Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2009 evet sn mavi hep birlikte söyleyelim bunu.. Pkk ve diğer terör örgütleriyle beraber, kimin hesbına olursa olsun ,SUÇSUZ YERE insan öldüren kim varsa hepsine lanet olsun...kim olursa olsun ... ortak düşüncemiz bu olmlı. Bir örnek verirken bile kendimizden,görmek istediğimizden değil, vicdanımızla verelim. Siz genelde terörden çuçlu insanların,işkence ve faillerini sorarken diğer taraftaki insanları görmemeniz bizim dikkatimizi çekiyor. bizde isterizki rahat,huzurlu bir ortamımız olsun...Polisimiz,askerimiz daha eğitimli olsun eskiden yaşanlar birdaha yaşanmasın. Zamanında Sağcısı-solcusu demeden bu insanlar öldürüldü,işkenceler gördü. Bu olayı zamanın savsısı bile itiraf etti denge sağlansın diye diğerlerindende asmk zorund kaldık diye. bunu yanlız kendi zihniyetinizin yaşdığını,yada şu görüşten,şu ırktan olduğundan bu muameleyi gördüğünü söylerseniz yanlış olur. Analışılmsınız ve olan ortak noktamızıda bulamayız. Başım,gözüm üstüne...hep beraber,görülmesi gereken her yeri! Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2009 Ülkemizdeki faili mechullerin aydinlatilmasini cani gönülden isteyen her birey, demokrasi ve özgürlüklerden yana olan tüm insanlar BOTAS kuyularinin acilmasini sabirsizlikla bekliyor. "BOTAŞ KUYULARI HEMEN AÇIN VE GİTTİĞİ YERE KADAR GİDİN! 13:01 23 Şubat 2009 OZAN BİLİR Türkiye Barış Meclisi, BOTAŞ kuyularının açılması ve faili meçhullerin bulunması için İstanbul Taksim'deki Gezi Parkı’nda oturma eylemi gerçekleştirdi. Eylemde konuşan Diyarbakır Barosu’ndan Tahir Elçi, Ergenekon davasının Fırat’ın doğusunu da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini belirtirken, avukat Mebusa Tekay, artık hiç kimsenin ‘görmedik, duymadık ve bilmiyoruz’ diyemeyeceğini ifade etti. Ergenekon davasıyla yeniden gündeme gelen faili meçhul yurttaşların gömüldüğü yerlerden birisi olarak gösterilen BOTAŞ kuyularının açılmasına ilişkin girişimlere sürüyor. Geçtiğimiz hafta Şırnak’ta kuyuların bulunduğu tesislerde bir heyet tarafından inceleme yapılmış ve görevli savcı kuyuların açılabileceği yönünde görüş bildirmişti. Türkiye Barış Meclisi üyeleri de dün Taksim Gezi Parkı’nda oturma eylemi yaptı. "Faili meçhuller bulunsun, BOTAŞ kuyuları açılsın" pankartı açan grup, Ergenekon davasının Fırat'ın doğusuna geçmesini talep etti. ELÇİ: RESMİN TAMAMINI GÖRMELİYİZ Devlet içinde örgütlenmiş ve binlerce karanlık olaydan sorumlu olanların tümüyle ortaya çıkarılması gerektiğini Diyarbakır Barosu üyesi Avukat Tahir Elçi, Diyarbakır'da süren JİTEM Davası'ndaki gelişmelere değindi. Elçi, "Savcının sözünü ettiği örgüt JİTEM'dir ve JİTEM’in kadroları şimdi Ergenekon davasında tutuklu bulunuyor. Tek tek suçların mahalli savcılar tarafından soruşturulması, resmin tamamının görülmesini engellemekte ve başka delillere ulaşılmasını imkansız kılmaktadır. Tüm soruşturmaların birleştirilerek tek elden yürütülmesi, her zamankinden daha yaşamsal bir ihtiyaç olarak önümüzde duruyor” diye konuştu. “JİTEM olmadan Ergenekon’un ne olduğunu tam olarak kavramak, kalıcı bir toplumsal barışa ulaşmak mümkün olmayacak, Kürtlerin de hukuka, adalete ve devlete olan güveni tesis edilemeyecektir. Bu konularda hükümeti ve parlamentoyu tarihi bir sorumluluk bekliyor. Ergenekon ile yakalanan tarihi fırsat kaçırılmamalıdır" diyen Elçi, Ergenekon davasının Fırat'ın doğusunu da ele alarak genişletilmesi gerektiğinin altını çizdi. TEKAY: YÜZLEŞME ZAMANI Türkiye'nin topraklarından mermiler, bombalar ve cansız bedenler yerine hayatın fışkırmasını istediklerini belirten İstanbul Barosu Avukatı Mebuse Tekay ise, "Canımızı yakan herşeyle yüzleşmenin ve geleceğimize sahip çıkmanın tam zamanıdır. Görmedik, duymadık ve bilmedik diyemeyiz. Çünkü herşey gözlerimizin önünde oldu. Ülkenin yurttaşları olarak yargı, yürütme ve yasamaya sesleniyoruz: Ergenekon sürecinin derinleştirin, gittiği yere kadar götürün ve artık Fırat'ın doğusuna geçin. Faili meçhulleri bulun ve kuyuları açın" dedi. BİRDAL: KUYULAR TÜRKİYE’NİN UTANCI Oturma eylemine DTP Diyarbakır Milletvekili ve İstanbul Belediye Başkan Adayı Akın Birdal da katıldı. Birdal, BOTAŞ kuyularının açılmamasının ülkenin utancı olacağını belirterek, TBMM'de siyasi iradenin de faili meçhullerin bulunması ve karanlığın aydınlatılması için sürece katılması gerektiğini söyledi." Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1235386860&year=2009&month=02&day=23- Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 6 Mart , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 6 Mart , 2009 Asit kuyuları açılmadı,ertelendi herşey bir daha ki vicdan muhasebelerine...çok şaşırdım demek isterdim,inanın ki bunu çok isterdim.Ama ne yaparsınız,hala aynı yerde sayınca,trajediler alışkanlığa dönüşebiliyor. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 6 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 6 Mart , 2009 Savcidan ilginc bir durdurma karari!!!! BOTAS kuyularinin acilmasini durduran savci acilma tarihini belirsiz birakti. Neden acaba savci acilmamasi tarafi? Tesadüfe bakin, bazilarimizin bölücü dedigi Evrensel bu haberi veriyor ama vatansever gatelere göz attim ve hicbirinde bu haberi göremedim. Vatansever gazeteler de herhalde savci gibi düsünüp acilmasini istemiyorlar gibi anlasiliyor. Lafta faili mechule karsi gelmek buna denir. Insanlarimizi duyarli haberler vereceklerine kimin eli kimin cebinde, kim kiminle dans ederken yakalanmis, hangi parti daha cok sanatci getiriyor gibi bos ve gereksiz haberler vererek insanlarimizi uyutmaya calisiyorlar ve bizlerde buradan asagidaki haberi yayinlayan geázeteleri ya bölücü yada Türkiye düsmani ilan ederiz. Haberin devami; "SAVCILIĞIN KAZIYI ERTELEME KARARININ ARKASINDA NE OLDUĞU MERAK EDİLİYOR Tarihin aydınlatılması ertelendi!BOTAŞ kuyularını açma konusunda şimdiye kadar çok kararlı davranan savcılığın son anda kazıyı bilinmeyen bir tarihe ertelemesi dikkat çekti. SAVCILIK, JİTEM cinayetlerini ortaya çıkartacak BOTAŞ kuyularını dün açmaktan vaz geçti. Kazı “ belirsiz bir tarihe” ertelendi. Birçok faili meçhulü ve gözaltında kayıpları aydınlatması gereken, yakınlarını kaybeden onlarca ailenin umutla yanıt beklediği söz konusu ölüm kuyularını açmaktan son anda vazgeçilmesi dikkat çekti. Duruma tepki gösteren Şırnak Barosu Başkanı Nuşerivan Elçi, “Yarası olan yarasını saklar” dedi. Şırnak Barosu, konuya ilişkin dün Silopi Grant Otel’de bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi ve baro üyesi avukatlar katıldı. Baro Başkanı Elçi, uzun bir dönem bölgede yaşanan hukuksuzlukların bitirilmesi ve Türkiye adına demokratik bir ortamın oluşturulması için Şırnak Barosu’nun gereken hassasiyeti gösterdiğine dikkat çekti. Baronun, olayların tüm aşamalarını delillerin karartılması ihtimaline karşı tüm Türkiye ile paylaştığını dile getiren Elçi, dün akşam Silopi Cumhuriyet Savcılığı tarafından BOTAŞ kuyularının açılmasının ertelenmesinin, olaylara taraf olanların rahatsız olduğunu gösterdiğini belirtti. BİZ DEVAM EDECEĞİZ Kuyuların açılmasını karanlık bir dönemden çıkış olarak değerlendiren Elçi, kuyulardaki çalışmamın bu şekilde gölgelenmesi ve sudan bahanelerle ertelenmiş olmasının hukuka olan inancın sarsılmasına neden olduğunu söyledi. Elçi, “Savcılık tarafından verilen karar, olayların yaşandığı döneme ilişkin kaygılarımızın haklılığını açıkça ortaya koymaktadır. Biz bölgede yaşayan ve acı çekmiş insanlar olarak, ödenmesi gereken bedelleri ödeyerek yolumuza devam edeceğiz” dedi. YARASI OLAN SAKLAR! Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Elçi, Silopi’nin demokrasiye en uzak yer olduğuna dikkat çekti. Elçi, kararın bu şekilde iptal edilmesinin anlamsız olduğuna işaret etti. Mahkemenin ayın 11’ine kadar kuyuların açılmasına dair karar aldığını söyleyen Elçi, bunun bir an önce hayata geçmesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. Şırnak Baro Başkanı Elçi, “Bedeli ne olursa olsun Türkiye geçmişiyle yüzleşecektir. Aydınlık bir geleceğin oluşabilmesi için bu kuyuların açılması şarttır. Ve kamuoyu önünde söz veriyoruz. Ailelerin acılarını dindireceğiz. Ama şunu da belirtmek gerekir ki, kuyuların açılmasına yönelik soruşturmaya olan inancımız sarsılmıştır. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, yarası olan yarasını saklar” diye konuştu. (ŞIRNAK -------------------------------------------------------------------------------- BAKAN ‘ÜZERİNE GİTMEZSEK ELEŞTİRİN’ DEMİŞTİ! Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, ocak ayında TBMM Genel Kurulu’nda kuyularla ilgili konuşmasında, “Üzerine gitmezsek eleştirin” demiş ve DTP’li vekillerle Şırnak baro başkanını suçlamıştı. Şahin, “Delil getirin de açalım” diye de eklemişti. Sürecin sonuna gelindiği bir zamanda kazının ertelenmesi üzerine Bakan Şahin’in de bir açıklama yapıp yapmayacağı merak ediliyor. Bakan Şahin’in Meclis’te sarf ettiği sözler ise şöyleydi: “Bana verilen bilgide de BOTAŞ’ın alanının çok geniş bir alan olduğu, eğer gerçekten bu konuda bilgisi, görgüsü olanlar varsa, Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup kendilerine yardımcı olunması halinde, bu fiziki mekanların kazılarak, iddiaların doğru olup olmadığını araştırabileceklerini ifade ediyorlar. Ama siz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, adli makamlarını, yetkililerini, delilsiz ve mesnetsiz isnat ederseniz, bu sözlerinize bizim verebileceğimiz, söylediğim ifadelerin dışında başka bir cevap olamaz. Sayın Bayındır, ‘Asit kuyularında insanlar yakıldı’ diyorsunuz. ‘Yakıldı’ demek, bunu yakinen biliyor anlamı taşır. Eğer nerede, kim ve kimler, asit kuyularında yakılmışsa, lütfen adli makamlara yardımcı olun. Savcılarımıza, hakimlerimize, ilgili mercilere yardımcı olun. Bunların üzerine gitmezsek, o zaman gelin burada eleştiri getirin.”" Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=46863- Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Sosyal demokratim, Atatürkcüyüm ve devrimciyim diyen CHP ve benzer partiler ERGENEKON'UN avukati olacaklarina BOTAS kuyularini actirmayan zihniyetin pesine düssünler ve her zaman gercekten de mazlumun yaninda ve adaletsizlige, iskenceye ve insanhaklari ihlalerine karsi olduklarini isbatlasinlar. Lafla peynir gemisi yürümedigi gibi, agiz dalasasiylada muhalefetlik te yapilmaz. Binlerce duyarli insan BOTAS kuyularinin acilmamasini protesto edip seslerini yükseltirken, CHP'de hala ya milliyetcilerle ya da seriatcilarla milliyetcilik ve seriatcilik yarisi yapiyor. Ve burada da sosyal demokrat, Atatürkcü ve özgürlükcü gecinenlere sesleniyorum, hicmi sizi BOTAS'in acilmama karari rahatsiz etmiyor??? Böylemi ülkemize demokrasiyi ve özgürlügü getirecegiz? Ergenekon icin safsata diyenler neden BOTAS acilsinda kuyularin bos oldugunu halka gösterelim demiyorlar? Kuyular acilinca Ergenekon icin safsata diyemiyeceklerya, o yüzden susmayi tercih ediyorlar. Ve agizlarini acanlarda zaten onlara göre ya bölücü yada bölücü yandasi oluyor. Haberin devami: "ÖLÜM KUYULARININ AÇILMASINI ASKER Mİ ENGELLEDİ? 15:12 08 Mart 2009 Silopi Cumhuriyet Savcısı’nın BOTAŞ kuyularının açılmasını ertelemesi kararı hukukçular, sanatçılar ve siyasetçiler tarafından basın açıklamasıyla protesto edildi... AYSEL KILIÇ Türkiye Barış Meclisi, hukukçular, sanatçılar ve siyasetçiler Silopi Cumhuriyet Savcısı'nın BOTAŞ kuyularının açılmasını ertelemesi kararını ortak bir basın toplantısı ile kınadı. Ölüm kuyularının açılmamasının demokrasi ve barış isteyenleri ciddi bir biçimde kaygılandırdığı belirtilirken, yargının belli güçlerin etkisinde kaldığı iddia edildi. Şırnak Barosu'ndan Avukat Rojhat Dilsiz, ''Savcılık kararından önce bir askerin gelip savcı ile görüştüğüne yönelik duyumlar aldık'' dedi. Silopi Cumhuriyet Savcısı'nın BOTAŞ kuyularının açılmasını ertelemesi kararını, TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde yapılan basın açıklamasıyla kınandı. Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, ölüm kuyularının açılmamasının demokrasi ve barış isteyenleri ciddi bir biçimde kaygılandırdığını söyledi. Tahmaz, ''Barış ancak, çekilen acıların ortaya çıkarılması, yaralarının sarılması, bölgedeki faili meçhullerin mezarlarının ve katillerinin bulunmasıyla mümkün olabilir'' dedi. Güvenlik' nedeniyle kuyuların açılmadığına yönelik Savcılık açıklamasına hatırlatma yapan Tahmaz, ''Ensesinden vurularak öldürülenlerin yakınlarının, cansız bedenlere ulaşmaları ne gibi bir provakasyona yol açabilir? Kaybettiğimiz bu insanlar, Türkiye'nin acılı geçmişinin en temel parçalarından birisidir. Barış bu acıları yok sayarak, onların üstünü örterek değil, bu acılarla yüzleşerek gerçekleşir'' dedi. Tahmaz, Ergenekon soruşturmasının Susurluk'la, Fırat'ın doğusuyla ve faili 'meçhullerle' ilişkilendirilmesi ve bu kuyuların açılmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. ASKER, SAVCI İLE GÖRÜŞMÜŞ Şırnak Barosu'ndan Avukat Rojhat Dilsiz, Tuncay Güney ve Abdulkadir Aygan'ın 1990’lı yıllarda öldürülen pek çok kişinin asitle yakıldıktan sonra Silopi’de bulunan BOTAŞ Tesisleri’ne ve Cizre- Silopi güzergâhındaki bazı noktalara açılan kuyulara gömüldüğüne yönelik iddialarına hatırlatma yaptı. Ergenekon Davasının genişlemesi ve davaya müdahil olmak için ölüm kuyularının açılması gerektiğini söyleyen avukat Dilsiz, savcılık kararının hukuka aykırılığını savundu. Dilsiz, ''Savcının bu direnci kafamızda soru işaretleri bıraktı. Bundan böyle bu kuyular açılsa bile, biz şüphe ile yaklaşacağız'' dedi. Gazetecilerin sorusu üzerine avukat Dilsiz,'' Savcılık kararından önce, bir askerin gelip savcı ile görüştüğüne yönelik duyumlar aldık'' diye konuştu. Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Başkanı Abdülhakim Daş da Ergenekon davasının derinleştirilemediğini savundu. Daş, ''Ergenekon'un geçmişle bağları koparılmaya çalışılıyor. AKP'ye karşı darbe kısmı ile sadece ilgileniliyor'' dedi. TANBAY: ERGENEKON’DAN DAVACIYIM Bir yurttaş olarak gerçekleri öğrenme hakkı olduğunu ifade eden Sanatçı Zeynep Tanbay ise, ''Tanık olduklarıma sessiz kalmak istemiyorum. Bir yurttaş olarak be de gerçeklerin açığa çıkarılması için sonuna kadar mücadele edeceğim. Ergenekon'dan davacıyım'' dedi. MMO İstanbul Şubesi'ndeki basın toplantısına Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, avukat Rojhat Dilsiz, dans Sanatçısı Zeynep Tanbay, yazar Necmiye Alpay, Sine-Sen Başkanı DTP Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Yusuf Çetin, Birlikte Başarabiliriz Platformu'nun Tuzla Belediye Başkan Adayı ve Limter-İş Genel Sekreteri Kanber Saygılı ile Bahçelievler Belediye Başkan Adayı Ayşe Yumli Yeter'in de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve aydın katıldı. *** Ölüm kuyuları açılsın! ZEYNEP KURAY 206 haftadır yağmura soğuk havaya aldırmadan Galatasaray Meydanı'nda kaybedilen yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri 'ölüm kuyuları'nın açılmasını istedi. Adalet taleplerini yineleyen anneler, '1000 operasyon yaptık' diyen Mehmet Ağar'ın, Tansu Çiller'in ve sorumluluğu bulunan tüm faillerin yargılanmasını istedi. Cumartesi Anneleri bu hafta 20 Temmuz 1992 tarihinde evinden çıkıp kendisinden bir daha haber alınamayan 4 çocuk babası Hasan Gülünay'ı anlattı. Kayıp yakınları, Gülünay'ın faillerinin yargılanmasını talep etti. Cumartesi Anneleri'ne destek veren DTP Diyarbakır Milletvekilli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Akın Birdal, BOTAŞ kuyularının açılmamasının nedeninin 'seçimde kaybetme korkusu' olduğunu iddia etti. Birdal, Cumertesi Anneleri'ne '' Size söz veriyorum bu ülkeyi kayıplar diyarı olmaktan çıkaracağız.Yakınlarınızın akibeti bulunmadan ve bu karanlık dönem açığa çıkmadan burada sizinle nöbet tutacağız'' dedi. Günyüzü Kadın Dayanışma Derneği üyeleri de Cumartesi Anneleri'ne eyleme katılarak destek verdi." Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1236517949&year=2009&month=03&day=08- Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Başlık ve içerik biraz yanlış olmuş. Zira listedeki gazetecilerin bir kısmı faili meçhul cinayete kurban gitmiştir. Bir kısmı ise değil. Artı faili meçhuller gazetecilerle sınırlı değildir. Gazeticilerin yanında, bir çok kamu görevlisi, öğretmen, öğrenci, hukukçu,i sivil toplum kuruluşu mensubu, sendikacı vs.. çeşitli insanlar da faili meçhul cinayetlere kurban gitmiştir. Yine bir çoğunun faili meçhul olsada aslında "faili malum" dur. Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Aklıma nedense bu şiir geldi Huzur Gemisi Bir gemi kalktı yüreğimden Ummana doğru Rotası yok, yol bilmez Varacağı liman meçhul! Gel gitlerle savaşta, Yakamozların cazibesinden Martıların sesinden gayri Yön vereni de yok Bir gemi kalktı yüreğimden Gecenin zifirine inat yol almakta Issız adalar görüp Sessiz çığlıklar duymakta Huzur veren sessizlikten Dalgaların sesinden gayri Ümit vereni de yok. Bir gemi kalktı yüreğimden Korkuya inat yol almakta Kah dalgalarla boğuşup Kah alabora olmakta Gecenin mavisinden Güvenli bir liman hayalinden gayri İstediği de yok. Bir gemi kalktı yüreğimden Huzur gemisi, Yolcusu yok Sükut içinde yol almakta Geçtiği her limana Huzur salmakta Sessiz, mağrur,sevgi yüklü bir gemi Saygılar... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 9 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 9 Mart , 2009 Başlık ve içerik biraz yanlış olmuş. Zira listedeki gazetecilerin bir kısmı faili meçhul cinayete kurban gitmiştir. Bir kısmı ise değil. Artı faili meçhuller gazetecilerle sınırlı değildir. Gazeticilerin yanında, bir çok kamu görevlisi, öğretmen, öğrenci, hukukçu,i sivil toplum kuruluşu mensubu, sendikacı vs.. çeşitli insanlar da faili meçhul cinayetlere kurban gitmiştir. Yine bir çoğunun faili meçhul olsada aslında "faili malum" dur. Sn Cyrano, tabiiki söyledigíniz gibi sadece gazeteciler degil bir cok farkli mesleklerden insanlarda faili mechul, daha dogrusu faili belli ama inadina saklaniyor, sekilde öldürülmüslerdir. Ama bizlerin burada tabiiki vatandaslar olarak sadece kimlerin faili mechule kurban gittigini dogru tesbit yapmamiz degil bu faili mechulleri kimin yaptigi, yaptirdigi ve neden devlet tarafindan yillardan beri korundugu tesbitini yapmamizda cok önemli. Evet kim ve kimler tarafindan faili mechuller yaptiriliyor ve nedeni nedir? Bu faili mechullerin sorumlularini devlet ve devletin diger organlari koruyormu? Koruyorsa sebebi nedir? Ve bizler neden katilleri koruyan devletimizin üzerine gitmiyoruz? Olayin en vahim tarafi bir cok faili mechule kurban gidenler arasinda devlete ve cumhuriyete bagli degerli insanlarimizda var. Yani bana göre faili mechullerin sorumlulari sistematik olarak bir amac dogrultusunda ülkeye hayatta zarar vermeyecek insanlari bile kendi emelleri icin kurban yapiyorlar. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 14 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mart , 2009 Yurdun bir tarafinda meydana gelmis olan ve FAILI MECHUL iddia edilen cinayetler kimler tarafindan islenmistir?Bence kimler itirafci diye ortaya cikarilmissa bu faili mechulleri en iyi bilenlerde onlardir.Türkiye'de bir oyun oynaniyor ve birileri birseyler pesinde kosuyor,bir takim cevreler ve onlarin yandaslari olan medya ise bu kosanlara logistik destek sagliyor. Bu faili mechul cinayetleri devletin isledigini söylemek art niyet degilse büyük bir gaflettir.Devlet cinayet islemez.Faili mechul cinayetlerin arkasinda büyük ihtimalle PKK vardir,cünkü PKK provakasyon mantigi ile hareket etmektedir.Faili mechul bir cinayette öldürülen kisinin cenaze törenlerinden istifade etmek PKK'ya özel bir taktiktir.Dikkat edin,kimler faili mechuller üzerinden siyaset yapiyor,yazi yaziyor,bu cok önemlidir.PKK'nin provakasyon amacli olarak öldürdügü yüzlerce insan vardir.Cinayet isleyip,yaygaralar koparmak ve öldürülenin ailesi ile devletin arasini kanli bicakli yapmak ancak PKK'ya yarar devlete degil. Ayrica Hizbullah denilen ama Iran Hizbullahi ile hic ilgisi olmayan Hizbullah ise ayri bir komedidir.Bilindigi gibi Hizbullah Iran Islam Devrimi'nin ihracina ve yayilmasina yönelik bir örgüttür ve bu yörenin insanlari da Sii mezhebinden degildir.Yani Güney Dogu yöresindekiler.Yörede bulunan tek dini örgüt"HIZBULLAHE KÜRDIKTANE IRAK"yani Irak Kürdistan Hizbullah olup,bu örgütün lideri de Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)Baskani Mesud Barzani'nin kayinpederidir.Türkiye'de organik uzantilari mevcut degildir.Zaten Hizbullah ve Hizbi Kontra gibi isimler gercekte mevcut olmayan bu örgütlere PKK yandasi ve kuyruklarinca yakistirilmistir.Sonuc olarak FAILI MECHUL oldugu söylenen cinayetlerde birinci derecede PKK parmagi aramak gerekmektedir.Türkiye'nin