Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Tamam o zaman, yine de doğru anlamışım. Açıklama ve bilgilendirme için teşekkür...

 

Yalnız iletini okuyunca aklıma bir fıkra geldi, anlatmadan geçemeyeceğim:

 

Çocuk eve gelmiş, babasına:

-"Baba öğretmen ödev verdi, demokrasilerde sınıfsal farklar olur mu araştırmamızı istedi" demiş. Baba:

-"Olmaz olur mu çocuğum, evimize baksana! Ben kapitalistim, parayı ben kazanıyorum. Annen hükümet, o da harcıyor. Hizmetçi kız proleter, ücretle çalışıyor. Sen aydınsın, okula gidiyorsun. Kardeşin de halk..." demiş.

 

Çocuk bu kompozisyonu yazmayı ertesi gün okula gitmeden önceye bırakmış. Gece bir ara su içmek için kalkmış. Bakmış annesi uyurken kardeşi altını batırmış, hizmetçi kız ortalarda yok. Mutfağa gidince babasını hizmetçi kızla birlikte görmüş. Hiç sesini çıkarmadan suyunu içip yatmış. Sabah kahvaltıya oturduklarında babasına:

 

-"Ben demokrasiyi çözdüm baba!" demiş. Babası biraz tedirgin:

-"Nasılmış?" demiş.

-"Nasıl olacak, kapitalistler proleterleri kullanıyor, halk b.. içinde, hükümet parayı yeyip horul horul uyuyor! Aydınlar da işin farkında ama, seslerini çıkarmıyorlar!" :lol: :lol:

Cocuk n kadar da hakli degilmi sayin Demirefe,iyiki su icme ihtiyaci duyupta gece kalkip olanlari görmüs,uyanmamis olsaydi ne görecekti hicbirsey.Demek ki halkin uyanmasi demek halk aydinlarinida harekete gecirecektir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Cocuk n kadar da hakli degilmi sayin Demirefe,iyiki su icme ihtiyaci duyupta gece kalkip olanlari görmüs,uyanmamis olsaydi ne görecekti hicbirsey.Demek ki halkin uyanmasi demek halk aydinlarinida harekete gecirecektir.

 

saygilarla

Ben öyle düsünmüyorum Babadan ogla miras devam edecek elde sey edecek kalmayincaya kadar?

Gönderi tarihi:
Tamam o zaman, yine de doğru anlamışım. Açıklama ve bilgilendirme için teşekkür...

 

Yalnız iletini okuyunca aklıma bir fıkra geldi, anlatmadan geçemeyeceğim:

 

Çocuk eve gelmiş, babasına:

-"Baba öğretmen ödev verdi, demokrasilerde sınıfsal farklar olur mu araştırmamızı istedi" demiş. Baba:

-"Olmaz olur mu çocuğum, evimize baksana! Ben kapitalistim, parayı ben kazanıyorum. Annen hükümet, o da harcıyor. Hizmetçi kız proleter, ücretle çalışıyor. Sen aydınsın, okula gidiyorsun. Kardeşin de halk..." demiş.

 

Çocuk bu kompozisyonu yazmayı ertesi gün okula gitmeden önceye bırakmış. Gece bir ara su içmek için kalkmış. Bakmış annesi uyurken kardeşi altını batırmış, hizmetçi kız ortalarda yok. Mutfağa gidince babasını hizmetçi kızla birlikte görmüş. Hiç sesini çıkarmadan suyunu içip yatmış. Sabah kahvaltıya oturduklarında babasına:

 

-"Ben demokrasiyi çözdüm baba!" demiş. Babası biraz tedirgin:

-"Nasılmış?" demiş.

-"Nasıl olacak, kapitalistler proleterleri kullanıyor, halk b.. içinde, hükümet parayı yeyip horul horul uyuyor! Aydınlar da işin farkında ama, seslerini çıkarmıyorlar!" :lol: :lol:

Sayin demirefe, siz malesef sn politika'nin kendine özgü demokrasi tarifini anlamamssiniz. bakin nasil tarif ediyor iyi irdeleyin:

 

"Demokrasi??nedir demokrasi??Bir düzen panayiri,Demokrasi olan yerde her düzen vardir,görünüste düzenlerin en güzelidir demokrasi düzeni.

 

Türlü renklere boyanmis bir kaftan gibi,alaca bulaca seylerden hoslanan cocuklarla kadinlar gibi,bircoklarida en güzel düzen budur derler.Bu kadar degisik düzen olan bir devlette aslinda bir düzen bulana askolsun.Cesit bollugu vardir demokraside,canin istemezse kimsenin emrini dinlemezsin,baskalari savasa giderken sen gitmeyebilirsin.Herkes barisi korumak isterken sen bozmak isteyebilirsin.Ayrica bir cesit esitlikte sagliyor demokrasi esit olunmasa bile.

Demokrasiyi yok eden ÖZGÜRLÜKTÜR.Neden özgürlük:Bu doymak bilmeyen,baska degerleri kücümseyen,özgürlük istegi,demokrasinin degismesine ve zorbalik yolunu tutmasina sebep olur.Devletin basindakiler icki sunmasini bilmeyen sakilere döndülermi,demokrasi alabildigine özgürlük icerek sarhos olur.

Oligarsiyi yikan nasil asiri zenginlikse Demokrasiyi yikacak olanda asiri özgürlüktür.

 

Iste benim demokrasi anlayisim budur.

 

Korku,insanlarin yaptiklari yanlislarin günün birinde hesap verme kaygisini yasamakla baslar.Cumhurbaskani eger korkuyorsa nedenini kendinde aramalidir."

 

Iste bu sn politika'nin demokrasi anlayisi, yani aslinda evrensel demokrasiyle alakasi olamayan, ama mesela bir cok totaliter rejimlerde bile kullanilan demokrasi anlayaisina ve uygulamasina benziyor. Yani o sadece düsüncenin özgür olmadigi herseyin ya siyah ya da beyaz ile terif edildigi bir anlayisin tarifi. Bu tarif malesef kim ne derse desin diktatörlük ve fasizan bir anlayisin tarifidir.

Bundan sonra kalkipta yok efendim ben böyle demek istemedim, beni bilerek yanlis tarif ediyorlar demeye kimseninde hakki yok derim.

Gönderi tarihi:

Demokrasi ile eger kisisel özgürlükten sinirlari tarihsel olarak degisebilen bie kisisel kendi kendini idare sahasinin varligini anliyorsak mesele acikca bir derece meselesi oluyor.

 

Demokratik metod ayni sartlar altinda bir baska politik metodun müsaade edeceginden mutlaka daha büyük bir kisisel özgürlük garanti etmez.

 

Hic bir toplum vicdan ve söz yönünden bile mutlak bir özgürlük tanimaz ama hic bir toplum da bu alani sifira indirmez.

 

Kisi su anlamda özgürdür,örnegin herkes bir tekstil fabrikasi acabilir.

 

Demokrasilerin bizim ülkemiz gibi ülkelerde uygulanisinda "cogunlugun iradesini halkin iradesi "olarak görme yanlisligi vardir.Halbuki cogunlugun iradesi sadece cogunlugun iradesidir halkin iradesi sayilmaz,halkin iradesini cogunlugun iradesi ile gösterilemeyen bir mozaige benzetebiliriz.

 

Bizdeki demokrasilerde,secmenler grubunun oylari dogrudan dogruya bir hükümet meydana getirmez ama parlamento denilen ve hükümet kurmak vazifesii üzerine alan ara bir müessese meydana getirir.Mantiksal degildir.Baskanin dogrudan secmen oylariyla secildigi tek demokrasi Amerika Birlesik Devletindedir.

 

Özetle benimsedigimiz görüse göre,demokrasi,halkin hükümranligi demek degildir ve bu anlama gelemez.Demokrasi sadece halkin kendilerini idare edecek kimseleri kabul etme yada reddetme firsatina sahip olmasidir.

