Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

South Park 200. Bölüm


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bu düşüncelerinize katılmam hem dinen hem de ilmen mümkün değil sevgili arkadaşım.

 

Bir kaç örnekle açıkamaya çalışayım.

Kendimi ifade edemedim demekki. Yanlis anladiniz beni. Sizin anlatiklarinizi biliyorum. Eminim dedikleriniz dogrudur. Bunlari savunmak aklimdan gecmedi!

  • Cevaplar 77
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Cunku, "inanc" kelimesinin sozlukte manasina bakarsak, anlarızkı bunun manası ispat, delile ihtiyac olmayan bir kanaattir. Bu yuzden sayısız inanclar vardır dunyada. Hangisini takip etmek size baglı. Muhim olan siz diger insanlardan aynı inancları bekleyemezsiniz.

 

 

Neden? Cunku dini "inanclar" da gerceklik yoktur. Yalnız inanc vardır.

 

Inancları sorgulamak bir insanlık vazifesidir.Saygısızlık degildir. Medeni tartısmanın yerine insanları tehdit etmek veya onlara saldırmak (ve saldıranları savunmak) buyuk bir hatadır.

 

Batı dillerindeki karşılığı nedir bilmiyorum, ama bizim dilimize de yerleşmiş ifadesiyle durum bu bahsettiğiniz şekilde değildir. Sizin ifade ettiğiniz şey, yani delile ihtiyacı olmayan kanaat inanç değildir bizim kullandığımız dilde, her ne kadar tam karşılamasa da imandır ve hiç kimse imanını sorgulatmaz ve sorgulayamaz da işin tuhaf tarafı. Bu akla ve mantığa aykırı olandır, akla, bilgiye, delile dayanan şeyler sorgulanabilir, oysaki imanda anlamı tam anlamıyla belli olmasa da böyle bir durum yoktur.

Sorgulanabilecek olan inançtır, çünkü akılla, bilgiyle, delillerle, tabii en çok iknayla edinilmiştir ve aslına bakarsanız -sadece dinler bağlamında değil, ideolojiler bağlamında da bu böyledir- en çok inanç edinimi iknayla gerçekleşir insanlarda, delille, bilimsellikle değil ki bunun bile sorgulanmasının bir usul çerçevesinde yapılmaması çatışmaları doğurur.

Gönderi tarihi:

Sayin Cyrano, bu belirtiginiz içeriği bilmiyordum. Mamafih, benim düşünceme göre, bu bir şey fark etmez.

 

Cünkü, insanlar, her türlü dini inanç, karşıt inanç ve düşüncelerinde hürdürler. Islam kültüründe, insanları belli bir düşünceye zorlamak vardır. Muhammed hakkında aykırı soru sormak bile dogru olmaz. Islam dininde aykırı sorular tartışılmaz. Doğan bebeğin islam dini nüfus kağıtında yazılır ve o genc yaşında kendi dusuncelerine yer vermiyerek, nelere inanmak gerektiğini öğrenir. Islam toplumlarında bu sürer gider. Bunu anlıyorum. Demek istediğim, yabancı ülkelerde yaşayanlar sizin inançlarınızı kabul etmek zorunda değildirler.Onların nüfus kağıtlarinda "Islam" dini yazılmaz. Nitekim hic bir din belirtilmez. Cünkü özgürlük vardır.

 

Yabanci ülkelerde, inanç kişisel bir tercihdir. Yasalar ile inançlar çeliştiğinde, yasalar geçerlidir. Müslümanların her türlü inançların olduğu yabancı toplumlarda, bunu benimsiyerek yasalara saygı göstermeleri gerekir.

 

Bence hatalı bir bakış açısıyla olaylara yaklaşıyorsun. "İslam=Müslümanların yaptığı" diye birşey yok.

Gönderi tarihi:

Dostum CYRANO, ben de senin daha objektif olmanı beklerdim :)

Açık söylemek gerekirse ben ne karikatürleri gördüm ne South Park’ı izledim. Bildiklerim duyduklarım ve medyadan okuduklarımla sınırlıdır. Zaten meşhur karikatürle ya da televizyon programıyla ilgili bir yorum da yapmış değilim. Ben İslam alemin bu tür durumlar karşısında ortaya koyduğu genel tepkiyi eleştiriyorum. Hoşgörü dini olarak bahsedilen İslam’ın şiddete olan eğilimini işaret ediyorum.

 

Müslüman olarak bizler, başka dinlere haksızlık etmekten asla çekinmiyor ve karşılığında sonsuz saygı bekliyoruz. Bunun nedeni kendimizi kayıtsız şartsız tek ve en doğru yolda görmemiz ve başkalarının- bizden olmayanların- kesin olarak yanlış yolda olan aldatılmışlar olduğuna inanmamızdan kaynaklanıyor. Bu mantık İslam’ın en temel mantığıdır ve İslam’ın doğduğu günden beri vardır. Örneğin size çok basit ve sürekli tekrarlanan bir örnek vereyim: her ramazan ayında Sünni Müslümanlar oruç tutar. Oruç tutmak isteyenleri uyandırmak için mahallelerde davulcular dolaşır. Bu adamlar vatandaş davulun sesini duysun diye elindeki tokmakla davula var gücüyle vururken diğer taraftan da gırtlağını patlatırcasına berbat sesiyle mani söylerler. Bu oruç tutma niyetinde olan biri için iyi olabilir, peki ya oruç tutmayanlar bu gürültüye maruz kalmak zorunda mıdır? İslam mantığına göre evet, kesinlikle katlanmak zorundadırlar. Her sabah minarelerden ezan okunur. Peki Müslüman olmayanlar bu yüksek sese güneş doğar doğmaz katlanmak zorunda mıdırlar? Kesinlikle evet. Hatta rahatsız olduklarını bile söyleyemezler. Hele bir biz rahatsız oluyoruz desinler; linç edileceklerine garanti veririm. İslam dünyası içindeki şiddet eğilimi o kadar barizdir ki kendi içlerinde bile korkunç katliamlara imza attıklarını görebilirsiniz. Kahramanmaraş olayları buna verilecek örneklerden sadece biridir. Kaldı ki bir Arap dünyası vardır ki söyleyecek söz bulamıyorum. Suudilerde hoşgörü kelimesinin bir karşılığı var mıdır acaba? Varsa da beyindeki imajinasyonunu araştırmak gerekir; heralde çok hoş bir anlama gelmiyordur.

 

Hz. İsa ile dalga geçildiğini hiç duymamış olman bu konuda gerçekten olasılığın dışında yaşadığını gösteriyor sevgili dostum CYRANO. Öğrencilik yıllarımda İranlı bir arkadaşım vardı. Onun Fars diliyle müthiş kahkahalar atarak söylediği tekerlemeleri buraya yazsam sanırım forumdan uzaklaştırılırım. Yani İsa’ya büyük saygı duyulduğunu ve tek kelime kötü bir şey söylenmediğini İslam geleneklerinin de buna izin vermeyeceğini falan söylemek olup bitene göz yummak olur. Müslümanlar Hıristiyanlığın baba oğul kutsal ruh üçlemesine dahi saçmalık ve safsata olarak bakarlar ve her fırsatta bu durumu küçümseyerek eleştirirler. Müslümanlara göre Hıristiyanlık yanlış yoldur ve kesin olarak dönülmelidir. Yahudiler konusuna gelince de tipik bir tepkiyle Hitler’i bile alkışa tutarlar. Çünkü İslam’da Yahudiler lanetlenmiş bir kültür ve ulusal yapıdır. Katledilmelerinde hiçbir sakınca yoktur.

