JAN

Aynısını Fîlisitinli çocuklar içinde söylebîlir misiniz aceba sn. politika? Örneğin neden İsrail asklerlerine taş atıyorlar? - İsrail panzerlerine sapanlarla, molotoflarla saldırmalarının nedeni ne? - Filistinli çocukların mücadelesi direnişte Kürt çocukların ki neden terördür? Terör nedir? - Esir alınan askerlere tek bir fiske dahi vurmadan ailelerine teslim etmek midir terör yoksa öldürülen militanların cesedlerini dahi parçalamak mı? Tüm dünya halklarının özgürlük mücadelesini meşru görüp Kürt ulusunun özgürlük mücadelesini terör olarak nitelendirmenin altında yatan gizli (ya da açık) bir ırkçılık olabilir mi? - 200 ü aşkın ulusun devletini tanıyıp (Türkiyeyi geçtim) Irak Kürtlerinin mevcut statüsünü tanımayıp, Kürdistan ismini telafüz etmekten dahi çekinen, Kürdistan bayrağına tahammül edemeyen bir zihniyetin tanımı ne olabilir? - COLA KURDA (ve diğer Kürt markaları) neden Türkiyeye giremiyor? - Güneydoğuda Kürtler yerine Filistinliler mücadele etse Filistinlileri de terörist olarak nitelendirebilecek misiniz? Tekrar ediyorum Terör nedir? Terörist kimdir? vs. vs. vs...

Halk kahramanları ölümsüzdür.. (Halk kahramanlarını özellikle belirtmemin nedeni düzenin ve statükonun ''kahramanları''ndan ayırt edilmesi içindir) Saygı ve rahmetle...!!

Ülkesi içinde 50 bîn insanının öldüğü, on bînlercesînin yaralandığı, yüzbinlercesînîn sürüldüğünün dünyanın bir başka yerînde yaşanmasının adının ap açık savaş olduğunun örneklerîyle var olduğu ancak ülkemizde ise hala yaşananlara ''savaş'' bîle dîyemeyen, denîldîğînde îse sadece bu kelîmeden dolayı İslam maskesi altına sakladığı şovenîst nefesînî meclîs kürsüsünden 70 milyonun yüzüne soluyan br 'vekîlin', isim farklılığı olsa da özünde hîçbir farklılığı olmayan 'kemalist', 'beyaz' ve 'yeşil' Türkçülerin temsilcisi 'vekillerin' toplumuyuz.. Böyle bir toplumun bir ferdi olarak yaşananlara savaş denilmesine dahi tahammül edemeyenler var olduğu sürece bu tür acıların ne yazık ki bitmeyeceğini üzülerek belirtmek isterim.. Ayrıca ölümlere neden olan konuşmaktan, dîyalog kurmaktan uzak, demokratik çözüm yerîne 30 yıllık çürümüş înkarcı, îmhacı uygulamaları dayatan tepeden tırnağa faşizmle süslenmiş, renklere, dîllere, varlıklara dahî tahammül edemeyen, Türk mîlleti adı altındaki ''ulus'' girdabıyla halkları yutan, asîmîle eden bir asırdır ''tek'' leyen sîstemî kınıyor, daha fazla acıların yaşanmaması îçin biran önce tasviyecî, statükocu değil dîyalogcu ve demokratik çözümün gerçekleşmesîni diliyorum......!!!

Sevgili boşig, Feodaliteye yalnızca Kürt halkından örnekler vermek en bariz ve kibar şekliyle ... Benzer örnekler yer yüzünde batıdan doğuya her toplumda yaşanan olaylardır.. Feodalitenin olması toplumların uluslaşması ya da kendi kaderini özgürce tayin etmelerine engel değildir.. Bir kaç ay önce Samsunda inek karşılığında evlendirilen kadın örneği ile ülkemizin batısında bile (Kürt olmadıklarına dikkat çekerim) benzer feodal yaşantılar olduğunu belirtmek/hatırlatmak isterim.. Kürt toplumunda yaşananların devlet destekli feodalite olması itibarı ile diğerlerinden farklı ve sistemli olduğu kuşku götürmez bir gerçektir.. Siirt teki tecavüz olayında yer alan zanlıların hemen hemen hepsinin devletle bağlantılı olması (asker, polis, AKP li ve AKP li vekil yakını vs.) bu gerçekliği temellendirmesi açısından dikkat çekicidir..!!! Saygı ile..

