Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

kötu adamların laneti bu

alınınca uzerinden kadın kokusu

ölümünü bekleyen bir ihtiyar kdar huysuz

baglandıgı makinalardan muzdarip

ne hayatı sevebiliyor artık

nede vazgecebiliyor

yasadıklarını yoksayıp

 

kötü adamların laneti bu

ölüm kontenjana bakmıyor artık

yasadıgın yılların bir hükmü yok

ettigin yeminlerin verdigin sözlerin

zilin sesini duyarsın ve onunde acılan kapıdan gecip

baslarsın kosmaya

ne mesafen belli

neden ucus mevkin

kucuk bir parca kagıtta ismin ve kimlik numaran

sagsaglim yere inmenle kimse ilgilenmiyor artık

haber degeri tasıyan

parcalarının 15 km lik bir alana yayılmasıdır

cuzdanındaki resimler değil

senin bir kac ay once cektirdigin vesikalıklar süsler gazete köselerini

cebimdeki mısraların küllerinden bir hikaye türetilebilrse eger

varıs zamanı ve varıs yerim

anafikri olsun

ve hicbir harfi cıkartılmasın hayatımdan

adını olusturan hecelerinin

bütün geliri kazada ölenlerin yakınlarına bırakılmak uzere

filme alınsın

filme alınamayanları karton bir kutuya doldurup yaksınlar

sevdigim kadın izleyip aglamasın diye

yaş sınırları konsun

başkası örnek almasın die

ilk gösterimden sonra

cocukların erişemiyecegi yerde saklansın...

Gönderi tarihi:

hangi ölüm beklenir

hangi insan kondurur düşüncesine hayırlı bir ölümü

hangi hastalık başından atar umutlarını

hangi ferman, infaza kadar inandırıcıdır...

 

söylenen her sözün uzerinden bir kez daha gecer insan

yaptıgı her hareketin

her ima'nın,

sonra düşüncelerini ayırır aklında

ettigi isyanlar

ses tonunun sertlesmesinden bile pişmanlık duyar

istemedigi halde

yorgunluktan cektigi her derin iççekişin

O'nun tarafından duyulup duyulmadıgını

yada hissedip hissetmedigni...

 

geri dönüp değiştiremiyecekleri icin

pişman olmanın bir anlam ifade etmedigi

ama o bir anlamın vicdanın icin bir ömre degdigini

O'nu kaybettigin anda anlarsın..

kısa bir tekrar gecer gozlerinin onunden

ne cok pişmanlık

ne cok icinden cıkamamak bu hayatın

ya öyle yapsaydımlara

ya yapmasaydımlar eklenir

keşkeleri cıkartınca aklında

basit teselliler kalır.

 

huzurlu bir teslim olusa şükrederken bulursun kendini

belki de kaybın buyuklugunu dusunmemek icin

yapılan son görevin huzuruna teslim olup

icinde kanayıp duran yaraya dokunmayıp

zamanı beklersin

iyileşmeyeceklerden biri daha acılır icinde

ve ögrenirsin yaşamayı

O'nunla yasamayı ogrendigin gibi...

 

bazen dursun istersin

zamanı geriye alıp

mutlu bir bayram sabahına

bir aile meclisinde toplanıp

kurulan sofranın basında sakalasma anına

gozlerinin icine bakıp gulumsedigin

belkide yanaklarından öpüp özledigin

özlem ki sıkı bir sarılmayla içini serinleten

ve son ayrılık anında

dokunamadan icinde buyuyen

ortak oldugun her anıyla

her tanıdıkla icinde acılan

hatırladıgın her gunle

zaten tasınamayan bir huzne eklenip

içine gömmek hıckırıklarını

 

ne cok keşkeler toplamısım icimde

ne cok olsaydım, yapsaydım, gitseydimler...

simdi sıkıp yumruklarımı

yumrukladıgım,

benim yalnızlıgım

soyleyemeyip erteledigim

her söz bogazımda yutkunamadıgım

aldıgım her nefes

O'nsuz bir dunyaya vermeden once

O'nun oldugu bir dunyayı düşünüp

içimi yakıyor

 

üzgünüm annem

sıradan sevda kafıyelerinin basitligine kaptırırken kendimi

senin yoklugunun agrısını hesaplayamadım

hic gitmeyecekmissin gibi gün ederken günümü

içimdeki dolulugunu kestiremedim

 

kac damla yeter bu atesi sondurmeye

kac dua ferahlatır icimi

kac isyan

kac cıglık

kac satır

kac şiir

kac ömür versem

simdi gittigin yerde mutlu etmek icin seni

 

 

biliyorum

bu saatten sonra

aglayabildigim kadar aglasam

agıtlar yaksam

ne daha iyi oglun olabilrim artık

nede geri getirebilrim

yüzünden sildigim tebessumlerini

gunde bir an sesimden esirgedim seni

ayda bir gun yüzümden

öyle kaptırmıstım ki kendimi

sıradan dünya dertlerime

kendi bencilligimle zehirleniyorken

bana emanet ettgini unuttum

işime gelmedi belkide

ne zamanım vardı

nede imkanım

senin, ben olmam icin harcadıgın hayatın

karsıgılını veremedim

simdi tek yapabildigim

huzur icinde yatabilmen icin

üzerine toprak atarken dualar etmek

hani yasarken bana ezberletmeye calısırken benim dinlemedigim

senin sabırla bana ogrettigin

duaların...

şimdi dusunuyorum

keske daha cok duanı ogretebilmen icin

daha cok gorseydim seni

keske yaptıgın guzel yemekleri yemek icin bayramları değilde

acıktıgım her anı bekleseydim

düşünemediklerim icin bagısla beni annem

verdigin en son dersle insan olmamın geregini hatırlattıgın icin tesekkur ederim...

 

 

Büyükannelerin En Güzeline...

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

cennet

topladıgın bonuslarla altı gun yedi gece tatil yapabilecegin bir belde...

cehennem

iklim bozuklugu...

 

mürekkebimin kuruması korkumdan değil

tanısmıs olmaktan yaşamak tutkusuyla

dudaklarımın kenarından suzulen

öptüğüm kadının kokusu

yazmaya calıstıgım

üzerime sinen gunahlardan arınma çabası...

