Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Türkiye’nin süper devlet olma yolundaki müthiş adımları tüm dünyada hissediliyor


ahmetsecer

Önerilen İletiler

Türkiye’nin süper devlet olma yolundaki müthiş adımları tüm dünyada hissediliyor

 

‘Türkiye yeni bir Osmanlı olma yolunda mı?’ başlıklı yazımda Türkiye’nin Ortadoğu’da çok güçlendiğini, Osmanlı İmparatorluğunun tekrar kurulabileceğini ve tüm Türki Cumhuriyetlerin de, İslam ülkelerinin de bunu gönülden desteklediğine değinmiştim. Hem Türkiye’de hem de dünya basınında Türkiye’nin bu süper devlet olma yolunda nasıl hızlı adımlarla ilerlediğini gösteren haberlerler yankılanıyor. Neredeyse her gün çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Bildiğiniz gibi yazılarımda daima gelişmeleri aktarmak ve gerçekleri tam olarak gözler önüne sermek istiyorum. Basında arada rastlanan haberler belki bir kişinin gözünden kaçabilir ama bütün gelişmelere aynı anda bakıldığında inkar edilemeyecek bir tablo ortaya çıkmaktadır.

 

Türkiye’nin bu hem Ortadoğu’da, hem Rusya’da hem de Amerika’da önemle hissedilen güç artışı ve İslam ülkeleriyle birlik olma yolunda atılan adımlarla ilgili yaşanan gelişmelerin çok az bir kısmını aşağıda bildiriyorum. Bu gelişmeleri aktarmaya devam edeceğim.

 

TÜRK PARLAMENTOSU KURULDU.

 

28 MÜSLÜMAN ÜLKENİN GİRİŞİMİYLE İSLAM ORTAK PAZARININ KURULMASI İÇİN ANLAŞMA YAPILDI.

 

MÜSLÜMAN ÜLKELER ARASINDA VERGİ İNDİRİMİNE GİDİLMESİNE VE TİCARETİN ARTIRILMASINA KARAR VERİLDİ.

 

AHMEDİNEJAD TÜRKİYE'Yİ ZİYARETİNDE, SÜNNİ BİR İMAMIN ARKASINDA NAMAZ KILDI VE İSLAM BİRLİĞİNİ DESTEKLEDİĞİNİ AÇIKLADI. "Türkiye'nin ilerlemesini kendi ilerlememiz gibi görüyoruz. BİZ KARDEŞİZ. AYNI DİNE MENSUBUZ. İki ülke arasındaki İŞBİRLİĞİ BÜYÜK BİR GÜÇ OLUŞTURABİLİR. BU GÜÇ BÖLGE VE DÜNYA BARIŞININ TESİSİNDE KULLANILABİLİR." dedi.

 

TÜRKİYE, KAFKAS İTTİFAKI'NIN KURULMASININ ÖNCÜLÜĞÜNÜ YAPTI.

 

AFRİKA BİRLİĞİ İSTANBUL'DA TOPLANDI.

 

TARİHİ İPEK YOLU'NUN YENİDEN AÇILMASI İÇİN, GÜRCİSTAN, TÜRKİYE VE AZERBAYCAN'IN İTTİFAKIYLA BAKÜ TİFLİS KARS DEMİRYOLU İNŞAATI BAŞLADI.

 

İSTANBUL'DA TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER PARLAMENTER ASAMBLESİ TOPLANTISI YAPILDI. BU TOPLANTI BASINDA TÜRK BİRLİĞİ İÇİN İLK ADIM OLARAK ANLATILDI.

 

GÜRCİSTAN TÜRKİYE SINIR KAPISININ AÇILIŞI SIRASINDA, GÜRCİSTAN DEVLET BAŞKANI SINIRLARIN KALDIRILMASINI İSTEDİKLERİNİ SÖYLEDİ.

 

TÜRKİYE VE ERMENİSTAN ARASINDA SINIRLARIN AÇILMASI VE ERMENİSTAN'IN DAĞLIK KARABAĞ'DAN ÇEKİLMESİ KONULARINDA GÖRÜŞMELER YAPILMAYA BAŞLANDI.

 

18 YIL ARADAN SONRA İLK DEFA BU YIL TÜRKİYE BAŞBAKANI IRAKI ZİYARET ETTİ, BU HAFTA DA SAYIN ABDULLAH GÜL IRAKA GİDİYOR. 33 YIL ARADAN SONRA İLK DEFA BİR TÜRK CUMHURBAŞKANI IRAKA GİDİYOR. AMERİKA, TÜRKİYE'NİN IRAK'TA BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE ÖNCÜLÜK ETMESİ GEREKTİĞİNİ AÇIKLADI.

 

TRT TÜRK KANALI AÇILDI, AZERİCE, KIRGIZCA, KAZAKÇA, TÜRKMENCE VE ÖZBEKÇE 24 SAAT YAYIN YAPACAK.

 

SUUDİ ARABİSTAN KRALI, ULUSLARARASI İSLAMİ DİYALOG TOPLANTISI DÜZENLEDİ VE "ÖNCE İSLAM BİRLİĞİ" ŞEKLİNDE AÇIKLAMA YAPTI.

 

SURİYE BAŞMÜFTÜSÜ TÜRKİYE VE SURİYE ARASINDAKİ SINIRLARIN KALDIRILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ.

 

BAHREYN DIŞİŞLERİ BAKANI, ORTADOĞU'DAKİ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN TÜRKİYE VE İRAN'IN DA DAHİL OLACAĞI BİR BİRLİK OLUŞTURULMASI GEREKTİĞİNİ, İSRAİL'İN DE BU BİRLİĞE ALINMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ. SORUNLARI ÇÖZMENİN BAŞKA YOLU YOKTUR DEDİ.

 

TÜRKİYE BM GÜVENLİK KONSEYİ ÜYELİĞİNE SEÇİLDİ. ARAP ÜLKELERİNİN VE AFRİKA ÜLKELERİNİN HEPSİ TÜRKİYENİN SEÇİLMESİ İÇİN OY VERDİ.

 

AMERİKAN İSTİHBARAT KURUMLARININ EN ÜST KURULUŞU OLAN ULUSAL İSTİHBARAT KONSEYİ BİR RAPOR YAYINLADI. RAPORDA TÜRKİYE'DE MUHAFAZAKARLIĞIN DAHA DA ARTACAĞI VE TÜRKİYE'NİN YÜKSELEN GÜÇ OLACAĞI BELİRTİLİYORDU.

 

PENTAGON'UN STRATEJİLERİNİ BELİRLEYEN ŞİRKETİN KURUCUSU VE GÖLGE CIA OLARAK TANINAN CORC FIRAYDMAN "TÜRKİYE İSLAM BİRLİĞİNİ KURSUN" AÇIKLAMASI YAPTI.

 

TÜRKİYE'NİN ÖNCÜLÜĞÜNDE AMERİKA VE İRAN ANKARA'DA BİRARAYA GELDİ, OLASI BİR SAVAŞIN ENGELLENMESİ İÇİN TÜRKİYE ÖNCÜLÜK YAPTI.

 

KATAR'DA TOPLANAN MÜSLÜMAN ALİMLER BİRLİĞİ, İSLAM ÜLKELERİNİN TÜM MEZHEP FARKLILIKLARINI BİR KENARA BIRAKARAK BİRLİK OLMASI GEREKTİĞİNİ AÇIKLADI.

 

TBMM HEYETİNİN SURİYE ZİYARETİ SIRASINDA İLK DEFA SURİYE MİLLET MECLİSİNDE TÜRK BAYRAĞI GÖNDERE ÇEKİLDİ, İLK DEFA YABANCI BİR DEVLETİN BAYRAĞI SURİYE MECLİSİNDE DALGALANDI.

 

LÜBNAN BASININDA "TÜRKİYE BAŞIMIZA GEÇSİN" BAŞLIKLI HABERLER YAYINLANDI.

 

RUS DEVLET ADAMLARI, TÜRKİYE'NİN KAFKASLARDA ÜSTLENDİĞİ ROLÜ DESTEKLEDİKLERİNİ, TÜRK ORDUSUNA GÜVENDİKLERİNİ, TÜRKİYE'Yİ DOST OLARAK GÖRÜDÜKLERİNİ AÇIKLADILAR.

