Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Ülke Tv deki tartışma programlarına çıkan Yaşar Okuyan, Uğur Mumcu, Can Ataklı gibi isimler çapraz ateşle sürekli sözleri kesilerek konuşturulmamış, konular boğuntuya getirilmişti.

 

Yorum yok...

 

;)

  • Cevaplar 73
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Mesela Kemal Bey, Şaban Dişli'nin istifasını nasıl sağlamıştı?

Onu kamuoyu nezdinde nasıl “arsa spekülatörü” ve “siyasi nüfuz” kullanıcısı ilan etmişti?

Aynı olayın kendisinin de başına geldiğini düşünelim mesela…

Evet, herhalde Kılıçdaroğlu en çok bundan korkardı… Ama insanın korktuğu şeyler nedense hep başına gelir… Böyle melul melul düşünürken birde ne göreyim, bizim Kemal Kılıçdaroğlu Akçalı adlı bir yapı Kooperatifinin hissedarı çıkmasın mı?

Kim bu Akçalı Yapı Kooperatifi?

Bir Arsa ve Konut Kooperatifi, merkezi Ankara'da…

Kuruluşunu Murat Karayalçın'ın Ankara Belediye Başkanlığı döneminde yapıyor. O dönemde belediye çalışanlarının da içinde olduğu böyle bir arsa ve konut kooperatifi kuruluyor. Kooperatif; tarla hükmündeki arsaları ucuz fiyata kapatıyor, belediyede olmanın avantajıyla imar geçirerek arsayı değerlendirip, hissedarlarını mal sahibi yapıyor.

Ne var bunda? Kılıçdaroğlu ile ne alakası var? Diyorsunuz…

İşte film burada başlıyor…

“Titiz siyasetçimiz” Kılıçdaroğlu'da SSK Genel Müdürlüğünde iken bu kooperatiften tam hisse satın alarak ortak oluyor… Yıl 1997…

Kooperatifin planları Karayalçın'ın koltuğu Melih Gökçek'e kaptırmasıyla biraz sekteye uğruyor, ama Allah'tan Çankaya ilçe Belediyesi CHP'de kalıyor…

O dönemde Ankara Çay Yolu'ndan alınan ve bugün 1,330,343 m2' den oluşan 143 adet parsel'in değeri CHP'li Çankaya İlçe Belediyesince imar durumları düzeltilerek artırılıyor.

Kılıçdaroğlu'nun da hissedarı olduğu bu Kooperatif, böylece Şaban Dişli'nin suçlandığı gibi bir “ilişki” ağıyla arsasını değerlendirmiş oluyor.

 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu “ele verir talkını, kendi yutar salkımı” çizgisinde yaşıyor resmen… Fakat bu Kooperatif uyanıklığı burada kalmıyor…

10 Milyar TL vererek aldığı hissesini 2003 yılındaki mal beyanına; “Akçalı Yapı Kooperatifinden 10 Milyar değerinde hisse”…diye yazıyor. 2 yıl sonra, yani, 2005'te bir mal beyanı daha veriyor, burada da aynı konut hissesinin 2 yılda sadece 1 milyar değer kazandığını yazıyor… 22 Temmuz 2007'de Milletvekili oluyor…

Bu kez TBMM'ye mal beyanı veriyor, ama nedense Kooperatifin hissesini yazdığı halde “değeri” bölümüne hiçbir rakam yazmıyor. Yani bomboş bırakıyor.

Oysa bu hissenin 08 Mart 2007 tarihindeki değerleme raporunda bedeli 73 bin USD olduğu ilan edilmiş. Peki Sayın Kılıçdaroğlu bu hisse değerini neden gizleme ihtiyacı hissediyor? Mal beyanında neden eksik bilgiler veriyor? Neden resmi makamları yanıltıyor? Bu resmen suç teşkil etmektedir. Buyursun cevap versin…

 

Kimsenin sözcüsü değilim, ama şunu çok merak ediyorum…

Şaban Dişli, hakkındaki “siyasi nüfuz” kullanarak “çıkar elde ediyor” suçlamalarını kabul etmedi, ama görevinden istifa etti…

Dengir Fırat, hakkındaki “siyasi nüfuz” kullandı suçlamasını kabul etmedi, ama görevinden istifa etti…

Aytaç Durak, tarla halindeki bir arsayı önce bir kooperatife, sonra imar geçirip eşine satın almakla suçlandı, kabul etmedi, iftira dedi…

Şimdi sıra sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nda…

Acaba, Sayın Kılıçdaroğlu, siyasi nüfuz kullanılarak servetini artırdığı konut hissesinin ortaya çıkmasından sonra nasıl davranacak?

 

Not: Akçalı Yapı Kooperatifinin 8 Mart 2007 tarihli o şok ifadelerin yer aldığı raporun tümü elimdedir. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu'nun 2003, 2005 ve 2007 yıllarında verdiği mal beyanları da ilaveleriyle elimdedir. Belgeli siyasetçiyi severim, zira bende belgeli gazeteciyim…

 

Abdurrahman Dilipak.

 

Sen neymişsin be abi...

 

:)

 

Gönderi tarihi:

Mesela Kemal Bey, Şaban Dişli'nin istifasını nasıl sağlamıştı?

.

.

.

Sen neymişsin be abi...