 

Atatürk konusuna gelince, kimse Atatürk’ü böyle tasvir etmez etmedi de. Çünkü Atatürk’ün böyle bir imajı yok. Eğer birileri sizi eleştiriyorsa buna kulak kesilmeniz gerekiyor. Bir yerlerde insanların antipatisini kazanmışsanız bunun bir nedeni vardır. Müslüman eşittir Taliban değildir, El Kaide değildir, Hamas değil, Hizbullah değil, Suudi Arapların yaptığı gibi değil çünkü onlar da kafa uçuruyorlar, o değil bu değil; yahu bu İslamiyet nasıl bişeydir? Bir dinin kültürü o dine inanan insanların yaşam tarzıyla belirlenir. Bu kültürün yukardan inen bir şey olduğuna inanmıyorsun sanırım. Müslümanların yaşam biçimi ve formları, gelenek ve görenekleri bu kültürü belirler. İslam kültürü bunların hepsidir. Bu kültürün neresinde hoşgörü vardır, bana tek bir örnek versin biri?

 

Biri çıktı ve Hz. Peygamber hakkında hakaret içerikli bir karikatür çizdi. Sen ne yaptın? Arap ülkelerinde ve tüm İslam alemi içinde Danimarka bayrağını yaktın. Oysa söylendiği gibi onların da içinde bu durumu eleştiren kınayanlar olmuştu. Ardında yakın zamanda karikatürü çizen kişi yanarak öldü diye neredeyse bayram ettin. İşte İslamın hoşgörü anlayışı bu! Yakarak insanlar cezalandırılır, hangi eliyle hırsızlık yapıldıysa o el halkın içinde kesilir, kadınlar recm edilir, dört kadın bir erkek eder, domuz yiyenler kazığa oturtulur, insanlar asılır kafaları kesilir vs. vs. Hoşgörü kültürü dediğimiz kültür bu. Bunları görmekten ve söylemekten korkarsak bu duruma hizmet etmeye devam edeceğiz.

 

 

Özel olduğunu düşünüyorsanız lütfen cevaplamayın.Ama çok özel değilse hoş görünüze sığınarak merak ettiğim için soruyorum ''müslümanlığı nasıl

 

tanımlıyorsunuz?'' Teşekkür ederim.

 

Yukarıda anlattım. Ama bu sizi tatmin etmediyse daha açık sorun, soruda tuzak olmasın.

Gönderi tarihi:

Eylül 1955'de İstanbulda olanlar

Bilirsiniz insanlığın gelişme çizgisi doğrusal değildir, giderek artan bir ivme kazanmaktadır. Eskiden üçyüz yılda sağlanan bir gelişme günümüzde üç ayda sağlanabiliyor.

 

Bu itibarla verdiğiniz tarihten bu yana köprülerin altından çok sular geçti. Ha, o tarihlere döndürme çabaları yok mu, var... Herhalde bu çabalara karşı durmak görevimizdir. Artı bir konu, ben kendi adıma göstereceğim tepkiden bahsettim, toplumun tüm kesimleri adına yanıt vermemi bekleyemezsiniz. Elbette benim öngöremediğim ve benim vermeyeceğim tepkiler ortaya çıkabilir, herhalde beni hepsinden sorumlu tutamayacaksınızdır.

 

Misilleme geçerli bir ilkedir. İslam anlayışında da kısas olarak yer bulur. Demek insanlık kültüründe önemli bir yeri var. Çağdaş yasalarda da ekonomik suça karşı ekonomik ceza gibi anlayışlarla yer bulur. Liberaller şeytan gibi hayali bir varlık değildir ki her düşündüklerinin illa yanlış olduğu öne sürülsün. Her toplumun aynı değer yargılarına sahip olmaması, çeşitlilik olması elbette tekdüzelik olmaması açısından olumlu. Ama tüm insanlık için geçerli, evrensel dediğimiz değerler vardır.

 

İslam dünyasında Muhammed'in eleştirisine hiç bir toleransın olmadığı söylemimde ısrarcı olmak zorundayım. Bu tamamen kapalı bir yoldur, kimse çıkıp eleştirmeye cesaret edemez. Eleştiren Salman Rüşdi'nin ve diğer bir çoğunun durumu malum... Tersine Muhammed'e yönelik her eleştiri otomatik biçimde hakaret olarak kabul edilir. Eleştiri yolunun hiç bir şekilde açık olduğundan bahsedilemez.

 

Mizah eleştirinin çok geçerli ve evrensel bir yoludur. Eleştiri yolunun hiç bir şekilde açık olmadığı bir kültürde bana hiç bir ayrımdan, bilinçten falan filandan bahsedemezsiniz, en küçük biçimde ciddiye almamın bir yolu yoktur. Sorunun özünün de bu eleştiriye kapalılık olduğunda ısrar etmek zorundayım...

Gönderi tarihi:

Eleştirmek ile hakaret etmek arasında ki farkı anlatmaya gerek yok sanırım. South Park'ı takip eden biriyim.South Park'ın kullandığı dili çok iyi biliyorum. Mesela 11 Eylül'ü anlatırken kullandığı kafa tasçı zihniyeti,İslam'ı lanse ederken kullandığı dar bakışı da unutmuyorum 200. bölüm hakkında yazılanlara bakarken...İslam bir dindir. Hz Muhammed bu dinin peygamberi. İslam sizin için yanlış olabilir. Buyrun eleştirin. Müslümanların tepkileri sizce abartılmış olabilir, buyrun eleştirin. Ama sakın milyonların ardında gittiği bir insana hakaret etmeyi doğalmıi gibi göstermeyin. Buna kimsenin hakkı yok. Muhammed de olsa İsa da olsa...

Gönderi tarihi:
Bilirsiniz insanlığın gelişme çizgisi doğrusal değildir, giderek artan bir ivme kazanmaktadır. Eskiden üçyüz yılda sağlanan bir gelişme günümüzde üç ayda sağlanabiliyor.

 

Bu itibarla verdiğiniz tarihten bu yana köprülerin altından çok sular geçti. Ha, o tarihlere döndürme çabaları yok mu, var... Herhalde bu çabalara karşı durmak görevimizdir. Artı bir konu, ben kendi adıma göstereceğim tepkiden bahsettim, toplumun tüm kesimleri adına yanıt vermemi bekleyemezsiniz. Elbette benim öngöremediğim ve benim vermeyeceğim tepkiler ortaya çıkabilir, herhalde beni hepsinden sorumlu tutamayacaksınızdır.

 

İnsanlığın gelişimi kavramını ben birbirine indirgenmesi mümkün olmayan iki kısım halinre ele alır ve değerlendiririm. Birincisi insanın teknik diyebileceğimiz bilgisi ki bu doğrusal bir şekilde gelişir ve artış hızı da tam sizin belirttiğiniz şekildedir. İkincisi insanın adalet, ahlak, insan olma, iyiye, güzele, doğruya ulaşma diyebileceğimiz konulardaki bilgisidir ki bu konuda insanlık hiçbir şekilde ilerleme kaydedemez ve kaydedememiştir de. Geçmiş binyıllarda bu saydığım konularda çok çok iyi düşünen, bilen, yaşayan insanlar vardı ve tam tersi de vardı, bugün de aynı şekilde, bu bağlamda değişen hiçbir şey yoktur ve olması da benim düşünce sistemim açısından mümkün değildir.

 

Sizi hiçbir şeyden elbette ki sorumlu tutmayacağım, konu siz değilsiniz tıpkı ben olmadığım gibi. Aslında yanlış bir şey yapıyoruz, somut bir olaydan yola çıkarak genel değerlerimizi ortaya koymaya çalışıyoruz, yani aslında olması gerektiğine inandığımız kuralı tartışıyoruz. Ben hakaretin, küfürün, aşağılamanın her türlüsüne karşıyımdır ve doğru bulduğum bu kuralımı savunuyorum, siz de kendi kurallarınızı savunuyorsunuz, yani problem yok, sadece konuşuyoruz :)

 

Misilleme geçerli bir ilkedir. İslam anlayışında da kısas olarak yer bulur. Demek insanlık kültüründe önemli bir yeri var. Çağdaş yasalarda da ekonomik suça karşı ekonomik ceza gibi anlayışlarla yer bulur. Liberaller şeytan gibi hayali bir varlık değildir ki her düşündüklerinin illa yanlış olduğu öne sürülsün. Her toplumun aynı değer yargılarına sahip olmaması, çeşitlilik olması elbette tekdüzelik olmaması açısından olumlu. Ama tüm insanlık için geçerli, evrensel dediğimiz değerler vardır.

