Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2009 Simdi aklima yazilara bir göz gezdirince ne aşklar.. zevkler aklima geldi.. mezarin basinda aşkını bekleyen, sigarasin´la aşkını söndüren... neler neler HEPSI YALAN izledigim izlenimler Ülkemde? Herkes aşık ama ne aşık.. ya bey´e ya paşa´ya.... Kadına, çalışma´ya, işe aşık olan yok Kadına, Aşık olan var mi? Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2009 sıgınacak bir yer yok ortasında bir fırtınanın çaresizlikler üstüne gelirken korkunun faydası yok bu sahadan yenik ayrılmak bir rövanşı yok kabullenmek efendilikse isyankar bir kölelik daha iyi değil mi? çok ağlarsan çok bağırırsan eğer gerimi verilecek çok istediklerin? birlikte yaşanabilecek güzel günlerin hayali ne zaman çıkıp gidecek aklımdan? ne zaman eskisi gibi olup alışabileceğim sıradan günlere bir yolu yokmu bunun hiç bilmeseydim mesela yada unutabilseydim her gece alkolle uyuşturup aklımı sarhoş olmadan uyuyabilseydim sığınacak bir yer yok ölümcül bir hastalığın pençesinde ötenazi hakkımı benden saklı tutuyorlar atları bile vurmuyorlarmı bir daha ayağa kalkamayacaksa eğer bu sürüngenlik bana göre değil... bitmedimi söyleyeceklerim? kimlerin sofrasına meze oluyorum okundukça kimlerin hislerini anlatıyorum kaç insan tatmin ediyor kendini paylaştıkça sözlerimi katlanılır görüyor bu hayatı sığınacak bir yer yok kaybolmuş ruhların tesellisi bunlar mutlu insanların aramızda yeri yok sevda ucuz amerikan filmlerinde kaldı artık türkçe dublajlı yalanlara karnımız tok en sakinimiz umudunu hala koruyabilen umutsuzlarımızın dilinde küfürler inkar kime, inkar neyi? en sorumsuzu dağ başında çoban, biz çoktan geçtik bile bile üstelik geri dönüşü olmayan çizgileri... sığınacak bir yer yok bağımlılıklar uyduruyoruz kendimize hayatta kalabilmek için yaşamak diyoruz adına bunun yaşamak her sabah uyandığımızda biraz daha çirkin... çok güveniyor kendimize büyük oynuyoruz oynamak elde avuçta ne varsa inanmadan kazanacağımza umutsuzluk bulaştırıyoruz en yakınımıza sokulana karanlık büyüyor farkı kalmıyor gözlerini yummakla acıtırcasına gözbebeklerini açmak arasında çok üzgünüz belkide anlamasın diye başka hiçkimse gülümserken tanıdık yüzlere iyi oyuncular olup çıkıyoruz işin içinden bu sahne bu dekor bu figüranlar arasında gerektiği kadarını yaşayıp çekildiğimizde kendi içimize kendimize ağlıyoruz imlası bozuk bir türkceyle itirafa soyunurken çılgınca bir suskunluğu soğuk bir yatakta uyumaya çalışmak gibi ağustos sıcağında bir yanım alev alev diğer yanım buz tutmuş dudaklarım titrerken öpmeye çalışmak alışmak çok mutluymuş gibi oturup bir nikah masasına hayatını takas etmeye çalışmak bir yabancıyla çok mutluymuş gibi fotoğraflarda yer tutmak Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2009 bir sabahın oluşu gibi bakışlarının düştüğü yerde olmak özlenmeyi bilmek senin tarafından istenmek susmaya çalışırken tutamamak kendini berbat etmek bir çuval inciri yüzsüzlük edip utanmadan istemek vaat edilen sen değildin belki feragat edip hakkımdan sana hazırlanmak boyun eğmek bu yıkıma gönüllü bir esareti seçmek snsuz bir özgürlük yerine senin olmak var olduğun için hangi tanrıya şükretmeli var olduğun için bu yaşamak denen oyun daha katlanılır ne zaman bırakıp gitmek istesem sesin düşer aklıma kal dediğin her an yeniden bağlanır unuturum tüm karamsarlıkları yeniden başlarım türküme sanki hiç susmamışım gibi kal dediğin her an yeni bir çiçek açar kurumuş çoraklığımda solmasın diye her sabah ben ağlarım... seninle sevişmek böyle birşey bitti dediğim her anda küllerimden doğar daha güçlü ayağa kalkarım sana soyunur bu beden senden başka hicbir kadına böylesine büyük bi ateşle yanamam senden sonra hiçbir kadına bu kadar kolay teslim olamam.. