Φ asaf-ı sahaf Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 Evvelâ şu hususta anlaşalım: Bir devletin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Dışişleri Bakanı gibi, devleti temsil yetkisine sahip kişilerin sonradan uluslararası sahada istismar edilebilecek ve devleti bağlayabilecek beyanlarda bulunurken çok dikkatli olmaları gerekir. Bir köşe yazarı olarak ben ‘Kürt Sorunu’ diyebilirim; bu sözüm hiçbir şekilde devleti bağlamaz. Lâkin, eğer Cumhurbaşkanı ‘Kürt Sorunu’ diyecek olursa, kendi temsil ettiği devletin bir ‘etnik sorunu’ bulunduğunu kabullenmiş olur. Bu takdirde, biz her ne kadar bunun bizim iç sorunumuz olduğunu iddia etsek de, başkalarının bu konuda müdahalede bulunmasına yol açmış oluruz. Gerçi Cumhurbaşkanı Gül, mulâhazat hânesini açık bırakıp “İster terör, ister Güneydoğu, ister Kürt meselesi deyin, bu Türkiye’nin en önemli meselesidir” diyor ve beyanatını terminolojik tartışmalardan arındırmaya çalışıyor ama bu konuda iyi niyetinden emin olduğumuz Cumhurbaşkanı’nın istismar edilmemesini diliyoruz. *** Türkiye’de etnik ayrımcılığa dayanan bir ‘Kürt Meselesi’ yoktur. Kim ne derse desin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında hukukî ve siyasî açılardan hiçbir fark bulunmamaktadır. Kürtler Türkiye’de ‘etnik azınlık’ değil, milleti meydana getiren aslî unsurlardan biridir. Ne yazık ki, bölgeler arasında ekonomik ve sosyal farklılıklar devam etmektedir. Ancak, ‘kültürel kimlik’ konusunda, devletin ilk dönemlerindeki ‘benzeştirme’ politikası uygulanmamaktadır. Kürt asıllı vatandaşlarımızın ekonomik ve sosyal sorunlarının hâlli hususunda Erdoğan Hükûmeti köklü projeler uygulamaya başlamıştır. Türkiye’de ‘Kürt Sorunu’ başlığı altında takdim edilen üç ana sorun şunlardır: 1. Kürtçülük Sorunu: Osmanlı döneminden beri devam eden ve 1960 sonrası ideolojik temele oturtulan Kürtçülük sorunu, genellikle Kürt kardeşlerimizce benimsenmemiş ayrılıkçı bir sorundur. 2. Terör Sorunu: Kürtçü terör örgütü ve siyasetteki uzantısı tarafından yürütülen terör saldırıları da Kürt Sorunu olarak lanse edilmektedir. 3. Güneydoğu Sorunu: Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin ekonomik ve sosyal kalkınması, aslında bu bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın gerçek sorunlarıdır. *** PKK’nın, güvenlik güçlerimizin başarılı operasyonlarıyla 2007 ve 2008 yıllarında iyice sıkıştırıldığını biliyoruz. Diğer taraftan, ABD’nin çekilmesiyle Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin de desteksiz kalacağı ve PKK konusundaki stratejilerini değiştirmeleri gerektiği ortadadır. Bu durumda, Murat Karayılan’ın Hasan Cemal ile görüşmesinin perde arkasında, PKK’nın strateji değiştirme ihtiyacı yatmaktadır. PKK, bir yandan terör eylemlerine devam ederken, diğer yandan zaman kazanma peşinde olabilecektir. Karayılan’ın, PKK’nın son dönemdeki terör eylemeleri konusunda, haberdar olmadıkları şeklindeki açıklamaları da tatminkâr değildir. Bu nevi aldatmacalarla güvenlik tedbirlerinin gevşetilmek istendiği anlaşılmaktadır. Karayılan, röportajda ‘üniter devlet içinde kalarak’ çözümü kabul ettiklerini söylüyor. Bu arada İmralı’yı ve DTP’yi de adres olarak göstermekten geri durmuyor. Bütün bu verilere rağmen, bir an için Karayılan’ı gerçekten değişmiş ve terörden vazgeçmiş farzedelim. Uzatılan bu eli, sahibi kim olursa olsun, havada bırakmayalım. Lâkin, daha bir hafta önce şehitlerimizin tabutları başında ağlarken bu değişikliğe inanabilmemiz için PKK’nın kayıtsız ve şartsız olarak silâh bırakması lâzımdır. Aksi takdirde, bu teşebbüsün iyi niyetli olmadığı, sadece vakit kazanmak için bir taktik olarak kullanıldığı ortaya çıkacaktır. HASAN CELAL GÜZEL-RADİKAL Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 Kürt Sorunu İçin Pratik Öneriler 12 Mayıs 2009 10:48Taraf gazetesi, Kürt sorununun çözümü için en pratik güven arttırıcı önlemleri sordu. Uzmanlar "kendi küçük etkisi büyük" adımları sıraladı. İşte o öneriler... Türkiye, Kürt meselesini tartışırken Taraf, barış yolundaki en pratik güven artırıcı önlemleri sordu. Uzmanlar “kendi küçük etkisi büyük” adımları sıraladı. İŞTE O ÖNERİLER - Başbakan DTP lideri Türk ile görüşsün. - Kürtçe yer isimleri iade edilsin. - Yasaklı ekim alanları tarıma açılsın. - Cezaevlerindeki görüşte Kürtçe yasağı kalksın. - Korucu alımı durdurulsun. - Kürt basını üzerindeki baskılar kalksın. - Üniversitelerde Kürt Enstitüleri kurulsun. - Üniversitelerde seçmeli Kürtçe dersi konulması. - TRT Şeş’e yasal güvence getirilsin. - Seçimde Kürtçe siyasi propaganda yasağı kalksın. - Kürtçe vaaz serbest kalsın. - Öcalan’ın cezaevi koşulları iyileştirilsin. - Devlet tiyatrolarında Kürtçe oyun sergilensin. - Arıcıların güvenlik gerekçesiyle yer değiştirilmesinin engellenmesi durdurulsun. - Dağlardaki ‘milliyetçi sloganlar’ silinsin. - Bölgeye Kürtçe bilen personel atansın. - 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceler için devlet özür dilesin. - Operasyonlarda ölen PKK’lıların cenazeleri ailelerine verilsin. - Operasyonlara ara