87 yıl boyunca ''yalnızca Türke köle olma hakkı'' tanıdığımız, 'varlıklarını varlığımıza armağan' ettirdiğimiz, 'mutlu Türklük' uğruna devşirmeliği dayattığımız ancak gelinen aşamada özgürleşen, kendi kimlikleriyle yaşama şansı bulan Türk olmayanların adına bir Türk olarak Kürt halkının özgürlük ve demokrasi kavgası için teşekkür ediyorum.. Milli birlik adı altında halklara dayattığımız gizli ırkçılık tuzağına düştüğümüz yıllar önce aynı illetin kurbanı olan biz Anadolu halklarını nazi hayranı ittihatçı zihniyetin maşalığından kurtaran Kürt halkının yüz yıla sığan özgürlük mücadelesi için tüm Türkler adına sonsuz teşşekürler ediyorum.. Türk-İslam sentezinin ümmetçi dayatmalarıyla yıllarca sunnileştirilen, sunnileştirilemeyenlerin payına Dersimde, Çorumda, Sivasta, Maraşta katliamlar düşen ve gelinen aşamada kendi değerleriyle yaşama şansı bulan tüm Aleviler adına Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinde ödediği bedeller için teşekkür ediyorum.. Yıllarca çağdaşlık adı altında tüm değerleriyle dışlanan, laiklik adı altında tüm inananlarının fişlendiği, adının yobaza, irticacıya çıktığı ancak Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesi ile artık özgürce kendi kimliği ile örgütlenebilen tüm müslüman insanlarımız adına Kürt halkına teşekkürler ediyorum.. Çingenelik, Şoparlık yaftalarıyla aşağılanan gelinen aşamada Kürt halkının meşru özgürlük mücadelesiyle artık insan yerine konabilen Romanlar şahsında tüm öteki etnik halklar, gayr-i müslümler adına Kürt halkına teşekkürler ediyorum.. Devlet destekli feodal ve ata erkil yaşamın en büyük mağduru, Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle gelinen aşamada artık bir adının olduğu, 'kimsenin namusu olmayan' tüm kadınlar adına Kürt halkına sonsuz teşekkürler ediyorum.. Kapitalist modernitenin emek sömürüsüne karşı Sosyalizm bayrağını inadına Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin adına yakışır bir şekilde yükselttikleri ve anılarını yaşattıkları için tüm Kürt halkına en devrimci duygularla yürekten teşekkürler ediyorum.. Dün Osmanlıda kapı kulu bugün Türkiyede emir kulu olan sistemin özelde gençleri genelde tüm benzer mağdurları, yoksulları, ezilenleri, işçileri, köylüleri adına ezilenin özgürlük mücadelesinin ezeni de özgürleştirdiği gerçeğiyle Kürt halkının özgürlük ve domakrasi yürüyüşüne sonsuz teşekkürler edip mücadele bayrağını daha çok yükseltmelerini diliyorum...!!! Saygı ve sevgiyle.....

İlginç değil mi? (Bir gülücükte benden ) Diyorum ya işte 30 yıl geçmesine rağmen bu çatışmalı ortamın bitmemesinin tek nedini bizim ''düşmanlarımızı'' tanımamamızdandır.. Ermenileri İttahatçı bilgilerinden, Alevileri sunni dedelerimizden, Kürtleri de Uğur Dündar zihniyetli savaş medyamızdan öğrendiğimiz sürece 'düşmanlarımızı' hiç bir zaman tanıyamayacağız.. Hatta uzaylıları bile Pkk dan daha çok tanımamız abartı olmasa gerek.. Evet şaşırdığınız olgu an itibari ile de yaşanan bir gerçektir.. Pkk bütün ''talimatlarını'' en başta internet sitelerinden verir.. ''Serhildan'' adı altında araç yakmak, ''sokakları cehenneme çevirmek'', Fettullah Gülen cemaatini açık açık tehdit etmek örgütün internet aracılığıyla yaptığı en sıradan tehditleri/talimatlarıdır.. Hatta Pkk nın resmi gençlik sitesinin ana sayfasında şu an ''üst düzey yetkililere suikast yapmak'' adlı bir başlık var.. (İnan(a)mayanlar açıp bakabilirler) Ancak yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için bu sitelerin hepsinin ülkemizde yasak yurdışında ise serbest olduğunu belirteyim.. Hatta hızını alamayan Murat Karayılan an itibari ile de ABD yi tehdit etmiştir..: www.ensonhaber.com/gundem/259384/karayilan-abdyi-tehdit-etti.html Dediğim gibi Pkk tüm talimatlarını açık bir şekilde verir.. İsim vererek açık ya da gizli tehdit eder (Mehmet Metiner, Rojin vs.), kendi önemli günlerinde insanları sokakta eyleme (serhildana) çağırır, ''tüm gençleri yaşanılan her alanı eylem alanına çevirmeye'' davet eder.. Ancak bugüne kadar ''haraç'' adı altında herhangi bir açıklamalarına rastlanılmamıştır.. Varsa buyrun kendi ağızlarından, internet sitelerinden ya da doyurucu kaynak, belge, telefon görüşmesi vs sunun.. Hadi sizin için bir kez daha menzile geçtim.. !!!

