-
İçerik Sayısı
172 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
JAN tarafından postalanan herşey
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
JAN şurada cevap verdi: Tengeriin boşig başlık Politika Bilimi
Lütfen artık İzmir korosu misali dilimizden düşüremediğimiz şu sololarımızdan vaz geçelim.. Güneydoğunun yalnızca İHA, DHA ve STV nin Tek Türkiyeli masallarından ibaret olmadığını anlayalım.. Güneydoğuda feodal ve aşiret düzeni bitme noktasında.. Mevcut feodal düzenden kaynaklı olaylar anadolu ve karadenizde yaşanan töre olaylarından fazla değil.. Feodal yapı şu an yalnızca Urfa, Siirt (daha çok Arapların yoğunlukta olduğu yerlerde) gibi illerimizde varlığını sürdürmekte.. DTP son yerel seçimde Urfada 3 ilçe kazandı.. Burada DTP ye oy veren, destekleyen tek bir aşiret yok.. Aksine Harran, Akçakale gibi aşiret yapısının %100 güçlü olduğu yerlerde DTP nin tek bir oyu dahi yok.. İnanmassanız yerel seçim sonuçlarından Urfanın ilçelerine bakınız.. Ahmet Türk'e gelince.. Ahmet Türk hayatında sadece seçimden seçime Mardin'e giden birisidir.. Türkiye tarihinde demokrasi, barış ve özgürlük adına yıllarca işkenceli cezaevinde yatan kaç ''aşiret lider'' var Allah aşkına..? Bugüne kadar bu amaçlar uğruna Türk' ün kaç yakını faili meçhul bir şekilde öldürüldü biliyor musunuz? Ahmet Türk'ün yanında çalışan tek bir işçi, ırgat, hizmetçi yok.. Bu mudur aşiret liderliği? Murad Bozlak döneminde HADEP in, Tuncer Bakırhan, Mehmet Abbasoğlu zamanında DEHAP ın Ankaradaki ilçe/belde binalarının çoğu zaman elektrikleri kesik olurdu..(Ankarada yaşadığım için biliyorum, diğer illerdeki durumu tahmin edebiliriz) Bu vesileyle Ahmet Türkün gerek maddi gerekse manevi anlamda DTP ye yaptığı hizmetin tarifi yoktur.. Bu yüzden DTP geleneği Ahmet Türke çok şey borçludur.. Sevgiyle kalın........- 86 cevap
-
- 1
-
-
Ben inanıyorum...... (Mübalağa edilenler dışında.) Bir şeye daha inanıyorum...: Faşizmin zalimi mağdur, mazlumu mundar göstermesine.. Ey Faşizm, sen nelere kadir mişsin?
- 36 cevap
-
- 2
-
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
JAN şurada cevap verdi: Tengeriin boşig başlık Politika Bilimi
Siz hala orada mısınız? Atı alan PKK Diyarbakır surlarını çoktan aşmış, Haymana yaylalarına varmış.. Bu yüzden artık bir Türk olarak titreyip kendimize gelmenin tam zamanı.. Bakın artık düzenli Kürt ordusuda kuruluyor.. Allah korusun, 3-5 çapulcu Kürtle baş edemedik yüz binlerce komando, bordo bereli, F-16 lı, Alman tanklı, İsrail Heronlu Kürtlerle nasıl baş ederiz?- 86 cevap
-
- 2
-
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
JAN şurada cevap verdi: Tengeriin boşig başlık Politika Bilimi
Ne yazık ki bazılarımız için ''ne gördüğümüz değil nasıl görmek istediğimiz'' önemli.. PKK sözcüsü dediğiniz parti yasal bir partidir.. Yasal bir partiye ne olursa olsun hakaret etmek hukuken suçtur.. İkincisi de İzmirde nasıl görmek istediğinizi lütfen bırakın.. Ve ne varsa onu görün.. İzmirde DTP konvoyunda PKK bayrağı yoktur.. İzmirde bir grup ırkçı güruh durdukları arabaları ''PKK lımısın'' şeklinde değil doğrudan ''Kürt müsün'' diye sorarak linç etmişlerdir.. Bu soru bile başlı başına ülkedeki atmosferi en güzel şekliyle yansıtmaktadır.. ''Ama'' sız, ''ancak'' sız, ''fakat'' sız...........- 86 cevap
-
- 2
-
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
JAN şurada cevap verdi: Tengeriin boşig başlık Politika Bilimi
Evet bende yaşanan faşizan atmosferin İzmirle bağdaşmasını doğru bulmuyorum.. Sorun işte tamda burada.. Ekmek verilmeyen ellere bayrak tutuşturulması.. Vatan-millet narkozunun açlık kokusunu bastırması.. İlginç olan; taş atanda taş yiyen de gariban.. Ancak faşizm gazı atmosferimizi delmiş çoktan... En ala gaz maskesi nafile... Bu gazı solumayanı dövüyorlar bu ülkede...!! -
'Resmi raporlarda Dersim katliamı: 13 bin kişi öldürüldü'
JAN şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
İsyan nedir? Dersim'de isyan olan ne? Devrim nedir? Dersim'de devrilen ne? Yahudilerin kendilerini sabuna çeviren Nazilere ettikleri ''isyan'' ise Dersimdekilerin kendilerini yakmaya gelen subaylara taş atmaları da o kadar ''isyan'' dır... Meşalesi içi çocuk dolu olan ahır ateşi, sıcaklığı yaktıkları bebeklerin saman alevi olan Dersim ''devrimine'' selam olsun..!!!! Dersimde bildikleriniz ne kadar gerçekçi ise diğer ''isyanlar'' ile ilgili bildikleriniz ve söyledikelriniz de o kadar gerçekçidir katımızca.. Kalın Sağlıcakla.......- 228 cevap
-
- 2
-
-
- Resmi raporlarda Dersim
- Dersim katliamı
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bir çok forum sitesine üyeyim.. Her sitede benzer konularda tartıştığım için eski yazılarımdan, belgelerden alıntılar yapıyorum yeri geldiğinde.. İşte bütün mesele burada.. Kürtler truvalılar gibi, kızılderililer gibi yok olmak, ''ulus-devlet'', ''üst kimlik'' dayatmalarıyla yok edilmek istemiyorlar.. Sorun sizin babaannenizin Lazcayı kendi çabalarıyla hala bilmesi değil, siz torunun Lazcayı unutmanız, Enderun sisteminde Türk ulus temelinde devşirilmenizdir.. Çerkezler, Lazlar hala tam anlamıyla başkalaşmamaları Ulus-devlet adı altında Türk ırk etnisitesi çerçevesinde devşirilmemek amacıyla kendi vatanlarını terk etmeleridir.. Şu an yaşadıkları ülkelerde kendi değerleriyle yaşamaları tahattüt altına alınmasdıdır.. Arnavutlar, Boşnaklarda yok olmamak için özgürlük sancaklarını birer birer gökyüzüne çektiler.. Ne yani Kürtlerde Arnavutlar, Kosovalılar gibi asimile olmamak için ayrılsınlar mı? Bu ‘’lütfu’’ Kürtlere mi bağışlıyorsunuz yoksa? Peki başka bir çözümü yok mu bunun? Farkındamısınız bu seçeneği ''ulus-devlet'' zihniyeti dayatıyor.. Kürt sorunu tartışmalarında klasik PKK bahanesinden sonraki ikinci limanda Kürtlerin varlığı yokluğu oluyor.. Kürdün Türkten türediği tutmayınca şimdi de yeni teziniz Kürdün Fars olduğu