Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kürt Sorunu Nasıl Çözülmeli  

35 üye oy verdi

  1. 1. Sizce Kürt Sorunu Nasıl Çözülmeli

    • Demokratik Açılım Yeterli
      7
    • Askeri Yönteme Devam
      3
    • Dünyadan Çözüm Modelleri Örnek Alınmalı
      6
    • Özerklik Verilmeli
      2
    • Muhattaplarıyla Çözülmeli
      8
    • Kürt Sorunu Yoktur
      17


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bugüne kadar Kürt sorununun varlığı yokluğu ya da ne olduğu üzerinde uzunca tartışıldı..

 

Ben şimdi sorunun varlığını kabul edenlere özel olarak, bu sorunun nasıl çözülebileceğini soruyorum..

 

Sizce Kürt sorunu nasıl çözülmeli?

 

Klasik Askeri çözüm ile sorunu bastırmaya devam mı edilmeli?,

 

İmralı, pkk, Dtp muhattap alınmalı mı?

 

Dünyadan benzer sorunlarda uygulanan çözüm modelleri dikkate mi alınmalı?

 

Ben şimdi Dünyadan Benzer Sorunlara Çözüm Modellerini Paylaşacağım:

 

CEZAYİR MODELİ

 

150 bini aşkın kişinin ölümünün ardından 2000 yılı başlarında, asker ve sivil tüm taraflar aynı masanın etrafında buluştu.

 

Komisyonlarda çeşitli çözümler ele alındı ve nihayetinde kabul edilen çözüm referanduma götürüldü. 'Barış ve Ulusal Uzlaşma Sözleşmesi' adı verilen çözüm, şiddetten bıkan ve geçmişi geride bırakmak isteyen halkın yüzde 97'lik desteğiyle referandumda kabul gördü.

 

Militanlara af

 

* İç barışı yeniden kurmayı amaçlayan 'Barış ve Ulusal Uzlaşma Sözleşmesi', militanlarla güvenlik güçlerinin çoğuna af getiren bir tasarıydı.

 

* 'Gelin geçmişi unutalım' diyen Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, halka referandumda ülke tarihindeki kanlı dönemi kapatmak için 'Evet' oyu vermeleri çağrısında bulundu. Affın gündeme gelmesinden sonra sert tutumlarıyla tanınan Silahlı İslami Grup (GIA) militanlarından 300'ü silahlarıyla birlikte teslim oldu. FIS askeri kanadı İslami Kurtuluş Ordusu (AIS) 1997'de ateşkes ilan etmişti. Ancak hükümete karşı savaşı sürdüren ve 7 bine yakın militanı bulunan GIA ve Salafist Grubu (GSPC) genel af olmadan silah bırakmayacaklarını açıkladı.

 

* Bunun üzerine iç savaşta 150 binden fazla kişinin ölümünden sorumlu tutulan militanlarla onlarla savaşan ordu ve milis güçlerin çoğu affedilecek. Bu cezaevinde bulunan, aranan veya halen çatışmaları sürdüren militanları da kapsıyordu.

 

* Ordu kaybolan 6 bin kişinin hesabını vermek zorunda kalmayacak. İç savaşta yaşamını yitirenlerin ailelerine tazminat ödenecek. Sadece katliam, tecavüz ve halka açık yerlerde bombalı saldırılara karışmış olanlar gibi en ağır suçları işleyenler af kapsamı dışında kalacak.

 

* Ve sonunda FİS kararlara uyarak silahlı mücadeleye son verdi..

 

Bu model, Cezayir'de 13 yılda 150 bini aşkın kişinin ölümüne yol açan iç savaşın sonunu getirdi.

 

 

BELÇİKA MODELİ - FEDERAL SİSTEM

 

Belçika, 1970 yılına kadar üniter bir devletti. 1970'e kadar taşralar ve belediye yönetimleri etkindi.

Üniter devletin, federal bir devlete dönüşmesi ise bu ülkeyi oluşturan Flamanların kültürel talepleri ile Wallonların ekonomik otonomi taleplerinde kaynağını buluyor.