verilsin, PKK’nın da mayınlı tuzaklar kurmaktan ve saldırılardan vazgeçmesi. - Bölgedeki mayınların temizlenmesine hız verilmesi. - Terör ve Terörle Mücadele’den doğan zararların karışlanması hakkındaki kanuna başvuru süresi uzatılsın. Cumhurbaşkanı Gül’ün, Kürt sorunu için “İyi şeyler olacak” sözlerinden sonra Başbakan Erdoğan da çözüm için sembolik adımların atılabileceğini söyledi. Taraf, atılması gereken adımları siyasetçilere, aydınlara ve akademisyenlere sordu. Türkiye’nin son 30 yılı, binlerce askerin şehit edilmesine, köylerin boşaltılmasına, sivil insanların katledilmesine, göçe, drama ve 20 bini aşkın PKK’lının öldürülmesine tanıklık etti. İktidara gelen her hükümet farklı yaklaşımlarla soruna çözüm aradıysa da geçen 30 yılda Kürt sorunu hep gündemin ilk sıralarında yer aldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,Prag’dan dönerken kendisini izleyen gazetecilere, “İster terör, ister Güneydoğu, ister Kürt meselesi deyin, bu, Türkiye’nin en önemli meselesidir ve halledilmesi lazım. O yüzden iyi şeylerin olacağına inanıyorum. Bir fırsat var, fırsatın kaçmaması lazım” dedi. Başbakan Erdoğan ise görüştüğü Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan’a süren çalışmalarla ilgili çeşitli işaretler verdi. Berkan, bunları dünkü köşesinde yazdı. Erdoğan’ın DTP’li Ahmet Türk’ün randevu talebine olumlu yanıt verebileceğini yazan Berkan, atılacak adımlar arasında Kürtçe köy isimlerinin geri verilmesi, özel televizyonlardan Kürtçe yayında süre sınırlamasının kaldırılması gibi unsurların bulunabileceğini aktardı. DTP: ÖNCE DİYALOG Taraf, atılabilecek ilk adımların neler olabileceğini DTP ve AKP milletvekilleri ile eski siyasetçilere sordu. DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, öncelikle çatışmazlık ortamının sağlanmasını isterken, Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ise ilk iş olarak Başbakan Erdoğan’ın DTP’nin görüşme talebine olumlu yanıt vermesini istedi. Kaplan ve Birdal, ‘Anayasal reformu, dil ve kültür yasaklarının kaldırılması ve hakların güvenceye bağlanması. Bölgesel dengesizlikle ilgili sosyo-ekonomik ayrı bir proje. Eve dönüşlerin sağlanması, demokratik bir seçim sistemi ve siyasi partiler yasasının çıkarılması’ talebini dile getirdi. Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ise PKK ve Abdullah Öcalan’ın muhatap alınması gerektiğini savundu. AKP: PKK SİLAH BIRAKMALI AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ise öncelikli olarak PKK’nın şartsız silah bırakması gerektiğini söyledi. Kurt’un önerileri şöyle: “Sivil, demorratik bir anayasa gerekir. İkicisi acilen örgütün kayıtsız şartsız silahlı hareketi bıraktığını ilan etmesi gerekiyor. DTP’nin sivil, demokratik, özgür irade gösteren bir parti olduğunu gösterip, bunu temellendirdiğini ve özgür iradesinde yetkin olduğunu ortaya koyması gerekir. Bütün bunlarla birlikte Türkiye’deki demokratik, duyarlı, aydın ve özgürlükçü kamuoyunun, sivil platformların da güçlü bir şekilde toplumun ayrışmasına neden olan, iki toplumun arasındaki tanımamışlığı ortadan kaldıracak etkinliklere yönelmesi, gönül köprüleri kuracak etkinlikleri hayata geçirmesi gerekiyor.” AKP Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, sadece Kürtler üzerinden değil tüm etnisiteleri kapsayacak bir anayasal vatandaşlığın teminat altına alınmasını isterken, AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç, ise şu önerilerde bulundu: “Kürlerin de bu ülkede birinci sınıf vatandaş olduğunu kabul etmemiz, onların da bu ülkede yaşama hakları, anadilleriyle konuşma hakları olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Onları bizden ayıran, öteki yapan, dışsallaştıran ne kadar faktör varsa bunlara bakıp, bu faktörleri ortadan kaldırmalıyız. Dağdakilerden teröre bulaştırılmamış olanların mevcut yasaları kolaylıklar sağlayarak dönüşleri sağlanabilir. Bölgesel kalkınma için sosyo-ekonomik reformlar gerekiyor. Tarımı ortaya çıkarabilmek için sulama kanallarının yapılması lazım.” Kaynak: Taraf Gazetesi Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 PKK'nin istekleri ve onun sözcülügüne soyunmus olan TARAF'in malum isimleri bu istekleri siralarken Türkiyede ikinci bir resmi dil kavraminin olusmasi icin taseronluk yaptiklarinin farkinda degillermi saniyorsunuz,farkindalar onlarin görevleri zaten taseronluktur. Gül kendisine yüklenmis olan misyon geregi görevini yerine getirme cabasi icindedir. Ülkesinde bölücülük disinda hicbir etnik problem olmadigi halde bir sorun varmis gibi konusan bir Cumhurbaskani iyi niyetli degildir. saygilarla Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 İSİMLERİ DEĞİŞTİRİLEN YERLEŞİM BİRİMLERİ VE KÜRTÇE İSİMLERİ GERÇİ SİZE KALSA BUDA YALAN ''BİLMEM KAÇBİN YILDIR BU İSİMLER KULLANILIYO ''DERSİNİZ ADIYAMAN / SEMSÛR Gerger / Alduş Çelikhan / Çîlikan Kahla / Kalik Gölbaşý / Serê Golan Besni / Bêhiştî Somsat / Şemîzînan MALATYA / MELETÎ Arapkir / Erebgir Ağın / Axên Hekimhan / Hekîmxan Arguvan / Erxevan Darende / arende Akçadağ / Argan Yeşilyurt / Çirmik Pötürge / Şîro