 

Demokrasi halkin degil politikacinin hükümranligidir.Uygulamada genelde politikaci kendi dogrularini halka empoze eder,halkin istekleri önemli degildir politikaci icin.

 

Demokrasi Kapitalizmle yükselmis ve ölecekse yine Kapitalizmle ölecektir.

 

Klasik olarak demokrasi teorisi acisindan sonuc,özel cikarlarin emrinde olan vasitalarin halkin iradesini ezmek icin kullanildigini gösterir.

 

Demokrasi halka özgürlük vermez,halki kendi cikarlari icin sömüren siyasi bir düzeni kolaylastirir.

 

Emekcilerin mücadele ederek elde ettigi bircok hak teker teker geri alinmaktadir,bu bile demokrasilerde iplerin kimlerin elinde oldugunu anlatmaya yeterlidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Demokrasi ile eger kisisel özgürlükten sinirlari tarihsel olarak degisebilen bie kisisel kendi kendini idare sahasinin varligini anliyorsak mesele acikca bir derece meselesi oluyor.

.

.

.

saygilarla

Halaa kendi demokrasi anlayisinizi bize empoze etmeyemi calisiyorsunuz. Anlattiklarinizla demokrasi tarifinin ne alakasi varki? Siz zaten coktaan demokrasiyi red eden beyanlarda bulundunuz. Sizin demokrasi anlayisiniz kendi sözlerinizle özgürlükleri kisitlayan, insanlara korku salan bir anlama geliyor. Buna demokrasiden baska ne derseniz dogrudur.

Gönderi tarihi:
-Şemdinli'de patlayan bu bomba ilk değildi ama son oldu.Bunu bana açıklayabilir misiniz?

 

Evet, mesela Hakkari de iki astsubayın aracına bomba konulması sonucu şehit olmasına çıt çıkarmayan halk, neden bu olayda aktifti. Neden, olaydan 3 dk. sonra ilçe nüfusundan daha kalabalık bir grup toplanıp gösteri yaptı. Neden, bütün TVlerden önce, olaydan sadece 10 dk. sonra Roj TV canlı yayınla olayı duyurdu.

 

-Savcı Sarıkaya,neden ihraç edildi?

 

-Provokasyon olsa da patlayan bombalar devletin yeki alanında ki kişilerin eliyle patlamadı mı?

 

-Kontgerilla ya da devlet dışında ki yapılanmalar;evet bunlar Şemdinli de yaşananlardan ne kadar pay sahibiydiler?

 

-Susurluk'ta ki kazayı unutmamışsınızdır;bir daha hatırlayın isterseniz.

 

Olay, bir Gladyo-CIA-PKK provokasyonudur. Savcı bunu ortaya çıkaracaktı. Hatırlarsanız, derin devlet içerisinde hem ABD'ci hem de milli unsurlar vardı. Ergenekon davası da bu milli unsurun tasfiyesidir. Susurluk da bir tasfiye operasyonudur. Dikkat ederseniz, Mehmet Ağar, Sedat Bucak dışardadır, hala serbesttir.

 

-Şemdinli'de halkın üstüne gelişigüzel silah sıkan araba kime aitdi?

 

Derin devletin CIA güdümlü,ABD'ci kısmına.

 

- Şemdinli davasına dair gelinen noktayı özetler misiniz?

 

Şemdinli'de ne olmuştu?

 

Şemdinli'de 9 Kasım 2005'te Seferi Yılmaz'a ait kitabevi bombalanmış, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz ölmüştü. Bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki 3 kişi (PKK itirafçısı Ateş, astsubaylar Kaya ve İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti. Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın üzerine de ateş açılmış, Ali Yılmaz isimli bir kişi de burada ölmüştü. Ateş açan kişinin uzman çavuş Tanju Çavuş olduğu belirlenmişti.

 

Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkâri ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti.

 

Olaydan bir gün sonra Ateş, kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanırken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

 

Savcı Sarıkaya tepki çekmişti

 

Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, hazırladığı Şemdinli iddianamesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt hakkında da soruşturma açılmasını istemiş, ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, izni vermemişti. Genelkurmay'ın tepkisi üzerine Adalet Bakanlığı Sarıkaya hakkında soruşturma başlatmış ve iki müfettiş görevlendirmişti. Müfettişlerin hazırladığı raporların ardından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Sarıkaya'yı meslekten ihraç etmişti. Sarıkaya, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın hakkındaki iddianameyi de hazırlamıştı.

 

Tutuklu astsubaylara 39'ar yıl hapis cezası

 

Mahkeme, tutuklu sanıklar astsubay Ali Kaya ile Özcan İldeniz'i "çeteleşerek adam öldürmek ve yaralamaktan" 39'ar yıl hapis cezasına mahkûm etti. İtirafçı Veysel Ateş'in dosyası ise ayrıldı.

 

Yargıtay 9. Ceza Dairesi Şemdinli olaylarıyla ilgili davada sanık Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkındaki kararı ''eksik soruşturma'' gerekçesiyle bozdu.

 

Yüksek mahkeme sanıkların üzerine atılı suçun askeri mahkemenin görev alanına girdiğine de hükmetti.

Gönderi tarihi:
Bugün Türkiye bölünmeye calisiliyorsa,bugün teröristler sehirlerde otobüslere molotof atiyorlarsa,bugün daglarda asker avlaniyorsa,DTP denilen terör uzantisi parti federasyondan bahsediyorsa bu sizlerin yere göge sigdiramadiginiz DEMOKRASI dediginiz düzen sonucudur.Siz anlamak istemiyorsunuz ki,aslinda biraz makul düsünebilseniz,ideolojinizi bir kenara birakipta gercegin gözüyle bakmis olsaniz,sizde demokrasinin ici bos bir düzen oldugunu,bir avuc insanin milyonlari yönettigini ve bunun aslinda hicbir zaman halkin iktidari milli irade olmadiginida kabul edeceksiniz.Ama olmuyor,gercek gözle bakamiyorsunuz,siz sizin kösenizden bakmaktasiniz olaylara.

 

Surasi bir gercek ki özgürlüklerin önü alinamazsa sonu zorbaliga dönüsür,cünkü her önüne gelen özgürlük adina kendi yasasini uygulamaya kalkacaktir.Özgürlükleri kim denetleyecek dersiniz,denetleyecek olanlara ben özgürüm diyenleri kim önleyecek acaba.Demokrasinin düsmani demokrasidir,bunu sizde biliyorsunuz ama yanlis bir özgürlük anlayisinda israr etmektesiniz hala.

 

 

saygilarla

 

Politika,

 

Öncelikle şunu belirteyim;benim herhangi bir ideolojik düşüncem yok;düşündüklerim var. :) Düşünmek için ideoloji ölçüt değil benim için.

 

Demokrasi hakkında yazdıklarınıza hiç şaşırmadım,düşünceleriniz bana oldukça tanıdık.Çevremde de demokrasi kavramını DTP veya özgürlüklerle tehlike olarak görenlerin sayısı bir hayli çok.Kendi kendime derim çoğu zaman;Hülya empati kur,karşında ki bireyin yaşadıklarını,düşündüklerini de hesap et.Anlamaya çalışıyorum sizi ve sizin gibi düşünenleri.Ama Politika yine de dediklerinize anlam veremiyorum,dediklerinizi haklı bulamıyorum.

 

Bana diyorsunuz ki demokrasi denilen düzenin varlığı,PKK'nın siyasi uzantısı DTP'yi meclise taşıdı.Federasyon kelimesini parlemantoda açık açık duyurdu.

 

Terör sokağa indi,Türkiye bölünmeye çalışıldı vs..

 

Bunlar demokrasi olduğu için yaşanılanlar değil arkadaşım;demokrasi olmadığı için göze batanlar.

 

Bu ülke de demokrasi mi var?

