Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

(SÖYLEŞİ)..İlk Türban, Sumer'den Tevrata, Bugünkü Türban, En çok etkileyen Tanrı, Tufan, Tarihte ilk tek Tanrılı Din,


OBJEKTİVİST

Önerilen İletiler

yam yam bakta bu siteye NUH'un gemisini gördükten sonra belki özür dileme büyüklüğünü gösterirsin

 

yam yam doğu beyazıttaki kültür bakanlığındaki yapmış olduğu binayı da gördünmü ? mış mış kimmmiş mışıl mışıl uyayanlar kimmmiş gör.

 

 

 

 

wpe24.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konu Nuhun Gemisi değil sevgili arkadaşlar...

Tarihsel bir öneme sahip konu ile ilgili olarak düşünce, yorum ve paylaşımlarınız varsa bunu büyük bir memnuniyetle tartışacağımıza benim kadar sizlerin de inancının olduğuna yürekten inanıyorum..

 

Diğer taraftan konunuya katkısı açısından Muazzez İlmiye Çığ’ı tanımak için Serhat Öztürk tarafından yazılmış ve İş Bankası Yayınları’nın bastığı “Çivi Çiviyi Söker: Muazzez İlmiye Çığ Kitabı”nı okumak gerekiyor. Çünkü bu kitapta onun hayatı var. Atatürk Türkiye’sinde genç bir kadınının nasıl yetiştiği görüyorsunuz bu kitapta. Hangi koşullarda okuyup, çalıştığını ve 75 yaşından sonra nasıl yazar olduğunu anlatıyor Muazzez Hanım...

Aslında bütün kitapları okunmalı ama eğer tek bir kitabını seçecekseniz ve dinler tarihine ilginiz varsa bence “Kur'an İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni” okuyun. Bu kitapta 6 bin yıl önce yaşayan Sumer dininin çok tanrılı bir din olduğunu, zamanla tek tanrılı dinlere geçildiğini ve çok tanrılı dinlerdeki diğer tanrıların tamamıyla yok olmayarak tek tanrılı dinlerde melekler, şeytanlar, cinler olarak varlıklarını sürdürdüklerini okuyacaksınız.

Aynı kitapta dinlerin karşılaştırılması da var. Kuran’ı Tevrat'a benzetenler, her iki kitabın da Allah’tan geldiği için benzer olmasını normal karşılıyor ama, Sumer tabletlerinde Tevrat’takine benzer yazılar ortaya çıkınca durum değişiyor. Çünkü Sumer çivi yazılarındaki söylemler tek bir tanrıya değil, pek çok tanrıya ait.

Kitapta Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinleriyle Sumer dini arasındaki ortak noktalar ve benzerlikler tek tek ele alınmış.

Ortak noktaları üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz sanıyorum. Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü, tanrı korkusu, tanrının yargısı, kurbanlar, törenler, ilahiler, dualar, iyi ahlaklı, dürüst ve haktanır olmak, büyüklere ve küçüklere saygı göstermek, sosyal adaleti sağlamak ve temiz olmak bütün dinlerde olan ortak özellikler.

Benzerliklere gelince... Kitapta pek çok örnek var ama ben burada ancak birkaç tane verebilirim. Örneğin Sumerliler kadınları bir tarlaya benzetmişler. Aynı deyim hem Tevrat, hem Kuran da var. Kuran’da Bakara Suresinin 223. ayeti "kadınlarınız sizin için bir tarladır, tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın" yazar.

Sumerlilerde 7 sayısı çok önemlidir. 7 gün geçmek, 7 dağ aşmak, 7 ışık, 7 ağaç, 7 kapı gibi. Aynı şekilde Tevrat ve Kuran’da 7 sayısı bolca bulunmaktadır. İslam'a göre cennetin 7 kapısı vardır; Sumer yeraltı dünyasının da 7 kapısı bulunuyor.

Sumer kralları, tanrıların yeryüzündeki vekili sayılıyordu. Bu inanç Hıristiyanlıkta papaya, Müslümanlıkta halifeye geçerek sürmüştür. Sumer'de krallann nasıl sarayları varsa Tanrıların da evleri vardı ve bunlar "Tanrı evi" denilen görkemli tapınaklardı. Daha sonra bu tanrı evleri sinagoglara, kiliselere, camilere dönüştü. Camilerin ve minarelerin üstündeki yarım ay, Sumer Ay Tanrısının sembolüdür.

Sumer tanrılarının esas adlarından başka, niteliklerine göre adları da vardı. İslam dininde Allah'a verilen 99 ad, aynı geleneğin bir devamı gibi görünüyor. Sumerlilere göre ölüler, "kur" adlı karanlık, dönüşü olmayan bir yeraltı dünyasına gidiyorlar. Tevrat’ta bu “şeol”, Yunan'da “hades”, İncil’de “cehennem”, İslam'da “ahret” olarak devam etmektedir.

