Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MAVİ MARMARA'DA ELE GEÇİRİLEN CEPHANELİK


Misafir CYRANO

Önerilen İletiler

Net olarak bilmediğimiz bir olayın görünen tarafının arkasında komplo olma olasılığı her zaman vardır tabiatıyla.Kim bu olaya kesinlikle komplodur diyorsa, kesinlikle komplo değildir diyenler kadar doğruluk payına sahiptir komplo olup olmaması konusunda.

 

Lakin bu olay nasıl bir komplo ve kimin faydası güdülmüş olmalı ki gelinen noktada İsrail dünya kamuoyunda tepki almayı kimin için göze aldı.Kime yaradı bu durum?AKP'ye içerde kamuoyu desteği sağlamak için mi yaptılar bunu, İsrail ve ABD birlikte?

 

Bu noktadan sonra AKP'den beklenen İsrail'le sonuna kadar dostluk değil İsrail'e karşı sert tutum ve İsrail'in yanında yer almamadır.AKP içerde oy toplasın diye İsrail dünyadaki itibarının sarsılmasına göz yumacak bir oyunu ABD'yle AKP'yle birlikte kurgulayacak akabinde AKP İsrail karşıtlığıyla içerde oy toplayacak ve hiçbir şey olmamış gibi Türkiye'yle ilİşkilerinin eskisi gibi gideceğini varsayacak bir planı yapacaklar...Bu olay bana birilerinin işine yaraması için planlı olarak hazırlanmış gibi gelmiyor sonuçları itibariyle...

 

Bu iyi niyetli yorumuna maalesef katılamayacağım dostum. Zira ortada bir dümen çevrildiğine inanıyorum şahsen. Daha önce anlattığım gibi :

 

Evet, basit cümlelerle anlatmaya çalışırsak, baştan önemli bir fark dışında herşeyi hükümet-ABD-İsrail birlikte planlamıştı. Geminin bandırasının değiştirilmesi, AKP milletvekillerinin gemiye binmekten vazgeçirilmesi, gemilere eskort verilmemesi, F.Gülen'in olay sonrasındaki yorumları gibi bütün deliller bunu gösteriyor. Gemi İsrail tarafından durdurulacak, tutuklanmalar vs.olacak, akabinde İsrail'i kınayan ABD'nin bu konuda desteklediği Erdoğan her zamanki gibi İsrail'e çemkirip, özür diletecek, hem iç siyasette, hem de genişletilmiş emperyalist paylaşım ( BOP ) kapsamındaki ülkelerin halklarının gözünde İsrail'e kafa tutan lider konumunu güçlendirecek, bu ülkelerin yakın gelecekte Türkiye'de gerçekleştirilecek ABD ile uyumlu Ilımlı İslam rejimini örnek model almasını zorlayıcı iktidar değişikliklerine zemin hazırlamak yolunda bir kilometre taşını da döşemiş olacaktı.

 

Fakat kader ağlarını yavaş yavaş ördü ve bu oyunu gemideki koyu ABD, AB ve İsrail karşıtı Milli Görüşçüler bozdu. Geminin dümenini Mısır'a kırdırmaları akabinde İsrail zodyakları tarafından pervanesinin blokajı ile durdurulmaları ve helikopterden inen İsrail komandolarına sopalı, sulu darp yaratan saldırıları neticesinde, İsrail komandoları bilindik vahşi yüzlerini gösterdiler. Öncesinde beklenmeyen durum buydu. Cryano nickli arkadaşın dediği gibi AKP'nin eline bir bomba verilmiş oldu.

 

Daha önceki iletilerimde dediğim gibi bu durumda AKP yönetimindeki Türkiye'nin alacağı en doğru karar -hem Türkiye'nin onuru açısından hem kendi planlarının yürümesi açısından, hem de toplumdaki beklentiye uygun olarak- İsrail'e askeri ve ekonomik yaptırım uygulanması olacaktı.

 

Fakat planda böylesine keskin ve ciddi bir değişiklik olamayacağından, Erdoğan yine İsrail'e çemkirme yolunu seçti ve ilaveten İsrail'e karşı uluslararası bir karar aldırmaya çalışmak, hatta ses getirecek bir karar olması bakımından Gazze ambargosunu kaldırmaya çalışmak yoluna gitti. Yani şansını denedi. Fakat, henüz böyle bir karar aldıramamış olmaları, ne iç kamuoyunda popülaritesini artırdı ne de BOP kapsamındaki dış ülkelerde arttıracaktır. Aksine, iç siyasette karşı görüş bildirenleri İsrail yanlısı diye yaftalama yöntemlerine ve onca hamaset kokan üslubuna rağmen popülaritesinin azaldığına yönelik işaretler var.

 

Sonuç : BOP'da bir kırılma noktası oluşmuştur ve aynı zamanda ne yazık ki Türkiye'nin onuru da kırılma tehlikesi içindedir. Gelecek günler çok farklı gelişmelere gebe olabilir.

 

diyordum...taa ki...heh heh, iktidara muhalefet edenlerin o küçücük, dar bakış açılarıyla son derece yanlış tutumlarının canlı halini görene kadar.

 

Gayet tabii değil mi ? Muhalefetin pişirdiği bu kadayıfın üstüne de kaymak olarak, iktidarın İran'a yaptırıma reddi gelince... tamam dedim bu sefer,

 

'' Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin ruhuna el-fatiha!, müstakbel ABD destekli Ilımlı İslam-Türk birliğimiz ( ! ) hayırlı olsun! '' :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bütün bunlar nedense bu ülkede hep söylenen ama bir türlü yapılamayanlar.Sayın Kılıçdaroğlu'nun farkı ne?