mu? Pekala neden Kürtçenin benzerliği Kürtçenin Farsçadan geldiği yerine Farsçanın Kürtçeden gelebileceği olmasın? Diyorum ya bilinç altlarımızdaki ırkçılık (size göre ulusçuluk) fırsat buldukça yanardağ gibi patlıyor.. Akıttığı magma da ise halkları kavuruyor.. Tekrar edeyim.. Kürdün varlığı yokluğu, Kürdistan ile ilgili tarihsel bilgileri tartışmak istiyorsanız açın uygun bir topik sabahlara kadar belgelerle tartışalım.. Kürtler aşiret sistemini, ataerkil yaşamı tamamen parçalamışlardır günümüzde.. Evet sizinde ifade ettiğiniz gibi Kürtler hala kavim olarak yaşamaktan tamamıyla kurtulamadılar.. Millet olma bilincine hala gerçek anlamda ulaşamadılar.. Bu söyledikleriniz her toplumda görülen abartıları dışında katıldığım ve üyesi olduğum Kürt forum sitelerinde hararetlice tartıştığım, eleştirdiğim olgular.. Ve lütfen siz de şunu savunun, eleştirin: Kürtlerin ulus bilincine varmasının önündeki en büyük engel olan aşiretçi ve feodal düzen sakın yüzlerce yıldır devleti alimiz tarafından Kürt coğrafyasında sistemli şekilde uygulanan bir politika olmasın? Ne dersiniz? Bu nasıl bir dar öngörüdür böyle? Kürtlerin bu ülkede tek ulus olmak istediklerini söyleyen kim? Anlatmak istediğimiz üniter yapı içerisinde Kürtçenin özgürce her alanda kullanılmasıdır.. Anlamak istemediğiniz bizim isteğimizin, Türkçenin yanında Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı yerlerde Kürtçenin de her alanda yaşatılması olduğudur.. Siz buna ‘’bölücülük’’ dersiniz, bizler ise zaten çoktan bölünmüş olan ülkenin yeniden bütünleştirilme çabası deriz.. Kimseyi inandırmak zorunluluğum olmadığı için inanıp inanmamak size kalmış.. İnancınızın umrunda olacağı kesim ise bizler değil Kürt halkının ta kendisidir.. Benim etnik dilim Türkçedir.. Bunu anlamayışınız yine nasıl gördüğünüz değil, nasıl görmek istediğiniz gerçekliğini hatırlatıyor bana.. Ne dersiniz? ''Bölücü'' Kürt zaman zaman işe yarıyor galiba, haksız mıyım? Pekala, herkes kendi dilini geliştirme hakkına sahipse bu savaş, bu ölümler niye? DTP nin savunduğu ne? Kürtlerin istediği farklı şeyler neler? Ortak payda dilinin Türkçe olduğunu kabul eden bizzat radikal Kürtlerin hatta örgütün ta kendisidir.. E o zaman sorununuz ne? Bu muhalefet kime? Bu düşmanlık neye? Beni babaannenizin dili değil, tek bir kişi dahi olsa kendi dilini öğrenmek, yaşatmak isteyen Lazlar, Çerkezler, Pomaklar, Kürtler ilgilendirir.. Sosyalsit ve demokrat duruşun ve insan olmanın gereği budur kanımca.. Sizin ''sosyalistliğiniz'' de benzer bir duruş mu? Ulus-devlet dışındaki tüm yönetim modelleri daha çağdaştır.. Şeriatla yönetilen bir ümmet topluluğun ulus-devlet oluşumundan bin kadar daha uygardır.. Kaddafinin Libyası Başbuğun, Baykalın, Bahçelinin Türkiyesinden yüz bin kat daha yaşanılır.. Biz ulus-devlet (Türk, Kürt, Arap, Fars) dışında içinde demokrasi olan tüm modellere varız diyoruz.. Etnik kimliğini sorun haline getirmeyenler bizleri ilgilendirmez.. Aslını inkar eden, yok eden bizden değildir.. Kendi kimliğini, dilini isteyenler bizim vicdanımızın ve insanlığımızın muhatabbıdır.. Bizler Türk halkınında ‘’uluslaşma’’ altında dar kalıplara sığdırılarak, köleleştiğini savunduğum için ulus devlete karşıyız nedensiz, niçinsiz.. Çünkü bu ülke de ne Kürdün adı vardır yönetimde ne de Türkün... Temsiliyetin esasını belirleyen Türklük de değil, Türk milliyetçiliği bu ülkede emperyalistler adına yönetmenin en kolay yoludır bize göre.. Malum temsiliyet milletin ya, rejimin adı da Cumhuriyet olunca, ne sorun kaldı başka? Demokrasi ve haklar mı, hele terörü bir haletsinler sıra ona da gelecek elbette. Lakin terörü halletmek için eninde sonunda darbe yapanlar teröre karşı demokrasiyi de pek güzel halletmekte öyle değil mi.. ? Temsiliyet; ülkeyi emperyalizme ********* karşılığında soygundan beslenenlerin ve Amerikanın olur verdiklerinin elinde.. Onların milliyetinin de önemi yok.. Milliyet sadece milleti kandırmak için resmi ideolojinin Cumhuriyetçi söylemi içinde... Muz Cumhuriyeti olmak ta büyük bir mesafe kateden bu rejimde, en tepede ne milletin iradesi ne de temsiliyeti yok ortada.. Türklük adına ülkeyi yöneten değişemez bir taife var, diğerleri adına meclise girecekler en önce Türk olmak zorunda... Türklükle vaftiz edildikten ve ötekileri ya yok sayıp ya da hain ilan ettikten sonra ülkenin bütün sorunları önce emperyalistlere sonra da Allaha bırakılmış oluyor aslında.. Boğaz tokluğuna yaşayan milyonlarca adamı kolayca yönetmenin en kestirmeden formülü bu işte.. 80 Yıldır bu iş böyle, bakmayın şimdilik deli gömleği biraz dar geliyor bu millete... Peki, Ulus devletin temel özelliği nedir sn. boşig? Bağımsızlık mı? Bütün bir ulusun iradesinin temsiliyeti mi? Var mı böyle bir ulus devlet bu coğrafyada? Haydi Kürdün adı yasaklı olsun, yasal zeminlerde adı olmasın da, Türkün adına bir ulus devlet var mı ortalıkta ?... Pekala, Türk-Ulus fikrini savunan olağanca ateşli ‘’devrimci’’ duygulara soruyorum: Resmi ideoloji hiç Türkçülükten vazgeçti mi bu ülkede? Sokaklara salmak için beslenip, büyütülenlere Türklük nasıl anlatıldı, nasıl öğretildi? Türklük, bir üst kimlik olarak görülünce, ırkçılığın ikliminde birileri de diğerini aşağı kimlik olarak görüyorsa, bu Türklükte ortaklaşmak mümkün mü? İnsanlar kendi kimliğini mi unutmalı mı? Ne adına? İllaki birlikte yaşamanın ve bölünmemenin koşulu Türk olmak mı? Ya da bölünmenin koşulu Türk olmayanların kimliğini yaşaması mı bu ülkede? Yağma düzeninin soygun aracına ve bekçilerine bizi yedekleyenler, Türk olsa ne yazar Kürt olsa ne yazar? Taşları bağlayıp, köpekleri de salınca sokağa o da kolayından haledilmiş oluyor nasıl olsa.. Milletin görevi ise; köşebaşlarını tutanların önüne koyduklarını darbeyle kesintiye uğramamış dönemlerde dört yılda bir seçmek(!), yere göğe sığdırılamıyan Cumhuriyet ve milli irade işte bu aslında....
