Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bisiklete meraklımısınız? Hergün kullanıyormusunuz?


Admin

Önerilen İletiler

  • Admin

Aranızda bisiklet tutkunları varmı merak ettim!

Varsa eğer bisikletinizi nasıl kullanıyorsunuz?

Gittiğiniz yerler? Özel turlar? Hergün kulllanım şekliniz?

 

Veya paylaşmak istediğiniz diğer etkinlikler ve kulllanım şekilleri...

Yol veya Dağ bisikleti her ikisi içinde yazabilirsiniz :)

 

Kullandığınız bisiklet türünüde yazabilirsiniz :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 68
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Her çocuğun gönlünde bir aslan pardon bi bisiklet yatar heralde.Ben o hayalimde ki bisikleti alınıncaya kadar ne hayaller kurmuştum... :smile:

O dönemde "kırmızı bisiklet diye bir kitap" okumuştum hiç unutmam,çocuk gazetelerden kese kağıdı yapıp satarak hayalinde ki bisiklete kavuşuyordu yanılmıyorsam :smile:

Eski evimizde bahçemiz vard,ı bisikletimi koyacağım yer vardı ama şimdi oturduğum ev üçüncü kat,apartmanda bisikletleri kilitleyecek bir yerimiz yok,oysa sahil boyunca bisiklet parkuru var burada :sad: Durum böle olunca bisikleti alıp babamların yazlığa bıraktık,gittikçe orada binmeye başladık.Ben uzunca bir süre, gittiğim spor kulübünde bisiklet aşkımı spinning yaparak tatmin etmeye çalıştım,fakat doğada bisiklete binmenin yerini tutmuyor elbette...Geçenlerde apaartmanda bir toplantı yaptık,apartmanın bahçesine bisiklet garajı yaptırmayı önerdim,herkes kabul etti,sanırım yakında bisikletime kavuşuyorum :deli:

 

spinning http://www.turkish-media.com/forum/topic/92645-spinning/

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gençken bisiklet yarışlarında derecelerim vardı ve tam bir tutkuydu benim için. Ataköy'de düzenlenen bir yarışta finiş çizgisine kala fena bir kaza yaptım ve hala sağ ayak bileğimde bir yırtık var. Hız yarışlarında kontrolü kaybetmek çok kolay, hele de yerler kumluysa :)

 

Artık eskisi gibi bisikletime binmiyorum. Daha çok gittiğim tatil yörelerinde kullanıyorum. Bisikletle en son Prag'tan, Kutna Hora'ya gitmiştim. Çek Cumhuriyetinde istediğiniz yerlerde, public bisikletler var ve Invalidovna metro istasyonunun önünden bir kaç krona makineden aldığım bir bisikleti kullandım. Yol boyunca ağzıma burnuma giren milyonlarca polenin kaşıntısını saymazsam eğlendim sayılır. Bu arada Kutna Hora'da 40 bin gerçek insanın kemikleri kullanılarak yapılmış bir kilise vardı. Aslında Çekler dünyada dinin en zayıf olduğu ülkelerden biri ve neredeyse ateistler bir dönem yönetimi ele geçiriyorlarmış. Bu yüzden bu kadar çok katedral ve kilise olması da ilginç.

 

Almanya'da bisiklet kullanmak ise çok daha zevkli. Yollar çok güzel ve çevrenizdeki sürekli akıp giden yeşillik, nehirler, ormanlar harika. Ama en çok nereyi mi sevdim kuşkusuz Pirenneler, eşsiz manzarası bisikletinizle bütünleşiyor. Girona ya da Figuera'dan kiralayacağınız bir bisikletle Andorra'ya doğru yola çıkıyorsunuz ve Katalunya'nın harika manzarasında yükselmeye başlıyorsunuz. Dik yamaçlar sizi ve bisikletinizi zorlasa da dağlarda gördüğünüz Akdeniz size herşeyi unutturuyor.

