Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bana "TANRIYA İNANIYORMUSUUZ?" diye soruyorsunuz... Afedersiniz ama " O BANA İNANIYORMU Kİ?" diyorum...


DİPNOT

Önerilen İletiler

Evet sevgili inanan arkadaşlar...

Sizin ona inancınız tam biliyorum...

Amaaaaaa...

O size gerçekten inanıyormu peki...

Bunu bilebilirmisiniz...

Hissedebilir, algılayabilirmisiniz....

Bilemiyorum Aaaa bu soru karşısında biliyoruz tabiki biz ona biat ediyor ve inanıyoruz, hergün kendisine dua ediyor, onun farzı karşısında namaz kılıyoruz, oruç tutuyor, kurban kesiyor dediğinizi duyar gibiyim...

Peki büyük bir evren içerisinde sizin bunları yapmanız onun için ne anlam ifade edebileceği konusunda en ufak bir fikriniz varmı?....

Bence yok...

Neden..

Çünkü...

Siz sadece hayal ediyorsunuz, görmek istediğinizi, duymak istediğinizi ve kendini ona en yakın biri olabileceğinizi düşünüyorsunuz...

Peki öylemidir sizce...

İşte bütün mesele bu...

Siz ne kadar özelsiniz onun için...

Ne anlam ifade ediyorsunuz...

Çokmu önemliydiniz bu dünya için...

Ne kadar faydalı oldunuz günümüz insanlarına...

Neler ürettiğiniz ve geliştirdiniz onların acıları, kederleri ve dertleri için...

Evet ne...

Sadece biat ettiğiniz için ödüllendirmeyi düşünüyorsunuz öylemiii...

Bence hile yapıyorsunuz...

Haksızlık ediyorsunuz...

Çünkü sizden çok daha farklı inanca sahip olsa bile insanlığa kendini adıayrak onların rahat, huzurlu, mutlu ve sağlıklı olabilmesi çin yıllarını vermiş ve bunu gerçekleştirmiş binlerce insanlar var günümüzde....

Bizmi....

Yani sadece sıradan vatandaşlar....

Walla bilmiyorum...

Hatta bilmek bile istemiyorum.... :)

 

Saygılar...

DİPNOT...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir fıkra vardı hatırladığım kadarıyla aktarayım.

< Bir mühendis ,bir fizikçi ,bir matematikçi İsveçte trende seyahat ediyorlar.dışarıda benekli bir koyun görüyorlar.Mühendis atılıyor;

- İsveçteki koyunlar beneklidir.

Fizikçi hemen cevaben;

- Hayır,İsveçte en az bir tane benekli koyun vardır.

Matematikçi;

_ İsveçte en az bir tarafı benekli en azından bir tane koyun vardır. >

 

Tabi ki burada meslek grupları vs önemsiz bir nokta,önemli olan doğru tahlil için geniş açılı olaylara yaklaşmak gerektiğidir.

 

öncelikle anlaman etmen gereken iki kelimein anlam farkı var.Bilmek - inanmak

Bu ikisi aynı şeyler değildir.Mesela fıkradan örnek vereyim şahıslar koyunun bir tarafının benekli olduğunu biliyorlardır ama öteki yanının benekli olduğuna geçmiş deneyimleri dahilinde inanabilirler sadece (Öteki yanını görmedikleri taktirde tabi ki).

 

Ben Allah'ın varlığına inanıyorum, Allah ise benim varlığımı biliyor.

Hissedebilir algılayabilirmisin demişsin, bildiğini hissedebilir misin? olarak cevaplıyorum artık bu soruyu.

 

hissedebiliyor ,agılayabiliyor olsam ve ya olmasam ne ifade edecek.Hissetmekten algılamaktan kastın nedir?bunların benden isapatını isteyeceksin.Ne gibi bir ispatı kabul edeceksin peki.Ben sana diyecem ki geçen şööle şööle oldu hissettim, hemen ardından cevabı yapıştıracan saçmalama yaa, yok rüyadır yok sarhoşsundur vs vs.(Böyle demeyecekte olabilirsin ,ama bu tavır ve fikirde insanlar olacak ,bu düşünceyeistinadendir cevabım).Sorun kişinin kendine karlı bir sorgulamanın haricinde boşta kalıyor o yüzden.

 

"... biliyoruz tabiki biz ona biat ediyor ve inanıyoruz, hergün kendisine dua ediyor, onun farzı karşısında namaz kılıyoruz, oruç tutuyor, kurban kesiyor dediğinizi duyar gibiyim...

Peki büyük bir evren içerisinde sizin bunları yapmanız onun için ne anlam ifade edebileceği konusunda en ufak bir fikriniz varmı?...." Demişsin.

 

Tolstoy'un son dönemlerinde yazdığı bir hikaye kitabı var, "insan ne ile yaşar" diye. okumanı tavsiye ederim.sorunun cevabı insan sevgi ile yaşardır.İnsan sevmek için yaratılmıştır ,kulluk etmek için yaratılmıştır, kölelik etmek için değil. Bu tarz davranışların senin için boşta kalıyor , bir anlam taşımıyor olmasının nedeni bilgiyi tembelce edinmiş olmandır.Evet maalesef müslüman olduğunu söyleyen insanlar arasında da bu şekilde yanlış ve ya eksik bilgi edinmiş insanlar var.Farklı kaynaklardan araştırırsan (olumlu - olumsuz) kafanda ki soru işaretlerini daha rahat cevaplandırabileceksindir.Ama lütfen önce birisini taımak istiyorsan o kişiyi kendisinden tanı,sonra başkasına sor.Ve lütfen zekeriya beyaz vb. devlet memuru şahısları referans alma.

 

"Siz sadece hayal ediyorsunuz, görmek istediğinizi, duymak istediğinizi ve kendini ona en yakın biri olabileceğinizi düşünüyorsunuz...

Peki öylemidir sizce...

İşte bütün mesele bu...

Siz ne kadar özelsiniz onun için...

Ne anlam ifade ediyorsunuz...

Çokmu önemliydiniz bu dünya için..." Demişsin.

 

Burada bir bencillik beklentisi var.Allah'a en yakın olma ,O'nun için özel olma isteğimizin olduğunu sanıyorsun.Evet biz Allah'a yakın olmak,onun sevdiği bir kulu omak istiyoruz ama olduğumuz noktada yanlız biz olalım başkaları bizden aşağıda olsun gibi saçma,bencilce bir duyguya sahip değiliz.

 

"Ne kadar faydalı oldunuz günümüz insanlarına...

Neler ürettiğiniz ve geliştirdiniz onların acıları, kederleri ve dertleri için...

Evet ne...

Sadece biat ettiğiniz için ödüllendirmeyi düşünüyorsunuz öylemiii..."

 

Buradada suçlayıcı bir tavırla bizi önceki çnyargıların üzerinden sorgulamaya başlamışsın.