 

* Belçika'nın, yaklaşık 6 milyon Flamanca, 4 milyon Fransızca ve 71 bin Almanca konuşan nüfusu bulunuyor. Her üç dil de resmi.

 

* 1970'lerde Belçika Anayasa'nın 59. maddesine yapılan bir ekle, bu ülkede Alman, Fransız ve Flaman topluluk yönetimlerinin oluşturulması kararlaştırıldı

 

Otonomi ve Eşitlik

 

* Federe yönetimlerin hükümetleri, yani yürütmesi, parlamentoları anayasada belirlenen şekli ile yer alıyor.

 

* Bölgelerde yapılacak kurumsal reformlar, yasa değişiklikleri, ek yasalar bölge yönetimlerinin elinde ve bu hak anayasal olarak tanınıyor.

 

* Her federal varlığın, anayasal olarak istidatı bulunuyor. Eşit kutuplu normları göz önünde bulunduracak şekilde karar alma, norm belirleme yetkileri bulunuyor.

 

* Her iki yönetim de hiyerarşik olarak, federal yasalara eşit düzeyde bağlı.

 

Belçika federatif sistemi, Flamanların kültürel, Wallonların ekonomik taleplerine ve çok dilli olan Brüksel'in var olan sorunlarına çıkış olma amacıyla geliştirilen bir sistemdir..

 

KORSİKA MODELİ

 

Napolyon Bonapart, doğduğu yer olan Korsika'yı 1876 yılında Fransa'ya bağladı. Bugün adada 260 bin Korsikalı yaşıyor. Kendini Korsikalı olarak tanımlayıp, ada dışında yaşayanların sayısının ise üç milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Korsika'da 1960'lı yıllardan itibaren adanın bağımsızlığını isteyen hareketler görülmeye başlandı.

 

Bu hareketler daha sonra kısa adı FLNC olan Korsika Milli Bağımsızlık Cephesi altında toplandı. FLNC, halen yürüttüğü silahlı mücadelenin yanısıra siyasileşme çabasını da sürdürüyor.

 

* FLCN'nin mücadelesi ve yürüttüğü lobi faaliyetleri sonucunda Fransa Temmuz 2000'de, Korsika'ya ayrı bir statü tanıyan bir yasa çıkardı

 

* Korsika dilinin anadil olarak kabul edilip, ilk eğitimde birinci dil olarak kullanılmasına olanak veren bu yasanın birinci maddesinde, Korsika Meclisi'ne belirli konularda, kanun, kararname ve yönetmelikleri değiştirme ve yeni yasal düzenlemeler getirme hakkı tanınıyor.

 

* Hepsi doğrudan seçimle oluşan, belediye meclisleri, il meclisleri ve bölge meclislerinin aralarında paylaşılan yerel yetkiler üzerine inşa edilmiş olan 'ademi merkeziyet yasası', Korsika'da da bir dizi yerel konuda, Korsika meclisinin yasama yetkisine sahip olmasını mümkün kılıyor.

 

* En önemlisi ise, Korsika hareketlerinin esas taleplerinden birinin karşılamasıydı: 'Korsikalılık' kimliğinin tanınması.

 

* Son olarak da Fransa, 'bölgesel dilleri Fransa'nın değerleri' olarak kabul eden Anayasa değişikliği ile sınırları içerisinde konuşulan 75 farklı dili resmen tanıdı.

 

Anayasa değişikliğiyle Korsika, Breton, Alsas, Oksitan, Bask, Katalan hatta güneydeki Languedoc bölgesinin dillerinin Fransız mirası sayılmasıyla Fransa'da bir devrim daha yaşandı..

 

Saygı ve sevgiyle..........

Gönderi tarihi:

Benim icin bir Kürt sorunu olmadigi icin,terörle mücadeleye devam ve ayni zamanda ülke capinda esit agirlikta ekonomik paketlerin hazirlanip ve yurttaslarin ekonomik yasam standartlari günün sartlarina uyumlu hale getirilip,egitime agirlik verilmelidir.Insanlar kredi kartlariyla ekmek alma yoksullugundan kurtarilmali insan haysiyetine yakisir hayat sartlarinin gelistirilmesi gereklidir.