 

:)

 

Siz bu iddalarin dogruluguna bayagi inanmis gibi gözüküyorsunuz. Benim icin kimse önemli degil, önemli olan tüm kötülüklerin ortaya cikarilmasi ve suclularin cezalandirilmasi. Ama camur atarak bir yere varamayiz. Ben son yorumumda bazi noktalara isaret ettim, ama siz kendinizden emin oldugunuz icin uyarilara fazla dikkat etmiyorsunuz galiba. Kan davasi güderek bir yere varamayiz. Tekrar soruyorum size, neden savciliga suc duyurusunda bulunulmuyor? Bulunuldu da haberimizmi yok?

Gönderi tarihi:

Not: Akçalı Yapı Kooperatifinin 8 Mart 2007 tarihli o şok ifadelerin yer aldığı raporun tümü elimdedir. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu'nun 2003, 2005 ve 2007 yıllarında verdiği mal beyanları da ilaveleriyle elimdedir. Belgeli siyasetçiyi severim, zira bende belgeli gazeteciyim…

 

Abdurrahman Dilipak,değil "FATİH BAYHAN" olduğunu belirtir özür dilerim.

 

Fatih Bayhan Haber 7

[email protected].

 

Gönderi tarihi:
Siz bu iddalarin dogruluguna bayagi inanmis gibi gözüküyorsunuz. Benim icin kimse önemli degil, önemli olan tüm kötülüklerin ortaya cikarilmasi ve suclularin cezalandirilmasi. Ama camur atarak bir yere varamayiz. Ben son yorumumda bazi noktalara isaret ettim, ama siz kendinizden emin oldugunuz icin uyarilara fazla dikkat etmiyorsunuz galiba. Kan davasi güderek bir yere varamayiz. Tekrar soruyorum size, neden savciliga suc duyurusunda bulunulmuyor? Bulunuldu da haberimizmi yok?

 

Medya,tv, herhangi bir yerde çıkan haber,şuç duyurusuna sebep teşkil eder...

Gerisinide siz düşünün bakalım bulabilecekmisiniz...

 

:)

Gönderi tarihi:

Kılıçdaroğlu saunaya gitti mi?

Dişli ve Deniz Feneri dosyalarıyla Türkiye'yi sarsan Kılıçdaroğlu hakkındaki iddialara yanıt verdi

 

Turgay Güler'in ÜLKE TV’de hazırlayıp sunduğu Sıra Dışı programında, araştırmacı yazar Talip Doğan Karlıbel, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu ve Ali Kılıç'ın Almanya'da iki uyuşturucu kaçakçısı PKK'lı ile genelev olarak çalışan bir saunaya gittiğine ilişkin iddiada bulunmuş ve bu iddiasını destekleyen belgeler olduğunu söylemişti.

 

Bu haber üzerine Türktime'a konuşan Kılıçdaroğlu iddiaları yalanladı. İşte Kılıçdaroğlu’nun o çarpıcı açıklamaları…

 

Sayın Kılıçdaroğlu, hakkınızda çok ağır bir iddia var. İki PKK’lıyla genelev türü bir saunaya gittiğiniz iddia ediliyor. Bu olayın gerçeği nedir?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben Almanya’ya tam dört kez gittim. Ve sadece bir mekanda resmi Alman makamlarıyla muhatap oldum. Gümrükten girerken gümrük polisine pasaportumu verdim. Almanya’dan çıkarken de gümrük kontrolü yapıldı. Hepsi o kadar. Onun dışında ne bir polis, ne bir Alman yetkilisi ile muhatap oldum ne de karşılaştım. Benim bulunduğum bütün ortamlarda mutlaka gazeteciler oldu. Hayatım boyunca bırakın Almanya’yı Türkiye’de dahi saunaya gitmiş adam değilim.

 

Bu haber nereden çıktı o zaman?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Bu haberler Kanal 7’nin ve Ülke TV’nin sahibi Mehmet Karaman’ı Türkiye’deki asıl fail olarak gösterdiğim, onun Sermaye Piyasası Kurulu’ndaki dosyasının hasıraltı edildiğini ortaya çıkardığım için yapılıyor. Ben bütün bunları anlatıyorum. Ve ben ne zaman bunları anlatsam onlar da yeniden aynı plağı koyuyorlar.

 

Bu haberler sizin bunları anlatmanızı ne yönde etkileyecek?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben anlatmakta kararlıyım. Ben doğruyum, haklıyım çünkü. Bir dosyanın mutlaka yargının önüne çıkması lazım. Ve çıkartacağım ben o dosyayı. Rüşvet, yolsuzluk kimsenin yanına kar kalmamalı.

 

Bunlar sizin vazgeçmeniz için bir gözdağı mı o zaman?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Elbette gözdağı. Bakın ben ilk duruşmaya gittim geldim baktım ki bir haber: Alman hakim beni mahkeme salonundan kovmuş. Bütün gazeteciler orada, nasıl oluyor da bunu sadece Türkiye’deki adam görüyor? Böyle bir anlayış olabilir mi? Sonra tam bir tesadüf eseri Mehmet Gürhan’ın avukatı sordu bu soruyu hakime “Sizi Türkiye’den gelen siyasiler ziyaret etti mi?” diye. Adam “böyle bir şey yok” dedi. Para verseniz böyle bir soruyu sorduramazsınız. O da Kanal 7 izlediği için “ben bu soruyu sorayım, alman hakim yalan söylemez, böylece durum ortaya çıkar.” diye düşünmüş. Kendi avukatı bizi aklama imkanı verdi. Ben bir parlamenterim. 27 yıl kamuda çalıştım. Nasıl davranılacağını, nereye gidileceğini gayet iyi bilirim. Bakın bize dosya vermek istediler. Adres verdiler. Hayır dedik. Biz bu adrese gidemeyiz. Bizim kaldığımız otele gelip verirseniz biz o dosyayı kabul edebiliriz. Biz bunları bilmez miyiz?