 

İSLAM DÜNYASININ ÖNDE GELEN LİDERLERİ TÜRKİYENİN LİDER OLMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİLER. LÜBNAN İSLAMİ AMEL PARTİSİ LİDERİ FETHİ YEKEN, "TÜRKİYE İSLAM DÜNYASINA AĞABEYLİK YAPSIN" DEDİ. AMERİKA VE AVRUPA BASININDA TÜRKİYENİN LİDERLİK YAPMASI GEREKTİĞİ İLE İLGİLİ HABERLER ÇIKTI. WASHINGTON POST’TA "ORTADOĞU'DA YENİ GÜÇ DİNAMİĞİ TÜRKİYE"; FINANCIAL TIMES'DA "ORTADOĞU'DA BOŞLUĞU TÜRKİYE DOLDURUYOR." ŞEKLİNDE HABERLER ÇIKTI.

 

FİLİSTİN TÜRKİYE BÜYÜK ELÇİSİ NEBİL MARUF, MÜSLÜMANLARIN KURTULUŞUNUN TEK YOLUNUN İSLAM DÜNYASININ BİRLİK OLMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ.

 

Çok kısa bir süre zarfında yaşanan bu büyük gelişmeler olayların çok hızlı gelişeceğini doğrulamaktadır. Bu gerçeği tüm dünya görüyor, biliyor, takip ediyor ve itiraf etmek zorunda kalıyor. Tıpkı jeo stratejist Dr. George Friedman’ın ağzından dökülen şu itiraf gibi:

 

"TÜRKİYE'NİN ESKİ OSMANLI COĞRAFYASINDA KURACAĞI EGEMENLİĞİN İZLERİNİ ŞİMDİDEN GÖREBİLİRSİNİZ.SÜREÇ ZATEN BAŞLADI… "

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu hayaller İran ve İsrail demir leblebilerini yutmaya kalkışınca, büyük bir acı ile tatlı rüyadan korkunç bir Orta Doğu savaşı kabusuna uyanma ile sonuçlanır.

 

Türkiye laik demokrasisi ile bölgenin gözbebeğidir. Atatürk ilkelerinin ışığında "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" parolası ile bölgenin en etkin denge unsuru olmayı sürdürür.

 

ABD tarafından görevlendirilen kara karganın kılavuzluğunda ise burnunun nereye saplanacağı çok bellidir. ABD kendine jandarma arıyor, ateş hattına sürmeye... Bunun için de önce orduyu, sonra Atatürk ilkelerini, sonra Türkiye'nin bağımsızlığını tümüyle yok etmek için oynadığı oyunları gizlemek için bu tatlı rüya efektlerini enjekte ediyor. Bu rüyalara en yatkın olanlar da beyinleri yıllardır zaten dogmalarla uyuşmuş olan dogma bağımlılarıdır.

 

Türkiye'nin elbette potansiyeli var ve önü açık, geleceği parlak. Fakat bu; bölge başağası, kelek keseni yeni Osmanlı tatlı rüya efektlerini ise bu geleceği kendi çıkarları doğrultusunda karartmak isteyenler pompalıyor zihinlere...

 

Geleceğin süper adayı Çin'dir. Bunu görmeyip tatlı rüyalara dalmak Amerikan afyonu ile uyuşmuşluktur. ABD nin bütün derdi gücü onun ve İran gibi piyonlarının önünü kesmektir.

 

Bu çatışmada ilk feda edilecekler piyonlar olacaktır...

 

Benden uyarması. Türkiye'nin geleceği ve potansiyeli gerçekten parlak. Ama Irak da öyleydi. Arap ülkeleri içinde hem suyu hem petrolü olmasıyla parlayan bir yıldız gibiydi.

 

Şimdi düştüğü duruma bakıp ibret almayı becerebilen alsın ve uyansın dilerim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Simdi anlasildi neden Türk Silahli Kuvvetlerinin itibari ile oynandigi.Cünkü Türk Silahli Kuvvetleri Atatürkcü'dür,Islam Birligine pek uymaz.Düzeltilmesi gerekir.Osmanli Pasalari gibi devsirme pasalarla donatilmalidir Türklerle olmaz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu adı geçen Friedman'ın kitabında çizdiği Yeni Osmanlı haritasına bir göz atmak, oyunun ne olduğunu deşifre etmeye yeter.

 

Hayal dünyasında kurulan bu Yeni Osmanlı imparatorluğu, eskisi kadar yer yutmuş maşşallah! Ama gücü her ne hikmetse İsrail'e yetmemiş! Koca Arabistan'ı, Kuzey Afrika'yı Friedman efendi sulu yerden tarla bağışlar gibi yeni osmanlıya verivermiş bol keseden. Ama İsrail'i vermeye kıskanmış!

 

Allaalla! Niye ola ki?

 

Dönüp bakıyorsun, Orta Asya'yı da silip süpürüp toprak fütuhatlarına katmış olan yeni osmanlının bu kez de İran'dan kıl bile koparamamış!

 

Bi allaalla daha!

 

Hey efendiler! Hayal dünyasında bile olsa, İsrail'i size yedirmeye gönülleri razı değil adamların! Koskoca Orta Doğu'yu yedireceklerini nerden çıkarıyorsunuz?

 

Ne Afrika kalmış vermedikleri, ne Orta Asya, hatta ne Karadeniz'in kuzeyi, bi İran'ı niye kıskanıp vermediler ola?

 

İşte onu da siz alacaksınız da ondan!

 

Daha doğrusu, o bol keseden verilen yerleri anca rüyanızda görürsünüz de, asıl savaşacağınız ülke, İran!

 

Çünkü efendinizin gözü basmıyor, Irak gibi dümdüz bir çöl değil. İşgal etmeye kalksa kepaze olacağını iyi biliyor.

 

Sorun bu olsa sade, neyse. Bir de arkasında koca Çin ejderhası olduğunu da iyi biliyor.

 

Yani asıl çatışacak olan ABD ile Çin... Çarpıştıracakları tamponlar ise Türkiye ve İran... Onlar lunaparkta çarpışan araba oynayıp eğlenecek, siz aralarında iki piyon, akılsız maşa, preste ezilir gibi ezileceksiniz.

 

Bu oyun tarih boyunca hep böyle oynandı, bilmiyor musunuz? Hep zavallı piyonlar vezir yapılma vaadiyle öne sürülüp yem yapıldı ve şahlar geride korunaklı, güvenlik çemberinde emniyette kaldı?

 

Kimse Türkiye'yi küçümseyemez. Türkiye elbette kilit bir konumdadır ve çok büyük bir potansiyeli vardır. Ama tarih boyunca hep bu köprüden bedava veya çok az ücret vererek geçmek istemiştir herkes.

 

Bu köprüyü en son Deli Dumrul tuttu. Bayağı da iyi tuttu. Kimselere vermiyor. Pek kimseleri de geçirmiyor köprüden görünüyor ama, görünüşte... Köprüden geçene kadar dayı diyenler elini kolunu sallayarak geçiyor.

 

Deliliği tutsun Dumrul'un diye arada bir iyi bir gaz vermek gerekiyor...

 

Deli Dumrul'un artık akıllı Dumrul olma vakti gelmiştir. Akıllı Dumrul olmak için de dogmatik düşüncelerden sıyrılıp çağdaş olması gerekiyor... Atatürk Akıllı Dumrul olması için yegane şansıdır. Dert güç bu şansı kaçırması, böyle bir şans yakaladığını tamamen unutması.

 

Tüm dert güç, budur...

 

Hatırlayın, Irak'ın nasıl güçlü bir potansiyeli olduğunu. Hem suyu hem petrolü olan tek Arap ülkesi olduğunu... Şu anki halini düşünün, yağmalanmış, bölünmüş, can güvenliği diye bir şeyin serap olduğu cehennem gibi bir ülke... Kentlerin kuşatılıp hareket eden her şeyin keskin nişancılarca vurulduğu bir kabus... Bunlar bize masal geliyor. Ama Irak'ta olanlar bir ülkenin ne hale getirilebileceğinin canlı kanıtıdır.

 

Irak İran'a saldırırken nasıl ellerini oğuşturduklarını, nasıl iki rakip takımın birbirlerinin oyuncularını sakatlayarak kıran kırana maç yapıp berabere kalmalarını nasıl sevinçle izlediklerini, çünkü böylece lig liderliğini sürdürmeyi garantilediklerini hatırlayın. Sonra da son bitirici darbe için Kuveyt ile maça tutuşturup "vay sen nasıl bu maçı alırsın!" diye tepesine bindiklerini hatırlayın! Kuveyt'ten çekilmeye çalışırken görünmeyen bir düşman tarafından durmadan vurulan askeri konvoylar, tarihte görülmemiş korkunçlukta devasa bir tank ve araç hurdalığı yarattı çölde. Gözleri bağlı göremeyen bir kafile gibi, göremedikleri düşman tarafından yok edilinceye kadar vuruldular.