daglarinda ki eli silahli PKK ceteleri temizlendiginde bu kargasada sona erecektir. Oyunu cok iyi analiz etmek gerekiyor;Faili mechul diye TSK suclanmakta,Milletin göz bebegi ordu karalanmaktadir,kim yapiyor bunlari.Basta Altan kardesler olmak üzere solcu-Mezhepci-liberal diye bilinen birileri.TSK düsmanlarinin rengi önemli degildir önemli olan onlarin ayni hedefte birlesmeleridir.Bugün oynanan oyun budur.Türkiye'nin bölünmesi icin kim savas veriyorsa kim bu savasi verenleri insan haklari paravanasi arkasinda destekliyorsa faili mechulleri TSK'ya fatura etmeye calisanlarda onlardir. PKK tarafindan öldürülen,Ahmet Cem Ersever bir notunda söyle yaziyor; "Hic kimsenin Atatürk Türkiye'sini bu derece aciz,caresiz birakarak Türkiye halkinin gelecegini,istikbalini teröristlerin ,irticacilarin agzindan cikacak laflarin ipotegi altina almaya,bebek kanina girmis elleri tutacak hallere düsürmeye haklari yoktur,olamaz." Iste bu nedenledir ki Ergenekon bir senaryo olmaktan öte gecemez. saygilarla 1 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 14 Mart , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 14 Mart , 2009 Diyorsunuz ki,faili meçhuller PKK'nın ürünüdür.Evet doğru.Ama sadece PKK 'nın değil.Lütfen samimi olun,bir taraftan Hizbullah diğer taraftan PKK,yetmedi bir de derinleriniz. Çocuk mu kandırılıyor burada? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Madem faili mechuller ile devletin alakasi yok, neden failleri ve ölenleri bulmuyor devlet? Devlet bu faili mechulleri bulamayacak kadar basiretsizmi dersiniz? Bana göre hicte öyle degil. Zamanin basbakani Ciller bile kendisi aciktan söylüyordu, ama demekki bizler inadina duyduklarimiza bile kulaklarimizi kapiyoruz. Su hikaye bu hikaye, memleket neyse hikayelerle dolu. Hikayelerle dolu bir devletten ne beklenirki. Koskoca bir Türkiye devletinde pkk yillarca binlerce faili mechul insan öldürüyorsa, pes derim dogrusu. Bu devletin ne kadar basiretsiz oldugunu ve vatandaslarini koruyamadigini gösterir. Lütfen devleti savunuyoruz diye gülünc duruma getirmeyelim. Madem faili mechullerin tek sorumlusu PKK ise neden BOTAS kuyularinda beklenenin altinda kemik bulununca bayram sekeri almis gibi seviniyoruz acaba? Bunun aciklamasi ne olabilir? Itirafcilar kimin adina calistilar? Onlar tabiiki bu olaylarin icindeydi, ama kim onlara yapmasini söyledi? PKK mi onlara gidin itirafci olun ve sonrada kendi adamlarimizi öldürün dedi? Bu kadar gülünc bir iddaa nasil söyleyebilirizki? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Yurdun bir tarafinda meydana gelmis olan ve FAILI MECHUL iddia edilen cinayetler kimler tarafindan islenmistir?Bence kimler itirafci diye ortaya cikarilmissa bu faili mechulleri en iyi bilenlerde onlardir.Türkiye'de bir oyun oynaniyor ve birileri birseyler pesinde kosuyor,bir takim cevreler ve onlarin yandaslari olan medya ise bu kosanlara logistik destek sagliyor.. . . saygilarla Faili mechuler ile devlet birimlerinin alakasi oldugunu sagir sultan bile duydu ve gördü ama derin devletin sahinleri halaa insanlari saf zannedip, yanlis yonlendirmeye calisiyor. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Diyorsunuz ki,faili meçhuller PKK'nın ürünüdür.Evet doğru.Ama sadece PKK 'nın değil.Lütfen samimi olun Faili Meçhul olaylarin arkasinda.. Samimiyet araniyorsa sadece PKK dir arkadasim. zaten bunun dogrulugunuda kabul ediyorsunuz sayin politika´nin yazdiklarini okursaniz olay ortada herseyden önce Devletin bir terör savasinda böyle birseyi ihtiyac duymaz duymasi icin bir neden mi var.. Bugün uluslararasi teröre karsi ortak bir savas varken... Bir terör catismasinda yüzlerce terörist imha edilirken ve imha edilenler basina gösterilirken.. bunlari icinden bir tanesi mi saklanacak... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Eğer bunlar devlete istedikleri formatı atarlarsa, bölücü diye infazların olduğu günleri mumla ararsınız. O zaman insanlar hiç bir eylemi olmadığı halde sadece ve sadece inançlarından, düşüncelerinden dolayı infaz edilecekler. Ortaçağ karanlığı ufuk yapmış durumda, ben söylemiş olayım... Demedi demeyin... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Faili Meçhul olaylarin arkasinda.. Samimiyet araniyorsa sadece PKK dir arkadasim. zaten bunun dogrulugunuda kabul ediyorsunuz sayin politika´nin yazdiklarini okursaniz olay ortada herseyden önce Devletin bir terör savasinda böyle birseyi ihtiyac duymaz duymasi icin bir neden mi var.. Bugün uluslararasi teröre karsi ortak bir savas varken... Bir terör catismasinda yüzlerce terörist imha edilirken ve imha edilenler basina gösterilirken.. bunlari icinden bir tanesi mi saklanacak... Musa Anter,20 Eylül 1992.Gaffar Okan,24 Ocak 2001.Uğur Mumcu,24 Ocak 1993....sadece adı olan faili meçhulerden birkaç örnek.Adını sayamayacaklarımız da vicdanımızın karanlığında kaybolan diğer faili meçhuller. Musa Anter'in nasıl öldürüldüğü,itirafçı AYGAN tarafından çok net ifade ediliyor.Okan döneminde Diyarbakır'da emniyet ve istihbarat arasında ki mücadale herkes tarafından biliniyor.Mumcu ve yazdıklarını belirtmeye gerek bile duymuyorum. Dediğim gibi bunlar sadece karanlığın bariz