Φ LostsouL Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2007 paydaları bir turlu esitlenemeyen matematik denklemleri gibiydik.. eşitligin iki yanını da istedigin sayıyla carp yada böl bilinmeyeni bir turlu bulamayan iki buyuk dehaydık biz.. kendi kaos ortamımızı yaratıp icinde kaybolan ve bir turlu tanımlanamayan o iki bilinmeyenli denklemin bilinen karsılıklarıydık biliniyor olmamız bu sorunu cözmüyordu artık... karsılıksıs cıkan bir cek gibi hesabımıza yazılan her lekeden muzdarip belkide işlemedigmiz sucların zanlısı olmaktan yorgunduk cekildigmis sorgularda birbirmisin adını vermemek icin kendi adımızı unutuyor kendimize geldigmizde yeni bir sehre uyanıyorduk ne kadar yabancı kalsakta aynı kadına ve aynı adma asık oluyorduk... ne sen benden uzakta yasayabilecek kadar gucluydun nede ben sensiz bir hayali kurabilecek kadar özgur sahip oldugumuz bedenlerin ötesinde bir sevdaydı bu ne sen yetebiliyordun kendine nede ben bu bedenden cıkınca seni unutabiliyordum... simdi alıp basını gittigin sehirlerin kokusunu düşleyip bir basıma kalmanın hasarlarını hesaplıyorum.. hangi enkazın altında kac gun kalırsan yasarsın... yada yeterince uzun yasamak icin ne kadar enkaz gerekli insana? ictigi son sigarayla birlikte topraga gomulen bir silüetten baska neyim ki ben... verdigim son nefes yuzunde gezinen rusgar olsun diye tuhaf hayaller kuran... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2007 yıkayınca cıkmıyor bu askın izleri gogsumdeki verem izlerini temisleyememesi gibi hicbir doktorun senin yoklugunun da bir tedavisi yok henuz hala yazabildgiim kadar özgurum bu dunyada hayalini kurabildigim kadar gercek... ne telafisi var kaybettigim yıllların nede bir kurtarma sınavı yaz okuluna gelmeye mecbur kaldıgım icin deil gelecegim okulda sen oldugun icin burdaydım ben ne yeterince temizdim cennet icin nede yeterince gunahkar ilahi adaletin sorgusunda idama mahkum olmak icin... hala yetmiyor aldıgım kan takviyeleri radyo anonslarında kan grubum reklam ediliyor ama kimse gelmiyor... ameliyat masasında kan kaybından ölmek üzere agır kanamalı bir hastayım... kullanmak istedigim ötenazi hakkımı kimse önemsemiyor.. damarlarıma hayat enjekte ediyorlar bedenim kabul etmiyor aklım kabul etmiyor sensiz biz hayatı... uzun süredir bitmesini bekledigim bu sıkıcı film bitmeden ve ısıkları yanmadan salonun kalkıp cıkmak istiyorum son sahnede şaşırmayacak hic kimse... herkesin beklentisi karsılanacak sanki yokum gibi... alıp basımı gitmek istiyorum bu hayat sofrasından yarı doymus bir inanclı gibi.. inanmadıklarımın sorgusundan bunaldım... saf bir bagımlılık istiyorum anlayamamak umrumda deil teslim olmak istiyorum dizlerimin üstünde savasmaktan yoruldum... senin olmak istiyorum yoklugunun her yeni gununde yeni birşeyler yazmaktan ve her kendime gelişimde bir yabancıyla uyanmaktan doğup büyüdügüm bu sehrin yabancısı olup sokaklarında kaybolmaktan ve her gece yokluguna ikna edebilmek icin bu aklı bir kilo rakıya gömmekten yoruldum... yeni bir ben istemiyorum yeni bir hayat istemiyorum yeni bir baslangıc istemiyorum sadece bitsin... gittgiinden beri icimde bıraktıgın boslugu doldurup nefes alabilmek istiyorum tüm caresisligim ve utancımla sensiz bir hayata beni baglıyamıyorsan canımı almanı istiyorum.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 ağlıyorum işte yalnızlıktan yoruldum bir aksam üstü ansızın kapı calmalarını özluyorum bazen nedensis telefon acıp susmalarını attıgın mesajları silmiyorum bazen gittigini unutup sanki yeniden gelmissin gibi umut baglıyorum yüregime gecenin bir yarısı aklımı sarkıtıp karanlıgın icine seni tutmaya calısıyorum olmuyor... ağlıyorum simdi dudaklarımın ucunda sevda sözleri yazbildiklerim cesaretim ne tanrısına isyan edecek kadar adamdım ben nede soruldugunda cevap verebilecek kadar cesur bir süredir bilirkişi raporlarında adım geciyor faili mechul bir cinayetin azmettiricisi olarak mansetlerdeyim ne kendime kıyacak kadar katildim ben nede bu hayatın ruzgarına karısıp ucabilecek kadar şair... aglıyorum simdi duduklarımın ucunda acınası kelimelerimle aldıgım nefesin yetmedigi kadar yorgunum eski bir sarkıyı duyup anımsamıs kadar mutlu simdi alıp gururumu ayaklarımın altına yukselmek hevesindeyim aglıyorum ne sen duyuyorsun bunu nede ben inanıyorum ne sen yanımdasın simdi nede ben avutabiliyorum sensis kaldıgı ilk gunden beri yasamak icin mazeretler uyduran beni simdi unut bunları ben hala kırmısı ojelerin, kızıla yakın siyah saclarınla kafisyesini kuramadıgım senin icin yazdıklarımla ve bir turlu kollarında olamadıgım hayalinle ve simdi unut bunları ben bırakıpta gidemedigin adam ben her gun inkar edip gecesinde sessis telefonlar actıgın adam ben senin kufrettigin her sabah yeniden tutuldugun adam ben, sen diye her gun yeniden yaşamaya baslayan adam... şimdi unut bunları ya beni gel al bıraktıgın yerden yada birileri bu salonun ısıklarını kapayıp gitsin artık film bitti... senin bitti artık dediginden beri jenerik müzigi calınıyor ve hala mutlu sona inanmıyor kız cocukları mutsuzlugun kadar gercegim ben düğmesine basıp kapatabilecegin kadar yakın ne bitirebiliyorum bu şiiri nede yeniden baslıyabiliyorum seni sevmeye ne benim oluyorsun nede ben seni cıkartabiliyorum aklımdan ne alıp basını gidiyorsun nede kadınım olup kalıyorsun yanımda ne inanıyorsun bana nede inandırıyorsun kendini iki kişilik bir oyunda, ben ışık görevlisiyim sen yönetmen... baska yabancılara veriyoruz rollerimizi sonra oturup en ön sıradan izliyoruz her yıkılışımızdan sonra geriye kalan kırmızı harabeleri.