 

Misillemede de farklı düşünürüm, İslam anlayışında kısas olarak yer aldığını bilirim, ama benim düşünce sistemimde ancak eşitler arasında uygulanabilecek bir form olarak yer alır. Çok güçlü ve çok zayıf arasında bir misilleme çok da mantıklı olmayacaktır takdir edersiniz ki. Liberaller elbette ki şeytan değildirler, ama özellikle bizim ülkemizde 80'lerden bu yana savundukları ve büyük oranda da özellikle iktisat alanında işlerlik kazandırdıkları görüşleriyle nelere yol açtıklarının farkında bile değildirler ve kendilerine kızgınlığım bu yüzdendir. Yani 15 yaşında yeni yeni büyümeye çalışan bir çocukla dünya boks şampiyonlarını aynı ringe çıkarmakta sakınca görmeyen bu arkadaşlara ulaşılan sonuçlar itibarıyla kızgın olmamı mazur görmenizi rica edeceğim.

 

İslam dünyasında Muhammed'in eleştirisine hiç bir toleransın olmadığı söylemimde ısrarcı olmak zorundayım. Bu tamamen kapalı bir yoldur, kimse çıkıp eleştirmeye cesaret edemez. Eleştiren Salman Rüşdi'nin ve diğer bir çoğunun durumu malum... Tersine Muhammed'e yönelik her eleştiri otomatik biçimde hakaret olarak kabul edilir. Eleştiri yolunun hiç bir şekilde açık olduğundan bahsedilemez.

 

Tekrar edeyim, İslamın ne dediği benim sorunum değil, kural sorunu benim sorunum ve bu konuda katıyımdır. Ancak dediğim gibi bu sitede dahi sayısız insan eleştirebilmektedir, İslam tarihini belli oranlarda da olsa okumuşumdur ve orada da çok ağır eleştiriler vardır. Bu biraz da içinde bulunulan durumla alakalıdır, yani canı sürekli yanan insanların hoşgörüsüyle nispeten çok daha rahat yaşayan insanların hoşgörüsü farklıdır. Ben size Batı dünyasının hoşgörüsü diye sunulan şeylere dair sayısız örnek verebilirim, ama sanırım en güzel örnek düşünce özgürlüğünün zirvede olduğu söylenilen Atina ve Sokrates meselesidir. Bir başka başlık altında yer alan bir mesajımda belirtmiştim, gerize taş atmak diye bir atasözümüz vardır ve birinin terbiyeli, hoşgörülü, vesaire olup olmadığını anlayabilmenin en iyi yolu canının yanmasıdır. Canı yanına kadar genelde herkes terbiyeli ve hoşgörülüdür ne yazık ki :)

 

Mizah eleştirinin çok geçerli ve evrensel bir yoludur. Eleştiri yolunun hiç bir şekilde açık olmadığı bir kültürde bana hiç bir ayrımdan, bilinçten falan filandan bahsedemezsiniz, en küçük biçimde ciddiye almamın bir yolu yoktur. Sorunun özünün de bu eleştiriye kapalılık olduğunda ısrar etmek zorundayım.

 

Mizah eleştirinin evrensel yolu değildir, mesela İslamda kesinlikle böyle bir usul yoktur, çok fazla kaynağını okumamama karşın gördüğüm kadarıyla Uzakdoğu kültürlerinde de kutsalların mizah konusu yapılmasına çok sıcak bakılmaz. Batı kültürü kendi üretimlerini, kabullenişlerini evrensel diye dayatmak konusunda ne kadar ısrarlıyla, ben de kabul etmeme konusunda bir o kadar ısrarlıyımdır. Ben mizahla eleştirir miyim derseniz evet, çoğu zaman eleştiririm, ama İslam'ın ya da Çinlilerin, Hintlilerin böyle bir anlayışı yoksa da kalkıp siz niye böylesiniz demem, öyle bir hakkım yoktur. İnsanların bana benzemelerini talep etmem çok çok yüksek bir kibrin göstergesinden başka hiçbir şey olmazdı takdir edersiniz ki. Ek olarak bırakın eleştiri hakaret ayrımını, bizim ülkemizde eleştiri genelde çok yanlış bir anlamda kullanılıyor. Eleştiri bir şeyde sadece yanlış olarak gördüğünüz şeyleri ortaya koymak değildir, eleştiri doğrusu yanlışı, iyisi kötüsü, güzeli çirkini, kısacası her şeyiyle analiz edebilmektir bildiğim kadarıyla. Bir şeyin salt kötü yanlarını mizahın konusu yapmaksa genellikle karalama olarak ele alınabilir, eleştiri olarak değil.

Gönderi tarihi:

Eleştirmek ile hakaret etmek arasında ki farkı anlatmaya gerek yok sanırım. South Park'ı takip eden biriyim.South Park'ın kullandığı dili çok iyi biliyorum. Mesela 11 Eylül'ü anlatırken kullandığı kafa tasçı zihniyeti,İslam'ı lanse ederken kullandığı dar bakışı da unutmuyorum 200. bölüm hakkında yazılanlara bakarken...İslam bir dindir. Hz Muhammed bu dinin peygamberi. İslam sizin için yanlış olabilir. Buyrun eleştirin. Müslümanların tepkileri sizce abartılmış olabilir, buyrun eleştirin. Ama sakın milyonların ardında gittiği bir insana hakaret etmeyi doğalmıi gibi göstermeyin. Buna kimsenin hakkı yok. Muhammed de olsa İsa da olsa...

 

Yazıyı gördüğümde cevap veremeden duramadım sevgili Mavi :)

 

peki ya hakaret ederlerse ne olacak?

 

o zaman hakaret edenler her türlü kötülüğü hakederler değil mi :)

Gönderi tarihi:

Bence hatalı bir bakış açısıyla olaylara yaklaşıyorsun. "İslam=Müslümanların yaptığı" diye birşey yok.

 

hayır efendim

 

tam tersine

 

islam = müslümanların yaptığıdır.

 

Çünkü islamiyeti islamiyet yapan o dine inananların yani müslümanların davranış şekilleri, kültürleri, örf, adet ve gelenekleri, yaşam normlarıdır. Bütün bunlar olmasaydı İslam Kültürü oluşmazdı; İslam Kültürü olmasaydı o halde müslüman kavramından bahsedemezdik. Bu iki şeyin varlığı birbirine bağlı ve bağımlı olarak oluşur ve aslen de eşdeğerdir. Dolayısıyla:

 

İslam = Müslümanlar'ın yaptıklarıdır.

Gönderi tarihi:

hayır efendim

 

tam tersine

 

islam = müslümanların yaptığıdır.

 

Çünkü islamiyeti islamiyet yapan o dine inananların yani müslümanların davranış şekilleri, kültürleri, örf, adet ve gelenekleri, yaşam normlarıdır. Bütün bunlar olmasaydı İslam Kültürü oluşmazdı; İslam Kültürü olmasaydı o halde müslüman kavramından bahsedemezdik. Bu iki şeyin varlığı birbirine bağlı ve bağımlı olarak oluşur ve aslen de eşdeğerdir. Dolayısıyla:

 

İslam = Müslümanlar'ın yaptıklarıdır.