 

Evet, bütün bunları daha önce söyleyenler gibi tek başına iktidara gelemezse veya iktidardayken krizler veya darbelerle düşürülürse, onun da bir farkı olmadığını görürüz dostum. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.O da iktidar olana kadar, meydanlarda, ekranlarda işsizliği bitirecek, tarımı, sanayiyi şahlandıracak, ne AB'ye boyun eğecek ne ABD'ye...PKK sorununu halledecek, şeriat tehlikesini bertaraf edecek, demokrasiyi rayına oturtacak, hukuğu baştacı yapacak, yandaşlık gütmeyecek...

 

Bütün bunlar nedense bu ülkede hep söylenen ama bir türlü yapılamayanlar.Sayın Kılıçdaroğlu'nun farkı ne?

 

İnsanımız nedense, birileri 1 kere gelip, olmayacak vaadlerini bırakın yapılabilecek sözlerini bile tutamadığı halde; hatta bazı şeyleri geriye götürdüğü halde, ikinci-üçüncü kez onlardan vazgeçemezlerken, daha hiç fırsat tanınmamış birisine, o ötekilerin suçlarını nasıl yüklerler, "onun farkı ne ki" diye bilirler? Bir türlü anlamam... Tabii, biraz kadercilik de var bu bakış açısında.

 

Yanisi, daha 1 kere bile fırsat vermediğimiz adamı böyle yaftalarken diğerleri ne oluyor? :)

 

Şimdi burada sizleri iktidar taraflısı olarak yaftaladığımı düşünmeyin. Eleştirilmesi gerekenler dışında, fırsat bile vermeden eleştirmelerinizi eleştirdiğimi belirteyim :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanımız nedense, birileri 1 kere gelip, olmayacak vaadlerini bırakın yapılabilecek sözlerini bile tutamadığı halde; hatta bazı şeyleri geriye götürdüğü halde, ikinci-üçüncü kez onlardan vazgeçemezlerken, daha hiç fırsat tanınmamış birisine, o ötekilerin suçlarını nasıl yüklerler, "onun farkı ne ki" diye bilirler? Bir türlü anlamam... Tabii, biraz kadercilik de var bu bakış açısında.

 

Yanisi, daha 1 kere bile fırsat vermediğimiz adamı böyle yaftalarken diğerleri ne oluyor? :)

 

Şimdi burada sizleri iktidar taraflısı olarak yaftaladığımı düşünmeyin. Eleştirilmesi gerekenler dışında, fırsat bile vermeden eleştirmelerinizi eleştirdiğimi belirteyim :)

 

Kadercilik kavramı tam açıklamaz benim bakış açımı da ön yargılarla yaklaşma dersek daha anlamlı olur.smile.gifSiyaset olunca konu daha bir ön plana çıkıyor ön yargılar ne yaparsınız.Bu bağlamda iktidara gelmemiş bir siyasetçinin hiçbir şey yapamayacağı yaklaşımıyla değerlendirilmesine getirdiğiniz eleştiri mantıklı.smile.gif

 

Benim eleştirim Kılıçdaroğlu nazarında tüm Türkiye siyasetine, siyasetçilerine.Ben sisasetçilerimizdeki kendilerinin söylediklerine inanmadıkları, o anı kurtarmak, duyulmak isteneni duyurmak için olmayacak işleri ben yaparım, hem de hemen yaparım edalarını eleştiriyorum.

 

CHP'nin siyasetini biliyorum yeni olan Sayın Kılıçdaroğlu lakin tüm siyasetçileimizde var olan aynı siyasi zihniyet, hemen kurtarıverecek ülkeyi yeter ki fırsat verilsin...

 

50 yıllık süre zarfında bu ülkeye hep dışardan birileri istediği yönde şekil vermiş laiklik-şeriat tartışmalarıyla, kimi zaman komünizm tehlikesiyle, PKK terörüyle uğraşmışız, uğraştırmışlar bizi.Biz halledemiyoruz bu sorunları birileri getirip önümüze koyuyor biz de uğraşıyoruz.

 

Sürekli ABD'yle anılıyor güzel ülkemiz bir şekilde ülkemizin yönetiminde dolaylı doğrudan.

 

Yani ben bir iktidarın bugün gelip de bütün bunları yok sayarak ben düzelteceğim bu işi havasına bürünmesine artık gülüyorum.Bizim durumumuz Türkiye'deki siyasi fikirlerin mücadelesinin üstünde bir durum.Hani diyorlar ya bizi bize bırakmıyorlar diye, aynen öyle...

 

.....

 

Muhabbetle...

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kadercilik kavramı tam açıklamaz benim bakış açımı da ön yargılarla yaklaşma dersek daha anlamlı olur.smile.gifSiyaset olunca konu daha bir ön plana çıkıyor ön yargılar ne yaparsınız.Bu bağlamda iktidara gelmemiş bir siyasetçinin hiçbir şey yapamayacağı yaklaşımıyla değerlendirilmesine getirdiğiniz eleştiri mantıklı.smile.gif

 

Benim eleştirim Kılıçdaroğlu nazarında tüm Türkiye siyasetine, siyasetçilerine.Ben sisasetçilerimizdeki kendilerinin söylediklerine inanmadıkları, o anı kurtarmak, duyulmak isteneni duyurmak için olmayacak işleri ben yaparım, hem de hemen yaparım edalarını eleştiriyorum.

 

CHP'nin siyasetini biliyorum yeni olan Sayın Kılıçdaroğlu lakin tüm siyasetçileimizde var olan aynı siyasi zihniyet, hemen kurtarıverecek ülkeyi yeter ki fırsat verilsin...

 

50 yıllık süre zarfında bu ülkeye hep dışardan birileri istediği yönde şekil vermiş laiklik-şeriat tartışmalarıyla, kimi zaman komünizm tehlikesiyle, PKK terörüyle uğraşmışız, uğraştırmışlar bizi.Biz halledemiyoruz bu sorunları birileri getirip önümüze koyuyor biz de uğraşıyoruz.

