Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ŞEYTANIN FISILDADIKLARI.....................................


adrenalin

Önerilen İletiler

"Henüz sekiz yaşımdayken Lüxemburg parkına oynamaya giderdim. Bir adam vardı. Gelip Auguste-comte sokağı boyunca uzanan parmaklığın karşısındaki kulübenin içine otururdu. ...... Bizi korkutan bu adamın ne sefil hali nede boynunda çıkmış olan ve yakasına değen urdu. Bizi korkutan onun yalnızlığı idi."

 

"Madem ki nesneler canlı değiller: İnsanları etkilememelidirler. Nesneler kullanılır, tekrar yerlerine konur, onların içinde yaşanır: Onlar aletten başka bir şey değildir. Ya ben, beni etkiliyorlar. Dayanılır şey değil. Onlarla yaşamaktan korkuyorum, sanki yaşayan hayvanlarmış gibi görüyorum onları."

 

 

"Şimdi anlıyorum; geçen gün deniz kıyısında bir taşı elimde tutarken, ne hissettiğimi daha iyi hatırlıyorum. Tatsız bir bulantı anıydı. Nede tatsız şeydi öyle! Ve taştan geliyordu, bundan eminim taştan ellerime geçiyordu. Evet böyleydi. Tamamiyle böyle. Ellerin içinde bir çeşit bulantı."

 

 

"Nesnelerin her biri diğerlerine karşı varlar, gazeteyi bırakıyorum, ev fışkırıyor önüme; o da var önümde, uzayıp giden duvarı geçiyorum, uzayıp giden duvarla varım. "

 

 

 

sartre bulantı dan alıntıladım...

 

 

ve o kitapta çok sevdiğim kısım.............

 

Örneğin şu ben varım diyen acı dolu geveleme: Onu çevreleyen benim. Varım, var olduğumu düşünüyorum. Ah bu var olma duygusu ne uzun bir şerit. Bende yavaş yavaş açıyorum onu. Düşünmeyi engelleyebilsem bari! Deniyorum, başarıyorum: Başım dumanla doldu gibime geliyor... Derken işte yeniden başlıyor.

 

 

şeytanın fısıldadıkları...........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 155
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

şeytanın fısıldadıkları.

"karanlıkla söylemekten kaçındıklarımız bir gün aydınlıkta yankılanacak"

 

vakana nın açtığı bu sayfayı

adam gibi okuyup bilincimize atsak

yaşamak hiç zor olmayacak

 

ama kitap güzel anlamlı söz takviyesiyle tabi nereye kadar

 

yinede bu adımdır.

eyvallah

 

bu eyvallahı herkes üstüne almasın

bazı topicleri kapatmıyorum

ileti sayımın milyonu bulduğu topicler.

 

ve ben en çok o romana bayılıyorum mitolojik biraz ;):stuart:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

1)Caddede yürüyordum.

Yolun ortasında derin bir çukur varmış.

İçine düştüm.

Kayboluverdim...Umutsuzdum.

Ama bu benim hatam değil.

Buradan çıkacak bir yol bulmam sonsuza dek sürdü.

 

2)Aynı caddede yeniden yürümeye başladım.

Yolun kenarında derin bir çukur varmış.

Sanırım onu görmedim.

Ve yeniden içine düştüm.

İnanmıyorum,gene aynı yerdeyim.

Ama bu benim hatam değil.

Çukurdan çıkacak bir yol bulmam uzun bir zamanımı aldı.

 

3)Aynı caddede yürümeye başladım.

Yolun kenarında bir çukur vardı.

Bu kez onu gördüm.

Ama gene içine düştüm...

Benimki bir alışkanlık.

Gözlerim faltaşı gibi açık.

Nerede olduğumu biliyorum.

Bu benim hatam.

Bu kez hemen dışarı çıktım.

 

4)Aynı caddede yürümeye başladım.

Yolun kenarında derin bir çukur vardı;

Çevresinden dolandım.