 

Şimdi rockhopper kullanıyorum, neyse ki sayın radya gibi binamızda yer problemimiz yok. Zaman zaman Büyükçekmecede sahile iniyor ve geziniyorum. Bu arada insanlardan, sahil treninden ve aynı anda dairesel bir şekilde beş kişinin oturup kullandığı bisikletlerden fırsat bulup sürmek mümkün olursa tabi :D

 

Bir de aklıma 16-17 yaşlarındayken yazlıkta arkadaşlarımla iddialaşıp havuz dibinde bisiklet yarışı yaptığımız günler geliyor. Uzun şnorkelinizle yüzeyden hava alırken su içinde bisikletin üzerinde karşıya yarışıyorsunuz, tavsiye ederim çok eğlencelidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin
Bir de aklıma 16-17 yaşlarındayken yazlıkta arkadaşlarımla iddialaşıp havuz dibinde bisiklet yarışı yaptığımız günler geliyor. Uzun şnorkelinizle yüzeyden hava alırken su içinde bisikletin üzerinde karşıya yarışıyorsunuz, tavsiye ederim çok eğlencelidir.

:lol::clover::sweatingbullets:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin

İki bisikletimde (yol/dağ-rockhopper) var ve hergün hemen hemen 30 km yakın sürüyorum haftada iki gün dağ bisikleti ile downhill yapıyorum ama son zamanlarda çok yaralandığım için ara verdim bir ağaca tosladım desem yeri olur ama bunlar hep downhill'in bir parçası...

 

Bazen cross country yaptığımda oluyor tabi bunun yanında her bulduğum Patika / trails larıda geçmeden duramıyorum...

İki bisikletimde (yol/dağ-rockhopper) specilized... onlara çok iyi bakıyorum :smile:

 

geçenlerde kanada da Toronto'da bisiklet festivaline katılmıştım...

Çok eğlenceliydi insanların nelere bisiklet diyebildiklerini görmek.... :smile:

 

Diğerleri neredesiniz???

 

Yol bisikletim:

9792-50_Ruby_SW_DBlueTint_d.jpg

 

Sadece rengi değişik: Benimki Sarı...

 

Dağ bisikletim (Rockhopper)

9192-10_RH_pro_orange_d.jpg

 

Rengi ve modeli aynı... :smile:

 

Not: Ayrıca indoor yani salonlarda yapılan spinning veya o tür içeride yapılan sporları pek sevmiyorum...

Kendimi kesinlikle içeri kapatamam... onu iyi biliyorum... :wink:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

torontod.jpg

 

Toronto bisikletin ana vatanı sayılır, geçen sene ben de bir doktor arkadaşın kardeşinde kalmak için Toronto'ya gitmiştim ama ne yazık ki festivalde değil. İstanbul'da da bisiklet yarışları koşuldu önceki ay, İstanbul etabını seyrettim. Dağ rockhopperlerımız çok benziyor bu arada :) Downhill'i Sapanca Kartepe'de yapıyorum genelde. Bu arada sol kaşımın üstündeki yaklaşık 2 cmlik kesik daha iyileşmedi :D Ölüp gideceğiz bir gün ağacın birinde ama hadi hayırlısı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aranızda bisiklet tutkunları varmı merak ettim!

Varsa eğer bisikletinizi nasıl kullanıyorsunuz?

Gittiğiniz yerler? Özel turlar? Hergün kulllanım şekliniz?

 

Veya paylaşmak istediğiniz diğer etkinlikler ve kulllanım şekilleri...

Yol veya Dağ bisikleti her ikisi içinde yazabilirsiniz :)

 

Kullandığınız bisiklet türünüde yazabilirsiniz :)

 

Bisiklet mi...

Offff...

İçimde bir yaradır yani bu bisiklet mevzusu...

 

Küçüktüm ufacıktım...

Dedemin sattığı (ki torununa bisiklet satan bir dedeye sahiptim) 50 liralık (o zamanın parası) bisikletim; kırmızıydı...

Aaa, bir dakika!

Sanırım artık "kırmızı" rengi neden hiç sevmediğimi,

Ama buna karşın hemen bir çok eşyamın, ister istemez kırmızıya yatkın olduğunu anladım; çözdüm...

Vay beee, pskanalize gel vatandaş!

 

Bir gün tamire verdik bu bisikleti.

Bisikletinin dümeni bir yay gibi eğriydi...

Ok gibi doğru olsa elden atardım onu,

Yay gibi eğri diye elde tutardım onu...

Örğğğğkkk; ********* bir espri oldu bu be!

Neyse...

Tamire verdiğimiz adam dakka başı rakı içerdi...

