Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Allah tan uzaklaşmanız imkansızdır...

 

Tabi siz uzaklaşmak isteyip;bunun için çaba gösterebilirsiniz...

 

Ama gerçekleri görebilmekle Allah tan uzaklaşmanın bir alakası yok bence...

 

Allah ı tabu olarak görmüyorum ben...

 

Bunu söyleyene de kesin karşı olurum...

 

En büyük tabu bu dünyadır...

 

Ne kadar gerçekse o kadar yalan;ne kadar güzelse o kadar çirkin...

 

Allah ın yarattığı ve bizi yaşattığı bu dünyayı aşmaktır bence gerekli olan...

 

Bunun için her şeyiyle dünyayı tanımak;layıkıyla dünyayı yaşamak ve daha üstünü aramak gerekir...

 

Saygılar...

 

:zorro:

merhaba bilmiyorum tanrıdan uzaklaşmak ne kadar zordur ama benim için bi anlamı yok açıkçası bu zorluğun yeterince yaklaşmamak gerekiyo belkide.ben tanrıyı tabu olarak görüyorum tabi inanaç hakkında yorum yapmak için onuda tatmak gerekir diye düşünüyorum ama dışardan bi göz olarak tabu olmaktan başka çaresi yok gibi sanki.bu dünyadakı zıtlıklarada katılmamak mümkün değil o yüzden anlamsız işte zaten.bu dünyaı aşmaksa içinda yaşarken nasıl mümkün olacak bilmiyorum tanrı herkesin kandi kafasında kendine özgü olan bişey galiba dinin anlattığı tanrıya inanmak benim daha çok karşı olduğum şey çünki oda nekadar gerçekse o kadar yalan ne kadar güzelse o kadar çirkinlik var. allahın yarattığı konusu tabuların en büyüğü

bu arada onun yarattığını düşünmezseniz tahmin ediyorum eğer o yarattıysa ona daha çok yaklaşırsınız heralde benim istrediğim biraz zoe bi deneme sadece ama sizin için bunun ne kadar zor olduğuınu biliyorum ve belkide gereksiz görüyosunuız çünki onun size sağladığı güzellikler var :unsure:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 116
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

sevgili arkadaşlar merhaba,

 

yazılarınızı merakla okudum.

 

ben sohbetlerinizde bahsettiğiniz babadan kalma müslümanlardan biriydim. ve bir zaman geldi, (2 sene öncesi) bu yaptığımın samimiyetsizlik olduğunu düşünüp içimdeki inancı sorgulamaya başladım. bunun için aklımı kullandım. bu dönem boyunca tarlabaşı'nın bahsettiği gibi o kadar büyük bir yaratıcının neden bizim ibadetimize ve iyi davranışlarımıza ihtiyacı olduğunu düşündüm. biz oyuncak mıydık? sonra o kadar büyük bir yaratıcı aslında yok mu dedim kendi kendime? yaratıcı yok mu dedim? varsa neden aç insanlar var haksızlık var dedim? tarlabaşının bu sohbetlerde yönelttiği hemen her soruyu sordum kendime... (hepsini açıklayamayacağım şimdi ama zamanla belki...)

 

sonra bir zaman,

"zaman"a taktım kafayı.(zamana iki kere taktım kafayı)

1.takış: eskilere gittim, yoktu insan yeryüzünde. daha eski ye gittim, canlı yoktu. daha da... toz ve gaz bulutu ettim dünyayı.. daha daha dünya yok oldu... ve çok daha fazla, büyük patlama yaşandı. derken daha... bir yere dayanmalıydı bu zaman. bilimle nasıl açıklanır diye düşündüm.. ama bilim yapmak için de zamana ihtiyaç vardı.. zamansız bilim mi olur? zamanın içinde olan, zamanın getirisi olan, zaman olmadığı zaman olmayacak olan bir kavramla, bir metodla, bir felsefeyle zamanın başlamasını nasıl açıklayabilirdim ki? olan aslında burada oldu. sonra sufileri düşündüm. Tanrı her yerde, içimizde, dışımızda evrenin her atomunda zerresinde diyenleri... Tanrı'nın her yerde olduğunu düşündüm. Bu düşünce Tanrı'yı zamandan bağımsız kılıyordu (her yerde olan herşeyi görebilir, bir maddenin görüntüsünü oluşturan ışıklardan daha güçlü birşey bu, yani onları heryerde, her zamanda algılayabilecek bir şey). Zamanı da zaten zamandan bağımsız birşey yaratabilirdi. Ve sonra inandım ve hissettim ki Tanrı vardı. Zamanı yaratmıştı. Zamanı yaratandı Allah. zamanı yaratabilmek için her koşulda varolan birşey olmalıydı.. koşulsuz olmalıydı.. hiç bir değişkene bağımlı olmamalıydı.. doğurulmamış ve yaratılmamış olmalıydı..