Sumerlilerde, okul tabletlerine göre altı gün çalışma, yedinci gün dinlenme var. Bu Yahudilere Sabbat olarak geçmiş. On emirde "Sabbat'ı düşün, onu kutsal gün olarak gör!" deniyor. Altı gün çalıştıktan sonra, yedinci gün Tanrıya adanmış bir dinlenme günü oluyor. Yine Yahudilere ve İslam’a göre Tanrı altı günde dünyayı yaratıp yedinci gün dinlenmiş.

Sumer tanrılarının gökte toplandıkları “Duku” adında bir yerleri var. İslam inanışına göre de Allah yedi kat göğün üzerinde “Arş”ta oturuyor.

Sumer törenlerinde tanrı heykellerinin gezdirilmesi, Hıristiyanlıkta dini törenlerde Meryem'in heykelinin taşınması şeklinde devam ediyor. Hıristiyanlıkta olduğu gibi Sumer'de de günah çıkaran rahipler bulunuyor.

 

Sevgiyle kalın... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yam yam bakta bu siteye NUH'un gemisini gördükten sonra belki özür dileme büyüklüğünü gösterirsin

 

yam yam doğu beyazıttaki kültür bakanlığındaki yapmış olduğu binayı da gördünmü ? mış mış kimmmiş mışıl mışıl uyayanlar kimmmiş gör.

 

 

 

Sen konuyu takip etmiyorsun sanırım... Önceki mesajımda bununla ilgili cevabımı vermiştim. Önce oraya bak istersen. Sonra da aşağıdaki sorularada bir cevap bulmaya çalış bakalım..

 

1- Nuh o büyüklükte bir gemiyi tek başına nasıl yaptı ?

2- Tüm hayvanları hem de çift olarak nasıl topladı?

3- Tüm hayvanları o gemiye nasıl sığdırabildi ?

4- Tufan bitene kadar yetecek miktarda yiyecek ve içecek suyu nasıl temin etti?

5- Bunları o gemiye nasıl sığdırabildi ?

6- Doğaları gereği bir arada bulunamayacak hayvanları (av-avcı) bir arada nasıl tutabildi?

7- Gemideki temizliği nasıl sağladı ? (Zira o kadar hayvanın dışkısı oldukça yüksek bir yekün tutar)

 

Önce inandığınız şeyleri bir sorgulayın.. (yapın şunu artık..) Sence bu soruların cevabı "Allah'ın hikmetinsen sual olunmaz" şeklinde mi olmalıdır?

 

Fotoğrafını verdiğiniz şekil bir yeryüzü oluşumudur. Gemi kalıntısı değil. Daha önce vermiş olduğum linke baksaydınız, 1980 lerden beri oralarda Nuh'un Gemisine ait kalıntıların aranmaya devam ettiğini görecektiniz. O zaman Ağlayan Kaya'ya bakarak Yunan Mitolojisine mi inanalım?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen konuyu takip etmiyorsun sanırım... Önceki mesajımda bununla ilgili cevabımı vermiştim. Önce oraya bak istersen. Sonra da aşağıdaki sorularada bir cevap bulmaya çalış bakalım..

 

1- Nuh o büyüklükte bir gemiyi tek başına nasıl yaptı ?

2- Tüm hayvanları hem de çift olarak nasıl topladı?

3- Tüm hayvanları o gemiye nasıl sığdırabildi ?

4- Tufan bitene kadar yetecek miktarda yiyecek ve içecek suyu nasıl temin etti?

5- Bunları o gemiye nasıl sığdırabildi ?

6- Doğaları gereği bir arada bulunamayacak hayvanları (av-avcı) bir arada nasıl tutabildi?

7- Gemideki temizliği nasıl sağladı ? (Zira o kadar hayvanın dışkısı oldukça yüksek bir yekün tutar)

 

 

YAM YAM,

ALLAHA İNANMAYANLAR BUNLARI ANLAYAMAZ NEDEN Mİ?

bİZ İMAN EDENLER ALLAHIN GÜCÜNÜN HERŞEYE YETERLİ VEKAFİ OLDUĞUNA İNANIR

pEYGAMBERİNE YARDIM EDEREK HERHALDE TEK TEK TAVUKLARIN PEŞİNE DÜŞEREK DEĞİL...

Fotoğrafını verdiğiniz şekil bir yeryüzü oluşumudur. Gemi kalıntısı değil. Daha önce vermiş olduğum linke baksaydınız, 1980 lerden beri oralarda Nuh'un Gemisine ait kalıntıların aranmaya devam ettiğini görecektiniz. O zaman Ağlayan Kaya'ya bakarak Yunan Mitolojisine mi inanalım?

 

yAHU YAM YAM BUNLARI KÖYLÜ MİŞON ARAŞTIRMAMIŞ....İLİM ADAMLARI....

 

YER ALTI RÖNTGENLERİYLE ÇEKİLMİŞ GEMİ TAHTALARI ÇAPASI HEPSİ ORADA....