 

Sürekli ABD'yle anılıyor güzel ülkemiz bir şekilde ülkemizin yönetiminde dolaylı doğrudan.

 

Yani ben bir iktidarın bugün gelip de bütün bunları yok sayarak ben düzelteceğim bu işi havasına bürünmesine artık gülüyorum.Bizim durumumuz Türkiye'deki siyasi fikirlerin mücadelesinin üstünde bir durum.Hani diyorlar ya bizi bize bırakmıyorlar diye, aynen öyle...

 

.....

 

Muhabbetle...

 

Yazdıklarınıza harfiyyen katılıyorum ama birşeyler yapmalı diye bir şarkı var ya aynen öyle, bu iktidar beceremediyse diğerlerine şans verilmesi gerekmez mi? Bizde partiye, programa, milletvekiline oy veren zaten çok az insan var; lidere oy veriliyor. CHP de lider değişti, belki yoğurt yemesi de değişir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karamsar oldu yazdıklarım, kaybetmemek lazım ümidi ama daha bizim Türkiye'yi küresel oyuncular, kutuplar arasında nerde görmek istediğimiz ve yerimizi belirledikten sonra ne yapacağımız konusunda bile fikir birliğimiz yok.

 

AB'ye girmek istiyoruz bir yandan da AB'nin Sevr planından bhsediyor bunlardan bize dost olmaz diyoruz, ABD'nin bizi piyon gibi kullandığından bahsediyoruz, ama ABD gibi küresel bir güç karşısında ne yapacağımız, nasıl onun oyuncusu olmayacağımız konusunda hamaset dışında fikri olan yok.

 

Komşularımızın hepsi bize düşman yeni yeni algı değişmeye, değiştirilmeye başladı.İslam birliği katiyen olmaz, Türk birliği bilmem nasıl olur?

 

İşsizlik, adaletsizlik, teknolojisizlik, eğitimsizlik, eğitilmiş eğitimsizlik terör ne ararsan var.Bütün bunların üstesinden gelmek salt ideolojiyle, hamasetle olacak işler değil.Bir deha mı lazım bize acaba hem dış güçleri ürkütmeyecek içerde de ülke menfaatleri doğrultusunda ülkeyi yavaş yavaş şahlandıracak?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AB'ye girmek istiyoruz bir yandan da AB'nin Sevr planından bhsediyor bunlardan bize dost olmaz diyoruz, ABD'nin bizi piyon gibi kullandığından bahsediyoruz, ama ABD gibi küresel bir güç karşısında ne yapacağımız, nasıl onun oyuncusu olmayacağımız konusunda hamaset dışında fikri olan yok.

 

Ezilen ulusların birliği konusunda anlaşmıştık ya dostum, yalnızca İslam ve Türk zemininde değil, dünyada ezilen hangi ulus varsa, dinine ,ırkına bakmadan kurulacak bir birliği kastetmiştim.

 

Bu birlik elbette laik bir birlik olmalıdır. İslam birliği, Türk birliği gibi yaklaşımların düşmanlıkları körükleyen, manipülasyonlara açık birlikler olacağı aşikar.

 

İster hamaset de, ister başka bir şey, bu dediğimi Erdoğan çaktırmadan gerçekleştirebilirse, ben şahsen heykelini dikerim, bunu da aha buraya yazıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karamsar oldu yazdıklarım, kaybetmemek lazım ümidi ama daha bizim Türkiye'yi küresel oyuncular, kutuplar arasında nerde görmek istediğimiz ve yerimizi belirledikten sonra ne yapacağımız konusunda bile fikir birliğimiz yok.

 

AB'ye girmek istiyoruz bir yandan da AB'nin Sevr planından bhsediyor bunlardan bize dost olmaz diyoruz, ABD'nin bizi piyon gibi kullandığından bahsediyoruz, ama ABD gibi küresel bir güç karşısında ne yapacağımız, nasıl onun oyuncusu olmayacağımız konusunda hamaset dışında fikri olan yok.

 

Komşularımızın hepsi bize düşman yeni yeni algı değişmeye, değiştirilmeye başladı.İslam birliği katiyen olmaz, Türk birliği bilmem nasıl olur?

 

İşsizlik, adaletsizlik, teknolojisizlik, eğitimsizlik, eğitilmiş eğitimsizlik terör ne ararsan var.Bütün bunların üstesinden gelmek salt ideolojiyle, hamasetle olacak işler değil.Bir deha mı lazım bize acaba hem dış güçleri ürkütmeyecek içerde de ülke menfaatleri doğrultusunda ülkeyi yavaş yavaş şahlandıracak?

 

Sayın fuzuli, bize samimiyet lazım, yolsuzluk yapıp dokunulmazlık zırhına sığınarak adalete hesap vermekten kaçan insanlar samimi olduklarına kimseyi inandıramazlar. Ülke de işsizlik, gelir dağılımında eşitsizlik kısaca ekonomik kriz varken demokratik açılım diye safsatalarla, uydurma mahkemelerle milleti bölerseniz bu da samimi olunmadığını gösterir. Kişisel değil ülke menfaati için çalışan insanlar gelirse bu dedikleriniz gerçekleşebilir. Ülkenin ciddi sorunları varken Anayasa değişikliği denirse halkı buna da ikna edemezsiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

50 yıllık süre zarfında bu ülkeye hep dışardan birileri istediği yönde şekil vermiş laiklik-şeriat tartışmalarıyla, kimi zaman komünizm tehlikesiyle, PKK terörüyle uğraşmışız, uğraştırmışlar bizi.Biz halledemiyoruz bu sorunları birileri getirip önümüze koyuyor biz de uğraşıyoruz.