 

2.takış: öncem ve sonram... doğumumu düşünmeye çalıştım.. beyhudedir ama yine de denedim işte.. bunu yaparken farkettim ki benim için bir başlangıç yoktu, yani şöyle yoktu: ben kendimi bildim bileli vardım. olmadığımı düşünmeye çalıştım. düşünmeye çalışmak bile kendi varlığımı ispatlıyordu. doğmadan önce yoktum fiziksel olarak, ama ben hiç olmadığım bir zaman hatırlamıyorum. o zaman öldükten sonra da olacağım. cismini veya cisimden bağımsızlığını bilemiyorum varlığımın ama bu varlık ve herkesin varlığı vardır ve yok olmaz. (bunun düşüncesine dalmanızı isterdim, yok olduğunuzun düşüncesine) bu düşünce, kabul, inanış ne denilirse... bana sonsuzluğu açıkladı. yani ikinci hayatlarımızı..

 

sonra bunlarla birlikte tekrar düşündüm ki özgür irade, bilim, tüm ideolojiler... zamanın içersinde yaratılmış ve akıl sahibi yaratıkların forma soktukları kavramlar. sadece araçlar... sonra inandım ki herşeyi görebildiklerimle ve en dahimizin bile görebildikleriyle açıklamak imkansız. çünkü sonsuzu açıklayamayız. ama kendimizi ve evrenimizi tanımamız için muhteşem araçlar bunlar.. yetersiz ve muhteşem araçlar.. öğrenme duygumuzu tatmin etmeye çalışabileceğimiz "şey"ler. tüm bunları düşünürken.. annemi de düşündüm.. vücuttaki kimyasallarla, metabolizma olaylarıyla açıklanamayacak gülüşünü hissettim annemin yüzüme. bilimsel olarak nasıl açıklansa da hiçbir zaman umrumda olmayacakları... beni güldürüp ağlatanları... şunca miktar çikolata aşkla aynı kimyasalı salgılıyor dediler ama ben hep sevgilimin elini tutarken hissettim en güzel duyguları... bu sadece kibir sahibi olunmadığında kavranabilinecek bir duygu. aklını kullana kullana sonunda sevgiyi bulmak bu. buldum diyemiyorum. yaratanımı her zerrmede hissedemiyorum ne yazık ki.. ama var olmak çok güzel birşey ve yarattığı zamanın içersinde benim de benliğimin olmasını isteyen Allah' a teşekkür ediyorum. ve görüyorum ki o bizi kendisine dost olsun diye yarattı.. bize ihtiyacı yoktu.. çünkü herşeydi.. ama o bizi sırf bizim iyiliğimiz için, sırf kendi güzelliğinden yarattı.. bize benliklerimizi verdi.. ve seçme şansımızı.. düşüncemizi de verdi hislerimizi de.. kendisi nasıl denge içersinde var etti bu evreni.. biz de onun verdiklerini denge içersinde kullanmalıyız... tarlabaşı'nın dediği gibi önyargılarımızdan kurtulup her yönüyle değerlendirmeliyiz herşeyi.. benim için bunun en basit örneği aklı, vücudu, iradeyi, içgüdüleri, tutkuları ve tüm yetilerimizi uyum içersinde kullanmak ve doğruyu dengenin rehberliğinde bulmaktır.