 

GEMİ ÜÇ KATLI.....İNCİLDE YAZILAN ÖLÇÜLERE UYUYOR KURAN BİLGİLERİNİ DE DOĞRULUYOR

 

LÜTFEN O SİTEYİ BİR İNCELEYİN SİZİN KİLER İLİM ADAMI DA BUNLAR DEĞİL Mİ?

 

o GEMİYİ HALA ARAYAN ŞAŞKINLAR ARASIN DURSUN GEMİ AĞRIDA DEĞİL KURANIN BELİRTİĞİ CUDİ DAĞINDADIR BU DA ORDA...

 

YAM YAM ANLAŞILAN SİZ KENDİNİZİ İNANMAMAYA PROGRAMLAMIŞSINIZ....

 

 

İYİ DE SONSUZ SENE AHİRET..... 100 SENE DEĞİL Kİ.....BURADA BİRİLERİNİN YAZILARINI SİLEREK VEYA İNSANLARI KALEM GÜCÜNÜZLE KANDIRARAK ALDATABİLİRSİNİZ AMA ALLAHI ASLA... ASLA...........

 

BENDEN SÖYLEMESİ..

SELAM

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir iki sene önce, meksikada bir bahçenin çitini meryem slüetine bezetip yüzbinelrce kişi ziyarete gelmişti :)

 

bir kaya parçasını nuhun gemisi demek ancak turistik bir albeni olabilir.

 

 

Bir de islam Nuh'un gemisinin Cudi dağında olduğunu söylerken ağrı dağındaki bir fotoğrafı gösterip işte bakın, Nuh'un gemisinin fotoğrafı diyor. Sonrada kuranada uygun diyor.

 

"ilim adamları" nın incelediği onayladığı falanda yalandır. itibar bile etmemişlerdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir iki sene önce, meksikada bir bahçenin çitini meryem slüetine bezetip yüzbinelrce kişi ziyarete gelmişti :)

 

bir kaya parçasını nuhun gemisi demek ancak turistik bir albeni olabilir.

Bir de islam Nuh'un gemisinin Cudi dağında olduğunu söylerken ağrı dağındaki bir fotoğrafı gösterip işte bakın, Nuh'un gemisinin fotoğrafı diyor. Sonrada kuranada uygun diyor.

 

"ilim adamları" nın incelediği onayladığı falanda yalandır. itibar bile etmemişlerdir.

 

 

Kimmiş bu ilim adamları.....

 

Yahu aynı tastan içmiş gibi aynı cümleleri temcit pilavı gibi döküp durursunuz.....insaf yahu....

 

Cudi mudi bir zahmet edip siteye bakarmısın...

 

Devletin resmi kaynaklarında var... ingilizce bilmiyorsanız NUHUN GEMİSİ diye ararsanız kim yanlış görürüsünüz

 

Pes doğrusu....size laf anlatmak ne zormuş....

 

Apaçık olanı anlatamıyoruz cudiye ağrı diyorsunuz insan bu kadar bil bile yanlışda ısrar etmez vallahi çok yazık çok yazık.....

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Kazazlı ; Tanrı Nuh'a nasıl yardım etmiştir ?

 

1- Tanrı, gemiye neden "ol" deyince gemi olmamış?

2- Hayvanlar gemiye ışınlanmış mı?

3- Tanrı tarafından yeme ihtiyacı duymamışlar mı?

4- Neden onları tufan bitene kadar güvenli bir yere ışınlamamış?

5- Tufan'a ne gerek vardı? Helak etmek istediği halkı başka yollarla da helak edebilirdi değil mi? (Örneğin yıldırımlarla tek tek çarpabilirdi. Ya da bir hareketiyle onları maymuna çevirebilirdi. vs.vs.)

 

 

Sorular uzaaaaarrr gider... Bu tür anlatımlar her halkın efsanelerinde mevcuttur.. Utnapiştim'in şekil değiştirerek Nuh olduğuna inanmak istemiyorsunuz. Ama sizin inanıp inanmamanız bazı şeyleri değiştirmeyecektir.

 

Nuh'un Gemisi ile ilgili 1.sayfadaki mesajımda verdiğim linke neden bakma ihtiyacı duymadınız ? T.C AĞRI VALİLİĞİ DOĞUBEYAZIT KAYMAKAMLIĞI'na aittir. Bakın ne diyor (Sizin için tekrar yazıyorum);

 

Ağrı dağının güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasında doğal bir anıttır. Aslında bu anıt, gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet) dir.

 

Nuh tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. Buranın halk arasındaki adı, Cudi dağıdır. 1983 yılından itibaren kutsal geminin kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır.

 

İlk bakışta gerçekten gemiye benzeyen bu yapının heyelanın etkisiyle mi, yoksa Nuh’ un gemisinin karaya oturduğu yer mi olduğu henüz tartışma konusudur. Şekil Nuh’ un gemisi olması kadar ilginç olmakla beraber, doğal anıt niteliğindedir. Yer kabuğunun bir oyunu sonucunda oluşsa dahi, şekil yer bilimleri açısından da ilginçtir.

