Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KURBAN KESİLMELİ Mİ?


Misafir gun.dem

Önerilen İletiler

Yazik degil mi o kadar hayvani sirf kendi dini inanclarimizi tatmin etmek icin boyle kurban kesiyoruz.

Size haksızsınız demenin bir yolu yok. Son derece haklısınız.

 

Peki bu vahşete aklıevvel muhteşem hükümetimizin almayı tedbir buyurduğu şahane önlem ne?

 

Medyaya kurban görüntüleri yayınlama yasağı koymak!

 

Vay canına! Bu aklı delidumrul olsa bulamazdı doğrusu! Tebrikler, alkışlar artık yani!

 

Peki neymiş bu yasağın gerekçesi? Hayvanlara eziyeti teşvik ediyormuş bu görüntüler. Allaalla! Nasıl da akıl edemediydik? Zahir medya "bakın işte kurban böyle kesilir, siz de böyle keseceksiniz" demeye yayınlıyormuş meğer görüntüleri!

 

Bu mantığa bir şey demeyi mantığa hakaret sayıyor, bu zihniyeti eleştirmeyi bile eleştirinin haysiyetine yediremiyor, susuyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gecenlerde bir gazetede okudum boganin tekini sokak ortasinda elektrik diregine baglayip kesmeye baslamislar.

Sonra ayni gun Istanbul Bogazi'nin nasil kana bulandigini sergiliyor gazeteler mansetleriyle.

 

 

Yazik degil mi o kadar hayvani sirf kendi dini inanclarimizi tatmin etmek icin boyle kurban kesiyoruz.

 

;) İlginç sizinle ilk kez aynı fikirdeyim. İnançları gereği insanları birgün içerisinde bu kadar hayvanı katletmelerini ben doğru bulmuyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

 

Ankara- Deniz Feneri, Mehmetçik Vakfı ve LÖSEV, Diyarbakır’daki MAY-ET firmasına ihale yoluyla kurban bayramında kesilmek üzere 150 bin büyük ve küçükbaş hayvan siparişi verdi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Şubesi ve Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı yaklaşık altı ay önce şirketin kurbanları kesmeyerek maddi menfaat sağlayacağı yönünde bilgilere ulaştı.

 

Polis, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tamöz’ün talimatıyla firmayı yakın takibe aldı. Soruşturma kapsamında değişik illere ekip gönderen polis, bayramda ihale sözleşmesindeki gibi kurbanların kesilmediğini; ancak üç derneğe de kesilmiş gibi gösterilip makbuz düzenlendiğini tespit etti.

 

Bu dernek ve vakıflarda görev yapan bazı yöneticilerin ise firmanın yaptığı yolsuzluğa göz yumduğu iddia edildi. Savcı Tamöz’ün talimatıyla Ankara, İstanbul, Balıkesir, Diyarbakır, Adana, Antalya, Isparta ve Hakkari’de düzenlenen operasyonlarda 56 kişi gözaltına alındı.

 

 

Bu kişiler arasında Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz, Mehmetçik Vakfı Genel Müdürü ile LÖSEV’in bazı çalışanlarının olduğu öğrenildi.

 

 

 

Soruşturma genişletilecek

 

Dernek ile iki vakfın bazı yöneticilerin firmanın yaptığı yolsuzluğa göz yumduğu iddia edildi. Her üç kuruluşun da kurban kesimleri sırasında personel görevlendirmeleri gerekirken, ihale şartnamesine uymayarak kesim işini tamamen şirkete bıraktıkları, bu nedenle haklarında ayrıca soruşturma başlatılacağı öne sürüldü. Şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda soruşturmanın genişletileceği ve yeni gözaltıların olacağı bildirildi.

 

Deniz Feneri Derneği Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Genel Başkan’ın bilgisine başvurulmak üzere emniyette bulunduğu belirtilerek, “Yurt içinde en büyük kesimi yaptığımız Diyarbakır MAY-ET firmasından kesilen kurbanların etlerinin yüzde 65’ine tekabül eden kısmı bayramın birinci gününden itibaren teslim alınmıştır” denildi. Mehmetçik Vakfı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:

“İhaleleri kazanan 12 firmadan ikisi hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Vakıf Genel Müdürü ve görevli ilgili personel bilgilerine başvurulmak üzere emniyette bulunmaktadır.” LÖSEV’in açıklamasında ise “Vakfımızın adının da karıştırıldığı olaylarla ilgili doğrudan bağımız yoktur. Lösemili çocuklarımızın ve hayırsever bağışçılarımızın tek kuruşu dahi ziyan ettirilmeyecektir” denildi.