 

daha da yazmayı isterim ama ben zamandan bağımsız değilim ve o yüzden sonlu oluyor yaptıklarım, ve bir nokta oluyor sonda, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

tekrar meraba herkese bi kaç gün önce tamaronun o meşhur kitabını okudum "yüreğinin götürdüğü yere git" ve hep öyle olduğunu düşündüğüm bir fikir yeniden geldi aklıma herkesin yüreğinin sesi aynıdır derdim kendi kendime kim ve nasıl olursak olalım yeterince düşünürsek mutlaka aynı şeyi bulacağımızı aynı şeye inanacağımızı yada inancı yokedeceğimizi yada ulaşılması gereken yer neresiyse oraya ulaşacağımızı,ama kısa hayatlarımız bize çokça şeyin doğrusunu bulma imkanı vermiyor birçoğumuz sadece sorular bulabiliyoruz ama cavaplara ihtiyaç duyup birkaçını cevaplıyoruz emin olmasakta sonra değiştirip başka bişeyi savunmaya başlıyoruz burda şunu sööliicem acaba insan öldüğünde belki hiç değişmeden belkide defalarca değişmiş olan düşüncesi nasıl bişey olur. yani ölüm düşüncelerin sonudur besbelli ve kim bulabilir gerçeği kim en doğrusunu savunabilir bu kadar kısa sürede insan en fazla ne yapabilirki. burada da insanın karşısına yüreğinin sesi çıkıyor galiba onu dinlemeyi öğrendiğinizde gerçek olsun veya olmasın doğruya olan yolculuk başlıyor diyosunuz sonra, yüreğin sesi iyi ve doğruyu söylerdi çünki hep yüreğinin sesini dinlemek kendinden başkasını anlamak gibidir onnu sevmek gibidir yüreği insanın içinde ikinci bi insan gibidir çünki ve o torpil yapmadan savunur,elinden tutup güzele götürür insanı bazıları yüreğinden tanrıya inanmamaları gerektiğini duyar bazıları tersini kimileri kanıt ister kimileri söz,var veya yok bu dünyayı güzelleştirecek her şey inanılabilir savunulabilir kanıtsızda olsa bu tanrıyı kanıtlama çabası ise tatmin ve teslim olamayanların uğraşıdır bu uğraş onlara hem özgürlük hem zevk hem fikir verir. kim inanır veya inanmaz ama saygı duyarsa o zaman tanrının yarattığı veya yaratmadığı her atom huzur bulur kanıt arayanlar(bende dahil) hiçbirzaman bulamayacaklar besbelli ve bu yüzden yüreğim beni elimden tutup tantıya götürünceye dek çizginin bu tarafında kalacağım, yüreğim fikir değiştirmeden ben hiçbiryere gidemem.hoşçakalın :unsure:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili tarlabaşı önce tebrik ediyorum içinden geldiği gibi yazmışsın çoğu insan bunu yapamaz bak islama yeni giren yabancı ülke insanları eğer bizim müslümanlığımıza bakarak müslüman olmaya kalksa müslüman olmazlar mehmet akifin bir sözü var çok hoştur yaban elleri gezdim gördüm ki dinleri var bizim işimiz gibi işleri bizim dinimiz gibi ne demek istedeğimi anlamışsındır. yabancılar islamı kaynağından öğreniyorlar kur anın verdiği ip uçlarından giderek gerçeğe ulaşıyorlar biz kitabımız kuran diyoruz tamamını kaç kişi okudu çok azdır kitabda geçenleri hiç düşündükmü nadir sadece okuyup geçtik belki zamanın akışı fırsat vermiyo insanı meşgul edecek şeyler o kadar çoğaldıki düşünmeye nerdeyse fırsat yok neyse tarlabaşı şunu söylemek istiyorum