 

Devletin resmi kaynağı işte budur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

-http://www.zaman.com.tr/?bl=yazarlar&alt=yazarlar&trh=20060210&hn=255092-

 

Yasakçılığın Şahikası

 

Gölbaşı Bayrak Garnizonu’ndaki Bayrak Anaokulu Müdürlüğü’ne atanan ve başı kapalı kimliğini göstererek okula girmek isteyen öğretmen Aytaç Kılınç 2001’de görevinden alınıyor; Mamak Kıbrıs Köyü İlköğretim Okulu’na atanıyor…

 

 

Kılınç, bunun üzerine işlemin iptali istemiyle dava açıyor. Ankara 6. İdare Mahkemesi de atama işlemini 2002 yılında iptal ediyor!

 

İdare Mahkemesi’nin kararında, davacı öğretmenin daha önce Altındağ’da görev yaptığı okulda (Atam İlköğretim Okulu) başı açık olarak görev yaptığı, okul dışında da başını kapattığı işaretleniyor…

 

Öğretmenin, sorun olan başı kapalı fotoğrafı, öğretmen olmadan önce çektirdiği bir vesikalık fotoğraf. Başı açık olarak Atam İlköğretim Okulu’ndan aldığı kimliği ise kaybetmiş. Bu nedenle, yeni okuluna eski kimliğini vermiş…

 

Aytaç Kılınç öğretmenlik görevi süresince “Kılık Kıyafet Yönetmeliği” hükümlerine aykırı hiçbir harekette bulunmamış. Okul sınırları içinde hep başı açık olarak görev yapmış. Nüfus cüzdanındaki fotoğrafta da başı açık….

 

Ankara 6. İdare Mahkemesi, “Öğretmenin okula alınmayışının okula başı kapalı olarak girmek isteyişinden dolayı değil, önceden aldığı kimliğindeki resminde başının kapalı olmasından kaynaklandığına” dikkat çekiyor ve öğretmeni mağdur eden atama işlemini iptal ediyor!

 

Böylelikle, mahkeme “kraldan fazla kralcı” uygulamayı ortadan kaldırmış oluyor: Ne var ki, öğretmenin çilesi bitmiyor. Karar, Ankara Valiliği’nce temyiz ediliyor. Dosya, Danıştay 2. Dairesi’ne geliyor…

 

Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin kararı bu noktada bozuluyor: Danıştay, “okula gidiş gelişlerinde başını örten bir öğretmenin” anaokuluna müdür olmasını sakıncalı buluyor!

 

Danıştay 2. Dairesi, Aytaç öğretmenin türban yasağına karşı faullü hareket etmediği, yani okul sınırları içinde daima başı açık görev yapmış olduğu gerçeğini göz ardı ediyor…

 

Daire, yasakçı projektörlerini okulun dışına, sokağa çeviriyor ve diyor ki: “Eğitim bir şekilde okul dışında da süren bir olaydır. Öğretmenin okul dışında başını örtmesi öğrencileri olumsuz yönde etkiler, öğrencilere kötü örnek olur. O nedenle öğretmenin dışarıda başını örtmesi de laikliğe aykırıdır!”

 

Çok manidar bir karar bu: Dalında bir ilk; bir nevi türban yasakçılığının Everest’i! Danıştay böylece başörtüsü yasağını ilk kez sokağa taşımış oluyor!

 

Danıştay’a, Sezer’in her defasında biraz daha genişlettiği kamusal alanlar bile dar gelmiş, demek ki!

 

Yasakçı laikçiler eskiden beri hep derlerdi ya, “Türbanlıların özel hayatında, sokakta, dışarıda başını örtmesine kimse bir şey demiyor ki!” diye…

 

İşte, Danıştay “kamudakiler için” de olsa, demiş oldu ve sokağa da el attı! “Bu karar emsal teşkil eder” diyenler çıkabilir; bakarsınız “Üniversite sınırları içinde başını açan öğrenciler üniversiteye gelip giderken de başlarını kapatamazlar” diye bir karar da çıkartabilirler…

 

Burası Türkiye: Danıştay 2. Dairesi yarın bir gün “Eğitim bir şekilde evin içinde de devam eden bir hadisedir” der, evlerin içine de el atabilir!