Dün Adiyaman'da yoksullara dagitilan 80 TL icin insanlarin nasil birbirini ezdigini görünce insanligimdan utandim.Insanligindan utanmayanlar icin muhakkak ki sorun yoktur.Türkiye'nin en büyük ve en hayati sorunu yoksulluktur.Bu önlenmelidir.

Etnik konulara gelince,anayasamiz herkese esit haklar tanimistir.Herkes kendi dilini kültürünü yasama hakkina sahiptir anayasamiza göre.Bu haklar ayaklar altina alindigi icin ülkede sorular yasanmaktadir.AKP hükümeti farkli amaclara hizmet verdigi ve farkli amaclar pesinde oldugu icin gercekleri ulustan saklamakta ve popülist söylemlerle halki úyutmaktadir.TRT 6 AKP'nin anayasanin vermis oldugu hakkin kullanimini Kürtlere vermis olmasindan baska birsey degildir ama AKP bunu sanki kendiliginden vermis gibi bir siyaset gütmektedir.Unutmayalim "DEMOKRASI BIZIM ICIN BIR ARACTIR AMAC DEGIL veya DEMOKRASI BIR TRAMVAYDIR DURAGA GELINCE INILIR"sözleri bugün demokrat gecinen Erdogan'a aittir.Gözlerimizi acalim ve oyuna gelmeyelim.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Eğer amaç sadece Kürt sorununu bitirmekse muhattap siyasi ve legal olan partiler ve bölge Milletvekilleridir,eğer Pkk'yi dağdan indirmekse hiçbir siyasi parti yada Milletvekilinin yapabileceği bişey değildir,her konu muhataplarıyla çözümlenebilir...

''Savaşınızın muhattapları kimse barışınızında muhattabı o dur..'' (Bu söz kime aitti hatırlamıyorum)

 

Bende aynı şekilde sorunun radikal çözümü için örneğin DTP kesimiyle beraber İmralınında sürece dahil edilmesini gerçekçi bir çözüm yaklaşımı doğrultusunda ele alıyorum..

 

Ancak gelinen aşamada bu biraz zor gibi görünüyor..

 

Hayırlısı....

Gönderi tarihi:

Bizim muhatabımız kendi vatandaşlarımızdır.Muhatabımız terör örgütü değildir. Öncelikle gerekli olanda ekonomik açılımdır. Ekonomik açılım yapılmadan söylenen herşey havada kalır.

Gönderi tarihi:

Bizim muhatabımız kendi vatandaşlarımızdır.Muhatabımız terör örgütü değildir. Öncelikle gerekli olanda ekonomik açılımdır. Ekonomik açılım yapılmadan söylenen herşey havada kalır.

İspanya neler neler vermedi Basklılara bir bilseniz..

 

Özgürlüklerinden taviz vermeleri için önlerine serdikleri dünya nimetlerinin haddi hesabı yok..

 

Olmuyor efenim olmuyor..

 

Tutturmuşlar bir Zülfü Livaneli türküsü misali..:

 

Hey Özgürlük......!!!

Gönderi tarihi:

Bizim muhatabımız kendi vatandaşlarımızdır.Muhatabımız terör örgütü değildir. Öncelikle gerekli olanda ekonomik açılımdır. Ekonomik açılım yapılmadan söylenen herşey havada kalır.

 

Size katılıyorum bu konuda,bölgede açılım paketi ile birlikte bir ekonomik kalkınma paketide uygulanmalıdır...

Gönderi tarihi:

Zaman, sabır ve siyasal kararlılık isteyen bir barış süreci...

 

YANLIŞ 1...

 

Demokratik açılım bir süreçtir. Bugünden yarına, öyle beş altı ay içinde bitecek kısa vadeli bir süreç değildir ama... Uzun sürebilecek zahmetli bir yolculuktur. İlgili tüm taraflar için de zaman, sabır ve siyasal kararlılık gerektiren bir 'barış yolculuğu'dur. Bu noktanın tam anlaşılamıyor olması, yanlışlardan biridir.