Faydadan kastın nedir?Onların kederleri için yenirakıyı ben bulmadım,ben üretmedim evet,evet evet gidip biraz keyiflensinler diye onlara cinsel muameledede bulunmadım,

ama onların acısı birazcık dinsin diye kendi konforundan, rahatından vazgeçen bi sürü insan gördüm, tanıyorum ,biliyorum ve daha nice müslümanın olduğuna da inanıyorum.Ayrıca merakta ediyorumsenin düşünce-dünya hayalin bu insanlara neler sunuyor-sunacak bunu gerçekten merak ediyorum ve sorgulamak istiyorum(Burada kesinlikle diğer ateistlerin düünceleri üzerinden değil senin söylediklern üzerinden önyargısızca davranmak istiyorum).

 

Emin ol ki gerçek bir iman seviyesine ulaşmış bir insan bir ödül peşinden koşmaz ,tek istediği Allah'ın rızası,sevgisidir , cennete ve ya cehenneme gitmenin peşinde değildir.

 

"Bence hile yapıyorsunuz...

Haksızlık ediyorsunuz...

Çünkü sizden çok daha farklı inanca sahip olsa bile insanlığa kendini adıayrak onların rahat, huzurlu, mutlu ve sağlıklı olabilmesi çin yıllarını vermiş ve bunu gerçekleştirmiş binlerce insanlar var günümüzde...."

 

evet dünyaya yararlı olan ve müslüman olmayan insanlar var,ama müslümanlar da var.Ve bir müslüman kalkıpta insanlara yaralı olacak birşeyi gizlemez,ha tabi sen müslümanlığı şekil üzerinden inceliyorsan , Kur'an ve sünnet üzerinden değilde ,kişilerin kendilerini tanımlamaları üzerinden inceliyorsan ne yapabiliriz.Arabistanda kuydan çıkardığı petrolü zevk ve sefası için harcıyan ,açlıktan ölenlere sırtını dönen insanları 5 vakit namaz kılıyo diye müslüman sayıp bizi bunla mı eleştiriyorsun.Ne yapalım sen namaz kılamazsın diyip o adama namaz kıldırmayalım mı?(elebetteki sadec bir örnek).

 

Ayrıyeten dünyaya yararlı olduğu noktasında insanları doğru derecelendirmek çok zordur.Mesela atom bombasını bulan adam doğru u yaptı yanlış mı yaptı , Radyo aktivite üzerine daha öncesinde keşifler yapanlara ne diyecez peki ,ha kişilerin niyetleri önemli tabii ki, o zaman Cauchy'yi bir araştır.Bir iki bilgi veriiim kendisi çok büyük bir matematikçidir,matematiğe ve bilime çok çok büyük katkıları olmuştur ama düşünceleri neymiş acaba bir araştırmalı, acaba dünya barışından yana mı yoksa çakal mı? İnsanları iyi ve kötü ,yararlı ve yararsız- zaralı olarak ayıramazsın neden mi çünkü görecelidir bunlar hep ,önce kuralları vs. belirlemelisin ondan sonra o kurala göre insanları, olayları vs. ele almalısın ki buradan çıkacak sonuçta o kuralların sonucudur.Benim için sokakta sevişmek yanlıştır, a kişisi için özgürlüktür.Benim için ve aynı a kişisi için sokağa tükürmek ,tuvaletini yapmak yanlıştır b kişisi için özgürlüktür. vs vs.

 

Bu yazıda hiç kimseyi yargılama amacı gütmemişimdir,karşıma şahısları değil düşünceleri almışımdır ,yararlı bir paylaşım olmuş olmasını temenni ederim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet sevgili inanan arkadaşlar...

Sizin ona inancınız tam biliyorum...

Amaaaaaa...

O size gerçekten inanıyormu peki...

Bunu bilebilirmisiniz...

Hissedebilir, algılayabilirmisiniz....

Bilemiyorum Aaaa bu soru karşısında biliyoruz tabiki biz ona biat ediyor ve inanıyoruz, hergün kendisine dua ediyor, onun farzı karşısında namaz kılıyoruz, oruç tutuyor, kurban kesiyor dediğinizi duyar gibiyim...

Peki büyük bir evren içerisinde sizin bunları yapmanız onun için ne anlam ifade edebileceği konusunda en ufak bir fikriniz varmı?....

Bence yok...

Neden..

Çünkü...

Siz sadece hayal ediyorsunuz, görmek istediğinizi, duymak istediğinizi ve kendini ona en yakın biri olabileceğinizi düşünüyorsunuz...

Peki öylemidir sizce...

İşte bütün mesele bu...

Siz ne kadar özelsiniz onun için...

Ne anlam ifade ediyorsunuz...

Çokmu önemliydiniz bu dünya için...

Ne kadar faydalı oldunuz günümüz insanlarına...

Neler ürettiğiniz ve geliştirdiniz onların acıları, kederleri ve dertleri için...

Evet ne...

Sadece biat ettiğiniz için ödüllendirmeyi düşünüyorsunuz öylemiii...

Bence hile yapıyorsunuz...

Haksızlık ediyorsunuz...

Çünkü sizden çok daha farklı inanca sahip olsa bile insanlığa kendini adıayrak onların rahat, huzurlu, mutlu ve sağlıklı olabilmesi çin yıllarını vermiş ve bunu gerçekleştirmiş binlerce insanlar var günümüzde....

Bizmi....

Yani sadece sıradan vatandaşlar....

Walla bilmiyorum...

Hatta bilmek bile istemiyorum.... :)

 

Saygılar...

DİPNOT...

[002.186] [DI] Kullarım sana Beni sorarlarsa, bilsinler ki Ben, şüphesiz onlara yakınım. Benden isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip Bana inansınlar ki doğru yolda yürüyenlerden olsunlar.

[010.012] [DI] İnsana bir darlık gelince, yan yatarken, oturur veya ayakta iken bize yalvarıp yakarır; biz darlığını giderince, başına gelen darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamışa döner. İşlerinde tutumsuz olanlara, yaptıkları böylece güzel görünür.

[017.011] [DI] İnsan iyiliğin gelmesine dua ettiği gibi, kötülüğün gelmesine de dua eder. Esasen insanoğlu acelecidir.

 

[017.012] [DI] Gece ve gündüzü varlığımıza birer delil kıldık. Bir delil olan geceyi kaldırıp yine bir delil olan gündüzü Rabbinizin bol nimetini aramanız, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aydınlık kıldık. Her şeyi uzun uzadıya açıkladık.

[018.028] [DI] Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek gözlerini o kimselerden ayırma. Bizi anmasını kendisine unutturduğumuz ve işinde aşırı giderek hevesine uyan kimseye uyma.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgilşi evren

 

birde ahzab 50 51 52 auyetleri yazsanız

 

onlardanda bilgilenelim değilmi?