 

Sürekli ABD'yle anılıyor güzel ülkemiz bir şekilde ülkemizin yönetiminde dolaylı doğrudan.

 

Yani ben bir iktidarın bugün gelip de bütün bunları yok sayarak ben düzelteceğim bu işi havasına bürünmesine artık gülüyorum.Bizim durumumuz Türkiye'deki siyasi fikirlerin mücadelesinin üstünde bir durum.Hani diyorlar ya bizi bize bırakmıyorlar diye, aynen öyle...

 

 

Evet aynen katılıyorum bunlara...

Peki neden hal böyle? Yukarıda Zehir Hafiye ve y.yılmaz arkadaşlarımız güzel değinmiş.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın fuzuli, bize samimiyet lazım, yolsuzluk yapıp dokunulmazlık zırhına sığınarak adalete hesap vermekten kaçan insanlar samimi olduklarına kimseyi inandıramazlar. Ülke de işsizlik, gelir dağılımında eşitsizlik kısaca ekonomik kriz varken demokratik açılım diye safsatalarla, uydurma mahkemelerle milleti bölerseniz bu da samimi olunmadığını gösterir. Kişisel değil ülke menfaati için çalışan insanlar gelirse bu dedikleriniz gerçekleşebilir. Ülkenin ciddi sorunları varken Anayasa değişikliği denirse halkı buna da ikna edemezsiniz.

Cok haklisiniz sayin yilmaz bize samimiyet gerek ama yok ve olacagada benzemiyor. Sorunlarimizi inkar ederek ve hali alti yaparak cözüm arayacagimiza devamli ileriki nesillere yüklemisiz. ve simdi demokratik acilim isteyince yok efendim baksaniza ekonomik kiriz varken simdi demokratik acilimin sirasimi diyoruz. 90 yili askin bu sorunlara bir sira gelmediki bundan sonra gelsin. Daha ne kadar ileri atacagiz sorunlarimiza cözüm aramayi?

Dolayisiyla samimilikten bahsediyorsak sorunlarimiza hic ayrim yapmadan cözüm aramamiz gerekli hemde hic bir krizi mirizi bahane etmeden. Krizden demokratuik cözüm bekleyenler sorunlu degilki. Ama demokratik cözümü hala hali alti yapanlar her dönem firsat arayarak cözümsüzlük ile yasamaya devem ediyorlar. Bunun ismide sizin söylediginiz gibi samimiyetsizliktir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cok haklisiniz sayin yilmaz bize samimiyet gerek ama yok ve olacagada benzemiyor. Sorunlarimizi inkar ederek ve hali alti yaparak cözüm arayacagimiza devamli ileriki nesillere yüklemisiz. ve simdi demokratik acilim isteyince yok efendim baksaniza ekonomik kiriz varken simdi demokratik acilimin sirasimi diyoruz. 90 yili askin bu sorunlara bir sira gelmediki bundan sonra gelsin. Daha ne kadar ileri atacagiz sorunlarimiza cözüm aramayi?

Dolayisiyla samimilikten bahsediyorsak sorunlarimiza hic ayrim yapmadan cözüm aramamiz gerekli hemde hic bir krizi mirizi bahane etmeden. Krizden demokratuik cözüm bekleyenler sorunlu degilki. Ama demokratik cözümü hala hali alti yapanlar her dönem firsat arayarak cözümsüzlük ile yasamaya devem ediyorlar. Bunun ismide sizin söylediginiz gibi samimiyetsizliktir.

 

Ama '' Roman Açılımı '' için para gerekli, bunu gözardı edemezsin. En azından 100'er lira lazım, her bir roman için. :)

 

Ekonomik krizde nereden bulunacak bu paralar ?

 

Ciddileşirsek, demokratik açılım diye Kürt sorununun çözümünü kastediyorsan, bu sorunun çözümünün bir ayağı da ekonomiktir dostum. Bunu gözardı edemezsin.

 

Demokrasi ekonomik olarak güçlü ve bağımsız ülkelerde gelişmiştir bütün dünyada. Tek bir örnek veremezsin ki bana ekonomisi zayıf ve bağımlı olan bir ülke, aynı zamanda tam demokratik olan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cok haklisiniz sayin yilmaz bize samimiyet gerek ama yok ve olacagada benzemiyor. Sorunlarimizi inkar ederek ve hali alti yaparak cözüm arayacagimiza devamli ileriki nesillere yüklemisiz. ve simdi demokratik acilim isteyince yok efendim baksaniza ekonomik kiriz varken simdi demokratik acilimin sirasimi diyoruz. 90 yili askin bu sorunlara bir sira gelmediki bundan sonra gelsin. Daha ne kadar ileri atacagiz sorunlarimiza cözüm aramayi?

Dolayisiyla samimilikten bahsediyorsak sorunlarimiza hic ayrim yapmadan cözüm aramamiz gerekli hemde hic bir krizi mirizi bahane etmeden. Krizden demokratuik cözüm bekleyenler sorunlu degilki. Ama demokratik cözümü hala hali alti yapanlar her dönem firsat arayarak cözümsüzlük ile yasamaya devem ediyorlar. Bunun ismide sizin söylediginiz gibi samimiyetsizliktir.

 

Sayın dominik, demokratik açılımın samimiyetine gerçekten inandınız mı, bunun oy hesabı olabileceği, o bölge insanlarının oyunu almak için yapılabileceğini düşünmemiş olamazsınız. Açılım denerek EMASYA protokolünü kaldıranlar, o gün yapılan uyarılara rağmen bunu bir yetki tartışması olarak algıladıklarından inadına bu protokolü kaldırdılar. Neticede asker kışladan çıkması için bir yerlerden izin almak zorunda bırakıldı, asker çıkıncaya kadar da katiller ortadan kayboluyor. Terörle mücadelede tecrübesiz polis hiçbir şey yapamadığından dediklerini yapıyorlar, şehirlerde eylem yapmaya başladılar. Yine demokratik açılım denerek arabaların kontrolü, kırda gezen insanlara kimlik kontrolü gibi tedbirler de kaldırıldı. Sonuç, her gün şehitler gelmeye devam ediyor.

