Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ŞEYTANIN FISILDADIKLARI.....................................


adrenalin

Önerilen İletiler

Ey mevsimler şatolar

Hatasız hangi ruh var?

 

Ey mevsimler şatolar,

 

İnceledim uzun uzun

Büyüsünü mutluluğun.

 

Selam ona ,sesi her an

Duyulur Galya horozundan.

 

Arzudan , özlemden uzak

Ömrüm mutluluğa tutsak.

 

Bu büyü ruhu, bedeni

Aldı, güçsüz koydu beni.

 

Bitmeli mi sözüm artık?

Böyle istiyor mutluluk!

 

Ey mevsimler , şatolar!

 

ARTHUR RIMBAUD

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 155
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Tanrıyla tanıştım. Ceviz ağacından yapılma masasının ardında oturuyordu ve arkasındaki duvarda diplomaları asılıydı. Ve bana “Neden?” diye sordu.

Neden bu kadar çok sorun yaratmıştım?

Her birimizin, özel ve nadir bir yeganeliğin nadide ve kutsal bir kar tanesi olduğumuzun farkına varamamış mıydım?

Hepimizin sevgi tezahürleri olduğunu göremiyor muydum?

Masasında oturup, not tutan Tanrıya baktım. Her şeyi yanlış anlamıştı.

 

Biz özel değiliz.

Pislik veya çöp de değiliz.

Biz sadece varız.

Varız ve olacak olan olur.

Ama Tanrı “Hayır, bu doğru değil” dedi.

Peki. Tamam. Her neyse. Tanrıya hiç bir şey öğretemezsiniz.

 

 

Chuck Palahniuk...

 

FİGHT CLUB..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların yeryüzünde çektikleri cehennem azaplarını başka bir yerde rahat etmek boş hülyasıyla telafi etmek için rahiplerin ve "Kilise babalan"nın cenneti budalaca uydurduklarını tekrar tekrar söylemeğe gerek var mı? Bundan başka, böylelikle, göklerdeki bir cennet mutluluğu düşü, zenginlerin yeryüzünde sürdükleri yaşamın çekici ve göz alıcı parlaklığını yoksulların gözünde biraz karartacak, hatta söndürecektir.

 

Ölümün yüreklere saldığı korku, dinlerin yaratılmasına sebep olduğundan dolayı kötüdür, zararlıdır. İlkel insanların bilinçli yaşamının başlangıcında, bir din yaratmak, doğa olgularını bir düzene sokmak denemesi olduğu için, bu olguları insana benzeyen tanrılar şeklinde canlandırdığı için, aslında, korkutucu hiç bir şeyi kapsamayan bu halk yaratmasının belli bir toplumsal faydası da vardı. Düşüncenin, fantazinin, gelişmesine yardım ediyordu ve "sanat" yaratması olarak bugüne kadar hâlâ değerini kaybetmedi.

 

Rahipler ve kilise adamları, sanat olarak, din yaratmasına son verdiler, halkın dini görüşlerinden anlamsız ve korkutucu bir takım ahlak sistemleri çıkardılar. Bu suretle, düşüncenin, dünyayı tanımanın ve öğrenmenin, fantezinin, düşüncenin gelişmesini uzun zaman sekteye uğrattılar.

 

Dünyayı şeytanlarla dolduran hıristiyanlığın-ki insan tarafından yaratılan insana benzer tanrıları şeytan kılığında gösterdi- uygarlığın ilerlemesi üstünde çok kötü etkisi oldu. Şeytanların gücünden korkup, insanlara dünyadan yüz döndürmeyi vaaz eden, insanlara en koyu batıl inançları aşılayan on binlerce cahil keşişi, papazı doğuran hıristiyanlıktır. Kilisenin tutucu sofuluğuna ve korkunç zulmüne düşüncelerine isyan edenler ise, bu keşişler tarafından şeytan çarpanı, dinden ve doğru yoldan sapanı sihirbaz, büyücü bir takım insanlar sayıldı, meydanlarda diri diri yakıldı. "Kutsal Engisizyonu" bulan sadece hıristiyanlıktı. Bu zulüm ve işkence kurumunun eşine hiçbir dinde raslanmaz. Engizisyon yedi yüz yıl içinde yüzbinlerce insanı "dinden ve doğru yoldan sapmış" ve "sihirbaz" diye ateşte yakmış, yüzbinlerce insanı da buna yakın cezalara çarptırılmıştır. Hıristiyanlığın bunca övülen "insanlığına" rağmen, Engizisyon, ancak Napoleon Bonaparte tarafından l800'de İtalya'da, l808'de İspanya'da kaldırıldı, sonradan tekrar getirilmeğe çalışıldı. Hristiyan kilisesinin bilime karşı giriştiği tutucu ve amansız mücadele Avrupa tarihinin en utanç verici olayıdır.