Bir dakika!

Aha bir çözümleme daha!

Rakıya da bu yüzden ilgi duyuyor olmalıyım!

O adamın o rakıcılığı hiç aklımdan çıkmaz...

Bir psikolojik sorunumu daha halletmiş oldum...

 

Her neyse...

Adam gitmiş, eğri dümenin ortasındaki demir aksamı kesmiş.

Sonra benim bisikleti, o ayyaş kafası ile bana benzeyen,

Daha doğrusu bana benzediğini iddia ettiği birisine vermiş...

Gitti bizim bisiklet!

Ama azmettim ve sokak sokak taradım oturduğum semti o gün.

Ve bisikletimi buldum.

Çocuk hakkaten de bana benziyordu;

Ben sapsarı kafamla ışıl ışıl parıldarken güneşin altında;

Eleman kapkaraydı; gündüz feneri gibi...

Yerli Pele...

 

Rakı insanı ne hallere koyuyormuş, peh!

 

O gün ahdettim...

Kendi bisikletimi kendim tamir edebilmeye...

Kendimi Burt Munro gibi hissediyordum;

Olmayacak aletlerle olmayacak yerlerini tamir ediyordum.

Lastiğini, akla gelmeyecek şeylerle yamıyordum;

Poşet, zımpara kağıdı, 404 yapıştırıcı...

 

Neyse,

O bisikleti kör-topal bir süre daha kullandım.

Sonra bir gün akşam babam işten gelirken,

BMX marka ilk orjinal ve kullanılmamış bisikletimi hediye etti...

"Bisikletimizi" desem daha doğru...

Kardeşimle ayrımız gayrımız yokturda...

 

İlk kardeşim bindi; anında öğrenmiş hıyarzan...

Bende alır almaz yüksek geldi ama sürdüm...

Vallayi billayi sürdüm yaaaa!

Arada düştüm ama olsun; sürdümdüydü işte...

 

İşte asıl bisikletim odur yani...

Vitessizdi ama en kıral bisiklet oydu be mahallede...

Komşumuz vardı; Emel...

Gerçi Emel komşudan öteydi bir süre ya neyse...

Onların kontra bir bisikletleri vardı.

Pedalı arkaya basarsan, doğrudan fren yapar bisiklet...

Bizimkinin freni ise telli idi...

Ah yaaa, ne yarışlar yapardıkta, benim bisiklet hafif, onunki ağır diye ben yenerdim...

 

Sonra amcamlar araba aldı.

Bir gün pikniğe gittiler.

Bende bisikletle takip ettim...

O günü hiç unutmam...

BMX'imle ilk defa özgür olmuştum...

Bugün ezbere bildiğim ama o zamanlar bana dünyanın bir ucu kadar uzak olan bir yere bisikletle gitmiştim...

Bir arabanın ardından...

Arabayı takip etmenin verdiği heyecan nedir hatırlamıyorum ama

İlk defa bana özgür olduğumu hissetiren şey o bisikletin sırtındayken, ardımdan sürüklediğim pedallardı...

Tekerleğin asfalttaki o lastik sesini, hiç bir şeye değişmezdim...

Hiç bir şeye benzetemeyeceğim bir ses...

 

Şiir gibi...

Uyak uyak...

Nakarat nakarat...

 

Aradan yıl geçti...

 

Binbir türlü ısrarlarımla, ortaokul son sınıfa doğru,

Anneannemin vefat etmesinden sonra 18 vitesli Bisan Eldorado Metalik Gri bisikletimi aldım...

Yuh!

Gri...

Üniversite son sınıfa kadar sürecek olan Gri takıntım da bundanmış meğer!

Ne bisiklet sevdasıymış yaa;

Tüm psikolojimi söktü attı valla...

 

O bisikletle;

Bayraklı'dan çıkıp İnciraltına, Bornova'ya, Bostanlı'ya, Evka3'e ve daha bir çok yere gittiğimi bilirim...

Az çekmedi benden...

Her gün vites ayarlarını yapardım.

Yağlardım.

Her gün yeni yeni şeyler takmaya özenirdim.

Ama sadeliğini bozmaya kıyamazdım.

Gri'ydi, benimdi...

Kardeşim çok sevmezdi bisiklet binmeyi ama o da alır sürerdi.