Güngör Mengi ve bazı arkadaşlar adına 'üzgünüm'.. Göz altına alınanların çoğu serbest bırakıldı.. Ayrıca Roj tv deki aramada her hangi bir suç unsuruna rastlanılmamış.. Ve an itibatı ile Roj tv ve yedek 2 kanalı canlı yayında kaldıkları yerden devam ediyorlar.. Ve bir kötü haber daha.. Avrupa da bir çok aydın, gazeteci medya ve internet siteleri Roj tv ile dayanışma amacıyla imza kampanyaları başlatmış.. Yani anlayacağınız yapılan baskınlar Roj 'un prestijini artırmaya yaramaktan başka bir işe yaramadı.. Yoksa bu operasyon AKP den Pkk ya bir jest miydi ? Ne dersiniz ??????????

Kendi bürolarının neden basıldığını görüşecek.. Çünkü söz konusu ''Pkk operasyonunda'' BDP nin Belçika daki büroları da basılmıştır.. (Psikolojik medyamızda yazmıyor sanırım) Merak ediyorum aceba BDP yerine AKP ya da CHP büroları basılsa idi ne olurdu aceba?? Heralde en basitinden Belçika'ya Nota verilirdi.. Kim bilir....???

ABD eğer aksi bir karar verseydi bir insan hakkının nasıl siyasallaştığını görecektik.. Kararı olumlu buluyorum.. Türkiye elçisini çekip duygusal davranacağına oturup geçmişi ile yüzleşmeldir artık.. İlk icraat olarakta Ermeni halkından özür dilemekten başlamalıdır.. Darısı diğer mazlumların başına..!!

Sevgili dost; Bize Ali yi, bizzat Ali' nin kendisinden, kendi ağzından anlatın.. Başka bir deyişle 'aslanları avcılardan, farelieri kedilerden' 30 yıldır dinliyoruz zaten.. Bize kendi ağızlarından sunun.. Daha öncede söylemiştim.. Buyrun sizin haberi verdiğiniz gün Karayılan' ın kendi ajanslarına düşen yazısının bütünü: www.gundem-online.net/haber.asp?haberid=87676 Haraç kelimesini geçtik neden ''yardım'', ''bağış'', ''çağrı'' anlamlarına gelecek maddi bir istek yok.. Hadi kendilerini geçtik..; AA nın ya da diğer psikolojik savaş medyasının konuyla ilgili neden bir belgeleri, notu, telefon görüşmesi, üçüncü şahsı vs.si yok.. Yani benzer haberlerde neden elle tutulur bir kanıt yok.. Buyrun gösterin biz de Karayılan' ı topa tutmaya başlayalım....! Mezile geçtim sizi bekliyorum.. !!

Çelişkili yorumlardan sonra konu başlığı ile çelişen bir haber.. (Yani Sun Tzu' nun dediği gibi illahi ki kafalar karış(tırıl)acak) AA!! Yoksa Roj tv de mi haraç topluyor??? Neyse; Sonuç olarak, Belçika, Almanya, Fransa her dönem (genellikle Başbakanın yurt dışı ziyaretlerinden sonraya denk gelir) Pkk ya yönelik operasyon yapar.. Ve operasyonlar maddi (haraç) değil siyasidir.. Görüldüğü üzre.. AA' ya duyrulur..!!