 

 

Olur yazalim kafaniza omu takilmisti, ama katlana bilirmisin bilmiyorum ben tum sureyi alintilayacagim,

adminler den istirhamim, suredeki sozlerin bana ait olmadigini bilmeleridir.

Ahzab Suresi.

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…

 

1. Ey Peygamber! Allah’tan kork ve küfre batmışlarla münafıklara boyun eğme. Kuşkusuz, Allah Alim, ve Hakim’dir.

 

2. Rabbinden sana vahyedilene uy. Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.

 

3. Allah’a dayanıp güven. Vekil olarak Allah yeter.

 

4. Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır, evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmamıştır. Bu konularda söylediğiniz sözler, ağızlarınızın bir lakırdısıdır. Allah, hakkı söyler ve O, gerçek yola kılavuzlar.

 

5. Evlatlıklarınızı öz babalarına nispet ederek çağırın. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha uygundur. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o taktirde onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak işlediğiniz şeyde, üzerinize günah yoktur; fakat kalplerinizin kastetmiş oldukları müstesna. Ve Allah Gafur ve Rahim’dir.

 

6. O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah’ın Kitabı’nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap’ta satırlara geçirilmiştir.

 

7. Biz, peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık;

 

8. Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan doğruluklarını sorsun. Küfre batmışlara ise korkunç bir azap hazırlanmıştır.

 

9. Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani, üstünüze ordular gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular salmıştık. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.

 

10. Hani onlar, üst yanınızdan, alt tarafınızdan size saldırmışlardı da gözler kaymış, yürekler gırtlaklara ulaşmıştı. Allah hakkında türlü zanlarda bulunuyordunuz.

 

11. İşte orada müminler belaya uğratılarak imtihan edilmişler ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsılmışlardı.

 

12. Münafıklarla, kalplerinde maraz olanlar şöyle diyorlardı: “Allah ve resulü bize, bir aldanıştan başka birşey vaat etmemiş.”

 

13. Hani onlardan bir grup şöyle demişti: “Ey Yesrib halkı, duracak yeriniz yok, hemen geri dönün.” İçlerinden bir grup da şöyle diyerek Peygamber’den izin istiyordu: “İnan olsun, evlerimiz açık.” Oysa ki evleri açık değildi; sadece kaçmak istiyorlardı.

 

14. Eğer Medine’nin her yanından üzerlerine gelinseydi de onlardan kent içinde fitne çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o konuda fazla gecikmezlerdi.

 

15. Andolsun ki, onlar daha önce, geri dönüp kaçmayacaklarına ilişkin Allah’a söz vermişlerdi. Ve Allah’a verilen söz sorumluluk gerektirirdi.

 

16. De ki: “Eğer ölümden yahut öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size hiçbir yarar sağlamaz. Böyle bir durumda sadece azıcık / az bir süre nimetlendirilirsiniz.”

 

17. De ki: “Allah size bir kötülük murat eder yahut bir rahmet dilerse, Allah’la aranıza kim girebilir?” Onlar kendileri için, Allah’tan başka ne bir dost bulabilirler ne de bir yardımcı.

 

18. Allah, içinizden hem tembellik edip hem de başkalarını geri bırakanları ve kardeşlerine, “hadi bize gelin” diyenleri biliyor. Zaten onlar savaşa / zora çok az gelirler.

 

19. Size karşı cimrilik / kıskançlık ederler. Korku geldiğinde onların, gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Ölümden üzerine baygınlık çökmüş biri gibidirler. Bunlar iman etmemişlerdir. Bu yüzden de Allah, amellerini boşa çıkarmıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır.

 

20. Düşman hiziplerin gitmediğini sanıyorlar. Düşman hizipler gelecek olsalar, bunlar isterler ki, Bedevi Araplar için de bulunsunlar da sizinle ilgili haberleri sorsunlar. Şayet içinizde bulunsalardı, pek azı müstesna, savaşmayacaklardı.

 

21. Andolsun, Allah resulünde sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenlere Allah’ı çok ananlara güzel bir örnek vardır.

 

22. Müminler, düşman hizipleri gördüklerinde şöyle demişlerdir: “Allah’ın ve resulünün bize vaat ettiği işte budur. Ve Allah da resulü de doğru sözlüdür.” Bu onların sadece iman ve teslimiyetlerini artırdı.

 

23. İnananlardan öyle erler vardır ki, Allah’a verdikleri sözde sadakatle dururlar. Onlardan bazısı aldığını yerine getirdi, bazısı da bekliyor. Sözlerini asla değiştirmediler.

 

24. Çünkü Allah, doğru sözlülere doğruluklarının karşılığını verecek. İkiyüzlülere de dilerse azap edecek. Belki de onlara tövbe nasip edecek. Allah Gafur’dur, Rahim’dir.

 

25. Allah, küfre sapanları öfkeleriyle yüz geri etti; hiçbir hayra ulaşamadılar. Allah, çarpışma sırasında müminler için yeterli oldu. Allah Kavi’dir, Aziz’dir.

 

26. Allah, Ehlikitap’tan onlara arka çıkanları, kulelerinden / kalelerinden indirdi, kalplerine korku saldı: Bir grubunu öldürüyordunuz, bir grubunu da esir ediyordunuz.

 

27. Sizi onların yerlerine yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız bir toprağa mirasçı kıldı. Allah’ın herşeye gücü yeter.

 

28. Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: “Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım.”

 

29. “Yok eğer Allah’ı resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize büyük bir ödül hazırlamıştır.”

 

30. Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık / kanıtlanmış bir edepsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına çıkarılır. Ve bu, Allah için çok kolaydır.

 

31. Sizden kim, Allah’a ve resulüne itaat eder, iyilik yaparsa, ona da ücretini iki kat olarak veririz. Kendisi için bol ve bereketli bir rızık da hazırlamışızdır.

 

32. Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.

 

33. Evlerinizde oturun. İlk cahiliye yürüyüşü gibi kendinizi teşhir ederek yürümeyin. Namazı kılın, zekatı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri / lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor.

 

34. Evlerinizde Allah’ın ayetlerinden ve hikmetten okunanları, hatırlayın. Kuşkusuz Allah Latif’tir, Habir’dir.

 

35. Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler, Allah’ı çok anan kadınlar.

 

36. Allah ve resulü bir işe hüküm verdiklerinde, inanmış bir erkekle inanmış bir kadının, işlerini kendi isteklerine göre belirleme hakları yoktur. Allah’a ve resulüne isyan eden, açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir.

 

37. Hani sen Allah’ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye “eşini yanında tut, Allah’tan kork!” diyordun ama, Allah’ın açıklayacağı birşeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysa ki kendisinden korkmana Allah daha layıktır. Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikahladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah’ın emri yerine getirilmiştir.

 

38. Allah’ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah’ın yolu-yasası buydu. Allah’ın emri, belirlenmiş bir ölçüdür.