 

 

 

MAY-ET daha önce de soruşturma geçirmişti

 

MAY-ET firması daha önce ihale yoluyla çok cüzzi bir miktara satın aldığı devletin et ve tavuk kombinasının tamamını, sözleşme hükümlerine aykırı olarak başka bir firmaya satmış, bu durum savcılığa ihbar edilmişti. Savcılık, olaya göz yuman Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci ile idarenin sorumlu kişileri hakkında dava açmak için Maliye Bakanlığı’ndan izin istemiş ancak izin verilmemişti. İtiraz üzerine Danıştay 1’inci Dairesi

 

 

 

dosyayı incelemiş ve soruşturma izni vermişti.

 

 

 

Tesisi başkalarına satan MAY-ET firması bu yüzden "sözleşme hükümleri uyarınca" ceza yiyecekken firmanın önü, Özelleştirme İdaresi tarafından, ceza şartının başlamasına sadece 20 gün kala açılmıştı. Dosya apar topar Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Özelleştirme Yüksek Kurulu’na onay için gönderilmiş ve ceza şartına sadece sekiz gün kala onaylanmıştı. Firmanın bir kalemde yüz binlerce dolar ceza ödemesi önlenmişti. MAY-ET firması böylece, tesisi başka bir firmaya satmıştı.

 

 

 

 

 

Seneye kadar bu yazılanlar unutulur, kimilerin haberi dahi olmaz

Kıme güveneceksin, kimin tafsiyelerine güveneceksin

Hangisi dogru , hangisi yanlis

Yoksa ben görevimi yaptim " suc benden gitti" yada günah her ne ise.. benden gitti diyerek... aynen devam i

Yeter ki Kurban Bayrami Denilen Bayram Da Kurban Kesilsin.

Öyle mi

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çocukluğumda rahmetli babam Kurban Bayramının ilk günü bahçede kurban keserdi ve kanını alnıma sürerdi...

 

kendimi bildim bileli Kurban eti ve kuzu eti yemem (koyun sütü,yoğurdu da dahil)..Kurban Bayramının ilk günü de sokağa çıkmak istemem

 

manzaralar beni hasta ediyor...

 

Ben hayvanları sevmek için yaratılmışım diye düşünüyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her alanda olduğu gibi yine ilişkiler ağı, çıkar ve adam kayırma, yandaşını zengin etme gayesiyle yapılan işler, ihaleler ve sonuçları..

 

Dinin, inançların, insani duyguların tamamen hiçe sayıldığı ve sadece çıkarların ön plana çıkarıldığı bir Türkiye'de bu haberlere şaşırmıyorum artık.

 

Dilerim insanımız bilinçlenir.

 

Dilerim, her şeye sessiz kalanlar bu konuya sessiz kalmaz.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KURBANIN REMZÎ (SEMBOLİK) ANLAMI

 

(Makâlenin tam metninde başlık "ABDEST VE KURBANIN REMZÎ (SEMBOLİK) ANLAMI" şeklindedir. Abdest kısmı konu başlığı dışında kaldığından dışarda tutulmuştur. İsteyenler

 

-http://www.ozemre.com/index.php?option=com_content&task=view&id=58&Itemid=57- adresinden makâlenin tamamını okuyabilirler.)

 

İslâm Dininde İbâdetler

 

İslâm dininde ibâdetler: 1) hâlis tefekkür, 2) hâlis niyet, 3) hâlis zikir, 4) hâlis söz, 5) hâlis ahvâl, 6) hâlis cihâd ve de 7) menâsik1 (ritüel) aracılığıyla gerçekleştirilir. Burada hâlis sıfatı Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine ve Cenâb-ı Peygamber’in öğretisine uygun anlamındadır. Bunların hepsi de emri bi-l ma’rûf ve nahyi ani-l münker (III/104)2 çerçevesi içindedir. Bu itibarla, eğer emsâl göstermek gerekirse, sırasıyla: 1) Hakk'ın kudret ve azametini tefekkür de (LXVII/1), 2) Allāh için mücâdele etmeğe niyetlenmek de (XXII/78), 3) Hakk'ın güzel isimlerini zikretmek de (XXIX/45), 4) insanlara hakkı ve sabrı tavsiye etmek de (CIII/3), 5) Cenâb-ı Peygamber'e itaat etmek de (XXXIII/21), 6) Allāh rızâsı için savaşa katılmak da (II/216), 7) namaz kılmak da (II/43) bu kabil ibâdetlere birer misâldir.