Ben Pkk nın haraç alıp almadığı tartışmasına girmiyorum.. Belirtmek istediğim haberin (benzer ajansın sürekli yaptığı gibi) asparagas olduğudur.. Siz de bunu dolaylı olarak kabul ettiğinize göre sorun yok tarafımca.. Sun Tzu hocamın yüreğimde biraz daha büyümesine vesile olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim sizlere.. Saygı ile..

Sevgili dost, Konuyu açan arkadaş Anadolu Ajansının alışagelinmiş iddalarından bahsetmiş.. Ve söz konusu talimatı veren kişi olarakta Murat Karayılan olduğunu söylemiş.. Bende bu haberi araştırdım.. Ve tüm Kürt siteleinde haber manşet olarak geçmiş.. Evet Karayılan yine sayfa sayfa açıklama vermiş.. Ancak söz konusu idda ile ilgili tek bir cümle yok.. Benzer tek bir kelime de yok.. Şimdi ben hangisine inanayım? Karayılanın söylediği idda edilen haber ajansına mı yoksa haberin sahibinin bizzat kendisine mi?????

30 yıl oldu ama hala eski tas eski hamam.. 30 yıl oldu hala düşmanımızı tanımıyoruz.. Nasıl bir düşman olması gerektiğini kendimiz belirliyoruz.. Yazıyoruz, çiziyoruz, resmediyoruz ve uyduruyoruz.. Çünkü uydurmak bir nevi işimizi kolaylaştırıyor.. Bakın SUN TZU' un 3' e ayırdığı propaganda Türlerinden Kara Propaganda Türüne: Kara Propaganda Nedir? 1- Kaynak belirlidir ama başka kaynaklardan çıkıyor gibi gösterilir. 2- Malzeme olarak; hile, entrika, yalan, iftira, fitne ve sahte delil.. 3- Gizlilik esastır. 4- Gerçekleri değiştirmek, inançları yıpratmak, toplumda güvensizliği amaçlar. 5- Kaynağı anlaşıldığı zaman tesiri olmaz. 6- Kara propaganda da kaynak daima gizlidir. Her ne sebeple olursa olsun kaynak ortaya çıkarsa malum kişi/kurum bunu reddetmek için hazırlıklıdır. İnkar eder. Murat Karayılan' ın Fırat Haber Ajansında açıklamalarının tam metni duruyor.. (Link vermeyeceğim isteyen rahatlıkla ulaşabilir..) (Ve isteyen söz konusu haberi Karayılanın açıklamalarıyla karşılaştırabilir) Ve artık kendi soydaşlarımdan rica ediyorum.. Bu tür propagandalar 90 lı yıllarda işe yarıyordu ancak artık zamanı deil, ilk okul çocukları bile inanmıyor..!! Ah şu romantizim....!!!!

Ah şu Kürtler (ve/ya -aslında- biz Türkçüler) yok mu?? Söz konusu oldukları zaman işte böyle kavramları birbirlerine karıştırırlar.. Sırf varlıklarının, tarihlerinin, coğrafyalarının inkarı adına ne yazık ki kaçınılmaz olabiliyor bu tür durumlar..!! Türkçü arkadaşların (Kürt sorunundaki) ezberci tutumlarından vaz geçmedikleri sürece ve/veya sırtımı onlar gibi yasal duvara dayayıp rahat rahat konuşana dek; Ülke=devlet değildir demiyeceğim, Her halkın doğduğu, yaşadığı, ortak tarinin, ortak kültürel değerlerinin olduğu coğrafyalarının isminin devlet değil ÜLKE olduğunu, Üzerinde zaman zaman başka başka devletlerin ya da sömürgelerin kurulmuş olmasının o ülke ismini değiştirmeyeceğini söyleyip; Yunan ülkesi, Arap ülkesi, Fars ülkesi, Ermeni ülkesi, Çin ülkesi, Moğol ülkesi ..... ülkelerinden örnekler vermeyeceğim... Tıpkı orta Asya çöllerinden kalkıp buralara koloniler atıp, devlet(ler) kurmamızın bu toprakların bir RUM, bir ERMENİ, bir KÜRT ülkesi olması gerçekliğini değiştirmeyeceğini söyle(ye)meyeceğim.. Ülke=devlet olduğu, Devletin=Türk ülkesi olduğu ve Türk ülkesinin= ''Ya sev ya terk et'' ten ibaret olduğu başka bir diyar yoktur heralde yer yüzünde.. ''Ya sev ya terk et'' mantığının yasalarla korunduğu, varlığı ve ülkesinin buhar olduğu bir halkı/halkları benim gibi birisinin çıkıp savunmaya çalışmasının suç olduğu bir devlette bu konuda daha fazla yazamayacağım sayın boşig.. Üzgünüm...!!!