 

39. Onlar ki Allah’ın mesajlarını tebliğ edip O’ndan korkarlar, Allah’tan gayrı hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak Allah yeter.

 

40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah’ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah herşeyi gereğince biliyor.

 

41. Ey iman edenler! Allah’ı çok anın.

 

42. O’nu sabah-akşam tespih edin.

 

43. O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye üzerinize rahmet gönderiyor; melekleri de sizin için af diliyor. Zaten O, insanlara karşı çok merhametlidir.

 

44. Kendisine kavuştukları gün onların esenlik dilekleri şöyledir: “Selam!” O, onlar için seçkin ve bereketli bir ödül hazırlamıştır.

 

45. Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

 

46. Ve Allah’ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak…

 

47. Ve muştula insanlara: Kendilerine Allah’tan büyük bir lütuf vardır.

 

48. İnkarcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

 

49. Ey iman edenler! Mümin kadınları nikahlayıp da kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir iddet boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın.

 

50. Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber’e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu… Allah Gafur’dur, Rahim’dir.

 

51. Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına almanda da bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında, tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinde hepsinin hoşnut olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah Alim’dir, Halim’dir.

 

52. Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz. Bunları, başka eşlerle değiştirmek de –onların güzellikleri hoşuna gitse bile- helal olmaz. Elinin sahip olabilecekleri / cariyeler müstesna. Allah herşey üzerinde bir Rakib’dir, herşeyi gözetlemektedir.

 

53. Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber’in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber’i rahatsız eder. Fakat o size birşey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber’in eşlerinden birşey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz için hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah’ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikahlanmanız size helal kılınmamıştır. Böyle birşey Allah katında büyük bir vebaldir.

 

54. Siz birşeyi açıklasanız da gizleseniz de Allah bunların tümünü bilmektedir.

 

55. Peygamber’in hanımlarına, babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, hizmetlerindeki kadınlar ve cariyelerinden ötürü hiçbir günah yoktur. Allah’tan korkun, ey Peygamber hanımları! Kuşkusuz, Allah herşeye tanıklık etmektedir.

 

56. Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber’e salat ederler / onun şanını yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona salat edip içtenlikle selam verin.

 

57. Allah’ı ve resulünü incitenleri Allah dünyada da ahirette de lanetlemiştir. Onlar için, alçaltıcı bir azap da hazırlamıştır.

 

58. Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.

 

59. Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Tanınıp inciltilmemeleri için bu çok daha uygun bir yoldur. Allah Gafur’dur, Rahim’dir.

 

60. İki yüzlüler, kalplerinde maraz bulunanlar, şehirde çirkin haberler yayanlar, bu yaptıklarına son vermezlerse, seni onların üzerine gitmeye elbette teşvik edeceğiz. Bundan sonra onlar, orada senin yakınında, çok az kalabilirler.

 

61. Lanetlenmiş hale gelirler. Rastlandıkları yerde enselenir, öldürülür de öldürülürler.

 

62. Bu Allah’ın daha önce gelip geçmişlerde işleyen tavrı-tarzıdır. Allah’ın tavrında herhangi bir değişiklik asla bulamazsın.

 

63. İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: “Ona ilişkin bilgi Allah katındadır.” Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!

 

64. Hiç kuşkusuz, Allah inkarcıları lanetlemiş ve onlar için çılgın bir ateş hazırlamıştır.

 

65. Sonsuza dek kalacaklardır onun içinde. Ne bir dost bulacaklar ne bir yardımcı.

 

66. Gün olur, yüzleri ateşin içinde evrilip çevrilir de şöyle derler: “Vay başımıza! Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik.”

 

67. Ve derler ki: “Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.”

 

68. “Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle.”

 

69. Ey iman edenler! Musa’ya eziyet edenler gibi olmayın. Allah, Musa’yı onların dediğinden uzak tutmuştur. O, Allah katında olumlu, itibarlı bir kul idi.

 

70. Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sağlam söz söyleyin.

 

71. Ki Allah, amellerinizi iyiik barışa yarayışlı kılsın, günahlarınızı affetsin. Allah’a ve O’nun resulüne itaat eden, büyük bir başarıyı elde etmiştir.

 

72. Biz emaneti göklere, yere, dağlara sunduk da onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi.

 

73. Bunun böyle olması, Allah’ın; ikiyüzlü erkeklerle, ikiyüzlü kadınlara, şirke sapmış erkeklerle şirke sapmış kadınlara azap etmesi, mümin erkeklerle mümin kadınların tövbelerini kabul etmesi içindir. Allah Gafur’dur, Rahim’dir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili evren

 

sadece 50 51 ve 52 ayetleri yazsaydınız olurdu

 

ben aktarayım

 

buyurun

 

 

 

50. Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar,(cariye yani dişi köleler) amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber’e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu… Allah Gafur’dur, Rahim’dir.

 

51. Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına almanda da bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında, tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinde hepsinin hoşnut olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah Alim’dir, Halim’dir.

 

52. Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz. Bunları, başka eşlerle değiştirmek de –onların güzellikleri hoşuna gitse bile- helal olmaz. Elinin sahip olabilecekleri / cariyeler müstesna. Allah herşey üzerinde bir Rakib’dir, herşeyi gözetlemektedir.

 

sevgili evren

 

şimdi beyin jimnastiği yapalım

 

bu ayetlerin neden geldiğini bilmektemisiniz?

 

biliyorsanız yazın bilmiyorsanız ben yazayım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili evren

 

sadece 50 51 ve 52 ayetleri yazsaydınız olurdu

 

ben aktarayım

 

buyurun

 

 

 

50. Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar,(cariye yani dişi köleler) amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber’e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu… Allah Gafur’dur, Rahim’dir.

 

51. Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına almanda da bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında, tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinde hepsinin hoşnut olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah Alim’dir, Halim’dir.

 

52. Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz. Bunları, başka eşlerle değiştirmek de –onların güzellikleri hoşuna gitse bile- helal olmaz. Elinin sahip olabilecekleri / cariyeler müstesna. Allah herşey üzerinde bir Rakib’dir, herşeyi gözetlemektedir.

 

sevgili evren

 

şimdi beyin jimnastiği yapalım

 

bu ayetlerin neden geldiğini bilmektemisiniz?

 

biliyorsanız yazın bilmiyorsanız ben yazayım

"Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit,Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.

 

( Bakara: 222)

 

 

Kadınlarınız sizin için bir tarladır.Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!

 

( Bakara: 223 )

 

hem emrettiği yerden yaklaş hem de nasıl dilersen öyle yaklaş???

 

arka arkaya gelen bu ayetler çelişki arz etmiyor MU?