 

 

GORKİ

 

AŞK,ÖLÜM...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HAYIR HAYIR HAYIR

 

Hayır hayır hayır hayır

Gökyüzünde bir çapak gibi duruyorken güneş

Evlerde oturmak bana göre değil

Elimde pergeller, gönyeler, iletkiler

Bir gülün hacmini ölçmeye kalktım

Yanıldığım kesin

Yenildiğim belli değil

Hayır hayır hayır hayır

Bütün şiirlerimi odanın duvarına astım

Ağzım kurudu tükürmekten

Ömrümü cm2'lere böldüm de bir türlü anılarımı Yazamadım

Sarı peruka takmış bir acı

Sokaklarda sürtüyor boyuna, barlarda benim adıma beş tek bir duble konuşuyor

Ancak ölümle diyor, ancak ölümle sağalır yara

Cebimde jeton var, uluslararası

Sylvia Plath'ı arıyorum, mezarında buluyorum konyağını yudumlarken

Bana daha bir incelmiş, ne bileyim daha bir güzelleşmiş gibi geliyor

Thank you very much! diyorum ve jetonumun soluğu tükeniyor

Cüzdanımda mor bir biletten başka bir şey yok

Gecenin son otobüsü çoktan gitti

Durdum ardından baktım

Güneşi sabah sabah burnunu karıştırırken yakaladım

Ay ağlıyordu ve bilmem kaç milyonuncu kez öldüğünü sanıyordu

Parkta çükünden su fışkıran o tuhaf melek heykelinin önünde yüzümü yıkadım

Kar yağıyordu usul usul

Hayır hayır hayır hayır

Paltomun yakasını bir daha kaldırdım, atgözlüğü gibi

Yalnızca önümü görmek istiyorum artık

Kızılay'dan Ulus'a doğru yürürken yolda Pink Floyd için üç şarkı sözü yazdım

Küllerini suyla yoğurup bir hamur yapmak istedimse de boşuna

Doymadı karnım

Radikal takılıyorum son günlerde

Ultra-yalnızlık sokağından geçtiğimden beri

Dün annemin aynasına bir boyunbağı astım

Ve üstüne yapıştırdım on yıl önceki resmimi

Bu kadar bendeki nostalji

Hayır hayır hayır hayır

İpsizin biriyim, doğru

Kendime oniki formalık kara bir defter aldım

Oturdum sarı şiirler yazdım

Artık bana kim inanır

Güneş ve ay yerli yerinde duruyorken

Ve ben sonsuza dek kova burcunun çocuğu

Sanki bir yağmur yağsa oluklardan gök boşanır

Yüzüme öyle dönüp dönüp bakma

Bana artık herşey yakışır

Terzim dünya çünkü, o ki kimlere neleri yakıştırdı

günlerini ölüme teğelledi

ölümlerini unutuşa kopçaladı

Hayır hayır hayır hayır

Duymak istemiyorum artık tek sözcük bile

Niye ben, neden, böyle mi olmalıydı

Aklımı her hafta temizleyiciye vermek

Aç karnına yuvarlamak binlerce birayı

Niye ellerim ceplerimde hala

Niye bir yumruk durumunda değil

Dünyada bir tek insanın bile

Kuracağı bir şeyler vardır

Hayır yaşam hayır ölüm hayır su hayır toprak

Hayır hayır hayır hayır

Çok mürekkep yaladım

ama tükürüyorum burada hepsini

Bütün sözcüklerini

Okuduğum kitapların

Yazdıklarımınsa arasından bilmem ne kalır

Aynalarda her sabah her sabah

O cam kırıklarından oluşmuş yüzü görmekten bıktım

Hiç değilse elişi kağıtlarım olsaydı

İpsiz uçurtmalarım

Göğe fırlatılan bir naylon tabak gibiyim

Ve kendi kollarıma atılıyorum her keresinde

Hayır yalnızlık hayır kimsesizlik hayır sıla hayır gurbet

Hayır hayır hayır hayır

Gezinip dururum yıllardır

Koltuğumun altında

Radarlardan kurtulmuş üç beş kitap

İyi demlenmemiş bir çay gibi kaldım

Kırdım dolduğum tüm fincanları

Bana iyilik edenlerin yüzüne tükürdüm

Ve sevdim düşmanlarımı

(Atılan güller solar, geride hep taşlar kalır)