Kürdistan'ın bir devlet ismi olmadığını bir coğrafya ismi olduğunu daha önce söylemiştim.. Her halkın bir coğrafyası/ülkesi vardır.. Örneğin biz Türklerin cooğrafyası orta asya olduğu gibi; Kürtlerinde coğrafyası/ülkesi Kürdistandır.. Ayrıca Kürdistan devleti değilde (100 ün üzerinde devletin tanıdığı) Federal Kürdistanın başbakanı Mesut Barzanidir.. Saygıyla..

Yani aynı kelime (deccal) Atatürk' e değilde örneğin Tayyip Erdoğan' a karşı kullanılsa bu kişi kahraman ilan edilecek öyle mi? Yani her şeyi tartışın, konusşun, her kesi eleştirin ancak ''bizi'' asla..!! ''Bizim'' demokrasi anlayışımız bu yani öyle mi? Öyle öyle..!!!

Kürdistan adında bir devlet yoktur ve olmamıştırda.. Ancak Kürdistan diye bir ülke/coğrafya vardır.. Ta ki Selçukludan 87 yıl öncesine kadar..

Aksine hiç bir önemi, hiç bir ciddiyeti yoktur bence de.. Binlerce Başbuğ, binlerce Çiçek, binlerce Doğan sırada bekliyor.. İlker Bağbuğ görevden alınıp yerine Fethullah Gülen dahi getirilse hiç bir şey değişmez.. Çünkü mevcut statüko ve tekçi rejim dün ve gün gibi ayakta hala..!!

Aklıma Stockholmde bir banka soygunu geldi şimdi..!!! Bence bu örneğin modası geçti artık, acilen isminin değişmesi gerekiyor.. Örneğin Türkiye Sendromu, Ankara Sendromu ya da Ergenekon Sendromu.... gibi.. Ne dersiniz??

Keşkem herkeş bunu anlayabilse..!! İçimizdekileri açık açık söyleyebilsek ne kolay olacak değil mi her şey..?.. ''Değil Fransa ÜNİTER devletinin Korsika'ya ÖZERKLİK vermesini; tüm dünya ülkeleri kendi sınırları içinde ötkei uluslara özerklik hatta bağımsızlık verse dahi biz Kürtlere ''kapıcılıktan'' başka bir şey vermeyiz'' deme cesaretini gösterebilsek.. ''Değil Korsika dilinin Fransa ÜNİTER devleti içinde RESMİ dil olmasını; tüm dünya dilleri resmi dil olarak kabul edilseler dahi biz Kürtçeyi resmi dil yapmayız'' diye açık açık deyiverebilsek.. ''Ne Kürtlerle kardeş olacağız, ne de tek bir Kürtçe kelime öğreneceğiz'' demesini açıkça söyleyebilsek.. Ah! bunu yapabilsek sorunun aslında Kürt Sorunu değil TÜRK SORUNU olduğunu anlayabileceğiz.... Ama ah! ki ne ah..!!!!