 

Aynısıdır, yapmayı istedikleri yine aynısıdır. Ama ordu yerinde dururken bunu asla yapamayacaklarını çok ama çok iyi biliyorlar. Şimdiden daha, görünen: Daha dün Suriye sınırına kuvvet yığıp savaş tehdidi yapabilen, bölücübaşını oradan çıkartmaya zorlayabilen ordu, bugün daha devlet olduğu resmen ilan edilmemiş Kuzey Irak'a bile posta koyamıyor. Tersine bu devlet müsvettesi Türkiye'ye posta koyuyor!

 

Yarını siz düşünün!

 

"İngilizler ordumuzu kamilen lağvederek milleti muhafaza-i istiklali için muhtaç olduğu nokta-i istinattan mahrum etmeye teşebbüs ettiler... Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci hedefi taarruzu oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka zabitini mahvetmek, zelil etmek lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta mevani ve müşkilat kalmaz.” Mustafa Kemal Atatürk

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"İngilizler ordumuzu kamilen lağvederek milleti muhafaza-i istiklali için muhtaç olduğu nokta-i istinattan mahrum etmeye teşebbüs ettiler... Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci hedefi taarruzu oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka zabitini mahvetmek, zelil etmek lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta mevani ve müşkilat kalmaz.” Mustafa Kemal Atatürk

 

İşte mesele bundan ibaret gerisi laf-ı güzaf Alıntı için teşekkürler Demirefe

Bütün yollar ABD'ye çıkar cümlesi hiçbir zaman bana samimi gelmemiştir.Bütün karmaşaların altında yatan sinsi operatör İngilizlerin ta kendisidir.Kendileri bol miktarda Dünya tarihinde siyasi başrollere çıkmışlardır.

İran,ABD'nin başağrılarını miğrenleştirebilecek ölçüde karmaşık bir yapıya sahiptir.Kaldı ki Rusya ve Çin ile olan sıkı fıkı ilişkileri belki de gizliden gizliye Hindistan'ın katkıları ile Ortadoğu'da öyle ham yaparım seni tarzından bir lokma da değildir.

Teskere vakasından da ciddi bir ders çıkaran ABD,Lojistik desteklerini kurabileceği yerleri kiralamaktansa tapusunu almanın daha akıllı olacağını da öğrenmiştir.

Ondan dolayıdır ki ülkemiz üzerindeki ince çizgilerde bale yapması bundandır.

Irak üzerindeki Demokrasi manevrasını bir ölçüde yutturmuştur ama bizim ülkemizde de aynı oyunu ılımlı islam diye ürettiği düşünce tarzının içinde eritebilmesi hayli zor olacaktır.

Ondandır ki yapılan herşeyin olması gerekenler olduğunu bildiğimiz halde her neden ise bunların AKP hükümetince yapılmasını hayata geçirilmesini bir türlü kabullenemiyoruz.

TSK'nın asıl içine düştüğü zaafiyet ise Ülkemiz üzerinde oynanan Demokrasi 2 oyununun, kuzuları kurdun çadırına sokmak olduğunu geç farketmesidir.

Elbette her kurum kendi içinde zamanla kuşatılmaya çalışılacaktır.Yokedilmeye çalışılan TSK'nın yapısının olmadığı aşikardır.Yokedilmeye çalışılan Atatürk Cumhuriyetidir.Medeniyetin resmidir.Renklerin ta kendisidir.

Evrenselliğin tescili olan Demokrasinin kullanılmasıdır asıl bizi üzen.

AB üyeliğimiz için Fransa'da yapılacak referandumun iptal edilmesinin arkasındaki gerçeği hatırlayalım.

"10 yıl sonra sınırlarını tahmin edemiyeceğimiz bir ülke için neden bugün referandum yapalım?" olmuştu.

Geleneklerimiz ve toplumsal sosyolojimiz o kadar güzel incelenmiş ve neticelendirilmiş ki tıpkı amerikan filmlerindeki ABD bayrağı gibi her hamlede bundan esintiler ve alıntılar bulmak çok kolay.

Ama Atasözleri de boş değildir.

"Sular bulanmadan durulmaz"

sevgilerimle,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fetulah Gülen'in yayin organi Zaman gazetesi yazarlarindan Ali Bulac diyor ki:"Türkiye oldugunda Demokrasi emperyalistler icin bir enstrümandir,yani aractir.AB VE ABD'nin Türkiye'de daha fazla demokrasi isteklerine bu anlamda bakmak gerekir"

 

Yukaridaki sözler,Islamci bir yazarin hemde cemaat yayin organinda itiraf diyebilecegimiz sözleridir.

 

Basbakan Erdogan'in "DEMOKRASI BIZIM ICIN ARACTIR"dedigini hatirlayalim ve daha henüz hicbir yetkisi olmadigi halde Amerika'nin adami olmak icin gösterdigi cabalara bakalim.Bu cabalardan bir kismini ben belgeleriyle bu foruma aktardim.Dinci yani seriatci ve cemaatci medyanin AB ve ABD sözcülügü yapmalarindaki gizem sanirim bu arac olan demokrasi hayranligi olsa gerek.

 

Gül ve Erbakan:AB bir hiristiyan klübüdür!

Gül 1995 :Avrupa parlamentosundaki gelismeleri takip edi,Türkiye oralarda nasil rencide edilecek ve Türkiye oralarda nasil kötü durumlara düsürülecek.

Halkin beyni yikaniyor,Yabanci sermaye Türkiyenin sanayisini cökertecek.Güney Kibris ile üyelik müzakereleri baslatiliyor,bunun anlami Kibris meselesi Türkiye icin bitmistir artik.Brükselden dönen heyet neseli davullu zurnali karsilandi ben utandim(bunlari söyleyen Gül Erdogan'la birlikte Türk düsmani papa'nin heykeli altinda AB ANLASMASINI imzaladi ve AANKARA ULUS MEYDANINDA AB'ye girdik diye millete göbek attirdilar)

 

Bütün bunlari söyleyenler iktidar olduktan sonra AB'yi en büyük kurtarici olarak milletin beynine kazimaya basladi ve karsi olanlarida ihanet icinde olmakla sucladilar.

 

Türkiye'yi AB üyesi yaptik diyerek Türk ulusunu uyutanlar simdide Türkiye'nin süper devlet olma yolunda müthis adimlar attigi yalanlari ile uyutmaya devam ediyorlar.Türkiye emperyalist ülkelerin güdümüne ne kadar cok girerse halki uyutma kampanyalarida o denli abartili olur.

 

Türkiye SÜPER DEVLET OLMA YOLUNDA adimlar atiyor diye yalanlar uyduranlar,her nedense ABD'de 4 Mart'ta görüsülmesi ve de onaylanmasi muhtemel olan Ermeni tasarisi icin neden lobi faaliyetlerine gerek görüldügünü,neden süper bir devlete yakisir siyaset yapilamadigini hala kendilerine sormuyorlarsa kusura bakmasinlar,onlarin Türkiye süper devlet oluyor iddialarida gercek disi olmaktadir."Süper devlet, Amerika'ya arkadas bu senin ic meselen bizi ilgilendirmez,benim devlet siyasetim budur;bu siyaseti senin alacagin hicbir karar degistiremez diyebilen devlettir."Süper devlet, Amerika'da"görüsülecek bir yasa tasarisi icin,"Iliskiler bozulur,Irak meselesinde ABD'nin aleyhinde olur,Ermenistanla olan görüsmeleri etkiler"tarzi sözümona abaaltindan sopa gösterir gibi siyaset yapmaz.Bu bir tür yalvarmadir.Aman ne olur sakin o tasariyi onaylamayin yoksa bizim bütün planlarimiz suya düser,halkin nazarinda oy kaybederiz anlamina gelir.

