Φ LostsouL Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 kötu adamların laneti bu alınınca uzerinden kadın kokusu ölümünü bekleyen bir ihtiyar kdar huysuz baglandıgı makinalardan muzdarip ne hayatı sevebiliyor artık nede vazgecebiliyor yasadıklarını yoksayıp kötü adamların laneti bu ölüm kontenjana bakmıyor artık yasadıgın yılların bir hükmü yok ettigin yeminlerin verdigin sözlerin zilin sesini duyarsın ve onunde acılan kapıdan gecip baslarsın kosmaya ne mesafen belli neden ucus mevkin kucuk bir parca kagıtta ismin ve kimlik numaran sagsaglim yere inmenle kimse ilgilenmiyor artık haber degeri tasıyan parcalarının 15 km lik bir alana yayılmasıdır cuzdanındaki resimler değil senin bir kac ay once cektirdigin vesikalıklar süsler gazete köselerini cebimdeki mısraların küllerinden bir hikaye türetilebilrse eger varıs zamanı ve varıs yerim anafikri olsun ve hicbir harfi cıkartılmasın hayatımdan adını olusturan hecelerinin bütün geliri kazada ölenlerin yakınlarına bırakılmak uzere filme alınsın filme alınamayanları karton bir kutuya doldurup yaksınlar sevdigim kadın izleyip aglamasın diye yaş sınırları konsun başkası örnek almasın die ilk gösterimden sonra cocukların erişemiyecegi yerde saklansın... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2007 hangi ölüm beklenir hangi insan kondurur düşüncesine hayırlı bir ölümü hangi hastalık başından atar umutlarını hangi ferman, infaza kadar inandırıcıdır... söylenen her sözün uzerinden bir kez daha gecer insan yaptıgı her hareketin her ima'nın, sonra düşüncelerini ayırır aklında ettigi isyanlar ses tonunun sertlesmesinden bile pişmanlık duyar istemedigi halde yorgunluktan cektigi her derin iççekişin O'nun tarafından duyulup duyulmadıgını yada hissedip hissetmedigni... geri dönüp değiştiremiyecekleri icin pişman olmanın bir anlam ifade etmedigi ama o bir anlamın vicdanın icin bir ömre degdigini O'nu kaybettigin anda anlarsın.. kısa bir tekrar gecer gozlerinin onunden ne cok pişmanlık ne cok icinden cıkamamak bu hayatın ya öyle yapsaydımlara ya yapmasaydımlar eklenir keşkeleri cıkartınca aklında basit teselliler kalır. huzurlu bir teslim olusa şükrederken bulursun kendini belki de kaybın buyuklugunu dusunmemek icin yapılan son görevin huzuruna teslim olup icinde kanayıp duran yaraya dokunmayıp zamanı beklersin iyileşmeyeceklerden biri daha acılır icinde ve ögrenirsin yaşamayı O'nunla yasamayı ogrendigin gibi... bazen dursun istersin zamanı geriye alıp mutlu bir bayram sabahına bir aile meclisinde toplanıp kurulan sofranın basında sakalasma anına gozlerinin icine bakıp gulumsedigin belkide yanaklarından öpüp özledigin özlem ki sıkı bir sarılmayla içini serinleten ve son ayrılık anında dokunamadan icinde buyuyen ortak oldugun her anıyla her tanıdıkla icinde acılan hatırladıgın her gunle zaten tasınamayan bir huzne eklenip içine gömmek hıckırıklarını ne cok keşkeler toplamısım icimde ne cok olsaydım, yapsaydım, gitseydimler... simdi sıkıp yumruklarımı yumrukladıgım, benim yalnızlıgım soyleyemeyip erteledigim her söz bogazımda yutkunamadıgım aldıgım her nefes O'nsuz bir dunyaya vermeden once O'nun oldugu bir dunyayı düşünüp içimi yakıyor üzgünüm annem sıradan sevda kafıyelerinin basitligine kaptırırken kendimi senin yoklugunun agrısını hesaplayamadım hic gitmeyecekmissin gibi gün ederken günümü içimdeki dolulugunu kestiremedim kac damla yeter bu atesi sondurmeye kac dua ferahlatır icimi kac isyan kac cıglık kac satır kac şiir kac ömür versem simdi gittigin yerde mutlu etmek icin seni biliyorum bu saatten sonra aglayabildigim kadar aglasam agıtlar yaksam ne daha iyi oglun olabilrim artık nede geri getirebilrim yüzünden sildigim tebessumlerini gunde bir an sesimden esirgedim seni ayda bir gun yüzümden öyle kaptırmıstım ki kendimi sıradan dünya dertlerime kendi bencilligimle zehirleniyorken bana emanet ettgini unuttum işime gelmedi belkide ne zamanım vardı nede imkanım senin, ben olmam icin harcadıgın hayatın karsıgılını veremedim simdi tek yapabildigim huzur icinde yatabilmen icin üzerine toprak atarken dualar etmek hani yasarken bana ezberletmeye calısırken benim dinlemedigim senin sabırla bana ogrettigin duaların... şimdi dusunuyorum keske daha cok duanı ogretebilmen icin daha cok gorseydim seni keske yaptıgın guzel yemekleri yemek icin bayramları değilde acıktıgım her anı bekleseydim düşünemediklerim icin bagısla beni annem verdigin en son dersle insan olmamın geregini hatırlattıgın icin tesekkur ederim... Büyükannelerin En Güzeline... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 cennet topladıgın bonuslarla altı gun yedi gece tatil yapabilecegin bir belde... cehennem iklim bozuklugu... mürekkebimin kuruması korkumdan değil tanısmıs olmaktan yaşamak tutkusuyla dudaklarımın kenarından suzulen öptüğüm kadının kokusu yazmaya calıstıgım üzerime sinen gunahlardan arınma çabası... cennet gidilmek icin ucuş mili biriken bonus kartım gibi o kadar mil kazanmak icin harcayacak param varsa sanki o bileti gidip satın alamam gibi lütfedip armagan ediyorlar cehennem icin bir karsılık yok zaten hicbir kampanyada duzenlenmiyorlar cehennemdeki safariler icin yada bir belgesel kanalı tarafından cekilmiyor yanan ruhların küllenmesinin tarihi... ne cok, yoklugunla baslayan cumle kurdugum icin belkide alıstırdıgım icin, icimdeki cocugu oyuncakları olmadan da oynayabilecegine ve kırılmıs olsada atlı karıncası acı cekmesin diye vurmak yerine hayal ettigi yere kadar götürebilecegine cennet sabah kusagı programlarında reyting patlaması vaat edildigi yerde tek basına iktidar olmadıgı yer iki ucu karanlık dehlizler gibi kartımda biriken bonuslarla alabileceklerim bu kadar alamayacaklarım icin daha cok harcamalıyım canımı yakan bu denizin mavisi değil mavinin gözlerine kacan buğusu üzerime sinen parfumunun kokusu yıkadıkca cıkmayan parmaklarımdan isminin yazılısı yazdıgım her şiirin altına attıgım imzamın benzerliği bir bagımlının, bagımlılıgından kacısı bu ilk sensiz gecede titremesi bedenimin dudaklarımı ısırırken içime kanayan içime kanarken sana yandıgım bu dönüşü olmayan tek kişilik gidişlerin cehennemi bu sensiz koca bir gunu geceye baglamak icin iskambil kagıtlarına bırakılan rehni gibi ruhun kaybın sorumlusu sensin her kumar masasında kalan benim caresizligim... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 dayan artıkk dayan... boyalı yüzleriyle tasladıgım seytanların gunleri ne cabuk gecti simdi soluk benizli bir seytan gibiyim kucuk bir kız cocugunun avucundaki tasları atmak icin hevesle beklediği... acımın buyuklugune tanıklıgın tutanaklara geciyordur mutlaka hangi anayasal sürecte bu gozardı edilebilir ve ne kadar demokrasisine yarasır bir aşkın ve hangi akli dengesi yerinde bir darbenin hışmından sıyrılıp bir kalp imkansız sevdasının peşinden mürteci bir hayat yasar... acımın buyuklugunden sakınmak icin seni hayatımın butun gölgelerinden uzakta sakladım, cogu zaman rutubetli ve serin yerlerinde bedenimin belkide en cok bu yuzden sancıyordu her nefes aldıgımda bir bıcak gibi göğsüme batan cigerlerim... acımın buyuklugunu ispat etmek icin belkide en yakınımdakini kurban etme hevesim kurban meraklısı bir tanrıyla pazarlıga oturmus gibi en cok sevdigmi verirsem sana sadakatim sınanacakmıs en cok sevdigmi verirsem sevgi karsısında ki basarısızlıklarımın bir kurtarma sınavı olacakmıs gibi... acımın buyuklugune inandırdıgım icimdeki umut cicekleri belki de bu yuzden süslü kafiyelerle renkli cumlelerle gorundugu kadar guzel kokmuyordur parmaklarımın arasından cıkan bu ego tatmini bu kendini beğenmislik bu bir turlu tatmin olamayan saldırdıkca kana susayan belki de en cok senin kanından zevk alan icimdeki hayvan... kurban meraklısı tanrımın benden istedigiydin belki belki de ben seni kabul edebilecegim bir mertebe bulamadıgım icin belki de işledigim gunahların keffareti belki de üzerime aldıgım Ah'ların bir bedeli belki aklımın kendime oynadıgı oyunların en guzeli Sen'le gecen her yıkımın ardından bu toparlanma süreci bu iyileşme belirtileri belki de kacınılmaz bir ölümden önce ölümün, fani bir ruha gösterdigi iyi niyeti... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2007 tüm bildikleri mufredattan cıkarılmıs bir ögrenci gibiyim bir sabah sürpriz bir sınav haberiyle uyanmıs gibi ne yeterince calısmıs yeni konulara nede bir doktor raporu var elinde bir umursamazlık virusudur dolasır kanımda ne kaale alabiliyorum söylediklerini ne de sensiz bir gunu yakıstırabiliyorum yasamak adına bir süredir içimdeki boslugun karsılıgı olarak yoklugunu kullanıyorum dudaklarımdaki tadın gecmesin diye konusmuyorum tenimdeki izlerinin ilahi bir gücü olmalı her gece ısıklarımı kapayınca dokundugun heryer ısıl ısıl giderken almayı unuttugun esyalardan biri olmak canımı yakıyor... geri gelirsin diye umutla bekledigim her umudun bir aldatmaca oldugunu farkettigim bu sıradan gunlere paylastırılması ölümün taze mezarların basında bekleyen elinde su testisiyle cocuk gibi bir yabancının ölümünün telli araba alabilme sansımı arttırıyor olması hangi ilahi adaletin tecellisi hangi adalet bunu ilahi kılabilir hangi ilahi guc adaletli bir kaybı kutsal sayabilir tabi tutuldugu sınavlara girerken bildigi hersey mufredattan cıkarılmıs ögrenci gibiyim bilmediklerinden sorumlu yaşı tutmadıgı icin değil adalette farkında oldugu icin yanlıslıgın insafına sıgınıp yuce hakimin elindeki kalemi kırmasın diye durmadan yazıp cizmelerim... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 sevdanın şiirini yazmaya meyilli bir adamdım ben kafiye kurmaya yetenkli kuramadıgı kafiyeler kadar fakir kabul edilen muhtarlıktan kagıt alabilen ancak bir turlu belediyesine ispat edilemeyn bir yoksulluktu bu her ramazanda erzak torbalarıyla beslenen bir hanenin tek becerisi yazmak olan ve yazmanın bes para etmedigi zamanlarda sokaklardan karton toplayıp satmanın asaletine inanan bir adam.. sokaklarında dilenirken yakalandıgı bir tanıdıgınını goslerini icine bakarken Allah rızası icin derken bogazında dugumlenen Rıza kelimesi nasıl bir rızaydı ki bu avucuna verilecek uc kurus icin duasını satılıga cıkaran nasıl bir tanrıydıki bu sınav adı altında coktan secmeli bu tur soruları sorarken seceneklerin hepsini yanlısa cıkaran... aklımın icinden cıkaramadıgım bu tuhaf hesaplasmaların bu olmuyor diyerek silip yeniden yazmalarım bu beni bekliyorsun diye seni aramayıslarım bu seni arasaydım ne eksilirdim nede cıkardı icimdeki seytan taşlanmaktan korktugumdan değil ya taşlanmassam diye kendi seytanlıgımdan şüpheye dususlerim uzerine dusen gorevi eksiksiz yapan bir fani gibi nasıl bir gorevdiki bu butun faniler arasında eşit degıtılmıs ve tanrı, tanrı oldugu icin tasıyabileceginden fazla yuku reva gormemiş kuluna ruyaysa bu gercekten artık uyanmak istiyorum..!!! şehvetinden eritilmiş demirden daglar değil düşünceden kaleler ele gecmiş surlarımda bir hüznün bayrakları dalgalanmakta gögsümün kafesine saplanan sancagı tutan ellerin ne son fethedilişidir bu benligimin nede son teslimi yıkılrken dizlerimin üzerine yeniden ayaga kalkmak değil o dizlerin uzerinde yeni bir aşka hazırlanısıdır kalbin dindirilemeyen kanamalardan sersefil ne tesellisidir bu gecen zaman nede üstünü kapar yaraların ne ayaga kalkar nede yıkılır boylu boyunca sevda dedigin avucumdaki ates parcası ne söner kapayınca nede alevlenir artık 'seni seviyorum' yalanıyla... Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2007 selam arkadaşım..yaratıcı ve kendini kelimelerle ifade edebilen insanları hep sevmişimdir..kendin yazıyorsun anladığım kadarıyla..güzel..ortak bi yanımız..bende kendim yazarım..aklımın erdiğince..anlayabildiğimce.. --ve birkaç şiirini okuyabildim..malum hepsini okumak ne mümkün..ama güzeldi..devam edeceğim okumaya..hoşçakal ..yine karşılaşırız..çokta farklı değil yollarımız...her ne kadar farklı rüzgalarda esiyor olsakta.. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 aklımın icinden cıkaramadıgım bu tuhaf hesaplasmalarınbu olmuyor diyerek silip yeniden yazmalarım bu beni bekliyorsun diye seni aramayıslarım bu seni arasaydım ne eksilirdim nede cıkardı icimdeki seytan taşlanmaktan korktugumdan değil ya taşlanmassam diye kendi seytanlıgımdan şüpheye dususlerim uzerine dusen gorevi eksiksiz yapan bir fani gibi nasıl bir gorevdiki bu butun faniler arasında eşit degıtılmıs ve tanrı, tanrı oldugu icin tasıyabileceginden fazla yuku reva gormemiş kuluna ruyaysa bu gercekten artık uyanmak istiyorum..!!! Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 vaktim doluyor.. bu otobuslere doldurulup getirildigim yerde bana ezberletilenleri soyliyemiyorum artık yukumluluk altına girdigim ustlendigim sorumlulukların farkında bu ulasılamamak icin telefonunu kapayan benim vaktim doluyor aldıgım nefesin hesabını verememekten değil verdigim nefesin kirliliginden müzdarip bir vapurun yan tarafından martılara attıgım simitler hafifletici sebep olarak sunuluyor savunma avukatlarım tarafından ve ben en korktuğum yerde bir asansöürün iki kat arasında kalması gibi sıkışıp kalıyorum ölümle yasam arasında vaktim doluyor ne istanbul guzel kokuyor artık nede gördüklerimin bir acıklaması var ölümümün 8. sayfaya ilan verme nedeni olması gibi tuhaf ardımdan kılınacak namazların kabul olunmasını beklemek gibi umut dolu hani zaman herseye ilac ya yalanmıs ilac olan bugun gelir yarınlara odaklanmıs bir kalkınma planımız oldu bizim her zaman belkide bu yuzden bir turlu kalkınıp sevgilinin ellerinden tutamadık... bir borsanın düşüşüne endekslenmiş bir hayat tarzımız borsanın kalkışının etkilerini bir turlu uzerinde hissedemeyip her düşme tehlikesinde secde eder tavrımız bu ac kalmamak icin boynumuzu bukerken büküldüğü yerden kırılan gururumuz bu unutusumuz varlıgımızın dayandıgı temelleri bu tehditlere pabuc bırakıp meydanlardan kacıslarımız bu görmuyorlar duymuyorlar diye içine kapanıslarımız bu kırmızının sevdasına uyanıp bir sabah bembayaz yeniden doğuşlarımız sen ağlama..!!!! nasıl böyle bir imanı boğar şeriat dedigin tek dişi kalmış canavar bir elinde medeniyet timsalleri digerinde din simsarları kapını çalan oy hırsızları işine gelince seni dinleyip gelmeyince doğal hakkım deyip sonrada utanmadan feraget ettigini söyleyip babasının makamını kardesine teslim edişleri... aşkımın üzerinde söylemeye calıstıgım sevdama ipotek koyanlara bana nasıl yasayacagımı izah edenlere bana nerde durup nerde susacagımı soyleyip nereye kadar sevecegimi anlatanlara bu dilimi ve parmaklarımı kesmekle tehdit edip canımı bagıslyarak lutfedenleri bu korkarmısım gibi karanlıktan bir ampulun aydınlıgıyla beni ayar etme teşebbüsleri son nefesime kadar bir aşıgım ben sevdigim kadına nefesim yetmese bile son damla kanım fedadır bu vatana... kanımın bittigi yerde sevdiğim alır kollarına özgür bir vatan ugruna gömülecek bir karıs topragıma gömer bedenimi, ruhumu özgür marmaranın kollarına... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2007 bu hayata attıgım en guze imzaydı dudaklarındaki gulumsemen ve ben senin gulumsedigini bildikce kapatabiliyordum gözlerimi yeni bir hayata uyanırken dokunmanın yasak bakmanın gunah oldugunu soylediler hayal kurmak icin yeterince bonus birikmemiş kartımızda aksi halde katline karar kılınan tuhaf yaratıklar sınıfından en zararsızlarındanız biz sevmenin tuhaf sevilmenin filmlerde oldugu dönemlere dogru yol alırken sokakta el ele tutusmanın dinsizlik alametiyle sorgulandıgı bir devre geciyoruz artık sen bana uzak ben senin onunde yurusek eger din kurtulcakmıs gibi sanki ve nasıl bir tanrıdır ki bu seni seviyorum diye beni cehennemine alacakmıs gibi... bu hayata atabildigim en guzel imzamdı gulumsemen uzun zamandır yazmıyorsam bu beceremedigim icin deil bu cıkaramadıgım icin aklımdan yalnız uyanılan sabahların soguklugunu bahara actıgım pencerelerden giren ruzgar deil bu ucusan polenler yagan bahar yagmuru deil yazılamayan bugusuna camların seni seviyorum korkusu şimdi kesip atamadıgım aklımdan bu gerceklik sen gidiyorsun ya simdi aksam olur gibi sabaha dort kadeh kaldı ansızın ararsın diye avucumda sımsıkı tuttugum telefonum aramama ihtimalini aklıma bile getirmiyorum ıslanmıssan sırılsıklam ve yorgunsan calısmaktan canın sagolsun anlayamıyorsam seni tutunamıyorsam sözlerindeki cesarete benim yoksullugum sarılıp uyudugun benim kollarım icine cektigin benim nefesim simdi yanında olamıyorsam benim bencilliğim... bu hayata attıgım en guzel imzamdı dudaklarındaki tebessum oyle beceriksizdim ki ne yaptıklarımı koruyabildim nede ustune koyabildim ogrendiklerimin yeni baslamıs kadar ürkek ve cekingen sonuna gelmiş kadar takatsiz... bir yanım yeter artık diyor diger yanım dizlerine kapanmıs ne gozlerimi kapayabiliyorum nede bakabiliyor gözlerine alıp ceketimi cıkarken sabahın bir yarısı o soguk odada yalnız bıraktıgım benim içime cekip nefesini sevgine ipotek koyup kendini adam sanan benim bencilliğim.... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2007 zamanlaması her zaman ayarlanamayan bir bulusmaydı bizimkisi bir turlu tutturulamayan sayısal loto gibi amorti bile sevinc kaynagıydı sevgimizde biz ilk gunden beri buyuk ikramiyeyi düşledik... ve düşlerki uzun zamandır en zenginlerin tekelinde... yeni bir dunyayı kuruyorduk.. benim ellerim buyuktu senin hayallerin kucuk uzanabilecegim kadar uzaktın bana dokunabilecegin kadar yanında baska bir sehrin sınırlarında olmak bu kadar koymazdı adama kücük bir ulkede yasasaydık eger... gelecegini biliyorum benim gidemeyecegimden emin oldugum gibi unutmak isteyipte bir turlu uzaga atamadıgım aklımdan senin acıklanamayan sözlerin ben sana inat olsun diye deil sırf icinde sen olasın diye susuyorum butun yalnızlıklarımı sırf sen icimde kal diye kimseye söylemiyorum yasadıklarımı ne bir alkol ikindisi bu nede etkisinde kalıyorum yasadıklarımın bu ertesi gunu olsa hayatımın seninle baslanacak sabahların denemesi sensiz olacaksa eger ihtimalleri uzak tutuyorum aklımdan unutmak istedikce aklına duser ya insanın kacmak istedikce eline duser caresizligin saatin 3 e gelirken seni yazmanın bir anlamı olmalı seni aklımdan cıkarıp uyuyamamanın seni yazdıkca uyanık kalmanın sen diye baslerken her satıra bitirmek istemeyişim saat 3 e bir varken uzanıp saatin pilini cıkarısım seni arayıp uyandırısım bu zamanı avucuma alıp senin sesinle baska bir hayatı kabullenisim sesini duymak deil orda oldugunu bilmenin var olmanın hayatım uzerine etkileri beni her itip kakmanda benden vazgecemeyişlerin bu nefret ettikce bana tutunusların baska dunyaların cocuklarıydık biz ne ulkelerin sınırları ne de kabusların tehditleri eksildikce her gun ömrümüzden sana yaklasan benim benim hissettigim senin gulumsemelerin aglıyorsan eger akmayan zaman akmıyorsa eger duran kalbim atmıyorsa eger sana yanan bedenim soguyorsa eger uzerimdeki toprak değil seni kıskanan tanrım kızıyorsa eger bu merhametsizligi degil sana olan sevgim aglıyorsan kanayan icim unut beni aklına geldigimde gulumsetemiyorsam seni.... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 ugruna ölebilecegimiz amaclarımız olmadı bizim ama beynelmilel amaclar uguruna ölenebileceginide ögrendik cok şükür belkide burdan gelirdi sakinliğimiz tufan dindikten sonra havadaki her toz parcasının yere inecegini bilmek gibi.. uzun suredir konusamıyoruz ne ben acabiliyorum ağzımı nede sen duymak icin yaklasıyorsun bana ben bir düğüm daha ekliyorum bogazımda dizilenlere hayat bira aroması tadında akıp gidiyor bogazımızdan bir de sabahları uyandıran başagrıları olmasa... sustugum zamanlar konustugum zamanların yuzde kacına tekabul ediyor emin deilim ama susarak soylediklerimi ben bile tasvip etmiyorum artık kotasını zamanından once dolduran internet kullanıcısı gibiyim simdi hangi sayfayı acmak istesem once tereddut edip sonra yazıyorum adresi.. her sabah uyanınca tereddut etmek gibi gozlerini acmaya fazladan yasadıgı gunlerin faturası ayrı mı gelir insana? yoksa normal fatura icinde ayrıca belirtilir mi fazladan hangi gunleri yasadıgı? aslında gitmemesi gereken yerlerin adresleri, söylememesi gereken sözlerin dökümü, ve hissedemedigi icin göğsünün kafesine sıkısan caresizliği... hangi ayrıntılar acıklanır kotasını doldurmus