Hayır hayır hayır hayır

Ne saptan yanayım şimdi ne de baltadan

Kırdığım ceviz sayısı kırkı geçmedi daha

Ama hiç değilse az kaldı

Hele bir geçsin

Olurum iyi bir aile babası

Hayır akşam hayır yol hayır otobüs hayır ev

Hayır hayır hayır hayır

Ölüm ki ancak bir başka ölümle yıkanır

Teneşirler bu yüzden hep beyaz kalır

Kandan, pıhtılaşmış kandan bir anıt yükseliyor önümde

Gece artık bütün günü içeriyor

Ve ben umutsuzluk hakkımı elimde tutmak için

Bir sürü saçmalık yapıyorum

Bay garson, sizden özür diliyorum

Demek saat 0.2, demek ki servis çoktan kapandı

Bahşişin güneş olsun iyi mi

Hayır hayır hayır hayır

Toprakta yaralar açıyor her damla yağmur

Kovulacak bir kapı daha bulmak için

Yangın merdivenlerine tırmanıyorum ben

Annem niye böyle uzakta oturuyor

Ve otobüsler niye bu kadar erken

Geçip gidiyorlar ufkumdan

Şöförleri ölü, yolcuları uykusuz

Her gece oniki kilometre yürüyorum

Köstekli saatimi rehin bıraktığım için

Hayır hayır hayır hayır

Kardeşler, bu dünya bana göre değil

Kötü basılmış bir kitap gibiyim

Çamur duygusu veriyorum okuyana

Elimde bir gümüş zincir

Alnımda bir derin leke

Kar mı yağmur mu ne yağdığını bilmediğim bir gecede

Ey hayat, seni sevdiğim için özür diliyorum

Duruyorum önünde, düğmelerim ilikli, aklımın ipleri çözük

Hayır hayır hayır hayır

Yazmak umurumda bile değil

Okumak da bir rastlantıdır artık

Annem üzümlü kek yapıyor mutfağında

Karım akvaryumdaki balıklarla oynuyor

Okul-aile birliğinden gelen bir yazıyı okuyorum bense

Çiçekler bile sulanmaktan bıktılar

Ellerim titriyor, neden bilmem

Belanı mı arıyorsun be adam!

Böyle diyor kimi görsem

Ne yapsam yağmurdan kaçırılmış bir şemsiye kadar saçma kalıyorum şu dünyada

Bütün insanlar tutuklanır sanıyorum

Ellerimi göğsümde kavştursam

Güneşi masturbasyon yaparken yakalıyorum o an

Hayır hayır hayır hayır

Ey hayat

Başımda lacivert berem

Önümde konyak durur

Beni oğlum, beni oğlum diye

Saracaksın ne zaman

Radikal bir çiçeğim ancak kendi saksısında açan

Annesini seven

Oğlunun okul taksitlerini ödemeye hazırlanan

Karısını ancak barışırken görebilen

Böyleyim, sulak toprakta gövermeyen tek ekin

Bilmem bir yerde durur muyum, durulur muyum

Alnıma dövülürse kara bir yalnızlık gibi ölüm

Arkamdan üç kulfallahi bir enam okunsun

Sonra naaşım Tekel kibritiyle yakılsın

Nasılsa gözyaşları söndürür

Hayır hayır hayır hayır

Bırakmayın, beni ölüm götürür...AHMET ERHAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.......

........

Kolay değildir

bunlarla baş etmek,

uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır.

Zaman

Alır sizden bunların yükünü

O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar

diner, acılar

dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark

edilir. Bir

yerlerden

bulunup yeni mutluluklar edinilir.

O boşluk doldu sanırsınız

Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir

 

gün gelir bir gün

başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir

ilişkide

o eski ağrı

ansızın geri teper.

Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten

Bitmişsinizdir.