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2009 zamanla geçiyormu? az önce öpülmüş dudaklarının ıslaklığı? kalbin deli gibi çarparken unutuluyormu kulaklarındaki o uğuldama öğreniyormu insan yaşamayı herşeye rağmen yenilmiş bir kalple arkasına bakmadan yürümeyi? zamanla inkar edilebiliyormu inandığımız? dimdik ayakta yaşarken bir ömrü saygıdan değil zavallılıktan karşısında diz çöküp uysal bir kölelikle inkarlarımız en büyük sözlerimizi kelime oyunlarına sığınıp saklandığımız... görünmez olunabiliyormu? zamanla... unutabiliyormu insan bütün yol boyunca elinde tuttuğu eli terleyen bir otobüs yolculuğunda omzu uyuşşsada başının altında o saçlarının kokusu yokmu işte o koku sabah uyandığında yanındaki yastığa sinen o koku uçup gidiyor mu? zamanla... bir kadeh rakı bir kaç satır mısra belki de unutulacak ayıldıktan sonra bir hayale kapılmak olmayacak belki insan kanmayacak ama yaşanmışlık içinde o eskimiş an'lar için yenilerine surat asıp nankör bir köpek gibi hep mutsuz hep hırlayarak bakmak hayata geçer mi bu öfke? sakinleşir mi insan zamanla.... o tutkusu dokunuşların etin ete değmesi ışık bile utanır giremez araya soğuk tutuşur alevleri sararken bedeni o kadar yoksul bir o kadar zengin bir sevişme anı düştüğünde aklına aylar geçsede aradan tahrik olmaz mı artık insan etkisi geçermi bunun zamanla... düşünmekten yorgun düşer duası yetmez kaderine uyanası gelmez bir zamanlar sığamadığın şimdi ise bir türlü dolduramadığın o yatakta yapayalnız ve kederli kaybolan yıllardan arta kalan şerefli bir yenilgi ne zaman kazandık ki biz? şimdi bırakıp kendimizi zamanın nadasına herşey düzelecek diye umut sarıyoruz kırıklarımıza... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2009 esaslı bir orgazmın ardından bir sigara daha yakmak karanlığa inat kızıl bir kıvılcım dudaklarının ucunda sessizliğe inat derin bir iççekişle başlamak konuşmaya yorgunluk nasılda tatlı bırakmak kendini terden sırılsıklam olmuş az önce sevişmiş hala sakinleşmemiş bir kadın bedeni üzerinde incecik parmaklarının izler hala sırtında sızısı geçecek sımsıcak soluğu altında nasılda diri kalmış öpülmekten yorulmamış güzel göğüsleri dudaklarının ucunda doymuşta yeniden acıkmış gibi kurumadan şehveti susamış gibi bir dokunmayla yeniden başlayacak fırtınaya... nasıl gönüllü bir kırılganlıktır bu parçaları bulunmayacak dağıldığında nasıl bir teslimiyettir bu gözleri sımsıkı kapalı dudakları dişlerinin arasında öperken en mahrem yerlerini yüzü kızarmış utancından bir yanı dur diye yalvarırken diğer yanı bu uysallığı bastırmakta bir kadın olmak için bastırırken bir yanı diğer yanı korkup kacmakta bir eli sımsıkı sarılmış çarsafa diğer eli kaybolmamak için bu karmaşada sımsıkı tutup içine bastırmakta kısa saçlarıyla başımı... elinde olsa kesip alacak boynumun en ince yerinden korkmuş titriyor belkide heyecandan kapılıp aktığı bu anların toplamından hala içinde şüpheleri çok istiyor belkide günah denmiş böyle büyütülmüş eskiden beri bedeninin istediği yasaklanmış ruhu başkaldırmış yeni bir ateş tutuşturulmuş ilk orgazmın ardından ilk defa değmiş tenine bir yabancının eli aşk bunun neresinde? körpe bedeninin dehlizlerinde kaybolurken ben o kendini bulacak ama hangi kelimelerimde... ben kayalıklarında parcalarımı bırakırken o yeni bir ben yaratacak aklının her yanında şehvet dolu inlemeleriyle... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 benimle konustugun zaman eğlenmiyormusun? gülümsemiyormusun beni gördügün zaman baktıgında ekrana benim için sen yeni bir kac mısradan baska ne olabilrsin? bir şairim ben yazdıklarına tutkun daha önce olmamış birşey gibi girip hayatıma yada çok önceden olmuş ama unutmusumdur anımsatırsın bana yazılası en güzel satırlara seni kazanmak kadar kaybetmekte olacak başlayacak bu ilk kıvılcımda ve sönmeye bırakılacak zamanla çok mutlu olup çok eğleneceğiz belki hepsini yazacağım hepsini kaybedip ayrıldıktan sonra bunuda yazacağım... bir gün anımsayıp küçük sevgilimi derin iç çekişlerimi rakı kadehlerinde saklayacağım.. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2009 eğer sana sevdiğimi söyleseydim birşeylerin ters gittiğini düşünebilrdin ben çok yüzü olan bir adam değilim takdığım maske tekdir... esirgediğim hep biraz kırılganlık payı bırakmaktı aramızda hep biraz mesafeli durmak korumaya çalıştıkca seni içimdeki hayvandan sen bana yaklaştıkça ben uzak durdum tahmin edememiştim seni kaybetmenin acısının büyüklüğünü. sandım ki bensiz mutlu olursan eğer sensiz mutsuzluğuma değer.. senin yerine karar verdim bir seçim yaptım sandım ki bensiz daha mutlu olacaksan eğer sensiz bir hayata katlanılabilir... öyle zormuş ki uyandığım herhangi bir sabah görememek telefonumda özlem dolu mesajlarını cevapsız çağrılarını seninleyken yaptığım tüm hataların senden sonra böylesine büyüyüp içimde ağır geleceğini teslim olmazmıydım kaderin oyunlarına... düşüp kalsamda dizlerimin üzerinde düştüğüm yer senin yakınında diye eyvallah demezmiydim... tutup kaldıran sen olacaksan bu bir kayıp değil dokunan sen olacaksan eğer bu bir ayıp değil... bir şansım daha olsaydı seni ilk gördüğüm ana geri dönmek isterdim daha çok sevebilmek için seni yalan değil... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2009 söylenemeyecek sözün ne anlamı var yaşanamayacak anın güzelliği bilinse neye yarar sonrası olmayan birlikteliğin yalnızlıktan ne farkı var bir fahişe gibi kadının koynunda erkek olsan neye yarar söndürüp ateşini teninde ertesi sabahında yalnız uyanmışsın hayatına ne kadar mutluluk katar? çok içip sarhoş olmakla sensiz br ayıklık arasında ne fark var? isteyipte söyleyemedikten sonra sevgi sözcükleri neye yarar çok başarlı olmak sensiz bir başarılıksızlık karsısında hayatıma ne kadar anlam katar... koynunda yasanacak bir kac gece senden uzakta bir ömrü yaşamayı ne kadar katlalınır kılar gölgende soluklanmaktansa ateşinde yanmak düşünceleri arasında hangisi daha karamsar.. istediğim sensin yaşadığım bir baskası bir akıl nasıl boyle bir inkara kanar... elimin tersiyle dokunsam ne kadar düzelir bu kırışıklıklar hepsini inkar etsem bu inanç hangi cehaleti boğar... seni seviyorum sana karşı işlediğim kaç günahı boğar? seni özlüyorum bu özlemek sensiz kaç sabahta daha uyanmayı mümkün kılar... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2009 sersefil bir sensizligin ortasında beklemek gelebilme ihtimlallerin hesaplayıp gelmeme ihtimallerinden cıkarmak umut böyle birsey eksilsede hayatından her yeni gün buna degerdi diyebilmek... silip yeni bastan yazabilrmisin bunza yıldan sonra gördüklerini ardında bir iz bırkabilrmisin yoksa önemi yokmu bunların sensiz bir hayata yinede beni baglayabilrmisin.. yalnız kaldıgın icinmi öpmek istyorsun beni caresiz kaldıgın icinmi teninin atesini tenimde sogutuyorsun bende baska bir erkek daha girseydi hayatına yine özlermiydin beni? bende sonra bir adam daha tatmin etseydi benim kadar seni simdi benim icin yanarmıydın? sevda bunun neresinde? şehvetini dindirecek bir heyecan olsaydı elinde yıllar sonra hatırlarmıydın beni? Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2009 beklemek... 01:23 bir şarkı seçmek listeden sonra beklemek durup durup telefonu kontrol etmek hatta sesini iyice açmak olurya duymam diye... 01:25 bir sigara daha yakmak açıp bir sayfa yeniden yazmaya çalışmak yüzüne bakarken söylemek bu kadar kolay olmazdı biliyorum 01:26 kalkıp kitaplarımı düzelttim... yerdeki cdleri kaldırıp masanın üzerindekileri topladım yine ekranın karşısına oturdum ama gözümün ucu hep telefonda... 01:28 telefon hatlarında sorun olmalı sana attığım mesaj için iletildi raporu gelmedi yeniden gönderdim uyuyormusun? çokmu yoruldun bugün... 01:30 dayanamadım aradım kapalı telefonun... yoksa çekmiyormu neredesin ki? 01:32 yaparken elime yüzüme bulaştırdığım plan gibisin herşey hazır kaybetmek için gereken buluşmak için günleri sayarken hiçmi umut taşıyamaz insan işler yolunda gidecek diye hep bir huzursuzluk ha bozuldu ha bozulacak tek bir yanlış kelime söylesem tek bir yanlış düşünceye kapılsam yıkılacak dünyamın ayakta duran surları altından kalkamayıp dizlerimin üzerine düşücem... 01:35 başka bir şarkı daha çalmasın diye listemdeki diğer bütün şarkıları sildim içimdeki yangına yağan yağmur gibi duyduğum bu müzik, bu sözler... 01:36 doğum öncesi kasıklarındaki ağrıya dayanamayıp ağlayan kadın gibiyim ne azalıyor nede geçiyor nefes alıp vermek bir halta yaramıyor zaman inadına yavaşlamış karnım burnumda ölü bir bebek doğurmaktan korkuyorum ölesiye... 01:38 pan'ın labirentinde kayboldum kendi aklımın dehlizlerinde tuhaf yaratıklar geziyor odamın içinde mavi televizyon ışığında hayaller görüyorum görmezden gelip yoklarmış gibi seni bekliyorum... 01:39 bir sigara daha bir şişe daha alkol resimlerine bakıyorum durup durup teninin kıvrımlarını hatırlamaya çalışıyorum ve kızıyorum aklıma hatırlayacak kadar genç kalamadığı için... 01:41 beklemek sönmek üzere bir ateşin başında sıcak küllere ellerimi uzatıp ısınmaya çalışmak alışmak yaşamaya başka dilek hakkı yok bu masal beklenildiği üzere mutlulukla sonlanmayacak... 01:42 ayılmak kimin buna ihtiyacı varki bu saatten sonra? beklentilerimle bıraksın beni hayat umut vaat etmesin ben kendi umutlarımı bulurum mutlu etmesin beni ben kendi hüznümle mutluyum... seni sarmasın başıma sensizde yeterince bomboşum... 01:44 iplerinden kurtulmuş ama bağlanmadan bir yere ayakta durmayı unutmuş bir kukla gibiyim... hapsolduğu kafesten kaçma hayalleri kurmuş ama kafesinden çıktığı gün gelene kadar çoktan uçmayı unutmuş çelimsiz kanatlarıyla bir kuş yem olacak düştüğü yerde ama ne mutlu esaretten kurtulmuş... 01:47 hala yoksun çokmu meşgulsun? yoksa çoktan uyudunmu çıkarıp aklından beni ne zaman alacaksın geri? kaç 47 dakika? kac saat? kaç gün... her saniye aklımda beklemek yorgun düşüp avuçlarının arasında bir telefonla uyuya kalmak olurda ararsın olurda duymam diye sesini açmak... beklemek sensiz bir hayata katlanmak yerine ararsın umutlarını ekmek aklıma ve beklemek geri gelsen bile gideceğini bilerek... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2009 açılınca pandoranın kutusu bir bilinmezlik yayıldı yeryüzüne herkes suskun ürkek bekledi payına düşeni en çok korkan çaresiz kaldı en cesur olan ışığı gördü inanan mutlu olurken en korkağı kendi içine kapattı arkasını dönüp kaçarken... insan inkar etti önce sonra kabullendi hayat akışına devam ederken bize sadece yaşamak kaldı yaşanılan her gün biraz daha bizi bizden elırken... ölmek sıradan günlere paylastırılırken erteledik aklımızdakileri bir gün karar verdik yaşamaya ama o gün yaşamak icin öyle geçtiki.. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2009 karanlık suda taş sektirmeye çalışan çocuk gibiyim çarpma seslerini hesaplıyorum durup bir trafik lambası dibinde ikaz sesini bekleyen kör gibi -şimdi karşıya geçebiliriniz'i... önümden geçip giden motor seslerinin azalmasını beklerken koluma giren bir yabancı -şimdi güvendesiniz... yenimi uyanıyordum uykumdan bu mahmurluk bu kafa karışması hangi zaman diliminden alıntılanmıştım lise ikinci sınıf tarih kitabında iki buçuk sayfa toplamında anlatılan hani şu okul bitince unutulacak derslerden olur ya kimisi sınav ertesinde unutulanlardan tehlike anında camı kırınızlarla büyütülmüş ve hep bir tehlikenin eşiğindeymiş gibi tetikte geçmiş sıyrılıp bu eziklikten ağzını açıp konuşamamış belkide bu yüzden hep fırsatlar kaçtıktan sonra farkedip yeni kayıplar karşısında ürkmüş sebat etmiş ne zaman başını kaldıracak olsa daha sert bir tokatla yanakları kızarmış bir çocuklukla geçti çağlarımız bu yüzdendir şimdi sivrilmesin diye dillerimiz olur olmaz herşeye susmalarımız... kasıtlı yapmıyordum oysa hayat zorluyordu beni durmadan kimleri yormadıki şimdi beni yoruyor diye yakınmalarım kırılan kadeh seslerini meze yaparken çaresizliğime bir insan hayatına kaç mucize sığdırılabilrdiki? ve bu insanın ben olabilme ihtimali binde kaçtı ki? nasılda tozlanıyor rafları üzerinde anıların saklandığı geri dönmemek ayıpmıydı? hatırlamamak? bir insan hayatında kaç geçmişi gömerek saklayabilrdi? yüzü boyalı bir palyaço edasıyla gülümserken yüzündeki boyaları akmaya başlamadan ne kadar ağlayabilrdi insan? kısmende olsa haklıydım aslında baktığım yerden doğruydu kafamı çevirmek aklıma bile gelmemişti soğuk esprilerine maruz bırakılmış kaderin olur olmaz herşeye gülümserken bu oyunculuksa eğer kim verecek başarı ödüllerimizi ve neye göre değerlendirelecek? ne kadarını oldurabiliyoruz hayal ettiklerimizin? ya olduramadıklarımız? kaç satıra saklayabilrsin? Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2009 bir cıkar yolu yok yeni bir yıla girerken ne cabuk eskidi yasadıklarımız yeni umut temennilerimiz umutlarımız ne kadar cabuk tükendi beyoğlu tramwayı yanımızdan gecerken kalabalıgın bir parcası olmak ara sokaklardan bir bar secip teras katından sehri istanbula seyredalmak ne çok hayata ortak olmak varken biz birbirimizi sectik ne cok sevda varken biz olmazı istedik bahtı kara kadere yenik hayata küskün tanrısıyla kavgalı edebiyat terimleninden en asileriyle biz en olmazı istedik sıyrılıp tüm sıfatlarımızdan anne olmak ogul olmak baba olmak abi olmaktan vazgecip biz kendi hayatımızı istedik dibini gordukce alkol yüklü şişelerin biz sarhoş olmamayı sectik inceldi her gun biz kopmadan yasamayı istedik dimağımızda bir mayhosluk uyku çöktü gözlerimize biz ayık kalmayı istedik sen uzaklastıgını düşündükce benden ben sensiz bir rüyayla canım sıkılıyor hepsi bir illlüzyondan ibaret gözüm kanıyor kalbim inanmıyor konuşmak hala delil olarak kabul edilmiyor sarsılıyor temelleri eski bir dunyanın felakeketler üstüne ekleniyor sevgilim sen sevdiğim değilmisin? sevgilim sen benim istedigimmisin biterken ömrüm kollarında son nefesimi vereceğimmisin? Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2009 meyhane sarkıları dinliyorum sulu arabesk tarzından kasıt aramıyorum tanrının oyununda hala o kadar önemli bir kulu değilim kırmızı bir kalemle ismim cizilmemiş doğmamış aşklara isimsiz metuplarda yazmıyorum artık yada bilindik numaralara cevapsız çağrılar bir gün daha gececek ardından cevapsız kalan çağrılar eskiyecek can atilla çalacak ezgilerini boğazdan başka bir yolcu gemisi geçip başka hayallere demir atacak başka sevgililer el ele tutusup baska hayallere yol alacak belki o günkü kadar güzel olmayacak ama yinede güzel bir gün daha yaşanacak istanbul sahilinde büyülü bir günün ardından başka sevgililerde öpüşecek bizim gibi belki o kadar özel olmayacak ama yeni bir aşka daha gebe kalacak bu şehir zamansız sancılar arasında erken dogumlarla sarsılıp başka hayatlara düşecek yıldırım gibi tutulacak bir kız cocugu baska bir erkek cocuguna masalmı gercekmi yazılacakmı boyle bir ask tarih bunuda kayıt edecekmi izi kalacakmı yeni sözlerin başka şair tarafından yazılınca yoksa karışıp tozlu sayfalar aasına yaşanmıslıkla yetinecekmi insan sececekmi adam o zaman huzurlu bir aşkı huzursuz bir yalnızlığa tercih edip elinde sımsıkı tuttugu o küçük kız çocugu elini öpüp koklayıp şükredecekmi tanrısına yoksa satıp ruhunu şeytana acılı bir ölüm karşılıgında sıgınacakmı sonu belirsiz yarınların koynuna? Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Evli barklı utanmaz koca uyur hatun uyumaz dengini bilmez dengesiz , haddini bilmez iffetsiz geçmişini unutur çal kalem çala çala eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2010 14 Şubat/ INVULNERABLE Açılırdı yaprakları gonca gülllerin kış güneşlerine aldanmış erik ağaçları gibi zamansız çiçekleri bembeyaz bir örtü bedenine örtülmüş kefen desen değil yeni doğar ya insan yavrusu sarılır kan içinde bembeyaz bir çarşafa insan doğarken gel desen sığmazdı yüregim bu zayıf bedene nefes nefese kalmış yetişememiş verdiği randevu saatlerine bu yüzden hep biraz mahçup gel desen plansız bir hayata çıkarsız toplamasız ertesi güne ayılmaya çalışan bir alkolik gibi masada son kuruşuna kadar kaybetmiş bir kumarbaz gibi gel desen anla öyle bırakırdım herşeyi gelirdim ... Mo Cion Daonnan... Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2011 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2011 nerdesin sennnnn yeterr özelttin..... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2014 yılları biriktirip geldim sana umutsuzluklarım azalmadı hiç kırgınlıklarım geçmedi görmezden geldiğim yaralar kangrene dönerken üstelik inkar etmedim hala inanmıyorum çünkü inanmak acıdan fazlasını yüklemedi ruhuma... ben hala anlamı olması gerektiğine inanmıyorum hala çokta zorlamıyorum olasılıkları uzun zamandır yazmıyorum ya uzun zaman olmuş... dört yılın ardından sokaklara çıkmışım direnmişim kendime rağmen ne çok kadınla sevişmişim tamamlayamadım yine de hep bir yanı eksik kaldı ruhumun ben sudan sebeplerle ertelenmişim... unut şimdi bunları yıllar sonra evine dönen ama eskisi gibi kalamayan daha küfürbaz daha asi ve yorgun ve sözleri eski bir şairim artık hala susuyorum söylemek istediklerimi ve hala içime gömüyorum gördüklerimi oysa farklı olabilirdi seçimler bana ait bunun için suçlamıyorum kimseyi gördüğün gibi yaralarımın kabukleri sertleşti ama hala içim kanıyor bir türlü öğrenemedim yıllar geçsede susturmayı içimdeki serseriyi... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2014 aldatılmayı da öğrendim ben, ve yanılmayı sevilmek gibi bir beklentim yoktu ama yine de insan bekliyor işte başını koyduğu yastığı paylaştığı kadının yalan söylememesini ne zaman beklediğimiz oldu ki bizim hayallerimiz mutlu sonla bitsin ne zaman çok sevdiysek çok canımız yandı oysa bize öyle söylenmemişti ço kmu saftık çabuk inandık şimdi hangi kadına dokunsam bir geri sayım başlıyor terkedilişe kuruluyor saatler önlenemeyen bir yıkım bu bana düşen en ön sıradan seyretmek tuhaf bazen normal insanlar gibi olmak istiyorum enkazımın altından cıktıktan sonra mutlu kalabilmek gibi... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2014 aklına beni ekiyorum özlüyorum seni senin beni düşündüğün gibi bekleyeceğim masal bu ya inanmasakta bazen ilahi oyunlara biliyorsun seni istediğim gibi istiyorsun beni... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2014 gidiyorsun ya şimdi aklına alıp beni uyuyacaksın söylediklerimi ezberleyip yarın geceyi beklerken sen ben tüm gün seni düşünürken bir hayale tutunurken üstelik görmediğim bilmediğim bir kadına aşık olurken sen aklında sorular cvaplarını merak ederken farkında bile olmadan özleyeceksin beni aklımda senin oldugunu bilerek unutmaya çalışacaksın bir yanın bu kadar isterken beni.... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2014 yaşaması pahalıölümü ucuz, ülkelerin vatandaşı olmaktan yoruldum...yıllarca biriktirdiklerimin,bir rüzgarın esmesiyle elimden gitmesinden yoruldum...çok gündemi olan,ama gündeme alınacak kadar değeri olmayan,fikirlerle zehirlenmekten yoruldum...bazılarının arabasında yaktıkların benzinin değerinin,yarısını bile kazanamıyor olmaktan,ve her gün daha azı için,daha fazla çaba harcamaktan yoruldum...yarım kalmışlıklarımı,başkalarını yarım bırakarak,tamamlamaya çalışmaktan yoruldum...isimsiz mektuplar yazıp,yanlış adreslere gönderip,cevaplar beklemekten yoruldum...kimseyle bir derdim yoktu,durup durup kendime sorunlar çıkarmaktan yoruldum...hayatım boyunca tek bir kadını bile mutlu edemeyip,sanki hayatıma giren her kadını mutlu edebilecekmişim gibi,iddialı sözler yazmaktan yoruldum...kendimden başka kimsenin anlamayacağını bildiğim halde,inadına bir dikkat çekme çabasıyla,devrik cümleler kurmaktan,devrilen her cümlemin,altında kalmaktan yoruldum...herkesin hayatına girip,sanki hiç girmemişim gibiistediğim zaman gidebileceğimi düşünüp,her defasında daha çok yanılmaktan yoruldum...taşıyamayacağımı bildiğim halde,ağır sıfatlar üstlenmekten,ve her yeni günedizlerimin üzerinde başlamaktan,yoruldum...her gece dibine kadar alkol alıp,tanımadığım yabancılara içimi açıp,sabahında pişman olmuş bir fahişe gibiyaptığımdan utanmaktan yoruldum...bitti işte...kimsenin hakkı yok üzerimde,kimsenin suçu yok...ben seçtim tüm bunları,biliyordum,inceldiği yerden kopacaktı bir gün,kalbimden inceldim...bazen üzerini kapatsan da durmaz ya kanaması yaralarının,içine kanarsın.sen içine attıkça,akıttıkça zehrini,kendini aldanmışlığın hazıyla tazelerken,hazırlarken daha büyük bir kayba,yorulursan ya,yoruldum... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2014 her gece,uzun yıllardır karşılaşmamışta,sanki o an birbirini yeniden görmüşiki dost gibi konuşmaya başlıyoruz...özenle saklıyoruz geçmişimizden gelen yaralarımızı,konuyu geçiştiriyoruz çokça,bazen sadece susuyoruz.yıllar önce yaşadığı aşkıunutmamışama kabullenmiş böyle yaşamayıkadar olgun iki insan gibi başlayıp,ayrılık saati yaklaştıkçaiki yaramaz çocuk oluyoruz.