Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2008 Sizin alt ve üst kimlik olarak tanımladığınızı Türk'lük anlayışınız,alt kimliği Kürt,üst kimliği Türk olan bir devlet anlayışı.Aslında bu yaşanılan kimlik tartışmalarında bir çıkış olabilir. Türk kimliği eğer sizin için bir etnik kimliği ifade etmiyorsa,dediğiniz şekilde bir "ortak kader,ortak çıkar"a dayalı olan bir ulus anlayışı mümkündür. Ne Mutlu Türküm Diyene!.. ( Mustafa Kemal ATATÜRK ) Dünya tarihinin en önemli liderlerinin başında gelen Mustafa Kemal Atatürk, Allah’ın Türk milletine verdiği en değerli hediyesidir. Atatürk Türk milletinin ve Türk adının tarihte devam etmesini sağlayan en önemli isimdir. Bu özel ve değerli insanın günümüz Türkiye’sinde dahi değerli yapan en önemli özelliği ise, geniş vizyonu ile ileriyi görebilmesidir. Ülke bütünlüğünü, milli birlik ve beraberlik ruhunu tüm etnik gruplara yansıtmasıdır. Bugün bazı Atatürk karşıtları dar vizyon ve sabit görüşleriyle geniş bir bakış açısıyla düşünemiyorlar. Dolayısıyla onun yaptıklarını tam olarak anlayamıyorlar. Anlayamadıkları için de yeteri kadar onun ilkelerine değer vermiyorlar. Şimdi bir düşünelim: Atatürk olmasaydı, parçalanmış ülkemizin azınlıkları olarak İngilizlerin mi, Fransızların mı yoksa Rusların mı hakimiyeti altında olacaktık? Ya da çok konuşulan dindar dinsiz kavgalarını kime anlatacaktık. Fransızlara mı, İngilizlere mi? Atatürk’ün devrimlerini hatırlayalım: Bir ülkenin kanunlarının değiştirilmesi dünyanın en riskli ve en zor işidir. Atatürk Arap alfabesini değiştirip, yerine Latin harflerini getirdi. Kılık kıyafette devrim yaptı. Dini kurumsallaştırdı. Din ve devlet işlerini ayırarak laik cumhuriyetin temellerini attı. İlk seçme seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden önce Türk kadınına verdi. Yine dünyada ilk kadın savaş pilotluk unvanını da Atatürk Türk kadınına layık gördü. Çok kısa zaman içinde hızla üniversiteler, fabrikalar inşa ederek, hem ekonomiyi kalkındırdı hem de bilgi düzeyini artırarak eğitimi hızlandırdı. Ulaşım alanında ise, ülkenin dört bir yanını demir ağlarla ördü. Atatürk yüzünü hep batıya döndü. Tüm hayali genç Türkiye Cumhuriyeti’nin “çağdaş uygarlıkların seviyesine” kısa sürede kendi kimliğiyle yükselmesiydi. Çünkü batı ülkelerinin gelişen dünyaya öncülük yaptığını biliyordu. O günlerde olduğu gibi günümüzde de Atatürk’ü eleştirenler, onun bu hayalini anlamaları için modern dünyanın vazgeçilmez teknolojilerinin nereden geldiğine bakmaları gerekir. Şimdi soruyorum: Neden İslam birliği değil de Avrupa Birliğine girmek istiyoruz? Neden İslam Ülkerlerinde birleşme ve bütünleşme yoktur? Atatürk batıyı örnek aldığında din elden gidiyor diye yıllarca feryat edenler, şimdi ne oldu da onun fikirlerini kabul eder duruma geldiler? Atatürk bizi 84 yıl önce Avrupa birliğine dolaylı olarak sokmuş da bizler farkına varamamışız. Şimdi İslam ülkelerine bir bakalım: İran sizce ne kadar zengin ve refah bir ülke? Hatta ne kadar dindar bir ülke? Tartışılır… Zorla, baskıyla din yapılır mı? Zorla yapılan din sadece göstermelik olur. Tıpkı İran’daki gençlerin başlarına zorla örttükleri örtü gibi. Peki ya Arabistan? Ülkenin tüm servetini birkaç hanedan paylaşmış, zengin ile fakir halk arasında keskin bir uçurum oluşmuş. Afganistan’ın durumu ise tam anlamıyla içler acısı. Pakistan yokluk içinde. Gözlerimizin önündeki Irak parçalanmış durumda. Halkı perişan. Müslüman ülkelerinin neredeyse tamamında zengini çok zengin, fakiri çok fakir ve perişan yaşıyor. İslam tarihinde din ile ülke yönetimini sadece Hz. Muhammed tam olarak başarmıştır. Bu yönetimden tüm kesimler hatta peygamber karşıtları dahi memnun kalmıştır. Bunun dışında hiçbir dini yönetim onun yerini tutamamıştır. Bundan sonra da tutması mümkün değildir. Atatürk öyle bir akıl yürütmüş ki, bugün dahi kendini dindar sayanların yapamayacağı kadar İslam dinini korumuştur. Kimlerden korumuş? Hurafelerden, sahte şeyhlerden ve dini parayla satanlardan korumuş. İslam dininin modernize olması gerektiğini o dönemde dahi anlayıp; hurafelerin, şeyhlerin, hadislerin yönettiği İslam dinini aslına, özüne yani Kuran’a dönmüştür. Peki, Atatürk gerçekte ne yapmak istemişti? O hiçbir ülkeye boyun eğmeyen Türk kimliğini yaratmak istemişti. Şu andaki durum bu hayalin gerçekleşmediğini gösteriyor. Yurtdışına gidenler çok iyi bilirler. Türkleri yurtdışında genelde İspanyol, İtalyan veya Yunanlı sanırlar. Türküm dediğinizde asla inanmazlar. Çünkü bizlerin hala Arap toplumuyla aynı olduğumuzu sanıyorlar. Bu imaj günümüz Türkiye’sinde dahi maalesef değişmemiştir. Bir İngiliz, bir Fransız hatta bir Yunanlının dahi dünyada kimlikleri vardır. Çin, Hindistan, Japon, Afrikalının kimliği olurken, neden Türk milletinin kendine özel bir kimliği, imajı yoktur? Atatürk bu durumu değiştirip kendine özel bir adı olan yani markası olan diliyle, diniyle modern oluşuyla kendine has bir ülke yaratmak istemişti. Şimdi olduğu gibi ülkemizde o dönemde de çeşitli etnik gruplar vardı. Bunlar: “Lazlar, Gürcüler, Çerkezler, Arnavutlar, Ermeniler ve Kürtlerdi. ” Bunların tamamı yeni bir ülke olan Türkiye topraklarında Türk bayrağı altında “Türk milleti” adını aldılar. Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözüyle hafızalara kazınan bu slogan ülkemizdeki değişimin de en önemli sembolü oldu. Ben inanıyorum ki, bu sembol hala geçerliliğini korumaktadır. ( Alıntı-Nuran Yelkenci ) Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2008 Osmanlı kimliği ile TÜM ETNİK KÖKENLERİ AYNI ÇATI ALTINDA TUTAN BİR İMPARATORLUKTAN KALAN BİR DEVLET,ULUSALLAŞMA SÜRECİNDE EN ÜYÜK HATAYI DİĞER ETNİK KÖKENLERİ BİR TEHLİKE OLARAK ALGILAMADA YAPMIŞTIR. Atatürk ve Kürtler MUSTAFA Kemal Paşa’nın Milli Mücadele sırasında Kürtlere özerklik (muhtariyet) sözü verdiği, ama sonra aksini yaptığını iddia edenlerin dayandığı belgelere bir bakalım. Milli Mücadele sırasında, Ekim 1919’da kararlaştırılan Amasya Protokolleri’nin gizli tutulan 2. kısmında “Kürtlerin gelişme serbestliğini sağlayacak şekilde ırki hukuk ve içtimai haklar bakımından müsaadelere sahip olması” şeklinde bir hüküm mevcuttur. Aynı metinde, bundaki amacın, Kürtlere “zahiri bağımsızlık” vaat eden İngiliz propagandasını etkisizleştirmek olduğu da belirtilmiştir. 22 Temmuz 1922’de TBMM’nin Elcezire (Irak) Cephesi Komutanlığı’na gönderdiği talimatta da hem ülke genelinde hem Kürtlerin yaşadığı yerlerde halkın geniş katılımına dayalı yerel yönetimlerin “aşamalı olarak” kurulması politikası anlatılmaktadır. Zafer’den sonra 16 Ocak 1923 akşamı İzmit’te yaptığı basın toplantısında Gazi Paşa, Türklerle Kürtlerin nasıl iç içe geçtiğini anlatarak ayrı sınır çizmenin felaket getireceğini, ayrı bir Kürt yapılanmasının “kesinlikle söz konusu olamayacağını” vurgulayarak özetle diyor ki: “Ayrı bir Kürtlük düşünmektense, anayasamız gereğince zaten bir tür mahalli özerklikler oluşacaktır. O halde hangi vilayetin halkı Kürt ise onlar da kendi kendilerini özerk olarak idare edebileceklerdir.” Gazi’nin bahsettiği, 1921 Anayasası’dır; 11. madde illere “mahalli işlerde” özerklik tanıyordu. Gazi aynı konuşmasında şunu da söylüyor: “Türkiye’nin halkı söz konusu olurken onları da beraber ifade etmek gerekir. İfade olunmadıkları zaman bundan kendilerine ait mesele yaratmaları daima mümkündür.” Bu belgeler gösteriyor ki Kürt meselesi yeni değildir. Ama Türkiye hiçbir zaman iki halktan oluşan federatif bir toplum olarak düşünülmemiş, onun için Kürtlerle özel bir anlaşması yapılmamış, Kürtlere mahsus bir özerklikten de bahsedilmemiştir. Dünden bugüne Milli Mücadele’de İslamiyet birleştirici bağ olarak vurgulanırken, İngilizlerin Doğu’da esasen Ermenistan kurmak istediği anlatılmış, Kürtlere yönelik “zahiri bağımsızlık” propagandasına