 

cennet

gidilmek icin ucuş mili biriken bonus kartım gibi

o kadar mil kazanmak icin harcayacak param varsa

sanki o bileti gidip satın alamam gibi

lütfedip armagan ediyorlar

cehennem icin bir karsılık yok

zaten hicbir kampanyada duzenlenmiyorlar

cehennemdeki safariler icin

yada bir belgesel kanalı tarafından cekilmiyor

yanan ruhların küllenmesinin tarihi...

 

ne cok, yoklugunla baslayan cumle kurdugum icin

belkide alıstırdıgım icin, icimdeki cocugu

oyuncakları olmadan da oynayabilecegine

ve kırılmıs olsada atlı karıncası

acı cekmesin diye vurmak yerine

hayal ettigi yere kadar götürebilecegine

 

cennet

sabah kusagı programlarında reyting patlaması

vaat edildigi yerde tek basına iktidar

olmadıgı yer iki ucu karanlık dehlizler gibi

kartımda biriken bonuslarla alabileceklerim bu kadar

alamayacaklarım icin daha cok harcamalıyım

canımı yakan bu denizin mavisi değil

mavinin gözlerine kacan buğusu

üzerime sinen parfumunun kokusu

yıkadıkca cıkmayan parmaklarımdan isminin yazılısı

yazdıgım her şiirin altına attıgım imzamın benzerliği

bir bagımlının, bagımlılıgından kacısı

bu ilk sensiz gecede titremesi bedenimin

dudaklarımı ısırırken içime kanayan

içime kanarken sana yandıgım

bu dönüşü olmayan

tek kişilik gidişlerin cehennemi

bu sensiz koca bir gunu geceye baglamak icin

iskambil kagıtlarına bırakılan rehni gibi ruhun

kaybın sorumlusu sensin

her kumar masasında kalan

benim caresizligim...

Gönderi tarihi:

dayan artıkk dayan...

boyalı yüzleriyle tasladıgım seytanların

gunleri ne cabuk gecti

simdi soluk benizli bir seytan gibiyim

kucuk bir kız cocugunun

avucundaki tasları atmak icin

hevesle beklediği...

 

acımın buyuklugune tanıklıgın tutanaklara geciyordur mutlaka

hangi anayasal sürecte bu gozardı edilebilir

ve ne kadar demokrasisine yarasır bir aşkın

ve hangi akli dengesi yerinde bir darbenin hışmından sıyrılıp bir kalp

imkansız sevdasının peşinden mürteci bir hayat yasar...

 

acımın buyuklugunden sakınmak icin seni

hayatımın butun gölgelerinden uzakta sakladım,

cogu zaman rutubetli ve serin yerlerinde bedenimin

belkide en cok bu yuzden sancıyordu

her nefes aldıgımda

bir bıcak gibi göğsüme batan cigerlerim...

 

acımın buyuklugunu ispat etmek icin belkide

en yakınımdakini kurban etme hevesim

kurban meraklısı bir tanrıyla pazarlıga oturmus gibi

en cok sevdigmi verirsem sana sadakatim sınanacakmıs

en cok sevdigmi verirsem

sevgi karsısında ki basarısızlıklarımın

bir kurtarma sınavı olacakmıs gibi...

 

acımın buyuklugune inandırdıgım icimdeki umut cicekleri

belki de bu yuzden süslü kafiyelerle

renkli cumlelerle gorundugu kadar guzel

kokmuyordur

parmaklarımın arasından cıkan

bu ego tatmini

bu kendini beğenmislik

bu bir turlu tatmin olamayan

saldırdıkca kana susayan

belki de en cok senin kanından zevk alan

icimdeki hayvan...

 

kurban meraklısı tanrımın benden istedigiydin belki

belki de ben seni kabul edebilecegim bir mertebe bulamadıgım icin

belki de işledigim gunahların keffareti

belki de üzerime aldıgım Ah'ların bir bedeli

belki

aklımın kendime oynadıgı oyunların en guzeli

Sen'le gecen her yıkımın ardından

bu toparlanma süreci

bu iyileşme belirtileri

belki de kacınılmaz bir ölümden önce

ölümün, fani bir ruha gösterdigi iyi niyeti...

Gönderi tarihi:

tüm bildikleri mufredattan cıkarılmıs bir ögrenci gibiyim

bir sabah sürpriz bir sınav haberiyle uyanmıs gibi

ne yeterince calısmıs yeni konulara

nede bir doktor raporu var elinde

 

bir umursamazlık virusudur dolasır kanımda

ne kaale alabiliyorum söylediklerini

ne de sensiz bir gunu yakıstırabiliyorum yasamak adına

bir süredir içimdeki boslugun karsılıgı olarak

yoklugunu kullanıyorum

dudaklarımdaki tadın gecmesin diye konusmuyorum

tenimdeki izlerinin ilahi bir gücü olmalı

her gece ısıklarımı kapayınca dokundugun heryer ısıl ısıl

giderken almayı unuttugun esyalardan biri olmak canımı yakıyor...

geri gelirsin diye umutla bekledigim

her umudun bir aldatmaca oldugunu farkettigim

bu sıradan gunlere paylastırılması ölümün

taze mezarların basında bekleyen elinde su testisiyle cocuk gibi

bir yabancının ölümünün

telli araba alabilme sansımı arttırıyor olması

hangi ilahi adaletin tecellisi

hangi adalet bunu ilahi kılabilir

hangi ilahi guc

adaletli bir kaybı kutsal sayabilir

tabi tutuldugu sınavlara girerken

bildigi hersey mufredattan cıkarılmıs ögrenci gibiyim

bilmediklerinden sorumlu

yaşı tutmadıgı icin değil

adalette farkında oldugu icin yanlıslıgın

insafına sıgınıp yuce hakimin

elindeki kalemi kırmasın diye

durmadan yazıp cizmelerim...

Gönderi tarihi:

sevdanın şiirini yazmaya meyilli bir adamdım ben

kafiye kurmaya yetenkli

kuramadıgı kafiyeler kadar fakir kabul edilen

muhtarlıktan kagıt alabilen ancak

bir turlu belediyesine ispat edilemeyn bir yoksulluktu bu

her ramazanda erzak torbalarıyla beslenen bir hanenin

tek becerisi yazmak olan

ve yazmanın bes para etmedigi zamanlarda

sokaklardan karton toplayıp satmanın asaletine inanan bir adam..

 

sokaklarında dilenirken yakalandıgı bir tanıdıgınını goslerini icine bakarken

Allah rızası icin derken bogazında dugumlenen Rıza kelimesi

nasıl bir rızaydı ki bu

avucuna verilecek uc kurus icin

duasını satılıga cıkaran

nasıl bir tanrıydıki bu

sınav adı altında

coktan secmeli bu tur soruları sorarken

seceneklerin hepsini yanlısa cıkaran...