 

YANLIŞ 2...

 

Demokratik açılım, Kürt sorunuyla silah ve şiddetin bağını koparmayı amaçlıyor. Bunun olabilmesi için de PKK'lıların silahlarını bırakıp dağdan inmeleri gerekiyor, öyle değil mi? Peki nasıl inecekler? Dağa neden çıktılar, niye inecekler? Kandil Dağı'nda Murat Karayılan, geçen mayıs ayı başında bana, “Otuz yıl önce dağa piknik yapmak için çıkmadık ki!” demişti. Sorun dağdakilerin inmesiyle barışçı bir çözüm yoluna girecekse, PKK ve bazı istekleri tümüyle görmezlikten gelinebilir mi?

 

YANLIŞ 3...

 

Elde silah dağa çıkmış, otuz yıldır şiddet ve terörü siyaset aracı olarak benimsemiş bir örgüt, hele Türkiye koşullarında, bir hükümet tarafından muhatap alınabilir mi?.. PKK'nın doğrudan ya da açıktan muhatap alınamayacağı malum. Bunu onlar da biliyor. Nitekim, Murat Karayılan mayıs ayındaki Kandil röportajımda, “PKK değilse Öcalan, o değilse DTP, DTP değilse akil adamlar” diyerek değişik seçeneklerden söz etmişti. Demokratik açılım eğer sonuç verecekse, bu PKK'nın dağdan inmesi demektir. Bu durumda PKK görmezlikten gelinebilir mi? Üçüncü yanlış bu soru işaretinde kıvrılıyor.

 

YANLIŞ 4...

 

PKK'lı, DTP'li çevreler diyor ki Erdoğan hükümetine: “Siz Obama'yla, Barzani'yle birlik olup bizi tasfiye etmek istiyorsunuz, bizi dikkate almıyorsunuz. Bizleri yok sayarak bizi tasfiye edemezsiniz.” DTP'li yetkililer, örneğin Ahmet Türk, hükümetin kendilerine diyalog penceresini açmadığını söylüyor. Bir yanlış da bu...

 

YANLIŞ 5...

 

Demokratik açılım, Kürt meselesinde çözüm kapısını açacaksa, şunu yazın bir kenara, Öcalan da yok sayılamaz. Onun İmralı'dan vereceği işaretler olmadan silahların susması uzak ihtimaldir. PKK'ya 'terör örgütü', Öcalan'a 'Terörist başı' diyebilirsiniz, ama bununla bir yere varamazsınız.

 

YANLIŞ 6...

 

Açılım konusunu düşünürken, bir başka temel yanlışı daha gözönünde tutmak lazım: Kürt sorunuyla PKK'yı birbirinden ayırmak! PKK bunca yıldır ayakta durabiliyorsa, Kürtlerin arasında kök saldığı içindir, ciddi bir toplumsal tabana ve sivil toplum desteğine sahip olduğu içindir. Bu nedenle, terörle mücadele deyip dağda PKK'lı öldürürken, ovada Kürtleri yanına alabileceğini, Kürt sorununu çözüm rayına oturtacağını sanmak bir başka yanlışa işaret eder. Bunca yıl sonra Kürt sorunuyla PKK'yı birbirinden ayırmak gerçekçi bir beklenti olmaktan uzaktır çünkü...

 

YANLIŞ 7...

 

Önceliklerle sonralıkların birbirine karıştırılması da bir başka yanlıştır. Atılacak adımların, yapılacak isteklerin kolayından zoruna doğru ve de uzun zamana yayılarak gündeme getirilmesi gerekir. Yoksa daha işin başında, en olmayacak taleplerle ortaya çıkmanın, sonra da feryat etmenin herhangi bir inandırıcılığı olamaz. Siyaset önce mümkün olabileni yapmaktan geçer.

 

YANLIŞ 8...