 

Tamamen yanlış, insanların o şekilde algılamaları dahi bunun yanlışlığını gidermeye yetmez. Teori pratikle değerlendirilemez, teori teoridir, pratik pratiktir. Şimdi İslam yolunda gittiğini söyleyen insanlar milyonlarca hata yaptı, kan akıttı, vesaire İslam yanlış. Kapatilalist ya da liberal olduğunu söyleyen insanlar bugüne gelene kadar yüz milyonlarca insanı öldürdüler sırf biraz daha zenginlik için, kapitalizm, liberalizm yanlış. Sosyalistler çeşitli devlet denemenelerinde yine on milyonlarca insanı öldürdüler, keza faşistler de öyle, sosyalizm, faşizm yanlış. Çin ve Hint kültürleri de bunlardan çok aşağı kalmaz, aynı haksızlıklar, adaletsizlikler, zulüm, vesaire orada da vardır ve Çin ve Hint kültürleri de komple yanlış. Peki, ne doğru?

Pratikle teoriyi yargılamaya kalkmak kadar büyük bir yanılgı olamaz, teori teoridir, pratikse pratik, hepsi bu.

Gönderi tarihi:

Tamamen yanlış, insanların o şekilde algılamaları dahi bunun yanlışlığını gidermeye yetmez. Teori pratikle değerlendirilemez, teori teoridir, pratik pratiktir. Şimdi İslam yolunda gittiğini söyleyen insanlar milyonlarca hata yaptı, kan akıttı, vesaire İslam yanlış. Kapatilalist ya da liberal olduğunu söyleyen insanlar bugüne gelene kadar yüz milyonlarca insanı öldürdüler sırf biraz daha zenginlik için, kapitalizm, liberalizm yanlış. Sosyalistler çeşitli devlet denemenelerinde yine on milyonlarca insanı öldürdüler, keza faşistler de öyle, sosyalizm, faşizm yanlış. Çin ve Hint kültürleri de bunlardan çok aşağı kalmaz, aynı haksızlıklar, adaletsizlikler, zulüm, vesaire orada da vardır ve Çin ve Hint kültürleri de komple yanlış. Peki, ne doğru?

Pratikle teoriyi yargılamaya kalkmak kadar büyük bir yanılgı olamaz, teori teoridir, pratikse pratik, hepsi bu.

 

Din bir teori değildir

Gönderi tarihi:

o zaman hiçbir şey teori değildir :)

 

Sayın hangisi kullanılmıyo,

 

Din teori değildir.

 

Teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan yasalar bütünü, kuram anlamına gelir. Çok sayıda gözlem ve deneylerle desteklenen bir hipotezdir.

 

Dinle teori arasındaki farkı burada uzun uzun anlatmaya çalışıp meseleyi sıkıcı bir safsataya çevirmeyi düşünmüyorum; Zaten konumuzun dışında bir durum.

 

Teşekkür ederim. İyi günler dilerim.

Gönderi tarihi:

Sayın hangisi kullanılmıyo,

 

Din teori değildir.

 

Teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan yasalar bütünü, kuram anlamına gelir. Çok sayıda gözlem ve deneylerle desteklenen bir hipotezdir.

 

Dinle teori arasındaki farkı burada uzun uzun anlatmaya çalışıp meseleyi sıkıcı bir safsataya çevirmeyi düşünmüyorum; Zaten konumuzun dışında bir durum.

 

Teşekkür ederim. İyi günler dilerim.

 

Din bir teoridir. Bir kere öncelikle felsefi diyebileceğimiz teoriyle bilimsel teoriyi ayırmanız gerekir. Hatta ve hatta felsefi teorileri de kendi içinde ayırmanız gerekir ki buna şu an için gerek yok.

Teori dediğimiz şeyse herhangi bir bütünü açıklayan, bir felsefi -bilimsel değil- önkabullenişe dayanan ve bu önkabullenişler çerçevesinde amaç, değer, düzen, yasa sorununu aşmayı hedefleyen bir öğretidir en basit anlamıyla.

 

Bunun dışında bilimsel teori diyebileceğimiz bir tür vardır, o da denenmiş, yanlışlanmasına en azından o an için imkan bulunmayan hipotezdir, ama sadece o an için. Tarihsel süreç çoğu bilimsel teorinin de yanlışlandığını sayısız örnekle bizlere göstermiştir.

 

Tüm dinler bu anlamda teoridirler ve yanlışlığı doğruluğu kime göre, neye göre sorularını gündeme getirir, o tartışmaya gerek olduğunu sanmıyorum. Ancak basit bir şekilde bakıldığında varlık nedir, nasıl olmuştur, neden olmuştur, içindeki amaç, değer, kural nedir gibisinden sorulara cevap veriyorsa teoridir.

 

Evet, haklısınız, sıkıcı olur, ama en azından şu kadarını söyleyeyim, siz dünyanın en mükemmel modelini de inşa etseniz ben sizin iddianız çerçevesinde o modelin berbat olduğunu iddia edebilirim. Çünkü sizin modeliniz ne kadar mükemmel olursa olsun içindeki insanlar zaman içinde mutlaka kötü diyebileceğimiz sayısız davranışı gösterecektir ve ben o kötü davranışlardan yola çıkarak sizin modelinizi yargılamaya kalkarsam -sizin iddianız bunun böyle olması gerektiği şeklindedir- sizin modelinizin kendini kurtarma şansı hiç olmaz. Bunun denemesi de, ispatlanması da çok kolaydır, siz şu anda dünyada beğendiğiniz herhangi bir modeli bana söyleyin, ben size onu karalayım, inanın ki neyi seçerseniz seçin sizin iddialarınız çerçevesinde bunu yapmakta hiçbir zorluk çekmem ve buradan yaşasın anarşizm söylemini doğrularız hep beraber:)

Gönderi tarihi:

Dostum CYRANO, ben de senin daha objektif olmanı beklerdim :)

Açık söylemek gerekirse ben ne karikatürleri gördüm ne South Park’ı izledim. Bildiklerim duyduklarım ve medyadan okuduklarımla sınırlıdır. Zaten meşhur karikatürle ya da televizyon programıyla ilgili bir yorum da yapmış değilim. Ben İslam alemin bu tür durumlar karşısında ortaya koyduğu genel tepkiyi eleştiriyorum. Hoşgörü dini olarak bahsedilen İslam’ın şiddete olan eğilimini işaret ediyorum.

 

Zaten, Aşırı sağcı bir yayın organında, "Avrupa ülkelerinde yaşayan müslümanların aşağılanmayı ve horgörülmeyi öğrenmeleri" ni salık veren bir makaleyle beraber yayınlanan karikatürler değil de, sadece bu karikatürlere verilen tepki senin konuyla ilgili gündemini oluşturuyorsa orada sorun vardır. Dolayısıyla, objektiflikten bahsetmen ironik olmuş.

 

Müslüman olarak bizler, başka dinlere haksızlık etmekten asla çekinmiyor ve karşılığında sonsuz saygı bekliyoruz. Bunun nedeni kendimizi kayıtsız şartsız tek ve en doğru yolda görmemiz ve başkalarının- bizden olmayanların- kesin olarak yanlış yolda olan aldatılmışlar olduğuna inanmamızdan kaynaklanıyor. Bu mantık İslam’ın en temel mantığıdır ve İslam’ın doğduğu günden beri vardır.

 

:) Dünyaya hoşgeldin... Hayır şöyle dünya gerçeklerini, salt Ortadoğululara ve Müslümanlara özgüymüş gibi sunmak yok mu... Arkadaşım eminim hangi siyasi görüşe mensupsan tek ve en doğru yol olarak o siyasi görüşü görüyorsundur. Ve eminim, farklı siyasi görüştekiler sana göre yanlış bir yoldadırlar. Hangi felfese okuluna mensupsan , eminim en doğru olanın o felsefe olduğunu düşünüyorsundur. Sana göre diğer felsefe okullarına mensup insanlar dünyayı tamamen yanlış yorumluyordur.

 

Bunun gibi, her dinin veya mezhebin mensubuna göre, diğer dine veya mezheplere inananlar yanlış yolda olan aldatılmış insanlardır.