bir hayatın faturasında... acılar bedava... öfke nöbetleri bu sinirinden oturup ağlarken döktügün gozyasları bu caresizlikten carpıp duvara cıktıgın zavallı kapıların sesi bedava görmedigin duymadıgın işine gelmeyen tüm guzellikler bedava bu itip kakmaların bu üstü kalmasın diye geri istediklerin bedava bir kız cocugunun. sesine hasret titrerken telefonun obur ucunda burda suratına kapadıgın telefonların görüşme(me)leri bedava deniz kıyısına gidipte ayaklarını suya sokmadan, ve icine cekmeden o kokuyu aksam olunca rakı balık hayal etmek bedava tüm sevilmeyişlerinin hesabını sormak icin seni sevenleri kullanman bedava... hüzün bedava keder bedava bu durup durup girdigin bunalımların dakikası bedava masum bir kız cocugunun sevgisini gormezden gelmek bedava masum bir kız cocugu seni hayal edip yanarken soğuktan daha bir sarılmak yorganına bedava... hissedememek düşünememek görüpte inkar etmek bedava bu kotasını coktan doldurdugun hayatın posası bedava farkına vardıklarının bir bedeli yok gecti artık zamanı zamanında ödeyemessen eger bedelleri yeni fatura döneminde hayatının sizi arayan aboneler size ulasabilir ancak sizin bedavalarınız dısında baska bir aboneye ulasmak icin kontur yuklemeniz gerekiyor hayatınıza... yada o hayatı kılıfından cıkartıp servis dısına almak bedava... Alıntı
Φ AynRand Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 Bunun bir anlamı olması gerekmiyor diye başlık açmışsınız,ama ben okuduklarım kadar anlamlı birşey görmedim.Ellerinıze sağlık bu zevki paylaştığınız için.. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 karanlıgın icindeki silüetler gibydik zaman gectikce karanlıga karısan sanki yalanmısız gbi... tusları basmayan bir klavyeden edilen aşk yeminlerindendi bizimkisi hep bazı harfler basmayan bazen duzeltmek icin uzerinden gecilen ama hicbirzaman ilkindeki gibi güzel kalmayan... damarlarımda dolaşan senin hayallerin sensiz bir cumleyi bitiremeyen bir edebiyat ogrencisinin tez hazırlaması gibi tez konusu otobiyografisi... ne öznesindeydi bu hikayenin neden yuklemden sonra konulacak bir noktası vardı aralara serpiştirilmiş edatlar kadar hakimdi konuya ve aslında kendisini cıkarınca konudan anlamı değişmiyordu anlattıklarının... eski numaralar satan bir gsm operatorunden alınan bir numara gibiydim eski sahibinin sonundan habersiz ve bir sonun ne cok insanın hayatında actıgı parantezlerden uzak... gecenin bir yarısı atılan mesajın buyusune kapılıp cevap vermek cevaplayan kadının gozyasları icinde konusma cabası ne cennetten arıyordum ben nede cennete konu edilmiş br kahramandım.. satın aldıgım numaranın eski sahibinin anılarına dahil edilmiştim sadece ölen bir sevgilinin sevgisine sevgilisine bagımlı bir kadının cagrısına... eski numaraları satıyordu gsm operatorleri artık eski numaraların kime ait olduguna bakmadan bir sevdanın yıllar sonra aşkına mesaj atacagını hesaba katmadan... butun bunlar bir kurgumuydu yoksa yasarken mi kuruyorduk olanları tanrının ne kadar parmagı vardı bu işte? yoksa elinin değmedgi yer olmadıgı icinmi simdi bu kadar isyankardı insan kime karsı savasıyorduk zafer varsa eger kime ait olacaktı ayak seslerini duyarken ölümün hangi sesler gözardı edilebilrdi? hangi mabedin duası daha cok kabul olurdu ve tanrı tanrıysa eger neden kendini baska dinlere paylastırırdı? basit sonları yok artık sevda masallarının ya teknoloji burnunu sokuyor yada filozoflar sınırında yasananların aklın basit mantıgın düz oldugu cagların özlemi bu seni seviyorumların seni seviyorum anlamına gelmesi... basit sonları yok artık sevdaların usta bir yönetmen kurgusu istiyoruz yakısıklı yada guzel artistlerin basrolunde oldugu ve hepte dogaya aykırı olayların yasandıgı bir gun durup dururken sevglinin elini tutmak icin dogal afetler bekliyoruz yada afetlerin en dogal olmayanını canlı bombalar gibi... sevgilinn elini tutmak icin hep bir isaret bekliyoruz br sarkı bir film karesi bir kartpostal sanki o an icinden geldigi icin eline dokunsan dokunan sen olmayacakmıssın gibi sanki biri itekleyince dokunan sen olacakmıssın gibi... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 kibrit cöplerini birleştirince bir ev oluyor bu resim cöpleri tutusturunca dumanına karısıyor hayaller el işi derslerinin insan verdigi en önemli özellik buydu sanırım elinden geleni yapabilrsin parmagının ucuyla bu gelen silip atabilrsin... buyusune kapılırsın bu hayatın yada bu hayatın buyusuyle kaptırırsın kendini biçilen rollerin şehvetine ne bir sabah var artık nede ertesi gun radyo bultenlerinde adı gecen bir tiyatro sahnesi bahsedilen üstü kalsın dedirtecek cinsten bir öğle yemegi 3. sınıf lokantada uc cesit yemek 2 lira dediği icin gidilenlerden belkide yemek icin deil sırf doymak icin... ne diyordum ben? ne diyorum yada ne de demek istemiyorum artık dediklerimden yoruldum susmak icin yazıyorum yazdıklarımın ötesinde susuzlugum bir kadın özlemi cözemedigim bir Özlem vazgecemedigim alısılagelmişin dısında bir aksam uzeri bir kadının suya değerken ayakları ne şair şairdir artık nede kadın şairin anlatmaya calıstıgı buz gibi bir sevdanın tarif edilemediği icin yok sayıldıgı aleyhinde delil olmadıgı icin suclu sayılan bir kominist gibi sanki aleyhinde delil olsa asılmayacak gibi sanki asılınca aleyhindeki deliller lehine gececek gibi sanki kafasını koparınca bedeninden kafasının icindekiler değişecekmiş gibi bir kadının suya değerken ayakları istanbulum aksam olur yorulmus işten eve dönerken her dönüşten usanmış cicek pasajında sabahlamak ister bir sure icer yine sevgilisini özler ve sularına degen ayakları unutup Özlem'ine yazar ne bırakıp gider boğazlarını nede kaldıgı yerde yazgısına eyvallah deyip mutlu bir hayat sürer... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 bana verdigin rolu oynamayı kabul etmedigim icinmi kızgınsın bana tanrım yoksa ne kadar aciz oldugumu yuzume vurmaktan zevk mi alıyorsun kabul ediyorum sana karsı bu oyunu kaybettim.. kazandın işte... tebrikler tanrım... umarım tadını cıkarırsın bu zaferin... aldatılmayı meziyet sanan insanların arasından geciyorum uzerimde sorumluluk alma korkusu sevgilisinin acıdıgı icin sevdigi bir zavallıyım ben terkedilmekten korktugu icin boynunu buken terketmedigi icin sevgilisi tarafından asagılanan sevgililerin sen sereflisi bundan sonrası bir kölenin sahibine olan baglılıgı gibi öl desen ölürüm artık istedigin senin bedenin.... sevdanın kanadı yok artık ucup gtme dusuncesini ipotek altına verdi bankanın brine secerken bizzat kendiydei ve altına attıgı imzaların anlasmasını son kelimesine kadar okumustu işte simdi gtmeye hazır sevgili kalsın diye dizlerinin uzerine cokup yalvaran zavallı benim yanımda kalıp icimi ferahlatan senin ellerin salya sümük gitme diyen aglayan ben acıyıp lutfedip bagrına basan senin merhametin... dudaklarım kilitli yazdıklarım bastırdıgım isyanlardan kurtulan esrarkeslerin cıglıkları ustunu ortemiyorum cesetlerimin kanı elime bulasmıs faili mechuller kanı hangi kanla yıkarsam cıkar lekesi ruhumdaki acizliği hangi kahramanlık ortbas eder ve hangi aşk temize cıkarır vicdanımın verdigi cezaları hukumsuz sayıp gitmeye hazır bir sevgiliydin sen benim yalvarmamı bekleyip kendine gucunu ispat eden sana yalvaran benim yıllardır ezikligim simdi duymak istiyorsun ya sen istiyorum simdi gormek istiyorsun ya sen özluyorum simdi rahat uyuyacaksın ya sözlerimi yarıda kesiyorum simdi üstleniyorum ya dokundugun eşyaların uzerndeki izlerini siliyorum dokundugum tenimdeki derimi yüzüyor aklımı kacırıyorum icinde sen oldugun anları hatırlayıp... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 git bogazımda yutkunamadıgımla bırak beni cıkarken kapıyı acık bırak ben bir sure sonra bırakıp gidicem kendimi... git sustuklarımız ve konustuklarımızın birbiriyle olan cıkarlarından arta kalanları al iç çekişlerimi bırak birde bakısmalarımızı cıkarken umutlarımı al ve uzaklas benden ben ve ben eksenli bir dunyanın butun kokuşmus bencilliğinden... git ne yalnızlıktan atılan kısa mesajlar nede oraya buraya yazılan kısa dortlukler aranan yanlıs numaralardaki insan sesini böyle severmiş insan en sevdiği surekli yeni susmalar yaratıp bir turlu dinlemeyi öğrenemedigi icin... git kırılıyorken sözlerime ve ben seni kırmamak icin daha sıkı sarılmak ister gibi düşürmesin diye avuclarının arasında sıkar gibi billur bir güzelliği parcaların tenime batması ve kanaması içimdeki boslugun ne canımın yanması bu gözlerimden süzülen ne caresizliğimin öfkeye dönüşmesi belki de zararlarını onceden tahmin edemedigim bir yıkımın artcı sarsıntılarıdır enkaza dönmek umrumda deil... gözlerimden süzülen billur güzelliğiyle bir sevdanın sakınmak isterken kendi elimle kanatılmasıdır.... git yarımı bana bırak yaramı açık kan kaybından ölmeliyim bir an önce kanamıyorsam ardından bu en buyuk ayıp tüm tıbbı mudahalelere ragmen yasatılamayan bir sevdaydı bizimkisi br soguk makinaya bagımlı yapılan butun nakilleri rededen... şimdi git üzerimi ört ısıkları kapat ve fişini çek bu makinanın cıkarken.... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 elimde baska bir bilgisayarın klavyesiyle baska bir yabancıya yazıyorum ne mla kuralları var nede duzgun bir turkce nede kulaklarımı sagır eden muzigin etkisiyle bunalır insan bir pencere acar acılır birden soguk bir sise biranın sernligiyle smdi agla aglayabildigin kadar butun sevdalar senin tekelinde tekelci yasalara karşı dağa cıkan benim butun insiyatifi senin elinde bu aşkın bu aşkın ehlileştirileyeni ben..!!!!! yeni çağların sevdasıydı bizimkisi ne kafiyesi vardı nede ölcüsü tutuyordu bir keşmekeşlik bir umursamazlık havası her yeni sabah yeniden başlama kaygısı bir hayata bir hayata virgul koyup sandıga kaldırma hisleri sandıkta sakladıgım korkularım değil bir zamanlar hayalini kurduklarımı naftalinledim kokmasın diye değil güvelere meze olmasın diye gece yarısından sonra kurulan masalarında kendi icki masama meze yapıyorum artık alkol kıvamında bir sevdaya donusuyor yasananlar ve icmeden yazamıyor insan icmeden yazında yeşil görunuyor icince siyah icimden seni cıkarınca