 

Düğmeye basıp İstanbul'da, Diyarbakır'da, Hakkâri'de çocukları, gençleri ellerinde Molotof kokteyleriyle, taşlarla sokağa salmak, bir Serap'ın, bir Aydın'ın acı ölümleriyle vicdanları sarsan gelişmelere yol açmak da bir başka büyük yanlışın altını kalın biçimde çizer.

 

YANLIŞ 9...

 

Üç milyon oy alan bir siyasal partinin, DTP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması gerçekten çok büyük bir yanlış olacaktır. Bu konuda, İspanya'dan Batasuna'nın kapatılması anımsatılıyor. Ama bir nokta nedense unutuluyor.

 

İspanya'da örneğin Baskların, Katalanların kendi yerel parlamentoları var, kendi yerel hükümetleri var, kendi oylarıyla seçtikleri. Yani kendi kendilerini yönetiyorlar. İspanyolca'nın yanı sıra kendi dillerini her alanda kullanıyorlar, kendi dillerinde eğitim yapıyorlar. Franko diktasından kurtulup demokrasiyle birlikte AB'ye adım attığından beri durum böyle İspanya'da.

 

Unutulan ikinci noktaya gelince... İspanya'dan Batasuna örneği verilirken, Britanya'nın savunduğu çizgi, IRA-Sinn Fein örneği unutuluyor. IRA'nın siyasal kolu Sinn Fein kapatılmadı Britanya'da. Özellikle Londra'daki siyasal iktidarlar, demokrasilerde parti kapatılmasının siyasal çıkmazları daha fazla büyüttüğünü savundular, ki ben de öteden beri bu görüşteyim.

 

YANLIŞ 10...

 

Geçen mayıs ayında Kandil Dağı'na çıkıp Murat Karayılan'la yaptığım röportajdan beri bir noktayı inatla savunmaya çalışıyorum. Parmak ve tetik meselesi bu. Eğer açılım yolculuğunda ciddiysek, iyi istasyonlara varmak istiyorsak, önce tarafların parmaklarını tetikten çekmeleri gerekir. Yani operasyon olmasın, mayın döşenmesin bu yolculukta! Ve dağda silahların sustuğu bir iklimde konuşulur, tartışılır, pazarlıklar yapılır, gizli kanallar açılır, paketler oluşturulur, zamana yayılarak kolayından zoruna doğru yol alınır.

 

Bu bir süreçtir!

 

Bir kez daha daha vurguluyorum:

 

Zaman, sabır ve siyasal kararlılık isteyen bir barış süreci...

 

Acele işe de şeytan karışır!

 

Kaynak: Milliyet-Hasan Cemal

Gönderi tarihi:

O zaman daha ccok beklerler daglarda.

 

 

saygilarla

 

 

Birileri dağlarda daha çok bekleyip,askerlerimiz şehit oldukça,birileride avuçlarını avuşturur,şehit cenazelerini istismar etmek için onlarada gün doğar,baksanıza 4 aydır şehit gelmiyordu nasılda bağırıp çağırıyorlardı....

Gönderi tarihi:

PKK elbette dağa piknik yapmaya çıkmadı. Emperyalist güçler dağa çıkana maaş bağladığı, üstünü başını adidas ayakkabılarına kadar donattığı, barınak, silah ve her türlü imkanı sağladığı, bu imkanları bir işte çalışarak elde edemeyeceği için dağa çıktılar, çıkıyorlar. Küçücük bir özel güvenlik müfrezesi kurmaya kalkışın bakayım, kaça maloluyor, ne dediğimi anlarsınız.

 

Bu bir kısır döngüdür. Yörenin maraba kültürü, yapabildiğince çocuk yapmayı ve hiç bir sorumluluk duymamayı, adlarını bile bilmenin gerekli olmadığını öğretmektedir. Ne kadar çocuk varsa, ağa iş verir, bakar. Gerekirse ölüme sürer, ağadır, ağaya beleş. Canlar da beleş, her şey beleş. Bu kültürden gelen toplum her şeyi allahtan, şeyhten, ağadan, hiç biri olmazsa devletten bekler.