 

Haberi duyunca tepkiniz ne oldu?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Haberleri Kanal 7 veriyor, Ülke TV veriyor. Ben onları hiç dikkate almıyorum. Umurumda bile değil.

 

Yani böyle bir belge yok mu diyorsunuz yoksa Kanal 7 ya da Ülke TV’de çıktığı için ciddiye alınacak bir şey değil mi diyorsunuz?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Öyle bir belge falan yok. Varsa ortaya çıkartsınlar, bana göndersinler. Ben şimdi onları mahkemeye vereceğim. Hem tazminat davası açacağım, hem düzeltme metni göndereceğim. İlk haberlerle ilgili düzeltme metni mahkemeden çıktı. Onu göndereceğiz. Bununla ilgili de gidecek. Varsa bir belge ben de bir göreyim. Beni görmeyen bir polis benimle ilgili nasıl bir belge düzenlemiş. Olacak şey değil. Bu iddiayı ortaya atan kişi dolandırıcılıktan ve sahte belge düzenlemekten Paşakapı cezaevinde yatmış bir kişidir. Görüşsem görüştüm derim. Öyle bir şey olsa var derim. Kaldı ki Alman polisi öyle bir tutanak düzenlemez. Lamba yanmıyorsa cezasını yazar bitirir. Yok araçta kim vardı, kim nerede oturuyordu, böyle bir tutanak olmaz. Alman hukukunda yok böyle bir şey.

 

Sizin söz konusu programa katılacağını ama daha sonra telefonlarınızı kapatıp katılmaktan da vazgeçtiğiniz söylendi ve “madem suçsuz neden programa çıkmıyor” dendi. Programa neden katılıp bunları söylemediniz?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben kendilerine telefon açtım. Siz yanlış yapıyorsunuz, doğru değil dedim. Bana dediler ki biz bu programı yapacağız siz tekrar gelin katılın. Benim o programa katılmam Ülke TV’nin reytingini artırmak, ekmeğine yağ sürmek olurdu. Neden o işe gireyim? Mahkemeye veririm, gerçeği ortaya çıkartırım.

 

Başka bir televizyon kanalı olsaydı katılır mıydınız?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Tabii ki. Başka bir televizyon kanalında hiç itirazsız evet der çıkardım. Ben Ülke TV’nin, Kanal 7’nin yayınına neden çıkayım? Çıkacağım, beni bir sahtekarla yan yana getirecekler. Ben onunla neden konuşayım? Adamın her tarafı yalan üzerine kurulu. Oraya aklı başında birisi çıkar, oturur bunu tartışırız. Ülke TV’yi izlemiş İstanbul’dan birisi telefon etti bana. “Ben Paşakapı cezaevinde bu adamla, Doğan Karlıbel’le, beraber yattım. Dolandırıcılıktan, sahte belge düzenlemekten yatıyordu. Israrla Ülke TV’yi aradım, bunu söyleyecektim, hiçbir zaman telefon düşmedi” diyor.

 

Siz bu iddialar gözdağı diyorsunuz. Ülke TV ile Karlıbel arasında bir bağlantısı ne? Ülke TV nereden bulup Karlıbel’e bunları söyletiyor o zaman?

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Bakıyorlar, kim yalan söyleyebilir. Gözünü kırpmadan iftira atabilir? Demek ki parayla yapıyor bu işleri. Parayı veriyorlar, gel sen bunu yap diyorlar. Bu ülkede her tür insan bulmak mümkün.

 

ERSİN TOKGÖZ / TURKTIME

Gönderi tarihi:
Medya,tv, herhangi bir yerde çıkan haber,şuç duyurusuna sebep teşkil eder...

Gerisinide siz düşünün bakalım bulabilecekmisiniz...

 

:)

Gerisini düsünecek bir durum olsa düsünecegim ama yokki. Iktidar kim? AKP, sn. Kilicdaroglunu suclayanlar kim AKP yanlisi medya ve yandaslari. Nasil oluyorda savcilik bu medya da ve tv lerde iddaa edilen suclamalari bir suc duyurusu olarak düsünmüyor? Bunun cevabi bana göre, savcilik büyük bir ihtimal kaniti olmayan ve sadece intikam icin camur atma tipi suclamalarla oyalanmak istemiyor. Aksi taktirde sn Basbakan bakanligi araciligiyla coookkkktaaan savcilari harekete gecirmisti.

Siz gercekten haksizliklara karsiysaniz önce Deniz Fenerini iyi irdeleyinki, o bahsettiginiz medya ve tv ler nelere canak aciyor iyi görürsünüz.

Gönderi tarihi:

 

Not: Akçalı Yapı Kooperatifinin 8 Mart 2007 tarihli o şok ifadelerin yer aldığı raporun tümü elimdedir. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu'nun 2003, 2005 ve 2007 yıllarında verdiği mal beyanları da ilaveleriyle elimdedir. Belgeli siyasetçiyi severim, zira bende belgeli gazeteciyim…

Fatih Bayhan Haber 7

[email protected].

