bunlara ihtiyacı yok ama nasıl ki devlet bize sağladığı imkanlar karşılığında vergisini alıyor, faturaları takır takır ödettiriyorsa; bu nimetlerin de bir faturası olması gerekir. Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2010 cennet cehennem diye bi,şiy yoktur arkadaşım allah insanlığa işkence yapan bir zalim değildir.cennet barış içerisinde yaşayan bir dünya cehennemse savaş ve kötülükleri seçmiş bir dünyadır başka bişiy değil yapılan yorum yanlıştır. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2010 dincilerin hepsi bol bol ibadet ediyorlar. yapılan bu eylemler, yapanı kurtarır mı, yoksa daha kötüye mi götürür? örnek: hacca gidip geliyorum.... havam değişiyor; hacı oldum ya! namaz kılıyorum, oruç tutuyorum.... bişi değişmiyor, neden değişmiyor? topu topu 10 adeti aşmayan, namaz sureleri diye ezberletilen ve insanların adeta bunlar dışında sure yokmuş gibi davrandığı namaz surelerine bakın.Orada bir tanesi şununla başlar "Vay o namaz kılanlar haline".Devamına göre yorum sizin.Şüphesiz Kuran yeter her konuya cevap noktasında. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2010 topu topu 10 adeti aşmayan, namaz sureleri diye ezberletilen ve insanların adeta bunlar dışında sure yokmuş gibi davrandığı namaz surelerine bakın.Orada bir tanesi şununla başlar "Vay o namaz kılanlar haline".Devamına göre yorum sizin.Şüphesiz Kuran yeter her konuya cevap noktasında. Namaz surelerine baktık..birde günde 40 kere Fatihayı okuyanlara bir bakalım..elbette sözünü ettiğin''vay o namaz kılanların haline'' ayetinde hitap edilenlere bu günkü namaz kılanlarda dahil.. Taklitçiler..nasıl kılınacağını çok iyi bilirler..NEDEN kıldıklarını bilmezler..Allahın emri derler sadece..Allah MAKSATSIZ emir vermez..ne maksatla namaz kıldıklarını bilmezler.. Maksada ulaşmayan Maksuduna varmayan işler fiiler BOŞtur.. Namazdaki gibi yaşamak için, namazın, kılana ve kılana bakana NE anlatmak istediğini bilmek gerekir.. Namaz kılanlarınız vardır mutlaka..namazdaki hareketlerin ne anlattığını anlatsın lütfen..ne anlamı var yani namaz hareketlerinin.. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2010 uçmaları zıplamaları sufiler hiç de önemsemez, gösteriş olarak görürler. Olmayan bir şey nasıl önemsenir veya önemsenmez? Uçan muçan yok ki, ne kerameti? Bunlar halisünasyondur, efsanedir, yalan ve paranoyadır. Anka kuşu, Zeus nasıl mitolojiyse, şeyhlerin kerametleri de İslam mitolojisidir. Yapabileceğin bir şeyi gösteriş olur diye yapmazsın. Örneğin fakire herkesin önünde para verecek olur ama gösteriş olur diye gizli verirsin. Yoksa zaten mümkün olmayan bir şeyi yapmamaktan bahsetmek sahtekarlığa kılıf uydurmadan başka bir şey değildir... Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2010 Baktım foruma,bu topicte son iletiyi gönderene..hah dedim Demirefe kardeşim namaz hareketlerini anlatmış.. Mesela başlangıçta İftidah tekbiride denilen ve erkeklerde ellerin kulak memelerine değdi değecek kadar kaldırılıp Allahuekber(Allah büyüktür uludur)denilen bu hareket NE anlatır seyredene NEDEN yapar bunu namaz kılan.. Ben müslümanım namaz kılarım diyen hanımefendiler vede efendiabiler..buyurun.. Alıntı
Φ Aries Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2010 Mesela başlangıçta İftidah tekbiride denilen ve erkeklerde ellerin kulak memelerine değdi değecek kadar kaldırılıp Allahuekber(Allah büyüktür uludur)denilen bu hareket NE anlatır seyredene NEDEN yapar bunu namaz kılan.. Sayın Dayı Erkeklerde ellerin kaldırılması bildiğim kadarıyla "Dünya'yı geride bırakıyorum" anlamında..namaza adapte olabilmek için sanırım Siz ne dersiniz Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2010 Sayın Dayı Erkeklerde ellerin kaldırılması bildiğim kadarıyla "Dünya'yı geride bırakıyorum" anlamında..namaza adapte olabilmek için sanırım Siz ne dersiniz Eywallah deriz.. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2010 Elleri kaldırdı..dünyayı geriye atıyorum dedi..dedi fakat hep ödeme gelmedi koli gitmedi alamadım veremedim hesabı yaptı..bumu yani..namaz onu hiç değiştirmedi..zaten değişmiş olsa ne namaz der nede bilmem ne.. Gülerim bu namaz ehline..NEDEN namazdalar.. Alıntı
Φ Aries Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2010 Eğer aldı verdi ile uğraşılıyorsa namazın ve elleri havaya kaldırmanın ne anlamı kalır ki.. Amacı, ibadeti ve şekillerin anlamını bilmeden kılınan namaz namaz olur mu?İstenen bu olsaydı elleri havaya kaldırmak niye namazın emirlerinden? Maalesef Dayı sadece hareket olsun diye çok namazlar gördük..Fitness salonları paralı ve iş bedavaya getiriliyor gibi.. görüntü bunu gösteriyor.. Allah'ın isteği elleri havaya kaldırıp dünya işlerinden sıyırılıp gerçekten namaza durmak Allah ile başbaşa kalmaktır.. Şekilli ibadete orucu da katabiliriz ..Amaç aç kalmak mı? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2010 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2010 Yaptığınız tasavvufi yorum... Aslında işitme özürlü olanlara namazın başladığı işaretidir. Yaş ilerleyip işitmesi ağırlaşıp artık tanrı ile ilişkileri düzeltmenin zamanının geldiğini düşünen cemaatin sayısı düşünülürse, mantıklı... İzninizle konu ile ilgili bir iki latife yapmak isterim. İlki dünyayı kulak arkasına atmayı başaramayanlarla ilgili: Sürü sahibi sürüsünü otlatırken namaza durmuş. Bitirince başını sağa çevirmiş: "Bu koyun hasta galiba" demiş. Sola çevirmiş: "Bu koyun da galiba doğuracak!" Tanrı ile ilişkileri düzeltme deyince de: Ünlü bir düşünür ölüm döşeğindeyken imam telkin vermeye gelmiş. Telkine başlamak için "euzu" ile şeytana kötü söyleyince düşünür: -"Hocam, şimdi düşman kazanmanın sırası değil" demiş. Hoca ya sabır çekip telkine geçince de şöyle demiş: -"Durup durup son anda tanrıya yaranmaya çalışmanın alemi yok şimdi!" Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.