 

On oniki çocuğa iş bulamayacağın için, ekme biçme, besi yetiştirme işlerine kimse bakmak istemediği, kaçakçılık, uyuşturucu, terör gibi tatlı kazançlar daha cazip olduğu için on oniki çocuktan en az bir ya da ikisi dağa çıkar. Sermaye beleş, AB'den... Silah beleş, ABD silah imparatorluğu tröstlerinden... İnsan kaynağı beleş, her ailenin her birinin adlarını bile tam olarak bilmediği onar onikişer çocuğu var!

 

Yapılması gereken açılım, bu kültürü kırmak, yöreye eğitim, yatırım götürmektir. AB taşeronlarının yaptığı gibi içeriği belirsiz, afyonlu mu, başka halisünajen maddeli mi, ne idüğü belirsiz ballı emzik verip sonra çekmek değildir. PKK da tam bu bahsettiğim geçek açılımı engellemek, yöreyi cahil, geri bırakmak için vardır. Bu gerçek açılım sürecinde silahla cinayetle hiç bir yere varamayacağını önce besleyicileri AB, sonra kendileri anlayacaklar, terör bitecek. Ondan sonra zaten bir engel yok, herkes anayasa önünde zaten eşit. Bu eşitliği uygulamaya geçirmek, uygulamadaki aksaklıkları gidermekten başka bir pürüz kalmayacak...

Gönderi tarihi:

Birileri dağlarda daha çok bekleyip,askerlerimiz şehit oldukça,birileride avuçlarını avuşturur,şehit cenazelerini istismar etmek için onlarada gün doğar,baksanıza 4 aydır şehit gelmiyordu nasılda bağırıp çağırıyorlardı....

 

Askerlerimiz ülkeyi korumak icin vardirlar,yoksa kimse keyif icin gidip askerlik yapmiyor.Ikincisi,askerlerimiz sehit olmasinlar diye de bu ülkede siyasi ihanetlere göz yumamayiz.Eger sehit oldukca ellerini ogusturan birileri varsa,bunlar inanin ki,terörden medet umarak her sehit verildiginde Türk Devletinden taviz bekleyenlerdir.Yani terör yandaslari.Yoksa hicbir temiz süt emmis yurttas sehit oldu diye ellerini ogusturmaz.4 aydir sehit gelmiyordu evet ama bagirip cagiranlar yine bagirip cagiriyor,devlete dayatma yapiyor örnegin Emine Ayna.Devleti tehdit ediyor.Yani sizin söylediginiz bagirip cagirmalar dogru ama vermeye calistiginiz adres yanlis.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Askerlerimiz ülkeyi korumak icin vardirlar,yoksa kimse keyif icin gidip askerlik yapmiyor.Ikincisi,askerlerimiz sehit olmasinlar diye de bu ülkede siyasi ihanetlere göz yumamayiz.Eger sehit oldukca ellerini ogusturan birileri varsa,bunlar inanin ki,terörden medet umarak her sehit verildiginde Türk Devletinden taviz bekleyenlerdir.Yani terör yandaslari.Yoksa hicbir temiz süt emmis yurttas sehit oldu diye ellerini ogusturmaz.4 aydir sehit gelmiyordu evet ama bagirip cagiranlar yine bagirip cagiriyor,devlete dayatma yapiyor örnegin Emine Ayna.Devleti tehdit ediyor.Yani sizin söylediginiz bagirip cagirmalar dogru ama vermeye calistiginiz adres yanlis.

 

 

saygilarla

 

Artık bu halk kendisini bölmeye çalışan şer odaklı,şehit cenazelerinde malum işaretleri yapıp,malum sloganları atanlara,insanların milli duygularını istismar edenlere prim vermiyor,şehit aileleride dahil ülkemizde yükselen bir ortak akıl var,oda artık dünyanın hiçbiryerinde olmayan,insanların anadili üzerindeki yasaklamalar ve engellemelerin kaldırılması gerektiği,Pkk'nin bu müteakip silahlı eylemleri tamamen Türkiye gündeminden çıkarması ve sorunun çözüm yerinin ne ABD nede Ab,TBBM olduğudur.