 

Kim bunu iddia edebilir?

 

Demokrasi olsaydı bu ülke de;

 

Sokak ortasında insanlar öldürülmezdi.

 

Demokrasi olsaydı bu ülke de insanlar düşüncelerinden dolayı yargılanmazdı,bizler hala temsiliyet sorununu konuşmazdık;darbelerin anayasası ile yönetilmezdik,%10 gibi saçma bir barajla çoğunluktan çokluğa dönüşmezdik.

 

Demokrasi mi,özgürlük mü?

 

Biz hangi özgürlükten bahsediyoruz.

 

Yaşamak da özgürlüktür;konuşmak da düşünmek de...

 

Siz özgür müsünüz?

 

Ben değilim.

 

İstediğim gibi düşünmüyor,zorlanmış olsa da düşüncelerim ifade edemiyorum.

 

Demokrasi denildiği gibi;demokrasi ile yok edilen değildir.

 

Yaşanırken bile insanoğlu ile içi boşaltılmış olan,çıkarlar için kavramlar kargaşasına kurban olarak sunulandır.

 

Bakın özgürlük bireyin en temel hakkıdır;devlet yada yasalar bu hakkı diğer bireyler için düzenleyendir.Demokratik sistemlerde birey devlet karşısında korunmaya çalışır.

 

Özgürlük;başka özgürlüklerin başladığı yerde biter.

 

Zorbalık,özgürlüğün değil özgürlüğü kendisinden ibaret sayan bireyin eksikliğidir.

 

Kısa kesmek zorundayım;zamanım kısıtlı...

 

Yalnız Politika;

 

milli irade kavramınızı bana açıklarsanız çok sevineceğim...saygılar :)

Gönderi tarihi:
Evet, mesela Hakkari de iki astsubayın aracına bomba konulması sonucu şehit olmasına çıt çıkarmayan halk, neden bu olayda aktifti. Neden, olaydan 3 dk. sonra ilçe nüfusundan daha kalabalık bir grup toplanıp gösteri yaptı. Neden, bütün TVlerden önce, olaydan sadece 10 dk. sonra Roj TV canlı yayınla olayı duyurdu.

 

 

 

Olay, bir Gladyo-CIA-PKK provokasyonudur. Savcı bunu ortaya çıkaracaktı. Hatırlarsanız, derin devlet içerisinde hem ABD'ci hem de milli unsurlar vardı. Ergenekon davası da bu milli unsurun tasfiyesidir. Susurluk da bir tasfiye operasyonudur. Dikkat ederseniz, Mehmet Ağar, Sedat Bucak dışardadır, hala serbesttir.

 

 

 

Derin devletin CIA güdümlü,ABD'ci kısmına.

 

 

 

Şemdinli'de ne olmuştu?

 

Şemdinli'de 9 Kasım 2005'te Seferi Yılmaz'a ait kitabevi bombalanmış, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz ölmüştü. Bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki 3 kişi (PKK itirafçısı Ateş, astsubaylar Kaya ve İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti. Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın üzerine de ateş açılmış, Ali Yılmaz isimli bir kişi de burada ölmüştü. Ateş açan kişinin uzman çavuş Tanju Çavuş olduğu belirlenmişti.

 

Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkâri ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti.

 

Olaydan bir gün sonra Ateş, kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanırken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

 

Savcı Sarıkaya tepki çekmişti

 

Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, hazırladığı Şemdinli iddianamesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt hakkında da soruşturma açılmasını istemiş, ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, izni vermemişti. Genelkurmay'ın tepkisi üzerine Adalet Bakanlığı Sarıkaya hakkında soruşturma başlatmış ve iki müfettiş görevlendirmişti. Müfettişlerin hazırladığı raporların ardından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Sarıkaya'yı meslekten ihraç etmişti. Sarıkaya, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın hakkındaki iddianameyi de hazırlamıştı.

 

Tutuklu astsubaylara 39'ar yıl hapis cezası

 

Mahkeme, tutuklu sanıklar astsubay Ali Kaya ile Özcan İldeniz'i "çeteleşerek adam öldürmek ve yaralamaktan" 39'ar yıl hapis cezasına mahkûm etti. İtirafçı Veysel Ateş'in dosyası ise ayrıldı.

 

Yargıtay 9. Ceza Dairesi Şemdinli olaylarıyla ilgili davada sanık Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkındaki kararı ''eksik soruşturma'' gerekçesiyle bozdu.

 

Yüksek mahkeme sanıkların üzerine atılı suçun askeri mahkemenin görev alanına girdiğine de hükmetti.

 

'' Gladyo-CIA-PKK provokasyonudur.'' iddianızı neye dayanarak verdiniz?

 

ve yine soracağım...devletin yetki verdiği kişilerin eliyle patlayan bu bomba da devlet neredeydi?

 

Forumdaşım,verdiğiniz yanıtlar genelde bana verilen yanıtlar...ben sorularımın cevabını nnet istiyorum :)

Gönderi tarihi:
Politika,

 

Öncelikle şunu belirteyim;benim herhangi bir ideolojik düşüncem yok;düşündüklerim var. :) Düşünmek için ideoloji ölçüt değil benim için.

.

.

 

En sondan baslayalim isterseniz;

 

'Milli Irade,bir ülkede yasayan bireylerin bir siyasi olusum üzerinde müsterek olarak görüs bildirmeleridir.Milli Irade cogunlugun iradesi degildir,cogunlugu Milli Irade ile karistiran siyasetciler yüzünden genelde ülkede kaos ortami dogar.Milli Irade hükümetlerde halkin tümünün temsil edilmesi ile gerceklesir.

 

Gelelim Demokrasi kavramina;Siz diyorsunuz ki demokrasi olmadigi icin olumsuzluklar yasanmaktadir,bende diyorum ki demokrasinin ne anlama geldigini bireylere tam ve dogru olarak anlatamadigimiz icin bu olumsuzluklar yasanmaktadir.Özgürlük ve demokrasi aslinda birbirini tamamlayan kavramlardir.Demokrasi ve özgürlüklerin yanlis algilanmalari sonucu olarak ülkemizde siddet yasaniyor.Demokrasinin olmasi icin önce demokrasi kurallarinin calismasi gerekir,demokrasi kurallarina herkesin dikkat etmesi sarttir,bu kurali sadece devletten beklemek yanlistir,devletten demokrasi bekleyen birey kendisinde demokrasi kurallarina uymakla yükümlüdür.

Ingiliz basbakani Sir Wiston Churcill;Dünyadaki en kötü hükümet bicimi demokrasidir,digerlerini saymazsak diyor.Sizce haksiz miydi Churcill acaba.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
"Biz ne dedik? Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı çıktılar. Buna karşı çıkanın Türkiye’de yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin” Tayyip Erdoğan

 

 

altına imzamı atıyorum

 

Ben altına imzamı atmıyorum.

ülkemi sevdiğim halde,

Beni ülkemden ayıran sevmemek değildi.

70,li yılların sonuydu,

daha sakalı yeni çıkmış, fakat bıyığı terlememiş,

15,inde bir gençtim,

O günden bu güne, tam 30 yıl geçti,ülkem insanları bıraktığım gibi değiller,

30 yıl önce çıkara dayanmayan saf ve temiz ilişkileri vardı insanların,

Okul önlerinde öldürülen gençler, siyasal çıkarlara alet edilsede,

cenazeleri sloganik eylemlere dönüşmüş olsada,

yinede bir birini çıkar için sevmeyen insanlar vardı,

Türküm doğruyum, çalışkanım,

Yasam küçüklerimi korumak,

Büyüklerimi sevmektir, le başlayıp devam eden okul öğretileri,

Daha Türküm eğriyim,

Yasam, küçüklerimi, ezmek, büyüklerimi, çalıp çırpmaktır,anlamına,

dönüşmemişti.