 

5)Ve başka bir caddede yürümeye başladım.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

"Dünyanın kirine pasına bulanmış gözlerle bakınca, bir tünelde kaza geçirmiş trenin yolcularına benziyoruz; kaza yerinden artık tünelin girişindeki ışık görülemiyor, çıkıştaki ışık ise henüz öylesine küçük ki onu seçebilmek için bakışların sürekli arayışta olması gerekiyor ve hatta, bir girişin ve çıkışın olduğu da kesin değil..."

 

FRANZ KAFKA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

toz olmaktansa kül olmayı yeğlerdim!

kıvılcımımın çakmasını isterdim parlak bir ışıkta .

boğulmasındansa bir kerestenin çürük oyuğunda .

muhteşem bir göktaşı olmak isterdim,

varlığımın her zerresinin

görkemli bir ışıltıda olmasını ,uykulu ve hareketli bir gezegendense.

insanın işlevi yaşamaktır,sadece var olmak değil.

harcayamayacağım günlerimi onları uzatmaya çabalayarak

kullanacağım her anını zamanımın.

 

jack london.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.........

 

mahvolmuş hayatlar

 

olağandır

 

bilgeler için de

 

ahmaklar için de.

 

 

 

ancak

 

o mahvolmuş hayat

 

bizimki olduğunda,

 

işte o zaman

 

farkına varırız

 

intiharların, ayyaşların, hapishane

 

kuşlarının, uyuşturucu müptelaları

 

ve benzerlerinin

 

varoluşun

 

menekşeler kadar,

 

gökkuşağı

 

kasırga

 

ve

 

tamtakır

 

mutfak

 

dolabı

 

kadar

 

olağan

 

bir

 

parçası

 

olduklarının.....

 

 

BUKOWSKİ

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

alber camus tan:

 

sevilmemek şanssızlıktır salt.hiç sevmemekse mutsuzluk.biz hepimiz bugün bu mutsuzluktan geberiyoruz.

kan ve kinlerdir yüreği zayıf düşüren

doğruluğu armak onu doğuran aşkı kurutuyor.

içinde yaşadığımız uğultuda aşk olanaksız

doğruluk yetersiz kalıyor.

 

 

 

Senin doğrun nedir? Doğruyu şiirlerde yada şarkılarda mı aramak lazım! :clover: seni görmek güzel bu arada !gittiğin gibi dönmedin.. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

her zaman sarhoş olmalı.her şey bunda biricik mesele bu.omuzlarınızı ezen sizi toprağa doğru çeken

zamanın korkun ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız

 

ama neyle?şarapla şiirle ya da erdemle nasıl isterseniz.ama sarhoş olun.

 

baudelaire den yazdım

içki ve edebiyat alemi kitabından alıntıladım.

 

 

fantastico sanada cevap olmuşur.

ben niye senin gözünde ağustos böceğiyimki

saz çalar şiir şarkı :):clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

her zaman sarhoş olmalı.her şey bunda biricik mesele bu.omuzlarınızı ezen sizi toprağa doğru çeken

zamanın korkun ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız

 

ama neyle?şarapla şiirle ya da erdemle nasıl isterseniz.ama sarhoş olun.

 

baudelaire den yazdım

içki ve edebiyat alemi kitabından alıntıladım.

 

 

fantastico sanada cevap olmuşur.

ben niye senin gözünde ağustos böceğiyimki

saz çalar şiir şarkı :):clover:

 

 

:clover: Evet cevabımı aldım :) sen bir numarasın benim gözümde :clover:
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:clover:

 

 

clover clover clover..

fantastico sana çelenk valla.

 

 

 

 

 

:clover: ne anlamadım !ha tamam :blushing: ya ne gerek vardı ,buda benden size armağan olsun :clover:

 

 

 

 

 

Sana Mektup 1(SULA Özprodomos )

 

 

 

İliklerimin çekildiğini hissediyorum her aklıma düştüğünde.Ne tuhartır ki;daha ne veya kim olduğunu bilmeden,düşüncen bir yumruk gibi çöküyor mideme.Lanet telefonsa hala çalmadı...

