JAN

Yapanları lanetliyorum..

''Kavga sanatı; öfke ve hırsı yenilginin temel nedenleri arasında sayar. Savaşta iyi olanlar; öfkelenmezler, hırsa kapılmazlar, sakin ve kayıtsız olurlar. Zaferi kutlayanlar ise kana susamışlardır ve kana susamışların başarısı uzun sürmez. Çekiçle parçalayamazsın, bıçakla kesemezsin, en sağlam kılıçla bile yüzeyini bereleyemezsin, ama süreklilik olursa suyla herşeyi yokedersin.. Ve iyi savaşçı düşmanından bile birşey öğrenir..'' (sun tzu) Ne dersiniz sayın Dayı Sun Tzu baba doğru mu söylüyor ne?

Kimse burada bu linçlerin savunulduğunu söylemiyor.. Söylemek istediğimiz; sizin Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarınız, bizlerin, medyamızın Kürtlerden 86 yıllık gaspettiği haklarını verirken takındığımız milliyetçi tavrımız bu ölümleri, bu linç havasını meşrulaştırdığıdır.. Kürt sorununu görmemek, yeni ölümleri, yeni linçleri beraberinde getirecektir.. Anti-militarist kimliğimden dolayı (kim tarafından ve ne amaçla olursa olsun) hiç bir can almayı meşru görmüyorum.. Yılmaz Acarı öldürenler teröristse Uğur Kaymazı, Ceylan Önkolu, Mehmet Uytunu ve 17 bin sivil insanı katleden insanlar nedir? Bunları yapan ''kahramancıklarımıza da'' terörist deme cesaretini gösterebilir misiniz? Hadi bakalım...

Mustafa Kemali 71. ölüm yıl dönümünde rahmetle anıyorum.. Tekrar Türk halkının başı sağ olsun..

Öyle, öyle.... • Türk ve Kürt şehirleri olarak ayrılan mıntıkalar ayrı şekillerde hizmet almalıdır. • Kürtler asimile edilmelidir. Şark İslahat Planı 86 yıldır yürürlükte.. Evet, hala Kürt sorununu görmeyenlere Allah akıl fikir versin.. Amin.. Amen.. Amenna...

Ne kadar bilirsen bil, soylediklerin karşındakinin anladığı kadardır. (Mevlana)

Sevgili Dayı öncelikle ben DTP li değilim.. Beni temsil edecek düzen karşıtı net bir parti henüz yok.. DTP li belediyelerin ülke milli hasılasından ne kadar alıyorlar, nasıl harcıyorlar bilemeyeceğim.. Ancak bölgede DTP nin etkisi oldukça fazla.. Ülke siyasi tarihinde almış olduğu belediyeleri kaptırmayıp, üstüne sürekli gelişen tek pati DTP (HADEP, DEHAP, DEP) geleneğidir.. Adamlar demek ki bir şeyler yapıyor ki halk her defasında bunları tercih ediyor.. Kömür, makarna, ev, arabaya karşılık insanlar Aponun avukatını tercih ettiler Vanda.. En son duyduğum doğalgazın Vana girdiğidir.. Daha bir kaç gün önce DTP li Van bld. başkanı doğalgazın kurdalesini kesiyordu.. Bugün 81 kent bazında borcu en az olanlar DTP nin elindeki belediyeler.. Ayrıca politik sebeplerde oldukça farklı.. Doğu halkı oldukça politize olmuş durumdalar.. Batı halkı iş, ekmek derken Doğudakiler dil, kimlik istiyorlar.. Terazi ya da bardak, beni ilgilendiren dolu olup olmaması sayın dayı.. Halkın kimi tercih ettiği meselesi.. DTP dışında düzen partileri doğuda tabela partisi olmuşlarsa asıl mesele burada.. Saygıyla..