şimdi şu durumda terketmekmi, yoksa düzeltmekmi diye seçenek yapacak olsak.

Hep yunus aleyhisselamin kavmini terketmesi, ve başına,

gelen olaylar gelir aklıma.

Balığın karnında pişmalık, Ve ben zalimlerden oldum diye bilmek,

İşte Tüm bunları göz önünde bulundurarak, terketmekten değil, terkedilmiş olmaktan korkmalıyız.

Ondan dolayı insanları inancından ırkından dolayı aşağılama,malıyız

zorla sevdirilemeyeceğinin bilincinde olarak, gönüllere hitab etmeliyiz.

İnancı ne olursa olsun, insan olarak bakmalıyız.

O ülke bizim hepimizin.

Terketmek, o ülkeyi sahipsiz bırakmak anlamına gelmemeli.

Ama terketmeye zorlamaktan çok, ülkeyi yurt dışında, nasıl en iyi şekilde temsil eder, bilincini aşılayalım,

Ülkeden ayrılan,zorlamadan dolayı ayrılmasın,

Barış elçisi olarak ayrılsın,

Yayalım dünyaya barışın kardeşliğin , ve sevginin gücünü.

Tüm bunları yaparken, eylemleşsin, sevgilerimiz,

Ki dünyaya yaptığımız sevgi ve barış çağrışı, güvenilir olsun,

Ya değilse.

bu söylemler sadece kafayı kuma gömmek gibi bir şey olur.

Sözün özü.

Başbakanın sözünü tehditkar bir tutum olarak görüyorum,

 

Zorla güzellik olmaz, fazla naz aşık usandırır,

ata sözünü hatırlatıyorum, başbakana.

saygılarımla.

Gönderi tarihi:
En sondan baslayalim isterseniz;

 

'Milli Irade,bir ülkede yasayan bireylerin bir siyasi olusum üzerinde müsterek olarak görüs bildirmeleridir.Milli Irade cogunlugun iradesi degildir,cogunlugu Milli Irade ile karistiran siyasetciler yüzünden genelde ülkede kaos ortami dogar.Milli Irade hükümetlerde halkin tümünün temsil edilmesi ile gerceklesir.

 

Gelelim Demokrasi kavramina;Siz diyorsunuz ki demokrasi olmadigi icin olumsuzluklar yasanmaktadir,bende diyorum ki demokrasinin ne anlama geldigini bireylere tam ve dogru olarak anlatamadigimiz icin bu olumsuzluklar yasanmaktadir.Özgürlük ve demokrasi aslinda birbirini tamamlayan kavramlardir.Demokrasi ve özgürlüklerin yanlis algilanmalari sonucu olarak ülkemizde siddet yasaniyor.Demokrasinin olmasi icin önce demokrasi kurallarinin calismasi gerekir,demokrasi kurallarina herkesin dikkat etmesi sarttir,bu kurali sadece devletten beklemek yanlistir,devletten demokrasi bekleyen birey kendisinde demokrasi kurallarina uymakla yükümlüdür.

Ingiliz basbakani Sir Wiston Churcill;Dünyadaki en kötü hükümet bicimi demokrasidir,digerlerini saymazsak diyor.Sizce haksiz miydi Churcill acaba.

 

 

saygilarla

 

Miili irade bireyin siyasi oluşumunda ki söz sahipliği ise bunu demokrasiden başka hangi düzen ile gerçekleştireceğiz?

 

Miili irade derken,yok saydığınız yanlış olan demokrasi anlayışı mı yoksa demokrasinin kendisi mi?

 

Sayın Wiston'a katılıyorum;ama bir farkla...bence de demokrasi muhteşem değil,diğer düzenler içinde en iyi olan.

 

Biliyorum ki demokrasi,herşeyden önce bir zihniyettir.O kadar güzel insanlar,o kadar evrensel düşünceler var ki her yanımda;onlar ile demokrasi tüm güzellikleri ile yarınımızda olacak.İnanıyorum buna.

 

Birey devlet için değil;devlet birey için vardır.Demokrasi araç ve yöntemleri ile bireye söz tanır.Partileri ile farklı kesimleri aynı parlemanto da buluşturur,seçme hakkı ile birey karşısında kendine çeki düzen vermek zorunda kalan siyasi oluşumları hatırlatır.O çoğunluktur,bizde ki gibi çoğullar değil.

 

Bu ülke için var mı başka bir düzen öneren.Ne yapacağız?Farklı düşünenleri kovup,kendimize göre yasalar mı düzenleyeceğiz.Bunu yapamayız.Gücümüz yetmez.

 

Demokrasinin kendi içinde ki öğeleri konuşalım;onun anlayış şeklimizi değil.

 

Kaybederiz;Atina bile demokrasi derken,kadın ve köleleri yok saydı.Demokrasi bu değil,anlayışlarımız değil.Anlayışlarımıza takıldıkça kaybederiz.

Gönderi tarihi:
-Köylerimi yakan askerlerdi,evimi talan eden PKK'ydı..

 

 

Suheda,estağfurullah diyeyim,ne eğlenmesi,haddime düşmez. :) Ben o zaman daha açık yazayım.Bu köy boşaltmaları genel anlamda,daha sonrasında evlerin yakılması olmuştur.

 

Bu konuyla canını sıkmadan,birkaç örnek vereyim.İlk örneğim AİHM den;2 Şubat 2006 da Kumru Yılmaz'ın başvurusu...bakınız olayın anlatılış şekli:

 

''4 Ekim 1994 tarihinde, güvenlik güçleri Elgazi köyünü çevrelemiş ve köyde yaşayanları köy meydanında toplamıştır. Küfürler kullanarak, köylülere köyün hemen boşaltılacağını ve geri dönüşün mümkün olmayacağını söylemişlerdir. Başvuranlar taşıyabilecekleri kadar eşya alıp köyü terk etmişlerdir. Köyün boşaltılmasından hemen sonra, askerler evleri ve ürünleri ateşe vermişlerdir.''

 

bu mahkeme de başvuranların olayı anlatış biçimi...bir de yetkililerden dinleyelim mi :)

 

''1994 yılında, PKK üyeleri, Ovacık ilçesi köylerinde örgüt adına propaganda kampanyası başlatmıştır. Bu köylerden gençleri kaçırmış ve onları örgüte katılmaya zorlamıştır. PKK militanları köylülere tehditlerde bulunmuş ve onları taciz etmiştir. Köylüler, PKK tarafından uygulanan baskı sonucu evlerini terk etmişlerdir. Yetkililer tarafından yürütülen soruşturma, başvuranların evlerinin güvenlik güçleri tarafından değil, askeri üniforma giyen teröristler tarafından yakıldığını ortaya koymuştur. Soruşturma makamlarına verdikleri ifadelerde, başvuranlar, iddia edilen suçun faillerinin kimliklerini belirtememişlerdir.''

 

Suheda bak hem şikayet edenlerin hem de şikayet edilenlerin savunmaları.Dava AİHS'nin 13. madde ihlaline bağlı olarak yetkililer tarafından ödenecek tazminat ile karara bağlanmıştır.Bakın AİHS ve 13. MADDE:

 

''

 

Ben hala burda askerlerin köy yaktığına dair somut bir delil göremedim iddialar savunmalar...

Boşaltılan köy ve mezralardan bahsetmişsiniz bol bol,coğrafi olarak ulaşımı zor kırsallarda pkk ya yardım ve yaltakçılık yapılmasını engelleme adına boşaltılmış köyler,hoş daha mı iyi oldu ki sonuç itibari ile göç başladı terör dağdan şehre inmiş oldu..

Birde dikkat edin bakın Avrupa insan hakları mahkemesine ülkeyi şikayet etmek için baş vuranlara ve sebeplerine :)

 

 

Ben altına imzamı atmıyorum.

ülkemi sevdiğim halde,

Beni ülkemden ayıran sevmemek değildi.