Doğanşehîr / Wêranşar MARAŞ / GUMGUM Pazarcık / Pazarcix Andirin / Andirîn Göksun / Goksun Afşin / Avşîn Elbistan / Elbîstan Turkoğlu / Kurdoxolî ANTEP / DÎLOK Kilis / Kîlîs Nizip / Belkîs Oğuzelî / Tîlbîşar Islahiye / Îslahiye Yavuzelî / Çînçîn Araban / Ereban URFA / RIHA Ceylanpınar / Serê Kanî Viranşehir / Wêranşar Akçokale / Kahniya Xezalan Suruç / Pirsus Birecik / Bêrecûk Halfetî / Xelfetî Bozova / Heweng Hilvan / Curnê Reş Siverek / Girê Sor ELAZIĞ / XARPÊT Ağın / Axin Alacakaya / Xulaman Arıcak / Mîyaran Baskil / Baskîl Karakoçan / Dep - Depe Keban / Keban Kovancılar / Qovancîyan Maden / Maden Palu / Pali Sivrice / Sîvrîce ERZÎNCAN / ERZÎNGAN Tercan / Tercan Çayırlı / Mansî Refahiye / Gêrcanis Kemah / Kemah İliç / Îlîç Kemaliye / Egîn ERZURUM / ERZEROM Karayazı / Gogsî Hınıs / Xinûs Tekman / Tatos Çat / Çad Aşkale / Aşkeleh Pasinler / Hesenkeleh Horasan / Xoresan Narman / Îd Tortum / Tortûm İspir / Îspîr Oltu / Oltî Şenkaya / Olîlî Olur / Olûr DİYARBAKIR / AMED (AMÎDA - DIYARBEKIR) Bismil / Bismil Çermik / Çermûg (Çêrmûge) Çınar / Çinar Çüngüş / Şankuş Dicle / Pîran Eğil / Gêl Ergani / Erxenî Hani / Hêne (Hêni) Hazro / Hezro Kocaköy / Karaz Kulp / Pasûr Lice / Licê Silvan / Farqîn (Silîvan) MARDİN / MÊRDÎN İdil / Hezex Nusaybin / Nisêbîn Midyat / Midyad Gerçüş / Gercews Ömerli / Mehsert Savur / Stewr Mazıdağı / Şemrex Derik / Dêrika Çiyayê Mazî Kızıltepe / Koser (Qoser) SİİRT / SÊRT Aydinlar / Tillo Baykan / Hawêl Eruh / Dih Garzan / Zok Kurtalan / Misirc Pervarî / Berwarî - Xezxêr Şirvan / Xizxêr - Kufra BATMAN / ÊLÎH Sason / Qabilcewz Kozluk / Hezo Baykan / Xana Hewêl Beşiri / Qûbîn BİTLİS / BEDLÎS Hizan / Xîzan Mutki / Matkî Tatvan / Tûx Ahlat / Xêlat Adilcevaz / Elcewaz MUŞ / MÛŞ Varto / Gimgim Malazgirt / Milazgir Bulanık / Kop BİNGÖL / ÇEWLÎG Adaklı / Azarpêrt Genç / Dara Hênê - Dara Hênî - Gînc Kığı / Gêxî Karlıova / Kanîreş Solhan / Bongilan - Bongilane Yayladere / Xorxol Yedisu / Çêrme TUNCELİ / DÊRSIM Çemişgezek/ Çemişgezek Hozat / Xozat Mazgirt / Mazgêrd Nazimiye / Qisle Ovacık / Pulur Pertek / Pêrtag - Pêrtage Pülümür / Pilemûrîye SÎVAS / SÊWAZ Koyulhisar / Koyûlhîsar Suşehri / Sûşehrî Zara / Koçgirî İmranlı / Kamîlava Hafik / Hafîk Yıldızeli / Yildizelî Şarkişla / Şarkişla Gemerek / Gemerek Kangal / Kangal Gürün / Gurun Divriği / Dîvrîxî KARS / QERS Aralık / Başan Iğdır / Îdir Tuzluca / Tozan Kağızman / Qaqizman Sarıkamış / Qamuşan Digor / Têkor (Dugor) Selim / Selîm Susuz / Cilawûz Göle / Golan Arpaçay / Zarûşad Ardahan / Erdexan Çıldır / Zûrzûnan Hanak / Xenêk Posof / Duxurr AĞRI / AGIRÎ (GRÎDAX) Patnos / Patnos Diyadin / Giyadîn Hamur / Xemûr Tutak / Tutax Eleşkirt / Zêdkan Taşlıçay / Avkevir Doğubeyazıt / Bazîd VAN / WAN Çatak / Şax Gevaş / Westan Gürpınar / Payîzava Başkale / Elbak Özalp / Qelqeliya Muradiye / Bêgir Erciş / Erdîş Edremit / Artemêtan HAKKARİ / COLEMERG Şemdinli / Şemzînan Çukurova / Çelê Uludere / Qilaban Yüksekova / Gever Esendere / Bajêrgan ŞIRNAK / ŞIRNEX Kumçatı / Dêrgûl Beytuşşebab / Bêşebab Idil/ Hezex Güçlükonak / Basan Silopi / Girgê Amo Cizre / Cîzra Botan Haberdiyarbakır Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 İSİMLERİ DEĞİŞTİRİLEN YERLEŞİM BİRİMLERİ VE KÜRTÇE İSİMLERİGERÇİ SİZE KALSA BUDA YALAN ''BİLMEM KAÇBİN YILDIR BU İSİMLER KULLANILIYO ''DERSİNİZ . . . Haberdiyarbakır Her devlet kendi sinirlari icersinde illere ilcelere köylere verecegi adlar konusunda özgürdür.Bu sadece Türkiye icin degil tüm dünya devletleri icin gecerlidir.Yani size kalsa,Istanbul'ada Konstantinopolis dememiz gerekiyor.Cünkü o da Istanbul olarak degistirilmis. saygilarla Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 Her devlet kendi sinirlari icersinde illere ilcelere köylere verecegi adlar konusunda özgürdür.Bu sadece Türkiye icin degil tüm dünya devletleri icin gecerlidir.Yani size kalsa,Istanbul'ada Konstantinopolis dememiz gerekiyor.Cünkü o da Istanbul olarak degistirilmis. saygilarla Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 Her devlet kendi sinirlari icersinde illere ilcelere köylere verecegi adlar konusunda özgürdür.Bu sadece Türkiye icin degil tüm dünya devletleri icin gecerlidir.Yani size kalsa,Istanbul'ada Konstantinopolis dememiz gerekiyor.Cünkü o da Istanbul olarak degistirilmis. saygilarla Özgür olabilir ama bir hatadir. ve devlet yetkilileri hatalarini yavas yavas anladiklari icin su an Kürtce isimlerin geri verilmesi konusunda beyan bile yapiyorlar. Alıntı