Ancak Ülkemizde kan ve gözyaşından beslenerek,insanların milli duygularını sömürerek oy toplayanlar bu barış sürecini daha ortada hiçbirşey yokken ''Biz bunun tarafı olmayız'' diyerek ve sonraki eylem ve tutumlarıyla bu noktasya taşımışlardır,ülkedeki hiçbir sorunla ilgili herhangi bir söyleyeceği bulunmayanların,bu sorunun çözümü için söyleyecek sözlerinin olmasını beklemekte abesle iştigalden başka birşey olamaz zaten.....

Gönderi tarihi:

O zaman daha ccok beklerler daglarda.

 

 

saygilarla

Bu gidis söylediginiz gibi daglarda daha cok bekleyecelerine benziyor, ama daha cookktaaa sehitler verecegiz ve bundanda bu ortami isteyenler sorumlu. Kimse burada sehitler icin timsah gözyaslari dökmesin artik. Dagda kalmalarini savunmak sehitlere razi olmaktir.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Bu aynı bayrak altında yaşayan iki kardeşi birbirinden ayırmak isteyen bazı devletlerin oyunudur. Pkk'yı destekleyen devletlerde bellidir. Burada önemli olan halkın sağduyulu olması DTP gibi partilerin oyunlarına gelmemeleridir. Dtp kendi halkının görüşlerini değil imralıdaki bebek katilinin muhettap almıştır ve kapatılmıştır.

  • 8 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Size katılıyorum bu konuda,bölgede açılım paketi ile birlikte bir ekonomik kalkınma paketide uygulanmalıdır...

 

Demek ki zamanla görüşler değişebiliyor.

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Basbakan bugün gazetecilerin sorularini yanitlarken;PKK ile görüstüklerini bir kez daha dile getirdi.

 

Basbakan terör örgütü ile görüstüklerini yalanlamak icin topu "DEVLET"e atip "BIZ DEGIL DEVLET"diyerek kelime oyunlariyla kacak güresip sanki DEVLET'i yönetenlerin kendileri olmadigi gibi bir yalanin arkasina siginiyor.Hic unutmuyorum Anayasa Mahkemesinden dönen bir yasa icin Basbakan "NE OLUYORUZ YA DEVLET YÖNETIYORUZ"diye tepkisini dile getirmisti.Yani basbakan ve avanesi islerine gelmeyen konularda topu devlete atarak devleti kendilerinin yönettigini inkar ediyor islerine geldiginde ise devleti yönetiyoruz diye böbürleniyor.Teröristlerle görüsme olayi da aynen böyle.Iktidardan gitmemek icin her yolu mübah sayan bir zihniyetin yönettigi devlet maalesef o zihniyet tarafindan terör örgütüne muhatap edilmistir.

Basbakan aynen sunlari söyledi bugün:Sorunun cözülmesi icin devlet herkesle hatta Imralidakiylede görüsür.

 

Evet, Türkiye Cumhuriyeti DEVLETINI yönetmeye yemin etmis olanlarin agizlarindan cikan bu sözler onlarin bu devleti yönetmeye degil yikmaya yemin ettiklerinin bir beölgesidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Öncelikle gerekli olanda ekonomik açılımdır. Ekonomik açılım yapılmadan söylenen herşey havada kalır.

 

Öncelik ekonomik açılım denmiş, siz de desteklemişsiniz sayın biji. Biz ne diyorduk?

Gönderi tarihi:

Kurduğum Cümle

Size katılıyorum bu konuda,bölgede açılım paketi ile birlikte bir ekonomik kalkınma paketide uygulanmalıdır...

 

 

Öncelik ekonomik açılım denmiş, siz de desteklemişsiniz sayın biji. Biz ne diyorduk?