çünkü ikimizde,bunca yılın ardındanunutmamışız,dallarına tırmandğımız o ağaçların,bize nasıl güzellikler yaşattığını...korkuyoruz,ikimizde diğerinin incinmesinden korkuyoruz.tahminlerimiz var belki de bildiklerimiz,diğerimizin bilmediklerinden korkuyoruz.bazen elindeki o limonlu dondurma öyle tatlı gelirki,bitirmemek için daha yavaş yersin,erimeye başladığı anda geç olmuştur.ikimizde aynı kalamayacağını biliyordukaramızdaki herneyse,sen inadına tutuyordun beni,ben sana tutulmak içinkendi içimde savaşlara giriyordum.ama biliyorduk işte,yokmuşuz gibi davranmak içingeç kalmıştık...beceremedik,korkularımız büyüdükçe,uzak durmak yerinedaha çok birbirimize sokulduk.ne yapıyorduk biz?kendi halinde sıradan bir hayatı yaşamaya alışmışken,nereden girdik hayatlarımıza?benim sende gördüğüm,sende gördüğümü sana anlattığım anda,belki de bir suç ortağı istemiştim,seni istediğimi söylerken,beni istediğini inkar etmedğin anda,o an,hangi hayatımdan kopup gelmiştin yanıma?ya ben,uzun zamandır beklemiyormuydun beni?nasıl da şimdibirbirimizin cümlelerini tamamlıyor,cevapları sorulmadan veriyoruz...her gece iki yetişkin insan gibi birbimize selam verip,sevdalı iki çocuk gibi ayrılıyoruz...tüm gün kendimizi toplayıp,gecesinde diğerinin yanında şımarıp,ortalığı dağıtıyoruz...kimbilir,iki mutsuz hayat bir araya geldiğinde,bir mutluluk etmeyecek...bunu bildiğimiz için,kapılmamak için sarhoşluğumuza,suskunluk duvarları örüyoruz aramıza,sürekli hasar tespitlerinde bulunup,ne zaman yıkılacaklarını görmeye çalışıyoruz,öyle tuhaf kibu kadar çok isterken seni,bana uzak durabilmen içinsana yardım etmeye çalışmak... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2014 biliyorsuninceden tutuluyorum sana farkındasınve özenle saklıyorsun kendini bendenhosuma gidiyor bubeklemek seni meseladurup durup saate bakmakha geldi ha gelecek belki gelmeyecek derkengelmeno an durupsanki seni beklemiyormuş gibi yapıpbir kaç dakika sessiz kalmakküçük oyunlar belki bunlarbelki farkındasın burada olduğumunama yine de bilmek hoşuma gidiyorbana seslenmen'ben buradayım sana bakıyorum' demensaatlerce konuşabilmek seninle,evet belki hiçbir şey olmayacakama o an'lık mutluluğu seninle paylaşabilmek,hiçbir yerine koyamamak seni içimdeki boşluğun...seninle konuşurkenkendimi çözmek istiyorumbu yüzden belki desana yazdığım her kelime dekendimi anlatıyorum,hani sürekli tutup beni yakalarımdan sarsıyorsun yadurmam için,ne kadar iyi gizlenmiş olursan olbeni okuduğun ilk andan beri biliyorsunher gece kendimizi izlemek için geliyoruz buraya,kendimizidiğerimizin içinde buluyoruz...söylesene!bilmediğimi mi sanıyorsun korkularını!biliyorum tam karşında dururkenaklındaki gibi hayalindeki gibiherşeyiyle tamamken ve tam zamanıykentutulmamak içinkendini geriye çekmeyibiliyorumherşeye rağmeno kadar çok istemene rağmenavuçlarının arasındayken üstelikavuçlarını açmak nasıl birşeybiliyorum benüzgünüm seni anlıyorumçünkü hayaller kurabilirizmasallar yazabilirizama gerçek olamayız......bir sigara yak şimdiolduramayacaklarımız için... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2014 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2014 dizlerinin dibindeyimellerin saçlarımdahala beni kendinden koruyorsunbelkide benden seniseni seviyoumgörmediğim bilmediğim sözlerinden başkabeni sana bağlayan birşey yokbedenlerden sıyrılıpbir hayale tutunuyoruz belkibir kadına bir erkeğeolmayacak birşeyseolmayacaksa neden?sabah uyanınca aklıma ilk sen geliyorsun...seni istiyorum ve bunu söylemek kesmiyor benikorkuyorum yazdıklarımı okuyunca...ben senin tadının hayaliylegerçeğimi inkar ediyorum...aklımı başımdan alıyorsunçünkü hala seni aklımın bir yerine koyamıyorum... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.