 

Ne badireler atlattık o bisikletimle.

Bir kere üç arkadaş bastık pedallarımıza.

Zengin veletlerin oturduğu bir semte gittik.

Ki aslında görece zengin;

Normalde allah bilir babaları en fazla bir öğretmen maaşı alıyordu!

Bunlar hatunlu-erkekli oturmuşlar.

Bizde güzel bisikletlerinin üzerinde sağlam çocuklarız...

Ya da biz kendimizi öyle sanıyoruz...

Gerçekte neydik bilmiyorum ama o çocukların yanlarındaki kızların bize baktıklarından eminim.

Neden sonra kızların yanındaki bir çocuk ki; benden oldukça uzundu, yanımıza geldi.

Ben sarı, tipibozuk bir çocuğum; 15-16 yaşında...

17 yaşında diğer arkadaşlarım...

Birisi esmer; temiz bir çocuk aslında ama kavrukluğu serserileri andırıyor...

Öteki çiğ sarışın ama sessiz ve deli bir tipi var; fırtına öncesi sessizliği andıran sessizliği vardı...

Eleman geldi; orada dolaşmamamızı söyledi, sarışın arkadaşıma.

Biz, esmer arkadaşımla hemen yanında peyda olduk...

Bunun diğer arkadaşları yanımıza gelmeye yeltendiler, ayağa kalktılar.

Ama hatunlar kenarı çekildi; gözleri bizde...

Sarışın arkadaşım normalde çok mülayim bir tipti ama elini cebine attı ve cebini şangırdattı...

"-Derdin mi var bilader!" dedi...

Çocuk:

"-Yok bi şey de, kız arkadaşlarımız rahatsız olmuşlar!" diyebildi.

Bizden uzundu eleman!

Sarışın arkadaşım yanıtladı:

"-Hiç öyle görünmüyolar ama rahatsızsalar kendileri gelsin söylesin!"

 

Elemanlar ayrıldı etrafımızdan...

Biz pedallara tekrar bastık...

Sarışın arkadaşıma sordum:

"-Cebindeki ne?"

"-Anahtar!"

"-Ya hu allah belanı... ya adam dese ki 'ne o cebindeki?' diye, göstersen, yerdiler bizi orada be!"

"-Bende tırstım ama ya herro ya merro abi... Ya dayak yicektik ya da dayak yicektik... Bende en azından korkutabiliyorsam korkutayım dedim..."

 

İnsanın başka çaresi kalmadığında, psikopatı çok güzel oynayabiliyor...

Arkadaşımın cebindekinin anahtar olduğunu bilmiyordum;

Ama o kasıtlı olara çıkardığı ses, bize büyük güç vermişti...

Gerçi sıradan bir anahtar olduğunu bilsek, elemanlara abi çekecektik ama ya neyse!

 

İşte bisiklet böyle bir şey...

Özgürlüğünüzü hissedebildiğiniz bir alet...

Şeytan Arabası mı?

Evet, tam anlamı ile şeytan arabası...

Çünkü size özgürlüğü tanıtan ve sevdiren ilk özgün alet...

 

Üniversiteyi bitirdiğimde ve evime geldiğimde bisikletimin yerinde paslı bir hurda yığını vardı...

Üzülmüştüm.

Sonra askere gittim...

Geldim...

Önce üniversiteye Tezsiz Yüksek Lisansa ve sonra da bir iş bulup Kuryeliğe başladım.

Buradaki bir çok insan, beni tanıyan bir çok arkadaşım bunu biliyor.

Özellike de Radya ablam...

Yarasa...

Falan filan...

 

Kuryelikte bana bir bisiklet tahsis ettiler...

Dökük bir şeydi ama size şunu söylemeliyim ki; farketmezdi...

 

Bir hikaye vardır;

Şefika Kutluer'e aitti sanırım...

Bir flüt firması davet etmiş onu ve fabrikayı dolaşırken bir flüt ile bir parça çalmasını istemişler.

Rastgele bir flüt almış ve bunu yapınca sormuşlar:

"-Özel bir flüt istemeyecek misiniz?"

"-Enstrümanınızla bir bütün olabildikten sonra, hangisi olduğu farketmez..."