karşı, ülke genelindeki illerin özerkliği sisteminden Kürtlerin de yararlanacağı belirtilmiştir. Ve, 1924 Anayasası’nda illerin özerkliği kaldırılmıştır! Bazı yazarlar 1924 Anayasası ile merkeziyetçi bir sistemin kurulmasını Kürt isyanlarına bağlıyor. Halbuki Koçgiri İsyanı 1921’de, Şeyh Sait İsyanı 1925’tedir. “Ama Hangi Atatürk” adlı kitabımda ayrıntılı olarak anlattım; dönüm noktası 24 Temmuz 1923’te Lozan’ın imzalanmış olmasıdır. Lozan’daki ırki ve dini azınlıklar tartışması Türkiye’nin istediği şekilde çözüme bağlandıktan sonra, “ulus devlet”in kuruluşu sürecinde hukuki aşamaya gelinmiş, 20 Nisan 1924’te yeni Anayasa’yla illerin özerkliği kaldırıldığı gibi “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk denilir” hükmü konulmuştur. Türkiye’de “ulus devlet” yapay değil, tarihi köklere sahip sosyolojik bir süreçtir. Uzun süredir ulus devletin demokratikleşme aşamasını yaşıyoruz. Kürt meselesi vardı, bugün de var. Ulus devleti yıkarak değil, ulus devlet içinde bireysel özgürlük ve yerel yönetim ilkeleri açısından çözümler düşünmeliyiz. Çözümsüzlük halinde “daima mesele yarattıklarını” da tarih gösteriyor. ( Taha Akyol-Milliyet ) Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Alt kimlik - üst kimlik tartışmalarını yersiz ve sakıncalı buluyorum. Türk kimliğinin üst kimlik olarak gösterilmesi, "üstün kimlik" iddiasını çok kolay, hatta otomatik içerebilecek sakıncalı bir yaklaşım. Bu söylemin ve bunun üzerinde tartışmanın bırakılması taraftarıyım. Türk kimliği üst kimlik değildir. Dolayısıyla alt kimlikler de yoktur. Tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, anayasal mutabakat ile birleşen eşit yurttaşlardır. Türk sözü, bir atama, eski dille "izafe" dir. Bu vatanı yurt yapanlar anısına yapılmış bir atama. Bu atamaya dayanarak bu ülkeye "Türkiye" denmiş. Bu ülke vatandaşlarına da "Türk" deniyor. "Türkiyeli" anlamında. Bu atamanın bundan öte bir anlamı yoktur. "Türkiyeli" desek ne olur? Olmaya olur. Ama bu bir garabet olur, şık durmadığını düşünüyorum. Almanyalı, Fransalı, Yunanistanlı gibi tuhaf bir adlandırma olur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyan bir insan, "Türküm" demekten de duyar. "Türkiyeliyim" demek, "hasbelkader bu adla adlandırılan ülkede bulunma durumunda kalan bir insanım" gibi bir çağrışım uyandırır. Aidiyet, benimseme konusunda sorunları olduğu izlenimi verir. "Anayasal vatandaşlık" kavramının pekiştirilmesini önemle öneriyorum... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Sayin Mavi,pes dogrusu,yani aylardir hep ayni seyler yaziliyor tartisiliyor,siz simdi cikmis,"Türk'lük etnik bir anlam ifade etmiyorsa ortak cikarlar noktasinda bir ulus olusur diyorsunuz,e bravo yani!Biz neyi tartistik simdiye kadar?Türklük kavraminin asla bir etnik anlayis olmadigini bu ülkenin adinin Türkiye olmasinin ve üzerinde yasayanlarin da Türkiye Cumhuriyeti vatandasi olmalarindan tümüne Türk deniyor olmasini tartismiyormuyuz.Bu ülkede Kürt,Laz,Cerkez,Gürcü,Arnavut yok diye inkar eden mi oldu?Belki Kürtce üzerine birtakim yanlisliklar yapilmis olabilir,ama bu yanlisliklari Kürtlere karsi olmakla veya etnisiteye karsi olmakla bagdastirmak mümkünmüdür?Kürt ve Türk iliskilerini siz de gayet iyi bilmektesiniz,tabiiki dönem dönem farkli siyasetler farkli önlemler yapilmis ve alinmistir,bunlari nedensiz diyede gecistiremeyiz. Sayin Mavi Atatürk'ün dün söyledikleri bugün farkli bir yöndemidir,mecliste Kürt,Cerkez,Alevi,Gürcü,Bosnak yokmudur?Tabiiki vardir olmamasi mümkün degildir.Yanlislar ulusun meclisinde konusulur tartisilir gerekirse halkin oyuna basvurulur,ama meclis disinda birtakim art niyetlerle hareket edenleride kusura bakmayin ama hos görmek mümkün degildir. Benim Osmanli'yi elestirdigim cok yanlari vardir,hakliyim haksizim o ayri bir konudur,ama bir Osmanli ki eger Millet-i sadika diyerek baska hic bir topluma bahsetmedigi güveni Ermenilere bahsetmis,29 Pasalik,22 Bakanlik,33 Milletvekilligi,7 büyükelci,11 baskonsolos vs olmak üzere devletin en yüksek makamlarinda görevlendirmis oldugu bir topluma soykirim uygulayamaz,kim uyguladi diyorsa,kim tehcir bir insanlik sucudur diyorsa yalandir,iftiradir.Türk milletine olan tarihi kinin disa vurusudur,Kurtulus savasina hakarettir,1.Dünya savasi sirasinda Türkiyede Ermenilerin Türklere uyguladigi insanlik disi vahseti inkaridir.Kimse kusura bakmasin. saygilarla Türk kimliği bence herşeyden önce bir ırkı niteler;ama madem sizler Türk benim için etnik kimlik değil diyorsunuz;o zaman ben bu düşüncelerinizden yola çıkayım. Etnik kimlik ifade etmeyen bir Türk anlayışın da varolan dayatmalar ayrı bahis konusu. Yalnız,şunu da belirteyim. Siz,Kürt kimliği olmadığı için Türk demiştiniz. Ben öyle anladım en azından Kader ortaklığı Türkiyeli veya Türk vatandaşı ile açıklanmalıyken,sizler neden Türk olmakla açıklıyorsunuz? Efendi,Almanya demiş örneğin. Alman vatandaşı olmak,kendisine Alman demeyi gerektirir mi? Kelime oyunlarına gerek yok,Kürt asıllı bu ülkenin vatandaşları herşeyden önce Türkiyelidir. Bu kadar basit. Tarih içerisinde değişen politikalar,korkular,uygulananlar... Osmanlı geleneği tüm yaşananlar. Politika ben tehciri doğru bulmuyorum;yanlış diyorum. Bunu derken,şunu da unutmuyorum...Ermeniler de öldürdü. Acı tek taraflı değil. Yani arkadaşım,benim etniğimi yok saymayan herşey benim için olabilirlik sınırları içerisinde yer almaktadır. Eğer,etnik olmayan kimlik anlayışınız;başka etniklere yaşam alanı sunuyorsa ne ala, yok eğer başkalarını yok sayıyorsa;o zaman tepki kaçınılmazdır. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Sn. Mavi, inanın sizi sıkmamak isterdim ama forum demek tartışmak demek değil mi ? Birbirimizi anlamak, paylaşmak, tartışarak doğruyu bulmak için burada değil miyiz ? Elbette, açıklama yapacağız, fikirlerimizi daha net anlatmak için yeni yollar bulacağız. Tartışmak demek atışmak değildir zaten, açıklamak zorundayız ki anlaşılabilelim. Ancak, tartışmanın da belirli bir metodolojisi olmalı. Bir konuda taraf olmadan önce anlamak gerekir. Suçlamak, beğenip-beğenmemek, taraf olup-olmamak gibi duruşlar, anlamanın sonucu olmalıdır ancak. Eleştiriyi olanaklı kılan, anlamaktır. Ayrıca, herhangi bir fikir, tersi ispat edildiğinde aşılmış olur ve eğer, ortaya konan fikir gerçek olanla ilgiliyse onu yok etmek olanaksızdır. Tartışan,anlatan,anlayan...işte kim olursa olsun bunlar benim için saygı duyulması gerekendir. Saygı konusunda dikkatli olmaya çalışıyorum;ben burada kimseyi şu veya bu olarak nitelemedim Yalnız;yazdığım herşeyin PKK ile açıklanması bana iki şeyi seçenek bırakıyor düşünme adına; ya ben hiç anlaşılmıyorum, yada insanlar için hala bu ülke de KÜRT=PKK. saygılar. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Değerli forumdaşım, bu konuşmanın ulus-devlet anlayışı ile ilgisi yok. Evet, Başbakan Erdoğan da, 2006 senesinde Meclis’te, Atatürk’ün, Meclis’in açılışının üzerinden henüz bir hafta geçtikten sonra yaptığı bu konuşmayı hatırlatıp ümmetçilik yapmaya kalkmıştı. Buna tarihi okumada ‘anakronik’ yaklaşım denir ve yanlış bir yöntemdir. Günümüzün kavramları, o tarihte olanlarla açıklanmaz yada şöyle söyleyeyim; tarihteki olayları günümüz kavramları ve ilkeleri ile açıklamaya kalkmak hatalıdır. Tarih böyle okunmaz. Daha Cumhuriyet kurulmamış ( 1920 ), Atatürk, hilafeti ve saltanatı da karşısına alarak bir Kurtuluş Savaşı’na hazırlanıyor. Atatürk ve düşüncesi oralardan başlamış, o tarihten bugüne evrilerek gelmiştir. Ben bu konuşmayı ulus-devlet anlayışı olarak nitelemedim zaten;sadece bu konuşmadan bugüne gelinen bir ulus-devlet anlayışına dikkat çekmek istedim. Hepimize Osmanlı Devlet'inin gerileme ve yıkılış dönemi ile ilgili zamanla değişen "devleti kurtarma" politikaları öğretildi. Önce sadece Osmanlı olmak yetiyorken;sonra müslüman olmak en sonrasın da da Türk olmak yetti. Aslında burada bir devletin alanları içinde ki daralmayı da çok net görebiliriz. Osmanlı Devleti geleneğinden kurtulamayan Yeni Cumhuriyet! Mecliste ifade edilen herşeyden önce "ümmet" olmadır. Bu anlayış ise Kurtuluş savaşının en güçlü silahıdır. Sonra mı? Sonra korkular ile açıklanamayacak çok büyük hatalar. Ya Türk olmak ya Türk olmak. Başka seçenek yok. Bu da özellikle Kürtler için geçerli. Yani forumdaşım,bu evrilen düşünceler sadece ölüm getirdi.Kafa karışıklığı getirdi.Hala kimlik bunalımda olan vatandaşlar size başka bir şey ifade edebiliyor mu? Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Doğrucudavut,verdiğiniz iki yazı hakkında; "Atatürk yüzünü hep batıya döndü. Tüm hayali genç Türkiye Cumhuriyeti’nin “çağdaş uygarlıkların seviyesine” kısa sürede kendi kimliğiyle yükselmesiydi. Çünkü batı ülkelerinin gelişen dünyaya öncülük yaptığını biliyordu. O günlerde olduğu gibi günümüzde de Atatürk’ü eleştirenler, onun bu hayalini anlamaları için modern dünyanın vazgeçilmez teknolojilerinin nereden geldiğine bakmaları gerekir."(Nuran Yelkenci ) Burada bana gelen ilginç bir noktayı belirtmeden geçemeyeceğim.Atatürkçü olduğunu iddia eden bazı arkadaşlarımın Batı hakkında ki düşüncelerin de ki değişim;beni oldukça şaşırttı.Çoğu bugün Batıyı kendileri için bir tehlike olarak görmektedir. yine aynı yazıdan; "Şimdi olduğu gibi ülkemizde o dönemde de çeşitli etnik gruplar vardı. Bunlar: “Lazlar, Gürcüler, Çerkezler, Arnavutlar, Ermeniler ve Kürtlerdi. ” Bunların tamamı yeni bir ülke olan Türkiye topraklarında Türk bayrağı altında “Türk milleti” adını aldılar. Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözüyle hafızalara kazınan bu slogan ülkemizdeki değişimin de en önemli sembolü oldu. Ben inanıyorum ki, bu sembol hala geçerliliğini korumaktadır. " Peki Türk bayrağı altında oluşturulmaya çalışılan Türk kimliği,sonra ki dönemlerde Kürt etniğini yok saymamış mıdır? Taha Akyol'un; “Kürtlerin gelişme serbestliğini sağlayacak şekilde ırki hukuk ve içtimai haklar bakımından müsaadelere sahip olması” şeklinde ki madde yazarın da ifade ettiği gibi,asıl amaç Kürt'lerle birlikteliktir. İşte sonrasın da yaşananlar. Bunlar tam bir trajedi. Bakınız;hala ortalıkta verilmiş sözler yazılıp çiziliyor. Şeyh Sait veya diğer isyanlar,tam olarak Kürt milliyetçiliğinin isyanları değilse de o dönemin kafa karışıklığı ve uygulamalarda ki hataların sonucudur. Benim "ne mutlu Türküm diyene" ile sorunum yok. Sadece dayatılan varsa,orada sorunlu olurum. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Sn politika, sizden üstte yazmis oldugunuz yorumdan bir alinti yaptim."Bu ülkede Kürt,Laz,Cerkez,Gürcü,Arnavut yok diye inkar eden mi oldu?Belki Kürtce üzerine birtakim yanlisliklar yapilmis olabilir,ama bu yanlisliklari Kürtlere karsi olmakla veya etnisiteye karsi olmakla bagdastirmak mümkünmüdür?Kürt ve Türk iliskilerini siz de gayet iyi bilmektesiniz,tabiiki dönem dönem farkli siyasetler farkli önlemler yapilmis ve alinmistir,bunlari nedensiz diyede gecistiremeyiz." Bir yorumunuzda burada kendiniz Kürt'leri inkar ediyorsunuz. Siz yazinizda Kürt irki yoktur Kürt'ler Tüürk irkindandir diyorsunuz. Bu inkar degilse nasil olur lütfen aciklayin. saygilar Bakin ben size yanit vermeyecegim diye kendi kendime söz vermistim ama sözümü tutamadim. Kürtlerin Türk irkindan olmalari onlarin Kürtlügünü yok mu ediyor,yani bu nasil bir iddia.Kürt olmak baska Kürt'ün Türk irkindan olmasi baskadir.Lütfen aciklayin derken sanki cok önemli bir sey bulmus gibisiniz. Kürtlerin varligini kimse inkar edemez,kavramlari lütfen karistirmadan ve iyice muhakeme ederek yanitlarsak okuyanlara da faydali oluruz. saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Atatürk ve Kürtler MUSTAFA Kemal Paşa?nın Milli Mücadele sırasında Kürtlere özerklik (muhtariyet) sözü verdiği, ama sonra aksini yaptığını iddia edenlerin dayandığı belgelere bir bakalım. . . . Türkiye?de ?ulus devlet? yapay değil, tarihi köklere sahip sosyolojik bir süreçtir. Uzun süredir ulus devletin demokratikleşme aşamasını yaşıyoruz. Kürt meselesi vardı, bugün de var. Ulus devleti yıkarak değil, ulus devlet içinde bireysel özgürlük ve yerel yönetim ilkeleri açısından çözümler düşünmeliyiz. Çözümsüzlük halinde ?daima mesele yarattıklarını? da tarih gösteriyor. ( Taha Akyol-Milliyet ) Sayin Mavi,böyle asli astari olmayan,sahte iddia oldugu defalarca vurgulanmis bir yalani TAHA AKYOL'un dillendirmesi aslinda cok dogaldir.Taha Akyol bu iddiasi nedeniyle yeteri kadar yalanlanmistir. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Sayin Mavi,böyle asli astari olmayan,sahte iddia oldugu defalarca vurgulanmis bir yalani TAHA AKYOL'un dillendirmesi aslinda cok dogaldir.Taha Akyol bu iddiasi nedeniyle yeteri kadar yalanlanmistir. saygilarla Tabi ki herkes düşündüğünü ifade edecek. Ben bu konuda çok yorum yapmadım zaten;çünkü hala ben de bu konuda şüphe içindeyim.Verilmiş bir söz var mıydı yada verilen sözler neydi? Kürt isyanlarında vaad edilenler ne kadar geçerliydi? Bu konu hakkında yazmadan önce kendime açıklamam gerekenlere dönmeliyim. Ayrıca,"dünyahepimiz" arkadaşımıza verdiğiniz yanıtta;ırk kavramına indirgediğiniz bir Kürt veya Türk olmak anlayışı dikkatimi çekti. Irk,sizin için neyi ifade ediyor? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Tabi ki herkes düşündüğünü ifade edecek. Ben bu konuda çok yorum yapmadım zaten;çünkü hala ben de bu konuda şüphe içindeyim.Verilmiş bir söz var mıydı yada verilen sözler neydi? Kürt isyanlarında vaad edilenler ne kadar geçerliydi? Bu konu hakkında yazmadan önce kendime açıklamam gerekenlere dönmeliyim. Ayrıca,"dünyahepimiz" arkadaşımıza verdiğiniz yanıtta;ırk kavramına indirgediğiniz bir Kürt veya Türk olmak anlayışı dikkatimi çekti. Irk,sizin için neyi ifade ediyor? Uzatmadan cok kisa bir yanit verecegim sayin Mavi,Irk benim icin bir insanin bagli oldugu mensedir.Yani kökenidir.Bu köken farkli isimli toplumlar seklinde yasamini idame ettirir.Yörük,Türkmen,Kipcak,Kuman vs gibi Irksiz bir toplum olamiyacagindan irk benim icin bagli oldugum kökeni ifade eder,yoksa baska bir sey mi ifade etmesi gerekirdi? Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 O halde bana bu ülkede şunu açıklar mısınız, o kadar teknoloji o kadar imkan varken, bu pusuya yatanlar sözümona nasıl takip edilemiyor, nasıl kıstırılamıyor, söyleyin bana yeni taze fidan askerimin orada ne işi var, ne yapıyor öyle ortamda benim genç askerim, yok mu bu ülkede bu tehdite karşı özel eğitilmiş ordu gibi ordu, yok mu adam gibi gerilla, gerillalara gerilla usulu saldıracak yok mu, yok mu pkk nın inlerini baştan sona ölüler diyarına çevirecek yetişmiş adam bu ülkede.. Orta yola, mayının yeni taze döşendiği alana, yolculuk yapar benim askerim, keklik gibi dağların ortasından yürütülüp ,tepelerden onların hedefi olur benim askerim, ölürde ölür benim askerim. Göndersinler bakalım, eli titremeyecek 40 ın daki 45 inde ki asker adamları, eğitimlileri , ordu gibi ordu olarak temizlesinler dağlarımızı bayırlarımızı, nerde? soruyorum nerde? Dalmışlar bir oyun ortasına, aponun bi çok ünlü sima ile boy boy fotoları, adam hapiste cips yiyordur belki şimdi, sonra şu bu.. Adamlar dağlarda, açık apaçık alanlarda idman yapıyorlar, eğitim alıyorlar, biz daha vatan millet sakarya şehitleri konuşuyoruz. İki gözyaşı, o gözyaşına bile akmasın diye alıştırdılar milleti.Ruh yok ruh bu ülkede. Milliyetten bol bol konuşan çok, milliyetçi yok.. Şimdi de bana mimleme yapıyorsunuz askerimizi kötülüyorum kürt savunuyorum diye. Ya ordaki sıradan vatandaş iki arada bir derede ,ne pkk lı ne vatan haini.Ee askerimin tepesinde koca bir tehdit