 

CHP'nin Alman istihbaratı tarafından desteklenen Friedrich Ebert Vakfı'ndan 85.000 Euro para yardımı aldığı iddiası yargıya intikal etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iddiayı incelemeye aldı.

 

CHP'li Kılıçdaroğlu ile Ali Kılıç'la aynı araçta olan Nevzat Rıdvan, Mustafa Güler'in aynı araçta olduğuna dair belgenin Frankfurt polisinin rutin araba arama ve kontrol zabıt formu olduğunu söyleyen Karlıbel, bu aracın polis tarafından takip edildiğini ama enteresan bir şekilde trafik ekipleri tarafından durdurulduğunu anlattı.

 

Kılıçdaroğlu ve Kılıç ve 2 pkk'lının “8 Eylül 2008 Pazartesi” günü “HH-DP–934” plakalı araçla 'genelev tarzı' bir saunadan çıkarken, aracın arkasındaki bir lambanın yanmadığından dolayı durdurulduğunu anlatan Karlıbel, araçtaki Nevzat Rıdvan, Mustafa Güler isimli şahısların, 12 Eylül öncesinde birçok cinayete imza attığını ve Osman Tekin ve Hilmi Kaya isimli polisleri öldürdüklerini ileri sürdü.

 

Aslında olay;tencere dibin kara,seninki benden kara gibi lafazanlıklardan çıkıp,ideolojik boyutu,gözardı edip araştırılması gerekiyor, zaten hiç bir şey gizli kalmaz...

 

Saygılar...

 

:)

 

Gönderi tarihi:
CHP'li Kılıçdaroğlu ile Ali Kılıç'la aynı araçta olan Nevzat Rıdvan, Mustafa Güler'in aynı araçta olduğuna dair belgenin Frankfurt polisinin rutin araba arama ve kontrol zabıt formu olduğunu söyleyen Karlıbel, bu aracın polis tarafından takip edildiğini ama enteresan bir şekilde trafik ekipleri tarafından durdurulduğunu anlattı.

Arkadasim ne diyor enteresan bir şekilde trafik ekipleri tarafından durduruldu!!! ne mis efendim takip ediliyormusda trafik ekipleri tarafindan durdurulmus soruyorum trafik ekipleri tarafindan durdurulunca takip sona´mi erer?

 

bakin Sayin sarıgöl' Almanyada trafik ekipleri tarafindan durdurulan arac ister normal sartlarda olsun ister genel aramada! hic bir zaman tutanakta isim yer almaz sadece plaka islenir.. sonra tekrar söylüyorum arabanin ne gibi hatasi var yerine de isim yazilmis buda.. bunun düzmece oldugunun yüzde yüz kaniti..

Gönderi tarihi:
...

CHP'nin Alman istihbaratı tarafından desteklenen Friedrich Ebert Vakfı'ndan 85.000 Euro para yardımı aldığı iddiası yargıya intikal etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iddiayı incelemeye aldı.

 

...

 

Bahsedilen rakamı Vakit Gazetesi daha sonra 22.000.000 Euro olarak düzeltti.

85.000 az gelir.

 

Versinler efendim mahkemeye. Bekleme yapmasınlar, acilen versinler.

Boş duranı Allah sevmez.

Gönderi tarihi:
Bahsedilen rakamı Vakit Gazetesi daha sonra 22.000.000 Euro olarak düzeltti.

85.000 az gelir.

 

Versinler efendim mahkemeye. Bekleme yapmasınlar, acilen versinler.

Boş duranı Allah sevmez.

 

Can kardeş, olayı çok fazla takip etmedim. Böyle birşeyler olduğunu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın Vakit Gazetesinden belgeyi istediğini ve belgenin de Savcılığa teslim edildiğini okumuştum. Şimdi meblağ ne kadardı ne kadar oldu bilmiyorum ancak gerek siyasi parti kapatma davaları gerekse iki kişi arasında birbirini sahtekarlıkla suçlama hadisesinde pat diye (ikinci gerek bağlacı yukarlardaki başka bir metin için söyleniyor dikkat edilsin) savcı veya mahkeme devreye girmez.

 

Yurt dışından yardım alma konusunda Anayasa'da ve sisayi partiler kanununda açık hüküm vardır ve YCB'sı dava açabilir. Hakaret davalarında ise evvela konunun muhatabı suç duyurusunda bulunmalıdır yoksa Savcı çıkan haberleri doğrudan suç unsuru olarak telakki edemez.

 

Lakin; görevi kötüye kullanmak veya benzeri bir suç nedeniyle her ne kadar bir milletvekili yargılanamaz ise de savcı gerekli tahkikatı tamamlayıp dosyayı Meclise ulaştırmalıdır. Tabii suç şüphesi kesine yakınsa...

 

Ek bilgi olsun dedim...

Gönderi tarihi:

Kisasa kisas var hesapta.

Saban Disli'ye,Mehmet Firat'a neler olduysa aynisinin Kemal Kilicdaroglu'nada olmasi lazim,olmasi icin ne mümkünse yapilmaktadir,tüm AKP ve yandas medya Kemal Kilicdaroglu'nun veya bir baskasinin pesine düstü.Deniz Feneri,Zahit Akman bunlar hesapta yok artik unutuldu,mazide kaldi.Adamlar islerini güclerini biraktilar ENTERESAN BIR SEKILDE Kemal Kilicdaroglu'nun pesine düstüler.Iran nasil ki seriat yasasi geregi GÖZE GÖZ uygulamasi yaptiysa bizim dinci cevrelerde Irandan esinlenip Seriat yasasini uygulamaya calisiyorlar.Saniyorlar ki Mehmet Firat veya Saban Disli'ye karsi olanlar Kemal Kilicdaroglu'nu savunacaklardir,ne büyük yanilgi bu?Burada yolsuzluklarin ortaya cikarilmasindan bahsedilmektedir,bugüne kadar ortaya cikarilanlar AKP dendi,eger CHP ve üyleride herhangi bir yolsuzluga bulasmislarsa arastirsinlar cikartsinlar ortaya,bundan kim gocunur ki?