Sayın dayım ülkemize ve kurumlarına kimsenin küfür ettiği yok.. Kimsenin de buna haddi yok.. Kürt yurttaşlarımızın en güvenilir teminatı elbetteki Türkiyemizdir.. Ancak Türkiyemiz ve biz Türklerde Kürtlerin bu ülkenin en güvenilir dostları, kardeşleri olduğunu kabul edip bu kardeşliği gerek anayasal düzlemde, gereksede hayatın her alanında resmileştirmemiz gerekmektedir.. Sözde değil özde bir kardeşlik projesi ile bu kardeşliğin ve kardeşlerimizin adını koymalıyız.. Karşılıklı birbirimizin yaptığı yanlışlardan özür dileyip, çift tarflı bir barışa bir af projesine olanak vermeliyiz.. Mahmurlu yurttaşlarımızı af ettiğimiz gibi bir zamanlar köylerini yakıp, 13 kamp boyunca peşlerinden tabur tabur askererimizi koşuşturup, yıllar yılı, her Allahın günü, gün yüzü göstermediğimiz, yiyecek ambargolarına tabii tuttuğumuz Mahmurlu kardeşlerimizden de özür dileyip, bizi affetmelerini istemeliyiz.. Savaş vicdansızlık, barış ise fedakarlık ister.. Saygı ve sevgiyle..

Sevgili AED kapitalist modernite konusundaki hasasiyetlerinize bende katılıyorum.. Yanlış anlamayın benimkisi bir öz eleştiri.. Bir Japonya iki atom bombası yedi.. Ancak şu an dünyada teknolojide ve elektronik alanda 1 numara.. Bir Fransa, bir Almanya, İtalya.. Milyonlarca insanlarını verdiler savaşlara.. Ancak şu an ki durumları sanki hiç savaşmamışlar, ''bana mısın dememişler'' gibi.. Peki bizim ülkemiz hiç savaşa girmemiş.. Hep bir avuç kendi halkının isyanları üzerinde şişmiş, kabarmış, güç gösterisi yapmış.. Yalnızca bu.. Ancak gelin görün ki 86 yıldır ülke, açlıklar ve işsizlikler ülkesi.. Bu kadar açlığın, yokluğun yaşandığı bir düzende neden bir Allahın kulu sokağa çıkmaz? Mevcut düzeni ve statuko partilerini sorgulamaz..? Sorgulamadığı gibi sorgulayan bir avuç insanı, öğrenciyide TV karşısında linç eder, küfür yağmuruna tutar, ''devlet baba'' sına toz kondurtmaz.. Askerde ölür, savaş rantçılarının villalarına birer biblo olur, hesap sormaz.. Vatan sağ olsun der, sorgulamaz.. Ben bütün bunları kapitalizmin militarizm ve faşizm koluyla ülke insanını afyonlaştırmasına bağlıyorum.. Ve en büyük düşman olarakta bu canavarı görüyorum.. Ve bunun karşısındada biz ülke gençliğinin üzerimize düşeni ne kadar yaptığımızı sorguluyorum.. Bu özeleştiri vesilesiyle kapital modernitenin karşı konulmaz çekiciliğinin evlerimize, odalarımıza kadar girdiği, siyasal düşüncelerimize ve eylemliliğimizin sınırlarını belirlemeye bile vardığına değinmek istedim.. Yoksa kapital kültürünün yozlaştırıcı yaklaşımlarına karşı elbetteki her alanı kullanacağız, kullanmalıyız.. Yazılarınızın devamını beklerim.. Saygı ve sevgiyle her şey............

İki Dil Bir Bavul.. Altın Portakal en iyi ilk film ödülü.. Herkese tavsiye ederim..

Kapital kültür yaşamımızın her alanında vücut bulmuş ne yazık ki.. Öyle ki bu düşüncelerimizi sokakta eylemselleştirmek yerine yalnızca sanal ortamda sınırlandırmamız, yaratıcının en büyük lütfu olan isyancı ruhumuzu bu şekilde bastırmamız, devrimci dürtülermizi bu biçimde tatmin etmemizin kapitalizmle ilişkilendirebilir miyiz aceba? Güzel yazılar.. Teşekkürler sayın AED...

86 yıldır dinlediğiniz masallardan biraz farklı, fazlaca acı..!! Sakın gerçeği ''masal'' olarak görmenizin nedeni bu acılığından olmasın..