 

Daha önce bu sütunda Kurulu Düzen mensubu kimi şahsiyetlerin türban yasağını sokağa, parklara, dağlara, taşlara taşıyacak ölçüde genişletmek istediklerinden söz etmiştim…

 

YÖK’ün başındaki zat, bir keresinde ağzındaki baklayı çıkarmış ve “Bir polis memuru, yolda giden türbanlı bir kadına kimlik sorduğu anda orası anında kamusal alan haline geliverir!” demişti…

 

Danıştay, YÖK’ten de hızlı…

 

Danıştay’ın 2. Dairesi, “THY ile yarışan!” hız düşkünü bıçkın şoförlerimiz gibi: Tek rakipleri (yasağı yıllardır demir yumrukla sokakta da uygulayan) Tunus Hükümeti!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir Zıplayan Dana

 

YÖK’ün başındaki zat, bir keresinde ağzındaki baklayı çıkarmış ve “Bir polis memuru, yolda giden türbanlı bir kadına kimlik sorduğu anda orası anında kamusal alan haline geliverir!” demişti…

 

 

Danıştay’ın 2. Dairesi, “THY ile yarışan!” hız düşkünü bıçkın şoförlerimiz gibi: Tek rakipleri (yasağı yıllardır demir yumrukla sokakta da uygulayan) Tunus Hükümeti!

Hiç şaşırmadım...

Bence beklenen bir karar.Memlekette öyle bir şey oldu ki,"türban-başörtüsü" taklımasına karşı olanlar "İLERİCİ"; serbest olsun diyenler "GERİCİ" oldular.Kafaya takılan ve saçı saklayan bir şey bir insanın ne olduğunu belirliyor,onu geçtim fikrinin bile ne kadar geçerli olup olmadığını belirler hale getirildi.Ve bu sadece "DARBE"ye karşı yapılmış gibi lanse edilmeye başlandı.YÖK görevlisinin kamusal alan tanımı çok güzel bence,madem bir devlet görevlisinin olduğu her yer kamusal alan o zaman o adam evde iken de kamu görevlisidir.Eee,o zaman evde de takılamaz,bu adam misafirliğe giderse o evdeki kadınlar da takamaz..Çok komik ve acı bir yere doğru gidiyor bu tartışma...Ya da daha doğrusu dayatma...

 

Tunus,bize pek fazla uzak değil...

Hatırlayanlar olur mutlaka,Aczimendiler zamanında yoldan geçen sakallıları toplamaya başlamışlardı.Bu olaydan hareketle tek bir şey diyeceğim,yine böyle bir olay olacak ama bunun için bir kıvılcım gerekli...Bakalım ne zaman ve nerde bu kıvılcımı bulacaklar beyefendiler...

Bir de aklıma şu geldi:Kedi kesenler çıkmıştı bir ara ve onlara da "satanist" ler dendi...O zamanda siyah giyen uzun saçlıları toplamışlardı ve benimde saçlarım uzun ve hala olduğu gibi siyah giyerdim.Polis beni almadı ama etraftaki insanların bana nasıl baktığını düşünüyorum da insan kendini suçlu hissediyor...Türban-başörtüsü takanlarda sanırım benzer bir hal içerisindeler ve daha da kötü olacak gibime geliyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

komik yaklaşımlar.

 

birileri mahkemelerin var olan yasaları uyguladığını. Ve o yasaları yapanın meclis olduğunu. 3 senedir iktidarda olan AKP nin türban konusunda tek yasa bile çıkarmayıp. Suçu mevcut yasaları uygulayan, mahkemelere atarak, ve arasıra artistlik yaparak prim topladığını görmemek.

 

AKP türban konusunda bolca artistlik yapar. Mahkemelere çatar. Sonra hukukçular " Bizim görevimiz var olan yasaları uygulamak, Mecliste olan sizsiniz, biz meclisin çıkardığı kanunları uygularız" cevabını alınca. Ve iş mecliste türbanla ilgili mecliste yasa çıkarmaya gelince kılını bile kıpırdatmadığını görmemek bu yaklaşımlar.

 

Bir anadolu kasabasında doktor, iltihaplı hastalar her geldiğin iltihaplı yarayı temizler hastayı gönderirmiş. bir gün oğlu sormuş ya baba, u yarayı nyie kurutmuyorsunki basit bir iş. Babası gülmüş oğlum her iltihap yaptığında köylüler pansumana gelip tavuk, kuzu, yumurta, sebze falan getiriyor, niye kurutayım yarayı demiş.

 

AKP nin tavrıda aynen budur. Yasaları uygulayan hukukçulara çatar. Ama iş o yasaları değiştirmeye gelince, Kılını kıpırdatmaz.

 

Abdurrahman Dilipak'ın dediği gibi " bu fa.ise gibi siyaset yapmaktır"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir Zıplayan Dana

komik yaklaşımlar.

 

birileri mahkemelerin var olan yasaları uyguladığını. Ve o yasaları yapanın meclis olduğunu. 3 senedir iktidarda olan AKP nin türban konusunda tek yasa bile çıkarmayıp. Suçu mevcut yasaları uygulayan, mahkemelere atarak, ve arasıra artistlik yaparak prim topladığını görmemek.

 

 

Abdurrahman Dilipak'ın dediği gibi " bu fa.ise gibi siyaset yapmaktır"

AKP'nin bunu değiştirme çabaları var ama karşılarında bir DEVLET Erkan-ı var ve o kadar kolay olmuyor.Hele de YÖK gibi kendini devlet'in sahibi olarak gören ve arkasına Ordu'yu alan bir kurumun başkanının nasıl oluyorda kendi üstünde olan ve kendisinden emir alan ve o kişiye "BAŞBAKAN" denilen şahısa nasıl başkaldırdığı düşünülürse sanırım nerede olduğumuz anlaşılacaktır.