 

 

MURATHAN MUNGAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

YALANCI PARADOKSU

 

"Şimdi yalan söylüyorum."

 

Bu önermenin doğru olduğunu varsayalım. Öyleyse yalan söylüyorum. Ancak önermenin doğru

olduğunu varsaymıştık öyleyse çelişkiye düştük.

 

Bu önermenin yalan olduğunu varsayalım. O zaman bu cümle doğru olmalıdır. Gene bir çelişki.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnce hicivle yola çıkıp kaba saba soytarılığa dönüşmüş bir eğlence düşkünlüğünün bataklığındayız artık...

Pespayelik çukurunun dibindeyiz.

Öyle bir mezbaha ki kurulan; kurban edilenlerin cellatları da kurban...

Cellat, çaresizliğin son kertesinde kendisine hayranlık duyan fukaraya, sakata, naçara takla attırıp nafile yalvartarak eğlenirken, onun celladı da onun taklalarını izleyip eğleniyor.

Ama unutmayın:

"Yoksulların gözleri" bu hunharlığı izliyor.

Elbet bir gün yol, kazaya doyacak.

Ve muhtemelen o gün indirilen, sizin pantolonunuz olacak.

 

 

M.A.E in ********* karşısında can dündar'ın yazısının son paragrafı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar

Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar

 

Bir romanda okumuştum buna benzer birşeyi

Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir kitapçı

Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız

Yine böyle bir durumda tamirci çırağına

 

Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları

Arkası kuşlu aynamda taradım saçlarımı

Gelecekti bugün geri arabayı almaya

O romandaki hayali belki gerçek yapmaya

 

Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan

Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan

Arabanın kapısını açtım girsin içeri

Kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri

 

Çekti gitti arabayla egzosuna boğuldum

Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum

Ustam geldi geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları

İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

üç nokta

...

 

üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?

üç nokta, çok şey anlatılmak istenen ve anlatılan

her bir noktanın zerreleri adedince birer nokta daha

anlatılamayan, anlaşılamayan; insanın kendine de anlatamadığı, dinletemediği

 

üç nokta, araları bin yıllık mesafe

pergelin iğneli ayağı bir nokta yüreğimizde; diğer ayağı, sabit kalemle konulmuş diğer noktalar arasında gidip gelmekte

tekrar aynı noktaya dönmekte

 

üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?

üç nokta, söz geçirememek yüreğe, zincirlemeye çalışmak nefsi; günahtan kaçmak, günaha batmak

üç nokta merhamet; sizin alınganlığınız, benim kırılganlığım

olumsuzluk eklerinin yanlış okutulması

 

üç nokta, tereddüt kimi zaman, pervasızlık çoğu zaman

üç nokta imkânsızlık, araları muamma

 

üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?

üç nokta, yüreği dinlemek ara sıra, konuşmaktan men etmek sık sık

sevdayı çiçek gibi değil bir kurşun gibi taşımak; çiçek gibi

taşıyamayacak olmak

 

üç nokta, İstanbul’u taşıyamamak, altında kalmak kâinatın

yardım dilemek bir dosttan ve yine kendimize ihânetimizden

ve de dostluğa,

ağırlaştırmak yüreğimizde dostluğu çaresizce

 

üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?

üç nokta, konuşmak, hiç susmadan konuşmak kendi kendine

bir cinnet üç nokta. aklını sakınmak delirmekten,

deliliğini korumak aklından

ve şimdi üç nokta ağlamak bir Kur’an kıraatinde günahkârlığına

ve de günahsızlığına; olmayan çârelerine, var olan çâresizliğine

 

üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?

üç nokta, mahkum olmak mesafelere; boyun eğmek nâfileye

üç nokta, çâresiz çığlıklarla uyanmak rüyadan;

açılmayan kapıları yumruklamak

 

üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?