 

aklımın icinden cıkaramadıgım bu tuhaf hesaplasmaların

bu olmuyor diyerek silip yeniden yazmalarım

bu beni bekliyorsun diye seni aramayıslarım

bu seni arasaydım ne eksilirdim

nede cıkardı icimdeki seytan

taşlanmaktan korktugumdan değil

ya taşlanmassam diye

kendi seytanlıgımdan şüpheye dususlerim

uzerine dusen gorevi eksiksiz yapan bir fani gibi

nasıl bir gorevdiki bu butun faniler arasında eşit degıtılmıs

ve tanrı, tanrı oldugu icin

tasıyabileceginden fazla yuku reva gormemiş kuluna

 

ruyaysa bu gercekten artık uyanmak istiyorum..!!!

 

şehvetinden eritilmiş demirden daglar değil

düşünceden kaleler

ele gecmiş surlarımda

bir hüznün bayrakları dalgalanmakta

gögsümün kafesine saplanan sancagı tutan ellerin

ne son fethedilişidir bu benligimin

nede son teslimi

yıkılrken dizlerimin üzerine

yeniden ayaga kalkmak değil

o dizlerin uzerinde yeni bir aşka hazırlanısıdır kalbin

dindirilemeyen kanamalardan sersefil

ne tesellisidir bu gecen zaman

nede üstünü kapar yaraların

ne ayaga kalkar

nede yıkılır boylu boyunca

sevda dedigin avucumdaki ates parcası

ne söner kapayınca

nede alevlenir artık

'seni seviyorum' yalanıyla...

Gönderi tarihi:

selam arkadaşım..yaratıcı ve kendini kelimelerle ifade edebilen insanları hep sevmişimdir..kendin yazıyorsun anladığım kadarıyla..güzel..ortak bi yanımız..bende kendim yazarım..aklımın erdiğince..anlayabildiğimce..

--ve birkaç şiirini okuyabildim..malum hepsini okumak ne mümkün..ama güzeldi..devam edeceğim okumaya..hoşçakal :clover: ..yine karşılaşırız..çokta farklı değil yollarımız...her ne kadar farklı rüzgalarda esiyor olsakta..

Gönderi tarihi:
aklımın icinden cıkaramadıgım bu tuhaf hesaplasmaların

bu olmuyor diyerek silip yeniden yazmalarım

bu beni bekliyorsun diye seni aramayıslarım

bu seni arasaydım ne eksilirdim

nede cıkardı icimdeki seytan

taşlanmaktan korktugumdan değil

ya taşlanmassam diye

kendi seytanlıgımdan şüpheye dususlerim

uzerine dusen gorevi eksiksiz yapan bir fani gibi

nasıl bir gorevdiki bu butun faniler arasında eşit degıtılmıs

ve tanrı, tanrı oldugu icin

tasıyabileceginden fazla yuku reva gormemiş kuluna

 

ruyaysa bu gercekten artık uyanmak istiyorum..!!!

 

 

:clover:

Gönderi tarihi:

vaktim doluyor..

bu otobuslere doldurulup getirildigim yerde

bana ezberletilenleri soyliyemiyorum artık

yukumluluk altına girdigim

ustlendigim sorumlulukların farkında

bu ulasılamamak icin telefonunu kapayan benim

 

vaktim doluyor

aldıgım nefesin hesabını verememekten değil

verdigim nefesin kirliliginden müzdarip

bir vapurun yan tarafından martılara attıgım simitler

hafifletici sebep olarak sunuluyor

savunma avukatlarım tarafından

ve ben en korktuğum yerde

bir asansöürün iki kat arasında kalması gibi

sıkışıp kalıyorum

ölümle yasam arasında

 

vaktim doluyor

ne istanbul guzel kokuyor artık

nede gördüklerimin bir acıklaması var

ölümümün 8. sayfaya ilan verme nedeni olması gibi tuhaf

ardımdan kılınacak namazların kabul olunmasını beklemek gibi umut dolu

hani zaman herseye ilac ya

yalanmıs

ilac olan bugun gelir

yarınlara odaklanmıs bir kalkınma planımız oldu bizim her zaman

belkide bu yuzden bir turlu kalkınıp

sevgilinin ellerinden tutamadık...

bir borsanın düşüşüne endekslenmiş bir hayat tarzımız

borsanın kalkışının etkilerini bir turlu uzerinde hissedemeyip

her düşme tehlikesinde secde eder tavrımız

bu ac kalmamak icin boynumuzu bukerken

büküldüğü yerden kırılan gururumuz

bu unutusumuz varlıgımızın dayandıgı temelleri

bu tehditlere pabuc bırakıp

meydanlardan kacıslarımız

bu görmuyorlar duymuyorlar diye

içine kapanıslarımız

bu kırmızının sevdasına uyanıp

bir sabah bembayaz yeniden doğuşlarımız

sen ağlama..!!!!

nasıl böyle bir imanı boğar

şeriat dedigin tek dişi kalmış canavar

bir elinde medeniyet timsalleri

digerinde din simsarları

kapını çalan oy hırsızları

işine gelince seni dinleyip

gelmeyince doğal hakkım deyip

sonrada utanmadan feraget ettigini söyleyip

babasının makamını

kardesine teslim edişleri...

 

aşkımın üzerinde söylemeye calıstıgım

sevdama ipotek koyanlara

bana nasıl yasayacagımı izah edenlere

bana nerde durup nerde susacagımı soyleyip

nereye kadar sevecegimi anlatanlara

bu dilimi ve parmaklarımı kesmekle tehdit edip

canımı bagıslyarak lutfedenleri

bu korkarmısım gibi karanlıktan

bir ampulun aydınlıgıyla

beni ayar etme teşebbüsleri

 

son nefesime kadar bir aşıgım ben sevdigim kadına

nefesim yetmese bile

son damla kanım fedadır bu vatana...

kanımın bittigi yerde

sevdiğim alır kollarına

özgür bir vatan ugruna

gömülecek bir karıs topragıma

gömer bedenimi,

ruhumu özgür marmaranın kollarına...