senin benliğinin hakikatı ,bu beden değil düşünürsen bilirsinki,bugünkü vücudunun hücreleri,çocukluk zamanının hücreleri değildir.onların hepsi zamanla ortadan kalkmış alınan gıdalardan yerlerini yenileri gelmiştir.o halde beden bir halde kalmıyor;halbuki sen hep aynısın.bu sebebten senin benliğin bedeninle değildir.beden yok olursa olsun sen her zamanki gibi zatınla yaşarsın.önce oku başlığı adı altında bu konuyla alakalı bir yazım olmuştu orayıda okursun belki fikirlerinde kımıldama olabilir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili tarlabaşı önce tebrik ediyorum içinden geldiği gibi yazmışsın çoğu insan bunu yapamaz bak islama yeni giren yabancı ülke insanları eğer bizim müslümanlığımıza bakarak müslüman olmaya kalksa müslüman olmazlar mehmet akifin bir sözü var çok hoştur yaban elleri gezdim gördüm ki dinleri var bizim işimiz gibi işleri bizim dinimiz gibi ne demek istedeğimi anlamışsındır. yabancılar islamı kaynağından öğreniyorlar kur anın verdiği ip uçlarından giderek gerçeğe ulaşıyorlar biz kitabımız kuran diyoruz tamamını kaç kişi okudu çok azdır kitabda geçenleri hiç düşündükmü nadir sadece okuyup geçtik belki zamanın akışı fırsat vermiyo insanı meşgul edecek şeyler o kadar çoğaldıki düşünmeye nerdeyse fırsat yok neyse tarlabaşı şunu söylemek istiyorum

senin benliğinin hakikatı ,bu beden değil düşünürsen bilirsinki,bugünkü vücudunun hücreleri,çocukluk zamanının hücreleri değildir.onların hepsi zamanla ortadan kalkmış alınan gıdalardan yerlerini yenileri gelmiştir.o halde beden bir halde kalmıyor;halbuki sen hep aynısın.bu sebebten senin benliğin bedeninle değildir.beden yok olursa olsun sen her zamanki gibi zatınla yaşarsın.önce oku başlığı adı altında bu konuyla alakalı bir yazım olmuştu orayıda okursun belki fikirlerinde kımıldama olabilir

teşekkürler adba ben yeri gelmişken bu siteyede teşekkür etmek istiyorum bu konu hakkında bu kadar ciddi ve anlayış gösteren insanların birarada bulunması herkes için çok güzel olmalı.yazını okudum ve cevap vermeden önce birşey rica etmek istiyorum konular dini olduğu için yazılarda kuran dili kullanılıyor yani anlayamadığım birsürü kelime var ama cümlenin gidişinden tahmin etmeye çalışıyorum anlamları,benimde rahat anlayabileceğim kelimeler kullanmanızı rica ediorum.yoruma geçersek,yazında bana klasik gelen tanrı tanımından dışarı çıkamadığını düşündüm ama klasik deyince yanlış anlamayın klasik olanlar doğru ve iyi kabul edildikleri için klasik olmuşlardır klasik olmak her nesneye nasip olmaz.ama konu din olunca klasik olanlar ne yazıkki sadece inanaların kendine özgü fikirleri olup kalıyor,sadece inanalar için gerçek klasik yani doğru olabiliyor.ben son yazımda ne kadar duygularla hareket etmiş gibi görünsemde bu bi yanılsamadır duygular herzaman ikinci planda kalmıştır içten gelen hisler gibi benim bahsettiğim yürek insanın beyninden kaynaklanır ben kalbin davranışları şekillendirebileceğini düşünmem yürek olarak bahsedilen yine insanın kendini farketmesini sağlayan şey akıldır ve yürekte onun bir yönüdür kendi kendinize verdiğiniz sebepe gerek duymayan kararları temsil eder yüreğin sesi,ve benimkinin bana söylediği tanrıyı hiçbirzaman bulamayacağımdır şimdilik.ama bir yandan aramaya devam etmek zorunda olduğumuda söylüyor.bir taraftan dünyanın hep böyle dengesiz kalacağınıda söylüyor. en büyük düşünsel uğraşım olan tanrı arayışını sadece dünyamı doldurmak için yaptığım çıkıyor sonra ortaya çünki olsada olmasada bişey farketmiyor diyorum.sonra keşke olsa diyorum sonra olsada olmasada benim onu bulmam neyi değiştirirki diyorum. bulsam belki daha iyi biri olur cennete giderim bulmasam heralde cehenneme,ama bulsamda bulmasamda eşitliğin hiç sağlanamayacağından emin olacağım galiba buda kanıtlanmış birşey değil ve kanıtlanabilirde değil ama eminim bundan sebebi yok ama eminim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili tarlabaşı evvela maddeden kurtulmak lazım maddenin ne olduğunu bilirsek kendimizin madde olamayacağını anlarız vucudumuzu incelersek gözün hakiki göz olmadığını onun bir pencere olduğunu biliriz hakiki gözünde o pencereden baktığını bilirsin fakat hakiki göz görülmez ama gördüğünü bilirsin şimdilik bir düşün