üç nokta bilmek yanlışlığı ve devam etmeyi istemek yanılmaya

 

üç nokta yaşamak başka hayatlar için; yaşamaya mahkûm olmak diğerlerinin hayatını ve öldürmek kendininikini.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çünkü sen bir samuraysın

Çünkü o bir samuray

Bir bulmaca gibi çıktın ortaya

Parçalarını yanlış yerleştirmişler

Ve sen bunun nedenini asla bilmedin

Çünkü bir samuraysın çılgın savaşçı

değiştirmiyor seni takvimler

bir kılıca benziyor öne sürdüğün gövden

kaynağı belirsiz bir ışık aydınlatıyor

suyun verildiği yeri

ve bilmiyorsun kapıların ardında ne var

anlamak istemiyorsun seni bekleyeni

Çünkü sen bir samuraysın

Çünkü o bir samuray

 

MURATHAN MUNGAN

 

İstersen hiç başlamasın

Bu hikaye eksik kalsın

Onca yaraların ardından

Yeni bir aşk yaratamazsın

 

Örselenmiş bir çocukluk

İşte benim bütün hikayem

Kaç sevda geçse de yüreğimden

Bu yıkıntıları onaramazsın

 

İstersen hiç başlamasın

Geç kalmışız birbirimize

Yanlış kapılarda geçmiş bunca yıl

Dönemeyiz artık ilk gençliğimize

İstersen hiç başlamasın

Söz verelim kendimize

 

mungan ın

 

tamirci çırağında cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir kitaptı olacak kitapçı değil ya

 

Yaşamak nedir dost, yemek, içmek, sevgi, seks

Hepsi birer şartlı refleks

 

Arıyorsan beni sen / Arıyorsam seni ben ve seviyorsam seni

Birazda bildiğimden, beni istediğini

 

Gerisi hayat işte, bir sürü ve bir kompleks

Ve yaşanan herşey, şartlı refleks

 

Bazen bir müzik çalar bazen bir dalga sesi

Bazen ilgisiz bir şey, hatırlatıyor / anımsatıyor seni

 

Arıyorsam seni ben, aramıyorsan beni

Birazda bildiğinden seni istediğimi

Arıyorsam seni ben ve seviyorsan beni

Birazda bildiğinden seni çok sevdiğimi

 

Yaşamak nedir sence? Yemek, içmek, sevgi, seks

Hayat değil seninki, şartlı refleks

 

Yaşamak nedir dost, yemek, içmek, sevgi, seks

Hepsi birer şartlı refleks

 

Arıyorsan beni sen / Arıyorsam seni ben ve seviyorsam seni

Birazda bildiğimden, beni istediğini

 

Gerisi hayat işte, bir sürü ve bir kompleks

Ve yaşanan herşey, şartlı refleks

 

Bazen bir müzik çalar bazen bir dalga sesi

Bazen ilgisiz bir şey, hatırlatıyor / anımsatıyor seni

 

Arıyorsam seni ben, aramıyorsan beni

Birazda bildiğinden seni istediğimi

Arıyorsam seni ben ve seviyorsan beni

Birazda bildiğinden seni çok sevdiğimi

 

Yaşamak nedir sence? Yemek, içmek, sevgi, seks

Hayat değil seninki, şartlı refleks

 

ilhan irem in şartlı refleks i

 

Kırıyorsunuz önünü-arkasını yarınımın...

Uyuşuk müşterileri zamanımın...

Gidin...Güle güle...

İhtiyacı var vızıltılarınıza

Başka diyarların...

Beni bırakın kaosunda'Radio'nun...

İlgilendirmiyor beni köftelik muhabbetleriniz

Ya da burnuma saldıran rugan ayakkabılarınız...

Soğanlı lahmacun kokusu...

Siz farkında değilsiniz,

Hayret doğrusu...

Yaşayan bir leş gibisiniz,

Mümkünatı yok görmenizin aydınlığımızı...

Acılı bıyıklarınızla feşedin

Güzelim ülkemin kalbini...

İkindirik bişeyler olun...

Kendi çapınızda...

Müdür olun her çeşidinden,

Kütür-kütür kırın potları...

Tohumuna para mı verdiniz?

Karartın ışıkları,

Işığımızı...

Biz de utanmadan size ürünler sunalım

Altın tabaklar içinde...

Kırılıp dökülelim karşınızda

Başka biçimde...

Aspirin ulan ordan!...

Kimsiniz?...

Asık yüzlü körleri

Şu gülen dünyanın...

En baba hayaliniz,

Sollamaktır Mercedes'leri

Benim ruhum arşınlıyor başka galaksileri...

Siz beni dinlemeyin

Gidin bişeyler olun...

Müdür olun,bakan olun,

Başbakan,cumhurbaşkanı!...

Jüri olun mesela...

Kurullar kurun baba-baba...

SATISFACTION komplekslerinizi...