Yolsuzlugun A si B si olmaz,kim yapmissa hesap vermeli ve istifa etmelidir,Basbakanda olsa Cumhurbaskanida olsa Kilicdaroglu'da olsa farketmez.Ama bugüne kadar ortaya cikarilan isimlerin hemen hepsi AKP li ve dinci cevrelerden isimlerdir,cikarilmayan ama süpheli olan isimlerin cogusuda yine AKP den ve dinci cevrelerdendir,bu acaba bir tesadüfmüdür?

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Bahsedilen rakamı Vakit Gazetesi daha sonra 22.000.000 Euro olarak düzeltti.

85.000 az gelir.

 

 

Can kardeş, olayı çok fazla takip etmedim. Böyle birşeyler olduğunu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın Vakit Gazetesinden belgeyi istediğini ve belgenin de Savcılığa teslim edildiğini okumuştum. Şimdi meblağ ne kadardı ne kadar oldu bilmiyorum ancak gerek siyasi parti kapatma davaları gerekse iki kişi arasında birbirini sahtekarlıkla suçlama hadisesinde pat diye (ikinci gerek bağlacı yukarlardaki başka bir metin için söyleniyor dikkat edilsin) savcı veya mahkeme devreye girmez.

 

Yurt dışından yardım alma konusunda Anayasa'da ve sisayi partiler kanununda açık hüküm vardır ve YCB'sı dava açabilir. Hakaret davalarında ise evvela konunun muhatabı suç duyurusunda bulunmalıdır yoksa Savcı çıkan haberleri doğrudan suç unsuru olarak telakki edemez.

 

Lakin; görevi kötüye kullanmak veya benzeri bir suç nedeniyle her ne kadar bir milletvekili yargılanamaz ise de savcı gerekli tahkikatı tamamlayıp dosyayı Meclise ulaştırmalıdır. Tabii suç şüphesi kesine yakınsa...

 

Ek bilgi olsun dedim...

 

Ek bilgi için teşekkürler, sizi tenzih ederek devam edeceğim.

 

Rakamı tekrar düzeltiyorum.

 

22.000.000 Euro değilmiş o rakam.

 

122.000.000 Dolar'mış.

 

Evet yanlış okumadınız, yüz yirmi iki milyon dolar.

 

Kim tespit etmiş bu rakamı?

 

Bakın o da yazıyor aşağıdaki alıntıda. BAZI UZMANLAR ifade etmiş bunu.

 

Vay yavrum vay, belgeye bak. Helal olsun size.

 

"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, bütün siyasi partilerin faaliyetlerinin Başsavcılık tarafından rutin olarak Anayasa ve yasaların verdiği görev ve yetki çerçevesinde izlendiğini bildirdi.

Öte yandan, Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü Klemens Semtner, CHP'ye yardım belgesinin aslını görmeden 'uydurma' olduğunu iddia etti. Alman sözcünün bu tavrı ?CHP-Alman işbirliği?ni gözlerden gizleme çabası olarak yorumlandı. Bazı uzmanlar ise; belgenin kesinlikle doğru olduğunu, Alman vakıflarının şimdiye kadar CHP'ye 122 milyon dolar yardımda bulunduğunu ifade ettiler.

HASAN TOSUN / ANKARA" Tamamı için buyrun tıklayın

İşte bazılarının idrak edemediği budur. Kılıçdaroğlu yolsuzluğu açıklayınca belge kullanır, elle tutulur gözle görülür argümanlardır ve sonuçta istifa ettirir. Dişli'nin, Dengir'İn hali ortada.

 

Ama yandaş medya ve yandaş tayfası böyle bazı uzmanların yalan dolanıyla iş yapar, buradaki sonuç da ortada.

******

Ciddi olun, ciddi. DÜzgün şeyler yazın buraya.

Gönderi tarihi:

Kemal Kilicdaroglu'nun Ankara'lilarin dogalgaz sayaclariyla nasil soyuldugunu iddia etmesi Gökcek'i igne yemis gibi ziplatip hemen karsi ataga gecirmis ve Kilicdaroglunu ARENA'da düelloya davet etmistir.Davet etmekle kalmayip birde Kemal Kilicdaroglu'nun bu düelloya gelmeyecegini kacacagini iddia etmis ama Kemal Kilicdaroglu Gökcek'in planlarini suya düsürerek seve seve düelloya gelecegini ve belgelerle Ankara'lilarin nasil soyuldugunu gösterecegim dedi.

Büyük ihtimalle bayramdan sonraki ilk arena programinda bu düello olacak ve ak mi kara mi ortaya cikacaktir.Bekleyelim ve görelim.

Acaba Gökcek, Kilicdaroglu'nun iddialarinin gercek olmasi durumunda ne yapacaktir onu baya bir merak etmekteyim.