 

 

Belirli bir menâsiğe bağlı olmayan ibâdetlerin herkesin uyması gereken bir şekli yoktur. Buna karşılık, menâsiği Kur'ân ve Cenâb-ı Peygamber tarafından tesbit edilmiş olan ibâdetlerde şekil fevkalâde önemlidir. Kimsenin bu şekli değiştirmek hakkı ve yetkisi yoktur. Meselâ: 1) akşam namazının sünnetini farzından önceye almak husûsunda kimsenin yetkisi yoktur; 2) hac ibâdetini yerine getirirken, kimse "Arafat’taki vakfe" ile "sa’y"in yerini değiş-tokuş edemez; 3) kimse kurbanı önce yüzüp de boğazını sonra kesemez; ya da 4) oruç tutarken imsâka akşam ezânında başlayıp sabah ezânında iftar edemez. Menâsiğe bağlı bir ibâdetin şeklinde yapılan bu kabil değişiklikler, ondan, Allāh’ın emrettiği ibâdet olmak vasfını ortadan kaldırır.

Bu kabil indî şekil değişiklikleri: 1) bunları tesis eden Cenâb-ı Hakk'ın ve 2) bunları uygulatan Cenâb-ı Peygamber'in emirlerine, ve dolayısıyla da Kur’ân’a muhâlif (XLVII/33) şahsî ve nefsânî tasarruflardan başka bir şey değildir.

 

Bununla beraber İslâm târihinde bu gibi şekil değişiklikleri çeşitli sebeplerden dolayı maalesef vuku bulmuş ve hattâ Sünnet'denmiş gibi kabûl görüp yaygınlaştırılmıştır bile. Bunlara: 1) 2. halîfe Ömer'in terâvih namazını 20 rek'at olarak vaz ve icbâr etmesi, 2) gene aynı halîfenin kadınların mehirlerine bir üst sınır vaz etmesi3, 3) Muâviye'nin Cum'a namazında hutbeyi namazdan önceye alıp bunu bütün İslâm Âlemi'nde uygulatması4, 4) Osmanlı ulemâsının 2 rek'at kılınan Cum'a namazını 16 rek'ate yükseltmesi misâl olarak gösterilebilir.

 

Menasiğe bağlı ibâdetlerin Kur'ân ve Cenâb-ı Peygamber tarafından belirlenmiş olan şekillerinin niçin böyle belirlenmiş oldukları hakkında bir açıklama verilmemiştir. Bu konuda yalnız yorumlar yapılmıştır. Kezâ şekle bağlı bu ibâdetlerin hangi gerekçelerle ibâdet sayıldığı hakkında da, bunların Allāh'ın emri olmalarının ötesinde, elimizde pek az ipucu bulunmaktadır. Yorumcular ise bu konuda kendi bilgi ve tefekkür dağarcıkları nisbetinde konuya eğilmişlerdir. Bu yorumlar ise kesin ve nihaî açıklamalardan çok her bir yorumcunun o mesele hakkındaki takvâ düzeyini, hassasiyetini, bilgisini, meşrebini ve zevkini yansıtmaktadır.

 

Kurbanın Remzî Anlamı

 

 

Kur'ân: "Ve Biz, hayvanların dört ayaklı olanlarından8 kendilerine rızık olarak takdîr ettiğimizin üstüne Allāh’ın adını zikretmeleri şartıyla, her ümmete kurban kesme ibâdetini meşrû kıldık..." (XXII/34), ve "Rabb’ine mahsûs olmak üzere namaz kıl ve kurban kes!" (CVIII/2) âyetleriyle kurban kesmenin her ümmete Allāh (CC) tarafından vaz edilerek meşrû kılınmış bir ibâdet olduğunu beyân etmektedir.