- 59 cevap
-
- 4
-
-
Sn. T. Boşig'e Cevap (2) Öncelikle Türkiye Kürtlerinde aşiret ve feodal yapı bitme noktasına gelmişitir.. Yıllarca feodal yapıyı, aşiret liderlerini destekleyen partiler Güneydoğuda bugün birer tabela partisine dönmüştür.. Bu gerçeği sizin de bir an önce görmenizi diliyorum.. Devlet sınıflar arası çelişkinin önkabulu sonucu, çelişkinin çatışmaya dönmesini önlemek adına kurulan bir organizasyondur der Marks, Engels…. Bu organizasyonun silahlı kamu gücü ve hapishaneye gereksinimi vardır der Engels… Lakin kapitalist düşünürlerden farkımız, '....sınıfların devlet eliyle uzlaşacağını değil, üretim araçlarının mülkiyetine sahip olan (burjuva) egemenlerin, sahip olduğu ekonomik güçle, siyasi erki ele geçirip, eninde sonunda, adına devlet dediğiniz bu silahlı aygıtı, bodyguard olarak kiralayacağını da söyleriz biz…'. Sınıfın silahlanmasından rahatsız olan devlet, halkın silahlanmasına izin vermez, ancak işbirlikçi feodalı (bunlara iyi Kürtler de diyebilirsiniz siz) silahlandırır, kendi silahını halka yöneltir, cezaevini de feodal için kapatıp, halka açarsa sonuç ne olur dersiniz… Halkın suçu varmı şimdi bunda ? Ulus-devletin 'tekçi-türkçü-şoven' söylemi ve demokratikleşmeye direncidir, eğer bölünme olacaksa bunu sağlayacak en önemli etken… Bir insan; insan olmaktan kaynaklı olan haklarını, ulus olmaktan kaynaklı anadili ile eğitim hakkını, ulusal kültürünü yaşama hakkı istiyorsa bunun neresi bölücülüktür. Maden 80 yıldır Ne Mutlu Türküm Diyene demek, kendini Türk olarak saydırmak herşeyin çözümü ise eşit ve demokratik bir ülkede 8 yıl da siz Ne Mutlu Kürdüm Diyene deseniz, kendinizi Kürt gibi hissedip, et-tırnak edebiyatı yaptıklarınızı biraz anlasanız ne olur? Örneğin babaanneniz kendi anadilini yaşatmak istese ne olur? Bu yaştan sonra kalkıp, ‘’ben Lazca öğrenmek istiyorum, kendi anadilimde Kuran okumak, camilerde vaaz dinlemek istiyorum derse ne diyebilirsiniz? Irkçılık aynı olmayana, farklı olana karşı yapılır. Hadi dağa taşa ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazmak ırkçılık değilse, neden bir Kürt ‘Ne Mutlu Kürdüm Diyene’ ya da ‘Bir Laz Dünyaya Bedeldir’ diye yırtınmaz hiç merak ettiniz mi? Kürdün kendisiyle gurur duyacağı bir şey yok diyorsanız, bunu iddia etmek te ırkçılık, kendini üstün görme değil mi sn. boşig? Hakkari'de bir ilkokul çocuğu 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun' derken, ne düşünür acaba? Okuduğu andın; 'Benim varlığım önemli değil, ben yok olayım, yani Kürt yok olsun ama Türk varlığı yaşasın' anlamına geldiğini düşünmez mi? Çocuk Kürt olduğunu bilmiyormu? Ne MUtlu Türküm Diyene gibi sözlerin kendini Türk hisseden birisi için bile yanlış yanı şudur: bunları söyleyen bazı insanları psikolojik olarak; üstün ırk, şoven milliyetçiliğe, ırkçılığa hazırlar...Haklarından vazgeçerek, kendine sunulana razı olup, itaat edip mutlu olmasını sağlar. Elbette bunu iisteyenler vardır, herşeyin üstüne oturup, kimseye birşey koklatmadan gazla idare etmemizi isteyenler vardır. Bence bunu diyenlerden çok dedirtenler daha mutludur.. Amaçlanan eğer herkesin ne olduğunu unutturup bir kalıba dökmekse eğer o da aynı kapıya çıkar.. Kültür birliği birisinin adı bile yokken, kültürü ve tarihi inkar edilirken olmaz. Kültür birliği iiçin önce bütün kültürlerin kendini ifade etmesinin koşullarını yaratacaksın, sonra birisini diğerine tercih etmeden, birisini üstün görüp, diğeri aşağılamadan kültürlerin karşılıklı birbirlerini etkileyebileceği, çatışmadan paylaşımdan herkesin mutlu olacağı demokratik bir zemin yaratacaksın. Sonra bu mozaikten bir zenginlik elde edeceksin... Tek tipçi-türkçü dayatmayla bu olur mu? Dünyanın despotik babar krallıkları dışında hangi demokratik ‘’ulus’’ ülkesinde bu görülmüş? Bir kere ben Kürt değilim, Kürt olmadığım için de Kürtlerin kendi kaderini nasıl tayin edeceği kendi sorunlarıdır, benim haddime düşmez. Ben sadece bütün ezilenlerin özgürlük mücadelesinin gerçekbir eşitlik ve özgürlüğe ulaşmasını dilerim. Bana göre sosyalizm dışındaki kapitalist bir sistem insana eşitlik ve özgürlük adına hiçbir şey vermez. Kapitalist düzen; tüketim ve tükeniş toplumu ister. Milyonlarca insanın artı-değerini çalar, üretene verdiği ücret üretenin kendi ürettiğini tüketmesine yetmez. BU olmazsa sermaye büyümez, kar etmez… Sınıflı toplumlarda Türk ya da Kürt olmak çok da önemli değildir.. İçişleri Bakanı bir Kürttür ve onun valiliği sırasında, Türk ırkçıları; Maraş katliamı gerçekleştirmişlerdi.. Bütün baskı yasaları onun bakanlığı dönemlerinde çıkarılmıştır. Özal hükümetinde bakan iken terörle mücadele yasalarını çıkartarak, demokrasi adına var olan kırıntıları da yok etmiştir. Kürtlerle Türklerin eşit olduğu tek koşul mevcut düzene hizmet etme koşuludur. Düzenin kendisi insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağıdır. Kürtler ayrı devlet istediği ya da bazı insanlar Kürt olduğu için değil, sistemin demokratikleşmesi halinde mümkün olan talepleri olduğu için baskı görmektedir. Yoksa demokratik talebi olan kim olursa olsun, bölücüdür, teröristtir, anarşisttir. Bu yüzden biz, idda ettiğinizin aksine evrensel normları tüm halklara eşit bir şekilde istiyoruz.. Osmanlı çökerken Anadolu'da ya da Misak-ı-Milli sınırlarında kaç halk/ulus vardı? Ermeniler, Kürtler, Türkmenler, Rumlar, Çerkezler vardı doğru mu? Arnavutlar, Selanik Yahudileri gibi daha başka azınlıklar da vardı... Neden Türk milliyetçiliğinin sözcüleri kazandı ihaleyi? Çünkü İttihat ve Terakki, -bugünkü askeri vesaayet rejiminin ilk halleri- Anasır-ı İslam ile savaşa başladı, Musulu ve Misak-ı Millinin içindeki başka toprakları da terketmek kaydıyla, tapuyu ırkçılığını yaptığı, kendisine hedef koyduğu ulus adına çıkardı... Lakin yanıldıkları bir nokta vardı? Artık ulus devlet çağı bitmişti, Avrupa'da burjuvazinin av sahası larak seçtiği aynı dili konuşan, benzer tarih, üretim birliği ve kültürü yaşayan halk(lar)ı bir sınır içinde ulus diye topladı... İç pazarıydı ulus devletin sınırları... ‘’Ulusçuluk’’ adı altında öteki ulusları yok eden, sömüren, egemen ırk etnisitesi altında eriten çağrılara Kürt olarakta, Türk olarakta yokuz..!! Demokratik bir gönül birlikteliğine sonuna kadar varız..!! Saygı ve sevgiyle kalın………..