Siz kabul etmeyebilirsiniz ama bana göre sorun ekonomik, çalışan insan terörle uğraşacak zamanı ve teröre gerekçe de bulamaz. Nasıl ki batıda işi gücü olan, hali vakti yerinde olan insanlar ekonomik kriz yok, hükümet çok iyi diyorsa aynısını o bölge insanları için de düşünebiliriz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Keşke sorun ekonomik denilecek kadar basit olsaydı.Ekonomik sorunlar basit sonuçları olan sorunlar değil elbette.Kürt sorunsalını sadece ekonomik sebebe indirgeyip bu sebep üzerine çözüm yolları belirlemek, sorunu bütün yönleriyle algılamamak, görmek istediğimiz gibi görmek manasına gelir bence.

 

Bence PKK sorunuyle Kürt sorununu birbirinden ayırmak gerekir, birbiriyle bağlantılı ama PKK bu sorunun hem parçası hem de hizmet ettiği yerler bakımından apayrı bir yer işgal etmekte.

 

Sorun salt ekonomik sebeplere bağlıysa bu ülkede ekonomik sıkıntı çeken sadece Kürt kökenli vatandaşlar mı?Ekomonik durumu iyi olmayan her vatandaş bir örgüt kurup dağa çıkmıyor ya da tek başına elinde silahlarla dağda gezmiyor, pusu kurup askerimizi katletmiyor, masum vatandaşları hunharca öldürmüyor.

 

PKK kendi varlığını temsil ettiğini varsaydığı halkın ekonomik sıkıntılarını sahiplenmeye, savunmaya bağlamıyor bildiğim kadarıyla.PKK yanlışsam biri düzeltsin, ülkede terör eylemleri yaparak, kargaşa ortamı oluşturmak, ülkemizin gücünü kırmak, bir iç çatışma ortamı oluşturmak ve otoritesi,gücü zayıflayan bir devleti parçalayıp, dış desetkeleri de sağlayarak kendi devletlerini kurabilmek.

 

Şimdi bu sorunun neresi ekonomik sıkıntılarla ilişkili?PKK Güneydoğu'da kendine nasıl destek buluyor?Evet bölge halkının ekonomik sıkıntılarını kendilerine destek sağlamak için sebep olarak kullanıyor.Ama asıl sebep bölge insanının uzun yıllar devlet tarafından maruz kaldığı muamele ve o bölgenin bir türlü değiştirilemeyen, önemsenmeyen feodal sosya kültürel yapısı.Tengerin arkadaşımız harika tesbitleriyle bölgenin sosyo kültürel yapısını çok anlattı.O yapının sorun üreten, kullanılabilir yönünü ayrıntılı cümlelerle ifade etmişti.

 

Yalnız bırakılmış, devlet tarafından devletten uzaklaştırılmış, refah düzeyi düşük, ağaların kontrolünde olan bir bölge.Bir terör örgütünün ortaya çıkması için veya bir terör örgütüne hareket alanı açmak için, bir terör örgütünün yaşaması için mükemmel bir yapı.

 

Bu yapı sadece ekonomik temeller mi taşıyor, sosyal yönü, kültürel yönü, insani yönü nerde?

 

Sorun öyle bir hal aldı ki yumağa döndü ve birbirine karıştı.

 

Demokratik açılımla ilk defa bu sorun bütün yönleriyle tartışılmaya, söylenmeyenler söylenmeye başladı.Bu sorunda Kürt adını anmakdahi bakın Kürt dediniz yanına bir de sorun eklediniz ve Kürt sorunu var demekle daha ileri adımların atılmasına basamak sağladınız şeklindeki endişeleri, eleştirileri en tiz perdeden duyurdu.

 

Bu soruna isim bulmak, bu sorunun varlığını kabul etmek aşırı hassasiyeti olan Türk tarafında PKK'nın dediğini kabul etmek gibi algılandı, diğer tarafta da PKK istediğini kabul ettirdi algısına yol açtı ve savaş kazanılmış havası oluşturuldu ki sorun daha tartışılmaya başlamadan sarpa sardı.Bir yerden başlamak gerekiyordu sorunun varlığını kabul etmek gerekiyordu ama bir savaşı kaybetme, kazanma algısına dönüşünce bu iş çözüm konusunda daha çok zaman gerektiğini gösterdi.

 

Demokratik açılımı her iki taraf da beğenmiyor bu nasıl iş.Türk tarafı, bu ülkenin parçalanmasına yol açar, PKK'nın istediği de bu denerek eleştiriyor; diğer taraf da bu bizim istediğimiz değil, sen göz boyuyorsun diyerek eleştiriyor.Bu açılım PKK'nın işine geliyorsa hala eylemlerine niçin devam ediyor, niçin susmuyor madem istekleri suya sabuna dokunmadan yapılacak?

 

Gönül isterdi ki şu taraf bu taraf şeklinde iki gruba ayırmayarak bu sorunu anlatabilseydim.Kavram bulamıyorum ayrıştırmaya gitmemek için maalesef.

 

PKK'nın eylemlerinin artmasıyla Demokratik açılım programının buna nasıl bir olumlu katkısı olur anlamış değilim.Hem bu plan PKK'nın işine gelen bir plan oluyor hem de bu planın varlığı PKK'nın eylemlerini artırıyor plana destek vermediğini gösterircesine.

 

Neyse mesele uzun, sorun gerçekten derin sadece ekonomik sebeplere bağlanamayacak kadar...

 

Muhabbetle...