olarak kendini gösterdiği örnekler.Batman'da sokak ortasında başına silah sıkılan,Diyarbakır'da bombalarla canından olan,gözaltına alınan ve bir daha evine dönemeyenleri,diğer taraftan ülkenin 12 Eylül'ere gebe olduğu dönemlerde evi basılıp öldürülen öğrencileri,öldürülen diğer gazeteci,siyasileri ekleyelim bakalım ne çıkacak ortaya(!) Faili meçhul demeyelim,bu haksızlığı kurbanlara yapmalıyım.Bunlar faili belli olan,faili meçhul ile unutulmaya çalışılan cinayetlerdir. "Diyorsunuz ki,faili meçhuller PKK'nın ürünüdür.Evet doğru.Ama sadece PKK 'nın değil.Lütfen samimi olun,bir taraftan Hizbullah diğer taraftan PKK,yetmedi bir de derinleriniz. " PKK tarafında işlenen cinayetlere evet dedim.Demem gereken buydu. Peki diğer taraftan Hizbullah tarafında işlenen cinayetlere ne demeli?Herkesçe bilinen bir gerçeği yazmadan geçemeyeceğim bu arada;Hizbullah,devletin kendisi tarafından yapılandırılmış olmasa da PKK'ya karşı bir silah olarak kullanılmak için desteklenmiş,yaptıkları hesapsız kalmıştır. Bunun yanında derin devleti,içinde ki hesaplaşmaları,suç unusuru sayılanların ortadan kaldırılması...Bu da devlet tarafından bilinen,sadece seyirci kalmakla olunsa da ortak olunan faili meçhullerdir. Çatlı'lar,Yeşil'ler...kimlerin ürünü? Cem Ersever,neredeydi ve nasıl öldürülldü?Faili belli değil mi? Terörle savaşmanın yolu yeni teöristler yaratmaktan geçmez dostum;söyleyin bana o zaman,neden hala devletimiz bu faili meçhulleri aydınlatamadı? Eğer bunlar devlete istedikleri formatı atarlarsa, bölücü diye infazların olduğu günleri mumla ararsınız. O zaman insanlar hiç bir eylemi olmadığı halde sadece ve sadece inançlarından, düşüncelerinden dolayı infaz edilecekler. Ortaçağ karanlığı ufuk yapmış durumda, ben söylemiş olayım... Demedi demeyin... Ortaçağ karanlığı bu ülkenin dün de kaderiydi,bugün de! Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Terörle savaşmanın yolu yeni teöristler yaratmaktan geçmez dostum;söyleyin bana o zaman,neden hala devletimiz bu faili meçhulleri aydınlatamadı? Ortaçağ karanlığı bu ülkenin dün de kaderiydi,bugün de! Terörle savaşmanın yolu yeni teöristler yaratmaktan geçmez dostum evet dostum haklisin haklisinda bu ülkede etnik arayis icinde olanlar kim.. etnik arayis icinde olmak demek olmak demektir. Ortaçağ karanlığı bu ülkenin dün de kaderiydi,bugün de! evet bu kadar karanliklara ragmen aydinlikdayiz bu aydinlik nerden geliyor birde yüzümüzü o tarafa dönsek.. Gaffar Okan lari orda fazlasiyla görücegiz.. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Botas kuyularindan istenilen sonuc cikmayinca PKK li Baro baskani bu sefer baska bir iddia ortaya atarak 'KEMIKLER TASINDI'dedi.Bu bence komedi degil bir dramdir.Bir baro baskani devleti katillikle suclamakta ve suc sabit olmayinca bu sefer daha camura batarak etrafa camur sicratmaktadir.Faili mechulleri gündeme tasiyanlarin DTP olmasi,PKK'li bir baro baskaninin olmasi,birtakim yandas medya olmasi tesadüfmüdür? Faili mechullerin hepsi PKK'nin eseridir. Türkiye de bir kontrgerilla söylemi almis basini gidiyor,bilmeyen zaten bilmiyor ama birileride bildikleri halde durumu carpitmaya ve Devlet aleyhinde kullanmaya calisiyor cünkü onlarin amaclari zaten bu devleti yikmaktir. Kontrgerilla,isinde gücünde olan,memlekette namusuyla ve yasalara saygili bir sekilde yasayan insanlari;sokaklardan ve evlerden toplayip daga kaldirarak vahsice katletmek veya ortadan kaldirmak faaliyeti degildir.Gerillaya karsi,gerilla gibi karsi koymaktir ve bu Türkiye'de oldugu gibi bütün dünyada da böyledir.Eger Türkiye'de kendilerinin Türkiye Cumhuriyeti'ne baskaldirmis gerillalar olduklarini söyleyenler varsa,kontrgerillayi da kabullenmek zorundadirlar. saygilarla 1 Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Türkiye de bir kontrgerilla söylemi almis basini gidiyor,bilmeyen zaten bilmiyor ama birileride bildikleri halde durumu carpitmaya ve Devlet aleyhinde kullanmaya calisiyor cünkü onlarin amaclari zaten bu devleti yikmaktir. Kontrgerilla,isinde gücünde olan,memlekette namusuyla ve yasalara saygili bir sekilde yasayan insanlari;sokaklardan ve evlerden toplayip daga kaldirarak vahsice katletmek veya ortadan kaldirmak faaliyeti degildir.Gerillaya karsi,gerilla gibi karsi koymaktir ve bu Türkiye'de oldugu gibi bütün dünyada da böyledir.Eger Türkiye'de kendilerinin Türkiye Cumhuriyeti'ne baskaldirmis gerillalar olduklarini söyleyenler varsa,kontrgerillayi da kabullenmek zorundadirlar. saygilarla Demek oluyorki Kontrulgerilla devletin legal bir kurulusu ve tek görevi de daglarda gerilla savasi verenlere karsi ayni sekilde gerilla savasi veriyor. Madem öyle de neden daha bir allahin kulu ne hükümetten nede baska bir kurumdan hala kontrgerillanin varligini kabul etmiyor? Demekki devlet erkanlari da bu isi bilmiyorlar, ama burada kendi kafamiza göre yazan bizler daha iyi biliyoruz ve kontrgerillanin ne oldugunu halka acikliyoruz. Diger taraftan devletin polisi, güvenlik gücleri, savcisi ve mahkemesi daha faili mechulleri bulamamis, ama gene bizler buradan her seyi biliyoruz ve söylüyoruz "faili mechuller PKK tarafindan yapildi" Ben devamli diyorum biz öyle bir milletizki, bizim bildiklerimizi devlet bile bilmiyor. 