 

Belki sesini duyarım diye kulaklarımı kitledim ben bugün.Sırf senle olmak seni hissetmek istiyorum.İçime nefes diye çektiğimse senden başkası değil.Şu an seni yazarken bile içimde bir kelebek gibi gülüşünün çırpındığını hissediyorum.Kanatların yanlızlığımı usul usul örtüyor,acı vermeden,yavaş yavaş ve ben şu an sarı odaları dinliyorum böyle garip ve sensiz.Oysa biliyorum ki kelebeklerin ömrü kısa olur.Biliyorum ki ben sana gelmedikçe sen bana gelmeyeceksin ama yinede yokluğunla başa çıkmak öyle zorki;Senden hiçbir şey beklemiyorum sen gülümse yeter.Şu an parmaklarımın sadece senin ismini yazmak istiyor,tıpkı içimin seni istediği gibi. :clover::)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

attığımız her çığlık yitiyor sınırsız boşluklar içinde uçup gidiyor.ama günden güne rüzgarlarla taşınan bu çığlık

sonunda dünyanın ezgin bir ucunda kıyıya ulaşacak kar kabuğunda bi yerlerde yitmiş bi adam işitinceye mutlulukla gülümseyip algılayıncaya dek çınlayacak uzun uzun buzlu duvarlar önünde

 

 

alber camus düğün ve yaz dan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Son olarakta karakterler üzerinde kısa bir gezinti yapıp rudyayada son cevabımızı verelim.Ha birde öğrenmiş

olduk baron rudyaymış,yani sarakla çarpık ilişkiler yumağı içinde üstte olanın rudya olduğunu öğrendik böylece.

Biz rudyayı bizimle birşeyler paylaşmaya hevesli bir arkadaş olduğunu zannederken,sarağın yanan ateşini birlikte söndürmeye karar vermiş cansiperane bir arkadaşı olduğunuda anladık.Ama öyle görülüyorki bir közde rudyaya sıçramış olacakki oda tutuşmaya,lanlı lunlu konuşmaya başladı.Malzeme herzaman kendini belli eder,ve nitekim etmişde zaten üstte.Ne yaptığımı ya da ne yapacağımı söylerek övünmeyeceğim ama benim horoz misali polimiğe girmeyede niyetim yok açıkcası ama kaşınıyorsanız eğer hallederiz onlar kolay şeyler ama hakaret edesin varsa aynı zamanda bunu yiyesinde vardır.Saygı ceketimizi çıkartalım şimdi. Madem açıyorsun kaseyi doldururuz bizde meraklanma, ki korkusu olan kan aldırırım diye düşünür bende yok ne burda ne orda ne de yaşadığım hayat çerçevesinde ama pısırıklar da buralarda aslan kesiliyor görüldüğü üzere.Biraz kaba olabilirim ama gayet açık sözlüyüm, ama lafı koyarken bile hatalıyım biliyorum ama sizi insan yerine koyup düzgün kelimeler yazıyorum. Biliyorum ki cevap gelicek rencide etmim yine de saygı budur.Galiba kriminal sonuçlar doğuracak bu gidişat ama kaseyide,ağzınıda doldurtmaya hevesli bu insanlar oldukça bizimde bundan kaçacak halimiz yok tabiki....

 

 

eee burda kesilmiş sara ben bu noktada susuyormuyum cevap vermiyormuyum niye susturdun beni

rolümü yazmamışsın :(:lol:

 

eğlen biraz :D

 

biraz eğlenmiyceksek deli olmanın ne anlamı var B)

akıl oyunlarında john nash böyle demişti

aynı anda sara k ve rudyayı online yapmıştık bile kanıtlayamadık işte ne diycektik şu tarihte beraber online olduk falan mı :lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet vakana sen alay olduğunu oyun olduğunu düşünsen de bana güvenmesen de seviyorum

yapacağım son sey seni kırmak ama hep yanlış anladın beni

herkesin aklına gelenden daha çok seviyorum

en çok seviyorum

karşılıksız seviyorum

yaptığım bir şeye kırıldıysan kırdıysam seni özür dilerim

dogville. adı hiç kırmadı seni kıramazda

yanlış anladın beni ve kırdın

taşra kızının aşk ilanı oneginden

her ne olursa

ben seni seviyorum

 

baudelaire den yazdım

 

alber camus düğün ve yaz dan

 

bunu dogvilleden alıntıladım.gülen yüz(suratda değil çünkü surat yüz arasındaki fark gülmekle sırıtmak arasındakini andırıyor)

ters kafa.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

SANA MEKTUP II

 

 

 

 

İçimden böyle kopup giderken sessizce, adımlarının

 

 

 

Yavaş yavaş uzaklaştığını hissediyorum yüreğimden.