 

Şu hâlde kurban, ancak: 1) hayvanlardan, 2) ama bu hayvanlar arasında dört ayaklı hayvanlardan, ve 3) bu dört ayaklı hayvanlar arasından da insanlara rızık olarak helâl ve meşrû kılınmış olanlarından olabilir; ve bu kurban ancak 4) Allāh'ın adı zikredilerek ve Allāh için kesilir. Buna göre: 1) nebatlardan, taşdan, toprakdan, 2) böceklerden, tavuklardan, kuşlardan, sürüngenlerden, balık ve sâire gibi deniz ürünlerinden, 3) domuzdan, ayıdan, gergedandan, filden ve benzerlerinden ve de 4) Allāh'ın adı anılmadan ya da Allāh'dan başka bir şeye izâfeten kesilen hayvan kurban olmaz. Bunlar yukarıdaki âyetlerin muhtevâsına aykırıdır. Hazret-i Peygamber'in (SA) devrinde kurban olarak yalnızca koyun, keçi, sığır, manda ve deve kurban edilmiştir. Kutup bölgelerinde ehlileştirilmiş olan ren geyiklerinin9 etinin de at10 etinin de helâl rızık, ve dolayısıyla da (XXII/34) âyetinin müsaadesi kapsamında olmalarına rağmen bunların kurban niyetine kesilmeleri husûsunda yaygın bir uygulama yoktur.

 

 

Kur'ân, mü'minleri: "Onların etleri de kanları da Allāh’a ulaşmaz; O’na, ancak, Allāh’ın emîrlerine karşı gelen nefse engel olma irâdeniz11 ulaşır. Bundan dolayı Allāh’ın, sizin hidâyetinize sebeb olanların üstünde bir ululuğa mâlik olduğunu tasdîk edesiniz diye, onları sizin tasarrufunuza vermiştir. Artık, ihsânda bulunanları müjdele!" (XXII/37) diye îkaz etmektedir.

 

 

Buna göre, kurbanın eti de akan kanı da bizâtihî bir ibâdet mesâbesinde olmayıp yalnızca bir araçtır. Asıl ibâdet, "Kendi hevâsını kendisine ilâh (ya da put) kılarak onun emirlerine teslim olan kimseyi gördün mü? Allāh onu bilgi bakımından dalâlete uğratmıştır..." (XLV/23) âyetinde de işâret edildiği gibi: 1) Allâh'ın emirlerine karşı gelen, 2) bu emirleri hayatın ilkeleri hâline getirmeyen, ya da 3) bu emirlere îman etmiş olsa bile bunları uygulamamakta direnen nefse engel olma irâdesidir. Hâlbuki: "Nefis, emir ve cebir altında tutucudur" (XII/53), yâni kendi hevâ ve hevesinden başka bir şeye ve de özellikle Allāh'ın emirlerine uymamakta direnir durur. Bundan dolayıdır ki hadîslerde:

 

  • "En kuvvetli düşmanın içindeki nefsindir"
  • "Cihâdın en büyüğü kişinin kendi nefsiyle, kendi hevâ ve hevesiyle savaşmasıdır"
  • "Nefsini zelîl kılan dinini azîz kılmış olur, nefsini yükseltmeye çalışan dinini zelîl kılmış olur..."
  • "Göğün altında Allāh’dan başka kendisine tapınılan en büyük mâbud kendisine boyun eğilen nefistir"

denilmiştir. İşte, asıl kurban edilip hayatiyet damarınn kesilmesi gereken kurban, ya da kırılması gereken put bu nefistir.

 

 

Düşmanla cihâd (savaş) farz olduğu zaman bazı sahâbî bu sorumluluktan kurtulmayı dilemişlerdi (IX/24, 86-90). Hâlbuki Cenâb-ı Hakk, savaşa katılanların: 1) rütbe bakımından Kendi katında daha üstün olduklarını, ve 2) tarafından bir rahmet ve hoşnutlukla, içinde tükenmez nimetler bulunan cennetlere gireceklerini müjdelemişti (IX/20-21). Cenâb-ı Peygamber de en büyük savaşın (cihâd-ı ekber'in) kişinin kendi nefsine karşı açtığı cihâd olduğunu beyân etmekle nefsine karşı cihâd edenin mertebesinin diğer düşmanlara karşı cihâd edenlerinkinden daha yüce olduğunu telmih etmişti.

 

Diğer yandan Hazret-i İbrâhim (AS), sırf Rabb'ine olan teslimiyetini ifâde edebilmek için canı gibi sevdiği, nefsinden âdetâ bir parça olan oğlunu Rabb'ine kurban etmeye teşebbüs etmişti. Rabbü-l Âlemiyn de onun bu hâlis teslimiyetine karşılık bir koçu bu kurbanın yerine ikāme etmişti.

 

İşte kurban, bu sebeplerden ötürü, insanın nefsini Cenâb-ı Hakk'ın rızâsı için gene Cenâb-ı Hakk'a fedâ etmesinin bir remzidir. Bu itibarla da kurbanın aslî amacı fıkarayı infak değildir. İnfak ifâ edilen kurban ibâdetinin doğal bir yan-ürünüdür, o kadar!