Gönderi tarihi:

bu hayata attıgım en guze imzaydı

dudaklarındaki gulumsemen

ve ben senin gulumsedigini bildikce kapatabiliyordum gözlerimi

yeni bir hayata

uyanırken

dokunmanın yasak

bakmanın gunah oldugunu soylediler

hayal kurmak icin yeterince bonus birikmemiş kartımızda

aksi halde katline karar kılınan tuhaf yaratıklar sınıfından

en zararsızlarındanız biz

sevmenin tuhaf

sevilmenin filmlerde oldugu dönemlere dogru yol alırken

sokakta el ele tutusmanın dinsizlik alametiyle sorgulandıgı bir devre geciyoruz artık

sen bana uzak

ben senin onunde yurusek eger

din kurtulcakmıs gibi sanki

ve nasıl bir tanrıdır ki bu

seni seviyorum diye

beni cehennemine alacakmıs gibi...

 

bu hayata atabildigim

en guzel imzamdı gulumsemen

uzun zamandır yazmıyorsam

bu beceremedigim icin deil

bu cıkaramadıgım icin aklımdan

yalnız uyanılan sabahların soguklugunu

bahara actıgım pencerelerden giren ruzgar deil

bu ucusan polenler

yagan bahar yagmuru deil

yazılamayan bugusuna camların

seni seviyorum korkusu

şimdi kesip atamadıgım aklımdan bu gerceklik

sen gidiyorsun ya simdi aksam olur gibi

sabaha dort kadeh kaldı

ansızın ararsın diye avucumda sımsıkı tuttugum telefonum

aramama ihtimalini aklıma bile getirmiyorum

ıslanmıssan sırılsıklam

ve yorgunsan calısmaktan

canın sagolsun

anlayamıyorsam seni

tutunamıyorsam sözlerindeki cesarete

benim yoksullugum

sarılıp uyudugun benim kollarım

icine cektigin benim nefesim

simdi yanında olamıyorsam

benim bencilliğim...

 

bu hayata attıgım en guzel imzamdı

dudaklarındaki tebessum

oyle beceriksizdim ki

ne yaptıklarımı koruyabildim

nede ustune koyabildim ogrendiklerimin

yeni baslamıs kadar ürkek ve cekingen

sonuna gelmiş kadar takatsiz...

bir yanım yeter artık diyor

diger yanım dizlerine kapanmıs

ne gozlerimi kapayabiliyorum

nede bakabiliyor gözlerine

alıp ceketimi cıkarken sabahın bir yarısı

o soguk odada yalnız bıraktıgım benim

içime cekip nefesini

sevgine ipotek koyup kendini adam sanan

benim bencilliğim....

Gönderi tarihi:

zamanlaması her zaman ayarlanamayan bir bulusmaydı bizimkisi

bir turlu tutturulamayan sayısal loto gibi

amorti bile sevinc kaynagıydı sevgimizde

biz ilk gunden beri buyuk ikramiyeyi düşledik...

ve düşlerki uzun zamandır en zenginlerin tekelinde...

 

yeni bir dunyayı kuruyorduk..

benim ellerim buyuktu

senin hayallerin kucuk

uzanabilecegim kadar uzaktın bana

dokunabilecegin kadar yanında

baska bir sehrin sınırlarında olmak bu kadar koymazdı adama

kücük bir ulkede yasasaydık eger...

 

gelecegini biliyorum

benim gidemeyecegimden emin oldugum gibi

unutmak isteyipte bir turlu uzaga atamadıgım aklımdan

senin acıklanamayan sözlerin

ben sana inat olsun diye deil

sırf icinde sen olasın diye susuyorum butun yalnızlıklarımı

sırf sen icimde kal diye

kimseye söylemiyorum yasadıklarımı

 

 

ne bir alkol ikindisi bu

nede etkisinde kalıyorum yasadıklarımın

bu ertesi gunu olsa hayatımın

seninle baslanacak sabahların denemesi

sensiz olacaksa eger

ihtimalleri uzak tutuyorum aklımdan

unutmak istedikce aklına duser ya insanın

kacmak istedikce eline duser caresizligin

saatin 3 e gelirken

seni yazmanın bir anlamı olmalı

seni aklımdan cıkarıp uyuyamamanın

seni yazdıkca uyanık kalmanın

sen diye baslerken her satıra

bitirmek istemeyişim

saat 3 e bir varken

uzanıp saatin pilini cıkarısım

seni arayıp uyandırısım

bu zamanı avucuma alıp

senin sesinle

baska bir hayatı kabullenisim

sesini duymak deil

orda oldugunu bilmenin

var olmanın

hayatım uzerine etkileri

beni her itip kakmanda

benden vazgecemeyişlerin

bu nefret ettikce

bana tutunusların

baska dunyaların cocuklarıydık biz

ne ulkelerin sınırları

ne de kabusların tehditleri

eksildikce her gun ömrümüzden

sana yaklasan benim

benim hissettigim senin gulumsemelerin

aglıyorsan eger

akmayan zaman

akmıyorsa eger

duran kalbim

atmıyorsa eger

sana yanan bedenim

soguyorsa eger

uzerimdeki toprak değil

seni kıskanan tanrım

kızıyorsa eger

bu merhametsizligi degil

sana olan sevgim

aglıyorsan

kanayan icim

unut beni

aklına geldigimde

gulumsetemiyorsam seni....

Gönderi tarihi:

ugruna ölebilecegimiz amaclarımız olmadı bizim

ama beynelmilel amaclar uguruna ölenebileceginide ögrendik cok şükür

belkide burdan gelirdi sakinliğimiz

tufan dindikten sonra havadaki her toz parcasının yere inecegini bilmek gibi..

 

uzun suredir konusamıyoruz

ne ben acabiliyorum ağzımı

nede sen duymak icin yaklasıyorsun bana

ben bir düğüm daha ekliyorum bogazımda dizilenlere

hayat bira aroması tadında akıp gidiyor bogazımızdan

bir de sabahları uyandıran başagrıları olmasa...

 

sustugum zamanlar

konustugum zamanların yuzde kacına tekabul ediyor emin deilim

ama susarak soylediklerimi ben bile tasvip etmiyorum artık

kotasını zamanından once dolduran internet kullanıcısı gibiyim

simdi hangi sayfayı acmak istesem once tereddut edip

sonra yazıyorum adresi..

her sabah uyanınca tereddut etmek gibi

gozlerini acmaya

 

fazladan yasadıgı gunlerin faturası ayrı mı gelir insana?

yoksa normal fatura icinde ayrıca belirtilir mi fazladan hangi gunleri yasadıgı?

aslında gitmemesi gereken yerlerin adresleri,

söylememesi gereken sözlerin dökümü,

ve hissedemedigi icin göğsünün kafesine sıkısan caresizliği...

hangi ayrıntılar acıklanır

kotasını doldurmus bir hayatın faturasında...