 

Su kadarinida ilave etmemde bir sakinca olmaz.Eger o tasari Amerikada kabul edilirse inanin ki bizi yönetenlerin ABD siyasetinde hicbir olumsuz etki yapmayacaktir.Cünkü bizi yönetenler ABD ile yönetmektedirler.ABD'nin elini onlardan cektigi an onlarin tepeteklak gitmeleri gerceklesir.Dolayisiyla ne Amerika'ya karsi tavir koyar tarzi ifadeler ve ne de Türkiye süper devlet olma yolunda adimlar atiyor ifadeleri gercegi yansitmiyor.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu hükümetten tek bir kişi: "uyum süreci adı altında yutturulup sürekli bir uygulamaya dönüşen AB ile Gümrük Birliği, neden o gün bu gündür hep diyot gibi, çelvalf gibi tek yönlü çalışıyor? Neden hep Türkiye'nin AB'ye ihraç mallarına kota ve gümrük, AB'nin Türkiye'ye ithal mallarına sıfır engel uygulaması sürüyor? Bu kapitülasyonun daniskası değilse nedir?" diye sormuyor acaba?

 

Gümrüksüz sınırsız mal girdisi ve iç üretimde vergilerin, enerji ve diğer maliyetlerin yüksek oluşu Türk sanayisini krize sokan baş etkendir. Topluiğneye varıncaya kadar her malın ithal olduğu, üretimin durma noktasına geldiği bir ekonominin nereye kadar dayanacağı düşünülüyor? Düyunu Umumiye bir kez daha mı dayatılacak?

 

Bir devleti iki şey ayakta tutar: 1. Güçlü mali yapı, dolu hazine 2. Güçlü, savaşa her an hazır ordu. Bu iki ayak sağlam basamazsa devlet yıkılır.

 

Pardon süper güç olma yolunda adımlar mı denmişti?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu hükümetten tek bir kişi: "uyum süreci adı altında yutturulup sürekli bir uygulamaya dönüşen AB ile Gümrük Birliği, neden o gün bu gündür hep diyot gibi, çelvalf gibi tek yönlü çalışıyor? Neden hep Türkiye'nin AB'ye ihraç mallarına kota ve gümrük, AB'nin Türkiye'ye ithal mallarına sıfır engel uygulaması sürüyor? Bu kapitülasyonun daniskası değilse nedir?" diye sormuyor acaba?

 

Gümrüksüz sınırsız mal girdisi ve iç üretimde vergilerin, enerji ve diğer maliyetlerin yüksek oluşu Türk sanayisini krize sokan baş etkendir. Topluiğneye varıncaya kadar her malın ithal olduğu, üretimin durma noktasına geldiği bir ekonominin nereye kadar dayanacağı düşünülüyor? Düyunu Umumiye bir kez daha mı dayatılacak?

 

Bir devleti iki şey ayakta tutar: 1. Güçlü mali yapı, dolu hazine 2. Güçlü, savaşa her an hazır ordu. Bu iki ayak sağlam basamazsa devlet yıkılır.

 

Pardon süper güç olma yolunda adımlar mı denmişti?

 

Sayin Demirefe,Demokrat Parti'nin isbasina gelmesi ile baslayan dincilik ve emperyalistlerden borc alma dönemi hizi kesilmeden günümüze kadar gelmistir.Emperyalist ülkelerin sinsice ve bizim basiretsiz daha dogrusu Atatürk ilke ve inkilablarini hazmedememis olan Cumhuriyet ve Laiklik karsiti yönetimlerimizin isbirligi icindeki calismalari ile Türkiye sanki Kurtulus Savasi vermis bagimsizligini tüm dünyaya kanitlamis bir ülke konumundan cikarilip emperyalistlerin güdümüne sokulmustur.

 

3 yil öncesine kadar ülkemizdeki dinamik gücler sayesinde yikici her faaliyete karsi bir cephe mevcuttu,22 Temmuz secimlerinden sonra daha da güclenen ,birtakim medyayi satin alarak kendi medyasini yaratan elindeki imkanlari Cumhuriyet ve Laiklik karsiti uygulamalar icin kullanan iktidar acik acik Türkiye LAIK Cumhuriyetine savas ilan etmistir.Önce Cankaya ele gecirilmistir.Dikkat edin en son Laik ve Atatürkcü Cumhurbaskani Sayin SEZER oldu.Sezer'in görevinin bitmesi ile Cankaya'da ki Laik Atatürkcü dönem fiilen kapanmis ve ülke dincilerin eline gecmistir.Tabiiki bunun böyle olmasi icin dinciler bos durmadilar 1923'le baslayan Cumhuriyet karsiti calismalar 2007 ile noktalandi yani dinciler kazandilar.Dincilerin kazanmasindaki en büyük amil,Atatürkcü gecinenlerin aslinda Atatürkcü degilde zamana göre Atatürkcü olmalariydi.En son Cumhuriyet mitinginden sonra o milyonlar ortadan silindi kayboldu bugün itibariyle de alnini gere gere ben Atatürkcüyüm diyen pek cikmadi ortaya.Demekki Atatürk'ü herkes kendine göre kullaniyordu.Bakin bugün gerek AKP'ler gerek Cankaya'da Atatürk'ün portreleri mevcuttur,ne varki bunlar sadece zevahiri kurtarma amaclidir.Henüz o resimleri kaldiracak döneme girilmedi ama yakindir cünkü bunu AKP AB'nin arkasina saklanarak geeceklestirecek ve karsi cikan tek bir kimsede olmayacaktir.Benim edindigim intiba söyledir.Yanlis veya dogru bu benim görüsümdür.Bugün Türkiye'de eger yüzde 47 oyla Cumhuriyet karsiti bir parti iktidara gelebiliyorsa bunun anlami,Atatürk'ü sevenlerin azinlikta kalmis olmasidir.Bakmayin ya ben AKP'yi sectim ama Atatürkcüyüm diyenlere,yalandir...

 

Avrupa Gümrük Birligi Anlasmasini Ciller imzaladi.Aynen Ulusta millete AB'ye girdik diye davul zurna caldiranlar gibi o da AB'ye girdik diye milleti uyuttu.Gümrük Birligi anlasmasi ile Türkiye üreticisi hem zarara ugratildi ama hemde Türkiye kotalarla eli kolu bagli bir hale getirildi ama en kötüsü AB izni olmadan Türkiye bir ücüncü ülke ile ticaret yapamaz bir duruma getirildi.Avrupa Birligine giremden Gümrük Birligi anlasmasi baska hicbir ülke ile yapilmadi.

 

Bir ülkeyi ayakta tutabilecek tanimlamayi cok yerinde yapmissiniz.Maalesef ülkemiz ne güclü bir ekonomiye sahiptir ve ne de dolu bir hazineye.Borc alip kredisinin faizini ödeyen bir ülkenin ekonomisinin güclü oldugunu söyleyenlere kargalar bile güler.Ekonomisi güclü olan ülke,yurttaslarinin sosyal yasamlarindan anlasilir.Hacizler almis basini gidiyor,ödenemeyen ev kredileri ile perisan olan insanlar,kredi kartlari ile yasam mücadelesi verip mecburen yenik düsen insanlar,sürünen emekliler ve kapimiza dayanmi olan IMF.Iktidar IMF'siz yapamiyor yapamazda.Milleti ihtiyacimiz olursa aliriz su anda ihtiyacimiz yok diyerek uyutanlari TÜSIAD yalanliyor.Tamamen oy avciligina yönelik bir ekonomi politikasi uygulaniyor ülkemizde.Halk perisanlari oynuyor.Ama hala iktidar ve yandaslari pembe tablolar cizmekle mesguller.

 

Güclü bir ülkenin ayakta durabilmesi icin güclü bir orduya sahip olmasi gerekir,tezine karsi cikanlarda Türkiye'yi bugünkü kisir döngünün icine sokanlardir yani iktidar ve yandaslaridir.

Prof.Dr.Anil Cecen Türkiye'nin kücültülmeye calisildigini söylüyor bunun anlami anlayanlar icin cok önemlidir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye süper devlet oluyor;kim diyor bunu önemli degil kimin dedigi,önemli olan Türkiye'nin bu gidisle hicbirsey olamayacagidir.Bakin cok taze bir örnekle neden olmayacagimizi anlatayim.

 

Bugün Istanbul Samatya'da ISKI'ye bagli iscilerin calismalari sirasinda iscilerden birinin kazmasini yanlislikla bir elektrik kablosuna vurmasi ile cikan kivilcim hemen yakindaki Dogalgaz hattina düsüp bir patlamaya neden oldu ve üc katli bir bina cayir cayir yandi Allah'tan binada fazla insan yoktu olanlarda kendilerini disari atarak canlarini kurtardilar.ISKI'ye ait isciler bu vahim durumu görünce makinalarini birakip kactilar birkac saat sonrada polis tarafindan yakalandilar.Bu olaya gülmekmi lazim aglamakmi ona ben baskalarinin adina karar veremem ama Türkiye'de hala böyle olaylar yasaniyorsa bunun adina ilerlemek,süper devlet olm ak degil ilkellik denir.Evet tek kelimeyle ilkelliktir bu.