her an,pkk saldırıları. Ya ben başka asker istiyorum bu ülkede,daha başka bir asker ,hepsi bu..Ben bu ülkede sadece tam temizlik, tam bağımsızlık istiyorum,hepsi bu. Ülke tehdit altında, ya değişeceğiz,ya değişeceğiz. Pkk bu ülkeden temizlenecek, normal kürt kökenli türk vatandaş soluk alacak, biz türkler soluk alacağız. O bölgede tehdit öyle bir yok edilmeli ki, artık o halkın tepesinde nöbet tutup onlardan korkmaya gerek kalmamalı, onlar da biz de daha güzel yaşamalı.. Çok mu zor, bu insanları denetlemek, gözlemlemek,bilmek, tehlikeli kim, tehlikesiz kim ayırmak ve vatan haini olanların gereğini yapmak, bu kadar mı zor?Ya burası bizim toprağımız, niye karışını bilmiyoruz?Niye bu adamların elinde onca silah cephane var, bunlar nerelerde üretiliyor ya? nerden ellerine geçiyor bunlar, ya biz bunu nasıl bilemeyen ülke oluyoruz? ya bunu nasıl engelleyemiyoruz? Ya bu mevzular bitmez,bu gidişata içimdeki tepki de dinmez.. Sayin ftoyd'senin bildigin bir teknoloji varsa kötülükleri temizleyecek yazda bilelim neymis o? hic olmazsa medeni ülkelerin askeride sokaklarda heryerde icimizde yanimizda egitim, tatbikat yapmazlar! bizim askerimizde onlari örnek alarak sirf kislasinda kalarak egitimlerine orda devam ettirirler.. cünkü bugün Avrupanin göbeginde heryerde her kösede askerlerin egitimine tatbikatlarina rastlarsiniz.. Benim askerim, keklik gibi dağlar da demissin? Benim askerim keklik olamaz hepsi insan evladidir o daglarda yurdumun her kösesinde egitim yapmak zorunda oldugu bilincindedir ve her kösesin de o kadar egitimin rahat gececegi kuralida yoktur kimi köseler pusludur haindir.. hain kelimesini dünya nin en gelismis toplumlari silememis teknoloji silememis sen mi sileceksin keklik diyerek sayin ftoyd' Adamlar dağlarda, açık apaçık alanlarda idman yapıyorlar, demissin o zaman konya ovasini neden secmiyorlar.. lütfen askerimizi tartisiyoruz biraz ciddiyet askerin yasinida 40.in üzerine cikarmissin sen hic yas ortalamasi 40.in üzerinde birinci ligde top oynayan futbol takimi gördün mü nerelerinden nefes alacaklar.. O bölgede tehdit öyle bir yok edilmeli ki, demissin buyur et bakalim nasil edeceksin kislanda evinde oturarak mi edeceksin etde bir görelim neymis o senin dünyanin arayip bulamadigi sistem.. yoksa o gelir kislanada gelir Evinede acele et! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Türkiye,bir cografi bölgenin adi degildir,yani Türkiye bir Avrupa,bir Asya,bir Amerika,bir Avusturalya degildir,Türkiye bir cografyanin üzerinde kurulmus olan sinirlari belli bagimsiz üniter bir milli devlettir.Bu devletin vatandaslarina Türk denir,Türk devletinin vatandaslari Kürt olur.Laz olur,Cerkez Gürcü vs olur,ama Türkiyeli olamaz,Amerika bir kitanin adidir,ben Amerikaliyim diyen birisi,o kitaya ait oldugunu belirtir,Avrupaliyim ve Fransiz'im.Avrupali'yim ve Türk'üm.Bu dayatma degil felsefi bir yaklasimdir.Burada ki Türk'lük illaki Türk kökenli olmayi gerektirmiyor,meseleye nereden baktiginiz önemlidir.Kimlikten bakarsaniz Türk degilsinizdir ve inkar edilmektesiniz,baristan yana iseniz Türksünüzdür ve Kürtlügünüz inkar edilmemektedir.Kürtcülerin dayattigi kimlik olayinin altinda yatan siyasi amac,Kürtlerin bir azinlik statüsüne alinmasi ve bu yolla ilerde federasyona gidilebilmesi yatar. Buna Taha Akyol, ve daha isimlerini yazma geregi duymadigim birtakim li..... canak tutarak dolayli olarak Türk birligini bozmayi amaclamaktadirlar. Kürtce yayin icin bazi forumdaslar,demokrasi icin atilmis bir adim tanimlamasini yaptilar ama aslinda bundan mutlu olamadilar,cünkü Kürtce yayinla Kürtcülerin amacladiklari bazi senaryolar suya düstü veya düsecek,Siwan Perver TRT'nin davetini kabul etmedi,ve aynen söyle söyledi,"Ne ben Türkiye'yi ne de Türkiye beni kaldirabilir!"B Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 sizler Türk benim için etnik kimlik değil diyorsunuz Hem etnik, hem değil diyoruz, Atatürk öyle demiş çünkü. Etnik kimlik ifade etmeyen bir Türk anlayışın da varolan dayatmalar ayrı bahis konusu. Dayatma olarak gördükleriniz nedir ? Yalnız,şunu da belirteyim. Siz,Kürt kimliği olmadığı için Türk demiştiniz. Ben öyle anladım en azından Kusura bakmayın, yanlış anlamışsınız Kürt etnik kimliği için değil, Kürt ulusal kimliği olmadığı için demiştim. Kader ortaklığı Türkiyeli veya Türk vatandaşı ile açıklanmalıyken,sizler neden Türk olmakla açıklıyorsunuz? Türkiye’de hangi millet vardır ? Cevap: Türkiyeli milleti! Oldu mu ? Olmadı. Doğrusu Türk Milleti vardır. Türkiyeli demek coğrafi bir tanım olur. Milleti tanımlamaz. Alman vatandaşı olmak,kendisine Alman demeyi gerektirir mi? Alman vatandaşı olmak başka bir şey, Alman milletinden olmak başkadır. Bizim Alman vatandaşı Türkler, Almanyalıdır. Almanyada tarihsel olarak varolan Frizler, üst kimlik olarak Almandır.Fransa’daki Bretonların Fransız olması gibi… Kelime oyunlarına gerek yok,Kürt asıllı bu ülkenin vatandaşları herşeyden önce Türkiyelidir. Bu kadar basit. Evet, Türkiyelidir ve aynı zamanda Türktür, Türk milletindendir. Bu kadar basit. ben tehciri doğru bulmuyorum;yanlış diyorum. Bunu derken,şunu da unutmuyorum...Ermeniler de öldürdü. Acı tek taraflı değil. Doğru bulmuyorsanız, başka bir öneriniz var mı ? Varsa ortaya koyun ama dönemin şartlarını ve savaş durumunu göz önüne alarak lütfen ve Murat Bardakçı bu konuda ne demiş tekrar okuduktan sonra : 1915 tehciri öncesinde, Anadolu’nun doğusunda işte bunlar yaşanmış ve tehcir kararı, köylerdeki karşılıklı kıtalin üzerine Van’da Rus destekli müstakil bir Ermeni Devleti kurulmasına ramak kalmışken alınmıştır. Yani, devlet, meşru müdafaa hakkını kullanmak ve tehcir kanununu çıkartıp uygulamak zorunda kalmıştır. Bu yazdıkların aydın, entelektüel, düşünür, sivil toplumcu yahut barış aktivisti olduğuna inanan zevât tarafından “şovenist”, “ilkel”, “ucuz” veya “basit” olarak nitelense de, işin aslı böyledir. Ve, netice: 1915’te yaşananların bir facia olduğunu reddedilmesi ve Türkiye ile Ermenistan gibi iki sınır komşusunun, aralarında 80 küsur seneden buyana devam eden bu tuhaf soğukluğa artık bir nihayet vermelerinin zamanının çoktan gelmiş olduğuna karşı çıkılması tabii ki akıl kârı bir iş değildir. Ama, Ermenistan ile yakınlaşma ve dolayısıyla da Batı’dan prim sağlama uğruna bundan 93 sene önce kullanmak zorunda bırakıldığımız meşru müdafaa hakkını bir cinayetler zinciri olarak göstermeye ve böylelikle Türkiye’yi soykırım gibi aşağılık bir suçlamanın hedefi yapmaya da kimsenin hakkı yoktur. Yalnız;yazdığım herşeyin PKK ile açıklanması bana iki şeyi seçenek bırakıyor düşünme adına; ya ben hiç anlaşılmıyorum, yada insanlar için hala bu ülke de KÜRT=PKK. Sn.Mavi, PKK=Bazı Kürtler diyebiliriz, çünkü, Kürtler üzerinde PKK’nın müthiş bir propogandası var. Bu propoganda yapanlara bizim Taraf medyası da dahil. Bu propoganda yapılanlara siz de dahilsiniz. Ben bu konuşmayı ulus-devlet anlayışı olarak nitelemedim zaten; sadece bu konuşmadan bugüne gelinen bir ulus-devlet anlayışına dikkat çekmek istedim. Ben bu cümlenize istinaden onu söyledim. Sizce, haksız mıyım ? Yukarda ki sözler de dünden bugüne,hatta aynı dönem içerisinde değişen politikaları ve ulus-devlet anlayışını çok net gösteriyor. Yani forumdaşım,bu evrilen düşünceler sadece ölüm getirdi.Kafa karışıklığı getirdi.Hala kimlik bunalımda olan vatandaşlar size başka bir şey ifade edebiliyor mu? Yine karıştırmışsınız. Ben evrilen düşüncelerden derken Atatürk’ün düşüncesinden bahsettim. Siz aldınız bu cümlemi günümüze getirdiniz. Atatürk Milliyetçiliğinin Atatürk’ün düşüncesindeki son nokta olduğunu söylemek istedim. Kafa karışıklığı Atatürk nedeniyle değil, kafa karıştıranlar yüzünden. Ülkemiz üzerindeki emperyalizmin oyunları yüzünden. Kürt tarihi diye, kendilerine, Türklere düşman tarih yazdırılan Rus, ABD, İngiliz araştırmacı-tarihçiler yüzünden, bizim kardeş olmamızı istemeyenler yüzünden. 