Bu arada Kilidaroglu'nun ortaya cikardigi TARIM BAKANLIGINDAKI yolsuzluk olayida yargiya intikal etmis durumdadir.

Bence, AKP her taraftan koku salmaya basladi gibi,yoksa yaniliyormuyum?

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Ben de Aytaç Durak hadisesini merak ediyorum. İnanılması güç bir restleşme mi yoksa ayak oyunları mı...Çok dehşetengiz siyasi manevralar mı var...Durak'ın karısına ait olan ne kadar mal varlığı var ve ne kadarı imar planlarıyla değerinin 44 katına yükseltildi...

 

Tam İçişleri Bakanlığından soruşturma izni istenildiği bir esnada Durak'ın istifası acaba neyi amaçlıyordu. Ve yada 3-4 aydır yaptırdığı bağımsız aday olsa dahi kendisinin desteklenip desteklenmeyeceği yollu anketlerin manası neydi...

 

Vallahi beni bu çok daha fazla düşündürüyor. Hatta daha bir önceki seçimde Adanalıların hemen tamamında Durak'ın servetine servet kattığı ama adam da çalışıyor birader dediklerine şahidim. 1.500 milyon kişinin hemen tamamında dedim ya, ne sosyal adammışım yahu... :D

 

Birçok belediyede yolsuzluklar var. AKP'nin yapacağı bizdense üstünü örtmek değil. Fakir fukaranın sırtından alınan vergileri kim akrabalarına dağıtıyorsa; Allah indinde hesap verileceğinin bilinmesi gibi bir ahlaka sahip olup; burda da hesap sormaktır. Hz. Ömer'in ahlakını örnek almaktır.

 

Neler saç.malıyorum gene...Hasılı; yolsuzlukla adım anılacağına yolsuzluk yapanlara verdiğim (o cezayı her ne kadar yargı verecekse de yargının yolunu açmak gerekiyor) cezalarla anılmak daha iyidir. Olması gerekendir...Ben, Kemal Kılıçdaroğlu'nu takdir ediyorum. Her ne kadar Dengir Mir Mehmet Fırat meselesinde kendisiyle ve birçoklarıyla farklı düşünüyorsam da...En azından Şaban Dişli vakıası bunun örneğidir. Keşke sadece AKP'lileri değil de bütün kamu hakkında kendisine sunulan dosyalara itibar edip deşifre etmeye uğraşsa. Ve ya da böyle bir faaliyeti keşke AKP'liler de MHP'liler de gerçekleştirse. Biliyorum, ellerine ne dosyalar verildiğini... B)

Gönderi tarihi:

CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri davasını izlemek üzere Almanya’da bulunduğu sırada, “genelev olarak bilinen saunaya gittiği ve terör örgütü mensupları ile aynı araca bindiği” şeklinde haber yaptığı gerekçesiyle Vakit gazetesi muhabiri Kenan Ersözlü ile gazetenin sahibi Nuri Aykon hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

Kılıçdaroğlu’nun avukatı tarafından sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Vakit gazetesinde, 12 Kasım 2008 tarihinde muhabir Kenan Ersözlü’nün kaleme aldığı, “Kılıçdaroğlu’na Şok Suçlama” başlıklı haberde “Kılıçdaroğlu’nun, CHP MYK Üyesi Ali Kılıç ile birlikte Türkiye’de genelev olarak bilinen ‘sauna’ya gittikleri, bu genelevden uyuşturucu kaçakçısı oldukları iddia edilen Mustafa Günel ve Nevzat Rıdvan isimli şahıslarla birlikte çıktıkları, uyuşturucu kaçakçısı olan bu şahısları takip eden Alman polisi tarafından onlarla birlikte aynı araçta yakalandıkları, bu şahısların aynı zamanda PKK terör örgütü mensubu oldukları” şeklinde ifadelere yer verildiği bildirildi.

 

Vakit gazetesinin 13 Kasım 2008 tarihli nüshasında da Ersözlü tarafından kaleme alınan “CHP’liler Polis Katilleriyle Görüşmüşler” başlıklı haberde aynı iddiaların tekrarlandığı hatırlatılan dilekçede, haberde terör örgütü mensubu olan bu şahısların Başkomiser Hilmi Kaya ve Osman Tekin isimli 2 polis memurunun katili olduklarının ileri sürüldüğü vurgulandı.

 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''itibarlı, tanınmış siyasi bir kişi'' olduğu belirtilen dilekçede, ''söz konusu haberlerde Kılıçdaroğlu'na isnat edilen somut fiil ve olguların, toplumun değer yargıları ile örf ve adeti bağlamında katlanılmaz ağırlıkta çirkin nitelikte olduğu'' ifade edildi.

 

Dilekçede, ''Söz konusu haber, gerçeklik vasfını taşımadığından, iftira niteliğinde olduğundan ve haberin verilme amacı kamu yararından ziyade kin ve öfke tatminine hizmet ettiğinden hakaret suçu oluşmuştur'' denildi.

 

Suç duyurusu dilekçesinde, Aykon ve Ersözlü'nün, ''basın yoluyla hakaret'' ve ''iftira'' suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.

Dilekçeyi işleme koyan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Nuri Aykon ve Kenan Ersözlü hakkında soruşturma başlattı.

 

Link1 VATAN

Link2 NTVMSNBC

Link3 HABERTÜRK

Link4 VAKİT'te böyle bir haber bulunamamıştır. NEDEN ACABA?