- 59 cevap
-
- 1
-
-
Sn. T. Boşig'e Cevap (1) Şimdi dilerseniz kısaca Kürt ve Kürdistan tarihine değinmek istiyorum.. (Tabii bu daha detaylı bir tartışma konusu.. İsterseniz ayrı bir topikte Kürdistan tarihi üzerine de tartışabiliriz..) Öncelikle Kürdistan ismi Kürtlerin yaşamış oldukları dört parçada yasak olduğu için siyasi isim olarak lanse edilmesi tabiki beklenemez.. Batılı tarihçiler ve antropologlar Kürtlerin etimiyolojik kökeni üzerinde çeşitli varsayımlar ileri sürmüşlerdir. Örneğin Henrich L. Kaster, "Ortadoğu'nun Küçük Hikayesi" adlı kitabında, "M.Ö. ikinci bin yıl ortalarında Oxus ve Jaxarts'dan İndo-Avrupa halkından güneye gidenler oldu. Bunlar İran grubu Medler ve Perslerdi. Persler Güney İran'a, Medler ise kuzeybatı dağlık bölgeye yerleştiler" diye açıklamaktadır. Fischer dünya tarihinin 4. cildinde Medler için, "Medler büyük bir ihtimalle Güneydoğu Avrupa'dan göç ederek ya Kafkas dağlarını aşarak veya hatta Hazar Denizi'nin kuzeyinden geçerek doğudan gelip Hazar Denizi'nin güneyi ve güneybatısındaki dağlık bölgeye yerleştiler. Bu göç uzun seneler sürmüştür" diye belirlemektedir. Walter Scheefuss, "Asya'nın Beşbin Senelik Hikayesi" adlı kitabında, "Babillilerden sonra önemli medeniyetler kuran, Arya, ya da İndogerman ırkından olan kavimler, Kuzey Almanya ve Rusya üzerinden geçip Türkmenistan'a kadar yerleştiler demektedir. Bu göç Kuzey Almanya'dan olan ilk göç değildir, Kuzey Arya'nın çiftçi halkı bu bölgede büyük devletler kurdular" diye belirlemektedir. C. Burney, D.M. Lang'ın "Ön Asya’nın Dağ Halkı" adlı kitabında, "İndo-Avrupa halkı, M.Ö. 3000 yıllarında Güney Rusya ve Ukranya'dan Kuzey Almanya'ya kadarki alanda yaşıyorlardı" demekte, filolojik ve arkeolojik açıdan göç olgusu tam olarak ispatlanamamıştır" demektedir. Bu görüşler Kürtlerin atasının Avrupa’dan bu coğrafyaya göçettiğini iddia eder ki hiç inandırıcı değildir ve politik amaçlıdır. Dr. Wolf Tietze, "Westerman Coğrafi Ansiklopedisinde", "Kürtler Xsenefon'un Kardular olarak ve Strabo'nun Gordyear olarak anlattıkları halklardan gelirler" demekte, "Brokhaus Ansiklopedisinin 1970 baskısında ise, "Kürtler Xsenefon'un belirttiği Karduların özelliklerini taşımaları ile tanınırlar" diye belirtilmektedir. Ertendur Haraldsson'un "Ayaklanma içinde Olan Ülke Kürdistan" adlı kitabında, "Kürtler hakkında bilgilere M.Ö. 2350 yıllarında yazılmış Sümer yazılı belgelerinde rastlanır demekte. Sümerler tarafından Guti veya Kuti olarak, sonraları Asur yazılı belgelerinde Gardu veya Kardu, ‘dağlarda yaşayan kavimler’ olarak adlandırılann Kürtler olduğuna işaret edilmektedir. Kürtleri anlatan Şerefname 16. Yüzyılda yazılmıştır ve Hicretten 1234 yıl evvel Kürdistan'ın tamamına hükmeden zalim bir hükümdar olan Dehak’tan bahseder.. Yine Atatürk tahrife uğratılmamış nutkunda ‘’Kürdistan’’ kelimesini kullanır.. Sanırım şimdilik bunlar yeterlidir.. Ulus-devleti Türklerin kurmuş olması, sınırları içinde iki bin yıldır yaşayanların haklarını ve kendilerini yok saymanızı mı gerektiriyor. aceba sn boşig..? Yahudilerin de bir devleti yoktu. Naziler milyonlarcasını gaz odalarında, insan yakma fırınlarında yokettiler. Yahudiler yok mu oldu, eninde sonunda devletleri olmadı mı? Olması gereken şey, bir halkın, bir kavmin kendi dilini, kültürünü, başkasının isteğine ya da keyfine bırakılması değildir… Başkalarına bırakılınca sonuç böyle oluyor işte, aynı coğrafya’da ekmeğin 3 adı oluyor… Türkçe Türk ulusunun konuştuğu dildir. Lehçe ise birbiriyle anlaşamayan birbirini anlamayanların konuştuğu aynı dil grubunda yer alan dildir. Yani Yakut Türkü ile Anadolu Türkü tek kelime dahi anlayamazlar konuşmalardan.. Bunca bölünmüşlük ve asimilasyondan sonra Kürtçe’de de izniniz olursa (herşey sizin yüksekizinlerinize bağlı ya, o bakımdan) birkaç Kürt lehçesi ve birkaç Kürt ağzı olsun.. Demokratik devletlerin görevi işte tam olarak budur; sınırları içinde yaşayan tüm vatandaşlarının dil, kültür ve kimliklerini geliştirmelerine yardımcı olmak, bunun için gereken koşulları yaratmak. Yalnız devlet demokratik değil üstelik zorbaların elindeyse, bırakınız bir azınlığın haklarını tanımayı, dilini, kültürünü geliştirmelerine yardımcı olmayı, asimile eder, yok eder, yok sayar, olmadı soykırım uygular… Kürtçe için fazla söze gerek yok sanırım. 84 Yıl gazete, TV, radyo, kitaplar, milli eğitim ile nihayet ortak bir Türkçe yaratanlara demem o ki, siz hiç merak etmeyin Kürtler de kendi dillerini, kültürlerini yaygınlaştıracak, ortak Kürtçeyi yaratacak bir araca sahip olursa 80 yıl değil 10 yıl da yeter buna… Siz o hakkı yok sayarsanız, kendi keyfinize bırakırsanız, Kürtlere de kendi hakkını hukukunu sağlayacak araçları bulmak kalır…. Haberiniz olsun..!! Eyvallah..!! Şimdi de Kürtlerin yaşadıkları ülkelerdeki edlarndırmalarına, devletlerinin ‘’resmi’’ tezlerine bakalım..Belki ırkçılıkğın ne olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz.. Türk devletinin sınırlan içindeki Kürtlere ilişkin görüşleri inkar ve asimile etme amaçlıdır. Bu politikaların sonucu çıkan isyanlar da kanlı bir şekilde bastırılmıştır. Dönemin başbakanı İsmet İnönü; Sivas demiryolunun açılış töreninde şunları söylüyordu: "Beş seneden beri doğu vilayetlerimizde vukua gelen ve kökü dışarıda entrikalarla körüklenen isyan, bugün gücünün yarısını kaybediyor. Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Bu demiryolu sınıra ulaştığı gün her türlü tereddüt ortadan kalkacak ve her türlü entrika o zaman mutlak bir şekilde yerleşmiş olacak, bu hakikatin önünde tesirsiz kala çaktır." (Milliyet No. 1636, 31 Ağustos 1930) Adalet bakanı Mahmut Esat, Ödemiş'te aynı yıl seçmenlerine şunları söylüyordu:"Biz Türkiye denen, dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. Mebusunuz inançlarından samimiyetle bahsetmek için buradan daha da müsait bir ortam bulamazdı. Türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek haklan vardır: Hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman ve hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler." (Milliyet Mo: 1655, 19 Eylül 1930) Bazı Arap tarihçilerin Kürtleri inkar etme ve asimile etme çabaları daha saçma tezler öne sürmelerine neden olmuştur. Örneğin Mahmut Alusi, "Ruhulmani" adlı yorumunda, Kamusul Muhit'ten aktararak, "Kürtlerin aslının Arap olduğunu" yazar. Yine bazı Arap tarihçileri M.Ö. 4000 ve 3000 yıllan arasında Samilerin Kuzey Afrika'dan Mısıra, buradan da Filistin ve Suriye üzerinden kuzeye ilerleyip Kürdistan'ın dağlık bölgesine gelip yerleştiklerini ve sonradan Mezopotamya'ya kuzeyden ve doğudan saldırdıkları savunur ve bunu Babil ve Asur yazılı belgelerine dayandırmaya çalışır. Bazı islam tarihçileri de, Kürtlerin atasının Rabia-bini Nazar bini Mâd adında bir Arap olduğunu, bu kişinin Diyarbakır ve Diyarımudar (Rakka)'da egemenlik sürdürdüğünü ileri sürer, sonra bunların Gasanilerle birlikte Merep barajının yıkılmasından meydana gelen selden dağlara çekildiklerini, buralarda başka kavimlerle karışarak ana dilleri olan Arapçayı unuttuklarını belirtirler. Durum İranda da farksızdır.. Kürtlerin aslının Süleyman peygamber tarafından meclisinden kovulan Cahil ya da Cesad adlı bir cinin soyundan geldiğini veya bu cinin tutsak ettiği bir topluluğun aslından geldiklerini ileri sürenler bile vardır. "Kürtler Allah'ın üzerlerinden perdeyi kaldırdığı bir cin topluluğu" olduğunu ya da bu cinlerin Havva'nın kızlarıyla evlendiklerini, onlardan da Kürtlerin doğduklarını söyleyenler de vardır. Yine iddiaya göre Kürtler asıl ana dilleri olan Farsçayı unutmuş, yeni bir dil türetip Kürtleri meydana getirmişler. Bu iddialar mantık ve bilimsellikten tamamen uzaktır. İran'ın Müslüman haklarını savunan, emperyalizmin gizli uşağı Humeyni gericiliği son zamanlarda Irak'taki Müslüman Kürt halkının haklarından ve onların Irak Baas yönetimi tarafından baskı ve zulüm altında olduklarını yayarken sanki Irak yönetimi gerçekte gayri müslümmüş intibaını uyandırmaktaydı. Diğer tarafta İran'daki Kürtlerin kendilerine söz verilen otonomi haklarını almak için direndiklerinde onların gayri müslüm olduklarını söyleyerek onlara karşı savaşmayanların Allah'a karşı gelenlere karşı savaşmadıklan için onların yanında yer almakla suçlayıp yüzlerce İran aydın subayını kurşuna dizdirmişti. Umarım ırkçıların kimler olduğunu daha iyi görmenize yardımcı olmuştur bu bilgiler.. (Devam edecek………..)
-
Her yazdığınız cümlelere ton ton yazı çıkmakta.. En iyisi ben fazla uzatmadan tüm yadıklarınıza genel olarak cevap vermek istiyorum.. Önce bir konuda anlaşmak lazım. Tarihte Kürdistan diye bir coğrafya var mıydı yokmuydu? ULuslar ya da kavimler arasında Kürt diye bir kavim/Ulus/Halk varmıdır yokmudur? Kürt varsa eğer bu halkın yaşadığı coğrafya neresidir.? (Bunların cevaplarını istiyorum.. Klasik hamasiyet duygularıyla değil tarihsel anlamda sorulara ve sorunlara cevap vermenizi özellikle istiyorum..) İnsana ve haklarına yaklaşımın temeli nedir? Bir ulusun, bir topluluğun, Kızılderilinin, Yunanistandaki Türk azınlığın, Kıbrısta'ki Türk toplumunun, velhasıl bütün azınlık ya da çoğunluğun, etnik ya da başka bir şey olan bir topluluğun, anadili, kültürü, tarihi, edebiyatı, yazını, şiiri, yaşam hakkı varmıdır yokmudur? Bir halkın 2000 yıldır yaşadığı toprakları sömürgeciler öyle uygun gördü diye, statükocu farklı ulus-devletlerin sınırları içine hapsetti, dört parçaya böldü diye farklı olanın bütün haklarını yok mu sayalım. Ya da sizin ''Mutlu Türk'' ''tezinizle'' mi yaklaşalım? Türkiyedeki Kürt kendini Türk gibi, İran'daki Kürt kendini Fars gibi, Irak ve Suriye'deki Kürt kendini Arap gibi mi hissetmeli.. Çözüm bu mu? Burdakinin Türk olması yeterli ise ordaki niye Arap'tır niye Fars'tır.. İzmirde koyun çadırında kurban olan davar mı yoksa ölü Kürt mü sn. boşig.. Kürdün çadırından Kürtçe nameler duysaydınız yine alışveriş edermiydiniz aceba merk konusu? Sahi sizin İzmirde Kürt esnaflardan alış veriş yapılmadığını tüm dünya söylüyor.. Peki buradaki Kürtlerin suçu ne? Ortada bir ''koyun'' mu yok yoksa? Neden Kürtlerle ilgili her yazıda sorunu PKK söyleminin arkasına saklanarak çözümsüzlüğe terketmektesiniz? Yok mu başka bir liman? Ben önceki mesajlarımda PKK ile tek kelime ettim mi? Kürt sorunu ile ilgili her tartışmada PKK ya da DTP bahanesi ardına sığınan arkadaşlar; bu fikirleri ile 28 tane Kürt isyanından sonra 29.ya gelmeden, PKK daha doğmadan neyi çözdüler tarihte, çözüm adına neyi önerdiler? Şimdi hangi çözümü önerecekler aceba..? Evet, bu zihniyetler Kürt halkının demokratik taleplerinden bir Kürt milliyetçiliği doğmasından rahatsız değildirler. Kürtlerin ulus olup olması önemli değil.. Bakmayın öyle ağız dolusu Kürt milliyetçilerine, PKK'ye küfür ettiklerine.. PKK'sız bunların siyaset yapma olanağı yoktur... PKK olmasaydı verecekleri birşey de yoktu, tartışmaya bile gerek yoktu... Kara basınca Kart-Kurt diye yürüyenler vardı sadece...