1915’de, ne oldu da 600 yıl iç içe yaşadığımız Ermenilerle sorunumuz çıktı. Bunu bir düşünün derim. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2009 Kürtce'ye devam; Siwan Perver sözlerine söyle devam etti,"Bazi Kürtler bana hain dedi ama ben hain degilim" Siwan Perver program basina 60 bin Dolar istediginide reddetti. Birbirimizi aldatmayalim,Kürtce dili,kültürü diye bizlere bir perde sunanlar bu perdenin asil sahne olmadigini cok iyi biliyorlar,bu perde ile asil sahne gölgelenmektedir.Bu nedenle Kürtce yayin,ben karsida olsam yine de Kürtcülerin planlarini suya düsürmek icin atilmis bir adim olmasi nedeniyle kabul edilebilir.Diger dillere gelince,deniliyor ki,eger o nlarda isterler fakat devlet buna cevap vermezse ayricalik olur,onlarada o zaman kendi dillerinde yayin yapmak gerekir,dogrudur ama aslina bakarsak sadece Kürtce yayin karari almak ve Kürtceye bir kanal tahsis etmek,diger dillere karsi bir ayrimciliktir,madem ki böyle bir karar aliniyor o zaman tüm diller bu kapsam icine alinmaliydi.Kürtce yayin ayni zamanda Kürtcülere verilmis olan bir tavizdir,bunu ne takip edecek zamanla görecegiz ve görecegiz ki Kürtce ana dil sloganlari masum sloganlar degil,yüzyili askin bir süredir devam eden Kürt bölücü isyanlarinin AB sevdasina AKP Tarafindan sonuc vermeye baslamasidir. Buna benzer siyaset Ermeni davasinda baslamis durumda,yine AB sevdasi ile AKP tarafindan Ermenilerin 80 küsur senedir takip ettikleri siyasetin sonuc vermeye baslamasidir.Abdullah Gül'ün böyle bir özür kampanyasini olumlu bulmasi,Erdogan'in ona ters düsmesi tamamen ic siyasete dönük bir aldatmacadir.Erdogan da aynen Gül gibi bu özür kampanyasini olumlu bulmaktadir,secimlerin yaklasmis olmasi Erdogan'i bazi konularda oy avciligina itmektedir,olay budur.Türkiye de Kürt sorunu vardir,alt kimlik üst kimlik,Türkiyelilik kavramlari Erdogan'in agzindan cikan kavramlardi.Ermeni konferansina izin verip mahkeme karisamaz diyen,Orhan Pamuk'u mahkemeden yirtan Erdogandi.Bu nedenle Erdogan'in özür kampanyasina karsi olmasi bence komik kacar biraz. saygilarla Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Doğrucudavut,verdiğiniz iki yazı hakkında; "Atatürk yüzünü hep batıya döndü. Tüm hayali genç Türkiye Cumhuriyeti’nin “çağdaş uygarlıkların seviyesine” kısa sürede kendi kimliğiyle yükselmesiydi. Çünkü batı ülkelerinin gelişen dünyaya öncülük yaptığını biliyordu. O günlerde olduğu gibi günümüzde de Atatürk’ü eleştirenler, onun bu hayalini anlamaları için modern dünyanın vazgeçilmez teknolojilerinin nereden geldiğine bakmaları gerekir."(Nuran Yelkenci ) Burada bana gelen ilginç bir noktayı belirtmeden geçemeyeceğim.Atatürkçü olduğunu iddia eden bazı arkadaşlarımın Batı hakkında ki düşüncelerin de ki değişim;beni oldukça şaşırttı.Çoğu bugün Batıyı kendileri için bir tehlike olarak görmektedir. Bakın, Batının siyasetine tabi olmak, emperyalist çıkarlarına hizmet etmek başka bir şeydir, Batının geldiği uygarlık düzeyini, bilimini, teknolojisini örnek alıp aşmaya çalışmak başka bir şeydir. Güzel ve iyi olan neredeyse alınır. Coğrafya önemli değil, bu Japonya da, Çin de olabilir. "Şimdi olduğu gibi ülkemizde o dönemde de çeşitli etnik gruplar vardı. Bunlar: “Lazlar, Gürcüler, Çerkezler, Arnavutlar, Ermeniler ve Kürtlerdi. ” Bunların tamamı yeni bir ülke olan Türkiye topraklarında Türk bayrağı altında“Türk milleti” adını aldılar. Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözüyle hafızalara kazınan bu slogan ülkemizdeki değişimin de en önemli sembolü oldu. Ben inanıyorum ki, bu sembol hala geçerliliğini korumaktadır. " Peki Türk bayrağı altında oluşturulmaya çalışılan Türk kimliği,sonra ki dönemlerde Kürt etniğini yok saymamış mıdır? Saymamıştır. "Taha Akyol'un; “Kürtlerin gelişme serbestliğini sağlayacak şekilde ırki hukuk ve içtimai haklar bakımından müsaadelere sahip olması” şeklinde ki madde yazarın da ifade ettiği gibi,asıl amaç Kürt'lerle birlikteliktir. İşte sonrasın da yaşananlar. Bunlar tam bir trajedi. Bakınız;hala ortalıkta verilmiş sözler yazılıp çiziliyor. Şeyh Sait veya diğer isyanlar,tam olarak Kürt milliyetçiliğinin isyanları değilse de o dönemin kafa karışıklığı ve uygulamalarda ki hataların sonucudur. Benim "ne mutlu Türküm diyene" ile sorunum yok. Sadece dayatılan varsa,orada sorunlu olurum. 1924 Anayasası’nda illerin özerkliği kaldırılmıştır! Bazı yazarlar 1924 Anayasası ile merkeziyetçi bir sistemin kurulmasını Kürt isyanlarına bağlıyor. Halbuki Koçgiri İsyanı 1921’de, Şeyh Sait İsyanı 1925’tedir. Kürtlük, aşiret düzeniyle kendini var etmektedir. Kürt isyanların tamamı bu düzenin kaymağını yiyen ağa, bey ve şeyhlerin önderliğinde çıkmıştır. Şeyh Sait ile Dersim?i, Ağrı isyanıyla Koçgiri?yi birleştiren bu ortak özelliktir. Bu isyanların ulusal isyanlar olduğu söylemek saçmadır. Çünkü ulusal hareketler hem gerici derebeylik sistemiyle mücadele eder, hem de emperyalizme karşı kendini ifade eder. Bu bakımdan Türk Ulusal Kurtuluş hareketi ve Türk Devrimi tam anlamıyla ulusal bir harekettir. Kendisini Türk Devleti ve Devrimiyle savaşarak var eden Kürt hareketi ise gerici ve işbirlikçidir. Kürt isyanlarına İngilizlerin, Fransızların ve Ermenilerin desteği ve hatta bizzat onlar tarafından organize edilmesi, Kürt hareketinin işbirlikçiliğini gösterir. Bugün ister sağ, ister sol görünümlü olsun Kürtçü hareketler bu isyanlara sahip çıkıyorlar ve bunları Kürt ulusal harketinin doğuşu olarak görüyorlar. Şeyh Sait anması yapan bir ?sol? harekete rastlamak artık şaşırtıcı değil. Çünkü bu hareketlerin ortak noktası Kürt olmalarıdır. Ne siyaset, ne de başka bir şey önemli değildir. İşte bu yüzden aynı zamanda ırkçıdırlar. Bu isyanlar Türk Devriminin emperyalizm ve onun desteklediği geri toplumsal yapıyla mücadelesinin önüne konmuş bir engeldir. Atatürk ve devrimci kadrolar bu meseleyi en sert şekilde çözdüler ve 1938?ten sonra bu isyanlar bitti. Ancak 1970?lerin sonunda kurulan PKK, bugün ABD ve AB?den aldığı destek ve Türk Devletinin zayıf düşmesi sonucu yeni bir isyan dalgası yaratmak üzeredir. Tehlike büyüktür. Bölgede 2000?lere kadar Kürt bölücülüğüne karşı en kararlı tavrı alan Türk devletinin, bugün vereceği en ufak tavizin bedeli Misak-ı Milli sınırlarının değiştirilmesi olacaktır. Cumhuriyet tarihi bu meselenin nasıl çözüldüğünü bize göstermektedir. Atatürk?ün isyanlara karşı sert tavrı ve Kürtçülüğün yeşerdiği toplumsal zemini yok ederek Türklüğü yüceltme politikası bize yol göstermelidir. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Tehcire karsi olmak,Ermeni iddialarinin kabulü demektir.Dolayisiyla tehcire karsi olanlar aslinda sunu demek istiyorlar;Ne olurdu sanki Doguda bazi iller Ermenilere birakilsaydi da tehcir olmasaydi ve insanlar yasadiklari ortamdan ayrilmasalardi. Iste böyle düsünenler icin,Türk olmak sadece bir zul degil ayni zamanda Ermenilere de bir ihanettir.O nedenle israrla Türk olmayi reddediyorlar o nedenle israrla kimlikten bahsediyorlar o nedenle aynen bir zamanlar Ermenilerin yaptigi gibi ayaklaniyor ve AB den medet umuyorlar.Dünün Rus'yasi ve Fransa'si bugünün AB olmustur.aradaki fark budur,yani kavram farki.Ermeniler ne istedilerse bugük Kürtcüler onu istiyor.Dün Ermeniler millet-i sadika iken bizi arkadan vurarak ihanet ettiler bugün olanlari bana kim anlatabilir acaba? saygilarla Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Bu çok acı biliyor musun, anlattıklarının bana aynen bir Türk asker tarafından anı olarak anlatılması ve söylediğin herşeyin doğru olduğunu bilmek çok acı. İşte bu asıl soykırım aslında. İşte Türkiye'de bu değişmeli, işte bunun için kampanyalar hazırlanmalı, işte