 

Avrupada gaz,elektrik,telefon,su hatlari dogal olarak ayridir ve ayri olmak disinda oralarda calisilmasi gerektiginde calisanlara kolaylik olsun diye bazi isaretlemeler vardir.Bu isaretlere bakarak isciler,gazin nerede,suyun nerede,elektrigin nerede oldugunu santim santim tespit ederler ve kazmanin ucu ne elektrik yerine gaz hattina carpar ne de su hattina carpar.Bizde ben bildim bileli,bir yerde kazi varsa ya su borusu patlatilir ya elektrik hatti hasar görür ya da dogalgaz hatlarina dokunulur.Bunun adina ilkellik denmezde ne denir.Neme lazimciliktan öte insan hayatina deger vermemek gibi bir sonuc cikar ortaya.Yanlislikla su borusunu delen isci veya is makinesi o bölgede oturan yüzlerce insanin su ihtiyacini engeller boru tamir edilene kadar,buna kimsenin hakki olmamasi lazimdir.Kürsülere cikipta sunu yaptik bunu yaptik diye ahlam kesenlerin önce vatandasa nasil bir hizmet verdiklerine ellerini vicdanlarina koyarak cevap vermeleri gerekir.O üc katli evde oturan insanlarin bu kisin ortasinda sokaklarda kalmasinin vebalini kim ödeyecek?

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten bu ülkenin en büyük handikapı raslantılarla yaşamak, "allah bilir" mantığı... Yani bizim bilmemize gerek yok. Bir yerlerden elektrik geliyor ama, bu elektrik nerden geliyor, allah gönderiyor işte... Kazmayı vurduğumuzda veya kepçeyi taktığımızda bu kablonun kopacağını, bu kablonun nerden geçtiğini mutlaka bilmemiz gerektiğini bilmiyoruz.

 

"Allah bilir" demenin, o işi hiç kimsenin bilmediği anlamına geldiğinin ya farkında değiliz, ya kolayımıza, işimize geliyor, maalesef. Bu anlayışımız, çözümü hep yukarılara havale etme, çözülemedikçe daha yukarılar tarafından çözülmesini bekleme alışkanlığımız bizi bitiren.

 

Sorun mu var? Devlet büyükleri bilir. Silah mı yok, bir büyük devlet verir. Sanayi mi yok, bir büyük devlet gelir kurar. Para mı yok, büyük devletler kredi açar. Onların bile veremeyeceği isteklerimiz mi var? Allah verir. Dilimize pelesenk ederiz "her şeyi devletten beklemeyelim" diye ama her şeyi bir yerlerden bekleriz. "Eğitim şart" diye dalga geçeriz. Tek yapabildiğimiz şey, mizah. Yani sanmayın, geçmişte farklıydı. O zaman da gerekli her şeyi ya devlet veriyordu, ya daha yukarısı. Değirmenin suyu asla sorgulanmamıştır.

 

Yani gerçekten Deli Dumrul gibiyiz. "Akıl, mantık gerekmez. Zor, oyunu bozar. Dediğim dedik. Allah kerim." Kısa bir özetle fikir yapımız bu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye süper devlet oluyormus, duy ama gülme cünkü bunlari iddia edenlere gülünmez sadece bakilir ne amaca hizmet veriyorlar olmalarina.

 

Türkiye süper güc oluyormus, herhalde süper güc olmanin verdigi gücle günlerden beri Amerikan Temsilciler Meclisinin Dis iliskiler Komitesinde oylanacak olan Ermeni Tasarisini önleme cabalari veriliyor. Bu nasil süper güc böyle. Cin Obama'nin Dalai Lama ile görüsmesini sadece protesto etti. Ama ne diplomatlarini lobicilik yapsin diye Amerika'ya gönderdi, ne Yahudi kuruluslarindan yardim bekledi ne de Amerika'ya bak böyle yaparim söyle yaparim sakin ha dedi. Türkiye birkac gündür etekleri tutusmus tasariyi engelleme gayreti icine girmis. Sanki Amerika'nin umurundaydi. Amerika kendi siyasetini yapiyor, baskalarindan icazet alarak devletini yönetmiyor Amerikali yöneticiler. Amerikali yöneticiler askerleri ile kavga etmiyorlar. Amerikan medyasi askere hakaret degil iltifat ediyor.

 

Ermeni tasarisinin gecmemesi icin caba verenler, Ermenistan'la protokol imzalamayin diyenleri ne kadar da hakli cikariyor. "Bu protokülü imzalarsak Ermeni sorununuda hallederiz" diye ahkam kesenler simdi ne kadar yanlis yaptiklarini anlamislardir. Anladilarda ne oldu? Hic birsey, yarin yine Amerika söyle yap diyecek bizimkilerde yapacaklardir. Zaten gösterilen cabalarin asil nedeni Ermeni tasarisi degil, Ermeni tasarisinin gecmesi ile Amerika-Türkiye iliskilerinin biraz sogumasidir ki bu da bugünkü AKP hükümetinin kolay kolay risk edemiyecegi bir seydir. AKP Amerikaya muhtactir onunla ayakta durmaktadir, Amerika ile arasi acilinca AKP gidecektir, iste AKP'nin korkusu budur. Bu nedenle AKP Anayasa degisikligine yargi reformuna soyundu, bir an önce kendi anayasasini ve kendi yargisini yaratip iktidarda kalabilme sansini elde etmek icin.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu ermeni vakasında ileri sürdüğümüz koz'a bir bakarmısınız?

-45 milyar dolarlık askeri alımları durdururuz!

Bence Amerikalıları bu kesmez.En iyisi Bin ladin'e siyasal sığınma hakkı veririz olmalı idi.

Şu milyar dolarlık anlaşmalar fabrika-limanlar-sağlık-eğitime gitse olmuyor mu?

Olmaz.İnsan öldürmeye aktarılan milyarlarca dolar

Bence kırkbeşmilyar doların yarısını bu tasarıyı hazırlayanlara verelim.Birdaha da böyle temcit pilavı yapmasınlar.Gitsinler kuru fasulye pişirsinler.

Sevgilerimle,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kerkük Sorununa Çözüm Türk İslam Birliğidir

 

Milletimizle aynı soydan gelen, aynı dili konuşan, aynı inancı paylaşan mazlum bir halkın haklarının korunması Türkiye'nin tarihi bir vazifesidir. Türkmen kardeşlerimizin huzur ve refahı, Türkiye için hem tarihi, hem ahlaki hem de siyasi bir sorumluluktur. Bunun sağlanması ise ancak Türk-İslam Birliği'nin kurulmasıyla mümkün olacaktır. Büyük acılar ve sıkıntılar yaşanan bölgede barışın hakim olması için, daha fazla geç kalınmadan, bir an önce Türk-İslam Birliği'nin kurulması yönünde adımlar atılması gereklidir. Türk İslam Birliği, aynı zamanda Irak'taki tüm Müslüman kardeşlerimizin huzuru, kurtuluşu, mutluluğu için de gerekli ve elzemdir.

 

• Musul toprakları Birinci Dünya Savaşı sonunda, uluslararası hukukun gereklerine aykırı olarak ve bölge halkının istekleri gözetilmeden yeni kurulan Irak Cumhuriyeti'ne verilmiştir. Oysa, Lozan Konferası'nda İsmet Paşa'nın sunduğu tarihi, coğrafi, siyasi ve kültürel deliller tarafsız olarak değerlendirilse, uluslararası kanunlar uygulansa ve bölgede halkın ve Türkiye'nin istediği halkoylaması yapılmış olsa, bugün bu topraklar Türkiye'nin bir parçası olacaktı. Bu bilinmesi ve asla unutulmaması gereken bir gerçektir.

 

 

• Bu gerçeğin anlamı, elbette Kuzey Irak'ı yeniden ele geçirmek değildir. Büyük Önder Atatürk`ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesine sonuna kadar bağlı olan devlet erkanımız, başta Türk Silahlı Kuvvetleri`nin Komuta Kademesi olmak üzere, Türkiye`nin Kuzey Irak`a yönelik bir işgal hedefinin ve niyetinin hiçbir zaman var olmadığını defalarca ifade etmişlerdir.