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili tarlabaşı evvela maddeden kurtulmak lazım maddenin ne olduğunu bilirsek kendimizin madde olamayacağını anlarız vucudumuzu incelersek gözün hakiki göz olmadığını onun bir pencere olduğunu biliriz hakiki gözünde o pencereden baktığını bilirsin fakat hakiki göz görülmez ama gördüğünü bilirsin şimdilik bir düşün

açık söyliyim biraz daha açıklayıcı olman lazım şimdilik bi düşün gibi bi yaklaşıma kapalıyım ben çünki,ne söylemek istiyorsan en anlaşılabilir şekilde söylemelisin. hakiki göz nedir maddeden nasıl kurtulunur maddeden kurtulursak neyi tartışırız herşeyin sebebi maddedir hem sebep hem sonuçtur üstelik ruh denilen şey yoktur ben enerjinin düşünebileceğine ve hissedebileceğine inanmam o maddeden hasıl olur herşeye madde sebep olur.şimdilik bu kadar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

madem her şey madde...

 

Matematik nasıl bize bugünkü teknolojiyi kazandırdı???

 

:zorro:

gerçek olan herşey maddedir mtematik sayı kullanır sayılar gerçek değildir gerçek olmamaları kullanılamıyacakları anlamına gelmez ama bizim işimiz gerçek olanla matematik sayıları kullanarak tanrıyı kanıtlamaya çalışmamıştır mesele bu.kullandıysa elmaları toplar armutları toplar.

 

bak tarlabaşı sana anlayabileceğin bir misal vereyim bir kılıç ve bu kılıca ait kın gördüğünde ne anlarsın

yada iğne ile iplik yada kalem ile defteri önce bunlardan ne anladığını yaz ondan sonra nasıl kurtulacağını yazayım

kılıç ve kın denince aklıma savaş gelir sonra iğne iplik diyince dikiş gelir.neyse espri tabii kılıç ve kılıca ait kın bir bütündür birbirleri olmadan olmaz iğneyle iplikte öyle onlar birbirleri için yapılmıştır kalem ve defter içinde aynı ama buradan bi sonuç çıkarabilirmiyim bakalım.birbirleri için yapılmış olmaları en önemli nokta olsa gerek ama biz kendi sorunumuza yorarsak onların birbirleri için yapılmış olmsaı ne işimize yarar anlayamıyorum desekki kılıç kından kın kılıçtan hebersizdir,değiller.ama inan burdan hiçbişey çıkartamıyorum beni kurtarırsan sevinirim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her şeyin başı madde, (anti madde) veya gördüğümüz madde fiziksel olan. Evrenin başlangıçı madde, düşünce madde, ruh seyyal madde, hem oluşturur hem beslenmek için yok eder temel olgu madde.