Evet bu gerçekliği kimse görmek istemiyor ne hikmetse.. Neden insanlar kendilerini öldüren, bebeklerrini kurşuna dizen bu eli kanlı insanları omuzlarında karşılıyor..? (Aponun salınma görüntülerini hayal etmek bile istemiyorum..) Daha geçen ay (Yüksekovaydı sanırım) bir PKK lının cenazesine 80 bin kişi katılmıştı.. (Bölgede polis olan dayım bu kalabalığı ne yazık ki doğruladı..) Ortada bir yalan var.. ***** ya da PKK lıları karşılayan 1 milyon insan.. TV deki görüntüler heralde fotomontaj olamaz.. O halde ne yazık ki yalancı ortaya çıkıyor.. O zaman kim öldürdü bebekleri, kadınları, çocukları? ****** Ancak bu siteninde ele geçen son belgelere göre Genelkurmay içindeki derin yapılanmaların kurmuş olduğu psikolojik savaş amaçlı bir propaganda sitesi olduğu ortaya çıktı.. Bu resimler (bebek, sivil resimleri) neden yalnızca bu yapılanmalarda var? Eski JİTEM li terörist Abdulkadir Aygagın sivillere yönelik ''öldürüp PKK nın üstüne yıkma'' iddaları doğru mu? Var mı bir açıklaması olan? Var mı vicdanı gereği sormak, sormuşturmak isteyen?

Bugüne kadar gösterilerde atılan taş ya da molotof sonucu kaç polisimiz şehit oldu? Ama sadece eylemde olduğu için taranıp ölen yüzlerce çocuk var İnsan Hakları kayıtlarında.. 1992 Şırnak nevruzunda yaşananları bilirmisiniz? İsrail askerlerine taş atan çocukların Filistinde kahraman, Güneydoğuda terörist olarak görülmesini siz açıklayabilir misiniz?

Ne hikmetse bu bölücüler İranda da tutuluyorlar.. İranda PDK-İ (Barzaninin İran Kolu) bile PKK/PEJAK tan çok daha az desteği var.. Üstelik Barzani Mahabat Cumhuriyetinden beri İranda faaliyet yürütmekte.. Tam 60 yıldır.. PKK/PEJAK ise son bir kaç yıldır etkin.. Bu kadar kısa sürede İran Kürtlerinin büyük desteğini aldılar.. Bir kaç ay İranda kaldım.. İran Kürt bölgesinde Barzaninin % 10-15, Zahmetkeş Örgütü(Kürt-Fars Ortak Hareketi) % 3-5, Kürdistan İslam Partisi % 10, İran Partileri % 15 -20, Geri kalan % 50 nin üzerinde ise PEJAK a destek var.. Bu durumda bu haber biraz ''Tek Türkiyeli'' kalıyor ne yazık ki.. Yine de bunu yapan her kimse yerin dibine girsin.. Dust darin (Sevgiyle(farsça))...........

Devleti 'alimizin' Zere'ye bu ''iyiliği'' yapacağını pek sanmıyorum.. Hep kendime sormuşumdur: Ölmek mi daha kötüdür/iyidir sürünmek mi?

Alman torunlar nasıl yüzleştiyse dedeleri Nazilerle bizde yüzleşebiliriz ''kahraman'' gazilerimizle, ''şanlı'' tarihimizle.. Kıbrısta, kimin askerleri olduklarını, Korede ne işlerinin olduklarını sormakan başlayabiliriz dedelerimize.. Almanlar öldürdükleri Yahudilerden, Çingenelerden nasıl özür diledilerse biz de; 1938 de ''Bombacı Amazon Sabihamızın'' ''benim için düşmanım insan değildir'' diyerek başlarına bombalar yağdırdığı Kürtlerden, sürdüğümüz, kellelerinden piramitler yaptırdığımız Ermenilerden, Atilla Olgaç misali kafalarına sıkıp, 'denize döktüğümüz' Rumlardan özür dilemeye başlayabiliriz.. Ben 'Angaralı' bir Türk olarak özür diliyorum dedelerimin ''kahramanlıklarından'' dolayı.. Siz de Afrikalı yerlilerin ta M.Ö. bize armağan ettikleri en güzel miras olan özür dileme sanatını deneyin.. Bu büyüklüğü, bu erdemi gösterin.. Hadi bakalım..... Selametle..................!!

30 yıllık yalan ve yanlışlarımız Silopiden döndü siz görmediniz mi daha? Gerçeği görmeme ve imha ve inkardan başka çözüm üretmeyen politikalarımızla bu bölücü örgütü devasalaştırdık ne yazık ki.. Kendi ellerimizle bölücüleri kahraman yaptık.. Genlerimizdeki faşizmi ve bilinçaltımızdaki ırkçı kodlarımızla yüzleşmek dileğiyle........... Esen kalın........