 

Ancak, mesele, ister siyasi, ister felsefi, ister ideolojik, isterse dini olarak yanlış yolda olduğunu, ya da aldatılmış kandırılmış olduğunu düşündüğün insanlara tahammül ve hoşgörüdür. İşte bu noktaya geldik mi orada dur bakalım.

 

Dünyada, yüzlerce dini kimliğin bir arada binlerce yıldır yaşadığı tek coğrafya neresidir biliyor musun ? "İslam coğrafyası" denilen yer. Bu coğrafyada dünyanın geri kalanının aksine, binlerce yıldır semavi ya da paganist yüzlerce dini inanç bir arada yaşamıştır.

 

 

Örneğin size çok basit ve sürekli tekrarlanan bir örnek vereyim: her ramazan ayında Sünni Müslümanlar oruç tutar. Oruç tutmak isteyenleri uyandırmak için mahallelerde davulcular dolaşır. Bu adamlar vatandaş davulun sesini duysun diye elindeki tokmakla davula var gücüyle vururken diğer taraftan da gırtlağını patlatırcasına berbat sesiyle mani söylerler. Bu oruç tutma niyetinde olan biri için iyi olabilir, peki ya oruç tutmayanlar bu gürültüye maruz kalmak zorunda mıdır? İslam mantığına göre evet, kesinlikle katlanmak zorundadırlar. Her sabah minarelerden ezan okunur. Peki Müslüman olmayanlar bu yüksek sese güneş doğar doğmaz katlanmak zorunda mıdırlar? Kesinlikle evet. Hatta rahatsız olduklarını bile söyleyemezler. Hele bir biz rahatsız oluyoruz desinler; linç edileceklerine garanti veririm.

 

Ne ramazan davulcusundan şikayet ettikleri için, ne de aşırı yüksek ezan sesinden şikayet ettikleri için insanlar linç edilmektedir. Yüksek ezan sesinden vatandaşlar şikayet edince, gürültü kirliliği sınırı olan desibele çekilir o caminin hoparlörlerinin ayarı. Ramazan davulcularından şikayet gelen mahallelere belediyeler, ramazan davulcusu görevlendirmez.

 

Kaldı ki, başka dinlere ve inançlara saygısızlık için verilen örnekleri pek ciddi bulmadım. Ne diyeyim Allah başka dert vermesin. Ha dersek ki, dünyanın her yerinde, günde üç kere kilise çanları çalar ve siz o sesi duymak istemiyorsunuz diye, kiliseler çan çalmayı bırakmaz ancak gereksiz bir tartışma olur.

 

İslam dünyası içindeki şiddet eğilimi o kadar barizdir ki kendi içlerinde bile korkunç katliamlara imza attıklarını görebilirsiniz. Kahramanmaraş olayları buna verilecek örneklerden sadece biridir. Kaldı ki bir Arap dünyası vardır ki söyleyecek söz bulamıyorum. Suudilerde hoşgörü kelimesinin bir karşılığı var mıdır acaba? Varsa da beyindeki imajinasyonunu araştırmak gerekir; heralde çok hoş bir anlama gelmiyordur.

 

Doğrudur, ırkçılık, faşizm, falanjizm islam dünyası denilen toplumlardan çıkmıştır. Dünya savaşları islam dünyası denilen ülkeler tarafından başlatılmıştır. Soykırımlar islam dünyası denilen ülkelerde gerçekleştirilmiştir. Toprakları üzerinde sadece tek bir dinin ve mensuplarının tarih boyunca yaşadığı, diğer tüm dinler ve mensuplarının yok edildiği topraklar islam dünyasının topraklarıdır. En çok suç, islam dünyası denilen ülkelerde işenmektedir. En çok insan buralarda ölmektedir.

 

Evet şimdi bu varsayımları kontrol edelim. O ne ? Hepsi yanlış.

 

Tekrar kontrol edelim, yani mensuplarının bu kadar şiddete meyilli, bu kadar hoşgörüsüz, bu kadar düşmanlık besleyen bir dinin yaygın olduğu coğrafya, binlerce yıldır her inançtan insanın bir arada yaşadığı coğrafya olamaz. Dünyanın etnik ve dini olarak en zengin bölgesi olamaz.

 

Objektiflik he...

 

Hz. İsa ile dalga geçildiğini hiç duymamış olman bu konuda gerçekten olasılığın dışında yaşadığını gösteriyor sevgili dostum CYRANO. Öğrencilik yıllarımda İranlı bir arkadaşım vardı. Onun Fars diliyle müthiş kahkahalar atarak söylediği tekerlemeleri buraya yazsam sanırım forumdan uzaklaştırılırım. Yani İsa’ya büyük saygı duyulduğunu ve tek kelime kötü bir şey söylenmediğini İslam geleneklerinin de buna izin vermeyeceğini falan söylemek olup bitene göz yummak olur.

 

Cyrano'nun "bizim bir arkadaş söyledi" tarzı argümanlarla pek ilgilenmediğini eski bir forumdaş olarak bilirsin. Artı Cyrano'nun ciddi tartışmayı sevdiğini de, en radikal islami kesimlere kadar, herhangi bir dini yayın, propaganda ya da herhangi bir argümanda İsa'ya yönelik, küfür, hakaret, aşağılama gördün mü ? Görünse bir tane örnek rica edebilir miyim, senin İran'lı arkadaşının anlattığı fıkralar dışında. Yani, sen müslümanlar tarafından İsa'ya yüzyıllardır küfür edildiğin, hakaret edildiğini, İran'lı arkadaşının sana anlattığı fıkralar üzerinden mi çıkardın ? İsa, islam inancında bir peygamberdir. İnançlı müslümanlar, bir peygambere ne küfür eder, ne de hakaret. Hz Muhammed ile ilgili de fıkralar vardır ve yazsam ben de forumdan atılırım. Lütfen biraz ciddi olalım.

 

Müslümanlar Hıristiyanlığın baba oğul kutsal ruh üçlemesine dahi saçmalık ve safsata olarak bakarlar ve her fırsatta bu durumu küçümseyerek eleştirirler. Müslümanlara göre Hıristiyanlık yanlış yoldur ve kesin olarak dönülmelidir.

 

:) Ne kadar anormal değil mi ? Bak sen şu Müslümanlara, başka bir dine mensup olanların yanlış yolda olduğunu ve yanlış yoldan dönmeleri gerektiğine inanıyorlarmış. Olacak şey mi ya.

 

Hristiyanlara göre, Müslümanlık yanlış bir yoldur ve kesin olarak dönülmelidir. Yahudilere göre, Hristiyanlık yanlış bir yoldur ve kesin olarak dönülmelidir. Protestanlara göre Katoliklik şeytanın memesini emmektir kesin olarak dönülmelidir. Katoliklere göre , protestanlık sapkınlıktır kesin olarak dönülmelidir.

 

Dostum sen "hoşgörü"yü yanlış anlamışsın. Hoşgörü bir inancı, bir siyasi düşünceyi, bir ideolojiyi yanlışlamamak, alternatifini öne sürmemek değildir. Ne kadar karşı olsanda, ne kadar yanlış bulsan da, tahammül etmektir. Varlığına izin vermektir.

 

Yahudiler, hristiyanları, kafalarına dikenli teller sarıp, çarmıha gerip, ağızlarına sirke emdirilmiş sünger sokup öldürmüş topluca. Katolikler protestanları kütüklere bağlayıp cayır cayır yakmış topluca. Protestanlar yahudileri ... (bu kısma girmeyelim gerçekten uzun). Hangisi nerede güçlüyse, diğerinin o topraklarda yaşamasına izin vermemiş.

 

Sadece İslam coğrafyasında, yüzlerce dini kimlik bir arada yaşamış.