 

:)

Ben hala kapı gibi o sözün arkasındayım ve bütün bölücülere aynı şeyi tekrar ediyorum..

 

“Biz ne dedik? Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı çıktılar. Buna karşı çıkanın Türkiye’de yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin."

 

Tek bayrak,tek devlet,tek millet..

 

Bu söz daha önce Diyarbakır sokaklarında bir tabur askerin yürüş esnasında belirli bir ritimle söylediği söz,o zaman kimsenin dikkatinimi çekmemişti yoksa askeri eleştirmektenmi korkulmuştu..

Gönderi tarihi:
Ben hala burda askerlerin köy yaktığına dair somut bir delil göremedim iddialar savunmalar...

Boşaltılan köy ve mezralardan bahsetmişsiniz bol bol,coğrafi olarak ulaşımı zor kırsallarda pkk ya yardım ve yaltakçılık yapılmasını engelleme adına boşaltılmış köyler,hoş daha mı iyi oldu ki sonuç itibari ile göç başladı terör dağdan şehre inmiş oldu..

Birde dikkat edin bakın Avrupa insan hakları mahkemesine ülkeyi şikayet etmek için baş vuranlara ve sebeplerine :)

 

Görmediniz mi?

 

Teşekkür ederim.Görmediğiniz için,mahkemeye başvuranların neden ülkeyi şikayet etmeye bakmaksızın kim olduklarını sorguladığınız için.

 

Süheda,

 

Ben o yakılmış köyleri gördüm,oralarda gezdim.O insanların yaşadıklarına tanık oldum.Tanık olmakla kalmadım;bizzat yaşadım.Benim evimi sabahın bir vakti basan askerlerin tekmelerini,o ağır sözlerini,sabahın bir vakti topladığımız mermileri,sabaha kadar pencerelerin önünde ölümden kaçışımızı unutmadım.Unutmayacağım.Bana bunları yaşatanı da,göz göre göre yaşadıklarıma seyirci kalanları da affetmeyeceğim.

 

Ben ömrümün her saniyesini,bunları anlamak istemeyenlere ısrarla anlatmakla geçireceğim.

 

Yaşamadan,görmeden,kendi penceresinden ahkam kesenlere durması gereken yerleri de göstereceğim.

 

Köyler yakılmamış,çocuklar öldürülmemiş,ne olduysa bölge halkının bilincsizliğinden olmuş...mış mış...işte rivayet ettikleriniz.Benimde gördüklerim ve yaşadıklarım.Sizinle yazışırken belgeler ile değil,alıntılamalar ile değil kendi cümlelerimlede çok net konuşurum.Çünkü ısrarla yabancı kaldığınız bu yaşanmışların tarağından geçenlerden biri de benim.

 

Ayrıca AİHM,benim de gideceğim bir kapı.Şayet benim ülkemin hukuku beni yok sayıyorsa neden ülkemi şikayet etmeyeyim ki?Babalar da çoğu zaman şikayet edilir(aile bazında kutsallaştırılan ülke)

 

Neyse siz bana yakılmadığına dair somut bilgi sunun da,ben susayım :)

 

Sakın Suheda ile alıntıladığım cümleler ile arkadaşımızı hedef aldığım düşünülmesin;sadece düşünceler eleştiri alanım içerisinde :)

Gönderi tarihi:
Size köylerin yakıldığını ispat mı edeyim.Buyrun;

 

''Göç konusunda Devletin yaptığı ve kamuoyu ile sınırlı da olsa paylaştığı en kapsamlı çalışma, “TBMM Doğu Ve Güneydoğu Anadolu’da Boşaltılan Yerleşim Birimleri Nedeniyle Göç Eden Yurttaşlarımızın Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Tespit Edilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu”na aittir. Bu komisyonun 1998 yılında hazırladığı rapora göre; 3428 köy ve mezranın boşaltılmış olduğu ve yaklaşık 500 bin insanın zorla yerinden edilmiştir. Bazı siyasi parti ve Sivil toplum örgütüne göre ise; 4 bin yerleşim yeri boşaltılmış, yaklaşık 3,5 milyon yurttaş iç göçe zorlanmış-göç ettirilmiştir. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ulaştığı verilere göre ise; 3688 yerleşim yeri boşaltılmış, yaklaşık 2,3 milyon yurttaş yerinden göç ettirilmiştir.(İHD)

 

Suheda,ben yıllardır Diyarbakır'dayım.Sokak çocukları ile ilgili de burada çok çalıştım.Her anketimiz de sokakta yaşayan çocukların ''köyümüz yakıldı,koruyucu bizi köyden kovdu'' ile başlayan cümleleri tam bir trajedi ile bitiyordu.Diyarbakır'ın ilçelerinde gezinirken,bize anlatılanları,yaşananları korkuyla dinledik.Bakın burada ters giden birşey var,buna Kürt sorunu demeyin,terör deyin.Farketmez adı.Beni ilgilendiren şu;neden hala bu sorunu konuşuyoruz?

 

Bakın,köy yakılmaları yalan dolan değildir.Bunun gerekçesi bile resmiyette vardır;terörün önüne geçmek.Buna bile kılıf uydurabilirsiniz(yalnız ben hiçbir şekilde doğru bulmuyorum)ama yine de şunu eklemeden geçemezsiniz;

 

Türk Anayasasının 125. Maddesine göre:

 

''İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” der.

 

Peki devlet ne yapmıştır?

 

Bırakın insanına sahip çıkmayı,köy korucularının zorbalıklarına göz yummuştur.Bunu dediğimde hemen duyduğum ilk cümle;''devlet bunu nerden bilecek?''Bağırasım gelir;ya arkadaşım,ben bile biliyorken devlet nasıl bilmez?

 

Komandonuz çok dürüstmüş,o dönemde o bölge de yaşayıpta köy yakılımalarını görmese bile emin olun ki çok şey görmüştür.

 

Ayrıca inkar ve imha PKK'nın söylemi değil,Kürtleri kullananların,Kürtleri temsil ettiklerine inanların Kürtler'e karşı kullandığı en büyük kozdur.Çünkü yaşananlardır.

 

PKK ve DTP,umrumda değil.Onlarla ne düşüncelerimi ne de düşünenleri kıyaslamam.

 

Vatanınızı sevebilirsiniz,başım gözüm üstüne.Bende severim,canım feda her karışına.Ama sevgim toprağında değil insanında.Kim olursa olsun,her nefes alanında.Suheda lütfen birkez olsun tüm bu yaşananları PKK,DTP'yi,işin içine katmadan düşün.

 

Ayrıca ben alınmadım,dedim ya;kimse beni kovamaz.Hak olduğundan değil haddi olmadığından.

 

Devlet benim için varsa;son söz sahibi benimdir.Saygılar!

Sn mavi olmayan gökyüzü, ne komisyon üyeleri nede IHD üyeleri bir Türk askeri kadar dogru arastirma yapamazlar. Burada cok yaniliyorsunuz. Benim bildigim Türk askeri ne derse dogrudur, bunu böyle bilin lütfen. Ah su askerlerin serbest konusmasina bir izin verseler, görecekler anyayi konyayi ama vermiyorlarki. Kac tane asker pisikolojik hastasi, hayati halaa korkuyla geciyor, nasil baski altindaydilar, neleri gördüler ve görmemek zorunda kaldilar? Bu konularda onlara serbest konusma hakki yokki. Bizler buradan cok rahat bir sekilde ahkam kesiyoruz, ama gercekler cok farkli.

Gönderi tarihi:
Ben hala burda askerlerin köy yaktığına dair somut bir delil göremedim iddialar savunmalar...

Boşaltılan köy ve mezralardan bahsetmişsiniz bol bol,coğrafi olarak ulaşımı zor kırsallarda pkk ya yardım ve yaltakçılık yapılmasını engelleme adına boşaltılmış köyler,hoş daha mı iyi oldu ki sonuç itibari ile göç başladı terör dağdan şehre inmiş oldu..