 

dogru ıfade etmıs ama yanlıs anlamıssınız.

tarla benzetmesı yapılmak suretı ıle neslın devamının saglanabılecegı yer ısaret edılmıs Allah'ın sıze emrettıgı yerden onlara yaklasın dıyede net bı sekılde acıklanmıs.

bu acıklamadan sonrakı nasıl dılersenız varın ıfadesıne dıkkat edılmesı gerekıyor.

nasıl dılersenız dıyor nerden dılersenız degıl

 

 

Allah kelamını tahlıl edebılmek ıcın sadece bır konuda ıhtısas sahıbı olmak kıfayet etmez.

 

vakıf olmanız gereken asgarı ılımler vardır.

 

 

Tefsir, beyân etmek ve keşf etmek demektir; bildirmek ve açıklamaktır (Bkz. Tefsir). Kurân-ı kerîmin mânâsını anlayap, beyân eden, açıklayan din âlimine “müfessir” (tefsir âlimi) denir. Müfessir denilen din âlimi, Kurân-ı kerîmin tercümesini yapan, tefsir kitabı yazan demek değildir. Müfessir, kelâm-ı ilâhîden, murâd-ı ilâhîyi anlayandır. Yâni Allahü teâlânın sözünden, muradının maksadının ne demek olduğunu anlayıp açıklayandır.

Müfessir olabilmek için yirmi ana ilmi iyi öğrenmek lâzımdır. Bunların sekizi yüksek din ilimleridir ki, bunlar; tefsir, kelâm ve usûl-i kelâm, hadis, usûl-i hadis, fıkıh, usûl-i fıkıh, tasavvuf yâni ahlâk ilimleridir. Bu sekiz yüksek din bilgisini öğrenebilmek için lâzım olan âlet ilimleri on ikidir. Bunlar; sarf, iştikâk, nahv, kitâbet, iştikâk-ı kebîr, lügat, metn-i lügat, beyân, meânî, bedî, belâgat ve inşâ ilimleridir ki bunları bılıyor olmak bıle muradı ılahıye ulasmamıza yetmeyebılıyor.

 

sız ıse sırf cımnastık yaparak meydan okuyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba kafadengi muhterem

 

"Kadınlarınız sizin için bir tarladır.Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!

 

( Bakara: 223 )"

 

aytini yazmış ve asıl nuzul sebebini atlamışsınız

 

ben müslümanken bir büyük abimiz bize bu ayeti getirdi ve aynen şunu söyledi

 

allah bizi ***** olmak içinmi yarattı bu nasıl ayet ben şimdi eşime makadındanmı yaklaşayım dedi ve sustu.

 

ayetin nuzul sebebini bilmediğinden haliyle kızmıştı

 

nuzul sebebi şu idi.

 

iki farklı rivayet var

 

1-ömer bir gün muhammede geldi ve ey elçi günah işledim dedi

 

elçi ne oldu ömer deyince ömer

 

ömer bineğime akşam ters bindim(normal vajinal ilişki lakin arkadan yani lutilik değil)

 

akabinde bu ayet indi.

 

2-rivayet

 

sahabeden bir hanım elçiye geldi ve kocasını şikayet etti

 

elçi hanımı dinledi hanımın sıkıntısı şu idi

 

kocası arkadan fakat vajinal ilişki istemiş fakat yahudilerden etkilenen kadın(yahudilerde arkadan vajinaya yapılan ilişkiden doğacak çocuk ŞAŞI olur inancı mevcuddur) çocuğu olurda şaşı olur korkusu ile buna asla izin vermemiş ve kocası ile tartışmıştır.

 

işte elçiye yapılan bu itiraz sonucunda bu ayet nazil olmuştur.

 

islamda inanç budur.

 

 

bizim alıntıladığımız ahzab suresi 50 51 52 ayetlerde ise sadece kadını bir savaş malı gibi gören bir inançtan bahsetmekteyiz.

 

siyak ve sibaka itina ederek açıklama yapmaktayız.

 

yani ayetleri pasajındaki anlamlarından tamamlayıcı unsurundan koparmadan yazmaktayız.

 

en basit tabiri ile

 

neden islamda allah veya elçi yani muhammed cariyeliği kaldırmamıştır aksine meşrulaştırmıştır.

 

hatta savaş ganimeti (mal)olarak bir kurumsal yapı oluşturmuştur.

 

bana günün şartları öyle idi derseniz o zaman kuran isimli kitap evrensel değil yöresel ve dönemseldir.

 

keza günün şartlarında oluşan bu çirkin yapı (kölelil ve cariyelik)neden güzellikler dini islam ile son bulmamıştır?

 

veya buldurulamamıştır?

 

sadece bunu cevablarsanız memnun olurum

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

devam edelim

 

Allah kelamını tahlıl edebılmek ıcın sadece bır konuda ıhtısas sahıbı olmak kıfayet etmez.

 

vakıf olmanız gereken asgarı ılımler vardır.

 

 

Tefsir, beyân etmek ve keşf etmek demektir; bildirmek ve açıklamaktır (Bkz. Tefsir). Kurân-ı kerîmin mânâsını anlayap, beyân eden, açıklayan din âlimine “müfessir” (tefsir âlimi) denir. Müfessir denilen din âlimi, Kurân-ı kerîmin tercümesini yapan, tefsir kitabı yazan demek değildir. Müfessir, kelâm-ı ilâhîden, murâd-ı ilâhîyi anlayandır. Yâni Allahü teâlânın sözünden, muradının maksadının ne demek olduğunu anlayıp açıklayandır.

Müfessir olabilmek için yirmi ana ilmi iyi öğrenmek lâzımdır. Bunların sekizi yüksek din ilimleridir ki, bunlar; tefsir, kelâm ve usûl-i kelâm, hadis, usûl-i hadis, fıkıh, usûl-i fıkıh, tasavvuf yâni ahlâk ilimleridir. Bu sekiz yüksek din bilgisini öğrenebilmek için lâzım olan âlet ilimleri on ikidir. Bunlar; sarf, iştikâk, nahv, kitâbet, iştikâk-ı kebîr, lügat, metn-i lügat, beyân, meânî, bedî, belâgat ve inşâ ilimleridir ki bunları bılıyor olmak bıle muradı ılahıye ulasmamıza yetmeyebılıyor.

 

bunlar kuranı anlamak isteyen normal müslümanların önüne okumamalrı için bilerek çıkarılmış engellerdir

 

oysa kuran ap açık ve kolay bir kitap olduğunu yazmakta

 

 

keza burada bir yaman çelişki var

 

1-kuran ap açık kolay anlaşılsın diye arapça indirildi

 

2-bu kitap muhkem(manası açık) ayetler gibi müteşabih(manası gizli mesela rahman arşa yerleşti gibi)ayetleride barındırmaktadır

 

kalplerinde eğrilik olanlar müteşabih ayetleriş okur eğer bükerler.