 

Yahudiler konusuna gelince de tipik bir tepkiyle Hitler’i bile alkışa tutarlar. Çünkü İslam’da Yahudiler lanetlenmiş bir kültür ve ulusal yapıdır. Katledilmelerinde hiçbir sakınca yoktur.

 

Kaç müslüman ülkede yahudilere soykırım uygulandı? Kaç müslüman ülkede, yahudiler gettolara kapatıldı? Kaç müslüman ülkede, tarımla uğraşmaları yasaklandı? Soykırıma uğrarlarken, yurtlarından kaçtılar, Avrupa ülekeleri kapılarını açmayınca hangi ülkelere sığındılar ? Tarih boyunca sadece ama sadece hangi bölgede huzur içinde yaşadılar ?

 

Yahudiler tarihleri boyunca, sadece müslüman ülkelerde insan gibi, huzur içinde yaşamıştır. Bu ülkeler hariç, nerede yaşamış olurlarsa olsunlar daha düne kadar, gettolarda yaşamış, sürekli sürülmüş, katledilmiş, mülksüzleştirilmiş, mülk ve toprak edinmeleri yasaklanmış, tarımdan men edilmişlerdir.

 

 

Atatürk konusuna gelince, kimse Atatürk’ü böyle tasvir etmez etmedi de. Çünkü Atatürk’ün böyle bir imajı yok. Eğer birileri sizi eleştiriyorsa buna kulak kesilmeniz gerekiyor. Bir yerlerde insanların antipatisini kazanmışsanız bunun bir nedeni vardır.

Atamıza olan saygımdan dolayı bu arkadaşımızın konuya ne kadar yabancı olduğunu örneklerle göstermiyorum. Ancak dostum sen takribi üç senedir Türkiye'de Youtube'un neden yasak olduğunu sanıyorsun ? Peki, o videolar ve çizimler, Atatürk'ün böyle bir imajı olduğu için mi var ? O videoları ve çizimleri seyredince, salık verdiğin mantığı mı yürütüyorsun yani ? Ben o videoları ve çizimleri de seyredince aynı mantığı yürütüyorum, aşırı sağcı çevrelerce , Türkleri aşağılamak, hakaret etmek, provoke etmek için hazırlanmış ırkçı argümanlar olarak görüyorum. Hiç madem adamlar çiziyor demek ki Atatürk'te de kusur var diye düşünmedim.

 

 

 

Müslüman eşittir Taliban değildir, El Kaide değildir, Hamas değil, Hizbullah değil, Suudi Arapların yaptığı gibi değil çünkü onlar da kafa uçuruyorlar, o değil bu değil; yahu bu İslamiyet nasıl bişeydir? Bir dinin kültürü o dine inanan insanların yaşam tarzıyla belirlenir. Bu kültürün yukardan inen bir şey olduğuna inanmıyorsun sanırım. Müslümanların yaşam biçimi ve formları, gelenek ve görenekleri bu kültürü belirler. İslam kültürü bunların hepsidir. Bu kültürün neresinde hoşgörü vardır, bana tek bir örnek versin biri?

 

Sana daha ne örnek verelim biz ya. Kıyas yapalım daha anlayasın diye. Avrupa kıtası, Amerika kıtası, Hristiyanlık dışındaki bütün dinler ve kültürler yok edildi. Nasıl? Sokyırımla. Tek din ve kültür bırakıldı, beyaz hristiyanlık. İslam coğrafyasında ? Yüzlerce dini kimlik binlerce yıl birarada yaşadı. Binlerce yıl boyunca, hristiyanlar, yahudiler, yaşadıkları müslüman ülkelerde ibadetlerini özgürce yerine getirdi. Dünyanın dini yasalarla yönetildiği çağda bile, kendi dinlerinin yasalarına tabi tutuldular. Kendi dinlerinde serbest olan, ancak islamın yasakladığı faaliyetlere uygulanan yasaktan muaf tutuldular. Kendi kimlikleri ve inançları kabul edildi. Hem dini, hem kültürel kimliklerini korudular, yüzlerce, binlerce yıl boyunca müslüman bir ülkede yaşadıkları halde.

 

 

 

Biri çıktı ve Hz. Peygamber hakkında hakaret içerikli bir karikatür çizdi. Sen ne yaptın? Arap ülkelerinde ve tüm İslam alemi içinde Danimarka bayrağını yaktın. Oysa söylendiği gibi onların da içinde bu durumu eleştiren kınayanlar olmuştu. Ardında yakın zamanda karikatürü çizen kişi yanarak öldü diye neredeyse bayram ettin.

 

Danimarka karikatür krizi Hz Muhammed'in ilk defa tasvir edilemsi miydi? Niye insanlar daha önce böyle bir tepki göstermediler? Niye kimse South Park'a böyle bir tepki göstermedi ? İnsanlar sadece peygamberlerine hakaret edilmesine tepki göstermedi. Tepkinin bu kadar büyük olmasının sebebi, ırkçı bir mamül olmasıydı söz konusu karikatürlerin.

 

İşte İslamın hoşgörü anlayışı bu! Yakarak insanlar cezalandırılır, hangi eliyle hırsızlık yapıldıysa o el halkın içinde kesilir, kadınlar recm edilir, dört kadın bir erkek eder, domuz yiyenler kazığa oturtulur, insanlar asılır kafaları kesilir vs. vs. Hoşgörü kültürü dediğimiz kültür bu. Bunları görmekten ve söylemekten korkarsak bu duruma hizmet etmeye devam edeceğiz.

 

Evet, Türkiye'de bunları gördün dimi sen.

Gönderi tarihi:

hayır efendim

 

tam tersine

 

islam = müslümanların yaptığıdır.

 

Çünkü islamiyeti islamiyet yapan o dine inananların yani müslümanların davranış şekilleri, kültürleri, örf, adet ve gelenekleri, yaşam normlarıdır. Bütün bunlar olmasaydı İslam Kültürü oluşmazdı; İslam Kültürü olmasaydı o halde müslüman kavramından bahsedemezdik. Bu iki şeyin varlığı birbirine bağlı ve bağımlı olarak oluşur ve aslen de eşdeğerdir. Dolayısıyla:

 

İslam = Müslümanlar'ın yaptıklarıdır.

 

Aşağıdaki linkte mavi kısımlarda sana cevap olabilecek şeyler var. Okuyup cevap verirsen daha uzun tartışabiliriz.

http://www.turkish-media.com/forum/topic/53690-kurandaki-celiskiler/page__view__findpost__p__866695

Gönderi tarihi:

Sayın hangisi kullanılmıyo,

 

Din teori değildir.

 

Teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan yasalar bütünü, kuram anlamına gelir. Çok sayıda gözlem ve deneylerle desteklenen bir hipotezdir.

 

Dinle teori arasındaki farkı burada uzun uzun anlatmaya çalışıp meseleyi sıkıcı bir safsataya çevirmeyi düşünmüyorum; Zaten konumuzun dışında bir durum.

 

Teşekkür ederim. İyi günler dilerim.

 

Kusura bakma da dostum, "felsefi teori" ile "bilimsel teori" arasındaki farkı, daha doğrusu felsefi ve bilimsel olmak üzere iki çeşit teori/kuram olduğunu bilmeden nasıl uzun uzun anlatacaktın merak ettim. Sıkıcı olur muydu onu bilmiyorum. Ama "safsata" olacağı konusunda sana katılıyorum.

 

Zamanın göreceli olduğu bilimsel bir kuramken, tüm insanların eşit olduğu felsefi bir kuramdır.

 

Her din elbette bir felsefi kuramdır.

Gönderi tarihi:

Dostum CYRANO, ben de senin daha objektif olmanı beklerdim smile.gif

.

.

.

Yukarıda anlattım. Ama bu sizi tatmin etmediyse daha açık sorun, soruda tuzak olmasın.