Dokuz kuşağa yetecek yıldız var

Alnımda...

Kanatıyorsunuz,

Galatasaraylı yapıyorsunuz onları da...

Ne kadar zor göstermek size

Yarınlarınızın kirli tırnaklarını...

Kaç kat inmek gerek

Yanınıza gelmek için

Gökler beni bekliyor,

ASPİRİN!...

 

İlhan İrem

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

erdemlerin tümü züğürtlük, kirlilik ve acınacak bir rahat düşkünlüğüdür... ey erdemden söz açanlar, bütün erdemleri uyumaya yollayın...

 

ben ne değilsem erdemim odur... en büyük kötülük, en büyük iyilik için gereklidir...

 

yaratıcı olmak isteyen önce yıkıcı olmak, değerleri yıkmak zorundadır... yaşam bana şu sırrını verdi: bak, ben daima yenmek zorunda olanım...

 

erdem dedikleri, gerçekte korkaklıktır... şehveti, hükmetme isteğini, bencilliği üç büyük kötülük sayarlar. gerçekte bunlar üç büyük iyiliktir, üç büyük mutluluktur...

 

gerçekte bencilliğe erdem denmeliydi. çalmamalısınız, öldürmemelisiniz sözleri bir zamanlar kutsaldı. ama ben size soruyorum: doğada hırsızlık ve öldürmek yok mudur? parçalayınız kardeşlerim, eski levhaları parçalayınız.

 

 

Nietzsche

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Söyle, Anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı bacını mı, yoksa kardeşini mi?

"Ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim."

"Dostlarını mı?"

"Anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız."

"Yurdunu mu?"

"Hangi enlemdedir bilmem."

"Güzelliği mi?"

"Tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz."

"Altını mı?"

"Siz Tanrı’ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim."

"Peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı?"

"Bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları!"

 

 

Yabancı / Charles Pierre Baudelaire

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"her zaman sarhoş olmalı. herşey bunda: tek sorun bu. omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken zaman'ın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş olmalısınız.

ama neyle? şarapla, şiirler ya da erdemle, nasıl isterseniz. ama sarhoş olun.

ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, 'saat kaç' deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: sarhoş olma saatidir. zamanın inim inim inleyen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz."

 

 

Baudelaire

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nıkos Kazancakıs ''Zorba''

 

Tam namuslu düşüce,ıhtıyarlık ve dişsizlık ıster.insan gençliğinde canavardır..

 

 

 

İnsan canavardır!dedi ve sopasını şiddetle taşa vurdu.ona kötülük mü etin?Senden çekınır ve tıtrer.İyilik mi yaptın?Gözlerini oyar..aradaki uzaklığı koru patron..hepimizin eşit olduğunu söyleme!hemen elinden hakkını kaparlar

 

İnsanları rahat bırak patron,gözlerini açma'ancak açtıkları zaman onlara gösterecek iyi bir dünyaya sahip olasın.sahıp misin?

 

Zorba bir lüp alıp güneşe koyup,güneş ışınlarını yalnız bır noktaya tutarsan ateş alır dedi.çunku,güneşin dağınık ışınlarını bır noktada toplanmıştır.insan aklı da tıpkı böyledır..

 

Aklını yalnız birşeye verırsen mucızeler yaratırsın!!!!

 

 

 

Dünyayı bu hale getiren nedir bilir misin patron?yarım işler,yarımm günahlar,yarım iyilikler..sonuna kadar git be ınsan,avara et ve korkma!tanrı şeytandan çok,yarım şeytandan iğrenir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

CEHENNEMDE BİR MEVSİM

 

 

Aldanmıyorsam bir zamanlar hayatım,önüne

bütün gönüllerin açıldığı, yoluna bütün şarapların

döküldüğü bir şölendi.

Bir akşamdı dizimi oturttum Güzelliği-Terslik

edecek oldu-İler tutar yerini bırakmadım ben de.

Bayrak açtım adalete karşı.

Aldım başımı kaçtım. Ey büyücüler, size ey

bahtsızlık, ey nefret, hazinem size emanet.

Azmettim, söndürdüm içerimde insan ümidi adına

ne varsa. Bir yırtıcı hayvan amansızlığıyla atıldım

üzerlerine boğayım diye cümle sevinci.