 

 

şimdi soru

 

bir ayette ap açık kolay arabça ile gelen bir kitep

 

diğer ayette ise hayır bir kısmı anlaşılır (muhkem)diğeri anlaşılmaz denen bir kitap

 

anlaşılmazı (müteşabih)araştıranlar ise (bu tabiidir bilinmeyen bilinmeye muhtaçtır) kalplerinde eğrilik olanlardır yani sapıklardır

 

şimdi allah isimli varlık hangi psikoloji ile bunu kaleme almıştır

 

neden karar verememiştir saklanan nedir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Kadınlarınız sizin için bir tarladır.Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!

 

hepımızın basına gelır bazen, elımızdekı kalemı, gozumuzdekı gozlugu, basımızdakı sapkayı ararız. ve hatta bazen imkan dahılınde olmadıgını sandıgımız ve uzun zaman muracaat etmedıgımız ıslerın ne kadar kolay oldugunu denedıkten sonra anlarız. yada orda degıldır bakmama gerek yok dedıgımız seyler o bakmaya gerek yok dedıgımız yerden cıkar.

sımdı; ınsan nefsı bazen kor eder ınsanı. gozunun onudedır hatta ıcıne sokarlar ama gormez ınsan.

 

tıpkı yukardakı ayette gecen ''nasıl'' ıfadesını ''nerden'' dıye algılayıp butun kurguyu ona gore bına ederek

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kadınlarınız sizin için bir tarladır.

 

Ne demek aceba tarla. Kadını bir meta ya , bir eşyaya denk görmek. Ve SİZ lerin demek. Erkeklere özel servis.. SİZ lerin..

 

Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın.

 

Ayetteki mana , önden , yandan , arkadan ....

 

Cinsel birleşme yöntemi hakkında TANRI insana yol gösteriyor. İzin veriyor. Girmedik bir yatak odası kalmıştı...

 

 

Kendiniz için önceden hazırlık yapın.

 

Ne tür bir hazırlık. KENDİNİZ ... Yani ERKEK ler. Siz hazırlık yapın. Ama kadın naapsın. Söylememiş...

 

Nedir bu hazırlık. Bir ekipman falan mı.. Bu gün kullanılanlara benzer...

 

Allah'tan korkun,

 

Korkuyu unutmayın.. Bu duyguyu severim. Her zamanda hatırlartırım mı demiş. Niye burada koyuvermiş hemen.

 

Neden korkacakmışız ki. Konu eşimizle cinsel ilişki. Bunu yaparken neden Allahtan korkalım.

 

biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız.

 

Orası şüpheli...

 

Müminleri müjdele!

 

Bakın size eşlerinize nerden nasıl yaklaşacağınıza kadar açıkladık.

 

Bu müjdeyi de iletmeyi unutma...

 

 

 

Ve yatak odası ile uğraşan bir İlah , 4 işlemde sınıfta kaldı. Matematik hayası yaptı.

 

Bunu akıl mantık kabul eder mi.

 

Bu ilah aynı zamanda yüksek matematik hesaplarına dayanan , evreni yönetme işini de hatasız yapıyor olsun . :unsure:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

------Kadınlarınız sizin için bir tarladır

 

Ne demek aceba tarla. Kadını bir meta ya , bir eşyaya denk görmek. Ve SİZ lerin demek. Erkeklere özel servis.. SİZ lerin..

 

ısmı lazım dııl bu baslıkta yazan bı arkadas bır meta bır esyaya bıle denk gormemıstı. yatakta bır 18lık olsa bırıde golfe cagırsa ben golf tercıh ederım dıyerek kadını yuceltmıstı!!!!.

sahı bu bır tercıhtır, kısı golfu daha cok sevebılır. yanlız kadını tasvır ettıgı yere (yatak) bakılırsa baska herhangı bır ıslevıne onem verıp vermedıgıne daır hıcbır fıkır edınemıyoruz kadına daır!.

edınıyoruzda edınemıyoruz.

 

hatta 18'lık demesınden anlıyoruzkı daha yaslılarının hıcbır degerı yok.

 

sıstemlı bır sekılde ıslama saldırmayı bırakın, ınanmayın bu sızın tercıhınız yada ınanma kelımesınıde yanlıs bulabıulırsınız yok deyın ama her fırsatta ıstıhza etmeyın, ıftıra etmeyın hakaret etmeyın. kımseyı tahrık etmeyın

 

--------Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın.

 

Ayetteki mana , önden , yandan , arkadan ....

 

ıkı kapısı olan bı evınız olsa ve bırısı ''evınıze nerden gırıyorsunuz'' dese on kapıdan yada arka kapıdan dıyebılırsınız ancak ''nasıl gırıyorsunuz derse'' yuruyerek, emekleyerek kosarak vs cevaplarını verebılırsınız ancak.

 

yada, evınıze gelen mısafıre nerden gelıyorsunuz dersenız evden, ısten, okuldan cevabı alırsınız ama nasıl geldın dıye sorarsanız servıse bındım, taksıyle geldım vs cevapları gelır.

 

nerden geldıgını nasıl yaratıldıgını ınkar edınce ınsan kavramları bıle ınkar etmenın telasınamı dusuyor ne?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

------Kadınlarınız sizin için bir tarladır

 

Ne demek aceba tarla. Kadını bir meta ya , bir eşyaya denk görmek. Ve SİZ lerin demek. Erkeklere özel servis.. SİZ lerin..

 

ısmı lazım dııl bu baslıkta yazan bı arkadas bır meta bır esyaya bıle denk gormemıstı. yatakta bır 18lık olsa bırıde golfe cagırsa ben golf tercıh ederım dıyerek kadını yuceltmıstı!!!!.

sahı bu bır tercıhtır, kısı golfu daha cok sevebılır. yanlız kadını tasvır ettıgı yere (yatak) bakılırsa baska herhangı bır ıslevıne onem verıp vermedıgıne daır hıcbır fıkır edınemıyoruz kadına daır!.

edınıyoruzda edınemıyoruz.

 

hatta 18'lık demesınden anlıyoruzkı daha yaslılarının hıcbır degerı yok.

 

sıstemlı bır sekılde ıslama saldırmayı bırakın, ınanmayın bu sızın tercıhınız yada ınanma kelımesınıde yanlıs bulabıulırsınız yok deyın ama her fırsatta ıstıhza etmeyın, ıftıra etmeyın hakaret etmeyın. kımseyı tahrık etmeyın

 

--------Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın.

 

Ayetteki mana , önden , yandan , arkadan ....

 

ıkı kapısı olan bı evınız olsa ve bırısı ''evınıze nerden gırıyorsunuz'' dese on kapıdan yada arka kapıdan dıyebılırsınız ancak ''nasıl gırıyorsunuz derse'' yuruyerek, emekleyerek kosarak vs cevaplarını verebılırsınız ancak.

 

yada, evınıze gelen mısafıre nerden gelıyorsunuz dersenız evden, ısten, okuldan cevabı alırsınız ama nasıl geldın dıye sorarsanız servıse bındım, taksıyle geldım vs cevapları gelır.