o bölgedeki askerler sizin tehditiniz değil koruyucunuz olmalı. Benim için doğu demek aslında misafirperver, mert insanların çoğunluğu demek,doğunun köyleri demek, benim başımın tacı duygusal saf teyzelerimin mis gibi ellerinden yediğimiz ekmek demek.. dedim, ve siz Sayin ftoyd' Bir ülkenin bütünlügü namusu icin ne kadar duygusal yaklasabilir bir insan aklim almiyor! Bakin Sayin ftoyd'Askerlik polisiye olaylarina benzemez.. Askerligin bir baslangici birde terhis olma dönemi vardir gencligin en sicak döneminde baslarsin en sicak döneminde bitirirsin.. giderkende genc bir fidansin gelirkende´ Simdi soruyorum dogu bölgelerinde asker devriyeye ciktigi zaman ava mi cikiyor? Nerelerde devriyeye cikiyorlar? ciktiklari zaman kac kere pusuya düstüler sayabilirmisin? pusuya yatanlar kimler? iki günlük eline silah alanlar mi? Askerimiz gibi silahla yenimi tanismislar? yoksa askerlerimizin devriye ciktiklari yeri ilk defami taniyorlar? biraz düsünmeni tavsiye ediyorum kim misafir perver? olaylarin dramatik yönünü anlatmak istemiyorum!!! O daglarda cocuklugundan beri cirit atanlar mi fidan Askerimiz mi? dediniz.. Biz bir köy halkından bahsederken,çoluk çocuk yaşlı genç hatunlardan şundan bundan bahsederken, elinde silah olmayan bir gurup insandan bahsederken, siz birden konuyu yine o köylüleri pkk ile eş tutarak farklı yöne çektiniz. Diyelim ki, pkk nın bütün bireyleri zaten bu köylerden çıkıyor, e diyorum ki bende neden çıkıyor?neden buna gerek duyuyor bu insanlar? Son mesajınızı artık düşünmek bile istemiyorum. Sayın Efendi Türkler, eğer orada bulunan Kürtlerin oluşturduğu bir köy pkk ise neden hepsi hapiste ya da ölü değil şu anda. Eğer oradaki köy sadece pkk lı değil sıradan kürt ise, neden tepelerinde silahlı askerlerle yaşamak zorundalar.Eğer bu köy iki arada bir derede, hem pkk lıya destek vermek zorunda bırakılıp hem askerden ödü kopar vaziyette kendi canının derdinde dolaşıyorsa, orada,öyle ortamda yetişen çoluğu çocuğu insanlar sizce nasıl bir piskolojide nerden taraf olarak nasıl olmalılar? Almanya da , bir Türk mahallesine kıstırılıp,tepemizde silahlarla her an tehdit edilseydik,belli bir saatten sonra sokağa adım atamasaydık, bu koşulda çocuğunuzun yetişmesi sizi nasıl hoşnut ederdi? Ya bırakın ideolojileri,ırkı,her kavramı. Evinizde rahat rahat oturmuş hallerinizi,rahat rahat çalışmanızı, gezmenizi şunu bunu bırakın. Sadece ve sadece insan olarak, her an bir silahın ensenizde olduğunu düşünün,bu ortamdan nasıl sağlıklı bir beyin beklenir. Ben size ısrarla diyorum ki, her kürt pkk lı değildir. Ben size ısrarla örnek veriyorum ki, türkle evli,aynı biz gibi nice kürtte vardır ve bizden farkı bile yoktur. Ben size diyorum ki, oralarda bir yerlerde aslında pkk lı olmayan bir gurupta vardır. Ve ben yine o ortamda askerimiz böyle davranıyor diye de suçlama getiremem çünkü her an tepesinde pkk tehditi ve her an saldırı ile karşılaşma durumu vardır. Hatta askerin frekansına girip onunla dalga geçen , "yine ıskaladın" diye telsizde gülen pkk lı da vardır. Yani askerimiz göremezken, askerimizi net gören pkk lı vardır. Askerimiz, belli bir saatten sonra en ufak kıpırtıya ateş ediyormuş, etmek zorunda,okey.O koşulda bu olmak zorunda. Ama bu olurken ,neden orda, iki arada bir derede insanlar yaşatılıyor ,ben bunu soruyorum size. Neden oradaki köy insanı bu alanın içinde pkk lı gibi davranılmaya layık görülüp dışlanıyor.Neden sırf kürt olduğu için bu hayata mahkum ediliyor. Ve ben yine soruyorum, neden oralarda boy boy biz yokuz.. Bizim toprağımız neden şimdi adeta kürtler bölgesi halini aldı. Neden türkler o bölgelerde sayıca fazla değil. Neden bu tuzağa düşülüp topraklarımız tamamen bu insanlara bırakılıyor ve neden bizler orda olmadığımız gibi, orda olup büyük şehirlerimiz gibi yatırımlar imkanlar geliştiremiyoruz. Neden örf töre elinde ,eğitimsiz ,eğitim kabul etmeyen hallerde ,komşu ülkemizde dayaktan kaçan kadının öldürülmesi olayı gibi olaylara damga vuracaklar yetişiyor illa bu zamanda , bu ülkenin unutulmaya yüz tutmuş bir yerinde.Neden gelişmesine izin verilmiyor, neden bir türlü kültür devrimini biz gerçekleştiremiyoruz. Dışarıdan yığınla malzeme kullanılıyor, medyamız ile her birimizin alışkanlıkları şekillendiriliyor.Okulumuzla,çevremizle,her alandan bizim kendi kültürümüz,tamamen yerini başka şeylere bıraktı. Elalem bunu bizde deneyince bir ton oyun ile işe yarıyor , biz niye bir eğitimi veremiyoruz, belli kitleleri istediğimiz gibi şekillendiremiyoruz. Biz neden illa ayrıldığın noktada, bırak gitsin iyice ayrılsın diyoruz,dur ne yapalım edelim bize bağlı bizden yana olsun politikası güdemiyoruz. O halka, başındaki askerin öyle olmasının sebebinin sadece pkk olduğunu ve pkk nın aslında bu halkı ne hallere düşürdüğünü neden gösteremiyoruz. Neden kendi içlerinden pkk ya tepki oluşturamıyoruz. Kendileri gibi kürt nice insanın ne kadar rahat koşullarda yaşadığını, o bölgede ise bunun olmama nedeninin pkk ve bizden kaynaklı olmayan bir oyun olduğunu neden gösteremiyoruz. Peki,sırf bizi bölmek adına üzerimizde oynanan oyunları biz sıradan vatandaş bu kadar sezinlerken, başımızın en baş kısımlarında olanların,neden bu oyunların parçası olduğunu bile bile ,çevrelerindeki insanlardan, bir nebze milli kalp taşıyan insan,cebinden çok milletini düşünüp hareket edemiyor ve göz yumuluyor herşeye.Neden? Hadi başımızdaki siyasi lider kötü bişeyler yapıyor, bu liderin yandaşları neden bu kadar çok olabiliyor bu ülkede. En tepesinden en aşağısına,ülkeden çok cebin çıkarın düşünüldüğü bu sistemde, bizim başımıza daha neler neler gelir düşünmek bile istemiyorum ama gidişat belli.Ses artık çıkmaz olduğuna göre, biz Türklerin başına daha çok iş gelir. Ha teknoloji demişken, uydu çağındayız..ve gündüz çalışan gece saldıran bu insanların geçtiği her yer gözlemlenebilir. Bir ülkede,istenildikten sonra, herşey takip edilebilir. Adamlara çuval çuval erzak geliyor, bu erzağı sırtlarında taşımıyorlar heralde,illaki bir araç gerekiyor, ve doğal olarak o aracın geçeceği yolda gerekiyor .. ve siz şimdi ,bir bölgede,nerden nereye ne taşındığını bile bilemememizin hesabını sormamamı ve anlamamı bekliyorsunuz. Yani ben o kadar uç bi beklentideyim ki, asla yapılması mümkün değil yani. Bir bölge, ne kadar dağlık olursa olsun, taranamıyor, içinde ne var ne yok bilinemiyor yani. Ha bu sözlerle askerliği küçümsüyorum sanki size göre, askerimize keklik derken sanki apoya sayın ,askere kelle diyen ile aynı şekilde aynı vasıfta yargılanıyorum . Ben size açık ve net, göz göre göre şehit olmadan askerimizin şehitliğe zorlanışından, aslında haklarında çoktan şehitlik kararının çıkarıldığından bahsediyorum.. Çatışmalar ortasına ,hadi öl dercesine bırakıldıklarından bahsediyorum . Ben size, madem böyle bir tehdit var doğu alanımızda, bu konuda özel insan yetiştirilmemesinin sorgulamasını yapıyorum. Sizin 40 şurasından solur tabirinizin aksine, soğuk kanlı ,sırf bu alan için yetişmiş, dinç ,eli titremeyecek uzmanlar olması gerektiğinden bahsediyorum ya da kırk ile vurgulamamın, aslında bir deneyimlilik anlamında söylendiğini vurgulamaya çalışıyorum. Çevik, atak, gözü kara, bu iş için eğitilmiş, dağda bayırda deneyimli özel insanlardan bahsediyorum. En fazla 18 aylık eğitimin 18. ayının 31. gününde ,en gelişmiş halindeki adamın ,deneyimsizliğini ve yetersizliğini vurguluyorum.Bu konuya yıllarını vermiş deneyimli insanların topyekün savaşa gitmesini ve temizleyip geri dönmesini kasdediyorum. Ama ben anlatamıyorum . O kadar dallara budaklara dağılıyor ki kafam, haklısınız,ben derdimi anlatamıyorum. Ne düşünürseniz düşünün, Türküm, dindarım, Atatürkçüyüm, milliyetçiyim.. Ben üzerimizde oyun oynayanların en nefret ettiği insanım. Bi de üstüne bunları savunup, benden olmayanı insan olarak gören ve düşman olmayanım.. yani hepten bu ülkede nefret edilesi olanım. Dindarım derim Hristiyana kardeşim der konuşurum, Türküm derim, Kürde kardeşim der konuşurum, İnsan olduktan sonra ve bana tehdit oluşturmadığı sürece yani dinimde denildiği gibi ""bize karşı olmayan bizdendir" zihniyetiyle, elimden geldiğince karşımdakini anlamaya çalışırım.Ama karşımdaki hristiyan ya da falanca tutup benim dinimi yok etmek için aralara hurafe üstüne hurafe katıp dinimi tehdit ederse, kürdüm diyen benim atamın kan döke döke çizdiği sınırı ve bütünlüğümü tehdit ederse, Atatürkçüyüm diyen, dinsizliği ile Atatürk ilkelerini karıştırmaya başlayıp beni inanç özgürlüğümde tehdit ederse yani laik olamamasından dolayı,, bende bu karakterimin tam tersi olurum yeri gelir. Etki tepki gerektirir her zaman. Tehdit olan her yerde, patlamaya hazır volkanlar vardır. O halde, tehdidi ortadan kaldırıp, volkanları sönmüş yanardağlara çevirelim.Hemde topyekün. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Ama ben anlatamıyorum . O kadar dallara budaklara dağılıyor ki kafam, haklısınız,ben derdimi anlatamıyorum. Ne düşünürseniz düşünün, Türküm, dindarım, Atatürkçüyüm, milliyetçiyim.. Ben üzerimizde oyun oynayanların en nefret ettiği insanım. Bi de üstüne bunları savunup, benden olmayanı insan olarak gören ve düşman olmayanım.. yani hepten bu ülkede nefret edilesi olanım. Dindarım derim Hristiyana kardeşim der konuşurum, Türküm derim, Kürde kardeşim der konuşurum, İnsan olduktan sonra ve bana tehdit oluşturmadığı sürece yani dinimde denildiği gibi ""bize karşı olmayan bizdendir" zihniyetiyle, elimden geldiğince karşımdakini anlamaya çalışırım.Ama karşımdaki hristiyan ya da falanca tutup benim dinimi yok etmek için aralara hurafe üstüne hurafe katıp dinimi tehdit ederse, kürdüm diyen benim atamın kan döke döke çizdiği sınırı ve bütünlüğümü tehdit ederse, Atatürkçüyüm diyen, dinsizliği ile Atatürk ilkelerini karıştırmaya başlayıp beni inanç özgürlüğümde tehdit ederse yani laik olamamasından dolayı,, bende bu karakterimin tam tersi olurum yeri gelir. Etki tepki gerektirir her zaman. Tehdit olan her yerde, patlamaya hazır volkanlar vardır. O halde, tehdidi ortadan kaldırıp, volkanları sönmüş yanardağlara çevirelim.Hemde topyekün. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Doğrucudavut, Siz Türk kimliğine; "Hem etnik, hem değil diyoruz, Atatürk öyle demiş çünkü." diyorsunuz.Hem etnik hem de etnik değil;bu nasıl oluyor,açıklar mısınız? "Dayatma olarak gördükleriniz nedir ?" dayatma olarak gördüklerim;bireyin etnik kimliğinin bir tehlike olarak algılanıp,o kimliğin kültürel değerlerin yok sayılmasıdır. "Kusura bakmayın, yanlış anlamışsınız Kürt etnik kimliği için değil, Kürt ulusal kimliği olmadığı için demiştim." bunu Politika arkadaşımıza yazmıştım "Türkiye’de hangi millet vardır ? Cevap: Türkiyeli milleti! Oldu mu ? Olmadı. Doğrusu Türk Milleti vardır. Türkiyeli demek coğrafi bir tanım olur. Milleti tanımlamaz." Bakınız,dün bir özel kanalda Kürt Sorunu ve millet kavramı tartışılıyordu.Orada Sayın Hatemi,yeni anayasa da oluşturulmak istenen bir Kürt Milleti üzerinde oldukça kurcalayıcı teoriler üretenlere,şunu söyledi;Kürtl'ere Türk'üz dedirtemedik.Bunu yapamadık. Bana sorarsanız forumdaşım,Türkiye daha Kürt vatandaşlarının onlar için ne olduğuna karar veremedi.Kimi zaman onu etnik olarak red etti,kimi zaman onun kimliğini de sahiplendi. "Alman vatandaşı olmak başka bir şey, Alman milletinden olmak başkadır. Bizim Alman vatandaşı Türkler, Almanyalıdır. Almanyada tarihsel olarak varolan Frizler, üst kimlik olarak Almandır.Fransa’daki Bretonların Fransız olması gibi…" Başka değil bence.Şöyle ki milli bir anayasa da kendini Türk olarak görmeyen vatandaşlarınızda sadece Türkiyeli olarak yerini alır. Azınlık olma meselesi de değil bu;sadece bakış. "Evet, Türkiyelidir ve aynı zamanda Türktür, Türk milletindendir. Bu kadar basit." Bakınız millet kavramı sizin tanımlamalarınız ile değişebilir,Türk anlayışınızı da artıl alt ve üst kimlik ile açıklıyorum. "Doğru bulmuyorsanız, başka bir öneriniz var mı ? Varsa ortaya koyun ama dönemin şartlarını ve savaş durumunu göz önüne alarak lütfen ve Murat Bardakçı bu konuda ne demiş tekrar okuduktan sonra " Başka bir öneri mi?Geçmişe öneride bulunma şansım var mı?Öneri değil gerçek;tehcir yanlış bir karar.M Bardakçı,baktığı persektifi bizlerle paylaşmış,bakmasını gereken yerde değil. "Sn.Mavi, PKK=Bazı Kürtler diyebiliriz, çünkü, Kürtler üzerinde PKK’nın müthiş bir propogandası var. Bu propoganda yapanlara bizim Taraf medyası da dahil. Bu propoganda yapılanlara siz de dahilsiniz." Birincisi altını çizdiğim cümleyi bana açıklayın. İkincisi,PKK'nın bitmesi için halkın devlete güven duyması gerekir. PKK bana göre de rantların ve çıkarların örgütüdür;ama her Kürt de benim gibi düşünmeyecektir. "Ben bu cümlenize istinaden onu söyledim. Sizce, haksız mıyım ?" Bende örnekleme yoluna gittim. Yine karıştırmışsınız. Ben evrilen düşüncelerden derken Atatürk’ün düşüncesinden bahsettim. Siz aldınız bu cümlemi günümüze getirdiniz. Atatürk Milliyetçiliğinin Atatürk’ün düşüncesindeki son nokta olduğunu söylemek istedim. Kafa karışıklığı Atatürk nedeniyle değil, kafa karıştıranlar yüzünden. Ülkemiz üzerindeki emperyalizmin oyunları yüzünden. Kürt tarihi diye, kendilerine, Türklere düşman tarih yazdırılan Rus, ABD, İngiliz araştırmacı-tarihçiler yüzünden, bizim kardeş olmamızı istemeyenler yüzünden. 1915’de, ne oldu da 600 yıl iç içe yaşadığımız Ermenilerle sorunumuz çıktı. Bunu bir düşünün derim. Düşündüm,düşüneceğim de.Ben Atatürk milliyetçiliğini değil,bu noktaya getirenleri ayrıca düşünmeliyiz.Yıllara inat bir olan halkı karşı karşıya getiren zihniyetleri buyrun beraber düşünelim. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Kürtce'ye devam; Siwan Perver sözlerine söyle devam etti, "Bazi Kürtler bana hain dedi ama ben hain degilim"Siwan Perver program basina 60 bin Dolar istediginide reddetti. Birbirimizi aldatmayalim,Kürtce dili,kültürü diye bizlere bir perde sunanlar bu perdenin asil sahne olmadigini cok iyi biliyorlar,bu perde ile asil sahne gölgelenmektedir.Bu nedenle Kürtce yayin,ben karsida olsam yine de Kürtcülerin planlarini suya düsürmek icin atilmis bir adim olmasi nedeniyle kabul edilebilir.Diger dillere gelince,deniliyor ki,eger o nlarda isterler fakat devlet buna cevap vermezse ayricalik olur,onlarada o zaman kendi dillerinde yayin yapmak gerekir,dogrudur ama aslina bakarsak sadece Kürtce yayin karari almak ve Kürtceye bir kanal tahsis etmek,diger dillere karsi bir ayrimciliktir,madem ki böyle bir karar aliniyor o zaman tüm diller bu kapsam icine alinmaliydi.Kürtce yayin ayni zamanda Kürtcülere verilmis olan bir tavizdir,bunu ne takip edecek zamanla görecegiz ve görecegiz ki Kürtce ana dil sloganlari masum sloganlar degil,yüzyili askin bir süredir devam eden Kürt bölücü isyanlarinin AB sevdasina AKP Tarafindan sonuc vermeye baslamasidir. Buna benzer siyaset Ermeni davasinda baslamis durumda,yine AB sevdasi ile AKP tarafindan Ermenilerin 80 küsur senedir takip ettikleri siyasetin sonuc vermeye baslamasidir.Abdullah Gül'ün böyle bir özür kampanyasini olumlu bulmasi,Erdogan'in ona ters düsmesi tamamen ic siyasete dönük bir aldatmacadir.Erdogan da aynen Gül gibi bu özür kampanyasini olumlu bulmaktadir,secimlerin yaklasmis olmasi Erdogan'i bazi konularda oy avciligina itmektedir,olay budur.Türkiye de Kürt sorunu vardir,alt kimlik üst kimlik,Türkiyelilik kavramlari Erdogan'in agzindan cikan kavramlardi.Ermeni konferansina izin verip mahkeme karisamaz diyen,Orhan Pamuk'u mahkemeden yirtan Erdogandi.Bu nedenle Erdogan'in özür kampanyasina karsi olmasi bence komik kacar biraz. saygilarla Şiwan Perver,silahlı mücadaleye karşı olan ünlü Kürt ozanıdır;bende kendisine katılıyorum.Vatan haini kim için bunu ifade ediyorsa;Kürt veya Türk farketmez;kendi dünyasında boğulmaya mahkumdur. Kürt dili,dil bir insanın en özel varlığıdır;dili konuşmak ve öğrenmek en temel insani hakdır.Dayatmalarla yok edilmeye çalışılan bir dil var,bunun birilerine malzeme olması kaçınılmazdır. Ben Kürtçe kanalı tüm yüreğimle sahipleniyorum,oldukça önemli bir gelişme;demokratik hak ve özgürlükler PKK için birer bombadır.Umarım bu adıma herkes sahip çıkar. Bakınız bu konuda Sayın Cyrano'nun(Kürtçe kanal ile ilgili açılan topic'te) çok yerinde bir yaklaşımı var,onu okursanız sevinirim Orada yine kendisi tarafından belirtieln,Kürtçe müzik için Ermeni radyolarının başında,cızırtıya rağmen saatlerce bekleyenlerden biri de benim,ailem Taviz değil Politika,olması gereken.