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2007 tanrım neyi... bu tuhaf kosusturmanın cevaplanılamayan soruları tanrım hangi zamanın sınırları arasındayız silmek icin ugrasır insan aklının köselerindeki sivrilikleri geri dönülesi bir karamsarlıktan sıkılıp hayata tutunmaya calısıyorum iki kat arasında kalmıs ve bir turlu karara baglanamamıs asansör gibi... ne boslugumun bana bir faydası var nede hakkımda karar alacak yargıcların... tutup kollarımdan sarsabilirmisin beni? bana tutunamadıgından beri ipini kopartmıs bir ucurtma gibiyim senin baktıgın yerden kendime bakabiliyor olsaydım belki sadece basımı öne eğip yururdum alnının yazısı yazdıklarından belli kendi lanetini kabullenmiş serseri bir sairim ben öldukten sonra ismi istanbulun bir sokagına verilecek kendime gelebilirsem eger simdi yazdıklarımı da senin isminle bitirebilecek... adını söylersem şiir sunuyor sairler bana hatta kafiyesini benim istedigim gibi hatta hecelerini hatta benim sevgimi benim gibi yazıyorlar bazı sairler siparişle şiir yazıyorlar.. yazdıklarını okuyunca sen cıkacakmıssın harfleri birlestirince adın duyulacakmıs hicbir zaman beceremedim sipariş uzerine yazmayı simdi de beceremiyorum nede sonra olmayacak adınla baslayan bir şiir yazmak gizli öznesi sen oldugun her cumleden vazgecmek bana göre deil ne kimse bilsin adını ne de kimse inansın özlemimden yorulmus ve aslına ihanet etmiş bir yabancıyım ben... zorlama bir kabul edişin ardından, kendini öldüren... lanetlendigimin farkındayım, son bir kez görebilseydim seni... eski bir şiirin bir turlu tamamlanamayan dizeleri gibi... merhatmetinden uzagım tanrımın isyankar ruhumun kaybı melankolik bir şairin bos bir sayfaya karaladıgı son şiiri... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2007 bazen fısıldamak istersin bazen susmak alıp basını gittigin sehrin yabancısı olmakta sehrin sahibi olmaya yeter belki ya yanında kaldıgın kadının yabancısıysan artık ister fısılda bundan sonra ister sus istersen şiirler uydur uydurabildgiin kadar neresindesin hayatının ve ne kadar kaldı bir yabancı gibi durma saatine ne zaman insan susmak ister ne zaman fısıldar elveda sözlerini... hatırlamaktan daha cok acı veren hatırlanmayı ummaktır cunku bir sure sonra umutlar yakmaya baslar paslı bir hava gibi icine cektiginde cigerlerini en tehlikeli yerinde bedeninin kötü huylu bir ur gibi büyür umutlar ne cerrahi bir operasyonla kurtulabilrsin nede uzun sure bir yabancı gibi kendi hayatına devam edebilrsin.. eksiltebildigin kadar gulumsersin ustune eklediklerin kadar kararır gözlerin ve ancak baska bir yabancı gelinceye kadar kendi sürgününde cezanı cekersin.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2007 aşkın e halinde gibi topraga dusunce filizlenen gül fidanı ve uyandıgın kabuslardan arta kalan alnından damlamaya hazır ter damlaları ne tamamlanabiliyor sonuna nokta konunca bu satırlar nede üç noktayla genis zamanlara sarkıtılıyor mutluluk zamanları hep bir yetersizlik hep bir güven kaygısı duymak istedigmiz en buyuk yalanı sevdiklerimizden bekleriz belkide ihanetin buyuklugu kadar kendimizi büyük görmemiz... ne sırtından bıcaklanabilecek sezar gibi olabildik nede elinde bıcagı tutan brütüs ne bir arenanın kumları arasına saklandı kalbimiz nede bir paslı bir zincirle tutturuldu bileklerimize hala bir alışma cabası kendi söyledimgiz yalanların pesinden giderken hep sonunu merak ettik bu filmin sanki biz yazmamısız gibi hikayesini... şimdi ne ekleyebiliyorum üstüne yasadıklarımın nede cıkarabiliyorum aklımdan saatleri belirlenmiş bir sevdanın gelip giderken kart basan işcileri gibiydik ay sonunda gec geldigi dakikaları sevdasından düşülen... mazeretsiz üç gün işe gelmedi diye planlanmıs bir sevdanın sofrasından kovulan ve hala hic bir yasa tarafından guvence altına alınmayan kaçak calısan işçileriydik asgari sevgi karsılıgında ilk gördügü kız cocuguna tutulan... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2007 her gn biraz daha kayboluyor kayıp ruhumun tenimdeki izleri ne bir otopsiyle kanıtlanacak varlıgım nede bir mahkeme kararıyla belirlenecek ölüm nedenim bir süredir ertelenen bir suikastın failiyim katledilecek olan benim bedenim ne unutabliyorum acılarımı nede acılarımla ayakta durabiliyor aldanmıslıgın hazzıyla tazeliyorken sona erişlerimi bir suredir sakin bir hayalin menzilinde ne kacabiliyorum nede planlıyorum mumkun oldugunca sessis cenaze merasimlerini... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sedelina Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2007 yıkayınca cıkmıyor bu askın izlerigogsumdeki verem izlerini temisleyememesi gibi hicbir doktorun senin yoklugunun da bir tedavisi yok henuz yeni bir ben istemiyorum yeni bir hayat istemiyorum yeni bir baslangıc istemiyorum sadece bitsin... gittgiinden beri icimde bıraktıgın boslugu doldurup nefes alabilmek istiyorum tüm caresisligim ve utancımla sensiz bir hayata beni baglıyamıyorsan canımı almanı istiyorum.... offf Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2007 karamsarlıga karısmıs zaman insan umudunu ektigi tarlaların kurumasını izlemeye mahkum olmus icinden cıkartıp atamadıgın aşkın ızdırabını tasımak gibi akıntıya karsı yüzüp gelemediler diye balıklara kızması kör balıkcının ne zamanından onceydi bu tesaduf nede zamanlanmıs bir komplo gecmiş zaman hikayelerinden aşırma ve tutanaklara gecmemiş off the record dinlenmiş cogu zaman inanılmamıs bir askın sanıklarıydık biz aleyhimizdeki butun kanıtlara ragmen bir umut ektigimis topragın kurumasına tanık oluyor gibi kendi idamımıza dogru yol alıyorduk icimizde tasıdıgımız sevdanın buyuklugu kadar agırdık ve her gecen saniye dibe batıyorduk karısırken karamsarlıga doga ustu guclerimiz yoktu bizim yada takınca mavi pelerini yerden havalanamıyorduk uzun bir suredir aklımızdan cıkarmıstık ucabilmeyi artık ucabilmeli hayallere bile tutunamıyorduk yargılanıp ceza aldıgmız kanun maddelerinin bizim dilimizde bir acıklaması yok bize ogretildi diye iman ederken tanrımıza aklımıza takılan her sorunun buyuklugu kadar falakaya yatırıldı aklımız uzun bir suredir tek basına yol almaktan yorgun içi bosaltılmıs bir kavanoz gibi bosluguna sıkı sıkı kapanmıs kapağı aklımın icinden seni cıkarttıgımdan beri baskası girmesin diye üzerime surguledim kapımı soranlara haberim yok diyorum haberi olanlara görunmemek icin her sabah yeniden giriyorum aksam üstünü kapadıgım soguk cukura gelmiyorsun diye kendime kızıyorum gelirsen diye el acıp tanrıma... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2007 içime acılamıyor kapılarım dısardan yumrukladıgın benim kalbim aglayamıyorsam bu cahilligim uzun suredir kimsesizligin tadını cıkarıyorum adım, soyadım gibi soyadımı kimse bilmiyor beni bırakıp gittiginden beri butun zanlıların tariflerine uyuyor eşgalim ama hala icime acılamıyor kapılar bıkmadan yumrukladıgın benim kalbim... sessizlik vapur calıgıcıları gibi binmeyen bilemez kadıköyden eminonune gelirken ansızın yerinden kalkar adam elinde akerdeon ve bir cocuk sapkasını ters cevirp gezer insanlar arasında belki de ,istedigi para deil belki de para o an onun icin cok ta mühim deil sarı sacları mavi gozleri ve rus ezgileri arasında dans eder gibi süzülüsleri kadıköyden eminönüne inmiyorsan eger ve daha yeni sevişiip az once ayrılmamıssan göremessin ne notların cıkardıgı buguları neden kucuk cocugun elinde tuttugu sapkaya bakıp belkide hayalini kurdugu yarın sabah sıcak bir odada uyanabilme sevdasını... icime acılamıyor kapılarım bir suredir yoklugundan muzdarip kime baksam kime bakınsam kimin bakındıgı olsam kimsenin bekledigi olacak kadar becerikli deilim artık kimsenin duymak istedgini soyleyecek kimsenin sesi olacak beni okudugun icin benim seni cıkartınca icimden ne kadar benim kalıyorum burda seni cıkartınca aklımdan ne kadar caresiz ansızın cıkıp gelince cocuk gibi ansızın gidince bir ihtiyar ayagındaki nasırdan öfkeli ustelik agzı bozuk gunun yirmi saati ickili icime acılamıyor kapılar ustunu ortemedigin yalanların gibi icini bosaltamadıgın iltihaplı yaraların tabiplerin tanıyamadıgı tanıyanların gormezden geldigi bir hastalık gibi sensis kalan odalara acılan kapıların bir turlu acılmamak icin bu kadar inat etmesi... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2007 zamanının ötesine gecmiş kehanetler gibiyim ne simdi inanılıyor nede sonra anımsanacak duyup abartanlar tasıyamıyacagıcım sıfatlar yukleyecek adımın önune susup gormesden gelenler vicdani bir hesaplasmanın esiginde uzun suredir goremedigim icin olacakları hazırsız yakalanıyorum zamanından once dunyay gelmiş olmanın sabırsızlıgı bu olmalı uzun sureli planlar yapamıyorum ne bir kadının olacak erkektim nede kadınsıs yasayabilecek kadar buyumuş ne bir parcası oluyorum buyuk tasarımın nede beni cıkartınca tasarlanan sorunsuz calısabliyordu ne tanrısına iman eden bir kul olabildim nede lanetlendim yapmamam gereknleri yazdıgım icin.. bir suredir beklemeye alıp kalbimi arayan numaralara mesgul tonu veriyorum sesli kayıt sistemlerinden sıkıldım artık arayanlar ulasamasın istiyorum... gorev basındaki melekler kadar umursamaz bir tavırla geziyorum bu dunyayı gorevini bitirmiş bir fani kadar caresiz yeni dunyaya gelmiş bir bebek kadar özgur tadını bilmedigim zevklerin sevdalısı olmus tutulamayacak vaatlerin kölesi anlayamamaktan deil anladıklarımdan vazgecememekten korkuyorum artık farkedilmemekten deil farkedildikten sonra sıradan bir fani gibi hayatıma devam edememekten... ne tasıyamıyacagım sıfatlar ustlenmek istiyorum nede tasıyabileceklerimi gostermek... bir suredir kafiye kurmaktaki zorlanmamın nedeni plansızlıgımın ötesine gecmiş olması varlıgımın sıgamadıgı icin ruhumun öldürmesi gibi bedenimi... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 farkına vardıgımdan beri kendime ihanetlerimin, sıradan bir sevdayla yetinemiyorum durmadan baskalarının aşkında gozlerim kucuk ayrıntıları inceleyip kendime pay cıkartıp gercekleri benim renklerimle boyuyorum ne beni cıkartınca icinden mantıklı kalıyor acıklamalarım nede ben soyleyene kadar inanıyorlar olan bitene soyulamayan kabugu gibi hayatın, uzerinden silkinip atamadıkların gun boyu aklının kosesinde durur ne unutmayı beceriyorsun nede unutmus gibi yapıp etrafına gulumsemeyi onu icinden cıkardıgından beri ne kadarını kaplıyorsun kendi hayatının o hayatına girmeden once ne kadar sahibiydin simdi gitti diyerek doldurdugun satırların büyüsune kapılıp kendini tatmin etme telasında sabah olsun diye sarhosluguna gömuyorsun anılarını yazıyorsun diye deil ustune attıgın toprak gibi yazdıkların anılarının sanıyorsunki ne kadar cok yazarsan bu sevdayı o kadar derine iner ruhunda ya dibe batmayıp üzerine cıkanları nereye saklarsın? acemi bir tamircinin yapıstırmaya calıstıgı ama bir turlu tamir edemedigi kurmalı bir oyuncagın parcalarını... kanımı cekiyor yalnızlıgım ne bir itirazım var nede temyize gitmek icin bir ust mahkemede yasal dayanaklarım lehimdeki butun delilleri toplayıp bir kutuya atese vermek istiyorum kaybetmek, kaybedilen sensen eger mazeretlerin bir halta yaramadıgıdır kaybetmek, sahip oldugum evin icindeki sesinin yankısını silmekse eger duvarlarımdan bir sabah daha aynı odaların birinde uyanamamaktır butun tıbbi mudahalelere ragmen... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 28 Şubat , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 28 Şubat , 2007 durup durup eski sözlerime takılıyorum yenilerinin hesaplayamadıgım etkileri belki dolar gozlerin senden yıllar sonra yazılanların seninle bagdastırılacak ne yanı var? platonik bir sevdanın bilinmeyeniydin sen ne adını verdim kimseye nede unuttum her aksam ustu bekledigim binmeni tuhaf 92b otobuslerinin ve inatla saatlerine gore plan yaptıgım i.e.t.t. mudurlugunun belkide ne cok hayır duası ettim seni veriyor diye bana ve alıyor diye beddualarım ve hala gecenin bir yarısı actıgım sessis telefonlarım bilncli bilincsiz bir sevdaya alıstırma yapmalarım test sorularım ve bir turlu dogrulugundan emin olamadıgım cevap anahtarlarım.. ne senin gercekligini ispatlayacak kadar dersime calısmıstım ben nede yoksun diyerek realist bir hayatın öfkesine kapılmıs seninle birlikte gecirebilecegim halde bir turlu dogru zamanda dogru yerde olamıyorumu içime gömüp salaş gecelerin soğuklugunda mekanik bir ahizeden gelen sesine bıraktım bir gun sonra inkar edecegni bile bile bir gun öncenin gucuyle ayakta kalıyordum yuksek ates ve oksuruklu bir hastalıgın aşısı gibiydi sesini bedenim uzerindeki etkileri ve ben uc gunden uzun sure seninle konusamassam inanmıyordum yeniden ayaga kalkacagıma... tam 14 yılın ardından kelimelerim daha iddialı artık ve sözlerim curretkar sensiz de yasayabiliyor olmanın gucu damarlarımda ne kanım aktı nede canım yandı seni cıkarınca icimden ne geri geldin aglayınca nede seni unuttum baska bir kadının kollarında yerine koyamadıgım kadar yoksullugum hala adının harflerinden olusan şiirler yazamayacak kadar beceriksizim ve hala içinde senin gecmedigin bir şiir yazabilecek kadar guclu bir şair.. sensiz bir hayatı tekbasıma yasamaktan daha zordu geri kalan ömrümü baska bir kadının kollarında tamamlamaya calısmak ve utanıp sıkılmadan yalan soylemeye kızıl saclı bir kadının avucları arasına bırakmak senin icin yazılmıs bir şiiri bir baskasının gönlüne... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 1 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 1 Mart , 2007 kanun hukmunde kararnamelerin gensoru onergelerin hayatımın butun politik ntiharlarının basında seni adın geciyordu ve seni cıakrtınca hayatımdan butun dokunulmazlıklarım havada kalıyordu baska bir cumhuriyetin cocukları gibiydik biz durmadan sorusturmaya tabi tutuluyordu birlikteligimiz ve seni benden beni senden ayrı goruntuleyen tek bir karesi yoktu siyah beyas fotografların uzun bir hayatın temeline konulan dinamitlerin sorumlusu gibiyidim sense bu hikayenin bir turlu temize cıkartılamamıs sucsuz cinayet zanlısı oysaki butun kanıtların isaret ettigi gibi bir intihar vakkasıydı bu ne cinayet silahında parmak izlerin vardı nede geriye bırakılan notta adın köşeye sıksıtırılmıs bir kurbanın son arzusu ölümden baska secenek yoksa eger yasamdan baska secenekleri degerlendirmek... intiharıma cinayet susu vermek benim fikrim deildi yada suc ortagı yapmak seni kapılıp bu karamsarlıgın ruzgarına oysaki odamdaki butun esyalardan silmiştim parmak iZlerini ve tenimdeki Öpüşlerini adli tıbba sevkedilirsem diye yapıLabilecek dna testlerinde sen cıkmayasın diye kEsip damarlarımı bileklerimden olabildigince bosaltmıstım kanımı... ve aklımı icinde senin oldugun her saniyeden... ne kokunu bulacaklar tenimden nede adını ardımda bıraktıgım intihar notundaki şifreli keliMelerden... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 günlerdir briktiriyorum yasadıklarımı ne buzlukta saklanıyor nede gunes ısıgından uzakta rutubetsis ortamlarda benimle kalll yine benimle ol yanımda kal derken gecenin yarısı ve bosalan gozlerimden yaslar soyliyemediklerim kadar canım yanıyor biriktirdiklerim kadar sucluyum hatırladıklarım kadar hafifletici nedenlerim var kıvrıldıgı yerden yırtılıyor sevda şiirleri ve yırtıldıgı yerde haritanın yönümü kaybediyorum ne gelcegi değiştirebiliyorum gecmişe bakıp nede gecmisimden utanıyor simdiki zamanda acıklayamadıklarım benimle kal bosalan gözlerimdeki yaşlar ben konussam alıp basımı gidecektim kalmak içinden cıkamadıgım bir türlü cözemdedigim iki bilinmeyenli denklem benimle kal yine benimle ol boşalan gözlerimdeki yaşlar ben konussam adını verecektim icime kapandı bildigim butun kapılar benimle kal yirmi bes dakikalık bir sevdaydı