 

nerden geldıgını nasıl yaratıldıgını ınkar edınce ınsan kavramları bıle ınkar etmenın telasınamı dusuyor ne?

Şimdi sana desemki kadını yatak eşyası gibi gördüğümüzü ıspatla ne diyeceksin? Benim bir tanıdığım ateist var o öyle görüyor hergün başka kadınla falanda filan. Ben sana müslümanların yaptıklarını faturalandırmıyorsam sende bize böyle asılsız faturalar kesemezsin kardeşim. Kadını değişik şekillerde görmek kişinin kendisini bağlar. Ancak kadını tarla olarak bizlere tanıtmak doğruca tanrınızın kendisini bağlıyor. Aradaki farkı umarım anlamışsındır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit,Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.

 

( Bakara: 222)

 

 

Kadınlarınız sizin için bir tarladır.Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!

 

( Bakara: 223 )

 

hem emrettiği yerden yaklaş hem de nasıl dilersen öyle yaklaş???

 

arka arkaya gelen bu ayetler çelişki arz etmiyor MU?

 

dogru ıfade etmıs ama yanlıs anlamıssınız.

tarla benzetmesı yapılmak suretı ıle neslın devamının saglanabılecegı yer ısaret edılmıs Allah'ın sıze emrettıgı yerden onlara yaklasın dıyede net bı sekılde acıklanmıs.

bu acıklamadan sonrakı nasıl dılersenız varın ıfadesıne dıkkat edılmesı gerekıyor.

nasıl dılersenız dıyor nerden dılersenız degıl

 

 

Allah kelamını tahlıl edebılmek ıcın sadece bır konuda ıhtısas sahıbı olmak kıfayet etmez.

 

vakıf olmanız gereken asgarı ılımler vardır.

 

 

Tefsir, beyân etmek ve keşf etmek demektir; bildirmek ve açıklamaktır (Bkz. Tefsir). Kurân-ı kerîmin mânâsını anlayap, beyân eden, açıklayan din âlimine ?müfessir? (tefsir âlimi) denir. Müfessir denilen din âlimi, Kurân-ı kerîmin tercümesini yapan, tefsir kitabı yazan demek değildir. Müfessir, kelâm-ı ilâhîden, murâd-ı ilâhîyi anlayandır. Yâni Allahü teâlânın sözünden, muradının maksadının ne demek olduğunu anlayıp açıklayandır.

Müfessir olabilmek için yirmi ana ilmi iyi öğrenmek lâzımdır. Bunların sekizi yüksek din ilimleridir ki, bunlar; tefsir, kelâm ve usûl-i kelâm, hadis, usûl-i hadis, fıkıh, usûl-i fıkıh, tasavvuf yâni ahlâk ilimleridir. Bu sekiz yüksek din bilgisini öğrenebilmek için lâzım olan âlet ilimleri on ikidir. Bunlar; sarf, iştikâk, nahv, kitâbet, iştikâk-ı kebîr, lügat, metn-i lügat, beyân, meânî, bedî, belâgat ve inşâ ilimleridir ki bunları bılıyor olmak bıle muradı ılahıye ulasmamıza yetmeyebılıyor.

 

sız ıse sırf cımnastık yaparak meydan okuyorsunuz.

 

Bu iletiye benden alıntı yapılarak konulmuş ayetler bunu ben yazmıştım

 

Sn Kafadengi hadi bu ayetlerin savunulur bir tarafı var (çelişkili olmadığı konusunda yoksa kadına yaklaşım ya da içerik anlamında değil) sana hakvermiyor değilim

 

Ama o kadar çok çelişkili ayetler varki (arkadaşlar 10 larcasını yazdılar)

 

hele miras paylaşımı olayı; evlereşenlik

 

tek başına bile Allah ı inkara götürür (yazımda hata yoksa)

 

Bunlarda bir tarafa İslam araplar içindir kabile dinidir evrensel hiç bir yanı yok

 

Günümüzde ise zarardan başka bir şeye hizmet etmiyor

 

Biraz sert oldu ama öyle...

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

------Kadınlarınız sizin için bir tarladır

 

Ne demek aceba tarla. Kadını bir meta ya , bir eşyaya denk görmek. Ve SİZ lerin demek. Erkeklere özel servis.. SİZ lerin..

 

ısmı lazım dııl bu baslıkta yazan bı arkadas

 

 

Sana cevap yok hoca.

 

Varda yok.

 

Anlamış sındır umarım.

 

Gerçi Sn Gecekuşu nun akıl dolu yazısından sonra , anlayacağınızı düşünmüştüm ama , bir kere daha yanılmışım hakkınızda.

 

Size hayatta başarılar dostum.

 

*********

 

İslam alemine faydan olur.

 

Belki çözersin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir fıkra vardı hatırladığım kadarıyla aktarayım.

< Bir mühendis ,bir fizikçi ,bir matematikçi İsveçte trende seyahat ediyorlar.dışarıda benekli bir koyun görüyorlar.Mühendis atılıyor;

- İsveçteki koyunlar beneklidir.

Fizikçi hemen cevaben;

- Hayır,İsveçte en az bir tane benekli koyun vardır.

Matematikçi;

_ İsveçte en az bir tarafı benekli en azından bir tane koyun vardır. >

 

Tabi ki burada meslek grupları vs önemsiz bir nokta,önemli olan doğru tahlil için geniş açılı olaylara yaklaşmak gerektiğidir.

 

O zaman bir fıkrada benden sevgili Charriere...

 

Adı: tanrı nerede...

Bir kasabada, son derece haylaz iki çocuk varmış.

Akla gelebilecek her türlü yaramazlığı yaparlarmış.

Komşular da sık sık gelip, babalarına şikayet edermiş bunları.

Baba bir gün dayanamamış, çocukları kasabanın rahibine götürüp, yardımını istemiş.

Rahip “Sen git, ben onlarla konuşurum” demiş.

Ardından, dışarıda bekleyen çocuklardan büyük olanı yanına çağırıp, sormuş

-“Söyle bakalım, Tanrı nerede?”

-Ses yok.

Bir daha sormuş,

yine ses yok.

Rahip dayanamamış ve kızgın bir şekilde

-“Evladım, sana soruyorum. Tanrı nerede?” diye bağırmış.

Çocuk, korkmuş ve ani bir hareketle açık kapıdan fırlamış.

Dışarıda bekleyen kardeşini de yanına alarak, koşa koşa eve gelmişler.

Odalarına çıkıp, kapıyı da arkadan kilitlediğinde, kardeşi sormuş;

-“Ne oldu?”

Abisi, nefes nefese yanıt vermiş;

-“Sorma, bu kez olay ciddi.