İnanım ki özgürlükler sağlam yasalarla desteklendiği sürece barış ve bütünlüğü getirir. Erdoğan hakkında yorum yapmayacağım;çünkü kendisi beni gerçekten ççok şaşırtıyor.Oldukça zeki. Bakin ben size yanit vermeyecegim diye kendi kendime söz vermistim ama sözümü tutamadim. Kürtlerin Türk irkindan olmalari onlarin Kürtlügünü yok mu ediyor,yani bu nasil bir iddia.Kürt olmak baska Kürt'ün Türk irkindan olmasi baskadir.Lütfen aciklayin derken sanki cok önemli bir sey bulmus gibisiniz. Kürtlerin varligini kimse inkar edemez,kavramlari lütfen karistirmadan ve iyice muhakeme ederek yanitlarsak okuyanlara da faydali oluruz. saygilarla şeklinde ki bir iletinize dayanarak sorduğum ırk yanıtında ise; Uzatmadan cok kisa bir yanit verecegim sayin Mavi,Irk benim icin bir insanin bagli oldugu mensedir.Yani kökenidir.Bu köken farkli isimli toplumlar seklinde yasamini idame ettirir.Yörük,Türkmen,Kipcak,Kuman vs gibi Irksiz bir toplum olamiyacagindan irk benim icin bagli oldugum kökeni ifade eder,yoksa baska bir sey mi ifade etmesi gerekirdi? demişsiniz. Politika, Irk dediğiniz gibi kökendir;bir insan hem Kürt ırkından olup hem de Türk ırkına mensub olamaz. Yörük,Türkmen...bunlar bir ırkın kendi için de ki farklılığıdır. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Bakin ben size yanit vermeyecegim diye kendi kendime söz vermistim ama sözümü tutamadim. Kürtlerin Türk irkindan olmalari onlarin Kürtlügünü yok mu ediyor,yani bu nasil bir iddia.Kürt olmak baska Kürt'ün Türk irkindan olmasi baskadir.Lütfen aciklayin derken sanki cok önemli bir sey bulmus gibisiniz. Kürtlerin varligini kimse inkar edemez,kavramlari lütfen karistirmadan ve iyice muhakeme ederek yanitlarsak okuyanlara da faydali oluruz. saygilarla Sizin aciklamalariniza göre Iran, Irak ve diger ülkelerdeki Kürt'lerde Türk irkindan olmus oluyor. Yani o cok kizdigimiz Barzani ve Talabani de Türk irkindanmisda haberimiz yokmus. Yoksa böyle bir anlayis cikmiyormu sizin aciklamalarinizda? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Şiwan Perver,silahlı mücadaleye karşı olan ünlü Kürt ozanıdır;bende kendisine katılıyorum.Vatan haini kim için bunu ifade ediyorsa;Kürt veya Türk farketmez;kendi dünyasında boğulmaya mahkumdur.. . . Sayin Mavi Kürt irki diye bir irk mevcut degildir,bunu silin kafanizdan,bu onlarca arastirmani´n sonucudur,birakin artik,Hititleri,Medleri persleri onlar gercekten ayri irklardir onlarin tarihine siginmayin,Tekrar ediyorum,Kürt Irki diye bir irk mevcut degildir.Kürt irkinin varligini Kürtcüler disinda savunan hicbir bilim adami yoktur. Kürtce dediginiz dilin yüzde 80'iTürkce yüzde 20'si Farsca ve ayri dillerden olusmus bir derme dildir.Böyle bir dilin kaybolmasi mümkün degildir cünkü Türkce asla kaybolmaz. saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 "Bazilarina göre,'Kürt'diye bir kavim vardir ve bu kavim,MÖ X.IX asirlarda,bütün 'Sark'i istila ederek büyük bir imparatorluk kuran Medlerin soyundan ve Ari irkin(YANI ALMAN IRKININ!)bir kolundandir. Bazilarina göre Kürtler,MÖ 1900-1800 yillari arasinda Süleymaniye yakinlarinda yasayan LULLU kralina ait bir kitabede adi gecen GUTTIlerin soyundandir. Bazilarina göre ise MÖ yaklasik 401 yilinda Ksenefon'un Dogu Anadolu'da rastladigi ve ANABASIS asli kitabinda sözünü ettigi Karduklarin soyundandir. Bütün bu ve buna benzer daha bir sürü fantazi tarih,farkli ve celisik tezler,yetkili ilim ve fikir adamlarinca cökertilince,bu sefer bölücü cevreler,kendilerine yeni bir tarih kökü bulmak ümidi ile MS X.asirda yasayan MERVANOGULLLARI emirligine tutunmak istemislerdir.Ancak,bu kücük beyligin de bir Arap emirligi oldugu anlasilmistir. S.Ahmet Arvasi-Dogu Anadolu gercegi,TKAE yayini,s,14 Van'in köklü ailelerinden birisi olan Seyit Ahmet Arvasi'nin bircok köken arastirmasina degindikten sonra,HÜSEYIN NAMIK ORKUN'UN,Kürtlerin Selcuklularla akraba olduklari tezini desteklemesi ve ardindan Prof.Dr.Bahaeddin Ögel,Prof.Dr.Hakki Dursun Yildiz,Prof.Dr.Fahrettin Kirzioglu,Prof.Dr.Mehmet Eröz,Prof.Dr.Bayram Kodaman ve Doc.Dr.Abdülhaluk Cay'in ortaklasa yayinladiklari 'TÜRK MILLI BIRLIGI ICERISINDE DOGU ANADOLU' kitabina atifta bulunmasi manidardir.Arvasi de Kürtlerin Türklügü etrafindaki tezlere müspet yaklasmakta,yani soycul tahlilleri kanul etmekte,fakat bunun üzerine,kültürel,sosyal,cografi,ekonomik,psikolojik,idari ve siyasi etkenleri de ilave etmektedir.Arvasi kouyu SARK MESELESI etrafinda degerlendirmektedir. (devam edecek) saygilarla Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2009 "Bazilarina göre,'Kürt'diye bir kavim vardir ve bu kavim,MÖ X.IX asirlarda,bütün 'Sark'i istila ederek büyük bir imparatorluk kuran Medlerin soyundan ve Ari irkin(YANI ALMAN IRKININ!)bir kolundandir. Bazilarina göre Kürtler,MÖ 1900-1800 yillari arasinda Süleymaniye yakinlarinda yasayan LULLU kralina ait bir kitabede adi gecen GUTTIlerin soyundandir. Bazilarina göre ise MÖ yaklasik 401 yilinda Ksenefon'un Dogu Anadolu'da rastladigi ve ANABASIS asli kitabinda sözünü ettigi Karduklarin soyundandir. Bütün bu ve buna benzer daha bir sürü fantazi tarih,farkli ve celisik tezler,yetkili ilim ve fikir adamlarinca cökertilince,bu sefer bölücü cevreler,kendilerine yeni bir tarih kökü bulmak ümidi ile MS X.asirda yasayan MERVANOGULLLARI emirligine tutunmak istemislerdir.Ancak,bu kücük beyligin de bir Arap emirligi oldugu anlasilmistir. S.Ahmet Arvasi-Dogu Anadolu gercegi,TKAE yayini,s,14 Van'in köklü ailelerinden birisi olan Seyit Ahmet Arvasi'nin bircok köken arastirmasina degindikten sonra,HÜSEYIN NAMIK ORKUN'UN,Kürtlerin Selcuklularla akraba olduklari tezini desteklemesi ve ardindan Prof.Dr.Bahaeddin Ögel,Prof.Dr.Hakki Dursun Yildiz,Prof.Dr.Fahrettin Kirzioglu,Prof.Dr.Mehmet Eröz,Prof.Dr.Bayram Kodaman ve Doc.Dr.Abdülhaluk Cay'in ortaklasa yayinladiklari 'TÜRK MILLI BIRLIGI ICERISINDE DOGU ANADOLU' kitabina atifta bulunmasi manidardir.Arvasi de Kürtlerin Türklügü etrafindaki tezlere müspet yaklasmakta,yani soycul tahlilleri kanul etmekte,fakat bunun üzerine,kültürel,sosyal,cografi,ekonomik,psikolojik,idari ve siyasi etkenleri de ilave etmektedir.Arvasi kouyu SARK MESELESI etrafinda degerlendirmektedir. (devam edecek) saygilarla Aslinda o kadar arastirmaya hic te gerek yok, nasil olsa Kürt'lerin Türk irkindan geldigi isbatlandigina göre dünyadaki tüm Kürt'lere sahip cikmamiz gerekli ve yasadiklari yerleri en yakin zamanda Türkiye sinirlarina eklameliyiz, yani Barzani ve Talabani'ye aslinda Türk irkindan olduklarini hatirlatip kuzey Irak'i topraklarimiza katmaliyíz, ayni durumda olan Suriye, Iran, Ermenistan ve hatta Rusya'da bulunan tüm Kürt'lere kucak acip onlarin yasadiklari topraklari da gercek sahipleri olan biz Türk'lere katmaliyiz. Kürt'lerin türk irkindan oldugunu anladikta bu dillerinin neden bizimkinden farkli oldugunu anlayamadik. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.