 

Kurban ibâdetini vaz etmiş olan Cenâb-ı Hakk bizlere lisân-ı hâl ile sanki:

 

"Ey benim kullarım! İçinizde kendi nefsine karşı dört başı ma’mûr bir cihâdı üstün bir idrâk ile gerçekleştirebilecek pekaz kimse vardır. İşte İzzet ve Rahmet’imin bir lûtfu olarak Ben de size bu işi kolaylaştırdım. Kim ki, künhüne vâkıf olsa da olmasa da, Benim rızâm için kurbanın menâsiğini gerektiği gibi yerine getirirse Ben de onu tıpkı nefsine karşı dört başı ma’mûr bir cihâd açmış gibi kabûl edeceğim"

 

demektedir.

 

[1]Menâsik: fiilî ibâdetleri icrâ ederken izlenecek olan sıra, usûl, yol-yordam.

 

[2]"Sizlerden hayra dâvet eden, iyiliği emreden ve kötülükden men eden bir topluluk bulunsun! İşte kurtuluşa erenler onlardır"

 

[3]Halîfe Ömer bu hususta yapılan bir îtirazdan sonra bu sınırı kaldırmıştır.

 

[4]Bu günümüzde de böyledir.

 

[5]Alıntılanmayan bölüme âit dipnot.

 

[6]Alıntılanmayan bölüme âit dipnot.

 

[7]Alıntılanmayan bölüme âit dipnot.

 

[8]Min behîmeti-l en’âm. En’âm: aynı türden evcil hayvanlar. Behîme: dört ayaklı hayvanlar.

 

[9]Arabistan’da Hazret-i Peygamber’in zamanında da şimdi de ehlileşmiş geyik davarları yoktur.

 

[10]At eti Hanefî mezhebine göre mekruh fakat Şafî, Mâlikî ve Hanbelî mezheblerine göre mubahtır.

 

[11]Allāh’ın emirlerine karşı gelen nefse engel olma irâdesi: takvâ.

 

 

Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

neden prof.hüseyin hatemi den alıntı yapmadınız sn@kemend?

 

islamın kutsal kitabındaki hac suresi ve kevser suresindeki meali mi hoşunuza gitmedi.?

 

kurban kelimesinin anlamında neden ilahiyatçılar birleşemezler hiç düşündünüzmü?

 

sakın <hayvan boğazla> değil <allaha yaklaş> anlamına gelmesin ?

 

hem ibrahim peygamber le ilgili aktarılanlar sakın efsane olmasın?

 

yoksa yoksa tarihin en yobaz toplumu emevilerden kalma bir gelenek olmasın?

 

bakın sizin alıntı yaptığınız kişi İhlâs Holding T.A.Ş. Danışmanı (1 Mart 1992 - 1 Nisan 1994) imiş..

 

sakın ihlas holdingin vatandaşa hizmetlerinde(!) katkısı olmasın..?

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğruya doğrucu tavrım bilinir. Burada da doğruyu, sadece doğruyu söylemek zorundayım:

 

Hatemi filan gibi modernistlerin İslam dinini şekerle kaplayıp yutturma çabaları boştur. Eğri de otursak doğru konuşalım: İslam dini bal gibi de, buz gibi de boğazlamayı bir ibadet sayma ilkelliğine maalesef düşmüş, bu ilkel din anlayışından sıyrılmayı başaramamıştır. Venhar; emir kipidir, kökü nahr, yani boğazlamaktır, dolayısıyla boğazlamayı emreder.

 

Birçoğunun siyaseti, gerçekleri itiraf etmemeyi, milleti kendinden soğutmamak için dilini tutmak zorunda kalmayı gerektirebilir. Fakat bu davranış benim yapıma uymaz.

 

Sorun kimsede değil, sorun dogmanın ta kendisindedir.

 

Gerçek üzgünüm ki budur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğruya doğrucu tavrım bilinir. Burada da doğruyu, sadece doğruyu söylemek zorundayım:

 

Hatemi filan gibi modernistlerin İslam dinini şekerle kaplayıp yutturma çabaları boştur. Eğri de otursak doğru konuşalım: İslam dini bal gibi de, buz gibi de boğazlamayı bir ibadet sayma ilkelliğine maalesef düşmüş, bu ilkel din anlayışından sıyrılmayı başaramamıştır. Venhar; emir kipidir, kökü nahr, yani boğazlamaktır, dolayısıyla boğazlamayı emreder.