Φ suheda_ Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Kürt Sorunu İçin Pratik Öneriler12 Mayıs 2009 10:48Taraf gazetesi, Kürt sorununun çözümü için en pratik güven arttırıcı önlemleri sordu. Uzmanlar "kendi küçük etkisi büyük" adımları sıraladı. İşte o öneriler... . . . - Terör ve Terörle Mücadele’den doğan zararların karışlanması hakkındaki kanuna başvuru süresi uzatılsın. Oldu canım not alıyorum başka bir emriniz? Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Her devlet kendi sinirlari icersinde illere ilcelere köylere verecegi adlar konusunda özgürdür.Bu sadece Türkiye icin degil tüm dünya devletleri icin gecerlidir.Yani size kalsa,Istanbul'ada Konstantinopolis dememiz gerekiyor.Cünkü o da Istanbul olarak degistirilmis. saygilarla Turk halki Anadoluya yerlesmeden once biz Kurtler o bolgeleri kendi verdigimiz isimlerle tanimliyorduk. Tarih bunu gosteriyor. Yok eger biz Kurtler ortadan kaybolmus olsaydik o zaman "Tamam burada bir tek Turkler yasiyor, istedigi isimleri versinler" de3rdik. Ama gercekler oyle degil. Hala bu topraklarin yuzde 99'u Kurt vatandaslarimiz. Onlarin tarihine ve etimolojik tercihlerine saygi gostermek zorundayiz! Aksi taktirde dayatmacilik olur ve bu dayatmacilta bizi buraya getiren nedendir! Olay basit: birlik istiyorsak, degerlerimize saygi gosterilmesi gerekir! Diyarbakirli... Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 İSİMLERİ DEĞİŞTİRİLEN YERLEŞİM BİRİMLERİ VE KÜRTÇE İSİMLERİGERÇİ SİZE KALSA BUDA YALAN ''BİLMEM KAÇBİN YILDIR BU İSİMLER KULLANILIYO ''DERSİNİZ ADIYAMAN / SEMSÛR Gerger / Alduş Çelikhan / Çîlikan Kahla / Kalik ..... Haberdiyarbakır Artik Turk dostlarimiz da gerceklerin farkina varip gereken degismelerin yapilmasindan yana! Gecen TV'de bir diplomatimizin "Kurtlerin yasadigi yerlesim birimlerinin isimlerinin tekrar Kurtce'ye degistirilmesi icin herhangi bir referanduma bile gerek yok. Sartsiz olarak yapilmalidir" dedi. Hem de kendisi CHP'li. Hayirli olsun hepimize... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Aslinda biz Türkler'in Orta Asya'ya göc etmemiz gerekir,bu sonucta devamli dile getirilen bir konudur.Isimler geri verilecegine göre,Batidaki isimlerde artik Rumca isimler olarak iade edilebilir,biz Türkler olmadigimiza göre Kürtler ve Yunanlilar eski kardesliklerini devam ettirebilirler,Öyle ya Türklerden önce Anadolu'da hem Kürtler vardi hemde Yunanlilar.Bakin size en kolay cözümü önerdim. saygilarla Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Aslinda biz Türkler'in Orta Asya'ya göc etmemiz gerekir,bu sonucta devamli dile getirilen bir konudur.Isimler geri verilecegine göre,Batidaki isimlerde artik Rumca isimler olarak iade edilebilir,biz Türkler olmadigimiza göre Kürtler ve Yunanlilar eski kardesliklerini devam ettirebilirler,Öyle ya Türklerden önce Anadolu'da hem Kürtler vardi hemde Yunanlilar.Bakin size en kolay cözümü önerdim. saygilarla Bati'da Rum yok ki? Diyarbakir, Elazig, Siirt, Mardin, Urfa, Tunceli, Van, Agri, Bitlis, Bingol, Adiyaman, Batman, Erzurum, vs. vs.'de ki Kurt nufusunun toplam nufusa oranina bakin istersesniz... Simdi bir suru Gurcu ya da Bosnak gocmen geldi, Kocaeli ve Bursa yakinlarina. Bunlarin bu sehirlerin, Turk sehirleri olan bu sehirlerin isimlerini Gurcuce ya da Bosnakcaya cevirmelerine musade edermiydiniz? Kurt sehirleri Kurtce isimleriyle anilmalidir. Kimse size hic bir yere gitmeyi onermiyor. Hayirli olsun cumlemize! Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Aslinda biz Türkler'in Orta Asya'ya göc etmemiz gerekir,bu sonucta devamli dile getirilen bir konudur.Isimler geri verilecegine göre,Batidaki isimlerde artik Rumca isimler olarak iade edilebilir,biz Türkler olmadigimiza göre Kürtler ve Yunanlilar eski kardesliklerini devam ettirebilirler,Öyle ya Türklerden önce Anadolu'da hem Kürtler vardi hemde Yunanlilar.Bakin size en kolay cözümü önerdim. saygilarla Sayin politika, Simdi bizin gelip Tekirdag'in, Edirne'nin, ya da Usak'in isimlerini zorla degistirmemiz sizin bir Turk olarak gururunuza dokunur mu ya da sizden bir TEPKI yaratir mi? Cevabinizi cok merak ediyorum dogrusu! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Sayin politika, Simdi bizin gelip Tekirdag'in, Edirne'nin, ya da Usak'in isimlerini zorla degistirmemiz sizin bir Turk olarak gururunuza dokunur mu ya da sizden bir TEPKI yaratir mi? Cevabinizi cok merak ediyorum dogrusu! Bakin,siz acik acik ayirimcilik yapiyorsunuz."SIMDI BIZIM GELIP"siz kimsiniz biz kimiz?Bunlari söyleyen birisinin kardeslikten bahsetmesi nekadar gercekcidir.Siz resmen Türkiye'yi bölmüs olmuyormusunuz? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 Sayin politika, Simdi bizin gelip Tekirdag'in, Edirne'nin, ya da Usak'in isimlerini zorla degistirmemiz sizin bir Turk olarak gururunuza dokunur mu ya da sizden bir TEPKI yaratir mi? Cevabinizi cok merak ediyorum dogrusu! Sayin Diyarbakirli köylerin isimlerinin degistirlimesi tamamen asimilasyon politikasinin bir ürünüdür. politika arkadasin söyledigi gibi her ülkede bu tip degisiklikler yok, sadece asimile politikasi uygulayan ülkelerde var. Bakin mesela Bulgaristan bile bir dönem asimilasyon politikasinin ürünü olarak orada yasayan Türk'lerin isimlerini degistirdi ve bizler buna eminimki politika arkadas ve onun gibi düsünenlerde hakli olarak karsi geldik, cünki yapilan bir asimilasyondu. Ülkemiz de de yapilan aynisi, mesela aynen Bulgaristan'in yaptigi gibi gecmiste Kürt isimleri yasaklanmis ve sadece Türk isimleri alinmasina müsade edilmis ve aynen devam ediyor günümüzde. Nedense Bulgaristan yaparken bu haksizligi hepimiz karsi geliyoruz, ama Türkiye yaptigi zaman normal oluyor ve birde örnek olarak her ülke yapiyor diye kendi kendimizi hakli cikartmaya calisiyoruz. Ne kadar celiskiyiz demi? Ben bu celiskilerimizi malesef cok alanda yasiyorum ve bazen gercekten kendi kendime soruyorum, biz neden celiskilerle dolu bir toplumuz diye. Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Her devlet kendi sinirlari icersinde illere ilcelere köylere verecegi adlar konusunda özgürdür.Bu sadece Türkiye icin degil tüm dünya devletleri icin gecerlidir.Yani size kalsa,Istanbul'ada Konstantinopolis dememiz gerekiyor.Cünkü o da Istanbul olarak degistirilmis. saygilarla Sayın politika İstanbul düşman güçlere karşı savaşarak kazandığımız bir şehirdir ancak doğu ve güneydoğu illeri bu ülke kurulurken enaz türkler kadar savaşmış kürt halkının yoğunlukta yaşadığı ve kürtçe isimli yerleşim birimleridir böyle bir kıyas yapabilmeniz bile sizin çözüm taraftarı değil çözümsüzlükün devamı taraftarı olduğunuzu gösterir. Ayrıca başka bir emriniz diyenlerede bu yadıklarımın malumun ilanı olduğunu söylüyorum bu basit istekler yıllardır gerçekleştirilmediği için yaklaşık 90 bin insanımızı kaybettik yetmedimi ? Alıntı
Φ asaf-ı sahaf Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Sayın politika İstanbul düşman güçlere karşı savaşarak kazandığımız bir şehirdir ancak doğu ve güneydoğu illeri bu ülke kurulurken enaz türkler kadar savaşmış kürt halkının yoğunlukta yaşadığı ve kürtçe isimli yerleşim birimleridir böyle bir kıyas yapabilmeniz bile sizin çözüm taraftarı değil çözümsüzlükün devamı taraftarı olduğunuzu gösterir.Ayrıca başka bir emriniz diyenlerede bu yadıklarımın malumun ilanı olduğunu söylüyorum bu basit istekler yıllardır gerçekleştirilmediği için yaklaşık 90 bin insanımızı kaybettik yetmedimi ? sana bi yerde katılıyorum. çanakkale şehitliğne bakarsak, orda mardinden, diyarbakırdani urfadan binlerce GENCİN şehit olduğunu görebiliriz.. ayrıca istiklal harbinde kürtlerde bulunmuştur.. Ancak kürt kardeşlerimize bazı şeyleri hatırlatmakta yarar var... 1. kürt toplumundaki bazı MARJİNAL kesimler kürt miliiyetçiliği adına bazı yabancı güçlerle işbirliği yapmış ve türkiye cumhuriyetine isyan etmiştir. ve bu bahsettiğimiz kürtçe isimli yerleşim birimlerinin isimlerinin türkçe yapılmasına HAKLI bir sebep olmuştur.. 2. olması imkansız olan bir kürdistan kurulması T.C den ziyade siz kürt kardeşlerimize zarar verecektir. 3. ve bu bazı yabancı güçlerin sadece ve sadece ortadoğu da egemen olmak için amaçladıkları " böl-yönet " stratejisinin bir ürünüdür.zira bölünmüş zayıf devletler çok kolay kontrol altına alınabilir.. ( ortadoğudaki onlarca arap devletleri gibi -ki hepsi abd güdümünde ) O yüzden at gözlüğüyle bize soylenenleri bildiğimizi sandığımız şeyleri soylemek yerine biraz düşünmeli okumalıyız HERKESE SAYGILAR Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Bakin,siz acik acik ayirimcilik yapiyorsunuz."SIMDI BIZIM GELIP"siz kimsiniz biz kimiz?Bunlari söyleyen birisinin kardeslikten bahsetmesi nekadar gercekcidir.Siz resmen Türkiye'yi bölmüs olmuyormusunuz? Siz bizler kendi koylerimize kendi isimlermizi vermeyi istememeize karsi cikiyorsunuz, kendi dilimiz konusamiyoruz ve bu ayrimcilik olmuyor da, biz siz dedigimiz de (ki biz siz olayini ortaya cikaranlar da sizlersiniz) o zaman ayrimcilik oluyor oyle mi? Diyarbakirli... Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 sana bi yerde katılıyorum. çanakkale şehitliğne bakarsak, orda mardinden, diyarbakırdani urfadan binlerce GENCİN şehit olduğunu görebiliriz..ayrıca istiklal harbinde kürtlerde bulunmuştur.. Ancak kürt kardeşlerimize bazı şeyleri hatırlatmakta yarar var... 1. kürt toplumundaki bazı MARJİNAL kesimler kürt miliiyetçiliği adına bazı yabancı güçlerle işbirliği yapmış ve türkiye cumhuriyetine isyan etmiştir. ve bu bahsettiğimiz kürtçe isimli yerleşim birimlerinin isimlerinin türkçe yapılmasına HAKLI bir sebep olmuştur.. 2. olması imkansız olan bir kürdistan kurulması T.C den ziyade siz kürt kardeşlerimize zarar verecektir. 3. ve bu bazı yabancı güçlerin sadece ve sadece ortadoğu da egemen olmak için amaçladıkları " böl-yönet " stratejisinin bir ürünüdür.zira bölünmüş zayıf devletler çok kolay kontrol altına alınabilir.. ( ortadoğudaki onlarca arap devletleri gibi -ki hepsi abd güdümünde ) O yüzden at gözlüğüyle bize soylenenleri bildiğimizi sandığımız şeyleri soylemek yerine biraz düşünmeli okumalıyız HERKESE SAYGILAR Sizin yorumlariniza madde madde karsilik vermek istiyorum: 1 - Eger sizce Turkiye ya da Irak biraz ilimli ve adil davransaydi Kurtlere Kurtler gidip onunla bununla muteffiklik ararmiydi? Yani Kurtleri baska devletlerin safina itenler kimlerdir sizce? 