 

acılar bedava...

öfke nöbetleri

bu sinirinden oturup ağlarken döktügün gozyasları

bu caresizlikten carpıp duvara cıktıgın zavallı kapıların sesi bedava

görmedigin duymadıgın işine gelmeyen tüm guzellikler bedava

bu itip kakmaların bu üstü kalmasın diye geri istediklerin bedava

bir kız cocugunun. sesine hasret titrerken telefonun obur ucunda

burda suratına kapadıgın telefonların görüşme(me)leri bedava

deniz kıyısına gidipte ayaklarını suya sokmadan,

ve icine cekmeden o kokuyu

aksam olunca rakı balık hayal etmek bedava

tüm sevilmeyişlerinin hesabını sormak icin

seni sevenleri kullanman bedava...

hüzün bedava

keder bedava

bu durup durup girdigin bunalımların dakikası bedava

masum bir kız cocugunun sevgisini gormezden gelmek bedava

masum bir kız cocugu seni hayal edip yanarken

soğuktan daha bir sarılmak yorganına bedava...

hissedememek

düşünememek

görüpte inkar etmek bedava

bu kotasını coktan doldurdugun hayatın

posası bedava

farkına vardıklarının bir bedeli yok

gecti artık zamanı

zamanında ödeyemessen eger bedelleri

yeni fatura döneminde hayatının

sizi arayan aboneler size ulasabilir

ancak sizin bedavalarınız dısında baska bir aboneye ulasmak icin

kontur yuklemeniz gerekiyor hayatınıza...

yada o hayatı kılıfından cıkartıp servis dısına almak

bedava...

Gönderi tarihi:

Bunun bir anlamı olması gerekmiyor diye başlık açmışsınız,ama ben okuduklarım kadar anlamlı birşey görmedim.Ellerinıze sağlık bu zevki paylaştığınız için.. :clover:

Gönderi tarihi:

karanlıgın icindeki silüetler gibydik

zaman gectikce karanlıga karısan

sanki yalanmısız gbi...

tusları basmayan bir klavyeden edilen aşk yeminlerindendi bizimkisi

hep bazı harfler basmayan

bazen duzeltmek icin uzerinden gecilen

ama hicbirzaman ilkindeki gibi güzel kalmayan...

 

damarlarımda dolaşan senin hayallerin

sensiz bir cumleyi bitiremeyen bir edebiyat ogrencisinin

tez hazırlaması gibi

tez konusu otobiyografisi...

ne öznesindeydi bu hikayenin

neden yuklemden sonra konulacak bir noktası vardı

aralara serpiştirilmiş edatlar kadar hakimdi konuya

ve aslında kendisini cıkarınca konudan

anlamı değişmiyordu anlattıklarının...

 

eski numaralar satan bir gsm operatorunden alınan bir numara gibiydim

eski sahibinin sonundan habersiz

ve bir sonun ne cok insanın hayatında actıgı parantezlerden uzak...

gecenin bir yarısı atılan mesajın buyusune kapılıp

cevap vermek

cevaplayan kadının gozyasları icinde konusma cabası

ne cennetten arıyordum ben nede cennete konu edilmiş br kahramandım..

satın aldıgım numaranın eski sahibinin anılarına dahil edilmiştim sadece

ölen bir sevgilinin sevgisine

sevgilisine bagımlı bir kadının cagrısına...

eski numaraları satıyordu gsm operatorleri artık

eski numaraların kime ait olduguna bakmadan

bir sevdanın yıllar sonra aşkına mesaj atacagını hesaba katmadan...

 

 

butun bunlar bir kurgumuydu

yoksa yasarken mi kuruyorduk olanları

tanrının ne kadar parmagı vardı bu işte?

yoksa elinin değmedgi yer olmadıgı icinmi

simdi bu kadar isyankardı insan

kime karsı savasıyorduk

zafer varsa eger kime ait olacaktı

ayak seslerini duyarken ölümün

hangi sesler gözardı edilebilrdi?

hangi mabedin duası daha cok kabul olurdu

ve tanrı tanrıysa eger neden kendini baska dinlere paylastırırdı?

 

basit sonları yok artık sevda masallarının

ya teknoloji burnunu sokuyor

yada filozoflar sınırında yasananların

aklın basit

mantıgın düz oldugu cagların özlemi bu

seni seviyorumların seni seviyorum anlamına gelmesi...

basit sonları yok artık sevdaların

usta bir yönetmen kurgusu istiyoruz

yakısıklı yada guzel artistlerin basrolunde oldugu

ve hepte dogaya aykırı olayların yasandıgı

bir gun durup dururken sevglinin elini tutmak icin dogal afetler bekliyoruz

yada afetlerin en dogal olmayanını

canlı bombalar gibi...

sevgilinn elini tutmak icin hep bir isaret bekliyoruz

br sarkı bir film karesi bir kartpostal

sanki o an icinden geldigi icin eline dokunsan

dokunan sen olmayacakmıssın gibi

sanki biri itekleyince dokunan

sen olacakmıssın gibi...

Gönderi tarihi:

kibrit cöplerini birleştirince bir ev oluyor bu resim

cöpleri tutusturunca dumanına karısıyor hayaller

el işi derslerinin insan verdigi en önemli özellik buydu sanırım

elinden geleni yapabilrsin

parmagının ucuyla bu gelen silip atabilrsin...

buyusune kapılırsın bu hayatın

yada bu hayatın buyusuyle kaptırırsın kendini

biçilen rollerin şehvetine

ne bir sabah var artık

nede ertesi gun

radyo bultenlerinde adı gecen

bir tiyatro sahnesi

bahsedilen

üstü kalsın dedirtecek cinsten bir öğle yemegi

3. sınıf lokantada

uc cesit yemek 2 lira dediği icin gidilenlerden

belkide yemek icin deil

sırf doymak icin...