koyu gri bir yalnızlık senden baska kimi soksam bu hayata buzluktan yeni cıkarılmıs donmus gıdalar gibi madalyası varmıydı bu savasın yoksa varolan madalyalara hep uzaktanmı baktık biz once cesur olup üstlenmek mi gerekiyordu sorumlulugu yoksa sorumluluk gelip bizi bulunca eyvallah demek yetmiyormuydu? her zaman gönüllümü olmalıydık yoksa gönlümüz bizden izinsiz kapılınca birine bu hafifletici sebep olarak gorulebilrmiydi sevda yalanında madalyası varmıydı bu sevdanın yoksa bu sevdalıgın iki yanından birinde olmak yetiyormuydu denklemi kurmaya bilinmeyenleri bulmak icin icin durmadan iki tarafı aynı sozlerle carpıp böluyorduk ama bir taraf uymuyordu bilinenlere belki de bu yuzden cözülemiyorduk cözülmek istedikce baglanıyor kurtulmak istedikce dibe batıyorduk nefes almak istedikce sancıması gbi göğsünün ve sancı arttıkca daha cok nefes almak istemesi bedeninin senden uzak kaldıkca tutulmak sana yanında kaldıkca uzaklasmak siz bir turlu bizim ehlileştiremediklerimizdenmisiniz? bir turlu itaat edip bu kanun maddelerine uyumsayamayanlardan mı.... bir turlu kurtulamayıp bu boşluktan icindeki boslugu doldurmak icin kendini bosluklara bırakanlardan mı? Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 yeni sözlerim yok artık bu yanık kokusu parmaklarımdan geliyor ne bir kadın sarkısı var aklımda nede bir kadın hayali hayali olanları br bir ayıklıyorum artık tenimdeki ruj izlerini brleştrince ortaya cıkan resim hosuma gitmiyor... işte boyle biten bir sevdanın yazan ve yoneteni olmak varken sadece yazan ve sadece yonetilen bir senaryoya tabi tutulurken yuklemi olmasın diye her cumlenin sonunda tuhaf fiil cekimleri yapan ben gizli öznelerden yorgun ama gecmiş zamanlarımı hep genis zamanlara suruklemem korkumdan... yeni bir hayat suremeyecek olmaktan ve elime gecen butun fırsatları harcayıp simdi yeni bir fırsat icin elinde duası kalmayanlardan... boşuna bakıp durma telefonuna... git diye şiir yazdıgın kadın geleyim mi diye sorar mı sanıyorsun... ilk gunden beri anlayamadıgın kadın bu saatten sonra kendini yorarmı bir kez daha zaten yorgun yıllardır anlasılamamaktan... seni en son seven kadın senden sonra baska adam sevmez mi sanıyorsun?... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 içine kanadın mı beni dusununce? aklının ucundan gectim mi.. beni mi hayal ettin ona dokunurken yoksa bana dokunurken bundan sonra onumu hayal edeceksin? içine kanadın mı ben düşünürken? yoksa sıradan birseymiydi bu... ansızın gelip gecen ertesi sabah duş alıp sokağa cıkınca uzerinde kalmayan parmak izlerinden öpüşlerin izlern kapamak icn yaptıgın makyaj aglayan gözlerindeki yaşlarla akarken ve susarken sen brsey olmamıs gibi bundan sonra koynuna girdigin benmi olacagım? ben dokunurken sana hayal ettigin baska biri mi? içine kanadın mı beni dusunurken? yoksa kanayacak yaralara sahp değilmiydin artık? onuda öptün mü? sarıldın mı sımsıkı bir nefes gibi içine cektin mi? ve bir nefes gibi verirken yeniden arzuladın mı? almak icin içine.... kanadın mı içine? yoksa zaten hazırmıydın bu aldanmıslıgın hazzına... bir anda mı oldu yoksa uzun suredr planlanan gibimiydi? simdi unuttun mu? yoksa unutman icin zamana mı ihtiyacın var? artık susmalımıyım? vadem doldu mu? arkası imzalanıp kaşelenen bir cek gibi bir baskasına ciro edilen ama en sonunda karsılıksız cıkan br aşktı bizimkisi smdi öpüldüğünün hayaliyle gülümserken sen öpemedigim icin bu kadar canım yanıyor öpen ben olamadıgım icin adam değilim artık gereken vasıfları tasıyamadıgmın farkındayım sana dokunmak icin gereken adamlık mertebesinden uzak kurdugum hayallerin bir turlu gercek hayata uyarlanayamanı bu bir turlu seni gercek sevgilm gibi göremeyişimin bedeli sen bir yabancının kollarında uyanırken bir sabah uzagında baska bir sabahın köründe alkole basmak yüregimi... adam kölen olsun senin ben olmam... yapma dokunma kim dokunduysa sana ona git nerde unuttuysan beni orda kal...!!!! Alıntı
Φ Antonio_McCarty Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2007 yine aynı gecedeyim bildiğim tanıdığım yalnızlık karanlıklar içinde sevdana deliyim yeter gelde bitsin bu saçmalık... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 vaktim doluyor..bu otobuslere doldurulup getirildigim yerde bana ezberletilenleri soyliyemiyorum artık yukumluluk altına girdigim ustlendigim sorumlulukların farkında bu ulasılamamak icin telefonunu kapayan benim vaktim doluyor aldıgım nefesin hesabını verememekten değil verdigim nefesin kirliliginden müzdarip bir vapurun yan tarafından martılara attıgım simitler hafifletici sebep olarak sunuluyor savunma avukatlarım tarafından ve ben en korktuğum yerde bir asansöürün iki kat arasında kalması gibi sıkışıp kalıyorum ölümle yasam arasında vaktim doluyor ne istanbul guzel kokuyor artık nede gördüklerimin bir acıklaması var ölümümün 8. sayfaya ilan verme nedeni olması gibi tuhaf ardımdan kılınacak namazların kabul olunmasını beklemek gibi umut dolu hani zaman herseye ilac ya yalanmıs ilac olan bugun gelir yarınlara odaklanmıs bir kalkınma