 

 

 

Oysa ardına kadar açılabilirdi o kapılar, ama sen

 

 

 

sadece aralamakla yetiniyorsun.Kimbilir belki sen

 

 

 

bana hiç gelmemeliydin, bende seni hiç hissedememeliydim.

 

 

 

Seninle hissederken hiç sorgulamadım kendimi.

 

 

 

Seni yaşarken de hiç düşünmüyorum doğruları ya da gerçekleri.

 

 

 

Uzaklarda olmak isterdim şu an çok uzaklarda,

 

 

 

yanımda yalnız sesin olsa yeter zamanın zulmüne...

 

 

 

 

Tuhaf bir şekilde özlüyorum seni; neyini özlediğimi bilmeden...

 

 

 

Seni kendime göre tanımaya çalışıyorum;

 

 

 

İçimdeki çocuğa göre şekillendiriyorum.

 

 

 

Eğer düşlediğim gibi gülmüyorsan gözlerime,

 

 

 

yalnız hayallerimi kaybetmem ben, içimdeki kelebeklerde ölür...

 

 

 

 

kimbilir kaç bahar geçecek sesini duyana kadar, ve sen; Benim seni bıraktığım bahardamı olacaksın?

 

(sula özprodomos)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

ARTHUR RIMBAUD CEHENNEMDE BİR MEVSİM

 

 

Aldanmıyorsam bir zamanlar hayatım,önüne

bütün gönüllerin açıldığı, yoluna bütün şarapların

döküldüğü bir şölendi.

Bir akşamdı dizimi oturttum Güzelliği-Terslik

edecek oldu-İler tutar yerini bırakmadım ben de.

Bayrak açtım adalete karşı.

Aldım başımı kaçtım. Ey büyücüler, size ey

bahtsızlık, ey nefret, hazinem size emanet.

Azmettim, söndürdüm içerimde insan ümidi adına

ne varsa. Bir yırtıcı hayvan amansızlığıyla atıldım

üzerlerine boğayım diye cümle sevinci.

Cellatlara seslendim, ısırayım diye ölürken

mavzerlerin kabzalarını. Seslendim salgınlara,

boğsunlar istedim, kan içinde, kum içinde beni. Tanrı

bildim musibeti. Gırtlağıma kadar battım çamurlara.

Cürümün ayazında kurundum. Hop oturup hop

kaldırdım çılgınlığı.

Bana baharın getirdiği ********* bir budala kahkahasıydı.

Derken az önce işte, bir de baktım ki kıkırdamak

üzereyim; aklıma eski şölenin anahtarlarını aramak

geldi, dedim belki de yeniden heveslenirim.

Hayırmış meğer o anahtarın adı-Anlaşıldı ben bir

düşteymişim.

"Sen canavar kalacaksın..." falan filan... atıp

tutmaya başladı başıma bu şirin hasırları ören şeytan.

"Ölümüne sürsün cümle iştahın, bencilliğin, cümle

bağışlanmaz günahın."

 

 

Ah, canıma yetti arttı-Kuzum şeytan, ne olur daha

bir öfkesiz bakıver de benden yana ufak tefek, yolda

kalmış alçaklıklar vara dursun, sen ki yazarda tasvir,

öğreticilik vergilerinin yokluğuna vurgunsun, senin için

kopardım lanetli gün defterimden

 

 

 

Yıkımlara seslendim doldurup kum ve kanla ağzımı boğulmak için tek tanrımdı mutsuzluk çamurlara bataklara uzandım suç güneşinde kuruttum kendimi çılgınlığı oynadım...

 

sevidir bu anahtar..

 

istediğim sadece daha az kızgın gözler..

 

 

 

ben devam edeceğim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.