 

ne diyordum ben?

ne diyorum yada

ne de demek istemiyorum artık

dediklerimden yoruldum susmak icin

yazıyorum

yazdıklarımın ötesinde

susuzlugum

bir kadın özlemi

cözemedigim

bir Özlem

vazgecemedigim

 

alısılagelmişin dısında bir aksam uzeri

bir kadının suya değerken ayakları

ne şair şairdir artık

nede kadın

şairin anlatmaya calıstıgı

buz gibi bir sevdanın tarif edilemediği icin

yok sayıldıgı

aleyhinde delil olmadıgı icin

suclu sayılan bir kominist gibi

sanki aleyhinde delil olsa asılmayacak gibi

sanki asılınca

aleyhindeki deliller lehine gececek gibi

sanki kafasını koparınca bedeninden

kafasının icindekiler değişecekmiş gibi

 

bir kadının suya değerken ayakları

istanbulum aksam olur yorulmus işten eve dönerken

her dönüşten usanmış cicek pasajında sabahlamak ister

bir sure icer yine sevgilisini özler

ve sularına degen ayakları unutup

Özlem'ine yazar

ne bırakıp gider boğazlarını

nede kaldıgı yerde

yazgısına eyvallah deyip

mutlu bir hayat sürer...

Gönderi tarihi:

bana verdigin rolu oynamayı kabul etmedigim icinmi kızgınsın bana tanrım

yoksa ne kadar aciz oldugumu yuzume vurmaktan zevk mi alıyorsun

kabul ediyorum sana karsı bu oyunu kaybettim..

kazandın işte... tebrikler tanrım...

umarım tadını cıkarırsın bu zaferin...

 

aldatılmayı meziyet sanan insanların arasından geciyorum

uzerimde sorumluluk alma korkusu

sevgilisinin acıdıgı icin sevdigi bir zavallıyım ben

terkedilmekten korktugu icin boynunu buken

terketmedigi icin sevgilisi tarafından asagılanan

sevgililerin sen sereflisi

bundan sonrası

bir kölenin sahibine olan baglılıgı gibi

öl desen ölürüm

artık istedigin senin bedenin....

 

sevdanın kanadı yok artık

ucup gtme dusuncesini ipotek altına verdi bankanın brine

secerken bizzat kendiydei

ve altına attıgı imzaların anlasmasını son kelimesine kadar okumustu

işte simdi

gtmeye hazır sevgili kalsın diye

dizlerinin uzerine cokup yalvaran zavallı benim

yanımda kalıp icimi ferahlatan senin ellerin

salya sümük gitme diyen aglayan ben

acıyıp lutfedip bagrına basan senin merhametin...

 

dudaklarım kilitli

yazdıklarım bastırdıgım isyanlardan kurtulan esrarkeslerin cıglıkları

ustunu ortemiyorum cesetlerimin

kanı elime bulasmıs faili mechuller

kanı hangi kanla yıkarsam cıkar lekesi

ruhumdaki acizliği hangi kahramanlık ortbas eder

ve hangi aşk temize cıkarır

vicdanımın verdigi cezaları hukumsuz sayıp

 

gitmeye hazır bir sevgiliydin sen

benim yalvarmamı bekleyip

kendine gucunu ispat eden

sana yalvaran

benim yıllardır ezikligim

simdi duymak istiyorsun ya

sen istiyorum

simdi gormek istiyorsun ya

sen özluyorum

simdi rahat uyuyacaksın ya

sözlerimi yarıda kesiyorum

simdi üstleniyorum ya

dokundugun eşyaların uzerndeki izlerini siliyorum

dokundugum tenimdeki derimi yüzüyor

aklımı kacırıyorum

icinde sen oldugun anları hatırlayıp...

Gönderi tarihi:

git

bogazımda yutkunamadıgımla bırak beni

cıkarken kapıyı acık bırak

ben bir sure sonra bırakıp gidicem kendimi...

 

git

sustuklarımız ve konustuklarımızın birbiriyle olan cıkarlarından arta kalanları al

iç çekişlerimi bırak

birde bakısmalarımızı

cıkarken umutlarımı al ve uzaklas benden

ben ve ben eksenli bir dunyanın butun kokuşmus bencilliğinden...

 

git

ne yalnızlıktan atılan kısa mesajlar

nede oraya buraya yazılan kısa dortlukler

aranan yanlıs numaralardaki insan sesini böyle severmiş

insan

en sevdiği

surekli yeni susmalar yaratıp

bir turlu dinlemeyi öğrenemedigi icin...

 

git

kırılıyorken sözlerime

ve ben seni kırmamak icin daha sıkı sarılmak ister gibi

düşürmesin diye avuclarının arasında sıkar gibi

billur bir güzelliği

parcaların tenime batması

ve kanaması içimdeki boslugun

ne canımın yanması bu

gözlerimden süzülen

ne caresizliğimin öfkeye dönüşmesi

belki de zararlarını onceden tahmin edemedigim bir yıkımın

artcı sarsıntılarıdır

enkaza dönmek umrumda deil...

gözlerimden süzülen

billur güzelliğiyle bir sevdanın

sakınmak isterken kendi elimle

kanatılmasıdır....

 

git

yarımı bana bırak

yaramı açık

kan kaybından ölmeliyim bir an önce

kanamıyorsam ardından bu en buyuk ayıp

tüm tıbbı mudahalelere ragmen yasatılamayan bir sevdaydı bizimkisi

br soguk makinaya bagımlı

yapılan butun nakilleri rededen...

şimdi git

üzerimi ört

ısıkları kapat ve fişini çek bu makinanın

cıkarken....

Gönderi tarihi:

elimde baska bir bilgisayarın klavyesiyle

baska bir yabancıya yazıyorum

ne mla kuralları var nede duzgun bir turkce

nede kulaklarımı sagır eden muzigin etkisiyle

bunalır insan

bir pencere acar

acılır birden

soguk bir sise biranın sernligiyle

smdi agla aglayabildigin kadar

butun sevdalar senin tekelinde

tekelci yasalara karşı dağa cıkan benim

butun insiyatifi senin elinde bu aşkın

bu aşkın ehlileştirileyeni ben..!!!!!