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Keşke sorun ekonomik denilecek kadar basit olsaydı.Ekonomik sorunlar basit sonuçları olan sorunlar değil elbette.Kürt sorunsalını sadece ekonomik sebebe indirgeyip bu sebep üzerine çözüm yolları belirlemek, sorunu bütün yönleriyle algılamamak, görmek istediğimiz gibi görmek manasına gelir bence.

 

Bence PKK sorunuyle Kürt sorununu birbirinden ayırmak gerekir, birbiriyle bağlantılı ama PKK bu sorunun hem parçası hem de hizmet ettiği yerler bakımından apayrı bir yer işgal etmekte.

 

Sorun salt ekonomik sebeplere bağlıysa bu ülkede ekonomik sıkıntı çeken sadece Kürt kökenli vatandaşlar mı?Ekomonik durumu iyi olmayan her vatandaş bir örgüt kurup dağa çıkmıyor ya da tek başına elinde silahlarla dağda gezmiyor, pusu kurup askerimizi katletmiyor, masum vatandaşları hunharca öldürmüyor.

 

PKK kendi varlığını temsil ettiğini varsaydığı halkın ekonomik sıkıntılarını sahiplenmeye, savunmaya bağlamıyor bildiğim kadarıyla.PKK yanlışsam biri düzeltsin, ülkede terör eylemleri yaparak, kargaşa ortamı oluşturmak, ülkemizin gücünü kırmak, bir iç çatışma ortamı oluşturmak ve otoritesi,gücü zayıflayan bir devleti parçalayıp, dış desetkeleri de sağlayarak kendi devletlerini kurabilmek.

 

Şimdi bu sorunun neresi ekonomik sıkıntılarla ilişkili?PKK Güneydoğu'da kendine nasıl destek buluyor?Evet bölge halkının ekonomik sıkıntılarını kendilerine destek sağlamak için sebep olarak kullanıyor.Ama asıl sebep bölge insanının uzun yıllar devlet tarafından maruz kaldığı muamele ve o bölgenin bir türlü değiştirilemeyen, önemsenmeyen feodal sosya kültürel yapısı.Tengerin arkadaşımız harika tesbitleriyle bölgenin sosyo kültürel yapısını çok anlattı.O yapının sorun üreten, kullanılabilir yönünü ayrıntılı cümlelerle ifade etmişti.

 

Yalnız bırakılmış, devlet tarafından devletten uzaklaştırılmış, refah düzeyi düşük, ağaların kontrolünde olan bir bölge.Bir terör örgütünün ortaya çıkması için veya bir terör örgütüne hareket alanı açmak için, bir terör örgütünün yaşaması için mükemmel bir yapı.

 

Bu yapı sadece ekonomik temeller mi taşıyor, sosyal yönü, kültürel yönü, insani yönü nerde?

 

Sorun öyle bir hal aldı ki yumağa döndü ve birbirine karıştı.

 

Demokratik açılımla ilk defa bu sorun bütün yönleriyle tartışılmaya, söylenmeyenler söylenmeye başladı.Bu sorunda Kürt adını anmakdahi bakın Kürt dediniz yanına bir de sorun eklediniz ve Kürt sorunu var demekle daha ileri adımların atılmasına basamak sağladınız şeklindeki endişeleri, eleştirileri en tiz perdeden duyurdu.

 

Bu soruna isim bulmak, bu sorunun varlığını kabul etmek aşırı hassasiyeti olan Türk tarafında PKK'nın dediğini kabul etmek gibi algılandı, diğer tarafta da PKK istediğini kabul ettirdi algısına yol açtı ve savaş kazanılmış havası oluşturuldu ki sorun daha tartışılmaya başlamadan sarpa sardı.Bir yerden başlamak gerekiyordu sorunun varlığını kabul etmek gerekiyordu ama bir savaşı kaybetme, kazanma algısına dönüşünce bu iş çözüm konusunda daha çok zaman gerektiğini gösterdi.

 

Demokratik açılımı her iki taraf da beğenmiyor bu nasıl iş.Türk tarafı, bu ülkenin parçalanmasına yol açar, PKK'nın istediği de bu denerek eleştiriyor; diğer taraf da bu bizim istediğimiz değil, sen göz boyuyorsun diyerek eleştiriyor.Bu açılım PKK'nın işine geliyorsa hala eylemlerine niçin devam ediyor, niçin susmuyor madem istekleri suya sabuna dokunmadan yapılacak?

 

Gönül isterdi ki şu taraf bu taraf şeklinde iki gruba ayırmayarak bu sorunu anlatabilseydim.Kavram bulamıyorum ayrıştırmaya gitmemek için maalesef.

 

PKK'nın eylemlerinin artmasıyla Demokratik açılım programının buna nasıl bir olumlu katkısı olur anlamış değilim.Hem bu plan PKK'nın işine gelen bir plan oluyor hem de bu planın varlığı PKK'nın eylemlerini artırıyor plana destek vermediğini gösterircesine.

 

Neyse mesele uzun, sorun gerçekten derin sadece ekonomik sebeplere bağlanamayacak kadar...

 

Muhabbetle...

 

pkk dışardan destek alıyor olabilir, peki insan kaynağını nereden buluyor, bu insanların dağa çıkma sebebi nedir? Bu insanlar adam gibi bir hayat yaşasa dağa niye çıksın?

EMASYA protokolü niye kaldırıldı, demokratik açılım için kalkmadı mı? Terörle mücadele ediliyor, araçların aranması demokrasi önünde engel görünüyor ve yasaklanıyor. Aynı şekilde açık arazide dolaşırken ne için dolaştıkları sorgulanamıyor. Demokratik açılım diye yola çıkıldı, muhalefet hariç herkesle konuşuldu tabi o çevrelerin de beklentisi arttı. Dağ fare doğurunca, adamlar beklediklerini bulamayınca eylemlerini arttırdılar. Habur da olanlar da onları cesaretlendirdi, dağdan geldikleri halde halka konferans verdiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sorunlarimizi inkar ederek ve hali alti yaparak cözüm arayacagimiza devamli ileriki nesillere yüklemisiz.