 

A.Dilipak ile aynı dil üzerinde anlaştığınıza şaşırmadım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

 

Diğer taraftan konunuya katkısı açısından Muazzez İlmiye Çığ’ı tanımak için Serhat Öztürk tarafından yazılmış ve İş Bankası Yayınları’nın bastığı “Çivi Çiviyi Söker: Muazzez İlmiye Çığ Kitabı”nı okumak gerekiyor. Çünkü bu kitapta onun hayatı var. Atatürk Türkiye’sinde genç bir kadınının nasıl yetiştiği görüyorsunuz bu kitapta. Hangi koşullarda okuyup, çalıştığını ve 75 yaşından sonra nasıl yazar olduğunu anlatıyor Muazzez Hanım...

Aslında bütün kitapları okunmalı ama eğer tek bir kitabını seçecekseniz ve dinler tarihine ilginiz varsa bence “Kur'an İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni” okuyun. Bu kitapta 6 bin yıl önce yaşayan Sumer dininin çok tanrılı bir din olduğunu, zamanla tek tanrılı dinlere geçildiğini ve çok tanrılı dinlerdeki diğer tanrıların tamamıyla yok olmayarak tek tanrılı dinlerde melekler, şeytanlar, cinler olarak varlıklarını sürdürdüklerini okuyacaksınız.

Aynı kitapta dinlerin karşılaştırılması da var. Kuran’ı Tevrat'a benzetenler, her iki kitabın da Allah’tan geldiği için benzer olmasını normal karşılıyor ama, Sumer tabletlerinde Tevrat’takine benzer yazılar ortaya çıkınca durum değişiyor. Çünkü Sumer çivi yazılarındaki söylemler tek bir tanrıya değil, pek çok tanrıya ait.

Kitapta Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinleriyle Sumer dini arasındaki ortak noktalar ve benzerlikler tek tek ele alınmış.

Ortak noktaları üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz sanıyorum. Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü, tanrı korkusu, tanrının yargısı, kurbanlar, törenler, ilahiler, dualar, iyi ahlaklı, dürüst ve haktanır olmak, büyüklere ve küçüklere saygı göstermek, sosyal adaleti sağlamak ve temiz olmak bütün dinlerde olan ortak özellikler.

Benzerliklere gelince... Kitapta pek çok örnek var ama ben burada ancak birkaç tane verebilirim. Örneğin Sumerliler kadınları bir tarlaya benzetmişler. Aynı deyim hem Tevrat, hem Kuran da var. Kuran’da Bakara Suresinin 223. ayeti "kadınlarınız sizin için bir tarladır, tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın" yazar.

Sumerlilerde 7 sayısı çok önemlidir. 7 gün geçmek, 7 dağ aşmak, 7 ışık, 7 ağaç, 7 kapı gibi. Aynı şekilde Tevrat ve Kuran’da 7 sayısı bolca bulunmaktadır. İslam'a göre cennetin 7 kapısı vardır; Sumer yeraltı dünyasının da 7 kapısı bulunuyor.

Sumer kralları, tanrıların yeryüzündeki vekili sayılıyordu. Bu inanç Hıristiyanlıkta papaya, Müslümanlıkta halifeye geçerek sürmüştür. Sumer'de krallann nasıl sarayları varsa Tanrıların da evleri vardı ve bunlar "Tanrı evi" denilen görkemli tapınaklardı. Daha sonra bu tanrı evleri sinagoglara, kiliselere, camilere dönüştü. Camilerin ve minarelerin üstündeki yarım ay, Sumer Ay Tanrısının sembolüdür.

Sumer tanrılarının esas adlarından başka, niteliklerine göre adları da vardı. İslam dininde Allah'a verilen 99 ad, aynı geleneğin bir devamı gibi görünüyor. Sumerlilere göre ölüler, "kur" adlı karanlık, dönüşü olmayan bir yeraltı dünyasına gidiyorlar. Tevrat’ta bu “şeol”, Yunan'da “hades”, İncil’de “cehennem”, İslam'da “ahret” olarak devam etmektedir.

Sumerlilerde, okul tabletlerine göre altı gün çalışma, yedinci gün dinlenme var. Bu Yahudilere Sabbat olarak geçmiş. On emirde "Sabbat'ı düşün, onu kutsal gün olarak gör!" deniyor. Altı gün çalıştıktan sonra, yedinci gün Tanrıya adanmış bir dinlenme günü oluyor. Yine Yahudilere ve İslam’a göre Tanrı altı günde dünyayı yaratıp yedinci gün dinlenmiş.

Sumer tanrılarının gökte toplandıkları “Duku” adında bir yerleri var. İslam inanışına göre de Allah yedi kat göğün üzerinde “Arş”ta oturuyor.