Cellatlara seslendim, ısırayım diye ölürken

mavzerlerin kabzalarını. Seslendim salgınlara,

boğsunlar istedim, kan içinde, kum içinde beni. Tanrı

bildim musibeti. Gırtlağıma kadar battım çamurlara.

Cürümün ayazında kurundum. Hop oturup hop

kaldırdım çılgınlığı.

Bana baharın getirdiği ********* bir budala kahkahasıydı.

Derken az önce işte, bir de baktım ki kıkırdamak

üzereyim; aklıma eski şölenin anahtarlarını aramak

geldi, dedim belki de yeniden heveslenirim.

Hayırmış meğer o anahtarın adı-Anlaşıldı ben bir

düşteymişim.

"Sen canavar kalacaksın..." falan filan... atıp

tutmaya başladı başıma bu şirin hasırları ören şeytan.

"Ölümüne sürsün cümle iştahın, bencilliğin, cümle

bağışlanmaz günahın."

 

 

Ah, canıma yetti arttı-Kuzum şeytan, ne olur daha

bir öfkesiz bakıver de benden yana ufak tefek, yolda

kalmış alçaklıklar vara dursun, sen ki yazarda tasvir,

öğreticilik vergilerinin yokluğuna vurgunsun, senin için

kopardım lanetli gün defterimden bu uğursuz yaprakları.

 

rimbaud

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NE ICINDEYIM ZAMANIN

 

Ne icindeyim zamanin,

Ne de busbutun disinda;

Yekpare genis bir anin

Parcalanmis akisinda,

 

Bir garip ruya rengiyle

Uyumus gibi her sekil,

Ruzgarda ucan tuy bile

Benim kadar hafif degil.

 

Basim sukutu oguten

Ucsuz, bucaksiz degirmen;

Icim muradima ermis

Abasiz, postsuz bir dervis;

 

Koku bende bir sarmasik

Olmus dunya sezmekteyim,

Mavi, masmavi bir isik

Ortasinda yuzmekteyim

 

Ahmet Hamdi TANPINAR

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hamlet'den

 

 

 

Sevgisinin kepaze edilmesine,

Kanunların bu kadar çabuk yürümesine,

Kötülere kul olmasına iyi insanın

Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?

Kim ister bütün bunlara katlanmak

Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek,

Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,

O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya

Ürkütmese yüreğini?

Bilmediğimiz belâlara atılmaktansa

Çektiklerine razı etmese insanı?

Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:

Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor

Yürekten gelenin doğal rengini.

Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar

Yollarını değiştirip bu yüzden,

Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.

Ama sus, bak güzel Ophelia geliyor.

Peri kızı dualarında unutma beni,

Ve bütün günahlarımı.

 

 

Willam Shakespeare

HAMLET

III Perde, I Sahne

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Benim Günahım Aşktır

 

 

 

Benim günahım aşktır, senin erdemin nefret:

Sevgi günahtır diye günahımdan nefret bu.

Gel, kendi durumunu benimkine kıyas et,

Görürsün siteminin ne haksız olduğunu.

Haklıysa da, o sözler kızıl süsünü bozan

Ve benimkiler kadar bol sahte aşk senedi

Düzüp başkalarının yataklarını talan

Eden dudaklarından işitilmemeliydi.

Seni sevmem yasaldır; bak, seviyorsun sen de:

Gözüm sırf sana düşkün, senin gözün onlara;

Merhamet yüreğinde kök salıp boy versin de

Acımanla hak kazan sana acınanlara.

Aramağa kalkarsan kendi gizlediğini

Senin kendi örneğin yoksun bırakır seni.

 

1564.........

 

William Shakespeare

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

SENDEN İSTEDİĞİM

Senden bütün istediğim

Küçük bir sevgidir

Gelen ve ağır ağır büyüyen,

Değil gelen ve giden.

 

Ve senden bütün istediğim

Ümit dolu güneşli bir gün,

Sevgi dolu bir kucaklayış

Değil kucaklayış sonrada gidiş.

 

Senden bütün istediğim

Beni kırmamak,

Beni bekletmemek.

 

Yarın çok geç olabilir

Unutma ki vermek almak demektir;

Senden bütün istediğim

Küçük bir sevgidir,

Gelen ve ağır ağır büyüyen,

Değil gelen ve giden.

W.BLAKE

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Heeey Hayat..! ! ! !

 

 

 

Heey Hayat..! !

İstediğin kadar üstüme üstüme gel..! !