Tanrı kaybolmuş, bizden biliyorlar!” :lol::lol:

....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

keza burada bir yaman çelişki var

 

1-kuran ap açık kolay anlaşılsın diye arapça indirildi

 

2-bu kitap muhkem(manası açık) ayetler gibi müteşabih(manası gizli mesela rahman arşa yerleşti gibi)ayetleride barındırmaktadır

 

kalplerinde eğrilik olanlar müteşabih ayetleriş okur eğer bükerler.

 

 

şimdi soru

 

bir ayette ap açık kolay arabça ile gelen bir kitep

 

diğer ayette ise hayır bir kısmı anlaşılır (muhkem)diğeri anlaşılmaz denen bir kitap

İyi de ,aynı anda her iki zıt durum yaşanıyor, bunun nesi çelişki... Yani kimi için Kuran açık ve net bir Kitap(kendimi kasdetmiyorum,Rabbim ilim nasip etsin) , kimileri için ise anlaşılmaz ve zor.. Aynı anda aynı iki durum yaşanıyor. Yani kimi okuyor imanı artıyor, kimi okudukça dinden çıkıyor, bir ayette okudukça imanın artacak,diğerinde okudukça küfrü artacak denilirse ,neden çelişki sayılıyor ki bu, ikiside doğru aslında...Kuran da her zaman doğruyu söyler :)

 

Tarla mevzusuna gelince, siz erkekler, kadına davranışlarınız konusunda, neyi ekerseniz onu biçersiniz, diğer Kitaplarımızı da okuyunca daha net oturtursunuz umarım anlamları.. Dinimizde ,Siz erkeklerin Kadına yaklaşım tarzı ve sevgi sunusu üzerine çok durulur,ama kavrayabilirseniz tabi.. Bir arkadaşımız yaklaşım şeklini çok çok farklı noktalara çekmiş,ama işin helal kılınan kısmı ile asıl anlamı çoktan kaçırmış.. Ayrıca ayetlerin sırası da karışmış, 222 ve 223 yer değiştirmiş ve kadınlara has özel durumlardan ,kadınlara nasıl davranılacağına dair durumlara geçişte bütün anlamlar harmanlanmış her zaman ki gibi.. Ortada çelişki yok, siz her davranışı ve her öğüdü cinsellik olarak yorarsanız,elbet dinden çıkmanız anlaşılabilir bakış açılarınızda.. Ha, bir önceki ayette cinsellik anlatılıyordu, şimdi buradaki yaklaşımda cinsel yaklaşımdır,oldu bitti.. cık .. olmadı arkadaşlar,olmuyor..

 

""Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın"" bu ne arkadaşlar,macun falan yemek mi,yoksa kadına davranışınızın sonucunu nasıl alabileceğinize dair size öğütler mi? Ya kendinize güzel ortamı sağlarsınız kadınınıza güzel yaklaşımlarla, ya evinizi yuvanızı kendinize zulme çevirirsiniz kadının sevgisini yitirerek..Kadın siz gibi değildir sayın erkekler, siz de kadın gibi değilsiniz, bu yüzden biraz daha geniş düşünmeli kanımca ayetleri...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu iletiye benden alıntı yapılarak konulmuş ayetler bunu ben yazmıştım

 

Sn Kafadengi hadi bu ayetlerin savunulur bir tarafı var (çelişkili olmadığı konusunda yoksa kadına yaklaşım ya da içerik anlamında değil) sana hakvermiyor değilim

 

Ama o kadar çok çelişkili ayetler varki (arkadaşlar 10 larcasını yazdılar)

 

hele miras paylaşımı olayı; evlereşenlik

 

tek başına bile Allah ı inkara götürür (yazımda hata yoksa)

 

Bunlarda bir tarafa İslam araplar içindir kabile dinidir evrensel hiç bir yanı yok

 

Günümüzde ise zarardan başka bir şeye hizmet etmiyor

 

Biraz sert oldu ama öyle...

 

saygılar

 

 

kendı aklını herseyın ustunde goren, onuda bılırım bunuda bılırım dıyen ınsanın aslında bılmesı gereken tek sey var o da HADDI.

 

bu ayette gecen nerden ve nasıl kelımelerı arasındakı farkı goremeyecek kadar buyuk hatalar yapmasına sebep olan nefsı varsa bır kısının bır degıl bın dusunmesı lazım... celıskılı dedıgımız ayetler benım ıcın anlayamadıklarımızdır. ben boyle gordugum ıcın ımanımı muhafaza ederım, bazı arkadaslar celıskı olarak gorur ınkar eder. kaınatta hıcbırsey yok olmuyorsa eger, her etkının bır tepkısı oluyorsa ve bu mutlaksa maddı sahada yanı fen ılımlerınde, ben ınanıyorumkı bu kaıde manevı saha ıcınde gecerlıdır. ıman eden ıle ınkar edenın akıbetınde bı fark olmaması aynı ceza yahut mukafata muhatap kalması esyanında esya olmayanında tabıatına aykırı.

 

sıze tesekkur ederım sayın evdeyokuz. Allah razı olsun. hıcbır komplesk tasımaksızın hakıkatı teslım etmıssınız. ınanın bende oyle yapıyorum. bırıne yanlıs yapmıssam ozur dılıyor, savundugumun aksı ıspatlanırsa ben bunu nasıl dusunememısım dıye hayıflansamda muhatabımın hakkını teslım etmekte bı sakınca gormuyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ibrahim-47

 

Sakın Allah?ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

 

Şimdi bu ayette geçen ''intikam sahibidir'' kısmı kafama takıldı...

 

intikam = öç almak

 

intikamcı = öç almak isteyen

 

Allah bu ayette kendisini intikamcı olarak nitelememiş midir?

 

intikam sahibi olmak, aynı zamanda bir zaafiyetin de kabulu olmaz mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Temel sorun nedir aslında biliyormusunuz...

Temel sorun; Din ve mitos dediğimiz inanç biçimlerinin temelini dinin tanrıyla ilgili her spekülatif açıklamalarıyla dolu olmasıdır...

Ki bu da tanrının varlığı ve niteliklerinden çok, insanın kendi varlığını açıklamaya dönük kaygılarını içerir...

Yani insan kaygılarının Tanrı "sanki-var" düşüncesinin sonucuyla bu dünyayı geçelim ama öteki dünyayı kurtarma taahhüdüne de kulak asalım düşüncesinden başka birşey değildir bence...

Ki bu da bana...

Toplumsal mezar kazıcılığından başka birşeye hizmet etmeyecek kadar tehlikeli düşüncelerdir diyorum...

 

Saygılar..

DİPNOT...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ibrahim-47

 

Sakın Allah?ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

 

Şimdi bu ayette geçen ''intikam sahibidir'' kısmı kafama takıldı...

 

intikam = öç almak

 

intikamcı = öç almak isteyen

 

Allah bu ayette kendisini intikamcı olarak nitelememiş midir?

 

intikam sahibi olmak, aynı zamanda bir zaafiyetin de kabulu olmaz mı?

Galiba o ayeti sinirliyken yazmış olur öyle şeyler ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.