 

 

Yazınızı hayretler içinde kalarak okudum. Kutsal olduğu şüphe götürmez bir sistemle kişesel değer ve yargılara göre kutsal değerleri kendi

 

menfaatleri doğrultusunda kullanmaktan çekinmeyen insanların yaptıklarını aynı kefeye koyuyorsunuz.(Aklıma derhal Atatürk'ün Gençliğe Hitabı geldi.)

 

Üstelik bu sistemin yaratıcısının Allah olduğunu bilerek.

 

Kısacası dinimize göre (diğer kutsal dinler de benzer hususu ifade etmekteler) ŞİRKE gidiyorusunuz.

 

Sizin değerlendirmelerinizin aksine yenilmesine müsaade edilmiş hayvanların kesim şartlarına uygun olmak kaydı(yaşama devam koşulu hariç) ile

 

Hıristiyanlar tarafından dahi kesilmiş olsalar tüketilebileceğini ifade eden bir kutsal kitabımızın olduğunun farkında mıyız acaba? Öte yandan

 

kutsal kitabımızda ifade edilmeye çalışılan bu çerçevenin dışına çıkılarak şimdilerde ABD ve AB'ye 1947 den itibaren ülkeyi yöneten diğer iktidar

 

dönemlerinden daha iyi hizmet edebilmenin esası olarak istismar edilen bu ticari anlayışın engelleme veya sınırlama getirilmeksizin gerek bu ülkede

 

gerekse (ne kadar müslümanlar ise) diğer islam aleminde alışveriş için kullanıldığı ve hangi düşüncede olurlarsa olsunlar ürünlerin halk tarafından

 

adeta kavga edercesine kapışılarak satın alındıklarının farkında mıyız? Hani müslüman alemi olarak biz bu adamları kesiyorduk? Hümanizm konusunda da

 

kendimizi aşağılık görme huyumuzdan lütfen vazgeçelim artık.

 

Yahudilerce (Kutsal kiapları bozulmadan önceki hali hariç) bugün kutsal sayılan eserleri incelediğinizde bu eserlerde bilakis öldürmenin bir

 

hak olarak kendilerine verildiğini net, yorum yapmaksızın çok da açık olarak verildiğini görürsünüz.Üstelik içinde Türkler de yok edilmesi gereken

 

hayvanlar olarak tanımlanmaktadır.

 

Ama Kuranı Kerim'de ise farklı din adamlarının tefsirlerinden okuduğum kadarı ile hiç bir ayetinde savaş durumu hariç insanları öldürmenin

 

kişiye kutsal değerler kazandıracağı ifade edilmemektedir.

 

Öte yandan bu işe Atatürk'ü karıştırmayınız.Çünkü Atatürk de ''İslam dini akla,mantığa ve bilime en uygun dindir.''şeklinde veciz bir söz

 

ifade etmiştir.Hakikatte zaten böyledir. Ancak şunu da belirtmeliyim ki;onun ifade ettiği din bugün herkesin şeyh,şıh,derviş,meczup mantığı içinde

 

kabul edilen ve kullanılmakta olan bir islam anlayışı değildir. Doğru anlamalı ve doğru kullanarak ifade etmeliyiz. Çünkü Atatürk ile ilgili bu tip

 

eksik değerlendirmeler zaten yanlış anlamaya hazır kitlelerce istismar edilerek sanki din düşmanı gibi gösterilmektedir.

 

Eğer biz zaten O'nun dediklerini doğru anlamış ve doğru uygulamış olsa idik şimdi ne dinen ne de fen olarak asla bugün konuştuğumuz şeyleri konuşmaz

 

ARGE araştırmaları ile Türk (Kan bağı ve ırktan bahsetmiyorum ''Ne mutlu Türküm diyene''mantığı içinde sesleniyorum) olmanın gururunu tüm dünyaya

 

duyururduk.

 

Diğer yandan size sorduğum soru samimiydi.Ancak öyle bir hale gelmişiz ki paranoya önlenemez bir hal almış. Allah sonumuzu hayır etsin, ne diyelim?

 

Saygı ve selamlarımla.

Gönderi tarihi:

Yazıyı gördüğümde cevap veremeden duramadım sevgili Mavi smile.gif

 

peki ya hakaret ederlerse ne olacak?

 

o zaman hakaret edenler her türlü kötülüğü hakederler değil mi smile.gif

 

Kesinlikle hayır. Bireysel anlamda ben hakaret edeni ciddiye bile almam. Hakaret etmek bir kişilik sorunudur. Ancak konu edinen durum çok daha farklı. Daha önce belirtmiştim;kitleleri ardında sürükleyen bir dini ve o dinin peygamberini bu şekilde göstermek başlı başına bir hakarettir. Eleştiri değil. Bu saygısızlığa insanlar elbette tepki gösterecektir. Sadece tepki;kötülük değil!

 

Mizahı ben de severim. Gugukcuk arkadaşımızın dediği gibi Mizahın sınırı yoktur. Sınırı olmayan mizahın sınırsızlığı da hakaret değil.

 

Ayrıca Sayın Suheyla,

 

Sanırım sizin İslam ile ciddi sorununuz var. İslam'ı yazarken kullandığınız argümanlar hep aynı;nefret ve öfke. Konuyu saptırmayınız. Konu İslami uygulamalar değil,bir dizinin İslam peygamberini ifade şekli.Çok zorlamayın. Kısaca ben bu dine tahammül edemiyorum deyin, bu saygısızlığa bakışınızı özetleyin.

 

Sizin yazdıklarını okudukça İslam dinine hayranlığım artıyorsmile.gif

Gönderi tarihi:

Ayrıca Sayın Suheyla,

Sanırım sizin İslam ile ciddi sorununuz var. İslam'ı yazarken kullandığınız argümanlar hep aynı;nefret ve öfke. Konuyu saptırmayınız. Konu İslami uygulamalar değil,bir dizinin İslam peygamberini ifade şekli.Çok zorlamayın. Kısaca ben bu dine tahammül edemiyorum deyin, bu saygısızlığa bakışınızı özetleyin.

 

Sizin yazdıklarını okudukça İslam dinine hayranlığım artıyorsmile.gif

 

Onlara kızmamalıyız kızılması gereken İslamiyeti yobaz dini gibi gösterenler. Bakış açısını genişletmeyen her Müslüman zararda. Bugün Türkiye'de dindarlarla ateistler arasındakı kültür farkına bak. Daha kültürlü olmazsan seni dinlemezler seni dinlemiyorlarsa zarardasın demektir. Ömer Hayyam'ın bazı yanlış görüşleri olmasına rağmen rubailerini beğeniyorum. Bu konuya yakın bir konu:

 

İçin temiz olmadıktan sonra

Hacı hoca olmuşsun, kaç para!

Hırka, tespih, post, seccade güzel;

Ama Tanrı kanar mı bunlara?

 

Bu iş postla seccadeyle olmuyor işte, önemli olan İslamiyet'i tanıtacak doğru örnekler olmak. Ondan sonra Müslümanı dindarlıktan, Gayrimüslimi islamiyetten uzaklaştırırsın. Artık istediğin kadar takke koleksiyonu yap.

Gönderi tarihi:

Sayın Palaman.

 

Üzgünüm,sizin gibi düşünmüyorum. Artık sıkıldım insanlar ile yerin dibine batırılıp insanlar ile şahlanan tüm değerlerden. Ben artık kullanılan bu nefret diline haklı gerekçeler üretmiyorum. Aklı olan herkes,insan ile açıklamaz oaln biteni...

 

Tabii, bu ifadem Sayın Suheyla'ya değil. Kendisi zaten İslam'ın kendisine tepkili,yaşayanlar sadece İslam'a olan tepkisinde bir araç.