 

Birçoğunun siyaseti, gerçekleri itiraf etmemeyi, milleti kendinden soğutmamak için dilini tutmak zorunda kalmayı gerektirebilir. Fakat bu davranış benim yapıma uymaz.

 

Sorun kimsede değil, sorun dogmanın ta kendisindedir.

 

Gerçek üzgünüm ki budur...

 

 

sanırım benim iletim yanlış anlaşıldı yada yorumlandı :

 

ben şu ilahiyatçı yada bu ilahiyatçının islamiyeti anlama ve sunma biçimi doğrudur demiyorum.

buna hatemi de dahildir, modernite çabaları çok daha ünlü olan yaşar nuri de dahildir..

özde seninle aynı görüşteyim,ve maalesef bu da emevi yobazlığının,cebirle yani zorla dayatılmasından ve

başka etkenlerden kaynaklıdır.bugün insanlarımızın işlediği cinayetler bile boğazlama

kültüründen etkilenmiş ve öykünmüştür.

ben sadece forumdaşımızın yorum olayında bile bu kadar çelişkinin olduğu islam <ulema sınıfı>ndan

neden bir kısmının görüşlerinin aktarmadığının serzenişidir..doğru biline..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

doğru biline..

Elbette, anlıyorum. ben zaten sana karşı bir yorum yazmadım dostum... Benim tek kaygım, işin doğrusunun söylenmesi ve bilinmesidir. Yoksa, elbette farklı görüşlerin niye ortaya konmadığını, ortaya neden tek kutuplu bakış açılarının konduğunu sorgulamakta öyle haklısın ki, sana karşı bir yorumum olamaz, saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Umarim cok yakinda Türkiye'de kurban kesimlerine son verilir. Kurban yerine kimsesiz cocuklara dogrudan yardim yapmak daha faydali olur. Kurban kesimi caga uygun degil. Hayvanlarin caddelerdeki halini görünce insanlarin ne kadar vahsi ve acimasiz oldugunu bir kere daha görmüs oluyoruz.

 

Bu dünya sadece biz insanlara ait degil bilakis tüm canlilara. Sadece ihtiyac karsiligi hayvan kesimi gerekli. Hayvanlar aleminde dahi bizim yaptigimiz israfin 1% yapilmiyor. Onlar dahi sadece ihtiyaclari dogrultusunda ava cikiyorlar, ama biz insanlar doymak bilmiyoruz ve birde isin icerisine para girince hic bir sinir tanimiyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Umarim cok yakinda Türkiye'de kurban kesimlerine son verilir.

Bu yorumunuza yüzde yüz katılıyorum sayın dominik. Hayvan kesmenin bir ibadet olması gibi ilkel bir din anlayışının bu çağa taşınamaması gerekiyordu. Taşınmış olması kabul edilemez bir durum. Buna bir an önce son verilmesi gerek.

 

Bağış yapacak olan herhangi bir gıda veya para yardımında bulunmalı. Birkaç gün içinde çok büyük miktarda hayvanın kesilmesi, her türlü olumsuzluğa açıktır, öyle bir kan gölü ve vahşet ortamında olmayacak olumsuzluk yoktur, her yıl tekrarla ve artarak rezaletler yaşıyoruz. Ver parayı, hastane yapılsın, yardım tesisleri kurulsun. İlla hayvan kesilecek diye diretilirse rezaletler birbiri ardına gelir. Milyonlarca insanın yaşadığı kentlerde bu kadar insanın kurban kesmeye kalkışması gibi bir garabet, bu çağda, bu nüfus yoğunluğunda taşınabilir olmaktan çoktan çıkmıştır.

 