ruh diye birşey yoktur ruh bizim vücudumuzda hormonlar sayesinde oluşan duygularımızın oluşturduğu kişiliğin adıdır hormonlarda maddedirdüşüncede beynimizde oluşan elektrik akımından ibarettir herşeyi değiştiren maddedir her hareketi madde sağlar ve tabiki enerji maddeden ayrılabilir ama sebep hep maddedir madde enerjiyede dönüşür ama enerji maddeye dönüşmez sadece şekil değiştirir.ya arkadaşlar dediim gibi eğer bu forumun bana sağladığı bi fayda varsa oda diğer okuduğum ve yazdıklarım sayesinde tanrının varlığınında yokluğununda kanıtlanamayacağıdır.hepimiz biliriz pisagor teoremini ve kullanırız heryerde ama pisagor hep teoram olarak kalacaktır çünki kanıtlanması mümkün değildir.peki bilim kanıtlanmadan neden kulanır birşeyi çünki pisagorun sağlaması yapılabilir bilim hiçbirşeyi riske atmaz kanıtlayamıyacağı hiçbirşeyi kabul etmez bizde ya bilim ya din demek zorundayız ve kimseyede açıklamak zorunda değiliz tercihimizi açıklamak istemedikten sonra.yıllardır düşündüğüm bu konu hakkında bir sonuca ulaşamamış olmamda artık vazgeçmem gerektiğini gösteriyor bana eğer beynim beni rahat bırakırsa ama başta dediğim gibi bu bi seçim değil bir tepkide değil bir zorunluluk benm için nasıl yaşamak istiyorsak nefes almamız gerektiğini bildiğimiz gibi kendimize saygı duymak içinde geçerli nedenlerimiz olmalı bu nedenler ortadan kalkarsa zaten işe yaramaz varlığımız toptan çekilmez olur.

 

bişey eklemeyi unutmuşum ya tanrı ya bilim demiştim yukarda bu yanlış anlaşılmasın bilimintanrıyı hiçbirzaman kabul etmeyeceği kast edilmiştir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bak tarlabaşı dikkat ettinse birbirleri için yapılmıştır dedin.peki bir yapanın olduğunu ne bildinde hemen birbirleri için yapılmıştır dedin.hemde kesin bir ifadeyle tereddüt geçirmeden burda üçüncü bir varlığı zikrettin hemen aklını üçüncü varlık geldi üçüncü bir varlığın oluşunu nerden anladın söylermisin?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Matematik soyutla somutu birleştirir...

 

"Sadece madde" yi de çürütür...

 

Yeterli bir cevap alamadım hala...

 

Olmayan şeyler üzerinde sistematik uğraşıyorsunuz ve uzaya araç yollayıp;muhteşem yapay zeka üzerinde çalışabiliyorsunuz...

 

Nasıl sadece madde olabiliyor o zaman???

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bak tarlabaşı dikkat ettinse birbirleri için yapılmıştır dedin.peki bir yapanın olduğunu ne bildinde hemen birbirleri için yapılmıştır dedin.hemde kesin bir ifadeyle tereddüt geçirmeden burda üçüncü bir varlığı zikrettin hemen aklını üçüncü varlık geldi üçüncü bir varlığın oluşunu nerden anladın söylermisin?

aynaya bakarsan o üçüncü varlığı görürsün

 

Evet tarlabaşı nın anti maddeyle alakası olmadığı görülüyor, hiç olmazsa kırilan fotaraf makinasının çektiği fotolarla ilgilenirse fikir teatisinde bulunabilir belki.

nasıl bi ilşki çıkarma gerektiğini anlamadım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Matematik soyutla somutu birleştirir...

 

"Sadece madde" yi de çürütür...

 

Yeterli bir cevap alamadım hala...

 

Olmayan şeyler üzerinde sistematik uğraşıyorsunuz ve uzaya araç yollayıp;muhteşem yapay zeka üzerinde çalışabiliyorsunuz...

 

Nasıl sadece madde olabiliyor o zaman???

 

:zorro:

bu soru için yeterli cevabı veremeyebilirim dediğim gibi bu bi kanıtlama meselesi soyut şeyler somutlardan ayrılırlar dünyada sadece bir şey vardır o da varolan şey olmayan ama var farzedilen kısma "soyut" denir.elma olmadan matemetik elmayı toplayamaz ama sayı olmadanda elma vardır.burda varolan şeylerden bahsediyoruz sadece varoanlardan lütfen sadece duygularınıza göre hareket etmeyin. ayrıca yapay zeka ve gerçek zeka arasında bir fark yoktur eğer bi gün yapay zekaya sahip bişeyler üretilebilirse onunda zekası gerçek zeka olacaktır çünki zeka gerçeğe göre tanımlanmıştır yani şu anda var olan zekaya zeka denir yapayda olsa aynı şeydir.her peynir sütten yapılır kaşar veya tulum olması farketmez eğr siz bigün sütten yapılmıyan bir peynir yaptığınızı iddia edserseniz bu yanlış olur o zaman yaptığınız şeye yeni bir isim bulamnız gerekir.şekli veya seviyesi farklı olabilir ama yapay zeka maddesizliği kanıtlamaya yetmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

beyler lütfen konuyu dağıtmayalım.