bizimkisi benim nefesim yettigince senin sabrın yirmi bes dakikalik bir şiir gibi benim kelimelerim, senin bir turlu varlıgımla yetinemeyeşin... ne cok parantez acma geregi hissettik biz yasarken acıklamalar bulmak yerine ne ben sana git diyebiliyordum nede sen bana kal.... benimle kalll... yine aklımı basımdan al tenimdeki butun tuzun hesabını sor damagımdaki kuruyan nefesin nefesim cigerlerime cekemedigim sen olmadan bir turlu bu hayatı kabul edemeyişim... benimle kall ne toplanabilir anıların bu kadar cabuk nede izleri cıkar yıkayınca tenimden ellerinin benimle kal izin ver hazırlayayım aklımı bu kayba ve kalbimi nefessis her yeni gune ve yak yeminlerimi benimle kal... eskisi gibi boşalan gözlerimdeki yaşlar ben konussam sevdgimi söyleyecektim aklımda bir turlu anlam yukleyemedigim kacamak boş bakıslar benim icin sakladıgın öpüşlerin baska dudaklara bu kadarmı yabancıydın sen kadınım dedigim kız cocugu bu kadarmı baglandın bana sevgilim dedigim sevgilim dedigin sevgi dedigin bu kadarmı bendeydi ben sende bunca yıldan sonra aynı suçun ortagı farklı bedenlerde bir gece yarısı aşkın kaçamağı inkar edip dursan da damarlarında akıp duran benim kanım benim damarlarımda ki senin yalanların... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 6 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 6 Mart , 2007 vazgecmem eskisi gibi... utanıp sıkılıyorum icimi actıgım her kadından muzdarip eski bir dukkan kiralayıp icine yalnızlıgımı yerlestiriyorum ustune ekliyorum caresizliklerimin ve bir suredir kelimelerin efendisiymişim gibi rahat ver umursamaz ve ürkek ve ukala yazıyorum aklımın saglıgını kontrol etsin diye basvurdugum tüm kahrolası pratisyen hekimlerin aklından süphe ediyorum eksi dort derecede buhar oluyor cigerlerimden zorlayarak cıkan nefesler bir turlu planlanan saatte randevusuna yetisemeyen acemi asıklar gibiyim aslında ne bir randevu planlayabiliyorum artık nede bir saat belirliyor yetişebilmek icin en kolayı acemi aşık olmak üstlenebiliyorsun tüm kafiyesis şiirleri... sezilemiyor bir turlu günahkar düşünceler ve tanrı bir kac kuluna görev veriyor dogru yola getirsin diye sezemediklerini yasaklıyor kafiyeli sözleri ve yasaklıyor düşünmeyi sanki düşünme yetenegini kendisi vermemiş gibi... sızıyor inceden bir kalp agrısı rüşvetlerin hesabı tutulamıyor cokca zamandır ve sevgilimli zamanların karsılıgını bulamıyor banka mufettisleri sensiz zamanların telafisi olmadıgı gibi... tanrının cobanı olmak deildi maksadım aklıma coban olmayı koydugumdan beri tuhaf bir bosluk icime hangi sevdayı atsam dolmuyor içimden seni cıkartsam geriye birsey kalmıyor sen dedigim az once bosalan gözlerimdeki yasların katledeni ben dedigim seni cıkarınca tek basına bir anlam ifade etmeyen sahsın birinci tekili... ne tuhaf senden once ne tek basına olabiliyordum hayatımda nede birincisi simdi seninle birlikte ustlendigim yalnızlıkların öyle agırki kollarında yıgılıp kaldıgım senin kendi hayatımın gizli öznesi Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 6 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 6 Mart , 2007 ölüm icin saatini bekleyen bir veremlinin anıları bunlar kayda degmedigi icin kulaktan kulaga yayılan kayda alınmadıgı icin abartısı yüklü gercekleri hafif mesreb öptügü kadınların sayısı kadar kaybı yıllarının öpemediklerinin özlemiyle küfürbaz yeni kelimeler bulamadıgı icin eski aşkına yazan yazdıkca yeni bir ölüme yazılan tutanaklardan cıkarılsın son söylediklerim son dakikalarım hayatımdan son istedigim eski ve ucuz bir amerikan filmi gibi yasadıgım hayatımın bitmesinin ardından akıp giden isimlerin yani hayatıma bir sekilde girip kenardan izlemiş olsa bile tum oyuncuların alfabetik sırayla gecmesi... hakkı gecmesin diye değil bizzat uzerimde hakları olsun diye tüm sevdiklerimin... son anını yasayan bir veremlinin kalp agrısı tüm bunlar ne ekleniyor daha cok ustune acılarımın nede eksiliyor yazınca ne unutuluyorum unuttukca nede insanlar gormedigi sürece... içime cektim bütün hayallerimi bir turlu sığamayan ayaklarımı yorganın icine cekmem gibi ısınamadığım icin deil korktugum icin kör karanlıklardan... algılayamadıklarımın uzagında anlatamadıklarımın ağırlıgında bir tekerrürden ibaret olmak ne kadar umrumda yada umrumda olan ne kadar daha tekerrur edecek hayatımda kac küçük sevgili daha büyütücem satırlarımla kaç kadının sevdasına meze olacak ögrendiklerim ve ne kadar daha ögrenicem bir aşkı bitirdikten sonra gecenin ilerleyen saatlerinde hazırlayabilmek yorgun kalbimi yeni bir aşka yalnız uyanılan sabahlarda... bir veremlinin kabusunu yazıyorum gunlerdir ayık kalamadıgım icin damarlarım bu kadar agrıyor enjekte etmekten alkol kıvamındaki hayallerimi uzadıkca uzuyor soyleyemediklerim bir telaş icimde bir yetişememek kaygısı sanki hayatım boyunca her bulusmaya yetişmişimde kendime gelmeden once söylemek istiyorum icimdekileri bir devlet hastanesinin soguk morgunda... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 benim küçük sevgilim bir koca yılın ardından neler yaptım sana neler gördüm neler söyledim hissetiklerim kadar vardın sen hayatımda ve sana soyledigim her kelimeyle tuttum kollarından tenine yazdıgım her kelime kadar dokundum susamadım, sustukca sen baska anlamlar yukledin suskunluguma ben yükleme diyemedim ben kactıkca sen içimdeki kaçağa tutuldun ben sana yakalandıkca icimdeki kaçaktan vazgecemedim simdi bir koca yılın ardından ne sana beni unut diyebiliyorum neden sensiz bir hayatı gözüm almıyor benim küçük sevgilim bizim olabilecek ne cok aday sarkımız var ilk gunden beri... halk oylamasına basvursak yada bir jüriye sorsak bu aşkın kural tanımazlıgı her gecen gun senin dayanamadıgın benim kabullenip icime kapadıgım umutsuzluk hangimiz daha uzun sure ayakta kalacak bu savasta hangimiz cabuk pes edip digerine atacak ayrılmanın o soğuk sorumluluklarını... öyle cok ittirdimki seni benden uzaga ne kadar unutmak istedim sen o kadar aklıma düştün ne zaman aklıma düştüysen seni alıp bir köseye bırakamadım ve sen hep ve sen hep benim küçük sevgilim oldun ne oldugunu bile bilmeden... öyle razıydınki bu kabullenişe bu yıkıma bu bir devrin kapanışı baska bir devrin acılamayışı bu bir ömrün sona ererken ki galasında cift kişilik davetiyesi bu yanındaki koltugu belki ben otururum diye bos bırakısın gözlerimin icine bakısların sana yaptıklarıma ragmen geceleri sesimi duymadan uyuyamayışların... bir koca gün beni düşünüp bunu bildigim halde seni aramayıslarım ne cok belkiler öldürdüm senin icinde ne cok umutlarını kursuna dizdim senin hala benim üzerime oynayışın bu hayat denen kumar masasında... tuttugun tarihlerin attıgım mesajları bile kaydetmelerin defalarca bitirip bir baska defalara baslamaların benim küçük sevgilim... vazgecemeyişlerinin sorumlusu olmaktan yorgunum ve senden vazgecemiyecek kadar tutkun simdi ne beni unutmanı isteyebilrim senden nede vazgecebilrim artık yazdıgım her kelimeye senin anlamını yüklemekten... benim küçük sevgilim bir koca senenin ardından sanki yalanmısız gibi ilk gün dinledigmiz sarkının mısraları arasından süzülen gözlerimden caresizligim sana belli etmemek icin senle konusurken belli belirsiz anımsayıp güzel saatleri gülümsemelerim cevapsız bıraktıgım soruların belki de bu caresizlik yuzunden en konusmamı istedigin anlarda dudaklarımı ısırıp susmalarım. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 9 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 9 Mart , 2007 anlatamıyorum sana gidecegimi kalacagıma inandıramadıgım gibi simdi akşam oluyor sabahtan beri söyledigim her söz aklında bir hüzne karısıyor ne hazırsın yokluguma nede ben yazabiliyorum artık sensiz satırları hayatına mudahale etmeden durmaya gidiyorum uzerimde yoksullugum vaktini coktan doldurmus bir fani gibi bu aşkın bir turlu bilinemeyeni uzerimden seni alınca aklımdaki bosluk yatırıldıgım hastanelerin ilac kokusuna karısıyor teninin renkleri... bir turlu anlatamadım sana gidecegimi kalacagıma inandıramadıgım gibi hala serseri bir mayın gibi denizin uzerinde ne carpacagım belli nede carpılacagım kanımdaki alkol oranı kadar ve ayılabilme olasılıgım sen yazdıklarımı okumadan once silebilme şansım... hala anlamıyorsun değilmi gidiyorum hayatından kaldıgıma inanmadıgın gibi kollarında acarken gözlermi ve öpüşlerinin sarhoslugundan ayıltırken bedenimi ne kalabalık bir topluluktuk biz ne kadar zengin seni bana katınca bir cumhuriyet oluyorduk seni cıkartınca icimden darbeye ugramıs hukumetler gibi idama mahkum ediliyordu bu cumhuriyetin tum idarecileri... anlatamıyordum sana gidecegimi kalamadıgımı anlatamadıgım gibi yorgunduk ikimizde ben anlatamamaktan sen belkide işine gelmemesinden bu ayrılıgın sırtında gezdgimiz bıcak kadar keskindi sözlerimiz kesildigimiz yerde kanar durdurulamayan kanamaların kaybından sorumlu tutulurduk ne takviyesi yeterliydi nakillerin nede bundan sonrası icin ayakta kalabilirdik simdi giderken sustugun her saniye içimde yaşamaya dair yeserttigim ciceklere bedel sustugun her an ustune atılan toprak gibi ismimin kazılamadıgı basucuna kabrimin.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sedelina Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 anlatamıyorum sana gidecegimikalacagıma inandıramadıgım gibi simdi akşam oluyor sabahtan beri söyledigim her söz aklında bir hüzne karısıyor ne hazırsın yokluguma nede ben yazabiliyorum artık sensiz satırları hayatına mudahale etmeden durmaya gidiyorum uzerimde yoksullugum vaktini coktan doldurmus bir fani gibi bu aşkın bir turlu bilinemeyeni uzerimden seni alınca aklımdaki bosluk yatırıldıgım hastanelerin ilac kokusuna karısıyor teninin renkleri... bir turlu anlatamadım sana gidecegimi kalacagıma inandıramadıgım gibi hala serseri bir mayın gibi denizin uzerinde ne carpacagım belli nede carpılacagım kanımdaki alkol oranı kadar ve ayılabilme olasılıgım sen yazdıklarımı okumadan once silebilme şansım... hala anlamıyorsun değilmi gidiyorum hayatından kaldıgıma inanmadıgın gibi kollarında acarken gözlermi ve öpüşlerinin sarhoslugundan ayıltırken bedenimi ne kalabalık bir topluluktuk biz ne kadar zengin seni bana katınca bir cumhuriyet oluyorduk seni cıkartınca icimden darbeye ugramıs hukumetler gibi idama mahkum ediliyordu bu cumhuriyetin tum idarecileri... anlatamıyordum sana gidecegimi kalamadıgımı anlatamadıgım gibi yorgunduk ikimizde ben anlatamamaktan sen belkide işine gelmemesinden bu ayrılıgın sırtında gezdgimiz bıcak kadar keskindi sözlerimiz kesildigimiz yerde kanar durdurulamayan kanamaların kaybından sorumlu tutulurduk ne takviyesi yeterliydi nakillerin nede bundan sonrası icin ayakta kalabilirdik simdi giderken sustugun her saniye içimde yaşamaya dair yeserttigim ciceklere bedel sustugun her an ustune atılan toprak gibi ismimin kazılamadıgı basucuna kabrimin.