************... Dün askerde nöbete gönderilen Kürt Mehmetti bugün kurban pazarında ''koyun koyun'' koyun satan Erzurumlu Kürt Mehmet.. Kendi hakkından bihaber Mehmetler tabiki birilerinin ''iyi'' Kürdü olacaklar.. Kürtlere PKK'dan başka seçenek bırakmayanlar şimdi kalkmış çözümsüzlüklerinin nedeni olarak bize Pkk dan bahsetmesinler lütfen.. Pekala, kendi etniğinin ulus-devlet yapılanmasını meşru görmek adına, başkalarına bana benzersen, benim dediğim olursan sorun yoktur diyen anlayış, kendisi için gördüğü meşruiyeti başkası için görmemesinin temelini neye borçludur aceba? (Cevap istiyorum) Devletler, kızılderilileri, çoğunluk ta olsa zencileri katletmeli, farklı olmak isteyenleri yoketmeli.. Bunu hak görenlere kimse sesini bile çıkarmamalı..Köleliğe, sömürgeciliğe, zorbalığa, faşizme, Klu-Klux Klancılığa herkes boyun eğmeli, Kunta Kinte rolüne hiç kimse itiraz bile etmemeli.. Öyle mi? Bütün şovenistlerin, ırkçıların, faşistlerin soykırımları, işkenceleri, çetecilikleri, yasakçılıkların sürmesi, iktidarlarını meşruiyeti için gereken düşmanlar yaratılmalı. Hergün 1500 kere bunlara küfür edilmeli ve bunları yaratanların siyasetlerine, güçlerine, güç katılmalı.. Değil mi? Yalnız anlamadığım birşey var bu kadar işlerine yarayan PKK'ye neden küfreder bu arkadaşlar? Onu bana birisi bir açıklasın bakalım.. -PKK Kürtlerin taleplerini dile getirdi diye mi? -PKK Kürtlerin demokratik istemlerinin önünde engel yarattı diye mi? -PKK kendi siyasetlerini kolaylaştırdığı, zorbalığını, hırsızlığını, anti-demokratik, despot yüzleri meşrulaştırdı diye mi? -PKK demokratik(!), laik(!), özgürlükçü(!), eşitlikçi(!), insan haklarına saygılı(!) bir devleti bu hallere düşürdü diye mi? -PKK Kürtlerin seçimle, barajsız, baskısız, parlementer yoldan iktidara bile gelebilme olasılığını engelledi diye mi? Sahi PKK'ye hangi nedenle küfredelim? Oysa PKK düşmansız yaşayamayanlar için bulunmaz bir fırsat, eğer PKK'ye lanet edeceksek biz bence sırf bu yüzden lanet etmeliyiz.. Ancak ****** dediklerimiz de işte bu yüzden teşekkür etmeliler.. PKK'nın olmaması çözüm olsaydı keşke, faşist kafa düşmansız kalırmıydı sanıyorsunuz? Dün komünist, alevi, solcu, bugün Kürt, PKK, yarın da başka birşey olurdu... Haksız mıyım? Faşizm dersine kimse yine çalışmamış...!! Herkese sıfır...........!!
- 59 cevap
-
- 1
-
-
Bu cümleler sizin düşüncelerinizi ele veriyor.. Sorun sizin ''sorguladığınız şeyde..'' Sorun sizin DTP yi nasıl gördüğünüz değil nasıl görmek istediğinizidir.. ''Ahmet Türk İzmirlilere Külliyen faşist'' demiş.. Bunun ''külliyen'' bir yalan olduğunu Ahmet Türkün konuşmalarından doğrulayalım.. Buyrun: Türk, "Bugün İzmir’e gelirken bir grup faşist konvoyumuza saldırmış. Devletin valisini ve polisini görevlerini yapmaya davet ediyorum. Bizlerin başından beri mücadelemiz özgürlük için, halkların kardeşliği içindir. Bizim özgürlük mücadelemiz, aslında tüm Türk halkının özgürleşmesi demektir. Ancak birileri bu ülkenin halklarını, kardeşlerini karşı karşıya getirme uğraşları var ve biz halkların kardeşliğini, demokrasiyi esas alırız” Bu sözleri saldırıya uğradıktan sonra söylüyorlar.. Uğradıkları saldırıdan sonra hala ''barış ve kardeşliği savunmaları'' bu ''peygamber sabrının'' nereden geldiği sizi bilmem ama benim için asıl sorgulanması gereken olandır.. Gelelim ortada olan faşisti kısaca aramaya.. Şovenizm ezen ulus milliyetçiliğinin abartılı halidir… Savunduğumdan söylemiyorum ama ezilen ulus milliyetçiliği ile ezen ulusun şoven milliyetçiliği arasındaki ayrım, bilinmeyerek görülmüyorsa ciddi eksikler, bilinerek görülmüyorsa ciddi sorunlar var demektir… (Bunun üzerinde ayrıca durup düşünün.. Dilerseniz bu konuyu ayrıca tartışırız..) Kürtler kimi ezdiki, kimliği mi oldu ki neyin şovenizmini, faşizmini yapacak.. Ne ile insanları gaza getirecek, tahrik edecek..? Ne yaptılar ki ne bulacaklar? Kürtlerin tek hatası bizimle birlikte yaşamayı 86 yıl öncesinden kabul etmeleri olmasın sakın? Evet ettiklerini buluyorlar şimdi..!! Hemde fazlasıyla.. Taşlar, sopalarda ‘’birlikteliğin hediyesi..’’ Evet, şovenizmden güç aldığı doğrudur, ancak bu şovenizm yasaklı Kürt kimliğinin, devletsiz Kürtlerin üstünlük kompleksinden değil, - ki bana göre hiçbir halk bu kadar aşağılanmamış, bu kadar yerin dibine batırılmamıştır tarihte- saldıran, linç eden faşist rejimin şovenizminin kirliliğinin görülmesindendir… Linç edenlerin, durdukları arabaların şöforlerine ''Kürt müsün'' sorusunu sormaları bile lincin kimlere yapıldığını rahatlıkla görmenizi sağlayabilir.. Tabi (nasılsız) görmek isterseniz.. !! Saygı ve sevgiyle her şey...