 

 

• Ancak Türkiye, bu topraklarda yaşayan soydaşlarımızın ve elbette diğer tüm toplumların yaşadıkları acı ve sıkıntıları göz ardı edemez. Yaklaşık 90 yıldır yabancı devletler tarafından yok sayılan ve Irak yönetimleri tarafından da asimile edilmeye çalışılan Türkmen kardeşlerimizin güvenliğinin sağlanması, asırlar boyunca bölgede hakimiyet sürmüş bir İmparatorluğun varisi olan Türkiye'nin vicdani sorumluluğudur.

 

 

• Türkmen kardeşlerimiz, ülke yönetiminde eşit söz hakkına sahip olmalı, diledikleri gibi ticaretlerini yapabilmeli, günlük yaşamlarını tüm haklara sahip olarak sürdürebilmeli, ibadetlerini özgürce yerine getirebilmeli, dillerini kullanabilmeli, hepsinden önemlisi can ve mal güvenliklerinin sağlandığından emin olmalıdırlar.

 

 

• Saddam yönetimi boyunca bölgedeki tüm halklar çok büyük acılar çekmiştir. Yalnız Türkmenler değil Kürtler, Sünni Araplar ve diğer halklar da ciddi kayıplar vermiş, korku ve dehşet dolu günler yaşamıştır. Bu tarihi acılardan alınması gereken bir ders vardır. Bugün tüm halkların birarada huzur ve güvenlik içinde yaşaması imkanı oluşmuştur. Bu imkanı, hak ve adalet çerçevesinde bir düzen inşa ederek değerlendirmek varken, bir toplumun diğerini ezerek ve yok saymaya çalışarak hakka, hukuka ve vicdana sığmayan uygulamalar yapması kabul edilemez.

 

 

• Bölgede akan kanın durması, Osmanlı dönemi boyunca hakim olan barışın yeniden tesis edilmesi, bölgede kardeşlik ve sevgi temelinde bir birliğin inşa edilmesiyle mümkündür. Geçmişte yaşananlar, geçmişte bırakılmalı, aydınlık bir geleceğin inşa edilmesi için tüm toplumlar uzlaşı ve hoşgörü ruhuyla hareket etmelidir. Aynı tarihe ve kültürel değerlere sahip, aynı inancı paylaşan bölge halkı birbirine anlayışla, saygıyla, sevgiyle yaklaşmalı, birbirinin düşmanı ve hasmı değil, koruyucusu ve hamisi olmalıdır.

 

 

• Allah Kuran'da Müslümanların birbirlerinin kardeşleri olduğunu bildirmiştir. Müslümanların aralarındaki bazı kültürel farklılıklar birer ayrım unsuru değil, tam tersine topluma renk katan çeşitlilik ve zenginlik olarak görülmelidir. Ve bu kültürel farklılıklar asla herhangi bir çatışmaya temel edinilmemelidir. Allah'ın Müslümanlara emri, "Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak, dağılıp ayrılmamaktadır." Bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Türkmenler bu gerçekleri asla göz ardı etmemelidir.

 

 

• Türkiye sahip olduğu geleneksel barışçı dış politikayı ve tarihin kendisine yüklediği "Osmanlı vizyonu"nu birleştirerek bölgeyi kucaklamak, bölge halkının tümünü kazanmak, onları ortak değerler üzerinde birleştirecek ve Türkiye`ye sempatiyle bakmalarını sağlayacak bir "kültür politikası" ve ekonomik atılım başlatmak durumundadır. Türkiye`nin "Musul-Kerkük Politikası"nın temelinde, bu bölgeyle zaten var olan kültürel ve ticari bağların güçlendirilmesi, bölgede istikrarsızlık ve kargaşanın önlenmesi, bölge insanlarının kalplerinin ve zihinlerinin kazanılması olmalıdır. Tüm bunların gerçekleştirilmesinin en önemli yolu ise Türkiye'nin önderliğinde, hakimiyetindeki tüm devletlerin üniter yapısını koruyan ve laik sistemiyle halkların din ve düşünce özgürlüklerini güvence altına alan, Türk-İslam Birliği'nin bir an önce tesis edilmesidir.

 

 

• Bu birliğin sağlanması için devletler arasındaki ortak paydaların iyi değerlendirilmesi son derece önemlidir; dil de bu paydalardan biridir. Türki Cumhuriyetler arasında Türkçe'ye dayalı dil birliğinin sağlanması toplumların birbiriyle kaynaşmasına neden olacaktır. Dil birliği konusunda yapılacak atılımlar Türk-İslam Birliği hedefi için büyük katkı getirecektir. Kanaatimizce Türk devletleri arasında dil birliğinde esas alınması gereken Türkçe ise "Türkiye Türkçesi"dir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Islam Birligi Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin lagvedilmesidir.Bunun mimarligini AKP proje amirligini ise AB-ABD yapmaktadir.Türk Silahli Kuvvetlerine karsi girisilen savasin nedeni budur.Anayasa degisikligi ve yargi reformu adi altinda AKP ANAYASASI VE AKP YARGISI olusturulmak istenmektedir.Türkiye ancak Atatürk'ün devrimleri yönünde hareket ettigi sürece süper devlet olabilir.Islam Birligi adi altinda dün bizi sirtimizdan hancerleyen Ingiliz isbirlikcileri ile birlik olmakla, dün Türkiye'yi isgal edenlerle, parcalayanlarla ve onlarin süper gücü Amerika ile kuzu sarmasi olmakla Türkiye ancak sömürge olur süper güc degil.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Islam Birligi Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin lagvedilmesidir.Bunun mimarligini AKP proje amirligini ise AB-ABD yapmaktadir.Türk Silahli Kuvvetlerine karsi girisilen savasin nedeni budur.Anayasa degisikligi ve yargi reformu adi altinda AKP ANAYASASI VE AKP YARGISI olusturulmak istenmektedir.Türkiye ancak Atatürk'ün devrimleri yönünde hareket ettigi sürece süper devlet olabilir.Islam Birligi adi altinda dün bizi sirtimizdan hancerleyen Ingiliz isbirlikcileri ile birlik olmakla, dün Türkiye'yi isgal edenlerle, parcalayanlarla ve onlarin süper gücü Amerika ile kuzu sarmasi olmakla Türkiye ancak sömürge olur süper güc degil.

 

 

saygilarla

Islam birligi yok Hiristyan birligi bunlar gülünc olaylar yunanistan avrupa birligine girdiginde ben burada yazdim yunanistan bir asir gecsede bize yetisemez.. Bu budur, onlarda muhakak hayel kurmustur süper güc olacagiz medeniyet bizde ver elini euro süper gücüz.. Adamlar simdi ne diyor adalarini sat !!!

 

Bizimkilerde ver elini petrol bizde akilli müslümanlik var ver elini Islam birligine zannediyorum petroldan önce onlarin medeniyeti icinde boguluruz :)

 

Bize Araplar neyimizi sat der orasini bilemem bilen birisi muhakak cikar !!!

 

Abi ya bu ne hayaller..Birliklere katilan süper güc oluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Islam Birligi denilen olay aslinda BOP'un bir farkli versiyonudur.Islam Birligi adi altinda Türkiye'nin bir kutuba itilmesi ve pasiflestirilmesidir.Türkiye Bati'dan göremedigi güveni Araplara yaklasarak elde etmeye calisiyor.Aslinda Islam Birligi dedikleri olay Türkiye'nin bu Birlik kamuflaji altinda Amerika'nin müstesarligini yapmasidir.Suriye.Iran,Irak yakinlasmasi tamamen Amerika'nin stratejik planlarinin koordinesini gerceklestirmektir.Dikkat edilirse,Türkiye bu ülkelerle iliskilerinde hep ayni telkini kullanmaktadir:Artik silahlanmayi birakin,görüsmeler yoluyla Birlesmis Milletler kararlarina uyun telkinidir bu.Yani Amerika'nin istedigi bir siyaset takip edilmektedir.Ermenilerle yakinlasma siyasetide yine Amerika'nin Kafkas politikasi cercevesinde olmustur.Ne varki Türkiye'nin bu sadakati Ermeni tasarisini kabul edilmesini önleyememistir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Türkiye’nin süper devlet olma yolundaki müthiş adımları tüm dünyada hissediliyor

 

‘Türkiye yeni bir Osmanlı olma yolunda mı?’ başlıklı yazımda Türkiye’nin Ortadoğu’da çok güçlendiğini, Osmanlı İmparatorluğunun tekrar kurulabileceğini ve tüm Türki Cumhuriyetlerin de, İslam ülkelerinin de bunu gönülden desteklediğine değinmiştim. Hem Türkiye’de hem de dünya basınında Türkiye’nin bu süper devlet olma yolunda nasıl hızlı adımlarla ilerlediğini gösteren haberlerler yankılanıyor. Neredeyse her gün çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Bildiğiniz gibi yazılarımda daima gelişmeleri aktarmak ve gerçekleri tam olarak gözler önüne sermek istiyorum. Basında arada rastlanan haberler belki bir kişinin gözünden kaçabilir ama bütün gelişmelere aynı anda bakıldığında inkar edilemeyecek bir tablo ortaya çıkmaktadır.