Sumer törenlerinde tanrı heykellerinin gezdirilmesi, Hıristiyanlıkta dini törenlerde Meryem'in heykelinin taşınması şeklinde devam ediyor. Hıristiyanlıkta olduğu gibi Sumer'de de günah çıkaran rahipler bulunuyor.

 

Sevgiyle kalın... :clover:

 

 

evet türban en eski çağlardan bu yana vardı. hatta bir Hz Havva'dan bu yana olduğuna inanıyoruz. bir sorunmu var ****** topluluğu?

Evet türban eski çağlardan beri var.

Evet Hz Havva'dan bu yana olduğuna da inanılabilir

Evet sorun var ve o da şu sayın Susturucu...

Her zaman yaptığınız gibi TEPKİ, ÖFKE ve ŞİDDED

.....

 

Ülkem insanım,

yobazın kafadaki karasını, isini,

örtmüyor

takken...

Yazık insanım,

sivil örümceğin eldeki izini

kapatmıyor

eldiven...

 

Anlasanıza,

birileri hedefine almış,

seni, bizi, hepimizi...

Doğru değilse

gel...

İnandır beni, bizi...

Yanlış ise söylenenlerin,

onlarcanın,

yirmilercenin,

yüzlercenin,

sadece üçü, beşi...

Değil hepsi...

Tanrı şahidim olsun tutacağım elini...

Yok,

değilse,

sen tut elimi,

elimizi,

ellerimizi...

_____________________________________________ Tuncay D. Kalemoğlu____________

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte tamda AKP nin yaratmaya çalıştığı hava, Biz aslında değiştirecezde engel oluyorlar. Belli oluyorki nasılda alıcısını buluyor :)

 

Vay be AKP YÖK ten korkup türban yasası çıkaramıyor öylemi. Asker Darbemi yapacak Türban yasası çıksa. Gerçekten buna inanlar var mı ya :)

 

Askerin en hassas olduğu konulardan biri olan Kıbrıs konusunda müzakere metninde Güney Kıbrıs'ı tanıma vaadi içeren metni imzalayacak gücü var Türban kanunu çıkaracak gücü yok.

 

İmam Hatiplilere üniversite yolu açacak düzenlemeler yapacak gücü var bunu yapacak gücü yok öyle mi ?

 

Devam edin inanmaya, boşuna dememişler herkes hakettiği gibi yönetilir diye. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ercan hz. havva yı mı soruyorsun :)

 

"Hz. Adem ile Hz. Havva'dan sonraki insanların hepsi ana rahmi içinde canlanır ve hayata hazır hale gelir. Hz. Havva'nın yaratılışı ile Allah, yaratıcılığını kendinde saklamış, insan neslini çoğaltma kudretini ana ile paylaşmıştır." (s. 322). İkinci olarak yazar, "Allah çoğaltma kudretini ana ile paylaşmıştır" ifadesini kullanıyor. Halbuki sahih ve saf İslam akidesinde Cenab-ı Hakk'ın Zat'ının eşi, benzeri, zıddı olmadığı gibi, O'nun icraat-ı ilahiyesinde de yardımcısı, ortağı yoktur. Ruhnama, usulde dinin esaslarına dokunacak yanlış anlamayanlara sebebiyet verdiği gibi, füru'da da yanlış anlamalara kapı aralayacak ifadeler içermektedir. Bu hususta da, sadece bir misal verip geçelim. "

 

-http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/haziran/21/dusunce.html-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

Evet türban eski çağlardan beri var.

Evet Hz Havva'dan bu yana olduğuna da inanılabilir

Evet sorun var ve o da şu sayın Susturucu...

Her zaman yaptığınız gibi TEPKİ, ÖFKE ve ŞİDDED

.....

 

Ülkem insanım,

yobazın kafadaki karasını, isini,

örtmüyor

takken...

Yazık insanım,

sivil örümceğin eldeki izini

kapatmıyor

eldiven...

 

Anlasanıza,

birileri hedefine almış,

seni, bizi, hepimizi...

Doğru değilse

gel...

İnandır beni, bizi...

Yanlış ise söylenenlerin,

onlarcanın,

yirmilercenin,

yüzlercenin,

sadece üçü, beşi...

Değil hepsi...

Tanrı şahidim olsun tutacağım elini...

Yok,

değilse,

sen tut elimi,

elimizi,

ellerimizi...

_____________________________________________ Tuncay D. Kalemoğlu____________

 

.

 

 

Sayın copy+pastevist! Hz.Havva kim Allah aşkına? Biz Kuran müminlerini bilgilendirirseniz seviniriz inşallah!

 

Sayın ercan1980...

Sayın susturucunun Hz Havaanında başörtüsü var iddiasıydı o ve on atfen yukarıdaki cevap verildi..

Sanıyorum sayın susturucunun iletileri de silinmiş...

Sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim sorumun sizin söylediklerinizle bir ilgisi yok! Adem'in eşine neden Havva diyorsunuz? Kuran kaynaklı olmayan bu bilginin kaynağını soruyorum sizlere? Kalın harflerle yazılan kısımdan bunu anlayacağınızı düşünmüştüm oysa(?)

esselam aleykum birader "sünnet"ve"hadis"senin için ne ifade ediyor kaynak olarak basta KURAN-I KERiMsonra sünnet ve hadis bak arast1r bulursun "iKRA"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim sorumun sizin söylediklerinizle bir ilgisi yok! Adem'in eşine neden Havva diyorsunuz? Kuran kaynaklı olmayan bu bilginin kaynağını soruyorum sizlere? Kalın harflerle yazılan kısımdan bunu anlayacağınızı düşünmüştüm oysa(?)

 

 

esselam aleykum birader "sünnet"ve"hadis"senin için ne ifade ediyor kaynak olarak basta KURAN-I KERiMsonra sünnet ve hadis bak arast1r bulursun "iKRA"

 

Havva , İbrahimi Dinler'de ilk insan Adem'in eşidir. Bu dinlere göre tüm insanlar Adem ve Havva'nın çocuklarıdır. Bazı batı dillerinde Eski Ahid'den geldiği şekliyle Eva diye adlandırılır. Yahudi ve Hristiyan kaynaklarında Havva ilk günahı işleyen insandır, Adem onun vasıtasıyla yasak meyveyi yemiştir. Kur'an'da ise suç direk olarak Adem'e izafe edilir. Hristiyan kaynaklar Adem-Havva ailesinin günahından tüm insanları sorumlu tutarlar. İsa'in bu günahı kaldırmak için geldiğine inanırlar. Kur'an her insanın günahsız olarak dünyaya geldiğini ve kimsenin başkasının günahını yüklenmediğini söyler. Yahudi kaynaklarına göre Adem ile beraber ilk yaratılan kadın Havva değil Lilithdir ancak Lilith Adem ile aynı zamanda yaratıldığını öne sürerek Ademe eşlik etmeyeceğini ileri sürmüş ve Tanrı daha sonra Adem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratmıştır. Sufi kaynaklarına göre ise Adem-Havva Kıssası, büyük ölçüde semboliktir. Adem, insanoğlunu temsil etmekte olup, yasak meyveyi yiyen ve Adem'i de suça ortak eden Havva insan nefsini (egoyu) sembolize etmektedir. Bununla birlikte peygamber olarak gelen bir Adem ve eşi Havva aynı zamanda gerçek kişiliklerdir. Bahailer de bu açıklamaya katılırlar.

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

esselam aleykum birader "sünnet"ve"hadis"senin için ne ifade ediyor kaynak olarak basta KURAN-I KERiMsonra sünnet ve hadis bak arast1r bulursun "iKRA"

 

Ahrar!......... Her cümlenin sonuna "ikra" ekleyip duruyorsun! aklından zorun mu var senin kardeşim? Sen benim Kuran'ı okumadığımı nerden biliyorsun? www.kurandini.net.tc = bak bakalım Kuran'dan (+ilahi bildirgelerden) bihabermiymişim? Fesuphanallah!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahrar! ....... Her cümlenin sonuna "ikra" ekleyip duruyorsun! aklından zorun mu var senin kardeşim? Sen benim Kuran'ı okumadığımı nerden biliyorsun? www.kurandini.net.tc = bak bakalım Kuran'dan (+ilahi bildirgelerden) bihabermiymişim? Fesuphanallah!
esselam aleykum birader hani okuyorsun yaaaaaaaa HiRA NUR DAG1NDAKi iLK EMiRDiR "iKRA BiSMi RABBiKE"sen bilirsin canImmmmmmmmmm

bu arada sen olduysan okuma belki olmussundur :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlık fotoğrafının tamamından haberi olmayanlar tarih süreci içindeki parçaları birleştiremezler

 

Söyleşi içinde gerçekler var

 

NUH tufanı mesela

 

Bu gün ingiliz ve Amerikan arkeologların bulduğu NUHUN gemisi CUDİ dağı üzerinde doğubeyazıt sınırları içinde turizme açılmış durumdadır

 

Başörtüsü meselesi de doğrudur çünkü islam dini Ademle beraber var olmuştur ana esasları hep aynıdır

 

Tarih sürecinde her toplumdan hem çok tanrılı pagan anlayışında olanlar olduğu gibi müslümanlarda her zaman var olmuştur

 

Bu gün dahi toplumumuzda çok renkli çeşitli dinler olduğu gibi

 

Kör fili hortumundan yakaldığında onu hortum sanabilir veya bir sütun....

 

Yani herkes olayı görmek istediği gibi görür bende böyle gördüm ves'selam

yani dini kaynaklarI ilmi ,bilisel çalIsmalr kanItlamIshaa :(:( nekadar enteresan halbükü hep derler bunlar yokdiye garipppp :excl::excl::excl:
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.