 

yeni çağların sevdasıydı bizimkisi

ne kafiyesi vardı nede ölcüsü tutuyordu

bir keşmekeşlik bir umursamazlık havası

her yeni sabah yeniden başlama kaygısı bir hayata

bir hayata virgul koyup sandıga kaldırma hisleri

sandıkta sakladıgım korkularım değil

bir zamanlar hayalini kurduklarımı naftalinledim

kokmasın diye değil

güvelere meze olmasın diye gece yarısından sonra kurulan masalarında

kendi icki masama meze yapıyorum artık

alkol kıvamında bir sevdaya donusuyor yasananlar

ve icmeden yazamıyor insan

icmeden yazında yeşil görunuyor

icince siyah

icimden seni cıkarınca koyu gri bir yalnızlık

senden baska kimi soksam bu hayata

buzluktan yeni cıkarılmıs donmus gıdalar gibi

 

madalyası varmıydı bu savasın

yoksa varolan madalyalara hep uzaktanmı baktık biz

once cesur olup üstlenmek mi gerekiyordu sorumlulugu

yoksa sorumluluk gelip bizi bulunca eyvallah demek yetmiyormuydu?

her zaman gönüllümü olmalıydık

yoksa gönlümüz bizden izinsiz kapılınca birine

bu hafifletici sebep olarak gorulebilrmiydi sevda yalanında

madalyası varmıydı bu sevdanın

yoksa bu sevdalıgın iki yanından birinde olmak yetiyormuydu denklemi kurmaya

bilinmeyenleri bulmak icin icin durmadan

iki tarafı aynı sozlerle carpıp böluyorduk

ama bir taraf uymuyordu bilinenlere

belki de bu yuzden

cözülemiyorduk

cözülmek istedikce baglanıyor

kurtulmak istedikce dibe batıyorduk

nefes almak istedikce sancıması gbi göğsünün

ve sancı arttıkca daha cok nefes almak istemesi bedeninin

senden uzak kaldıkca tutulmak sana

yanında kaldıkca uzaklasmak

 

siz bir turlu bizim ehlileştiremediklerimizdenmisiniz?

bir turlu itaat edip bu kanun maddelerine uyumsayamayanlardan mı....

bir turlu kurtulamayıp bu boşluktan

icindeki boslugu doldurmak icin

kendini bosluklara bırakanlardan mı?

Gönderi tarihi:

yeni sözlerim yok artık

bu yanık kokusu parmaklarımdan geliyor

ne bir kadın sarkısı var aklımda

nede bir kadın hayali

hayali olanları br bir ayıklıyorum artık

tenimdeki ruj izlerini brleştrince ortaya cıkan resim hosuma gitmiyor...

 

işte boyle biten bir sevdanın yazan ve yoneteni olmak varken

sadece yazan

ve sadece yonetilen bir senaryoya tabi tutulurken

yuklemi olmasın diye her cumlenin sonunda

tuhaf fiil cekimleri yapan ben

gizli öznelerden yorgun

ama gecmiş zamanlarımı hep genis zamanlara suruklemem

korkumdan...

yeni bir hayat suremeyecek olmaktan

ve elime gecen butun fırsatları

harcayıp

simdi yeni bir fırsat icin elinde duası kalmayanlardan...

 

boşuna bakıp durma telefonuna...

git diye şiir yazdıgın kadın

geleyim mi diye sorar mı sanıyorsun...

ilk gunden beri anlayamadıgın kadın

bu saatten sonra kendini yorarmı bir kez daha

zaten yorgun yıllardır anlasılamamaktan...

seni en son seven kadın

senden sonra baska adam sevmez mi sanıyorsun?...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

içine kanadın mı beni dusununce?

 

aklının ucundan gectim mi..

beni mi hayal ettin ona dokunurken

yoksa bana dokunurken bundan sonra

onumu hayal edeceksin?

 

içine kanadın mı ben düşünürken?

yoksa sıradan birseymiydi bu...

ansızın gelip gecen

ertesi sabah duş alıp sokağa cıkınca

uzerinde kalmayan parmak izlerinden

öpüşlerin izlern kapamak icn yaptıgın makyaj

aglayan gözlerindeki yaşlarla akarken

ve susarken sen brsey olmamıs gibi

bundan sonra koynuna girdigin benmi olacagım?

ben dokunurken sana hayal ettigin baska biri mi?

 

içine kanadın mı beni dusunurken?

yoksa

kanayacak yaralara sahp değilmiydin artık?

onuda öptün mü?

sarıldın mı sımsıkı bir nefes gibi içine cektin mi?

ve bir nefes gibi verirken

yeniden arzuladın mı?

almak icin

içine....

kanadın mı içine?

yoksa zaten hazırmıydın bu

aldanmıslıgın hazzına...

bir anda mı oldu

yoksa uzun suredr planlanan gibimiydi?

simdi unuttun mu?

yoksa unutman icin zamana mı ihtiyacın var?

artık susmalımıyım?

vadem doldu mu?

arkası imzalanıp kaşelenen bir cek gibi

bir baskasına ciro edilen

ama en sonunda karsılıksız cıkan br aşktı bizimkisi

smdi öpüldüğünün hayaliyle gülümserken sen

öpemedigim icin bu kadar canım yanıyor

öpen ben olamadıgım icin adam değilim artık

gereken vasıfları tasıyamadıgmın farkındayım

sana dokunmak icin gereken adamlık mertebesinden uzak

kurdugum hayallerin bir turlu gercek hayata uyarlanayamanı

bu bir turlu seni gercek sevgilm gibi göremeyişimin bedeli

sen bir yabancının kollarında uyanırken bir sabah

uzagında baska bir sabahın köründe

alkole basmak yüregimi...

 

adam kölen olsun senin ben olmam...

yapma dokunma

kim dokunduysa sana ona git

nerde unuttuysan beni orda kal...!!!!

Gönderi tarihi:
vaktim doluyor..

bu otobuslere doldurulup getirildigim yerde

bana ezberletilenleri soyliyemiyorum artık

yukumluluk altına girdigim

ustlendigim sorumlulukların farkında

bu ulasılamamak icin telefonunu kapayan benim

 

vaktim doluyor

aldıgım nefesin hesabını verememekten değil

verdigim nefesin kirliliginden müzdarip

bir vapurun yan tarafından martılara attıgım simitler

hafifletici sebep olarak sunuluyor

savunma avukatlarım tarafından

ve ben en korktuğum yerde

bir asansöürün iki kat arasında kalması gibi

sıkışıp kalıyorum

ölümle yasam arasında

 

vaktim doluyor

ne istanbul guzel kokuyor artık

nede gördüklerimin bir acıklaması var

ölümümün 8. sayfaya ilan verme nedeni olması gibi tuhaf

ardımdan kılınacak namazların kabul olunmasını beklemek gibi umut dolu

hani zaman herseye ilac ya

yalanmıs

ilac olan bugun gelir

yarınlara odaklanmıs bir kalkınma planımız oldu bizim her zaman

belkide bu yuzden bir turlu kalkınıp

sevgilinin ellerinden tutamadık...