 

 

Bu başlığı açan arkadaşınızla dava süreci sonunda tekrar görüşmeniz dileğimle.

Gönderi tarihi:
Bu başlığı açan arkadaşınızla dava süreci sonunda tekrar görüşmeniz dileğimle.

 

Bu başlığı açan "ARKADAŞ" olarak dava süreci (sonucu) bende merak etmekteyim...

Ve Bayram sonrası; Melih Gökçek'le olan rendevusunu (Kemal Kılıçdaroğlu'nun) da merak etmekteyim...

Sayın Kılıçdaroğlu, siyasi nüfuz kullanılarak servetini artırdığı konut hissesinin ortaya çıkmasından sonra nasıl davranacak?

Akçalı Yapı Kooperatifinin 8 Mart 2007 tarihli o şok ifadelerin yer aldığı raporun tümü elimdedir. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu'nun 2003, 2005 ve 2007 yıllarında verdiği mal beyanları da ilaveleriyle elimdedir. Belgeli siyasetçiyi severim, zira bende belgeli gazeteciyim…

Fatih Bayhan Haber 7

[email protected].

 

Karlıbel'in bu iddialarından sonra ÜLKE TV'ye arayarak cevap hakkını kullanmak istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu için özel program yapılmış fakat Kılıçdaroğlu programa katılmamış ve telefonunu kapatmıştı. Kılıçdaroğlu daha sona Karlıbel'i mahkemeye vereceğini söylemiş, Karlıbel de belgeleri yayınlayacağını ve Kılıçdaroğlu'nun kendisini mahkemeye vermesini istemişti.

Bekliyoruz,hep beraber...

 

:)

 

 

Gönderi tarihi:
Bu başlığı açan "ARKADAŞ" olarak dava süreci (sonucu) bende merak etmekteyim...

Ve Bayram sonrası; Melih Gökçek'le olan rendevusunu (Kemal Kılıçdaroğlu'nun) da merak etmekteyim...

Sayın Kılıçdaroğlu, siyasi nüfuz kullanılarak servetini artırdığı konut hissesinin ortaya çıkmasından sonra nasıl davranacak?

Akçalı Yapı Kooperatifinin 8 Mart 2007 tarihli o şok ifadelerin yer aldığı raporun tümü elimdedir. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu'nun 2003, 2005 ve 2007 yıllarında verdiği mal beyanları da ilaveleriyle elimdedir. Belgeli siyasetçiyi severim, zira bende belgeli gazeteciyim…

Fatih Bayhan Haber 7

[email protected].

 

Karlıbel'in bu iddialarından sonra ÜLKE TV'ye arayarak cevap hakkını kullanmak istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu için özel program yapılmış fakat Kılıçdaroğlu programa katılmamış ve telefonunu kapatmıştı. Kılıçdaroğlu daha sona Karlıbel'i mahkemeye vereceğini söylemiş, Karlıbel de belgeleri yayınlayacağını ve Kılıçdaroğlu'nun kendisini mahkemeye vermesini istemişti.

Bekliyoruz,hep beraber...

 

:)

 

 

 

Genelev-sauna-Almanya üçlüsünden çabuk vazgeçmişsiniz. Şimdi yapı kooperatifi, İ.Melih kanalından yayın yapmaktasınız.

Bundan da vazgeçersiniz, bekleyin. Hep beraber bekleyin.

Gönderi tarihi:
Genelev-sauna-Almanya üçlüsünden çabuk vazgeçmişsiniz. Şimdi yapı kooperatifi, İ.Melih kanalından yayın yapmaktasınız.

Bundan da vazgeçersiniz, bekleyin. Hep beraber bekleyin.

 

Karlıbel...

 

Şimdi yapı kooperatifi, İ.Melih kanalından yayın yapmaktasınız.

Bundan da vazgeçersiniz, bekleyin. Hep beraber bekleyin.

 

Bir dava'da ona açsın. Ve çok sesli yayınlar fayda sağlar,kendinden menkul bazı kişiler üzerinde...

Hep beraber beklemekte fayda var,nede olsa çok sesli toplum yolunda ilerlemekteyiz...

 

:)

  • 4 ay sonra...
Gönderi tarihi:

 

 

CHP'nin Alman istihbaratı tarafından desteklenen Friedrich Ebert Vakfı'ndan 85.000 Euro para yardımı aldığı iddiası yargıya intikal etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iddiayı incelemeye aldı.

 

Yalana bakar mısınız...

 

Bahsedilen rakamı Vakit Gazetesi daha sonra 22.000.000 Euro olarak düzeltti.

85.000 az gelir.

 

Versinler efendim mahkemeye. Bekleme yapmasınlar, acilen versinler.

Boş duranı Allah sevmez.

Demiştim.

Nitekim;

 

"CHP’ye finansal destek iddiası doğru değil. Belgelerin tamamen sahte oldukları kanıtlandı" (ANKA)

 

Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz, Friedrich Ebert Vakfı’nın CHP’ye finansal destek verdiği iddiasının doğru olmadığını belirterek, "sözde finansal desteğe ilişkin belgelerin tamamen sahte” olduklarının kanıtlandığını söyledi.

 

Cuntz, “Haberde, CHP’nin Friedrich Ebert Vakfı tarafından finansal destek aldığı yönünde iddia edilen ilişki yanlıstır” dedi.