Ha şöyle efendim..!! Açık açık sorunumuzu ve içimizdekileri ifade edelim.. Bizim sorunumuz PKK ile değil, bizim sorunumuz BDP li Kürtler ile değil bizim sorunumuz Kürtlerin bütünü ile diyelim, demesini bilelim.. Kürtler feodal olmasalar(') bile, Kürtler kabile hayatı sürmeseler(!) bile yani 40 milyon Kürt aynı anda özgürlük için bağırıp, EY RAQİB (Ey Düşman) marşını okusalar dahi bizim gözümüzde Kürt her zaman Haksızdır, çünkü onlar Kürttür diyelim.. Çünkü onlar ''burun kesiyor'', ''töreye insan veriyor'', ''kan davası güdüyorlar'', çünkü bunlar münferit olaylar değil ''bütün Kürtlerin'' yaptığı şeylerdir diyebilelim.. Sizi tebrik ediyorum sayın boşig.. Keşke herkeşler sizin gibi itiraf etmesini bilseler....!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! NOT: Ben sizin gibi batıda yaşanan benzer vahşetleri tek tek yazıp, bir Irkın geneline yayamayacağım ve vicdanım gereği bu konuda daha fazla yazamayacağım için sizden özür dilerim..!!

Bırakalım Kürt tarihini kendi tarihimizi dosdoğru öğrensek bile sorunlar kendiliğinden çözülecek.. Kürtlerle ''imza'' alış verişi 'bal gibi' olmuştur efendim.. Atatürk' ün ''Kurtuluş savaşı''ndan önce Kürt önde gelenleri ile görüşmelerini (isteyen olursa) uzun uzun paylaşabiliriz.. Bu konuda Atatürk' ün ''El-Cezire'' mektuplarını incelemeniz bile yeterli olur kanımca... Neden istenilenlere ''Kürtçülük'' şeklinde yaklaşıyorsunuz? Örneğin aynı şekilde Filistinliler içinde ''Filistincilik'' diyebilir misiniz? Ayrıca Karadeniz ya da diğer bölgelerde başka bir etnik halk (ne yazık ki) kalmamaıştır.. Varsa onları da savunuruz bir vicdanlı Türk olarak hiç şüphenüz olmasın.. Ayrıca marş, bayrak, dil eşittir devlet değildir.. Örneğin daha öncede verdiğim gibi Fransa ÜNİTER devleti içinde ÖZERK Korsika'da Fransız bayrağı yanında anlı şanlı Korsika BAYRAĞI da dalgalanır, Fransız marşı yanında Korsika ULUSAL MARŞI çalınır, Fransa resmi dilinin yanında bir 2. resmi dil olarak Korsika dili de RESMİ DİL' dir.. Sizin (ya da bizim) sorununuzla Kürtlerin sorunu bir değildir öncelikle.. Filistinlilerin bir bireysel (işsizlik, yoksulluk, istihdamsızlık) sorunu vardır bir de Ulusal sorunları vardır.. Tıpkı Filistinliler gibi Kürtlerinde sizin (ya da bizimle) ortak sorunları (işsizlik, yoksulluk) vardır bir de bizden farklı olarak Ulusal sorunları vardır.. Tıpkı 86 yıl önce bizim de benzer ulusal kimliğimizden ötürü bir hak sorunumuz olduğu gibi Kürtlerinde bugün ulusal kimlik sorunları vardır.. Varlıklarının RESMEN tanınmamasından kaynaklanan Ulusal sorunları vardır.. İşte hepsi bu...!!!

Sonunda ne demek istediğim anlaşılıyor sanırım.. ''Filistin ve Kürdistan bir devlet ismi değildir'' eyvallah..!! Bende bunu diyorum ancak ön yargılı okununca ''siz devlet istiyorsunuz'' a getirildi ne yazık ki.. Kürdistan tıpkı Filistin gibi bir devlet ismi değil bir coğrafya adıdır.. Zaten ben de (benim gibi olanlarda) bunu söylüyor(um).. Yani talep edilen Kürdistan devleti değil, Kürdistan isminin, tarihinin, bayrağının, ulusal marşının serbest olması, tıpkı Filistindeki gibi tanınması.. Ayrıca biz Türkler yalnızca Bizans toprağını değil Kürt topraklarını da aldık.. Dünya halkları devlet(cik)ler kurarken Kürtler de pancar toplamıyorlardı.. (Tabii resmi tarih yazmaz Kürdü de, Kürdün tarihini de..) Ayrıca Filistinliler topraklarını İsraillilere satmışlardır.. Kürtler ise kendi topraklarını satmayıp yalnızca ÖZGÜR ve EŞİT bir birlikteliğe imza attılar.. İşte tüm suçları bu..!! Ve gerisi malum..!! Gerisi zulüm, ötesi ölüm..!!