İşin bir başka yönü de, halk tepki gösterir diye dogmalara prim verilmekten, dogmatik duygular okşanmaktan ve tabular pohpohlanmaktan artık vaz geçilmesinin zamanı geldi. İnsanlar "dini duygularımı okşa, tabularımı elleme, dogmalarımı yıkma da, başka ne yaparsan yap" noktasından çıkamazsa, sorunlar devam edecek...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kurban kesme en güzel geleneklerden biridir. Ailece buna katılmak özellikle önemli. İnsanların içindeki kan korkusuna yani hematofobiye en etkili tedavidir. İnsanın içindeki bu kan korkusu genlerimizden gelen bir mirastır. Bazı kişilerde bu kan damlası görür görmez bayılmaya varan bir bozukluktur. Her fobi gibi kandan ürkmek, korkmak, çocukluktan edinsel bir durumdur. Fobilerin tedavisi ise üstüne gitmektir. İnsan karnivor özelliğe de sahip olduğuna göre, kendi doğasına uygun davranmalıdır. Hemen herkes et yemekte, ancak kendi doğasıyla barışık olmayan bir kısım hematofobik insan kendini et yediği için öldürülen hayvanlardan soyutlayıp, bu işlemi kendisinin yapmasını veya yapılırken görülmesini yanlış bulmaktadır. Bu kısmen leoparın yemek için öldürdüğü hayvanın kanını görüp bayılması kadar trajiktir. Çocuk yaştan kan korkusunu aşılamak yerine kurban kanı sürülmesi ve izlenmesi adetleri, insanın ölümü ve kanın doğallığını kavramasına yol açar ve fobik bir bozukluğun oluşumunu baştan önler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konunun hematofobi ile bir alakası yok. Varsa da çok önemsiz ve çok az. Bahsine değmeyecek kadar. Hematofobi varsa çok daha geçerli tedavi yolları vardır. Bol boya kullanılan bir kaç gerilim filmi izlersin, biter... :)

 

Şaka yapmıyorum. Örneğin örümcek fobisinde tam olarak bu yol izlenir. Önce sanal ortamda örümcekler hastanın her yanında dolaştırılır. Son adımda gerçek evcil bir tarantula hastanın avucuna konularak aslında ne kadar cici bir hayvan olduğu kanıtlanır. Şahsen ben tarantulalara bayılırım, çok sevimli hayvancıklardır. Aynı şekilde yeterince gerilim filmlerinden sonra, kızılay kan merkezine gidilip bir ünite kan alınmak suretiyle, son kullanma tarihi geçmiş olursa israf edilmiş olmaz, son adım atılabilir.

 

Hematofobiniz varsa, bunu kendi türünüzün kanları ile muhatap olmak suretiyle yenin kardeşim, hayvanlara ne sizin hematofobinizden? :D

 

Ayrıca yani, literatürde başka adlar verilir, böyle bir terminoloji yok psikopatide ama, hematofobiden çok daha beteri ve kaçınılması gereken hematofili!! olmasın sakın? :) Bahsi geçen güzel ve yaşanası gelenekler ölçütüne göre, en erdemli insan kont Drakula olsa gerek! :D

 

Açıklama: Hidrofobi: Susevmez Hidrofili: Susever. Kıyaslayabilirler terminolojiyi anlamamış olan varsa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayat felsefeleri tamamen zıt olanların

Her bir insanın hayat felsefesi farklıdır değerli kardeşim. Size insanları bir kalıp içinde görmeye çalışmamanızı tavsiye ediyorum. Dünyada birbirinin aynı düşünen iki insan bulamazsınız. Yoktur böyle bir şey. İnsanları birbirinin tam tersi iki grupta toplamanın da bir dogma olduğunu, böyle bir şeyin söz konusu bile olamayacağını belirtmekte yarar görürüm. Bunun üzerinde bir düşünmenizi tavsiye ediyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce sanal ortamda örümcekler hastanın her yanında dolaştırılır. Son adımda gerçek evcil bir tarantula hastanın avucuna konularak aslında ne kadar cici bir hayvan olduğu kanıtlanır. Şahsen ben tarantulalara bayılırım, çok sevimli hayvancıklardır.

 

:huh::unsure::blink::D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sanırım benim iletim yanlış anlaşıldı yada yorumlandı :

 

ben şu ilahiyatçı yada bu ilahiyatçının islamiyeti anlama ve sunma biçimi doğrudur demiyorum.

buna hatemi de dahildir, modernite çabaları çok daha ünlü olan yaşar nuri de dahildir..

özde seninle aynı görüşteyim,ve maalesef bu da emevi yobazlığının,cebirle yani zorla dayatılmasından ve

başka etkenlerden kaynaklıdır.bugün insanlarımızın işlediği cinayetler bile boğazlama

kültüründen etkilenmiş ve öykünmüştür.

ben sadece forumdaşımızın yorum olayında bile bu kadar çelişkinin olduğu islam <ulema sınıfı>ndan

neden bir kısmının görüşlerinin aktarmadığının serzenişidir..doğru biline..

 

Sayın AED

 

Yazdıklarınızı gerçekten anlayamıyorum.