*

*

"TÜRKİYE'NİN ESKİ OSMANLI COĞRAFYASINDA KURACAĞI EGEMENLİĞİN İZLERİNİ ŞİMDİDEN GÖREBİLİRSİNİZ.SÜREÇ ZATEN BAŞLADI… "

 

Bu söylemi uzunca bir süredir dinliyoruz. Fakat söylemin zikrediliyor olmasından daha feci yanı, zikredenlerin buna gerçekten inanıyor olması.

 

"Yeni bir Osmanlı", "Süper Devlet".

 

Şimdi ben biraz gerçeklerden bahsedeyim. Süper devletlerin ortak özelliği nedir ? Ekonomi, teknoloji, ağır sanayi, silah sanayi, ithalat-ihracat oranı, enerji gibi alanlarda dünyanın geri kalanından ileride olan devletlerdir.

 

Türkiye, ekonomi, teknoloji, ağır sanayi, silah sanayi, enerji gibi alanlarda dışarıya bağımlı olan, bırakalım teknoloji ihracını kendi iç pazarında satılan teknolojik ürünlerin %1'inin bile teknolojisi kendisine ait olmayan, enerji ihtiyacının %73'ünü dışarıdan karşılayan, ordusunun savaş gücü tamamen başka ülkelerin ürettiği silahlarla oluşturulan, ithalatı ile ihracatı arasında ihracatı aleyhine uçurum kadar fark bulunan bir ülke...

 

"Şu partinin lideri şöyle dedi" "şu gazete abi gelin başımıza geçin dedi" gibi argümanlar yerine, "süper devletler" ile Türkiye arasındaki farklara, yani gerçeklere bakın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu söylemi uzunca bir süredir dinliyoruz. Fakat söylemin zikrediliyor olmasından daha feci yanı, zikredenlerin buna gerçekten inanıyor olması.

 

"Yeni bir Osmanlı", "Süper Devlet".

 

Şimdi ben biraz gerçeklerden bahsedeyim. Süper devletlerin ortak özelliği nedir ? Ekonomi, teknoloji, ağır sanayi, silah sanayi, ithalat-ihracat oranı, enerji gibi alanlarda dünyanın geri kalanından ileride olan devletlerdir.

 

Türkiye, ekonomi, teknoloji, ağır sanayi, silah sanayi, enerji gibi alanlarda dışarıya bağımlı olan, bırakalım teknoloji ihracını kendi iç pazarında satılan teknolojik ürünlerin %1'inin bile teknolojisi kendisine ait olmayan, enerji ihtiyacının %73'ünü dışarıdan karşılayan, ordusunun savaş gücü tamamen başka ülkelerin ürettiği silahlarla oluşturulan, ithalatı ile ihracatı arasında ihracatı aleyhine uçurum kadar fark bulunan bir ülke...

 

"Şu partinin lideri şöyle dedi" "şu gazete abi gelin başımıza geçin dedi" gibi argümanlar yerine, "süper devletler" ile Türkiye arasındaki farklara, yani gerçeklere bakın...

 

Bir devletin süper devlet olma kriterleri nelerdir diye bir belirleme var mıdır, süper devlet neye göre belirleniyor gibi soruların en azından günümüz dünyasında bir cevabının olduğunu sanmıyorum. Çünkü Roma İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu gibi imparatorluk dönemlerinde belki böyle bir şeyden bahsedilebilirdi ve ölçü nispeten de olsa rakipsizlik ya da tek rakiplilik olarak görülebilirdi. Bugünkü hale bakıyoruz, Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, İsrail ve hatta Almanya süper güç diye anılıyor. Dünyanın bu kadar süper gücünün bulunması çok fazla mantıklı değildir.

Ancak süper değilse de güçlü olabilmenin bir kriteri olarak gündeme alınması ve tartışılması gereken bir husus vardır ki o da bugünkü gazete haberlerinde yer almaktadır. Haberlere göre (çeşitli gazete haberleri) Türkiye'nin gelir vergisi mükelleflerinin ilk 100 listesinde 87 kişi İstanbul ve Ankara'dan, 79 İstanbul, 8 Ankara). Bu veri bırakın süper güç olmayı, çökmeye yüz tutmuş bir ülke olup olmadığımızın delili olarak değerlendirilebilir mi, değerlendirilemez mi? İkinci bir soru, listede ilginç bir durum var, bu listede ilk yüz sıralamasında Beyazıt Öztürk, Cem Yılmaz, Acun Ilıcalı ve Mehmet Ali Erbil yer almaktadır. Bu kişilerin reel üretime ne gibi katkı sağladıkları konusu tartışılmalı mıdır, tartışılmamalı mıdır?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sempati ve bakış açısının insan düşüncelerine nasıl bir subjektif yön verdiğine dair güzel bir örnek bana göre...Konu mesajında yazılanların tam tersini düşünüyorum..

 

 

Türkiye hiç bir zaman kendini ifade edemedi..Yobaz ve gericilikle uğraşan bir TSK kurunun yanında yaşlarıda yaktığı için,dini görüşünün dayatmasını iliklerimize kadar hissettiren (kendimizi ateist gibi hissediyoruz nerdeyse) bir hükümetimiz olduğu için,muhalefet ise ancak her koşulda "karşı olmak" felsefesine göre hareket ettiği için dünyanın bizi kaale almaması gayet normal.."Yüzümüzün bir yanı batıya bir yanı doğuya dönük" dedik yıllarca ..İkiyüzlü global yalakalığın sınırlarını ne kadar zorlamışız..Bize artık kimse inanmaz.."Türk'ün dünyada Türk'ten başka dostu yok" deyişi boşuna anlam kazanmamış..Sonuna kadar haketmişiz..Bu dünyada yüzü hem batıya hem doğuya dönük olupta saygıdeğer bir durumda olan kaç tane devlet var?...Hadi saygıdeğer demeyeyimde kendini bir yere ait hisseden?...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sempati ve bakış açısının insan düşüncelerine nasıl bir subjektif yön verdiğine dair güzel bir örnek bana göre...Konu mesajında yazılanların tam tersini düşünüyorum..

 

 

Türkiye hiç bir zaman kendini ifade edemedi..Yobaz ve gericilikle uğraşan bir TSK kurunun yanında yaşlarıda yaktığı için,dini görüşünün dayatmasını iliklerimize kadar hissettiren (kendimizi ateist gibi hissediyoruz nerdeyse) bir hükümetimiz olduğu için,muhalefet ise ancak her koşulda "karşı olmak" felsefesine göre hareket ettiği için dünyanın bizi kaale almaması gayet normal.."Yüzümüzün bir yanı batıya bir yanı doğuya dönük" dedik yıllarca ..İkiyüzlü global yalakalığın sınırlarını ne kadar zorlamışız..Bize artık kimse inanmaz.."Türk'ün dünyada Türk'ten başka dostu yok" deyişi boşuna anlam kazanmamış..Sonuna kadar haketmişiz..Bu dünyada yüzü hem batıya hem doğuya dönük olupta saygıdeğer bir durumda olan kaç tane devlet var?...Hadi saygıdeğer demeyeyimde kendini bir yere ait hisseden?...

 

Katıldığım forumlarda bir gecede aynı isme değil iki kere bir kere dahi iltifatta bulunmam vaki değildir, tabii bu forumlardaki insanların eksikliğinden değildi, benim körolası kibrimdendi. Ancak Sayın Evvelsiz bu gece ihtişama yol almakta kararlı gibi, bize de düşen kibri terk edip seyretmek olmalı. Hiçbir şeyi bilmeyen insanlar dahi ihtişama yol alışı takdir ederler, benim hiçbir şey bilmeyenlerden bari eksiğim olmasın :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu hükümetten tek bir kişi: "uyum süreci adı altında yutturulup sürekli bir uygulamaya dönüşen AB ile Gümrük Birliği, neden o gün bu gündür hep diyot gibi, çelvalf gibi tek yönlü çalışıyor? Neden hep Türkiye'nin AB'ye ihraç mallarına kota ve gümrük, AB'nin Türkiye'ye ithal mallarına sıfır engel uygulaması sürüyor? Bu kapitülasyonun daniskası değilse nedir?" diye sormuyor acaba?