bir borsanın düşüşüne endekslenmiş bir hayat tarzımız

borsanın kalkışının etkilerini bir turlu uzerinde hissedemeyip

her düşme tehlikesinde secde eder tavrımız

bu ac kalmamak icin boynumuzu bukerken

büküldüğü yerden kırılan gururumuz

bu unutusumuz varlıgımızın dayandıgı temelleri

bu tehditlere pabuc bırakıp

meydanlardan kacıslarımız

bu görmuyorlar duymuyorlar diye

içine kapanıslarımız

bu kırmızının sevdasına uyanıp

bir sabah bembayaz yeniden doğuşlarımız

sen ağlama..!!!!

nasıl böyle bir imanı boğar

şeriat dedigin tek dişi kalmış canavar

bir elinde medeniyet timsalleri

digerinde din simsarları

kapını çalan oy hırsızları

işine gelince seni dinleyip

gelmeyince doğal hakkım deyip

sonrada utanmadan feraget ettigini söyleyip

babasının makamını

kardesine teslim edişleri...

 

aşkımın üzerinde söylemeye calıstıgım

sevdama ipotek koyanlara

bana nasıl yasayacagımı izah edenlere

bana nerde durup nerde susacagımı soyleyip

nereye kadar sevecegimi anlatanlara

bu dilimi ve parmaklarımı kesmekle tehdit edip

canımı bagıslyarak lutfedenleri

bu korkarmısım gibi karanlıktan

bir ampulun aydınlıgıyla

beni ayar etme teşebbüsleri

 

son nefesime kadar bir aşıgım ben sevdigim kadına

nefesim yetmese bile

son damla kanım fedadır bu vatana...

kanımın bittigi yerde

sevdiğim alır kollarına

özgür bir vatan ugruna

gömülecek bir karıs topragıma

gömer bedenimi,

ruhumu özgür marmaranın kollarına...

 

 

:clover:

Gönderi tarihi:

ertesi yarınlarla buyuyen bir cocukluktu bizimkisi

bir turlu yetişemezdik bulusma saatlerine

belkide dogru zaman dogru yer kavramı ilk defa

bizim hayalkırıklıgımızla uretilip lugatlara eklendi...

kimbilir

cunku biz her sınavda bitiş zili caldıgı anda hep bir iki soru daha fazla yaparız diye

cevap anahtarından kopamayanlardandık...

 

yumusak uclu kursun kalemlerimiz

ve silince iz brakmayan silgiler makbuldu ki bizde hep tersi bulunurdu

kırmızı renkli kalmeler kesinlike yasaktı

ömrümüzün kalanını planlarken belkide secerken

yumusak uclku siyah kursun kalem kabul edilirdi...

sanki kullandıgımız kalem sert uclu divit murekkepli olursa

verilen cevaplar dogru kabul edilmeyecekmiş gibi...

 

hayata adım atarken tanıstırıldık devlet prosedurleriyle

ve coktan secmeli sorularla agırladılar bizi

her verdigmiz dogru cevap yanlısları goturmuyordu

her yanlısımızın karslıgında biraz daha para öduyorduk artık...

ve cocuklar bu sinavdan once gidip tanrıya yalvarıyor artık

merak ediyorum

tanrı hangi yalvarıdan hoslanırda hangisine kıyak yapar...

kıyak yapmadıgı baska tanrının cocuklarımıdır?

dindar bir asker komutanına ates altındayken sorar

-komutanım eger bu savasta tanrı bizim yanımızdaysa

karsımızdakilerin yanında kim var???

 

bugun sınava girerken tanrıyı yanıda isteyenler var

ya tanrının yanında olmadıkları

kimden destek alacak?

yada tanrı bunu neye gore sececek?

gidilen türbenin sahibinin

cenneteki mekanına goremi?

 

pazarlıgı oluyormu bu dunyanın

yada bu dunyada yapılanlar karsılıgında alınacak obur dunyanın?

ustune konulurmu gunahlarımın

yoksa öper sarılırsam kimsesiz bir cocuga affa degermi yaptıklarım?

alnımı yere surdugum dakikaların toplamımı önemli tanrım icin?

alnım yerden uzakta mutlu ettigim insanların gulumseme zamanlarımı?

 

karsımdakini once insan olarak kabul ettigim icinmi takdir edilirim tanrım tarafından?

yoksa once rengine bakıp dusuncesinin

yeşile yakın diye yalakalık yaparsam bonus mu kazanırım?

insan insan diye boyle yaratıldı diye dusunmelimi?

yoksa insan insandan once

dinine bakmalı

bu dinden değilse itlaf edilmeli diye mi

kana susamıslıgın sorumlulugunu

tanrıyamı yüklemeli...;?

Gönderi tarihi:

sarılınca gecermi?

bu kalp agrısı...

öpünce sönermi

icinde yanan ateslerin...

düşümde bile günahkarım ben

nasıl arınsın gönlüm...

 

aldıgım ahların bedelimi bu?

söylemediklerimin gözlerime yansıması

bu süzülen damlalar

düşlerimdeki gunahların mukafatımı?

 

inkarlarımın agırlıgını tasıyamıyorum artık

gecelerim uzun ve yalnız

sabahladıgım koynunda alkol kokusunun

düşledigim senin esmer tenin

nasıl uyansın bu zavallı

ardımdan deli diyorlar

belkide yalan değil

Gönderi tarihi:

birleştrlince bir anlam ifade etmeyen noktalar gibiyiz

yada silinince aramızdaki baglantılar

kaybediyorduk anlamımızı...

hepsini ve hicbirini

icimdekin ve senn hayal edemedigini

nerde olursa olsun gecikmiş bir bulusmaydı bu

aşkın mucizelere yuklenen sorumlulugu gibi

kaybedersek eger bu biz olmaycaktık

kazanan biz

kaybın sorumlulugu tanrının

kazananın mukafatı kulların...

 

bana bakıslarını ver

uzerime sözlerinden muskalar yapıp

yola cıkmalıyım

alınacak mesafeler var

hatırlanacak sözler

edilecek yeminler

tek bir askın

tek bir sevdanın

baska dunyaların

gundogumları

icimizeki bir turlu umudu kesemedigimiz

bir turlu vazgecemedgimiz

bizden sonra anımsanacak diye isimlerimiz

soluk ekranlara kazıdığımız

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.