 

Bugün kadar çok resim çizdim ve açıkçası profesyonel değilim ama kalemlerimle ve kağıtlarımla bir bütün olabildim hep...

Çok yazı yazdım ve çoğunlukla klavyemle bir bütün olabildim; kendimi ifade edebildim...

Gitar çaldım ve flüt çaldım; profesyonle olamadım ama her elime alışımda, onları kendimmişim gibi hissediyorum; bütün olabiliyorum...

Çok yol yürüdüm ve yollarla da bütün olabildim; okuduğum kitaplarla da; izlediğim filmlerle de...

 

Ama hiç birisiyle, bir bisikletle olabildiğim kadar bütün hissetmedim kendimi...

Hiç, bir bisikletteki kadar özgür hissetmedim...

En işe yaramaz ama sonuçta ilerleyen ve pedalları basan bir bisiklet bile

Bana, kendimi hissettirir...

 

Pedallara olanca gücünüzle bastıktan sonra,

Yorulup,

Bir kaldırımın kenarına yığılıp,

O bisikletinize o yorgunlukla baktığınızda aldığınız tadı

Size hayatta hiç bir şey veremez...

 

Uzun zamandır bir bisikletim yok...

Ve uzun zamandır bir bisikletimin olmasını çok özlüyorum...

 

Bana bu eksikliğimi hatırlattığı için de konuyu açan Admin'e teessüflerimi ayrıca bildiriyorum...

 

Burada Admin'in sorularına yanıt vermek istiyorum:

-Bisikletinizi nasıl kullanıyorsunuz: Bisiklet olsun da çamurdan olsun...

-Gittiğiniz yerler: Bisiklet olsun da cehennemin dibi olsun...

-Özel turlar: Bisiklet olsun da kimlerle olursa olsun...

-Hergün kullanım şekliniz: Bisiklet olsun da isterse amuda kalkıp sürmek olsun...

-Kullandığınız bisiklet türü: İlk sorunun yanıtı ile aynı bu, söyledik ya zaten!?

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin
.

.

.

Bana bu eksikliğimi hatırlattığı için de konuyu açan Admin'e teessüflerimi ayrıca bildiriyorum...

 

Burada Admin'in sorularına yanıt vermek istiyorum:

-Bisikletinizi nasıl kullanıyorsunuz: Bisiklet olsun da çamurdan olsun...

-Gittiğiniz yerler: Bisiklet olsun da cehennemin dibi olsun...

-Özel turlar: Bisiklet olsun da kimlerle olursa olsun...

-Hergün kullanım şekliniz: Bisiklet olsun da isterse amuda kalkıp sürmek olsun...

-Kullandığınız bisiklet türü: İlk sorunun yanıtı ile aynı bu, söyledik ya zaten!?

 

Saygılarımla...

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin
Admin...

Yalnız senin bisikletleri de kıskandım yani, söyleyeyim...

Çok kullanışlı duruyorlar yaaa...

Bu gidişle bir bisiklet aldırırsın sen bana valla!

Ama dur yaa, önce bir dizüstü almam lazım...

 

İlk bisikletim bir cansız attı (bisiklet - bir yaşlı kadın onu öyle tanımlıyordu) ve 6 yaşındayken elden düşme abimin hediyesiydi... Daha sonra sırasıyla senin yolunu izledim sanırım ama bisan önceydi daha sonra BMX girdi devreye ve daha sonrası....

Şu andaki bisikletlerim hemen hemen 12 yaşındalar ve emekliliklerine az kaldı çünkü bana dayanamıyorlar :D

 

resim yenileri, benimkiler aynı model ve marka ama 12 yıldır binilen ve onlarca kazadan sonra artık emekliliklerine yaklaştılar...

 

Dizüstünü al ve genede bisikletide al... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ilk bisiklet suruslerimi ablamin bisikletinde yapmistim 7 yasinda ve yeni yeni ogrenmeye baslamidtim. Bir gun halen bisiklet surmesini beceremezken BMX cilerle karsilastim benim bisiklet BMX olmamasina rahmen heveslendim onlar gibi tepelerden atlamaya calistim 5 m lik yerden beceremedim ve dusup bacagim daha dogrusu dirsim kotu bir sekilde yaralanmisti bide annem barmisti tabiki yeni jeansim eskiye benzettigim icin :lol:

Ama bu olaydan sonra daha cok heveslenmistim bisiklet surmeye ve cocuklugumun 14. yasina kadar hepte surmusumdur hergun hemen hemen bazen uzakta oturdugum icin 24 km gidis donus surduklerim olmustu.