Gönderi tarihi:

Gerçekten benim de dikkatimi çekmedi değil. Yani düşünüyorum, dünyada bu kadar gelişme, bu kadar olay, bu kadar gündem yaşanırken, bir insanın tek gündemi nasıl islam dini olabilir ki ? Hakikaten ilginç. Yanlış anlaşılmasın eleştiri olarak yazmıyorum. Gerçekten merak ediyorum :)

 

Gündemin hergün değiştiği dünyada, bir insanın yıllardır ilgisini tek bir konunun çekmesi nasıl olabilir ki?

Gönderi tarihi:

Ayrıca Sayın Suheyla,

 

Sanırım sizin İslam ile ciddi sorununuz var. İslam'ı yazarken kullandığınız argümanlar hep aynı;nefret ve öfke. Konuyu saptırmayınız. Konu İslami uygulamalar değil,bir dizinin İslam peygamberini ifade şekli.Çok zorlamayın. Kısaca ben bu dine tahammül edemiyorum deyin, bu saygısızlığa bakışınızı özetleyin.

 

Sizin yazdıklarını okudukça İslam dinine hayranlığım artıyorsmile.gif

 

Sayın Mavi,

 

Konu hassasiyetin Islam dunyasının her yerinde gordügümüz şiddet dolu ve medeniyetsiz öfkeyi haklı cıkarması. Ben bunu haklı bulmuyorum. Konu bu. Tartışıyoruz. Cevap gelen yorumlar tutarlı cıkmayınca, konuyu kişisel yöne döndermek alışılmış bir uslup galiba.

 

 

Evet kardesim musadenizle özetiyorum. Birisi misyonerlik yapıyorlar diye hiristiyanları doğrar, bir baskası kiliseyi sinegogu patlatir, diğerleri bellerine bomba takip intihar saldirisi düzenlerler, bir baskası islami elestirdigi için fetvayi dinler bunu soyleyenleri ve yazanları katleder, birisi masum karısını döver kurandan musade alarak, diğerleri insanları diri diri otelde yakarlar yanlıs inancları takip ettikleri icin, birileri Fatime sahin gibi genç kızları kandırır, bazıları sunneti takip ederek zina ilen suclanan kadinları diri taslayarak öldururler. ... eminim siz bunlarin hic birisini Islama mal etmezsiniz. Bunuda biliyorum. Haklısınız benim bunda bir sorunum var.

 

Konuyu tartıştıgımız "inanc" meselesine donderelim. Inanc kişisel bir tercih olmalıdır. Zorla degil. Gecen hafta ailem ile beraber bir Turk filimini gorduk. "Mutluluk". Bilmem bunu gordunuzmu? Insanoglu bu gibi yanliş inanclardan nasil kacmak istedigini gormek istersen, bu filimi tavsiye ederim.

Gönderi tarihi:

Din bir teoridir. Bir kere öncelikle felsefi diyebileceğimiz teoriyle bilimsel teoriyi ayırmanız gerekir. Hatta ve hatta felsefi teorileri de kendi içinde ayırmanız gerekir ki buna şu an için gerek yok.

Teori dediğimiz şeyse herhangi bir bütünü açıklayan, bir felsefi -bilimsel değil- önkabullenişe dayanan ve bu önkabullenişler çerçevesinde amaç, değer, düzen, yasa sorununu aşmayı hedefleyen bir öğretidir en basit anlamıyla.

 

Bunun dışında bilimsel teori diyebileceğimiz bir tür vardır, o da denenmiş, yanlışlanmasına en azından o an için imkan bulunmayan hipotezdir, ama sadece o an için. Tarihsel süreç çoğu bilimsel teorinin de yanlışlandığını sayısız örnekle bizlere göstermiştir.

 

Tüm dinler bu anlamda teoridirler ve yanlışlığı doğruluğu kime göre, neye göre sorularını gündeme getirir, o tartışmaya gerek olduğunu sanmıyorum. Ancak basit bir şekilde bakıldığında varlık nedir, nasıl olmuştur, neden olmuştur, içindeki amaç, değer, kural nedir gibisinden sorulara cevap veriyorsa teoridir.

 

Evet, haklısınız, sıkıcı olur, ama en azından şu kadarını söyleyeyim, siz dünyanın en mükemmel modelini de inşa etseniz ben sizin iddianız çerçevesinde o modelin berbat olduğunu iddia edebilirim. Çünkü sizin modeliniz ne kadar mükemmel olursa olsun içindeki insanlar zaman içinde mutlaka kötü diyebileceğimiz sayısız davranışı gösterecektir ve ben o kötü davranışlardan yola çıkarak sizin modelinizi yargılamaya kalkarsam -sizin iddianız bunun böyle olması gerektiği şeklindedir- sizin modelinizin kendini kurtarma şansı hiç olmaz. Bunun denemesi de, ispatlanması da çok kolaydır, siz şu anda dünyada beğendiğiniz herhangi bir modeli bana söyleyin, ben size onu karalayım, inanın ki neyi seçerseniz seçin sizin iddialarınız çerçevesinde bunu yapmakta hiçbir zorluk çekmem ve buradan yaşasın anarşizm söylemini doğrularız hep beraber:)

 

Kusura bakma da dostum, "felsefi teori" ile "bilimsel teori" arasındaki farkı, daha doğrusu felsefi ve bilimsel olmak üzere iki çeşit teori/kuram olduğunu bilmeden nasıl uzun uzun anlatacaktın merak ettim. Sıkıcı olur muydu onu bilmiyorum. Ama "safsata" olacağı konusunda sana katılıyorum.

 

Zamanın göreceli olduğu bilimsel bir kuramken, tüm insanların eşit olduğu felsefi bir kuramdır.

 

Her din elbette bir felsefi kuramdır.

 

Bahsettikleri şey din değil, aslında İslam felsefesi demeye çalışıyorlar sanırım.

Ama bu arkadaşlarımızın lafzı, din teoridir şeklinde. Yani Tanrı’yı da teorisyen olarak tanımlıyorlar. Kutsal kitapları da bir teorik kitap olarak görüyorlar.

 

hangisi kullanılmıyo arkadaşımız da kopyalayıp yapıştırmış. Ama meseleyle uzaktan yakından alakası olmayan şeyler bunlar.

Gönderi tarihi:

.

.

.

Atamıza olan saygımdan dolayı bu arkadaşımızın konuya ne kadar yabancı olduğunu örneklerle göstermiyorum. Ancak dostum sen takribi üç senedir Türkiye'de Youtube'un neden yasak olduğunu sanıyorsun ? Peki, o videolar ve çizimler, Atatürk'ün böyle bir imajı olduğu için mi var ? O videoları ve çizimleri seyredince, salık verdiğin mantığı mı yürütüyorsun yani ? Ben o videoları ve çizimleri de seyredince aynı mantığı yürütüyorum, aşırı sağcı çevrelerce , Türkleri aşağılamak, hakaret etmek, provoke etmek için hazırlanmış ırkçı argümanlar olarak görüyorum. Hiç madem adamlar çiziyor demek ki Atatürk'te de kusur var diye düşünmedim.

.

.

.

 

Burada cavep verilecek çok fazla birşey görmüyorum. Söyleyeceğimi zaten söyledim, kayıkçı kavgasını sürdürmek niyetim yok.

Ancak bu yazıda kara harflerle yazılmış bir kısım var, benim konuya yabancı olduğumu iddia edip ("bu arkadaş" dediği kişi benim sanırım) Atatürk'ten dem vurulmuş. Sen Youtube’nin neden yasak olduğunu sanıyorsun. Atatürk’e gay dendiği, aşağılandığı, küfür edildiği vs. nedenlerden dolayı değil mi? Peki bütün bunlar oldu diye hangi Türk sağa sola saldırmıştır. Tam tersine Türkiye’de görülmemiş bir örgütlülükle Youtube’yi yasaklayan zihniyete tepki gösterildi. Forumda bile başlığı var. Gösterilen tepkiler aynı değil, bir haftadır anlatmaya çalıştığım -fakat muvaffak olamadığım ve asla olamayacağımı anladığım- konu budur.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.