planımız oldu bizim her zaman belkide bu yuzden bir turlu kalkınıp sevgilinin ellerinden tutamadık... bir borsanın düşüşüne endekslenmiş bir hayat tarzımız borsanın kalkışının etkilerini bir turlu uzerinde hissedemeyip her düşme tehlikesinde secde eder tavrımız bu ac kalmamak icin boynumuzu bukerken büküldüğü yerden kırılan gururumuz bu unutusumuz varlıgımızın dayandıgı temelleri bu tehditlere pabuc bırakıp meydanlardan kacıslarımız bu görmuyorlar duymuyorlar diye içine kapanıslarımız bu kırmızının sevdasına uyanıp bir sabah bembayaz yeniden doğuşlarımız sen ağlama..!!!! nasıl böyle bir imanı boğar şeriat dedigin tek dişi kalmış canavar bir elinde medeniyet timsalleri digerinde din simsarları kapını çalan oy hırsızları işine gelince seni dinleyip gelmeyince doğal hakkım deyip sonrada utanmadan feraget ettigini söyleyip babasının makamını kardesine teslim edişleri... aşkımın üzerinde söylemeye calıstıgım sevdama ipotek koyanlara bana nasıl yasayacagımı izah edenlere bana nerde durup nerde susacagımı soyleyip nereye kadar sevecegimi anlatanlara bu dilimi ve parmaklarımı kesmekle tehdit edip canımı bagıslyarak lutfedenleri bu korkarmısım gibi karanlıktan bir ampulun aydınlıgıyla beni ayar etme teşebbüsleri son nefesime kadar bir aşıgım ben sevdigim kadına nefesim yetmese bile son damla kanım fedadır bu vatana... kanımın bittigi yerde sevdiğim alır kollarına özgür bir vatan ugruna gömülecek bir karıs topragıma gömer bedenimi, ruhumu özgür marmaranın kollarına... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2007 ertesi yarınlarla buyuyen bir cocukluktu bizimkisi bir turlu yetişemezdik bulusma saatlerine belkide dogru zaman dogru yer kavramı ilk defa bizim hayalkırıklıgımızla uretilip lugatlara eklendi... kimbilir cunku biz her sınavda bitiş zili caldıgı anda hep bir iki soru daha fazla yaparız diye cevap anahtarından kopamayanlardandık... yumusak uclu kursun kalemlerimiz ve silince iz brakmayan silgiler makbuldu ki bizde hep tersi bulunurdu kırmızı renkli kalmeler kesinlike yasaktı ömrümüzün kalanını planlarken belkide secerken yumusak uclku siyah kursun kalem kabul edilirdi... sanki kullandıgımız kalem sert uclu divit murekkepli olursa verilen cevaplar dogru kabul edilmeyecekmiş gibi... hayata adım atarken tanıstırıldık devlet prosedurleriyle ve coktan secmeli sorularla agırladılar bizi her verdigmiz dogru cevap yanlısları goturmuyordu her yanlısımızın karslıgında biraz daha para öduyorduk artık... ve cocuklar bu sinavdan once gidip tanrıya yalvarıyor artık merak ediyorum tanrı hangi yalvarıdan hoslanırda hangisine kıyak yapar... kıyak yapmadıgı baska tanrının cocuklarımıdır? dindar bir asker komutanına ates altındayken sorar -komutanım eger bu savasta tanrı bizim yanımızdaysa karsımızdakilerin yanında kim var??? bugun sınava girerken tanrıyı yanıda isteyenler var ya tanrının yanında olmadıkları kimden destek alacak? yada tanrı bunu neye gore sececek? gidilen türbenin sahibinin cenneteki mekanına goremi? pazarlıgı oluyormu bu dunyanın yada bu dunyada yapılanlar karsılıgında alınacak obur dunyanın? ustune konulurmu gunahlarımın yoksa öper sarılırsam kimsesiz bir cocuga affa degermi yaptıklarım? alnımı yere surdugum dakikaların toplamımı önemli tanrım icin? alnım yerden uzakta mutlu ettigim insanların gulumseme zamanlarımı? karsımdakini once insan olarak kabul ettigim icinmi takdir edilirim tanrım tarafından? yoksa once rengine bakıp dusuncesinin yeşile yakın diye yalakalık yaparsam bonus mu kazanırım? insan insan diye boyle yaratıldı diye dusunmelimi? yoksa insan insandan once dinine bakmalı bu dinden değilse itlaf edilmeli diye mi kana susamıslıgın sorumlulugunu tanrıyamı yüklemeli...;? Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 sarılınca gecermi? bu kalp agrısı... öpünce sönermi icinde yanan ateslerin... düşümde bile günahkarım ben nasıl arınsın gönlüm... aldıgım ahların bedelimi bu? söylemediklerimin gözlerime yansıması bu süzülen damlalar düşlerimdeki gunahların mukafatımı? inkarlarımın agırlıgını tasıyamıyorum artık gecelerim uzun ve yalnız sabahladıgım koynunda alkol kokusunun düşledigim senin esmer tenin nasıl uyansın bu zavallı ardımdan deli diyorlar belkide yalan değil Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 birleştrlince bir anlam ifade etmeyen noktalar gibiyiz yada silinince aramızdaki baglantılar kaybediyorduk anlamımızı... hepsini ve hicbirini icimdekin ve senn hayal edemedigini nerde olursa olsun gecikmiş bir bulusmaydı bu aşkın mucizelere yuklenen sorumlulugu gibi kaybedersek eger bu biz olmaycaktık kazanan biz kaybın sorumlulugu tanrının kazananın mukafatı kulların... bana bakıslarını ver uzerime sözlerinden muskalar yapıp yola cıkmalıyım alınacak mesafeler var hatırlanacak sözler edilecek yeminler tek bir askın tek bir sevdanın baska dunyaların gundogumları icimizeki bir turlu umudu kesemedigimiz bir turlu vazgecemedgimiz bizden sonra anımsanacak diye isimlerimiz soluk ekranlara kazıdığımız Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.