En cok sevdigim zaman bisiklet campi yapmakti. Bunu sadece bir kere yaptim ama cok eglenceli olmustu. Galba 100 km yoldu bunu bir grupla yapmistik ve cokta yorucudu ama eglenmistim baya.

Suanlar tembellim acikcasi o yuzden surmuyorum ama Ekimden sonra dogaya yakin kucuk bir yerde kalcam 7 yasindayken bisiklet ogrendim yerde :) ve sanirim yine bisiklet surmeye baslicam. Hergun olmasade haftada 3 kere surerim sanirim.

 

Fahrrad_3m.jpg bu tur bisikletleri suan seviyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin
bu tur bisikletleri suan seviyorum.

 

Sevgili nyx,

Geçenlerde kadın arkadaşlarımdan birisi bu bisikletin aynısını aldı.

Onun ağzından bu bisikletin tanımı çok güzeldi 'Grup halinde gidilen turlarda bu tür bir bisiklet sürmek bana çok uyumlu bir kişilik kazandırıyor' demişti...

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili nyx,

Geçenlerde kadın arkadaşlarımdan birisi bu bisikletin aynısını aldı.

Onun ağzından bu bisikletin tanımı çok güzeldi 'Grup halinde gidilen turlarda bu tür bir bisiklet sürmek bana çok uyumlu bir kişilik kazandırıyor' demişti...

:)

 

guzel demis :) simdiye kadar kullandim en rahat bisikletlerden biri. Yazdan sonra bende almayi dusunuyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin
Arkadaşlar bir de viteste SRAM ve SHIMANO rekabeti vardır. Hangisini tercih edersiniz ve neden?

 

İkisinide kullanmış bir kişi olarak şöyle özetleyebilirim...

Her ikisininde kendine göre daha iyi olduğu alanlar var fakat SRAM bana göre daha iyi bir vites....

Aralarındaki en büyük fark SRAM vites değiştirme esnasındaki hızı...

Bunu aşağıdaki şekilde sıralayabilirim:

 

 

  1. SRAM kullanırken vites değişimi arasında 1:1 oran var bu shimano'da 2:1 (arkada) ve 1:1 (önce). Bu ne demek SRAM daha çabuk ve hayalet değiştirme zinciri olmadan çalışabileceğini gösteriyorki hızını artırdığını çok çabuk anlayacaksınız.
  2. SRAM vites değişitiricisi sadece başparmağınızla idare edeciğiniz bir sistemdir ama Shimano baş parmak ve işaret parmağı gerektiriyor. Bu benim SRAM kullanmamda ana etken olmuştur çünkü dört parmağımla kendimi ve bisikletimi daha güvende hissetmişimdir.
  3. Arkads vitese giden kablo SRAM direk olarak bisiklet gövdesine gider Shimano ise uzun bir kabloyla arkaya gider! Tabi bu bir çok bisiklette farklı bir şekilde yerleştirilmiştir ama genelleme doğru...
  4. SRAM arka viteslerde kullandığı yay sistemi Shimanodan daha sağlam bir mekanizmadır. Zincir sallamasını en aza indirir ve bu size salınımda daha çok ivme kazandırır (zincirin gövdeye az vurmasını sağlar veya hiç vurmaz

Daha bir çok şey sayabilirim ama bu kadar yeter sanırım şimdilik :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet ben de SRAM tercih ediyorum. Zaten bir de suspansyon ayar düğmesi var orada. İnişlerde zaten seleden kalkıldığından tüm güç ellere biniyor, bir de Shimanodaki parmak kaybıyla uğraşılmaz. SRAM'ı tek geçiyorum, ama Shimanonun duruşu biraz daha göze hitap ediyor, bilmeyen daha iyi sanır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kız bisikleti... :P

Ben sevmiyorum bunları, çok ağır oluyor ve yoruyor.

Ama olursa binmem demem yani.

Bizim komşunun bisikleti bunun aynısı ama parçalanabilen portatif bir şeydi.