Birde dikkat edin bakın Avrupa insan hakları mahkemesine ülkeyi şikayet etmek için baş vuranlara ve sebeplerine :)

 

 

 

 

:)

Ben hala kapı gibi o sözün arkasındayım ve bütün bölücülere aynı şeyi tekrar ediyorum..

 

“Biz ne dedik? Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı çıktılar. Buna karşı çıkanın Türkiye’de yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin."

 

Tek bayrak,tek devlet,tek millet..

 

Bu söz daha önce Diyarbakır sokaklarında bir tabur askerin yürüş esnasında belirli bir ritimle söylediği söz,o zaman kimsenin dikkatinimi çekmemişti yoksa askeri eleştirmektenmi korkulmuştu..

Benim size tavsiyem ilalda görmek istiyorsaniz bahsedilen böylgeye gitmeniz ve ne olup bittigini kendi gözlerinizle görmeniz. Baska ne söylense zaten inanmiyorsunuz. Gidip kendi gözlerinizle görmenizden baska en iyi bir kanit olmaz diye düsünüyorum.

Gönderi tarihi:

Türk askerini tanimamak,Türk askerine ne kadar yabanci olundugunu anlatir,halbuki Türk askerinin yalan söylemesine gerek yoktur,ona askerde yalan söylememeyi ve ne zaman yalan söyleyebilecegi ögretilir.

Burada yakilan köyler diye bilmem kimlerin iddialari ile zabitlara gecirilmis olan ifadelere inanilirken Türk askerinin dogruyu söylemedigi cünkü söylerse anyayi konyayi anlayacagi vurgulaniyor ki bu da Türk askerini tanimamis olmak anlamina gelir.

Ben yine ayni iddiayi yineliyorum ve diyorum ki 100 tane terörist veya terörist sempatizani IH diye terörist haklarini savunan aydinin ifadesindense bir Türk askerinin ifadesi bence daha degerlidir,cünkü dogrudur.

Türk askeri dünyanin bircok ülkesinde görev yapmaktadir,Hollanda,Fransa,Almanya,Belcika ve Italyan askerleriyle ilgili skandallar gündemlere gülle gibi düserken bugüne kadar daha tek bir skandal duyulmadi Türk askerleri hakkinda.Afganistan da yabanci ülke askerleri kollarina Türk askerlerinin flamalarini takarak halkin arasinda gezmektedir cünkü halk Türk askerine güvenir.Türk askeri askeri disiplinle yetistirilir,o askerin basarisi bu disiplinle mümkün olmaktadir.Türk askeri düsmani karsisinda kacmaz,bunu cok defalar ispat etmistir.Düsman karsisinda kacmadigi icin düsman helak olur onun karsisinda.Iste vicdani ret denilen olay Türkiye sartlarinda askere gitmeyi degil düsman karsisinda silah atmayi ret edenlerin basvurdugu bir yöntemdir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Türk askerini tanimamak,Türk askerine ne kadar yabanci olundugunu anlatir,halbuki Türk askerinin yalan söylemesine gerek yoktur,ona askerde yalan söylememeyi ve ne zaman yalan söyleyebilecegi ögretilir.

Burada yakilan köyler diye bilmem kimlerin iddialari ile zabitlara gecirilmis olan ifadelere inanilirken Türk askerinin dogruyu söylemedigi cünkü söylerse anyayi konyayi anlayacagi vurgulaniyor ki bu da Türk askerini tanimamis olmak anlamina gelir.

Ben yine ayni iddiayi yineliyorum ve diyorum ki 100 tane terörist veya terörist sempatizani IH diye terörist haklarini savunan aydinin ifadesindense bir Türk askerinin ifadesi bence daha degerlidir,cünkü dogrudur.

Türk askeri dünyanin bircok ülkesinde görev yapmaktadir,Hollanda,Fransa,Almanya,Belcika ve Italyan askerleriyle ilgili skandallar gündemlere gülle gibi düserken bugüne kadar daha tek bir skandal duyulmadi Türk askerleri hakkinda.Afganistan da yabanci ülke askerleri kollarina Türk askerlerinin flamalarini takarak halkin arasinda gezmektedir cünkü halk Türk askerine güvenir.Türk askeri askeri disiplinle yetistirilir,o askerin basarisi bu disiplinle mümkün olmaktadir.Türk askeri düsmani karsisinda kacmaz,bunu cok defalar ispat etmistir.Düsman karsisinda kacmadigi icin düsman helak olur onun karsisinda.Iste vicdani ret denilen olay Türkiye sartlarinda askere gitmeyi degil düsman karsisinda silah atmayi ret edenlerin basvurdugu bir yöntemdir.

 

 

saygilarla

Duygu sömürüsü ve ajitasyon malesef, burada bile elma ile armut karistirilmis. Demekki bu karistirma isindem bile medet umuyoruz. TBMM komisyonu da herhalde kararlari terörüstlerin ifadelerine göre aldi, o asker ne tesadüftür mahkemeye delil olarak gösterilmiyor. Türk askeri yalan söylemezmis? Kim diyor onu, o askerler icimizden ve bizler hepimiz yalan söylüyoruz. Herhalde sadece askerlikte yalan söylenmeyecegini ögreniyorlar orada, askerlikten sonra bol bol yalan söyle deniliyor. Bu kadarda olmaz yani. Halla kendi kendimizi övmekten vazgecmiyoruz, inadina devam.

Gönderi tarihi:
Benim size tavsiyem ilalda görmek istiyorsaniz bahsedilen böylgeye gitmeniz ve ne olup bittigini kendi gözlerinizle görmeniz. Baska ne söylense zaten inanmiyorsunuz. Gidip kendi gözlerinizle görmenizden baska en iyi bir kanit olmaz diye düsünüyorum.

Siz gidip gördünüzmü merak ediyorum doğrusu.

 

Ben o insanlarıda o bölgeyide çok iyi tanırım o isanların içinde yıllarca yaşadım bir çoğu devletten para almak için köyündü terk ettiğinede şahidim,çünkü devlet bugün geri dönme projesi adı altında 80 milyar para veriyor. bu nedenle söylenenlerin hepsi hikaye ve yalandan ibarettir....

 

Askerlik yaptığım yerde bir olayı kısaca anlatayım ..Bir gün bir köylü geldi ve karakoldan, ''terörden dolayı evini terk ettiğine dahil bir belge istedi'kendisi ve oğlu için Adam birde utanmadan geri dönüş yasasından para almak için yardım istediğini söyledi...Artık gerisini siz düşünün.

 

Bunların bir çok örnekleri vardır PKK yapar ve asker geldi pkk elbisesi gidi yaptı derler,oysa pkk nın asker kıyafeti ile gelip zulüm yaptığını düşünmezler.

 

PKK asker kıyafeti ile gelip yakar, yıkar ,babekleri,yaşlıları öldürür gelinlere kızlara tecavüz eder Asker yaptı denir....

 

Diyarbakırlı arkadaşım anlattı diyorki ''bir gün Asker elbisesi ile gelen teröristler köy korucularını topladı, korucu başını bulup getirmelerini istediler. korucu başının bulunmasında ısrar etmelerinden şüphelenen arkadaşın amcası, diğer korucuları dikkatli olması için uyarırken teröristler ateş etmeye başlıyor ve 2 korucu şehit olurken 3-5 teröisti öldürüyorlar ve diğerleri kaçıyor.

Şimdi Bir çoğu bunu bilsede ,söylesede bu propagandalar kadar etkili olmamıştır, çünkü bir vatandaş çıkıpta pkk asker elbisesi giyipte göyü bastı diye bir gün tv lere çıkmadı ,insan haklarına bu şekilde anlatmadı.

Bu olayları kendilerine propganda yaptılar ve istediklerigibi'de senayo oynandı.