tarlabaşı benim son yazdığıma cevab ver lütfen

yukarı bakarsan cevabı göreceksin ama cevapta ısrar etmenide anlayamadım zaten söyleyeceklerini ben cevap vermedende söyleyebilirsin

 

"Elma olmadan matematik elmayı toplayamaz"

 

Sadece karmaşık sayılar konusunu incelersen yeterli cevabı almış olursun...

 

:zorro:

aslında belkide yeterince matematik bilmediğim için anlayamamışımdır meseleyi matematikte bir çözüm bulabileceğim hiçbizaman aklıma gelmemişti. bana karmaşık sayılar hakkında bilgi verirsen sevinirim ben matematiği pek anlayabilen birisi değilim çünki.ve matematiğin kendi başına işe yarayabileceğinide göster kütfen

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

kılıç ve kın denince aklıma savaş gelir sonra iğne iplik diyince dikiş gelir.neyse espri tabii kılıç ve kılıca ait kın bir bütündür birbirleri olmadan olmaz iğneyle iplikte öyle onlar birbirleri için yapılmıştır kalem ve defter içinde aynı ama buradan bi sonuç çıkarabilirmiyim bakalım.birbirleri için yapılmış olmaları en önemli nokta olsa gerek ama biz kendi sorunumuza yorarsak onların birbirleri için yapılmış olmsaı ne işimize yarar anlayamıyorum desekki kılıç kından kın kılıçtan hebersizdir,değiller.ama inan burdan hiçbişey çıkartamıyorum beni kurtarırsan sevinirim

kılıç ve kın,iğne ile iblik,kalem ile defter,bunları diyorum birisinin yaptığını nerden anladın.birinci sorum bu

ikinci sorum ise bunları birisinin yaptığını bilmen için hangi ilim dalı okunması gerekiyor lütfen sorularıma ayrı ayrı cevab verirsen sevinirim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kılıç ve kın,iğne ile iblik,kalem ile defter,bunları diyorum birisinin yaptığını nerden anladın.birinci sorum bu

ikinci sorum ise bunları birisinin yaptığını bilmen için hangi ilim dalı okunması gerekiyor lütfen sorularıma ayrı ayrı cevab verirsen sevinirim

merhaba ama ben bu soruya cevap verdim.yine veriyim aynaya bakarsan o üçüncü kişiyi görürsün dedim o üçüncü kişi kendinsin insan yani kılıcıda kınınıda insan yapmıştır çünki ihtiyaç duymuştur ve kılıç olmadan kın iğne olmadan iplik işe yaramaz dielim. noolur,ne çıkar ki bundan onu soruyorum bende sana.eynı anda iki kişiye cevap verildiği zaman cevaplar aynı sayfada gösterilir dikkatli okursan bunu daha öncede yazdığımı görürsün.lütfen sen ne düşündüğünü söyle ama eğer gerçekten kendi fikrinse söyle çünki değilse büyük ihtimalle tartışmaya gerek duymadığım(ama tabi düşünerek karar verdim buna) klasik tartışmanın dışına çıkamıyacağını sanıyorum. ama sen söylemek istediğini yaz lütfen.cevapta eksiklik olmasın die şunuda ekliim bunları birisinin yaptığını bilmen için hiçbi bilim dalına gerek yok senn aklın kendini geçindirebilecek güçte zaten bunlar refleks olarak anladığın ve kabul ettiğin şeyler neredeyse.ama illada bilim diyorsan kılıçı ilk kimin yaptığını öğrenmek için tarih okuyabilirsin mesela yada gider bi kalem fabrikasına kalemin yapılışını izlersin ve kimin yaptığını görürsün.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.