 

1. Sizin sorununuz ne?

2. Demokrasiden anladığınız ne?

3. Yazılarınızı okuyorum da, size verilen cevaplardan ve karşılığında sorulan sorulara cevap bile vermiyorsunuz.

4. TC ile alıp veremediğiniz nedir!

 

1. Bu ülkenin tek sorunu ülkesinin değerini bilip onun için çalışmadan, uğraşmadan, emek verip ter dökmeden bir şeyler elde edebileceğini sanan; Türk kimliğini bile kabul edemeden ve Türk kimliğini etnik bir ayrımcılık sanıp "halkçılık" adına milliyetçilik yapan insanların fazlalığıdır. Arap özentisi, Osmanlı özlemiyle yanıp tutuşanları saymıyorum bile...

2. Demokrasiden anladığınız milli duygularınıza AYRICALIK tanınmasıdır.

3. Derdiniz tartışmak, öğrenmek ve öğretmek değil, kafa karışıklığı yaratmaktır.

4. TC yıkıldığında nihai amacınıza ulaşacağınızı zannetmektesinizdir!

 

Bunların ispatı: Mavi Marmara ile ilgili bir tartışmayı bile, tartıştığınızı sandığınız "demokrasi"ye getirebilmenizDİR!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya hakikaten dostum ya...konu neydi ve şimdi neyi tartışıyoruz ben anlamadım.

 

Konu neydi?

Sanırsam Marmara Denizi maviliğinin çevre kirliliği nedeniyle değişmesiydi. Sebebi de demokratik hakların verilmeyişiydi sanırım... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

pkk dışardan destek alıyor olabilir, peki insan kaynağını nereden buluyor, bu insanların dağa çıkma sebebi nedir? Bu insanlar adam gibi bir hayat yaşasa dağa niye çıksın?

EMASYA protokolü niye kaldırıldı, demokratik açılım için kalkmadı mı? Terörle mücadele ediliyor, araçların aranması demokrasi önünde engel görünüyor ve yasaklanıyor. Aynı şekilde açık arazide dolaşırken ne için dolaştıkları sorgulanamıyor. Demokratik açılım diye yola çıkıldı, muhalefet hariç herkesle konuşuldu tabi o çevrelerin de beklentisi arttı. Dağ fare doğurunca, adamlar beklediklerini bulamayınca eylemlerini arttırdılar. Habur da olanlar da onları cesaretlendirdi, dağdan geldikleri halde halka konferans verdiler.

 

Arkadaşların da kinayeli cümlelerle değindikleri gibi asıl konudan uzaklaşıldı.Tekrardan cevap yazıp konu dışında yazılanları devam ettirmek istemiyorum ama son olarak şunları söyleyeyim ve kendi adıma konuyu noktalayayım:Ortada bir sorun var adına ne dersek diyelim, kimseyi rahatsız etmeyecek bir tamlamayla ifade edilsin bu sorun istenirse.

 

Bu sorun ülkemize, milletimize, devletimize çok büyük zararlar veriyor saymaya lüzum yok.Hepimiz bu sorunun bir yerinde yer alıyoruz bu ülkenin insanıysak.

Bu sorun hepimizin, bütün partilerin sadece AKP'nin BDP'nin değil(BDP de başlı başına başka bir sorun oluşturuyor ya insan ne diyeceğini şaşırıyor!!!).

 

Soruna çözüm bulmadan daha en başında en büyük sorunumuz ise daha sorunun olup olmadığı ne olduğu konusunda bile ortak bir düşünce oluşturamamak, sorunu tartışırken bile bu sorun yetmiyormuş gibi bir de vatana ihanet düzeyinde algılarla başka bir sorun ortaya çıkarmak.

 

Zaten biz bu zamana kadar hangi sorunu toplum olarak demokratik kültür içinde tartışarak, sağduyuyu hakim kılarak, aklı ön plana çıkararak ortaklaşa çözdük ki!Böyle bir kültür yok bizde maalesef, ama tartışmayı, tartışmayı kavgaya dönüştürmeyi, dakkasında vatan kurtarmayı dakkasında hain bulmayı çok severiz.

 

Hayırlısı ne deyim bu çok sancılı bir süreç.Ülkemiz adına her türlü sıkıntıyı, belayı yenmenin doğru yolunu bulur, bu uğurda üstümüze düşeni yaparız umarım...

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşların da kinayeli cümlelerle değindikleri gibi asıl konudan uzaklaşıldı.Tekrardan cevap yazıp konu dışında yazılanları devam ettirmek istemiyorum ama son olarak şunları söyleyeyim ve kendi adıma konuyu noktalayayım:Ortada bir sorun var adına ne dersek diyelim, kimseyi rahatsız etmeyecek bir tamlamayla ifade edilsin bu sorun istenirse.

 

Bu sorun ülkemize, milletimize, devletimize çok büyük zararlar veriyor saymaya lüzum yok.Hepimiz bu sorunun bir yerinde yer alıyoruz bu ülkenin insanıysak.

Bu sorun hepimizin, bütün partilerin sadece AKP'nin BDP'nin değil(BDP de başlı başına başka bir sorun oluşturuyor ya insan ne diyeceğini şaşırıyor!!!).

 

Soruna çözüm bulmadan daha en başında en büyük sorunumuz ise daha sorunun olup olmadığı ne olduğu konusunda bile ortak bir düşünce oluşturamamak, sorunu tartışırken bile bu sorun yetmiyormuş gibi bir de vatana ihanet düzeyinde algılarla başka bir sorun ortaya çıkarmak.