 

 

Bunlara çanak tutan ve onlara hak veren insanlar o dönemlerde büyük olasılıkla askerlik yapanlar olmuştur, kaç defa şahit olmuşlardır acaba bu konulara diye sorsan cevap veremezler.

 

Şimdi soruyorum size Sn dünya kendi gözlerimle göördüklerim ve kendi kulağımla duyduklarım bunlar bundan başka kanıt olabilirmi....?

Gönderi tarihi:
Sayın Doğrucudavut,verdiğiniz yazıda ki her cümle o kadar çok tanıdık ki;soracağım sorulara yanıt almadan tanıdık cevaplar aldım.Lütfen bu sorularıma cevap verin;nitekim bu patlamanın provokasyon olup olmadığından çok daha önemli alacağım yanıtlar.

 

-Şemdinli'de patlayan bu bomba ilk değildi ama son oldu.Bunu bana açıklayabilir misiniz?

 

-Savcı Sarıkaya,neden ihraç edildi?

 

-Provokasyon olsa da patlayan bombalar devletin yeki alanında ki kişilerin eliyle patlamadı mı?

 

-Şemdinli'de halkın üstüne gelişigüzel silah sıkan araba kime aitdi?

 

- Şemdinli davasına dair gelinen noktayı özetler misiniz?

 

-Kontgerilla ya da devlet dışında ki yapılanmalar;evet bunlar Şemdinli de yaşananlardan ne kadar pay sahibiydiler?

 

-Susurluk'ta ki kazayı unutmamışsınızdır;bir daha hatırlayın isterseniz.

 

Saygılar!

Sn hemşom bu sorulara cevabı verme gereğini duydum, kusura bakmayın sorularınız bana değildi ama yine yanlış bildiğinizi,hatta bazı konuları bilmediğinizi,yada bilmek istemediğinizi düşündüğümden yazma gereği duyddum.

 

1_Şemdinlide patlayan bomba ilk değildi ve sonda olmayacak,bu sesizlik şimdilik senoryonun bir parçasdır bunu bilesiniz, ilerleyen günlerde göreceksiniz ,inşallah olmaz fakat pkk ve çanakçıları olduğu sürece bu patlamalar bu senoryalar bitmeyecek.

 

2_Savcı sarıkaya pkk ile aynı ağızda bir iddianame hazırlayıp, özellikle böyle kritik bir dönemde bölücü terör ile mücadelenin başındaki bir generali sırf şemdinlideki astsubayı "tanırım iyi çocuktur" demesive "pkk'ya destek veren bir adamın mesnetsiz iddialarına" dayanan ifadeler kullanandığından.

Yani Devletin sahipsiz olmadığını göstermek için ihraç edilmiştir.

 

3_Hala roj tv ağzıyla konuşuyorsunuz Sn mavi Patlayan bomba yetkili kişilerin eliyle değil pkk nın eliyle patladı.Yetkili birinin eliyle patlamış olsaydı kitapçı ölmüş olurdu,ne hikmetse kitapçının olmadığı alanda bomba patlıyor....

 

4_Halkın üzerine(pkk yandaşları desek daha iyi olur) gelişi güzel ateş edilen araç uzman çavuşa aitti.

 

Ve bu uzman çavuş benim hemşerimdir ,Annemin köylüsüdür ,kendisiye samimiyetim olmasada ailesini tanırım ve gerçeği çok iyi biliyorum.....o nednle bilmeden yada bilerek bu propagandaları yapanlara ve inananlara tahammül edemiyorum....ÇÜNKÜ GERÇEKLER GÜN IŞIĞI GİBİ ORTADA.(İnanmayan van hastanesini arasın ve hastane çıkış saatini sorsun şemdinli mesafesini hesaplasın)gerisi Allah inancına ve vicdanına kalmış.

 

Bu konunda ne kadar bilgi sahibisiniz? yazılarınızdan anlaşıldığı gibi bölücülerin yaptığı propagandalar kadar bilgiye sahipsiniz.

çünkü bu olay sırasında uzman çavuşun eşi annesi ve çocuğu yanındaydı. Aklı başında biri bu eylemi yapmak için annesi,eşi ve çocuğunu bu olaya alet edebilirmi?

 

uzman çavuş ifadesinde açıklıyor Eşini van asker hastenesine götürdüğünü söylüyor. hastaneye giriş saati belli, hastaneden çıkış saati belli ve şemdinli van arsındaki yol mesafesi belli...

UZman çavuş şemdinliye girdiğinde, bir gurubun kendisini tanıdığını ve küfürlerle saldırdığını,arabasının camlarını kırıp eşine,çocuğuna ve annesine saldırdıklarını söylüyor.

 

Ne yapacaktı bu adam?siz olsaydınız ne yapardınız....

 

Ben olsaydım o durumda yeminle söylüyorum silahımda kaç mermi varsa hepsini bir hedefe ateşlerdim....

yani sizin bilginiz öğrenmek istediğiniz kadardır ,lütfen biraz insaflı olun ve önce araştırın.

 

işinize gelince ergenekondaki senoryaya inanırsınız...bu şemdinli senoryosuna gelince gerçek gibi görürsünüz.

 

_kontur gerilla dediğin yeşillerdir, bunlarda suçsuz günahsız vatandaşa hiç bir zarar vermemişlerdir...sözde gerilalara karşı gerilla olmuşlardır...ve korkulu rüyaları olmuştur.

Gönderi tarihi:
Duygu sömürüsü ve ajitasyon malesef, burada bile elma ile armut karistirilmis. Demekki bu karistirma isindem bile medet umuyoruz. TBMM komisyonu da herhalde kararlari terörüstlerin ifadelerine göre aldi, o asker ne tesadüftür mahkemeye delil olarak gösterilmiyor. Türk askeri yalan söylemezmis? Kim diyor onu, o askerler icimizden ve bizler hepimiz yalan söylüyoruz. Herhalde sadece askerlikte yalan söylenmeyecegini ögreniyorlar orada, askerlikten sonra bol bol yalan söyle deniliyor. Bu kadarda olmaz yani. Halla kendi kendimizi övmekten vazgecmiyoruz, inadina devam.

Duygu sömürüsünü ne icin yapacaktim sizemi yapacaktim anlayamadim,yani siz Türk askerine yalanci diyorsunuz bende degildir dedigim icin duygu sömürüsümü yapmis oldum size,siz bazen ne dediginizin farkinda degilsiniz galiba.Türk askerine bu kadar aciktan hakaret ettiginize göre heralde hakaret etmeniz icin özel nedenleriniz olacaktir.Ajitasyon,size ben bir yahzimda yine yazmistim ki bilmediginiz bir kelimeyi her zaman kullanmayin.Siz Türk askeri hakkinda hicbirsey bilmiyorsunuz ama bilgicligide elinizden birakmiyorsunuz,Türk askeri bu ulusun güven icinde yasamasinin tek güvencesidir,bunu siz inkar da etseniz farketmez.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Duygu sömürüsünü ne icin yapacaktim sizemi yapacaktim anlayamadim,yani siz Türk askerine yalanci diyorsunuz bende degildir dedigim icin duygu sömürüsümü yapmis oldum size,siz bazen ne dediginizin farkinda degilsiniz galiba.Türk askerine bu kadar aciktan hakaret ettiginize göre heralde hakaret etmeniz icin özel nedenleriniz olacaktir.Ajitasyon,size ben bir yahzimda yine yazmistim ki bilmediginiz bir kelimeyi her zaman kullanmayin.Siz Türk askeri hakkinda hicbirsey bilmiyorsunuz ama bilgicligide elinizden birakmiyorsunuz,Türk askeri bu ulusun güven icinde yasamasinin tek güvencesidir,bunu siz inkar da etseniz farketmez.