 

Gümrüksüz sınırsız mal girdisi ve iç üretimde vergilerin, enerji ve diğer maliyetlerin yüksek oluşu Türk sanayisini krize sokan baş etkendir. Topluiğneye varıncaya kadar her malın ithal olduğu, üretimin durma noktasına geldiği bir ekonominin nereye kadar dayanacağı düşünülüyor? Düyunu Umumiye bir kez daha mı dayatılacak?

 

Bir devleti iki şey ayakta tutar: 1. Güçlü mali yapı, dolu hazine 2. Güçlü, savaşa her an hazır ordu. Bu iki ayak sağlam basamazsa devlet yıkılır.

 

Pardon süper güç olma yolunda adımlar mı denmişti?

 

Türkiye bir sömürge ülkesi olmuştur o yüzden.

Bunu otoyol yapan Akp yönetimininde görebiliriz.

İstanbul'da Metrobüs adında bir uygulama var dünyanın en ilkel ulaşım yöntemlerinden biridir. İstanbul Belediyesi yaptığı yatırımları anlatır fakat bu yatırımlar nedense İstanbul'un ne trafiğini ne de yapılaşmasını geliştirmez. Konuttan anladıkları TOKİ'nin o ********* binaları, yatırımdan anladıkları otoyoldur. Bu ikisi sömürü düzeninin olmazsa olmazıdır. Türkiye Devleti halkçılıktan uzaklaşmıştır. Tamamen holdinglere ve süper zenginlere çalışmaktadır.

Yapılan düzenlemelerde halk yararına herhangi bir atılım göremezsiniz. Hepsi zengine yöneliktir. Özelliklede yabancı sermaye daha da zenginleştirilir ya da onların yerli ortakları. Bunun adıda gelişim değildir. Hele Osmanlı'nın örnek alınacak bir tarafı yoktur. Osmanlı kontrolsüz büyümüştür. Zamanının süper gücü olmuştur fakat nasılları bellidir aynı zamanda çöküşü ise tam bir felakettir. Nasıl çöktüğünü bu arkadaşlara hatırlatmak gerekir. Üstelik Osmanlı milliyetçi değil hanedancıdır. Padişahların çoğuda devşirmedir. Ve hanedana sahip çıkmak için her yolu denemişlerdir. Kardeş katili suiskatçı olmak pahasına...

 

Türkiye'nin bu hükümetle Ortadoğuda bir güç olması düşüncesi büyük bir hayal. Zaten görünen ortada. Bölgede Türkiye nedir? Amerikan uşağı ve Avrupa'nın pazarı değil midir? Herkese taviz veren ve kendi çıkarlarını terkedip küresel güçlerin çıkarlarına teslim olan bir ülke gelişmiş değil bölünmekte olan bir ülkedir.

 

7 yıldırda kendi pimini çeken bir el bombası gibi sonunu hazırlamaktadır. Tam bağımsızlık bir hayal artık. Kuşatma gerçekleşmiş tüm kurumları ele geçirilmiş ve bunun adını gelişme koymuşlar... :)))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk'ün tarihe malolmus dis iliskilerle ilgili önemli sözleri vardir,bunlardan;"Her ne kadar Bati ile iliskilerimize önem veriyorsakta,kökenimizin Dogu'dan geldigini unutamayiz."sözü O'nun gözünde Bati ve Dogu'nun nasil anlam kazanmis oldugunu aciklar.Bu sözü basbakan Erdogan kendisine adapte ederek;"Bati'ya yöneldiksede Doguya arkamizi dönmedik"diyerek carpitti.Türkiye'nin Dogu ile olan iliskilerine baktigimizda,bu iliskilerin Bati ile oldugu nispette olmadigini görürüz.Ermenistan'la baslayan dialog Erdogan ve Gül'ün inisyatifleriyle degilde dayatmalar sonucu oldugu artik bir gercektir.Iran'la olan iliskilerimiz ise Bati'nin sözcülügünü yapmaktan öte bir iliski degildir.Azerbaycan dislanmistir.Türki Cumhuriyetlerle bireysel baz disinda Siyasi Kültürel hicbir aktivite yoktur.Dolayisiyla Türkiye'nin bir Kafkas politikasi yoktur olanida almis oldugu direktiflerin disina cikamayan politikalardir.Türkiye AKP iktidariyla Dogudan cok Güneye yani Arap komsularimiza yönelmistir.Bu yönelme AKP'nin zaten ideolojik Osmanli ve Islam durusunun yanisira Bati'nin siyasi cikarlarina uygun bir yönelmedir.Bati,Israil'e karsi Türkiye'yi kullanarak Türkiye'yi Islam Birligi icine cekmektedir.Bu hem Batinin siyasi ama hemde AKP'nin ideolojik cikarlarina uygundur.

 

Arada bir Osmanli'cilik ruhunun dillendirildigine sahit olmaktayiz.Erdogan'i padisah olarak görenlerin varligini biliyoruz.Akit Gazetesi Osmanlicilik yayimlari yapiyor.Mehmet Sevket Eygi,"HER MÜSLÜMAN OSMANLICI OLMALIDIR"diyor.Hatirladigimiz kadariyla ABD'nin bir Osmanli Haritasida yayinlanmisti bundan bir süre önce.Bunlar muhakkak ki birer hayal olmaktan öte degildir.Böyle bir olusuma gecit verilir verilmez onu bilmiyorum.Ama Lotto oynayanlar hep 6 tutturmak ümidiyle hayaliyle yasarlar.Tutmaz tutmaz ama acaba gün gelir tutarmi?Buda ayri bir tartismadir.

 

Cok partili rejime gecmeden önce Avrupa'nin siyasi ortami harplerle doluydu.Türkiye o günün sartlarina göre yönetilmeliydi ve de yönetildi.Siyasi yanlisliklar muhakkak ki yapilmistir,bunu zaten inkar edemeyiz.Ama 1950 öncesinin siyasi sartlarini bilenler Türkiye'nin o günkü sartlara uyum saglamasi gerekliligi noktasinda saniyorum celiskiye düsmez.Eger partizanca bakilmazsa.1950 yili itibariyle,Türkiye adim adim Atatürk'ün cizmis oldugu dis siyasetten uzaklasmis ve tamamiyla Batiya yönelmistir.Hatta yöneltilmistir.Türkiye'nin basina hangi coraplar örüldüyse bunlarin örülmesine imkan veren ortam 1950 yili ile baslamistir.Tarihi dogru okumamiz gerekiyor.Tarihe tarih olarak degilde resmi tarih veya kisilerin tarihi gözüyle bakarsak yaniliriz.Kistaslar önemlidir.Ideolojik beyinlerin yazmis oldugu tarihler objektif degildir.

 

Süper Devlet olmamizin önü 1950 DP iktidari ile kesilmistir.Bunu isteyen redetsin isteyen etmesin ama dogrusu budur.Cumhuriyetle birlikte kurulmus olan sanayi isletmeleri DP döneminde ya gerekli ilgiyi gerekli destegi göremeyip kapanmistir veya kapatilmistir.Ilk yillarda görülen hizli gelismeler yavas yavas duraganlasmis ve 1957 secimleri ile de tamamen durmus bütce acik vermeye baslamis karsiliginda kredilerle bu acik kapatilmaya baslanmis,bu gidisin gidis olmadigini dile getiren muhalefet,iktidarin gazabina ugramaya baslamistir.Türkiye'de belkide iktidarin yikilmasina en cok sevinen kesim o iktidari oylariyla secen halk olmustur.

 

Türkiye süper devlet olma yolundaki sansini kaybetmistir.Bu sans hala yoktur cünkü ne halkimizda ne de partilerimizde böyle bir güc olmaya tesni bir durus vardir.Bakin biz hala neden aya gidemedigimizi degilde neden kizlarin türbanla okula alinmayisini taritisiyoruz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir devletin süper devlet olma kriterleri nelerdir diye bir belirleme var mıdır

 

;

 

Süper devletlerin ortak özelliği nedir ? Ekonomi, teknoloji, ağır sanayi, silah sanayi, ithalat-ihracat oranı, enerji gibi alanlarda dünyanın geri kalanından ileride olan devletlerdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.