- 59 cevap
-
- 1
-
-
Sorun her toplumda ''kaymağın'' olup olmaması değil.. Sorun buna şaşırmış olmanız.. Sorun nedense bu ''toplum'' Kürtler olduğunda her defasında şaşırmanız.. Pekala Ahmet Türkün yediği ''kaymaktan'' bahsediyorsanız, aynı adamın Diyarbakır cezaevinde halkı için döktüğü kandan da bahsetmelisiniz.. Sırrı Sakıkı benzer bir şekilde tehdit ederken aynı adamın devlet tarafından yakılan arazilerini, ekinlerini, roketlenen otellerini de yazmalısınız.. İşte asıl o zaman ''renginizi'', samimiyetinizi belli edersiniz sevgili dostlar..
- 59 cevap
-
- 1
-
-
Bu nasıl bir sığ düşüncedir böyle? Ne yani Ahmet Türk ya da bir başka Kürt siyasetçinin yazlığı ya da özel aracı olamaz mı? Bunlar tuzu kuru öyle mi? Peki ya değierleri? Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçelinin tuzları? İzmirde de ırkçılar DTP lileri görünce ''Bunlar cipe de mi biniyorlar?'' gibi absürtce bir soru soruyorlardı kendilerine.. Bu gazetecinin yazısı ve yapılan yorumlarda bu düşünceden farksız.. Kürtleri henüz insan yerine koyamadığımız için onların en doğal insani eylemlerine, yaşam tarzlarına şaşırıyoruz değil mi? Sakın bu bilinç altlarımıza yerleştirilen ırkçı kodların dışa fışkışması olmasın? Ne dersiniz?
- 59 cevap
-
- 1
-
-
''Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.'' (Kürt ata sözü) Peki ya gözüm belanın, bela tapıcılarının hiç mi suçu yok? Eğer Ahmet Kaya vatandaşlıktan çıkarılması gereken ''ucuz'' bir şahıssa, bu ülkede yaşamayı hak eden var mı aceba? Birazdan kudurur deniz Birazdan dalgaların sırtından Üst üste fışkıran rüzgarlar Bir intikam gibi saldırınca üstüne. Yüzüne şarkılar çarpar, yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın Sen artık, sen artık buralarda duramazsın. "Artık sazın bağrı mı olur Kimsenin bilmediği bir ağrı mı Gider kendine gömülürsün Yoksa bu şehir bu sokaklar Seni alır kullanır seni alır kullanır Santim santim çürürsün." Bazen bir uçurum kalır Bazen de martıların ardından Velvele koparan bir leş kalır Bir intihar gibi puşt olunca sevdalar. Sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar susarsın Sen artık hiçbir sözü, hiçbir sözü kaldıramazsın. "Şimdi bir yeni sevda mı olur Kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı Tutar sıfırdan başlarsın Yoksa bu ilişkiler bu zaaflar Seni yiyip bitirir, seni yiyip bitirir Dirhem dirhem azalırsın."
-
Elbetteki eleştirenler aynı olacak.. Yoksa düzen partilerinin, postal sevdalılarının askeri eleştirdiği nerede görülmüş..? Aksi durum ya kıyamet alameti ya da demokrasi tufanı olur.. Bu tufandan da ''çağdaş'' Ken'anlar, başta Öymengiller ve ardılları kurtulamayacaklardır.. Bizimkisi sadece Nuh misali uyarıda bulunmak..!! Dostça..
-
Ancak eleştirilen hep aynı kurum olunca insan ''aceba'' diyemeden alamıyor kendini her defasında..
-
Seçim Anketi AKP 32,2 % - CHP 23.1 % - MHP 18.4 %
JAN şurada cevap verdi: korayvf başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Ben CHP üzerinde durmak istiyorum.. Öymenin Dersim gafı ve parti içerisnde ciddi bir tepki gelmemesi sonucu Alevilerin ciddi anlamda rencide olduklarını ve bunu ilk seçimde sandığa yansıtacaklarını düşünüyorum..(Temennim bu yönde) İddaa ediyorum, Aleviler CHP ye oy vermesse CHP barajın altında kalır.. Aleviler ve CHP üzerinde küçük bir araştırma sonucunu paylaşmak istiyorum.. Prof. Dr. Salim Cöhce ve Prof. Dr. Şaban Kuzgun'un araştırmasına göre, Türkiye'de yaklaşık 10 millyon Alevi var. Türkiye'deki nüfus/seçmen sayısı oranını Aleviler'e de uygularsak, yaklaşık 5,780 milyon Alevi seçmen var demektir. ODTÜ Sosyoloji bölümünden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şen'in araştırmasına göre Aleviler'in % 70'i CHP'ye oy veriyor. 2007 Genel seçimlerinde CHP'nin aldığı oy sayısı 7 317 808 (% 20.9). Alevi oylarını çıkarırsak geriye kalan oy sayısı 3,27 milyon civarında (% 9.3). Akademisyenlerin bu görüşü benim bu iddamı doğrulamakta.. Her şey Alevilerin elinde...!! -
Yazık ki ne yazık.. Dersim, Zilan deresi, Muğlalının 33 kurşunu.. Her zaman söylerim gene tekrar edeyim: Faşizm genetiktir.. Öymengillerin bu katliamı savunması buna en güzel kanıttır..
- 79 cevap
-
- 2
-
-
Kimse Ölmesin diyedir bu haykırışımız....
JAN şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Ne kadar bilirsen bil, soylediklerin karsindakinin anladigi kadardir. (Mevlana) Nokta.............- 18 cevap
-
- 1
-
-
Kimse Ölmesin diyedir bu haykırışımız....
JAN şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Güneşin bir gün Fıratın doğusunda doğup, Dicle nehri kıyılarında karanlıkta kalanların aydınlanmasıyla Hitlerin Nazi döneminde yaşananları mumla değil projektörle arayacaksınız.. Sonra bugün taptığınız, uğruna davulla zurnayla evlatlarınızı kurban ettiğiniz Geobelslerden hesap soracaksınız, birazcık daha demokratik vicdana ulaşıp, bilinç altınıza yerleştirilen ırkçı kodlardan arındığınızda.. ''Çıranın köre, davulun sağıra yararı yoktur.'' (bilmem anlatabildim mi..)- 18 cevap
-
- 1
-
-
Kimse Ölmesin diyedir bu haykırışımız....
JAN şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Herkes sizin bizim gibi düşünmüyor ne yazık ki sayın sideswipe.. Ülkeyi Korku ve Paranoya Cumhuriyetine çeviren 86 yıllık Türk saf IRK rejiminin yöneticileri sizin kadar hümanist ve pragmatist değiller ne yazık ki.. Korkular Cumhuriyeti ilk Adalet(!) Bakanının ''BU ÜLKEDE SAF TÜRK OLMAYANLARIN TEK BİR GÖREVİ VARDIR, TÜRKE KÖLE OLMA HAKKI'' Türk IRK ideolojisinin, ''KART-KURTÇU'' dikta öcülerinin, Türk KAFATAS araştırmacı şovenist rejiminin 86 yıllık yönetim şeklidir.. Ülke hala 1921 ve ''çağa uydurulan'' 1982 cuntasının orman kanunlarıyla yönetilmekte.. Bu Korkular Cumhuriyetinin her tarafı dağ yollarına doğru kapılar aralıyor ardına kadar.. Dağa çıkan kadar dağa çıkaranda suçludur kanımca.. ''Kapını kapa, komşunu hırsız çıkarma'' (diyor eskiler) Saygı ve sevgiyle kalın..- 18 cevap
-
- 1
-
-
Ezilen, bağımlı halkların milliyetçiliği olmaz.. Kaldı ki Kürtler henüz millet olamadılar.. Kürtlere milliyetçi dersek eğer biz Türklerin milli duygularını, hamasi eylemlerimizi nasıl tarif edebiliriz?