 

 

saygilarla

Sn politika lütfen yazdiklarinizi iyi irdeleyin ve göreceksiniz nasil genellestirdiginizi ve ajitasyon yaptiginizi. Ben Türk askeri yalancidir demedim, ama siz Türk askeri yalan söylemez diyorsunuz. Bunu söylerken hangi kanita ve arastirmaya göre söylüyorsunuz? Bu söylemler tabiiki ajitasyon ve duygu sömürüsüdür. benim acikca söyledigim ve genede söyleyecegim askerinde icimizden birileri oldugu ve hepimizi gibi yalan söyleyebilecegi. Burada söz konusu köylerin zorla bosaltilmasi ve bu konuda hic bir gelismis hukuk "Türk askeri yalan söylemez" gibi modasi gecmis milliyetcilik laflarina göre karar vermez. TBMM arastirma komisyonu bile hukukun geregince arastirma yaparak kararini veriyor , ama siz konuyu sadece terörüst bazinda alarak köylerin yakildigini ve zorla bosaltildigi iddasini normal vatandaslarin degilde sadece teörüstlerin yaptigini ima ederek bir 100 terörüstün söyledigine karsilik bir askerin ki daha gecerlidir gibi modasi gecmis laflarla güya köylerin bosaltilmadigini isbatladiginizi zannediyorsunuz. Siz zaten her konuda kendinizi yegane bilen kisi olarak gördügünüz icin bana sunu veya bunu bir daha emri vaki yazma gibi söylemleriniz artik normal karsilaniyor. Askerin tek güvencemiz olmasi onlarin yapmis oldugu ve yapacaklari yanlislara gözmü yummazi getirir? Siz gözünüzü yumabilrsiniz, kendi seceneginiz, ama bana sala acik tutmami yasaklayamazsiniz, bunuda böyle bilin. Herkes haddini asan sözlerden uzak durmasini ögrenmeli. kendi devletiyin kanununa ve imzasini attigi mahkemeye karsi cikacaksin sonrada devletin en keskin savunucusu olacaksin. Celiskilerle dolu bir görüs. Olaylara sadece benim askerim ve kurtaricim bazinda bakinca tabiiki dogal olarak herkes bu bakisa ajitasyon ve duygu sömürüsü diyecek, istesende istemesende böyle olacak.

Gönderi tarihi:
Bu söz daha önce Diyarbakır sokaklarında bir tabur askerin yürüş esnasında belirli bir ritimle söylediği söz,o zaman kimsenin dikkatinimi çekmemişti yoksa askeri eleştirmektenmi korkulmuştu..

 

İzinsiz gösteri yapacaksın hemde slogan atacaksın

Cesaret işte budur....

Gönderi tarihi:

Köyler zorla degil mecburi olarak bosaltildi,madem ki gerceklerden bahsetmeye heveslisiniz o zaman dogrulari yazin.Köyler bosaltilmaliydi cünkü teröristlerle masum insanlarin birbirinden ayrilmasi gerekirdi,siz hangi hak ve hukuktan bahsediyorsunuz,terörün hangi hakki ve hukuku vardir,yoksa bunu yazmakla terörüdemi mesrulastirmaya calismaktasiniz?

Bana yazdiklarimi iyice irdelememi teklif ediyorsunuz,ben hep dedim ki ben yazdigim herseyin arkasindayim ve irdelenecek birseyde görmüyorum,ayrica milliyetciligin modasi ne zaman gecti?Benim icin ülkemi sevmenin modasi gecmez,siz buna kendinizce bilmem ne adlar takarsaniz takin o sizi baglar beni degil,ben milliyetciyim.Siz ise neci?sakin demokratim filan demeyin,demokrat terörü mesrulastirmaz,ve teröre karsi alinan tedbirleri insan haklari ihlali olarakda görmez.Tüm yazdiginiz yazilarda,ya Türk devletini ya Türk askerini sucluyor ve Avrupanin ne kadar küflenmis yasalari var ise onlari bize örnek olarak vermeye calisiyorsunuz,inanin ki Cem Özdemir bile sizin kadar Türkiye karsiti degil.Bu karsitlik eminim ki sizin sahsinizla ilgili bir olay degil bence bu karsitligi n arkasinda sizin siyasi ideolojiniz yatmaktadir.

Siz daha düne kadar Lozani bile elestiriyordunuz,simdide askerler yalan söyler diye sanki yalan söylemesini gerektiren birsey varmis gibi asilsiz iddialarla gündem yaratmaya calisiyorsunuz.Neye dayanarak böyle yaziyormusum ya siz neye dayanarak asker yalan söyler diyorsunuz.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
İzinsiz gösteri yapacaksın hemde slogan atacaksın

Cesaret işte budur....

********

 

Evet demokrasiden bahsedenler,izinsiz gösterilerin dagitilmasindan rahatsiz olurlar,onlar icin Türkiyenin güvenligi acisindan yapilan ne varsa hepsi antidemokratiktir.Daha da ileri giderek irkcilik veya fasizmdir,iste Türkiyenin birlik ve bütünlügünün karsisinda olanlarin bu birlik ve bütünlügü savunanlara taktiklari yaftalar bunlardir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Köyler zorla degil mecburi olarak bosaltildi,madem ki gerceklerden bahsetmeye heveslisiniz o zaman dogrulari yazin.Köyler bosaltilmaliydi cünkü teröristlerle masum insanlarin birbirinden ayrilmasi gerekirdi,siz hangi hak ve hukuktan bahsediyorsunuz,terörün hangi hakki ve hukuku vardir,yoksa bunu yazmakla terörüdemi mesrulastirmaya calismaktasiniz?

Bana yazdiklarimi iyice irdelememi teklif ediyorsunuz,ben hep dedim ki ben yazdigim herseyin arkasindayim ve irdelenecek birseyde görmüyorum,ayrica milliyetciligin modasi ne zaman gecti?Benim icin ülkemi sevmenin modasi gecmez,siz buna kendinizce bilmem ne adlar takarsaniz takin o sizi baglar beni degil,ben milliyetciyim.Siz ise neci?sakin demokratim filan demeyin,demokrat terörü mesrulastirmaz,ve teröre karsi alinan tedbirleri insan haklari ihlali olarakda görmez.Tüm yazdiginiz yazilarda,ya Türk devletini ya Türk askerini sucluyor ve Avrupanin ne kadar küflenmis yasalari var ise onlari bize örnek olarak vermeye calisiyorsunuz,inanin ki Cem Özdemir bile sizin kadar Türkiye karsiti degil.Bu karsitlik eminim ki sizin sahsinizla ilgili bir olay degil bence bu karsitligi n arkasinda sizin siyasi ideolojiniz yatmaktadir.

Siz daha düne kadar Lozani bile elestiriyordunuz,simdide askerler yalan söyler diye sanki yalan söylemesini gerektiren birsey varmis gibi asilsiz iddialarla gündem yaratmaya calisiyorsunuz.Neye dayanarak böyle yaziyormusum ya siz neye dayanarak asker yalan söyler diyorsunuz.

 

 

saygilarla

Evet biz zaten terör savunucusuyuz, AB nin yasalari küflenmis, ama ya TBMM komisyonuna neden bir yorumda bulunmuyorsunuz? Onlarda köy bosaltilmalarini sizin gibi mecburi ve hakli görmüyor. Isinize gelmiyor galiba. Teröre karsi mücadele hic bir zaman yasal olmayan mücadeleyi gerektirmez, bu türkiye icinde gecerli. Burada biz senin veya benim ideolijimi tartismiyoruz, gerekte yok cünki sizin icin zaten her sey belli, en iyisini bildiginiz icin. bakin Sn Özdemir ile beni bile karsilastirmaya kalkiyorsunuz, oysa ne o nede ben Türkiye'yi elestirirken art niyetle yapiyoruz. Tabii anlayana. Anlayanda gittikce cogaldigi icin fazla bir kaygim yok. Siz hayal kurmaya devam edin derim.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.