 

Zaten biz bu zamana kadar hangi sorunu toplum olarak demokratik kültür içinde tartışarak, sağduyuyu hakim kılarak, aklı ön plana çıkararak ortaklaşa çözdük ki!Böyle bir kültür yok bizde maalesef, ama tartışmayı, tartışmayı kavgaya dönüştürmeyi, dakkasında vatan kurtarmayı dakkasında hain bulmayı çok severiz.

 

Hayırlısı ne deyim bu çok sancılı bir süreç.Ülkemiz adına her türlü sıkıntıyı, belayı yenmenin doğru yolunu bulur, bu uğurda üstümüze düşeni yaparız umarım...

 

Muhabbetle...

 

Malesef tüm sorunlar birbiriyle bağlantılı olduğu için konudan konuya atlayabiliyoruz, Bu sadece burada da olmuyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konu başlığı ne olursa olsun, eğer o başlık altında Kürt sorunu tartışılmazsa Admin gürgenle dövüyormuş diye bir duyum aldım ben derin dünya devletinden. Ondan böyle oluyormuş.

 

Forumun üç bölümü öyle bir hal aldı ki, başlık ne olursa olsun bir iki sayfa sonra aynı kişiler Kürt sorunu konusunda aynı metinleri birbirine yazarak "tartışıyor".

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

başlık ne olursa olsun bir iki sayfa sonra aynı kişiler Kürt sorunu konusunda aynı metinleri birbirine yazarak "tartışıyor".

 

:):clover:

Bu da SORUNun aslında ne olduğunu çok güzel ortaya koyuyor :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:):clover:

Bu da SORUNun aslında ne olduğunu çok güzel ortaya koyuyor :)

Kürt sorunu 90 yili askin hasir alti ettigimiz sorunlardan sadece bir taensi. Bu hasiralti etmelerden vazgecmedigimiz sürece her alanda duyacaksiniz sorunlara cözüm istendigini. Hosunuza gitsin gitmesin, bu böyle. Sizin amaciniz hasiraltilarin devami ve yenilerinin eklenmesi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konu başlığı ne olursa olsun, eğer o başlık altında Kürt sorunu tartışılmazsa Admin gürgenle dövüyormuş diye bir duyum aldım ben derin dünya devletinden. Ondan böyle oluyormuş.

 

Forumun üç bölümü öyle bir hal aldı ki, başlık ne olursa olsun bir iki sayfa sonra aynı kişiler Kürt sorunu konusunda aynı metinleri birbirine yazarak "tartışıyor".

Hasiralti edilen sorunlar, yenilerini ekleyen ve cözümsüzlükte inat eden zihniyet oldugu sürece isnize gelsede gelmesede cözüm bekleyen sorunlar dogal olarak dile getirilecek.

 

Dün dündür bu gün bugündür mantigi hala gecerli malesef ülkemizde. Sonrada neymis efendim tartisamiyormusuz. Tartisamayiz tabiiki, kendi yarattigimiz sorunlari görmezlikten gelirsek.

Sonrada diyoruzki ehhh Kürt sorunundan baska sorunumuz yokmuda sirf onu konu ediyoruz. Sorunlarimiz o kadar cokki, saymakla bitiremyiz. Hele bir önce brinden baslayalim canim ciddi ciddi. En basit Alevilerin sorunu, ama onu dahi cözmemekte inat ediyoruz toplum ve devlet olarak. Gerisinide artik siz biraz düsünün.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Marmara gemisinin yolculari hakkinda yetkililer bir aciklama yapmadilar.Kimdi bunlar?Kimden talimat almistilar?IHH seriatci bir örgüttür,tüzügünde Israil düsmanligi vardir.Böyle bir örgütün yardim kampanyasi adi altinda Israil ablukasini delmek icin eylem yapmasi Israil'e karsi bir savas niteligi tasir.Gazze'ye yardim götüren diger gemiler Israil askerlerine hicbir mukavemet göstermediler ve herhangi bir olayda cikmadi.Demek ki;Israil'in yaptigi insanlik disi uygulamanin yanisira IHH'ninda masaya yatirilmasi gerekir.Bunu yapmamak objektif olamamaktir.

 

Türkiye'de bölücü terör örgütü hain pusular kurarken,basbakanin Gazze ugruna sövalyelige soyunmasi manidardir.Basbakan neden gündem degistirmekle bu kadar mesguldür?

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Türkiye'de bölücü terör örgütü hain pusular kurarken,basbakanin Gazze ugruna sövalyelige soyunmasi manidardir.Basbakan neden gündem degistirmekle bu kadar mesguldür?

 

Türkiye'de gelmis gecmis hangi bir iktidar dogru dürüst halkin sorunlariyla, sehitlerle,.... ilgilendiki AKP iktidarindan bekliyoruz?

Türkiye gercegini ne zaman taniyacagiz? Balik akili oldugumuz gecmistekilerin hatalarini yenilerin hatalarini konusarak unutuyoruz. sanki sehit vermeye son 6 ayda baslamis gibi yorumlar yapanlar neden son 30 yilin hesabini sormuyorlar diye sormak gerek. 30 yil önce 3-5 capulcu deyip önlem almayanlar sayesinde günümüze kadar 10 binlerce can kaybi verdi bu ülke. Ama bazilari hala yataklarinda rahatca uyuyabiliyorlar ve vijdanlarida bir o kadar rahat. Basta Evren'e sormak gerek vijdani rahatmi diye? O degilmi PKK'yi basimiza bela eden. Nasil olsa ileriki yillarda derin devlete arac gerekli diye 80 den sonra PKK#yi basimiza bela ettiler. Kimileride burada hala masumu oynuyorya hayret yani.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.