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 14 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 14 Mart , 2007 nasılda buyütmüş bu sevda seni... beni bırakıp gittiginden beri sözlerindeki cesaret ufkundaki aydınlık dinledigin sarkılara ihtiyacın olmadı hicbirzaman göçe zorladıgın hasret yüklü kavimlerin kalmasına razıydın belki de bu yüzden her bırakılan izin ardından bir kova su dökmek yerine gözyaslarını salıverirdin... isyankarlıgını bagladıgın aşkın benden kacıp kendine sığınmaların ne buluyordunki bu kadar kendinde dokundugun ipekten gelinciklerin aldıgın her yolun inandırması seni bensiz bir aşkın düş dolu sahillerinde hayat olması gibi... ardında bırakıp gittigin bu harabeler aklımın yıkıntıları uzerimde işe koyulan tüm arkeologlardan müzdarip ne kırıklarım onarılıyor artık nede kırıklarım biliniyor... batmamak icin kendi ağırlıklarından kurtulurken belki de beni senden uzaklastırırken ögrenmiştim ağır olanı bendim bu sevdanın ve su alıyorken ilk kurtulunması gereken... hayatının icindekiler sayfasındaki yerime guveniyordum belkide bu kadar fütursuzca silerken cizdigin resimleri yazdıgın sarkıları mırıldanırken duvarın önüne dizdigim senin umutlarındı gururumun namlusuna soğuk mermileri sürerken hic düşünmeden... terkettigin ölü hatıralar ülkesi değil öldürmek istedigiin hatıraların, bir türlü iflah olmayan şairi... ne mavi gözlerimin bir anlamı var artık nede buğusunda sektirdigin cakıl taslarının... ne kadar çabuk büyüyen bir cocuktun sen hırsının yelesine yapışmıs acelesi varmıs gibi kırlangıcların peşinden kosturan... sana ait olan ne varsa benim hayat diye cigerlerime cektigim senin bir ucurtmanın kuyruguna asıp kurtuldugun benim acılarım beni tasımaktan yorgun düşen cumlelerin sarıldıgın cocuk yürekli sarkıların dudagındaki ıslık kadar tutkunsun hala bana ne nefesin bitsin istiyorsun calarken nede nefessis kalıp bogulmak... yaşamak icin bırakıp gittiginden beri beni ellerin cebinde bana tutunmadan yürüyebilmeyi öğrendiklerin benim ilk gördügümde seni sana dokunmaya kıyamadıgım icin kendime söyledigim yalanlardan ibaret bırakıp gittigin benim... gittigin yer, benim istedigim... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 16 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Mart , 2007 pornografik hayallerin arasından kurtarabildigim masum öpüşler romantizmin Türkceye cevrilmiş haline aşk diyoruz bir suredir acıklayamadıgmız belkide acıklamadıgmız kucuk sırlar gecenin karanlıgının torpiliyle avuclarımızın icine gömdüklerimiz pornografik hayallerin arasından kurtabildigim küçük tebessumler camın bugusuna yazılan sonra okunmasın diye üstü avuc iciyle karalanan seni seviyorumlar ama neden? dokunabildigim icin mi dokunuldugum için mi? içimi durmadan cekip nefesini soludugum için mi? için için aglarken sen zaferlerime bir aldatmaca daha eklememe izin vermen mi? pornografik hayallerimin arasından beyaza boyadıklarım dokunamadım diye deil bazen dokunursam rengi solar diye uzaktan baktıklarım öptükce seni cogalan kırmızılıkların öpmedikce icimde patlayan yanardaglardan süzülen ateş kırmızısı lavlarım bu senden sonra bir turlu anlatamayıslarım senile gecen bir kac dakikayı yere göe sıgdıramayısım tanrımın kıskandıgı benim sakındıgım senin belkide ne oldugunu bile anlamadıgın bu pornografik düşlerimin arasından sıyırıp adınla baslayan şiirlere kullandıgım kapat gözlerini ve sadece beni düşün..!! gozlerini kapatmadan once görmek icin umutla bekledigin... türkceye bir turlu ceviremedigim teninin kıvrımları bir turlu beceremedigim bu aşkın sevgililiği bu sana seni seviyorum diyememenin beceriksizligi yarın sabah kokunu arayan bir bebek gibi aç uyanmalarım baska bir bedende doyamadıgım icin her gece kendi kanımda bogulma cabalarım pornografik siluetlar arasında utanıp kendimden ettigim her yemini senin teninde bozmak icin tanrımla aramı bozmayı göze alıslarım... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 biliyorum ben ne kadar suskun kalsamda içime atsamda soyliyemediklerimi ve sen giderken kal demesemde bir gun geri geliceksin belki teninde bir yabancının parmak izleriyle belki gozlerinde baska öpüşler aklında baskasının kafiyeleri dudaklarında büyük okyanusların tuzu elinde baskasının eli ama biliyorum bir gun mutlaka geliceksin hic vazgecmeden unutmadan beni belki de o kadar isteyipte unutamadan yine bana gelip seni tutmamı bekleyeceksin aylardır yaptıgın gibi sonraki aylarda yapacagın gibi baska sevdaların seyrinde olsan bile aklın benim gözlerimde gözlerim baktıgın yerde değilse eger ben olmamın ne anlamı kalıyor özledigin ve aramasını bekledigin aramadıgı icin canının yandıgı nefes alamadıgın her gece yalnız basını yastıga koymaktan ben diye karanlıgın icinde nefes nefese kaldıgın ben değilim diye deil seni arıyamadım die bana kufretmelerin belki de isyankarlıgına en gecerli acıklamaların benim yoklugum varlıgım azaldıkca icinde durmadan yüzüne kapattıgın benim telefonlarım ne kadar basitti dimi peynir ekmek gibi bir ses vermek biras sevgi biraz özen biras ben kokusu biras sensiz kalmanın acılı tortusu bogazıma