2 - Biz aylardir "Kurdistan deyip ayrilmak istemiyoruz" demiyormuyuz? Bizim tek amacimiz TANINMAK ve HAK! Yok eger bir Irak'ta kurulursa bir Kurdistan ona bir sey diyemem ama Turkiye icinde bunun yanlisi degiliz. Bizler cok savastik Turkiye icin, birakip gidermiyiz? Yok oyle sey! 3 - Eh saygili olalim birbirimize o zaman dis gucler kimle ne oyun oynayabilir? Ha bir de neden her sucu yine dis guclerin uzerine atiyorsunuz? Kurt sorunu'nda dis gucler neden degil ki! Faktor olabilirler ki bu gayet normaldir! Nihayetinde TSK'da dis guclerden destekle ve isbirligiyle ayaktadir. Bakin Israil bve ABD ile muteffiklilerine ve askeri paylasimlara... Ama kesinlikle Kurt Sorunu'nun nedeni dis gucler degil. Turkiye Devleti'nin Kurtlere karsi kati ve adil olmayan tutumudur. Diyarbakirli... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Önce degistirilmis denilen isimlere deginelim;O isimleri Kürtce diye dayatmak aslinda amaclarin ne oldugunu anlatir.O isimlerin icersinde sadece Kürtce degil,Bizans,Arap,Iran ve daha önceki medeniyetlerin dilleri ile anilmis olanlar vardir.Kürtcülerin gecmis medeniyetleri Kürt'lerin atalari olarak kabul etmeleri nedeniyle tüm o yörelerdeki isimleride Kürt isimleri diye dayatma zevkleri vardir.Aslinda istenen Türkiyenin bölünmesidir,asimilasyon politikasi diye bir sey yoktur.Türk devleti tarihinin hicbir sahifesinde asimilasyon úygulamamistir. Dünyani tüm ülkelerinde bu tarz degisimler vardir. Bakin Asya'da ki Türkce isimler,Avrupa'da ki Türkce isimlerin hicbirisi yoktur,hepsi degismistir.Türkiye Devleti'nin kuruculari Türk'tür,bu nedenle isimlerin Türkce olmasida en dogal olan bir olaydir. ******** Canakkale savaslarinda evet bircok farkli ülkelerden bize yardima gelen insanlar oldu.Davamiza ortak oldular.Bunlarin icersinde tabiiki Kürtler'de vardi. ****** saygilarla Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 sana bi yerde katılıyorum. çanakkale şehitliğne bakarsak, orda mardinden, diyarbakırdani urfadan binlerce GENCİN şehit olduğunu görebiliriz..ayrıca istiklal harbinde kürtlerde bulunmuştur.. Ancak kürt kardeşlerimize bazı şeyleri hatırlatmakta yarar var... 1. kürt toplumundaki bazı MARJİNAL kesimler kürt miliiyetçiliği adına bazı yabancı güçlerle işbirliği yapmış ve türkiye cumhuriyetine isyan etmiştir. ve bu bahsettiğimiz kürtçe isimli yerleşim birimlerinin isimlerinin türkçe yapılmasına HAKLI bir sebep olmuştur.. 2. olması imkansız olan bir kürdistan kurulması T.C den ziyade siz kürt kardeşlerimize zarar verecektir. 3. ve bu bazı yabancı güçlerin sadece ve sadece ortadoğu da egemen olmak için amaçladıkları " böl-yönet " stratejisinin bir ürünüdür.zira bölünmüş zayıf devletler çok kolay kontrol altına alınabilir.. ( ortadoğudaki onlarca arap devletleri gibi -ki hepsi abd güdümünde ) O yüzden at gözlüğüyle bize soylenenleri bildiğimizi sandığımız şeyleri soylemek yerine biraz düşünmeli okumalıyız HERKESE SAYGILAR Öncelikle sizinle mehmet ALTAN'ın bu yazısını aktarmak istiyorum daha sonrada diğer konulara geçelim.... Mardin'deki 44 kişilik Bilge Köy katliamında öldürülen 24 Yaşındaki imam 'Kürt-Türk Kardeştir' adlı bir Facebook grubu kurmuş. İlk görev yeri olan Mardin'de bölgeyi tanıyan ve Kürt Sorunu üzerine yazılar kaleme alan 24 yaşındaki imamın tespitleri Bin yıldır birlikte yaşadığımızı söyleyip bağlılık, sadakat ve hatta itaat beklediğimiz Kürtlerin dillerine bu ilgisizlik neden? Az biraz eğitimli, kentli her Türk, İngilizce, Fransızca, Almanca ve hatta Rusça üç beş kelime bilir. En azından 'merhaba', 'günaydın', 'teşekkürler', olmadı 'seni seviyorum' demeyi kıvırır. Çıkın sokağa sorun, bin yıldır beraber yaşadığımız 'bizim' Kürtlerin dilinden bunları söyleyebilen kaç Türk var? 15 yıl öncesine kadar varlığı inkár edilen, 5 yıl öncesine kadar dilini herhangi bir şekilde öğretme imkánından yoksun olan bir halkın dilini bilmek kolay olamazdı, doğru. Yine de birlikte yaşayan, komşu olan, akraba olan insanların dili sosyal alanda bile olsa biraz ilgi görmeliydi.' 'Onca Kürt dostuma rağmen bu derece bilgisizlik 'cehalet' değildi sadece; bir ilgisizlik, hatta duyarsızlıktı. Kürtleri, 'bizim' dilimizi öğrenen, hayatımıza bir şekilde eklemlenen, devletimize itaat eden 'pasif varlıklar' olarak gördükçe 'sorunlarımızı' çözemeyiz. Devlet de çözmez zaten böyle bir toplumun sorunlarını. Hazır değiliz, Kürtlerle hayatı 'paylaşarak' yaşamaya hazır değiliz. Mesele, Kürtlüğünü bilmeden sevdiğimiz bir Kürt'le sorun yaşamamamız değil, Kürtlüğünü bilerek ve onu paylaşarak birlikte yaşamayı öğrenebilmek. 'Onlardan ne farkımız var ki' demek çok kestirme bir yol ve de anlamsız. Onları 'bizden' görmek ayrı, farklılıklarına saygı göstermek ayrı. Bizden görerek farklılıklarını inkár etmek onları bizden koparan en acı yol. Kürtlerle bu vatanı, geçmişi ve geleceği 'paylaştığımızı' idrak etmedikçe Kürtlerin hakkını vermiş olmayız' ... İlk atandığı resmi görev yerinde dehşet verici bir cinnetin kurbanı olan bu gencecik çocuğun yazdıklarını, onun bakışını ve düşündüklerini, 'Kürt Sorunu'nun' gündemin ilk sırasında bulunduğu bu günlerde sizinle paylaşmak istedim... Huzurlu bir Türkiye'yi hepimiz çok özledik... 1. Türk toplumunda farklı marjinal ve türk milliyetçiliği yapan kesimler yokmudur? Ve türk ırkçılığı kürt ırkçılığı kadar tehlike değilmidir bu ülke için? Türklerde bunlar Var diye bütün türk toplumunu suçlayabilirmiyiz? Hadi o zaman türkçe köy isimlerinide kürtçe yapalım. 