Kontra olanından... :D

 

olsun agir bisiklet seni tasiyor sen bisikleti degil :P Bana rahat geliyor acikcasi hele Markete filan giderken septi koy ve sur ...ah aha ozledim ayniden bisikletimi :)

 

 

Arkadaşlar bir de viteste SRAM ve SHIMANO rekabeti vardır. Hangisini tercih edersiniz ve neden?

 

ben bisikletlerden fazla birsey anlamayan biri olarak ikisinide surdum bana fazla degisik gelmediler :sweatingbullets:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir de bende inişlerde seleyi olduğundan biraz daha alçağa ayarlama alışkanlığı var. Böylece kontrolü daha rahat sağlıyorum. Ama bu sefer de dizlerim ağırıyor ve yoruluyorum. Agresif kullanımın özellikle dizlerde ağrıya açması sizde de oluyor mu? Diz ağrısına yol açan bir başka şey ise pedalı ritmik değil ivmeli çevirmek. Viteslerde pedal devrini de yokuşlarda 60'ın altında tutmamalı yine olan dizlere kaslara oluyor. Bisikleti akıcı kullanmalı bence.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlkokul 1. sınıfın yaz tatiline kadar mahalenin en hızlı ve en havalı :P bisiklet sürenlerinden biriydim ama haylaz erkek çocuklarının peşine takılıp onların her yaptığını bende yaparım diyerek inşaatın 2.katından aşağıdaki kum yığınına atlamaca oyununu :) oynamasaydım ve bisikletim de dahil olmak üzere kol ve bacağımı kırmasaydım belki bugün bende bu çok kıskandığım sohbete dahil olabilirdim. Yapmayı en çok istediğim şeylerin başındadır bisiklete atlayıp dağ bayır dolaşmak, turlara katılmak v.s. ama ben artık bisikleti kullanamıyorum. Korkuyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlkokul 1. sınıfın yaz tatiline kadar mahalenin en hızlı ve en havalı :P bisiklet sürenlerinden biriydim ama haylaz erkek çocuklarının peşine takılıp onların her yaptığını bende yaparım diyerek inşaatın 2.katından aşağıdaki kum yığınına atlamaca oyununu :) oynamasaydım ve bisikletim de dahil olmak üzere kol ve bacağımı kırmasaydım belki bugün bende bu çok kıskandığım sohbete dahil olabilirdim. Yapmayı en çok istediğim şeylerin başındadır bisiklete atlayıp dağ bayır dolaşmak, turlara katılmak v.s. ama ben artık bisikleti kullanamıyorum. Korkuyorum...

Geçmiş olsun, ama bir başlasanız tekrardan eminim ki korkuyu atarsınız. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu başlığı görünce bisiklete binme isteğim canlandı ve bugün 160 km yol yaptım ve eve yeni döndüm, üstelik 3 saat sonra işe gitmek için kalkmalıyım. Ama vücudumda hiç bir yer tutmuyor ve popomun üstüne oturamaz haldeyim. Çürüdü resmen :) Rampa çıkışları yetmiyormuş gibi bir de iki köpek saldırmaz mı, zaten şişmişim zor kurtuldum ellerinden karanlıkta. Trafik mrafik derken 8 saattir bisikletteymişim farkına varmadan. Allahtan su mataram termoslu da bu sıcakta bayılmadım, eldivenler, başlık ve tişörtüm ise sucuk gibi olmuş. Ben biraz arabayla takılacağım yeniden oturabilene kadar :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bisiklet gibisi varmi... ogrencilik yillarimda orta okul lise universiteye surekli bisikletle giderdim is hayatina atilinca is yeride uzak olunca ister istemez araba donemine gectik.. Bisiklet konusunda sanirim sansli olanlardan birisiyim cunku ozel bisiklet yolumuz bulunmakta ve araba carpma korkusu genellikle yoktur tabi biz arabalara carpmadigimiz surece ... :) her nekadar araba kullansakda suanda yinede cogu zaman butun islerimi bisikletle halletmekteyim ve evde 6tane bisiklet bulunmakta :)) surekli olarak ailecik sirtimiza cantalarimizi alip tura ve kamp kurmaya gideriz :)) herkese tavsiye ederim... Ruzgarli havalarda her nakadar guzel olmasada zevki baska oluyor bisikletin.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.