 

Ne demişim açılım paketi ile birlikte ekonomik paket

Gönderi tarihi:

bakın kürt sorunu etnik bir sorundur ve ırkçılığa dayanır bu sorunun ortadan kalkması için ırkçılığın ortadan kaldırılması gerekir hem zaten adalet eşitlik demektir ve ayrımcılığı redder yani ırkçı tavırlar adalete etrs düşer işte bu yüzdendirki öncelikle devletin ismi türk devleti olmaktan çıkmalıdır çünkü bu devlet sadece türklerin değildir ve sadece türklerin devletin ismi olarak kullanılması ayrımcılık ve ırkçılık demektir işte bu yüzden devletin adı değiştirilmeli ve hiç bir ırka ayrımcılık olmaması ve adaletin temini için ırksal bir isim olmamalı mesela bu isim anadolu cumhuriyeti gibi ırka dayanmayan bir isim olabilir ve bizi oluşturan tüm diller serbest olmalı ama aynı amerikada olduğu gibi bir resmi dil belirlenmeli bu illaki türkçe olarak düşünmeyin bu ingilizcede olabilir çünkü bu devlette ırksal ayrımcılığın olmadığı yani ırkçılığın olmadığı bir devlet olacaktır işte bu yüzde dilin bir önemi olmamalıdır ama herkes kendi dilini konuşabilmelidir o ayrı mesele ve bu devlette herkes eşit vatandaş olmalıdır kısacası ırkçılık ve ayrımcılığın olmadığı bir devlet olamlıdır.

Gönderi tarihi:

Kurduğum Cümle

 

 

 

 

 

Ne demişim açılım paketi ile birlikte ekonomik paket

 

O zaman iletileri dikkatli okumanızı tavsiye ederim. Arkadaş başka bir açılımdan bahsetmemiş, ekonomik açılım olmazsa her şey havada kalır demiş ve siz de size katılıyorum demişsiniz. Bizim söylediğimiz de zaten bu, bölgede asıl yapılması gereken ekonomik seferberlik.

Gönderi tarihi:

O zaman iletileri dikkatli okumanızı tavsiye ederim. Arkadaş başka bir açılımdan bahsetmemiş, ekonomik açılım olmazsa her şey havada kalır demiş ve siz de size katılıyorum demişsiniz. Bizim söylediğimiz de zaten bu, bölgede asıl yapılması gereken ekonomik seferberlik.

 

Sorun salt ekonomik bir sorunmuş gibi gösterilemeyecek bir sorundur,bir halkın varoluş sorunudur bunu unutuyorsunuz sayın Y.Yılmaz.....

Gönderi tarihi:

Sorun salt ekonomik bir sorunmuş gibi gösterilemeyecek bir sorundur,bir halkın varoluş sorunudur bunu unutuyorsunuz sayın Y.Yılmaz.....

 

 

Sorun ekonomik olmakla birlikte eğitimsel ve kültürel bir sorundur. Bölge halkının her açıdan bilinçlendirilmesi kalkındırılması kendilerine iş ve aş bulunması bununla beraber bazı kültürel taleplerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. ANADİLDE EĞİTİM VE KÜRTÇENİN RESMİ DİL STATÜSÜ ALMASI BUNUN DIŞINDADIR!

Gönderi tarihi:

Sorun ekonomik olmakla birlikte eğitimsel ve kültürel bir sorundur. Bölge halkının her açıdan bilinçlendirilmesi kalkındırılması kendilerine iş ve aş bulunması bununla beraber bazı kültürel taleplerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. ANADİLDE EĞİTİM VE KÜRTÇENİN RESMİ DİL STATÜSÜ ALMASI BUNUN DIŞINDADIR!

neden resmi dil olmamalıymış türk ırkının dili resmi dil oluyorda kürt ırkının dili neden olamıyormuş işte bu ırkçılıktır ayrımcılıktır bu rıkçılığı ortadan kaldırmamız gerekmektedir devletin ismi türk ırkını belirtecek şekilde ırkçı bir isim olmaktan çıkmalı ve herkes dilini istediği gibi konuşabilmeli ve herkes eşir hakka sahip olmalı ve farklı dillerin anlaşabileceği ortak bir dil seçilmeli.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.