takılan ne kadar basitti dimi ucuz bir aşkı sıradan bir kac saate paylastırıp sonra elimize alıp patlamıs mısır dolu tabakları karsısına gecip izlemek ve yaklastıgında seni öpme zamanı gozlerinin icine bakıp gulumsemek ve öperken seni baska tanrının cocukları gibi baska bir cennetin bahcesinde acmak gözleri... dedigin gibi birbirimize yetemeycek kadar azdık biz ne sana yetiyordu nefesim nede sen bana acabiliyordun butun pencerelerini ve bitmeyecek kadar fazlaydı sabrımız baştan bir kayba meyilli mazeretlerden bagımsız söz biterken icimizdeki senin acıyan yüregin benim kanamalarımın bir turlu durmayısı senin hüznünden ısırıp dudaklarını içine saldıgın gozyasların benim bir turlu aglayamadıgım icin olur olmaz herseye kahkahalarım söz bitti bu olan biten eski siyah beyaz bir filmi renklendirip ustune ses ekleyip yeniden vizyona cıkarma cabalarım aslında dokunmak istedigim senin incecik dudakların iç çekip durdugum dokunabilecek kadar uzun olmadıgı icin değil kollarım yeteri kadar kalmayan zamanım söz bitti aklımdan gecen pembe ojeleriyle salınıp duran bir kadının kollarında kapamak gözlerimi tadını cıkartıp biten bir ömrün umursamazlıgının... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 31 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 31 Mart , 2007 ıslanan sokakları kurutma cabasımıdır rusgarların durmadan esmeye calısması yoksa bir yalnızlıgın silinme gayretimidir. geride bırakılan olmanın dayanılmaz agırlıgı aşkının siddetinden korkup telefonumu kapadıgım dogru ararsın diye konusamam diye icime gömüp sesimi karsında urkekce sususlarım yoklugunun her yeni gununde bos sokaklara bakıp gelmeyen trenlerin sesini ruzgar seslerine benzetme cabalarım bazen inanırsın ya kendi yalanlarına daha dogrusu inanmak işine gelir boş bir odaya kapanıp aglayacagını dusunme gerceginin karsısında senin inanmaya razı oldugun yalanlarım benim bir turlu nefes veremedigim sevgi dolu mısralarım görüşücez diye bir turlu yere göge sıgdıramadıgım belkide ölesiye korktugum gözlerinin hüzün dolu bakısları... aşkının ötesinde bir köy bulamadım sana aşkından büyük bir sevda ne sözlerim yetiyor nede düşünebiliyorum senin yıktıgın tabuların beni, yerine koydugun tanrının diledigin afların bir bu kadar daha üstüme koydugun sorumluluklarım küçük bir kız cocugu gibi telaşlısın simdi ilk kez görünecekmiş gibi sevdigi adama ilk kez kırmızı cantasını takıp koluna kırmızı ojeleri tırnaklarında içi icine sıgmamış sıgmadıkca telasa kapılmıs bir bakısın kıvılcımıyla alev almış butun bunların hayal oldugunun farkına bile varamamıs kucuk karanfil kokulu bir kız cocugu... kucuk bir kız cocugu gibi tuhafsın simdi aklında sevdigin adamın geniş zamanları ilk öpüşlerinin kokusu teninin yangınları bu bir turlu türkceye cevrilemeyen karın agrıları bu aşkın e hali de ve den hali bu gecmiş zamanın bir turlu gecmeyecekmis gibi duran halleri urkek masumlugun saf bir beyazın icindeki aklımdaki yankıları... kucuk bir kıs cocugu gibi korkuyorsun simdi dönüp durup yatagında uyuyamayısın bu bir hasretin biterken, belkide hasretken daha iyiydi kaygısı yüzünde düşledigin nefesim dokunuslarım kadar gercek bir dunyanın hayalindeki cennetin ötesinde olma ihtimallerim zamana bıraktıgın umutlarının hasat mevsimi üstüne koyamadıklarının itirafı yüzünün kızarmalarının hafifletici sebepleri ve ben sevgilim sevgilim derken sesinin titredigi ses veremesemde mısralarıma en az senin kadar kücük bir cocugum, korkup karanlıktan basını yorganın altına gömen gözlerini kapatıp senin yüzünü yüzüme süren... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 hani zaman herseye ilac ya... yalanmıs.. hani aşklar hep gelir gecer ya... kalırmıs... gelişine hazırlıyorum kendimi... tabanını onarıp boyadıgım ayakkabılarım, dirseklerine kareli kumaslardan yamalar yaptıgım kahverengi ceketim, uzadıkca kirli gorunuyor diye subay traşı kestirdigim saclarım kısacık tırnaklarım ve kokuma karısan meyva aromaları... gelişine hazırlıyorum kendimi ezberimde sevdanın sözleri kırmısı saclarının kokusuna kapılıp zamansıs acan agaclarım gibi erken gelen mevsiminden yorgun özleminden mutsuz gelişine hazır gitme ihtimallerinin simdilik uzagında tutarsızlıgım icin özür dilerim bir suredir yoksun diye alısıyorum hayatıma kendi dogumgunumun surpris partisine hazırlanıyor gibiyim nolur sesini cıkarma duymıyayım nolur haber verme bilmiyeyim kapıyı aralayınca kokunu duyayım bir cocuk gibi sevinip dizlerine kapanayım bir ömür diler gibi dizlerimin ustunde ibadet eder gibi aklımın ucunda özler gibi içimden kopup giden nefes gibi üzerime atılan toprak gibi simdi durup dinledigim sesinin yankısı penceremde duran ruzgar gibi aklımdaki sözlerin yemin gibi inanmak isteyipte kapılamadıgım nehir gibi simdi uyudugun benim ruyalarım sabah kalkıp anımsadıgın benim kokum ben yokum diye agladıgın benim varlıgımdan yanan senin tenin icinde akıp giden karsılıksız kelimelerim hüznün, kabugu gibi yaralarımın kanatmadan duramadıgım gülümsemen papatya falı koparılan ikinci yaprakta kapanan dudakların varlıgım varlıgına armagan olsun üstü tanrımın elimde kalan kelimelerimi gamzelerine ektim gülüm gözyasların büyütsün sevdanı kalbime gömdüm cesedim yakılıp küllerim rüzgarların estiği yerlere sürülsün Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.