2. Türkiyede 20 milyonun üzerinde kürt asıllı vatandaş yaşamaktadır,eğer bu halkın tamamı bir KÜRDİSTAN isteseydi bu güne kadar bu çoktan kurulurdu 'bende kürdüm ama asla ayrı bir devlet kurmayı düşünüp buna hizmet etmem,kendimi istanbuldan,izmirden,antalyadan,eskişehirden yada edirneden ve Türk asıllı uğruna canımı verebileceğim arkadaşlarımdan ayırmam onlarında benden ayırmayacağından eminim.'Ayrıca bağımsız KÜRDİSTAN aynen dediğiniz gibi böl parçala ve yönet taktiği için desteklenmektedir büyük TÜRKİYE her zaman düşmanlarımız için caydırıcıdır ve bunun için TÜRK'ü KÜRD'e KÜRD'ü TÜRK'e kırdırma çabası içindedirler. bende aynen diyorumki at gözlüklerini çıkarıp 1000 yıldır beraber yaşadığımız kardeş halklar olarak birbirimizin diline,kültürüne,yaşamına saygı duyalım ve bu oyunlara gelmeyelim bize bizden başka dost yok ve başka TÜRKİYE'de yok biz sahip çıkmazsak biz zarar görürüz. Saygılarımla... Alıntı
Φ asaf-ı sahaf Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2009 Sizin yorumlariniza madde madde karsilik vermek istiyorum: 1 - Eger sizce Turkiye ya da Irak biraz ilimli ve adil davransaydi Kurtlere Kurtler gidip onunla bununla muteffiklik ararmiydi? Yani Kurtleri baska devletlerin safina itenler kimlerdir sizce? 2 - Biz aylardir "Kurdistan deyip ayrilmak istemiyoruz" demiyormuyuz? Bizim tek amacimiz TANINMAK ve HAK! Yok eger bir Irak'ta kurulursa bir Kurdistan ona bir sey diyemem ama Turkiye icinde bunun yanlisi degiliz. Bizler cok savastik Turkiye icin, birakip gidermiyiz? Yok oyle sey! 3 - Eh saygili olalim birbirimize o zaman dis gucler kimle ne oyun oynayabilir? Ha bir de neden her sucu yine dis guclerin uzerine atiyorsunuz? Kurt sorunu'nda dis gucler neden degil ki! Faktor olabilirler ki bu gayet normaldir! Nihayetinde TSK'da dis guclerden destekle ve isbirligiyle ayaktadir. Bakin Israil bve ABD ile muteffiklilerine ve askeri paylasimlara... Ama kesinlikle Kurt Sorunu'nun nedeni dis gucler degil. Turkiye Devleti'nin Kurtlere karsi kati ve adil olmayan tutumudur. Diyarbakirli... Arkadaşım, 1 ve 2 no'lu cevaplarına diyeceğim bir şey yok.Haklı olduğunu düşünüyorum. 3 e ise şunu soylemem lazım. ABD 'nin TSK üzerindeki etkisi büyük .Ancak hiç bir akıllı devlet ortadoğu'da güçlü bir türkiye istemez. oralarda rahat at koşturmak için zayıf devletlere ihtiyaç var.şu an arap ülkelerinde nasıl istediklerinin yaptırabiliyorlarsa aynısını bu topraklarda da yapmak amacı içerisindeler. olaya sadece " kürt-türk " davası şeklinde bakmak yerine bakış açınızı genişletip, bole bir kavganın kime ne çıkarı var şeklinde düşünürseniz daha iyi anlarsınız bence. " Ama kesinlikle Kurt Sorunu'nun nedeni dis gucler degil. " Ben buna katılmıyorum. T.C kurulduktan yıllar sonra İngilizlerin desteklediği " şehy said " isyanı ilk kürt-islam isyanıdır. Ve bu herkesin bildiği musul sorununda bizim güç kaybetmemize sebep olmuştur. şimdiki olayları bu çerçevede izlemeyi öneririm. Evet Kürt kardeşlerimize ayrımcılık yapoldı.sadece kürt olsuğu için yanlış şeyler YAPTIK.ancak bu hiç bir şekilde şu an yapılanların sebebi olamaz. HERKESE SAYGILARLA Alıntı
Φ AK-47 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2009 rkadaşım Kürtler bu ülkenin,cumhuriyetin asli unsurları arasında yer almaktadır.Bu ülkenin her nasılsa milliyetçi olduğu halde merkez sağ olarak adlandırılan bir partisinin genel başkanı ABnin yolu Diyarbakırdan geçer demiş,dönemin medyası ve kamuoyu tarafından bu bakış açısı şaşkınlıkla karşılanmıştı.Türkiye toplumsal yapısıyla,bulunduğu coğrafi konumuyla ve buna benzer birçok faktörle esasen bir Ortadoğu ülkesi olmakta ve kendi geleceğini bir şekilde garanti altına almak için AB ye üye olmak istemektedir.Irkçılık ve etno-sentrizm(etnik temelli bakış açısı) bana göre bu ülkenin insanının en büyük problemleri arasında oldukça önemli bir yer tutmaktadır.Kürtler,Aleviler,Gayrimüslimler bu vatanın bizzathi kendisine ait oldukları gibi,her ne kadar bu saydığım etnik,dinsel,mezhepsel gruplardan bir tanesinin konumu Lozanda belirlendiyse bile ciddi haksızlıklar ve zulümler görmüşlerdir.M.Kemal dönemini bembeyaz olarak görüp,haleflerini siyah olarak görme anlayışından sıyrılmak görüşüme göre bu ülke insanına,dolaysıyla ülkeye gerçek anlamda çağ atlatacaktır.20lerin ve 30ların totaliter diktatoryasını bugün gelinen noktada insanlara dayatmak demokrasiye aykırı anlam taşıdığı gibi,insanın doğasını da aykırı nitelik kazanır.TESEVin yaptığı araştırmada insanların yüzde 44ü kendisini Müslüman olarak görmekte,etnik bir terim olarak gördüğüm Türklüğüyse kendi kimliği olarak gören yüzde 26lık bir kesim görüldüğü kadarıyla kendilerini Araplıktan uzak tutma eğilimindedir.Anadolu coğrafyasındaki insanların bu tip araştırmalarda hakikaten belli ve önemli bir kesiminin Müslümanlığının Arap Müslümanlığından farklı olduğunu görmek bizler gibi bu konulara eğilenler için pek zor olmaz.Başbakanın İsrail devlet başkanıyla olan tartışmasının ülkede ne kadar ses getirdiğine bakıldığında aslında yaşadığımız ülkenin birçok kişinin tepeden bakıp küçümsediği,aşağıladığı Arap toplumundan fazla farkı olmadığını görülmektedir.Polisin kullandığı "orantısız güç" ve buna bağlı olarak gelişen şiddet olgusunu çözmenin yöntemi,sağa sola posta atmaktan,oraya buraya kafa tutmaktan geçmez ve normal bir ülkede devlet öncelikle bu konuda içişleri bakanından tutun da o şiddeti uygulayan emniyet görevlerini hatta amirlerini en hafif tavırla sert bir şekilde uyarır ve bu toplumların vatandaşlarının,vatandaşlarının oluşturduğu,meydana getirdiği sivil toplum örgütlerinin ve kamuoyunun da baskısıyla sorumlu kişiler görevlerinden uzaklaştırılarak cezalandırılırlar. Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Arkadaşım, 1 ve 2 no'lu cevaplarına diyeceğim bir şey yok.Haklı olduğunu düşünüyorum.3 e ise şunu soylemem lazım. ABD 'nin TSK üzerindeki etkisi büyük .Ancak hiç bir akıllı devlet ortadoğu'da güçlü bir türkiye istemez. oralarda rahat at koşturmak için zayıf devletlere ihtiyaç var.şu an arap ülkelerinde nasıl istediklerinin yaptırabiliyorlarsa aynısını bu topraklarda da yapmak amacı içerisindeler. olaya sadece " kürt-türk " davası şeklinde bakmak yerine bakış açınızı genişletip, bole bir kavganın kime ne çıkarı var şeklinde düşünürseniz daha iyi anlarsınız bence. " Ama kesinlikle Kurt Sorunu'nun nedeni dis gucler degil. " Ben buna katılmıyorum. T.C kurulduktan yıllar sonra İngilizlerin desteklediği " şehy said " isyanı ilk kürt-islam isyanıdır. Ve bu herkesin bildiği musul sorununda bizim güç kaybetmemize sebep olmuştur. şimdiki olayları bu çerçevede izlemeyi öneririm. Evet Kürt kardeşlerimize ayrımcılık yapoldı.sadece kürt olsuğu için yanlış şeyler YAPTIK.ancak bu hiç bir şekilde şu an yapılanların sebebi olamaz. HERKESE SAYGILARLA Ilk iki yorumuma katilmis olmaniz beni sevindirdi! Son yoruma gelince. Evet ama dis guclerin olaydaki parmagini incelerken bunu dis gucler sadece Kurtlerin yaninda yer almis gibi gosterilmesi buyuk bir yanlistir. Dis guclerin alasi Turkiye ile isbirligi icinde. Ve evet, katiliyorum, Turkiye'nin gelismesine engel olmak istiyor. Ama lutfen dis guclerin bugune kadar Turkiye'yi nasil kullandigini gozardi etmeyelim! Nihayetinde NATO uyesi bir ulke Turkiye, Israil'in insanlik disi siyasetlerine goz yummus bir ulke Turkiye! Bakin benim en buyuk arzum Dunya'daki soyut ve somut tum sinirlarin kaldirilmasidir. Yani kafamizdaki etnik, irksal ve kultruel sinirlarin ve zincirlerin yok edilmesi. Cografi sinirlarin kaldirilmasi... Amam boyle bir seyin olmasini ya da olabilecegini dusunmek sadece saflik olur. Bir nevi utoya bu. Iste o goz onunde tutuldugunda, Turkiye'nin Kurtlerle isbirligi icinde Orta Dogu'da ve Dunya'da onemli ve guclu bir konuma gelmesinden yanayim. Ama dogru ve yararli emeller icin, bir takim Osmanlici ya da siyasi emeller icin degil. Hakikati arayan ve guvence altina alan devlet haline gelsin Turkiye! Gercek anlamiyla onder olalim! Yine tekrarliyorum. Dis guclerin Kurtler uzerinde Kurtulus Savasi'nda ya da ondan onceki olaylarda hic bir etkisi olmadi ve Turklerin yaninda yer aldik degil mi? Ama sizce bizlere biraz da olsun nankorluk edilmedi mi bir nevi, haklarimiz kisitlanarak, yok sayilarak, baski altinda yasamaya zorlanarak? Ve yine diyalog kurmayi denedik ama fayda etmedi. Bizlere yasam hakki cok sayildi bazen. Neden dis guclerin kucaklarina atildik bizler? Kardeslerimiz saydigimiz Turk halki tarafindan dislandigimiz icin degil mi? Dis gucler diyip elestiriyoruz ama hala tapiyoruz. Size bir ornek vereyim, nasil oluyor da halkin cogunlugu turbanin yasallastirilmasindan yanayken sayilari yuzde 20lerde kalan ve elit diye gecinen bir kesim yuzunden bu olayi asamiyoruz? Bu kendi degerlerimize karsi gelmek degil de nedir? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Önce degistirilmis denilen isimlere deginelim;O isimleri Kürtce diye dayatmak aslinda amaclarin ne oldugunu anlatir.O isimlerin icersinde sadece Kürtce degil,Bizans,Arap,Iran ve daha önceki medeniyetlerin dilleri ile anilmis olanlar vardir. Olay o köylerin veya yerlesim yerlerinin o bölgede yasayan insanlarin razisi olmadan türkcelestirilmesidir. Istenilen gercek isimleriye anilmalaridir, siz buna Arap ismi dersiniz, Bizans , Iran veya Kürtce dersiniz orasi o kadar önemli degil. bahsettigimiz bölgeye bakarsak o sadiklarinizin hemen hemen tümü ve daha degisikleride yasiyor. O isimlerin tümümü Kürtce veya bazilari arapca veya Iranca falan filan olmasi bizim o yerlesim yerlerinin isimlerini degistirmemiz ve tümüyle türkcelestirmemizin hakliligini göstermez. Türkcelestirmenin tek amaci o bölgenin insanlarini hice saymak ve asimilasyon politikasinin bir ürünüdür. simdi de kalkiyoruz ne kadarinin Kürtce ne kadarinin baska ukustan oldugunu gene biz belirlemeye calisiyoruz. Kendi yaptigimiz ayibi en kisa zamanda düzeltecegimiz yere kalkiyoruz köylerinin isimlerini degistirdigimiz insanlara birde ders vermeye calisiyoruz. Cok ilginc bir yaklasim dogrusu. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.