- 68 cevap
-
- 1
-
-
Can alıcı soru burada.. Yine bugün Irakta, Afganistanda ne işimiz var? Kimin gazisi, kimin şehidiyiz? Var mı cevabı olan?
-
Hatırladıkça gözlerim doluyor.. Kendi gazilerine, şehitklerine bile değer vermeyen bir sistemden yaşayan insanlarına ne yapmalarını bekleyebiliriz ki? Bence bunu kendimize sormalıyız.. Biz ne kadar sahip çıkıyoruz.. Dillerde ''vatan sağolsun'' kelimesi gönüllerde var olmadıkça ne olmasını bekleyebiliriz? PKK lıların bile Avrupada, Kuzey Irakta ''gazilikleri'' var.. Güneydoğuda yaralanmış örgüt mensuplarına gerek maddi, gereksede manevi anlamda müthiş destek var.. Ya bizimkilerde? Gün gelipte güneydoğuda çatışmalarda yaralanan gazilerimizinde aynı tabloyla karşılaşmamaları ne malum? Askerli yapmak açlıklar ve işsizlikler ülkesinin ''kaderini'' değiştirmiyor maalesef.. Türk Ordusundan sonra işsizlikler ordusuna yoğun katılım oluyor.. Bu sistemi değiştirmektir mesele.. Asıl vatanseverlik burada..!!
-
ABDULLAH ÖCALAN VE ERGENEKONCULAR ARASINDAKI ILISKILER
JAN şurada cevap verdi: ucansahin başlık Politika Bilimi
Olay ne yazık ki bu kadar açık ve net değil sayın bakkalcı.. Aponun yakalanmasında tam 36 devletin ismi geçmekte.. ABD, AB, Türkiye arasında bir plan olduğu tespitinize bende katılıyorum.. Hatta İranı, Suriyeyi, İtalyayı hatta ve hatta Rusyayı bile katmak istiyorum.. Ortada dönen çok büyük oyunlar var.. Neden Yunanistan Öcalanı ülkesine davet etti? PASOK başkanı Kostas Baduvastı sanırım, Ayfer Kayaya telefonda garanti veriyor.. Ancak Öcalan Yunanistan havaalanında kendisini karşılayanlar arasında Baduvası bulamıyor.. Sadece Yunanistan İstihbararından iki kişi kendisini karşılar.. Apo İmralıda : ''O zamana kadar bana büyük bir ilgi gösteren, PKK'ye dost olduğunu ifade eden Yunanistan, son derece kötü yüzünü gösterdi'' diyor.. Daha sonra Öcalan Moskovaya gider ve burada 33 gün kalır.. Dönemin devlet başkanı Boris Yeltsin Öcalanı istemez.. Nedeni ise kendisine gönderilen ABD Dış İşleri bakanlığının ''Acil Notu'' dur.. ABD ile Rusyanın Öcalan üzerinden vardıkları antlaşma ne? Öcalan İmralıda bu pazarlık için şunu söyler: 'Moskova'da kalmamam için IMF'nin 8 milyar dolarlık kredisi kullanılmıştı. Yine Türkiye'den bu amaçla Mavi Akım Projesi koparılmıştı.' Ve önemli ayak İtalya... Öcalan'ın Rusya'dan sonra İtalya'ya gitmesi, beraberinde yeni gelişmeleri getirmişti. Türkiye 14 Kasım'da Öcalan'ın iadesi için başvuruda bulundu, ancak İtalya Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesine karşı olduklarını bildirmişti.. Alman Yeşiller patisi ise Öcalanı Almanyada yargılanmasını istemişti.. Ancak gerek İtalya gerekse de Alman devleti ülkelerinde yaşayan Kürtleri etkileyip, kargaşalara yol açacağı için bu öneriye yanaşmadılar.. Peki sayın bakkalcınında sorduğu gibi neden İtalya Apoyu teslim etti? Ben bunu İtalyanın mecbur kaldığından ve uluslar arası siyasi baskıdan dolayı, başka seçeneğinin kalmadığından dolayı yaptığını düşünüyorum.. Hatırlayalım.. Öcalan'ı Türkiye'ye iade etmeye yanaşmayan İtalya'ya karşı ambargolar geliştirildi. Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem, 15 Kasım'da Roma'da İtalyan yetkililerini Öcalan'ın iadesi için uyarırken bu ülkeye ekonomik ambargo uygulanabileceği sinyalini de vermişlerdi.. Bu uyarının hemen ardından TOBB ve İTO'nun öncülüğünde İtalyan mallarına karşı boykot kampanyası başladı. Bu arada Apo, İtalyan avukatı aracılığıyla İtalya'dan siyasi sığınma hakkı ister. Fakat Avrupa Parlamentosu 18 Kasım'da, Öcalan'a İtalya'da sığınma hakkı tanıyan yasa tasarısını reddetmişti..İtalya hükümeti, Öcalan'ın siyasal ağırlığını taşıyamadığı için zor anlar yaşıyordu. Apo İmralıda, İtalya Başbakanı Massimo Alema'nın yaşadığı zor günler için şunları söylüyordu; 'İtalyan büyük sermaye çevrelerinin ağır tahriki, Avrupa ülkelerinin tam destek vermeyişleri, özellikle Almanya'nın kişiliğini sarsma ve kendisini dayatma tavrının ağırlığı altında inisiyatifli davranamıyordu.' Aponun yanındaki PKK lı (adını hatırlamıyorum) (kod adı) Cilo, yeni yer arayışlarına ilişkin şöyle konuşuyor: 'İtalya, bize Hırvatistan ve Libya'yı önermişti. Bunların güvenceleri olmadığı için hiçbirini kabul etmedik. O dönem biz de Finlandiya, Norveç ve Avusturya ile görüştük. Bir hafta geçmeden kabul edemeyeceklerini bildirdiler. Güney Afrika yetkilileri ile Avrupa'da iki kere görüştük. Başta kabul ettiler. Fakat bir süre sonra beklemesini söylediler.' Ve Tarihler 16 Ocak l999'u gösterdiğinde İtalyan Özel Haber Ajansı, Öcalan'ın Roma yakınlarındaki İnfernetto Mahallesi'nde kaldığı evi terk ettiğini dünyaya duyuruyordu.. Umarım yeterince açıklayıcı olmuşumdur sn. bakkalcı.. Apo ve yandaşları bugün en çok bu olaylar üzerinde duruyorlar.. Mahkemeye, AİHM e göndermiş olduğu savunmalarında buna değiniyor.. Kendisi bunu uluslar arası komplo olarak değerlendiriyor.. Sayın Bakkalcı bu konu üzerinde uzun süre araştırma yapmışlığım var.. Sorunuz olursa zevkle alırım.. Saygı ve sevgiyle...