Emperyalist sömürgeciliğin dünyayı cehenneme çevirdiği ve mazlum 3.dünya halklarının, emperyalizme göbekten bağımlı 'Muz Cumhuriyetleri'nde köleye dönüştürüldüğü, küresel sermayenin at oynattığı bir dünya da ilk sorular şunlardır: Terör ne, terörist kim? Suç ne, suçlu kim? Kıssas ne, katil kim?

Artık bu demogojilerimizi, patoloji haline gelmiş korkularımızı, her fırsatta sığındığımız ''müfterilerimizi'' ve bir türlü kurtulamadığımız ve kurtulamadığımız gibi aksine her geçen gün üretimini arttırdığımız ''müşkilelerimizi'' ne zaman bir kenara bırakıp bu yüzlerce yıllık soruna insancıl ve çözümsel anlamda yaklaşacağız..? Aponun ve bölücülerinin bu kadar büyümesindeki en önemli etken Kürtler ya da kendi sempatizanları değil tam aksine bunları devasalaştıran kendi ellerimiz, kendi dillerimizdir.. Bir insana 40 kez deli dinildiği zaman deli olması misali biz Türklerin, Kürtleri dinleyip, anlamaya çalışacağımıza her taleplerinde, kullandıkları barış kelimelerine bile yakıştırmalarla onları ötekileştirip kendi ellerimizle kendimizden soyutlandırmamızın bir anlamı yok artık.. PKK lıların şalvarları, kıyafetleri ile ülkemize girmeleriyle onları karşılayan ve kendinden geçen yüzbinlerce insanın sevincinin, heyecanlarının altındaki gerçek nedenleri nedir? Hangimiz bunu sorguluyoruz? Bu tablodan iki olgu çıkmakta.. Ya Gobbels misali masa başı psikolojik savaşın 30 yıllık yalanlarının ''akılsız'' kurbanları olduk.. Ya da ''katillerini'' omuzlarda taşıyan bu insanlar ''akılsız..'' Bence hep birlikte gelin aramızdaki bu ''akılsız'' ortaya çıkaralım.. Saygı ve sevgiyle...........

Sayın tengerin boşig, DTP bu ülkede en rahat ilk parti, halinin içler acısı olacağı en son partidir ne yazık ki.. Güneydoğuda son seçimlerde müthiç bir oy patlaması yapmıştır.. Tek bir oya karşılık dağıtılan kömürden beyaz eşyaya kadar her türlü maddi seçim hileliğine iktidar partimiz de dahil olmak üzere herkesce her yol denenmiştir.. Hatta Diyarbakır Diclede üniversite okuyan bir arkadaşım DTP ye oy gitmesin diye bir aileye ev verme teklfinde bulunulduğunu söylemişti.. Sonuç olarak tüm bunlara rağmen her türlü hilekar seçim oyunu fiyaskoyla sonuçlnmıtır.. Diyarbakırsda on binlerce aile kaçak elektirik borçları tehdidiyle AKP ye oy vermeye mecbur bırakılmıştır.. Ayrıca bölgedeki tüm partiler askeri kurumlar, valiler, kaymakların hepsi DTP ye karşı seçim ittifakı yaparak AKP yi desteklemişlerdir.. Tüm bunlara rağmen DTP oylarını artırmayı başarmıştır.. Budurmda halinin içler acısı olacak parti DTP değil başta AKP ve bölgede esamesi okunmayan diğer partilerdir.. Yıllarca bölünme paranoyalarını ruhumuza kadar yaşarken ne yazık ki güneydoğuyu kendi ellerimizle böldürdüğümüzün farkına varamadık.. Bugün eğer DTP güneydoğuda birinci parti ve diğer partilerin mikroskobik oy oranları ile DTP ye rakip olmaları gülünç ise bu ne yazık ki ülkenin pekte bütün olmadığını gösterir.. Bir başka vahim bir gerçeklik ise DTP yi durduracak AKP dışında bir partinin olmaması.. AKP nin kapatıldığını ya da siyasi arenadan çekildiğini düşünmek bile başlı başına bir kabustur.. Saygıyla......

Bir Türk olarak her insanın kendi dilinde yaşaması gerektiğine inanıyorum.. Tıpkı biz Türkler gibi Kürtlerin, Lazları, Çerkezlerinde kendi dillerinde eğitim görmeleri, okumalarını, yazmalarını diliyorum.. Bu tür açılımlar ülkeyi bölmez aksine daha da bütünleştirir.. 80 yıldır birlik ve beraberliği ancak bu şekilde gerçekleştirebiliriz.. Saygı ve sevgiyle............