1970 lerde de Türkiye'de gerilla savasi oldugu icin onlara karsi gerilla gibi savasacak kontrgerilla kuruldu ve dönemin basbakani Ecevit kontrgerillanin varligina isaret ediyordu. Ama o isaret ederken överek degil bir tehlikeden bahsediyordu. Demekki Ecevit'te daha dogru dürüst kontrgerillanin ne oldugunu ögrenememis. Keske yasasaydida bizlerden burada kontrgerillanin asil amacinin ne oldugunu ögrenseydi derdim. Yazik koskoca basbakan olmus ama daha kontgerillanin ne oldugunu dogru sekilde ögrenemeden rahmetli oldu. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Botas kuyularindan istenilen sonuc cikmayinca PKK li Baro baskani bu sefer .. . . saygilarla Size aynen katılıyorum sevgili politika çok güzel bir tesbit yapmışsınız.. Kontur gerilla dedikleri kimleri öldürmüştür pkklılardan ve asla terör örgütünden başka... Nerdeyse eceliyle ölen babamın ölünden bile derin devleti suçlayacak Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Size aynen katılıyorum sevgili politika çok güzel bir tesbit yapmışsınız.. Kontur gerilla dedikleri kimleri öldürmüştür pkklılardan ve asla terör örgütünden başka... Nerdeyse eceliyle ölen babamın ölünden bile derin devleti suçlayacak Gercekten cok düsündürücü bir yaklasim derim ve bana bir zamanlarin Arjantin, Sili ve Ispanya'sini hatirlatiyor. Demekki bizlerin daha hukukun üstünlügünü ögrenebilmemiz icin uzn bir zamana ihtiyaci var. Buradan PKK'ya karsi mücadeleyi elestirenmi var? Ama sen bir devlet olarak ve birde üstüne üstelik kendini hukuk devleti olarak tanimliyorsan hukuk disi örgütler (kontrgerilla) kurarak ve gene hukuk disi eylemler yaparak kendini hakli cikartamazsin. Dolayisiyla kendi hukukunu ve mahkemelerini cignemis olursun. Devlet yasadisi eylemlere basvurarak yargisiz infazlar yaparsa o zaman neden hala terör var ve neden hala sehitler veriyoruz diyede sikayet etmeye hakkimiz yok derim. Ama bir gün bu hukuksuzluk benimde basima gelirse, iste o zaman ögrenirim hukukun ne kadar degerli oldugunu, ama büyük ihtimalle is isten gecmis olacak. Hukuksuzluk beraberinde terörü ve kini getirir bunuda unutmayalim. Alıntı
Φ karadağ Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Bazı yorumları dehşetle okudum ölümü gösterip sıtmaya razı etmek bu olsa gerek. Neredeyse faili meçhullerin failleri haklıdır diyeceksiniz deyiverin de olsun bitsin. Uğur Mumcu 'da faili meçhule gitti terörist miydi kendileri canım? Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Gercekten cok düsündürücü bir yaklasim derim ve bana bir zamanlarin Arjantin, Sili ve Ispanya'sini hatirlatiyor. Demekki bizlerin daha hukukun üstünlügünü ögrenebilmemiz icin uzn bir zamana ihtiyaci var. Buradan PKK'ya karsi mücadeleyi elestirenmi var? Ama sen bir devlet olarak ve birde üstüne üstelik kendini hukuk devleti olarak tanimliyorsan hukuk disi örgütler (kontrgerilla) kurarak ve gene hukuk disi eylemler yaparak kendini hakli cikartamazsin. Dolayisiyla kendi hukukunu ve mahkemelerini cignemis olursun. Devlet yasadisi eylemlere basvurarak yargisiz infazlar yaparsa o zaman neden hala terör var ve neden hala sehitler veriyoruz diyede sikayet etmeye hakkimiz yok derim. Ama bir gün bu hukuksuzluk benimde basima gelirse, iste o zaman ögrenirim hukukun ne kadar degerli oldugunu, ama büyük ihtimalle is isten gecmis olacak. Hukuksuzluk beraberinde terörü ve kini getirir bunuda unutmayalim. hukun üstünlüğü demek 35 bin insanın katillerinin serbest bırakılması ve onları topluma kazandırmak adına iş aş vermekmidir. Her devlet kendi çıkarları için zorda olsa bir çok şeyinden ödün verirler türkiyede ab uğruna ulaşmak için yerdiği ödünlerden biride budur...Sözde insan hakları adına ab kriterleri diyerek bu ödünü verirken diğer taraftanda terörlr bir şekilde mücadele etmek zorundadır. Yalız türkiyede değil bir çok ülkelerde bu gizli sistem uygulanmakatır... Bahsettiğiniz hukuksuzluk her dönemde neredeyse bütün kurumlarda vardır bu gün bulmasa yarın bulacaktır bizleride ! fakat sizin bizim bahsettiğimiz sıradan bir hukuksuzluk sorunu değildir. Eğer bir terörist ve yandaşının öldürülmesi hukuksuzluksa ben o hukuksuzluğa razıyım.... Gazetcilerimize düzenlenen suikastlere gelince, derin devlet anlayışınızı sorgulayın derim. Dış güçlerin üzerimezdeki oynadığı oyunları kendi derinimiz diye görmeyin unutmayınki bu güçler her kademede yer etmiş ve bizi birbirimize düşürmek için uygulamadığı şeytan formülü kalmamıştır. 1 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Bazı yorumları dehşetle okudum ölümü gösterip sıtmaya razı etmek bu olsa gerek. Neredeyse faili meçhullerin failleri haklıdır diyeceksiniz deyiverin de olsun bitsin. Uğur Mumcu 'da faili meçhule gitti terörist miydi kendileri canım? Uğur mumcu ve N.hablemit oğullarının failleri çoktan belli hala içinizen birini aramayın. İsrail ve Alman ist servisleri meclis tutanaklarında kayıtlıdır.yeterki siz gerçeği öğrenmeye çalışın. Söz konusu kuyulardaki faili meçhuller hoş oradanda birşey çıkmadıya... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 hukun üstünlüğü demek 35 bin insanın katillerinin serbest bırakılması ve onları topluma kazandırmak adına iş aş vermekmidir. Her devlet kendi çıkarları için zorda olsa bir çok şeyinden ödün verirler türkiyede ab uğruna ulaşmak için yerdiği ödünlerden biride budur...Sözde insan hakları adına ab kriterleri diyerek bu ödünü verirken diğer taraftanda terörlr bir şekilde mücadele etmek zorundadır. Yalız türkiyede değil bir çok ülkelerde bu gizli sistem uygulanmakatır... Bahsettiğiniz hukuksuzluk her dönemde neredeyse bütün kurumlarda vardır bu gün bulmasa yarın bulacaktır bizleride ! fakat sizin bizim bahsettiğimiz sıradan bir hukuksuzluk sorunu değildir. Eğer bir terörist ve yandaşının öldürülmesi hukuksuzluksa ben o hukuksuzluğa razıyım.... Gazetcilerimize düzenlenen suikastlere gelince, derin devlet anlayışınızı sorgulayın derim. Dış güçlerin üzerimezdeki oynadığı oyunları kendi derinimiz diye görmeyin unutmayınki bu güçler her kademede yer etmiş ve bizi birbirimize düşürmek için uygulamadığı şeytan formülü kalmamıştır. Olaylari ne kadar basite indergidigimiz ve insan degerini hice saydigimiz malesef gözler önünde. Burada 35 bin insanin yok olmasini savunan kimki? 35 bin insanin kani gene hukuk disi metotodlarlami alinabiliyor? Siz hangi kaynaga veya dedile dayanarak öldürülen insanlarin suclu oldugunu söyleyebiliyorsunuz? Iste burada hukuka sayginlik önemli. Sili cuntacisi Pinochet'te aynen sizin gibi düsünüyordu ve onun derin devletide insanlari yok ederken, iskenceden gecirirken benzeri suclamalarda bulunuyordu. Arjantin desen gene ayni. Dikdatör saddam bile 5 bin Kürt vatandasini gaz bombalariyla yok ederken benzeri suclamalarda bulunuyordu. Dis gücler bizi birbirimize düsürüyo demekle faili mechulleri savunmanin, yargisiz infazlari selamlamanin ve hakim karari olmadan insanlari bölücülük yapiyor diye fisledikten sonra yok etmenin ne alakasi var. Varsa dis düsmanlar neden devlet kendi insanlariyla barisik degil. Tüm Türkiye ile barisik bir devleti dünya bir olsa yikamaz. Kendi beceriksizligimizi, hazimsizligimizi derhal disarida ariyoruz ve isin kolayina kaciyoruz. Sizin bu tür hukuksuzluga evet demeniz ilk degilki. Bunu bir kac defalar tekrarladiniz ve hatta siz mafya ve cetecileri bile kahraman ilan edip yüceltiyorsunuz. Bu davranisimiz tabiiki karsi tarafta karsi tepkiye yol acacagi cin ülkemizde terörün ve sorunlarin bitmeside artik ahirete kalacak. Derin devleti ile sorunlari kim cözmüski bizde basarili olalim? Yargisiz infazlar, potantiyel terör destekcileri yaratmak toplumda karsi tepkiye yol aciyor ve hic ummadiginiz destegi buluyor bazi gücler. Devletin basitersizligini derin devlet ile cözmeye calisan bir zihniyet asla terörün sonunu getiremez. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Terörle savaşmanın yolu yeni teöristler yaratmaktan geçmez dostum evet dostum haklisin haklisinda bu ülkede etnik arayis icinde olanlar kim.. etnik arayis icinde olmak demek olmak demektir. Ortaçağ karanlığı bu ülkenin dün de kaderiydi,bugün de! evet bu kadar karanliklara ragmen aydinlikdayiz bu aydinlik nerden geliyor birde yüzümüzü o tarafa dönsek.. Gaffar Okan lari orda fazlasiyla görücegiz.. Etnik arayış içinde olanlar kimlerdir diyerek ne demek istediğinizi tam anlamamış olsam da,siz galiba Kürtleri ve bu bağlamda ki etnisyenliği kastettiniz. Dostum,şunun farkında olalım ki;bu ülke de Kürtler olduğu sürece etnik kimlikler konuşulacak.Bu kaçınılmazdır.Çokk sevdiğim bir dostum vardı,hep şunu derdi; "kim demiş ki PKK tamamiyle bitecek,bugün PKK olmasa da yerine başka bir örgütün varlığını konuşacağız." bu cümle üzerine çok düşünmüştüm.Haklıydı. Düşünün ki;anne,baba ve çocuklardan oluşan bir aile.Aile içerisinde yaşanan sorunlara hiç mi tanık olmadık.Dönelim kendi ailelerimize,küçük de olsa yaşanan sorunların haddi hesabı yoktur.Kadın ve erkeğin,farklı cinslerin,farklı geçmişlerin ailesi bile bu sorunları yaşarken,nasıl olurda bizler,etnisyenlik dahil olmak üzere farklılığa dair tüm unsurların aynı potada sorunsuzca eriyebileceğini düşünürüz? Aile içinde yaşanan sorunlar normaldir,ne zaman ki bu sorunların önü kesilmezse o zaman aile kendi içinde yıkımı yaşar.Çözüm sorunların bitmesi değil,sorunların olması gereken yerde önünün kesilmesidir.Bunun da çıkışı ailedir.Aile kemndi içinde çözümü aramalıdır.Aksi halde komşular,akrabalar işin içine girer,bu ise rezillik ve çaresizliktir. Dostum bizim ülkemiz de ailemizdir.Osmanlı İmparatorluğundan arda kalan bir ülke...farklı etn,kler,dinler,değerler,insanlar,cinsler.Sorun bu farklılık deği,sorun bu farklılığın kendi içinde yaşadığı "küçük anlaşmazlıklar" değil,sorun "sistemleştirilmiş,önü kesilememiş sorunlar"dır.Kısır döngüye takılı kalmış,gün geçtikçe çok daha ağır bedel ödeten "sorunsallaşmış sorunları" konuşalım. sorun,sorun,sorun...sorunun kendisi bile "sorunsallaşmış" Evet dostum,farklılıkları aynı yerde buluşturacak devletttir.Hak ve talepleri aynı potada eritecek devlettir.Yoksa imha ve şiddet ile gelebilecek tüm çözüm önerileri ters teper,ki bunun diğer adı "teröre karşı terör" üretmektir. Ortaçağ karanlığı,karanlığa rağmen neden aydınlıktır?Okan gibileri demişsiniz,haklısınız.Peki,Okan niye öldü? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.