Direniyorum.

Israrlarına rağmen,

Yıkılmayacağım.

İstediğin kadar ez beni,

İstediğin kadar zulüm et..! !

Dimdik ayaktayım.! !

Çünkü..! ! !

Yaşama sevincimi,

Aşktan almaktayım..! !

Ne sen.....

Ne de içine aldığın insanların,

Aşktan,barıştan,dostluktan bir haber insanların..

Yıkamazlar beni,

Öldüremezler,

İçimdeki yaşam sevincimi..

Heeey Hayat..! ! ! !

Yolun yarısını geçmişken ben,

Halen yaşamaktayım..! !

Yaşama sevincimi,

Aşktan almaktayım..! ! !

 

Nazife Abaylı

 

şimdiye kadar yazdığım şiirleri daha önceden biliyordum bunu yeni buldum :stuart:

 

ters kafayı severmisiniz ;)B):lol:

ben seviyorum :wub:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Anlasana

 

 

 

Her sevincin her kederin

En ölümsüz sevgilerin

Sonsuz denen göklerin

Herşeyin bir sonu varsa

Ayrılıkların da sonu var

Bir gün çıkıp geleceksin

İçimde bir ümit var

Yeniden seveceksin

Yıllar var ki ben böyle

Bekliyorum özleminle

Anıların umutların kaldı bende

Anlasana anlasana anlasana anlasana

Biraz da gerçekleri anlasana

Senden ayrı günlerimi

Sana nasıl anlatsam ki

Mevsimsiz çiçekler gibi

Yarım kaldım inan ki

Sensizligin acısını sen nereden bileceksin

Sen hiç sensiz kalmadın ki

Mevsimleri saymadın ki

Yıllar var ki ben böyle

Bekliyorum özleminle

Anıların umutların kaldı bende

Anlasana anlasana anlasana anlasana

Biraz da gerçekleri anlasana

 

İlhan İrem

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sıkılmasın İçin

 

 

 

Sıkılmasın İçin

Sıkılmasın İçin

Sıkılmasın İçin

Dinle bak niçin

 

Hayat trendir

Tren ümittir

Durmadan inmek

Deliliktir......

 

Hayat tüneldir

Tünel bilinmez

Akıllı insan

Geçmişe dönmez

 

Hayat kumardır

Kumar kayıptır

Zamansız kalkmak

Çok ayıptır

 

İlhan İrem

 

 

geçmişe dönmeyenler akıllı insanlarmış.biliyordum ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Sevecen

 

 

 

Işıklı bir ağaç gibi

Bakışıyor gözlerin

Öyle nazlı... Öyle sıcak

Sevecen......

 

Bir başka dünyasın sen

Bağrında milyonlarla

Öyle büyük... Hoşgörülü

Sevecen......

 

Bembeyaz bir dünyada

Senle yaşamak varken

Böyle uzakta kalmak

Gücüme gidiyor...

 

Senin verdiklerini

Senle paylaşmak varken

Seni sensiz yaşamak

İçime sinmiyor...

 

Gel sevecen

Dön sevecen...

Sevmeyi senden öğrendim ben...

 

Gel sevecen

Gör sevecen

Sevmesini öğrendim ben...

 

Bir deli dere gibi

Akıp gider gururum

Öyle güçlü... Öyle yüce

Sevecen......

 

En büyük zamansın sen

Görünmeyen gücünle

Öyle ağır... Öyle sırlı...

Sevecen......

 

İlhan İrem

 

bu şiiri sevdim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her insan öldürür gene de

sevdiğini

Bu böyle bilinsin herkes tarafından,

Kiminin ters bakışından gelir ölüm,

Kiminin iltifatından,

Korkağın öpücüğünden,

Cesurun kılıcından!

 

Kimisi aşkını gençlikte

öldürür,

Yaşını başını almışken kimi;

Biri Şehvet'in elleriyle

boğazlar,

Birinin altındır elleri,

Yumuşak kalpli bıçak kullanır

Çünkü ceset soğur hemen.

 

Kimi pek az sever, kimi derinden,

Biri müşteridir, diğeri satıcı;

Kimi vardır, gözyaşlarıyla bitirir işi,

Kiminden ne bir ah, ne bir figan:

Çünkü her insan öldürür

sevdiğini,

Gene de ölmez insan.

 

 

usta oscar wild

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.