 

Büyükelçi Cunz, Almanya’nın önde gelen vakıflarından Friedrich Ebert Vakfı’nın Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili olarak bir gazetede yayımlanan habere ilişkin bir açıklama yaptı. Cuntz, “Friedrich Ebert Vakfı’nın CHP’ye sözde finansal destek verdiğini gösteren belgelerin tamamen sahte oldukları kanıtlanmıstır. Haberde, CHP’nin Friedrich Ebert Vakfı tarafından finansal destek aldığı yönünde iddia edilen ilişki yanlıştır” dedi. Büyükelçi, gerek Alman Dışişleri Bakanlığı, gerekse Almanya Büyükelçiliği söz

konusu belgelerin sahte olduklarına önceden birçok kez dikkat çektiğini belirtti.

--------------------------------

 

Bu iftirayı buraya hevesli hevesli taşıyan insan şimdi cevap mı verir, özür mü diler, susar kalır mı göreceğiz.

 

Diğer iftiraların da yargı süreçleri tamamlandıkça neticeleri ekleyeceğim, hiçkimsenin endişesi olmasın.

İftira sahipleri endişe edebilir, onlara herşey serbest :)

Gönderi tarihi:

Günümüz insanı içinde en modernize olan insan, zihinsel evrim geçirip algılama ve bağımsız sorgulama yetisini kendi beyninde kazanmış olandır...

 

Her türlü yalandan uzak durabilecek, doğruların peşinden gidecek, çoğulculuğa göre değil etik olana göre değerlendirebilecek, tarafsızlıkta haklıdan yana taraf olabilecek kadar erdem sahibi olabilenler bütün bu yaşanan dünyasal çekişmelerde kişilerin ya da kurumların değil onların temsil ettikleri ilkelerin peşinde olduğunu anlayabilen, şuana kadar en gelişmiş insan zihnine sahip olandır diye düşünüyorum...

 

İşte o yüzden savunduğunuz ilkelerin geçerliliği (dürüstlük, ahlak, cesaret gibi) olaylara karşı gösterdiğiniz tepki ile ölçülebilir değerdedir... Ne söylenirse söylensin esas olan olayları vicdanla değerlendirmektir...

 

Taraf olduğumuz yer neresi?

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

CHP'li Kılıçdaroğlu ile Ali Kılıç'la aynı araçta olan Nevzat Rıdvan, Mustafa Güler'in aynı araçta olduğuna dair belgenin Frankfurt polisinin rutin araba arama ve kontrol zabıt formu olduğunu söyleyen Karlıbel, bu aracın polis tarafından takip edildiğini ama enteresan bir şekilde trafik ekipleri tarafından durdurulduğunu anlattı.

 

Kılıçdaroğlu ve Kılıç ve 2 pkk'lının “8 Eylül 2008 Pazartesi” günü “HH-DP–934” plakalı araçla 'genelev tarzı' bir saunadan çıkarken, aracın arkasındaki bir lambanın yanmadığından dolayı durdurulduğunu anlatan Karlıbel, araçtaki Nevzat Rıdvan, Mustafa Güler isimli şahısların, 12 Eylül öncesinde birçok cinayete imza attığını ve Osman Tekin ve Hilmi Kaya isimli polisleri öldürdüklerini ileri sürdü.

 

Aslında olay;tencere dibin kara,seninki benden kara gibi lafazanlıklardan çıkıp,ideolojik boyutu,gözardı edip araştırılması gerekiyor, zaten hiç bir şey gizli kalmaz...

 

Saygılar...

 

:)

 

 

Kılıçdaroğlu’nu suçlayan belgeler de sahte çıktı

 

 

DENİZ Feneri e.V. duruşmalarını izlemek için Frankfurt’a giden CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP PM üyesi Ali Kılıç’ın, PKK mensupları ile buluşarak genelev gibi çalışan bir saunaya gittiği ve dönüşte da Alman polisinin kontrolüne yakalandığı iddialarıyla ilgili olarak düzenlenen tutanakların sahte olduğu ortaya çıktı.

 

"Bazı televizyon ve gazetelerde yayınlanan haberlerde Frankfurt’a giden Kemal Kılıçdaroğlu ile Ali Kılıç’ın PKK’lı Nevzat Rıdvan ve Mustafa Güler ile buluşarak bir saunaya gittiği, sauna çıkışında da Alman polisi tarafından araçları durdurularak tutanak tutulduğu iddia edilmişti. CHP PM üyesi Ali Kılıç, bu yalan haberler üzerine Hessen Eyalet Başsavcılığı’na başvurarak şikayetçi olurken konunun açıklığa kavuşturulmasını istedi. Bunun üzerine Hessen Eyalet Başsavcılığı, 6100 UJS 27 9491/09 POL numaralı ve 27 Mayıs 2009 tarihli Başsavcı Claude imzalı yazıyla söz konusu belgenin sahte olduğunu bildirdi. Ayrıca trafik kontrolünü gösteren tutanak ile Hessen Eyalet Emniyet Genel Müdürlüğü antetli 11 Eylül 2008 tarihli belgenin de sahte olduğu açıklandı. Tutanakta adı geçen CHP’liler hakkında hiçbir soruşturmanın bulunmadığı bildirilirken, telefon dinleme tutanığının da gerçek olmadığı belirtildi." BKNZ

 

 

Pekii sayın sarıgöl, zamanında bütün bunları büyük bir hevesle yazdınız. Şimdi uzun sessizliğinizin arkasından bir iki cümle daha etseniz, rica etsek yani... Mümkün müdür?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.