 

Neden kurban konusunda yapılmış değişik yorumları buraya aktarmak mecburiyetinde olayım?

 

Mantık yapınızı gözden geçirmenizde fayda var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayat felsefeleri tamamen zıt olanların bile konu İslam olunca aynı fikirde birleşmeleri ne kadarda güzel.

Demekki bazi arkadaslarimiz kendilerini belirli kaliplardan kurtarabilmisler. Ama diger taraftan kurban kesmeyi neden sadece Islam'a bagliyorsunuzki?

 

Bazi toplumlarda dine dayali olmayan kurban kesimleride var ve diger bazi dinler de kurban olayi var.

 

Ama burada kimse "Kurban" a özünde karsi degilki, sadece yasanan olaylar cercevesinde hayvanlara karsi uygulanan vahseti gözler önüne getiriyorlar ve diyorlarki, Kurban meselesini "hayvan kesmek" yerine mesela degisik bicimlerde para vererek, yoksul birinin egitimini veya cocuguna alamadigi okul kitap veya elbise masrafini üstlenilse daha saglikli olur deniliyor.

 

Neden milyonlarca insan egitim göremezken, evi barki yokken, hastaneye gidemezken, cocuguna bir ekmek satin alip götüremezken milyonlarca hayvani kesip ona buna dagitacagimiza bahsettigimiz insanlara yardim amaciyla bir kurulusa verilmesini syöleyenler islama karsi oluyorlarmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demekki bazi arkadaslarimiz kendilerini belirli kaliplardan kurtarabilmisler. Ama diger taraftan kurban kesmeyi neden sadece Islam'a bagliyorsunuzki?

 

Bazi toplumlarda dine dayali olmayan kurban kesimleride var ve diger bazi dinler de kurban olayi var.

 

Ama burada kimse "Kurban" a özünde karsi degilki, sadece yasanan olaylar cercevesinde hayvanlara karsi uygulanan vahseti gözler önüne getiriyorlar ve diyorlarki, Kurban meselesini "hayvan kesmek" yerine mesela degisik bicimlerde para vererek, yoksul birinin egitimini veya cocuguna alamadigi okul kitap veya elbise masrafini üstlenilse daha saglikli olur deniliyor.

 

Neden milyonlarca insan egitim göremezken, evi barki yokken, hastaneye gidemezken, cocuguna bir ekmek satin alip götüremezken milyonlarca hayvani kesip ona buna dagitacagimiza bahsettigimiz insanlara yardim amaciyla bir kurulusa verilmesini syöleyenler islama karsi oluyorlarmi?

Bizde diyorduk ki ,ya ne güzel her taraf kan kokusu hayvanlara ne güzel işkence yapılıyor !!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bizde diyorduk ki ,ya ne güzel her taraf kan kokusu hayvanlara ne güzel işkence yapılıyor !!

 

Ne alakasi var simdi konuyla. Siz kurban kesimi yerine dogrudan yardim yapilmasi tarafimisiniz yoksa 1400 yil önceki gibi hala hayvan kesilmesinden tarafmisiniz.

 

Hayvanlara yapilan iskenceden kimlerin zevk aldigi veya üzüldügü her kurban bayrami öncesinde caddelerede yasananlari görüyoruz. Hayvani direge baglayip ayaklarina satirla vuranlar büyük ihtimal üzülüyordur. Oruc tutmayan ögrencinin üzerine satirla saldiran zihniyet zavalli hayvanlara hic cekinmeden gider ve satir matir tanimadan eline ne geciyorsa iskence eder. Bunlari yaparkende Allah adina yaparlaya ona sasiyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:huh::unsure::blink::D

Ciddiyim sevgili Radya, hayvanın kötüsü yoktur. Bir ara yılan beslemeye kalkıştığımda babamdan sıkı bir azar işitip vazgeçmek zorunda kalmıştım. Yılanlara da bayılırım. Yani ciddi ciddi yılanı tutup getirdim, bunu evde besleyeceğim diye tutturdum! :lol: Babamın acaip bakışlarını hâla hatırlarım. Neyse zavallı yılancığım kesin biçimde reddedilince onu doğal ortamına geri bırakıp iguana almıştım. O kadar tatlı bir hayvandır ki, ölünceye kadar en iyi şekilde bakmıştım.

 

Pek beslemeyi denemediğim hayvan kalmamıştır. Büyük orman karıncası, ipekböceği örnekler arasında. Ama yani şimdi, her hayvanın beslenmeye uygun olmadığını da kabul ediyorum! :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.